Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AhmetSecerden Yazılar


ahmetsecer

Önerilen İletiler

Bugün yine sizlerle tüm dünyaya barış, huzur ve güvenlik getirecek olan kutlu şahıs Hz. Mehdi ile ilgili detayları bildirmek istiyorum. Bu hadisleri bilmek Hz. Mehdi’yi daha iyi tanımaya vesile olacaktır. Yazılarımda bildirdiğim gibi dünyanın ömrü iyice kısalmıştır, peygamberimizin hadislerine göre kıyamet 2120 yılında kopacaktır. Fakat kıyametten önce Hz. Mehdi ve Hz. İsa birlikte tüm dünyayı İslam’a döndüreceklerdir. Şimdi Hz. Mehdi ile ilgili detay bildirilen hadislere bakalım:

HZ. MEHDİ (A.S.)'A ÇOK AZ SAYIDA İNSAN TABİ OLACAKTIR

Hasan b. Salih-i Bezzaz’dan: Hasan b. Ali Askeri aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “DOĞRUSU BENİM OĞLUM, BENDEN SONRAKİ KAİM (HZ. MEHDİ (A.S.)(DIR)) DİR. UZUN ÖMÜRLÜLÜKTE VE GAYBETTE PEYGAMBERLERİN SÜNNETİ ONDA (HZ. MEHDİ (A.S.)’DA) VUKU BULACAKTIR. BU SÜRE ÇOK UZADI DİYE BAZI KALPLER TAŞ GİBİ SERTLEŞECEKTİR. ALLAH’IN KALBİNE İMAN YAZDIĞI VE RAHMETİYLE DESTEKLEDİĞİ KİMSELER DIŞINDA ONA (HZ. MEHDİ (A.S.)’A) İNANAN KALMAYACAKTIR.” (Kemal-ud Din, s. 526 ve Bihar-ul Envar, c. 51, s. 224)

 

Hz. Mehdi (a.s.), peygamberlerde olduğu gibi uzun ve çile dolu bir ömür sürecektir. Hz. Mehdi (a.s.)’ın gaybet dönemi olacak hatta bu gaybet döneminin uzun olması yani Hz. Mehdi (a.s.)’ın insanlar tarafından tanınmasının; zuhurunun bazı kişilerin zannettiğinden daha uzun sürmesi imanı zayıf bazı kişilerin kalplerinin katılaşmasına neden olacaktır. Bu nedenle Hz. Mehdi (a.s.)’a inananlar 313 gibi çok az bir sayıda kalacaktır. Bu kişiler Allah'ın kalplerine özel olarak iman yazdığı, çok samimi insanlar olacaktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 230
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

HZ. MEHDİ (A.S.) ZAMANINDA SAÇI TIRAŞLI BAZI SAHTE ALİMLER ORTAYA ÇIKACAK, DİN HAKKINDAKİ AÇIKLAMALARIYLA İSLAM AHLAKINDAN SAPACAKLARDIR

 

Hz. Ali (r.a.) dan: Ahir zamanda öyle bir kavim meydana çıkacak ki KURAN OKUYACAKLAR FAKAT BOĞAZLARINDAN AŞAĞIYA GEÇMEYECEK. DİNDEN OKUN YAYDAN ÇIKMASI GİBİ ÇIKACAKLAR. ONLARLA MÜCADELE ETMEK HER BİR MÜSLÜMAN İÇİN BİR HAKTIR GÖRÜNÜMLERİNDE SAÇLARI TIRAŞLIDIR. Hadislerle Hz. Ali, İmam Nesai, Ebu Abdurrahman Ahmed Bin Şuayb, sf. 142

 

Peygamberimiz (s.a.v.) hadislerinde Hz. Mehdi (a.s.) zamanında yani ahir zamanda yaşayacak bazı sözde din alimlerine dikkat çekmiştir. Söz konusu hadislerden biri de Hz. Ali (r.a.)’dan rivayet edilmiştir. Bu hadis-i şerifte Peygamberimiz (s.a.v.), söz konusu kişilerin Arapça’yı kaideli ve şeddeli konuşmaları, Kuran’ı tecvidli okumaları ile övünen ancak dinin hükümlerini uygulamaya, Kuran’ın ayetlerini doğru anlayıp yaşamaya geldiğinde bu konuda son derece samimiyetsiz bir yol benimseyen kişiler olduklarını ifade etmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) bu kişilerin durumlarını “... Kuran’ı okuyacaklar fakat boğazlarından aşağıya geçmeyecek...” şeklinde ifade etmiştir. Söz konusu sahte din alimleri yaptıkları işler ve söyledikleri sözlerle fark etmeden Kuran’ın hak yolundan tamamen çıkacaklardır. Bu kişiler İslam’ın hakimiyetinden bahsedemeyecekler, Müslümanların şevklerini gayretlerini kırma amacında olacaklardır. Samimi Müslümanlara has Allah’tan ümitvar olan ve teslimiyetli ruhtan uzaklaşacaklar ve olaylara cahiliye insanına ait yüzeysel bir gözle bakacaklardır. Söyledikleri sözler Kuran’la, İslam ahlakıyla çelişecektir. Gerçek müslümanlar bir taraftan Allah’ı ve dini inkar edenlerle fikri bir mücadele içindeyken bir yandan da din ahlakının hakimiyetini gizlemeye ve müslümanlar arasında fitne fesat çıkmasına çalışan bu zihniyetteki insanlarla bir mücadele içinde olacaklardır. Peygamberimiz (s.a.v.) hadisinde bu kişilerle fikri bir mücadelede bulunmayı her müslümanın görevi olarak bildirmiştir. Bir de ahir zamanda bu kişilerin müslümanlarca tanınması için Peygamberimiz (s.a.v.) onların saç şekilleriyle ilgili bir bilgi de vermiştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

HZ. MEHDİ (A.S.) HZ. İSA (A.S.)'IN DA İMAMI OLACAKTIR

 

Resulullah (sav) Efendimiz Saadetle şöyle buyurmuşlardır: “Daima ümmetimden bir cemaat kıyamet’e kadar hakkı yükseltmek için fikri mücadele yapacak, MERYEM OĞLU İSA (AS) YERYÜZÜNE İNECEK. EMİRLERİ (HZ. MEHDİ (A.S.)), ONA (HZ. İSA (A.S.)’A) “BİZE NAMAZ KILDIR” DEDİKLERİ ZAMAN, HAYIR DİYECEK ... VE “İMAM-I MEHDİ’Yİ” İMAMETE GEÇİRİR” (Sahih-i Müslim, c. 1, s. 209)

 

HZ. MEHDİ (A.S.) PEYGAMBERLERİN NİŞANELERİYLE ÇIKACAKTIR

 

Salih b. Ukbe’den, o babasından, o da İmam Muhammed Bâkır’dan, o ise babalarından nakleder ki, Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: “Mehdi benim evlatlarımdandır, ONUN GAYBET DÖNEMİ OLACAKTIR. BU DÖNEMDE ÜMMETTEN BİRÇOĞU DELALETE DÜŞECEKTİR. O, PEYGAMBERLERİN NİŞANELERİYLE (alamet, işaret) GELECEK,... (Kemal-ud Din, c. 1, s. 287 ve Bihar-ul Envar, c. 51, s. 72)

 

Hz. Mehdi (a.s.)’ın gaybet döneminde yani insanların arasında olmadığı, tanınıp bilinmediği, hapis - sürgün, iftira, işkence ve zulüm gördüğü dönemlerinde birçok münafık çıkacaktır. Bu kişiler Hz. Mehdi (a.s.) ve talebelerinin gördüğü kötü muamele ve İslam ahlakının hakim olmamasından kaynaklanan zor şartlar nedeniyle delalete düşeceklerdir. Ancak Hz. Mehdi (a.s.) Allah'ın kendisi için belirlediği zaman geldiğinde peygamberlerden günümüze gelmiş olan çeşitli nişanelerle zuhur edecektir. Bu nişanelerden biri de Hz. Mehdi (a.s.)’ın Peygamberimiz (s.a.v.)’in Topkapı Sarayı Müzesi’nde bulunan Hırka-ı Şerifi ve Sancak-ı Şerif’idir.

 

Hz. Mehdi Gelmeyecek Deseler de O Bir Yıldız Gibi Zuhur Edecek:

 

Safvan b. Mihran-ı Cemmal’dan: İmam Cafer-i Sadık aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Allah’a andolsun ki Mehdiniz aranızdan gaybete çekildiğinde, İÇİNİZDEN BAZI CAHİLLER DİYECEK Kİ: ALLAH’IN ÂL-İ MUHAMMED’E (HZ. MEHDİ (A.S.)’A) İHTİYACI YOKTUR. SONRA O, YERYÜZÜNE PARLAK YILDIZ GİBİ DÖNECEK ve yeri zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, adalet ve eşitlikle dolduracaktır.” (Kemal-ud Din, c. 2, s. 341)

 

Hz. Mehdi Ledün İlmi Gibi Özel Bir İlme Sahip Olacak:

 

Abdullah sordu: Öyleyse gaybeti ardındaki hikmet nedir? İmam cevap verdi: “... Hikmetinin nedeni, Hızır Peygamber Hazretleri’nin gemiye hasar vermesi, çocuğun öldürülmesi ve duvarın inşa edilmesi sırasında yaptığı işlerin ardındaki hikmetler gibi, ortaya çıkmasının ardından anlaşılacaktır. Hazreti Musa (as) Hazretlerine onunla yolları ayrılana dek aşikar olmamıştır. Ey Fazl’ın oğlu! Bu Allah’ın bir işidir ve gaybetin sırrı ve hikmeti, Allah’ın sırlarından ve hikmetlerinden biridir. ALLAH’IN EN ÜSTÜN AKIL SAHİBİ OLDUĞUNA İMANIMIZ OLDUĞU GİBİ, O’NUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’IN) TÜM İŞLERİNİN DE HİKMETLİ OLDUĞUNDAN KESİNLİKLE EMİN OLMALIYIZ. DETAYINDA GİZLENEN HİKMETİN FARKINDA OLMASAK BİLE BÖYLE YAPMALIYIZ.” [Molla Bakır Meclisi, Cila-ul-Uyun, 3/157]

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

HZ. MEHDİ (A.S.) HİÇBİR TARİKATA BAĞLI OLMAYACAK, ZUHUR ETMESİYLE TARİKATLERİN TÜMÜ ONA BİAT EDECEKTİR

 

Ebu Said’den: Hasan b. Ali aleyhi’s-selâm ... şöyle buyurdu: “... YÜCE ALLAH ONUN VELADETİNİ (DOĞUMUNU) GİZLEYECEK VE ŞAHSINI SAKLAYACAKTIR. BÖYLECE O, ZUHUR ETTİĞİNDE KİMSENİN BİATI ONUN BOYNUNDA OLMAYACAKTIR... ONUN GAYBETİNDE ALLAH ONUN ÖMRÜNÜ UZATACAK, SONRA KENDİ KUDRETİ İLE ONU KIRK YAŞINDAN DAHA GENÇ GÖRÜNÜMLÜ OLARAK AŞİKÂR EDECEKTİR ve bu, Allah’ın her şeye kadir olduğunun bilinmesi içindir.” (Kemal-ud Din, c. 1, s. 315)

 

Peygamberimiz (s.a.v.) hadis-i şerifinde Hz. Mehdi (a.s.)’ın doğumunun gizli olacağını yani kendisinin evde doğacağını bildirmiştir. Ayrıca Hz. Mehdi (a.s.) uzun bir dönem insanların gözünden uzak bir şekilde evinde yaşayacak, insanların arasına çıkmayacaktır. Hz. Mehdi (a.s.) hiçbir tarikata mensup olmayacak yani zuhur ettiğinde ne Nakşibendi, ne Kadiri ne de başka bir tarikatle bağlantısı olmayacaktır. Aksine tarikatlerin tamamı ona bağlanacak ve Hz. Mehdi (a.s.) bütün tarikatlerin üstünde olacaktır. Ayrıca Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Mehdi (a.s.)’ın uzun ömürlü olacağını ve kendisi daha yaşlı olmasına rağmen Allah'ın onu 40 yaşından daha genç görünümlü olarak zuhur ettireceğini de bildirmiştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

HZ. MEHDİ (A.S.) TEMİZ VE HUZURLU BİR ÇEHREYE SAHİPTİR

 

Tanınmış şair Ağa Seyyid Hasan, Hazretleri’nden (Hz. Mehdi (a.s.)’dan) söz etmiştir: “GÜZELLİĞİ TEMİZ YÜZÜNDEN YÜKSELİR, SABAH MELTEMİ HUZUR VEREN ÇEHRESİNDEN YAYILIR.”[Minanur Rahman, 2/237]

 

HZ. MEHDİ (A.S.)'IN TENİ AÇIK RENK OLACAK VE PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.)'DEKİYLE AYNI RENKTE İKİ BEN BULUNACAKTIR

 

Ebu Cafer, İmam Muhammed Bekir (as) Hazretleri cetleri yoluyla, Ehli Beytin lideri, Hazretleri, Müminlerin Emiri (as)’in minberden söylediklerini nakletmiştir, “AHİR ZAMANDA SOYUMDAN BİR KİŞİ ÇIKACAK, AZ AL RENKLE KARIŞIK AÇIK TENLİ OLACAK, ... PEYGAMBERİN RENGİNDE İKİ ET BENİ BULUNACAK. O (HZ. MEHDİ (A.S.)) YÜKSELECEK.” (İmam Hz. Mehdi (a.s.)’nin Hayatı, Allame Bakır Şerif el- Kureyşi)

 

HZ. MEHDİ (A.S.) GENİŞ YAPILI YANİ HEYBETLİ OLACAKTIR

 

• “Mehdî bendendir. ALNI GENİŞ, ... (Ebû Dâvud. 4285)

 

• Onun ALNI GENİŞ, burnu ise ince olacaktır.(Tırmizi, Büyük Hadis Külliyatı, Rudani 5.Cilt, sf. 365)

 

• O, AÇIK ALINLI, küçük burunlu...(Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, "Kıyamet Alametleri"

 

• Mehdi bendendir... AÇIK ALINLIDIR. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 21)

 

• ... Ebu'l Carud der ki: İmam Muhammed Bakır aleyhisselam'a: "... İMAM (HZ. MEHDİ (A.S.)) NE İLE TANINIR?" diye arzedince şöyle buyurdu:"HİDAYET VE HEYBETİ İLE VE ALİ MUHAMMED'İN, ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)'NİN) FAZİLETLERİNİ İKRARI İLE." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 284)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz gün Haiti’de meydana gelen 7 şiddetindeki depremde ölü sayısının 200 bine ulaştığı ve bu sayının 500 bini bulabileceği bildirildi. Bölgede arama kurtarma çalışmaları aralıksız sürerken, yaralılara müdahale eden doktorlar, içme suyu sıkıntısından yaralıların susuzluk nedeniyle ölebileceği uyarısında bulundu. Uluslararası Kızılhaç yetkilileri ise açık cesetler nedeniyle salgın hastalık çıkabileceğini açıkladı. Cesetlerin çoğu toplu mezarlara gömülüyor.

 

Öncelikle bu çok büyük afet karşısında yapılması gereken tüm dünyanın süratle kargo uçaklarıyla bölgeye yardım ulaştırması, oradaki insanların bir an önce koruma altına alınmasıdır. Mağdur durumda kalan insanlara bir an önce yiyecek ve barınak sağlanmalıdır. Çünkü birkaç gün geç kalınması bile o insanların tam anlamıyla perişan olmalarına yol açar. Türkiye’nin bölgeye acil yardımda bulunması ve diğer ülkeleri de teşvik etmesi gerekir.

 

Depremde ölenlerin arkasından üzülmek olmaz. Her zaman yazılarımda söylediğim gibi insanların bedenleri Allah’a aittir. Canlarını istediği zaman ve istediği şekilde alır. O yüzden inançlı insanlar olarak bize düşen Allah’ın hükmüne sabretmek ve mutlaka razı olmaktır. Üzülmek, yakınmak ve isyan etmek son derece yanlış olur. Allah kiminin canını selle, kiminin depremle, kiminin domuz gribi ile kimininkini de uykusunda sıcacık yatağında yatarken alır. Bazen küçücük bir virüsü vesile edip bir insanın hayatına son verir, bazen de hiç ummadığınız anda gelen bir kaza bir insanın ölümüne neden olur. Burada insanlar toplu ölüm olduğunu düşünüp çok yanlış bir inanca kapılmamalılar. Çünkü Allah canımızı tek tek alacak diye bir şey yok. Allah dilerse insanların canını toplu olarak da alır. Dünyadaki herkesin daha doğmadan önce kaderinde hangi gün ve hangi saatte öleceği belirlenmiştir. Biz bilmeyiz ama Allah bilir. Ve o an geldiğinde ister tek kişi olsun, ister binlerce kişi olsun o insanların canı alınır. Depremde ölen insanlar şehit hükmündedir. Bu yüzden arkalarından ağlamak inançlı insanlara yakışmaz. Eğer ölen insanlar inançlı iseler zaten gerçek yaşamları olan sonsuz cennete kavuşacaklardır. Burada yapmamız gereken her olay karşısında sabretmek ve hemen hiç beklemeden mağdur insanlara yardım eli uzatmaktır.

 

Kıyamet saatinin bilgisi, şüphesiz Allah'ın Katındadır. Yağmuru yağdırır; rahimlerde olanı bilir. Hiç kimse, yarın ne kazanacağını bilmez. Hiç kimse de, hangi yerde öleceğini bilmez. Hiç şüphesiz Allah bilendir, haberdardır. (Lokman Suresi, 34)

 

-ALINTIDIR-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanlar öldüklerinde neyle karşılaşacaklar, neler hissedecekler biliyor musunuz? Önce ölüp de dirilirken insanlar kendilerine ne olduğunu anlamayacaklar, sanki uykudan uyandığınızda hafif bir şuur kapanıklığı olur ya, işte aynı o şekilde, o an nerede olduklarını anlamayacaklar. Daha sonra birbirlerine şu soruyu soracaklar ve birinin onları uykudan uyandırdığını sanacaklar: Demişlerdir ki: "Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va'dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş". (Yasin Suresi, 52)

 

O gün inkar eden insanlar son derece perişan olacaklar, çırılçıplak yerlerde sürünürken, büyük bir korku içinde uzaktan bir çağrıcının sesini işitecekler. Ve bu sesi işittikleri anda hep birlikte bu sese ve dikili bir şeye doğru hızla koşmaya başlayacaklar:

 

Boyunlarını çağırana doğru uzatmış olarak koşarlarken, kafirler derler ki: "Bu, zorlu bir gün." (Kamer Suresi, 8)

 

Kabirlerinden koşarcasına çıkarılacakları gün, sanki onlar dikili bir şeye yönelmiş gibidirler. (Mearic Suresi, 43)

 

O gün insana “dünyada ne kadar kaldın” diye sorulacak ve onlar da çok az bir süre kaldıklarını söylecekler, çünkü dünya hayatı bir göz çarpması gibidir, 70-80 yıl adeta birkaç gün gibi geçer:

 

Dediler ki: "Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor." (Mü'minun Suresi, 113)

 

Dedi ki: "Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz, " (Mü'minun Suresi, 114)

 

O gün Allah’ın huzurunda duran her insanın eline dünyada yapıp ettiklerini tek tek ortaya döken bir kitap verilecek ve o zaman inkar eden insan bu gördükleri karşısında hayretler içinde kalacak. Nasıl olup da kendisinin çoktan unuttuğu ve kimsenin görmediğini düşündüğü günahlarını, dünyada bütün yapıp işlediklerini, söylediği her sözü, aklından geçen her düşünceyi bu kitabın saniyesi saniyesine sayıp döktüğüne inanamayacak:

 

(Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu-günahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle-korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: "Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp herşeyi sayıp-döküyor?" Yapıp-ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez. (Kehf Suresi, 49)

 

Kendi kitabının dışında o çok güvendiği bedeni de kendisine ihanet edecek, gözleri, elleri ve bedeni bütün işlediği günahları bir bir sayıp ortaya dökecek. Derileri dünyada nasıl sınır tanımadan günah işlediğini, nasıl Allah’ın hükümlerinden yüz çevirdiğini anlatacak:

 

Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir. (Fussilet Suresi, 20)

Kendi derilerine dediler ki: "Niye aleyhimizde şahitlik ettiniz?" Dediler ki: "Herşeye nutku verip-konuşturan Allah, bizi konuşturdu. Sizi ilk defa O yarattı ve O'na döndürülüyorsunuz." (Fussilet Suresi, 21)

 

Allah inkar eden insanı çok zorlu bir şekilde hesaba çekecek, insan her yediği nimeti ve neden şükretmediğini, Allah’ı nasıl inkar ettiğini, ayetleri nasıl görmezden geldiğini, ibadetleri neden yapmadığını, neden büyüklendiğini tek tek kahırla ve büyük bir sıkıntı ile anlatacak. Çünkü kendisini çok zorlu sonsuz bir ızdırabın beklediğini anlayacak, sonsuza kadar cehenneme atılacağını hissedecek. Kendisine yardım eli uzatacak kimsenin olmadığını bilecek. İşte o zaman bu insanın en çok istediği şey ne olacak biliyor musunuz? Ağzından neler dökülecek biliyor musunuz? “Ah keşke, keşke dünyaya bir kere daha dönebilsem” Bir kere daha dünyaya geri dönmeyi, kendisine son bir fırsat verilmesini her şeyden ama her şeyden çok isteyecek, fakat kendisine böyle bir fırsat asla verilmeyecek. Çünkü inkar edenler dünyadayken kendilerine yapılan çağrıların hiçbirini dinlememişler, Allah’ı ve ahireti inkar etmişlerdir. Şimdi azabı gördüklerinde geri dönmek istemeleri yalnızca kendi zalimliklerindendir. Ancak azabı görünce diz çöken bu insan sonsuza kadar cehennemde kalarak dünya hayatındaki umursuzluğunun ve zalimliğinin karşılığını alacaktır.

 

Suçlu-günahkarları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen. (Secde Suresi, 12)

 

Her insan bu gerçeklerle mutlaka ama mutlaka karşılaşacaktır. Benim bütün bunları ayrıntılarıyla anlatmamın nedeni insanları bu çok zorlu güne karşı uyarmak ve hiç vakit kaybetmeden hak yola davet etmektir. Dünya hayatı o kadar kısadır ki her insan hiç beklemediği bir anda o çağrıcının sesini mutlaka işitecek ve ona doğru koşmaya başlayacaktır. Bugün aldığınız bir karar, hak yola dönmeniz ve iman etmeniz o gün Allah’ın huzuruna tam bir güvenle gelmenizi sağlayacaktır. İşte o zaman “Keşke dünyaya geri dönebilsem…” diyerek hayıflanan ve yalvaran insanlar arasında olmayacaksınız…

 

-ALINTIDIR-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Keşke, Dünyaya geri geliversem,Güzel olurmuy du?...

Bu soruyu sordum kendime.Ya hu dedim,gelip de göremedikten sonra nepçaan geç Dalganı dön evine.Yok öyle üç kuruşa beş köfte... :P

Şu Fani Hayattan geride kalan Sadece HayAli lerimiz.Hayal ve An ı topluyoruz.Atıyoruz kendi Kaf(D)a(Ğı)mıza.Toplanan lar bir gün elbet hasat ediliyor.

:lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Depremde ölenlerin arkasından üzülmek olmaz. Her zaman yazılarımda söylediğim gibi insanların bedenleri Allah’a aittir. Canlarını istediği zaman ve istediği şekilde alır. O yüzden inançlı insanlar olarak bize düşen Allah’ın hükmüne sabretmek ve mutlaka razı olmaktır. Üzülmek, yakınmak ve isyan etmek son derece yanlış olur. Allah kiminin canını selle, kiminin depremle, kiminin domuz gribi ile kimininkini de uykusunda sıcacık yatağında yatarken alır. Bazen küçücük bir virüsü vesile edip bir insanın hayatına son verir, bazen de hiç ummadığınız anda gelen bir kaza bir insanın ölümüne neden olur. Burada insanlar toplu ölüm olduğunu düşünüp çok yanlış bir inanca kapılmamalılar. Çünkü Allah canımızı tek tek alacak diye bir şey yok. Allah dilerse insanların canını toplu olarak da alır. Dünyadaki herkesin daha doğmadan önce kaderinde hangi gün ve hangi saatte öleceği belirlenmiştir. Biz bilmeyiz ama Allah bilir. Ve o an geldiğinde ister tek kişi olsun, ister binlerce kişi olsun o insanların canı alınır. Depremde ölen insanlar şehit hükmündedir. Bu yüzden arkalarından ağlamak inançlı insanlara yakışmaz. Eğer ölen insanlar inançlı iseler zaten gerçek yaşamları olan sonsuz cennete kavuşacaklardır. Burada yapmamız gereken her olay karşısında sabretmek ve hemen hiç beklemeden mağdur insanlara yardım eli uzatmaktır.

 

Kıyamet saatinin bilgisi, şüphesiz Allah'ın Katındadır. Yağmuru yağdırır; rahimlerde olanı bilir. Hiç kimse, yarın ne kazanacağını bilmez. Hiç kimse de, hangi yerde öleceğini bilmez. Hiç şüphesiz Allah bilendir, haberdardır. (Lokman Suresi, 34)

 

-ALINTIDIR-

Yani herşeyi Allah'a bırakmalı... Tamam.

 

Ama belki siz haberdar olamayabilirsiniz, milyonlarca insanlar, hastahanelerde, Doktorlar tarafından onların ne zaman ve nerede öleceklerini biliyorlar. Demekki, bu surede Allah hata yapmış olabilir. Ustelik milyonlarca çalışan insanlar, aylık maaşlarının ne olduklarını biliyorlar ve ne kazanacaklarından öncelikle haberdarlardır. Demekki Allah bir hata daha yapmış, burada.

 

Yağmura gelince, Allahın meteoroloji uzmanlarına ne zaman yağmur yağdıracığını bildirdiği için tesekkurler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cehennemdeki insanlara "Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?" (Müddesir Suresi, 42) diye sorulduğunda verdikleri ilk cevap ne oluyor biliyor musunuz? Onlar: "Biz namaz kılanlardan değildik" dediler. (Müddesir Suresi, 43) İnsanın dünyada ertelediği çok fazla şey varken, işlediği onca günah varken orada insan cehenneme atılma nedeni olarak ilk namaz kılmamasını dile getiriyor. İşte tek başına bu ayet namazın ne kadar önemli olduğunu göstermeye yeterlidir. Allah Kuran’da tam 79 ayette namazdan bahseder. İnsanlara mutlaka namaz kılmalarını öğütler, namazın onları kötülüklerden arındıracağını bildirir.

 

Günümüzde ise insanlar namazla ilgili bu kadara ayet olmasına karşın sürekli yüz çeviriyorlar. Kimi alayının kendisini gizliden gizliye kuşattığını bilmeden anlatılanları alayla dinliyor, kimi işlerinin çokluğundan yakınıyor, kimi hasta olduğu için eğilemediğini söyleyerek yalan söylüyor (gerçekten hasta olanları kastetmiyorum), kimi yaşlanınca yapacağını söyleyerek sürekli erteliyor. Şu bir gerçek ki insanlar Allah’a şükretmenin, O’nu yüceltmenin en güzel yollarından biri olan namaza çok üşeniyorlar. Asla sabahları sıcacık yataklarından kalkmak istemiyorlar. Gün ortasında işlerine ara vermek istemiyorlar, akşam televizyonun karşısında dizilerinin başından kalkmak istemiyorlar ve değil şükretmek Allah akıllarına bile gelmiyor. Oysa onlar Allah’ı unuturken ve şükretmezken O yine insanları sürekli yediriyor, içiriyor, her türlü nimeti önlerine seriyor, sağlık veriyor, imkân veriyor ama insan o kadar nankör ki başını eğip bir türlü yere koymuyor, bir türlü namaza yanaşmıyor, bin dereden su getiriyor, türlü türlü bahaneleri ard arada sıralıyor ama asla ve asla namaz kılmıyor. Çünkü büyükleniyor, orada başını yere koyarak Allah’ın karşısında aciz olduğunu kabullenmek istemiyor. Kendisine ait bir gücü olduğunu zannederek çok yanılıyor. Allah dilese o insanın gücünü hemen elinden alır ama Allah şefkatinden süre tanıdıkça tanıyor.

 

Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığın)ı kaybettiler ve şehvetlerine kapılıp-uydular. Böylece bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır. (Meryem Suresi, 59)

 

Namaza kalkmaya üşenen aynı insan sırf zevki uğruna kalkıp başka bir şehre yemek yemeğe gidebiliyor, saatlerce aynı alışveriş merkezinde turluyor, arka arkaya birkaç diziyi hiç kalkmadan seyrediyor, saatlerce sıkılmadan boş muhabettler, maç sohbetleri yapıyor, sevdiği bir insanı görmek için kilometrelerce yol gidiyor, biraz para teklif etsen kalkıp çok uzak bir yere koşa koşa gidiyor ve bunların hiçbirine üşenmiyor. Ama kendisine durmaksızın nimetler veren, onu bir damla sudan yaratan, ona ailesini çoluğunu, çocuğunu bağışlayan Allah’ı görmezden gelip, O’nu hayatı boyunca unutup, namaz kılmayı hayatının sonuna kadar sürekli erteliyor. Şimdi burada biran olsun durup düşünün. Zalim olan kim, gerçekten azabı hak eden kim, sürekli bahanelerini ortaya sürüp hiçbir sözünü tutmayan kim, her türlü uyarıyı ve hatırlatmayı dinlemeyip yüz çeviren kim? İşte böyle bir insanın cehenneme atıldığında verdiği ilk cevap “biz namaz kılanlardan değildik” oluyor.

 

Onlar, siz birbirinizi namaza çağırdığınızda onu alay ve oyun (konusu) edinirler. Bu, gerçekten onların akıl erdirmeyen bir topluluk olmalarındandır. (Maide Suresi, 58)

 

Bu konuyu yazmamın nedeni namaz ibadetinin insanın sonsuz hayatı için çok büyük önem taşımasıdır. Bu yazımı okuyan tek bir insanın düşünmesi ve namaza başlaması gerçekten çok değerlidir. Çünkü namaz bir insanın hayatını tahmin edemeyeceğiniz kadar değiştirir. Allah o insanı dost edinir, onun sürekli yanında olur, namazı kendisini kötülüklerden korur. Gününün bir saatini Allah’a ayırmayanlar ahirette tahmin edemeyeceğiniz kadar ağır bir pişmanlık içinde olacaklar. Sakın o insanlar arasında olmayın. Allah’a olan şükrünüzü, sevginizi namazla gösterin. Unutmayın ki samimi bir Müslüman gününün bir saatini değil hayatının her anını Allah’a adamıştır, sürekli Allah’ı düşünür, sürekli O’nu yüceltir. Daha yataktan kalkar kalkmaz bütün gün Allah’ın hoşlanacağı işleri yapma peşindedir. Bir tarafta daha namaza üşenen bir insan varken diğer tarafta hayatının her anında Allah’ı yücelten bir insan vardır. Unutmayın ki Allah ahirette her insana yaptıklarının karşılığını tastamam ödeyecektir. Bu yüzden çok geç olmadan hangi tarafta olacağınıza mutlaka karar vermeniz gerekir…

 

'Gönülden katıksız bağlılar' olarak, O'na yönelin ve O'ndan korkup-sakının, dosdoğru namazı kılın ve müşriklerden olmayın. (Rum Suresi, 31)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hatırlayacağınız gibi Danimarka’da 2005 yılında bir karikatür rezaleti yaşanmış, dünyanın her yerinde milyonlarca Müslüman bu rezalete tepki göstermişti. Yine İtalya’da Reform Bakani Roberto Calderoli, üzerinde bu karikatürlerin basılı olduğu tişörtle televizyona çıkmış ve çok büyük tepki almıştı. Ara ara yine bu aşağılık karikatürler gündeme Tüm dünyadaki Müslümanlar bu peygamberimize ithaf edilen karikatürleri gördüklerinde adeta çılgına dönüyorlar, sokaklara dökülüyor, isyan çıkarıyor, o ülkenin bayrağını yakıyor yine o ülkenin mallarını boykot ediyorlar. Peki bu tavır doğru mu? Her çizilen bu rezil karikatürlerin ardından sokağa mı dökülmek gerekir?

 

Öncelikle biri çıkmış, eline kalemi kağıdı almış ve peygamberimizi çizdiğini iddia etmiş. Şimdi bu insan bu karikatürü çizince peygamberimizi mi çizmiş oluyor? Biz neden böyle bir insanı muhatap alalım? Neden bu insanın lafına ve yaptığına değer verip tepki gösterelim? İşte tüm dünyadaki Müslümanlar bu noktada yanılgıya düşüyorlar. Böyle son derece uygunsuz karikatürler yapıldığında Müslümanların tek yapacağı karşı tarafı görmezden gelmek ve hiç değer vermemektir. Zaten bu rezilliği yapanların amacı Müslümanları provoke etmek ve aşırı sinirlendirip sokaklara dökmektir. Böyle bir konu yokmuş gibi davranıldığında olay kendiliğinden kapanır, hatta bu akılsız ve aciz insanlar bir daha böyle aşağılık bir yöntemi denemezler, çünkü hiçbir şey elde edemeyeceklerini bilirler. Zaten onların istediği Müslümanları taşkınlığa sürüklemek, onları manevi olarak rahatsız etmek, sinirlendirmek değil mi? Bir yaparlar, iki yaparlar, üçüncü de vazgeçip bırakırlar. Böylece basın da sürekli bu rezaleti gündemde tutamaz. Aksi taktirde Müslümanlar tepki gösterdiklerinde bu aşağılık karikatürleri ve tepkileri günlerce yayınlıyorlar.

 

Peygamberimiz dünyanın gelmiş geçmiş en değerli, en muhterem, en nurlu insanıdır. Aklı sığ olan birkaç kişinin eline kalem alıp bir şeyler çizmesi peygamberimizin şanına hiçbir şekilde zarar veremez ancak bunu yapanı aşağılar ve küçültür. Dolayısıyla Müslümanlar bu çirkin oyuna gelmemeli, değersiz insanların yaptığı bu aşağılık hareketlerden yüz çevirmeli ve onları hiçbir şekilde muhatap kabul etmemelidir. (Kullandığım bütün uygun olmayan ifadelerden peygamberimizi tenzih ederim.)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim öğrenmek tabiat kurallarını, fizik kurallarını, dengeyi, dengesizliği ve olasılıkları öğrenmeye yarar...

Bunlarda mümkündür, mümkün olmayan şeyler sadece zaman alır, fakat bilmek, öğrenmek ve anlamak Allah'ı inkar etmeyi gerektirmez sadece farklı algılama başlar...

Efsanelere ancak bilgiyi önemsemeyenler inanır, afetlerin cezalandırma yöntemi olduğunu ancak cahil insanlar sanır...

Düşünen insan bilir ki, doğanın kurallarına ve tarzına rağmen yaşam olmaz, ona uyum sağlamak zorunda olan insandır tıpkı diğer canlılar gibi, nasıl diğer canlılar doğa ile uyumlu yaşıyorlarsa ve duyuları doğayı anlamaya yarıyorsa insanda bunu yeniden başarmak zorundadır...

Aksi taktirde yakın gelecekte oluşacak felaketler ve büyük afetler daha büyük sayıda ölümlere neden olacak bu kaçınılmaz bir gerçek, bun bilmek ve söylemek için müneccim olmaya gerek yok, tabiatın toleransı yok, o sadece yapması gerekeni yapar...

 

O yüzden ne Haiti depremi ne 99 Marmara depremi ya da diğerleri dini anlam taşımaz, onlar gösterir ki insan kendi hırsının kurbanıdır...

 

Japonlar inanç olarak kitap ehline benzemezler ama depremle yaşamayı öğrenmişler öyle ise onlar Allah'ın işine karışıyor olmalılar!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunun yerine şu sorulmalı değil miydi?

 

Müslümanları dünya çapında terörist, insan avcısı, cahil, yobaz, çağ dışı ve tehlikeli gören ve gösteren kimdir?

 

Ya da müslümanlar neden Hristiyan ve Yahudilerin oyuncağı haline gelmiştir?

 

Cemaatler ve tarikatler hala kitleleri nasıl kandırmaktadır? İslam-i terör örgütleri nasıl bu kadar yaygınlaşmaktadır ve bütün bunları yapanlar gerçekten müslüman mıdır?

Dünyanın sömürülen, kandırılan ve aç bırakılan yegane topluluğu müslüman toplumlardır onlara öteki dünya masalları anlatan amcalar, hoca efendiler, ulemalar jet ski'lere binip, havuzlu villalarda, Amerika'da lüks çiftliklerde yaşarlarken saf ve gariban müslümanlar bu dünyada çektikleri cefanın öteki dünyada sefaya dönüşeceğini umar ve bu hayallerle hoca efendilerinin eteğine sımsıkı yapışırlar!!! Bu hoca efendiler Allah ile daha samimi ve hamili yakinilerdir, halk tebasını Allah'a sevdirmektir görevleri...!!! Sonra müslümandan ola ola canlı bomba olur hepsi bu kadar!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu hocaefendiler,halki aldatirlarken diger yanda kirli emellerine ulasabilmek icin,Devleti icten cökertmeye calisir ve bu is icin kendilerine yardim edecek gazete veya gazeteciler bulup,onlari finanse ederler.Gazeteci,kimsenin adami olmaz eger adami olursa gazeteci olamaz.

 

Ben peygamberle ilgili karikatürlerin basilmasini su sekilde degerlendiriyorum:Eger bir ülkede basin özgürlügü varsa böyle bir karikatürün yayinlanmasi bu özgürlügün cercevesi icine girer.Ha diyeceksiniz ki;Ama,milyonlarca müslümana hakaret ediliyor.Olabilir,ne varki basin özgürlügü hakaret ediliyor diye kisitlanamaz.Simdi kaygananin kac yumurtadan yapildigina geliyorum:Ülkemizde,70 milyon insanin gözbebegi olan Türk Silahli Kuvvetlerine saldiranlar,"DINCI VE LIBERAL"kesimdedir."TARAF,YENI SAFAK,ZAMAN,VAKIT,AKIT,BIRGÜN, STAR,RADIKAL.VS.TV kanallarida öyle:KANAL 24,ÜLKEM,SAMANYOLU,KANAL 7,NTV.ATV.TRT.VS."

 

Bu gazeteler,Muhammed karikatürleri icin Danimarka'ya demediklerini birakmadilar.Danimarka'da "BIZDE BASIN HÜRDÜR ISTEDIGINI YAZAR"diyip cikti.Ayni gazeteler manset manset Türk Silahli Kuvvetlerine ve Cumhuriyetcilere ve de Atatürkcü'lere saldiriyorlar.Yani Türkiye'de olan "BASIN ÖZGÜRLÜGÜ"neden Danimarka'ya cok görüldü?Kendi Silahli Kuvvetlerine dil uzatanlar,neden kendilerine dokunuldugunda özgürlük kavramini anlamamazliga gelirler bilinmez.

 

Basbakan Erdogan'da,Danimarka'ya dil uzatanlar arasindaydi,ama Nato Genel Sekreterligi icin Rasmussen'e evet dedi.Karsiliginda ne özür bekledi ne de Nato'da bir görev...Cünkü yukardan bastiranlar vardi ona...

 

Peygamber,karikatürlerle peygamberligini kaybetmez.Ama müslümanlar böyle devam ettikleri sürece,böyle her Allah peygamber diyenin pesinden gittikleri sürece,yarin adamlar dinede birseyler yaparlar.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu hocaefendiler,halki aldatirlarken diger yanda kirli emellerine ulasabilmek icin,Devleti icten cökertmeye calisir ve bu is icin kendilerine yardim edecek gazete veya gazeteciler bulup,onlari finanse ederler.Gazeteci,kimsenin adami olmaz eger adami olursa gazeteci olamaz.

 

Ben peygamberle ilgili karikatürlerin basilmasini su sekilde degerlendiriyorum:Eger bir ülkede basin özgürlügü varsa böyle bir karikatürün yayinlanmasi bu özgürlügün cercevesi icine girer.Ha diyeceksiniz ki;Ama,milyonlarca müslümana hakaret ediliyor.Olabilir,ne varki basin özgürlügü hakaret ediliyor diye kisitlanamaz.Simdi kaygananin kac yumurtadan yapildigina geliyorum:Ülkemizde,70 milyon insanin gözbebegi olan Türk Silahli Kuvvetlerine saldiranlar,"DINCI VE LIBERAL"kesimdedir."TARAF,YENI SAFAK,ZAMAN,VAKIT,AKIT,BIRGÜN, STAR,RADIKAL.VS.TV kanallarida öyle:KANAL 24,ÜLKEM,SAMANYOLU,KANAL 7,NTV.ATV.TRT.VS."

 

Bu gazeteler,Muhammed karikatürleri icin Danimarka'ya demediklerini birakmadilar.Danimarka'da "BIZDE BASIN HÜRDÜR ISTEDIGINI YAZAR"diyip cikti.Ayni gazeteler manset manset Türk Silahli Kuvvetlerine ve Cumhuriyetcilere ve de Atatürkcü'lere saldiriyorlar.Yani Türkiye'de olan "BASIN ÖZGÜRLÜGÜ"neden Danimarka'ya cok görüldü?Kendi Silahli Kuvvetlerine dil uzatanlar,neden kendilerine dokunuldugunda özgürlük kavramini anlamamazliga gelirler bilinmez.

 

Basbakan Erdogan'da,Danimarka'ya dil uzatanlar arasindaydi,ama Nato Genel Sekreterligi icin Rasmussen'e evet dedi.Karsiliginda ne özür bekledi ne de Nato'da bir görev...Cünkü yukardan bastiranlar vardi ona...

 

Peygamber,karikatürlerle peygamberligini kaybetmez.Ama müslümanlar böyle devam ettikleri sürece,böyle her Allah peygamber diyenin pesinden gittikleri sürece,yarin adamlar dinede birseyler yaparlar.

 

 

saygilarla

birincisi hz. MUHAMMED aşkı sevgisi dünya üzerindeki hiç bişeyle denk tutulamaz.. onu kötülüyenlere allahın gazabının üzerlerinde olmasını diliyorum.. türk silahlı kuvvetleriyle veya herhangibir başka bişeyle sen veye bi başkası hz. MUHAMMEDİ bir tutamazsın. he ben tsk ya veya atatürkün kurdugu cumhuriyete yapılan saldırıları tasvif ediyorumda demiyorum ama hz.MUHAMMED bi yana dünya bi yana... onu gönülden seven aklı selim hiç bir müslüman böyle saygısızca davranışları kabullenmez. insan anasına babasına küfür edilince çılgına dönüyor peygamperi için adamda öldürür bombada atar.. bunu imanı olmayan anlayamaz o ayrı...

Bakara 212

(Medenî 87) Kafir olanlar için dünya hayatı cazip kılındı. (Bu yüzden) onlar, iman edenler ile alay ederler. Oysa ki, (iman edip) inkardan sakınanlar kıyamet gününde onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir. .................ALLAHÜMME SALLİ ALA MUHAMMAD..........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunun yerine şu sorulmalı değil miydi?

 

Müslümanları dünya çapında terörist, insan avcısı, cahil, yobaz, çağ dışı ve tehlikeli gören ve gösteren kimdir?

 

Ya da müslümanlar neden Hristiyan ve Yahudilerin oyuncağı haline gelmiştir?

 

Cemaatler ve tarikatler hala kitleleri nasıl kandırmaktadır? İslam-i terör örgütleri nasıl bu kadar yaygınlaşmaktadır ve bütün bunları yapanlar gerçekten müslüman mıdır?

Dünyanın sömürülen, kandırılan ve aç bırakılan yegane topluluğu müslüman toplumlardır onlara öteki dünya masalları anlatan amcalar, hoca efendiler, ulemalar jet ski'lere binip, havuzlu villalarda, Amerika'da lüks çiftliklerde yaşarlarken saf ve gariban müslümanlar bu dünyada çektikleri cefanın öteki dünyada sefaya dönüşeceğini umar ve bu hayallerle hoca efendilerinin eteğine sımsıkı yapışırlar!!! Bu hoca efendiler Allah ile daha samimi ve hamili yakinilerdir, halk tebasını Allah'a sevdirmektir görevleri...!!! Sonra müslümandan ola ola canlı bomba olur hepsi bu kadar!!!

malesef medya önündeki amcalar ulemalar bu özel dini küçük düşürüyorlar.. ama bütün müslümanları aynı kefeye koyup atamazsın gayet aklı selim mü'min insanlarımızda var islamiyeti çok güzel anlatan,allah(c.c) sevgisini kudretini büyüklüğünü gönüllere yayan hz. muhammedin yaşayış tarzını yaşatmaya çalısan çok mübarek insanlarda var... senin için (Sonra müslümandan ola ola canlı bomba olur hepsi bu kadar!!![/b]) demek kolay o insanların yaşadıgı en ufak acıyı yaşamadın ne bilim ülkemizi işgal etmediler yada anamıza bacımıza tecavüz etmiyorlar evlerimizi bombalamıyorlar kardeşimizi akrabamızı kurşunlamıyorlar.... can bogaza gelince eminim birçok insan gözünü karartır ve ne yapması gerekirse yapar.....

 

allahümme salli ala muhammed

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

birincisi hz. MUHAMMED aşkı sevgisi dünya üzerindeki hiç bişeyle denk tutulamaz.. onu kötülüyenlere allahın gazabının üzerlerinde olmasını diliyorum.. türk silahlı kuvvetleriyle veya herhangibir başka bişeyle sen veye bi başkası hz. MUHAMMEDİ bir tutamazsın. he ben tsk ya veya atatürkün kurdugu cumhuriyete yapılan saldırıları tasvif ediyorumda demiyorum ama hz.MUHAMMED bi yana dünya bi yana... onu gönülden seven aklı selim hiç bir müslüman böyle saygısızca davranışları kabullenmez. insan anasına babasına küfür edilince çılgına dönüyor peygamperi için adamda öldürür bombada atar.. bunu imanı olmayan anlayamaz o ayrı...

Bakara 212

(Medenî 87) Kafir olanlar için dünya hayatı cazip kılındı. (Bu yüzden) onlar, iman edenler ile alay ederler. Oysa ki, (iman edip) inkardan sakınanlar kıyamet gününde onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir. .................ALLAHÜMME SALLİ ALA MUHAMMAD..........

 

Bak arkadasim,önce benim ne yazdigimi iyice bir okuyup anla ve sonrada degerlendirmeni yap.Ben peygamber,TSK degerlendirmesi yapmadim, sadece Basin özgürlügünden bahsettim.Askere saldirildiginda "BASIN ÖZGÜR"oluyorsa peygamber karikatürü yapanlar icinde "BASIN ÖZGÜRDÜR"Basin özgürlügünde cifte standart olmaz.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Madem ki tartisma bu yöne kaydi o zaman bir iki satirda ben yazayim:

 

"Müslümanlardan ancak canli bomba olur"tanimlamasina katiliyorum.Bugüne kadar müslümanlardan farkli bir davranis görülmedigi icin ben onlarin müslümanliginin "Öz de degil sözde"oldugunu iddia ediyorum.Bakalim müslüman ülkelere ve cogunlu müslüman olan ülkemize...Ne görüyoruz?Emperyalizmle omuz omuza calisanlari görmüyormuyuz...Dün büyük seytan olan Amerika ile bugün kuzu sarmasi degilmiyiz veya degiller mi?Amerika ile isbirligi yaparak Irak'i bölmedilermi?Yüzbinlerce insanin hayatini söndürmediler mi?Petrol kuyularini müslümanlarin degilde emperyalistlerin emrine amade kilmadilarmi?Israil'e karsi iki yüzlü bir politika izlemedilermi?Bir avuc Filistin'liye sahip cikamayip onlari Israil'in yemi yapip,simdi de Türkiye'nin basbakaninin arkasina saklanarak,onun sirtindan Israil siyaseti yapmiyorlarmi?Daha düne kadar Türkiye'ye karsi siyaset yapip bugün dinci yaklasimlari nedeniyle Türkiye'ye yaklasmiyorlarmi?"

 

Bütün bu gercekler bize gösteriyor ki;Müslümanlik "SÖZDE"dir.

 

Yasser Arafat,Filistin Kurtulus Örgütünü kurarak,Filsitinliler icin bagimsizlik savasi verirken,ona karsi ve Israil'in öncülügünde kurulan "HAMAS"örgütü de genelinde müslümanlarin bir örgütüydü.Israil,Arafat'a karsi suikastler düzenlerken,onu karargahinda mahpus tutarken,Hamas örgütüde FKÖ'ye karsi savas veriyordu.Simdi bu örgüte benim müslüman diyebilmem icin 50 defa düsünmem ve 100 defa istihareye yatman gerekir.Bu nedenle,günümüz müslümanlarini tanimlarken biraz daha gercekci olmakta yarar vardir diye düsünüyorum.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bak arkadasim,önce benim ne yazdigimi iyice bir okuyup anla ve sonrada degerlendirmeni yap.Ben peygamber,TSK degerlendirmesi yapmadim, sadece Basin özgürlügünden bahsettim.Askere saldirildiginda "BASIN ÖZGÜR"oluyorsa peygamber karikatürü yapanlar icinde "BASIN ÖZGÜRDÜR"Basin özgürlügünde cifte standart olmaz.

 

saygilarla

tamam basın özgür olsun onda hem fikiriz ama basın yaptıgı haberi iyi degerlendirip yapmalı.. burada bir takımın taraftarlarından bahsetmiyoruz binlerce insanın günülden baglı oldugu ulaşılması zor bi sevgiden bahsediyoruz.. sadece biraz saygı bu karikatürü yapan yaparken ne düşünüyordu acaba o birilerinin dolduruşuna gelmedimi bu çifte standart olmuyormu birlerini sevindirmek için yapılmış bi hareket diilmi bu.... basın veya kişiler tsk yı veya başka bi kurumu eleştirir kurumlar şahıslar eleştirilir yazılır çizilir ama insanların dini konularda daha hassas daha saygılı olmasıda büyük bi önem taşır... .....................................................ALLAHÜMME SALLİ ALA MUHAMMAD.......................

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

birincisi hz. MUHAMMED aşkı sevgisi dünya üzerindeki hiç bişeyle denk tutulamaz.. onu kötülüyenlere allahın gazabının üzerlerinde olmasını diliyorum.. türk silahlı kuvvetleriyle veya herhangibir başka bişeyle sen veye bi başkası hz. MUHAMMEDİ bir tutamazsın. he ben tsk ya veya atatürkün kurdugu cumhuriyete yapılan saldırıları tasvif ediyorumda demiyorum ama hz.MUHAMMED bi yana dünya bi yana... onu gönülden seven aklı selim hiç bir müslüman böyle saygısızca davranışları kabullenmez. insan anasına babasına küfür edilince çılgına dönüyor peygamperi için adamda öldürür bombada atar.. bunu imanı olmayan anlayamaz o ayrı... .................ALLAHÜMME SALLİ ALA MUHAMMAD..........

Peygamberiniz hakkındakı bilginizi nereden kazandınız ki bomba atanları anlayacak kadar Mohammede sevgi dolusunuz?

 

Bilindigi gibi Islamiyet genel olarak dort esastan oluşuyor: Kitap(Kuran);Sunnet(hadisler);Içma; Kıyas

 

Sizin bilgiler nerden geliyor? Kendiniz mi okudunuz yoksa size soylenen, anlatılan hikayelerden mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dini konulara karsi hassas yaklasmak,insanlari sevmek arzu edilen ama herkese sart kosulamayacak konulardir.Gerek dine saygi,gerekse insana olan sayginin temelinde,insanin baskasinin gözünde kendine saygiyi uyandirabilecek tarzda yasamasi,düsünmesi,konusmasi gelir ve dine saygida herhangi bir inanc sahibinin inancini baskalarinin saygi duyabilecegi tarzda yasamasi,bilmesi ve baskasinin inancinada saygi göstermesi ile gerceklesebilir.Saygi karsiliklidir.

 

Pegamber karikatürü yapanlar herseyden önce müslüman degildirler,onlardan peygambere saygi beklenir ama beklenemezde.O zaman bu saygiyi karikatürü yapilan peygamberin dinine inananlarin olusturmasi gerekir.Hergün bir canli bomba ile hayatini kaybeden insanlar varsa bu canli bombalar kendilerinde Islam dini adina böyle bir katliami yapma özgürlügü buluyorsalar,kimse kusura bakmasin;Danimarkali veya bir baska gazetecinin de Peygamber karikatürü yapmasida sonucta onun kisisel özgürlügü alanindadir bu kisisel özgürlükte "BASIN ÖZGÜRLÜGÜ"ile korunmustur.

 

Afganistan'daki tarihi Budha heykellerini bomba ile ucuranlar Müslüman degilmiydiler.Hangi hakla asirlar boyu bir dünya tarihi olarak duran o heykeller dinamitlendi.Simdi bu insanlardan kendi peygamberinize nasil bir saygi beklemektesiniz?bu bir paradoks degilmi?

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peygamberiniz hakkındakı bilginizi nereden kazandınız ki bomba atanları anlayacak kadar Mohammede sevgi dolusunuz?

 

Bilindigi gibi Islamiyet genel olarak dort esastan oluşuyor: Kitap(Kuran);Sunnet(hadisler);Içma; Kıyas

 

Sizin bilgiler nerden geliyor? Kendiniz mi okudunuz yoksa size soylenen, anlatılan hikayelerden mi?

7- RASÛL-İ EKREM (S.A.S.)'İN ÜSTÜN AHLÂKI

 

"Allah'ım beni ahlâkın en güzeline yönelt. Kötü ahlâktan uzaklaştır"(464).

 

 

Rasûlüllah (s.a.s.)Efendimiz, simâca insanların en güzeli, ahlâk yönünden de insanların en üstünüydü(465). "Sizin en hayırlınız, ahlâken en üstün olanınızdır." (466) "Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim".(467) buyurmuştu. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de "Aziz Peygamberim, şüphesiz sen en üstün bir ahlak üzeresin", buyurulmuştur.(468)

 

Rasûlüllah (s.a.s.)'in yaşayışı, Kur'ân-ı Kerîm'in sanki canlı bir tablosuydu. Eşi Hz. Âişe'den Rasûlüllah (s.a.s.)'in ahlâkı sorulunca:

 

-"Siz Kur'ân-ı Kerîm okumuyor musunuz? O'nun ahlâk'ı Kur'ân'dan ibâretti"" diye cevâp vermişti.(469) Çünkü O'nun yaşayışı ve bütün davranışları Kur'ân-ı Kerîm'in insanlara gösterdiği hidâyet yolunun uygulanmasıydı. Nitekim, sâdece sözleriyle değil, yaşayışı, fiil ve davranışlarıyla da uyulması gereken en güzel örnek olduğunu Yüce Kitâbımız Kur'ân-ı Kerîm beyân etmektedir: "Sizin için Allah Rasûlünde en güzel örnek vardır".(470)

 

Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) güler yüzlü, nâzik tabîatlı, ince ve hassas rûhlu idi. Katı yürekli, sert ve kırıcı değildi. Ağzından sert ve kaba hiç bir söz çıkmazdı. Kur'ân-ı Kerîm'de bu konuda: "Allah'ın rahmeti eseri olarak, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalbli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi."(471/1) buyrulmaktadır.

 

Rasûlüllah (s.a.s.) başkalarını tenkit etmez, kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı.(471/2) Yanlış ve hoşlanmadığı bir davranış görürse, "içinizden bazı kimseler, şöyle şöyle yapıyorlar..." şeklinde, bu davranışları yapanların kim olduklarını belli etmeden ve hiç kimseyi kırmadan yanlış ve hataları düzeltirdi.(472) Kimsenin sözünü kesmez, konuşması bitinceye kadar dinlerdi. Tartışmayı sevmez, sözü gereğinden çok uzatmazdı. Kendini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmaz; kimsenin gizli hallerini araştırmazdı. Allah'a hürmetsizlik olmadıkça, şahsına yapılan kötülükleri, ne kadar büyük olursa olsun, bağışlar, eline imkân geçince öc almayı düşünmezdi. Ancak Allah'ın yasaklarını çiğneyenlere hak ettikleri cezâyı verirdi.(473) Nitekim, Mekke'nin fethedildiği gün, daha önce kendisine her türlü kötülüğü ve hakareti reva gören Mekke müşriklerine:

 

-"Bugün size geçmişten dolayı azarlama yok", (Yûsuf Sûresi, 92) serbestsiniz diyerek hepsini affetmişti.(474)

 

İffet ve hayâ yönünden, köşesinde oturan bâkire kızdan daha utangaçtı.(475) "Hayâ imandandır".(476) "Hayâ ancak hayır getirir"(477) buyurmuştur. Bir şeyden hoşlanmadığı zaman açıkça söylemez, bu durum yüzünden anlaşılırdı.(478) Hiç bir yemeği beğenmezlik etmez, arzu etmezse yemezdi(479). Elini yıkamadan ve "Besmele" çekmeden yemeye başlamaz. Allah'a hamdetmeden de sofradan kalkmazdı.

 

Bütün insanları eşit tutar, zengin-fakir, efendi-köle, büyük-küçük ayrımı yapmazdı. Mekke'nin fethi esnâsında Fâtıma adlı bir kadın hırsızlık yapmış, soylu bir âileden olduğu için bu kadına cezâ verilmemesi istenmişti. Bu olayla ilgili hutbesinde Rasûl-i Ekrem:

 

"Sizden önceki ümmetlerin helâk edilmeleri ancak şu sebepledir: Onlar, içlerinden zengin ve soylu bir kimse hırsızlık yaptığı zaman onu bırakırlar fakir ve zayıf bir kimse çaldığında ise ona cezâ verirlerdi. Allah'a yemin ederim ki, Muhammed (s.a.s.)'in kızı Fâtıma da çalmış olsaydı, muhakkak elini keser, cezâsız bırakmazdım" (480) buyurdu.

 

Her bakımdan kendisine güvenilirdi. Verdiği sözü mutlaka zamanında yerine getirirdi. Dürüslükten ayrıldığı, şaka bile olsa yalan söylediği hiç görülmemiştir. Bu yüzden O'na henüz Peygamber olmadan "Muhammedü'l-emîn" denilmişti. Nitekim Peygamberliğini ilan ettiği zaman, iman etmeyenler bile O'na "yalancı, yalan söylüyor", diyememiştir.(481) En yakın hısımlarını Safâ tepesine toplayıp onları İslâm'a dâvet için, "Size şu dağın arkasında düşman atlılarının bulunduğunu söylersem, bana inanır mısınız?" dediği zaman: "Hepimiz inanırız çünkü Sen yalan söylemezsin" diye cevâp vermişlerdi.(482) Kendisi böyle olduğu gibi, herkesin dürüst olmasını isterdi. "Doğruluktan ayrılmayınız, çünkü doğruluk, iyilik ve hayra götürür, İyilik ve hayır da, kişiyi Cennet'e ulaştırır. Kişi doğru söyleyip doğruluğu aradıkça, Allah katında sıddîkler zümresi'ne yazılır. Yalan sözden ve yalancılıktan sakınınız. Çünkü yalan insanı kötülüğe sevkeder. Kötülük de kişiyi Cehennem'e götürür, İnsan yalan söylemeğe ve yalanı aramağa devâm ede ede, Allah katında nihayet yalancı yazılır" (483), buyurmuştur.

 

Rasûlüllah (s.a.s.) insanların en cömerdi ve en kerîmiydi. (484) Eline geçen her şeyi muhtaçlara dağıtır, kimseyi eli boş çevirmezdi.(485) "Ben ancak dağıtıcıyım, veren Allah'tır", der(486) ihtiyâcından fazla bir şeyin kendinde veya evinde bulunmasını istemezdi. "Uhut Dağı altına çevrilip de benim olsa, borcum için ayıracaklarım müstesna, ondan tek bir dînârın bile üç geceden çok yanımda kalmasını istemezdim" (487) buyurmuştur.

 

Son derece mütevâzi ve alçak gönüllü idi. Bir topluluğa geldiğinde, kendisi için ayağa kalkılmasını istemez, nereyi boş bulursa, oraya otururdu. Arkadaşları arasında otururken ayaklarını uzatmazdı. Arkadaşları her işini yapmayı kendileri için şeref ve cana minnet saydıkları halde, bütün işlerini kendi görür, ev işlerinde hanımlarına yardım ederdi.(488) Methedilmesini ve aşırı hürmet gösterilmesini istemez,"Hristiyanların Meryem oğlu İsâ'ya yaptıkları gibi yapmayınız. Ben sâdece Allah'ın elçisi ve kuluyum"(489) derdi. Fakîr kimselerle düşüp-kalkmaktan, yoksulların, dulların, kimsesizlerin işlerini görmekten zevk alırdı. Bulduğunu yer, bulduğunu giyer, hiç bir şeyi beğenmezlik etmezdi.(490). Yiyecek bir şey bulamayıp aç yattığı bile olurdu.

 

Bütün işlerini tam bir düzen ve nizâm içinde yapardı. Namaz ve ibâdet vakitleri, uyku ve istirahat için ayırdığı saatler, misâfir ve ziyâretçilerini kabûl edeceği vakitler hep belirliydi. Vaktini boş geçirmez, her ânını faydalı bir işle değerlendirirdi. "İnsanların çoğu iki nimetin kıymetini takdirde aldanmışlardır: Sıhhat ve boş vakit", buyurmuştur(491).

 

Ahlâklı ve faziletli sanılan nice kimseler, yakından tanındığı zaman, pek çok kusurlarının bulunduğu görülür. İnsanı en yakından tanıyan, onun iç yüzünü ve bütün gizli hallerini en iyi bilen, şüphe yok ki eşidir. Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) ilk vahiy'den sonra gördüklerini anlattığı zaman eşi Hz. Hatice:

 

-"Allah'a yemin ederim ki, Cenâb-ı Hak hiç bir vakit seni utandırmaz. Çünkü sen akrabanı gözetirsin, işini görmekten âciz kimselerin ağırlıklarını yüklenirsin, fakîre verir, kimsenin kazandıramayacağını kazandırırsın. Misâfiri ağırlarsın, Hak yolunda herkese yardım edersin..." diyerek(492) O'nun Peygamberliğini hemen kabûl etmiş, en küçük tereddüt göstermemiştir.

 

Çocukluğundan itibâren 10 yıl hitzmetinde bulunan Hz. Enes:

 

-Rasûlüllah (s.a.s.)'e 10 yıl hizmet ettim. Bir kere bile canı sıkılıp, öf, niçin bunu böyle yaptın, neden şunu şöyle yapmadın, diye beni azarlamadı", demiştir.(493)

 

Kâinâtın Efendisi, Rabbımızın Yüce Elçisi Sevgili Peygamberimizin büyüklüğünü, üstün ahlâkını ve örnek yaşayışını gerektiği şekilde bu satırlar içinde anlatmak şüphesiz mümkün değil. O'nun büyüklüğünü ve ahlâkının yüceliğini bir parça sezdirebilmişsem, kendimi bahtiyâr sayarım.

 

"Dünya neye sâhipse, O'nun vergisidir hep;

 

Medyûn O'na cem'iyyeti, medyûn O'na ferdi.

 

Medyûndur o Masûm'a bütün bir beşeriyyet;

 

Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret"(494).

 

Salât ve selâm O'na, âline, ashâbına ve yolunda olanlara.

 

 

 

 

(464) Müslim, 1/535 (Hadis No: 771)

 

(465) el-Buhârî, 4/ 1819 (Hadis No, 2337); Tecrid Tercemesi, 9/311 (Hadis No:1449)

 

(466) el-Buhârî, 4/166; Müslim 4/1810 (Hadis No 2321); Tecrid Tercemesi 9/318 (Hadis No:1456)

 

(467) Mâlik, el-Muvatta, 2/904 (neşr, M. Fuad Abdülbaki) Kahire, 1370/1951

 

(468) Nûn Sûresi, 4

 

(469) Müslim, 1/514 (Hadis No: 746)

 

(470) el-Ahzâb Sûresi, 21

 

(471/1) Âl-i İmrân Sûresi, 159

 

(471/2) el-Buhârî, 4/167; Tecrid Tercemesi, 9/321 (Hadis No: 1460)

 

(472) Ebû Dâvûd, 2/550

 

(473) el-Buhârî, 4/166; Müslim, 4/1813 (Hadis No: 2327); Ebû Dâvûd, 1/550; Tecrid Tercemesi, 9/319 (Hadis No: 1457)

 

(474) İbn Hişâm 4/54; İbnü-l Esîr, a.g.e., 2/252; Zâdü'l-Meâd, 2/394; Tecrid Tercemesi, 10/340-341

 

(475) el-Buhârî, 4/167; Müslim 4/ 1809 (Hadis No: 2320); Tecrid Tercemesi, 9/320 (Hadis No: 1459)

 

(476) el-Buhârî, 1/11; Tecrid Tercemesi, 1/32 (Hadis No: 23)

 

(477) el-Buhârî 7/100; Tecrid Tercemesi, 12/163 (Hadis No: 2001)

 

(478) el-Buhârî 4/167; Tecrid Tercemesi, 9/321 (Hadis No: 1460)

 

(479) el-Buhârî 4/167; Tecrid Tercemesi, 9/321 (Hadis No: 1461)

 

(480) el-Buhârî, 5/97 ve 8/16

 

(481) el-Enâm Sûresi, 33

 

(482) Tecrid Tercemesi, 9/285

 

(483) el-Buhârî, 7/95; Müslim, 4/2013 (Hadis No. 2607); Ebû Davût, 2/593; Tirmizi 4/347 (Hadis No: 1971)

 

(484) el-Buhârî, 4/167; Müslim, 4/1802 (Hadis No: 2307)

 

(485) Müslim, 4/1805 (Hadis No:2311)

 

(486) el-Buhârî, 1/26; Müslim, 2/719 (Hadis No:1037)

 

(487) el-Buhârî, 3/82; Tecrid Tercemesi, 7/376 (Hadis No: 1075); Riyâzü's-Sâlihîn, 1/501-503 (Hadis No: 467-468)

 

(488) el-Buhârî, 1/64, 1/193; Tirmizi, 4/654 (Hadis No: 2489)

 

(489) el-Buhârî, 4/142; Tecrid Tercemesi, 9/213 (Hadis No: 1405)

 

(490) el-Buhârî, 4/167

 

(491) el-Buhârî, 5/170; Tirmizi, 4/550 (Hadis No: 2304)

 

(492) el-Buhârî, 1/3; Tecrid Tercemesi, 1/3-10 (Hadis No:3)

 

(493) el-Buhârî, 7/82; Müslim, 4/1084 (Hadis No: 2309); Tecrid Tercemesi, 12/148 (Hadis No: 1987)

 

(494) Mehmet Akif, Safahat, VII. Kitap (Gölgeler), "Bir Gece" başlıklı şiirden. arkadaşım ne sen nede ben dünya üstünde yaşayan hiçbir varlık onun tırnağındaki kiri bile olamaz... ayrıca sen insanın içindeki sevgiyi bilemez ve yargılayamazsın bütün müslümanları aynı kefeye koymuşsun bu konulara at gözlüğüyle bakıyosun.. ne sen benden üstünsün nede ben senden üstünüm.. büyüklük üstünlük alemlerin rabbi tam hüküm ve hikmet sahibi ALLAH(c.c)'ındır... .........................................ALLAHÜMME SALLİ ALA MUHAMMAD.....................

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

7- RASÛL-İ EKREM (S.A.S.)'İN ÜSTÜN AHLÂKI

 

"Allah'ım beni ahlâkın en güzeline yönelt. Kötü ahlâktan uzaklaştır"(464).

 

 

Bir bakimdan haklisiniz. Bu bomba atip masum insanlari katil eden Muslumanlar, ahlaki islam dinini şamanistleştiren Yunus Emre, Mevlana gibi degerli insanlardan degilde; Muhammetten ogrenmisler.

 

Buhari hadisleri ve Kurani okumuslar bu ahlaki kazanmak icin.

 

-Bu ahlaklari evlatlik oglu Zayid'in karisi zeynebi göturenden ögrenmişler.

-6 yasinda kucuk bir kizla evlenip, onu 9 yasinda göturenden ögrenmişler.

-Sınırsız cariyelerle cinsi iliskide bulunan ve diger muslumanlara 4 kadın, kendisine sınırsız kadın laik oldugunu bulandan ögrenmişler.

-Diger erkeklere "Gögüsleri tomurcuk gibi" kucuk kizlari vaad edip onlari kendi arkasindan takip ettirenden ögrenmişler.

-Yahudi toplumu ile savas edip, ailesini katledip, baslarini kesip ve dul genc kizi ayni gunde goturenden ögrenmişler.

-Annenizi ve babanizi (eger Muhammede inanmazsa) terkedin diyenden ögrenmişler.

-Tanriyi bir alet olarak kullanip yalniz kendi menfaatlarini dusunenden ögrenmişler.

-Iki arabin ayaklarini ve kollarini kestikten sonra, onlari çolde susuz birakip kanlari akarak yavaş, yavaş ölmesini bekliyenden ögrenmişler.

 

Bunlarida okudunuzmu? Din bu. Muhammet bu. Bomba patlatip ve masum insanlari oldurenler Muhammetten ogrenmisler. Haklisiniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.