Zıplanacak içerik

evrensel-insan

 Saygıyla Anıyoruz
  • Katılım

  • Son Ziyaret

evrensel-insan tarafından postalanan herşey

  1. Yeni bir Ozgecan Katliami. Yakılmış kadın cesedi bulundu. Kadının kimliğini tespit etme çalışmaları sürüyor. Barış GEZİCİ / AKHİSAR (Manisa), (DHA) - MANİSA'nın Akhisar İlçesi'nde, zeytinlik içindeki bir barakada yakılmış bir kadın cesedi bulundu. Ölen kişinin kimliğini belirlemeye çalışan polis, cinayeti aydınlatmak için çalışma başlattı. Cumhuriyet Mahallesi Su yolu Mezarlığı Mevkii'nde bulunan zeytinlik içindeki barakada, bugün saat 11.00 sıralarında, yakılmış bir kadın cesedi bulundu. Cesedi bulan zeytinliğin sahibinin ihbarı üzerine polis harekete geçti. Cinayet bürosu dedektifleri ile olay yeri inceleme ekipleri, barakada ve çevresinde delil aramaya başladı. Polis, cesedi bulan zeytinliğin sahibinin ifadesine de başvurdu. Ölen kişinin kimliği ile katil ya da katillerin belirlenmesi için çalışma başlatıldı. Olayla ilgili sruşturmanın sürdüğü bildirildi.
  2. Ic Guvensizligi getirecek olan iktidarin s1k1 yonetim paketinin ilk 10 maddesi Meclisten gecti. TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen İç Güvenlik Paketi görüşmelerinde 10 madde kabul edildi. Dün saat 14.00'da açılan TBMM Genel Kurulu'nda İç Güvenlik Paketi görüşmelerine saat 21.30'da geçildi. TBMM'de İç Güvenlik Paketi'nin ilk 10 maddesi onaylanırken, yasaya göre yanında biber gazı taşıyanlara(Ozgecan kizimiz kendini korumak icin biber gazi tasiyordu-e.i.-) 30 aydan 48 aya kadar hapis cezası istenebilecek. TBMM’de dün gece kabul edilen 10 madde şöyle: Madde 1 – 4/7/1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun 4/A maddesinin altıncı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Ancak bu” ibaresi “Bu” şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki cümleler eklenmiştir. “Ancak, el ile dıştan kontrol hariç, kişinin üstü ve eşyası ile aracının dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin aranması; İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslar dâhilinde mülki amirin görevlendireceği kolluk amirinin yazılı, acele hallerde sonradan yazıyla teyit edilmek üzere sözlü emriyle yapılabilir. Kolluk amirinin kararı yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Bu fıkra kapsamında yapılan araç aramalarına ilişkin olarak kişiye, arama gerekçesini de içeren bir belge verilir.” Madde 2 – 2559 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş ve aynı fıkrada yer alan “Yakalar ve gerekli kanuni işlemleri yapar.” ifadesi “eylemin veya durumun niteliğine göre; koruma altına alır, uzaklaştırır ya da yakalar ve gerekli kanuni işlemleri yapar.” şeklinde değiştirilmiştir. “H) Başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürenleri,” Madde 3 – 2559 sayılı Kanunun 15 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Polis; müşteki, mağdur veya tanık ifadelerini, talepleri hâlinde ikamet ettikleri yerlerde veya işyerlerinde de alabilir. Bu fıkranın kapsamı ile uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığınca belirlenir.” Madde 4 – 2559 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının ( bendine “basınçlı” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve/veya boyalı” ibaresi ve aynı maddenin yedinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir. “d) Kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu binalarına, okullara, yurtlara, ibadethanelere, araçlara ve kişilerin tek tek veya toplu halde bulunduğu açık veya kapalı alanlara molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu, yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldıran veya saldırıya teşebbüs edenlere karşı, saldırıyı etkisiz kılmak amacıyla ve etkisiz kılacak ölçüde,” Madde 5 – 2559 sayılı Kanunun ek 7 nci maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “yirmidört saat” ibaresi “kırk sekiz saat” şeklinde, üçüncü ve dokuzuncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yetkili ve görevli hâkim, Ankara ağır ceza mahkemesi üyesidir.” “Bu maddede yer alan faaliyetlerin denetimi; sıralı kurum amirleri, mülki idare amirleri, Emniyet Genel Müdürlüğü ve ilgili bakanlığın teftiş elemanları tarafından yılda en az bir defa yapılır. Bu faaliyetler Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından da denetlenebilir. Bu kapsamda yapılan denetimlerin sonuçları bir rapor hâlinde Güvenlik ve İstihbarat Komisyonuna sunulur.” Madde 6 – 10/3/1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun ek 5 inci maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “yirmidört saat” ibaresi “kırk sekiz saat” şeklinde, ikinci ve sekizinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yetkili ve görevli hâkim, Ankara ağır ceza mahkemesi üyesidir.” “Bu maddede yer alan faaliyetlerin denetimi; sıralı kurum amirleri, mülki idare amirleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve ilgili bakanlığın teftiş elemanları tarafından yılda en az bir defa yapılır. Bu faaliyetler Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından da denetlenebilir. Bu kapsamda yapılan denetimlerin sonuçları bir rapor hâlinde Güvenlik ve İstihbarat Komisyonuna sunulur.” Madde 7 – 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının ( bendine “Ateşli silahlar veya” ibaresinden sonra gelmek üzere “havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı olanlar dâhil” ibaresi ve “zincir” ibaresinden sonra gelmek üzere “, demir bilye ve sapan” ibaresi eklenmiştir. Madde 8 – 2911 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine; a)Ateşli silahlar veya havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı olanlar dâhil patlayıcı maddeler veya her türlü kesici, delici aletler veya taş, sopa, demir ve lastik çubuklar, boğma teli veya zincir, demir bilye ve sapan gibi bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler veya her türlü sis, gaz ve benzeri maddeler taşıyarak veya kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen veya kısmen bez vesair unsurlarla örterek katılanlar iki yıl altı aydan dört yıla kadar, b)Yasadışı örgüt ve topluluklara ait amblem ve işaret taşıyarak veya bu işaret ve amblemleri üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyerek katılanlar ile kanunların suç saydığı nitelik taşıyan afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç ve gereçler taşıyarak veya bu nitelikte sloganlar söyleyerek veya ses cihazları ile yayınlayarak katılanlar altı aydan üç yıla kadar, hapis cezası ile cezalandırılırlar.” Madde 9 – 2911 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. “Rücu EK MADDE 1- Şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylarda kamu mallarına verilen zararlar ile gerçek ve tüzel kişilerin mallarına verilen zararların Devlet tarafından karşılanması hâlinde, ilgili idare ödeme nedeniyle genel hükümlere göre sorumlulara rücu eder. Bu Kanun kapsamındaki rücu istemine ilişkin zamanaşımı süreleri bir kat artırılarak uygulanır.” Madde 10 – 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi yürürlükten kaldırılmış ve aynı maddeye bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerini gizlemek amacıyla yüzünü tamamen veya kısmen kapatanlar üç yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Bu suçu işleyenlerin cebir ve şiddete başvurmaları ya da her türlü silah, molotof ve benzeri patlayıcı, yakıcı ya da yaralayıcı maddeler bulundurmaları veya kullanmaları hâlinde verilecek cezanın alt sınırı dört yıldan az olamaz.”
  3. Turkiye bu durumda ne yapmis oluyor? Birincisi 1921 deki Fransizlar ile yapmis odugu ve sonradan 1923 Lozan ile tasdiklenen toprak kazanimi andlasmasini ihlal etmis oluyor. Ikincisi Suriye ile olan andlasma ihlaledilmistir. Bu iki sekildedir. Birincisi operasyondan Suriye haberdar edilmis yalniz, Suriye'nin onayi beklenmeden operasyon yapilmistir. Ikincisi, Suriye'ye danismadan YPG ile anlasilarak Esme bolgesi isgaledilmistir. Bunun disinda yeni yerlesilen bolge, YPG ile ISID arasindaki bir bolgedir. Yarin ISID YPG'ye savas acarsa, arada kalan su anki isgal edilen bolge de ne olacaktir? Goruldugu gibibu yapilan "turbe tasimasi" her haliile uluslararasi andlasmalari ihlaledici bir suc teskil etmektedir. Suriye'ye savas hakki dogurmaktadir. ISID ile YPG arasindaki bir savasimda, kimden yana ve nasil bir tavir alinacaktir?
  4. Davutoglu "Kimseden yardim almadik" demisti. YPG: Operasyon Kobani güçlerimizin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. YPG, Şah Fırat operasyonuyla ilgili bir açıklama yaparak operasyona aktif olarak katıldıklarını açıkladı. Halk Savunma Birlikleri (YPG) Basın Merkezi Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik olarak Türkiye tarafından yapılan operasyonla ilgili, “Bu operasyon YPG Komutanlığımızın bilgisi dahilinde ve YPG Kobani güçlerimizin katılımıyla gerçekleştirilmiştir” dedi. YPG Basın Merkezi’nin yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Türk ordusuna bağlı zırhlı araçlar ve askerlerin katılımıyla dün gece Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik bir operasyon düzenlenmiştir. Bu operasyon YPG Komutanlığımızın bilgisi dahilinde ve YPG Kobani güçlerimizin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Türk devletinin talebi ve koalisyon güçlerinin isteğini değerlendiren komutanlığımız insani boyutları ön planda olan operasyonda bir sakınca görmemiş ve onay vermiştir. YPG Kobani Komutanlığımızca belirlenen yetkili arkadaşlarımız ile Türk devlet yetkilileri arasında yürütülen 4 günlük tartışmalar ardından operasyon planlaması somutlaştırılmıştır. Bu çerçevede dün gece saat 21.00’da Türk ordusuna bağlı zırhlı araçlar ve belli sayıda asker Mürşitpınar kapısından Kobani Kantonu sınırları içine girmiştir. Türk ordusu, daha önce belirlenen yol hattı üzerinden güçlerimize ait araçlar eşliğinde ilerleyerek Süleyman Şah türbesine ulaşmıştır. Güçlerimizin denetiminde bulunan alanlar içinde Türk askerlerinin mevziilendirilmesi ve ikmalinde sorumluluk alan güçlerimiz geri çekilme esnasında da bu görevini eksiksiz yerine getirmiştir. Güçlerimizin aktif katıldığı operasyon sağlıklı bir şekilde tamamlanmıştır.” Türkiye'nin Suriye'deki yeni karakolu YPG bayraklarının da dalgalandığı Eşme'de yapılıyor. Türk yetkililerin de türbe ve karakolun Eşme’ye taşınacağını belirtmesinin ardından yayınlanan fotoğraflarda, yüksek bir direğe dikilmiş Türk bayrağı ile çevre düzenlemesi için çalışan iş makineleri görülüyor. Fotoğraflarını çekildiği ve Türk bayrağı dikili alana sadece 100 metre kadar uzaklıktaki bölgede ise Abdullah Öcalan posterleri ve nöbet tutan silahlı YPG milisleri dikkat çekiyor. YPG güçleri Kobani’nin batısında bulunan Eşme köyünü, yaklaşık 10 gün önce IŞİD militanlarından temizleyerek kontrol altına almıştı.
  5. Süleyman Şah Türbesi nerededir? Süleyman Şah türbesi ile ilgili her şey… Türkiye'nin sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçası olan Suriye'deki Süleyman Şah Türbesi tehdit altında. Süleyman Şah Türbesi hakkında her şey ve Süleyman Şah Türbesi'nin tarihçesi. Süleyman Şah Türbesi, ve bulunduğu alan Suriye’nin Halep ilinin Karakozak Köyü sınırları içerisinde bulunan ve Türkiye’nin kendi sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçasıdır. Türbe’de, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu ve ilk padişahı Osman Gazi’nin dedesi ve Ertuğrul Gazi’nin babası olan Süleyman Şah’ın naaşı bulunmaktadır. Süleyman Şah yeni yurtlar aramak amacıyla boyu ile birlikte Fırat kıyısına geliştir. Kayı boyu’ndan iki asker ile Caber’e gitmek için Fırat Nehri’nden geçerken boğularak vefat etmiştir. Ölümünden sonra beraberindeki iki adamı ile Caber Kalesi’nin eteklerindeki bir kümbete gömülmüştür. Türbe ve Caber Kalesi, Osmanlı Devleti yıkılınca Fransız Suriye Mandası sınırları içerisinde kalmıştır. Ancak Türkiye Cumhuriyetinin Fransa ile yaptığı Ankara Antlaşması ve Lozan Antlaşması’na göre kale ve türbe Türkiye’nin toprağı sayılmıştır. 1938′de Türbe yanına Jandarma Karakolu İnşaa edilmiş. Toprağın ve Türbenin korumasını Türk Askeri yapmaya başlamıştır. 1973 yılında Suriye Hükümeti Tabka Barajı’nın yapımının bitirileceğini ve türbenin Esed Baraj Gölü’nün suları altında kalacağını bildirmiştir. Bu yüzden türbe ve karakol Halep İline bağlı Karakozak Köyündeki 10.096 m²’lik yeni yerine taşınmıştır.
  6. evrensel-insan şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Dun gece bir hafta once karari alindigi soylendigi sekli ile, Suleyman Sah Turbesine askeri cikarim yapildi. Bu askeri cikarimda bir askerin "kaza sonucu" oldugu naaslarin alindigi ve turbenin ve de karakolun patlayicilar ile imha edildigi bildirildi. Turbe, yine Suriye sinirlari icinde bir kasaba olan Esmeri kasabasina nakledildi. Operasyondan Suriyenin de haberdar edildigi bildirildi. Hatirlarsaniz, bu turbe Fidan'in kasette konusmasi olan ve "gerekirse biz orayi bombalatiriz" dedigi turbe. Bu turbe ve karakolun oldugu yer, T.C. sinirlari disinda kalan Turkite'nin tek topragi. Hareket "sah firat" adi ile yapildi ve Suriye'nin onayi beklemeden yapildi. Iktidar bu geri cekilimi politik bir basari gibi gostermeye calisadursun, bu aslinda bir geri cekilistir. Birincisi turbe'nin oildugu yere kadar gidilirken, bir zamanlar iktidarin terrorist dedigi YPG guclerinden izin alinarak oraya gidilmistir. Turbe su an ISID'in tam kontrolu altina oldugu bir bolgededir. Askerler bir catisma yasamadigina gore, bu operasyondan ISID'da haberdar edilmistir. Olen asker nasil bir "kaza" ya kurban gitmistir? Peki neden boyle bir operasyona gerek duyulmustur. Amac ABD baskisi ile ISID'a savas acilacak ta, orada yasayan 44 "mavi bereli" askere zarar gelmesin diye mi yapilmistir? Iktidar Turkiye bunyesinde binlerce militant ISID guclerinin bulundugunu bile bile, ISID'a savas acilabilir mi? Ya da iktidar iceride de ISID'a operasyonlar yapmayi mi dusunmektedir? Bilindigi gibi gecenlerde MIT ulkeye bir suru ISID militaninin girdigini (3 bin) ve bunlarin her an ulke genelinde eylem yapabilecekleri uyarisini emniyete yapmisti. Evet bu bir "Sah" degil, "mat" operasyonudur. Ayrica Suriye'nin ne bu olay iler ilgili onmayi almasi beklenmis, hne de su an yine Suriye bolgesindeki yere yerlesimden Suriye haberdar edilmistir. Yani Turkiye su anda resmen Suriye'de bir bolgeyi isgal etmis durumdadir. Konunun dini atasal turbe, naas nakli v.s. yonunu de baska arkadaslar degerlendirsin.
  7. Insanoglunun soyut olarak yarattigi ve sonar bir yasamsal gercek haline getirdigi teorizmin de, fasizmin de bir ideolojik/inancsal/izmsel tabani/temeli vardir. Once fasizm ile terorizmin farkini ortaya koyalim. Fasizm genelde ulke ve toplumda iktidarda olanin kendi niteligini toplumuna zorla baski ile ve kendi niteliginde olmayanlari bertaraf ederek devleti hukumeti ve toplumun her turlu kurumunu ve de yargi yurutme ve yasamayi iktidar olarak ele gecirerek dayatmasidir. Butemelde getirilen her turlu hak ve ozgurluk yasaklari ve bu yasaklari saglayan kanunlaridir. Terorizm ise, genelde bir ideolojik/inancsal/izmsel grubun, kendi yasadigi cografya da ya da baska cografyalarda ortaya koydugu korku verici eylemleridir. Bombalama, intihar bombacisi, silahli katliam, adam kacirma, yer isgali v.s. Burada bir de fasizm ve terorizmin biri biri ile olan iliskisinden soz edelim. Fasizm fasizmini iktidar olarak surdureblmek icin elindeki gucleri ile devlet, polis, jandarma ve herturlu sivil iktidar yetkilisini korku salmak yani terror estirmekolarak kullanir. Buradaki terror, fasizmin iktidarina karsi cikan herkes ve her bir kurum eylem v.s. icin gecerlidir. Demekki eger bir ideoloji inanc ya da izm; guc ve otorite olarak duzeni degistirme Adina ya da secim ile iktidara gelir ve kendi niteligini degerlerini topluma dayatirsa, yani hak ve ozgurlukleri sadece kendi nitelik ve degerleri icin uygular ve de her turlu muhalifi bertaraf ederse, bunu da baski ile yaparsa; fasizmi dozen ve bu duzende de gucunu terorizm olarak ortaya koyuyor demektir. Burada ideoloji inanc ya da izmin neye dayandigi adinin ne oldugu ve ne icin fasizm ve terorizm uyguladigi fark etmez. Sonucta fasizm de terorizm de topluma karsi uygulanan yontemlerdir. Aslinda hem fasizm hem de terorizmi ortak kullanan guc olarak ISID'i verebiliriz. Cunku ISID bugun elinde tuttugu bolgelerde fasist bir dozen kurarken, eline gecirmek icin saldirdigi bolgelerde de terror estirmektedir. Aslinda fasizm ve terorizmi birlestiren en buyuk guc emperyalizmdir. Fasizmi de terorizmi de kendi cikarina ve somurusune uygun grup ve iktidarlardan onlari kendi istemini gore yonlendirerek, besleyerek, yardim ve yataklik yaparak uygulamaktadir. Tabi ki bu fasizmi ve terorizmi kendi cografyasinda eger iktidari havoc politikasi ile yurumuyorsa, bunu sopa politikasina cevirerek te uygulayabilir. Kisaca topluimdaki sosyo-etik farklarin farkinda olmayan ve sadece kendi ideolojik inancsal izmsel dogrusunu tum topluma tek nitelik olarak dayanmak Adina secim ya da devrim ile iktidara gelip guc ve otoriteyi ele geciren her guc fasizme ve terorizme meyillidir. Cunku baska turlu kendini istemeyenleri bertaraf edemez. O yuzden kim fasizme ve de terorizme karsi ise, once kendi ideoloji inanc ve izmini control etmeli ve bunun iktidara devrim ya da secim yolu ile geldikten sonar topluma kendi ideoloji inanc ve izmini dayatmamali; aksine, sosyal ve demokratik olarak kendi disinda kalan ideoloji inanc ve izmlere de yasam hakki vermelidir. Eger kendisinin dogru ve hakli oldugunu dusunuyorsa, bunu etik olarak evrensel hukuk insan haklari hak ve ozgurlukler temelinde ozgur bireyler yetistirerek yapmalidir. Aksi onun demokrasisi desosyalligi de ve etik olmasi da hak ve ozgurlukleri de sadece kendi tarafi icin olur ve bunu dayatmasi da dayattigi uzerinden fasizm ve terorizmdir. O yuzden kim fasizme ve terorizme karsi ise, kendisinin iktidari gucu ve otoritesini saglama Adina kendi ideoloji inanc ve izmini o karsi ciktigi fasizm ve teroirizmin uygulamali algilari ile ortaya koymamalidir. Fasizme terorizme karsi cikanin, kendisi kendi ideolojisi inanci izmi Adina topluma kendi fasizmini ve terorizmini dayatamaz. Dayatirsa basta kendi ile de kime fasist terrorist diye karsiu cikiyorsa, onun ile de celisir. Yasak koyan yasaga karsi cikamaz. Baski kuran baskiya karsi cikamaz. Toplumunu karsiya alan, baskasinin toplumu karsiya almasina karsi cikamaz. Bugun hitlere karsi cikan, Stalin'i savunamaz. Arabistan'a karsi cikan, Kuba'yi savunamaz. Kisaca karsi ciktigi ile savundugu ayni seydir. Ya karsi cikacak ya da savunacaktir. Kimse "Benim fasizmim/terorum iyi/hakli/dogru/adil v.s.;senin terorun/fasizmin kotu/haksiz/yanlis/adil degil v.s." diyemez. Cunku fasizmin terorun iyisi/kotusu-haklisi/haksizi-dogrusu/yanlisi-adili/adil olmayani v.s. olamaz. Fasizm ve terorizm her zaman toplumu ve bolgesini karsisina alir ve insan haklarinin hak ve ozgurlugunu evrensel hukuk Adina ihlal eder. Iste bu nedenden izm farkindan dolayi anti-emperyalist olunmaz. Cunku her turlu terrorizm ve fasizm emperyalist zihniyettir. O yuzden de emperyalizm her turlu sosyo-etik farki mikroayrimcilik olarak korukler ve bir biri ile carpistirir. Buradaki ayrimciliga sadece etik degerler degil, ideolojiler inanclar ve izmler de dahildir. Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
  8. Kadına şiddette korkunç bilanço: 2014’te ‘kayıtlı’ vaka sayısı 118 bin 14’e çıktı. Anadolu Ajansı’nın Emniyet Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği habere göre geçen yıl şiddet gördüğü gerekçesiyle polise başvuran kadın sayısı 2013’e göre 35 bin 809 artarak 118 bin 14’e çıktı. Bunlar resmi rakamlar; kayda geçmeyenler hesaba katılırsa sayının çok daha yüksek olması kuvvetle muhtemel. 24 bin 444 kadın korunuyor 2014’te 77 bin 288 kadın hakkında ‘geçici koruma tedbir kararı’ alındı; halen 38’i ‘yakın koruma’, 24 bin 406’sı ‘çağrı üzerine koruma kararı’ olmak üzere, toplamda 24 bin 444 kadın için geçici koruma tedbiri uygulanıyor. Ayrca Şubat 2013’ten bu yılın ocak ayı sonuna kadar, şiddete uğrayan 125 kadın da kimliğini değiştirdi. Ölüm: 294 Daha önce de 2014 yılında 294 kadın cinayeti işlendiği açıklanmıştı. Cinayetlerin yüzde 47’si kadınların kendi hayatlarına dair kararlar almak istemesinden kaynaklandığı saptanmıştı.
  9. Kan donduran bir Özgecan vakası daha Kocaeli’de öldürülmüş ve elleri kesilmiş halde bulunan Nuran Dutlu cinayeti aydınlandı. Cinayetten Özgecan Aslan benzeri bir vahşet çıktı. Kocaeli’de 22 Ocak’ta feci şekilde dövülerek öldürülmüş ve elleri kesilmiş halde bulunan Nuran Dutlu cinayetinden dolayı aranan Muhammet Yıldız’ın cinayetin tüm detaylarını arkadaşı Arif Çamur’a anlattığı ortaya çıktı. Poşete sarılmış haldeki cesedi İzmit-Kandıra Yolu Çayırköy mevkiindeki bir tarlaya atılan Nuran Dutlu’nun katil zanlısı olarak tutuklanan Arif Çamur’un Jandarma’da verdiği ifadesi ortaya çıktı. Aslinda Ozgecan'in katledilmesinden bu yana ne tecavuz ne de katledilen kadinlar toplumumuzdan eksik olmadi.
  10. Özgecan Kadına Şiddeti Önleme Komisyonu'nun gündemine giremedi! Türkiye, vahşice katledilen Özgecan Aslan için ayakta... Günlerdir eylem üzerine eylem; açıklama üzerine açıklama yapılıyor... Ancak Meclis'te tam da bu konuyu görüşmek için kurulmuş olan araştırma komisyonu, ayrı telden çalıyor... Gündemi değiştirmediği görülen komisyonun bir de dalga geçer gibi Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu temsilcilerini, çağırmış olduğu ortaya çıktı...
  11. Bu da yakin gecmisten ÖZGECAN GİBİ ELLERİ KESİLDİ 7 Eylül 2013′te meydana gelen olayda Deniz Boyraz, askerlik yaptığı Denizli İl Jandarma Komutanlığı’ndan izine gelip, eski sevgilisi Gizem Tunç ve onun sevgilisi taksi şoförü Murat Erdoğan’ı, Erdoğan’ın dedesine ait bağ evinde kesici ve delici aletlerle öldürmüştü. Boyraz, Özgecan Aslan cinayetinde olduğu gibi delil bırakmamak için Gizem Tunç’un ellerini kesip, kıyafetleriyle birlikte yanına almıştı. İYİ HALDEN İNDİRİM Mahkeme heyeti, cinayetleri tasarlayarak işlemediği kanaatine vardığı sanığa önce ‘kasten adam öldürmek’ten iki kez ömür boyu hapis cezası vermiş, sonra bu ceza ‘duruşmalardaki iyi hali’ gözetilerek 25′er yıldan 50 yıla indirilmişti. Olayda tahrik olmadığı gerekçesiyle cezada ayrıca indirim yapılmazken, daha önceki duruşmada tahliye edilen baba Ali Boyraz’a da ‘delilleri gizlemek’ten 1 yıl hapis cezası verilmişti. Sanıkların aldığı cezayı az bulan Gizem Tunç’un babası Mehmet Yunus Tunç’un avukatının itirazı üzerine dosya Yargıtay’a gönderildi. DHA
  12. Ozgecanlar devam ediyor... Eşini bıçakladı, otomobille ezdi, cezasında indirim istendi! Konya'da boşandığı eşini vahşice öldüren kişi hakkında 'haksız tahrik' indirimi istendi. Konya'da boşandığı eşi 31 yaşındaki Özlem Işık'ı, sekiz yerinden bıçaklayıp, otomobille üzerinden geçerek öldüren Kamil Çolak için ağırlaştırılmış müebbet yerine, 'haksız tahrik' indirimi uygulanarak 24 yıla kadar hapis cezası istendi.
  13. Bu cumleni neye dair yazdin bilmiyorum ama; ingilizce de hem fiil hem de yardimci fiil olarak gorev goren kelimeler vardir. Mesela "I haven't had my lunch yet" henuz yemegimi yemedim. I want to be a doctor" ben doctor olmak istiyorum. Buradaki fiil, istemek fiilidir. Doktor ise isimdir, doktordan yani isimden fiil yapmak ise "to be-olmak" fiili ile gerceklesir. Eger cumleni nerede yazana yonelik yazdiginibildirirsen; daha aciklayici yazabilirim. Be nin halleri: Am, is, are Was, were Been.
  14. http://www.turkish-media.com/forum/topic/367630-diktatorun-fetvasi-kadin-allah’in-erkege-emanetidir/ Yukaridaki baslikta kadinin "Allahlarinca erkege emanet edildigi" ulkeleri gormustuk. Bu baslikta da sadece kadinin degil, herkesin kendini kendine guvenli bir sekilde emanet ettigi ulkeleri gorecegiz. Dünyanın en mutlu 10 ülkesi Peki dünyanın en mutlu 10 ülkesi hangisi? 10. Avustralya Yeni firsatlar ülkesi, Amerika'dan daha yeni bir 'Yeni Dünya' 9. İzlanda Ordusu olmayan buzlar ve ateş ülkesi. 8. Avusturya Doğası, kültürü, sosyal yapısı ile huzurlu ve düzenli bir ülke... 7. Finlandiya İnsanlarının inanılmaz derecede zengin olduğu kuzey ülkesi. 6. Kanada Havası çok soğuk oldugu için yürüyüş alanlarında tünellerin bulundugu, fransizca ve ingilizce konusulan harika bir ülke. 5. İsveç İskandinavya'nin ekonomi ve refah seviyesi bakimindan en gelismis ülkesidir. 4. Hollanda İnsanların çoğunun yabancı diller bildiği, kültür düzeyi genellikle yüksek ve entelektüel kesimin bol olduğu zengin ülke. 3. İsviçre Tarafsizligi kendine politika edinmis ulke. bu sayede zengin oldular tabi taktir etmek lazım. 2. Norveç Dünyanın en güzel, en demokrat, en huzurlu ülkelerinden biri. 1. Danimarka Mutlu insanların ülkesi. Evet buralarda tanriya olan inanc ya da dine olan inanctan gelen dini uygulamalar ne duzeydedir, acaba? Nedir bu ulkeleri yasam ve standarti olarak farkli kilan?
  15. Yukaridaki fetvanin gecerli oldugu 22 Ulke ve bu ulkelerdeki Kadin olmanin getirdikleri: Mısır Mısır'daki kadınların %99.3'ü, cinsel tacize maruz kalıyor. Ve %91'i de kadın sünnetine maruz kalmaktadır. Politikada da kendilerine neredeyse hiç yer bulamamaktadırlar. Irak Irak parlementosunda hiç kadın milletvekili yer almamaktadır. Ayrıca Iraklı bir kadın, pasaport almak isterse erkek bir yakınının izin verdiğine dair belge götürmesi gerekmektedir. Suudi Arabistan Suudi Arabistan'da kadınların araba kullanması yasalar ile yasaklanmıştır. Bu ülkede tecavüz ve cinsel saldırı 'zina' sayılabilir. Suriye Suriye'de kadınlar için yasal evlenme yaşı 17 fakat ülkemizde bulunan Suriyeli mülteci kampında 12 yaşında bir kızın evlendirilmeye çalışıldığı rapor edildi. Yemen Yemen'de kızların sadece %53'ü ilkokula gönderilmektedir. Kadınların binde 2'si, doğum sırasında hayatını kaybetmektedir. Sudan Sudan'da kızlar için yasal evlenme yaşı 10'dur. Ortalama olarak her 30 kadından 1'i hamilelik sırasında hayatını kaybetmektedir. Sudan'da ise kadınların binde 7.3'ü doğum sırasında hayatını kaybetmektedir. Lübnan Lübnan yasalarına göre tecavüz eden kişi, tecavüze uğrayan kadınla evlenme hakkına sahip olmaktadır. Yasadışı kürtaj yapan kadın 7 yıl hapse mahkum olmaktadır. Filistin Filistin'de kadınların okuma yazma oranı %92.6'yken, sadece %17'si istihadam edilmektedir. Kadınlar için evlenme yaşı, Batı Şeria'da 15, Gazze Şeridi'nde de 17'dir. Somali İç savaştan aşırı zarar gören Somali'de, 2012 yılında dünyanın doğum sırasında en yüksek kadın ölüm oranı yaşanmıştır. Bu oran %1.2'dir. Ayrıca hazırlanan bir rapora göre, Somali'deki kamplarda 1200 kadın tecavüze uğramıştır. Cibuti Bu ülkede cinsel tacizle alakalı bir yasa yoktur. Kadınların %93'ü kadın sünnetine maruz kalmaktadır. Bahreyn Bahreyn'de kadınların %33'ü aile içi şiddete maruz kalmaktadır. Bir kadının tanıklığı, yarım adamın tanıklığına eşittir. Bu da demek oluyor ki, 2 kadın, 1 erkeğin tanıklığına eşittir. Mauritius Mauritius'da kadınların sadece %9'u doğum kontrolünden haberdardır. 1 aylık bebekken %69'u kadın sünnetine maruz kalmaktadır. Birleşik Arap Emirlikleri Birleşik Arap Emirliklerinde evlilik dışı çocuk yapmak tutuklanma sebebidir. Ve müslüman olmayan bir erkekle evlenmeleri de yasalara göre yasaklanmıştır. Libya Nisan ayında Libya'daki sosyal işler bakanlığı, Libyalı kadınların yabancı erkeklerle evlenme taleplerini askıya almıştır. Kadınların %99'undan fazlası aile içi şiddete maruz kalmaktadır. Fas Fas ceza kanunu kadınların kocalarını terk etmelerini yasaklamıştır. 15-49 yaş arası kadınların %44'ü okuma yazma bilmemektedir. Ülkedeki evliliklerin %10'unda 18 yaşından küçük kızlar evlenmiştir. Cezayir Cezayir hukukunda eşe tecavüzün cezası yoktur. 14 Ekim 2012'de, Cezayir'de cinsel saldırıdan birisi ceza almıştır. Bu tarihe kadar cinsel saldırıdan dolayı ceza alan yoktur. Tunus 12 Aralık 2012 tarihinde Tunus devletinin ilk aile içi şiddet barınağı ve acil yardım hattı hizmete açılmıştır. Tunus'da kadınlar aynı işte çalıştığı erkeğe göre, %33 daha az maaş almaktadır. Ve doğum izni sadece 30 gündür. Katar Katar'da kadınların ehliyet alabilmesi için kocalarının izin verdiğine dair belge getirmek zorundalardır. Her yıl yaklaşık 100.000 göçmen kadın evlilik dışı doğum yaptığı için hapse girmektedir. Ürdün Ürdünlü bir kadın yabancı bir erkekle evlendiği zaman, hem kocası ve hem de doğacak çocukları Ürdün vatandaşı olamamaktadır. Ülkedeki gayrimenkullerin sadece %17'si kadınlara aittir. Kuveyt Kuveyt'te cinsel şiddeti yasaklayan bir yasa bulunmamaktadır. Ve evlilik içi tecavüz suç sayılmamaktadır. Kadınlar için evlenme yaşı 15'ken, erkekler için bu yaş 17'dir. Umman Umman parlementosunun sadece %1.2'si kadınlardan oluşmaktadır. Umman yasalarına göre mirastan erkeklerin aldığının yarısı kadar alabilmektedirler. Bu ülkede erkek herhangi bir sebepten dolayı karısını boşayabilmektedir. Ancak bir kadının boşanma hakkını elde edebilmesi için 8 sebep içerisinden birini sağlaması halinde boşayabilmektedir. Komorlar Komorlar'da parlementonun %3'ü kadınlardan oluşmaktadır. En düşük evlenme yaşı 18'dir. Kadınların ekonomideki rolü %35'tir. Doğum sırasındaki ölüm oranı ise %0.28'dir. Kadına karşı şiddet oranı ise %50 seviyesindedir. Bu ülke yukardaki ülkelere göre kadına en fazla saygı gösteren ülke konumundadır.
  16. evrensel-insan şurada bir blog başlığı gönderdi: evrensel-insan'in Blogu
    Bilindigi gibi dun mecliste bu paket ile ilgili tartismalarda fiziki saldirilar ve yaralanmalar olmustur. Yani ic guvensizlik daha meclisten gecmeden fiziki saldirisi baskisi v.s. ile kendini gostermistir. Bu paket ile AKP'nin neyi "guvenlik altina almak" istedigi ve buna mukabil bu guvenligi saglamak Adina nasil bir terore zora ve baskiya bas vurmasi gerektiginin onerisi olan bu paket kisaca "AKP'li isen guvendesin, eger degil isen gerisini sen dusun" seklinde bir paket olmasi vasfi ile, AKP'li olmayan milletvekillerini bile tanimamaktadir. Ayrica 7 haziran secimleri icin kendi disinda kalan partilerin secim propagandalarina da eylemlerine de izin vermeme amacindadir. Kisaca ulke ve toplumu her turlu kurumu ile ya AKP'lidir ya da degildir. Eeee o zaman su paketi buraya alalim da, her okur kendince bu paketin "guvenligini" ve de bu "guvenligi saglama Adina neler istedigini" gorebilsin. Yeni düzenlemeyle birlikte molotofkokteyli saldırı aracı sayılacak. Maskeli eylemcilere ceza gelecek. Gösteriye silahla katılanlara verilecek ceza artırılıyor. Silahlı eylemciye 2.5-4 yıl arasında hapis cezası verilecek. Polisin şahıs ve araç aramalarında yetkisi genişletilecek. Polisin gözaltı süresi vali yardımcısı ve üs amirin denetiminde 24 saat olacak. Bu süre, savcı kararıyla 48 saate uzatılabilecek. Düzenlenen eylemlerde verilen zararları bundan sonra eylemci ödeyecek. Sanal ortamda nefret ve teröre çağrı da artık suç sayılacak. Polisin yetkilerinin denetimi için Kolluk Gözetim Komisyonu kurulacak. Komisyonda STK’lar da yer alacak. İstihbari dinlemeleri denetlemek için de Meclis'te komisyon kurulacak. Bu komisyona tüm partilerden milletvekilleri katılacak. TBMM İçişleri Komisyonu'nda kabul edilen, kamuoyunda "iç güvenlik paketi" olarak bilinen, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın getirdiği yeni düzenlemeler ve değişiklikler şöyle: - Kolluk amirinin yazılı, acele hallerde sözlü emriyle kişinin üstü, eşyası, aracı aranabilecek. Bu yapılırken arama gerekçesini de içeren belge verilecek. - Polis, başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürenleri, fiilleri ayrı bir suç oluşturmadığı takdirde, kişinin can güvenliğinin sağlanması bakımından koruma altına alabilecek ya da olay yerinden uzaklaştırabilecek. - Polis sadece, "müşteki, mağdur ve tanıkların istemesi halinde" evde veya iş yerinde ifadelerini alabilecek. - Hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Emniyet Genel Müdürü veya İstihbarat Dairesi Başkanının yazılı emriyle, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespit edilip, dinlenip, sinyal bilgileri değerlendirilirken, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir, artık 24 saat yerine 48 saat içinde yetkili ve görevli hakimin onayına sunulacak. - Yasa dışı örgüt ve topluluklara ait amblem, işaret taşı*********** veya bunları üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyerek katılanlar; kanunların suç saydığı afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç, gereçler taşı***********, bu nitelikte sloganlar söyleyerek veya ses cihazlarıyla yayınlayarak katılanlar 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası alacak. - Polis; okul, kamu binası, ibadethane gibi yerlere molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu, yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldıranlara karşı silah kullanabilecek. - Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen yürüyüşlerde, yüzünü tamamen veya kısmen kapatanlara 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. - Bonzai, uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçuna verilecek cezalar TCK kapsamına alınacak. Bu maddelere yönelik ceza yarı oranında artırılacak. - Vali, lüzumu halinde, kolluk amir ve memurlarına, suçun aydınlatılması, faillerinin bulunması için gereken acele önlemlerin alınması için doğrudan emir verebilecek - Vali, kamu düzenini ve güvenliğini, kişilerin can ve mal emniyetini sağlamak amacıyla aldığı önlem ve kararların uygulanması için, askeri kuruluşlar dışında, bütün kamu kurum ve kuruluşlarının itfaiye, ambulans, çekici, iş makinesi ve tedbirlerin zorunlu kıldığı diğer araç ve gereçlerinden yararlanabilecek, personeline görev verebilecek. - Bulundukları rütbelere terfi ettikleri tarihten itibaren 5 yıl içinde bir üst rütbeye terfi edemeyen emniyet amirleri ile dördüncü, üçüncü ve ikinci sınıf emniyet müdürleri, emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartlara haiz olmak kaydıyla, Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun teklifi ve bakan onayı ile emekliye sevk edilecek. - Polis alımında yaş sınırı mevcut düzenlemedeki gibi 28 olacak. - İçişleri Bakanı; Jandarma Genel Komutanlığı'nda daire başkanları ile il ve ilçe jandarma komutanlarını, Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda kurmay başkanı, karargahta görevli başkanlar ve bölge komutanlarını atayacak. - Jandarma personeli, askerlik dışındaki suçları nedeniyle İçişleri Bakanı'nca görevinden uzaklaştırılabilecek. - Belediye sınırları içinde, hizmet gerekleri bakımından uygun görülen yerler jandarmanın görev alanına verilebilecek. - Son 5 yıl içinde meslekten çıkarılma cezası verilmesi gerektiği halde, zamanaşımı nedeniyle cezalandırılamayan emniyet teşkilatı personeli, resen emekliye sevk edilmeyecek. Bu personel, bir ay içinde başka kurumdaki kadrolara atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilecek. - Polis koleji kapatılacak. Burada öğrenim gören öğrenciler, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sınav puanları dikkate alınarak, durumlarına uygun okullara naklen kaydedilecek. Eğitim öğretim hizmetleri sınıfında yer alan personel ise kadro derecelerine uygun öğretmen unvanlı kadrolara atanacak. - Kimlik kartı, uluslararası aile cüzdanı ve mavi kart bedeli müracaat sırasında tahsil edilecek. Doğum bildiriminde kimlik kartlarından bedel alınmayacak. - Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli, askerlik dışındaki suçları sebebiyle İçişleri Bakanı'nca görevinden uzaklaştırılabilecek. - General rütbesinde olmayan daire başkanlarıyla il ve ilçe jandarma komutanlarının atanmaları, yer değiştirmeleri ve geçici görevlendirmeleri İçişleri Bakanı tarafından yapılacak. - Vali, general ve amiraller hariç olmak üzere; Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeline askerlik dışındaki suçlarda uyarma ve kınamanın yanısıra; 8 güne kadar hizmete kısmi süreli devam ve 1/10’a kadar aylıktan kesme cezası verebilecek. - Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı mensuplarının kıyafetleri, Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenecek. - Adres ve evlenme bildirimlerini süresi içinde yapmayanlara uygulanan para cezası 436 TL'den 80 TL'ye, gerçeğe aykırı beyanda bulunanlara verilen ceza da 875 TL'den 500 TL'ye indirilecek. - Çocuğa konulan ad üç adı geçmeyecek ve kısaltma yapılmadan yazılacak. - Vatandaşlıktan ıskat edilmiş kişiler, milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir halleri yoksa, Türkiye'de ikamet etme şartı aranmaksızın yeniden Türk vatandaşlığına alınabilecek. - Soyadı Kanunu'na aykırı soyadları ile yazım ve imla hatası bulunan ad ve soyadları, bir defaya mahsus olmak üzere değiştirilebilecek. - Emniyet Genel Müdürlüğü'nce yürütülen pasaport ve sürücü belgesi işlemleri, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne devredilecek. - Doğum nedeniyle düzenlenen kimlik kartı ile değiştirme nedeniyle düzenlenen kimlik kartı 15 TL, kayıp nedeniyle düzenlenen kimlik kartı ise 50 TL bedelle verilecek. - İlgili kanun uyarınca belde ve köyken mahalleye dönüştürülen mahalle muhtarlıklarına, evlendirme memurluğu yetki ve görevi verilebilecek. Kisaca bu paket sokakta her turlu toplumsal eylem hakkini kullanmak isteyen herhangibir ortakligin sadece "AKP'ye karsi olan ve eylem yerine terror estiren topluma zarar veren ellerinde her turlu zarar verici alet olan terrorist grup" olarak nitelemekte ve polis/devlet terorunden kendini koruma Adina taktigi giysiyi de bir suc saymaktadir. Burada da amac yuzlerin kapanmasinin kisinin belirlenemeyecegi ve fislenemeyecegi icindir. Yani polis size biber gazi s1kacak, siz acik yuz ile buna direneceksiniz. "Vatandaşlıktan ıskat edilmiş kişiler, milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir halleri yoksa, Türkiye'de ikamet etme şartı aranmaksızın yeniden Türk vatandaşlığına alınabilecek." Iskat edilmis olmak, dusurulmus olmak anlamina gelmektedir. Burada daha onceleri yurt disina gitmis ve cesitli nedenlerden ve de ilticadan dolayi vatandasliktan dusurulmus olanlarin, tekrar vatandasliga alinma vurgusu vardir. Avrupa cogunlukta olmak uzere dunyanin her yerinde bu durumda olan oldukca kisi mevcuttur. Yalniz buradaki "milli guvenlikbakimindan engelteskil edecek bir hal" kisinin gecmiste, hem hangi nedenden vatandasliktan dusuruldugune hem de vatandasliktan dusurulmeden onceki siciline/kaydina ve ulke ya da disi bunyesindeki eylem ve soylemlerine yoneliktir. Bilindigi gibi 1960'lar ile basta Almanya olmak uzere bir suru isci gocu olmustur. Ayrica 70 ve 80 askeri junta baskilarindan kacarak yurt disina yerlesen ya da cesitli nedenlerden "can guvenligi olmadigi" acisindan iltica eden cok sayida kisi mevcuttur. Bu madde onlara yonelik bir milliyetci cagridir.
  17. AKP'nin Kadin Siddet Karnesi: TBMM Kadına Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu’nun görüşmelerinde konuşan AKP Nevşehir Milletvekili Murat Göktürk’ten ilginç bir çıkış geldi. Murat Göktürk, “Kadınlara bir şey verilmemeli. Kadınlar kendi gayretleriyle bunu elde etmeliler. Kadın hak etmeli. AK Parti’de kadın kontenjanını artırmaya çalışıyoruz ama bunu hak etmesi lazım. Erkek nasıl hak ediyorsa, mücadele ediyorsa siyaseten bir yere gelmeye çalışıyorsa kadının da hak etmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. *** Peki bu AKP’li vekillerin kaçıncı cinsiyet ayrımcılığı? Kadın erkek eşitliğine inanmayan ve sosyal hayatta yeri olmadığına inanan bir zihniyetten çıkabilecek olan, hafızanızı tazeleyecek o talihsiz açıklamalardan bazıları: 27 Mart 2005 Vecdi Gönül AKP Kocaeli İl Kadın Kolları Teşkilatı’nın düzenlediği bir toplantıda kadınlara biblo muamelesi yaparak ‘’ Türk hanımları evinin süsüdür, erkeğinin şerefidir.’’ demişti. 23 Temmuz 2006 Dönemin AKP Çankırı Milletvekili Hikmet Özdemir ‘’Cehennemlik olanlar da bana gösterildi, çoğunun kadın olduğunu gördüm.’’ yazılı kitapçık dağıttı. "Kırk Hadis-i Şerif" adlı kitapçıkta kadınların "cehennemlik" olduğu, ancak beş vakit namaz kılıp kocasına itaat ederse cennete gidebileceği ifadeleri yer alıyordu. 13 Mart 2009 Veysel Eroğlu Afyon’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında kadınların kendisinden iş istemesi üzerine şu sözleri sarf etti: ‘’Evdeki işler yetmiyor mu?’’ 20 Mart 2009 Mehmet Şimşek Eskişehir Sanayici ve İşadamları Derneğince (ESİAD) düzenlenen "Küresel Mali Kriz ve Türkiye Ekonomisi" konferansında yaptığı konuşmada "İşsizlik oranı niye artıyor biliyor musunuz? Çünkü kriz dönemlerinde daha çok iş aranıyor. Özellikle kadınlar arasında kriz döneminde işgücüne katılım oranı daha artıyor" demişti. Tarih 7 Mart 2011 Recep Tayyip Erdoğan, Büyük Anadolu Otelinde düzenlenen Türk Metal Sendikası 16. Kadın Kurultayı’nda yaptığı konuşma sırasında şöyle dedi: ‘’Kadına şiddet abartılıyor.’’ 10 Mart 2011 AKP Ünye Tanıtım ve Medya Başkanı Facebook'taki sayfasına, başı açık kadınlar için "Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır" yazmıştı. 3 Haziran 2011 Recep Tayyip Erdoğan, partisince Konya Hükümet Meydanı'nda düzenlenen mitingde, Ankara'da gerçekleştirilen bir protesto sırasında kalçası kırılan Dilşat Aktaş'ı kastederek, şöyle konuşmuştu: ‘’Bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem.’’ 5 Şubat 2012 Çorum Kargı’daki kız çocuklarının okula gönderilme oranları ile ilgili yorum yapan AKP’li Meclisi Üyesi Erhan Ekmekçi, ‘’Kızlarımız okuyor ama bu seferde erkeklerimizi evlendirecek kız bulamıyoruz.’’ diyerek büyük tepki çekmişti. Tarih 30 Mayıs 2012 Recep Akdağ, A.A. Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtlarken kürtaj ve sezaryene ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine şu sözleri söyledi: ‘’Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.’’ 31 Mayıs 2012 AKP Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün tecavüze uğrayan kadınların da doğurması gerektiğini savunarak ‘’ Tecavüz edilen kadın da doğurmalı. Bosna'da pek çok kadın doğurdu. Özürlü olacak diye bebeği öldürmek de cinayettir’’ demişti. 2 Haziran 2012 Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Samanyolu televizyonunda katıldığı bir programda söylediği sözlerle herkesin kanını dondurmuştu. ‘’Anası olacak kişinin hatasından dolayı çocuk niye suçu çekiyor. Anası kendisini öldürsün.’’ 18 Mayıs 2013 Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, kadına yönelik şiddet konusunda algıda seçicilik olduğunu söyleyerek, "Medya olaylar büyüyormuş gibi bir algıya neden oluyor" demişti. *** Bunlar AKP’lilerin kadınlar hakkında yaptığı skandal açıklamalardan sadece bazıları. Daha onlarcası mevcut. Bugünkü de son olacağa benzemiyor. Umalım ki AKP’liler; Türkiye Cumhuriyeti’nin 5 Aralık 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındığını… Cumhuriyetin ilk yıllarında kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflendiğini ve Mustafa Kemal Atatürk’ün bu konuda yasal düzenlemeler yaparak Avrupa’nın birçok ülkesinden önce kadın-erkek eşitliği için bu ülkede emek verildiğini hatırlasın. Kutay Hakverdigil
  18. Ilk ic dokmeyi ben yapayim. Siteye ilk katildigim zamanlarda, "gece kusu" lakapli bir yazar vardi. Hatta onunla kisa site birlikteligimizde de bazi yazismalar paylastik ve sonar da "sirri kadem basti." Olur da, ara sira siteyi okur da, belki bu mesajimi gorur de tekrar gelir. Kendisi ile cok verimli bilgi ve dusunce paylasimi yapabilecegimiz, dusundesindeyim.
  19. Hepimiz ve herbirimiz bazen, gunun o telasinda ve yogunlugunda bir suru sey yasar ve bazen de bunu paylasmak ister. Halk dilinde buna "ic dokme" denir. Yani icinizi caninizi s1kan bir sey oldugunda bunu icinizde tutmak istemez ve dile getirmek istersiniz. Genelde de bu konuda bir ortam bulamayiz. Iste bu kose, site yazarlari icin bir "ic dokme kosesi" olsun ve kimse gunluk s1k1nt1larini icine atmasin ve burada paylassin. Bilinmez ki bazen paylasilan bir sorunun dile gelmesi belki de bir oneri ya da yanit bulabilir. Herkese iyi ic dokmeler.
  20. If anyone wants to know anything about English language, can ask on this topic. Ingilizce (dili) ile ilgili herhangibir sey ogrenmek isteyenler, bu baslikta sorabilirler. Ornek: Kelime anlamlari Cumle tercumeleri Dilbilgisi ile ilgili sorular v.s.
  21. Basketball isn't played (by our): Basketbol (bizim tarafımızdan) oynanmaz. Yukaridaki cumle mi bahsettigin? Basketball isn't played by us. "by us" yani "bizim tarafimizdan" olacak. Ornek verelim. This song, sang by us. Bu sarki, bizim tarafimizdan soylendi. Etken cati ise; We sang this song Bu sarkiyi biz soyledik.
  22. evrensel-insan şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Yandaş medya Laik ve Bilimsel Eğitim Boykotuna gözlerini kapadı. Ulusalcı medya ile Kürt medyasında da boykot kendisine önemli bir yer bulamadı. Cemaat medyası ise "beklenmedik" bir performans gösterdi. Bugün gerçekleştirilen Laik ve Bilimsel Eğitim Boykotu'nu görmezden gelen yandaş basın boykota kulaklarını tıkadı. Aydınlık, Star, Türkiye, Sabah gibi gazeteler boykota hiç yer vermezken Yeni Akit sadece Yeni Şafak gazetesi yazarı Sevda Türküsev'in Şirin Payzın'ın programında sarfettiği "Bu boykot çocukları kullanmaktır. Polisin hassasiyetini denemek için çocukları kobay olarak kullanacaklar. Kurban olarak lise talebelerini mi seçtiniz? Bilerek isteyerek talebeleri sokaklara döküyorlar" sözlerine yer verdi. Cemaatin sözcüleri Taraf, Bugün, Zaman gibi gazeteler ise kendilerinden beklenmeyen bir performansla boykot haberlerini vermeye devam ettiler. Dikkat çeken boykot haberi ise "Bu ne korku! Boykota karşı okul kapısını zincirlediler!" başlığıyla Taraf gazetesinden geldi. Kürt medyasından ANF'de ise, ilk boykot haberi saat 15:59'da, Dersim'deki eylemden, "Dersim'de zorunlu din derslerine karşı ‘boykot’" başlığıyla geçildi. Özgür Gündem'de ise, dün kurumların boykota yaptığı çağrı "Özgür eğitim için direnişe!" başlığıyla yer aldı.
  23. Yine Suriye'de teroristlere yardim etme Adina, bir haber de yabanci basinda yayinlandi. Suriye'den Türkiye için flaş iddia Suriye’den Türkiye ve diğer bazı bölge ülkelerine karşı yeni ağır eleştiriler geldi. TAHRAN (ANKA) – Suriye ordusu üst düzey komutanlarından istihbarat uzmanı General Rüstem Gazale, “Amman’da Arabistan, Ürdün, Türkiye ve İsrail’in (Suriye’ye karşı) saldırıları organize etmek üzere ortak operasyon odası kurduğu" iddiasında bulundu. Fars Haber Ajansı, “Suriye ordusundan üst düzey bir komutan korsan İsrail, Türkiye, Ürdün ve Arabistan’ın Suriye’yi parçalama planını ifşa etti” savıyla verdiği haberinde “Suriyeli komutan General Rüstem Gazale, Amman’da Arabistan, Ürdün, Türkiye ve İsrail’in bu saldırıları organize etmek üzere ortak operasyon odası kurduğunu belgeleyen bir video görüntüsü yayınladı” diye yazıyor. Haberde General Gazale’nin, “bu ülkelerin sözde İslam Devleti kurmaya çalıştıklarını ve bu çerçevede Suriye’nin güneyinde İsrail ile Suriye arasında tampon bölge oluşturmak istedikleri” iddiası da yansıtılıyor. Bakalim butun bu "iddialar" ile ilgili hukumet kanadindan ya da baska mercilerden nasil bir yanit gelecek?
  24. Haberin devaminda konusmada ve de olayin genelinde adi gecen sahislarin kimler oldugu da aciklandi. MHP'nin Suriye'deki militanlarla bağlantısı Milliyetçi Hareket Partisi'nin, Suriye'deki cihadcı çetelerle olan ilişkisi, ülkü ocakları başkanları seviyesinde yürütülüyor. Suriye'de öldürülen ülkücüler, MHP tarafından sahipleniliyor. Taha Haber'den Ferhat Aktaş'ın haberine göre, Giresun Ülkü Ocakları şube eski başkanı Selami Aynur’un Halep’te öldürülmesi sonrasında, MHP’lilerin Suriye’deki teröristlerle ilişki içerisinde oldukları ortaya çıkmıştı. Daha yakından bakıldığında, Aynur’un MHP ile Suriyeli çeteler arasındaki ilk ilişki olmadığı, ortada daha karmaşık ilişkilerin bulunduğu anlaşılacaktı. Ülkü Ocakları'nın Suriye ilgisi Haberin ilerleyen bölümlerinde daha detaylı anlatılacak Adil (Adel) Orli isimli çete lideri bu ilişkinin en önemli figürü olması açısından son derece önemli. Adil Orli ile irtibat halinde olan MHP’lilerin geçtiğimiz Mart ayında kuzey Halep’te başka bir çete ile girilen çatışmada hayatını kaybeden Giresun Ülkü Ocakları Başkanı Selami Aynur’u ‘reisimiz şahadete erdi’ diyerek açıktan sahiplendiği görülüyor. Suriye’ye terör faaliyetlerine giden ülkücülerin Selami Aynur örneğinde olduğu gibi Türkmen çetelere katıldıkları bu somut hadiseyle bir kez daha netleşmiş oldu. Adil Orli ve çetesiyle direk temas halinde olan Bursa Orhangazi Ülkü Ocağının Halep’te öldürülen Selami Aynur’la ilgili ocak binasına astırdığı pankart söze gerek bırakmıyor. Suriye’deki terör unsurlarıyla irtibatlı MHP’liler Giresunlu ülkücü başkanın yaptığı gibi başka bir ülkenin topraklarına terör amaçlı gitmeyi çevrelerine salık veriyor, ölen şahısın ardından anma programları organize ediliyor. TARİH: 14 Nisan 2014. YER: Lazkiye Bayır Bucak bölgesi. Bursa Orhangazi’den Ülkü Ocağının gönderdiği TIR dolusu eşya bölgedeki silahlı unsurlara dağıtılıyor. TIR’ın önünde poz veren aynı zamanda çetenin ülkücüler içindeki irtibatı Muhammed Aytemur’un yanında terörist lider Adil Orli ve Halep’li terörist unsur Hüseyin Bozan görülüyor. Adil Orli’nin Keseb saldırısının hemen öncesi Hatay’da olduğu, saldırıya katılacak militanlarla beraber Yayladağı Sınır Kapısından giriş yaptığı biliniyor. 23 Mart tarihli 45 nolu tepe önünde verdiği poz ile 30 Mart tarihli SMDK başkanı Ahmed El Carba’nın Türkiye üzerinden Keseb’e yakın mevkilere gerçekleştirdiği ziyarette beraber gözüktükleri fotoğraf dikkat çekiyor. Keseb’e saldıran El Nusra ve Ahrar Şam çeteleri ganimet adını verdikleri yağmadan sonra bölgeden çekilirken Adil Orli, Ali Şehirli, Heysem Topalca, Tarık Sohta’nın pratikte yönlendirdiği Türkmen çeteler Yayladağı sınırına yakın noktalarda mevzilenmeye devam ediyor. MHP’lileri 14 Nisan tarihinde bölgeye getiren kişi Halep’li terörist unsur Hüseyin Bozan. Adil Orli’nin yanında gezdirdiği kişilerden biri Bozan. O da şefi Orli gibi sık sık Türkiye’ye geliyor. Hatay, Gaziantep, Bursa, Sakarya, İstanbul, Antalya gibi şehirlerde ülkücü kişi ve kurumlarla görüşüyor. Halep’te öldürülen Ülkü Ocakları başkanı Selami Aynur’la yakın ilişkileri olduğu biliniyor. Adil Orli MHP'lilerle İstanbul'da neden bir araya geldi? TARİH: 17 Nisan 2014. YER: İstanbul Pendik. Keseb saldırısını organize eden terörist lider Adil Orli İstanbul’a geldi. İstanbul’da görüştüğü kişiler ülkücü camianın bilinen yöneticileri. 17 Nisan tarihli gizemli, kurt işaretli buluşmanın aktörleri şu kişiler Metin Özüpek- İstanbul Kartal MHP İlçe Başkanı Fırat Söğüşlü – Orhangazi Ülkü Ocakları Başkanı Tuna Altay (Adem Şen)- Pendik Ülkü Ocağı Başkanı Hüseyin Bozan- Terörist unsur Muhammet Aytemur (Haşimi) Ülkü Ocakları Yöneticisi Adil Orli- Suriyeli Terörist Lider Hulusi Çolak- Ülkü Ocakları Yöneticisi Adil Orli ile buluşan Ülkü Ocakları başkan ve yöneticilerinin yanında MHP Kartal İlçe Başkanı Metin Özüpek’te var. Özüpek’in Orli ile samimiyeti başka fotoğraf karelerinden de yansıyor. MHP İlçe Başkanı Metin Özüpek’in Marmara Üniversitesinde kısa süre önce yaşanan, sol görüşlü ve Kürt öğrencilere satır sopalarla saldırı olayına karışan Ülkü Ocakları mensuplarını himaye ettiği dile getirildi. TARİH: 19 Nisan 2014. YER: İstanbul Kartal. Bu manidar buluşmaya Adil Orli’nin yanı sıra kardeşi Ayhan Orli’de katılıyor. Birlikte poz veren ekip beraber oldukları MHP’liler. İkinci buluşmada dikkat çekici iki farklı isim göze çarpıyor. Görüşmeye katılanlardan öğrenebildiğimiz isimler şunlar: Adil Orli- Suriyeli Terörist Lider Ayhan Orli – Terörist liderin kardeşi Derviş Yücel- Tuzla Bel. Bşk. Yar.- AKP İstanbul Milletvekili Adayı Fırat Söğüşlü- Orhangazi Ülkü Ocakları Başkanı Muhammet Aytemür- Ülkü Ocakları yöneticisi Tuna Altay ( Adem Şen) Pendik Ülkü Ocağı Başkanı Alparslan Demirbaş (Hoca) - Mehmet Ali Ağca’nın yakın arkadaşı Çeçen Abdullah- Terörist unsur Hüseyin Bozan- Terörist unsur İstanbul Anadolu Yakasındaki ülkücü grupları temsil eden kişilerle özel görüşmeler gerçekleştiren Suriyeli terörist lider ve çetesine bağlı unsurların Mehmet Ali Ağca’nın samimi arkadaşlarından Alparslan Demirbaş ve Derviş Yücel’le bir araya gelmelerinin bir izahı olmalı. Sorulması gereken başlıca soru Adil Orli ile bu gerçekleşen bir dizi görüşmelerde ne konuşuldu, Lazkiye’de sayısız suça bulaşmış eli kanlı Adil Orli hangi gerçekçe ile ağırlandı? Adil Orli kimdir? Lazkiye ve Halep kırsalında Türk istihbaratının güdümünde terör faaliyeti yürüten Türkmen orijinli çetelerin önde gelen liderlerinden biri Adil (Adel) Orli'dir. Heysem Topalca, Ali Şehirli, Muhammed Avad, Tarık Sohta, Fehim İsa gibi isimler de önemli roller oynuyor. Bu isimlerin hepsi hakkında işledikleri cinayet, katliam ve terör liderliğinden dolayı Suriye resmi makamları tarafından yakalama kararı bulunuyor. Bayır Bucak Türkmen Dağı Şehitleri Tugaylarına bağlı Yavuz Selim, Sultan Murad, Nurettin Zengi, Fatih Mehmet Han gibi farklı etikete sahip bir dizi çete birlikleri bulunuyor. İsimleri farklı olsa da çatışmalara beraber iştirak ediyorlar. Adil Orli terör unsurları içinde en azılı olanı. 2011 yılında Türkiye sınırındaki Şabanlı karakoluna baskın gerçekleştirip sınır polislerinin kafalarının kesilerek katledilmeleri eylemini örgütleyen saldırganların başında Heysem Topalca ve Adil Orli vardı. Ağustos 2013'te Lazkiye kırsalındaki Alevi köylerine katliam amaçlı saldıran, 235 insanı hunharca katleden çetelerin bir bölümü Adil Orli'nin liderliğinde katliama karıştı. Bölgede özellikle Alevilere karşı kullanılan paramiliter çeteleri komuta eden Adil Orli'nin kaçırdıkları onlarca Aleviyi kendisinin infaz ettiği bilinen bir gerçek. Adil Orli Türkiye'de öğrenim görmüş bir isim. Eskişehir'de okudu. Öğrenim hayatından sonra Libya, Türkiye ve Suriye Tartus'ta beton firmalarında teknisyen olarak çalıştı. 2011 yılından itibaren Lazkiye Hatay sınırının sıfır noktasında yuvalanan Türkmen çetelerin başındaki etkili isimlerden biri olarak adından sıkça söz ettiriyor. Bölgedeki kaynaklar Adil Orli'yi fanatik Alevi düşmanı ve paragöz bir unsur olarak tarif ediyor. Terör faaliyetleri sonucunda elde ettiği serveti kardeşi Ayhan Orli üzerinden Türkiye'ye aktardığı iddia ediliyor. Adil Orli 2012 yılında Libya ve Çeçen uyruklu cihadist tetikçileri ilk Suriye'ye getiren kişi olarak biliniyor. Bu taşıma organizasyonu Türkiye üzerinden gerçekleşti. Hâlihazırda komutası altında Çeçen uyruklu unsurlar bulunuyor. Çeçen Abdullah isimli Kafkas kökenli yardımcısıyla beraber hareket ediyor. Çeçen yardımcısını Türkiye'de olduğu zamanlarda yanından ayırmıyor. MHP yöneticileri ile yaptığı görüşmelerde olduğu gibi.
  25. Diktatorun "Suriye'de Esad'i devirmeye yonelik" soylemlerinin oradaki terrorist gucleri destekleme Adina bugun medyaya bir aciklama yansidi; bu aciklamada teroristler ile askerler arasindaki konusmanin metni de yayinlandi Haber aynen soyle: TSK'nın, Suriye’nin Kesab kasabasına saldıran cihatçıların verdiği koordinatlara top ateşi açtığı ortaya çıktı. Suriye’nin Türkiye sınırında bulunan ve nüfusunun yüzde 80’inden fazlasını Ermenilerin oluşturduğu Kesap kasabasına yönelik saldırılarda Türkiye’nin askeri desteğine ilişkin iddiaları kanıtlayan telefon konuşmaları ortaya çıktı. Cumhuriyet'ten Ahmet Şık'ın haberine göre, Niğde Ulukışla’daki Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) saldırısının dava dosyasına giren telefon konuşmalarında Kesap’ta savaşan cihatçıların verdiği koordinatlara göre Türkiye’den top atışı yapılması isteniyor. Konuşmalara göre koordinatları gönderen kişi, Kesap’a yönelik saldırılara katılan Bayır Bucak Türkmen Cephesi’nin komutanlarından Adil Orli. Kardeşi Ayhan Orli aracılığıyla Whatsapp uygulamasıyla koordinatlar Yayladağı Gençlik Derneği Başkanı ve AKP delegesi Mehmet Toktaş isimli kişiye bildiriliyor. Ayhan Orli, “Whatsapp’tan gönderdim sana... 7 nokta enlem boylamlarını gönderdim sana” dedikten sonra atış yapılmasın istiyor. Orli’nin, “Siz buradaki atışlar hayırlı oldu. Arkadaşlar da gerisini halettiler yani ama hâlâ 7 nokta var. Bunlara birer tane atsanız yeter” şeklindeki konuşmaları daha önce de Türkiye topraklarından Suriye’ye ateş açıldığını gösteriyor. Toktaş ise atışlardan savaşan cihatçıların zarar görmemesi için iyi mevzilenmelerini istiyor. AKP delegesi olan Toktaş telefonu dinlenen kişiler arasında olmadığı için söz konusu koordinatları kime ilettiği konusunda dosyaya giren bir bilgi yok. İkili arasındaki konuşmalarda cephane yardımı için de “Ankara” ile görüşüleceğinden bahsediliyor. Orli’nin eski Yayladağı Kaymakamı Turan Yılmaz’la yaptığı görüşmede de bir grup cihatçının sınırdan geçiş yapması için yardımını istediği konuşmalar da dinlemeye takıldı.Geçen yıl mart ayında Türkmen birlikleri, Nusra Cephesi ve İslami Cephe’nin ganimet anlamına gelen “Enfal” adını verdikleri ortak operasyonla önce rejim muhaliflerinin eline geçen bölgede Suriye ordu birlikleri haftalar sonra yeniden denetimi sağlamıştı. ALEVİLER ÖLDÜRÜLDÜ, ERMENİLER GÖÇ ETTİ Saldırılar sırasında birçok Alevi öldürülürken Ermenilerin büyük çoğunluğu kaçarak rejimin kontrolündeki Lazkiye’ye sığınmış, kalan yaşlılar da 3 km ötede Yayladağı sınır kapısına getirilerek Türk yetkililer aracılığıyla Vakıflı köyüne yerleştirilmişti. Ermenilerin geride bıraktıkları evler ve mallar ise yağmalanmıştı. İki gün sonra yani 23 Mart 2014’te Kesap’ı geri almak için cihatçı örgütlere yönelik operasyon yürüten Suriye savaş uçaklarından biri Türkiye’den atılan bir füzeyle “sınır ihlali” gerekçesiyle düşürülmüştü. Aralarında Hatay milletvekillerinin de bulunduğu görgü tanıkları silahlı grupların Kesap’ı ele geçirmek için Türk askerlerinin gözleri önünde 5 yerden giriş yaptıkları Türkiye topraklarını kullandığını aktarmıştı. Suriye ordusu 15 Haziran 2014’te Kesap’ı kasabası ve Türkiye ile olan sınır kapısını tekrar ele geçirdi. Ulukışla saldırısının ardından başlatılan soruşturmada savcılık, IŞİD militanlarının Suriye’den Reyhanlı’ya geçtikten sonra para karşılığı Hatay ve ardından İstanbul’a gitmelerine yardım eden taksi şoförlerini de gözaltına aldı. Saldırı iddianamesinin sanıkları arasına da giren Mehmet Aşkar, Kamil Özban, Kamil ve Ahmet Yumuşak ile şüphelilerin sık görüştüğü kişilerin telefonları dinlemeye alındı. Teknik takibe alınanlar arasında Hatay’da faaliyet gösteren Suriye Türkmen Kitlesi isimli derneğin yöneticilerinden olan Ayhan Orli de vardı. Ayhan Orli’nin ağabeyi Adil Orli de, Özgür Suriye Ordusu ile birlikte rejim muhaliflerinin arasında bulunan Türkmen Dağı Şehitleri isimli birliğin komutanlarından. SİLAH, İNSAN VE UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞI Dernek yöneticisi kimliğiyle toplantılara katılıp basın açıklamaları yapan, savaştan kaçıp gelen mülteciler için düzenlenen yardım faaliyetleri için mülki erkânla temas halinde olan Ayhan Orli, soruşturma dosyasına giren telefon konuşmalarına göre bir yandan da silah, uyuşturucu ve insan kaçakçılığıyla uğraşıyor. Orli’nin suç iddiaları içeren konuşmalarının yanı sıra Kesap’ın yeniden Suriye ordu birliklerinin denetimine geçtiği 13 ve 14 Haziran günü yaptığı görüşmeler de kayıtlara girdi. İŞTE O TELEFON GÖRÜŞMELERİ Koordinatlar Whatsapp’tan 13 Haziran 2014 saat 20.47 Toktaş: Sen bana bir şey bildirecektin mesaj atacaktın... Orli: Whatsapptan gönderdim sana... 7 nokta enlem boylamlarını gönderdim sana. Toktaş: Tamam şu an durum ne, çekilmişler. Orli: Yok hâlâ devam ediyorlar. Şimdi Adil (Adil Orli) koordinat gönderdi bana. Direk Adil’le görüşebilirsin... Mevki olarak bilmiyorum da bana rakam olarak koordinat gönderdi. Onları vereyim sana, sen açtığın zaman o noktalara... Toktaş: İyi olur yani geri çekilip vurmanız Orli: İyi oldu yani. Siz buradaki atışlar hayırlı oldu. Arkadaşlar da gerisini halettiler yani ama hala 7 nokta var. Bunlara birer tane atsanız yeter. Toktaş: 7 nokta tamam. İlerleyen dakikalarda yalnız şöyle bir şey savunmada kalsınlar orada, herkese söyle. Orli: Savunmadalar. Toktaş: Taarruza kimse geçmesin iyi mevzilensinler. Orli: Yok mevzileniyorlar. İşte dediğim gibi Adil’i ben oraya gönderdim, direk bana harita üzerinden nokta işte gönderdi. Toktaş: Tamam ya kimse ölmesin. Ölü adam bize yaramaz. Orli: Yok Allaha şükür bugüne kadar, yani sabahtan şimdiye kadar 2 tane şehidimiz oldu. Bir tane arkadaş bombardımandan bir tane de genç. Başka da yok yani... Çok güzel gidiyor yani elhamdülillah. Ama cephanesi yetmeyecek. Toktaş: Cephane. Ankara’dan sizinle iletişime geçen oldu mu? Orli: Yok Toktaş: O... ç... bunlar ya. Bunlar var ya anasını s....lerim ya Orli: Yok yani cephane sıfır yani. Ebu Fadıl şimdi burda kendisi Mehet’te (yer ismi) Toktaş: Haberim var hocam. Karınca (isim) aradı beni. Ben dedim benle görüşme Ayhan’a söyle dedim... Kürt dağının (Cebel Em Ekrab denilen Kürtler dağı olarak bilinen bölge) pozisyonu durumu ne? Orli: Kürt dağı şu anda o tarafta tedirgin. Tam sağlıklı bilgi alamıyok valla. Toktaş: Anladım Kesap tarafından, Mısır tarafından çıkmaya çalışıyor mu? Orli: Mısır tarafından çıkmaya çalışıyor. Toktaş: Çıkamaz oradan ya. Orli: Evet orda yoğun bir bombardıman var yalnız. Havadan çok şey ediyor yani. Toktaş: Havadan vuruyor evet ben Ankara ile bir daha görüşeyim, bu cephane işi ne oldu ya bu. Cephane olmazsa boş vallahi boş. Orli: Boş valla silah filan vermesinler cephane versinler. Toktaş: Anladım. 'TAM VERİCİ DİREĞİNİN ORAYA' 14 Haziran 2014 saat 14.22 Ayhan Orli ile Yayladağı’nda MHP’li olarak bilinen emekli belediye işçisi Yaşar Benli arasında geçen konuşmalarda Kesap’ta bölgeye hâkim stratejik bir konumda bulunan Kırkbeş Tepesi’nde (Burç Hamsevi Erbain) bulunan verici direklerinin olduğu bölgeye atış yapılması isteniyor. Kişisel Facebook sayfasında Kesap’ta savaştığına dair fotoğraflar bulunan (https:// www.facebook.com/yasar. benli.108) Benli’den aldığı bilgi üzerine Orli yine Mehmet Toktaş’a yer bildiren bir mesaj atıyor. Benli: Şimdi oradan haber geldi, uşaklar tam mahvoldu. Ta o direk var ya Suretel (Syriatel) direği... Ta oraya attırabilir misin? Orli: Tamam hemen söyleyeyim Benli: Çok sıkıştık tam direğin ora ha direğe.. Oradalar hepsi Orli: Ne var direkte peki? Benli: Beşşar’ın askerleri, hepsi oraya geldi Orli: Tamam ağır bir şey var mı beraber? Benli: Ağır nasıl yani. Orli: Tank top. Benli: Valla bilmiyorum ne var yanlarında hepsi oradalarmış tam tele, şeye direğe direğin dibine. Orli: Tamam 14 Haziran 2014 saat 14.29 Ayhan Orli bu konuşma üzerine cep telefonundan Mehmet Toktaş’a gönderdiği mesajda şöyle diyor: “Ağa nasılsın. Suriyetelin tepesinde çok sayıda asker var. Vurabilirseniz (komesine bereket deyin)” 14 Haziran 2014 saat 15.10 Orli: Aldın mı mesajı? Toktaş: Yeni gördüm ya, çok yoğun bugün Orli: Şimdi hâlâ oradalar Toktaş: Bahsettiğin yer neresi tam anlamadım, çıkaramadım Orli: Suriyetel, Salma’nın (Lazkiye’nin kuzeydoğusunda birkaç yıldır cihatçıların merkezi konumunda bulunan mevki) orada. Toktaş: Şu karşı tepe, evlerin oraya. Orli: Evet, hemen direğin arkasında yığılıklar. Toktaş: Yani çıktı mı Esad oralara? Orli: Evet. Toktaş: Salma gitti yani. Yapma ya. Orli: Evet. Toktaş: Yani şu an gördüğümüz verici direği var ya bir tane tepede Orli: Verici direği eve. Toktaş: Onun arkasını Amalatlının villasının yanı Orli: Hı hıı. Oldu abi. 14 Haziran 2014 saat 15.12 Ayhan Orli ve Zakieh Shraiki arasındaki konuşmalarda yer tarifi yapılıyor ve yanlış yapılmaması isteniyor. Orli: Essah mı, Kırsiliyetin orası asker dolu Shraiki: He valla uşaklardan. Orli: O imaletin yan başında Kırsiniyetin öyle değil mi kullanılmayacak Shraiki: Yok daha yukarı Orli: E üstünde kırsıniyetin. Shraiki: Yanından gözükür Yayladağı’ndan. Orli: Tamam sadece doğrulatayım dedim ben. Shraiki: Daha çatışma orada daha yeni bilmem... (anlaşılmadı).. arasında dağın Orli: Tamam gençler gittiler, indirecekler orayı yanlış olmasın Shraiki: Gençler orada daha çok genç gitti oraya. Orli: Yok yok biliyorum. Buradan başlarına indireceğiz. KAYMAKAMDAN SINIR GEÇİŞ İZNİ 13 Haziran 2014 saat 20.39 Bayır Bucak Türkmenlerinden biri, Yayladağı’nda bulunan Ayhan Orli’den bir grubun Türkiye’ye illegal giriş yapması için yardımını istiyor. Orli dönemin Yayladağı Kaymakamı Turan Yılmaz’dan izin alıyor. Kayıtlarda Orli ile görüşen kişi Aziz Kikhia olarak belirtiliyor. Ancak telefonu Bayır Bucak Tugay Komutanı olarak bilinen Albay Ahmet Arnavut kişi kullanıyor. Kikhia: Askerler savaşı iltihak ediyorlar da bunun şeyde Arfaldalarda (Bölge halkı arasında Yayladağı’nın illegal sınır kapısı olarak bilinen bölge) askerler... Orli: İçeri girecekler değil mi? Kikhia: Evet çünkü savaş çok şiddetleniyor. Orli: Tamam hemen 13 Haziran 2014 saat 21.10 Kikhia: Konuştun mu çocuklar için? Orli: Evet konuştum. Kikhia: İnşallah yürüdü işleri. Orli: Şimdi dönecek bana. 13 Haziran 2014 saat 21.12 Orli: Efendim kusura bakmayın bu saatte rahatsız ediyorum sizi... Şimdi içeride durumlar sıcak biliyorsunuz. Gençler bugün gittiler Arfalda 20-30 kişi var onları karşı tarafa geçişi sağlayabilir miyiz? Kaymakam Yılmaz: Şu anda mı 20- 30 kişi? Neredeler şu anda? Orli: Arfalda Yılmaz: Bekliyorlar orada öyle mi? Orli: Evet orda bekliyorlar. Asker orda tutuk onları. Onları acil karşı tarafa geçişlerini sağlayabilirsek çok memnun oluruz. Yılmaz: 45 tarafından mı geçecekler? Orli: Evet 45 tarafından Yılmaz: Tamam ben oldu. Orli: Allah razı olsun Yılmaz: Görüşmek üzere. 13 Haziran 2014 saat 21.13 Orli: Tamam şimdi onlar gidiyorlar bırakacaklar oradan. Kikhia: Tamam bir şey olmaz, bir şey olmaz.... Valla işte biz de (anlaşılmadı) ... bekliyoruz konuşmak için, vermek için valla konuştum..(anlaşılmadı)... git evvela Adil’e (Orli) dedim. Git evvela Reis Erkan böyle diyor dedim... Vermezlerse dedi bana haber et ace et dedi. Bundan böyle bana hiç haber etmedi.. Kendini aldılar mı ne ettiler valla bilmem.. Abi çok çok sıkışık (anlaşılmadı)... konuştuk bana dediğine Enfal’e (örgüt) git hepsine dedik. Orli: Enfal’i de verdiler. Kikhia: Enfal’a..(anlaşılmadı)... dedik vermiyorar bize. Kardeşim dediler sana vermediği an bize haber et. Orli: Vermiyorlar ya allah allahu ekber Kikhia: Valla işte o nakibe dedim oraya Eşgadi’nin adamı tamam Adil’e (Adil Orli) dedik acele git...(anlaşılmadı).. Ömer ve Ebu Reyad’e bunların üçü de savaşta hepsi de tıkılık 45’e gelikler... 'YÖNERGEYE UYGUN HAREKET ETTİK' Şu anda Rize Vali Yardımcılığı görevinde bulunan eski Yayladağı Kaymakamı Turan Yılmaz, telefon konuşmalarını yalanlamadı. Kendilerine gönderilen yönergeye uygun hareket ettiklerini belirten Yılmaz, “Suriye vatandaşı olan herkesin sınırdan geliş gidişlerine izin vermemizi isteyen bir yönergeye göre hareket ettik” dedi. Yılmaz, neden sınır kapısının kullanılmadığına ilişkin soruya da, “Yönergeyi görmüş olsaydınız bazı filli durumlarda esnetilebileceğini anlardınız” yanıtını verdi. ORLİ: YALAN, KUMPAS Ayhan Orli ise iddiaların “yalan”, telefon konuşmalarının da “kumpas” olduğunu öne sürdü. Haberlerle kendisinin hedef gösterildiğini belirten Orli, “Bugüne kadar hakkımda ne bir soruşturma açıldı ne de kimse ifademi aldı. Söylenen her şey yalandır. Bir kumpas oynanıyor ve siz de bunun içindesiniz. Benim bu konularla alakam yok. Size dava açacağım” dedi. Devami var.....

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.