Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
Sevgilime Selam Söyle
Karlı dağlar uçan kuşlar
Aşık olan yanar ağlar
Deli gönlüm durmaz arar
Sevgilime selam söyle
Yakınımda sinsi tuzak
Bu aşk senden çok çok uzak
Mutlu olmak bana yasak
Sevgilime selam söyle
Hikayeler rivayetler
Bilinmeyen vilayetler
Hasret dolu tüm sözcükler
Sevgilime selam söyle
Garip anam dinle babam
Ben bu aşka durmam yanam
Geçmiş günler soylu atam
Sevgilime selam söyle..
Enes..
Sal Gitsin..
***** gülüş, yalan gözler
Saklı niyet, düşük sözler
Dön arkanı dön de bitsin
Sal ruhundan bırak gitsin
Acınası bakışlar, arada kalışlar
Bencilliğin ardına nankör saklanışlar
Dön arkanı dönde bitsin
Sal ruhundan bırak gitsin...
Enes..
Ağıt..
Sen! Göbekli şişman taksici... Ne yaptın o gün hatırlar mısın? Ya da umursar mısın ?
Bunca yıl sonra bile vicdanına salladığım onca küfrü hiç duyar mısın ?
Şu an kim bilir ne yapmaktasın? Sırtın pek karnın tok nerelerde zıkkımlanmaktasın?
Alkolün dibine batıp da yine direksiyon başına mı geçersin?
Yollarda bir katil edasıyla yeni kurbanlar mı ararsın?
Dön hele 10 yıl öncesine, bakıver bi geriye...
Senin için önemsiz bir ayrıntı belki ama bizi alt üst ettiğin geceye...
Hatırla
HEP YEKE..
NEDENSİZ SEBEBLERİMİN ÜMİTSİZ BAŞLANGIÇLARI
BİR GÜN BİR ÇİZGİDE KAYBOLDUĞU AN
ARAMIYACAĞIM BİLE KAYBOLAN HAYALLERİMİ
SEVİNECEĞİM SENİN İÇİN DOĞAN GERÇEKLERLE
VE DİRİLECEĞİM TEKRAR SENİN OLDUĞUN YERDE
BENİ BİR SİLGİYLE SİLSELER
VE SONRA BİR BIÇAKLA YAZSALAR
BIÇAĞIN... UCU KIRILIRDI
Enes..
AYDIN MISIN
Kilim gibi dokumada mutsuzlugu
Gidip gelen kara kuslar havada
Saflar tutulmus top sesleri gerilerden
Tabaninda depremi kara gullelerin
Duymuyor musun
Kaldir basini kan uykulardan
Boyle yurek boyle atardamar
Atmaz olsun
Ses ol isik ol yumruk ol
Karayeller basina indirmeden catini
Sel sulari bastigin topragi donum donum
Alip goturmeden buyuk denizlere
Cabuk ol
Tam cagi ise baslamanin dogan gunle
Bul icine tukurdugun kitaplari yeniden
Her sa
Bir Hasret Mektubu (iki gözüm)
Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen, ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş.
Biliyor musun, iki gözüm; bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz? Bahar mı, kış mı, sonbahar mı, yaz mı; inan farkında değilim. Sıla ne yana düşer, gurbet ne yanda? Nerdeyim, nasılım? Bilmiyorum.
Derdim, kederim ne ? Biliyor musun yanıtını?... Neşemi,
Blog sahibinden tavsiye: Az sonra okuyacaklariniz tamamen uykusuz gecelerimin ürünüdür,
dolayisiyle cok fazal ehemmiyet vermeyiniz
Blog sahibinden ÜstNoT: sunu da en basindan belirttim de, sonra demedi demeyin...
her zaman ve her yerde oldugu gibi istisnalar burda da kaideyi bozmuyo ...
Erkekler bir kizi elde etmek icin kili kirk yarmaya, bin dereden su getirmeye, sekilden
sekile girmeye (güzel giyinmek, kokular sürünmek mansinda), iltifatlar, hediyeler
yagdirmaya pek bi he
Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde,
Yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını,
Dağlara dönmeli yüzünü insan.
Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak;
Yeni insanlarla 'tanışmalı, yeni keşifler yapacak....
Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, Gerçekleştirmeyi denemeli!
Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir,
Kendisinin bir sal olup da, O dursa da yolculuğu
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan da
BEN
Ben, kimsesiz seyyahı, meçhullerler caddesinin;
Ben, yankısından kaçan çocuk, kendi sesinin.
Ben, sırtında taşıyan işlenmedik günahı
Allah'ın körebesi, cinlerin padişahı.
Ben, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
Ben, tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların.
Ben, kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda;
Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda.
Ben, başı ağır gelmiş, boşluktan düşen fikir;
Benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir.
Ben, Allah diyenlerin
Aşk
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Özdemir Asaf
Pardon Bayım.. Geçebilir miyim?
İnsanlar sadece "pardon" dediğimde farkettiler beni. Oysa görünmez olmayı ben seçmedim. Kibarlıksa kendimi göstermekte sağ kolumdu.
Ama bayım yolumdan çekilmedi.
Duymadı.
Görmedi.
Yürüyordum ama o yoldan geçmemiştim.
Bayım beni görmemişti..
Duymamıştı.
Çok ölünün yanağına parmağımı değdirdim ama..
Üstümde hala sarı kazağım vardı, ölmüş olamazdım.
Hiç davet edilmemiştim ben, şu hepinizin gittiği partilere.
Ama yine de hep o par
Adın Senin
Saçlarına can veren yıldızlar nerde gülüm
Hangi ferman dokundu bakışlarına senin
Belki sahrada değil, şimdi göklerde gülüm
Taşıyor bulutları gözlerinde, nazenin
Senin her kirpiğinde bir dervişin ahı var
Muhteris aynaların eskidiği yerdesin
Yüzünde en çaresiz devlerin günahı var
Zamanı sonsuzluğa bağlayan mahşerdesin
Divan-ı harbe giden yiğitlerin ardında
Kanayan kitaplara gül götüren yağmurum
Hüznü bir tabut gibi buluyorum derdinde
Senin toprağın için çırpını
Varlığın, yokluğuna özdeş şimdi…
Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne…
…
Sen bulanıklaşsan da, gözüm hep ufuktaki yalnız haberciyi gördü… Buğulanmış cama çarparken yağmur damlaları, ben çizdim bir kâlp içine iki bedeni…
Zamanın bilmem hangi köşesindeydik hatırlamıyorum. İşime gelmeyen buluşmalardan kaçmadım sen varsın diye… Çam diplerinde petunyaları kuruturken ellerimizde, sen bana SENİ SEVİYORUM derken bile bakamıyordum gözlerine. Utancımdan … alışık olmadığımdan b
Huzuru yakaladığım zaman,
Penceremden giren güneş ile birlikte,
Yeni bir sabaha merhaba diyebilirim,
O güne dek siyahların sonsuzluğunda boğuluyor olacağım...
Mutluluğa ulaştığım zaman,
Yağmurdan sonra açan gökkuşağı ile birlikte,
Her güne renkli uyanabilirim,
O güne dek mutluluk ulaşılmaz bir gökkuşağı benim için...
Yaşamaktan zevk aldığım zaman,
Özlemleri hasretin boynuna ip yapıp,
Dar ağacında sallandırdığım da,
Yaşamak adına ne varsa bende can bulacak,
O güne dek ruhum bedenimde
EN SEVDİĞİM ŞİİRLERİNDEN BİRİ...
YATTIGIM KAYA
Bu aksam o kadar durgunki sular
Gomul benim gibi kedere diyor
Icimde maziden kalma duygular
Agla geri gelmez gunlere diyor
Hey gonul gidenden umidini kes
Kacan bir hayale benziyor herkes
Sanki kulagima gaibten bir ses
Bulusmalar kaldi mahsere diyor
Enginden engine eserken ruzgar
Bende bir yolculuk heyecani var
Yattigim kayaya carpan dalgalar
Cikiver bir sonsuz sefere diyor.
Necip Fazıl KISAKÜREK
BEKLENEN
Ne hasta bekler sabahi,
Ne taze oluyu mezar,
Ne de seytan bir gunahi,
Seni bekledigim kadar.
Gecti istemem gelmeni,
Yoklugunda buldum seni;
Birak vehmimde golgeni,
Gelme, artik neye yarar?
Necip Fazıl KISAKÜREK
..........................
Toprak kokar avuçlarım , kan kokar.
Ben hoyrat gecelerde boy atmış fidan,
Boz bulanık sularda yıkanmış , arınmışım.
Geceleri çok yakınım yıldızlara,
Işığa çıkınca bir karışım..
Cahit Sıtkı Tarancı