Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Yüzde yüz katılıyorum...:clover: Dün bir kitap başladım okurken altını çizdiğim bölümü buraya aktarmak istiyorum...:)

 

BAB-I ESRAR kitabından...

Radya.. :)

 

Şems diye anılan efendi abinin 40 tavsiyesinden birinci sıradakini atlamayalım lütfen.. :)

 

İnsan eksi ve artı kutupları ile bir bütündür..aynen Tanrı gibi.. :)

 

Fena ve güzel diye değerlendirmelerimizin referansı, güzel için fena, fena için güzel değilmi.. :) (çirkin kelimesini kullanmak istemiyorum..çıkardım lügatımdan.. :) )

 

Bir otomobilin aküsü gibi..eksi yada artı kutupları(uçları) olmasa akü işlev görebilirmi.. :)

Gönderi tarihi:

Allah c.c ın hiç bir emri yoksa kendi varlığını bildirme gereği niye duysun, bir de bu iş için peygamber göndersin. Peygamberlerin dedikleri mi, sizin dediğiniz mi, inandığını söylediğin Kur'an ı Kerim mi doğru söylüyor yoksa istediğine inanınıp, istemediği ne inanmayan siz mi? Biraz tutarlı olmanız gerekir. Kur'an Allah ın Kelamıysa her harfi doğrudur, istediğimiz gibi yorum yapamayız; bir harfini inkar eden dinder çıkar, ama sizin zaten böyle bir derdiniz yok. Cennet, Cehennem yok diyorsanız Hz. Muhammed de peygamber değil, Kur'an da onun getirdiği, Allah c.c ın Kelamı değil dersen savunduğun fikirler tutarlı olmuş olur.

cennet cehennem gibi ve emirler,nehiyler gibi kavramlar kuranı yorumlayanlar tarafından oluşturulmuş kavramlardır sende bu yorumları yapanlara inanmaktasın kitabı sende açıp yazılanları yorumlayabilirsin bunların hepsi yorumdur başka bişiy değil.

 

eğer allahın adil olduğuna inanıyorsak,allah insanların hayatlarına karışmaması gerekir çünkü insanın hayatını başkalarına zarar vermeden istediği gibi yaşama hakkı vardır yani kimse insana bunu yapacaksın diye emir veremez buna hakkı yoktur ve insana istediğini emredip yapmadı diyede işkence yapamaz bu insanlık dışı ve insan haklarını çiğnemek olur şayet allahın adil olduğunu düşünüyorsak mecburen insanların hayatlarına müdahale etmemeli hayatlarını özgürce yaşamalarına müsade etmelidir yoksa insana istediklerini yapmasını emredip yapmayanlarada işkence yaparsa o allah zorba ve zalim olur, o allah adil olmaz tam tersi insan haklarını çiğnemiş olur ve zalim ve zorbadır.

 

zaten allahta insanların hayatlarına müdahale etmemekte ve insan istediğini yapabilmektedir hatta dünyada kötülük bile yapmaktadır yani özgürüz şayet özgür olmasaydık biz allahın istediğinin dışına çıkamazdık nasılki bir bilgisayar programında istemediğimiz şeyleri engelleyebiliyoruz evrende bir bilgisayar programı gibidir yani bizim allahın istemediğ şeyleri yapmamızı istemeseydi evreni bu şekilde programlar ve biz allahın istemediği şeyleri yapamazdık mesela hiç kimse kötülük yapamazdı herkes iyi düşünürdü ama allah insanı özgür yaratmıştır bunun kanıtı bizleriz.

 

allah varlığını niçin bildirmek istedi sen kendini onun yerine koy tüm evreni sen yaratmışsın ama kimse yaratanını bilmiyor yani tüm evreni uzayda yaşayan uzaylı canlılar için yaratmışsa kimin yarattığını bilmelerini istemesi onun en doğal hakkıdır ama tabi islam inancı gibi saçma inançlarla varlığının bilinmesi gerçekten çok kötü bir durum bence allah böylesi saçma inançlarla varlığını bildireceğine bildirmeseydi daha iyiydi çünkü insanlar yalan yanlış şeylere inanmaktalar.

Gönderi tarihi:

HAY..HAYATın sahibi kimse HAYAT ''O''na aittir..bize ait olmayan bir HAYATI sahiplendiğimiz için bütün bu savaşlar entirkalar hergelelikler falan.. :D oysaki dayı 55 sene önce yoktu bu HAYATTA ve 55 sene sonrada yok olacak bu yaşamdan..Sonsuz olan HAYATIN sadece bir ANında varlığa çıkmıştı dayı..hepsi bu..tasarımda yer aldı daha sonra tasarım külliyatındaki yerini aldı dayı.. :D herşeyi BİR tasarlayan var çünki.. :D

Gönderi tarihi:

cennet cehennem gibi ve emirler,nehiyler gibi kavramlar kuranı yorumlayanlar tarafından oluşturulmuş kavramlardır sende bu yorumları yapanlara inanmaktasın kitabı sende açıp yazılanları yorumlayabilirsin bunların hepsi yorumdur başka bişiy değil.

 

eğer allahın adil olduğuna inanıyorsak,allah insanların hayatlarına karışmaması gerekir çünkü insanın hayatını başkalarına zarar vermeden istediği gibi yaşama hakkı vardır yani kimse insana bunu yapacaksın diye emir veremez buna hakkı yoktur ve insana istediğini emredip yapmadı diyede işkence yapamaz bu insanlık dışı ve insan haklarını çiğnemek olur şayet allahın adil olduğunu düşünüyorsak mecburen insanların hayatlarına müdahale etmemeli hayatlarını özgürce yaşamalarına müsade etmelidir yoksa insana istediklerini yapmasını emredip yapmayanlarada işkence yaparsa o allah zorba ve zalim olur, o allah adil olmaz tam tersi insan haklarını çiğnemiş olur ve zalim ve zorbadır.

 

zaten allahta insanların hayatlarına müdahale etmemekte ve insan istediğini yapabilmektedir hatta dünyada kötülük bile yapmaktadır yani özgürüz şayet özgür olmasaydık biz allahın istediğinin dışına çıkamazdık nasılki bir bilgisayar programında istemediğimiz şeyleri engelleyebiliyoruz evrende bir bilgisayar programı gibidir yani bizim allahın istemediğ şeyleri yapmamızı istemeseydi evreni bu şekilde programlar ve biz allahın istemediği şeyleri yapamazdık mesela hiç kimse kötülük yapamazdı herkes iyi düşünürdü ama allah insanı özgür yaratmıştır bunun kanıtı bizleriz.

 

allah varlığını niçin bildirmek istedi sen kendini onun yerine koy tüm evreni sen yaratmışsın ama kimse yaratanını bilmiyor yani tüm evreni uzayda yaşayan uzaylı canlılar için yaratmışsa kimin yarattığını bilmelerini istemesi onun en doğal hakkıdır ama tabi islam inancı gibi saçma inançlarla varlığının bilinmesi gerçekten çok kötü bir durum bence allah böylesi saçma inançlarla varlığını bildireceğine bildirmeseydi daha iyiydi çünkü insanlar yalan yanlış şeylere inanmaktalar.

 

Haşa ben Allah ın yerine koyamam, tanrılık iddiasında bulunan sensin. Sen kendini onun yerine koy, böyle bir evren yaratmışsın; gezegenler, güneş, yıldızlar bütün çekim güçleri, mesafeler, havası, suyu, canlısı, cansızı hepsi mükemmel bir oluşum. Sen bu yarattığın yapıyı korumak için kanun, kural koymaz mısın? Ha ikide bir Kur'an ın ifadelerine tavsiye deyip duruyorsun, Türkçe de olduğu gibi Arapça da da emir cümleleri, tavsiyeden çok açık olarak ayrılır. Namaz kıl, kurban kes! Namaz kılsanız, kurban kesseniz iyi edersiniz demiyor.

Evreni en ince ayrıntısına kadar hesap edebilen Allah c.c İslam Dininin saçma olduğunu hesap edememiş.

Gönderi tarihi:

Arkadaşlar size felsefe hocamdan aktarıyorum ve yorumlarınızı bekliyorum: (Ben Ateist biri değilim xD)

 

-Tanrının ibadete,kulluğa v.s ihtiyacı yoktur.

-İnsanın her türlü ibadete ihtiyacı vardır.

-Tanrı gücünü,kudretini,yüceliğini her yerde ve her zaman kanıtlamak ister.

-İnsanları bu amaç için yaratmıştır, ve bu yüzden Tanrı egoisttir...

 

"-Tanrının ibadete,kulluğa v.s ihtiyacı yoktur",,,doğru

"-İnsanın her türlü ibadete ihtiyacı vardır",,yanlış.Her türlü değil,doğru olan Kitap rehberliğinde ibadete ihtiyacı vardır.Doğru olna her ibadet şekli arttırıldıkça insan huzurlu ve düzgün yaşama kavuşur.Doğru olmayan her ibadet şekli ise insanı hurafeler içinde sıkıntılı ve kendine zulmeden bir hayata iter.

"-Tanrı gücünü,kudretini,yüceliğini her yerde ve her zaman kanıtlamak ister."...Yanlış.Kanıtlamaya çabası olmaz zaten ortadadır.İnsan dışında her varlık,yaratılmışlığının doğası gereği üzerine düşeni yapar.

"-İnsanları bu amaç için yaratmıştır, ve bu yüzden Tanrı egoisttir..." sayılır.İnsan,Tevratta açıklandığı üzere,Tanrının bazı vasıflarıyla Tanrı benzerliğinde yaratılmıştır.Yani iyiliği ve kötülüğü bilme kavramı ile yaratılıp Tanrı benzerliğinde bir iyilik ve kötülük mücadelesi içinde yaşamaktadır.Bu ayrım bilgisi karşısında, Tanrının kendisine yaratmada sunduğu ruh biyolojisinde,insan vijdanı iyi olanda huzur kötü olanda sıkıntı yaşamaktadır.Bu iki olgudan iyi olana yüklenen insan kurtuluşu,kötü olana yüklenen insan zulmü kazanmıştır.Bu iki zıt ayrımın bilincinde yaratılmış olan ve Tanrı tarafından hangi yolu seçeceği belli olan insan, Tanrı tarafından karar verme yetisinden yoksun,sadece Tanrının dileği doğrultusunda hareket eden aciz bir varlık olarak ,dönmüş dolaşmış ve diğer yaratılanlara benzer özelliklerde Tanrının gücünü aşamayan ve yaratılışının gereğini yaşayan bir varlık haline dönmüştür.Yani kimse doğru yola girmek istediği haldeTtanrı dilemedikçe doğru yola giremeyecek hatta bunu isteyemeyecektir.Evet,Tanrı bu anlamda sadece kendi isteklerini ortaya koymuş, kendi yaratmada ki dileğini ortaya koymuş,kendi yaşatmak istediklerini yaşatmış, kendi gücü dışında hiç bir güç tanımamıştır ve tanıtmamıştır..Gücü karşısında sadece kendi yüceliğini sergilemiş,kanıtlamaya çalışmamış,zaten kanıtlı bir durum ortaya koymuştur.Kanıtlamaya çalışmak eksik bir sıfatın gereği iken,o kendini böyle bir eksiklikten münezzeh tutmuş, yarattıklarının yaptıklarından etkilenmeyecek şekilde istediği rolü oynatmıştır yaratılanlara.Evet, kendi ne isterse sadece o olacağından, Tanrı yaratılanlar arasında egoizm sahibi olabilecek tek varlıktır.Ego yani ben kavramı, Tevratta değinildiği gibi "Ben Benim" diyen Tanrımızın kendini anlatışında gayet açıktır.Ben kendim ve bütün insanlar "ben, Onun yarattığıyım" acizliğinde güçsüzlüğünde iken,O "Ben Benim" gücündedir.Ve herşey Onun "Ben" çizgisinde yaşanmaktadır.

Gönderi tarihi:

allah insanlığı saçma inançlara boğduğu için bence sorumludur kendini mükemmel bir varlık kıvamına getirmiş ve kendisine tapan bir insalık ortaya çıkarmıştır.aslında evrende kimse kimseden üstün olamaz çünkü bu adalete aykırıdır tanrının üstün olmasıda adalete aykırıdır evrende kimsenin hakkının yenmemesi gerekmektedirki adalet olsun yani tanrı insanların haklarını çiğneyemez bu haksızlık olur peki hak nedir hak insanların yada kimsenin kimseye zarar vermeden hayatını istediği gibi yaşamasıdır ama allah allah insalara kendini üstün adletmiş saçma olmayan inançlar peydahlamıştır bu yüzden yaptığı yanlıştır.peki bunu niçin yapmıştır bence kendi benliğini üstün adlederek insanları kendine itaat kar kılmaktır.

Gönderi tarihi:

allah insanlığı saçma inançlara boğduğu için bence sorumludur kendini mükemmel bir varlık kıvamına getirmiş ve kendisine tapan bir insalık ortaya çıkarmıştır.aslında evrende kimse kimseden üstün olamaz çünkü bu adalete aykırıdır tanrının üstün olmasıda adalete aykırıdır evrende kimsenin hakkının yenmemesi gerekmektedirki adalet olsun yani tanrı insanların haklarını çiğneyemez bu haksızlık olur peki hak nedir hak insanların yada kimsenin kimseye zarar vermeden hayatını istediği gibi yaşamasıdır ama allah allah insalara kendini üstün adletmiş saçma olmayan inançlar peydahlamıştır bu yüzden yaptığı yanlıştır.peki bunu niçin yapmıştır bence kendi benliğini üstün adlederek insanları kendine itaat kar kılmaktır.

Eh kendi yaratan biz yaratılan olunca itaatkar kılmasında sakınca görmüyorum.Aksi saçma gelir.Ama insanlar arasına gelince ,o fazlasıyla adaletlidir.O kadar muhteşem bir sistem yaratmıştır ki,herhes herkesten bir noktada farklı olmakla herkes herkese muhtaç bırakılmıştır.Bırakın insanları insanlara muhtaç kılmayı, toprakları bile topraklara muhtaç kılmıştır.Biz de bor varsa diğerinde altın,birinde et, birinde petrol, birinde hurma falan filan.aynı coğrafyada hiç birini birarada sunmamış, mutlaka ülkeleri ülkelere muhtaç bırakmıştır.Fransızlar bile ülkemizde bir domatesleri yetişene kadar barın mıyorlar mı?

Gönderi tarihi:

bir insanın üstün ve her isteğinin yerine getirilmek zorunda olması yani monarşik bir sistem ve bu insanın dediğini yapmaynlarada işkence yapılması ne kadar insan haklarına aykırıysa allahında insanlara dediğini yapmasını zorlaması ve dediğini yapmayanlara işkence yapması aynı şekilde insan haklarına aykırıdır yaratıcısın diye yarattığın kişiye zorla dedik yaptırtmak ve yapmayanlara işkence yapma hakkı yoktur.

Gönderi tarihi:

İnsan merak etmeden duramıyor...Sonuç olarak insanız!!! Bazıları Uluhiyet iddiasında bulunabilir ( Haşa Allah ı tenzih ederim O ndan başka ilah yoktur). O iddia da olan kişilerin acaba şöyle bir olasılığı mevcutmudur. Dün geçmişte kalmıştır tıpkı geçen hafta geçen sene vs..Daha yakın bir zaman dilimi olsun, bir saat hatta bir dakika. Şimdi İlahlık iddiasında olan kişi acaba o geçen daqkikaya geriye dönebilir mi? Varmı böyle bir yetisi.Şayet dönemiyorsa (ki asla dönemez) o zaman şunu söylemek gerekmez mi,zaman denilen varlık anlardan müteşekkildir ve bir an olunca diğer yok olur dolayısıyla kendiside bu noktada bir acziyet durumundadır. O zaman kendisi aciz durumda bulunan bir varlığa aciz şekilde muhtaç iken nasıl olabiliyorda uluhiyet iddiasında bulunabilirler?

 

Tanrı egoist mi? (Burda kastedilen Allah ın bizatihi zatı) Haşa O nu tüm eksik vasfılandırmalardan tenzih ederim. Subhanallah.

''Rabbinin katından bir belgesi olan kimse , kötü işi kendisine güzel gösterilen kimseye benzer mi? Bunlar heveslerine uymuşlardır.'' 47 Muhammed 14

Gönderi tarihi:

İnsan merak etmeden duramıyor...Sonuç olarak insanız!!! Bazıları Uluhiyet iddiasında bulunabilir ( Haşa Allah ı tenzih ederim O ndan başka ilah yoktur). O iddia da olan kişilerin acaba şöyle bir olasılığı mevcutmudur. Dün geçmişte kalmıştır tıpkı geçen hafta geçen sene vs..Daha yakın bir zaman dilimi olsun, bir saat hatta bir dakika. Şimdi İlahlık iddiasında olan kişi acaba o geçen daqkikaya geriye dönebilir mi? Varmı böyle bir yetisi.Şayet dönemiyorsa (ki asla dönemez) o zaman şunu söylemek gerekmez mi,zaman denilen varlık anlardan müteşekkildir ve bir an olunca diğer yok olur dolayısıyla kendiside bu noktada bir acziyet durumundadır. O zaman kendisi aciz durumda bulunan bir varlığa aciz şekilde muhtaç iken nasıl olabiliyorda uluhiyet iddiasında bulunabilirler?

 

Tanrı egoist mi? (Burda kastedilen Allah ın bizatihi zatı) Haşa O nu tüm eksik vasfılandırmalardan tenzih ederim. Subhanallah.

''Rabbinin katından bir belgesi olan kimse , kötü işi kendisine güzel gösterilen kimseye benzer mi? Bunlar heveslerine uymuşlardır.'' 47 Muhammed 14

 

zaten tüm dinlerin daha doğrusu din bezirganlarının kullandığı ve neyazıkki düşünmeyen, düşünmek istemeyen insanların da düştüğü tuzak işte bu..

evet insan aciz.. doğa karşısında.. fırtınada, selde yada bir depremde.. dinlerin çıkışı ve sebebi budur zaten.. neden ilk tanrılar.. ateş, ay, dağ gibi maddi ve özellikle o dönemdeki insanın çözemediği şeyler..

din çelişkiler yumağıdır.. insanlar biz yoktan var olamayız diyerek bir yaratıcıya inanırlar.. ama onun nasıl yoktan var olduğuna takılmazlar, yada önemsemezler, yada düşünmenin bile ne kadar günah olduğu masalına inanırlar..

Gönderi tarihi:
zaten tüm dinlerin daha doğrusu din bezirganlarının kullandığı ve neyazıkki düşünmeyen, düşünmek istemeyen insanların da düştüğü tuzak işte bu..

evet insan aciz.. doğa karşısında.. fırtınada, selde yada bir depremde.. dinlerin çıkışı ve sebebi budur zaten.. neden ilk tanrılar.. ateş, ay, dağ gibi maddi ve özellikle o dönemdeki insanın çözemediği şeyler..

din çelişkiler yumağıdır.. insanlar biz yoktan var olamayız diyerek bir yaratıcıya inanırlar.. ama onun nasıl yoktan var olduğuna takılmazlar, yada önemsemezler, yada düşünmenin bile ne kadar günah olduğu masalına inanırlar..

 

Sevgili bastarko yazdığım yazıda ilahlık iddiasında bulunan şahıslara yönelikti. Yinede yazdıklarınla ilgili ilk olarak ben din bezirganı değilim.İkincisi düşünmeyen yada düşünmek istemeyen biri hiç değilim. Sanırm senin hayal bile edemiyeceğin bir şey d,yorum Benim söylemim DOĞRU DÜŞÜNMEYE yöneliktir. Malesef bunu anlayıp kavrayabilecek çok az insan var. Din şayet kastın islam ise varsa Kur an da herhangi bir çelişki getir konuşalım (Altını çizerek bu soruyu hiç bir babayiğit çıkıpta işte şu çelişkidir diyerek muhatabiyet kurma cesaretini göstermemiştir) Ve Allah ın zatıyla ilgili Yaratıcı yaratandır yaratılmaz yaratılamaz üretilemez...Biz kendi bulunduğumuz sistem içinde bu sistemi aşamadan başka bir boyuta gidemeden bu şekilde bir ifadelendirmede bulunmamız ahmaklıktan öteye gitmez...Biz bizim bulunduğumuz alan çerçevesi içindekileri alır labaratuvarata sokar inceler gözlemleriz ve bir fikir sahibi olmaya çalışırız...Soru burda bizim dışımızda olan alemlere yönelik elimizdeki mevcut bilgi nedir????

Birileri düşünmekten mi bahsediyor, Sanırım en çok ihtiyaç duydukları bu olsa gerek....Selamlar

Gönderi tarihi:

allahı varlığı muallakta bişiydir çünkü insasn gördüğü hissettiği şeylere inanır ama allah gözükmemektedir dolayısıyla insan onun varlığını bilemez ama evrenin çok karmaşık bir yapıya sahip olduğunu ve hassas bir denge olduğunu bununda kendiliğinden olamayacağını bilen yada kavrayan kişiler allahın varolması gerektiğini düşünür ama allah görülmediği için bu tanrının birmi birden fazlamı ve nasıl bir canlı olduğunu yani dinin bahsettiği gibi bir varlıkmı yoksa başka bişiymi olduğunu bilemez ve bu tanrının insanlara gösteremediği içinde insanlara bunu açıklayamaz çünkü evrenin çok komplike bir sistem olduğunu ve bunun normalde kendiliğinden 9oluşamayacağını bilmek çok fazla bilimsel bilgi gerektirir bunu farkında olacak insanlar evren hakkında çok fazla bilgisi olanlardır insanlar bu kadar bilgiye sahip olmadıklarından bahsedileni anlamaları olanaksızdır ancak ve ancak insanlara yarfatıcıyı göstererek ve iletişim kurarak inandırabilir evren hakkında bilgili olan kişilere bir yaratıcı olduğunu anlatsa dahi bu yaratıcının bir birden fazlamı ve nasıl bir canlı olduğunu anlatamaz çünkü onu görmemişki birmi berden fazlamı ve nasıl bir varlık olduğunu insanlara açıklasın.

Gönderi tarihi:

Sevgili raif bostan senden, yazı yazdığım akabinde özellikle beni teyit etmek için veyahut eleştirmek için yazmamanı rica ediyorum....Umarım bunu anlayışla karşılarsın...

Gönderi tarihi:

Sevgili bastarko yazdığım yazıda ilahlık iddiasında bulunan şahıslara yönelikti. Yinede yazdıklarınla ilgili ilk olarak ben din bezirganı değilim.İkincisi düşünmeyen yada düşünmek istemeyen biri hiç değilim. Sanırm senin hayal bile edemiyeceğin bir şey d,yorum Benim söylemim DOĞRU DÜŞÜNMEYE yöneliktir. Malesef bunu anlayıp kavrayabilecek çok az insan var. Din şayet kastın islam ise varsa Kur an da herhangi bir çelişki getir konuşalım (Altını çizerek bu soruyu hiç bir babayiğit çıkıpta işte şu çelişkidir diyerek muhatabiyet kurma cesaretini göstermemiştir) Ve Allah ın zatıyla ilgili Yaratıcı yaratandır yaratılmaz yaratılamaz üretilemez...Biz kendi bulunduğumuz sistem içinde bu sistemi aşamadan başka bir boyuta gidemeden bu şekilde bir ifadelendirmede bulunmamız ahmaklıktan öteye gitmez...Biz bizim bulunduğumuz alan çerçevesi içindekileri alır labaratuvarata sokar inceler gözlemleriz ve bir fikir sahibi olmaya çalışırız...Soru burda bizim dışımızda olan alemlere yönelik elimizdeki mevcut bilgi nedir????

Birileri düşünmekten mi bahsediyor, Sanırım en çok ihtiyaç duydukları bu olsa gerek....Selamlar

 

Bu forum islamiyetin çelişkileri ile dolu fakat bunların hepsine bir kulp bulunuyor tarafınızdan..

kuranın neden Muhammet zamanında kitap haline getirilmediğini mesala açıklayamazsın..

o dönemden peyganbere ve halifelere ait kıl, tüy, mektup, anlaşma, kılıç, hırka gibi şeyler günümüze gelmişken kuranın ayetlerinin vahiy geldiğinde yazılan kemik, deri parçaları vs. hiç birisi günümüzde yoktur... yani peygenberin gördüğü bir tek kelime bugüne gelmemiştir kayıt anlamında..

aşağıdaki linkte birkaç siteye girersen daha detaylı bilgilere ulaşabilirsin..

 

-http://www.google.com.tr/search?source=ig&hl=tr&rlz=1G1TSEH_TRTR384&q=kuran%C4%B1n+kitap+haline+getirilme+s%C3%BCreci&aq=8&aqi=g10&aql=&oq=kuran%C4%B1n+k&gs_rfai=-

 

madem kuran doğru, doğruları anlatıyor, evrensel, ezelden ebede, neden bu kadar mezhep, tarikat var..

madem "apaçık" neden?

islami literatürde kurandan sonraki en önemli başvuru kaynağı sünnet, yani peyganberin sözleri ve davranışları..

bunları kayıt altına almayı bırak rivayete göre alınmasını yasaklamış.. bugün ise insanlar peyganber öldükten 200 yıl sonra doğan adamın sünnet diye yazdıklarını "muteber" kabul edip amel ediyorlar.. hani sonsuza kadar geçerliydi.. 200 yıl sonra güncellenmeye ihtiyaç duyulmuş.. neresinden tutarsan tut elinde kalıyor..

 

insanları inanan inanmayan, köle, efendi diye ayıran,

 

kadına ayrı hukuk, erkeğe ayrı hukuk uygulayan,

 

çocuk yaştaki kızlarla (9 yaşında) evlenmeyi, alenileştiren

 

sülalesindeki tüm kadınlara & kızlara (evli bekar farketmez gerekirse boşatarak) göz koymayı alenileştiren,

 

cihat adı altında insanların canlarına, mallarına saldırıp "ganimet" olarak almayı,

 

ve sen hala çelişki yok diyorsun he mi? :sweatingbullets:

Gönderi tarihi:

özür,

 

ödülleri unutmuşum,

 

Nebe’ Sûresinin 31,32,33,34 . Ayetinde

Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

 

 

kadehlerin içinde acaba ne var.. :stuart:

yada mesala adam 50 yaşında öldü cennete gitti onu kim bekliyor.. (kendi yaşında yani 50 mi? yoksa genç kız mı? ;) ) fakat "göğüsleri yeni çıkmış" (bu ayetin değişik meallerinde "tomurcuklanmış" olarak yazar, buda fiziken insanın aklına 9-10 yaşlarındaki küçük kız çocuklarını hatırlatır aslında, ayetin tamamını değişik meallerden bakmak lazım) adam ne yapsın gögüsleri karnına gelmiş kadınları..

Gönderi tarihi:

Sevgili raif bostan senden, yazı yazdığım akabinde özellikle beni teyit etmek için veyahut eleştirmek için yazmamanı rica ediyorum....Umarım bunu anlayışla karşılarsın...

senin yazın hakkındaki görüşümü neden açıklamama istiyorsunuz bildiğiniz gibi siz burda görüşlerinizi ifade etme hakkınız olduğu gibi benimde görüşlerimi ifade etme hakkım vardır velevki bu hoşunuza gitmesede bu benim en doğal hakkımdır,demokraside budur zaten herkesin görüşünü özgürce ifade etmesi.

Gönderi tarihi:
Bu forum islamiyetin çelişkileri ile dolu fakat bunların hepsine bir kulp bulunuyor tarafınızdan..

kuranın neden Muhammet zamanında kitap haline getirilmediğini mesala açıklayamazsın..

o dönemden peyganbere ve halifelere ait kıl, tüy, mektup, anlaşma, kılıç, hırka gibi şeyler günümüze gelmişken kuranın ayetlerinin vahiy geldiğinde yazılan kemik, deri parçaları vs. hiç birisi günümüzde yoktur... yani peygenberin gördüğü bir tek kelime bugüne gelmemiştir kayıt anlamında..

aşağıdaki linkte birkaç siteye girersen daha detaylı bilgilere ulaşabilirsin.

 

Kur an ı Kerim peygamber hayattayken kitap halindeydi....Kemik , ağaç kabuğu ve taş üzerine yazıldığı ise Kitaba hakaret amaçlı yazılan yazılardır. Bu yazılanlar sizin tarafından uyduruldu anlamında değil..Rivayet öğretilerinde geçer ve bu ifade edilenlerin islami bir özelliği yoktur...Diğer tarftan Peygamber hayattayken yazılan mushabın orjinali mısırda bir müzede koruma altındadır....Tıpkı Kur an da ifade edildiği üzere ceylan derileri üzerinde..

 

madem kuran doğru, doğruları anlatıyor, evrensel, ezelden ebede, neden bu kadar mezhep, tarikat var..

madem "apaçık" neden?

islami literatürde kurandan sonraki en önemli başvuru kaynağı sünnet, yani peyganberin sözleri ve davranışları..

bunları kayıt altına almayı bırak rivayete göre alınmasını yasaklamış.. bugün ise insanlar peyganber öldükten 200 yıl sonra doğan adamın sünnet diye yazdıklarını "muteber" kabul edip amel ediyorlar.. hani sonsuza kadar geçerliydi.. 200 yıl sonra güncellenmeye ihtiyaç duyulmuş.. neresinden tutarsan tut elinde kalıyor..

 

insanları inanan inanmayan, köle, efendi diye ayıran,

 

kadına ayrı hukuk, erkeğe ayrı hukuk uygulayan,

 

çocuk yaştaki kızlarla (9 yaşında) evlenmeyi, alenileştiren

 

sülalesindeki tüm kadınlara & kızlara (evli bekar farketmez gerekirse boşatarak) göz koymayı alenileştiren,

 

cihat adı altında insanların canlarına, mallarına saldırıp "ganimet" olarak almayı,

 

ve sen hala çelişki yok diyorsun he mi?

 

İslamda öğreti sadece Kur an dan çıkartılır. Çünkü dinib sahibi Allah tır ve O nun öğrettiği şekilde öğrenilmesi gerekir. Sizin anlattığınız rivayet kültürü beşeri bilgi olup çoğu İslami öğreti taşımadığı halde onlara mensup kişiler tarafından kaynak diye sunulur. Oysa o öğretiler incelendiğinde bir çok hakaretin yanı sıra bir çokta çelişkili ifadeler verilir. Bununla beraber fıkhi gerekçeler imani gerekçe diye sunularak insanların fırkalaşmasına gerekçe olur. Buda bu fırkalaşmanın gerekçesi nedir sorunuzun cevabıdır. Siğer taraftan Kur an daki hukukla ilgili çocuk yaşta evlilik vs. Bunlarda Kur an köklü olmayan hukuksal bir mevzudur. Çünkü Kur an da nikah hukukunda özellikle bayan tarafının kendi ekonomik yetisini kullanabilme vasfı aranmaktadır ki oda en azından 21 23 yaşı işaret eder...Cihat la ilgili ki kastınız savaş çok aşikar belliki ordaki hukukuda bilmeden sallamışsınız...Kur an da insan hayatı salt değil yaşayan herhangi bir canlının hayatı çok değerlidir...İnsan hayatı ise en önemli olgulardan biridir..Bırakın haksız bir gerekçeyle saldırıp malı canı gaspedilsin...Köle hukuku ise bulunduğu ortam itibariyle incelenmesi gereken kaldıki bulunduğu dönemde köleye hak tayin eden yeryüzündeki tek bilgidir...Cennetle ilgili ordaki durumla ilgili yüzeysel yaklaşımınız muhtevadan bi haber oluşunuzun delilidir yazdıklarınız.. yaş yaşlanma gibi problem yada içeceklerle ilgili yaklaşımınız ordaki durumu burdaki durumdan hareketle tasavvur edişinizden kaynaklanmaktadır....Ve çelişki diye ileri sürdüğünüz şey yine kökü Kur an olmayan rivayet kültüründen hareketle ortaya konan şeylerdir...Benim dediğim yine aynı Kur an da zerre çelişki olsaydı zati onu ifadelendirmek için sıra size gelmezdi...Selamlar

Gönderi tarihi:

Kadir Gecesi'nden itibaren İstanbul'da

 

 

Kuran'ın ilk nüshaları, indirilişinin 1400. yılında ilk kez İstanbul'da sergilenecek. Kadir Gecesi açılacak olan sergi, 3 ay boyunca gezilebilir.

kur-an-in-ilk-nushalari-istanbul-da-776987.widec.jpg

ntvmsnbcGüncelleme: 15:41 TSİ 11 Ağustos. 2010 ÇarşambaİSTANBUL - Türk İslam Eserleri Müzesi’nin envanterine kayıtlı elyazması Kur'an-ı Kerim ve cüzlerin büyük bölümü, indirilişinin 1400. yılında ilk defa sergilenecek. 5 Eylül - 1 Aralık 2010 tarihleri arasında görülebilecek sergi, Türkiye'de ilk ve dünyada da sayılı sergiler arasında yer alacak.

 

Açılış tarihi, Kuran’ın indirilmeye başlandığı Kadir Gecesi'ne denk gelmesi nedeniyle sabah kadar açık kalacak.

 

Yıldız Holding’in eserlerin restorasyon ve konservasyon çalışmalarına da destek verdiği sergi, Antik A.Ş.'nin organizasyonu ve Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nin kadrosunun çalışmalarıyla hazırlandı.

 

Küratörlüğünü Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nden Sevgi Kutluay ve Ali Serkander Demirkol yürüttü.

 

ŞAM EVRAKI KOLEKSİYONU NEDİR?

"1400. Yılında Kuran Sergisi"nde, Kuran'ın ilk nüshaları olarak kabul edilen 250 bin yapraklık Şam Evrakı'nın parçaları gösterilecek.

 

Kur'an'ın ilk el yazmaları olarak kabul edilen ve "Şam Evrakı" olarak bilinen ceylan derisi el yazmaları. Koleksiyonun Şam Evrakı olarak adlandırılması, Şam Emevîye Camii'nden getirilmesinden kaynaklanıyor. 19. yüzyıl sonunda cami büyük bir yangın geçirince evrakların pek çoğu harap oluyor. Kurtarılan belgeler arasından seçilenler 1911'de Topkapı Sarayı'na getiriliyor. Koleksiyon, 1913'te Evkaf-ı İslamiye Müzesi (Türk ve İslam Eserleri Müzesi) kurulunca Topkapı Sarayı'ndan müzeye gönderiliyor.

 

fft16_mf776986.standard.jpg

 

Şam Evrakı Koleksiyonu, Kur'an-ı Kerim yaprakları sanatsal özelliklerinin yanı sıra bilinen, üzerinde tarihli bir vakıf kaydı bulunan en erken örnekler olması nedeniyle de büyük önem taşıyor. Bu örneklerdeki tarih, Hicri 262 ve Miladi 875-876 yıllarını gösteriyor.

 

Sergide ayrıca Emevî ve Abbasî dönemine tarihlenen kutu ciltler, parşömen üzerine yazılmış rulo Kur'an-ı Kerim örnekleri ve Kuran sayfaları da yer alacak.

 

AÇILIŞA KİMLER GELECEK?

Serginin açılışına; Metropolitan Sanat Müzesi’nden Sheila R. Canby, Berlin İslam Eserleri Müzesi’nden Filiz Çakır Philip, British Museum’dan Venetia Porter, Louvre Müzesi’nden Sophie Makariou gibi İslam eserleri alanında önde gelen küratörler de katılacak.

 

BU KUR'AN-I KERİM'LER, AYNI ZAMANDA BİRER BELGE NİTELİĞİ TAŞIYOR

Sergide, çok değerli dünya çapında ses getirecek Kuran’lar olduğunu söyleyen Antik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Artam, "Yurtdışından önemli araştırmacılar gelecek. Buradaki Kuran’lardan sadece bir kaçı görülmüştü. Sergide ise üç-beş tanesi sergileniyordu. Şimdi 250 Kuran sergilenmiş olacak" dedi.

 

Sergilenecek olan Kur'an-ı Kerim’ler, aynı zamanda üzerindeki kayıtlar ve mühürler açısından da birer belge niteliği taşıyor.

 

İlhanlı Sultanı Olcayto gibi sultanların hazinesi için hazırlanan cüzler ve Kur'an-ı Kerim'ler, dönemin sultanlarının kitap sanatlarına düşkünlüğünü göstermesinin yanı sıra Kuran’a verilen önemin de göstergesi sayılabilir.

 

 

 

 

ntvmsnbc

Gönderi tarihi:

Kur an ı Kerim peygamber hayattayken kitap halindeydi....Kemik , ağaç kabuğu ve taş üzerine yazıldığı ise Kitaba hakaret amaçlı yazılan yazılardır. Bu yazılanlar sizin tarafından uyduruldu anlamında değil..Rivayet öğretilerinde geçer ve bu ifade edilenlerin islami bir özelliği yoktur...Diğer tarftan Peygamber hayattayken yazılan mushabın orjinali mısırda bir müzede koruma altındadır....Tıpkı Kur an da ifade edildiği üzere ceylan derileri üzerinde..

 

 

İslamda öğreti sadece Kur an dan çıkartılır. Çünkü dinib sahibi Allah tır ve O nun öğrettiği şekilde öğrenilmesi gerekir. Sizin anlattığınız rivayet kültürü beşeri bilgi olup çoğu İslami öğreti taşımadığı halde onlara mensup kişiler tarafından kaynak diye sunulur. Oysa o öğretiler incelendiğinde bir çok hakaretin yanı sıra bir çokta çelişkili ifadeler verilir. Bununla beraber fıkhi gerekçeler imani gerekçe diye sunularak insanların fırkalaşmasına gerekçe olur. Buda bu fırkalaşmanın gerekçesi nedir sorunuzun cevabıdır. Siğer taraftan Kur an daki hukukla ilgili çocuk yaşta evlilik vs. Bunlarda Kur an köklü olmayan hukuksal bir mevzudur. Çünkü Kur an da nikah hukukunda özellikle bayan tarafının kendi ekonomik yetisini kullanabilme vasfı aranmaktadır ki oda en azından 21 23 yaşı işaret eder...Cihat la ilgili ki kastınız savaş çok aşikar belliki ordaki hukukuda bilmeden sallamışsınız...Kur an da insan hayatı salt değil yaşayan herhangi bir canlının hayatı çok değerlidir...İnsan hayatı ise en önemli olgulardan biridir..Bırakın haksız bir gerekçeyle saldırıp malı canı gaspedilsin...Köle hukuku ise bulunduğu ortam itibariyle incelenmesi gereken kaldıki bulunduğu dönemde köleye hak tayin eden yeryüzündeki tek bilgidir...Cennetle ilgili ordaki durumla ilgili yüzeysel yaklaşımınız muhtevadan bi haber oluşunuzun delilidir yazdıklarınız.. yaş yaşlanma gibi problem yada içeceklerle ilgili yaklaşımınız ordaki durumu burdaki durumdan hareketle tasavvur edişinizden kaynaklanmaktadır....Ve çelişki diye ileri sürdüğünüz şey yine kökü Kur an olmayan rivayet kültüründen hareketle ortaya konan şeylerdir...Benim dediğim yine aynı Kur an da zerre çelişki olsaydı zati onu ifadelendirmek için sıra size gelmezdi...Selamlar

 

 

 

Kısaca ben bildiğimi okurum sen ne dersen de mantığı.. link verdim hoş vermeme gerek yok sen de yazsan çıkacak.. yüzlerce site geliyor konu ile ilgili.. tamamına yakını islami site.. islam için cihat yapıyorlar yani.. fakat hiç birinde senin yazdıkların yazmıyor.. ya sen başka bir kitaptan bahsediyorsun yada ...

islami öğretide bile kabul edilen şudur.. muhammet öldükten yaklaşık 1 sene sonra büyük bir savaşa girilir 70 ila 700 civarı rakam kesin değil hafız ölüyor ve telaş başlıyor.. kuran bilenler azaldı diye.. sonra ebubekire baskı yaparak kuranı bir kitap haline getirilmesi isteniyor ve kurul oluşturuluyor.. ilan ediliyor elinde ayetler olan yanına 2 şahit getirenle beraber kurana giriyor.. sizinkilerin anlattığı bu.. yazılan bu ilk musaf osman zamanına kadar korunuyor... yanılmıyorsam peyganberin karılarından biri olan hafsa ki ömerin kızıdır aynı zamanda.. (senin için bir yola baş koymuş bir arkadaşının kızını karı diye alıyorsunu, aynı şekilde ebubekirin kızı ayşe ile de 9 yaşında evlendiği söyleniyor gerçi siz 18 falan diyorsunuz ama ne farkeder can ciğer arkadaşının kızı, babası yaşında biri ile evleniyor, mübarek insan ya bir sebebi hikmeti vardır) osmanın halifeliğinde islam coğrafyası genişleyince şive ve okunuş farklılıkları oluşmaya başlıyor bunun üzerine 4 veya 7 olduğu iddia edilen kuran yazılıyor ve hafsanın elindeki kuranda alınarak yakılıyor.. senin bahsettiğin bunlardan biri olabilir. bir tanesi de topkapı sarayında var..

 

 

Gelelim fırkalaşmanın sebebine,

evet olayı güzel özetlemişsın fakat neden olduğuna değinmeyi unutmuşsun!!

İslamda öğreti sadece kurandan çıkarılır demişsin çok güzel..

sana bir öğretinin nasıl oluştuğunu açıklayacağım sen de geri kalanların nasıl oluştuğunu bulacaksın.

kuranda namaz abdestinin nasıl bozulduğu yani abdesti ne zaman tekrar alacağın yazar mı? yada sabah namazına kalktın abdestini aldın.. yatsı namazına kadar abdest almadan namazları kılabilir misin? neden ve ne zaman abdestini yenilemen gerekiyor. kurandaki dayanağı ile beraber yazarsan ben de öğrenmiş olurum..

 

gelelim uygulamaya böyle bir kaynak olmadığı için bir sahabe demişki peyganber yellenmişti namazdan öncede gidip abdestini tazeledi... sünniler buna inanır büyük abdest, veya yellenme ile abdestlerinin bozulduğuna inanırlar..

bu ve bunun gibi binlerce soru ve konular geldikçe bakmışlar kuranda cevap yok.. ee ne yapıcaz ? kuran eksiksiz olması lazım o zaman peyganber şöyle yapmıştı, böyle demişti....

 

çocuk yaşta evlenme ile ilgili kuranda yazan bir şey yok doğru fakat muhammedin uygulaması var.. ayşe (ebubekirin kızı) 6 yaşında nişanlandığı 9 yaşında evlendiği islami kaynaklarda yazar.. bu sebeble bazı islam ülkelerinde kızlar ilk adetini gördükleri yaş olan 9-10 yaşlarında erişkin bir insan olduğu kabul edilir ve her türlü hak ve sorumluluğa sahip olur..

 

islamiyet kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yapar.. şahitlikten tutunda miras paylaşımına kadar... hatta cennette bile ayırım sürer bahsettiğim nebe süresinde geçen ayetlerde bahsedilenlerin tamamı erkekleredir.. yoksa kadınlara genç kızlar vaad ederek eşcinselliğin cennette makbul olacağını savunmayacaksın herhalde.. ayrıca bu ayet ile ilgili yaptığım yorumu yüzeysel olarak yorumlamışsın .. kapasitemiz buna yetiyor.. sen derinine in.. bize açıkla.. biz de öğrenelim.. "apaçık" olduğunu iddia eden bunu bir çok defalar tekrarlayan kuranın kendisi dururken senin engin bilgilerini dinleyelim..

 

 

Nisâ(*) Sûresinin 34 . Ayetinde

Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.12 Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı13 korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.14 Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.

 

işte başka güzel bir ayet.. güzel kadın başkaldırdığında ne yapacağını öğrendin.. peki erkek baş kaldırdığında ne yapacak kadın boşanma hakkı bile yok..

 

gelelim sülaledeki kadınlara..

 

Ahzâb(*) Sûresinin 50 . Ayetinde

Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helal kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

 

işte bu ayetledirki türklerde islama geçtikten sonra kendi akrabaları ile evlenmeye başlamışlardı sonrada böyle ecüş - büçüş bir toplum olduk.. yaaa anlamak mümkün değil .. bağış bile kabul edebiliyor.. hatta bunlar "herhangi bir zorluk olmaması içindir" nasıl bir zorluk varki..

 

cihat olayına biraz öğrenman lazım.. bence sallayan sensin

 

26. Allah kitap ehlinden olup müşriklere yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine büyük bir korku saldı. Siz onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz.

 

27. Allah sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız topraklara varis kıldı. Allah her

şeye hakkıyla gücü yetendir.

 

 

gelelim kölelik konusuna güzel ve sessizce geçiştirmişsin konuyu..

 

insanların hayatındaki en önemli konu inanç hayatları mıdır? yoksa ekonomik durumları mıdır..

sen geliceksin diyeceksin ki.. hayır sizin bugüne kdar inandığınız din yanlış doğrusu bu diyeceksin insanların inançlarını değiştireceksin sonra ekonomileri bozulur diye köleliği kaldırma. arabistanda 1960 yılında resmen kalktı.. bunlar sadece masal.. köleliği kaldırsa savaşlarda esir edilen insanlar ne olacak.. çok büyük bir gelir kapısı.. gülünç olmaktan vaz geçin dürüst olun..

islamiyet insan haklarını hiçe sayar..

 

Evet biliyorum bana kadar bir çokları bunu anlatmaya çalıştı.. bir çoğunu ortadan kaldırdınız.. bir çokları için ise akla hayele gelmeyen açıklamalarla inkara gittiğiniz için yapılabilecek bir şey yok..

Gönderi tarihi:

Sevgili bastarko öğreti ile ilgili diecek pek fazla bir şey yok ve öğretilerin farklılığı hakkındada. Daha öncede Kitabın toplanışı abdesti bozan şeyler vb konularda da benzer soruları SÜNNET GEREKLİ VE YARARLI OLANDIR... bu konu başlığı altında sormuş ve tarafımdan kayanak gösterilerek cevabı verilmişti. Şimdi Senin Kur an daki ne Nikah hukukundan nede savaş hukukundan,Senin Kur an dak i savaş esiri hukukundan ne de köle hukukundan haberin var. Aynı şeylermiş diye sunup insanların zihinlerini bulandırıyorsun ve bunları yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Yazdıkların la ilgili her türlü gerekçeli cevapları burda yazabilirim fakat bu yazdığım cevapların bir kifayeti olmayacak.SÜNNET GEREKLİ VE YARARLI OLANDIR... tıpkı bu konu başlığında olduğu gibi.Son olarak Me meleket eymenuhum ile ilgili oda sünni öğretinin kur an üzerine yığılma gayretinin bir örneği. Çünkü Kur an da cariye kavramı olmadığı gibi cariye hukuku gibi bir şeye delalet eden herhangi bir emare söz konusu bile değildir....Savaş ile ilgili yazdığın ayetlerinde sure numaralarını vermeyi ihmal etme lütfen. Selamlar

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:

ne kadar kabadayı tanrıymışki (bundan ve kötü sıfatlardan rabbi tenzih ederim) zerre kadar iyiligin dahi karsiligini veriyor. Ne kadar zalim bir tanrıki eger kul imanlı ölürse ne kadar günahkar olursa olsun cehennemde sonsuza kadar kalmıyor sonsuzlugu cennete gidiyor. Yine ne kadar egoist bir tanrıki sadece kendine ortak kosulması dısında diledigi günahı bagisliyor. (kötü ve noksan sifatlardan allah ı tenzih ederim) ne kadar adaletli bir kulki gormesi icin verilen göze, yasamasi icin verilen oksijene dahi nankörluk ediyor.

Gönderi tarihi:

ne kadar kabadayı tanrıymışki (bundan ve kötü sıfatlardan rabbi tenzih ederim) zerre kadar iyiligin dahi karsiligini veriyor. Ne kadar zalim bir tanrıki eger kul imanlı ölürse ne kadar günahkar olursa olsun cehennemde sonsuza kadar kalmıyor sonsuzlugu cennete gidiyor. Yine ne kadar egoist bir tanrıki sadece kendine ortak kosulması dısında diledigi günahı bagisliyor. (kötü ve noksan sifatlardan allah ı tenzih ederim) ne kadar adaletli bir kulki gormesi icin verilen göze, yasamasi icin verilen oksijene dahi nankörluk ediyor.

:yildiz: :yildiz: :yildiz: :yildiz: :yildiz:

Gönderi tarihi:

ne kadar kabadayı tanrıymışki (bundan ve kötü sıfatlardan rabbi tenzih ederim) zerre kadar iyiligin dahi karsiligini veriyor.

 

İyiliğin karşılığını nasıl veriyor? Somut Bir şey varmı? Somut olan sadece, doğanın insan için olumlu veya olumsuz hareketliliği... Bazan üretiyor bazan da felaketlerle yok ediyor.

 

Ne kadar zalim bir tanrıki eger kul imanlı ölürse ne kadar günahkar olursa olsun cehennemde sonsuza kadar kalmıyor sonsuzlugu cennete gidiyor.

 

Doğru söylüyorsun. Arabın din kültürüne göre yaşamayı kabullenirse mesele yok. Ama karşı çıkarsa yandı... Sonsuza kadar cehennem. Hem de derileri yenilenerek...

 

Yine ne kadar egoist bir tanrıki sadece kendine ortak kosulması dısında diledigi günahı bagisliyor. (kötü ve noksan sifatlardan allah ı tenzih ederim)

 

Sözü açılmışken neden kendisi gibi bir tanrı yaratmayıp ta egoistlik(benci)yapıyor? Paylaşımıcı değilmi? Yoksa onunla geçinemezmi? Geçimsizmi? İnsancamı davranacak? Bu sıfatlarındanmı korkuyor?

 

ne kadar adaletli bir kulki gormesi icin verilen göze, yasamasi icin verilen oksijene dahi nankörluk ediyor.

 

İnsan nankör değildir. Yapılan iyilikler koz olarak kullanıldığında hoş karşılamaz. "Sana iyilik yaptım şu şekilde davranacaksın" yaptırımı hoş değildir. Yukarda arkadaşlar bahsetmişler. Kasıtlı anlamak istenilmiyor sanırım.

Gönderi tarihi:

İyiliğin karşılığını nasıl veriyor? Somut Bir şey varmı?

 

Var ama anlayana...

 

Beşeri kanunlar da aynı değil mi, kanuna uyarsan gül gibi geçinip gidersin, uymazsan kodesi boylarsın.

 

Gerek yok ki, kedisine ortak koşan kendi yarattıkları zaten var.

 

İyiliği insan yaparsa kul, köle olunur; Allah c.c yaparsa hoş karşılanmaz.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.