evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
Eğer para diye bir şey olmasaydı ne yapmak isterdiniz?
Ben, yasam ve iliskilerimde parayi hic bir zaman bir amac yapmadigim icin, pek farketmezdi. Yalniz para ile elde edilen insanca yasam ve iliskiyi, vede yine para ugruna yapilan insanlikdisi dusunce ve davranislari ve paranin insanogluna giydirdigi her turlu degersel, verisel ve tabusal beyin elbisesini sorgulatmak daha kolay olurdu.
-
Turkiye'nin Guneydogu Sorunu
Gercekler insanoglu yapilandirilmisligidir. Ayrica sizin gerceginiz sizin inancinizin kendinize dogrulanarak gerceklesmis olmasidir. Bu da milliyetci bir tabana dayanmaktadir. Halbuki ortada sizden bagimsiz bir kurd olgusu vardir ve konu budur. Ayrica bu olgu sizin inancsal ve ideolojik gormek istediginiz gercegi yansitmaz. Bu gercek sadece sizin gerceginizdir. Kurd olgusu ise tartisalamayan bir gozlemdir.
-
"Allah Var/Yok" Ne Demektir?
Sizin yazdiklariniz, Allah kavrami ile ilgili olarak; yaratilissal, inancsal, fizik otesi bilgidir ve bu zaten aklin kendini inandirmasina/inandirmamasina ve inandigini kendine dogrulamasina/yanlislamasina baglidir. Eger basliga dikkat ederseniz, benim degerlendirmem; Allah kavrami ile ilgili sosyal bilginin mantiksal olabilirlik olasiligi, bilissel ve bilimsel temeldedir. Yani ortada basliktanda algilanacagi gibi, Allah'in varligi ve yoklugu; kavramsal bilgi olarak, mantiksal olabilirlik olasiliginin olabilme, olgu ve gozlem temelinde degerlendirilmistir. Dolayisi ile konu Allah kavraminin inancsal varliginin vari ve yoku degildir.
-
Bagimsizlik-Ozgurluk Farki ve Anlam Karmasasi
Ben savasimi bati ulkeleri ile olan savasim olarak degerlendirdim, dogu degil. Herhangi bir mesaja yanit verip vermemek tamamen kisiye baglidir. Ister verirtsiniz, ister vermezsiniz. Ayrica evet ben bana ogretilen resmi ve milli icerikli tarihi degil; olan tarihi ogrendim. Size de tavsiye ederim. Sonucta amac sizin gibi milli cikarlar uzerine yazilan resmi tarihi korumak degil; tarihte olani bilmek,
-
Zihin Felsefesi-Zihni Felsefe Farki/Iliskisi
Fenomenal Zihniyet-Numenal Zihniyet Farki Evrensel-insan Zihniyeti insanoglunun numenal insanligi adina farkedilmesi ve kavramlanarak algilanmasi gereken ve bilissel bilimsel temelde bir matematiksel/mantiksal bilgi olarak sunacagi bu fark; dogal zihniyet ile evrensel-insan zihniyeti arasinda ki farkin farkina varilan bilissel bir bilgi olacaktir. Herseyden once dogal zihniyet ile fenomenal zihniyet farkini ortaya koymak gerekir. Dogal zihniyet adindan da algilanacagi gibi anima/animus temelli hayvansal bir zihniyettir. Yalniz burada cok onemli bir fark vardir. Dogal zihniyet insandisi ve insanlikdisi bir zihniyet olmanin yaninda hayvandisi ve de hayvanlik disi bir zihniyet degildir. Bu insanoglunu hayvandan numenal yeti olarak farkli kilan en onemli algilardan biridir. Iste bu algi ayni zamanda fenomenal zihniyet algisini da getirir. Cunku fenomenal zihniyet hayvansal degildir ve anima/animus temeli de tasimaz. Kisaca tabulu rasa farkindaliginin insanoglu eliyle yine insanogluna giydirilen insandisi ve insanlikdisi zihniyetidir. Insanoglu tarihinde ancak 20. yuzyilin ortalarina dogru zihniyet algi ve farkindaligini cognitive science, yani bilissel bilim eliyle yeni bir numenal ufuk olarak insanogluna sunmustur. Bu bize insanoglunun ufuk olarak 20. yuzyilin ortasina kadar fenomenal zihniyetten kurtulamadigini, onu ortaya koyamadigini ve bu zihniyetin her turlu teslimiyeti, mahkumiyeti ve boyunduruk tutsakliginda turune her turlu insandisi ve insanlikdisi dusunce davranis, iliski yasam, duzen, sistem, kurum ve kurumlasma sundugunu ve sunmaya da devam ettigini gostermektedir. Kisaca numenal zihniyetin farkinin farkina bilissel ve bilimsel olarak bilincli varis; fenomenal zihniyetin insanogluna yasattigi insanloglu tarihinden bu yana gecen her bir cagi tarihi ve sistemsel duzensel donemi insanoglunun bir insan ve insanlik ayibi ozuru olarak bizlere gozlemletmektedir. Iste artik numenal zihniyet, fenomenal zihniyetin her turlu varliksal, ideolojik, inancsal ve dogrusal akilci elbisesinin tamamen bir metafizik (felsefenin varlik ile ilgili dali anlaminda) oldugunu artik bir olgu olarak sunabilmektedir. Burada aslinda insanoglunun yapilandirilmis yapi ve isleyisinin bir kokeni karekteri de tarihe karismaktadir. Karsitlik. Cunku fenomenal zihniyet kendi celiskisini kendi bunyesinde tasir. Numenal zihniyette ise uyumlu bir ikilem soz konusudur. Iste bunu veren ve dogal zihniyetin temelinde, kokunde ve tabaninda kendisi bulunmayan y'in de boylece zihinsel varligi ortaya cikmaktadir. Bugun insanoglu tarihinde hic bir ideoloji, inanc, teori, dogru, gercek v.s. bu ikilemi yakalama ve farkina varma bilinc ve farkindalik ufkunasahip degildir. En son diyalektigin bile ufku karsitlikta biter. Numenal zihniyet ile insanoglu beyninin ufku tarihinde ilk defa varliktan arinir. Boylece her turlu varliksal ve onun getirdigi etik ve inancsal ideolojik ve izmsel ve de bunlarin mantiksal, akilsal, dogrusal ve gerceksel uzantisi tamamen bir fenomenal zihniyet urunudur. Fenomenal zihniyet insanoglunun kendi yasamini kendi oldurdugunun (oldurmek) bir zihniyetidir. Iste asil olum (olmek) bu bilincsiz noncognitive, bilincalti alisilagelmis yerlesmis otomatiklesmis oldurmek budur. Fenomenal zihniyetin insanoglu temelli yapilandirilmis yapi ve isleyisini algilamak, kavramak ve farkina ve de bilincine varmak icin gereken numenal zihniyet bilinc ve farkindaligidir. Insanoglunun numenal insanlik yolunda bir baslangic teskil eden numenal zihniyetin algisi sadece bireysel bilinc ile de mumkun degildir. Tursel bilinc yani kendilik bilincinin tursellik farkindaligi gerekir. Iste bundan sonra insanoglunun her bir ferdinin once kendi varliginin bilinc ve farkindaligi zihniyetinin fenomenalligi ve bunun insandisi insanlikdisiligi algisi ve bilinci, birey bilincini almis ve bunu kendilik farkindaliginin tursel bilinci ile birlestiriminin ve fenomenal zihniyetin yapilandirilmis yapi ve isleyisinin bilinci bizi ancak insanoglu tarihinde insanogluna numenal insanlik cagini acacak olan numenal zihniyet algi ve farkindaligini getirecektir. Burada evrensel-insan zihniyeti, bu sitede dile geldiginden beri dile getirdikleri ile yakindan ilgilenen ve dile getirimleri ile evrensel-insan zihniyetine yeni zihinsel sorgulamarinin onunu acan sitemizdeki Ares ve Osho lakapli yazarlarin her turlu zihinsel katkisina evrensael-insan zihniyetini dile getiren evrensel-insan lakabi eliyle ve insanoglunun numenal insanlik yolunda olanlar adina tesekkur eder. Lakabi gecen yazar arkadaslarin ayni sekildeki zihinsel katkisinin da evrensel-insan zihniyeti adina evrensel-insan lakabi ile yeni zihinsel ufuklarin farkindaligi ve algisina acilacagina kimsenin suphesi olmasin. Bu fark ve bu farkin farkindaligi numenal insanlik adina cok buyuk bir oneme sahiptir. Cunku bu farkindalik numenal zihniyet algisini, bilgisini ve bilincini doguracak ve bunu basaran bireyler fenomenal zihniyeti beyinlerinde tarihe gomecektir.
-
Zihin Felsefesi-Zihni Felsefe Farki/Iliskisi
Hemen hemen her mesaj, konu kavram ve baslikta uzerinde buyuk bir titizlikle durulan zihin ve zihniyet kavram ve konu vurgusu, genelde bilinc ve farkindalik olarak algilanamamaktadir. Bu konu ve kavramda evrensel-insan zihniyetinin taban ve temeli de zihniyete dayandigindan bu baslikta genel olarak hem "philosophy of mind, yani zihin felsefesi" hem de "menthal philosophy, yani zihni/zihinsel felsefe" ile ilgili genel kisa ve oz bir aciklama sunulacak. Bilindigi gibi bu konu ilk defa numen temelinde E.Kant eliyle tanrisina bahsedilmis ve daha sonra cognitive science, yani bilissel bilim olarak insanoglu eliyle; insanoglunun beyninin her turlu fonksiyonu olarak ele alinmistir. Tarihte bilindigi gibi metafizigin ontolojik ve varliksal tartismasinin temelini "matter/mind" tartismasi almis ve bu tartisma yuzyillardir surmus ve hala surmektedir. Buradaki en buyuk sorun materyalizmin madde ve idealizmin dusunce temelinde; insanoglunun beynini ve fonksiyonunu teke indirgeme ve bunun determinist akilciligi on plandadir. Bu iki farkli gibi gozuken tartismada temel ortaklik akilciliktir. Cunku her ikisinin akilciligi da kendine inanc ve ideolojik olarak dogrulayarak gerceklestirdigi "ilk, tek, mutlak, kesin, sabit, degismez" temeldeki akilci anlam ver icerigi materyalizm olarak maddeye, idealizm olarak ta dusunceye vermeleridir. Halbuki epistemoloji ve yapilandirmaci epistemoloji, gercekligin metafizik/varliksal ve ontolojik degil; constructed yani yapoilandirilmis oldugunu ortaya koymaktadir. Iste bu ortaya koyumun sadece yapilandirilmislik degil; insanoglu yapilandirilmisligi olmasi ve epistemolojik olarak bunun alternatifsiz ve rakipsiz olmasi konuyu varliktan alip, bilgiye tasimaktadir. Cunku insanoglu bu yapilandirilmis gercekligini kavramsal bilgi olarak ortaya koyar. Iste bu temelde evrensel-insan zihniyeti sabit, mutlak, ilk, tek v.s. bir vucudu ve beyni olmayarak ve oznesi bulunmayarak; kendisini algilayan bilinc ve farkina varan her vucut, beyin ve ozneyi kullanarak dile gelmektedir. Buradan cikisla ve evrensel-insan zihniyetinin yapilandirmaci epistemoloji yaninda serbest zihniyet ve qua felsefesinin de yardimiyla; zihin felsefesini asagidaki sekilde siniflamaktadir. Dogal zihniyet: Insanoglunun hayvani gozlemleyerek ve ondan esinlenerek kendi algi bilgi ve kavrami ile anima/animus temelinde gerceklestirdigi ve kullandigi insandisi ve insanlikdisi bir zihniyettir. Hayvani gozlem ve algisinin bilgisi olan; egosal, akilsal temelde bencil, cikarci, parcasal, guc, otorite ve insanoglu bunyesi hakimiyete dayanir. Birakalim zihniyeti kendi birsel ve tursel insanoglu varliginin bilinc ve farkindaligi yoktur. Genelde insanogludisi ve ustu guclerin somut ya da soyut teslimiyeti altindadir. Ayrica yarattigi her turlu ideolojik inancsal yaratilissal, varliksal, etik deger veri ve tabularla da bunlari kendine sahiplenerek bunlarin farklarinin fark ustunlugu savasimini verir. Yasamini yasamaz, yasami yasatilir. Fenomenal zihniyet: Bu zihniyetin dogal zihniyetten farki; insanoglu varliginin genelde birsel bilinc ve farkindaligini tasimak ile beraber, varolusculuk v.s. gibi fenomenal temellere insanoglunu teslim etmesidir. Kisaca insanoglunu ya bir mistisizm ya da bir bireyci akilcilik temelinde bananeci, bencil, ya da turune karsi hakimiyet savascisi olmasini guc ve otorite ile saglar. Bir fenomen temelinde insanoglu turunu yok eder. Bu fenomen kendi biri ya da insanoglu disi bir fenomen olabilir. Numenal zihniyet: Burada insanoglunun beyninin numenal yetisi ile hareketi soz konusudur. Insanoglu kendinin, turunun ve her seyi kendisinin yapilandirdiginin bilinc ve farkindadir. Insanoglunun her turlu yasam iliski, duzen, sistem ve kurumlasmasinin zihninin bir urununun somutlasmasi oldugunun bilinc ve farkindadir. Insanoglunu her turlu yasatmak ve hareket ettirmenin temelinin numenal yeti ve onun kullanimi oldugunun farkindadir. Burada cok onemli bir fark vardir. Ya bu bilinc ve farkindalik insanoglunun bu bilinc ve farkinda olanlari tarafindan onlarin cikari, yararciligi, amaci temelinde onlarin gucunun ve otoritesinin hakimiyeti temelinde insanoglu bu cikar ugruna herf turlu kullanilarak, harcanarak, kandirilarak saglanacaktir, ya da bu tamamen birey bilinci eli ile insanoglunu numenasl insanlastirmak ve insan gibi yasam ve iliski, duzen, sistem kurmak adina yapilacaktir. Ilki emperyalist zihniyet ve onun insanoglunu her turlu bilimsel, dogal temelde kendi cikari ugruna kendi amacina yonelik kullandigi, harcadigi bireyci akilciligidir. Iste basta her turlu teslimiyetin kendine olmasini amaclayan ve kendi aklini her turlu tanrilastiran bu zihniyet; henuz bilinc ve farkindaligina erisilmemis olan zihniyettir. Iste evrensel-insan zihniyeti hem bir hem de tur bazinda ve her alanda; bilim de,m felsefede dilde, mantikta bu kendi insanoglu beyninin kendi canavari ile mucadeleyi hem icte hem de dista vermek durumundadir. Insanoglunun numenal insanlasmasi adina bu ic ve dis savasim cagimizin savasimidir. Zihin felsefelerini kisaca siniflandirdiktan sonra, zihni felsefeye deginelim. Zihni felsefe; insanoglunun bilincli ve farkinda olarak zihniyeti ile yasam ve iliski surdugunun farkindaligi felsefesidir. Iste bu bilinc ve farkindalik, beynin ana ve temel fonksiyonu olan zihniyetinin sekillenisi ve isleyisi temelinde cok onemlidir. Bu da bize her bir birin; yasam ve iliskisinde ne yaptigini neden oyle davrandigini ve dusundugunu sorgulayip, nasil bir zihniyete sahip olundugunun algilanmasi bilinc ve farkindaliga cikartilmasidir. Sonucta insanoglunu hayvan ozunde tutanda, onu birbiri ile savastiranda, onu bir seylere teslim edende/alanda onun zihniyetinden baska bir sey degildir. Iste yapilandirmaci epistemolojinin cozumu temelinde insanoglu zihniyetinin yapilandirilmis yapi ve isleyisi x ve y evrensel kullanim sembolleri olarak ortaya konmustur. Unutmayalim insanoglunu hayvanda, maddede, kul da, kolede, mal/metada yapan izmler farki ile savastiran, tanri verdiren aratan, tartistiran, birbiri bunyesinde hakimiyet kurdurtan guce ve otoriteye yonlendiren, kisaca yasatan ve iliskilendiren her turlu bilgisini ortaya koydurtan v.s. gorunuste onun fenomenal yapisidir, ama bunun arka planinda ve ozunde kontrol mekanizmasinda ve direksiyonunda zihniyeti yatmaktadir. O yuzden once kendimizin ve turumuzun varliginin bilinc ve farkina varalim. Sonra beynimizin bize ait oldugunu algilayalim ve zihniyetimiz ile yasam ve iliski surdugumuzun bilinc ve farkina vararak; surdugumuz yasam ve iliskimizi numenal insanligimiz adina sorgulayalim ve degerlendirelim. Bilelim ki, bizi teslim alan tek bir sey vardir, o da bize yon veren ve kontrolu olan zihnimiz ve onun zihniyetidir. Demekki ilk sorumuz "Ben nasil bir zihniyete sahibim?" Neden bu zihniyeti tasiyorum?" Zihniyetimden insanlik ve insanligim adina memnun muyum?" "Bu zihniyeti bana kim/ne verdi?" "neden/nasil verdi?" v.s. gibi sorulari kendimize soralim ve zihniyetimizi sorgulayalim. Cunku numenal insanligimiz, zihniyetimizin farkina ve bilincine varmaktan, icerigini algilamaktan ve onun bizi teslim almasina izin vermemekten ve bizim onu insanlik adina kontrol edebilmemizden, degistirebilmemizden ve yonlendirebilmemizden geciyor.
-
"Allah Var/Yok" Ne Demektir?
Allah'in ozel ve islam inancina ait bir ilah olarak varliginin ve inancinin varliksal/inancsal/teolojik tartismasi temelinde; Qua Felsefesi ve insanoglu yapilandirilmisligi temelinde Once Allah varligini ortaya koyalim. Allah kavram olarak vardir. Allah akillarinda varligini koruyanlar icin vardir. Allah tartisma olarak vardir. Allah sosyal bilgi olarak vardir. Allah soyut olarak vardir. Allah insanoglu aklinin yarattigi bir algi olarak vardir. Bu var icerikli cumleler genisletilebilir. Allah, Muhammed ya da insanoglu temelli ortaya atilmis, bir kitap ve din temelinde anlam ve iceriklendirilmis bir metafizigin fizik otesinin mitolojik bir karakteridir. Yani bir spagetti canavarindan, ejderhadan, devden, gulyabaniden v.s. kisacasi fizik otesi insanoglunun ortaya attigi envayi cesit mitolojik, mistik, efsanevi karakterlerden sadece biridir. Genelde mitolojik karakterlerin bir goruntusu olmasina ragmen; Allah'a bir goruntu verilmemistir. Bu da onu gizemli kilmak ve "erisilmez" kilmak "fenomenlestirmeme" adina yapilan bir uygulamadir. Iste bu aklin fizik otesi karakterlerinden biri olan Allah'in varligi; bu acidan bir sorun teskil etmez. Peki sorun nerededir? Sorunlar; Allah'i din olarak yeryuzune indirmektir. Allah'a fenomenel bir goruntu vermemenin yaninda, numenal yeti ve insanoglu beyin ozellikleri yuklenmistir. Bu da bir yerde onemsenecek bir durum degildir. Cunku "banane bir suru masalkahramaninin da boyle ozellikleri var" denip gecilebilir. Asil sorun ise; Allah'in Muhammed eli ve yazilan Kitabi Kuran eliyle; insanogluna getirdigi teslimiyetci ve yasakci zihniyet ve bu zihniyetin her turlu metafizik ve etik yonlendirimlerini insanogluna boyun egilmesi/kabul edilmesi ve teslim olmasi adina getirilen ustelik 1400 yil onceki yonlendirim ve yaptirimlardir. Iste insanoglunun kendine ve cevresine zarar vermemek kendilik bilinc ve farkindaligini ve de numenal insanligini kazanmak adina sorgulamasi ve aklindan ve beyninden arindirmasi gereken kisim da buradadir. Cunku bu yonlendirim ve yaptirimlar; hem uygulayana hem de uzerine uygulanana her turlu zarari vermektedir. Bunu da tarih her konu ve kavramda kanitlamis ve kanitlamaktadir. O zaman bilimsel ve bilissel olarak Allah'in olmadigini soyle ortaya koyabiliriz. Bunlar istenirse ayri ayri ve detayli olarak aciklanabilir. Allah Kuran'in yazari olarak yoktur. Allah bir fenomen olarak yoktur. Allah numenal yetisi olmak ve insanoglu ozellikleri tasimak olarak yoktur. Allah pozitif bilim olarak yoktur. Allah; Muhammed onun ile bir dialog kuramayacagi icin yoktur. Allah bir otorite, guc olarak yoktur. Allah insanoglu yasaminda yoktur. Allah yasam sonrasi getirilen sekilde bir olgu olmamasi temelinde yoktur. Allah bir yonlendirim ve yaptirim olarak yoktur. Allah insanogluna hukmedebilme adina yoktur. Allah insanogluna mudahele edebilme adina yoktur. Bu yoklar da cogaltilabilir. Iste bu temelde Allah'in bilgisel ve kavramsal varligin varligi; eger bu kavramsallik ve bilgisellik bilimsellige ve bilissellige tasinmadiginda hic bir anlam ifade etmez. Cunku Allah her turlu ispat edilebilecegi gibi Bilimsel ve bilissel olarak noncognitivedir. Burada kavramsal ve bilgisel varligi kisi kendi yasam ve iliskilerine tasimaz ve N/A yani uygulanamaz kilarsa; boyle bir varligin akilci inancinin bir sorunu da yoktur. Buradaki sorun bu inanci imana ve yonlendirim ve yaptirima tasimak ve bunun getirdigi teslimiyetin her turlu psikolojik ve sosyal sorunlaridir.
-
Eğer para diye bir şey olmasaydı ne yapmak isterdiniz?
Para yokken, insanoglu ne yapiyordu?
-
Hepimiz Deli Doğarız Bazılarımız Aynı Kalır! :)
Peki bana oyle bir iyi veya kotuye dusunce ve davranis olarak ornek gosterki; tum TC vatandaslarinin ortak algisi olsun, buyur.
-
Bagimsizlik-Ozgurluk Farki ve Anlam Karmasasi
Ben hic bir seyden cekinmem. Zaten tek tarafli demokrasi kendi tarafi disinda kalanlar acisindan diktatorluktur. Bir seyi ogrenmek baska, bilmek baskadir. Algiladigim kadariyla, siz sadece ogrenmissiniz, ama bilmiyorsunuz. Verilen fiili savas sadece yunanlilara karsidir. Bunun disinda bolgesel olarak isgallere karsi halk direnisleri olmustur. Konuya duygusal milliyetci v.s. temelinde degil de, disaridan tarafsiz ve mantiksal bakmak gerekir. Cunku bunun disinda kalan her turlu bakis acisi sadece tarafli bakis acisidir. Buradaki taraf, Ataturk tarafi ya da Ataturk karsiti anlamindadir. Onemli olan tarihin verdigi gozlemin olaylarini tarafkar olarak degerlendirmemektir. Cunku tarafkar degerlendirme, olasnin algisi degil; oyle olduguna inanctir.
-
Turkiye'nin Guneydogu Sorunu
Size verecegim tek yanit, kurd olgusunu algilayabilmeniz uzerine olacaktir. Cunku ancak bu olgu tek milliyetcilik ideolojik inanci ile inkar edilebilir. O yuzden de konu irk degil, milli inanctir. Irk deri rengi olarak biyolojiktir, ama; bunu dusunceye tasimak ise irkciliktir. Ayni bir kisinin milliyeti olmasi ile kisinin bu milliyetini dusunce ye tasiyip milliyetci olmassi gibi.
-
Turkiye'nin Guneydogu Sorunu
Kurdlerin ne olupolamadigi degil; soz konusu olan ulkede bir kurd varliginin olgusudur. Bu olguyu algilayamamak ve distalamak tam da emperyalist zihniyetin istedigidir. Sonucta bu olgu bugune kadar politik olarak hep politik cikar temelinde bir duygu somurusu olarak kullanilmistir. Konunun ve olgunun hak ve ozgurluk degerlendirmesi hic olmamistir. Iste bu hak ve ozgurluk konusu da, emperyalist zihniyetin elinde bir ayrimcilik silahi olarak yansir. Cunku kendi farkina sahip cikamayanin farkini ondan ayirirlar. Sonucta kurd olgusu senin ideolojik inancsal inkar dogrun ile ortadan kalkmaz. O yuzden buradaki ana sorun zaten kurd olgusunu goz ardi etme sorunudur. Ayrica konu irk degildir. Turk bir irk degildir, irk beyaz irktir ve biyolojik deri rengi farkidir. Burada turkluk her bir milli inancsal koken gibi milli bir ayrimciliktir. Bir kisinin bir milliyeti olmasdi baskadir, bunu milliyetcilige tasiyip baska milliyetlerle mukayese etmek baskadir. Mesela Buyuk Britanya'da, vatandaslik britishtir. Bu british vatandasligi altinda her bir kisinin kendi etnik milli kokeni vardir, buna ingiliz de dahil. Bir kisinin icinde bulundugu ulke vatandasi olmasi onun ayni vatandaslik kimligi tasimasini getirmeyebilir. Kisi TC vatandasi olarak, baska bir milli kokene sahip olabilir. Hatta disaridan ulkeye gelip TC vatandasligini almis olabilir. Vatandaslik ile milli koken ve etnisete farkli konulardir. O yuzden konu irk degildir. Sadece kisinin kendi yasam ve iliskisinde kendisine kisilik ve kimlik degeri olarak sectigi bir milli kokendir.
-
Turkiye'nin Guneydogu Sorunu
Bakin, butun mesela farkli bir etnisite ve milli-koken olgusudur. Bunu sen TC olareak cozemezsen, emperyalist zihniyet gelir senin adina ve kendi politik/diplomatik ve ekonomik cikari adina cozer. Sen kendi bunyendeki farkli halklari icsellestiremezsen, emperyalist zihniyet gelir, soros ideolojisinin mikroayrimcil;igi ile onlari kiskirtir ve sana dusman kilar. Senin ile onu savastirir, kendisi de parseyi toplar. O yuzden butun mesele kurd olgusunu algilayabilmek ve gorebilmektir. Gormezsen gosterirler, onemsemezsen onemsetirler ve senin bu moaik tarihi ve etik farklarini senden ayirir ve seni bolerler. Zaten su anki emperyalist zihniyetin emrindeki esbaskanli iktidar da bu yolda ilerlemektedir. Bir farki inkar ederek, gormemezlikten gelerek, yok sayarak v.s. onu ancak otekilestirir ve kendinden kopmasi adina hareket edersin. Zaten mikroayrimci emperyalist zihniyetin de istedigi budur. Eger farklarin farkinda olarak antiayrimci olamazsan, zaten geriye mikroayrimcilik kalir, bu da TC butunlugunun parcalanmasi demektir. Not; Bu mesajda kullanilan "sen" senin sahsina yonelik degil; sadece bir yazi dili kullanimidir.
-
Turkiye'nin Guneydogu Sorunu
Osmanli'da milli etnik koken algisi olmadigini soylemistik. O zaman tarihinde hic bir donemde tek bir milli ya da dini inanca sahip olamamis olan Anadolu'yu teklestirerek turk yapan kimdir/nedir? Politik ve patriotizm olarak turk kavrami ilk defa Ataturk'un de bulundugu ittihat ve terakki cemiyetinin 1902 yili toplantisinda telaffuz edilmistir. O yuzden kimse Anadolunun yerlisine turk kokenine sahip degil diye, baska ulkeye gitmesini oneremez. Cunku turk kokeni kadar, kurd ve de diger etnik kokenlerinde Anadoilu'da yerli olarak yasam haklari vardir. O yuzden de etnisite olarak algilanmazlar. Cunku etnisite bir ulkeye sonradan gelmis ve oranin halkindan olmayan ve zamanla oranin vatandasligini kazanandir. Halbuki kurdler ve diger milli kokenler Anadolu'ya sonradan gelmemislerdir, oranin Turkler kadar yerlisidirler.
-
Turkiye'nin Guneydogu Sorunu
Bak soyle bir ortnek vereyim. Kendini turk olarak algilayan bir kimligin "sen turk degilsin/sen kurdsun" demesi ayrimciliktir. Yani kendi milli kimligine gore kendinden olmayani distalamakta ve otekilestirmektedir. Halbukji buradaki olgu ve alinan gozlem; Bir Turk'un Kurd'e bakis acisi degil; bir kurd'un kendine bakis acisidir. Yani "ben kurdum" diyen kurddur. Iste buna karsi cikmak, mudahele etmek, turklestirmek v.s. hak ve ozgurluk ihlalidir. Burada butun yapilan, milli bir ideolojik inancsal dogru ile degil; notr bir gozlem ile kurd olgusunu algilamaktir. Cunku kurd olgusu, her bir kendine turk diyenin iradesinden bagimsiz olan bir olgudur ve gozlem verir.
-
Turkiye'nin Guneydogu Sorunu
Bak soyle dusun, diyelim bir ulkede yasiyorsun ve sen o ulke resmi kokeninden degilsin. Yani kendini kurd olarak algila ve empati kur. Ben burada ulke butunlugunun dagilmasindan bahsetmiyorum, ama; ayni butunlukteki farkli halklarin hak ve ozgurluklerinin taninmasindan temsilinden bahsediyorum. Sana soyle bir soru, TC ilan edilmeden once osmanli imparatorlugunda, milliyet ya da etnisite algisi milli koken olarak var miydi? 1923 oncesi doganlar, ki bana gore bir nesil, en fazla bugune gore 3. nesil; kendini nasil milli bir koken olarak algiliyordu. Zaten osmanlida milli etnik bir algi olsa, osmanli parcalanmazdi. Cunku osmanliyi sona erdiren TC dahil hemen hemen tum osmanlidan bagimsizligini alan ulkeler, milli savasla bu bagimsizligi aldilar. Cunku 17. ve 18. yuzyil ile birlikte, Avrupa da patriotizm hakimdi. Aslinda sehirlesme ilebirlikte milliyet ve onun dusuncesi milliyetcilik tarih sahnesine cikti. Ayrica irk ayrimi yapilmamasi ayrimciliktir. Cunku senin herkesi turk kabul etmeden, kendisini turk olarak gormeyeni ayirir ve otekilestirir.
-
Turkiye'nin Guneydogu Sorunu
Ayrim once kavramin olgu olarak algilanmasindan sonra gelir. Bu olgu da Turkiye'de kebndisine kurd diyen milli etnik kokensel bir halk toplumunun verdigi gozlemdir. Once bu olguyu algilamak gerekir. Tartisma, ideoloji, politika v.s. ise bundan sonra baslar.
-
Turkiye'nin Guneydogu Sorunu
Sana tek bir soru. Bugun turkiyede kendilerine milli ve etnik koken olarak kurd diyen bir halk toplulugu var mi yokmu? Eger sen ideolojik inancsal dogrun ile bu olguyu gormemezlikten geliyorsan, bu senin gerceklerden kacisindir. Iste senin bu kacisin, seni sadece ve sadece bu kendisine kurd etnik kimligi veren halki sadece otekiler ve ayirir. Bu da resmen milliyetciliktir. Milliyetcilikte de hic bir zaman kendi milliyeti disinda kalan kokenler algilanmaz ve karsi cikilir, bu da diktatorluktur.
-
Bagimsizlik-Ozgurluk Farki ve Anlam Karmasasi
Detaya girmeden sadece genel bir soru sorayim. Senin 25 senen 1948'e geliyor. Yani 2. D.S sonu ve cokpartili sistem ve demokrat partinin ayak sesleri. Bu "verilen" bagimsizlik savasi neyden ve kimden? Yani neyeve jkime karsi bagimsizlik savasi verilmistir? Ayrica bu bagimsizlik neye/kime yonelik verilmistir?
-
Aslinda Kimse Calismiyormus!
Genelde gun uc vakte bolunur. 8 is, 8 uyku ve 8 de is ve uyku disinda kalan zaman, dinlenme bunun adi.
-
kim ne yorumlar?
Simdiye kadar bu ucmaisini kimse ile ortak yapmadim, yalniz deneyebiliriz. 03.00 iyi mi?
-
Turkiye'nin Guneydogu Sorunu
Politik yanasimlar yerine, hak ve ozgurrluklerin tanimi, temsili ve kurd halkinin kendi kimlik ve kisilik degerlerini yasam ve iliskiye tasimasi acisindan konuyu degerlendirebilir misin? Sonucta Turkiye topraklarinda kendilerine kurd etnik kimlik ve kisiligini veren bir halk kitlesi var. Bu bir olgu ve gozlem veriyor. Dolayisi ile konuya bu halk kesiminin hak ve ozgurlugu temelinde bakabilir misin?
-
Turkiye'nin Guneydogu Sorunu
Bu yazdiklarinizi daha detayli aciklamaniz, mumkun mu? Neden sadece "onlarin" dusunceleri olarak konuya bakiyorsunuz? Ayni sekilde "biz/onlar" ayrimi yapiliyormus algisi aliyorum, yaniliyor muyum? Bence sizin boyle bir algiyi onleyebilmeniz icin, "biz/onlar" ayrimi icerikli dusunce dile getirmemeniz ve toplumu farkli halklari ile ayirarak degil, birlestirerek otekilestirerek degil, icsellestirerek degerlendirmeniz soz konusu. Sonucta Turkiye topraklari bunyesinde birlikte bir yasam var. Bunu saglamanin da tek yolu, farklarin farkindaki antiayrimcilik.
-
Turkiye'ye Ozgu Pragmatizm (Yararcilik)
Bugun Turkiye topraklarinda, toplumunda, iktidar ve Muhalefetinde v.s. Kisaca politikada cok buyuk "degisiklikler/yenilikler" olmakta ve her gun farkli kanallardan ve medyadan bu olaylar gozlem vermektedir. Tc ilk pragmatizmini kurucusu Ataturk ile yasamistir. Ogun Ataturk'un pragmatizmine karsi cikanlar, burun kiviranlar acaba ile yanasanlar v.s. bugun kendilerini 80 kusur yil sonra yeni pragmatim akimin AKP pragmatizminin yaninda buluyorlar. Dogal olarak ta o gun Ataturk pragmatizmini bugun de savnanlar bu sefer AKP pragmatizmine karsi cikiyorlar. Turkiye tarihinin bu yasadigi ikinci pragmatizm akimi oyle ya da boyle ulkeyi ve toplumu ilk pragmatizmin getirdigi herseyden alip ya eskiye ya da baska bir yere tasimak istiyor. Bilindigi gibi Ataturk pragmatizmi vatan/millet/sakarya temelinde gunumuzde ve tarihler boyu; her turlu farkli inanis ve ideolojik gorusun kendine icinde bir yer buldugu icerige sahipti. Kisaca ateisti de, dinlisi de, fasistide, sosyalistide, Ataturk'te kendine bir yer buldu. Isin baska bir ilginc yani, bugunun "yeni" pragmatizminin bile Ataturk'te bir seyler bulmasi, ya da onu kendi politik cikarina arac edinerek politika yapmasi. Peki bugunun AKP pragmatizminin alani nedir?, kimleri neden bunyesine alir, % 50'lere cikan oyuyla bir sonuc mudur/ yoksa ulkeyi ortadan ikiye bolenmidir? Ateisti, dincisi, dindari, liberali, sosyalisti v.s. de bugun bu pragmatizmi desteklemektedir. Gorulen o ki Ataturk'e ogun karsi cikan dinci kesimin yerini bugun AKP ye karsi cikma temelinde milliyetcilik/ulusalcilik almistir. Peki bugunun de politik olarak kullandigi Ataturk pragmatizmi bu ulkeye neler vermis ya da verememis mi de bu yeni pragmatizm hareketi ulkeyi bu duruma getirmistir? Evet hem Ataturk hem de AKP (RTE) pragmatizmini mukayeseli ve ulke ve toplum adina ve de ulke ve toplumun pragmatizmi adina masaya yatiralim. Nedir bu konudaki gorus, yorum ve dusunceleriniz?
-
Bagimsizlik-Ozgurluk Farki ve Anlam Karmasasi
Durum gayet aciktir. TC kuruldugundan bu yana politik dis destek yonlenmdirim ve bagimliliginda ya 1923 ile gelen milli agirlikli sistemi desteklemis ve iktidara gelmesine yardimci olmus, ya da dinci agirlikli sistemi desteklemis ve iktidara gelmesine yardimci olmustur. Ne bir sistem degisikligi savasi ne de bir ozgurluk hakki talebi TC tarihinde yasanmamistir. Sunnilik her zaman gecerli olmustur, diger dini ozgurlukler ve dinsiz ozgurlukler savasimi verilmemistir. Kisaca turkiye elde ettigi bagimsizligi elde edilen sistem ile korumaya devam etmektedir. Burada fiili olarak zaten dis guclere karsi bir savasim mumkun degildir. Bu ic politika savasimidir ve iktidara gelenler zaten disa bagimli ve onun yonlendirimi ile yurutulmektedir. Darbeler de bu ic politikadaki bakis acisi farkini korumak ya da devirmek icin olmustur. Bu da genelde gelen sistemi koruma icerikli sol ve dini agirlikli sistemi koruma icin gelen sag politikalar cekismesidir. Aslinda her iki tarafta turkluk ve sunnilik temeline karsi cikan bir politika da gostermemislerdir. Kurt hareketi de yine dis destekli bir ulke duzenini kaosta tutucu bir iceriktedir. Algi da alisilagelmis olan bagimsizlik algisidir. Simdi herkes oturup dusunsun, kim neyin savasini veriyor diye. Sonucta ulke toplumuna ozgurluk hak savaslari yabancidir ve herkes te bu sistemin korunmasini istemekte ve farkli bir politik sistem savasi vermemektedir. Bu da savasimin donem donem olani desteklemek ve olani korumak adina verilen sadece iktidari elde etme ve bunu da dis guclerin destegi ve yonlendirimi ile kah milli kah dini eksenli yapmakta ama her ikisi de turkluk ve sunniligi ayakta tutmaktadir. Kisaca ortada bir sekuler algi da yoktur, demokratik algi da yoktur, hak ve ozgurluk algisi da yoktur, sistem degisikligi politik yeni bir sistem algisi da yoktur.