Zıplanacak içerik

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. sardunyam şurada cevap verdi: femalexx başlık Forum Oyunları
    Bizim intikamımız, zalimlerin zulmüne karşıdır. Onlarda zulüm hissi yaşadıkça bizde de intikam hissi devam edecektir. M. Kemal Atatürk
  2. rica ederim... hayırlı olsun ama okul ne olacak jönüm
  3. bundan 20 sene sonra bugünkü halimize güleceğimiz kesin değil mi leylacım... şimdi düşük belli pantolonlar, sivri burun çizmeler, dar badyler, kapriler, boncuklu abiyemsi spor tşirtler giyiyoruz anlatırken bile komik geliyor ileride bakar bakar tanımazdan geliriz yine... küçükken sokakta düşerdik birde hepimiz bilirsiniz... dizkapaklarımız yara kabuğu olurdu sonra onları soyardık kızkardeşim hafif parantez bacaklıydı pijamayla sokağa fırlardı ve koşarken bir ayağı pijamanın içine girerdi aynen 2.80 uzanırdı... babannemde düştüğü yere tuz dökerdi tam sebebini bilmiyorum ama batıl bir inançtı işte... hiç aklına gelmezdi ama kızın çarpıklıktan düştüğü bacaklar içeri dönük ve pijamalar geniş olunca düşmemek marifet oluyordu... erik çalardık bahçelerden yaşlı amcalar peşimize düşerdi çalınmamış eriğin öyle tadı olmuyor şimdi... gerçekten otlamışız ya, ama gülmekten öldürdü bu lafın beni
  4. bende çok severim canım aldım teşekkürünü ve bu güzel duygularına karşılık bulduğunu söylemek isterim... DOSTUM... ey hayat, söyle nedir seni yaşanılır kılan...? nedir bütün acılara dayanma gücü veren? her canın ölümü tadacak olmasını bilmesine rağmen nedir seni vazgeçilmez kılan... şiirlerde aradım seni, hikayelerde aradım, gözlerde aradım, dostlarda aradım, yürüdüğüm yolun manasında aradım, kavgalarda, kırılmalarda, düşlerde, umutlarda, şarkılarda, meyve veren ağaçlarda, bir kedinin mırıltısında, bir kuşun kanadında, bir yağmurun damlasında, toprağın bereketinde, güneşin vazgeçmeden hergün doğuşunda, ıssızlıkta, kalabalıkta, sende, bende, onda, doğurduğum evlatta, yaşarken tanıdığım herşeyde aradım... her tattığımda ve her tanıdığımda buldum senden bir mana ama eksik olan bir şey var... çözemediğim... bir şey daha var bütün bildiklerimden başka!!!
  5. katakuta ben bahsettiğiniz ayette ne denildiğini gayet iyi anlıyorum. ama her müslümanın inandığı dini savunma hakkı vardır. inkarcılarla burada birşey tartışıyor olmamızdan dolayı onlarla işbirliği yapmıyoruz biz inancımızı Allah'ın rızası için savunuyoruz. ve Kuran'ın ne kadar haklı olduğunu kendimiz tecrübe ediyoruz. bu inancımızın dahada artmasına vesile oluyor. dinin sahibi ve din gününün sahibi gönderdiği dinle alay edenlerin hakkını verecektir. bizim inancımız budur.
  6. Evrensel bütün iletilerimden çıkardığın sonuç bu mudur? bizim haklımız kolay galeyana gelir diyelim peki Ermenistandaki protestoları görmedinmi? kaldıki bizim halkımızın çoğunluğu bu hain cinayeti duyarlılıkla kınamıştır. Bir Türk'ü sadece kimliğinden ötürü benimsemem ama kendi halkımı (ermenisi, kürdü, lazı, çerkezi, çeçeni) Türkiye vatandaşı olan her birini ancak kişiliği ile değerlendiririm. Hrant Dink her şeye rağmen bu ülkede kalmaya karar verdiyse ve burayı vatan bildiyse kimsenin ona başka gözle bakmış olması düşünülemez. Kaldıki istese kendisi Ermeni kökeni dolayısıyla dışarıda çok daha fazla destek bulabilirdi. Bütün bunları biliyorum... Ama siz anlamak istemiyorsunuz benim meselem Türkiyedeki Ermeniler değil... Dünyadaki Ermenilerin Türkiye ve Türkler üzerinden siyaset yapması... Hrant Dink yine bir keresinde söylemiş, emperyalistler dün bizi Ermenileri kullandılar bugün Kürtleri kullanıyorlar Kürtler bu oyuna gelmemeli... Ama bindiği dalı kesenler yokmu? malesef var... Siz kendi halkınızı özellikle kökeni Türk olanları Ermenilere değişiyorsunuz... halkımızı her türlü suçluyorsunuz, oysa bu millet yeryüzünde kim zulme uğradıysa hep yanlarında olmuştur. Mazlumdan yana olmuş ekmeğini paylaşmıştır. Bunca haksızlığa uğramasına rağmen hiçte söylediğiniz gibi galeyana gelmemiştir. Medyayı kimlerin yönettiğinden ya haberiniz yok yada görmezden geliyorsunuz. Türk medyası Türk halkının gerçek düşüncelerini yansıtmıyor... Ve bir şey varki Hrant Dink olayında daha önce hiç kimseye gösterilmemiş bir ihtimam gösteriliyor ve üstelik bunu yapan Türk medyasıdır. Sanki vicdani bir rahatsızlık duyar gibi. Ben bir milletin bu cinayetten vicdani bir sorumluluk duymasını gerekli görmüyorum çünkü büyük çoğunluğu bu cinayeti ve tüm cinayetleri kınıyor... Belkide dünyada hiç örneği görülmemiş şekilde... Cenaze günü orada bulunanların hepsi Ermeni değildi ama o pankartları kim hazırladıysa iyi niyetle hazırlamadığı aşikardır. Daha öncede söyledim eğer öldürülen Hrant Dink'in Türk vatandaşı olduğunu kabul ediyorlarsa pankartlarda yazanın "hepimiz Türküz" olması gerekirdi. Çünkü yaşadaydı kendisi buraya vatanım dediğine göre vatandaşım diyecekti. siz bu cinayet sebebiyle bir milleti yere çalıyorsunuz ama başka bir milleti methediyorsunuz. bu millet Ermenilere kucak açmaktan başka ne yapmıştır. eğer içimizde fitne sokan varsa onuda iyi görmek gerekir. insanlarımızda gavur düşmanlığı yok bunu kabul etmiyorum. belki bir kısım kafalarda vardır ama o kafalar kendi dinlerinden olanlara bile tahammülsüzdürler. ve bunu genele yayamazsınız. gavur diye hor görülenleri önemsiyorsanız Türk ve müslüman olduğu için hor görülenleride size hatırlatırım...
  7. siz kendinize evrensel diyorsunuz ama birşeyleri atlıyorsunuz evrenselliğiniz seçilmiyor buralardan yunanistanda doğmuş olsaydınız ve milletinizi sevmenizden rahatsızlık duymazdım her millet bir tesadüf eseride gelmiş olsa vatandaşını sever bir milletin başka bir millete üstünlük taslaması değil benim millet sevgisinden anladığım tesadüf eseri geldiğin aileni sevdiğin gibi ailem gibi seviyorum ülkemin insanını bu ulusu oluşturan bütünü seviyorum... tek istisna kendi ülkelerini satanları sevemiyorum... Hz.Ali'nin bir sözü "kendine yapılan her kötülüğü affet ama vatana ve millete yapılanı asla" kötülükten kastımı anlamışsınızdır umarım... bir Ermeni kökenli vatandaşımız hain bir kurşunla can verdiğinde onun canını alanda bu vatana kötülük yapmış olandır... ama o Ermeni vatandaşımız bana göre Türk vatandaşıdır ve o sebeble ben "hepimiz ermeniyiz" demiyorum...
  8. git ona git benden selam söyle selam söyle aramasın artık hiç beni öyle beni böyle
  9. evet bizim imam hep uykuya dalıyor ben gidip zile basıp kaçıyorum bu saatte seni uykuya çevireyim bari derin derin uyu bişey olursa dürterim seni
  10. ben ekmek arası peynir yidim sabaha kadar idare eder şimdi bunun üstüne bir bardak kahve gider ama ben seni capuccinoya çevirdim
  11. tosta çevireyim bari harbi karnımdan ses geliyor
  12. fırından yeni çıkmış simite
  13. Türk sinemasının hareketlenmesi ve yabancı sinemayla gişede başabaş mücadelesi umut verici. 8 salonlu sinemaların 5 inde Türk filmi oynuyor dilerim daha büyük başarılara imza atarlar.
  14. evrensel gerçekten ajitasyon yapıyorsun bir insanı kutsallaştırmaya çalışırken bir toplumu karalıyorsun Hrant Dink gibi niceleri öldü ve hepsi yaptıkları ile anılıyor... Ermenileri sevebilirsin sevmene kim ne diyor ki? Bu ülkede Ermeniler gibi iyi Türklerde var... bir kerede kendi milliyetinden olanı övmeyi deneseydin... Ermeniler harika insanlar olabilirler ama bu ülkede yaşayan Türklerde harika insanlar... ermenilere kucak açtılar, birlikte yaşadılar, yahudileri de öyle... hatta onları yüksek mevkilere getirecek kadar güvendiler... karşılığında ne aldılar... soykırım yaftası... bunlar senin için önemli olmayabilir ama benim için önemli ve kendi milletimden daha çok sevmeyeceğim Ermenileri...
  15. Özledim seni... Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir... Beynimi uyuşturuyor özlemin... Çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum. Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp sürekli bir boşluğa dönüşüyor. Sabahlara seni okşayarak başlamaları, akşamları her işi bir kenara koyup seninle baş başa karşılamaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü... Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne yumuşak, bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken... Ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken... Hasta olduğunda, o korkunç kriz gecelerinde günler, geceler boyu nöbet tuttuk başında... O şen kahkahalarına yeniden kavuşabilmek için sessiz dualar ederek... "Atlattı" müjdesini kutlarken yorgun bedenindeki yaraları okşayarak, doktorun böldü sevincimizi: "Yaşayamaz artık bu evde... Yüksek binalar ve beton duvarların gri kentinde" dedi, "O gitmeli... Ve kendine yeni bir hayat çizmeli..." Bilsen ne zor, gitmen gerektiğini bile bile "Kal" demek sana... Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni unutmandan geçtiğini bilmek...Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğumuzu görmek ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" demek... "Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa" demek sana ne zor... Sesimi, kokumu çekip alıvermek beyninden, sesin, kokun hala beynimdeyken... Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden... Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek... Ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın arka koltuğuna, birlikte güneşlendiğimiz onca yazı, yan yana titreştiğimiz onca kışı, paylaştığımız bunca acıyı, onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına, arkadan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor... Ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir şoföre "Hızla uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git" demek... Yokluğunu beklemek, ne zor... Bunları düşündükçe, şu anda uzaklarda bir yerlerde üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp, terk edilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları, yalnız bulvarları arşınlayarak sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak ve yavaşça üzerini örtmek geliyor içimden... Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe dönüşmesinden hicran duyuyorum. Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde, terk etmişlere özgü bir terk edilme korkusunu da yüreğimin derinliklerinde duyarak sana koşmak, yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek ve "Dön bebeğim" demek istiyorum: "Geri dön... Kulüben seni bekliyor..." can dündar
  16. Al Güle Damlayan Kan Benim sevdalarım Al güle damlayan kandı Çocuksu korkularım Geceyi siyaha boyardı. Uzaklarda alemlerim Avucumda yıldızlar vardı Erguvan umutlarım Sana sabahı soyardı. Sessiz çığlıklarım Özgürlükler adardı Kederli gecelerim Bir fezayı sarardı. Siyah beyaz düşlerim Gökkuşağı takardı Yoksuldu özlemlerim Sadece sana tapardı. Hazanda gurbetlerim Gurbette hazanlarım vardı Ayazda hüzünlerim Hislerimi yakardı. Prangaları yeminlerim Ayağıma çakardı Yalanlarım ellerimi Kelepçelere sokardı. Coşkun denizlerim Yakamozları yıkardı Irmaklarınde suyum Yalnız yetim akardı. Kağıttan kayıklarım Nuh`un gemisi kadardı Yağınca ağıtlarım Yağmurda toprak kokardı. Kavgasız savaşlarım Yazgımı kurşunlardı Şafaksız ufuklarım Güne hasret yaşardı. Benim hür yarınlarım Sefiller ve açlarındı Bildiğim tek dünlerim Gözlerinle saçlarındı. Baharda rüzgarlarım İğde kokusu taşırdı Gururlu kahırlarım Sanki mezar taşımdı. İçinde yitip gittiğim Seni gördüğüm andı Benim sevdalarım Al güle damlayan kandı. coşkun deniz
  17. Hep Kahır Dur! Bırak kaynasın kahvenin suyu, Bana istanbul'u anlat nasıldı? Bana boğazı anlat nasıldı? Haziran titreyişlerle kaçak yağmurlar ardı yıkanmış, Kurunur muydu yine o yedi tepe Ana şefkati gibi sıcak bir güneşle... İnsanlar gülüyordu de Trende,vapurda,otobüste, Yalanda olsa hoşuma gidiyor,söyle. Hep kahır,hep kahır,hep kahır Bıktım be... Dur! Bırak kalsın,açma televizyonu Bana istanbul'u anlat nasıldı? Şehirlerin şehrini anlat nasıldı? Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp, Köprüler,Sarayburnu,minareler ve halici öv Diyiverdin mi bir merhaba,gizlice... İnsanlar gülüyordu de Trende,vapurda,otobüste, Yalan da olsa hoşuma gidiyor,söyle. Hep kahır,hep kahır,hep kahır Bıktım be... Dur! bırak,kımıldama,kal biraz öylece n'olur Kokun İstanbul gibidir,gözlerin İstanbul gecesi. Şimdi gel sarıl,sarıl bana kınalım Gökkubbenin altında ordada beraber, Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali, Hasretinin çölünde sanki bir pınar gibi. İnsanlar gülüyordu de Trende,vapurda,otobüste, Yalanda olsa hoşuma gidiyor,söyle. Hep kahır,hep kahır,hep kahır Bıktım be... cem karaca
  18. Bir Yılbaşı Gecesi Niye geldin 47 senesi? Sanki geçen yıldan memnun muyduk? Uzak düştük bütün ahbaplardan, Ne ısındık, Ne doyduk. Çocuğumun elindeki ekmek Ben laf söyledikçe azaldı, Bu yüzden şiirler ceplerimde Her zaman yarım kaldı. Gün geçtikçe zayıfladı karım, Gün geçtikçe işimden soğudum. Öyle zamanlar oldu ki Yaşadığımı unuttum. Hey sokaklar uçup giden sokaklar Bir zaman bende gezerdim. Çarşı Pazar kalabalık gördüm mü Korsan gibi dalıp girerdim. İnanılmaz genişlikte çayırlar görmüştüm İnanılmaz mavilikte denizler. Kızlar vardı diri, pırıl pırıl Sudan yeni çıkmış balığa benzer. Öyle kadınlar gördümki koy başını göğsüne Yaz günlerini yaşa. Hey hovardalık günlerim benim Geri gelmez bir daha. Arkadaşlarım da oldu zaman zaman, Çoğu hergele çıktı. Öylesini gördüm ki bazen Altın gibi çocuktu. Boş ver filan oğlu filan Yılbaşı gecelerinde tasalara boşver! Bilmezmisin rüzgar estikçe Çiçeklerin kokusu uçar gider. Bilmez misin ağaçlar sallandıkça Meyveler dökülür yere, Gün olur yeniden bahar gelir Dünyamız yeşerir birden bire. Hoş geldin yılbaşı gecesi Geçen yıllardanda memnunduk, Gelecek günleri düşündük de Hem ısındık, hem doyduk cahit külebi
  19. sardunyam şurada cevap verdi: odessa başlık Anı Defteri - Defterleri
    Rüzgar Şimdi bir rüzgar geçti buradan Koştum ama yetişemedim, Nerelerde gezmiş tozmuş Öğrenemedim. Besbelli denizden çıkıp Kıyılar boyunca gitmiştir, Tuz kokusu, katran kokusu, ter kokusu Yüreğini allak bullak etmiştir. Sonra başlamış tırmanmaya dağlara doğru Bulutları koyun gibi gütmüştür, Okşayıp otları yaylalarda Büyütmüştür. Köylere de uğradıysa eğer Islak, karanlık odalarda beşik sallanmıştır, Güneş altında çalışanlara İmdat eylemiştir. Sonra başlayıp alçalmaya ovalara doğru, Haşhaş tarlalarında eflatun, pembe, beyaz, Kıraçlarda mavi dikenler.. Toz toprak gözlerine gitmiştir. Şehirlere uğramış ki yanımdan geçti, Haşhaş çiçeğine benzer kızlar görmüştür, Bir gülüş, bir tel saç, allık pudra Alıp gitmiştir. Şimdi bir rüzgar geçti buradan Koştum ama yetişemedim, Soraydım söylerdi herhalde Soramadım. cahit külebi
  20. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Kayıp Sevda Bir yandan türkü söyler Bir yandan yürür ağlıyarak, Sevdası rüzgâr gibi iter Dere boyunca yalnayak. Nilüferler gibi solgun Ophelia! Yanaklarına yapışır saçları. Açılır etekleri suyun yüzünde, Seyrederdi söğüt ağaçları. İnsan kalbi o zamanlar da vardı Daha küçüktü, daha kırmızıydı ama şimdikinden Kopardılar kalbini Ophelia'nin Nilüferler gibi sarardı. Şimdi de kızlar sokaklarda, Minnacık eller, ayaklar, saçlar. Ama nerde onlar, nerde Ophelia Nerde evvel zaman içindeki aşklar cahit külebi
  21. Dost Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın Sabahlara kadar oturup konuşalım Kimse duymasın Mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız Dokunarak uçalım. insanlardan buz gibi soğudum, işte yalnız sen varsın Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın. cahit külebi
  22. sardunyam şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    Hikaye Senin dudakların pembe Ellerin beyaz, Al tut ellerimi bebek Tut biraz! Benim doğduğum köylerde Ceviz agaçları yoktu, Ben bu yüzden serinliğe hasretim Okşa biraz! Benim doğduğum köylerde Buğday tarlaları yoktu, Dağıt saçlarını bebek Savur biraz! Benim doğduğum köyleri Akşamları eşkiyalar basardı. Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem Konuş biraz! Benim doğduğum köylerde Şimal rüzgarları eserdi, Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır Öp biraz! Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin! Benim doğduğum köyler de güzeldi, Sen de anlat doğduğun yerleri, Anlat biraz! cahit külebi
  23. Masaldaki Yalnızlık Ben yalnızlığı Gökte uçar gördüm. Ben yalnızlığı Garip naçar gördüm. Ben yalnızlığı Gelip geçer gördüm cahit külebi

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.