Zıplanacak içerik
Gönderi tarihi:

Kaderimiz çiziliyse kararlarımızdan niye sorumlu tutuluyoruz?

 

Yok eğer hür irademiz varsa, niye bazı şeyleri seçtiğimizde cehenneme atılıyoruz?

 

Kader ve Özgürlük

 

Kaderimiz çiziliyse kararlarımızdan niye sorumlu tutuluyoruz?

 

Yok eğer hür irademiz varsa, niye bazı şeyleri seçtiğimizde cehenneme atılıyoruz?

 

Biz seçimlerimizde özgürüz, kader sadece Tanrı'nın bizim seçimlerimizi önceden bilip takdir etmesidir diyerek bu işin içinden çıkmaya kalkmayın. İnsan verdiği kararları çevresindeki koşullara ve faktörlere göre verir. Bu koşullar ve faktörler ise Tanrı'nın kontrolü altında, hatta onun sebep olduğu şeyler olduğundan, Tanrı eğer denilen vasıflara sahipse, insan gerçekten özgür olamaz. Durum bu olmasa ve Tanrı insanı gerçekten özgür kılabilecek (ve kılmış) olsa, yani insanın kararları konusunda Tanrı'nın hiçbir kontrolü olmasa, o zaman da bu durum Tanrı'nın özgürlüğünü kısıtlar. İnsanın özgürlüğü ve iradesi Tanrı'nın mutlak iradesiyle çelişir. İnsan gerçekten seçimlerinde özgürse ve Tanrı'nın bunda hiçbir rolü yoksa, fonksiyonu sadece bunları baştan bilmekten ibaretse, bu Tanrı'nın gücüne sınır koyar. Tanrı her şeye kadir olduğuna göre, bizim seçimlerimiz de onun onayı ve bilgisi dahilindedir. Hatta çevremizdeki her şeyi o yarattığından, seçimlerimiz de dolaylı olarak onun sebep olduğu şeylerdir. Dolayısıyla, hem Tanrı hem de insan bir arada özgür olamaz. Cüz-i irade ve külli irade ayrımı da bu işi çözmeye yetmez. Bu çelişki dinlerin doğasında vardır ve din adamları bunun içinden ağızlarıyla kuş tutsalar çıkamazlar. Kendilerine sorun, alacağınız hiçbir cevap sizi tatmin etmeyecektir. İslam ve kader konusunda, sitemizde yer alan şu yazıyı da okuyabilirsiniz: İnsan İradesi

 

 

Seçme yeteneğimiz var, fakat bazı şeyleri seçmememiz isteniyorsa bu yeteneğin ne kadar anlamı var?

 

 

Tanrının gerçekten varolduğunu farz edelim. Benim niye ona tapınma zorunluluğum var? Eğer benim herhangi birine, bu biri benden çok daha güçlü bile olsa, tapınmayı reddetme yeteneğim varsa (eğer bunu seçebiliyorsam, böyle bir yeteneğim var demektir), o zaman bu yeteneği kullanmaktan dolayı neden ceza görmem gerekiyor? Eğer itaat istiyorsa, neden itaat etmeme yeteneğini de veriyor insana? Yok eğer başka türlüsünden zevk alamıyorsa, o zaman "Peki bu Tanrı sadist midir?" sorusu gündeme gelir.

 

 

Tanrı her şeyi biliyorsa (geçmiş, gelecek, vs), o zaman geçmiş de, gelecek de daha yaratılış anında belli demektir. Belli olan bir şeyi değiştirmek için, kitap, peygamber, vs göndermenin mantığı ne o zaman?

 

 

Jean Paul Sartre’a göre, Tanrı varsa bile ona savaş açıp yok etmeye çalışmalıyız, çünkü o bizim özgürlüğümüze engeldir. Tanrı varsa bile, eğer iddia edildiği gibi adilse, hür irade verdiği ve istediğini seçme yeteneğiyle donattığı kullarından, bu yeteneği kullanma hakkını esirgememelidir. O zaman kendisi iyi niyetli ve adil olmaz. Gaddar, despot ve adaletsiz olur.

 

 

Adalet

 

 

Farz edelim ki bilimkurgu filmlerindeki o akıllı robotları yapacak kadar gelişti teknolojimiz. Ve bu yaptığımız robotlar hem kendi varlıklarının bilincinde, hem de hür seçimlerini yapabilecek varlıklar. Bu durumda, biz onlardan, bize köle gibi itaat etmelerini bekleyebilir miyiz? Buna hakkımız var mıdır? Bunu yaparsak, bu durumun hür insanları köle edinmekten ne farkı vardır? Bu bizi, gaddar, acımasız, despot ve adaletsiz yapmaz mı?

 

 

Yapay zeka programları üzerine çalışan bir bilgisayar programcısını düşünün. Bir program hazırlıyor, test ediyor ve programın istediği kadar zeki davranmadığını görüyor. Bu durumda programcı kimi suçlamalıdır? Yazdığı programı mı, yoksa kendisini mi?

 

 

Kuran'da neden devamlı kölelerden bahsedilmektedir? (Kölelerinize iyi davranın,vs. benzeri telkinlere kuranda bolca rastlamak mümkündür). Yani kuran köleliği doğal karşılar, hatta tasvip eder görünümdedir. İnançlılar bu durumla nasıl yüzleşmektedir?

 

 

Kurana göre Tanrı bazılarının kalplerini mühürlemiş, onlardan imanı esirgemiştir. (Biz ateistler o kişilerdeniz belli ki). Peki bu durumda Tanrı bize haksızlık yapmış olmuyor mu? Bizim ne suçumuz vardır? Bu Tanrı'nın adil sıfatıyla çelişmiyor mu?

 

 

Peki ya ömrü boyunca islamla tanışmamış kişilerin ne sucu vardır? Afrika’nın ilkel bir kabilesinde doğmuş birinden Tanrı nasıl kendisine iman bekler?

 

 

Tanrı’nın bizi hem sevdiği söylenir, hem de hayatın bir imtihan olduğu ve eğer bu imtihandan kalırsak, bunun cezasının olduğu söylenir. Yani Tanrı bizi zorla böyle tuhaf bir imtihana sokmuştur. Ve hem hadislerde hem de kutsal kitaplarda cehennemde cennettekinden çok daha fazla insan olacağı söylenir. Bu insanın sevdiği birilerine yapacağı türden bir şey midir?

 

 

Tanrı'nın kadınlara ne garezi vardır? Neden gerekirse dövülebileceklerini söylemiştir (Nisa suresi, 34. Ayet)? Neden onlar "Aklen ve dinen eksik yaratıklardır" (Hadis, kaynak: Buhari). Neden şahitlikleri erkeğin yarısı değerindedir?

 

 

Bizim Müslüman ülkeler, Tanrı katındaki en son ve en hak dine sahipse, neden dünya üzerinde tüm Müslüman ülkeler sürünmektedir? Neden gavur Hristiyanlar ve Yahudiler dünyayı yönetmektedir?

 

 

Tanrı, eğer varsa, hem varlığının tüm kanıtlarını bizden gizleyip, hem de bizlerden kendisine inanmamızı beklerken ne yaptığını zannetmektedir? Kendisi saklambaç oynayan bir çocuk mudur?

 

 

Uzaylılar

 

 

Eğer evrende yaşayan bizden başka pek çok uygarlık varsa (ki modern bilime göre bu kuvvetle muhtemeldir), o zaman bu uygarlıkların bir kısmı bizden geriyse bile, bir kısmı da kesinlikle çok daha ileridir. Fakat kurana göre Tanrı insanı kainatta kendisinden sonra en değerli varlık tayin etmiştir. Meleklerin ve cinlerin bile üstüne koymuştur. Peki bizden kat kat zeki ve becerikli, uygarlıkta bizden trilyonlarca yıl ileri uzaylılar varken, Tanrı bu şerefi niye bize layık görmüştür?

 

 

Neden kutsal kitaplarda bu uygarlıklardan bize hiç bahsetmemiştir?

 

 

Tanrı Adem ve Havva'yı yaratıp cennetten kovmuşken, uzaylılar nasıl olup da cennetten kovulmuşlardır? (Eğer kovuldularsa). Ya hepsi yaratılıp yaratılıp cennetten kovulmuş olmalı, ya da sadece insan cennetten kovulmuş, diğerleri kendi gezegenlerinde yaratılmış olmalı. Eğer bu ikincisi doğruysa, o zaman yine insan bunların tümünden daha ayrıcalıklı oluyor demektir. (İnsanı önce cennette yarattığına göre).

 

 

Acaba Tanrı uzaylılara da peygamberler ve kitaplar göndermiş midir? Onları da mı cehenneme atacaktır? Bizlere huri kızları ve şaraptan nehirler vaat ederken, acaba uzaylılara ne vaat etmiştir?

 

 

Doğa ve Evrim

 

 

Tanrı her şeyi bir sebep için yarattıysa ve her canlının yeryüzünde bir fonksiyonu varsa, neden 60 milyon yıl önce tüm dinozorları ve o zaman yeryüzünde yaşayan canlıların %95’ini ortadan kaldırmıştır? Neden devamlı pek çok canlı türünün soyu tükenmektedir?

 

 

İnsan bugünkü şekliyle yaratıldıysa, bilim adamları kazı bölgelerinde neden iskelet yapısı günümüz insanına uymayan (daha bir maymuna benzeyen) fakat yanı başında taştan delici ve kesici aletler bulunan iskelet örnekleri bulmaktadır? (Bunların yüzlerce örneği var).

 

 

İnsanlar Ademle Havva'dan türediyse, ve evrim, dolayısıyla da bununla bağlantılı olarak "çevre koşullarına bağlı modifikasyon" diye bir şey yoksa, neden dünyanın dört bir yanındaki insanların vücut özellikleri, deri renkleri vs. farklıdır?

 

 

Canlı türleri yaşadıkları ortamlar içinde ve son halleriyle yaratıldılarsa, neden bilimde evrim denen bir prensibe inanılıyor ve neden bu teorinin yığınla kanıtı vardır? Neden bütün saygın bilim adamları bu teorinin doğruluğuna inanırlar? Ve neden televizyonda yayınlanan bütün doğa belgesellerinde evrim teorisine doğrudan veya dolaylı atıflar yapılmaktadır?

 

 

Ayrıca, Nuh Tufanı ve Yaratılışçılara Evrimle İlgili Sorular yazılarını okuyunuz.

 

 

Mantıksal sorunlar ve paradokslar

 

 

Tanrı'nın kendi kendini yok etmeye gücü yeter mi?

 

 

Tanrı'nın ikinci bir Tanrı'yı yaratmaya gücü yeter mi?

 

 

Tanrı'nın birden fazla olmaya gücü yeter mi?

 

 

Tanrı'nın kaldıramayacağı bir taşı yaratmaya gücü yeter mi?

 

 

Tanrı'nın gücü yetmeyecek bir şeyi yaratmaya gücü yeter mi?

 

 

Tanrı her şeye kadir olmamaya da kadir midir?

 

 

Tanrı, herhangi bir sıfatına (Tanrı'nın 99 ismi olan esma-ül hüsna’da geçen tüm isimleri birer sıfatına karşılık olduğuna göre) aykırı şekilde davranabilir mi? Davranabilirse, ve davranırsa, o zaman bu sıfatı nasıl hak eder?

 

 

Tanrı mantık ilkelerinin üzerinde midir? Aynı anda hem doğru olan hem de yanlış olan bir şey yaratabilir mi örneğin? Ya da daire şeklinde bir kare?

 

 

Tanrı evreni yaratmadan önce neredeydi? Ne yapıyordu?

 

 

Tanrı geleceği hem bilir, hem de değiştirebilir mi? (Değiştirirse eski bilgisi yanlış olur).

 

 

Tanrı düşünebilir mi? (Düşünme geleceğe ve geçmişe dairdir. Tanrı geleceği ve geçmişi bildiği için düşünememelidir. Düşünmeye kalktığında kendini yalanlar. Bu yüzden Tanrı gelecek de kurgulayamaz. Kurgularsa geleceği bilmiyordur).

  • Cevaplar 298
  • Görüntü 65,9b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Sayin Pantea,önce sunu saptayalim,Ingilizcedeki THE GOD kelimesi Allah kelimesi ile es anlamli degildir,THE GOD kelimesinin tam karsiligi Tanridir dolayisi ile Allah ve The God anlayisida farklidir.ilah kelimesinin Türkce karsiligi Tanridir.Böyle oldugu icin ben art niyetli olmadan bu sözcügün kullanilmis oldugunu ve kullanilmakta oldugunu ve aslinda yanlis oldugunu yazmistim.Ben burada Türklerle ve Tanri kelimesini kullananlarla ilgili yorum yapmadim,Bir saptama yaptim ama illede benimki dogrudur diyede bir vurgulamada bulunmadim.

La ILAHE ILLALLAH kelimesinin ingilizce tercümeside THERE IS NO GOD ONLY ALLAH tir.

saygilarla

Gönderi tarihi:

Sayin Pantea,önce sunu saptayalim,Ingilizcedeki THE GOD kelimesi Allah kelimesi ile es anlamli degildir,THE GOD kelimesinin tam karsiligi Tanridir dolayisi ile Allah ve The God anlayisida farklidir.ilah kelimesinin Türkce karsiligi Tanridir.Böyle oldugu icin ben art niyetli olmadan bu sözcügün kullanilmis oldugunu ve kullanilmakta oldugunu ve aslinda yanlis oldugunu yazmistim.Ben burada Türklerle ve Tanri kelimesini kullananlarla ilgili yorum yapmadim,Bir saptama yaptim ama illede benimki dogrudur diyede bir vurgulamada bulunmadim.

La ILAHE ILLALLAH kelimesinin ingilizce tercümeside THERE IS NO GOD ONLY ALLAH tir.

saygilarla

 

Bakın arkadaşım; "God" falan gibi yabancı isimlerin "Allah" manasına gelmediğini biliyorum... Ben sadece bir görüş sundum ve "Allah" adının manasını araştırırsanız, böyle bir görüş olduğunu çok rahat görürsünüz... Ayrıca ben o görüşü benimsemiş değilim... "Allah" adı "İlah"tan türememiştir ve "the God" mansına da gelmez... Ancak şu da var ki "Tanrı" adı da "İlah ve "God" manasına da gelmez... Şunu çok büyük bir teslimiyetle kabul ediyorum ki "Tanrı" adı, "Allah" adının yerine geçmez, ancak nasıl ki "Allah"a "Rab" veya "Hakk" gibi tanımlamalar kullanıyorsak, bu manada, Tek Yaratıcı olarak Allah'a "Tanrı" diyebiliriz... Çünkü ben araştırdığım be bildiğim kadarıyla, "Tanrı" adı "İlah" ve avrupa kökenli "God veya "Lord" adlarının betimlediği gibi Put, Totem veya yaratıcıları karşılamamaktadır... Ve ben buna gönül rahatlığıyla inanmış bulunuyorum. Ha, siz "Tanrı" adını, "Allah"ı nitelemek için kullanmazsınız... olabilir, size itiraz etmeye hakkımız yoktur... Ancak şu vardır ki, Kur'an, Allah'tan başka tapınılanlar için zaten özel olarak "İlah" adını seçmiş ve onu önümüze koymuştur... Peki öyleyse, niçin Bazı (Arapçı) bilimadamları, inatla "İlah" adının yerine "Tanrı" adını kullanıyorlar? oysa ki Kur'an zaten açık açık "İlah" adını vermiş onlara??? öyle değil mi? niye yani bu inat... Bunların inadı, Eski Türkleri ve inançlarını benimseyememektendir... Zira Kur'an-a sıkı sıkıya bağlı olduğunu iddia eden kimi İslam Teologlarının, bu "Tanrı" adının kullanımı konusunda, nedense Kur'an-a bağlı kalmamaları kendi büyük çelişkileridir... Zira zaten, belki konu ile alakası hiç yok ama "Gadir-i Hum"u dahi söz konusu etmeyen o İslam Teologları diil mi? demek istediğim bırakın insanlar Allah'a "Tanrı" demekte samimi iseler; putlaştırmıyorsa bu tanım O'nu ve totemleştirmiyorsa; ve O'nu, Batıl olmuş Gök-Tanrı'nın ve o inancın yerine de koymuyorsa; "Tanrı" desinler... Emin olun ki Allah'ın gücüne gitmez... ve yanlış bir tanımda değildir...

Gönderi tarihi:

Sayin Pantea,aciklamalarinizi okudum,cok yararli oluyor belirli bir konu üzerinde fikir üretmek.

Tabiiki Allah büyüktür ve insanlarin kendisine yaklasimlarinin samimi olup olmayacaginida en iyi bilendir,bu nedenle art niyet tasimadan Tanri denmesine kizmaz...

saygilarla :D

Gönderi tarihi:

Küçük bir ekleme yapmak istiyorum..

Tanrı keilmesi sonuna ek alır ve çoğul olarak kullanılabilir..

Yani Tanrılar demyide gerektirir..

Özel bir isim değildir..

Oysa Allah tektir ve ismide özel ve tek olmalıdır..

Allah lafzının sonuna çoğul edatı getirilemez..

Yani Allahlar olmaz..

Yaratıcımızın özel isimleri varken neden gök tanrısı, su tanrısı, güneş tanrısı yada tanrılar gibi değişik şekillerde kullanıla bilen genel bir isim kullanıyoruz..

Allah lafzını kullanmak daha hoş bence..

Tanrı kelimesinin söylenmesine karşın, Allah'ın nasıl hükmedeceğini sen ben bilemeyiz, o nu ancak kendi bilir..

 

 

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:

Küçük bir ekleme yapmak istiyorum..

Tanrı keilmesi sonuna ek alır ve çoğul olarak kullanılabilir..

Yani Tanrılar demyide gerektirir..

Özel bir isim değildir..

Oysa Allah tektir ve ismide özel ve tek olmalıdır..

Allah lafzının sonuna çoğul edatı getirilemez..

Yani Allahlar olmaz..

Yaratıcımızın özel isimleri varken neden gök tanrısı, su tanrısı, güneş tanrısı yada tanrılar gibi değişik şekillerde kullanıla bilen genel bir isim kullanıyoruz..

Allah lafzını kullanmak daha hoş bence..

Tanrı kelimesinin söylenmesine karşın, Allah'ın nasıl hükmedeceğini sen ben bilemeyiz, o nu ancak kendi bilir..

Saygılar...

 

Bakınız, "Tanrı" adı "Allah" anlamına tabii ki gelemez... kimsede o anlama geleceğini iddia edemez... ancak yaptığınız kullanımlarda yanlıştır... "Su Tanrısı" değil "Su İlahı" olabilir... "Tanrı-lar" değil "İlah-lar" olabilir... Çünkü Gök-Tanrı'da Tektir... Gök-Tanrı'ları yoktur... Tamam, Tabii ki "Allah" adı en güzel ve en önemli kullanımdır ama Tanrı, İlah manasına gelmez...

Gönderi tarihi:

Yaptığım tanım yanlış değildir sayın panthea..

Tanrı kelimesi müstakil bir kelime değildir..

Sonuna ek alır..

Ve hepinizinde malumudurki, güneş tanrısı, su tanrısı, aşk tanrısı gibi tanımlar kullanlmaktadır..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Allah'in neyi nasil takdir edecegini tabiatiyla sadece Allah'in kendisi bilir,buna zaten inancimiz var.Benim söylemeye calistigim su idi sanirim sizde farkindasiniz neyi söylemek istedigimin.Ben eger bir art niyet yok ise Allah'in affediciligini vurgulamaya calistim.Zaten kelime-i Tevhid Tanri olmadigini sadece Allah'in oldugunu söyüyor.

saygilarla

Gönderi tarihi:
Allah'in neyi nasil takdir edecegini tabiatiyla sadece Allah'in kendisi bilir,buna zaten inancimiz var.Benim söylemeye calistigim su idi sanirim sizde farkindasiniz neyi söylemek istedigimin.Ben eger bir art niyet yok ise Allah'in affediciligini vurgulamaya calistim.Zaten kelime-i Tevhid Tanri olmadigini sadece Allah'in oldugunu söyüyor.

saygilarla

 

Haklısınız..

Bizde kelimelerde sıfatlarda takılı kalmalıyız demiyoruz..

Tabiki önce niyet önemlidir..

Bizler Allah'a karşı samimiysek, onu gerçekten seviyor ve ona itaat ediyorsak, kelimlerin ne kadar hükmü kalırki..

Fakat dininde bir litaretürü, şekli, şeması, düzeni, üslubu vardır..

Allah lafzıyla tanrı kelimesinin mukayesesini, yine inananlara bırakıyorum..

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Bu saydiginiz tanrilar dünyadami olusuyor yoksa bu verdiyim linkteki yerlerdenmi geliyor.

http://antwrp.gsfc.nasa.gov/apod/archivepix.html

 

 

Sayın lena,

 

Yaratıcılarınız oradalardanmı geliyor bilmem ama.

Verdiğin link çok süper. Adeta büyülüyor insanı.

Bakmakla doyulmuyor.

 

Forumda, astronomi hobisi olan bir arkadaşım daha var.

Bu linki ona da söyleyeceğim. Yararlansın.

 

Çok teşekkürler. :clover:

Gönderi tarihi:

Zaten astoromi bilgisi olan dinleri daha iyi anlar. teseküre hacet yoktu.

Gönderi tarihi:
Zaten astoromi bilgisi olan dinleri daha iyi anlar. teseküre hacet yoktu.

 

Çok haklı..

Uçsuz bucaksız bir feza..

Boşlukta duran milyarlarca mega tonluk yıldızlar, gezegenler vs..

Arlarında süper bir etkileşim..

Olağan üstü bir denge..

Dünyanın güneşe yakınlığı yada uzaklığının, dünyada canlıların yaşayabilmesi için gereken azami ve askari ölçü..!

Sizce bütün bunlar düzensiz ve rastgelemidir..?

Yoksa ince bir hesap işimidir..?

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Bakin sevgili kardesim duzen tabiki var ama mükemmel deyil hesap olsaydi sizin dediginiz gibi mükemmel olurdu her sey. patliyan günesleride gördünüz. Yaratanin belki bizim galeksimizden bile haberi yoktur nerde kaldiki dunyamizla urasicak. Biz ucsuz bucaksiz fezada kayibiz zaten yerimiz belli deyil.

Gönderi tarihi:
Bakin sevgili kardesim duzen tabiki var ama mükemmel deyil hesap olsaydi sizin dediginiz gibi mükemmel olurdu her sey. patliyan günesleride gördünüz. Yaratanin belki bizim galeksimizden bile haberi yoktur nerde kaldiki dunyamizla urasicak. Biz ucsuz bucaksiz fezada kayibiz zaten yerimiz belli deyil.

 

Sevgili lena..

O güneşin patlamasıda bir düzenliliğin gereğidir..

Ayrıca uzayda nice patlamalar oluyor, sana bir zararı dokunuyormu..?

Size göre mükemmel bir evren yada insan nasıl olmalıdır..?

Yanmaz, yapışmaz, çizilmez teflon gibi bir insanmı hayal ediyorsunuz..??? :D

Yada uçan, bir çırpıda on metre zıplayan, süpermen gibi bir adam mı..?

Yada düz duvara tırmanan bedmen gibi bir adammı..?

 

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Bu durum el yapisi ucak araba deyil, hepimizin inandigi allah yapisi, ama görülüyorki her olusum yok olusa dogru kosuyor, bu durum düzensizliktir, mükemmellik olusumun devamliligidir.

Gönderi tarihi:

Madem hepimizin inandığı Allah yapısıysa..

Allah'ın sözlerine kulak ver..

Bu beden size geçici verildi diyor..

Sonlu bir dünyada, ebedi yaşam zaten yokturki, ölmeyesin...

Elbet herkez ölecektir ve zamanı gelince kıyamet kopacaktır..

Ölümsüzlük, ebediyet, noksansızlık ahiret hayatındadır..

Ve mükemmelliğin sonu yoktur..

Sana uçan kanat verilse, yüzen organda istersin..

O da verilse belki bin metre boy istersin..

O da verilse bin kilometreyi gören göz istersin..

İsteklerin sonu var mı..?

Sana en ideal olanı verilmiştir..

Beğenmiyorsan o başka..

Allah'ın bütün sanatını beğeniyorum..

İnsanları beğeniyorum..

Her organları ile gayet güzel yaratılmışlardır..

Mesela ağzımın yerine bir gaga hiç düşünemiyorum..

Yada kurt kulağı gibi bir kulak..

Yada iki boynuz..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Yazdiklariniz benim anlatmak istediyim gayeden uzak, bu alemin sahibi nasil basladi bilemem ama onunda sonunun olucagi kesin, tabi benim fikrimce.

Gönderi tarihi:
Yazdiklariniz benim anlatmak istediyim gayeden uzak, bu alemin sahibi nasil basladi bilemem ama onunda sonunun olucagi kesin, tabi benim fikrimce

 

Kesin bir yargıya varmışsın..

Bu yargını destekleyen fikirlerin yada bulguların var mı..??

Gönderi tarihi:

Yazdiklariniz benim anlatmak istediyim gayeden uzak, bu alemin sahibi nasil basladi bilemem ama onunda sonunun olucagi kesin, tabi benim fikrimce.

 

 

Siz hangi İlahtan sözediyorsunuz?

Biz sonsuz ve ölümsüz olan İlaha yani Allah'a inanıyoruz. Onun yokolması sözkonusu olamaz. Öyle olsaydı ihtiyaç sahibi olurdu ve o zaman ona yaratıcı denmezdi. kavrayamadığınız da bu insani ölçülerle kıyaslıyorsunuz ve evreni Allah sanıyorsunuz.

Gönderi tarihi:
Tanri

Madem size gore tanri varsa niye adaletsiz

tada niye olcusuz hersey....

Tanri bazi kullarina torpili ozaman....

 

arkadasin dedigi ve benim de hep dedigim gibi tanri bizi ozgur birakiyo

sonrada tehdit ediyo bu bir celiskidir...Oda ne yapcagini bilmiyo....

O ordadir burdadir her yerdedir kimseye benzemez bencede olmayan bir sey benzemez...

Ben tanriya inanmiyorum....

 

cennet yada cehennem korkumda yok cunku cennet veya cehennem burasi adaletsiz olan bir tanriya

kulluk yapamam..Tanri varsa nerde niye kendini gostermeyip

tehditde bulunuyo...Insanlarin ona kulluk etmesini istiyoo...Devletlerde bile democrasi var biz

cumhurbaskanina kulluk ediyozmu ,yoo...O niye bole istiyoo....

 

La boheme..

Bu tür soruların cevaplarını defalarca verdik..

Kısa kesicem..

Allah seni gerçekten özgür bıraktı..

Bak özgür olduğun için bunları yazabiliyorsun..

Ancak..!!

Bizlere birer görev yükledi..

Bunları bunları yapacaksınız, bunları bunları yapmıcaksınız, tabi yapmakta yada yapmamakta özgürsünüz, ama sonucuna katlanmanız şartıyla yapın yada yapmayın dedi..

Nitekim dünya kanunlarıda böyledir..

İnsanlar herşeyde özgürdür, hatta adam bile öldürmene kimse karışmaz, fakat yakalanırsan cezasını hemen görürsün..

Sanırım ince nüansı kavradın la boheme..

Yani senin özgürlüğüne yine birşey diyen yok..

Çok fazla sıkıntıya dert etmeyede gerek yok...

Topu topu en fazla 100 sene yaşayacağımızı farzedelim..

Ölünce yalanmı doğrumu göreceğiz..

 

 

Lena..

Saffat suresin de Allah Resulune şöyle buyurur: Sen bu muhteşem yaradılışa şaşırdın kaldın, onlar ise bununla alay ediyorlar..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

bu yazınınızın tutarlı hiç bir tarafı yok o yüzden susacağım ama artık sizde susun rica ediyorum

Gönderi tarihi:
sizde bunlari defalarca solediniz ama bir yararini goremedik

sorular yine soruluyo cunku....

 

Yarar, "yarar verici" şeyi alanadır..

Size doktor bir ilaç vermiştir ama siz o ilacı kullanmıyorsunuzdur, yararını elbete göremezsiniz..

Şimdi yukardaki yazıyı okudun..

Yazımdan bir çelişki örneği verebilir misin..?

Yada o yazıdan bir soru sorabilir misin..?

AMA OKUDUYSAN..!!

Gönderi tarihi:

Cevabını bir üsteki iletide verdim ama yine vereyim..

Buradaki özgürlük bir fiili yapıp yapmamktaki tercihine karışılmamasıdır..

Zira hiç bir özgürlük bir suçu mubah kılmaz..

Allah sana özgürlük verdi ama git adam öldür sen özgürsün demedi..

Nasılki demokratik bir ülkede yaşamana rağmen bazı kısıtlamalar var..

Dindede aynıdır..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
ozaman sole diyim

ben gercekten iyiyim kimseyi kirmadim,calmadim hak yemedim oldurmedim sadece inanmadim

size gore yanacagim ole bundaki mantik ne...

ozaman inanipta yapmadigi sey kalmayanlar var onlarda beim yanima gelicekler...

yani sen inanclisin ama sende gunah isliyon ama ben senden daha iyi insanim

insanlar yaptikalriyla sorumluysa ben yirttim

 

Tamm sen yırtın diyelim..

İnşalah yırtmışsındırda..

Fakat şu soruyu lütfen cevapla..

Bir ülke var ve bu ülkede bir kral var..

Sana özel bir teveccühü var, seni seviyor..

Ve sana dediki, gel sana bir saray yaptırayım, sana son model otomobil tahsis edeyim, sana hizmetçiler tutayım, sana her türlü yiyecekler ve giyecekler temin edeyim dedi..

Sen kabul ettin ve kral bütün buları sana temin etti..

Aradan belli bir zaman geçti, kral seni ziyarete geldi..

Ama sen ayağa bile kalkmadın ve onu hiç tınlamadın..

Ve üstüne üstlük seni tanımıyorum, sen kral olsn nee olmasan ne dedin yüzüne karşı..

Sizce bu durum karşısında bu kral ne yapmalıdır..?

Gönderi tarihi:
Sevgili guzel arkadasim;

adi ustunde geldi verdi diyon.

yasadigimiz evreni bize vereni gormedik biz

sadece aktarilanlar...

dedigin ornekte o sonucu yapsak kral hakli ama

ben bana gelip kendini gosteren bir guc gormedim yani

benim o kadinla alakam olmadiigini soyliycem...

Ole olsaydi nankorluk yapmazdim....

Ama temsilde o kadın yerine kendini koy..

Nankörlük yapmazdın evet, kim olsa yapmazdı..

Fakat Allah yapısı ve imtihanı gereği bizlere görünmüyor işte, ne yapalım..

Aracılar elçiler göndermiş..

Ve her yaratığı zerreye tecelli etmiş..

Sen bir zamanlar Allaha inanırım ama dinlere inanmam demiştin..

Ne değişti o günden bugüne gerçekten merak ediyorum yazarmısın..

Buraya yazmazsan özelime yaz..

 

 

Sevgilerime..

Gönderi tarihi:

Tamm sen yırtın diyelim..

İnşalah yırtmışsındırda..

Fakat şu soruyu lütfen cevapla..

Bir ülke var ve bu ülkede bir kral var..

Sana özel bir teveccühü var, seni seviyor..

Ve sana dediki, gel sana bir saray yaptırayım, sana son model otomobil tahsis edeyim, sana hizmetçiler tutayım, sana her türlü yiyecekler ve giyecekler temin edeyim dedi..

Sen kabul ettin ve kral bütün buları sana temin etti..

Aradan belli bir zaman geçti, kral seni ziyarete geldi..

Ama sen ayağa bile kalkmadın ve onu hiç tınlamadın..

Ve üstüne üstlük seni tanımıyorum, sen kral olsn nee olmasan ne dedin yüzüne karşı..

Sizce bu durum karşısında bu kral ne yapmalıdır..?

 

Sayın kral,

 

Çok güzel senaryolar yazıyorsun.

Memleketin senaristlere de ihtiyacı var.

Becerikli birisin de üstelik. Senaristliğe soyunsan iyi şöhret yaparsın.

Geçmişte ilgi çekici senaryoların'a bir kaç kez daha rastlamıştım.

 

Kurduğun senaryoları, inançlara atfen yorumlamamızı istiyorsun ama.

Yorumlarımız sana evrensel düşünce olarak dönecek ve ne yazıkki umduğun cevaplar olmayacak.

Ya da seni tatmin etmeyecek. Yorumlarımız ortaçağ anlayışlarıyla örtüşmüyor.

 

Şimdi söylediklerini irdeleyelim biraz.

Bizler evrensel ahlaka göre çalışmadan kralın vadettiği armağanları alamayız. Alınmamalı.

Sonra bu, dürüstlükte olmaz. Zekat gibi çalışmadan verilecek yardımlar ortaçağ düşüncesi.

Herkesin işi ve kazancı mutlak olmalı. Kaynak istiyorsan bunlar ayrıca tartışılabilir.

Senaryodaki "tınlanmayan" kral da iyi niyetli ise eğer, yaptığı yardımlar karşılığı işkence yapmayacak.

Olabilir, kültürlü değilmiş diyecek. Kaynar kazana atması veya ateşte dağlaması krala yakışmaz.

Krallar humanist (insancıl) olmalıdır.

Öyle değilmi sayın kral ?

 

Selamlar...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.