Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Bak kocum kuranda celıskı varmıs...Kuranı degıstırekmısız...Sen kımsın yada bız kımızkı kuranda hata bulucaz da onu duzeltıcez...Kuranda A dan Z ye hersey yazar..Szıın kıtabınız ıncılde eger Hrıstıyansan her neyse...Incılın su an bılınen yaklasık 510 farklı versıonu var ve o kadar safsınızkı bu ıncılın sonunda kımın yuazdıgnıa daır bır ısım ve ımza bıle var ve sız yıne o kadar ******* bunlara ınanıorsunz...Onuda Allah (c.c) gondermıstır...Ama sız degıstırdınız...Sızın buyuklerınız herseyı bılıor fakat gururunuz sıze bunu ınkar etmenızı soyluor...Hz. Isa bızımde peygamberımız Musa bızımde peygamberımız...Ama sız Isa dan baska herkesı red edıorsunuz..Bana ıslamdan baska bır dın gosterkı butun peygamberlerı kabul etsın...O kadar seyı okumussun ve hala anlayamamıssın...ayrıca maymundan geldık dıye bagıran sız degıöımsınız ...Dedelrınız maymun degılmı.ç..Sımdı nıe maymun kelımesını hakaret olarak algılıosun..Buda senın celıskın olsun hadı bakalım

Gönderi tarihi:
Bir kere daha sorulan soruya verecek cevap bulamadığı için bir müslümanın nasıl yanlışa düştüğünü gördük

 

sayın katakuta yazdıklarıma dair birşeyler yazınki anlayıp anlamadıgınızı bilelim, topu taça atmayın yakışmıyor size hani

 

sordugun soru gayet basit bende alıntılanan ayetleri nasıl anlamamız gerektigini acizane ifade etmeye çalıştım

 

gelişi güzel parçacı alıntılar yaparak desteklemeye çalıştıgınız ayetlerin en azından Bakara içindekilerin sizin niyetinizle alakalı degildir.

Gönderi tarihi:
sayın katakuta yazdıklarıma dair birşeyler yazınki anlayıp anlamadıgınızı bilelim, topu taça atmayın yakışmıyor size hani

 

sordugun soru gayet basit bende alıntılanan ayetleri nasıl anlamamız gerektigini acizane ifade etmeye çalıştım

 

gelişi güzel parçacı alıntılar yaparak desteklemeye çalıştıgınız ayetlerin en azından Bakara içindekilerin sizin niyetinizle alakalı degildir.

 

Enes bey,sedat beyi davet etmiştim siz araya atlayıp her zaman ki gibi konuyu alakası olmayan tefsirlerle sulandırdınız.Sizi zorlayanmı var efendim cevap vermeye ? Konu kurandaki çelişkiler.Buna cevap vermeyip habire ordan burdan alıntı yapıp konuyu boğuyorsunuz.Sizin kendi düşünceniz yokmu? Kendi düşüncelerinizle cevap vermeyi beceremiyorsanız elbettte böyle eleştiri alırsınız. Sonra birde cevap vermişte ben anlamamış gibi bir hava estiriyorsunuz.

 

Diğer bir husus ise,yakıştırmanız iftira boyutuna ulaşmış.Şiddetle kınıyorum

 

Zilzal suresini,karia suresini olduğu gibi verdim,bunun neresi parçacı alıntı ?

 

 

Zilzal

 

1- Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,

 

2- Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,

 

3- Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman.

 

4,5- O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır.

 

6- O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.

 

7- Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.

 

8-Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir

 

 

 

Kuran zilzal suresinde zerre miktarı iyilik ve kötüllüklerin karşılığı görülecek diyor

 

105- İşte onlar, Rabblerinin âyetlerini ve O'nun huzuruna çıkacaklarını inkâr etmişlerdir de bu yüzden iyilik altında yaptıkları bütün amelleri boşa gitmiştir. Artık kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız

 

kehf 105 te ise ayetleri inkar edenlerin amellerinin boşa çıkacağını söylüyor

 

 

Müminun

102- Böylece kimlerin tartıları ağır basarsa, işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.

 

103- Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler.

 

Bu ayetlerde de iyilikleri hafif olanların ebedi cehennenlik olduğunu söylüyor

 

Bende haklı olarak soruyorum

 

Hani zerre miktarı iyliğin karşılığı görülecekti? Oysaki müminun suresine ve karia suresine göre% 49 iyilikleri olanlar bile cehennemlik oluyor.Hadi buyurun bakalım ordan burdan alıntı yapmadan kedi düşüncenizle bu çelşki iddiasını çürütün bakalım.

Gönderi tarihi:
Bak kocum kuranda celıskı varmıs...Kuranı degıstırekmısız...Sen kımsın yada bız kımızkı kuranda hata bulucaz da onu duzeltıcez...Kuranda A dan Z ye hersey yazar..Szıın kıtabınız ıncılde eger Hrıstıyansan her neyse...Incılın su an bılınen yaklasık 510 farklı versıonu var ve o kadar ******* bu ıncılın sonunda kımın yuazdıgnıa daır bır ısım ve ımza bıle var ve sız yıne o kadar safsınızkı bunlara ınanıorsunz...Onuda Allah (c.c) gondermıstır...Ama sız degıstırdınız...Sızın buyuklerınız herseyı bılıor fakat gururunuz sıze bunu ınkar etmenızı soyluor...Hz. Isa bızımde peygamberımız Musa bızımde peygamberımız...Ama sız Isa dan baska herkesı red edıorsunuz..Bana ıslamdan baska bır dın gosterkı butun peygamberlerı kabul etsın...O kadar seyı okumussun ve hala anlayamamıssın...ayrıca maymundan geldık dıye bagıran sız degıöımsınız ...Dedelrınız maymun degılmı.ç..Sımdı nıe maymun kelımesını hakaret olarak algılıosun..Buda senın celıskın olsun hadı bakalım

Burası neresi? Sen kimsin? Uzayda hayat var mı?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Zilzal

 

1- Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,

 

2- Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,

 

3- Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman.

 

4,5- O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır.

 

6- O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.

 

7- Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.

 

8-Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir

Kuran zilzal suresinde zerre miktarı iyilik ve kötüllüklerin karşılığı görülecek diyor

 

 

Ayetler o kadar açıkki herhangi bir yoruma gerek bile kalmıyor.

Yerin haberlerini anlatmasından bahsediliyor.

Amellerin karşılıgı insanlara gösteriliyor.

her kim ne işlemişse, zerre iyilik ya da zerre kötülük gösterilecektir...işte sizin yaptıklarınız en ufak ayrıntısına kadar bunlardır denecektir.

 

şimdi siz burdan kalkıp zerre miktarı günah işleyen cehenneme atılacak sonucunu nasıl çıkarıyorsunuz.Gayet açıkki burda ve benzeri mecazi ayetlerde durum degerlendirmesi yapılıyor.

 

sizin parçacı alıntı yaptıgınız Bakara süresindeki ayetler bambaşka olay ve anlam üzerine bahsediyor.

 

Hem o kadar kaynak eserden araştırma yapıp ( nette degil) işin özünü sunmaya çalışıyoruz sizin dediginize bakın ....alacagınız olsun..Kur'an gibi muhteşem bir kitapdan konuşucaksak ole rastgele konuşacak degiliz...sonra ne oluyor iyi bilirsizin siz....

 

Beş tefsir kitabı ve bir çok yardımcı kaynak ve dahi acizane ben....

hem siz yazılanları cevaplamayı unutmayın, tarafsız gibi (nasıl bişise) aynı şeyleri yazıp durmayın.....

 

:sweatingbullets:

Gönderi tarihi:
Ayetler o kadar açıkki herhangi bir yoruma gerek bile kalmıyor.

Yerin haberlerini anlatmasından bahsediliyor.

Amellerin karşılıgı insanlara gösteriliyor.

her kim ne işlemişse, zerre iyilik ya da zerre kötülük gösterilecektir...işte sizin yaptıklarınız en ufak ayrıntısına kadar bunlardır denecektir.

 

şimdi siz burdan kalkıp zerre miktarı günah işleyen cehenneme atılacak sonucunu nasıl çıkarıyorsunuz.Gayet açıkki burda ve benzeri mecazi ayetlerde durum degerlendirmesi yapılıyor.

 

sizin parçacı alıntı yaptıgınız Bakara süresindeki ayetler bambaşka olay ve anlam üzerine bahsediyor.

 

Hem o kadar kaynak eserden araştırma yapıp ( nette degil) işin özünü sunmaya çalışıyoruz sizin dediginize bakın ....alacagınız olsun..Kur'an gibi muhteşem bir kitapdan konuşucaksak ole rastgele konuşacak degiliz...sonra ne oluyor iyi bilirsizin siz....

 

Beş tefsir kitabı ve bir çok yardımcı kaynak ve dahi acizane ben....

hem siz yazılanları cevaplamayı unutmayın, tarafsız gibi (nasıl bişise) aynı şeyleri yazıp durmayın.....

 

:sweatingbullets:

 

Evet,ayetler o kadardar açıkki çelişkiler apaçık görünüyor.Siz elbetteki çelişki var demiyeceksiniz,diyemezsiniz.

 

Zerre,arapçada güneş ışığında görünen toz parçaları. Yani bu kadar iyilik yapan bile mükafatını görmesi gerekirken,Müminun suresine göre % 49 iyilikler boşa çıkıyor.kehf 105 e göre ise taptan boşa gidiyor.

 

Zerre mikatı iyiliklerin karşılığını vereceğini söyleyen allah ne hikmetse bu sözünden vaz geçmiş.Bu duruma göre,zilzal suresi islamın başlarında adam toplamak için söylenmiş gibi duruyor.Ama ne zamanki katılanlar çoğalınca, bizim türkiyedeki politikacılar gibi allahta geçti bolun pazarı demiş.

Gönderi tarihi:
Evet,ayetler o kadardar açıkki çelişkiler apaçık görünüyor.Siz elbetteki çelişki var demiyeceksiniz,diyemezsiniz.

 

Sizde çelişki yok diyemessiniz, diyemiyeceksinizde..

Önümüze getirdiğin her ayetin, geçtiği sureyi buldum, önündeki ve arkasındaki ayetlerle birlikte okudum ve çelişkinin "ç "sini bile bulamadım..

Cımbızlama tekniğiyle çelişki üretmek kolaydır..

Ayetin geçtiği surenin konusu, bahsi geçen ayetten bir önceki ayetler ve bir sonraki ayetler konuyu bütünler..

Bunun böyle olduğunu sende biliyorsun..

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Rablerinin mesajlarını ve O'nun huzuruna çıkarılacakları gerçeğini inkar yolunu seçen kimseler işte böyleleridir.Bunun içindir ki, böylelerinin bütün yapıp-ettikleri boşa gitmektedir: Çünkü Kıyamet Günü onlara hiç değer vermeyeceğiz.(Kehf;105)

 

Bu ayetdeki insanların Allah'ı inkarı çok açık oldugu için hesaba çekilse dahi sonu ebedi cehennemdir.

 

7-Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.

 

8-Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.(Zilal)

 

her ne kadar amelleri bu ayet ve benzerleri çerçevesinde gösterilecekde olsa sonları husrandır.

 

Ayetde geçen ''böylelerinin bütün yapıp-ettikleri '', yani Allah'ın insanlara yollamış oldugu her çag ve zamandaki mesajlarını ve ahireti kökten inkar edenlerin bütün amelleri boşa gitmiştir.

 

Bunun dışında kalan yani Allah'ın mesajlarını kabul eden ve yaptıklarının hesabını verecegine inanlar ( ki bunlar her çag ve zamanın müslümanlarıdır) bu ayetin kapsamı dışındadır.

 

Saf müslüman her zaman için Allah katında makbuldür, çünkü Tevhid ehlidir ve tartıda bu Tevhid inancı her zaman agır gelecektir.

Gönderi tarihi:
Rablerinin mesajlarını ve O'nun huzuruna çıkarılacakları gerçeğini inkar yolunu seçen kimseler işte böyleleridir.Bunun içindir ki, böylelerinin bütün yapıp-ettikleri boşa gitmektedir: Çünkü Kıyamet Günü onlara hiç değer vermeyeceğiz.(Kehf;105)

 

Bu ayetdeki insanların Allah'ı inkarı çok açık oldugu için hesaba çekilse dahi sonu ebedi cehennemdir.

 

7-Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.

 

8-Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.(Zilal)

 

her ne kadar amelleri bu ayet ve benzerleri çerçevesinde gösterilecekde olsa sonları husrandır.

 

Ayetde geçen ''böylelerinin bütün yapıp-ettikleri '', yani Allah'ın insanlara yollamış oldugu her çag ve zamandaki mesajlarını ve ahireti kökten inkar edenlerin bütün amelleri boşa gitmiştir.

 

Bunun dışında kalan yani Allah'ın mesajlarını kabul eden ve yaptıklarının hesabını verecegine inanlar ( ki bunlar her çag ve zamanın müslümanlarıdır) bu ayetin kapsamı dışındadır.

 

Saf müslüman her zaman için Allah katında makbuldür, çünkü Tevhid ehlidir ve tartıda bu Tevhid inancı her zaman agır gelecektir.

 

 

Bana parçacı yakıştırması yapan,enes bey,siz niye cımbızlıyorsunuz.Bir önceki ayet işinize gelmiyormu ?

 

 

6- O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.

 

7- Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.

 

8-Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir

 

Büyük yazdım ki dikkatinizi çeksin diye.Ameller gösterilecek demiyor sadece,Amellerinin karşılığı diyor.Amellerin karşılığı ise ceza veya mükafattır.

 

Saf müslüman her zaman için Allah katında makbuldür, çünkü Tevhid ehlidir ve tartıda bu Tevhid inancı her zaman agır gelecektir.

 

Sen istersen ağzınla kuş tut,İyiliklerin % 49 olursa sende ebedi cehennemliksin kurana göre.

Gönderi tarihi:

KEHF SURESİ.

 

105.İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacağız.

 

Bu Ayet te İnkarcıların için tartı olmayacağı açıkça anlatılıyor.

 

 

KÂRİA SURESİ.

 

Mekke döneminde inmiştir. 11 âyettir. "Kâri'a", vuran, çarpan, kapıyı çalan, yürekleri hoplatan şey demektir. Burada, kıyamet gününü ifade etmektedir

 

Bismillahirrahmânirrahîm

1-Yürekleri hoplatan büyük felaket!

2-Nedir o yürekleri hoplatan büyük felaket?

3-Yürekleri hoplatan büyük felaketin ne olduğunu sen ne bileceksin?

4-O gün insanlar, her biri bir tarafa uçuşan küçük kelebekler gibi olacaktır.

5-Dağlar da atılmış renkli yünler gibi olacaktır.

6-İşte o vakit, kimin tartıları ağır gelmişse,

7-Artık o, hoşnut olacağı bir hayat içinde olacaktır.

8-Ama kimin de tartıları hafif gelirse,

9-İşte onun anası (varacağı yer) Hâviye'dir.

10-Sen Hâviye'nin ne olduğunu ne bileceksin?

11-O, kızgın bir ateştir.

 

Bu Sure de “KÂRİA” Kıyamet günü İnsanların durumunu anlatıyor ve kimin tartısının kendisini kurtaracağını “Ameline göre” anlatıyor (İNKARCILARA TARTI TUTULMAYACAĞI ZATEN KEHF SURESİ 105 TE ANLATILIYOR)

 

BAKARA-

79.Artık vay hallerine; Kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için "Bu Allah Katındandır" diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına.

80.Dediler ki: "Sayılı günlerin dışında, ateş asla bize değmeyecektir." De ki: "Allah Katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden dönmez- Yoksa Allah'a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?"

81.Hayır; kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır.

 

Bakara Suresi nin bu Ayetleri de yine ALLAH a karşı inkarlarından dolayı Yahudi leri anlatıyor ve inkarlarından dolayı ebedi cehennem de kalacaklarını söylüyor.ŞİMDİ BURADAN HAREKETLE CEHENNEM DEN, CENNET E GİDİLMEYECEĞİNE DAİR (CEZASINI ÇEKTİKTEN SONRA) BİR SÖZ KAYIT VARMI KİMSE KENDİ KENDİNE SENARYO YAZIP KURGULAMASIN TEŞEKKÜR.

Gönderi tarihi:
Bana parçacı yakıştırması yapan,enes bey,siz niye cımbızlıyorsunuz.Bir önceki ayet işinize gelmiyormu ?

6- O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.

 

7- Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.

 

8-Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir

 

Büyük yazdım ki dikkatinizi çeksin diye.Ameller gösterilecek demiyor sadece,Amellerinin karşılığı diyor.Amellerin karşılığı ise ceza veya mükafattır.

Sen istersen ağzınla kuş tut,İyiliklerin % 49 olursa sende ebedi cehennemliksin kurana göre.

 

 

7 ve 8 . ayetleri kafir olanlarında işlerinin karşılıgı gösterilecek örneklemesi için yazdım sadece

 

kaldı ki Kehf süresindeki ve benzeri ayetlerin kapsamına girenlerin temel niteligi ortada bunun dışında kalanlar için söz konusu degil ...

 

siz Zelzele süresinden vb.lerinden hangi mantıkla ebedi cehennemlik fikrini yürütüyorsunuz ki.

Gönderi tarihi:
7 ve 8 . ayetleri kafir olanlarında işlerinin karşılıgı gösterilecek örneklemesi için yazdım sadece

 

kaldı ki Kehf süresindeki ve benzeri ayetlerin kapsamına girenlerin temel niteligi ortada bunun dışında kalanlar için söz konusu degil ...

 

siz Zelzele süresinden vb.lerinden hangi mantıkla ebedi cehennemlik fikrini yürütüyorsunuz ki.

 

İlkönce düzgün ve anlaşılır şekilde soru sormasını öğrenin derim.Ne dediğiniz anlaşılmıyor.

Gönderi tarihi:

KATA KUTA ve Onun gibi düşünenler..

 

Sizin işiniz bu?

 

siz size verilen görevi yapıyorsunuz,çünkü sizin dininiz size bunu emir ediyor.

 

burada bir müslümanı bile çelişkiy düşürebilsek bile KAR amcındasınız.

 

verdiğiniz örnekler gayet açık.

 

Hiç bir çelişki yok! bir sürü örnek vermişsiniz ama önemli olan onu idrak etmektir,idrak edemiyorsan sen ve sengibi arkadaşlrın sorunudur.

bakın bakara suresi 62.ayette açıkca söylüyor ;

 

'Şüphe yokki,müminler ile yahudilerden ve nesera ile sabii taifesinden her hangi kimseler Allah Tealaya,ahiret gününe iman edip salih

 

amellerde bulunmuş olurlarsa onlar için rabları indinde mükafatlar vardır.

 

Ve kendilerine asla korku yoktur. ve onlar mahsunda olmayacaklardır.'

 

burada koyu yazılmış yerleri dikkatli oku o zaman eğer allaha ve ahiret gününe inanırsan tövbe edersen af edileceksin mükafatlandırılacaksın demektedir.

açık açık söylüyor sen anlamak istemesen anlayamasın.....

 

Dediğim gibi bu tür MİSYONERLİK faliyetler sizin göreviniz.

Dininizin görevni yerine getiriyorsunuz ama KURAN-İ KERİM'E iftira atmayın...

 

biz hiç sizin dinizde ana karnındaki çocuğun dünyaya gelmeden günahkar sayıldığını söylüyormuyuz.(gün görmemiş çocuğun ne suçu olabilir)

yada 70 yaşına kadar günah işle sıradan insan(papaz)kutsaın cennetlik ol.

varmı böyle birşey?

 

bu şekilde saldırırsanız kaybeden siz olursunuz......

 

sagılar sunmuyorum size....

Gönderi tarihi:
İlkönce düzgün ve anlaşılır şekilde soru sormasını öğrenin derim.Ne dediğiniz anlaşılmıyor.

 

 

soru gayet açık anlamıyorum desen daha dogru olurdu

 

yoksa neyi savundugunu mu unuttun

 

:)

Gönderi tarihi:
KATA KUTA ve Onun gibi düşünenler..

 

Sizin işiniz bu?

 

siz size verilen görevi yapıyorsunuz,çünkü sizin dininiz size bunu emir ediyor.

 

burada bir müslümanı bile çelişkiy düşürebilsek bile KAR amcındasınız.

 

verdiğiniz örnekler gayet açık.

 

Hiç bir çelişki yok! bir sürü örnek vermişsiniz ama önemli olan onu idrak etmektir,idrak edemiyorsan sen ve sengibi arkadaşlrın sorunudur.

bakın bakara suresi 62.ayette açıkca söylüyor ;

 

'Şüphe yokki,müminler ile yahudilerden ve nesera ile sabii taifesinden her hangi kimseler Allah Tealaya,ahiret gününe iman edip salih

 

amellerde bulunmuş olurlarsa onlar için rabları indinde mükafatlar vardır.

 

Ve kendilerine asla korku yoktur. ve onlar mahsunda olmayacaklardır.'

 

burada koyu yazılmış yerleri dikkatli oku o zaman eğer allaha ve ahiret gününe inanırsan tövbe edersen af edileceksin mükafatlandırılacaksın demektedir.

açık açık söylüyor sen anlamak istemesen anlayamasın.....

 

Dediğim gibi bu tür MİSYONERLİK faliyetler sizin göreviniz.

Dininizin görevni yerine getiriyorsunuz ama KURAN-İ KERİM'E iftira atmayın...

 

biz hiç sizin dinizde ana karnındaki çocuğun dünyaya gelmeden günahkar sayıldığını söylüyormuyuz.(gün görmemiş çocuğun ne suçu olabilir)

yada 70 yaşına kadar günah işle sıradan insan(papaz)kutsaın cennetlik ol.

varmı böyle birşey?

 

bu şekilde saldırırsanız kaybeden siz olursunuz......

 

sagılar sunmuyorum size....

 

Hoşgeldin arkadaşım foruma.

 

Kısa kısa yazacağım:

 

Bizim dinimiz yok.

Bize kimse görev vermiyor.

Olmayan dinimizden emir alamayız.

Kuran'a iftira etmiyoruz. Kuran'da ne varsa onu yazıyoruz, makyajlamıyoruz, rasyonelleştirme çabası içine girmiyoruz, "vardır bir Hikmeti" deyip sorunun üstüne yatmıyoruz.

 

Hristiyanlık'ın da Islam'dan farkı yok. Babaları aynı: Musevilik. Onun atası da Güneş/Nur ilahı Aten tapınımı. (Semavi din sözü, nur'a atfedilen kutsallık falan sana bir anlam ifade ediyor mu?)

 

Hristiyanlıktaki saçmalıkları ona inananlarla tartış.

 

***

 

Yukarıya alıntıladığın ayet bile İslam'ın misyonu ile çelişiyor.

 

Sana göre, en son din, hak din hangisi? İslam değil mi?

Yani diğer dinler artık hükmünü yitirmiştir size göre.

 

Ama bak Kuran'ın bu ayetine göre, hükmünü yitirmemiş diğer dinler. Hristiyanlar da Allah'a ve ahirete inananıyorlarsa, ki biliyoruz inanıyorlar, cennete gidebilirlermiş.

 

Gördün mü çelişkiyi? Alıntıladığın ayet, son din, tek doğru din iddianızı yalanlayan bir ayet.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

brain slaper; kata kta vb.

 

yine söylüyorum aynı ayeti tekrar yazmama gerek yok gayet açık EĞER ALLAHA İNANIP ONA İMAN EDERSEN zaten müslüman sayılırsın......

bunda anlamayacak ne var ?ALLAH'A inanmak ile Allah'a inanıp iman etmek arsaında dağlar kadar fark vardır.....

önemli olan bunu idrak etmektir...

 

söylediğim gibi onu anlamak için yaşamalısın....

 

idrak edemediğin için kendin çelişkide kalıyorsun.....

 

eğer kuran-ı kerimi bilseydin o ayetler şize çelişkili gelmezdi,türkçe alamları o şekilde .

sizin amacınız niyetiniz belli neye, kime hizmet ettiklerinizde belli o sebepten istesende anlayamazsın.

emin olunki sende birgün anlayacaksın......hemde bu dünyada ......

 

merak ettiğim bir konu var madem inaçsız sınız...

 

O zaman sizde namus kavramıda yoktur!!!

 

Namusun önemini alayamazsınız o zaman ...

 

(Eşiniz,anneniz,kız kadeşiniz bunlara karşı bakışınız nasıl acaba?)

 

inançsız bir insan sapkın olur her türlü sapıklık mübahtır onlar için.

 

Çünkü inandığınız bir şey yok ne günah,ne korku biliyorsunuz...

 

annesi ve kız kardeşi gibi en değerli varlıkları ile ilişkiye girmeleri sizce normaldir....

 

erkeğin erkekle evlenmesi'de sizce normaldir....

 

 

daha önce sizingibi birisi ile tanıştım gayet normal karşıladı.

bu'mu inançsızlık....

 

o nedenle ben, yinede inanmayı tercih ederim...

...

Gönderi tarihi:

Kuran allahın sözüdür.

 

Delilin ne ?

 

Kuranda öyle yazıyor.

 

Yukarıdaki yazı katakuta dan alıntıdır.

 

Şimdi katakuta nın yukarıda alıntı yaptığım yazısı "KUR,AN,ALLAH ın sözü dür. Delilin ne?

KUR,AN da öyle yazıyor. Demekle sanki eleştiri vede alaycı bir üslup kullanarak bir tesbit yapıyor katakuta bizim KUR,AN ımız var ve

KUR,AN ın ALLAH kelamı olduğuna AMENNA VE SADDAKNA inanıyoruz vede KUR,AN dada öyle yazıyor peki siz inanmıyorsunuz yani

inançsızsınız ve yahut nasıl inanıyorsanız öylesiniz buradan hareketle sizin bize karşı ileri süreceğiniz deliliniz nedir kayıt altında veya

teorik olarak "ALLAH" hakkında yoksa her zaman yaptığınız gibi çala kalem uydurma ve çarpıtma mı hadi böyle olsanız neyse birde ileri sürdüğünüz bütün itirazlarda "ZIRVA TEVİL GÖTÜRMEZ" türü yazılar sizi akli selime ve gerçek anlamda tartışmaya davet ediyorum yazdıklarınızdan en azından Foruma vede topike girenlerde faydalansın ha buradan şunuda belirteyim kopya serbest (paket) alıntı olduğunu da yazmamak kaydı ile herkes sizin yazdığınızı zannetsin.

Gönderi tarihi:
annesi ve kız kardeşi gibi en değerli varlıkları ile ilişkiye girmeleri sizce normaldir....

 

erkeğin erkekle evlenmesi'de sizce normaldir....

 

hayır, normal değildir ve sapıklıktır

 

ama herşey bunu gerçekleştiren iki insan için normalse ve kendileri dışında başkalarına zararları yoksa kimseye karışamayız.

 

bu sapıklıkları yapan müminde olabilir ateistte, insanları bu şekilde sınıflandıramayız

 

iyiler mümin, kötüler atesit

 

yok böyle birşey,

Gönderi tarihi:
hayır, normal değildir ve sapıklıktır

 

ama herşey bunu gerçekleştiren iki insan için normalse ve kendileri dışında başkalarına zararları yoksa kimseye karışamayız.

 

bu sapıklıkları yapan müminde olabilir ateistte, insanları bu şekilde sınıflandıramayız

 

iyiler mümin, kötüler atesit

 

yok böyle birşey,

 

 

Sevgili Tarafsiz, suna iyiler, kotuler demesek. Sapik olmayanlar mumin, sapik olanlar ateist :stuart:

Gönderi tarihi:
brain slaper; kata kta vb.

 

yine söylüyorum aynı ayeti tekrar yazmama gerek yok gayet açık EĞER ALLAHA İNANIP ONA İMAN EDERSEN zaten müslüman sayılırsın......

bunda anlamayacak ne var ?ALLAH'A inanmak ile Allah'a inanıp iman etmek arsaında dağlar kadar fark vardır.....

önemli olan bunu idrak etmektir...

 

söylediğim gibi onu anlamak için yaşamalısın....

 

idrak edemediğin için kendin çelişkide kalıyorsun.....

 

eğer kuran-ı kerimi bilseydin o ayetler şize çelişkili gelmezdi,türkçe alamları o şekilde .

sizin amacınız niyetiniz belli neye, kime hizmet ettiklerinizde belli o sebepten istesende anlayamazsın.

emin olunki sende birgün anlayacaksın......hemde bu dünyada ......

 

merak ettiğim bir konu var madem inaçsız sınız...

 

O zaman sizde namus kavramıda yoktur!!!

 

Namusun önemini alayamazsınız o zaman ...

 

(Eşiniz,anneniz,kız kadeşiniz bunlara karşı bakışınız nasıl acaba?)

 

inançsız bir insan sapkın olur her türlü sapıklık mübahtır onlar için.

 

Çünkü inandığınız bir şey yok ne günah,ne korku biliyorsunuz...

 

annesi ve kız kardeşi gibi en değerli varlıkları ile ilişkiye girmeleri sizce normaldir....

erkeğin erkekle evlenmesi'de sizce normaldir....

daha önce sizingibi birisi ile tanıştım gayet normal karşıladı.

bu'mu inançsızlık....

 

o nedenle ben, yinede inanmayı tercih ederim...

...

 

Ahlaki davranışlar sizin din çiftliğinin tapulu malı değil.Bunları bilmek için bir d,n kitabına ihtiyacımda yok.Aklım ve vicdamın bana yeterli geliyor.Ben değil yakın akrabalarıma,komşumun eşine bile yan gözle bakmam,bakanı ise set bir şeklide eleştiririm.Demekki kitabınızda yasak olmasa idi, anneniz veya kızkardeşiniz ile ilşikiye girecektiniz.Çünkü dediklerinizden öyle anlaşılıyor.Yani sizi tutan aklınız değil,dininiz.

 

Siz bu saçmalıkları bize yakıştırmadan önce kendi peygamberinizin ne yaptığına baksanız daha iyi olur kanaatindeyim.

 

Ahzap 37- Hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye: "Hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'ın açacağı şeyi gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyıktı. Sonra Zeyd o kadından ilişiğini kestiği zaman, biz onu sana eş yaptık ki, oğulluklarının ilişkilerini kestikleri hanımlarını nikâhlamada müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri de yerine getirilmiştir.

 

..En güvenilir İslam tarihçisi olarak bilinen Taberi hikayeyi şu şekilde nakleder..

Tanrı elçisi günün birinde Zeyd’i aramak üzere onun evine gelir. Kapıda yünden örülmüş bir perde asılıdır. Peygamber kapının önündeyken rüzgar perdeyi kaldırır. O anda Zeyneb içerde çıplak olarak bulunmaktadır.. Tanrı elçisinin gözü ona ilişir, güzelliği hoşuna gider ve kalbinde iz bırakır.. Akşam olupda Zeyd eve gelince, Zeyneb ona Peygamberin geldiğini söyler.. Zeyd, “ Eve girmesini rica etmeli idin” der.. Zeyneb, “ Eve girmesini rica ettiysemde girmedi..” der.. Zeyd, “ Peki ayrılırken bir şey soylemedi mi ..” der.. Zeyneb, “Kalpleri değiştiren Tanrı kutludur dedi” der... Bu söz üzerine Zeyd, Muhammed’in Zeyneb’e aşık olduğunu ve onunla evlenmek isteyebileceğini düşünerek, onun yanına gider ve “Ey Tanrı elçisi, evime geldiğini söylediler, babam ve anam sana feda olsun, eve girmeliydin.. Zeyneb hoşuna gitmiş olabilir, eğer hoşuna gittiyse hemen boşarım” der... Muhammed, “Karın hakkında bir şüpheye mi düştün ? ” diye sorar.. Zeyd, “ Ey Tanrı elçisi, hiçbir hususta ondan şüphelenmedim ve ondan hayırdan başka bir şey görmedim” der.. Muhammed ona, daha sonra Ahzab Suresi 37. ayette de bahsi geçen “Eşini tut, Allah’dan kork” sözlerini sarfeder. Ancak herşeye rağmen Zeyd, ne düşündüyse Zeyneb’i boşar..

( Zainab Bint Jahsh and her marriage with Muhammad: Annals of al-Tabari, 2:563 )

 

Ebu Davud, Et'ime 2, (3743). Bir rivayette şöyle der: "(Zeyneb'in düğününe gelenlere doyarak sofrayı) terketmelerine kadar ekmek ve et yedirdi."

 

Allah her nedense, Muhammed Zeyneb'i çıplak görene kadar müminlerin, evlatlıklarının boşadıkları karıları ile evlenebilmelerine olanak veren bir ayet göndermeyi düşünmemiştir.

Bir müminin, kendisine baba diye hitap eden bir kızla evlenebilmesi için, Allah'ın, ayet indirdiğine inanmak, üstelik ona halasının kızını helal ettiğini kabul etmek, Allah'ın yüceliğine inanmakla ne derece doğru orantılıdır..? Herhalde bu soru, İslam çerçevesinde ahlaki değerlerini muhafaza eden, Peygamber ne yaptıysa muhakkak ulvi bir nedeni vardır, şeklindeki peşin hükümlü yaklaşımlardan hiçbir zaman vazgeçemeyen dini bütün Müslümanların cevap vermesi gereken soruların başında gelmektedir..

 

 

Ahzap 53- Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır.

 

Adam,evletlığının karısı ile velenmiş bir an evvel gerdeğe girmek için can atıyor,sahabelerde oturmuş sohbete dalmışlar. Olacak şeymi yani.

Gönderi tarihi:
brain slaper; kata kta vb.

 

yine söylüyorum aynı ayeti tekrar yazmama gerek yok gayet açık EĞER ALLAHA İNANIP ONA İMAN EDERSEN zaten müslüman sayılırsın......

bunda anlamayacak ne var ?ALLAH'A inanmak ile Allah'a inanıp iman etmek arsaında dağlar kadar fark vardır.....

önemli olan bunu idrak etmektir...

 

söylediğim gibi onu anlamak için yaşamalısın....

 

idrak edemediğin için kendin çelişkide kalıyorsun.....

 

eğer kuran-ı kerimi bilseydin o ayetler şize çelişkili gelmezdi,türkçe alamları o şekilde .

sizin amacınız niyetiniz belli neye, kime hizmet ettiklerinizde belli o sebepten istesende anlayamazsın.

emin olunki sende birgün anlayacaksın......hemde bu dünyada ......

 

merak ettiğim bir konu var madem inaçsız sınız...

 

O zaman sizde namus kavramıda yoktur!!!

 

Namusun önemini alayamazsınız o zaman ...

 

(Eşiniz,anneniz,kız kadeşiniz bunlara karşı bakışınız nasıl acaba?)

 

inançsız bir insan sapkın olur her türlü sapıklık mübahtır onlar için.

 

Çünkü inandığınız bir şey yok ne günah,ne korku biliyorsunuz...

 

annesi ve kız kardeşi gibi en değerli varlıkları ile ilişkiye girmeleri sizce normaldir....

 

erkeğin erkekle evlenmesi'de sizce normaldir....

daha önce sizingibi birisi ile tanıştım gayet normal karşıladı.

bu'mu inançsızlık....

 

o nedenle ben, yinede inanmayı tercih ederim...

...

 

Aslında cevap yazmıycaktım bunun için ama insanlığım ağır bastı ;

Şöyle ki iman etmeyen insan sapık olur ve namussuz olur diye bir

ithamda bulunmuşsun...Sana küçükken böyle öğrettiler sanırım,

ama öncelikle belirteyim bu saplantı senin suçun değil..

 

Şimdi sözünüettiğin sapıklıkları insanın yapmaması için namuslu erdemli

bir hayatı seçmesi için dini inanç şartmıdır??Din olmaksızın sen bu erdemleri

kendi içinde yaratamazmısın??Yani senin ''namus timsarı''onurlu bir hayat sürmen için

dinin öne sürdüğü GÜNAH-CEZA kavramlarına ihtiyacın mı var kişiliğin yetersiz mi kalıyor??

Gönderi tarihi:
Adam,evletlığının karısı ile velenmiş bir an evvel gerdeğe girmek için can atıyor,sahabelerde oturmuş sohbete dalmışlar. Olacak şeymi yani.

 

 

Nebinin böyle bir evlilige ihyiyacı olmadıgı ve zamanın munafıklarının ve şimdiki kimi İslam dışı kişilerin iddia ettikleri iftiralar tamamen asılsızdır.

 

Ayetler kemikleşmiş bir gelenegi iptal etmiş ve bunun anlaşılması için uyduruk rivayetleri baz almak, apaçık rivayetleri inkar etmekden daha mı? kolay geliyor....

 

Nebinin saygınlıgını ve tertemiz ahlakına dil uzatmak için kıytırık ve dahi uyduruk haberler mi revaçta yoksa

:)

 

devam ederiz lakin seviyeyi düşürmeden....vesselam....

Gönderi tarihi:
Ahlaki davranışlar sizin din çiftliğinin tapulu malı değil.Bunları bilmek için bir d,n kitabına ihtiyacımda yok.Aklım ve vicdamın bana yeterli geliyor.Ben değil yakın akrabalarıma,komşumun eşine bile yan gözle bakmam,bakanı ise set bir şeklide eleştiririm.Demekki kitabınızda yasak olmasa idi, anneniz veya kızkardeşiniz ile ilşikiye girecektiniz.Çünkü dediklerinizden öyle anlaşılıyor.Yani sizi tutan aklınız değil,dininiz.

 

Siz bu saçmalıkları bize yakıştırmadan önce kendi peygamberinizin ne yaptığına baksanız daha iyi olur kanaatindeyim.

 

Ahzap 37- Hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye: "Hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'ın açacağı şeyi gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyıktı. Sonra Zeyd o kadından ilişiğini kestiği zaman, biz onu sana eş yaptık ki, oğulluklarının ilişkilerini kestikleri hanımlarını nikâhlamada müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri de yerine getirilmiştir.

 

..En güvenilir İslam tarihçisi olarak bilinen Taberi hikayeyi şu şekilde nakleder..

Tanrı elçisi günün birinde Zeyd’i aramak üzere onun evine gelir. Kapıda yünden örülmüş bir perde asılıdır. Peygamber kapının önündeyken rüzgar perdeyi kaldırır. O anda Zeyneb içerde çıplak olarak bulunmaktadır.. Tanrı elçisinin gözü ona ilişir, güzelliği hoşuna gider ve kalbinde iz bırakır.. Akşam olupda Zeyd eve gelince, Zeyneb ona Peygamberin geldiğini söyler.. Zeyd, “ Eve girmesini rica etmeli idin” der.. Zeyneb, “ Eve girmesini rica ettiysemde girmedi..” der.. Zeyd, “ Peki ayrılırken bir şey soylemedi mi ..” der.. Zeyneb, “Kalpleri değiştiren Tanrı kutludur dedi” der... Bu söz üzerine Zeyd, Muhammed’in Zeyneb’e aşık olduğunu ve onunla evlenmek isteyebileceğini düşünerek, onun yanına gider ve “Ey Tanrı elçisi, evime geldiğini söylediler, babam ve anam sana feda olsun, eve girmeliydin.. Zeyneb hoşuna gitmiş olabilir, eğer hoşuna gittiyse hemen boşarım” der... Muhammed, “Karın hakkında bir şüpheye mi düştün ? ” diye sorar.. Zeyd, “ Ey Tanrı elçisi, hiçbir hususta ondan şüphelenmedim ve ondan hayırdan başka bir şey görmedim” der.. Muhammed ona, daha sonra Ahzab Suresi 37. ayette de bahsi geçen “Eşini tut, Allah’dan kork” sözlerini sarfeder. Ancak herşeye rağmen Zeyd, ne düşündüyse Zeyneb’i boşar..

( Zainab Bint Jahsh and her marriage with Muhammad: Annals of al-Tabari, 2:563 )

 

Ebu Davud, Et'ime 2, (3743). Bir rivayette şöyle der: "(Zeyneb'in düğününe gelenlere doyarak sofrayı) terketmelerine kadar ekmek ve et yedirdi."

 

Allah her nedense, Muhammed Zeyneb'i çıplak görene kadar müminlerin, evlatlıklarının boşadıkları karıları ile evlenebilmelerine olanak veren bir ayet göndermeyi düşünmemiştir.

Bir müminin, kendisine baba diye hitap eden bir kızla evlenebilmesi için, Allah'ın, ayet indirdiğine inanmak, üstelik ona halasının kızını helal ettiğini kabul etmek, Allah'ın yüceliğine inanmakla ne derece doğru orantılıdır..? Herhalde bu soru, İslam çerçevesinde ahlaki değerlerini muhafaza eden, Peygamber ne yaptıysa muhakkak ulvi bir nedeni vardır, şeklindeki peşin hükümlü yaklaşımlardan hiçbir zaman vazgeçemeyen dini bütün Müslümanların cevap vermesi gereken soruların başında gelmektedir..

Ahzap 53- Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır.

 

Adam,evletlığının karısı ile velenmiş bir an evvel gerdeğe girmek için can atıyor,sahabelerde oturmuş sohbete dalmışlar. Olacak şeymi yani.

 

 

Ben inançsız olmadığım için O tür sapıklıkları hiç düşünmedim..

 

ama sizingibi tanıdığım insanlar oldu onlar sizin gibi söylemiyor ama.....!!!!!!!

yukarıda bile söylenmiş, başkasına zararı olmazsa olabilir.....varmı böyle birşey.....

işte inançlı'lıkla inaçsızlık arsınadaki fark...

 

olmaz böyle birşey olamaz.....

 

ayrıca ahzap 37 suresinin açıklamsını nerden yaptınız,yaptğınız yorum sizi anlatıyor,yada yorumu yapanda sizin zihniyetinizdedir....

 

Bu âyette zikredilen ve Kur’an’da adı geçen tek sahâbî olan zât, Zeyd b. Hârise’dir. Çocukluğunda esir düşmüş, Hz. Hatice onu köle olarak satın almıştır. Hz. Hatice’nin kendisine hediye ettiği bu çocuğu, Peygamberimiz azâd edip evlât edinmişti. Resûlullah, Zeyd’i çok severdi, ona halasının kızı Zeyneb binti Cahş’ı nikâhlamıştı. Fakat Zeyneb, Zeyd ile geçinemedi. Zeyneb, asil bir aileden geldiği için bir köle azâdlısı ile evlenmek istememiş, ancak bu yönde vahiy gelince onunla evlenmişti. Zeyd’e bir türlü ısınamamış, bu yüzden ona karşı asâletiyle övünmekten geri durmamıştı. Zeyd, bir süre daha buna sabretti ise de sonunda Allah’ın Resûlüne varıp Zeyneb’den ayrılmak istediğini söyledi. Bunun üzerine Resûlullah hoşnutsuzluğun sona ermesi için ayrılmalarını uygun bulduysa da bunu Zeyd’in yüzüne söylemedi, ona sadece «karını yanında tut» dedi.

 

Hz. Peygamber’in içinde gizlediği şey, Zeyneb’in sonradan kendisine zevce olacağını bildiği halde bunu açıklamamasıdır. Bu konuda uydurulan birtakım isnatların aslı yoktur. Peygamberimiz, Zeyneb’in güzelliğine hayran kaldığı için onunla evlenmiş değildir. Zeyneb onun halasının kızı idi ve Peygamber onu her zaman görüyordu. İsteseydi onunla Zeyd’den önce kendisi evlenebilirdi.

 

Evet yine söylüyorum ;

 

sizin göreviniz bu yoksa ne gerek var onun bunun dininden.......

madem bir amacınız yok sizi neden ilgilendiriyor bu konular....

dünyayımı bilinçlendiriyorsunuz. :=)

yoksa birilerine hizmetmi ediyorsunuz...

yoksa şeytanla akrabalığınızmı var.

 

haa bu arada

siz maymundan'mı dünyaya geldiniz.....

 

atalrınızı kim olarak kabul ediyorsunuz....

 

ilk yaradılışınız nasıl acaba..biz'de bilinçlenelim. :=)

Gönderi tarihi:
Ahlaki davranışlar sizin din çiftliğinin tapulu malı değil.Bunları bilmek için bir d,n kitabına ihtiyacımda yok.Aklım ve vicdamın bana yeterli geliyor.Ben değil yakın akrabalarıma,komşumun eşine bile yan gözle bakmam,bakanı ise set bir şeklide eleştiririm.Demekki kitabınızda yasak olmasa idi, anneniz veya kızkardeşiniz ile ilşikiye girecektiniz.Çünkü dediklerinizden öyle anlaşılıyor.Yani sizi tutan aklınız değil,dininiz.

 

Siz bu saçmalıkları bize yakıştırmadan önce kendi peygamberinizin ne yaptığına baksanız daha iyi olur kanaatindeyim.

 

Ahzap 37- Hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye: "Hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'ın açacağı şeyi gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyıktı. Sonra Zeyd o kadından ilişiğini kestiği zaman, biz onu sana eş yaptık ki, oğulluklarının ilişkilerini kestikleri hanımlarını nikâhlamada müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri de yerine getirilmiştir.

 

..En güvenilir İslam tarihçisi olarak bilinen Taberi hikayeyi şu şekilde nakleder..

Tanrı elçisi günün birinde Zeyd’i aramak üzere onun evine gelir. Kapıda yünden örülmüş bir perde asılıdır. Peygamber kapının önündeyken rüzgar perdeyi kaldırır. O anda Zeyneb içerde çıplak olarak bulunmaktadır.. Tanrı elçisinin gözü ona ilişir, güzelliği hoşuna gider ve kalbinde iz bırakır.. Akşam olupda Zeyd eve gelince, Zeyneb ona Peygamberin geldiğini söyler.. Zeyd, “ Eve girmesini rica etmeli idin” der.. Zeyneb, “ Eve girmesini rica ettiysemde girmedi..” der.. Zeyd, “ Peki ayrılırken bir şey soylemedi mi ..” der.. Zeyneb, “Kalpleri değiştiren Tanrı kutludur dedi” der... Bu söz üzerine Zeyd, Muhammed’in Zeyneb’e aşık olduğunu ve onunla evlenmek isteyebileceğini düşünerek, onun yanına gider ve “Ey Tanrı elçisi, evime geldiğini söylediler, babam ve anam sana feda olsun, eve girmeliydin.. Zeyneb hoşuna gitmiş olabilir, eğer hoşuna gittiyse hemen boşarım” der... Muhammed, “Karın hakkında bir şüpheye mi düştün ? ” diye sorar.. Zeyd, “ Ey Tanrı elçisi, hiçbir hususta ondan şüphelenmedim ve ondan hayırdan başka bir şey görmedim” der.. Muhammed ona, daha sonra Ahzab Suresi 37. ayette de bahsi geçen “Eşini tut, Allah’dan kork” sözlerini sarfeder. Ancak herşeye rağmen Zeyd, ne düşündüyse Zeyneb’i boşar..

( Zainab Bint Jahsh and her marriage with Muhammad: Annals of al-Tabari, 2:563 )

 

Ebu Davud, Et'ime 2, (3743). Bir rivayette şöyle der: "(Zeyneb'in düğününe gelenlere doyarak sofrayı) terketmelerine kadar ekmek ve et yedirdi."

 

Allah her nedense, Muhammed Zeyneb'i çıplak görene kadar müminlerin, evlatlıklarının boşadıkları karıları ile evlenebilmelerine olanak veren bir ayet göndermeyi düşünmemiştir.

Bir müminin, kendisine baba diye hitap eden bir kızla evlenebilmesi için, Allah'ın, ayet indirdiğine inanmak, üstelik ona halasının kızını helal ettiğini kabul etmek, Allah'ın yüceliğine inanmakla ne derece doğru orantılıdır..? Herhalde bu soru, İslam çerçevesinde ahlaki değerlerini muhafaza eden, Peygamber ne yaptıysa muhakkak ulvi bir nedeni vardır, şeklindeki peşin hükümlü yaklaşımlardan hiçbir zaman vazgeçemeyen dini bütün Müslümanların cevap vermesi gereken soruların başında gelmektedir..

Ahzap 53- Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır.

 

Adam,evletlığının karısı ile velenmiş bir an evvel gerdeğe girmek için can atıyor,sahabelerde oturmuş sohbete dalmışlar. Olacak şeymi yani.

Evvela kafkask adlı kişinin yazdığı ve isnat ettiği sözlerden dolayı kendi adıma özür dilerim. Sonra da katakuta rumuzlu kişiye

derimki "en güvenilir İslam tarihçisi dediğin Taberi nin" Sözlerini niye bir yabancı dan alıntılıyorsun.(Zainab Bint Jahsh and her marriage with Muhammad: Annals of al-Tabari, 2:563 ) birde alıntı yaptığın Taberi nin şimdi alıntılayacağım Taberilerden hangisi olduğunu biliyormusun.

TABERİ: Ebu Cafer Muhammed bin Cerir, tefsir ve hadis ve Şafii fıkıh âlimidir. Hicri 224 [m. 839] de Taberistan’da doğup ve 310 [m. 923] da Bağdat’ta vefat etti. Tarih-ul-ümem ve yirmiüç cilt Camiul-beyan tefsiri çok kıymetlidir. Ali bin Muhammed Şimşati adında bir şii bu tarihi ihtisar etmiş, bu şii kitabı, Taberi tarihi adı ile türkceye tercüme edilmiştir. Okuyanlar aldanmaktadır. Muhammed bin Cerir bin Rüstem Taberinin şii olduğu, Alusinin Tuhfei isna-aşeriyye muhtasarı kitabının 68. sayfasında yazılıdır. Muhammed bin Ebil-Kasım Taberinin de şii olduğu Esma-ül-müellifinde yazılıdır. Bunları İbni Cerir hazretleri ile karıştırmamalıdır. 548 [m. 1153] de vefat eden imamiyye fırkasından Fadl bin Hasen Taberinin Mecmaul-beyan adındaki Tabersi şii tefsiri de, Taberi tefsiri ile karıştırılmaktadır. Muhibbuddin Ahmed Taberi şafii hicri 694 de vefat etti.

Şimdi katakuta milyarlarca defa yanıtlanmış yine bir okadar İnsanın inandığı bir Peygambere a.s.v. karşı söylediğin sözlerden dolayı

seni kınıyor ve pretesto ediyorum. Yazdığın ve isnat ettiğin sözler o kadar çirkin ve o kadar kötüki zannedersem kişiliğini sergiliyorsun İnsan olan biri "Ahlaklı olduğunu iddia eden" en en nefret ettiği birine dahi bu yakıştırmayı yapmaz kaldiki hz. Aişe nin

belirttiği gibi şayet saklanacak bir şey olsa idi Peygamberimiz a.s.v. bu olayı saklardı ki buradan da KUR,AN ın dolayısı ile İslam ve

Peygamberimizin ne kadar dürüst ve doğru olduğunu gösterir. Aslında yazışmalar ve kişilerin ne düşündükleri faydalı da oluyor kendine veya kendilerine bir şey vehmedenlerin ne kadar da boş olduklarını yanlız yanlı yazıları ve çarpıtmaları buraya taşımalarından belli oluyor kişi iddiarına inanırsa en azından objektif lik adına her iki tarafın da görüşlerine itibar ederek yazı yazar en

azından araştırma yapar buradan hareketle zaten yazdıklarının hiç bir kıymeti yok çünki objektif ve dürüst değilsin şimdilik bu kadar.

Gönderi tarihi:

.....Kur'an ve Sünnet üzerine bir otorite olmaya kim hak kazanmaktadır? Veya genel ifadelerle, İslâm ve onun sayısız yönü hakkında yazmak kimin hakkıdır? Elbette ki herhangi bir kişi klavyesinin başına oturup İslâm hakkında da yazabilir; fakat ancak samimi bir Müslüman İslâm ve onunla ilgili konular hakkında yazmak için meşru şekilde bir ayrıcalığa sahip olabilir. Bazıları bunu önyargılı olarak değerlendirebilir, fakat bu takdirde önyargılı olmayan kimdir? Oryantalist ilim geleneği başlangıçta, daha fazla aydınlanmış bir yabancının araştırdığı konuyu daha keskin bir gözle ve daha derin bir mantıkla görebileceği şeklinde bir tarafsızlık iddiası üzerine oluşturulmuştu. Bu varsayımın bir ağırlığı olmakla birlikte, bunu olduğu gibi kabul edemeyiz. Oryantalizmi en azından bu görüşte bir hakikat olup olmadığını anlamak için kendi inançları ve mizacı ile ilgili olarak soruşturmamız gerekir, Oryantalizmin geçmişi ve bugünü böyle göklere çıkarılan bir imaj görüntü vermemektedir. Edward Said'in ifade ettiği gibi, Oryantalizm temelde, Doğu, Batı'dan daha zayıf olduğu için Doğu üzerine hakimiyet kurma arzusunda olan siyasi bir doktrindir. Bu nedenle, Müslümanlar açısından, inanan ve ibadetlerini ifa eden bir başka Müslüman tarafından kaleme alınanlar, daha sonra kıymetine göre takdir edilmek kaydıyla dikkate alınmayı hak eder. Oryantalizmin kendi muhalif görüşlerini geliştirmek için yaptıkları teşebbüsler ise bertaraf edilmelidir. Bu seçicilik İbn Sirin'in (ö. 110 H./728 M.) altın kuralının tam kalbinde yer alır:

 

"Bu ilim sizin dininizi oluşturur, öyleyse dininizi kimden aldığınıza dikkat edin."

 

Prof. Dr. M. Mustafa el-Azami

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.