Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2007 Sardumyam teşekkürler Redblack ne diyon sennnn ihtiyarsın heee Oldu canım o zaman ben bi mezar kazayım girem içine Töbe töbeee Ayrıyetten o gözlerinede kıyamam ben senin Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 Uçurtma Çocuklarımız neleri sevmiyorlar ki... Uçurtmayı seviyorlar söz gelişi, Bir havalandı mı uçurtmaları Daha da güzelleşiyorlar. Maviliklerde gözleri Özgürlüğü yaşıyorlar Uçurtmalarla birlikte. Koparıp da iplerini hele Bir kurtuldular mı ellerinden, öylesine seviniyorlar ki, Gidiş o gidiş, bile bile... Kızalım mı umursamayışlarına? Kendi yaşamlarını izliyorlar boşlukta. Onlar da birer uçurtma değil mi? Bizim de ne süslü uçurtmalarımız vardı, Alıp başlarını gitmediler mi? Gözümüzden bile esirgerdik Hangi birinin ipi kaldı elimizde? Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 Uçurtma Çocuklarımız neleri sevmiyorlar ki... Uçurtmayı seviyorlar söz gelişi, Bir havalandı mı uçurtmaları Daha da güzelleşiyorlar. Maviliklerde gözleri Özgürlüğü yaşıyorlar Uçurtmalarla birlikte. Koparıp da iplerini hele Bir kurtuldular mı ellerinden, öylesine seviniyorlar ki, Gidiş o gidiş, bile bile... Kızalım mı umursamayışlarına? Kendi yaşamlarını izliyorlar boşlukta. Onlar da birer uçurtma değil mi? Bizim de ne süslü uçurtmalarımız vardı, Alıp başlarını gitmediler mi? Gözümüzden bile esirgerdik Hangi birinin ipi kaldı elimizde? Güzel yürekli,nazik bir bey gelmiş defterime Beni çok mutlu ettin arkadaşım.Şiir ne kadar güzel çok teşekkür ederim Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2007 Şair olmak da zor, arif olmak da Zaman çoktan geçti, vadem dolmakta, Zor olanı seçtim nedense ben de Gönlüm sevda ile oyalanmakta. Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2007 Eller kadir kıymet bilmiyor ANNEM Hiç kimse senin kadar sevmiyor ANNEM..... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 Geceyi uyuttum dizlerimde Yalnız bakışların kaldı elimde Hatıra senden geriye Geceyi dedim geceyi uyuttum Öyle ki sarsıldı düşlerim Boşlukta kaldı ellerim Uyuyan sadece gece değil Koca şehir sızdı yanıbaşımda Bir başıma kaldım yapayalnız ayakta Bir de dertlerimin sızısı aynada Geceyi dedim geceyi uyuttum dizlerimde. Sen gecelerimin katili sevgili Gözlerini çek üzerimden İnlettiğin yeter aşk acısından Güneş sabırsızca bir köşede doğmayı bekliyor Gel bu son gece olsun yok edilen Dizlerim kaldırmıyor artık ağır yükü El koyduğumuz gecelerin hatırına Bu geceyi sokalım koynumuza Geceyi dedim geceyi uyuttum dizlerimde. Geceyi birlikte uyuturduk bir zamanlar Sabahlara ertelerdik hüzünlerimizi Ama şafakta hatırlardık tüm unuttuklarımızı Bir çift bakış saplanırdı aniden yüreğimize Sızlardık ve yitirdiğimiz aşklar gelirdi aklımıza Ağlardık,gözyaşlarını sakınmadan saçardık geceye Geceyi dedim geceyi uyuttum dizlerimde. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2007 Uzun bir cumartesiyi hatırlıyorum, saat on iki Dalıp gidiyorum, düsünüyorum da, saat on iki Bir sigara yakıyorum, bir kağıda bir iki dize yazıyorum Yerini iyi bilen, onurlu bir iki sözcük daha Ama hiç kımıldamıyor, akrep de, yelkovan da Yani tam böyle birşeye benziyor zaman Yılgın ve çarpıcı renkler içinde pek kımıldamayan Çıkageliyor sonra, saat on iki. Anlıyorum Yaşam elbette uzun biz duyabildikçe sevgiyi Yalnızca bunun için uzun Yani sevgiyle de sevebilir insan, sevdayla da Örneğin Bir sevgiyi yontup onarmak için Döğüşmek de sevgidir Ve benim bildiğim kadarıyla Her şeydir bir insan, her şeydir Yalandır kısalığı yaşamın Ve özellikle insan dediğimiz şey İnançli bir insan soyunun parçasıysa. Sonunda başbasa kalıyoruz gene Başbaşa kalıyoruz doğayla ben İşte az önce yağmur da başladı, cumartesi günlerden On temmuz cumartesi Bir vapur daha kalkıyor iskeleden Ve yağmur hızlanıyor biraz Uzanıp yatsam diyorum otların üstünde çırılçıplak Tam öyle yapıyorum Şimdi yağmuru seviyorum, şimdi yağmuru seviyorum, yağmuru seviyorum. Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2007 Sardunyam hoşgelmişin evime Şiirlerin bir harika tıpkı senin gibi.Bişey diyecem,baştan beri sessiz durdum,uzaktan izledim sadece okudum hepinizi.Bunu yaparken napmışım biliyomusun.Yüreğimi sen ve senin gibilerle doldurmuşum.Hiç farketmeden usul usul sevmişim sizleri.İyi ki varsınız arkadaşım Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2007 hoşbuldum arkadaşım ne güzel sözlerle ifade etmişsin bizi ve kendini... duygularımız karşılıklı arkadaşım... sende iyiki varsın... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 merhaba sevgili arkadaşım..bir şiir ve çiçek bırakmak istedim defterine..çiçek küçük ama kusura bakma.. ŞİİR Gözlerin yükü ağır iki kırlangıç Bana doğru kalbime doğru uçan uçan iki kırlangıç Kimi zaman değip geçen kimi zaman çarpıp kalan Sureyya Berfe Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Defterimi güzelleştiren arkadaşlarım;hepinize candan teşekkür ediyorum.Yüreğinize, emeğinize sağlık Gidelim Buralardan Söyleyin yarime Baharlari beklesin Söğüdün dalları Bugün eğilmesin Beni geçirmeye Kardeşim gelmesin Annesinin birtanesini Kimseler üzmesin Gidelim buralardan Dayanamıyorum Gidelim buralardan Unutamıyorum Yükleyin ne varsa Gönlüme demlensin Ayrılığın üstüne Hasretim eklensin Beni geçirmeye Yalnızlığım gelsin Ya dönülür ya dönülmez Kimse üzülmesin Hoşçakalın Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2007 Dağ Gibi Bir Kadındın Sen Dağ gibi bir kadındın sen o zamanlar Bahar ağlardı yeşil gözlerinde Her dem taze çiçeklerin vardı bahçende Dağ gibi bir kadındın sen o zamanlar Herkes seni severdi Ben seni severdim Severdim kadınlığını, imkânsızlığını, Ulaşılmazlığını, çiçeklerini, bahçelerini Severdim seni Ama sevmedim hiç bir zaman Ümitsizliği sen de Sevmedim dağ gibi oluşunu Sevemedim... Öyle ya Dağ gibi kadındın sen Ve seni sevmeye Dağ gibi bir yürek gerekirdi... Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2007 Canısı , seni bekliyorum ben Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2007 Canısı , seni bekliyorum ben Geldim canım dönmeyecem diyodum ama döndüm işte Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2007 kolay değildir gitmek.. hele bıraktığın yerde seni sevenler varsa.. Alıntı
Φ ayşegül Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2007 hoşgeldin ra-dyam... Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2007 kolay değildir gitmek.. hele bıraktığın yerde seni sevenler varsa.. hoşgeldin ra-dyam... Ah Ayşegülüm ah sen nasıl güzel bi insansın. Bu dostluğa beni layık gördüğün için çok teşekkür ederim beni anladığın içinde Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 Köprüler kurdum aramıza.. -------------------------------------------------------------------------------- Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yaşayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden birgün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık başgösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk kez görülen bu anlaşmazlık,giderek büyüdü ve kardeşler arasında ayrılığa neden oldu. İki kardeş, birbirlerine yalnızca küsmekle kalmadılar, yıllardır ortaklaşa kullandıkları tarım makinelerine değin sahip oldukları tüm araç gereçlerini ve mal varlıklarını da ayırdılar. Küçük bir yanlış anlama sonucu başlayan anlaşmazlığı izleyen ayrılık , giderek büyüyen bir uçuruma dönüştü ve en sonunda yerini, karşılıklı kullanılan hoş olmayan sözlere bıraktı. Bunun arkasından da beklenenler oldu ve kardeşler arasında önce şiddetli bir kavga, sonra da ürkütücü bir sessizlik yaşanmaya başladı. Bir sabah, bu iki kardeşten büyüğünün kapısına bir usta geldi. Elinde büyük bir marangoz çantası vardı. Evsahibinden geçici bir iş istedi: "Yapılacak ufak tefek bir işiniz varsa, size yardımcı olmak isterim" dedi. "Elimden hemen her iş gelir. Birkaç gün çalışırım, işi bitiririm." Büyük kardeşin aklına o an bir "iş" geldi. "Evet, sana göre bir işim var" dedi ve küçük kardeşinin çiftliğini işaret etti: "Şu derenin karşısındaki çiftlik, komşumundur. Daha doğrusu, benim küçük kardeşime aittir o çiftlik. Geçen haftaya dek benim çiftliğimle onun çiftliği arasında bir otlak vardı. Sonra o, buldozeriyle oraya ırmak bendi yaptı ve şimdi aramızda, otlak yerine, çiftliklerimizi birbirinden ayıran bir dere var." Büyük kardeşin söylediklerini dikkatle dinledikten sonra marangoz sordu:"Benden ne yapmamı istiyorsunuz?" dedi. Büyük kardeş once kuşkusunu,sonra da kararını açıkladı:"Kardeşim bunu, bana acı vermek için yapmış olabilir" dedi. "Fakat şimdi ben, onun yaptığından daha büyük bir şey yapacağım." Bunları söyledikten sonra adamı aldı, ahırların olduğu yere götürdü ve duvarın dibinde yığılı duran kütükleri gösterdi: "Senden, bu kütükleri kullanarak, iki çiftlik arasında üç metre yükseklikte bir çit yapmanı istiyorum" dedi. "Kaç gün çalışırsan çalış, nasıl yaparsan yap ama bana öyle bir çit yap ki, gözlerim kardeşimin çiftliğini artık görmek zorunda kalmasın." İş arayan usta, başını salladı: "Sanırım durumu anladım, efendim" dedi. "Şimdi bana çivilerin, kazma küreğin yerini gösterin ki hemen işime başlayayım." Büyük kardeş ustaya kazma, küreğin ve çivilerin olduğu yeri gösterdikten sonra, alışveriş yapmak için kasabaya gitti. Usta ise, tüm gün boyunca ölçerek, keserek, çivileyerek sıkı bir biçimde çalışmaya koyuldu. Akşam güneş batarken o işini bitirmiş, çiftlik sahibi büyük kardeş ise alışverişini tamamlamış, kasabadan dönüyordu. Çiftliğe gelir gelmez ustanın yaptıklarına baktı ve şaşkınlıktan gözleri, yuvalarından fırlayacakmış gibi açıldı. Karşısında, yapılmasını istediği, çit yoktu ama, derenin bir yakasından öteki yakasına uzanan görkemli bir köprü vardı. Biri kendi çiftliğinin toprağına, öteki küçük kardesinin çiftliğinin toprağına oturtulmuş sağlam iki ayak üzerinde, yanlarındaki korkuluklarına varıncaya dek tüm ayrıntılarıyla yapılmış ve tam anlamıyla "usta işi" denilecek kusursuzlukta bir köprü uzanıyordu. Büyük kardeş, hâlâ geçmeyen- şaşkınlığıyla bu köprüyü seyrederken, karşıdan birinin geldiğini gördü. Dikkatle baktığında gelen kişinin, komşusu, yani küçük kardeşi olduğunu anladı. Kardeşi, kollarını iki yana açmış olarak köprünün karşı ucundan kendisine doğru yürüyordu. "Benim sana karşı yaptığım bunca haksızlığa ve söylediğim bunca kötü sözlere karşın sen, bu köprüyü yaptırarak ne denli iyi ve ne denli büyük bir insan olduğunu gösterdin" dedi ağabeyine. "Şimdi bir büyüklük daha yap ve sen de kollarını açarak bana gel..." Köprünün iki ucundan ortaya doğru yürüyen kardeşler, köprünün ortasında bir araya geldiler ve özlemle kucaklaştılar. Büyük kardeş bir ara arkasına baktığında, çantasını toplayıp, oradan ayrılmakta olan ustayı gördü. "Gitme, dur, bekle" diye seslendi ona. "Sana yaptıracağım birkaç iş daha var, çiftliğimde..." Usta gülümsedi: "Ben buradaki işimi tamamladım, gitmem gerek" dedi ve ekledi: "Yapmam gereken daha birçok köprü var." aramıza çitler çekiyoruz ,duvarlar örüyoruz..bazen dışarıdan bir el uzanmadan köprüler kurmak pek bir zorumuza gidiyor..oysa köprü kurmaktan öte zor olan duvar örmek değil midir?kucak açsak birbirimize hep,köprüler kursak,çok mu ütopik kaçıyor bunlar günümüz insan ilişkilerine?o bana gelsin diye beklemek mi moda yoksa? ___________________ Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 ürktü içimdeki kuşlar bir katar kanat sesi yıkadı haziran göğünü yüzün bir buluta giriyordu o an boynunu vermiştin bir çağlayana bir tutam kırmızı saç uçuşuyordu karanlığın parmaklarından. gövdemiz bir alevin rüzgârında dört nala sesimizi gezdiren meydanlar bir güzelliğe açıyor yelkenlerini; heyamola. şimdi bize biçilmiş ömürleri yaşıyoruz en güzel günlerimizi bırakarak ardımızda. Alıntı
Φ ayşegül Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 İKİ YAKA ARASINDA BİR KÖPRÜ KURDU... TEK TÜK GEÇENLER OLDU, GELDİLER,GÖRDÜLER... ÇOKLARI DA GELDİ,ÜŞENGEÇTİLER.... KARŞIDAN BAKTILAR, GERİ DÖNDÜLER... ÇÜNKÜ VAROLDUKÇA İKİ, PEMBE DEFTERLERDE AÇAR AŞK ŞİİRİ... Radyam,kimindi bu şiir hatırlamıyorum,uzuuuun yıllardır hatırımda.Senin köprülü hikayene nazire olsun diye... Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 COCUK AGLAR YUREGIMDE Ne zamanki isIklar icinde gelislere inat bir veda ile karsilassam iskelede Kan cicekleri tomurcuga duruyor yalnizliklar destan cocuk huznu yuregimde Bir sey var anlamadigim ne kadar cabuk bitiyor oyunlar ve sevdalar ne kadar cabuk eskiyor yagmurlar deli dolu cocuksu korkular yuregimde Dokunulsa kopacak suyu cekilmis yapraklara benzer yasanip bitmis ve unutulmaya mahkum sevdalar Mevsimler hep sonbahar turkuler hep huzunlu cocuksu dusler yuregimde Sucu yok aksamlarda sisleri aralayip martilar konuyor gozlerime Toprakta tohum tohumda yasam saklanir cocuk umutlar yuregimde Ne zamanki iskeleye iniyorum gozyaslariyla mendiller sallanir her vapur dudugunde bir veda eklenir takvimlere cocuk aglar yuregimde Atila ISIK Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 eveeeettt..çiçek işi halen başarılamadı..bu sebepten yoğun istek üzerine sana muhteşemim kartı yolluyorum..güle güle kullan.. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2007 Benim için çok çok değerlisin.. Bu çiçek, senin güzelliğini temsil edemez ama ksr bakma artık.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.