Zıplanacak içerik

Liderler

  1. gloria

    Φ Süper Üye
    34
    Puanlar
    10.937
    İçerik Sayısı
  2. tülvent

    Φ Üyeler
    31
    Puanlar
    2.806
    İçerik Sayısı
  3. Radya

    Φ Süper Üye
    21
    Puanlar
    12.979
    İçerik Sayısı
  4. İNTERLOCK

    Φ Üyeler
    16
    Puanlar
    4.175
    İçerik Sayısı

Popüler İçerikler

29-07-2009 in Blog Yorumları gününden beri en yüksek saygınlığı olan içerik gösteriliyor

  1. Harikasınız... Sağlıklı, mutlu çokkkk uzun yıllar dilerim size.... "Ve son sözü hep 'Alın yazısı' söyler.." Sezai Karakoç
  2. "Seni sevmem böyle olmandan değil. Biliyorum ki, bu el, bu dudak, bu göz, bu ten, bu beden sen değil. Seni sevmem bundan değil. Seni seven bu el, bu dudak, bu göz, bu ten, bu kâlp değil. Bil ki bu beden ben değil. Seni senden öte bir yerde, Kendimden öte bir yerden seviyorum. Sen her şeyin ötesinde bir hâl, Olmanın ötesinde bir gerçeksin. Seni sevmem kelimenin olmadığı bir yer. O yer, seninle cehennemin cennet, Sensiz, cennetin cehennem olduğu bir yer. Yine de seni sevmem bundan değil."
  3. .. sevgi; az önce buralardaydı.. nereye gitti? bencilliğimiz ve çıkar düşkünlüğümüz yedi-bitirdi ümidini de; "kim vurduya gitti!" erhan tığlı'dan esin..
  4. kafa karışıklığı bazen insana ilaç gibi gelir ...ateistliğin en temelinde pardon gene karıştırdım ...bunu buraya yazmayacaktım ...
  5. Seni çok ama çok iyi anlıyorum, biliyorsun değil mi? Üzgünüm..
  6. Laf aramızda yaz kuzum bol bol yaz, ben çok egleniyorum senin yazdıklarını okuyunca
  7. Demek benim de içime Hamide kaçmış... Hepimiz Hamide olmuşuz Hepimiz Hamideeeyiiiizzzzzzz!
  8. Müzik de öyle Enfes... Çok severim bu MFÖ şarkısını, ne kadar da uzun zaman olmuş dinlemeyeli..
  9. Eh ne diyelim artık.. Yarın sabah güzel haberlerini bekleyiyoruz....
  10. "Ölüm, tüm beden zindanlarından ruhları serbest bırakır." kim söylemiş bilmiyorum ama hoşuma gitti bu söz benim, senin de hoşuna gider diye düşündüm.
  11. Düşünmeyin böyle şeyler. Artık kolaylıkla ampülleri değiştirebileceğiniz uzanan mekanizmalar var veya eski usül ama dayanıklı ve düşmeyen merdivenler var. Bu arada siz iyisi mi her gün buraya rapor yazın biz yazı görmezsek polisi arayalım..
  12. Evet, o tülbentlerin altında kim bilir neler saklı, sevgili simin. Gözlerim dolarak okudum yazdıklarını. Keşke etrafımızdaki çığlıkları duyabilse herkes, sizin gibi...
  13. Bu güzel yazıyı okuyunca aklıma önce fanteziler, sonra astral seyahat, transandantal meditasyon, Maharishi Mahesh Yogi ve hatta Uçan Yogi'ler geldi. Biraz jemais vu'lu reenkarnatif hayvansal döngülerin, tek bir yaşama indirgendiği panteistik naturalizm kokan film şeridini seyrettiğim bu yazı, tam da Alice Harikalar Diyarı'ndanın sürrealist kıvamındaydı. Hayatın monotonluğunu yırtan zirvelerin donduğu fotoğraf karelerini, kompulsif kağıtlara dönüştürüp kapladığımız odamızda seklüse ve mutlu yaşayan bizler, belki de Bach'ın füglerinde gaibe yada otosenaryomuza infiltre olabiliriz. Kendimize biçtiğimiz ya da bize biçilen rollerimizi sergilediğimiz tiyatronun, tek spotunda aydınlanan mimiklerimiz mi bize ait, yoksa perinin vereceği cana hasret Pinokyo'nun tanrısından gelen ipleri mi özgür hissettiren bizi bilinmez elbet. Olmak yada olmamamak, işte bütün mesele yada aslında önemi olmayan tek şey bu. Eline sağlık, sevgiler...
  14. O halde bayramın kutlu olsun, tatlımm...
  15. 2 puan
    Bostanlı'da hüzün doğan Güneş ile dağılır. Hüzün, Güneş öncesine ait soluk bir hatıra olur, onunla geride kalır. Çünkü Güneş kararlı ve sıcacıktır ne yaptığını bilir, bizi biz yapar, yeni hayatlar sunar, kendinize getirir. Güneş varsa hüzün yoktur. Güneş onu doğru gören gözlerde neşe, hisseden kalplerde aşk olur kalır. Bostanlı'da bile...
  16. Sevgili gloria, sanırım mutsuzluk bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor ve ne hikmetse, mutluluktan daha çok ses çıkarıyor; senin de belirttiğin gibi güçlü kılıyor insanı. Varsın mutsuz olalım zaman zaman, yeter ki umutsuz olmayalım ve başka yüreklere mutsuzluk aşılamayalım. Sevgilerimle...
  17. Bunun yaniti iki turludur. Psikolojik ve egosal bu da iki temele dayanir akil ve duygu. Egosal olan bencil egoist ve akilci algilamadir. Psikolojik olan bunun verdigi rahatlik ya da rahatsizliktir. Self temelli yani kendini bilerek verdigin olan da gozlemsel algilamadir, temeli duyu ve mantiktir. Mantik egoya da duyguya da akla da ters gelebilir. Ama self temelli tek yapilmasi gerekendir. Iste buradaki "terslik" bilinc ve bilissellikte ve birey bilincinde yatar.
  18. Vampirlik de zor be ya ! Keşke ben de kütüphaneci olsaydım da, vampir olma şansımı kaybetseydim. Günün aydınlanmasına şunun şurasında 2 saat kaldı ama işler kesat hala, offf ya.
  19. Vaktinizi aldım yaw, birşey çıkar diye düşünmüştüm ama ancak bunlar çıktı, eften püften kıytırıktan şeyler işte..
  20. Keşke sığdırabilsek bazen bitanem, Keşşşşke!
  21. .. o takdirde.. ben ol da bil.. ..
  22. 1 puan
    ve efendim.. öğretmenim.. ne hayret verici bi şeydir ki.. "tüm bu ayrı ayrı işlev gören ögelerin tamamı; sizsinizdir!." alpaslan sait dahi.. ellerinizden öperim..
  23. 1 puan
    Aklımızda ya da kalbimizde yer tutanlar bizim sayemizde oradalar... Biz istersek kalırlar... Yaşadıklarımız bizim terchlerimizdir. Düş mesi se nin e lin de. ve bence ak lım day dı düş tü, diyebilirsin. duru bir sen için...
  24. 1 puan
    bizim yerimiz yeryüzü değil,biz bu memlekette yabancıyız,kimsesiziz,yalnızız,yabancıyız... Çok güzel di teşekkürler
  25. İsimleri de Ying, Yang, King, Kong, Çing (bir tane daha alınca onun adı da Çong olacak) ve Vatoz...
  26. şuana kadar senin mesleğini merek etmiyordum desem yalan olur. aslında bu yazına minnettarım. benim içimdeki kurdu öldürdü. kütüphanecisin demek! itirafında sana katıldığım bir nokta var. "edebiyat öğrencisi" olmana verdiğin karar..
  27. 1 puan
    Görmek çok mutlu ederdi beni, hatta geldiğimde bir de elime alabirsem...
  28. Canımsın sen! O senin sıcacık, içten sevgini hissediyordur emin ol ve sırf bu yüzden iyileşecektir. Bu gece yattığımda bi dua da Dobby' e gidecek Her şey yüreğince olsun senin!
  29. Ne diyeyim... Sana söylecek söz bulamıyorum Sakın kaybetme bu güdünü....
  30. Bu şarkıyı da ne severim. Taa içime içime işler. ( '' Sanki hiç gitmemiş hep var gibi Bir sırrı herkesten saklar gibi Sessizce sokulup ağlar gibi yanımdasın ''
  31. oyy oyy çok sevindim benn şimdi ama yok yok ben evde kaldım artık daha hiç bir büyü etki etmez bana... ananem 106 yaşında öldü geçen yıl ve ben 30 yaşımdayken 6 çocuğum vardı derdi senden bi b-k olmaz derdi haklı gitti kadıncağız
  32. Seviyorum bu anne-kızı
  33. 16 ya da 17 yıldır evliyim..gülmeyin bilmiyorum saymadım saymakta istemiyorum.. Evlendiğimiz ilk ay televizyon için eve bir anten geldi, bildiğiniz çatı tipi anten..kocaman..Oturma odasının üçlü koltuğuna kondu.Hah dendi burada cam gibi bak! sonra balkona geçiririm ben bunu.. Taze gelin, garip gelin yani bendeniz! siz bir ay deyin, ben iki ay anten balkona takılır ümidiyle bekledi(.25 yaşında insan epeyce sabırlı oluyor zannımca..) Bu sabır küpü gelin bir gün patladı, anteni aldığı gibi balkona çıkardı (şimdi olsa anteni balkondan aşağı atarım) ve uygun bir yere monte etti.. Yıllarrr yılları kovaladı bu uzunnn yıllar boyunca o taze gelin, düşen dolap kapaklarını onarmayı, kırılan çekmece raylarını yapmayı hatta dolabın içine ilave raf yapmayı bile kendi kendine öğrendi.Sadece bu kadar da değil, kombinin arızası nerede anlamayı, unutulan faturalar yüzünden akşam karanlıkta kalmamak için kaçak elektrik bağlamayı, priz onarmayı, alınan avize kenarda beklemesin diye avize takmayı öğrendi. ahhh ahhhh...
  34. Misafir
    Karşı cinsi, aşkı, içkiyi yaşamının ilkleri yapanlar yazmışlar, cevaplamışlar bu blog'ta. Ben de hayatımın sonbaharındayım ve inan ki senden çok kadınla yaşadım. Hem de yoğun olarak. Bir dizineyi aşkın. Yaşadığımız tüm mutluluklar ve problemler ise, benim onların, onların ise benim egolarımıza uyum sağlayıp sağlamama meselesi idi. Sağlayan melek, sağlamayan ise şeytan oluyor son tahlilde.. Ama bir de ayıkıp çevrene baktığında görüyorsun ki; kadın, aşk, içki den başka toplumsal ve sosyal meselelerin de, en az kadın, aşk ve içki kadar birer gerçek olduğunu görüveriyorsun. Tabi bu gerçeklerin görülebilmesi, gençliğin ve biraz da ekonominin verdiği rahatlıkla orantılı oluyor. Ayıktığında diğer gerçekleri de paylaşmak ümidiyle..
  35. dunyada herkesin ayni anda kazanabilecegi bi yasa yok : )) ama herkez esit ; biri kazanirken biri kaybederse; zamanla kaybeden kazanir, kazanan kaybeder ; hayat insan kayirmaz ki .. insanlar bi anda kendi durumunu ve baskalarinin durumunu kiyasliyorlar halbuki hayat uzun yillara dokulen bisey ... her insanin ortak bi ozelligi var ; hayat herbirini nerdeeen nereye goturuyorr ... iste adalet bu ..
  36. Ne güzel .. Anne kız yakınlığı,arkadaşlığı gibi var mı ki.. Sizleri öptüm güzeller
  37. SİZİ ÇOOOK SEVİYORUUUMM
  38. Kesinlikle mutluluk bu, haklısınız...
  39. Bir iddiayı meydana getiren akıl yürütme, duygulara ya da toplumsal baskılara göre değil, sağlam temellere dayanan mantığa göre olmalıdır. Çünkü bir iddianın doğruluğu kişisel duygulara ya da belli sosyal guruplarda kabul görmesine göre belirlenmez. "Sağlam temellere dayanan mantık" sözü düşündürdü beni. Daha doğrusu "Sağlam temeller"'in nasıl ve nelere göre kabul gördüğü aklıma takıldı. Akıl yürütmenin sonucunda bu sağlam temellerden hareketle, biraz fikir idmanı yapayım dedim; -İnsanlar mevcut biokimyasal ve fiziksel kurallar çerçevesinde oluşup yaşayan canlılardır. Bu sebeple metafizik olguların varlığına inanmak sağlam bir mantığa oturmaz. -İnsanların düşünce yapıları da nöronlar arası fizyoelektrobiokimyasal tepkimelerin bir sonucudur. Benlik ve bilinç bu yaygın nöronal faaliyetin bir ürünü ve bütünüdür. Fizik ötesi bir ruh yoktur. -Mantığın temeli olan nedensellik ve determinizm, tüm evrensel yasaları da içine aldığı gibi insan denen organizmanın faaliyetlerini de belirler. -Duygular insan beyninin bir ürünüdür fakat mantığı bulanıklaştırır ve beynin daha ilkel canlılarda görülen alt seviyedeki beyin bölümlerinden doğar. -Beyin korteksi ve arasındaki bağlantılar bilinçlilikte üst seviyededir ve mantığa en uygun kararlar veren bölümdür. -Mantıklı düşünmenin beynin ilkel bölümleri etkisini bastırarak, saf kortikal düşünebilme yetisi olduğu ortaya çıkar. -Mantığınız gerçekliğinizle çeliştiğinde duygularınız devreye girer ve mantığın kısır döngüsünü kırar. Örneğin; mantığınız 'sizin fiziki varlığınızın' olması gereken kimyasal tepkimeler bütününden ibaret olduğuna karar verirse ve bu durumda 'ben' dediğiniz de nöronal faaliyetden başka bir şey değilse, varlığınız yada yokluğunuz arasında anlamsal açıdan fark kalmaz. Yok oluş nöronal faaliyetlerinizin yani sizin sonunuzdur. Yok olma yerine yaşamı tercih etmek, mantıksal değil duygusal bir tercihtir. Mantıksallığın sonunda mantıksızlıktan ibaret olan 'duygusal kökenli yaşama içgüdüsü'ne uygun karar verirsiniz. Eğer bu sonuca varmazsanız, varlığınızın sebebi ortadan kalkar ve varlığınızı yokluğunuzdan farklılık oluşturmadığı mantıksal çıkarımıyla sona erdirebilirsiniz. Zira tüm evrenin sırlarını bulup ölüp yok olmanızla, o an ölüp yok olmanız arasında, ölümünüzle beraber siz ve bilinciniz de yok olacağı ve o an itibarı ile o ana kadar yaşamış olduklarınızın sizin için bir önemi kalmayacağı için anlamlı bir fark yoktur. Yaşama kararınız duygusaldır ve mantığa dayanmayan bir seçilimdir. Sosyal grup meselesine gelince, iki sosyal grubun mantıksal çıkarları çatıştığında, doğrular farklılaşır. Örneğin bir aslan sürüsünün ihtiyacı olan eti karşılamak için antilop sürüsüne saldırması mantıklıdır. Antilop sürüsü ise aslan mantığına göre davranıp aslanlara kendisini kurban vermez ve kendi sosyal grubu olan antiloplar için mantıklı olan kaçma kararını verir. Doğru olan antilobun yakalanması mı, yoksa yakalanmaması mıdır. Burada iki farklı doğru vardır ve sosyal gruba izafidir. Tabi septik vejetaryen aslanlar veya bir an önce aslanın midesine girmeye çalışan septik antiloplar yoksa Sevgiler...
  40. Aşkını bitimsiz ve mutlulukla yaşaman dileğiyle... Uzun bir yaşam...
  41. "Ey ahali; Duyduk duymadık demeyin... Bugün itibariyle 40 günlük bi canımın içi var avuçlarımda..." hıhhh ne olmuş yani bende evlendim hemencecik bir kız doğurayımda bari senin oğlanla kertelim ... Dünürüm olurmusunnnnnn
  42. Hoş geldinnn...Beni gülümseten güzel yazılarını özlemiştim lennartim... Hayatı sevmeme rağmen bazen hayatı tutmayasım, bırakasım geliyor.İşte öyle zamanlarda iki küçük şey yapışıyor yakama...Beni kendime getiriveriyorlar hemencik... http://www.turkish-media.com/forum/blog/635/entry-4993-tekrar-cicek-acarim/ Ama; İnsan kendini an içinde mutlu etmeyi başarsa da, can içinde ki yaralar kapanmıyor...
  43. Okuyunca aklıma Jonathan livingston geldi üniversite yıllarımda ev arkadaşımın dilinden düşmezdi bu kitap ve içeriği
  44. Sayın Admin'e duyuralım Sayın Admin, vampir olma niyetindeyim, siteye sarımsak asarsan kimseyi korkutmam Şimdiden teşekkürler...
  45. 1 puan
    Benimde içimdeki ses gecenin yarısında bana mantı bile açtırdı birkaç kez Ama hasta hasta hiç kek yaptırmadı Kek çok güzel görünüyor Freyja,allahtan karnım tok,yoksa karşı koyamıyacağım bir emir alabilirdim

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.