muki tarafından postalanan herşey
-
Burak ile Levent
BİR DAHA DÜŞÜN AYDA 9 MİLYAR MAAŞLA GEÇİNEMEYEN BİR BAŞBAKAN! 7 YILDA DOLAR MİLYARDERİ OLAN RECEP TAYİP ERDOĞAN AYDA 9 MİLYAR LİRALIK BAŞBAKANLIK MAAŞIYLA GEÇİNEMEDİĞİİ SÖYLÜYOR. RECEP TAYYİP ERDOĞANIN İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞINA ADAY OLDUĞU GÜN AÇIKLANAN SERVETİ: KASIMPAŞADA BİR DAİRE, MALTEPE DE BİR KOOPERATİF HİSSESİ, GAZİOSMANPAŞADA 346 M2 ARSA, BURAK GIDA VE TİC.LTD.ŞTİNDE % 10 HİSSE. ( 20 ŞUBAT 1994 TARİHLİ SABAH GAZETESİ). 7 YIL SONRA RAHMİ KOÇ ‘’ TAYYİP BEY 1 MİLYAR DOLAR PARA BİRİKTİRMİŞ. AÇIKLAMASINI YAPTI. ( 3 AĞUSTOS 2001- CNN TÜRK) BAŞBAKANIN 26 YAŞINDAKİ OĞLU AHÖET BURAK ERDOĞAN 2.325.000 DOLARA BİR KURU YÜK GEMİSİ ALDI. BAŞBAKANIN DİĞER OĞLU BİLAL ERDOĞAN, ABD DE 261.000 DOLARA DAİRE SAHİBİ OLDU. AYRICA İKİ KARDEŞ, ÇAMLICA KISIKLIDA TAPU KAYITLARINA GÖRE 1 TRİLYON LİRALIK VİLLANIN SAHİBİ OLDULAR. BAŞBAKAN AYNI YERDE, İÇİ 450 M2 OLAN VİLLANIN BİR BENZERİNİ KENDİSİ İÇİN SATIN ALDI. BAŞBAKAN ERDOĞAN ‘’ BEN TİCARET YAPMAZSAM, ORADAN PARA KAZANMAZSAM, BU MAAŞLAR ( BAŞBAKANLIK MAAŞI ) GEÇİNEMEM. DİYOR. PEKİ HALK NASIL GEÇİNSİN? NAYLON FATURA DÜZENLEMEKTEN SANIK BİR MALİYE BAKANI! SANIK MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN IN OĞLU ABDULLAH UNAKITAN, HİÇ ÇALIŞMADAN,YORULMADAN,OTURDUĞU YERDE BİR KALEMDE 366 MİLYAR LİRA KAZANIYOR. PEKİ NASIL? 17 NİSAN 2003 TARİHİNDE ÖNCE MISIR İTHALATINDAKİ GÜMRÜK VERGİSİ % 20 YE İNDİRİLİYOR. 4 AĞUSTOS 2003 TARİHİNDE KEMAL UNAKITANIN OĞLU 4000 TON MISIR İTHAL EDİYOR. İTHALAT İŞLEMİ BİTTİKTEN SONRA 8 AĞUSTOS 2003 TARİHİNDE MISIR İTHALİNDE GÜMRÜK VERGİSİ YENİDEN % 45 E ÇIKARILIYOR. KİMİN HAKKI YENİYOR? TABİKİ HALKIN. ABDULLAH UNAKITAN PASTÖRİZE YUMURTA İTHALATI İŞİNEDE GİRİYOR. ÖNCE ŞİRKETİ AB GIDA SAN.TİC. A.Ş.YE 2.5 MİLYON YTL LİK TEŞVİK BELGESİ VERİLİYOR. İŞE BAŞLAMADAN ÖNCE PASTORİZE YUMURTADA KDV ORANLARI % 18 DEN % 8 E İNDİRİLİYOR. BİR ARSA SATIŞINDAN 1 TRİLYON LİRA KAR EDEN AMA VERGİ VERMEYEN BİR MALİYE BAKANI! KEMAL UNAKITAN KENDİ ALDIĞI MÜLKÜ KENDİNE SATTI, 19 AYDA 1.244.400.000.000 TL KAZANDI. İZMİRİN FOÇA İLÇESİNDE BİR TAŞINMAZ, KEMAL UNAKITANA AİT BEÖ DOŞ TİC.A.Ş. TARAFINDAN 12 EKİM 2000 TARİHİNDE 15.600.000.000 TL YE SATIN ALINDI. AYNI TAŞINMAZ 10 MAYIS 2002 TARİHİNDE YANİ 19 AY SONRA 1.260.000.000.000 TL YE BİR ÖZE LFİNANS KURUMUNA SATILDI. SATAN ŞİRKETİN ORTAĞI KEMAL UNAKITAN ALAN ŞİRKETİN GENEL MÜDÜRÜDE KEMAL UNAKITAN! BU OLAĞANÜSTÜ KARDAN KURUMLAR VERGİSİ ÖDENMEDİ, ŞİRKET TASFİYE EDİLDİ. 13 GÜNDE 219 YOL İHALESİ. AKP HÜKÜMETİ 18 KASIM 2002 DE KURULDU. HÜKÜMETİN HENÜZ İLK 13 GÜNÜNDE, 31.12.2002 TARİHİNE KADAR, TAM 219 ADET YOL İHALESİ YAPILDI. TOPLAMI 52 TRİLYON LİRA OLAN İHALE BEDELLERİ, SAYIŞTAY VİZESİNDEN KAÇIRILMAK İÇİN 750 MİLYAR LİRAYI AŞMAYACAK ŞEKİLDE AYARLANDI. BÖYLECE YOLSUZLUĞU SAPTAMASIN DİYE SAYIŞTAY DEVRE DIŞI BIRAKILDI. YOLSUZLUK YAPMADIĞINI SÖYLEYEN HÜKÜMET SAYIŞTAY HÜKÜMETİNDEN NİÇİN KAÇAR? YEŞİL KARTLI AKPLİ MÜTEAHHİT TCDD NİNAÇTIĞI 50 İSTASYON YENİLEME İHALESİNİN 10 UNU ALAN AKP KADIN KOLLARI MKYK ÜYESİ EMİNE ALİOĞLUNUN YEŞİL KARTLI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI. EMİNE HANIM’IN LİRKETİNİN SERMAYESİ 25 MİLYAR LİRA. HEM DEVLETTEN İHALE AL HEMDE FAKİR FUKARANIN HAKKI OLAN YEŞİL KARTI KULLANIP DEVLETİ SOY! HORTUMCULAR VIP SALONUNU KULLANMAYA DEVAM EDİYOR. ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK, HAVAALANININ VIP SALONUNDA BANKASINA EL KONULAN BİRİSİNİ GÖRDÜM. ADAMIN AYAKKABISININ FİYATINA BİR AY EVRAK MEMURU ÇALIŞTIRIYORUM. NASIL OLUR, VIPTE NE İŞİ VAR DİYE BAKTIM DİYEBİLİYOR. ARADAN 4.5 YIL GEÇTİ BU KONUDA HİÇ BİRŞEY YAPILMADI. AYNI ADAMLAR BUGUN DE VIP KAPISINDAN GEÇİYORLAR. HORTUMCU HELİKOPTERİYLE, HORTUMCU KÖŞKÜNE GİDEN BİR BAŞBAKAN. HALİS TOPRAKİ ÖZEL HELİKOPTERİNİ GÖNDEREREK AKP GENEL BAŞKANI RECE PTAYYİP ERDOĞANI BÖZÜYÜKTEKİ KÖŞKÜNE GETİRTTİ. GÖRÜŞMEYE BAZI HORTUMCU BANKA PATRONLARIDA KATILDI. HORTUMCULARIN HELİKOPTERİYLE GEZEN BAŞBAKAN, HORTUMCULARA VIP KAPISINI KAPATIR MI? İHALESİZ 2 MİLYON DOLARLIK İŞ ALAN AKP Lİ! TCDD İZMİR LİMANI 15 YILLIĞINA REHA DENİZCİLİK ADLI ŞİRKETE ( TOPLAM 2 MİLYAR 100 MİLYON DOLARLIK İŞ ) İHALESİZ OLARAK BİR SÖZLEŞMEYLE VERİLDİ. REHA DENİZCİLİK SÖZLEŞME TARİHİNDEN SADECE BİR HAFTA ÖNCE KURULDU. BU BALLI İŞİ İHALESİZ ALAN ŞİRKETİN BÜYÜK HİSSELİ ORTAKLARINDAN BİRİ AKP NİN BAKIRKÖY İLÇE BAŞKANLIĞINI YAPMIŞ OLAN RAHMİ GENÇ. YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE EDECEĞİM. DİYE HALKA SÖZ VERİP VATANDAŞIN OYUNU ALAN AKP BÖYLECE YANDAŞLARINI DEVLETİN OLANAKLARIYLA BESLİYOR! HORTUMCUDAN PAHALIYA AL YANDAŞINA UCUZA SAT. TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONU, CEYHAN GRUBUNDAN BANKA BORCUNA KARŞILIĞINDA DA CEYLAN GRUBUNUN 52 MİLYON DOLARLIK BORCU SİLİNDİ. DEVLETİN 52 MİLYON DOLARA ALDIĞI OTEL BİR SÜRE SONRA 25 MİLYON DOLARA AKP YANDAŞI BİR ŞİRKETE SATILDI. DEVLETİN BU TİCARETTEN ZARARI TAM 27 MİLYON DOLAR. BUNUN ADI HORTUMCUNUN CEBİNE DEVLET KESESİNDEN PARA KOYMAKTIR. HALKTAN ÇALMAKTIR! DEVLETİN 51 MİLYON DOLARLIK FABRİKASI, AKP YANDAŞINA 1.1 MİLYON DOLARA SATILDI. GERÇEK DEĞERİ 51 MİLYON DOLAR OLAN BALIKESİR SEKA KAĞIT FABRİKASI 1.1 MİLYON DOLARA AKP YANDAŞI ALBAYRAKLAR A.Ş. YE SATILDI. SELÜLOZ-İŞ SENDİKASI MAHKEMEDEN FABRİKANIN SATIŞINI İPTAL ETTİRDİ. ANCAK BU ARADA ŞİRKETTE 12.7 TRİLYONLUK BİR VARLIK KAYBI TESPİT EDİLDİ. ( YAKLAŞIK 10 MİLYON DOLAR) HALKIN VERGİSİYLE KURULAN BİRÇOK ŞİRKET AKP YANDAŞLARINA BU ŞEKİLDE PEŞKEŞ ÇEKİLDİ. BUNUN ADINA AKP NİN ÖZELLEŞTİRME - HORTUMLAMA POLİTİKASI DENİYOR. İÇİŞLERİ BAKANININ İŞ BİTİRİCİ OĞLU İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU, BAKAN OLDUKTAN SONRA TÜRKİYE JOKEY KULÜBÜ HAKKINDA İNCELEME - SORUŞTURMA AÇTIRIYOR. ANCAK TÜRKİYE JOKEY KULÜBÜ, BAKANIN AVUKAT OĞLU MURAT AKSUYU AYLIK 7.5 MİLYAR LİRAYA DANIŞMAN OLARAK TUTUYOR. YANİ HEM HAKİM HEMDE SAVCI AYNI AİLEDEN… İHALEYE FESAT KARIŞTIRSAN MİLLİ EĞİTİM BAKANI. CUMHURİYET TARİHİNDE İLK KEZ BİR KAMU KURUMU BİR BAKAN HAKKINDA YOLSUZLUK İDDİASIYLA İLGİLİ OLARAK SORUŞTURMA AÇILMASINI İSTEDİ. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI 7 HAZİRAN 2004 TARİHİNDE 135 İLKÖĞRETİM OKULU İNŞAATI İÇİN 62 İHALE AÇTI. ANCAK İHALEDE YAPILAN YOLSUZLUKLAR NEDENİYLE KAMU İHALE KURUMU BAŞBAKANLIĞA RESMEN BAŞVURARAK MİLLİ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMASINI İSTEDİ. PEKİ SORUŞTURMA AÇILDIMI? HAYIR YOLSUZLUK YAPAN AKPLİ OLDUĞU İÇİN ÖZENLE KORUNDU. BÖYLECE TAYYİP ERDOĞAN YOLSUZLUK YAPAN BİR BAKANI DAHA KANATLARININ ALTINA ALMIŞ OLDU. ÖZELLEŞTİRME YAĞMASINA ÖRNEK. GEMLİK GÜBRE SANAYİİ A.Ş. 83.1 MİLYON DOLARA ÖZELLEŞTİRİLDİ. OYSA BU FABRİKANIN SADECE ARSASI İÇİNDEKİ 154 LOJMANLA BİRLİKTE 120 MİLYON DOLAR EDİYOR. LİMANIYLA BİRLİKTE FABRİKAYI SATIN ALAN İŞADAMI ALİ RIZA YILDIRIMIN BASINA YAPTIĞI AÇIKLAMA İGSAŞ GÜBRE 90 MİLYON DOLARA SATILDI İÇİNDE 60 MİLYON DOLAR PARA VARDI. ETİ GÜMÜŞ 33 MİLYON DOLARA SATILDI, 20 MİLYON DOLAR NAKİTİ VARDI. GEMLİK GÜBRE BUGÜN SATILSA İKİ KATINA SATILIR. İŞTE ÜLKEMİZ BU ŞEKİLDE YOKSULLAŞIYOR. YAĞMAYA DEVAM: 4.5 AYDA 4 MİSLİ KAR. 3 MİLYON 751 BİN DOLARA ÖZELLEŞTİRİLEN SÜMERBANKIN ARSASININ SADECE BİR BÖLÜMÜ 13 MİLYON 750 BİN DOLARA SATILDI! SÜMERBANKIN 50 YIL ÖNCE KURDUĞU PAMUKLU MENSUCAR A.Ş. 13 TEMMUZ 2005 TE ÖZELLEŞTİRME YÜKSEK KURULUNCA 3 MİLYON 751 BİN DOLARA 47 ORTAKLI ORTAK GİRİŞİM GRUBUNA (OGG) SATILDI. OGG NUN BAŞINDA AKPLİ MANİSA BELEDİYE BAŞKANI BÜLENT KAR BULUNUYOR. ŞİRKETİ ALAN GRUBUN İLK İCRAATI SÜMERBANKIN 90 DÖNÜMLÜK ARSASININ 55 DÖNÜMLÜK BÖLÜMÜNÜ ALIŞVERİŞ MERKEZİ YAPILMAK ÜZERE KİPA TESCO ŞİRKETİNE 13 MİLYON 750 BİN DOLARA SATMAK OLDU. BÖYLECE ŞİRKET SADECE ARSANIN BİR BÖLÜMÜNÜ SATARAK YATIRDIĞI PARANIN 4 KATINI 4.5 AY INRA KAZANMIŞ OLDU. KALDI Kİ DAHA FABRİKANIN 35 DÖNÜMLÜK ARSASI DURUYOR. BÖYLECE ÖZELLEŞTİRME BİR YAĞMAYA DÖNÜŞTÜ. BİR YATIRANLAR DAHA BİR YIL GEÇMEDEN 4.5 AY SONRA SADECE ARSANIN BİR BÖLÜMÜNÜ SATARAK 4 MİSLİ KAR ELDE ETTİLER TABİİ FABRİKANIN SATILAN BİR TRİLYONLUK HURDALARI BU KARIN İÇİNDE DEĞİL… OGG YÖNETİM KURULU VE AKP MANİSA BELEDİYE BAŞKANI BÜLENT KAR, ÖİB İLE YAPTIKLARI GAYRIRESMİ ANLAŞMANIN FABRİKAYI EKONOMİYE KAZANDIRMA AMACI TAŞIMADIĞINI DA AÇIKÇA BELİRTTİ. AMAÇ ÖZELLEŞTİRMEK DEĞİL HALKIN HAKKINI YAĞMALAMAK. ULAŞTIRMA BAKANININ OĞLU NASIL GEMİ SAHİBİ OLDU? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIMIN OĞLU ERKAN YILDIRIM, ALMANYADAKİ SANTOUR GMBH FİRMASINDAN ALDIĞI 200.000 EURO İLE İTALYADA BİR GEMİ SATIN ALDI. BİNALİ YILDIRIM MİLLETVEKİLİ OLMADAN ÖNCE BU FİRMANIN GENEL MÜDÜRÜYDÜ. PEKİ BİNALİ YILDIRIMIN OĞLUNA 200.000 EURO PARA VEREN ŞİRKETE NASIL BİR KIYAK YAPILDI? TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMESİNE AİT BİR GEMİ İHALESİZ OLARAK SANTOUR GMBH FİRMASINA KİRALANDI. KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE? VER İHALEYİ KAP MİLLETVEKİLİNİ. İKİNCİ BEYAZ ENERJİ OPERASYONUNDA AKP NİN YOLSUZLUK BATAĞINA NE DENLİ GİRDİĞİ TELEFON KAYITLARIYLA DA ORTAYA ÇIKTI. MİLLETVEKİLİ CEMAL KAYA İŞADAMI İBRAHİM SELÇUĞU ARAYARAK EŞİ ÜZERİNE KAYITLI ARAM ŞİRKETİNE EÜAŞ DAN İHALE ALMA GİRİŞİMİNDE BULUNDU. SAVCILIK TARAFINDAN HAZIRLANAN İDDİANAMEDE BU AMAÇLA KARGAMIŞ ÖZLÜCE VE URFA İHALELERİYLE İLGİLİ AYRINTILI GÖRÜŞMELER YAPTIKLARI BU GÖRÜŞMELERDE SANIK SELÇUĞUN MİLLETVEKİLİ CEMAL KAYAYA YAPMASI GEREKEN KIRIMLARI DAHİ SÖYLEDİĞİ CEMAL KAYANIN TEKLİF EDİLEN BAZI İHALELERİ KÜÇÜK BULARAK KENDİSİNE DAHA BÜYÜK İHALELER VERMESİNİ İSTEDİĞİ İFADELERİNE YER VERİLİYOR. İDDİANAMEDE AYRICA İŞADAMI İBRAHİM SELÇUĞUN TEFTİŞ KURULU BAŞKANI CEVDET MALKOÇ A BASKI YAPMASI İÇİN AKP GENEL SEKRETERİ İDRİS NAİM ŞAHİNLE GÖRÜŞTÜĞÜ VE MALKOÇA ŞAHİN ARACLIĞIYLA BASKI YAPILDIĞI AÇIKLAMASIDA YER ALIYOR. YOLSUZLUKLARI ORTAYA ÇIKINCA MİLLETVEKİLLİĞİNDEN İSTİFA EDİP AYRILAN VE YARGILANDIĞI DOSYADAN MAHKUM OLAN CEMAL KAYA, 2007 SEÇİMLERİNDE AĞRI MİLLETVEKİLİ ADAYIDIR. (Şimdi o artık Milletvekili) Alıntıdır
-
Burak ile Levent
Taylan Abi ne yazmalarını bekliyordun ki. Çıkıp ta aaaaa, burada yazılanlar iftira mı diyeceklerdi?
-
Gerici bir kadının tesbitleri
Ciddiye alınacak bir yazı değil. Bu tür yazılarla kendi kendilerini tatminden öteye gidemiyorlar.
-
Masaldan masala geçiş
Bu zamanda bile aklı yerinde olan bir oğlunun hemen hemen iki misli büyüğü dul bir kadınla evlenmesini kim ister? Sizin bir oğlunuz olsa/varsa, siz ister misiniz kendinden iki misli büyük bir dul kadınla evlenmesini? Ne var canım bunda olamaz mı, ne ifade eder demek kolay. Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
-
ABDullah GÜL Cumhurbaşkanı.
Gönül isterki hakikaten değişmiş olsunlar. Emin olmasak bile; değiştik diyenler hakikaten değişmemişlerse, değiştiriverilirler.
-
ABDullah GÜL Cumhurbaşkanı.
Siz hangi millet iradesinden bahsediyorsunuz? İşsizlerin, aç insanların bilinçli iradesi olmaz. Onlar kim kendilerine biraz sadaka verirse, onu efendi yaparlar. Nitekim de öyle olmadı mı? Biraz ekmeğe, biraz kömüre oylar satın alınmadı mı? Ama biz Türkler 'bugün bugündür, yarın Allah kerim' diye başlıyoruz hayat mücadelemize, ne bir plan ne bir program ne de gelecek nesilleri düşünerekten. Vatan satılsın, Cumhuriyet yıkılsın, yaşam şartları çekilmez olsun, işsizlik yüzde bilmem nerelere çıksın, hangisinin umurunda, nasılsa sadaka dağıtanlar var, Allah onlardan razı olsun, tuttuklarını altın etsin.
-
NIKOLA TESLA (1856-1943)
NIKOLA TESLA (1856-1943) Bölüm II Tesla'nın kendine has mucidliği ve deneysiz icad yolu Bir kimse henüz ham olan tasarısıyla bir araç oluşturmaya kalkarsa, kaçınılmazlıkla zihni aracın detaylarının düşünülmesiyle işgal edilecektir. Bu kimsenin, aracın geliştirilmesi ve yeniden yapılması sürecinde konsantrasyonu azalacak ve temel ilkeleri görme gücünü kaybedebilecektir. Belki sonuç sağlanabilecektir ama herzaman kaliteden feda edilerek". İşte Tesla, kendi çalışma mantığının tersi olarak nitelediği yukardaki metodun verimsiz olduğunu bu sözlerle açıklamaktadır. Kendisi ise aklına bir fikir geldiğinde onu öncelikle hayalinde oluşturmaya başlar. İnşa sürecini zihninde değiştirir, geliştirmeleri akıldan yapar ve aracı zihninde çalıştırır. "Türbinimi aklımda çalıştırmam ya da dükkanımda test etmem benim için kesinlikle önemsizdir. Bir farklılık yoktur, ne olursa olsun sonuçları aynıdır. Bu yolla aklıma gelen bir fikri eksiksiz ve çok hızlı bir şekilde, hiçbirşeye dokunmadan geliştirebilirim". Tesla, mühendislikde, elektrik ve mekanikde,sonuçların olumlu olacağını düşünmektedir. Ona göre hemen hemen hiç bir konu yoktur ki önceden düşünülerek yapılamasın; elbette yeterli teorik ve pratik bilgi varsa. Ham fikirlerin, genellikle yapıldığı gibi, pratiğe taşınmasını gereksiz yere harcanan büyük bir enerji, para ve zaman kaybı olarak görür. Tesla, küçüklüğünde yaşadığı ve sonradan da devam eden felaketin(imgelerin hayalinde canlanması), esasında kendine bahşedilen bir güçle telafi edildiğini düşünür. Bu güç, duyu organlarının uyarmasıyla birlikte anında düşünebilme ve bu doğrultuda hızla hareket edebilme kabiliyetidir. "Bunun pratik sonucu, şimdiye kadar ancak kusurlu bir uygulaması bulunan teleautomatic (uzaktan kumada) bilimidir". Tesla, yıllarca kendini, kendinden kontrollü otomatların (self-controlled automata) planlanmasına adamış ve mekanizmaların sınırlı bir derecede de olsa akıl sahibiymiş gibi hareket edebilecek şekilde üretilebileceğine inanmıştır. 20. yy a henüz girilmediği bir dönemde, bunun endüstri ve ticarette bir devrim yaratacağını görebilmiştir. Bir kitap okudu hayatı değişti Tesla, Karakterinin güçsüz ve zayıf olduğu, cesaretinin ve kararlılığının olmadığı, ölüm ve dinsel korkularının olduğu bir dönem yaşamıştır çocukluğunda. Batıl inançların etkisi altında olduğu bu döneminde hayaletlerden, cinlerden, v.s. korkmuştur. Sonradan, babasının kütüphanesinde yaptığı gizli okumalardan birinde eline geçen bir kitapla (Aoafi- The son of Aba(Aba'nın oğlu) - Macar yazar- Josika), hayatının rotası değişmiştir. "Bu okuma, her nasılsa irademin hareketsiz güçlerini uyandırdı ve kendi kendimi kontrol (self-control) etme talimlerine başladım. Azmim önceleri Nisandaki karlar gibi eridi, ama kısa bir süre sonra güçsüzlüğümü keşfettim ve daha önce hiç bilmediğim bir memnunluk hissettim" . Lise Yılları ve hava basınçlı silindiri Tesla 10 yaşında liseye başlar. Bu lise yeni ve araç gereçle iyi donatılmış bir lisedir. Fizik departmanında çeşitli elektrik ve mekaniğe ait klasik bilimsel araçların maketleri bulunmaktadır. Bu maketlerin hocalar tarafından gösterildiği ve çalıştırıldığı zamanlar Tesla'nın en çok ilgisini çeken anlardır. Bu araçları seyrettikçe çok güçlü bir mucit olma isteği kaplar zihnini. Aynı zamanda matematiği de sevmektedir ve akıldan yaptığı çok hızlı hesaplamalarla Profesörlerinin takdirini kazanmıştır. Ancak eliyle bu yaptığı hesaplamaları tahtaya yazmak ya da herhangi bir model çizmeyi başarabilmek Tesla için azapdan başka bir şey değildir ve bu işi düzgünce yapabilmesi için yıllarca uğraş verilmiştir. Okulun ikinci senesinde Tesla'nın en büyük hedefi hava basıncıyla sağlanabilecek sürekli bir hareket yaratabilmektir. Küçüklüğünde içi boş saplardan vakumlayarak yaptığı oyuncak tüfekler zihnini hep meşgul etmiş ve vakumun gücünü kullanmak istemiştir. Bir süre düşüncelerinde karanlıkta dolaştıktan sonra bir model geliştirmiş ve hava basıncını kullanarak bir silindirin sürekli rotasyonunu sağlamıştır. Bu sürekli hareket onu fazlasıyla sevindirmiş ve en çok istediği "uçuş makinası"nın gücünü bu şekilde sağlayabileceğini düşünmüştür. O güne kadar, şemsiyeyle bina tepelerinden atlayıp kötü bir biçimde düşerek sürdürdüğü, cesaret kırıcı bir çok hatırası vardır. Bu rotasyonu sağladıktan sonra eksiğinin sadece bu rotasyonla çırpacak kanatlar olduğu fikrine kapılır. Sonuç, vakumlu silindir tüpün içindeki hava basıncının ona dik açıyla etki eden dış hava basıncı yüzünden sızdırması ve kuvvetsiz rotasyona neden olmasıyla başarısız olmuştur. Carlstadt'daki Lise yılları Okul hayatına, teyzelerinden birinin yaşadığı Hırvatistan'ın Carlstadt şehrindeki yüksek lisede devam etmiştir. Orada kaldığı 3 yıl aradan sonra okulu bitirmesiyle bir dönüm noktasına gelmiştir. Bugüne kadar anne ve babası oğullarının bir rahip olacağından hiç şüphe etmemektedirler. Fakat bu düşünce Tesla için büyük bir endişe kaynağıdır. Çünkü okul yıllarında özellikle çok zeki olarak nitelediği profesörünün etkisiyle elektriğe merak sarmış ve bu büyüleyici dünya hakkında daha çok şey öğrenmeyi kafasına koymuştur. Yol ayrımı Okulu bitip de eve döneceği sıralarda babası onu Gospic'deki salgın hastalık sebebiyle ava çağırır. Av için gittiği şehirde kendisi de hastalığa yakalanır ve 9 ay boyunca yataktan kımıldayamıyacak kadar kötü bir hastalık geçirir. Kendisi, enerjisinin tamamıyle bittiğini ve ikinci ve bu sefer galiba sonuncu defa ölümün kapısına geldiğini düşünür. Babası onun moralini iyi tutmak için elinden geleni yapmaktadır. Ve yine oğluna moral vermek için odasına girdiği bir sırada Tesla babasına; "Belki" der "Eğer sen benim mühendislik eğitimi almama izin verirsen iyileşebilirim." "Sen dünyadaki en iyi teknik okula gideceksin," diye içtenlikle yanıtlar babası Tesla'yı. Zihninden ağır bir yükün kalkmasıyla kısa bir süre içinde ilaçlarında yardımıyla iyileşir. Herkes bu süreci şaşkınlıkla gözlemlemiştir. Babası bu hastalığın ardından oğluna sağlıklı ve doğal bir ortamda dinlenmesi ve ekzersiz yapması için ısrar etmiştir. Doğayla baş başa geçirdiği bu dönemde Tesla gezintilerine bir çok kitap ve av takımlarıyla birlikte çıkmış, Bu dönem onun hem zihnini hem de bedenini kuvvetlendirmiştir. Gezintileri sırasında hayalinde birçok şey tasarlamıştır, fakat tasarladıkları gibi, tasarıların dayandığı kurallar da bilgi eksikliğinden dolayı hayali şeylerdir. Akıllara Durgunluk veren Tasarılar Bu döneme rastlayan iki tane ilginç tasarısı var Tesla'nın. Biri, mektup ve paketlerin denizaltına yerleştirilecek tüplerle su basıncı kullanılarak iletilmesini sağlayacak olan projesi, çok daha hayali olan diğeri ise, ekvatorun etrafına dünyaya bağlı olmadan kendiliğinden hareket eden bir halkanın inşa edilmesi ve bu halkaya istenildiği zaman dünyadan ulaşılarak, dünyanın kendi etrafında dönüşü sayesinde, trenlerin hiçbirzaman ulaşamıyacağı saatte binlerce kilometre yol alınabilmesinin sağlanması. Bunun komik bir düşünce olduğunu otobiyografisinde Tesla da belirtir ama kendisinden daha kaçık ve komik bir NewYork'lu profesörden bahseder. Bu bilimadamı da atmosferdeki havayı çok sıcak olan bölgelerden ılıman olan bölgelere pompalamak niyetindedir ve bu amaç uğruna devasa büyüklükte bir araç bile yapılmıştır. Büyük düş Gratz'daki okulda yapılan deneylerde ilk defa "Gramme Dinamo"yu görür. Bu dinamo bir jenaratör gibi çalışmakta ve tersine çevrildiğinde de bir elektrik motoru olmaktadır. Fakat çok fazla ses ve kıvılcım çıkaran verimsiz bir motor. Bunun üzerine düşündüğünde, kendisinin bu motoru kıvılcımlar çıkartmasına sebep olan fırçaları kullanmadan yapabileceğini iddia eder. Profesörü dersde Tesla'yı şöyle yanıtlar. "Bay Tesla büyük şeyler başarabilir ama kesinlikle bunu yapamıyacaktır". Tesla bunu yapmıştır! Gratz'daki okulu bitince 1880 de Prag'a gider, babasının arzusunu gerçekleştirmek için üniversite eğitimini orada tamalayacaktır. Burada yaptığı çalışmalarda henüz amacına ulaşamıyacaktır ama bu doğrultuda bir ilerleme olarak komütatörü(elektrik akımının yönünü değiştirir) makineden ayırmayı başarır. Göethe'nin Faust'u ve döner manyetik alanın icadı Hayatı tekrardan kazanmıştır ve derinlerde, esasında bunun beynin kazandığı ama henüz dışa ulaşmamış bir savaş olarak görür. Ve bir hafta sonu Şehir Parkında arkadaşıyla yaptığı bir gezi sırasında Göethe'nin Faust'unu ezberden okurken birden fikir aniden bir flaş gibi patlar beyninde. Bir sopayla kuma diyagramı çizer ve arkadaşına, kendisine bir makina kadar gerçek görünen çizimi göstererek, "bak motorumu görebiliyor musun" diye sorar. Bu plan, AC (Alternatif akım) akımdan yararlanmayı sağlayacak ilk adım olmuştur. Döner manyetik alanın prensiplerini belirlemiş ve endüksiyon motorunu tasarlamıştır. Telefon şirketindeki çalışmasına kaderin bir cilvesi olarak, teknik ressam olarak başlamıştır. Sonraları departmanın başındaki kişinin ilgisini çekmiş ve hesaplamalar, dizayn etme ve yeni makinaların yerleştirilmesinde karar verme yetkileriyle donatılmıştır. Telefon santrali çalışmaya başlayana kadar orada çalışmış ve o günün telefon teknolojisine, patentini hiç bir zaman üzerine almadığı ama onun tarafından icad edildiği bilinen araçlar yaparak katkıda bulunmuştur. Edison'la tanışma ve büyük umutlar ülkesi "Amerika" Nikola Tesla, 1882 yılında bir arkadaşının önerisiyle Paris'e, Edison şirketinin bürosuna çalışmaya gitmiştir. Burada Edison'un yakın arkadaşı ve yardımcısı Mr. Batchellor ve bir kaç amerikalıyla daha tanışır. Ancak tek tanıştığı amerikalılar değil "amerikan yaşam biçimi(american way of life)" de olmuştur. Daha sonraları çok acı çekmesine ve delilik olarak adlandırılabilecek araştırma ve açıklamalar yapmasına sebep olacak sinir bozukluklarına sürükleyecek bu tarz o zamanlarda ona sadece komik görünür. "Amerikalılar benle çok ilgiliydiler, özellikle de bilardo oynamadaki üstünlüğümle. Bu baylara bu konudaki icadımı anlattım ve baylardan biri bana hemen bir hisse senedi(borsa) şirketi kurmayı önerdi. Bu teklif bana son derece komik geldi ve ne demek istediği konusunda, bunun bir amerikan tarzı olması dışında çok küçük bir fikrim vardı" . Tesla bu dönemde bir Almanya bir Fransa arasında gidip gelmeye başlar. Güç ünitelerinin onarımı için çalışmaktadır. 1883 yılında bir görev için gittiği Strazburg'da, saatlerce çalışmanın sonunda, fırça ve komütatör kullanmaksızın ilk endüksiyon motorunu yapmayı başarır. Strazburg'daki işini başarılı bir biçimde bitirdikten ve şirketinin önemli miktarlarda para kaybetmesini önledikten sonra Paris'e geri döner. Edison'un arkadaşının ısrarıyla bundan sonraki çalışmalarını yürütmesi için "büyük umutların ülkesi" Amerikaya hareket eder. Hiç bir zaman para konularında başarılı olmayacak olan Tesla'nın New York'a vardığında cebinde yalnızca 4 senti vardır. Edison'la tanışmasının hayatında unutulmaz bir an olduğunu söyler. Bilimsel bir eğitim görmemiş ve Çocukluğunu bazı avantajlardan yoksun olarak geçirmiş bu harika adam onu hayrete düşürmüştür. Bu durumda olduğu halde çok şey başarmış biridir. Kendisi, bir düzine dil üstüne çalışmış, sanat ve edebiyat dünyasına dalmış, ve en iyi yıllarını kütüphanelerde, Newton'un prensiplerinden Paul de ****'un romanlarına kadar, eline geçen hertürden kitabı okuyarak geçirmiş ve Edison'la tanıştığında da, bu adamın karşısında bütün bu yılları boşuna yaşamış olduğunu hissetmiştir. Daha sonra yavaş yavaş bu düşüncelerinden sıyrılmış aynı zamanda da yine bu dönemde yaptığı başarılı çalışmala sebebiyle Edison'un güvenini kazanmıştır. Yüksek Frekans çalışmaları ve Tesla Coil (Tesla Bobini) Tesla 1889'un sonlarına doğru Pitsburg'dan New York'daki laboratuvarına döner dönmez yüksek-frekans makineleriyle(high-frequency machines) ilgili çalışmalarına kaldığı yerden devam eder. Bu keşfedilmemiş alandaki yapım aşamasının problemleri çok yeni ve pek tuhaftır. İndükleme tipini(induction type), kusursuz sinüs dalgaları oluşturabilmekten uzak olduğu için reddeder. Sinüs dalgalarının rezonans için çok önemli olduğunu söyler. Nihayetinde, çalışmalarının sonucunda, farklı bir amaçla icad edilmiş de olsa, 1891 yılında bugün radyo, televizyon ve bilgisayar teknolojisi başta olmak üzere birçok elektronik ekipmanda kullanılan Tesla Bobinini(Tesla Coil) keşfetmeyi başarır. Tesla Bobini, radyo frekanslarında yüzbinlerce volta varılmasını sağlayan yüksek-frekans transformatörüydü. Elektrik akımı bu aletin tepesinde sıçramalara neden oluyor ve mavi kıvılcımlar çıkartıyordu. Bu elektrik deşarjlarının bir alıcı tarafından kablosuz olarak alınabilmesi elektrik enerjinin kablosuz transferini sağlamış olacaktı. 1891 yılında Tesla'nın laboratuvarında yaptığı küçük makineler sadece 10-15 cm lik sıçramalar(deşarjlar) meydana getirebiliyordu. 1900 yılında yaptığı daha büyük olanlarda ise 100 lerce metrelik sıçramalar elde etmeyi başarmıştı. Söylendiğine göre, yüksek frekanslardaki elektrik akımları vücuda zarar vermeden derinin üzerinde dolaşabidiği için Tesla'da bu kıvılcımları parmaklarından alıp vücudunda dolaştırabilirmiş. Tesla Bobini, onun için yepyeni bir başlangıç demekti. Bütün yaşamı boyunca düşündüğü doğal enerjinin insanlık yararına kullanılması açısından çok önemli bir adım olmuştu. Bu alet sayesinde elektirğin çok yüksek frekanslarda kablosuz olarak transferinin mümkün olacağını düşünüyordu. Ve kuracağı merkezlerle küçük bir kaynaktan yükselterek elde ettiği elektrik enerjisini (milyonlarca volt) kablosuz olarak dünyanın istediği yerindeki alıcılara ulaştırabilecekti. Bunu yapabilmek için en iyi iletken dediği yerküreyi kullanıyordu. Bu bizim AC sisteminde evlerimizde kullandığımız topraklama gibi düşünülebilir; yerküre esasında kendisine aktarılan elektriği kaybetmez ve topraklanan akım gücünün yettiği yere kadar dalgalar halinde yayılır. Tesla, çok kuvvetli elektrik akımlarını topraklıyordu ve bu akımı başka bir akımla aynı yerden topraklayarak destekliyor ve dalgayı Kuvvetlendiriyordu. Böylece saniyede 300.000 km hızda hareket eden (ışık hızıyla aynıdır) elektrik dalgaları, dünyanın merkezinden geçerek diğer taraftan dünyanın yüzeyine çarpıyor ve tam olarak aynı noktadan geri dönüyordu. Salıncak örneğinde olduğu gibi küçük küçük ama aynı kuvvette ittirmelerle rezonans mantığına göre yükselen salıncak gibi elektrik dalgaları da her geri gelişlerinde daha kuvvetli oluyor ve daha yükseğe sıçrayabiliyorlardı (Bu metdod 1950 yılında Ay'ın ve 1970 yılında Venüs'ün haritasının çıkarılması için de kullanılmıştır. Radar ışınları aya ve venüse gönderilerek bu ışınların geri dönüş hızlarından dünyamıza ne kadar uzakda oldukları belirlenmişti.) X-ışınları ve Röntgen cihazı Tesla'nın bu aleti icat ettiği 1891 yılı onun aynı zamanda Amerikan vatandaşlığına geçtiği tarihdir. Tesla'nın bu dönemdeki çalışmaları değerlendirildiğinde başka bir gerçek daha ortaya çıkmıştır: 1895 yılındaki icadıyla X-ışınlarının mucidi olarak bilinen Wilhelm Röntgen'den 3 yıl önce Tesla bu ışınlarla deneyler yapmış ve insan vücudunun iç kısımlarına ait başarılı resimler elde etmiştir. Kablosuz yanan ampuller ve Faraday'ın koltuğu Tesla, yine aynı dönemde yaptığı laboratuvar çalışmalarında elektrodsuz vakumlanmış tüpleri odanın içinde oluşturduğu gerekli yoğunlukta elektrik alanıyla kablosuz olarak yakmayı başarmıştı. Bu deneyin halk önünde tekrarlanmasından sonra Tesla, dünyanın heryerinden çağrılar almaya başlar. Bunlardan bir tanesini değerlendirir ve 1892 yılında Londrada Elektrik Mühendisleri Enstitüsü'nde ders vermeye gider. Oradan Paris'e geçmek üzereyken Sir James Dewar'ın karşı konulmaz bir ısrarla Kraliyet Enstitüsü'nde de gösterisini tekrarlamasını ister. Burada Dewar Tesla'yı bir koltuğa iterek eline bir bardak viski verir ve "şimdi" der: "Faraday'ın sandalyesinde oturuyor ve onun içtiği viskiyi yudumluyorsun". New York'daki laboratuvarına döndükten sonra tekrardan çalışmalarına başlar, 1895 de laboratuvarının şüpheli bir şekilde yanması bir süreliğine de olsa çalışmalarına ara ermesine neden olur. 1899 yılında ise kendisine ücretsiz enerjinin teklif edildiği Colarado'ya gider. Colarado günleri, toprakdan çarpılan insanlar ve insan yapımı şimşek Tesla, dev büyüklüğe sahip bobinini kullanarak dünyadan bir iletken olarak yaralandığı ilk deneylerini burada gerçekleştirir. En önemli icadı denilebilecek "sabit karasal dalgaları (terrestrial stationary waves)" burada kullanmaya başlar. Deneyleri sırasında yerküreye elektrik verdiğinden, laboratuvarı çevresinde dolaşan insanların ayakları arasında elektrik sıçramaları meydana geldiği ve etraftaki çiftliklerde ayaklarındaki demir nallar yüzünden atların çılgına döndüğü anlatılmaktadır. Bu şehirdeki sonunu belki delice denilebilecek şekilde kendisi hazırlamış, şehrin ana jenaratörünün yanmasına sebep olmuştur. Bir gün deneyi sırasında muazzam sıçramalar elde etmeyi başarmıştır, fakat bu sıçramalar bir süre sonra bir şimşekten çok daha korkutucu olmaya ve çıkan sesler bütün bir şehirden duyulur hale gelmiştir. En sonunda ise şehrin ana jenaratörü yanmış ve bütün bir şehir karanlıkda kalmıştır. Tesla, rezonans sayesinde kademe kademe yükseltmeyi amaçladığı sıçramaları başardığını anlasa da deneyi durdurmamış ve en son nereye kadar gidebilir diye laboratuvarının dışarısında bu büyük "canavar"ını seyre dalmıştır. Sonuç : Bir daha kimse Tesla'ya ücretsiz enerji önermek gibi bir "hata"ya düşmemiştir. Nobel Ödülü 1915 yılında kendisine Edison'la birlikte fizik dalında önerilen Nobel ödülünü geri kabul etmemiştir. Maddi olarak çok büyük zorluk içinde olduğu halde şöyle demiştir: "Böylesi bir ödül bir insan için çok büyük imkanlar sağlayacaktır. Bin yıl boyunca daha birçok Nobel ödülü kazananlar olacaktır. Ve benim, teknik literatürde kendi adımı taşıyan 4 düzine kağıdı dolduracak patentim var. Bunlardan sadece bir tanesini için bile, bundan sonra verilecek binlerce nobel ödüllerinin tümünü verebilirdim..." Sibirya'da yanan orman, patlayan Fransız gemisi ve Tesla'nın savaş teknolojileri 1915 yılında Tesla kablosuz enerji iletimiyle ilgili yaptığı açıklamalara devam etmektedir. Bu teknolojinin aynı zamanda muazzam bir yok edici kuvveti de olabileceğini ara ara yaptığı açıklamalarda tekrarlamaktadır. Sonradan Amerikan'ın "Yıldız Savaşları" projesine kaynak olacak bütün savaş makinası çalışmaları ve yaptığı açıklamalar "Wardenclyff Projesi"ne desteğin çekilmesi ve kendisini sübvanse edebilecek finansör bulamamasından sonra başlamıştır. Uzaktan kumanda teknolojisinin de mucidi olan Tesla bu yıllarda, görünmez mesafelerden kontrol edilebilen torpidolar yaptığını ama elektrik dalgalarının çok daha yıkıcı olduğunu iddia etmektedir. Bu açıklamalar yüzünden bazı olaylarda Tesla'nın izi aranmaktadır. 1907'de elektrik sıçramasının sebep olduğu bir patlamayla batan Fransız gemisi "Iena" ve 1908'de Sibirya'da bulunan Tunguska nehrini çevreleyen 200-250 bin hektarlık bir ormanın, 10-15 megatonluk bir patlamaya eşdeğer bir patlamanın ardından yanarak yok olması... Bunlar elbette kanıtlanmış değildir ama tam da Tesla'nın her türden yok edici silahı icad ettiğini söylediği yıllara rastlayan sıradışı olaylardır. Tek kabul ettiği yardım: Emekli maaşı Tesla 1943 yılında 87 yaşında ölmüştür. O güne kadar, biri hariç, geçimi için Westinghouse da dahil olmak üzere zengin arkadaşlarının teklif ettiği hiç bir yardımı kabul etmemiştir. Bu yardımda 1936 yılında ona Yugoslavya tarafından bağlanan emekli aylığıdır. Öldüğünde yanında en sevdiği hayvanlar olan güvercinleri bulunmaktadır. Amerikan yüksek mahkemesinin kararı: Radyo'nun gerçek mucidi Tesladır. Nikola Tesla'nın adı Amerikan kaynaklı kitaplardan silinmiş de olsa değeri kendi ülkesinde fazlasıyla bilnmektedir ve Belgrad'da adına bir müze kurulmuştur. Ayrıca Westinghouse müzesinde de kendi adına bir bölüm bulunmaktadır. Niagara Şelalelerindeki su türbinlerinin orada da bir heykeli vardır. Ayrıca Amerikan adaletinin en yüksek karar mercii olan "supreme court" 1943 yılında daha önceden Marconi karşısında kaybettiği ve kendi buluşu olan Radyo'nun o güne değin hatalı bir biçimde Marconi'nin ismiyle anılmasını durduracak kararı vermiş ve Radyo'yunun icadının gerçek sahibinin Tesla olduğunu söylemiştir. Zamanın ötesindeki Bilim Adamı Tesla, daha yaşarken efsane bir isim olmuş ve elektriğin tanrısı olarak anılmaya başlamıştır. Elektrikle istediği herşeyi yapabilen bu mucidin 700'ün üzerinde patentli icadına rağmen geniş bir kesim içinse yararlı bir kaç buluşu haricinde tam bir delidir. Adının uzun bir zaman hafızalardan silinmesinin ve sadece çok küçük bir kesim içinde tanınmasının ardında ilginç iddialar yer almaktadır. Tesla'nın kapitalist sistemi çökertebilecek enerji teknolojisinin fazla derinlemesine araştırılması istenmemiştir ayrıca bu teknolojiyle süper güçlerin gizli projeler yürüttüğü iddiaları araştırmaya değerdir. Tesla, New York'daki laboratuvarında yaptığı deneylerde bir kaç kilometreden hissedilen bir deprem yaratabilmiş sıradışı bir muciddir. Yıllar önce kablosuz iletişim de, sadece sesin ya da yazının değil her türden görüntünün aktarılmasının mümkün olduğunu düşünebilen bir kişidir. Dünyanın bütün iletişimini ve en önemlisi de enerji ihtiyacını kablosuz olarak atmosferden ve yerküreden yararlanarak sağlayabileceğini iddia etmiştir. Uzaktan kumanda teknolojisini icad etmiş ve çok büyük kalabalıklar önünde müzesinde de görebileceğiniz ilk uzaktan kumadalı gemi maketini yüzdürmeyi başarmıştır. Üzerinde çalıştığı ve sürekli olarak Hertz dalgalarından çok farklı ve çok çeşitli iletişimlere imkan sağlayan değişik dalga türleri üzerine çalışmıştır. Milyonlarca voltluk elektrik akımlarının her tarafa sıçradığı bir odada sakince kitabını okuyabilecek kadar egemendir elektriğe...
-
NIKOLA TESLA (1856-1943)
Bir çok kişinin çağında yaşayamamış adam diye nitelendirilen büyük bilim adamı. Lütfen hepsini okuyun ve bu insanı sizde tanıyın. 700 ün üzerinde patentli icatları bulunan, Hayatı Patent alarak geçmiş, patent bürosunun başvuruya itiraz edecek bir düşünce bulamadığı,hiç bi projesini kağıda dökmeyen, herşeyi zihninden yapan, kendisine verilen Nobel Ödülünü Kabul Etmeyen, Radyoyu, X-ışınlarını, hepinizin bildiği 220 voltu bulan, Dünyanın çevresine bir halka geçirip ulaşımda dünyanın dönme hızından yaralanmayı düşünen ve bunun gibi bir çok fikirle bu kadarda olmaz dedirten, oldukça ilginç yönleriyle Nikola Tesla'nın hayat hikayesi. Nikola Tesla, şimdiki Yugoslavya'da, Smiljana köyünde, 9 Temmuz 1856'da doğdu. Bir hiçken, bilim dünyasının en üst noktasına yükseldi . Babası Papazdı. Hiçbir zaman okuyup yazamamasına rağmen, annesi halk arasında pratik ev aletleri mucidi olarak bilinirdi. Ona göre Tesla, yaratıcı, dahî olmaya adaydı. Papaz olması için babasının zorlamasına karşı çıkarak, genç Tesla, mühendislik mesleğinde ısrar etti. Annesi de onu destekledi. Fizik ve Matematikte bilgisini arttırırken Graz'daki Politeknik okuluna girdi ve Prag Üniversitesinde eğitimine devam etti. Yabancı teknik eserleri okuyabilmek için, orada, yabancı dil kursuna devam etti. Anadili olan Sırpça ve ailece bildikleri Almanca'ya ek olarak İngilizce, Fransızca ve İtalyanca'yı da öğrendi. Prag'daki tahsilini 1880'de bitirdikten sonra, Budapeşte'de lisans üstü yaparken, profesörüyle alternatif akımın özelliklerini tartıştı. Sonra bir Paris telefon şirketinde çalışmaya başladı. Burada doğru akım motorları ve dinamolar konusunda geniş ve önemli tecrübeler edindi. Oradayken çalıştığı döner makineleri korumak için regüle edici kontrol cihazları icat etti. O günlerde genellikle doğru akım, ısıtmaya, aydınlatmaya, güç sağlamaya ve iletmeye en uygun elektrik akımı olarak bilinirdi. Fakat doğru akım direnç kayıpları o kadar büyüktü ki, her mil kare için bir güç santralına gerek vardı. İlk akkor ampuller (110 Volt'ta), güç santralına yakın olsalar bile parlak yanmıyorlar ve bir milden daha uzaklıktakiler ise kaybolan güce bağlı olarak sönük yanıyorlardı. 1884'de genç T e s l a, kafası fikirlerle dolu ve cebinde 4 sentle New York'da gemiden ayrıldı. Tecrübesi onu doğru akım motorları ve dinamolardaki komütatörün sonsuz sorunlar yaratan, gereksiz bir karışıklık olduğuna inandırmıştı. Doğru akım üretecinin bir komütatörle dış devrede tamamen aynı yöne akan dalga diziler şeklinde alternatif akım oluşturduğunu gördü. O zaman, motorda dönme hareketini sağlayacak bir doğru akım elde etmek için, yöntem tersine çevrilmeliydi. Her elektrik motorunun endüvi'si , motora alternatif akım beslemek için döndüğü anda manyetik kutupların yönlerini değiştiren, döner komutatöre sahipti. T e s l a ' ya göre bu doğru akım, saçmalığın daniskasıydı. Hem jeneratör (üreteç) hem de motordaki komütatörü ortadan kaldırmak ve alternatif akımı tüm sistemde kullanmak akla uygun gelmekteydi. Fakat hiç kimse alternatif akımda çalışabilen bir motoru oluşturmamıştı ve T e s l a bu sorunu çok düşündü. 1882 Şubatında, Budapeşte'nin bir parkında Szigetti adında bir sınıf arkadaşı ile gezinirken aniden haykırdı. "Buldum!" Tüm elektrik endüstrisinde devrim yapacak olan "Dönen manyetik alan"ı bulmuştu. Dönen elemana bağlantı gereği olmayacaktı. Komütatör yoktu artık. Sonradan tüm alternatif akım elektrik sistemlerini tasarladı. Alternatörler, elektrik enerjisinin ekonomik iletimi ve dağıtımı için gerilim yükseltici ve alçaltıcı transformatörler ve mekanik güç sağlamak için alternatif akım motorları... Dünyanın her tarafında harcanıp giden su gücünün bolluğundan esinlenip, gerekli olan yerlere enerji dağıtabilen hidroelektrik santralleriyle bu büyük gücün elde edilmesini tasarladı. Budapeşte'de "Birgün Niyagara Çağlayanını elektrik elde etmek için kullanacağım" diyerek dinleyenleri şaşırttı. T e s l a ' nın aradığı fırsat ve şans kolayca eline geçmedi. O zamanlar New York'ta Pearl caddesindeki ilk laboratuarında akkor lambası için pazar aramakla meşgul olan Edison'a rastladığı zaman T e s l a, gençlik heyecanıyla, kendisinin bulduğu alternatif akım sisteminin açıklamasını yaptı. Bu düşünceyi derhal ve tamamen kestirip atan o büyük adam, "Sen teori üzerinde vaktini harcıyorsun" dedi. Bir yıl boyunca, uzun boylu, zayıf Yugoslav, bu yabancı ülkede açlıktan korunmak için mücadele etti. Gün geldi, çukur kazarak geçimini sağladı. Fakat birlikte çalıştığı çukur kazıcı , Western Union'un ustası, yemek saatlerinde T e s l a ' nın ilgilendiği yeni elektrik sistemlerinin hayali tariflerini dinleyerek, bu konu üzerinde bir plan yaptı. T e s l a ' yı A.K.Brown adlı firmanın sahibiyle tanıştırdı. T e s l a ' nın parlak planlarıyla büyülenerek , Brown ve bir ortağı büyük bir atılım yapmaya karar verdiler. Ortaya belirli bir miktar para koydular ve Tesla Batı Broadway'de bir deney laboratuarı kurdu. Orada Tesla jeneratör, transformatörler, iletim (transmisyon) hattı, motorlar ve ışıklar gibi tasarladığı sistemlerin tümünün planlarını hazırladı. Hatta iki ve üç fazlı sistemleri de tasarladı. Cornell Üniversitesinden Profesör W.A. Anthony yeni alternatif akım sistemini sınadı ve derhal Tesla ' nın senkron motorunun en iyi doğru akım motoruna eşit yeterlikte olduğunu açıkladı. O zaman Tesla bütün kısımlara sahip tek bir patent altında sistemini tescil ettirmek istedi. Patent Bürosu her önemli fikir için ayrı bir dilekçeyle başvurulmasında ısrar etti. Tesla, 1887'nin Kasım ve Aralığında dilekçelerini verdi ve daha sonraki altı ayda yedi tane A.B.D. patenti aldı. 1888 Nisan'ında çok fazlı sistemini de içeren dört ayrı patent için başvurdu. Bunlar da hızla, bekletilmeden verildi. Yılın sonuna kadar 18 patent daha aldı. Bunları, çeşitli Avrupa patentleri izledi. Bu kadar hızla dağıtılan bu patent çığının eşi görülmemişti. Fakat fikirler ilginçti. O kadar ki, bir çelişme ya da bir tahmin yoktu. Bu yüzden patentler tek bir tartışma bile yapılmadan verildi. Bu sırada Tesla, New York'da AIEE (Şimdiki IEEE)'nin bir toplantısında çok gösterişli konferans verip, tek ve çok fazlı alternatif akım sistemlerinin gösterisini yaptı. Dünya mühendisleri, muazzam gelişmenin kapısını açarak, telle yapılan elektrik enerjisi iletimindeki sınırlamaların giderilmiş olduğunu gördüler. Fakat, kim, tümüyle daha iyi olan bu sistemi uygulayacaktı? Doğal olarak, bu kuruluş, Edison-General Electric olmayacaktı. Aksi halde kendi yatırımlarının eskimiş olduğunu kabul edeceklerdi. İşte tam o sırada George Westinghouse, Tesla'nın laboratuarlarına gitti ve T e s l a ile tanıştı. Westinghouse, "Alternatif akım patentleri için bir milyon Dolar nakit ve ayrıca satış payı vereceğim" diyerek teklifini yaptı. Satış payı, beygir gücü başına 1 Dolar olmak üzere anlaştılar. Ülke çapındaki Westinghouse yatırımlarının başarısı, gelişen elektrik endüstrisinde rakip durumunu korumak için General Electric, Westinghouse'dan bir lisans almak zorunda kaldı. 1890'da, uluslararası Niyagara komisyonu elektrik üretmek için, Niyagara çağlayanının gücünü kullanmak amacıyla çalışmaya başladı. Bilgin Lord Kelvin, komisyonun başkanlığına atandı ve derhal doğru akım sisteminin en iyi olacağına dair açıklamasını yaptı. Fakat güç, 26 mil uzaklıktaki Buffalo'ya iletilecekti. Bu durumda alternatif akımın gerekliliğini kabul etti. Westinghouse, on tane 5000 beygir gücündeki hidroelektrik jeneratörü için ve General Electric ise iletim hattı için kontrat yaptılar. Bu sistem iletim hattı, yükseltici ve alçaltıcı transformatörler T e s l a ' nın 2 faz projesine uygundu. Hareket eden parçaları azaltmak için, dıştan dönen alan ve içi sabit armatürlü, büyük alternatörler planlanmıştı. O zamana kadar bu büyüklükte bir proje yapılmadığı için, bu tarihi proje heyecan yarattı. Dakikada 250 devir yapan, her biri 1775 Amper veren, 2250 Volt'luk on büyük alternatör, iki fazlı 25 Hz (Hertz)' de 50 000 Beygirgücü veya 37 000 kWatt'lık çıkış oluşturuyordu. Rotorların her biri, 3 metre çapında, 4.5 metre uzunluğunda (düşey jeneratörlerde 4.5 metre yükseklik) ve 34 ton ağırlığındaydı. Sabit parçaların her biri 50 ton ağırlığındaydı. Gerilim, iletim için 22 000 Volt'a çıkarıldı. Sonradan Telsiz denilen, radyo alanında T e s l a ' nın öncülüğü, Mors koduyla yapılan haberleşmeden de ileri gitti. 1898'de New York şehrinin Madison Parkı'nda (Madison Square Garden) telsiz ile uzaktan kontrole ait parlak bir gösteri düzenledi. Birinci geleneksel Elektrik Fuarının geliştiği yer ve genellikle Barnum-Bailey sirkinin çalıştığı büyük alanlın ortasına büyük bir tank koydu ve suyla doldurdu. Bu küçük gölün üzerine, yüzmesi için, 1 metre uzunluğunda anten direği olan bir tekne koydu. Teknenin içinde bir radyo alıcısı vardı. T e s l a, seyircilerin isteği doğrultusunda ileri gitme, sağa veya sola dönme, durma, geri gitme, ışıkları yakıp söndürme gibi çeşitli şeyleri uzaktan radyo kontrol sayesinde yaptı. Unutulmaz gösteri tüm seyircileri hayran bıraktığı gibi günlük gazetelerin ön sayfalarında yer aldı. Bu, uzaktan kontrol yöntemlerini kullanarak Ay yüzeyine İnsan indireceğimizi, o gün kaç kişi düşünebilirdi ki? T e s l a ' nın matematik dehası, Westinghouse ve General Electric'in imalatını yaptığı alternatif akım cihazlarının, parçalarının yapımında büyük bir yer sağladı. T e s l a, öğrencilik günlerinde karışık soruları kagıt ve kalemsiz çözerdi. Öğretmeni onun hile yaptığından şüphe eder ve O'na ayrı testler uygulardı. Genç Tesla, bütün logaritma cetvelini ezberlemişti. Şimdi A.B.D.'de kullanılan, saniyede 60 Hz'lik frekans, T e s l a ' nın mantık hesaplarından çıkarılmıştı. Çünkü, T e s l a bu frekansın ticari açıdan en uygun olduğunu saptamıştı. Daha yüksek frekanslarda alternatif akım motorları yetersiz olacaktı. Daha alçak frekanslarda ise daha çok demir kullanmak gerekecekti. Işıklar da alçak frekanslarda titreşecekti. Niyagara Çağlayanı'nın ana tesisi, ilk Westinghouse türbin jeneratörlerinin kapasitelerine uyması için, 25 Hz'e göre planlanmıştı. Bunu izleyen gelişmeler ile 60 Hz'e dönüşüm yapıldı. Günümüzde bu, Niyagara'dan elde edilen enerji, 360 mil uzaklıktaki New York'a kadar iletilmektedir. Bir zamanlar daha büyük uzaklıklar, Kuzeydoğu şebekesinden beslenmekteydi. T e s l a, New York'a geldiği zaman, yeterli enerji iletimi için sınır 1 milden azdı. T e s l a , araştırmalarında, yüksek gerilim ve yüksek frekansın bilinmeyen alanlarına daha çok yer verdi. Yüksek frekans cihazlarını kullanırken, bir elini daima cebinde tutardı. Bütün laboratuar asistanlarına bu ön tedbiri almalarında ısrar ederdi ve bu kural, bugüne kadar daima gerilim bakımından tehlikeli cihaz etrafındaki uyanık araştırıcılar tarafından da uygulanmaktadır. O zaman yararlanılmamış olmasına rağmen, T e s l a ' nın yüksek frekans ve yüksek gerilim alanındaki keşifleri, modern elektroniğin yolunu açtı. Biricik yüksek frekans transformatörü ile (Tesla Bobinleri- Tesla Coils) çıplak elinde tuttuğu gazlı tüpü yakacak şekilde vücudundan, zarar vermeden, yüksek gerilimli akım geçiriyordu. O günlerde T e s l a, aslında neon tüpünün ve flüoresan tüpünün aydınlatmasını gösteriyordu. Bazen, frekans aralığının alt ve üst kısımlarında yaptığı denemeler, T e s l a ' yı keşfedilmemiş bölgelere yöneltti. Mekanik ve fiziksel titreşimlerle çalışırken, Houston Caddesindeki yeni laboratuarının etrafında hakiki bir depreme neden oldu. Binanın doğal rezonans frekansına yaklaşan, T e s l a ' nın mekanik osilatörü, eski binayı sarsarak tehdit etti. Bir blok ileride, polis karakolundaki eşyalar esrarengiz bir şekilde dans etmeye başladı. Böylece, T e s l a, rezonans, vibrasyon ve "doğal periyot" a ait matematiksel teorileri ispatladı. Yüksek gerilim ve yüksek frekanslı elektrik iletimi konusundaki araştırmalar, T e s l a ' yı Colorado Springs yakınlarındaki bir dağın üzerine dünyanın en güçlü radyo vericisini kurup çalıştırmaya yöneltti. 60 metrelik direğin etrafında , 22.5 metre çapında, hava çekirdekli transformatörü yaptı. İç kısımdaki sekonder 100 sarımlı ve 3 metre çapındaydı. Üreticisi, istasyondan birkaç mil uzaklıkta bulunan enerjiyi kullanırken, T e s l a ilk insan yapımı şimşeği oluşturdu. Bir direğin tepesindeki 1 metre çaplı bakır küreden, 30 metre uzunluğunda, kulakları sağır eden şimşekler çaktı. Ufka kadar gök gürültüsü işitildi. 100 milyon Volt değerinde gerilim kullanılıyordu. Yarım asırlık bir süre içerisinde giderilemeyen bir hayret yarattı. İlk denemesinde, vericideki güç jeneratörünü yaktı. Fakat tamir ederek 26 mil uzağa, gücü telsiz ile iletebilinceye dek deneylerine devam etti. O uzaklıkta, toplam 10 kWatt'lık 200 tane akkor ampulü yakmayı başardı. Daha sonra, kendi patentleriyle meşhur olan Fritz Lowenst'ın, Tesl a ' nın yardımcısı iken bu gösterişli başarıya şahit oldu. 1899'da alternatif akım patentleri için Westinghouse'dan aldığı paranın sonunu harcadı. Albay John Jacob Astor, O'nu mali yönden kurtarmaya geldi ve Colorado Springs'deki denemeleri için 30 000 Dolar sağladı. Sonra bu para da bitti ve T e s l a New York'a geri döndü. T e s l a, New York'taki Century dergisinin sahibi, arkadaşı Robert Underwood Johnson aracılığıyla, Colorado Springs'deki başarılarını anlatan önemli hikayesini yazarak geçimini sağladı. Fakat Tesla'nın yazdığı hikaye, Felsefe ve "insanlığın mekaniksel gelişimi" konusuna giren bir konuşma oldu. Çok yüksek edebi kalitesine rağmen, eser, Colorado Springs'deki güçlü vericiden çok az sözediyordu. Sonunda makale "insanlığın artan enerji sorunu" başlığı altında basıldı. Basında yayınlandığı zaman heyecan yarattı. Derinden etkilenen okuyuculardan biri, John Pierpont Morgan'dı. Bu kişi, doğru akım günlerinin başında ve daha sonraları da Niyagara Çağlayanı projesinde General Electric firmasını paraca desteklemişti. Morgan, gösterişli başarıları ve şahsiyeti dolayısıyla, Nikola Tesla ' nını hayranı olmuştu. T e s l a, kısa zamanda Morgan'ın sürekli misafiri oldu. Kusursuz giyinişli, birkaç dilde yaptuğı kültürlü konuşması ve medeni davranışıyla gösterişli centilmen Tesla, New York sosyetesinin gözdesi oldu. Genellikle tanınmış aileler O'nu kızları için "iyi bir av" olarak saydılar, fakat Tesla hayatında aşk hikayelerine yer olmadığına ısrar etti. Çünkü onlar, O'nun araştırmalarına engel olacaklardı. Tarihçiler, T e s l a ' nın daha sonraki büyük projesini, Morgan'ın paraca desteklenmesine neyin yönelttiği konusunda çelişkilere düşerler. Bazıları, O'nun aslında telsizle güç iletimiyle ilgili olduğuna inanırlar. Diğerleri, daha sonraki gelişmelerin ışığında, Morgan'ın ilgili olduğu elektrik endüstrisindeki yatırımlarını korumak için, T e s l a 'yı ve başarılarını kontrol altına almak olduğunu söylerler. Bu nedenle, T e s l a 'nın tekrar çaresiz kaldığını anlayarak, telsizle elektrik gücü iletimini garantilemeye razı oldu. 1904'de T e s l a "Elektrik Dünyası ve Mühendisliği" dergisine verdiği beyanatta "Yapmış olduğum işin büyük bir kısmı için Bay J. Pierpont Morgan'a çok şey borçluyum." demişti. Bu birlikten, Long Island'daki ilginç "Dünya çapındaki telsiz" kulesi filizlendi. Long Island'ın tepelik bölümünde, Wardenclyffe yakınında yavaş yavaş yükselen garip yapı bütün seyredenlerin ilgisini çekerdi. Tek parça olması dışında, büyük bir mantara benzeyen yapı, yerdeki kısmı geniş ve 62 metre yukarısındaki tepe noktasına doğru daralan, kafes şeklinde bir iskelete sahipti. Tepede 30 metre çapında bir yarım küreyle örtülüydü. İskelet, bronzdan kalın civata ve bakır lamalarla birbirine bağlanmış, sağlam ağaç kolonlardan yapılmıştı. Yarım küresel tepe, üstten yüzeysel olarak bakır bir elekle kaplıydı. Tüm yapıda demir metali yoktu. Ünlü mimar Standford White, konuyla o kadar ilgilendi ki, en iyi yardımcısı W. D. Crow'u görevlendirerek proje işini ücretsiz yaptı. 34'üncü caddedeki eski Waldorf-Astoria otelinde oturan T e s l a, hergün, taksiyle, çarklı araba vapuruna binerek Long Island şehrine giderek , oradan da Long Island demiryoluyla Shoreham'e aktarma yaparak inşaata gidiyordu. Proje kontrolünün aksamaması için, trenin yemek servisi O'nun için özel yemek hazırlıyordu. Büyük kulenin yakınında, 30 metre karelik tuğla bina tamamlandığı zaman, T e s l a Houston caddesindeki laboratuarını binaya taşımaya başladı. Bu sırada radyo frekans jeneratörleri ve onları çalıştıran motorların yapımında üzücü bazı gecikmelerle karşılaşıldı. Birkaç camcı, planları hazır olan özel tüpleri şekillendirmeye çalışıyorlardı. Bu sırada T e s l a (1904), Mors Koduyla sınırlı olan büyük endüstrinin geleceğine ait, uzak görüşünü açıklayan kuramsal broşürünü yayınladı. Bu broşür, Tesla 'nın kahin olduğuna herkesi inandırdı. "Dünya çapında telsiz sistemi"nde, çeşitli olanakları sağlayacak olan özellikler açıklanıyordu. Broşürde, Telgraf, Telefon, haber yayını, Borsa görüşmeleri, Deniz-Hava trafiğine yardım, Eğlence ve Müzik yayını, saat ayarı, Resimli Telgraf, Telefoto ve Teleks hizmetleri ile, Tesla 'nın sonradan oluşumunu gördüğü Radyo sitesi anlatılıyordu. 1904 Mart'ı, Elektrik Dünyası ve Mühendisliği Dergisinde, T e s l a, Kanada Niyagara Enerji firmasının telsiz enerji iletimi sistemini uygulamasını istediğini ve bunun için 10 milyon Volt'luk gerilimde 10.000 beygirgücü dağıtabilecek bir sistem kullanmayı istediğini açıkladı. Niyagara Projesi asla gerçekleşmedi. Fakat, gösterişli Long Island'ın kaderine etki yaptı. Aydınlığa çıkmayan nedenlerle, J. P Morgan düşüncesini değiştirdi ve Tesla 'nın para kaynağı aniden kurudu. Başlangıçta Tesla, Morgan'ın hemen hemen bitmek üzere olan işin tamamlanmasını sağlamayacağına inanmak istemedi, ama Morgan karalıydı. Morgan'ın çekilme nedeni asla öğrenilemedi. Birinci Dünya Savaşı sırasında ulusal savunma adına çok saçma saygısızlıklar öne sürüldü. Garip bir nedene göre Long Island, Wardenclyffe'deki Tesla'nın şanlı kulesinin, A.B.D.'nin emniyetini tehlikeye soktuğuna ve tahrip edilmesi gerektiğine karar verildi. Kablo bağlanarak yüksek yapıyı öne çekip, dengesini bozmak için yapılan boş teşebbüslerden sonra, en sonunda temeli dinamitlenerek devrildi. O zaman bile, kule çökerken parçalanmadı. Zedelenmeksizin yana yattı ve en sonunda parça parça söküldü. 1890'da T e s l a yüksek frekans Alternatif Akım üreteçlerini yapmıştı. 184 kutuplu olan bir tanesi 10 kilo Hertz'lik çıkış veriyordu. Daha sonra, 20 kilo Hertz'e kadar yüksek frekansları elde etti. Ancak on yıl kadar sonra 50 kilo Watt çıkışlı radyo frekans üretecini Reginald Fessenden' geliştirdi. Bu makine, General Electric tarafından 200 kilo Watt'a çıkarıldı ve Fessenden'in ilk alternatörlerini kuran, çalışmasını kontrol eden adamın adı verilerek, Alexanderson alternatörü satışa çıkarıldı. Hemen hemen dünya kablolarının çoğunu elinde tutan İngiliz işadamlarının, bu makineye ait patentleri elde etmek üzere olduklarını görünce, A.B.D. Donanmasının acele çağrısıyla "Radio Corporation of America , (RCA)" şirketi kuruldu. Yeni firmanın 1919'da kurulmasıyla, Marconi Wireless Telegraph Co. of America firmasının güçlü fakat yetersiz, Marconi kıvılcımlı vericileri, çok başarılı olan Radyo Frekans alternatörleri ile yer değiştirdiler. Birincisi N.J.New Brunswick'te kuruldu. 200 kilo Watt'da ve 21,8 kilo Hertz frekanslı titreşim oluşturdu ve ticari işte kullanıldı. Bu ilk, sürekli, güvenilir Atlantik aşırı Radyo servisi idi. Bu alternatörler, Tesla'nın kulesinin yerine, Radyo merkezinin tüm güçlerini sağladı. Böylece Nikola Tesla'nın Dünya çapında telsiz hayali, 30 yıl sonra, icat ettiği vericinin kullanılmasıyla gerçekleştirildi. T e s l a, birçok alanlarda yaratıcı araştırmalara devam etti. 1917'de uzaktaki cisimlerin üzerine kısa dalga darbeleri gönderip, yansıyan kısa dalga darbelerinin bir flüoresan ekran üzerinde toplanmasıyla izlenebileceklerini açıkladı. Eğer bu radar değilse, neydi? Diğer bilim adamlarının varlıklarını keşfetmelerinden 20 yıl önce, kozmik ışınları açıkladı. 1929'a kadar çeşitli zamanlarda, buhar ve gaz için "kepçesiz" yüksek hızlı türbinler üzerinde çalıştı. Kolay öfkelenen Tesla ile, Edison Waterside Enerji Tesisi ve Allis Charmes Fabrikasındaki araştırmalarında O'nunla çalışan bazı mühendis ve yardımcıları arasında ortaya çıkan sürtüşme, aleyhine oldu. Bugün, düz rotorlu Tesla türbinlerinin sonucu hakkında hiçbir bilgimiz yoktur. Yıllar geçtikçe, O'ndan, gittikçe daha az haber alınmaya başladı. Bazen gazeteci ve biyografi yazarları O'nu arayıp röportaj yapmak istiyorlardı. Gittikçe garipleşti, gerçeklerden uzaklaştı, aldatıcı hayalciliğe yöneldi. Not alma alışkanlığı edinmemişti. Her zaman tüm araştırma ve deneylerine ait tüm bilgiyi aklında tutabildiğini iddia ve ispat etti. 150 yıl yaşamaya kararlı olduğunu ve 100 yaşının üstüne eriştiği zaman, araştırma ve deneyleri sırasında topladığı bütün bilgiyi etraflıca anlatarak, anılarını yazacağını söyledi. İkinci Dünya Savaşı sırasında öldüğü zaman, kasasına askeri yöneticiler el koydular ve kayıtların cinsine ait herhangi bir şey duyulmadı. T e s l a 'nın kendine özgü bir tutarsızlık da, iki şeref ünvanı verildiği zaman ortaya çıktı. Birini reddetti. 1912'de Nikola T e s l a ve Thomas A. Edison'un 40,000 $ 'lık Nobel Ödülü'nü paylaşmaya seçildikleri açıklandı. T e s l a, bu ödülü de reddetti. Her nasılsa, Edison'u sevenler tarafından kurulan AIEE Edison madalyasını 1917'de T e s l a 'ya layık görüldüğünde, bunu kabul etmeye yanaşabildi. T e s l a 'nın doğal davranışı Aristokrat gibiydi. Zamanın geçişi ile ve kaynaklarının tükenmesiyle, asil bir fakirliğin içine gömüldü. En iyi otellerde yaşamaya devam ederken, kredisi tükenecek ve başka yerler arayacaktı. En sonunda New York'a taşınarak sorunlarını çözümledi. Kendilerine milyonlar kazandırdığı bazı kuruluşlar, yaşlanan dahiye bakmaları konusunda yeni otel idaresiyle anlaştılar. Bir gün bir tren istasyonunda kendisini gören bir dostu, karışıklığın ortasında O'nun yalnızlığını bozarak, "iyi akşamlar, Dr. Tesla. Tireni mi bekliyorsunuz?" demiş. Onun yumuşak ifadeli cevabı unutulmazdı "Hayır, buraya düşünmeye geldim." T e s l a yemeğe başlamadan önce, tüm gümüş, porselen ve cam eşyanın ayrı ayrı peçetelerle silinmesinde ısrar ederdi. Sağlık konusundaki bu görüşüne karşılık, hizmetçi, Tesla'nın odasını bir "Cehennemi karışıklık" olarak tarif ederdi. Şikayet ettikleri T e s l a 'nın düzensizliği değil, güvercinlerdi. Onları parka gidip yemleyemediği zaman, içeri girip çıkabilmeleri amacıyla pencereyi açık bırakır ve onları odanın içinde beslerdi. Dünyadaki herhangi bir kimseyle ücretsiz olarak konuşabilmesi için, yatağının yanı başındaki altın kaplamalı telefon, en sevdiği gri benekli beyaz güvercinin tüneği idi. "O öldüğü zaman ben de öleceğim" derdi Tesla. 1943 Ocak ayında, bir gün en sevdiği güvercin O'nu son kez ziyaret etti. Tesla bitkin ve üzgün olarak "O ölüyor. Gözlerinin ışığından mesaj aldım" diye inledi. Uzun zamandır T e s l a 'nın kapısının kulpunda asılı duran "Rahatsız Etmeyin" levhasını gören bir hizmetçi, durumu araştırmak ve anlamak için anahtarını kilide sokup içeri girdi. Hizmetçi, mırıldanan güvercinleri yemledi ve onları yumuşak hareketlerle dışarı kovup pencereyi kilitledi. T e s l a 'nın sözünü ettiği o beyaz güvercin diğerlerinin arasında yoktu.
-
Rahibe Teresa Ateist miydi?
Sevgili innocent, kaybedenin daha çok ihtiyacı olduğunundan kime ne. Para gönderildi ya kendisine, şükretsin yeter!
-
BİR AĞABEYİMİZ, HOCAMIZ VARDI...BOZAN
Demokrası ve hakların eşitliği; bir ülkede yaşayan insanların yarısının haklarının elinden alınması planı değildir. Demokrası ve hakların eşitliği; bir ülkenin bilerek ve isteyerek ikiye bölünmesini istemek değildir. Demokrası ve hakların eşitliği; bir ülkenin taşını toprağını satıp milletini sadakaya bağlamak değildir. Artık bu sizin dediğiniz perdenin hazin sonu nasıl olur bunu bekleyip göreceğiz.
-
ABDullah GÜL Cumhurbaşkanı.
Sizlerin kadın olarak gölgede yaşamasız ruhunuza işlemiş. Evet ya, kadın değil, kadıncağız...
-
Masaldan masala geçiş
Muhammed'in dağda yeterince planlar kurma şansı oldu herhalde ve sara hastalığını da vahiy geldi bahanesiyle önemsenir hale getirdi. Elbette Tevrat ve Kuran'ı okumadı, çünkü yazar çizer değildi, ancak kulaktan dolma bilgilerin değiştirilmiş veya eksik bir biçimde aktarılmasını sağladı. Pamukprenses yatağında uyuyordu, kırmızı çizmeli kedi gelip onu öpünce uykusundan uyandı.... ay pardon iki masalı karıştırdım galiba... ama olur böyle şeyler... gerçekten uyumayanlar ise masalın karıştırılmış olduğunu anlarlar.
-
Masaldan masala geçiş
50-Al-i imran, Ben, benden önceki Tevratı tasdik ederek ve daha önce size haram olan bazı şeyleri size helal kılmak için gönderildim. Rabbinizden size bir mucize getirdim. Allahtan korkun ve bana itaat edin. Kuran'ın büyük bölümü Tevrat ile aynı olduğuna göre Muhammed Tevrat'ı taklit etmeden kabul ettirebilmesi çok zor. Hatta yukarıda dediği gibi, Tevrat'ı tasdik için geldiğini söylüyor, o zaman Muhammed'in kitabı Tevrat'ı bir şekilde çagrıştırmalı, öyle değil mi? E peki, Kuran'dan önce mevcut olan masalı bir insan otursun da neden yeniden derlesin? Hadi derledi, Muhammed'in yazdıklarının kaynağının Allah olduğuna, bu bilgilerin kendisine vahiy yoluyla geldiğine nasıl inanmalı, elinin altında Tevrat diye bir kitap varken? Demek ki Muhammed yazdıklarının Allah'tan geldiğini kabul ettirebilmek için Tevrat'ta ve İncil'de bulunan hikayeleri Kuran'a aktarmış. Aynen Kubaba/Kybele olmasaydı Meryem de olmazdı hikayesindeki gibi. Akhalar geldiği zaman ana tanrıça Kybele ya da Rhea, Zeus'u oğlu olarak kabul etmiş ya da ettirilmiştir. Bu kabul işi de enikonu kan dökülerek gerçekleşir. Bu kabul ettiriliş Hıristiyanlıkta da gündeme gelir. Ana tanrıça tapınmasının hala sürdüğü İonya’da Hıristiyanlar kan dökerek İsa’yı kabul ettirmek isterler. İonyalılar ise kabul etmezler, ne İsa’yı ne Meryem’i benimsemezler. Kabul ediş, ancak Meryem’e tanrı anası sanını aldırmalarıyla gerçekleşir (431 Efes Konsülü). Bu da demek oluyor ki; vahiy falan hak götüre, bir önceki masaldan hikayeleri bir kitaba taşı, sonra da bana Allah'tan vahiy geldi de. Mitolojik dönemde kime vahiy geldi de Zeus'u Kybele ya da Rhea'nın oğlu olarak kabul ettirdi acaba?
-
AHMET NECDET SEZER
Sevgili Lostsoul, Sayın Sezer'in olağanüstülüğü; dürüstlüğü ve millet sevgisinin ayrılmaz bir parçası olan vatan sevgisidir. Ne yazık ki bu zamanda Türkiye'de Sayın Sezer'in niteliklerini taşıyan devlet adamları az. İnsan isterdi ki, tüm devlet adamlarımız Sayın Sezer'in üstün niteliklerine sahip olsun. Sayın Sezer dürüstlüğü ve millet ve vatan seygisiyle tarihe damga vurmuş bir insandır. Hiçbir şey bulamadılar asık suratlı dediler. Bunu diyenler asık suratlı olmakla, ciddi bir insan olmanın ayırdını yapabilecek kapasitede olmayanlardı. Sayın Sezer hafızalarda saygı değer bir anı olarak kalacaktır. Ben de Sayın Sezer'e sonsuz teşekkürlerimi iletir, saygılar sunarım.
-
Bakabilecekmisiniz ?
Eskiden bir kung-fu dizisi vardı. 'Hocam' diye başlayan sorulara bir türlü bağ kuramadığımız ilginç yanıtlar verilirdi kör kung-fu ustası tarafından. Burada verilen yanıtlar o kung-fu ustasının verdiği yanıtları aratacak cinsten ama, biz kalın kafalılığımıza verelim.
-
Bakabilecekmisiniz ?
Hmmmmm, ne kadar da zorlasanız yaptırım zorlamadır. Muhammed'in düzeninin korunması durumudur. Kuran'da Muhammed'in, kendisine ve Allah'a inanmayı gerektiren zorlamaları (sizin tabirinizle yaptırımları) vardır. Bu inanca baş kaldıran kisi ise Muhammed tarafından tehdit edilir ve kişi Allah'a ve Muhammed'e uymaya zorunlu kılınır.
-
Bakabilecekmisiniz ?
Sevgili göçmen kızı, zaten art niyet olmadığını bilerek böyle bir cevap verdim.
-
Bakabilecekmisiniz ?
Göçmen kızı, böyle çelişkileri dile getirip inananların inançlarını çelişkiye sokma lütfen.
-
Rahibe Teresa Ateist miydi?
Hadi Muhammed bilmiyordu diyelim. Kuran'da Allah'ın sözü olduğuna göre, Allah'ın bunları bilmesi ve aktarması lazımdı, öyle değil mi?
-
bazı ayetleri çıkarılarak hazırlanmış Bakara 3
''Siz bizim için bi hiçsiniz sizin gibileri ayırt ediyoruz diyin olsun bitsin'' de ne demek? E yani, hepiniz çocuk gibisiniz. Zaten böyle olmasa bu masallara inanmazsınız. Birisi; bana ne, bana ne, var var var der, bir diğeri, bize bir hiçsiniz sizin gibileri ayırt ediyoruz deyin olsun bitsin der, anlamadım ben bu işi. Benim babam senin babandan daha kuvvetli. Benim babam senin babanı döver misali yorumlarla eğleniyoruz.
-
Rahibe Teresa Ateist miydi?
Muhammed o zaman ki insanları nasıl korkutacağını biliyormuş ve ona göre tehdit etmiş. Allah'a ve bana inanmazsanız gökten azab inecek demiş. Yani bunlar masalımsı tehdit savurmalar. Oysa, Muhammed ileriyi gören (ya da Kuran'ın Allah'ımı demem daha doğru olur acaba) bir insan olsaymış, şöyle demesi gerekirdi: ''Allah'a ve bana inanın. Şayet yaptığınız yanlışlıklarla doğanın dengesini bozarsanız dünya size yaşanacak yer olmaktan çıkar. Kutupta buzlar erir. Denizlerin su seviyesi yükselir. Ekin ekecek yer bulamazsınız, bulsanız bile denge bozulduğu için yağmur ve/veya kuraklık ekinlerinizi perişan eder. Dünyanın dengesini koruyun ki, açlık gelip kapınızı çalmasın.''
-
30 AĞUSTOS Zafer Bayramı ve TSK Günü
Bu gün genç, ihtiyar, kadın, kız, kızan, Uzanıp yatsak da çardak altında, Boruyu çalınca yarın borazan, Hemen toplanırız bayrak altında. Bizi hiç tasalı görmez bu yerler; Yiğitler, ölürken bile gülerler, Yeter ki yaşayan er oğlu erler, Bizi çiğnetmesin ayak altında. Kalbimiz çırpınır yurdu andıkça, Gözlerde zaferin nuru yandıkça; Üstünde bu bayrak dalgalandıkça, Gönlümüz rahattır toprak altında. Faruk Nafiz ÇAMLIBEL BİR YOLCUYA Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sâkit yığın Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda Gördüğün bu tümsek, Anadolu'nda İstiklâl uğrunda, namus yolunda. Can veren Mehmed'in yattığı yetidir. Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan cüz'ü de geçerken ele Mehmed'in düşmanı boğduğu sele Mübarek kanını kattığı yerdir. Düşün ki, haşr olan kan, kemik etin Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin Bir harbin sonunda bütün milletin Hürriyet zevkini tattığı yerdir. Necmettin Halil ONAN
-
Rahibe Teresa Ateist miydi?
E yani insaf. Yukarıda BrainSlapper arkadaşımızın yazdıklarını körkütük inatla anlamamak veya anlamamazlık etmek niye? Neymiş efendim lugatta yükselmek kelimesinin ne anlamalara geldiğine bakılacakmış. Herhalde hiç bir sözlük yükselmeyi Allah katına çıkmak olarak açıklamaz. Bunu açıklasa açıklasa -ki öyle, Kuran açıklar. Muhammed burak/refref yaratığına binip nereye "yükselmiş"? Siz bundan ne anlıyorsunuz? Sizin anladığınıza göre Muhammed nereye yükselmiş sahiden? Sakın, rızkımızın da, tehdit edildiğimiz gökte bulunan şeyin yanına olmasın... Zariyat Suresi 22 Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de.
-
Rahibe Teresa Ateist miydi?
Gönlünde olan bir şeye ancak gönlünce inanabilir bir insan, ama var var var diye tutturmanın da bir anlamı yok.
-
AHMET NECDET SEZER
Görevi bırakmaya hazırlanan Sezer, veto kararları, kırmızı ışıkta beklemek, hastanede kuyruğa girmek gibi ilginç davranışlarının yanı sıra 7 yılda yaptığı tasarrufla da anılacak. Sezer 7 yılda Köşk bütçesinden 46 milyon YTL artırıp Maliye’ye iade etti. Ayrıcalıkları reddeden Sezer, seçim günü, mükerrer oy kullanmayı önlemek için parmak boyama uygulamasını da yaptırdı. Görevlilerin "Sizi herkes tanıyor, mükerrer oy kullanmazsınız, boyamaya gerek yok" açıklamasına rağmen Sezer parmağını boyattı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 16 Mayıs’ta sona eren görevinden eylül ayında ayrılmaya hazırlanırken, 7 yıllık görev süresinde ilginç rekorlarıyla anılacak. Görev süresince bir cumhurbaşkanına tanınan yasal ayrıcalıkları minimum düzeyde kullanan, geleneksel olarak tanınan ayrıcalıkların ise (kırmızı ışıkta beklemek, hastanede kuyruğa girmek, annesinin cenaze törenine sivil plakalı araçla ve benzin parasını kendi cebinden ödeyerek gitmek gibi) neredeyse tümünü reddeden Sezer, Cumhurbaşkanlığı’nın resmi internet sitesinde 7 yıllık tasarruf tablosunu da ilan etti. Sezer, 7 yılda Çankaya Köşkü’ne verilen ödenekten toplam 46 milyon YTL (46 trilyon lira) tasarruf ettirdi ve bu parayı Maliye’ye iade etti. Kendisini seçen DSP-MHP-CHP koalisyonu döneminde kanun ve atamalara yaptığı vetolarla dikkat geçen, AK Parti iktidarının neredeyse tüm bürokrat atamalarını veto ettiği için “vekaletle yönetim” dönemine sebep olan Sezer’in görevi olarak yapmak zorunda oldukları dışında, eski cumhurbaşkanlarına benzemeyen uygulamaları şöyle: PERSONELİ AZALTTI, KIRMIZI IŞIKTA BEKLEDİ Göreve geldiğinde ilk işi, selefi Süleyman Demirel dönemindeki personeli azaltmak oldu. 40 civarındaki başdanışmandan sadece 4’ünün kalmasını istedi. Garson, aşçı, temizlikçi, büro görevlisi gibi personel sayısını minimuma indirdi. Köşk’teki telefon konuşmalarını kısıtladı, özel konuşmaların bedelini konuşan personelden aldırttı. Köşk’te mesai düzeni başlattı. Saat 17.00’de mesai bitince tüm memurlar evine gitti. Demirel’e her sabah yapılan check-up uygulamasını kaldırdı; şehir içinde kortejine eşlik eden ambulansı geri gönderdi. Köşk’ün koruma müdürlüğüne tahsis edilen 14 aracı iade etti; bir eskort ve koruma aracı dışında güvenlik önlemi istemediğini söyledi. Trafikte kendisine güvenlik nedeniyle tanınan “geçiş üstünlüğü” hakkını hiç kullanmadı, her kırmızı ışıkta diğer araçlarla birlikte, yeşil ışığın yanmasını bekledi. BİR KERE ŞORTLA GÖRÜNTÜLENEBİLDİ Özal döneminde Cumhurbaşkanlığı kullanımına tahsis edilen Okluk Koyu’ndaki yazlık köşke hiç gitmedi. Sezer'in 7 yılda gazetecilere 'yakalandığı' tek an. Yaz dönemi çalışmalarını kısa süreli olarak Atatürk döneminden kalma İstanbul’daki Huber Köşkü’nde sürdürdüğü sayılmazsa, görev süresince hiç tatile çıkmadı. Bir kez Huber Köşkü’nde şortla yürürken görüntülenebildi. Resmi toplantılar dışında, konser, tiyatro gösterilerini kaçırmamaya çalıştı. Piyanist Fazıl Say’ın, Nâzım Hikmet için bestelediği eseri ayakta alkışladı. Yılda birkaç kez markete alışverişe gittiğinde görüldü. Makam aracına sivil plaka taktırarak alışverişe gitti, kasada cebinden çıkardığı parayla ödeme yaparak dikkat çekti. Hiçbir düğüne gitmedi, görevi sırasında evlenen oğlunun Köşk’te aile içinde yapılan mütevazı düğününün masraflarını, o sırada yanan elektriğe kadar kendi cebinden ödedi. Düşerek bileğini kıran eşini sivil araçla acil servise ***ürdü. Röntgen çekilirken kuyruğa girip, sırasını bekledi. Yurt içi gezilerini minimumda tuttu, memleketi Afyon’a depremden sonra “geçmiş olsun” ziyareti için ve burada yaşayan annesinin ölümü üzerine cenaze töreni için gitti. Cenazeye giderken, aracına sivil plaka takılmasını istedi. HANUKA’YI KUTLADI AMA PAMUK’U KUTLAMADI Karşılama ve uğurlama törenlerini minimuma indirdi, resmi yemekler dışında Köşk’te hiç davet vermedi; eski cumhurbaşkanlarının iftar yemeği davetini hiç uygulamadı. Resmi davetlerde konuklara yerli marka şarap ikram ettirdi. Görev süresince hiçbir gazeteciye özel röportaj vermedi. Çığ gibi yağan randevu taleplerine rağmen çok az “kabul” yaptı. Kabullerde asgari ikram nedeniyle “Köşk’e giderken termosunuzu yanınıza alın” esprileri çıktı. Hıristiyanların Noel’inin yanı sıra Musevilerin Hanuka Bayramı’nı da kutlayan ilk cumhurbaşkanı oldu. Tüm kurtuluş ve kuruluş yıldönümlerinde kutlama mesajları yayınlamayı ihmal etmedi, ama Yazar Orhan Pamuk’u, dünyanın en önemli ödüllerinden Nobel ödülü almasına rağmen kutlamadı. NE KADAR HARCADI? 2001-2007 arasında Çankaya’ya verilen ödenek ve Sezer’in harcama tutarı şöyle: (2007 yılına ait harcama tutarı, 01.01.2007-30.06.2007 dönemini kapsıyor.) NE KADAR TASARRUF ETTİ? Ortalama 6.5 milyon YTL civarındaki yıllık tasarruf rakamı 2007’de aynen gerçekleşirse 7 yıllık toplam tasarruf 46 milyon YTL’yi geçecek. Köşk’ün son 3 yıllık ortalama bütçe ödeneğinin 30 milyon YTL düzeyinde olduğu düşünüldüğünde; Sezer 7 yılı geçen görev süresinde neredeyse toplam 1.5 yıllık ödeneğini Maliye’ye iade etmiş oldu. 2007 YILINDA YAPTIĞI YARDIMLAR Cumhurbaşkanlığı sitesinde, Sezer’in 2007 yılında yaptığı “nakdi yardım” tablosu da bulunuyor. Buna göre, Sezer bu yıl Türkiye Güçsüzler ve Kimsesizlere Yardım Vakfı’na 30 bin YTL, Kadıköy Sağlık Eğitim Merkezi Vakfı’na 20 bin YTL olmak üzere toplam 50 bin YTL ‘yardım’ yaptı. Buraya kadar alıntıdır. demişsiniz. Şayet Sayın Sezer sizin dediğiniz gibi ülkenin üst noktasında Türkiyemizi dış dünyaya açılması, adını duyurabilmesi adı altında sülalece ve eş dostlarının sülalelerinle dış geziler tertip etseydi, har vurup harman savursaydı o zaman tasarruf etmiş olmayıp, maliyeyi onca borca sokmuş olurdu. Bundan sonraki Türkiyemizi iyi tanıtır artık sanırım. Gelsin dış geziler, gelsin tarikat şeflerine ve onlara kul köle olanlara iftar sofraları, gelsin har vurup harman savurmalar... Ama hepsi de Türkiyemizin adını duyurmak için unutmayalım... Ne demişler: DEVLET MALI DENİZ, YEMEYEN *****