Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

gloria

Önerilen İletiler

İnsanları, inançları ya da inançsızlıkları ile değil, insani değerlere sahip olup-olmadıklarıyla değerlendirmek gerekir.

 

Kanımca inanç konusunu bu değerlerin arasında görmek doğru olmaz çünkü insanlar istediği şeye inanmakta özgürdür.

 

Bundan daha doğru bir belirleme olamazdı. Son derece haklısınız. İnanca dayalı pratikler sadece ve sadece inanç sahibini bağlar. İkinci bir kişiyi bağlamasının hiç bir en küçük yolu yoktur. Kendi pratiğini kendi inancı doğrultusunda kişisel yaşamında uygular. İkinci bir kişiyi bu pratikler zerre kadar ne bağlar, ne de ilgilendirir. 

 

Bundan başka bir iddiada bulunmak, insanın en temel hak ve özgürlüklerinden olan inanç özgürlüğüne aykırıdır. Hele hele bir insanı inancına bakıp onunla değerlendirmek ve hakkında yargıya varmak olur şey değildir. Bu insanlık suçudur. İnsan sadece işlediği fiillerle yargılanır. Fikrinden, düşüncesinden, inancından dolayı yargılanması aklın ucundan bile geçirilemez. 

 

Kişinin inancını başkasına ifade etme hakkı elbette vardır. Bu asla suç değilse de sevimsiz bir harekettir. Ben şahsen bana inanç anlatılmasına eşiği yüksek bir tepki veririm. Önce inançlarının temelden yanlış olduğunu söylerim. Nedenlerini de açıklarım. Israr eder, korkutma, yıldırma, sindirme taktikleri denerse çok kırıcı olabilirim. Psikolojik baskı uygulamaya kalkışmak, ifade özgürlüğü kapsamından çıkar. Kimse kimseyi dogmatik metinlerde anlatılmış uydurma yakıştırmalarla sindirmeye kalkışamaz. Kalkışırsa göreceği tepkiyi de sineye çekecek.

 

Bu kişilerin insanların inançlarından dolayı sorguya çekileceklerine ve sorgu sonunda inançlarından dolayı cezalandırılacaklarına inanmaları tam bir insanlık felaketi. Bu insanlık erdemine öylesine aykırı ki, en küçük ihtimal verilebilirliği olamaz ve yoktur. Böyle bir inanç kabul etmemek şöyle dursun, karşısında sessiz kalınacak bir durum bile değildir. Bu inancı derhal reddetmek bir insanlık görevidir. Aksi halde inanç suçu diye bir konunun yoktan var edildiği yerde insanlık filan olmaz, yok olur.  

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yanlış..

 

İnsanların zikirleri(pratikleri) fikirlerindendir.

 

Pratik özgürlüğü için de sınırlar vardır. İnançlar beyinlerde durduğu gibi durmuyor. İnançlar, insanların sosyal yaşamlarına karışmak için üretilmişlerdir.

 

 Elbette fikirlerindendir ve bir konu karşısında, herkesin birbirine benzerlikleri olsa da herbirinin ayrı ayrı fikirleri vardır. Ancak asgari müşterek konularda (kişinin özel Yaşam alanlarına müdahale gibi) Gezi parkı örneğinde olduğu gibi kitleler bir desteğe ihtiyaç olmaksızın kolayca bir araya gelebilir.

 

İnanç sistemleri daima insanoğlunu doğruya dürüstlüğe yöneltmek için üretilmişler ama her zaman da baskı aracı olarak kullanılmak için yozlaştırılmıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnanç sistemleri daima insanoğlunu doğruya dürüstlüğe yöneltmek için üretilmişler ama her zaman da baskı aracı olarak kullanılmak için yozlaştırılmıştır.

 

İlk iletinin devamında böyle bir fikrin geleceğini bildiğimden karşı çıkmıştım.

 

İnançlar DAİMA doğruya dürüstlüğe yöneltirmiş. Üretiliş gayesi de bu imiş..

 

Ben ise tamamen aksi fikirdeyim. İnançlar daima doğruya ve dürüstlüğe karşı üretilirler. Zira belli bir otoritenin, sınıfın, zihniyetin anlayışını, kurallarını, hukukunu, hükümlerini, törelerini içerir. Tam da üretim sürecinde, yoz ve baskı aracı olarak üretilirler.

 

Yoksa ben fikir özgürlüğü olmasın demedim. Yasaklansın da demedim. Fikirler pratiğin kaynağıdır dedim. İnsanlar inançlarla, ideolojilerle eğitiliyor, ötekileştiriliyor, beyinleri yıkanıyor katliamlar durmak bilmiyor. İnançların, eğitim alanına alınmaması konusuna dikkat çekmekti amacım.

 

Doğrular, hatta dürüstlükler bilimsel yöntemlerle belirlenirler, karşıt amaçlı inançlar ve ideolojilerle değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 İnanç sistemleri daima insanoğlunu doğruya dürüstlüğe yöneltmek için üretilmişler ama her zaman da baskı aracı olarak kullanılmak için yozlaştırılmıştır.

 

Önceki onayladığım cümleler son derece doğruydu ama bu cümle yanlış. Böyle bir garantiyi nerden alabilirsiniz ki? Yok böyle bir garanti. Suikast ve kargaşa amaçlı bir fedailer grubu yetiştirip bunların beynini yıkamak ve koşulsuz itaatlerini sağlamak için bir inanç sistemi üretmek her zaman olan olaylardan.

 

Özellikle de dinler ölüm sonrası huriler, şaraplar, bol yiyecek vaadiyle fedaileri göz göre göre ölüme gönderebilmek için biçilmiş kaftan.  

 

İnanç sistemleri mutlaka kötü amaçlar için kurulmaz. Böyle bir koşul da yok. Sonradan yozlaştırılmaları da ihtimal dahilinde. Ama bunların olasılık dahilinde olması, hep böyle olduğu anlamına gelmez. 

 

Tüm inanç sistemleri iyi amaçlarla kurulmuş ama sonradan yozlaştırılıp kötü amaçlara alet edilmiştir diye bir genelleme yapmanın bir yolu yok. Her üç olasılığın da olabilirlikleri var. İyi niyetle kurulmuş bir, kötü niyetle kurulmuş iki, iyi niyetle kurulmuş ama yozlaştırılmış üç. Hatta dördüncü olasılığı da eklemeye bir engel yok: 

 

Kötü niyetle, yağma, talan, köleleştirme amacıyla kurulmuş ama birileri düzenlemiş, iyi amaçlar için kullanılabilir hale getirmeye çalışmış. Bu da bir olasılık. 

 

Örneğin bir inanç sistemi kendine bağlanmayanları ölüm sonrası işkencelerle tehdit eder, ama birileri kalkıp bunu düzenler, ölüm sonrası işkencenin insanlık suçu işleyenlere yapılacağını iddia eder. Bu durumda niyet hadi diyelim iyi olsun ama, bu yöntem mutlaka geri teper. Birileri de kalkar, orijinal halini savunur. Böylece de inanç suçu diye bir uydurma yaratılmaya devam edilir. 

 

İnanç sisteminin ana kaynağı kitabı iyi bilenlerin bunu yapmasının önüne geçemezsiniz. Sizin çarpıtarak yaptığınız iyileştirmeleri yutmazlar. İyi niyetli de olsanız bir de üstüne üstlük çarpıtmakla, yozlaştırmakla itham edilirsiniz. Çünkü bu yaptığınız düzenleme, bizzat sistemin kurucularını ölüm sonrası işkenceye mahkum edebiliyor!!! Ne demek istediğimin, hangi sistemi ve kurucusunu veya kurucularını kastettiğimin anlaşıldığını umarak isim vermiyorum. Ben isim vermekten çekinmem ama, rencide amaçlı yazdığım iddiasıyla üzerine alınan olabiliyor. Maalesef ifade özgürlüğünde alacağımız daha çok yol var. Tarihsel değerlendirme yapılırken kimsenin duyarlıkları, alınganlıkları dikkate alınamaz. Ama koşullarımızın realitesi o ki özgürce fikir açıklandığı zaman hakaret, aşağılama, rencide etme iddiaları gündeme getiriliyor. Ülkeyi bir mağdur edebiyatıdır sardı. Öldürülürsün, hâla katil mağdurdur. Ne yapalım, ne kadar köfte, o kadar ekmek deyip bu kısıtlı özgürlüğü sineye çekelim. Bu kadarlık özgürlük ortamında anlayana sivrisinek saz demekten başka çıkar yol kalmıyor.

 

Gerçi ülkemizin kurucusu en büyük devrimci Atatürk'e hakaret etmeye hiç bir yaptırım uygulanmazken, hatta teşvik varken, nutuk, gençliğe hitabe bulundurmak iddianamelerde suç kanıtı olarak tanımlanırken dinin bu kadar kalkanlanması utanç verici ama günümüz koşullarının cilvesi, bu da geçer yahu diyeceğiz ne yapalım.   

 

Neyse, sonuç olarak inanç tartışmaları bitmek bilmez bir doğaya sahiptir ve insanlık tarihinde icat edilmiş en güçlü ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı, ötekileştirici araçlardır.

 

Laiklik de tam bu yüzden var. Devletlerin ideolojisi, dini filan olmaz. Kişilerin elbette olur. Bu kişiler laik olmaz anlamına gelmez. İnancını devlete temel yapmaya kalkmayan kişi de inancı ne olursa olsun laiktir.

 

İnancı din değil, ateizm ve dinsizlik de olsa, bunun da devletin yapısını kurmakta baz alınmasını öneremez. Tanrıya inanmak gibi inanmamak da bir inançtır. Biri olduğuna inanıyor, biri olmadığına inanıyor. Ateizm bazlı devlet de kurulamaz. Laiklik bunu da içerir. Devlet yapılanmasında din ile tanrı ile dogma ile ilgili hiç bir önerme bulunamaz. Laiklik budur.

 

Ben ateistim. Ama inancımı asla devlete baz olması için önermem. Din devletine ne kadar karşıysam, ateist devlete de o kadar karşıyım. Kimsenin dini beni hiç ilgilendirmediği ve bağlamadığı gibi, benim ateistliğim de hiç kimseyi ilgilendirmez ve bağlamaz. Ateistsem kendime, dindarsa kendine...  

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlk iletinin devamında böyle bir fikrin geleceğini bildiğimden karşı çıkmıştım.

 

İnançlar DAİMA doğruya dürüstlüğe yöneltirmiş. Üretiliş gayesi de bu imiş..

 

Ben ise tamamen aksi fikirdeyim. İnançlar daima doğruya ve dürüstlüğe karşı üretilirler. Zira belli bir otoritenin, sınıfın, zihniyetin anlayışını, kurallarını, hukukunu, hükümlerini, törelerini içerir. Tam da üretim sürecinde, yoz ve baskı aracı olarak üretilirler.

 

Yoksa ben fikir özgürlüğü olmasın demedim. Yasaklansın da demedim. Fikirler pratiğin kaynağıdır dedim. İnsanlar inançlarla, ideolojilerle eğitiliyor, ötekileştiriliyor, beyinleri yıkanıyor katliamlar durmak bilmiyor. İnançların, eğitim alanına alınmaması konusuna dikkat çekmekti amacım.

 

Doğrular, hatta dürüstlükler bilimsel yöntemlerle belirlenirler, karşıt amaçlı inançlar ve ideolojilerle değil.

Burada su farki iyi algilamak gerekir.

 

Bir kisi dogumundan itibaren dogdugu cografyanin toplumu ve tarihinin degerleri verileri ve tabulari ile beslenir.

 

Toplumlar farkli sosyo-etik degerlere sahip olduklarindan da toplumsal bir teklik yerine toplumsal bir sosyo-etik mozayigi mevcuttur.

 

Buradaki sorun, bizim gibi devleti hukumeti sadece iktidara bagli olan ve onlarin yonlendirdigi ile toplumlari egitmesidir.

 

Iste ilk sorun burda baslar. Devlet ve hukumet tum toplumun sosyo-etik mozayigini kucaklamak yerine, iktidar politikasi olarak toplumu nicelik yerine koyarak tek bir etik degere yonlendirir.

 

Bu da topluda iki ana sorun yaratir.

 

Ilki tekleme disinda kalan sosyo-etik farklar uzerinde kurulmak istenen devlet/hukumet baskisi mudahalesi yasagi v.s.

 

Her gelen iktidarin farkli politik teklestirmesi temelinde ayni degerler ile yetismeyen nesil farklari.

 

Iste buradaki ilk cozum, devletin ve hukumetin basi olan iktidarin kendi politikasi ile degil toplumu ancak sosyo-etik her bir farkin kucaklanmasi ile karsilanabilecegi bilincidir.

 

Ikinci cozum toplum bunyersindeki farkli sosyo-etiklerin biribirini icsellestirerek birlikte saygi temelinde yasayabilme bilincidir.

 

Iste dogal/fenomenal zihniyet burda iflas eder.

 

Bundan sonra gelecek olan numenal zihniyet ve evrensel insan bilinci butun bu ayirici bolucu mucadeleci her turlu sosyo-etik farkin aslinda sorgulandiginda her turlu insanliga ters bir ego elbisesi oldugunu ve insanlasma adina da bu tip sosyo-etik farklardan arinarak ve kurtularak birey bilincini tur bilincine tasimanin onunu acar. 

 

Iste boyle bir bilissellik, zaten tum farki alglayarak onlari ayirmak yerine bir arada farklari ile birlikte yasamatmaya yonelir.

 

Mesela kendisi sosyo etigin milli/etnik kokensel ya da ve de dinin farkli inanc ve mezhepleri ve hatta dinsizligi algilamis ve bunlardan kurtulmus olarak; bunlardan kurtulamayanlari bilinclendrme ve bir arada yasatabilme mucadelesi verir.

 

Cunku ayrimci sorunun dinin ozel isminde ya da milli/etnik kokenin ozel  isminde degil; bu degerlerin kendi bunyesinde oldugunun bilinc ve farkindadir.

 

Iste bunun farkina ve bilincine varamayanlarin bir arada ancak kendi ozel din ve milli farklarinin aralerinda icsellestirerek ve saygi ile karsilayarak ortak bir yasamin mumkun olabileceginin de bilincindedir.

 

Dolayisiyle bilinc farki ve farkindaligi sadece kendi sosyo-etiok farkini talep etmekle ya da baskasinin koni desteklemek ile ve herkwesinkini savunmak ile bitmez. Asil kendilik bilisselligi bundan sonraki sorgulama ve bu farklarin aslinda ayrimci karakterinin bilincine varma ve bunlardan insanlasma adina evrensel duzeyde arinma ve insansal duzeyde de bilinclenmektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.