Φ kralx Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2006 Çöl kültüründe, vahalardaki sular kuruyunca, su kaynaklarının/derelerin geçtiği yer elbette susuzluktan yarık yarık çatlıyor. Bunun ötesinde bir anlam taşımıyor yukarıdaki söz. Ortada büyük bir yemin var.. Orada bahsedilen çatlaklar sıradan bildiğimiz susuzluktan çatlayan tarla çatlakları değildir heralde.. Yinede en doğrusnu Allah bilir.. Sayghılar.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir ipek Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Aralık , 2006 Zaten muslumanlarin dustugu en buyuk yanilgida bu olsa gerek icinde cunku icindeki herseyi gercekle karistiriyorlarOrada bahsi gecen maneviyat;Kuranda eger dikkat ederseniz maneviyata onem verilmistir ve bu dini kesim tarafindan her seferinde bilimsellige yoneltilmis Bunlarin hepsi yanlis yorumun zararlari BIG BANG (BÜYÜK PATLAMA) Bu yüzyılda elde edilen bazı veriler, evrenin "yok"iken "var" hale geldiğini göstermiştir. Buna göre, evrenin bir başlangıcı vardır ve bu başlangıç Big Bang adı verilen bir "Büyük Patlama" ile gerçekleşmiştir. Bugün Big Bang Teorisi, bilim çevrelerinin büyük bölümünde kabul görmektedir. Bu teoriye göre, evrenin tüm materyali yaklaşık 15 milyar yıl önce tek bir noktada toplanmıştı. Bu tek nokta sonsuz bir yoğunluk ve sonsuz bir ısı anlamına geliyordu. Yoğunluk sonsuzdu ama bir hacmi yoktu. İşte Büyük Patlama'dan önceki bu dönem (ki buna dönem demek zordur; madde olmadığı için zaman da yoktur) evrenin olmadığı, herşeyin "yok"olduğu dönemdi. Teoriye göre, büyük bir patlama ile sonsuz yoğunluktaki birikim büyük bir hızla dağılmaya başlamıştır. Bir başka deyişle Büyük Patlama ile, evren "yok" iken, "varolmaya" doğru yola çıkmıştır. Bugün, evrenin sürekli olarak genişlemekte olduğunun ispatlanması Büyük Patlama’nın en büyük delili olarak kabul edilir. "Bugün artık galaksilerin her yöne doğru bizden uzaklaştığını biliyoruz. Kozmolojistler evreni şişen bir balonun yüzeyi gibi düşünürler. Şüphesiz gerçek uzay, balonun yüzeyi gibi 2 değil 3 boyutludur ve her yöne doğru genişler." (New Scientist, 26 Eylül 1987) Gök cisimlerinin kaçma hızı uzaklık arttıkça artmaktadır. Örneğin, bizden bir milyar ışık yılı uzaklıktaki Ursa-Major Takım Yıldızı, her saniye dünyadan 1.500 kilometre uzaklaşırken, çok daha uzak olan Hidra Takım Yıldızı’nın uzaklaşma hızı saniyede 6.000 kilometredir. Evren genişlediğine göre bu genişlemenin başladığı bir an olması gerekir. "Bu genişlemeyi tersine doğru düşünür ve evrenin gelişmesini zaman içinde geriye doğru çekersek o zaman her şey, 15 milyar yıl kadar önce sonsuz yoğunlukta tek bir matematiksel noktada, tekillikte toplanacaktır."(New Scientist, 12 Mayıs 1988, sf. 52) Big Bang teorisinin en büyük önemi, evrenin bir başlangıcı olduğunu ispatlamasıdır. Bunun yanısıra, pek çok kimsenin düştüğü bir yanılgıya da değinmek gerekir: Çoğu kişi, Allah'ın evreni Big-Bang ile -veya başka bir şekilde- yarattığını fakat bundan sonraki olayların "kendi kendine" işlediğini zanneder. Bu mantığa göre, Allah yalnızca "ilk hareket"i yaratmıştır ve evren birbiri ardına dizili domino taşları gibi kendiliğinden oluşmuştur. Oysa bu düşünce kökten yanlıştır. Big-Bang, evrende bildiğimiz, hesaplayabildiğimiz ilk harekettir. Evrenin bu patlama sebebiyle oluşması ve yaşadığımız büyük dengenin kendi kendini oluşturmuş olması düşünülemez. Hiç bir kuralı olmayan bir patlama sonucu dağılan parçacıkların, galaksileri, yıldız sistemlerini ve içinde dünyamızın yer aldığı Güneş sistemini kendi kendine oluşturduğu gibi bir sonuca varılamaz. Tek bir atomun bile, içerdiği olağanüstü sistemlerle kendi kendine şekillenmesi düşünülemezken koca bir evrenin bir patlamanın "kudretiyle" oluştuğunu söylemek akıldışı bir yaklaşımdır. Bunların hepsi de yine Allah'ın ilmiyle gerçekleşmiştir. Nitekim Kuran'da Allah'ın önce "gökleri" yarattığını, daha sonra yeryüzünü düzenlediği, onda dağları varettiği ardından atmosferi düzenlediği, en sonra da canlıları var ettiği bildirilmektedir. Aynı şekilde, Kuran ayetleri Allah'ın evrendeki tüm varlıkları sürekli yönettiğini bildirmektedir: "Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye (her an kudreti altında) tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, kendisinden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim'dir, bağışlayandır." (Fatır Suresi, 41) "Sizi diri tutan, sonra öldürecek, sonra da diriltecek olan O'dur. " (Hac Suresi, 66) "Gökten yere her işi O evirip düzene koyar..." (Secde Suresi, 5) "Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın her şeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle her şeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için." (Talak Suresi, 12) Big Bang, evrenin başlangıcıyla ilgili bugün için en tutarlı teori olarak bilinmektedir. Çeşitli itirazlar gelmesine rağmen bunlar Big Bang sonrası evrenin oluşumuyla ilgilidir ki bu konu zaten oldukça karmaşıktır. Atomların, yıldızların, galaksilerin hangi sebep-sonuç ilişkileri içinde yaratıldıkları bugün tam olarak bilinmemektedir. Ama kuşkusuz Allah’ın, insanı bir su damlasını sebep kılarak yarattığı gibi, evreni de sebepler zinciri içinde yaratmış olduğu düşünülebilir. Ve bu sebebin çıkış noktası bir patlama veya başka birşey olabilir. Ama hiçbir aşama Allah’tan bağımsız kendi kendine oluşmamıştır. Ve sonuçta oluşan mükemmellik onun üstün ilmi ve kudretini gözler önüne sermektedir. Tüm evren, bu evrenin ucunda bir yerde yaşayan insanoğluna yararlı kılınmıştır. Kuran, 'Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin emrinize verdi; yıldızlar da O'nun emriyle emre hazır kılınmıştır. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilen bir topluluk için ayetler vardır.' (Nahl Suresi, 12) ayetiyle buna dikkat çeker. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 31 Aralık , 2006 Yer yüzündeki fay hatları ile ilgili.. "Yarık yarık çatlamış yere andolsun." (Tarık-12) Bilimsel bir veri yok ayette ne anlattığı açık değil, her mana çıkabilir bu nedenle bilimsel bir değer taşımaz !!! benim aklıma kuruyup çatlayan toprak yada doğal nedenlerle oluşmuş yerüstü şekilleri geliyor. Yani basit ayrıntılar olamadığı için ne anlamak isterseniz anlayabilirsiniz. Bu nedenle ayet bilimsel değil. Denizlerin birbirine karışmaması ile ilgili.. "iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar.", "aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar." (Rahman-19-20) O devirde bu bilinen bir gerçek olabilieceği için bir mucize olamaz. Çünkü göz önünde ve duyu organlarıyla algılanabilecek bir durum. Orada yaşayan insanlar bunu hemen fark eder ve dilden dile yayılır. Bu çok büyük ihtimaldir. Tabi başka manalarda çıkabilir bu ayetten. Atmosferin koruyucu sistemi, zararlı ışıjnlar, meteorlar vs.. "Ve gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise bunun delillerinden yüz çeviriyorlar" (Enbiya-32) Hiçbir bilimsel bir bilgi yok. Çünkü ne anlatmak istediği belli değil, ne mana üretirseniz üretin mantıklı olur, çünkü en ufak bir detay yok. Daha bir sürü var..Bakın ne tefsir var, ne yorum.. Açık seçik.. Anlaşılır bilimsel veriler yok. Ama tıpkı yeryüzündeki yaratılış gibi buradada imtihan perdesi kendini göstermektedir, o perdeyi aralamakta kula düşüyor artık.. imtihan yok, olsaydı bilirdik. Ağaçlar köşeli olsaydı daha kolay inanacaktınız dimi..?Hayır. İnanmak sizin işiniz. Biz kanıtlara bakarız,. Oysa ne köşeler var mikroskopla bir inceleseniz.. Bu soyut bir kavramı kanıtlamaz. Sadece çıplak gözle görülmeyen şey, mikroskapla görülerek o şey kanıtlanmış olur. Saygılar.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Denizler ve atmosfer konusuna başka başlıklarda cevap verildi. Yukarıdaki söze bence büyük anlamlar yüklemeyin. "Al yazmalı, selvi boylu yarimin bukle bukle saçları" ifasedindeki gibi bir benzetme yukarıdaki. Sırdan gözleme dayanan bir benzetme. Çöl kültüründe, vahalardaki sular kuruyunca, su kaynaklarının/derelerin geçtiği yer elbette susuzluktan yarık yarık çatlıyor. Bunun ötesinde bir anlam taşımıyor yukarıdaki söz. Saygılar. TARIK SURESİ. 1)DÜŞÜN gökleri ve gece vakti geleni! 2)Bilir misin nedir gece vakti gelen? 3)O, yıldızdır [inanmadan yaşanan hayatın] karanlığını delip geçen: 4) [zaten] hiçbir insan korunmasız bırakılmamıştır. 5)İNSAN, neden yaratıldığına bir baksın: 6)o spermalı bir sıvıdan yaratılmıştır 7)[erkeğin] beli ile [kadının] leğen kemiği arasından çıkan 8)Elbette O, [insanı yoktan var eden] onu yeniden [hayata] döndürmeye de kâdirdir: 9)bütün sırların ortaya serileceği Gün, 10)ve [insanın] ne bir kuvvet ne de yardımcı bulacağı (Gün)! 11)Düşün dönüp duran gökleri, 12)ve bitkilerle patlayıp yarılan yeri! 13)BAKIN, bu [ilahî kelâm] doğruyu yanlıştan ayıran bir sözdür, 14)boş bir lakırdı değil. 15) Elbette on[u kabule yanaşmayan]lar, birçok düzmece kanıt ararlar [ilahî kelâmı çürütmek için]; 16)ama Ben onların bütün planlarını boşa çıkaracağım 17)Öyleyse bırak, hakikati inkar edenler dilediklerini yapsınlar, yapsınlar kısa bir süre! SURE NİN TAMAMI YAZILINCA DOĞRU OLARAK KİME NE SÖYLENDİĞİ BELLİ DEĞİLMİ. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2007 SURE NİN TAMAMI YAZILINCA DOĞRU OLARAK KİME NE SÖYLENDİĞİ BELLİ DEĞİLMİ. Teşekkürler sarıgöl, bence de belli. Ayette sıradan bir toprak yarılmasından bahsediyor. Fay hatları ile bir ilgisi yok yani. Yer yüzündeki fay hatları ile ilgili.. "Yarık yarık çatlamış yere andolsun." (Tarık-12) Ali Bulaç Tarık-12: Yarılan yere de. Diyanet Vakfı Tarık-12: (Nebat ile) yarılan yere , Edip Yüksel Tarık-12: Ve yarılan yeryüzüne andolsun ki, Elmalılı Hamdi Yazır Tarık-12: yarılan yere, Süleyman Ateş Tarık-12: (Bitkilerin çıkması için) Çatlayan yere andolsun ki, Yaşar Nuri Öztürk Tarık-12: Çatlayışlarla/yarılışlarla dolu yere de yemin olsun, Saygılar. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 BrainSlapper. Mısır dan hareketle (dini) ilahi horos un gözü,dolar daki gözü, birde Hacer i Esved in gümüşten muhafazası nı vererek aralarında ilişki kuruyorsun bir kere hacer i esved muhafazası ilk bakışta gözü andırsa da malumunuz göz değil ve öylede bir amaç yok üstelik "horos gözü,dolar gözü" bildiğimiz göz resmi ama hacer i esved göz resmi ve yahut insanları gözleyen bir gözmü ki ama hakkınızı vermek lazım hayal dünyanız bayağı gelişmiş? buradan hareketle size Mısır daki inançtan bahsetmek istiyorum. Mısır'da halkın inancının yanı sıra ileri gelenlere (havâssa) mahsus olan batın ilmi tamamen Tevhid inancına dayanıyordu. Mısır kahinlerinin büyük mürşidi "Hermes Toth"un şu sözleri bu inancın özelliklerini anlatmak cihetinden faydalı olacaktır; Düşüncelerimizden hiç biri "ALLAH'ı" tasvir edemez. Şekilsiz olan bir varlık duyularımızla idrak edilemez. Zaman dan münezzeh olan, zaman la ölçülemez. Fakat bütün bunlara rağmen, ALLAH Teala bazı şeçkin kullarına, kendi yüksek kemalinden bazı tecellilere mazhar olma kabiliyetini ihsan edebilir. Bu tecellilere mazhar olanlar, gördüklerini ve hissettiklerini avama anlatacak kelime bulamazlar. İnsanlar bu mertebeye uzun ve yorucu bir çile devresinden geçirildikten sonra ulaşırlar. Mehmet Ali Ayni, Tasavvuv tarihi. Demekki İnsan her yerde her zaman da aynı. HAMAN İSMİNİN SIRRI. Firavun dedi ki: "Ey Haman! Benim için yüksek bir kule dik de yollara erişeyim." 40 Mümin Suresi 36 Firavun dedi ki: "Ey ileri gelenler! Ben sizin için benden başka bir tanrı tanımıyorum. Ey Haman! çamurun üzerinde bir ateş yakıp bana yüksek bir kule yap ki Musa'nın tanrısına ulaşayım. Gerçekten de ben onun yalancılardan olduğunu sanıyorum." 28 Kasas Suresi 38 Firavun'un tanrılık iddiasında, Hz. Musa'ya karşı çıkışında, yardımcılarından ve destekçilerinden biri olarak Haman'ın ismi, Kuran'da birkaç ayrı surede anılır. Firavun, Haman'a yüksekçe bir kule yaptırıp, Musa'nın varlığını bildirdiği Tanrı'yı insan işi yüksek bir kulenin tepesinde arama cahilliğini ve alaycılığını göstermiştir. Fransız bilim adamı Prof. Dr. Maurice Bucaille yakın zamanlarda "Musa ve Mısır" adlı bir kitap yazdı. Bu kitap Kuran'da Haman isminin kullanılışını, bu ismin kullanılışına tarihte yapılmış olan itirazları ve bulunan eski hiyeroglif yazıların çözümünün, Kuran'ın doğruluğunu onaylamasını anlatmaktadır. Haman ismi Tevrat'ta da geçer ve Kuran'ın işaret ettiği kişiden ayrı bir Pers hükümdarını belirtir. Kuran'da hata bulmaya çalışan hata avcıları Kuran'ın Tevrat'tan yanlış olarak kopyalandığını, Haman isminin kullanılış tarzının buna delil olduğunu söylediler. (Kuran'da Haman ismi 5 kez geçer.) Kuran'ı insan yazması sanan bu kişiler Kuran'ı yazdığını düşündükleri kişinin (Hz. Muhammed) yanlış bir kopyalama yaptığını ileri sürdüler. TAŞ OCAĞI ŞEFİ Bu tartışmalar Fransız Jean François Champollion tarafından çözülen Rosetta Stone adı verilen bir yüzü Yunanca, bir yüzü eski Mısır hiyeroglifi ve bir yüzü de geç dönem hiyeroglifle (Demotik tarz) yazılmış bir yazıtla başka bir boyut kazandı. Artık hiyeroglifler okunuyor ve isim listeleri çıkartılıyordu. Yine Viyana'daki Hof Müzesi'nde Haman'ın Firavun'a yakınlığı anlatılmaktadır (Bakınız Walter Wreszinski, Aegyptische Inschriften aus dem K. K. Hof Museum in Wien, 1906, J. C. Hinriesche Buchhandlung). Yeni Krallık Listeleri sözlüğünde ise "Haman" ismi aynen Kasas suresindeki gibi "Taş ocağı işçilerinin şefi" olarak kayıtlıdır. (Bakınız Herman Renke; Die Aegyptischen Personnennamen, Vierzeischnis der namen, Verlag Von J. J. Augustin in Glückstadt, Band I, 1935) Maurice Bucaille "Haman" ismini bir Fransız Mısır Bilimcisine verir ve bunun 7. yüzyıldaki bir Arap el yazmasından alıntı olduğunu söyler. (Bu ismin Kuran'da geçtiğini söylemeden, 7. yüzyıldaki Arap el yazması diyerek Mısır bilimcisinin tepkisini ölçer.) O da, 7. yüzyıldaki bir Arap el yazmasında hiyerogliflere ait bir bilginin geçirilmiş olmasının mümkün olmadığını, fakat Firavun sarayının isim listelerine bakacağını söyler, Dr. Maurice Bucaille'a ise "Dictionary of Personal Names of the New Kingdom by Ranke" adlı Mısır isimleri sözlüğünü önerir. Bucaille ise Almanca hiyeroglif transliterasyon listesinden Haman'ın, Taş Ocakları İşçilerinin Şefi olduğunu bulur. Dahası Haman ismi Viyana'daki bir anıtta da kazılıdır. Haman'ın isminin yanındaki ayıraç ise Firavun'un yanındaki önemini göstermektedir. (Mısırlılar kelimelerini çok özel bir durum olmadıkça hep bitişik yazarlardı.) Anlaşılıyor ki Kuran'a karşı yapılan her itiraz geçersiz çıkmaktadır. Hatta bu itiraz yapılan nokta araştırılınca, Kuran'ın yeni bir mucizesi daha anlaşılmaktadır. Haman isminin rastgele bir şekilde Kuran'a konması mümkün değildir. Vahiy dışı hiçbir kaynak Kuran'a bu ismi bu şekilde yerleştirmiş, her kelimeyi bu şekilde yerli yerinde, mükemmel bir tarzda kullanmış olamaz. ALINTI. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 BrainSlapper. Mısır dan hareketle (dini) ilahi horos un gözü,dolar daki gözü, birde Hacer i Esved in gümüşten muhafazası nı vererek aralarında ilişki kuruyorsun bir kere hacer i esved muhafazası ilk bakışta gözü andırsa da malumunuz göz değil ve öylede bir amaç yok üstelik "horos gözü,dolar gözü" bildiğimiz göz resmi ama hacer i esved göz resmi ve yahut insanları gözleyen bir gözmü Karataş diye bir başlık var, Hacer-ül Esved ile ilgili bilgini/inancını/düşünceni oraya yaz, bir de senin hayal/ilim gücünü görelim. Saygılar. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2007 Karataş diye bir başlık var, Hacer-ül Esved ile ilgili bilgini/inancını/düşünceni oraya yaz, bir de senin hayal/ilim gücünü görelim. Saygılar. Sayın BrainSlapper ben gerçeklere bağlıyım Hz. ALİ efendimizin bir sözü var çok severim "Hayal kur ama hayal perest olma" dolayısı ile böyle. Kara taş ile ilgili bir başlık ben görmedim (bu sitede) görürsem yazarım. Saygılar. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ katakuta Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2007 Yer yüzündeki fay hatları ile ilgili.. "Yarık yarık çatlamış yere andolsun." (Tarık-12) Denizlerin birbirine karışmaması ile ilgili.. "iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar.", "aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar." (Rahman-19-20) Atmosferin koruyucu sistemi, zararlı ışıjnlar, meteorlar vs.. "Ve gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise bunun delillerinden yüz çeviriyorlar" (Enbiya-32) Daha bir sürü var.. Bakın ne tefsir var, ne yorum.. Açık seçik.. Ama tıpkı yeryüzündeki yaratılış gibi buradada imtihan perdesi kendini göstermektedir, o perdeyi aralamakta kula düşüyor artık.. Ağaçlar köşeli olsaydı daha kolay inanacaktınız dimi..? Oysa ne köşeler var mikroskopla bir inceleseniz.. Saygılar.. Sayın sedat,ayetleri doğru düzgün okumadan,ne tefsir nede de yorum diyorsun ama ayetten önce yazdığın bu cümle ne peki Atmosferin koruyucu sistemi, zararlı ışıjnlar, meteorlar vs Ve gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise bunun delillerinden yüz çeviriyorlar" (Enbiya-32) Ayet gökyüzünü,koruyan bir tavan olarak değil,korunmuş bir tavan olarak tarif ediyor. Gökyüzünün neden korunmaya ihtiyacı var,gök neden korunur ? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir ipek Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2007 Kur an Kur’an, Allah’ın varlığını ispat eden diğer bir delildir. Şu muazzam kâinattaki var olan her şey, bir yaratılış ayetidir ve Kur’an ayetleri bu yaratılış ayetlerini okuyarak, insanların anlayabileceği bir dile tercüme etmektedir. Yaratıcı’nın güzel isimlerinin, yaratılıştaki düzenin gereği olan sebepler ağının gerisinde gizlenmiş manevi hazinelerini keşfedip insanların istifadesine sunmaktadır. Kur’an, İlâhî takdirin birbiri ardı sıra dizdiği hâdiseler zincirinin oluşturduğu şu kâinat kitabının satırları arasında gizlenmiş, Yaratıcı’yı tanımaya vesile olan gerçekleri açan bir anahtardır. Kur’an’ın lafızları ise; hidayet cevherinin birer parlak ışığı, iman hakikatlerinin kaynağı ve İslam esaslarının madeni, kelimeleri; hoş mânâların definelerine birer anahtar, ayetleri ise bir mücevher sandığı ve kemal hazinesinin ve ilim definesinin anahtarıdır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2007 Sayın BrainSlapper ben gerçeklere bağlıyım Hz. ALİ efendimizin bir sözü var çok severim "Hayal kur ama hayal perest olma" dolayısı ile böyle. Kara taş ile ilgilibir başlık ben görmedim (bu sitede) görürsem yazarım. Saygılar. Katılıyorum Hz. Ali'nin sözüne. Link: NEDEN KARA TAŞ? Saygılar. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Gülpembee Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2007 sayın BrainSlapper masal kitabından ne farkı var demişsiniz...önyargılı davrandığınızı düşünüyorum... verilmek istenen mesajın bu şekilde olay kurgusu içinde anlatılması ,akılda kalıcılığını artırır.verilmke istenen mesaj allaha dayanırsan zalime karşı başarı elde edeceğindir vs... yani buna ne gözle baktığınızla alakalı bişe bu...inanmıyorsanız size hikaye gelir...inanıyorsanız belki nasıl davranmak ,nasıl yaşamak gerektiği konusunda bazı fikirler edinirsiniz... bende aynen sana katılıyorum Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Kur'an'ı degil masal kitabı, yazılmış hiç bir ciddi kitapla bile kıyas edemezsiniz. kuşkusuz ki en çok okunan ve hakkında yazılan kitapdır Kur'an. bunu tartışmak bile abesdir. Kur'an'a inanmayanların bile gündemini bu kitap belirliyor. Kur'an'la kıyas yapılacak hiç bir kitap yoktur. en azından ben böyle inanıyorum. aksini iddia eden buyursun. Kur'an'ın mazhar oldugu ilgi hiç bir şeyde yok, sadece kitapda degil... saygılar Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ hoppa Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Kur'an'ı degil masal kitabı, yazılmış hiç bir ciddi kitapla bile kıyas edemezsiniz.kuşkusuz ki en çok okunan ve hakkında yazılan kitapdır Kur'an. bunu tartışmak bile abesdir. Kur'an'a inanmayanların bile gündemini bu kitap belirliyor. Kur'an'la kıyas yapılacak hiç bir kitap yoktur. en azından ben böyle inanıyorum. aksini iddia eden buyursun. Kur'an'ın mazhar oldugu ilgi hiç bir şeyde yok, sadece kitapda degil... saygılar Pkk da yıllardır Türkiyenin gündeminde.Türk milleti terörü çok sevdiğinden olmasın ? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Pkk da yıllardır Türkiyenin gündeminde.Türk milleti terörü çok sevdiğinden olmasın ? terörü sevenler oldugu bir gerçek, yoksa neden terör olsun.? birileri bundan kendilerine pay çıkarıyor... Türk milleti dedigin şey homojen bir şey mi? bunu mu kast ediyorsun.? ben sırf muhalefet için yazı yazmam mesela... forumda okudugum kadarıyla inanmayan arkadaşların gündemini de Kur'an belirliyor, ama öyle ama böyle, sonuçda durum budur. Kur'an hakkında yazdıklarım için de bir şey söylemek istermisin.? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ hoppa Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 terörü sevenler oldugu bir gerçek, yoksa neden terör olsun.?birileri bundan kendilerine pay çıkarıyor... Türk milleti dedigin şey homojen bir şey mi? bunu mu kast ediyorsun.? ben sırf muhalefet için yazı yazmam mesela... forumda okudugum kadarıyla inanmayan arkadaşların gündemini de Kur'an belirliyor, ama öyle ama böyle, sonuçda durum budur. Kur'an hakkında yazdıklarım için de bir şey söylemek istermisin.? Arakadaşım siz daha yenisiniz forumda. Böyle bir soru sormadan önce insan ne yazılmış diye forumu bir dolaşır değilmi? Hele şöyle tüm başıkları tamamen okuyun nasıl kuranın altını üztüne getirmişiz. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir hayhak Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Sonra yine dere tepe düz gittiler:Sonra yine dere tepe düz gittiler: Sonra yine dere tepe düz gittiler: Yine dere tepe düz gitmişer: Sonra yine dere tepe düz gitmişler: Sonra yine dere tepe düz gitmişler: Sonra yine dere tepe düz gitmişler. Sonra yine dere tepe düz gitmişler. Uyanık kalan var mı hala konuya ılıskın bır kac satır okudum bıraz gec kalmısım konu ıcın, ama tek bır sey soyleyecegım oda su ''zan'' ve buna kurandan bır ornek vermek gerekırse, zaten bır ayetle 'BrainSlapper' arkadasımızın yazdıgı ve dıger ateıst arkadasların beslemeye calıstıgı hersey kendı ıcınde curuyup yok olur.cunku zan ıcınde yazılmıs bır benzetmedır. ama alakası yoktur.nedenıne gelınce assagıda super anlatılmıs.(isteyene bende ayrıca anlata bilirim) (BAKARA suresi 78. ayet) Elmalılı Sade. 1 Bunların bir de okuyup yazma bilmeyen kısmı vardır ki, kitabı, kitabeti bilmezler, ancak bir takım kuruntu yığını hayaller kurar ve sadece zan ardında dolaşırlar. (NECM suresi 28. ayet) Elmalılı Sade. 1 Aslında onların buna dair bilgileri yoktu, sadece zanna uyuyorlar. Oysa zan gerçekten yana hiçbir şey ifade etmez. yanı hersey kuranda anlatılmıs.daha dogrusu ateist arkadaslar ne yazarlarsa yazsınlar ne soylerlerse soylesınler kuran 1400 sene onceden cevabını onlara bagıra bagıra soylemıs.ve arkadaslar bunları okuyup gormemıs olsa gerekkı boyle bır zanna kapılmıslar.yanı arkadaslar gunumuz ateızmını burda super bır sekılde ınceleye bılırsınız.artık bu kadar soruya bukadar cevapda kuranda cok tesaduf oluyor canım aklım karıstı yane saygı----lar.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sadebiri Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2007 Arakadaşım siz daha yenisiniz forumda. Böyle bir soru sormadan önce insan ne yazılmış diye forumu bir dolaşır değilmi? Hele şöyle tüm başıkları tamamen okuyun nasıl kuranın altını üztüne getirmişiz. tek derdiniz bu zaten..ama boşuna parmaklarınızı ve gözlerinizi yoruyorsunuz kanaatindeyim...:) devam edin kolay gelsin Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2007 Arakadaşım siz daha yenisiniz forumda. Böyle bir soru sormadan önce insan ne yazılmış diye forumu bir dolaşır değilmi? Hele şöyle tüm başıkları tamamen okuyun nasıl kuranın altını üztüne getirmişiz. forumda yeni olmak forumu okumamış olmak anlamına gelmez. bu cevabınla zaten beni tasdik etmiş oldun, gündeminiz Kur'an, ama öyle ama böyle fark etmiyor. teşşekürler. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir hayhak Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2007 Arakadaşım siz daha yenisiniz forumda. Böyle bir soru sormadan önce insan ne yazılmış diye forumu bir dolaşır değilmi? Hele şöyle tüm başıkları tamamen okuyun nasıl kuranın altını üztüne getirmişiz. abi istikrarlı bir sey okuyalım artık ne dersın.yanı bır konu felan veya bır duz yazı dusunce kuvvetı bıle olsa kabul yanı Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2007 konuya ılıskın bır kac satır okudum bıraz gec kalmısım konu ıcın, ama tek bır sey soyleyecegım oda su ''zan'' ve buna kurandan bır ornek vermek gerekırse, zaten bır ayetle 'BrainSlapper' arkadasımızın yazdıgı ve dıger ateıst arkadasların beslemeye calıstıgı hersey kendı ıcınde curuyup yok olur.cunku zan ıcınde yazılmıs bır benzetmedır. ama alakası yoktur.nedenıne gelınce assagıda super anlatılmıs.(isteyene bende ayrıca anlata bilirim) Bu başlığa yazdığım yüzlerce ayet zan ürünü mü? Zan ürünüyse ben üğretmedim, sizin peygamber diye tapındığınız şahıs üretmiş, ben buraya sıraladım. Barutu bitince sürekli aynı masalları tekrarlamış durmuş sizin peygamber. Var mı buna karşı bir itirazın, iddian? Sadece Şam ve Yemen'e gideceğine Çin'e Roma'ya falan da gitseymiş, kitabı daha renkli fantastik masallarla dolu olurdu, sürekli Yahudi masallarını tekrarlamak zorunda kalmazdı. yanı hersey kuranda anlatılmıs.daha dogrusu ateist arkadaslar ne yazarlarsa yazsınlar ne soylerlerse soylesınler kuran 1400 sene onceden cevabını onlara bagıra bagıra soylemıs.ve arkadaslar bunları okuyup gormemıs olsa gerekkı boyle bır zanna kapılmıslar.yanı arkadaslar gunumuz ateızmını burda super bır sekılde ınceleye bılırsınız.artık bu kadar soruya bukadar cevapda kuranda cok tesaduf oluyor canım aklım karıstı yane saygı----lar.... Merak etme sen, ben senin dinini sana öğretecek kadar biliyorum. Kuran'daki yazım tekniğini de analiz ettiğim bir yazı var şurda, git biraz nasiplen, feyz al. Saygılar. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2007 Kur anKur’an, Allah’ın varlığını ispat eden diğer bir delildir. Şu muazzam kâinattaki var olan her şey, bir yaratılış ayetidir ve Kur’an ayetleri bu yaratılış ayetlerini okuyarak, insanların anlayabileceği bir dile tercüme etmektedir. Yaratıcı’nın güzel isimlerinin, yaratılıştaki düzenin gereği olan sebepler ağının gerisinde gizlenmiş manevi hazinelerini keşfedip insanların istifadesine sunmaktadır. Kur’an, İlâhî takdirin birbiri ardı sıra dizdiği hâdiseler zincirinin oluşturduğu şu kâinat kitabının satırları arasında gizlenmiş, Yaratıcı’yı tanımaya vesile olan gerçekleri açan bir anahtardır. Kur’an’ın lafızları ise; hidayet cevherinin birer parlak ışığı, iman hakikatlerinin kaynağı ve İslam esaslarının madeni, kelimeleri; hoş mânâların definelerine birer anahtar, ayetleri ise bir mücevher sandığı ve kemal hazinesinin ve ilim definesinin anahtarıdır. Sayin Ipek, "Kur’an, Allah’ın varlığını ispat eden diğer bir delildir" demekle, yalniz kendi inancinizi ifade ediyorsunuz. Allahin varligini ispat eden bir delilden degil. Inanc delil degildir. Inanc yalniz inanctir. Bu inanclara cocuk olarak baslanir. Anne ve babalar tarafindan bu inanclar beslenir. Cunku Anne ve babalarin inanclari da kendi anne ve babalari tarafindan ayni sekilde adetlere gore beslenmistir. Bu hic bir seyi ispat etmez. Yalniz geleneklerin devam ettigini gosterir. Bu yuzden hangi inanc ailesinde dogmus olursan, o inanci takip edersiniz. Herkes kendi inanclarinin en dogrusu oldugunu iddia eder. Dolayisiyle, bu inanclar, Allahin varligini ispat etmez. Yalniz ailerinde ne inancla yetistirdiklerini ispat eder. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 Sayin Ipek, "Kur’an, Allah’ın varlığını ispat eden diğer bir delildir" demekle, yalniz kendi inancinizi ifade ediyorsunuz. Allahin varligini ispat eden bir delilden degil. Inanc delil degildir. Inanc yalniz inanctir. Bu inanclara cocuk olarak baslanir. Anne ve babalar tarafindan bu inanclar beslenir. Cunku Anne ve babalarin inanclari da kendi anne ve babalari tarafindan ayni sekilde adetlere gore beslenmistir. Bu hic bir seyi ispat etmez. Yalniz geleneklerin devam ettigini gosterir. Bu yuzden hangi inanc ailesinde dogmus olursan, o inanci takip edersiniz. Herkes kendi inanclarinin en dogrusu oldugunu iddia eder. Dolayisiyle, bu inanclar, Allahin varligini ispat etmez. Yalniz ailerinde ne inancla yetistirdiklerini ispat eder. Saygılar. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Senyour Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 hep aynı seyler hep aynı sorular ve hep aynı teselli...sadece imzam anlatıyo sanırım Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.