Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2009 GÖL Ebedi gecesinde bu dönüşsüz seferin Hep başka sahillere doğru sürüklenen biz Zaman adlı denizde bir gün, bir lahza için Demirleyemez miyiz? Ey göl, henüz aradan bir sene geçti ancak, Seyrine doyamadığı o canım su yanında Bir gün onu üstünde gördüğün şu taşa bak Oturdum tek başıma! Altında bu kayanın yine böyle inlerdin, Yine böyle çarpardı dalgaların bu yara, Ve böyle serpilirdi rüzgarla köpüklerin O güzel ayaklara. Ey göl hatırında mı? Bir gece sükut derin, Çıt yoktu su üstünde, gök altında, uzakta Suları usul usul yaran kürekçilerin Gürültüsünden başka Birden şu yeryüzünden bilmediği bir nefes Büyülenmiş sahilin yankısıyla inledi. Sular kulak kesildi, o hayran olduğum ses Şu sözleri söyledi: "Zaman dur artık geçme, bahtiyar saatler siz Akmaz olunuz artık! En güzel günümüzün tadalım o süreksiz Hazlarını azıcık!" "Ne kadar talihsizler size yalvarır her gün Hep onlar için akın; Günlerle birlikte dertlerini götürün, Mesutları bırakın." "Nafile isteyişim geçen saniyeleri Akıp gidiyor zaman; Geceye "daha yavaş" deyişim boş, tan yeri Ağaracak birazdan" "Sevişmek! Hep sevişmek! Akıp giden saatin Kadrini bilmeliyiz! İnsan için liman yok, sahil yok zaman için, O geçer biz göçeriz!" Kıskanç zaman, kabil mi sevginin kucak kucak Bize sevgi sunduğu sarhoş edici anlar, Kabil mi uzaklara uçup gitsin çabucak Matem günleri kadar... Nasıl olur kalmasın bir iz avcumuzda? Nasıl yok olur her şey büsbütün silinerek? Demek vefasız zaman, o demleri bir daha Geri getirmeyecek... Loş uçurumlar: mazi, loşluklar, sonrasızlık, Acaba neylersiniz yuttuğunuz günleri? Alıp götürdüğünüz derin hazları artık Vermez misiniz geri? Ey göl! Dilsiz kayalar! Mağaralar! Kuytu orman! Siz ki zaman esirger, tazeler havasını, Ne olur ey tabiat, o günlerin saklasan Bari hatırasını! Sakin demler de olsun, deli rüzgar da olsun Güzel göl etrafını süsleyen oyalarda, O kapkara camlarda, sularına upuzun Dökülen kayalarda! İster meltemlerinde, ister ürperişle esen Seslerde, ister uzak ister yakında olsun, Yahut gümüş pullarla sular üstünde yüzen Ay ışığında olsun! Kuduran fırtınalar, sazlar bize dert yanan, Meltemini dolduran kokular, hep beraber, Ne varsa işitilen, duyulan ve koklanan, Desin ki: "Seviştiler." Alphonso de Lamartine Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 22 Aralık , 2009 TÜRKÜLER Öylesine geniş ki yüreğim bir deniz gibi, Güler yüzün bir güneş ışığınca Tatlı ve derin yalnızlığında, Dalganın dalgaya sessiz karıştığı yerde. Gece mi bastırdı? gün mü yoksa? bilmiyorum. Güler bana o tatlı o sevimli Güneş ışıltılı yüzün, Ben bir çocuk gibi mutluyum. Gece yarısı bir de rüzgar Yavaştan yavaştan pencereme çarpar. Bir sağnak başlamış inceden Damlar odama yavaşça. Mutluluğumun düşüdür benim, Rüzgar gibi yalar geçer yüreğimi. Bir buğudur o bakışında senin. Bir yağmur tadıyla sarar yüreğimi. NIETZSCHE Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2009 Bir Gün Gelecek Yararsız Olacağım Ben de Bir gün gelecek, oh diyecek insanoğlu: Silahları bırakın, artık ihtiyaç kalmadı! Güzel yıllar gelecek birbiri ardınca. Çıkaracaklar depodan silahları bir gün, Bakacaklar ki paslanmış hepsi. Ben de atılmak isterdim,açıkçası, son okurumun elinden. Son insan olsun o, yeter ki, köpeklerin ısırdığı son insan! Bertolt Brecht Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2009 Bizden Sonra Doganlara.. I Gerçekten, karanlık günlerde yaşıyorum! Doğru söz delilik. Düz alın Kanıtı vurdumduymazın. Gülen ki Korkunç haberi Henüz almamış. Ne günlere kaldık, ki Neredeyse suçtur ağaç üzerine bir konuşma İçerir çünkü susmayı bunca kötülük üstüne! Orda ağırdan caddeyi geçen Erişilmez mi dara düşen Arkadaşları için? Doğrudur: geçimimi sağlıyorum daha Ama inanın: bu bir rastlantı yalnız. Yaptığım Hiçbir iş doyma hakkını vermiyor bana. Rasgele korunmuşum. (Talihim dönüverse. Yokum.) Bana diyorlar: ye iç! Bak keyfine! Nasıl yer içerim, kaparsam Yiyeceğimi bir açın elinden ve Bardaktaki suyum bir susuzda yoksa? Ve yiyip içiyorum gene de. İsterdim bilge olmak. Eski kitaplarda yazılı nedir bilge Kavga dışı kalmak dünyada ve kısa yaşamını Korkusuz geçirmek Zora başvurmadan edebilmek Kötülüğe iyilikle karşılık vermek İsteklerine ermeyip, unutmak İşi bilgenin. Yapamam bütün bunları: Gerçekten, karanlık günlerde yaşıyorum! II Şehre geldim bozuk düzen günlerde Açıklık sürerken. İnsan arasına karıştım ayaklanmada Ve onlarla birlikte öfkelendim. Böyle geçti zamanım Yeryüzünde. Yemeğimi yedim iki savaş arası Katillerin arasında yattım Sevgiye saygısız Ve doğaya sabırsız baktım. Böyle geçti zamanım Yeryüzünde Her yol batağa çıkardı benim zamanımda. Dilim durmaz ele verirdi beni. Elimden gelen azdı. Ama hükmedenler Daha rahat olurdu bensiz, buydu umudum. Böyle geçti zamanım Yeryüzünde. Gücüm azdı. Hedef Uzak mı uzak. Apaçık belliydi, benim ulaşmam Mümkün değildiyse de. Böyle geçti zamanım Yeryüzünde. III Siz, siz ki çıkacaksınız Battığımız tufandan Düşünün Eksiklerimizden söz ederken Karanlık çağı da Sizin kurtulduğunuz. Gittiydik, ayakkabıdan çok ülke değiştirip Sınıf savaşları arasından, umarsız Yalnız haksızlık var da baş kaldırma yoktuysa. Biliyoruz oysa: Alçaklıktan nefret bile Çarpıtır çizgileri Haksızlığa öfke bile Kısar sesi. Ah, biz Hazırlamak isterken dostluk yolunu Dost olamadık kendimiz. Siz ama, o gün gelince İnsanın insana el uzattığı Anın bizi Hoşgörüyle. ... O gün mavi eylül ayında Sessiz körpe bir erik ağacı altında Tuttum onu, sessiz beyaz aşkı Kolumda kutsal bir düş gibi. Ve üstümüzde güzel yaz göğünde Bir bulut vardı, çoktan gördüğüm Çok beyazdı ve çok yukarılarda Ve başımı kaldırıp baktığımda, değildi orda. O günden beri birçok, birçok aylar Geçti sessiz aşağı kaydılar Yok oldu o bütün erik ağaçları Ve bana sorarsan aşk n'oldu diye Sana derim ki: hatırlayamıyorum Ama gene de, inan ki, biliyorum ne demek istediğini. Ama gene de gerçekten hatırlamıyorum onun yüzünü. Yalnız: o zamanlar öpmüştüm onu, biliyorum. Ve bu öpücüğü de çoktan unutmuş olurdum O bulut olmasaydı orada Onu bugün de hatırlıyorum ve hep hatırlayacağım Çok beyazdı ve yukarılardan geliyordu Erik ağaçları belki çiçek açıyordur gene de Ve o kadının belki de şimdi yedi çocuğu olmuştur Ama o bulut yalnız birkaç dakika için açtı Ve yukarı baktığımda, rüzgârda kayboluyordu bile. Bertolt Brecht Alıntı
Φ ErdalAktas Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2010 Nasıl değişiyor insanoğlu ve nasıl buna ayak uyduramaz hale geliyor böylesi aşık bir yürek. Tokat yemiş gibiyim. Hiçbir şey bana ait deği...lmişçesine hafifim. Kaybettiğim bir şey olduğunu biliyor ama hissedemiyor gibiyim. saygılarımla 1 Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2011 Nasıl değişiyor insanoğlu ve nasıl buna ayak uyduramaz hale geliyor böylesi aşık bir yürek. Tokat yemiş gibiyim. Hiçbir şey bana ait deği...lmişçesine hafifim. Kaybettiğim bir şey olduğunu biliyor ama hissedemiyor gibiyim. saygılarımla sağollll erdal Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2011 SESSİZ ÇIĞLIK Uyumadım bu gece simsiyah geceye inat Uyumak istemedim gecenin gizemini görmek gerek Nedir bu gecede ki giz neden insanı içine çeker merak ettim Anladım ki geceye inad ; geceye sessiz sessiz gidivermekmiş Ayak seslerimizin farkına varmadan köşeyi dönüvermekmiş Sessizlikteki sesleri ,sessiz çığlıkları duyuvermekmiş Çığlıkların sessizlikleri gizemin ta kendisiymiş Kulakları çınlatan çığlıkların sesiymiş Anladım ki gecelerin sesizlikleri kaderin ta kendisiymiş Gece sadece gündüzün bıraktığı karanlık bir zaman dilimiymiş Gökyüzü ağlamaklı gökyüzü hırçın Birazdan gün batacak sancılar içinde kıvranır bu gün Gece yine sessizlikler içinde geceye dair ne varsa Hepsi yaşanacak sessiz çığlıklar arasında Sesin duyulmaz ki bu kadar çığlıkların arasında Sus sakın hiç sesini çıkarma Zamana sessiz çığlık birde sen bırakma……. alıntı... Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 2 Mart , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 2 Mart , 2013 Erkek kadına dedi ki:-Seni seviyorum,ama nasıl,avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıpparmaklarımı kanatarakkırasıya... çıldırasıya...Erkek kadına dedi ki:-Seni seviyorum,ama nasıl,kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,yüzde hudutsuz kere yüz...Kadın erkeğe dedi ki:-Baktımdudağımla, yüreğimle, kafamla;severek, korkarak, eğilerek,dudağına, yüreğine, kafana.Şimdi ne söylüyorsamkaranlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..Ve ben artıkbiliyorum:Toprağın -yüzü güneşli bir ana gibi -en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..Fakat neyleyimsaçlarım dolanmışölmekte olan parmaklarınabaşımı kurtarmam kabildeğil!Senyürümelisin,yeni doğan çocuğungözlerine bakarak..Senyürümelisin,beni bırakarak...Kadın sustu.SARILDILARBir kitap düştü yere...Kapandı bir pencere...AYRILDILAR...Nazım Hikmet Ran Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 6 Mart , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 6 Mart , 2013 Mezopotamyam gibisin,hüzün kokuyorsun….................................................................................. Karanlıklar düşüyor içime Gece hüznünü sürüyor tenime Varlığın uzun soluklu bir duadır Artık versen diyorum ellerini avuçlarıma Gel,gel otur yanıma Omuz ol kederli başıma Hoş geldin… Savrulup gitme artık rüzgara,takıl gözlerimin buğusuna Yaralı kalbime ilaç olur tek bir dokunuşun Bir yanım cennete bağışlanır tanrıların ellerinde Diğer yanım sana Keskin bıçak ağzı bölerdi düşsel sevişmelerimizi Şehir ıpıslak uyurdu gök yatağında Tanırım seni,hem de çok iyi tanırım Her zerreni,her nefesini,her hüznünü Yaşanmamış kayıp zaman serüvenlerinden bilirim yüreğini Sen bensiz,ben sensiz nefes tüketiyorduk Yaşanılmamış her bahar ezberimizdeydi Hayaller yurdumuzu terk etmişti Hüznün nemli gecelerinden vazgeçemiyorduk Hoş geldin… Aldın beni topladın dünlü hüzünlerimden Bir avuç düş düşürdün düşlerime Hoş geldin Özüme… Gelişine dip notlar; İsimsiz bir Şairin dizelerinde rastlamıştım sana İlkbahar yağmurları getirdin gökyüzüme,yağdın umarsız Gül derildi gecenin koynunda Gece yarıldı açtı bağrını sabaha Kasvetli yıldızlar utandı ay’ın ışığından Ay yıldızına Özle(di) mim demekten alamadı kendini Yıldız; sonlarının vazgeçişlerinden sahipsiz hasretlere yolunu çizmişken Özlem kokan o saniye titreyerek dokunur Ay’ın tenine Ay güneşe küsen,rüzgara tövbe eden, ve sıcağın alnına konan güneşin öpüşü gibi Arsız bir dudak iliştiriyor Yıldızının sonbaharına… Şimdi mutluysak ve gülüyorsa yüzümüz Aldırmıyorsak izinsiz geçen zamana Aynı anda nefes alıp veriyorsak Bilki sana mülteciyim… Hoş geldin... Bir Eylül hüznü Bir Eylül coşkusu gibisin Koyu yalnızlık kahvesi ikram ediyorum önce Sonra gözlerimdeki nemi kurut ellerinle Mavisine al yüreğinin… Ağlayan bir adam,üşüyen bir kadın Ne sen ağlat gözlerimi Ne ben üşüteyim tenini Gel,gel otur yanıma Hoş geldin Şiyar Buzcu Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 6 Mart , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 6 Mart , 2013 Gecenin Gözlerine dökülen kelimelerim................................................................................. Şiir olmayı hak eden bir yüreksin Gözlerini gözlerime çivilediğim bir resim karesi Sözlerin ince bir sızı Gülüşün ab-ı hayat Sen Şiir olmayı hak eden bir yüreksin Bilesin ki sen aşksın... Sokağa çıkma yasaklarında aradığım sendin Gözlerinin coğrafyasında mevsimlere iliştir beni Kaçak zamanlarda büyüt sevdamızı Uyan,uyan ve sarıl bana Sarıl,sarıl ve kutsasın kokun ruhumu Bir sevda ayiniydi; ruhum sana kurban edilmişti meleklerin ellerinde Mülteci sızıları karşılıyorum yokluğunda Bayram havasında Sevgili edasında Bir otobüs durağında Kapı eşiğinde Gece gece Gecenin yüreği karanfil kokuyor Yıldızların gözleri gelincik Göğün efkarı leylak kokusu Karanlık hıçkırıklara bürünüyor ay'ın yamacında Çok uzun zaman oldu susmayalı Yüreğimle konuşmaya başladığımdan beri Yokluğuna dönünce yüzümü Yüreğim susardı yine beş vakit Gecenin gözlerine dökülüyor dilimden iki kelime Biri “ sen “ Diğeri “ biz “ Gece boynunu büküyor Yıldızlar omuz veriyor düşmesin diye aşağıya Gece üzerime düşüyor yıldızların omzunda Hercai bir çırpınışla Gözyaşlarım altında kalıyor... Şiyar Buzcu Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.