Zıplanacak içerik

Genel

Seçilmiş Blog Başlığı

(Ne zaman rüzgar esse Onu çarpar yüzüme Ve ne zaman ağlasam...) İliklerime yağardı .   Ne şemsiye para ederdi, Ne ağaç gölgesi, Ne dam...   Sevdiğim bir yağmurdu. Islatırken ıslanan...   Birbirimize giyinmezdik biz Birbirimize soyunurduk Ve koşmazdık asla birbirimizde; Dururduk   Beyin hücrelerimiz Yetişip yazamazdı yaşantımızı. Evrim’in tekerine sokardık çomağı; Darwin utanırdı   Hiçbir tarihe yazdırmadık adımızı, Ne yeryüzü, ne gökyüzü. O bende kaldı.
Seni ikimizde seviyoruz anlasilan, Birbirimize inat, kiyasiya Hiçbir rakip birbirine bu kadar yakin olmadi Seni seviyor olmam ama onu sevmiyor olamamam bu isin kötü yani Seni ikimizde seviyoruz, Ben ikinizi de seviyorum. Onun beni sevip sevmedigi bilmiyorum. O beyaz atli prens, Bense bu masali anlatan. Ya sen, Beyaz atli prensin öptügü uyuyan güzel mi, Yoksa bu masali anlatan kisinin dizlerinde uyuyan güzel mi? Beyaz atli prensin öptügü uyuyan güzelsen uyan Çünkü ma
Bu gece hasretin,bir başka acıtıyor canımı, Yar..! özlemin yüreğimden doldu da taştı.. Sen başka bir diyarda,beklerken sabahları, Sensiz doğsa da güneş,gündüzlerim karanlıktı…   Neyleyim güneşi,gülen gözlerin yoksa karşımda.. Varsın aydınlanmasın,karanlıkta kalsın günlerim.. Sensizlik yazılmışsa yazıma,kaderim der çekerim.. Sen ister sev beni,istersen sevme,ben ikimiz içinde severim...   Hatıralar avutur,merhem olur tuz bastığın yarama.. Sen hep gül yeter ki,ben karalar b
Senin için ölürüm diye yalan söyleme Sevdan iletutuşup yandım deme ne olur Seni paylaşmak bana ölüm gibi geliyor Kitaba el bassanda inanmıyorum sana Sen yanlız benimdin başkalarının oldun Buacılar yüzünden sana güvenmez oldum Yakıp yıktın dünyamı ezip gectin rüyamı Yok ettin saf aşkımı inanmıyorum sana Alıştıgım halini özlemiyorum artık Senin sahte sevgini istemiyorum artık Canım bir tanem benim diyemiyorum artık Kitaba el bassanda güvenmiyorum sana  
BEKLEYENLER İÇİN   Bir ayak sesi duymayayım Kapıya koşuyorum Gelen sen misin diye Bir siyah saç görmeyeyim Yüreğim burkuluyor Ağlamaklı oluyorum Her şey bana seni hatırlatıyor Gökyüzüne baksam Gözlerinin binlercesini görürüm Bir rüzgar değse yüzüme Ellerini düşünmeden edemem Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer Tadı senden gelir Yediğim yemişlerin İçtiğim içkilerin Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntıBu emsalsiz hüzün Seni beklediğim içindir   Resmine bakamaz oldum
Misafir
Penceresi önünde karanfil saksı Oturmuş yazar yarim birine yazı Kimi sever bilinmez dumanlı başı Zalim olma sevgilim taşdan değilim Batmam elin üstüne diken değilim Zalim olma sevgilim taştan değilim Kaldır başını bir bak haram değilim   Penceresi önünde üzümlü asma Benden başka birini aklına takma Benimkide yürek canım üstüne basma Zalim olma sevgilim taştan değilim Batmam elin üstüne diken değilim Zalim olma sevgilim taştan değilim Döndür başını bir bak haram değilim      
Suskunuz... Hem de çığlık çığlığa bir suskunluk bizimkisi...   Bu konuşacak bir şeyimiz olmadığından değil. Konuşmaya çalıştığımız şeylerin, alıştığımız yalnızlığımızdan uzaklaştırması aslında bizim korkumuz...   İkimizde cesaret edemiyoruz. Öylesine alışmışız ki içimizde büyüttüğümüz yalnızlığımıza. Seviyoruz onu. Bekli de yaşandığında yok olacağı korkusu bizi tereddütte düşüren. Kaybetmekten korkacağımız bize ait bir şey oluşturma kaygısı...   Sen yapamadığın hamlenin, hayatın
Adını koyamadım yalnızlığımın     Islak ve dar sokaklarda yaşardım yalnızlığı Ve o zaman aklıma gelmezdi ağaracağı saçlarımın. Babamı kaybettiğimde yaşamıştım ilk acımı Daha sonra ise seni sevdiğimde. Bilmezdim ki ayrılığının Ölümün yansıması olacağını yüreğimde. Ben umutlarıma ip bağlayıp salmıştım gökyüzüne Küçük bir uçurtmanın kanatlarında sana gelmiştim. Rüzgarsız havalara alışıktım ben Fırtınana yenildim...   Sen deli bir kısrak, ben isimsiz kahraman Nasıl da sevmişim seni an
  • ERBAY
Bavulları Hep Toplu Durmalı İnsanın...     Bavulları hep toplu durmalı insanın... Bir gün telefonların hiç çalmayabileceği hesaplanmalı... Tül perde arkasından misafir yolu gözlemekten vazgeçmeli... İhanetlere, terkedilmelere, bir başına bırakılmalara hazırlıklı olmalı... Yalnızlığa alışmalı... Çünkü “omuz omuza” günlerin vakti geçti. Dayanışma, günümüzün borsasının değer kaybeden hisse senetlerinden biri artık... Bireyin keşif çağı, geride kırık dökük yalnızlıklar bıraktı.
  • ERBAY
Ben Artık Gidiyorum   Sana sımsıkı sarılmak istiyordum... Ah bir görsem, bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden, sevginden vazgeçmek... Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye, galiba böyle de başarabilirim...   Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen, tek yapabildigim yazmak oldugundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere, seni beynimde, içimde bitirerek yaziyorum, yada bitirmek isteyerek... Ne kadar sürer bilmiyorum ama be
  • ERBAY
Ayakkabı vurunca nasır olur. Kalem tutmaktan parmaklarınız, alet edevat ile uğraşmaktan eliniz, namaz kılarken dizleriniz... Bir de aşk acıta acıta kalbinizi nasırlaştırabilir. En çok da kalp acır. Merhem filan da sürülemez aşk acısı ile hırpalanan kalbe. Bilinen hiç bir ilaç fayda etmez. Evde otursan, dışarı çıkmak istersin. Dışarı çıkınca el ele tutuşan çiftler nispet yapıyor gibi gelir. Milyonlarca kişinin yaşadığı şu koca şehirde yapayalnızsındır artık. Tek başına. Sokaklar daha bir büyüktür
Güvenme kimseye, güvenme arkadasim dostum deme! Deme sakin deme, yoksa sende yaralanirsin, yoksa senide üzerler!   Güvenme kimseye, güvenme! Vay be, sana ne kadar güvenmistim! Seni dostum arkadasim olarak bilmistim! Fakat artik havandan gecilmez oldu! Artik benim gözümde baskalardan farkli degilsin!   Dur sen daha dur, gün gelecek beni cok arayacaksin!!   dogru ya bu dünyada kendinden baskasina güvenmiyeceksin...  
Genç bir çift terapistlerine üç yaşındaki kızları'ndan gelen, hayli tuhaf buldukları bir rica üzerine danışıyorlardı. Anne ikinci hamileliğinin sonlarına doğru gelirken, kızı ısrarla yeni gelecek olan erkek ya da kız kardeşi ile konuşmak istiyordu. Küçük kız, normal ve uysal göründüğünden ve evde de bir iç haberleşme sistemi olduğundan, genç çift ve terapistleri yeni bebek gelip, işler düzene oturduğunda küçük kızın isteğini yerine getirmeye karar verdiler. Yeni erkek bebek bir kaç haftalık old
Ya, ask benim neyime....?   Ask zenginlerin lüksü, erkeklerin lüksü, delilerin lüksü... Gerci biraz delilik bende de var ama o kadarda olsun, bir baskada lüksüm olmadi benim zaten hayatta...   Delilige siginmak, hayati makaraya sarmak, aslinda hayatin enine, boyuna ciddiyetinin ve ehemmiyetinin farkinda olmak demek. Belkide bu yüzden dur durak bilmeden askin pesine düsmem. Askin pesine düsmek, "hala bir umudum var" demek, hala hayatta güzelliklerin oldugunu düsünmek, ve hatta
Misafir
Sol , Emperyalizm ve Kürt ulusculuğu üzerine   IV-İŞBİRLİKÇİLER VE NEO-DEMOKRASİPKK Demir Kucukaydin ve tayfasi   Bir ulusun ve onun halkının iyi yada kötü tarihi özelliklerini, sanki onların doğal özellikleri imiş göstermek milliyetçi şövenizm batağına düşmeden ileri sürülemez.   Yaşamını mücadeleye adamış emperyalistlerin korkulu rüyaları olan devrimcileri kurşunlayanlar İlerici olamazlar.   İlk baştan bu yazıya kadar göstermeye çalıştığım, bu örgütün önderliğinin ideolojik olara
Sol , Emperyalizm ve Kürt ulusculuğu üzerine III   III-İŞBİRLİKÇİLER VE ERMENİ SORUNU Demir Kucukaydin ve tayfasi   Emperyalizmin böl-parçala politikasının uygulayıcı hizmetkarlığını üstlenen işbirlikçiler, onların birbirine düşür politikasına da hizmet edecek her halklar arası nefret yaratabilme olasılığina canla başla sarılmakdan hiç çekinmemişlerdir.   Tarihi yaratma peşinde olduklarından, tarihi hiç okumayan bu işbirlikçilerin birden tarihci kesilmeleri, sonuçta ya onların ruhsal
Sol , Emperyalizm ve Kürt ulusculuğu üzerine   II-MARXİST MASKESİ ALTINDA İŞBİRLİKÇİLİK PKK Demir Kucukaydin ve tayfasi   Sol , Emperyalizm ve Kürt ulusculuğu üzerine” başlıklı yazıda bir kısım solun bu Marxist maskesi altındaki işbirlikçileri, ve işbirlikçi önderliği, hala ilerici olarak görme tarihi hatasının altında yatan nedeni vurgulamaya, ve başlangıç olarak karşı devrimci elebaşının kendi sözleriyle yüzündeki maskeyi indirmeye katkıda bulunmaya çalışmıştım.   Türkiyedeki birli
Sol , Emperyalizm ve Kürt ulusculuğu üzerine   I-Milliyetci Şövenizm ve Kürtcülük Demir Kucukaydin ve tayfasi   Ermeni katliamına yaklaşım başlıklı yazıyı;   “”..........Uzun vadede bununda yolu liberalizm dediğimiz duygusallıktan kurtulup, mücadeleye ve tabana sahip çıkmak, gerici işbirlikçi önderliğin gerçek yüzünü kitlelere göstermek ve bu gerici önderliğe karşı tavır almakdan geçer diye noktalamıştım.   Bu gerici önderliğin, gerek kendi ağızlarından ideolojileri, ve bilinen pr
Ermeni Sorunu ve Emperyalizm; nefret ve düşmanlığın kaynağı başlıklı calışmanın özeti   "Ermeni Sorununun" tek basina bugünkü gündeme getirilmesine, dikkatleri dağıtma ve güncel olan gündemlerden başka yönlere çekme, hedefi güttüğü inancında olduğumdan, sorunla ilgili araştırmalarımı hep geri plana bırakmıştım.   Ancak Ermeni Sorununa bugünkü senaryolar ve gelişmeler çerçevesi içinde, ve bu gelişmelere bağli olarak bir yaklaşımla bakarsak , gerek bir sürü provokasyonlara karşi uyanık olma
hasretin,le iki yasli göz biraktin dudaklarimda adiini söz biraktin baharimi soldurdun güz biraktin Ne diyeyim sana helal olsun   ne bir hata ne heves oldun ömrüme inan ilk nefes oldun yanlizca telefonda bir ses oldun Ne diyeyim sana helal olsun   kefensiz mezara koydun beni delik desik edip oydun beni ne merhamet ettin ne duydun beni Ne diyeyim sana helal olsun  
Sessiz Gemi   Artık demir almak günü gelmişse zamandan Mechule giden bir gemi kalkar bu limandan.   Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.   Rıhtımda kalanlar bu seyahetten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,   Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.   Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.   Bir çok gidenin her biri memnun ki y
Misafir

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.