Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 EMPERYALİZM VE İRTİCA... EMPERYALİZM KILIK DEĞİŞTİRİR. Durum karşısında kılık değiştiren Emperyalizm, İRTİCA, FAŞİZM, DEMOKRASİ, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ vb. şeklinde görünüm kazanır. İçeri girer. İrtica tehlikesi varmıdır sorusunun cevabı sömürgeci zihniyetin girdiği kılıkla ilintilidir. EVET. EMPERYALİZM, ÜLKEMİZE İRTİCA KILIĞINDA GİRMİŞTİR. Tarikat, cemaat ve benzeri oluşumlara halkın yönlenmesi teşvik edilir, finanse edilir bir yapılanma sağlanır. Bir takım eksikleri olan vatandaş, CEMAATİ güven duyduğu bir yapı olarak algılar. Eğitim sürecinin sonunda ateşli bir kitle oluşturulur. Emperyalizmin maşası haline giren kitle isim değiştirir. Artık, emperyalizmin adı İRTİCA şeklinde değişir. Sömürgeci zihniyet, farklı şekillerde ortama yerleşir ve o toplumun sosyo-ekonomik durumuna göre de şekillenir. TEMELDEKİ TEHDİT EMPERYALİZMDİR. Görünen kısmı ise İRTİCADIR. Eğitim düzeyi belirli bir sınırda tutulan kitleler uygun bir zemindir. Ayrıca parasal çöküntüye uğratılan toplumun kurtuluş, yardım ve destek düşüncesi de uygun bir zemin oluşturur. Bir çok önceden hazırlanmış zemin içindeki kitleler, empreyalist görüşe uygun davranma durumuna girerler. Dayanak noktaları ve hareket noktaları ise dinsel, mezhepsel, tarikatsaldır. Bu zemin ve oluşum emperyal düşüncenin istediği durumdur. Emperyalizm içeri girmiş, şekil değiştirerek amacına uygun ortamı sağlamıştır. + YETERSİZ EĞİTİM + KÜLTÜR YOZLAŞTIRILMASI + EKONOMİK ÇÖKERTME + DUYGUSAL ÇÖKÜNTÜLER + UMUTSUZLUK + ÇARESİZLİK GİBİ faktörler sağlanarak bir ülkede uygun bir zemin yaratılır. Üzerine İRTİCA, DEMOKRASİ, VAKIF, DERNEK gibi kıyafetler giydirelerek, sömürü ve tehdit sağlam zemine alınır. Türkiye ve diğer stratejik devletlerin başındaki belanın temeli EMPERYALİZMDİR. Fotoğraf açık. PKK TERÖRÜ’DE AYNI KAYNAKLI. EMPERYALİZM DESTEKLİYOR VE TERÖR YARATIYOR. HEDEF BATAKLIĞI KURUTMAK OLMALI. Kaynak: 2006/10/2 20:42:19 / Vatansever.biz Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 DİPNOT'a bu güzel saptamalarından ötürü hepimizin bir teşekkür borcu olmalı. Yüreğine sağlık arkadaşım... Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 EMPERYALİZM VE İRTİCA... EMPERYALİZM KILIK DEĞİŞTİRİR. Durum karşısında kılık değiştiren Emperyalizm, İRTİCA, FAŞİZM, DEMOKRASİ, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ vb. şeklinde görünüm kazanır. İçeri girer. İrtica tehlikesi varmıdır sorusunun cevabı sömürgeci zihniyetin girdiği kılıkla ilintilidir. EVET. EMPERYALİZM, ÜLKEMİZE İRTİCA KILIĞINDA GİRMİŞTİR. Tarikat, cemaat ve benzeri oluşumlara halkın yönlenmesi teşvik edilir, finanse edilir bir yapılanma sağlanır. Bir takım eksikleri olan vatandaş, CEMAATİ güven duyduğu bir yapı olarak algılar. Eğitim sürecinin sonunda ateşli bir kitle oluşturulur. Emperyalizmin maşası haline giren kitle isim değiştirir. Artık, emperyalizmin adı İRTİCA şeklinde değişir. Sömürgeci zihniyet, farklı şekillerde ortama yerleşir ve o toplumun sosyo-ekonomik durumuna göre de şekillenir. TEMELDEKİ TEHDİT EMPERYALİZMDİR. Görünen kısmı ise İRTİCADIR. Eğitim düzeyi belirli bir sınırda tutulan kitleler uygun bir zemindir. Ayrıca parasal çöküntüye uğratılan toplumun kurtuluş, yardım ve destek düşüncesi de uygun bir zemin oluşturur. Bir çok önceden hazırlanmış zemin içindeki kitleler, empreyalist görüşe uygun davranma durumuna girerler. Dayanak noktaları ve hareket noktaları ise dinsel, mezhepsel, tarikatsaldır. Bu zemin ve oluşum emperyal düşüncenin istediği durumdur. Emperyalizm içeri girmiş, şekil değiştirerek amacına uygun ortamı sağlamıştır. + YETERSİZ EĞİTİM + KÜLTÜR YOZLAŞTIRILMASI + EKONOMİK ÇÖKERTME + DUYGUSAL ÇÖKÜNTÜLER + UMUTSUZLUK + ÇARESİZLİK GİBİ faktörler sağlanarak bir ülkede uygun bir zemin yaratılır. Üzerine İRTİCA, DEMOKRASİ, VAKIF, DERNEK gibi kıyafetler giydirelerek, sömürü ve tehdit sağlam zemine alınır. Türkiye ve diğer stratejik devletlerin başındaki belanın temeli EMPERYALİZMDİR. Fotoğraf açık. PKK TERÖRÜ’DE AYNI KAYNAKLI. EMPERYALİZM DESTEKLİYOR VE TERÖR YARATIYOR. HEDEF BATAKLIĞI KURUTMAK OLMALI. Kaynak: 2006/10/2 20:42:19 / Vatansever.biz Emperyalizmin ülkemizde oluşturduğu bataklık bundan daha güzel tahlil edilemez. Bu bataklıkta birgün boğulmamak için, tüm yurtseverlerle birlikte, emperyalizme karşı heryönden demokratik mücadelede birleşmeliyiz.. Teşekkürler sevgili DİPNOT... Alıntı
Φ tekturk Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 NASIL BİR BİRLİKTELİK ? Nasıl bir birliktelik ? Günümüzün en önemli sorusu bu. Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada gün geçmiyor ki ülkemizi ve ülkemizin geleceğini ilgilendiren yeni bir gelişme olmasın… Bir gün bakıyorsunuz ülkemizi bölünmüş gösteren haritalar yayınlanıyor, bir gün bakıyorsunuz AB yetkilileri ülkemizin kaderi hakkında kararlar alıyor, yöneticilerimize ve meclisimize dikte ettiriyor. Gözümüzün içine baka baka güney sınırımızda Kürdistan kuruluyor, ülkemizden tek bir ses çıkmıyor, üstelik AKP ve CHP li vekillerimiz kol kola resmi ziyarette bulunuyorlar, pasaportlarına Kürdistan damgası vuruluyor. Emperyalist güçlerin ülkemiz içindeki versiyonları gün geçmiyor ki yeni gelişmelere imza atarak anayasamızdaki, ceza kanunlarımızdaki ülkemizi koruyan kanun maddeleri ile oynamasınlar. Sayın başbakanımız Türk’lüğe hakaretten dava edilen bir zanlıya telefon ile geçmiş olsun derken, şehit ailelerine geçmiş olsun telefonu çekmekten imtina ediyor. Ülkemize karşı gelişen tüm komploların baş mimarı ABD iken yine sayın başbakanımız kamuoyuna hiçbir malumat verme gereği duymadan sayın Bush ile görüşme yapmaya gidiyor. Bir gün Rum başpiskopos’u, bir gün Ermeni ruhani lideri kendi haklarının artırılması konusunda demeçler vermesinler. Bu manzarayı uzatmak istersek sayfalar boyunca yazabiliriz. Nasıl bir birliktelik ? Günümüzün en önemli sorusu bu. Günümüz Türkiye sinde tıpkı 1919 da olduğu gibi bir kargaşa ve karmaşa hakim. Yurdum insanı her zamanki iyi niyeti, devlete olan saygı ve sadakati ile beklemede. Ülke içinde her yerde, internetde lokalize tepki organizasyonları var. Ama iyi niyetle doğru amaçla kurulmuş bu organizasyonların her biri tek başına bütüne ulaşacak boyutta değil. Nasıl bir birliktelik ? Günümüzün en önemli sorusu bu. Günümüz Türkiyesinde tıpkı 1919 da olduğu gibi yurdum insanı önceden beri sahip yada ait olduğu alt guruplara ait kalıntıları atamıyor. Yıllardır saf tuttuğu siyasi yada sosyal örgütlenmelerin yanlışlarını gördüğü halde doğruyu yapacak gücü kendisinde bulamıyor. Önceki siyasi yada sosyal örgütlenmelere liderlik yapanların zaman zaman vatan hainliğine ulaşan yanlış davranışlarına bir mazeret aramaya çalışıyor. Hala onlardan medet umuyor. 1938 den bu yana devletçiliğe sarılanların devleti halktan uzaklaştırdıklarını, kapitalizme sarılanların ülkeyi yabancı çok uluslu güçlerin sömürge cenneti haline getirip borç batağına soktuklarını, solcuların modası geçmiş birkaç parlak söylemden başka hiçbir çözüm üretemediklerini, basiretsizliklerini, miliyetçilik kisvesi ile ortaya çıkıp Türk - İslam sentezi diye yeni bir kavram yaratmaya çalışanların milliyetçiliklerinin sadece lafta kaldığını, Türk İslam sentezini ise kendilerinden başka kimsenin ciddiye almadığını, kendilerine islami kılıf giydirenlerin gerçek amaçlarının bu kılıf altında ülkemizi yabancı güçlere peşkeş çekmekten başka hiçbir şey yapmadıklarını görüyorlar. Ama acaba başka ne yapılabilir sorusuna cevap bulamadıkları için hala bu gurupların kuyruğunda kalarak doğru olanı yaptıklarını sanıyorlar. Kimileri ise çaresizlik içinde dünya nimetlerinden vazgeçip ührevi alemlere dalarak huzuru cemaat ve tarikatlerde arıyorlar. Nasıl bir birliktelik ? Günümüzün en önemli sorusu bu. Günümüz Türkiyesinde tıpkı 1919 da olduğu gibi yurdum insanı kendine güvenemiyor. Ne yapacağını bilemiyor. Daha doğrusu herkes başkalarından bir şeyler bekliyor. Herkes biri çıksa da bizi kurtarsa diye bekliyor…. Devamı var…. Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Atatürk döneminde sindirilen ve 1945'e dek ülkenin yazgısını etkileyebilecek güçten yoksun bulunan dinsel gericilik,1945 yılından başlayarak ABD güdümünde devlet eliyle beslenmiş ve palazlandırılmıştır. Amerika'ya kökten karşıt söylevler çekip Amerikan bayraklarını yakan ve Amerika'yı En Büyük Şeytan olarak niteleyen ikiyüzlü din ağalarının, gerçekte Amerika'nın en sadık işbirlikçileri olduğu gerçeğini onların ajitasyonu ile hareket eden herkesin anlaması gerekli... Bu konuyu ele alıp işleyen Cengiz Özakıncı'nın "Türkiye'de İrtica ve Emperyalizm" kitabını herkesin alıp okumasını önemle tavsiye ediyorum... Cengiz Özakıncı bu çalışmasında, Amerikan emperyalizminin ülkemizde maşa olarak kullanıklandıkları, "maddi ve manevi çıkarları için her şeyi yapabilecek ikiyüzlü din ağalarının" gerçekte Amerika'nın en sadık işbirlikçileri olduğu gerçeğini yadsınması olanaksız belgelerle gözler önüne sermektedir. tna Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2006 DİPNOT'a bu güzel saptamalarından ötürü hepimizin bir teşekkür borcu olmalı. Yüreğine sağlık arkadaşım... Emperyalizmin ülkemizde oluşturduğu bataklık bundan daha güzel tahlil edilemez. Bu bataklıkta birgün boğulmamak için, tüm yurtseverlerle birlikte, emperyalizme karşı heryönden demokratik mücadelede birleşmeliyiz.. Teşekkürler sevgili DİPNOT... Atatürk döneminde sindirilen ve 1945'e dek ülkenin yazgısını etkileyebilecek güçten yoksun bulunan dinsel gericilik,1945 yılından başlayarak ABD güdümünde devlet eliyle beslenmiş ve palazlandırılmıştır. Amerika'ya kökten karşıt söylevler çekip Amerikan bayraklarını yakan ve Amerika'yı En Büyük Şeytan olarak niteleyen ikiyüzlü din ağalarının, gerçekte Amerika'nın en sadık işbirlikçileri olduğu gerçeğini onların ajitasyonu ile hareket eden herkesin anlaması gerekli... Bu konuyu ele alıp işleyen Cengiz Özakıncı'nın "Türkiye'de İrtica ve Emperyalizm" kitabını herkesin alıp okumasını önemle tavsiye ediyorum... Cengiz Özakıncı bu çalışmasında, Amerikan emperyalizminin ülkemizde maşa olarak kullanıklandıkları, "maddi ve manevi çıkarları için her şeyi yapabilecek ikiyüzlü din ağalarının" gerçekte Amerika'nın en sadık işbirlikçileri olduğu gerçeğini yadsınması olanaksız belgelerle gözler önüne sermektedir. tna Duyarlılığınıza, katkılarınıza ve paylaşımlarınıza teşekkürler sevgili arkadaşlar... Umarım önümüzdeki süreç bütün bu olumsuzlukların ve bizi bekliyet tehlike ve tuzakların farkında olabilen insanlarımızın sayısının çoğalmasi ümidi ile... Dost sevgiler... Alıntı
Φ kontrsağduyu Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2006 emperyalizmi uygulayanlar ile OLMAYAN İRTİCAYI YARATANLAR AYNI KİŞİLER..Neyse siz başkalarının ak dediğine ak kara dediğine kara demeye devam edin Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2006 Emperyalizmin ülkemizde oluşturduğu bataklık bundan daha güzel tahlil edilemez. Teşekkürler çok değerli Bilimselci, Bir noktayada ben dikkatinizi çekmek istiyorum. Yukarıdaki yazınızda bataklıktan bahsetmişsiniz. Bataklıkların bir özelliği vardır ağır maddeler bataklıkta batar hafif maddeler ise üste çıkar. Yani bilgiyle kültürle ağırlaşan aydınlar batar, içi boş cahillerde hafif oldukları için üste çıkar. Zaten istenen ve planlananda bu. Paranın kroya geçmesi de buna bir zemin ve örnektir. Bunun örneğini siyasette de görmek çok basit. Türkiye şeyhlerin dervişlerin, müritlerin ülkesi olmayacak. Teşekkürler Dipnot, teşekkürler Bilimselci. Alıntı
Φ zazagrin Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2006 ben bunları biraz komplo teorisi olarak görüyorum. ama şu da bir gerçek kigerçekleşen olaylar bir teoriden ortaya çıkmıştır.nekadar gerçekçi olur bilemem ama ülkede bir sağ yanlı bir hükümet oldğu zaman birileri laiklik elden gidiyorve sol yanlı geldi zamansa din elden gidiyor acaba bu musluk tan akan suyun kesilmesimi dir bilemiyorum.gerçi arkadaşın açtığı konuyla yazdıklarım çok fazla alakalı değil amaben bir de işin bu kısmını teorileştirmek istedim. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 ben bunları biraz komplo teorisi olarak görüyorum. ama şu da bir gerçek kigerçekleşen olaylar bir teoriden ortaya çıkmıştır.nekadar gerçekçi olur bilemem ama ülkede bir sağ yanlı bir hükümet oldğu zaman birileri laiklik elden gidiyorve sol yanlı geldi zamansa din elden gidiyor acaba bu musluk tan akan suyun kesilmesimi dir bilemiyorum.gerçi arkadaşın açtığı konuyla yazdıklarım çok fazla alakalı değil amaben bir de işin bu kısmını teorileştirmek istedim. Komplo teorisi merakı ve hastalığı günümüzün modası olsada. Böyle iki taraflı genellemede olduğu gibi bu gün artık komplo teorileri işin kolayına kaçmak gibi oluyor. Bu ülkede. Sağ iktidarlar döneminde "Laiklik elden gidiyor" söylemini haklı çıkaracak icraatlar yok mudur. bakalım "Aslanlar gibisiniz. isterseniz hilafeti geri getirebilirsiniz" Adnan Menderes, DP grup konuşması. "Biz laik değiliz, Müslümanız" Necmettin Erbakan Şimdi buna benzer iktidarda oturan adamlar tarafından söylenmiş yüzlerce söz buraya yazabilirim. Kaldı ki bu forumda böyle yüzlerce söz de vardır. Bunun üstüne yüzlerce uygulama, eylem, kanun vs de yazarım. Yani "Laiklik tehlikede" söylemi ne boşuna söylenmiştir, Nede bu söylem kullanıldığında iktidarda bulunanlar söylemi haksız çıkaracak icraat ve görüştedir. Tabi ülke yakın tarihini birazda olsa hatırlıyorsak. Ancak "Din Elden Gidiyor" söylemininin ilk muhatabına bakarak. İki söylem arasındaki farkı görebiliriz. "Din Elden Gidiyor" söyleminin ilk muhatabı Atatürk'tür. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 emperyalizmi uygulayanlar ile OLMAYAN İRTİCAYI YARATANLAR AYNI KİŞİLER..Neyse siz başkalarının ak dediğine ak kara dediğine kara demeye devam edin Şimdi şunu söylemenin tam sırası "İrticanın inkârcıları" Gelişmeler bu şekilde sürerse bir gün gelecek Türkiye'de irtica tehdidinden bahsetmek dahi mümkün olmayacaktır. Çünkü bugün iktidarda olan irtica, yakında irticaya karşı eylem ve söylemleri de suç sayacaktır. Şimdi iktidarda olan irtica; - ''Laiklik yeniden tanımlanmalıdır.'' - ''İrtica diye bir tehdit yok. Bu tür açıklamalar ülkeyi geriyor.'' - ''Yasalarda irtica suçu diye bir suç yoktur.'' - ''Biz devlet, hükümet ve güvenlik güçleri olarak hassasiyetle irticanın üzerine gidiyoruz.'' - ''İrticanın Türkiye'de bir tehlike oluşturduğu kanısında değilim'' gibi söylemler karşısında ne acıdır ki toplumda bir kısım ilkesiz kişilik sahipleri ise çıkarları ve beklentileri nedeniyle bu girişimde kendileri açısından uygun bir konum yakalamayı ummaktadırlar!.. Bugün cumhuriyet değerlerini hedef alan yıkıcı programların yapıldığı; şeriat yanlılarının açıktan açığa devlete meydan okuduğu Türkiye'de, ''irtica artık laik Cumhuriyet için bir tehdit ve tehlike olma boyutunu aşmış, yaşayan bir gerçek olmuştur. İrtica Türkiye'yi tümüyle teslim almıştır. İrtica Türkiye'de iktidar olmuştur. İrtica bugün kapkaranlık gölgesiyle Türkiye'nin üzerine oturmuştur. Yasalarda belirtilen eylemleri suç olarak görmeyen devlet katındaki irtica yanlıları, söylemleriyle yobazlara, bağnazlara, şeriatçılara yol göstermektedirler!..'' Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 EMPERYALİZM VE İRTİCA... EMPERYALİZM KILIK DEĞİŞTİRİR. Durum karşısında kılık değiştiren Emperyalizm, İRTİCA, FAŞİZM, DEMOKRASİ, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ vb. şeklinde görünüm kazanır. İçeri girer. İrtica tehlikesi varmıdır sorusunun cevabı sömürgeci zihniyetin girdiği kılıkla ilintilidir. EVET. EMPERYALİZM, ÜLKEMİZE İRTİCA KILIĞINDA GİRMİŞTİR. Tarikat, cemaat ve benzeri oluşumlara halkın yönlenmesi teşvik edilir, finanse edilir bir yapılanma sağlanır. Bir takım eksikleri olan vatandaş, CEMAATİ güven duyduğu bir yapı olarak algılar. Eğitim sürecinin sonunda ateşli bir kitle oluşturulur. Emperyalizmin maşası haline giren kitle isim değiştirir. Artık, emperyalizmin adı İRTİCA şeklinde değişir. Sömürgeci zihniyet, farklı şekillerde ortama yerleşir ve o toplumun sosyo-ekonomik durumuna göre de şekillenir. TEMELDEKİ TEHDİT EMPERYALİZMDİR. Görünen kısmı ise İRTİCADIR. Eğitim düzeyi belirli bir sınırda tutulan kitleler uygun bir zemindir. Ayrıca parasal çöküntüye uğratılan toplumun kurtuluş, yardım ve destek düşüncesi de uygun bir zemin oluşturur. Bir çok önceden hazırlanmış zemin içindeki kitleler, empreyalist görüşe uygun davranma durumuna girerler. Dayanak noktaları ve hareket noktaları ise dinsel, mezhepsel, tarikatsaldır. Bu zemin ve oluşum emperyal düşüncenin istediği durumdur. Emperyalizm içeri girmiş, şekil değiştirerek amacına uygun ortamı sağlamıştır. + YETERSİZ EĞİTİM + KÜLTÜR YOZLAŞTIRILMASI + EKONOMİK ÇÖKERTME + DUYGUSAL ÇÖKÜNTÜLER + UMUTSUZLUK + ÇARESİZLİK GİBİ faktörler sağlanarak bir ülkede uygun bir zemin yaratılır. Üzerine İRTİCA, DEMOKRASİ, VAKIF, DERNEK gibi kıyafetler giydirelerek, sömürü ve tehdit sağlam zemine alınır. Türkiye ve diğer stratejik devletlerin başındaki belanın temeli EMPERYALİZMDİR. Fotoğraf açık. PKK TERÖRÜ’DE AYNI KAYNAKLI. EMPERYALİZM DESTEKLİYOR VE TERÖR YARATIYOR. HEDEF BATAKLIĞI KURUTMAK OLMALI. Sevgili dipnot'un tüm yazılarını elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum.Harika bir durum değerlendirmesi yap deseler bundan daha iyi yazacağımı hiç sanmıyorum.Kesinlikle çok ince bir ayrıntıyı yakaladığından dolayı yürekten kutluyorum. Emperyalizm, Avını yakalamaya çalışıp yutmak için renk değiştirebilen bir BUKELAMUN'dur. Altını çizmek istediğim husus ise Halkın yada matematiğin desteği ile iktidara gelmiş,yönetimsel açılımların yada araçların başında olan İktidar ve organları bu arada ne yapıyorlar? Gelişmiş bir toplumda demokrasi,cumhuriyet kavramları tartışmaya açık değildir.Zira niteliği ve yüklenimleri nettir. Buna karşı çıkarak Dini bir yönetimi iktidara taşımaya çalışmak için insanların ne gibi bir sebepleri olabilir? Bu sebeplerin üreticisi kimdir? Halkın büyük bir kısmını irticai hareketin malzemesi haline getiren,Pkk yada her ne ad ile anılırsa anılsın bölücü yıkıcı faaliyetlerin temelinde ne gibi gerçekler yatmaktadır yada bu insanlar neden bu kadar güzel bir çografyada birlikte yaşamak istememektedirler? Nedenleri nedir? HERŞEYİN TEMELİNİ DIŞ MİHRAKLARDA ARAMAK,YILLARCA BİRŞEYLERİ PASS GEÇMENİN NETİCELERİNİ BOŞLUKLARA İHALE ETMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. sevgilerimle, Alıntı
Φ bekir Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 Selamlar ben cahil cühela takımından bir adam olarak herşeyin ayırdına varamıyorum çoğu zaman. Mesela emperyalizmin irtica üzerinden veya doğru kuralım cümleyi din üzerinden nasıl bir kazanç sağladığını mesela farkedemiyorum. Tamam herkesi irticacı, herkesi cemaat örgütlerine mensup kıldık. Emperyalist wampirler bunlar üzerinden nasıl para kazanacaklar. Bugün emperyalizme işin garip tarafı ne komünizmin (zira onunla yönetilen ülkeler en emperyalistler olma yoluna düştüler) emperyalizme alternatif olmadığı biliniyor. Veya karşı durmadığı diyelim. Bugün emperyalistlere en yüksek ses niye islam coğrafyasından çıkıyor...hemen buraya parantez açarak Emperyalizme en büyük direnişi bugün kim gösteriyor bunu da sorayım... Ama Aydın DOĞAN gibi adamların 28 Şubattan sonra kapitallerini üçe dörde katladığı intibağı var bende. İspatla derseniz bunu ispatlayamam bunu da biliyorum... Neyse konuyu daha fazla sulandırmadan irtica, cemaat üzerinden emperyalistler nasıl para kazanıyorlar? Bilmemek ayıp değilmiş öğrenmemek ayıp imiş...İnşallah ögreneceğiz...Bizi aydınlatacak arkadaş çok... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 Bugün emperyalistlere en yüksek ses niye islam coğrafyasından çıkıyor...hemen buraya parantez açarak Emperyalizme en büyük direnişi bugün kim gösteriyor bunu da sorayım... Allah Allah kimmiş bu devletler sevgili bekir. Bir say da bizde bilelim.. Alıntı
Φ bekir Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 Allah Allah kimmiş bu devletler sevgili bekir. Bir say da bizde bilelim.. Devlet değil Dipnot'çuğum, coğrafya coğrafya...İnsan ve düşünce unsururudur esas alınan coğrafya derken...Hadi kolay gelsin... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 İrticanın varlığını ister kabul edelim, ister etmeyelim. Ülkenin asıl meselesi demokrasi kavramının tam olarak oturtmamış olmasıdır. İrticai tehtid gibi ya da benzeri eğilimlerin ortak sebebinin demokrasiyi halka kavratamamış ve mekanizmasını iyi işletememiş olmamızdan kaynaklandığını düşünüyorum. Eğitim düzeyi oldukça düşük olan halkımız, pek çok akıl dışı uygulamayı bu yüzden benimsiyor. Çünkü dinini iyi bilmiyor, Cumhuriyetin ve demokrasinin kendisine kazandırdıklarını bilmiyor. Ama bazı fırsat avcıları insanımızın bu dini duygusallığını kullanmayı çok iyi biliyorlar ve bu sebeble halk "eyvah bizi dinimizden edecekler" korkusuna kapılıp bu irticai tehlikelerin içine düşmektedir. Cem Yılmaz'ın dediği gibi eğitim şart Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2006 Devlet değil Dipnot'çuğum, coğrafya coğrafya...İnsan ve düşünce unsururudur esas alınan coğrafya derken...Hadi kolay gelsin... Pekala sevgili bekir... Lübnan savaşına bir bak lütfen kim ne yapabildiki... Kuru sıkı birkaç gürültü ve patırdı dışında ne yapıldı.. Bir karikatür karşısında atıp tutuldu ama maalasef bir savaş konusunda kimsenin gıkı bile çıkamadı... Benim anlayamadığım nokta bu... Alıntı
Φ bekir Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2006 Pekala sevgili bekir... Lübnan savaşına bir bak lütfen kim ne yapabildiki... Kuru sıkı birkaç gürültü ve patırdı dışında ne yapıldı.. Bir karikatür karşısında atıp tutuldu ama maalasef bir savaş konusunda kimsenin gıkı bile çıkamadı... Benim anlayamadığım nokta bu... Dipnotçuğum benimde anlayamadığım noktalar var. İrticadan emperyalistler nasıl köşeyi dönüyor anlamıyorum. Acaba Emperyalizm istibdat rejimini getirerek kendisini padişah yapmak isteyen sistemin adımıdır? Yoksa emperyalizm, kardeşi öldürülen bir adamın şeriatı getirerek kısasa kısas uygulamak istemesine yol açacak sistemin adı mıdır? Ben emperyalizm denince hep sömürüyü paraya para katmayı ve bu yoldaki bütün engelleri yok etmeyi, yıkmayı, başkalaştırmayı yöntem olarak benimseyen bir sistemi anlıyorum ne yazık ki. O zaman da aklıma cemaatleşme üzerinden emperyalistlerin nasıl köşeyi dönecekleri sorusu takılıyor. Evet konuyu açtığınız yazı güzel bir yazı ama hemen 8-10 saniye evvel (okuma hızınıza göre değişir.) okuduğunuz soru kafamı karıştırıyor. Gelelim şu gık çıkmama meselesine...Sadece Türkiye de ne kadar miting yapıldı bu konuda. Hizbullah'a verilen destekler, Hizbullah Lideri Nasrallah'ın posterlerini islam coğrafyasının hemen her yerinde görmedik mi? İran'ın, Suriye'nin desteklerini İsrail bile görürken siz nasıl görmezsiniz. Ama bana kalırsa böylesi bir savaşta özellikle Türkiye dik durmalıydı. Halk dik durdu ama Devlet maalesef o kadar dirençli değildi. Ben halka güvenir devlet soylularından tedirgin olurum. Birşeyi ekleyelim, İsrail ve Amerikanın yüzsüzlüğü islam coğrafyasında biliniyor. Ne kadar tacizkar oldukları ve ne kadar olabilecekleri hakkında herkesin yaklaşık bir fikri var. Ama Avrupa konusunda müslüman coğrafyanın böyle bir inancı yok. Belki İsrail ve ABD'nin gücünden (gücünü ne kadar kötüye kullanabileceğini) çekiniyorda olabilirler. Ben de böyle bir çekince yok ama...Sadece ABD ve İsrail'e daha büyük tepkiler bekliyorum mesela bütün halklar birleşip israili oradan kazımalılar diye pembe pembe hülyalara dalıyorum. Ben bir yerleri kaldırıp birşey yapmayınca da bu kez kimse niye yapmıyor diye kızamıyorum da...Yanlış anlamayın fikir cimnastiği...ABD=İsrail ikilisine çıkan sesle karikatür karşısında çıkan sesin aynı volümde olmaması gerekir. Alıştırdı mı acaba ABD ve İsrail bizi kendilerine ... Çok tartışılan bir konu daha var. İslam coğrafyasının birçok yerinde büyük emperyalist firmalar aleyhine boykot yürütüldüğünü biliyorsunuzdur. tabii bu firmalar olmasada daha büyük petrol devi firmalar emperyalist politikalarını bir şekilde sürdürüyor o da ayrı hikaye. Bu arada emperyalizmin 2 görsel kulesini ortadan kaldıranın da zeka abidesi! bir müslüman olduğunu hatırlatayım mı (ben hala onun yaptığına-yaptırdığına-yaptırabildiğine inanmıyorum ama ) Hade bakalım kim daha çok direniyor...Mc Donolds'u, Coca Colayı, Nestle'yi almamak için irticacılar birbirini örgütlüyor ama emperyalizm onlar üzerinden para kazanıyor. Mc Donalds'ın mağazası mıdır, dükkanı mıdır, kafeteryası mıdır her ne kelimeyse; irticacı man.yağın biri bombayı arabaya koyup dalıyor ordan içeri ama mc donalds irticacıları birleştirip onlardan para kazanıyor. Sigorta şirketinden para mı alıyorlar acaba. Bilmem hangi ingiliz bankasını irticacılar! kamyonluyorlar ama o banka irticacılar üzerinden para kazanıyor. Tabi ki emperyalizm böyle durdurulamaz ama korkutulabilir. Bazı firmalar bazı yerlerden çekiliyor. Coca Cola ortadoğuda (Amerikaya göre olan ortadoğu) hizmet!? vermiyordu. Bazı yerlere girmiyor. Neyse, biri yukardaki (daha yukardaki) sorumu açıklayacak mı acaba. Ben merak ettim de... Not: Yukardaki birçok cümlem çok basitçe ve arkası fazla incelenmeden yazılmıştır. Aaaa, ne kadar da basit düşünüyormuş bu çocuk diyenler olabilir...Olsun varsın...Meraklı bir çocuk olarak görülüp cevap bekleyebilirim... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2006 ........ Neyse, biri yukardaki (daha yukardaki) sorumu açıklayacak mı acaba. Ben merak ettim de... Not: Yukardaki birçok cümlem çok basitçe ve arkası fazla incelenmeden yazılmıştır. Aaaa, ne kadar da basit düşünüyormuş bu çocuk diyenler olabilir...Olsun varsın...Meraklı bir çocuk olarak görülüp cevap bekleyebilirim... Sevgili gelin bugünlere kısaca bir bakalım.. Maalesef bugün toplum öylesine gericileştirildi ki, bugün üniversite rektörlerinin seçimle veya atama ile işbaşına gelmesiyle fazla bir şeyin değişmeyeceği duruma gelindi. Aynı şekilde, bugünkü hükümetin önü bir şekilde kesilse de, ilerleme adına fazla bir sonuç elde edilemez. Çünkü, toplumu yapan ve ayağa kaldıran onun kurumlarıdır ve söz konusu kurumların çoğu dönüştürülmüş bulunmaktadır. Türkiye'de sokaklara yansıyan gericilik, aslında kurumlarda ve kurumsallaşmada gerçekleştirilmiş olan büyük değişimin yansımasıdır. Zira, kamu kurumlarının dönüşümü sağlanmıştır, eğitimin kuşatılması ile genç beyinler ele geçirilmiştir, güvenlik sistemi gericileştirilmiştir, vs... Bu kadar gerici hamleler, içte sermayenin, dışta da emperyalist güçlerin çıkarı doğrultusundadır. Nedeni ise dış güçler varolan iktidarı her fırsatta övmekte ve mükafatlandırmaktadır. İçte ise, çıkar çatışması içinde olan çeşitli sermaye grupları da, emeği sömürebilmek ve yaşam sürelerini uzatabilmek için gericiliğin ana damarına karşı çıkmadan, hatta görmezden gelerek, sadece zaman zaman türban meselesine takılmaktadır. Türban bir simgedir, ama sadece gerici kuruluşların değil, aynı zamanda sosyal görevini yapamayan devletin vatandaşlarını hangi çamura attığının da acı bir simgesidir. Ve kısaca söylenebilecek bir gerçek var ve irtica olgusunu ve ona hizmet edilmesi isteyen ve uzun vadede bundan büyük çıkar sağlayacak olan emperyalizmdir... Sonuçü olarak... Türkiye kapitalizmin küreselleşme/sömürgeleştirme salıncağında savrulurken, gericiliğe batmaya mahkûmdur. Sosyal zemin üzerinde yükselen siyasal ve yönetsel kadro, kuşkusuz, gericiliği güçlendirmektedir. Çeşitli kamu kadrolarında görülen kadrolaşma yanında, sokaklarda artan türban görüntüleri de gericiliğin göstergeleri olduğu açıktır. Ancak, gericiliğin asıl ölçütü kafalara takılan türban olmayıp, toplumda alttan alta seyreden güçlü akımdır. Aşağıda kısaca tartışacağımız asıl güçlü gericilik akımı tümü ile devreyi tamamladıktan sonra, sokakta tüm kadınlar başı açık gezse de toplumsal gerilik gerçekleşmiş demektir... Bu da gün gibi gerçektir... Sevgiyle kalın... Alıntı
Φ jhonywalker Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Dipnot arkadaş abi kardeş vesaire.. Laik Cumhuriyet diyorsunda sosyal demokratik hukuk gibi kavramlar üvey evlatmı..?? Dipnot abi arkadaş kardeş T.C Anayasasına yapılan değişikliklerle 1937 de girmiştir LAiklik ibaresi V bencede bir tanımı olmalı.. Neden dersen ki rant sağlamak isteyen her bir oluşum kendince tanımlıyor ve kendi tanımı üzerinden siyaset yapıyor.. Hortluyor V horluyor İnsanlar.. Bu gün Fransada bile Laikligin tanımı tartişilirken bizim ülkemizde tartişilinca neden İRTİCA olarak adlandırılıyor. 1921,1924 anayasalarında TÜrk devleti dini İslam geçer .. 1937 İsmet İnönü tarafından yapılan değişiklikle Din ibaresi kalkar ve Laik ibaresi anayasamıza girrer.. ''Biz Laik bir Cumhuriyet olarak kurulduk diyenler iyi öğrensin tarihini..'' Sırayla... ne bilim daha ezan türkçeye çewrilir.. Paradan atatürk resmi kaldırılır İsmet paşa kendi resmini basar.. Adaları Yunanlılara verir.. Veasaire vesaaire Bilmem anlatabiliyormuyum İsmet paşanın değişikliklerini.. Şimdi Kim Atatürkcü V onun iiznden gitmiş bir düşünelim... V kimlerin Bu değişikleri yapan İsmet paşa ile aynı zihniyette olduğunu düşünelim.. Bu Güne kadarda Bu zihniyette ki İnsanlar KAmu kurum v Kuruluşlarına ambargo koymuştu değil mi sevgili DİPNOT abi kardeş arkadaş .. Sizin deyiminizle İRTİCA hortladı.. O zaman bu Ülkeyi yöneten bir çok Başbakan irtica ile suçlandı.. Dolayısıyla buda demek oluyor ki HAlk olarak İrticayımı destekliyoruz ki İktidar oluyor bu parti genel başkanları... Buda demek oluyor Ki halkın %46 . kusürü irticacı.. BAşka bir deyişle Diğer seçimlerde İktidar olan irticacıların(iktidarların) aldıkları oy oranında HAlK irticacı.. Sizler gibi düşününce ortaya bu sonuç çıkıyor.. tek Yürek Bir Bilek olmalıyız bence Ülke insanı olarak.. SayGıLAr.. Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 irtica diye diye olmayan bişeyi hortlatacaklar bir ülke düşünün demokratik anlamda ilerleyen gelişen çağı yakalama peşinde olan içinde pek çok aydın beyin bulunduran bu ülke de bir avuç insan kalkıp irtica yaratacak öylemi? zor biraz. Atatürk Cumhuriyetinde kazanılan bunca haklardan kolay kolay vazgeçmeyecek bir gençlik var bu uğurda çalışmak için birbirimize önyargılardan uzak yaklaşıp ne gerekiyorsa bu uğurda beyinsel güçlerimizi biraraya getirerek kendi geleceğimizi daha da aydınlık yapabiliriz. ama bu ülke gelişmek istiyorsa elele vermeyi öğrenmeli. ve herkes elini taşın altına koymayı bilmeli. yetişen evlatlarımıza Cumhuriyetin değeri iyi anlatılmalı hayatta hiç bir şey geriye gitmez bu doğa kanunudur daima ileri. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 irtica diye diye olmayan bişeyi hortlatacaklar bir ülke düşünün demokratik anlamda ilerleyen gelişen çağı yakalama peşinde olan içinde pek çok aydın beyin bulunduran bu ülke de bir avuç insan kalkıp irtica yaratacak öylemi? zor biraz. Atatürk Cumhuriyetinde kazanılan bunca haklardan kolay kolay vazgeçmeyecek bir gençlik var bu uğurda çalışmak için birbirimize önyargılardan uzak yaklaşıp ne gerekiyorsa bu uğurda beyinsel güçlerimizi biraraya getirerek kendi geleceğimizi daha da aydınlık yapabiliriz. ama bu ülke gelişmek istiyorsa elele vermeyi öğrenmeli. ve herkes elini taşın altına koymayı bilmeli. yetişen evlatlarımıza Cumhuriyetin değeri iyi anlatılmalı hayatta hiç bir şey geriye gitmez bu doğa kanunudur daima ileri. Düşüncelerini çok güzel ifade etmişsiniz ve sizlerin özlemlerinde farklı değil aslında birlik ve beraberliğin inanılmaz gerekliliği şu günlerin koşullarında tabiki... Ama.. Ama yazınıza ufak bir eklenti yapmak istiyorum sadece.. İstanbul'da oturanlar çok iyi bilinir ve birçok ilçenin de ilerisinde örnek bir ilçeden bahsetmek istoyurum.. Şöyleki.. Belki yardımcı olurum düşüncesiyle hani; Örneğin; "Şu mübarek ramazan günü sigarayı tellendirip, İstanbul Fatih'te Çarşamba'nın sokaklarında bir tur atsınlar. Eminim ki birileri onlara, irtica olup olmadığını hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde anlatacaktır. Türkiye'de yüzlerce Çarşamba türediğini de unutmasınlar. Bununla yetinmezlerse rastladıkları ilk 'mektep'e girip bir din kültürü dersine konuk olsunlar, o da kesmezse Başbakan'ın müsteşarının bugün de savunduğu yazılarını okusunlar. O da yetmezse gelsinler ben onlara vücut dilimle elimden geldiğince anlatayım." Gerçekten birlik ve beraberliğe çok ama çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz... Dost sevgi ve saygılarımla... Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Sayın dipnot Bir ilçede oluşan ya da şöyle söyleyelim bir araya toplanan küçük bir cemaat koskoca Türkiye Cumhuriyeti için tehlike oluşturamaz. ancak şu da bir gerçek bir yerde bir kaç haşere yerleştiyse hemen önlem almakta fayda var yoksa haşereler çok çabuk ürer. burada bu irticai oluşumun engellenmesi için tek çare EĞİTİM VE SAĞDUYU dur. bu eğitim din alanında ehil kişilerin yerleştirilmesi ve insanların toplu halde olaylara karşı duyarlı olabilmesi gerekir. ülkenin birinci meselesi eğitimdir okuryazar oranının düşüklüğüdür. Alıntı
Φ tekturk Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Değerli dipnot, Gerçekten birlik ve beraberliğe çok ama çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz... diyorsun ama bu söylemlerinle kiminle yada kaç kişi ile birlik ve beraberlik içinde olabileceğini sanıyorsun. Bak şimdi imza adresime gir, orada sordum nasıl bir beraberlik diye. Atatürk'ün kurduğu türden bir beraberlik kuracaksak ki, sanırım böyle bir beraberliğe sen katılmayacaksın, yani söylemlerinden onu çıkardım. İslamı emperyalistlerle birlikte menfaat aracı olarak kullananlar ile mücadele ederken çizgiyi nereye koyacağız. Ben oruç tutarım tutmam kimseyi alakadar etmez, ama namaz kılan insanın yanında gürültü yapmanın şık olmayacağı gibi yoğun olarak oruç tutulan herhangi bir yerde fosur fosur sigara içmenin oruç tutanlara saygısızlık hatta terbiyesizce bir davranış olabileceğini düşünmüyor musun ? O ortamda bir kişi sigara içmemeni söylediği zaman irticacı olmak zorunda mı, o insan sade bir Türk vatandaşı olamaz mı ? İstanbul' un göbeğinde insanlar mini etekle dolaşır, kimse dönüp bakmaz. Ama cinsel sorunlarını çözememiş bir çok genci barındıran bir Anadolu köyünde aynı kıyafetle dolaşmak ve kimsenin kendine bakmamasını istemek yada bakanları eleştirmek mi doğru bir davranış, yoksa bulunduğun yörenin şartlarına uygun davranmak mı ? Şimdi sen hemen diyeceksinki dincilere taviz mi verelim. Hayır değil. Bilakis bu şekilde onların silahlarını sürekli dolduruyorsun, farkında değilmisin ? Bak sana bir anımı anlatayım. İlk kez gittiğim Floransa da gördüğüm her şeyin resmini çekerken, girdiğim büyük bir kilisede karanlık olmasının da etkisi ile içeride olanları fark etmeden resim çekmek için flaşı patlatınca bir baktım yaklaşık 100 kişilik cemaat benim peşimde, yakaladılar sen kimsin diye. Anlattım yahu ben ..... bir Türk'üm ne oluyor, niye kızdınız v.b. Meğerse onların kutsal bir günü ve kutsal bir töreni varmış. Eee bu durumda benim yaptığımda saygısızca bir davranıştı ve gerçekten pişman olarak özür diledim. Çarşamba da problem sigara içerek dolaşamamak değil daha derinde, ve bu çeşit davranış örnekleri sayesinde Çarşambaların sayısı artıyor. Senin irtica dediklerin hep türban yasaklarının, kamusal alanlarının, 28 şubatların, 12 Eylüllerin şemsiyesi altında gelişmedi mi ? Sağ sol kavgasını bir gecede durduranlar, başörtülü bayan vekili meclis dışına atanlar ( yanlış anlaşılmasın bu tepkiyi destekliyorum) senin irticanı niye engelleyemediler, ya da engellemediler. Çünkü emperyalist güçler halkın saf ve temiz duygularına karsı yapmacık cepheler yaratarak esasında kendi işbirlikçilerine destek oluyorlar, bizlerde sözde vatanseverlik, sözde Atatürkçülük, sözde Kemalistlik, sözde milliyetçilik, sözde bir yığın güzel sıfat adı altında emperyalistlerin amaçlarına destek oluyoruz. Farkında değilmisin. Saygı ve selamlarımla... Alıntı
Φ jhonywalker Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2006 Dipnot arkadaşim FATİH semtini örnek veriyorsun eywallah.. bende sana bir kaç örnek verim... Bu örnekleri sana katılıp yada katılmadığımdan değil tek taraflı düşündüğünden dolayı veriyorum.. Gazi mahallesi,Mustafa kemal mahallesi,Gülsuyu mahallesi.. Bir iletimde arka sokaklarda ki harfiyat çalişmalarına hiç değinmediğinden bahsetmiştim hatırlıyorsan... Bu mahallelerde değil sigara içmek ramazan ayında Milliyetçi bir söylemde bile bulunamazsın.. Ayrıca sigara örnegin çok kötü olmuş günümüzde kapalı alanlarda saygılı insanlar bile karşi tarafa zarar vermemek adına sigarasını sdışarda yada sigara içilen alanlarda içiyor.. SayGıLar.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.