Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AYKIRI SORU - YORUM VE SORGULAMALAR


GeceKuşu

Önerilen İletiler

Sayın GeceKuşu,

Not.

Bu topig'te yazdıklarınızdan,ilk iletinin bir kaç paragrafını,son iletinizin de yukarıya aldığım yazınızı okudum,

dolayısı ile,sizin eleştirilerinize okumadan da cevap yazılabileceğini göstermiş oldum,

çüntü eleştirilerin hepsi,üç aşağı,beş yukarı aynı şeyler,yani sloganik versiyon yazılar,hülasa sorduklarımı es geçmeden yanıtlarınızı bekliyorum.

 

Sayın 'sarıgöl'; Kutluyorum sizi...

Okumadan yanıt yazabilmek yetenek ister çünkü...

Herşeyden aynı sonucu çıkarma, ne denirse densin hep aynı şeyi algılama yeteneği...

 

 

smile.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın 'sarıgöl'; Kutluyorum sizi...

Okumadan yanıt yazabilmek yetenek ister çünkü...

Herşeyden aynı sonucu çıkarma, ne denirse densin hep aynı şeyi algılama yeteneği...

 

 

smile.gif

 

Teşekkür ederim,sayın GeceKuşu.

Okumadan demeniz,sizin zannı nız,bu itibarla yazdığım iletiden o kısmı alıntılayayım;" Bu topig'te yazdıklarınızdan,ilk iletinin bir kaç paragrafını,son iletinizin de yukarıya aldığım yazınızı okudum,"

gördüğünüz üzere iletilerinizden bir kaç paragraf okumakla,savunduklarınızın (her ne ise) bütününü anlamak mümkün,dolayısı ile her kişi aynı sonuca ulaşır...

Ama yinede sağolun,algılamaya çalışmışsınız ve bir fikir elde etmişsiniz.

Tekrar teşekkür ederim.

 

Muhabbetle.

 

:unsure:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu baslikta yapilan tartismalari hepsi olmasa bile- hemen hemen ayni görüslerde israr edildigi icin birbirine benzeyen iletiler-bir kismini okudum.Uydurma hadislerle,carpitilmis ayetlerle örnekler verilerek Islamiyet cürütülmeye calisilmis.

Inkarcilarin birkac kategoride toplanmalari ise onlarin aslinda nerelrden kaynak elde ettikleride anlasiliyor.Birisi Tevrat'tan bahsedip Kurandan daha mükemmle aciklama yaptigindan bahsetmis ve Kurani Tevratin kopyasi anlaminda yorumlamis.Kuran Tevratin kopyasi degildir,ayni Allahin degisik dönemlerde insanlar icin gerekli gördügü kutsal kitaplardir ve muhtevasi ayni olmakla birilikte Kuran bunlarin en sonuncusu ve de en kapsamlisidir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu ülkede yaşayanların "% 99'u Müslüman"dır söylemi gerçekte neyi ifade ediyor.?

 

Çoğunluk olma çabasını, bu çoğunluğun baskı yapma hakkının olduğu inancını, sayıca çok olunduğunda azınlık olanların çoğunluğa uyması için mahalle baskısı yapmaya hakkı olduğunu ifade ediyor bana göre!

 

Çünkü gelişmini ilerletmiş ve yükseltmiş bireylere göre haklılık veya haksızlık çoğunluğun kararı ile olmaz, bireyin haklarınında korunup gözetilmesi ile olur, toplumların neye nasıl inandıkları, nasıl algıladıkları ve nasıl yaşadıkları doğruda kriter alınamaz, alınan yerler çoktur evet belkide hemen hemen bütün dünyada böyle ancak doğru olan bu değil, eğer insanlar korkuyla, baskıyla, şiddetle ve çoğunluk diktasıyla inanıyor görünüyorsa, çoğunluğa uymak zorunda kalıyorsa, % 99'a karşı % 1 gibi bir psikolojik baskı ile yaşamak zorunda bırakılıp kendi bireysel gelişiminin önünde toplum baskısını görüyorsa ve özgürce yaşayamıyorsa o % 99'un inancından da, çoğunluğundan da dünyaya, evrene ve canlılığa bir fayda gelmez... Gelmemiştir...

 

Eğer insanlar hala tıpkı küçük çocukların yaptığı gibi "benim babam senin babanı döver" mantığından ileri gidemiyorsa orası hala ilkel bir yer demektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Korku beyni felce uğratır. İlerleme cesaretten doğar. Korku inanır, cesaret şüphe eder. Korku yere düşer ve dua eder. Cesaret ayakta durur ve düşünür. Korku kaçar, cesaret ilerler. Korku barbarlıktır, cesaret uygarlık. Korku tanrılara, şeytanlara, ruhlara inanır. Korku dindir. Cesaret bilim." Robert Ingersoll

 

"Zayıf zihinleri köleleştiren aşağılık önyargıların yol açtığı bütün korkuları üzerinden at. Mantığı bulunduğu yuvasına sıkıca oturtarak düzelt ve her olay ve düşünce için onun mahkemesine başvur. Tanrının varlığını bile cesurca sorgula; çünkü eğer bir tanrı varsa, akla saygıyı gözü kapalı korkudan daha çoktakdir edecektir." Peter Carr

"Bir şeye sadece duyduğunuz için inanmayın. Bir şeye sadece konuşulduğu veya bir sürü insan tarafından anlatıldığı için inanmayın. Bir şeye dini kitabınızda yazılı olduğu için inanmayın. Bir şeye öğretmenleriniz veya büyükleriniz söyledi diye inanmayın. Geleneklere veya töreler inanmayın çünkü onlar yüzlerce yıldır uygulanır; fakat gözlemlerden ve analizlerden sonra, bir şeyin akla uygun olduğunu, hem bireye hem topluma faydalı olduğunu bulursanız, o zaman onu kabul edin ve onunla yaşayın." Budha

 

"Ahlaki kesinlik her zaman kültürel geriliğin işaretidir. Kişi ne kadar az uygarsa, tam olarak neyin doğru, neyin yanlış olduğundan o kadar emindir. İnsanlığın tüm ilerlemesi, ahlaki alanda bile, şu an ki ahlaki değerleri körce savunup, başkalarına zorla uygulatmaya çalışanların değil, bu ahlaki değerlerden şüphe edenlerin eseridir. Gerçekten uygar bir insan, sadece bu alanda değil, her alanda her zaman şüpheci ve hoşgörülüdür. Onun kültürü “tam emin değilim” cümlesine dayanır." Henry Mencken

 

"Tarih, tek gerçek ahlaki değerleri bulduğuna kendisini ikna eden ve ona katılmayanları yok etmeye veya değiştirmeye kalkışan kararlı insanların yarattığı sefaletle dolu." Peter Lloyd

 

"Eğer bir tanrı varsa; beni sadece kendisine, peygamberlerine, kitaplarına ve mucizelerine inanmadığım için öldükten sonra sonsuza kadar yakacak ise, bu o tanrının ulu, üstün bir varlık olduğunun kanıtı değil, birnevi ilkokul bebesi kıvamında sınıf başkanı kompleksleri ile bezenmiş sorunlu bir çocuk olduğunun kanıtıdır."

"Ahlak, size ne söylenirse söylensin doğru olanı; din, doğru ne olursa olsun, size söyleneni yapmaktır."

"İcelim cunku ne nereden geldigimizi biliyoruz ne de nicin geldigimizi;

icelim cunku ne gitme sebebini biliyoruz ne de ne zaman gidecegimizi." Ömer hayyam

 

"Evrenin sırlarının kabul edilebilir bir açıklamasının olmaması, bir tane yaratmamızı gerektirmez." J. Benbasset

 

ATEİST BİR YORUM

 

alıntıdır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

TÜM ATOMLAR VE TÜM UZAY-ZAMANI TESADÜFEN BİR PROTEİN OLUŞTURABİLİR Mİ.

Bu olasılığın matematik açısından imkansız olduğunu şöyle düşünerek anlayabiliriz. Evrende baryon vardır. Evrendeki baryonları, fotonları, elektronları toplarsak ’dan düşük bir sayı elde ederiz. Evrenin tahmin edilen yaşı 15 milyar yıldır.Evren: 15 milyar yıl x 365 gün x 24 saat x 60 dakika x 60 saniye = 473.040.000.000.000.000 saniye yaşındadır. Bu sayıyı da olarak alabiliriz. Bu iki sayıyı çarparsak eder. Bu bulduğumuz sayısı neyi ifade etmektedir? Bu sayı, evrendeki her proton, nötron, elektron ve fotonun her biri birer amino asit olsaydı ve her biri evrenin her saniyesi bir protein yapmaya kalksalardı, toplam olarak yapılacak denemenin sayısıdır.( ’nin ’in bir trilyon katı olduğunu düşünün.)

Yüzbinlerce canlı türünün tek biri olan insanın, bir çok yapıtaşından tek biri olan proteinin, bir çok farklı tipinden tek biri olan hemoglobinin, tesadüfen oluşmasının imkansızlığı görülmektedir. Oysa amino asitlerin oluşma olasılığını, bir proteindeki amino asitlerin sol-elli olmasının olasılığını, proteinin üç boyutlu katlanmasının olasılığını göz ardı edip hiç hesaba katmadık. Bir proteinin, D.N.A.’da kodlanışının olasılığını hesaplasaydık amino asit diziliminin olasılığından elde ettiğimizden de inanılmaz bir sonuçla karşı karşıya gelirdik. Evrenin tüm parçacıklarının, evrenin tüm zamanında oluşturmaya güç yetiremeyeceği bir molekülün (hemoglobinin), bilinçli bir tasarım olmasaydı var olamayacağı açıktır.

Caner Taslaman.

 

Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.

Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır.

Konfüçyüs.

 

İnananlardan...

 

:)

 

Muhabbetle.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.

 

Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır.

 

Konfüçyüs.

 

Konfüçyüs en sevdiğim filazoflardan biridir ve bu sözünüde çok severim :)

 

Çok doğru söylüyor, bilmediğini bilmeyenden kaçmak gerekir... :sorcerer:

 

Peki siz ne kadar biliyorsunuz sayın sarıgöl?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Peki siz ne kadar biliyorsunuz sayın sarıgöl?

 

 

Neden merak ettiniz,sayıne sardunyam...

Yoksa "öğüt" mü vereceksiniz?

Veya siz çok bilgilisiniz de onu'mu meydana çıkartacaksınız bu "CEVVAL" soru ile.

 

Zamanı evvelinde,bir belde de bir İnsan yaşarmış! Bu İnsan her soruya cevap verir diye nam salmış (büyük alim),gel zaman,git zaman o beldeye bir derviş gelmiş,her soruya cevap veren (yetiştiren) İnsan a, sen demiş, gelmiş,geçmiş,geçecek bütün İnsanların! ALLAH c.c. yanında bilgisi ne kadardır? her soruya cevap veren İnsan; çok büyük bir sayfa da,çok ufak bir nokta gibidir demiş.

Derviş; SEN O NOKTANIN NERESİNDESİN demiş,çok bilen İnsana???

Kıssadan hisse.

 

Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.

Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır.

Konfüçyüs.

 

Muhabbetle.

 

;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:lol: Kainatın tamamı hareketli, duran zerre yok. Bazen kendime bakıyorum, bir Anım bir Anımı tutmuyor.

Kafamda bir çok düşünceler Daim dönüp duruyor. Her an değişen ve değişik olaylara göre şekillenen düşünceler var.

Şöyle bakınca,bir Hareket ve bir değişim var.Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir demiş bir Abi. Güzel söylemiş.

Daim bir gelişim var işte.Bir değişim içerisindeyiz işte. Bazılarımız bu değişimi kabul etmez, sabit fikirlilik gütmeye kalkar.

Böylelikle karşısına sabit engeller dikilir. Ne zaman ki kafayı değiştirir, O zaman ki engeller kalkar.

 

Değişim güzeldir. Her değişimle değişik tatlar, hazlar elde edilir. Bu tatlar ve zevkler ile nice değişimlere gebe kalınır.

Değişim yaşamın kendisidir. Değişim olmaz ise yaşam olmaz. Sabit ve değişmez olan Ancak ölümdür... :P

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:) Evirdim çevirdim,öylece baktım.

Bundan Asırlar önce insanlar At Arabaları ile geziyorlardı...

Savaşlarda bile At arabarı vardı,adına savaş arabaları dediler...

Daha sonra buhar gücü keşfedildi buharlı buharlı araçlar icat edildi.Yine yetmedi.

Katı yakıttan petrole giden bir dizi olay oldu ve Petrolle çalışan fosil yakıt araçlar yaptı insanoğlu.Buna bağlı olarak ekonomik Şartlar sıkınca Tüplü arabaları bile sürdüler piyasaya. Lpg li arabalar la doldu piyasa ee...! devir ekonomi devri.Şimdi yeni yeni elektrikli veya güneş Enerjili Arabalar üzerinde duruyorlar.Bilmem ki ilerde ne teknoloji çıkacak.Belki Su ile çalışanını yaparlar veya nüklüer güçle çalışan arabalar çıkar.

Teknoloji ile beraber hızlı gelişimler oluyor.Buharlı Araçlardan Türbünlü Motorlara,Atlı arabalardan Uzay mekiklerine giden hızlı gelişimler var son yüzyıllarda.

Sanmayın ki sadece teknoloji gelişti.Bununla beraber insanlarda değişip gelişti.Büyükşehirler kalabaliklaştı.İnsanların oturdukları konutlardan, yedikleri gıdalara kadar hızlı bir değişim var.

İdraklar,düşünceler değişti.Stress,tehdit algıları değişti.Kısaca değişiyoruz efendim.. :lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın GeceKuşu,

 

Bu topig'i açmış ve kendi düşünceniz temelinde bir tartışma başlatmışsınız!

Ne güzel yapmışsınız, iyiki varsınız "bilinmezcilik" açıklayamasa da varlığınızı?

Siz klavye tuşlayıp eleştirilerinizi yapıyorsunuz.

 

Not.

Bu topig'te yazdıklarınızdan, ilk iletinin bir kaç paragrafını,son iletinizin de yukarıya aldığım yazınızı okudum,dolayısı ile,sizin eleştirilerinize okumadan da cevap yazılabileceğini göstermiş oldum, çünkü eleştirilerin hepsi, üç aşağı, beş yukarı aynı şeyler, yani sloganik versiyon yazılar, hülasa sorduklarımı es geçmeden yanıtlarınızı bekliyorum.

 

Sayın sarıgöl;

Sizin samimi bir inançlı arkadaşımız olduğunuzu yazdıklarınızdan biliyorum...

Ve ben sizinle çoğu zaman tam ters düşünüyor olsamda ne olursa olsun inançlarınıza dair düşüncelerinize ve size saygı duyuyorum.

 

Ancak hak vermek zorundasınız ki, size ve düşüncelerinize saygı duyuyor olmam, size ve düşüncelerinize eleştirel bir bakış açısıyla bakmam, sorgulamam ve eleştiriyor olmamın önünde bir engel değil ve son derece doğal.

 

Ve siz de ben saygın bir uslupla eleştiri yaptığım, yaklaşımlarımda haddimi aşmadan, kişisel bir saldırıda bulunmadığım sürece beni ve düşüncelerimi hoş görüyle karşılamak ve öne sürülenleri kişisel bir sorun olarak algılamamak zorundasınız..

 

Unutmayalım ki forumda yazışan bizler çoktan çocukluk yaşlarımızı aşmış, düşünsel olarak belli bir birikimi kazanmış ve edindiğimiz bilgiler üzerine düşünce ve görüşlerimizi dile getirirken hala daha bizlere görüş belirtenlerin bilgi birikimlerinden dağarcığımıza bir şeyler kazandırma çabasındayız. Eğer bunu böyle algılar ve tartışırken kişiliklerimizi değil, düşüncelerimizi öne çıkarmayı becerebilirsek, herkesin birbirini anlaması daha da kolaylaşacaktır.

 

Ve yine belirtmek isterim ki, düşünce ve görüşlerini ifade edebilmek, insana özgü ve edindiği en önemli meziyetlerden biri.

Ve bizlere bu tartışma ortamını sunan ve her görüşün kendini ifade etmesine olanak sağlayan o kadar az forum var ki, her birimizin bize sunulan bu olanakların değerini bilmesi gerektiğini ve birileri bizden farklı düşünüyor diye onlara kızarak, öne sürülenleri kişisel algılayarak, her şeyi ben bilirim verceğim bir cevabım olmalı altta kalmamalıyım gibi yüzeysel algılamalarla dejenere edip sonuçta yine kendimize yarar sağlamayacak tutumlar içinde olmamalıyız diye düşünüyorum...

 

Benim, sizin ve diğer arkadaşlarımızın birbirimize anlatacağı ve ifade edeceği daha çok şey var.

Onlardan yararlanmayı bilmek yine kendi kazancımız..

 

Saygı ve Sevgilerimle.. smile.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın sarıgöl;

Sizin samimi bir inançlı arkadaşımız olduğunuzu yazdıklarınızdan biliyorum...

.

.

.

Saygı ve Sevgilerimle.. smile.gif

 

 

Sayın GeceKuşu,

Öneriniz mantıklı,sizin gibi "EDEB" li tartışmacıyla günlerce yazışır,fikir teatisi yapabilirim,bu itibarla gösterdiğiniz ilgi ve alaka ya teşekkür eder,sağlıklı ve mutlu bir yaşam dilerim.

 

Saygı ve sevgi bizden...

 

Muhabbetle.

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın GeceKuşu,

Öneriniz mantıklı,sizin gibi "EDEB" li tartışmacıyla günlerce yazışır,fikir teatisi yapabilirim,bu itibarla gösterdiğiniz ilgi ve alaka ya teşekkür eder,sağlıklı ve mutlu bir yaşam dilerim.

 

Saygı ve sevgi bizden...

 

Muhabbetle.

 

Sayın sarıgöl;

 

Tartışmak,yazışmak, görüş alışverişi yapmak iyidir her zaman...

Çok şey katar insana... Başta kabul etmesekte kafamızın bir kenarında kalır hep...

 

Saygı ve Sevgilerimle :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın sarıgöl;

 

Tartışmak,yazışmak, görüş alışverişi yapmak iyidir her zaman...

Çok şey katar insana... Başta kabul etmesekte kafamızın bir kenarında kalır hep...

 

Saygı ve Sevgilerimle :)

 

Sayın GeceKuşu,

Daha yazışmaya başlamadan (yeni konu) İnsanlara böyle yaklaşmak, sizin "KİBAR" duruşunuza yakışmıyor, ne demek "Başta kabul etmesekte kafamızın bir kenarında kalır hep..." eğer bu sözü kendi mentalitenizin doğruluğu anlamında kullanıyorsanız,olaylara bakış açınızda bir "NEKES" lik olduğu anlamına gelir...

Eğer karşılıklı olarak kullandı iseniz sorun yok...

 

Muhabbetle.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neden merak ettiniz,sayıne sardunyam...

Yoksa "öğüt" mü vereceksiniz?

Veya siz çok bilgilisiniz de onu'mu meydana çıkartacaksınız bu "CEVVAL" soru ile.

 

Zamanı evvelinde,bir belde de bir İnsan yaşarmış! Bu İnsan her soruya cevap verir diye nam salmış (büyük alim),gel zaman,git zaman o beldeye bir derviş gelmiş,her soruya cevap veren (yetiştiren) İnsan a, sen demiş, gelmiş,geçmiş,geçecek bütün İnsanların! ALLAH c.c. yanında bilgisi ne kadardır? her soruya cevap veren İnsan; çok büyük bir sayfa da,çok ufak bir nokta gibidir demiş.

Derviş; SEN O NOKTANIN NERESİNDESİN demiş,çok bilen İnsana???

Kıssadan hisse.

 

Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.

Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır.

Konfüçyüs.

 

Muhabbetle.

 

;)

Keşke bu kıssayı bilmiyor olsaydım o zaman çok etkilenebilirdim :P

 

Ama üzgünüm, bu hikayeyi okuduğumda sanırım 12 yaşımdaydım :)

 

Ben neyi biliyorum biliyor musun sayın Sarıgöl, hiç birşey bilmediğimi!

 

Ben soruyorum sadece, sormak öğrenmenin tek yoludur çünkü... Eğer bildiğimi sanıyor olsaydım (bazıları gibi) o zaman bu foruma girip insanlara birşeyler öğretmeye çalışırdım... :)

 

Oysa ben öğrenmeye çalışıyorum sadece ve öğrendiklerimden asla emin olmadan!

 

Bildiğim şeylerden biride bilgi tıpkı bir gökdelen gibidir çıktığını her yeni katı son kat zannedersiniz fakat daha yolun başındasınızdır...

 

Siz bildiğinizi sandığınız şeylerden ne kadar emin siniz?

 

Ya da emin misiniz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

sardunyam adlı arkadaş hoş bir soru sormuş.kısaca ben bildiğimi sandığım şeylerden eminim . emini olmadığım şeylerin başında yarın benim için varmı yokmu sorusu geliyor.olduğunuz an da siz varsınız .olmadığınız an da ne var?tabii varlığınızıda bu bağlamda sorgulamanız gerekir.her algı beynin içinde yaşandığına göre dışında yaşam yokmudur.?bu arada ben varlığımı ve yokluğumu ve inancımı sorguluyorum ve sorguladıkça allaha olan saygım artıyor.acaba bilimsel bir yaklaşım sergilediğim içinmi böyle yoksa körü körünemi inanıyorum allaha.muhabbetle efendim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 ay sonra...

Herşeyi kontrol eden bir düzenin var olduğunu düşünmek oldukça mantıklı...

 

Ama....

 

Tanrı adını verdiğimiz antropomorfik bir varlığın insanların yaşamlarını gözlemlediğini ve...

 

Onların her birinin ayrı ayrı günlük işlerini ayarladığını düşünmek hiçte inandırıcı değil...

 

Antropomorfik: İnsan niteliklerinin atfedildiği başka bir varlık...

Canlı ve cansız varlıklar, doğa güçleri, çok ve tek tanrılı dinlerdeki tanrılar ve daha başka kavramlar, Antropomorfizm konusu içine girer.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Efendi.. :)

 

Neden böyle bir düzenek..evet,neden böyle bir düzenek diye bende sordum kendime..cevabını verdiler hemen..dedilerki;peki dayı sen kurmak istesen nasıl bir düzenek kurardın..anlatta bi dinleyelim.. :D

 

Tak tek her kişinin hayatını tanzim eden bir genel merkez olsa ne güzel olurdu değilmi..hiç kafa patlatmazdık..her gece programlarlardı bizi..sabah kalktığımızda uygulardık o programı..sonuç hep mükemmel tabii.. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Neden böyle bir düzenek..evet,neden böyle bir düzenek diye bende sordum kendime..cevabını verdiler hemen..dedilerki;peki dayı sen kurmak istesen nasıl bir düzenek kurardın..anlatta bi dinleyelim.. :D

 

Tak tek her kişinin hayatını tanzim eden bir genel merkez olsa ne güzel olurdu değilmi..hiç kafa patlatmazdık..her gece programlarlardı bizi..sabah kalktığımızda uygulardık o programı..sonuç hep mükemmel tabii.. :D

 

Hi hi hi hiiii.... :stuart:

 

Beyninizin hangi merkeziyle bu görüşmeyi yaptınız anlamak isterdim aslında...

Mantıklı olmak ve düşünerek çözümlemelere ulaşmak adına güzel bir örnekleme sevgili dayı...

Çok zekice buldum bu örneklemenizi...

 

Yaşamın başlangıcında bir kez kader olarak programlanan bu hayatlarımızı...

Yaşamın değişen koşullarına göre günlük olarak yeniden düzenlenmesinin daha yaratıcı bir durum olduğunu "Tanrıya ya da tanrılara" iletsek uygularlar mı acaba?

 

Ben kendimin tanrısı olsaydım uygulamak için elimden gelen çabayı gösterirdim galiba...

 

Ve sanırım sevgili dayı kullanmış olduğum "kendimin" ifadesi üzerine gerekli uyarıyı alacağım senden gibime geliyor...

 

Saygı ve sevgilerimle :)

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Hi hi hi hiiii.... :stuart:

 

Beyninizin hangi merkeziyle bu görüşmeyi yaptınız anlamak isterdim aslında...

Mantıklı olmak ve düşünerek çözümlemelere ulaşmak adına güzel bir örnekleme sevgili dayı...

Çok zekice buldum bu örneklemenizi...

 

Yaşamın başlangıcında bir kez kader olarak programlanan bu hayatlarımızı...

Yaşamın değişen koşullarına göre günlük olarak yeniden düzenlenmesinin daha yaratıcı bir durum olduğunu "Tanrıya ya da tanrılara" iletsek uygularlar mı acaba?

 

Ben kendimin tanrısı olsaydım uygulamak için elimden gelen çabayı gösterirdim galiba...

 

Ve sanırım sevgili dayı kullanmış olduğum "kendimin" ifadesi üzerine gerekli uyarıyı alacağım senden gibime geliyor...

 

Saygı ve sevgilerimle :)

 

Her birimizin kendi Tanrısı var..kendi HAKİKATİNE varan kendi hakikatini(kendi gerçeğini kendi doğrusunu) idrak edenler ''Kendisinin Tanrısıdır''..başka bir yerlerde başka bir Tanrı en büyük puttur.. :)

 

evet..uygularlar..değişen koşullara göre, her gece gelecek günün programını yüklerler bize.. :D

 

Hayatı SEYRETMEYİ öğrendikmi, değişen koşulların programlarınıda, değişen koşullara göre programlarıda biz ''KENDİMİZ''yapabiliriz..''kendimizin TANRISI'' olup, başkada Tanrılara İlahlara eywallah etmeyyiz.. :D

 

Gece Kuşu.. :)

 

Gecelerin aydınlık gündüzlerin bereketli olsun.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Herşeyi kontrol eden bir düzenin var olduğunu düşünmek oldukça mantıklı...

 

Ama....

 

Tanrı adını verdiğimiz antropomorfik bir varlığın insanların yaşamlarını gözlemlediğini ve...

 

Onların her birinin ayrı ayrı günlük işlerini ayarladığını düşünmek hiçte inandırıcı değil...

 

Antropomorfik: İnsan niteliklerinin atfedildiği başka bir varlık...

Canlı ve cansız varlıklar, doğa güçleri, çok ve tek tanrılı dinlerdeki tanrılar ve daha başka kavramlar, Antropomorfizm konusu içine girer.

 

evet dediğin gibi allah inancında bir sürü saçmalık vardır sizinde bahsettiğiniz gibi doğadaki tüm olayları yönlendiren ve her bir hareketten haberi oln bir tanrı olanaksızdır bence tanrı bizim gibi bir varlıktır çünkü tanrı insanı ve diğer uzayda yaşayan diğer zeki canlıları bence kendine arkadaş olarak yarattı çünkü inancımıza göre allah evreni yaratmadan önce tekti ve bence yalnızlıktan canı sıkıldı ve biz zeki varlıkları kendine arkadaş olsun diye yarattı ama tanrının evvelsiz olma inancıda bana saçma geliyor çünkü nekadar önceye gitsek bunun bir başı olmuyor bence tanrınında bir başlangıcı olması gerekiyor ne dersiniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

İstatistiklere göz atar ya da herhangi bir şehirdeki yerleşim yerlerini dolaşarak gözlemlerseniz eğer...

 

Kent merkezlerinde bulunan camiler ve varoşlarda bulunan camilerin,

Bulundukları bölgede yaşayan nüfusa oranlarının karşılaştırılması halinde kolaylıkla farkedilebilecek şu gerçeklikle yüz yüze gelirsiniz...

 

Orta ve üst gelir grubu insanların ikametgahı olan şehir merkezlerindeki cami sayısı sembolik denebilecek düzeydedir.

Buna karşılık, en alt gelir grubunun,

Hatta hiç geliri olmayan,

Sadaka ve yardımlar ile geçimini sürdürmeye çalışan yoksul kimselerin yaşadığı kenar mahallelerde neredeyse her sokakta bir cami bulunur...

 

***

 

Salt bu durum bile, iyimser bir yaklaşımla, islam dininin dünya nimetlerinden payını alamayan biçarelerin sığınağı olduğunu...

 

Daha gerçekçi bakılacak olursa;

Geniş halk kitlelerinin "insanca yaşam standartlarının dışında kalmasının" nedenlerinden birinin bu din olduğunu düşünebilir miyiz acaba?.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.