Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK


DİPNOT

Önerilen İletiler

Olaya politik anlam katmayın,sözde işçiler derken, hangi anlamda ''sözde işçiler'' diyerek kullandığımı cümleyi tam anlamıyla okuyun cımbızlamayın ,birdaha okuyun.

koministler devleti sözde kötülüğün merkezi ve ezenlerin yanında göstermeye çalışır ,sözde işçiler sürekli eziliyor devlet ise sermaye sahiplerini sürekli kolluyor gibi gösterilerek sürekli işçi sınıfı devlete ve güvenlik birimlerine karşı kışkırtılıyor.diyorum.

 

yani ''sözde'' işçiler eziler eziliyor derken koministlerin ezilmeyen içiler diyeyim,o sınıfıda eziliyormuş gibi gösteriyor.

hani'' ezilen işçiler ve köylüler'' varya.

Bu konuda bilmeden fikürtmek ha!işinize gelmeyince bilmeden fikir yürütmek oluyor.

okuduğun kitapların amacı niyeti belli okuduğun kitaplara bakıpta dünyayı o kitaplardan ibarettir sanmayın,elbette fikir sahibi olmak için okuyacasınız fakat önemli olan birazda gerçeği görmektir...

kitapta işiçilerin ezildiğini yazıyormuş,ezilmeyen,yorulup ter dökmeyen hak sahibi olabilirmi.

 

tutturmuşsunuz ezilen işçi-köylü, tuzla tersanesini örnek veriyorsunuz ,yahu kardeşim her mesleğin riski vardır elbette kimse istemez bu tür ölümleri...

şimdi bu tür ölümleri devlet-patron ,işçiden intikam almak için öldürüyor tedbir alınmıyor demek ne kadar mantıklı...yada bunu öyle lense etmek.

 

işçi sınıfının, köylülerin en çok çinde ezildiğini, çinde katledildiklerini bilmiyorsunuz.diyorsunuz işte kominizmin gerçek yüzü...

siz eğer bu konuya biraz eğlirseniz devletlerin para babası patronlarla işbirliği yaparak işçileri gerçekten ezdiklerini görebilirsiniz. sonuçta işçinin ezilmesinden kastımız onların yorulması, emek harcaması değildir. harcadıkları büyük emeğe karşılık kötü ve ağır şartlar altında çalışmaları, bununla birlikte aldıkları paranın da insan gibi yaşamaya yetmemesi. işçilerin ezilmediğini, bunun sadece çeşitli çıkar amaçlarıyla bu şekilde gösterildiğini söylemek ya bilmemezlikten gelmek ya cehalet olur ki ben bilmezlikten geldiğinizi düşünüyorum...

en basit tarih kitaplarında bile işçi sınıfının çalışma koşullarının ağırlığı nedeniyle bir umut olarak komunizmin ortaya çıktığı anlatılır. komunizmin doğuş nedeni de zaten işçilerin bu koşullarda olması. yoksa belki de komunizm diye bir yönetim biçimi hiç olmayacaktı.

nerelisiniz bilmiyorum ama çifçinin, köylünün şu anda kan ağladığını, hasadını sattıktan sonra elinde hiçbirşey kalmadığını bilmek için illa anadolulu olmak gerekmiyor. zaten kuraklığın vurduğu tarım devletin çiftçiye az ödenek ayırması, sahip çıkmaması sebebiyle köylüyü kan ağlatıyor.

tuzladaki tersanedeki işçilerin ölümlerini "her işte risk vardır " şeklinde geçiştiremeyiz.

evet her işte risk vardır ancak siz hiçbir güvenlik önlemi almazsanız o iş daha da tehlikeli hale gelir.

zira patronların işçilerden intikam almak gibi bir düşünceleri yoktur. neden olsun ki ?

ancak onlar kazandıkları büyük paralara rağmen işçiye çok daha az para verip güvenlik için harcanacak paraları "israf" etmekten kaçındıklarından dolayı servetlerine servet katmaktadırlar.

burada tabi ki bütün patronlar bazalınmamıştır. hiçbiri işçiyi önemsemiyor değildir ??

çünkü benim ailemde de patronlar var ancak işçiye elinden geldiği kadar yardım ederler !!

hatta işçisiye omuz omuza onun hakkını aramak için 1mayıslara gidenleri de gözlerimle gördüm...

burdan da anlaşılacağı üzere bütün patronlar "kan emici" değillerdir.

ancak tuzladaki patronlar için galiba bu nitelendirme kullanmak durumundayız...

hiç düşünmediniz mi neden hemen her gün işçilerin öldüğünü ??

bu kadar mı normal gelebilir ??

bu kadar mı önemli bir durum değilmiş gibi gösterilir ?

türkiyede sadece tuzla tersanesi yok..

geçen gün gazetede, (hangi şehirde olduğunu hatırlamadığım) bir tersane haber olmuştu ??

orada hiçbir işçi ölmüyordu ?

ve gazete soruyordu ??

bu tersanede neden ölen yok ??

bir tarafta yüzlerce ölü varken diğerinde bir tane bile yok...

bunun sebebi tabi ki alınan güvenlik önlemleri olarak gözükmektedir...

****

ben demişim ki işçinin köylünün en fazla ezildiği ülke çin diye.

sizce komunizmle yönetilen bir ülkede bu mümkün olur mu ??

aklınız sıra yakalamış gibi "aa bak işte komunizmin gerçek yüzü "diyorsunuz...

halbuki hemen yakaladığınızı düşünüp üzerine atladığınız bu konu hiç de sandığınız gibi değil...

çünkü işçinin ve köylünün ezilmesi, işkence görmesi, sokaklarda katledilemleri çin komunist devriminden önce olmuştur !!!

bunu da size söyleyeyim de,

komunist bir ülkede işçinin ve köylünün asla kötü şartlar altında çalışamayacağını,

hakkının yenemeyeceğini,

kaledilemeyeceklerini öğrenin !!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Gökyüzü, türban (veya başörtüsü) konusunda biz bu forumda çok ama çok tartışma yaptık. Bunlara tekrar girmem abes geliyor bana. Yetinmedim, dini bakımdan da dini konularda başlık açtım, orda da çok uzun tartıştık. Ben bu konuya çok önem veriyorum. Çünkü bunu sıradan bir konu olarak değil bir İLKE SORUNU olarak görüyorum. Ve iddia ediyorum, türban kabul edildiği an Türkiye'de laiklik bitmiştir. Yanlış anlaşılmasın, türban takılması değil. Türban konusunda anayasa veya yasada değişiklik yapıldığı an. Yoksa türban dini simge olarak algılanmaz, (ki, değildir. İslamda çarşaf vardır.) "velev siyasi simge olsun, ne çıkar?" diyen olmaz, ortam normalleşir, o ayrı. Bu ülkede tüm rektörler türbana izin verecek durum oluşursa, "bilime dogma karışsın canım, ne zararı olur?" derlerse bütün rektörler, zaten geçmiş ola...

 

Bir Ezher de İstanbul'a açarlar, olur biter. Biz de biliriz ki burası bir şeriat ülkesi, başımızın çaresine bakarız.

 

Yalnız dikkat çekmek istediğim bir konu daha var: Ben konuyu dağıtmamak için girmedim ama, bakın hemen konuyu Kürt sorunu ile bağladınız. Bu size yapılan empozelerin bir sonucu. Kamuoyu böyle oluşturuluyor. Kürtçülük tek başına bu ülkeyi bölmeyi başaramadı. Ama irtica ile birleştirilirse, mükemmel bir bölücü güç olabilir. Bölücübaşı niye diyanet akademisi mi nedir, bir şey önerdi, bir. DTP toplantısında üç kız bölücü örgüt bayrağı renklerinde türbanlarla ön sıraya yan yana niye oturtuldu, iki. İmamlar ellerinde Kurân niye DTP yürüyüşünün ön safında çığırtkanlık yaptı, üç. Bölücü örgüt sempatizanları büyük çoğunlukla Marksist iken, niye din karşıtı söz sarfetmekten özenle kaçınır oldular, dört...

 

Tüm bunlar gözlerine Anadolu toprakları çok büyük gözüken emperyalistlerin yeni Şeyh Said denemeleridir. Sanmayın bölünce parçaların hepsini AB'ye almaya niyetliler. Farzı muhal Kürt bölgesi ayrılsa, orayı AB'ye almayı asla düşünmüyorlar. Daha küçük bir Türkiye'nin batısını AB'ye almayı planlıyorlar. Tabii bunu da planlıyorlarsa, ondan da emin değilim. Hiç almamayı da yeğleyebilirler. Zamanı gelince düşünecekler onu da. Bölünmenin ardından istedikleri oranda zayıflamış ve muhtaç durumdaysa alırlar. Hâla güçlü görüyorlarsa yeni planlar uygularlar. Fakat şu an planları, Türkiye'yi bölmektir, bundan adınız kadar emin olun. Bunun baş aracı, Kürt sorunu destekli türban sorunudur. Bu iki sorunu birleştirebilirlerse, onlar için tadından yenmez ve ancak bu yolla bir şeyler başarmayı umut ediyorlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Gökyüzü, türban (veya başörtüsü) konusunda biz bu forumda çok ama çok tartışma yaptık. Bunlara tekrar girmem abes geliyor bana. Yetinmedim, dini bakımdan da dini konularda başlık açtım, orda da çok uzun tartıştık. Ben bu konuya çok önem veriyorum. Çünkü bunu sıradan bir konu olarak değil bir İLKE SORUNU olarak görüyorum. Ve iddia ediyorum, türban kabul edildiği an Türkiye'de laiklik bitmiştir. Yanlış anlaşılmasın, türban takılması değil. Türban konusunda anayasa veya yasada değişiklik yapıldığı an. Yoksa türban dini simge olarak algılanmaz, (ki, değildir. İslamda çarşaf vardır.) "velev siyasi simge olsun, ne çıkar?" diyen olmaz, ortam normalleşir, o ayrı. Bu ülkede tüm rektörler türbana izin verecek durum oluşursa, "bilime dogma karışsın canım, ne zararı olur?" derlerse bütün rektörler, zaten geçmiş ola...

 

Bir Ezher de İstanbul'a açarlar, olur biter. Biz de biliriz ki burası bir şeriat ülkesi, başımızın çaresine bakarız.

 

Yalnız dikkat çekmek istediğim bir konu daha var: Ben konuyu dağıtmamak için girmedim ama, bakın hemen konuyu Kürt sorunu ile bağladınız. Bu size yapılan empozelerin bir sonucu. Kamuoyu böyle oluşturuluyor. Kürtçülük tek başına bu ülkeyi bölmeyi başaramadı. Ama irtica ile birleştirilirse, mükemmel bir bölücü güç olabilir. Bölücübaşı niye diyanet akademisi mi nedir, bir şey önerdi, bir. DTP toplantısında üç kız bölücü örgüt bayrağı renklerinde türbanlarla ön sıraya yan yana niye oturtuldu, iki. İmamlar ellerinde Kurân niye DTP yürüyüşünün ön safında çığırtkanlık yaptı, üç. Bölücü örgüt sempatizanları büyük çoğunlukla Marksist iken, niye din karşıtı söz sarfetmekten özenle kaçınır oldular, dört...

 

Tüm bunlar gözlerine Anadolu toprakları çok büyük gözüken emperyalistlerin yeni Şeyh Said denemeleridir. Sanmayın bölünce parçaların hepsini AB'ye almaya niyetliler. Farzı muhal Kürt bölgesi ayrılsa, orayı AB'ye almayı asla düşünmüyorlar. Daha küçük bir Türkiye'nin batısını AB'ye almayı planlıyorlar. Tabii bunu da planlıyorlarsa, ondan da emin değilim. Hiç almamayı da yeğleyebilirler. Zamanı gelince düşünecekler onu da. Bölünmenin ardından istedikleri oranda zayıflamış ve muhtaç durumdaysa alırlar. Hâla güçlü görüyorlarsa yeni planlar uygularlar. Fakat şu an planları, Türkiye'yi bölmektir, bundan adınız kadar emin olun. Bunun baş aracı, Kürt sorunu destekli türban sorunudur. Bu iki sorunu birleştirebilirlerse, onlar için tadından yenmez ve ancak bu yolla bir şeyler başarmayı umut ediyorlar...

 

Sayın Demirefe,

 

Bakın şimdi bende Kürt sorununda tekrar başa dönmek zorunda kalacağım.Demirefe bana empoze edilen birşey yok,benim için bu ülkenin her parçası vazgeçilmezdir.Kürt sorunu ile bağladığım iletiye dönemiyorum.İnanın forumu çözmeye çalışıyorum.Ama emin olun ki kesinlikle art bir niyetim yok.Herhalde özgürlük ve çözülemeyen konular olmasından kaynaklanan bir bağlama.

 

Ve gelelim türban ve Laiklik ilişkisine,Laik bir ülke de devlet şeriat kuralları ile değil,yasalarla yönetilir.Bu özellikle çok farklı inanç değerlerinin olduğu bir ülkede birliği sağlar.Buraya kadar anlaşılmayan bir nokta yok sanırım.Asıl sorun ,inanç ve getirdiklrini uygulamaya çalışılan bireyin karşısına devletin çıkması ile başlar.Laik olan devlet,burada vicdan özgürlüğüne müdahale etmiş olur.Bakın ben kamuda ki yasağı da kesinlikle doğru bulmuyorum,ama itirazlarına kısmen de olsa hak veriyorum ama üniversitede ki yasağı hiçbir gerekçe açıklayamaz.Değerli arkadaşım,siyasilerin bu konuda ki tutumları beni bağlamıyor,hatta bence bu sorunların asıl suçlusu çözümsüzlüğe boğulmuş siyasilerimizdir.

 

Ve iddia ediyorum, türban kabul edildiği an Türkiye'de laiklik bitmiştir. Yanlış anlaşılmasın, türban takılması değil. Türban konusunda anayasa veya yasada değişiklik yapıldığı an. Yoksa türban dini simge olarak algılanmaz, (ki, değildir. İslamda çarşaf vardır.) "velev siyasi simge olsun, ne çıkar?" diyen olmaz, ortam normalleşir, o ayrı. Bu ülkede tüm rektörler türbana izin verecek durum oluşursa, "bilime dogma karışsın canım, ne zararı olur?" derlerse bütün rektörler, zaten geçmiş ola...

 

sayın Demirefe affınıza sığınarak bu cümleleri biraz daha açmanızı isteyebilir miyim?Biraz aklım karışık olmamdan da kaynaklanmış olabilir,tam olarak anlayamadım.

 

ha birde Kürt sorunu ve bu sorun arasında ki ilişkiye değinelim.Kürt sorunu ve bölücülük aynı değildir ve ben bölücülüğü de bu sorunun nedeni olarak alyorum.Şimdi gelelim bu ilişkiye,bir Şeyhsait vakıası diye nitelendirmişsiniz.Bu konuya pek girmemekle beraber şunu belirteyim,masa başında yapılan bazı hesaplar mutlaka vardır.Kürt Sorununda dine temkinli yaklaşanlar bugün dini kullanabilir.Ki ben kendi adıma şunu belirteyim.Beni kimse kandıramaz.Tek başına bir ülkeyi yıkamayan sorunlar bir olursa o ülke yıklır diyorsunuz,kimbilir belki de haklısınızdır.Ama bu sorunların özgürlük alanı içersinde çözmeye çalışırsak,daha doğru olmaz mı?Yani bırakalım kadın istediğini giysin,herkes istediği dili konuşsun.Özgürlüğün sınırlarında olmak kaydıyla.Bırakalım verilecek tavizlerden korkmayı.ne zaman ki dediğiniz gibi birileri bu ülkeye zarar vermeye kalkacaksa o zaman gelin hesabını soralım.Kimse buna izin vermeyecek.Yeter ki yasalarımız net,yasaklarımız kafa karışıklığına neden olmasın,insanı ve tercihlerimiz özgürleşsin.Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Bilimselci,

 

Devlet, ortak bir hayatı ve kültürü paylaşan bir toplumda, bu toplumu düzenleme, bu topluma güvenlik, refah ve huzur sağlama amacını güden ve bu amaca yönelik olarak kanun koyma, bu kanunları uygulama, yargılama, cezalandırma gibi güçlere sahip olan kurumdur.(Atatürk)

 

bakın tanımı beraber okuyalım.Sürekli vurgulanan bit toplum ve o toplum üstü bir güç.Güvenlik,refah ve huzuru kendi toplumu için yasalara bağlayan bu düzen kendi toplumun değerini yok sayabilir mi?Bence hayır.

 

Bakın siz diyorsunuz ki;

 

Demokratik hukuk devleti, bu yapısını koruması için aynı zamanda dini inançlara karşı "laik" yapısının da olması gerekir. Demokratik, laik, hukuk devletinde, çoğunluğun inançlarının baskın ve dayatılabilirliği söz konusu olmamalıdır.

 

haklısınız.ne zaman ki devlet bir inancı sırtlarsa o Laik olmaz.O zaman bende size şunu desem.Biz o zaman Laik bir devlet değiliz.Sizin varsayımınızdan bu çıkar;çünkü devletimizin anayasasında bu olmasa bile Diyanetinde sadece sünnüler var.Aleviler,Hristiyanlar...bunlar nerde?Şimdi bakın ne oldu.Devletin yine içeriğine bakmak lazım.Yani o dini nasıl alıyor,bu önemli.Yoksa devletin Laikliği bireyin Laikliği ile ölçülemez.Birey inanır,takar örtüsünü ve inancı gereği yaşar.Şimdi bu devleti dine mi bağladı;kesinlikle hayır.

 

ve yine siz diyorsunuz;

 

 

Çoğunluğun inanç, kültür, töre anlayışına sahip çıkıp, onları eğitim müesseselerinde bile dayatan bir devlet ne derece laik demokratik yapısını koruyordur?

 

iyi de kimse kalkıp müfredatta din olsun demiyor ki;sadece isteyen istediği gibi giyinsin.Yoksa dediğiniz bir durumda devlet zatenn Laik değildir.

 

ve ekliyorsunuz;

 

 

Sıfır yaşından başlayıp kulağına hemen doğumdan sonra ezan okunan, beynine sürekli bir inanç enjekte olunan bir aile bireyi ne derece özgürce karar verebilir?

 

o zaman bize ait olan tüm özgürlük anlayışlarını yakalım.kimse tek başına bir adada büyümüyor ki;kimselerden etkilenmeyip,tüm değerlerden soyutlansın.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Simalyıldızı,

 

[

Baş örtüsüne özgürlük istiyorsak, lütfen mayo ile üniversiteye girmek isteyenede özgürlük tanıyıp izin verelim! Ne dersiniz?

sizi kutluyorum.Ne kadar da sloganik :excl:

 

buyursun herkes,üniversitelerimiz birer bilim yuvası ve herkese açık!

 

Ayrıca türbanın emir olup olmaması beni ilgilendirmiyor,buna inananların mağduriyeti beni bağlayan kısmı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

siz eğer bu konuya biraz eğlirseniz devletlerin para babası patronlarla işbirliği yaparak işçileri gerçekten ezdiklerini görebilirsiniz. sonuçta işçinin ezilmesinden kastımız onların yorulması, emek harcaması değildir. harcadıkları büyük emeğe karşılık kötü ve ağır şartlar altında çalışmaları, bununla birlikte aldıkları paranın da insan gibi yaşamaya yetmemesi. işçilerin ezilmediğini, bunun sadece çeşitli çıkar amaçlarıyla bu şekilde gösterildiğini söylemek ya bilmemezlikten gelmek ya cehalet olur ki ben bilmezlikten geldiğinizi düşünüyorum...

.

.

!!!!

Sn hakanaytac yazdıklarının bir çoğunda haklısınız,haklı taraflarınız çok, fakat ben işçilerin köylülerin durumunun ve patronlarında çok da iyi olduğunuda söylemiyorum.

HEr mesleğin zorlukları vardır her mesleğin riskleri vardır.

Bakın ben size Mesleğini asker,polis olarak seçenleri örn.gösterdim bunlarında bir çok riskleri var .

onlar işçilerden daha çok risk altında,yada onların çalıştığı ortamdan haberin varmı. bu ağustos sıcağında 40-45 derce sıcağın altında,ve kışın o dondurucu -20-30 derce soğukda ayağı donup ve kangren olan ,mayın tarlasında terörist arayan asker ve polisimizin haftalarca,aylarca, dağlarda o riski yaşadığınızdan haberiniz varmı?

Bu kominizm sözde ezilen işçiler kadar neden asker ve polisin bu zor şartlarını savunmuyor.

1 mayıslarda ortalığı karıştırıp insanları galayana getirenler,ortalığı yağmalayanlar ''sözde'' işçilerin hakkını arıyorlar.

1 gün olsun şehitler gününde bu hararetin yarısını neden göstermiyorlar.

Hani kominizm ezilenlerin yanıdaya ...ezilen asker, polis onlar için birşey ifade etmiyormu?

ölen işçilerden haberimin olup olmadığını soruyorsun,haberim var..!

hatta şehit olan Askerimiziden,Polisimizdende haberim var...sizin Şehit olan Asker ve polislerdenhaberiniz varmı?

Ben kominizmin bu insanların haklarını savunmasına inanmıyorum diyorum ,bu insanları kendi siyasi çıkarlarına alet ediyor diyorum. bu gün görüyoruz 1 mayısları.

Sözde işçi bayramı(yine işçilerin bayarımnı kabullenemediğimi düşünme sakın :=) )her yeri yakıp yağmalıyorlar,bir yanda işçi hakkı diğer yanda bir örgütün propagandası diğer yanda pkk propagandası.

Asker polis ise işçi düşmanı...Sanki asker ve polisler Fabrikatör-iş adamı çocuklarıda, işiçleri,işçi olduğundan dövüp şiddet uyguluyor..işte bu tür olayları kominist partiler belkide işçilerin o masum bayramını insanları kışkırtarak kendi emellerine alet ediyorlar diyorum bunun tarihine bakarsanız daha önzde yazdığım gibi böyle gözüküyor.

 

Ayrıca ben doğuluyum ve memleketimde 1 fabrika bile yokişsizlik ve sefaletten memleket bir çok göç yaşamıştır,buların bir çoğuda (Akrablarım)sözde sizin haklarını savunduğunuz kömür madenlerinde çalışmaktadır.ve o insanlar,akrabalarım dahil kominzmin onların haklarını savunduğunu inamıyor,onlarda biliyor işçi-köylüdiye kendilerini çıkarlarına alet ettiğini.

 

Siz değilmiydiniz ''işçi sınıfının, köylülerin en çok çinde ezildiğini, çinde katledildiklerini bilmiyorsunuz.''diyen.

 

şimdide yok öyle demek istemedim böyle demek istedim ne demek,tarihi eski olsa ne fark eder.

Hala görmekteyiz , görüyoruz, kominizmde ırkçılık yokya!! doğu türkistandaki türklere neler yaptıklarını,o insanların üzerinde nükler denemeleri yaptıklarını dünya biliyor fakat dünya görmez-sağır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Bilimselci,

..........................

 

o zaman bize ait olan tüm özgürlük anlayışlarını yakalım.kimse tek başına bir adada büyümüyor ki;kimselerden etkilenmeyip,tüm değerlerden soyutlansın.

 

Anlayışına hayranım doğrusu. Ya yazılanlar hiç okunmuyor, yada bilinenler düğmeye basılıp sürekli tekrarlanıp duruyor.

 

Özgürlük anlayışı şudur, yüzlerce kez tekrarlanıldı duruldu:

 

İnsanlar bir başkasına dayatma ve zararı olmadan istediği gibi yaşayabilirler.

 

Kimse özgürlük anlayışınızı yıkmak istemiyor.

 

ANCAK:

 

Özgürlük demek, kendi kabullerini yada bir guruba ait görüşleri, kişilere, guruplara, devlete ve kurumlarına dayatma, onların, senin görüşlerini temsilini istemen DEĞİLDİR.

 

Böyle bir şeyi istemek, düşünmek, talep etmek ve hatta kabule yönelik tartışmak, birilerine veya devlete dayatma demektir. Bana göre kabuller tüm insanlığın yararına olacak, tüm insanlıkça kabul edilecek, bilimsel, evrensel ve genel geçerliliği olan kabuller olmalıdır.

 

Bunlar yüzlerce kez söylendi. Bunlar, bilimsel, evrensel, genel geçer kurallardır. Ama ne gariptir ki bizim kız dönüp dönüp ebced okuyor.

 

Şunu açıkça söyleyin o zaman fazla tekrarlamadan:

 

"BİZ BİLİMSELLİK, EVRENSELLİK, GENEL GEÇERLİLİK TANIMAYIZ. BİZİM DOĞRULARIMIZ EN DOĞRUDUR. BİZ, BELLİ BİR GURUBA AİT AHLAKIMIZI DAYATACAĞIZ"

 

Tartışıp uzatmaya ne gerek, az ve öz konuşun, amacınızı net koyun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Simalyıldızı,

 

sizi kutluyorum.Ne kadar da sloganik :excl:

.......,buna inananların mağduriyeti beni bağlayan kısmı.

 

Kutlayın tabiki. Sizin özgürlük, ve değerlerinizi savunma anlayışından hareket ediyor arkadaşımız. Değerleri savunmak neden size garip geldi?

 

Sizin değerleriniz ne kadar garipse, başkalarının değerleri de size garip geliyor.

 

Siz garip değerlerinizi ne kadar savunursanız, diğer insanların da mayo, kippa, burka, haç, d.n, ile girebilme özgürlüğüne destek olmanız gerek. Bu isteklerden mağdur olupta okuyamayan, yerine getiremeyenlerin istatistiğinimi tuttunuz?

 

Doğrular bir tek sizlerinmi doğruları? Yada doğruları bir tek sizlermi bilebilirsiniz?

 

Sahip çıkılacak değerler tüm insanların kabulü olmalı. Sahip çıkılacak değerler; evrensel, bilimsel, insanlık yararına genel kabuller olmalı. Hiç bir gurupsal görüşü başkalarına dayatmak amacıyla savunmak, özgürlük anlayışı değildir, olamaz..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn hakanaytac yazdıklarının bir çoğunda haklısınız,haklı taraflarınız çok, fakat ben işçilerin köylülerin durumunun ve patronlarında çok da iyi olduğunuda söylemiyorum.

HEr mesleğin zorlukları vardır her mesleğin riskleri vardır.

Bakın ben size Mesleğini asker,polis olarak seçenleri örn.gösterdim bunlarında bir çok riskleri var .

onlar işçilerden daha çok risk altında,yada onların çalıştığı ortamdan haberin varmı. bu ağustos sıcağında 40-45 derce sıcağın altında,ve kışın o dondurucu -20-30 derce soğukda ayağı donup ve kangren olan ,mayın tarlasında terörist arayan asker ve polisimizin haftalarca,aylarca, dağlarda o riski yaşadığınızdan haberiniz varmı?

................

 

Ben kominizmin bu insanların haklarını savunmasına inanmıyorum diyorum,

 

Tartışmalarınızı takip ediyorum. Komünizm tartışıyorsunuz böyle bir şey henüz yok. Sadece, tüm insanların eşit olma ilkesi belli olan bilimsel bir teori. Yüzlerce yıl sonraki gelecekte tüm sorunların halledilmiş olacağı bir düzen.

 

Eğer sosyalizmi tartışıyorsanız, onu da bilmiyorsun. Sosyalist düzen tüm çalışanların, tüm emek verenlerin lehine olan bir düzendir. İşçi, köylü, memur, küçük ticaretçi ayırımı yoktur.

 

Ama gel görki, emperyalizm ve onun destekçileri yerli hortumcular, böyle bir düzene izin vermiyorlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sosyalist düzen tüm çalışanların, tüm emek verenlerin lehine olan bir düzendir. İşçi, köylü, memur, küçük ticaretçi ayırımı yoktur.

 

....lehine olan bir düzendir" midir acaba ?

....v.s v.s ayrımı yoktur" mu acaba ?

örneğin kübada, k.korede, çinde lehine midir acaba ? ayrım yokmudur acaba ? herkesin fukaralıkdan kırıldığı bir toplumda tabi herkes eşittir(ama yönetici üst kadro hariç) zaten yeteneklerimizle özel sektörde çalışıp yeteneğimizin karşılığını almak yerine devletin belirlediği görevde devletin çizdiği sınırlar içerisinde tarla çapalamak, şeker kamışı toplamak insanı daha fazla mutlu eder...

yaşasın devletimiz,

yaşasın devrimimiz

yaşasın direnişimiz

yaşasın fakir, onurlu, mutlu insanlar

venceremos venceremos zulme ve yoksulluğa paydos (mıydı neydi?)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Her kafadan bır ses cıkıyor,LaıklıkTürban bırbırıne katılıp karıstırıldı,yanı kısacası yıne türban sloganları ortalıga sacıldı.

 

Türkıyede 85 yıldır bıtmeyen bır ırtıca var,bu ırtıcanın temelı Atatürk ve Inkılaplarına olan düsmanlıktır.

Dını bu kavgaya alet edenler sadece dın ısportacılarıdır.Yanı gercek dındarlar bu kavgayı vermez cünkü bılırlerkı Islamda türban yoktur velevkı olsada bu ınanc ve özgürlük sımgesı degıldır.

 

Türkıyede Laık sıstemı baska ülkelerle kıyaslayanların es gectıklerı bır gercek varkı buda o ülkelerde bır rejım kavgası yoktur,o ülkelerde en azından aralarına gırmeye calsıtıgımız Avrupada bır rejım savası yoktur yanı orada bırılerı devletlerını yıkma gayretı ıcınde degıllerdır,daha dogrusu bu ülkelerde bızdekı kadar dıncı haın yoktur,bakın Ceyayırde mılyonlarca ınsanı katleden DE GAULLE hem Fransada Cumhurbaskanı olmus hemde hala törenlerle anılır her yıl ve kımsede cıkıp *sap gıbı ayakta durmaya gerek yok *demez.Türkıyeyı Avrupa ıle kıyaslarken önce elın vıcdana konulması gerekır sonrada Avrupadakı papazla bızdekı hocanın nelerle mesgul oldugunu ıncelemek gerekır.Yoksa ınananların tümü bızdemı toplanmıslar dersınız.

 

 

saygılarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

....lehine olan bir düzendir" midir acaba ?

....v.s v.s ayrımı yoktur" mu acaba ?

örneğin kübada, k.korede, çinde lehine midir acaba ? ayrım yokmudur acaba ? herkesin fukaralıkdan kırıldığı bir toplumda tabi herkes eşittir(ama yönetici üst kadro hariç) zaten yeteneklerimizle özel sektörde çalışıp yeteneğimizin karşılığını almak yerine devletin belirlediği görevde devletin çizdiği sınırlar içerisinde tarla çapalamak, şeker kamışı toplamak insanı daha fazla mutlu eder...

yaşasın devletimiz,

yaşasın devrimimiz

yaşasın direnişimiz

yaşasın fakir, onurlu, mutlu insanlar

venceremos venceremos zulme ve yoksulluğa paydos (mıydı neydi?)

 

BİLMEDEN, ANLAMADAN, OKUMADAN, YALNIZCA SİZE EZBERLETİLEN YALANLARLA YORUM YAPMAYIN

saygılar !!!!

 

Arkadaşıma katılıyorum. "Türban" konusuna dönülmeli.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kutlayın tabiki. Sizin özgürlük, ve değerlerinizi savunma anlayışından hareket ediyor arkadaşımız. Değerleri savunmak neden size garip geldi?

 

Sizin değerleriniz ne kadar garipse, başkalarının değerleri de size garip geliyor.

 

Siz garip değerlerinizi ne kadar savunursanız, diğer insanların da mayo, kippa, burka, haç, d.n, ile girebilme özgürlüğüne destek olmanız gerek. Bu isteklerden mağdur olupta okuyamayan, yerine getiremeyenlerin istatistiğinimi tuttunuz?

 

Doğrular bir tek sizlerinmi doğruları? Yada doğruları bir tek sizlermi bilebilirsiniz?

 

Sahip çıkılacak değerler tüm insanların kabulü olmalı. Sahip çıkılacak değerler; evrensel, bilimsel, insanlık yararına genel kabuller olmalı. Hiç bir gurupsal görüşü başkalarına dayatmak amacıyla savunmak, özgürlük anlayışı değildir, olamaz..

 

Sayın Bilimselci,benim özgürlük anlayışımda kesinlikle bir başörtü yasağını böylesine gerçek dışı bir gerekçe temellendirmek yok.Kusura bakmayın.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anlayışına hayranım doğrusu. Ya yazılanlar hiç okunmuyor, yada bilinenler düğmeye basılıp sürekli tekrarlanıp duruyor.

 

Özgürlük anlayışı şudur, yüzlerce kez tekrarlanıldı duruldu:

 

İnsanlar bir başkasına dayatma ve zararı olmadan istediği gibi yaşayabilirler.

 

Kimse özgürlük anlayışınızı yıkmak istemiyor.

 

ANCAK:

 

Özgürlük demek, kendi kabullerini yada bir guruba ait görüşleri, kişilere, guruplara, devlete ve kurumlarına dayatma, onların, senin görüşlerini temsilini istemen DEĞİLDİR.

 

Böyle bir şeyi istemek, düşünmek, talep etmek ve hatta kabule yönelik tartışmak, birilerine veya devlete dayatma demektir. Bana göre kabuller tüm insanlığın yararına olacak, tüm insanlıkça kabul edilecek, bilimsel, evrensel ve genel geçerliliği olan kabuller olmalıdır.

 

Bunlar yüzlerce kez söylendi. Bunlar, bilimsel, evrensel, genel geçer kurallardır. Ama ne gariptir ki bizim kız dönüp dönüp ebced okuyor.

 

Şunu açıkça söyleyin o zaman fazla tekrarlamadan:

 

"BİZ BİLİMSELLİK, EVRENSELLİK, GENEL GEÇERLİLİK TANIMAYIZ. BİZİM DOĞRULARIMIZ EN DOĞRUDUR. BİZ, BELLİ BİR GURUBA AİT AHLAKIMIZI DAYATACAĞIZ"

 

Tartışıp uzatmaya ne gerek, az ve öz konuşun, amacınızı net koyun.

 

Amacımı net koyayım!Siz ne amacı bekliyorsunuz ve niye beni anlamadan suçluyorsunuz.Buyrun siz yazın devlet anlayışınızı,Laiklik kavramının ne olduğunu ve benim ne dediğimi...bakalım okumuş musunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şu gerçek dindarlarla dini siyasete alet edenleri anlamadım gitti .

 

Gerçek dindar sanırım , başını örten namaz kılan ourç tutan ama , kesinlikle okula gitmeyen memur olmaya kalkışmayan dizini kırıp evde oturan hanım teyze .

 

Diğeri de haddini bilmeden üniversiteye giden bu sıcakta başörtüsünüde simge ayağına takan ****** teki .

 

Bu mesele din irtica meselesi değildir , sınıf kavgasıdır

 

başörtülü anne kız kardeş eşini kardeşini şehit versin askere yollasın , vergisini versin o kadar .

 

işte bu zihniyet

 

***** anadolulu! sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. komünizm gerekirse onu da biz getiririz. sizin iki vazifeniz var: birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. ikincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek.”

 

nevzat tandogan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Demagojı dersı almak ısteyenler Nevzat Tandogana müracaat etsınler.

Carpıtmak dıye ıste buna denır.

Sanki bası acık okuyanların veya türban takmadan okula gıdenlerın hıcbırı müslüman degılde müslüman olan kızlar evde oturması gereken kızlarmıs gıbı bır ajıtasyona saparak beyın bulandırmak görevını üslenmıs Nevzat Bey!

 

 

saygılarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Amacımı net koyayım!Siz ne amacı bekliyorsunuz ve niye beni anlamadan suçluyorsunuz.Buyrun siz yazın devlet anlayışınızı,Laiklik kavramının ne olduğunu ve benim ne dediğimi...bakalım okumuş musunuz?

 

Türban dinin emridir diyorum,ve bu gereği olan ise yapılması gerekendir.

 

Ayrıca türbanın emir olup olmaması beni ilgilendirmiyor,.

 

Yazdıklarını kelime kelime takip ediyorum. Varsa çelişkim benimki gibi koy buraya.

Keşke önce sen kendini anlayabilsen. Yazıların bu gibi çelişkilerle dolu. Sıralayayım istersen .

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yazdıklarını kelime kelime takip ediyorum. Varsa çelişkim benimki gibi koy buraya.

Keşke önce sen kendini anlayabilsen. Yazıların bu gibi çelişkilerle dolu. Sıralayayım istersen .

 

Sayın Bilimselci,

 

Yazdıklarımı takip ediyorsanız bana siz benim yazdıklarımı okumuyorsunuz demezdiniz.İsterseniz dönün iletilere...sorduğunuz herşeyi ve devlet anlayışı dahil tüm düşünceleri kendi adıma açıkladım.Ben kendi devlet anlayışını yazdım,devlet böyle laiktir veya değildir dedim;siz tüm yazdıklarımızı silip devlete bunu dayatamazsınız dediniz.Bu arada ben baştan beri yazdım,siz çelişki olarak sundunuz.Ben İslam örtüyü emretmiştir diyorum,bunu sadece tek ayete dayandırıyorum ve buna inanıyorum.Ama bunun emir olup olmaması da beni ilgilendirmez söz konusu hak olunca.Saygılar.Sıralayın bekliyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Bilimselci,

Ben İslam örtüyü emretmiştir diyorum,bunu sadece tek ayete dayandırıyorum ve buna inanıyorum.Ama bunun emir olup olmaması da beni ilgilendirmez söz konusu hak olunca.Saygılar.Sıralayın bekliyorum...

 

Tartışmalarda tartışanın ne dediği belli olmazsa yapılacak en akıllıca şey o tartışmayı sonlandırmak olacaktır. Zira insanların daha ciddi ve önemli işleri olabilir.

 

Yukarda söylediğin hiç anlamı olmayan bir sözü sonlandırmadan, diğerlerini sıralasam ne olacak ki? Yine aynı laf kalabalığı ile geçiştirilecek. Demagojik yöntemle tartışma olmazki.

 

Şu deyimin anlamını bana açıklayan birisi varmı? Lutfen.

 

"Emirdir inanıyorum, ama beni ilgilendirmiyor"

 

İnandıklaryla ilgilenmeyen bir insanla nasıl tartışılabilir? Tartışan arkadaşlara kolaylıklar dilerim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tartışmalarda tartışanın ne dediği belli olmazsa yapılacak en akıllıca şey o tartışmayı sonlandırmak olacaktır. Zira insanların daha ciddi ve önemli işleri olabilir.

 

Yukarda söylediğin hiç anlamı olmayan bir sözü sonlandırmadan, diğerlerini sıralasam ne olacak ki? Yine aynı laf kalabalığı ile geçiştirilecek. Demagojik yöntemle tartışma olmazki.

 

Şu deyimin anlamını bana açıklayan birisi varmı? Lutfen.

 

"Emirdir inanıyorum, ama beni ilgilendirmiyor"

 

İnandıklaryla ilgilenmeyen bir insanla nasıl tartışılabilir? Tartışan arkadaşlara kolaylıklar dilerim.

 

Sayın Bilimselci,

 

Çehov'un çok güzel bir sözü vardır;''İnsan kendi vicdanından birşey gizleyemez.''Benim vicdanım bir kadının örtüsüne uzanan eli kabul etmez.Ben burada türbanın emir olup olmadığını tartıştığımızı msanmıyorum.Biz özgürlük çercevesinde bak mıyormuyduk?Ben örtünün emir olduğuna inanıyorum ama olmasa da bu beni ilgilendirmiyor.Beni ilgilendiren kısmı hak olan kısmıdır ve bu çelişki değil ve lütfen kelimeleri cımbızlayarak aynı şeyi tekrarlamayyın,eleştirdiğim noktalara açıklık getirin ve çelişkilerimi sıralayın...eğer sıralamazsanız kendi içinde çelişir olacaksınız.Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1 gün olsun şehitler gününde bu hararetin yarısını neden göstermiyorlar.

Hani kominizm ezilenlerin yanıdaya ...ezilen asker, polis onlar için birşey ifade etmiyormu?

ölen işçilerden haberimin olup olmadığını soruyorsun,haberim var..!

hatta şehit olan Askerimiziden,Polisimizdende haberim var...sizin Şehit olan Asker ve polislerdenhaberiniz varmı?

Ben kominizmin bu insanların haklarını savunmasına inanmıyorum diyorum ,bu insanları kendi siyasi çıkarlarına alet ediyor diyorum. bu gün görüyoruz 1 mayısları.

Sözde işçi bayramı(yine işçilerin bayarımnı kabullenemediğimi düşünme sakın :=) )her yeri yakıp yağmalıyorlar,bir yanda işçi hakkı diğer yanda bir örgütün propagandası diğer yanda pkk propagandası.

Asker polis ise işçi düşmanı...Sanki asker ve polisler Fabrikatör-iş adamı çocuklarıda, işiçleri,işçi olduğundan dövüp şiddet uyguluyor..işte bu tür olayları kominist partiler belkide işçilerin o masum bayramını insanları kışkırtarak kendi emellerine alet ediyorlar diyorum bunun tarihine bakarsanız daha önzde yazdığım gibi böyle gözüküyor.

 

 

Siz değilmiydiniz ''işçi sınıfının, köylülerin en çok çinde ezildiğini, çinde katledildiklerini bilmiyorsunuz.''diyen.

 

şimdide yok öyle demek istemedim böyle demek istedim ne demek,tarihi eski olsa ne fark eder.

Hala görmekteyiz , görüyoruz, kominizmde ırkçılık yokya!! doğu türkistandaki türklere neler yaptıklarını,o insanların üzerinde nükler denemeleri yaptıklarını dünya biliyor fakat dünya görmez-sağır.

siz şehit asker ve polislerin cenazelerine neden katılım gösterilmediğinden yakınıyorsunuz.

oysa ki halkımız şehitlerine o kadar iyi sahip çıkıyor bağırlarına basıyor ki bunu televizyonlardan görüyoruz.

ancak 1 mayıslara katılanların şehit cenazelerine katılmadığını söylüyorsunuz.

evet katılmıyorlar, ben de katılmıyorum.. neden ??

şehitlerimize saygısızlığımızdan dolayı mı ??

hayır !!!

nasıl siz 1mayısların pkk propogsandası haline getirildiğini söylüyorsanız (ki bu kesimin sayısı son derece azdır )şehit cenazeleri de maalesef ırkçı faşist düşüncedeki insanların gövde gösterisine dönüşüyor. orada kürtler lanetleniyor, dışlanıyorlar..

bunu siz yapmayabilirsiniz, akrabanız yapmayabilir ancak yapanlar çoğunlukta..

ayrıca o gencecik şehitlerimzin cenaze törenleri bu kafatasçı kişiler tarafından o kadar kullanılıyor ki,

kendi icatları olan türk-islam sentezi propogandası yapıyor," yallah bismillah allahu ekber " sloganları atılıyor.

bir dini diğerinden üstün görmek de bir ırkı diğerinden üstün görmek gibi ırkçılığa, faşizme girer.

bu gibi insanlarla yanyana olarak o mitinglere katılmaktansa ben de birçok kişi de katılmazlar.

diyeceksiniz ki 1mayıslarda komunizm propogandası yapılıyor.

ee herhalde yapılacak...

ancak bu eskiden olduğu gibi artık suç değil !!! :D

ancak kimsenin ırkçılık yapma hakkı yoktur. bu da yasalarla suçtur...

biz biliyoruz sırf komunist olduüu için ülkemizde işkence edilen, tecavüe uğrayan, öldürülen, kişilerin bulunduğunu...

peki kim faşist olduğu için , ırkçılık yaptığı için cezalandırılmış ? kimse !!!

evet polislerin ve askerlerin son derece ağır ve üstesinden gelmesi zor sorumlulukları vardır.

ancak askerlik zorunludur ve polisler de maaşlarını hakkıyla almaktadırlar.

memurlar arasında en fazla maaş alanlardan biri de polislerdir.

maaşlara her zam yapılacağı sırada polislere en yüksek zam yapılmaktadır.

buna itiraz etmiyorum haklarıdır ve alacaklardır.

ancak iktidarlarımız polislere gösterdikleri bu maaşlardaki hassasiyette diğer memurlarda, asgari ücretlilerde, işçilerde, çiftçilerde göstermiyorlar..itirazımız bunadır...

şu çin meselesini de ya bir türlü anlamıyorsunuz ya da anlamazlıktan geliyorsunuz...

siz çinde ezilen işçilerden bahsettiğimde, " aa işte komunizmin gerçek yüzü" dediniz.

ancak bu işçilerin ezilmesi durumu komunist devrimden önce olmuştur..

yani komunizmden önceki olaylar için komunizmi mi suçlayacağız :D

ayrıca ben burada komunist devletleri değil, komunist sistemi savunuyorum. her ne kadar tam anlamıyla komunist olmasamda. çünkü her sistemin eksiklleri yanlışları var. ben sadece komunizmin diğerlerine göre daha az yanlışa sahip olduğu kanısındayım..

her devlette olabileceği gibi komunist devletlerde de dikdatörler, ırkçılar, savaş yanlıları, emperyalistler olabilmekte. bu üzücü bir durum olmakla birlikte mümkün olabiliyor...

ancak bana komunizmle yönetilen ülkelerdeki dikdatörlüklerin, ırkçılıkların, insanlık kıyımlarının tarihinden bahseder misiniz ??

hangi insanlık dışı olay hangi ülkede hangi tarihte gerçekleşmiştir. bunlara yanıt vermemiz ezbere konuşmamızı engelleyecektir. bu tarihlerde zaten bütün dünya devletleri sömürü emperyalizm, ırkçılık peşinde değiller miydi ??

komunist bir ülkede her ne kadar kendi fikriyle çelişse de bunların yaşanması o sistemin suçu mudur ??

siz gerçek anlamda komunizmi yaşayan ülkelerde bunu görebilir misiniz ??

zaten asıl amacı emperyalizmden, sömürüden kurtulmak bunu yok etmek olan ülkelerde bu etik midir ?

amerikan emperyalizminden kurtulan küba sizce bunu kendisi uyguladı mı, ve bundan sonra uygular mı ??

bu gibi utandıran olaylar ancak güce tapaların lider oldukları kapitalist sistemin suçudur..

peki dünyaya hakim olmaya çalışan kapitalist ülkelere karşı sosyalist ülkeler ne yapacaklardı ??

oturup kendilerini yok etmelerini mi bekleyeceklerdi ??

evet kabul ediyorum. birçok komunistin reddetmesin rağmen sovyetleri birliği, en azından rusya emperyalizme bulaşmışlardır. bunu bazı komunistlerin kabullenememesi de komunist sistemde bunun yerinin olmamasıdır. kendisiyle çelişmesidir....

!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Bilimselci,

...............

Biz özgürlük çercevesinde bak mıyormuyduk?Ben örtünün emir olduğuna inanıyorum ama olmasa da bu beni ilgilendirmiyor.Beni ilgilendiren kısmı hak olan kısmıdır ve bu çelişki değil ve lütfen kelimeleri cımbızlayarak aynı şeyi tekrarlamayyın,eleştirdiğim noktalara açıklık getirin ve çelişkilerimi sıralayın...eğer sıralamazsanız kendi içinde çelişir olacaksınız.Saygılar.

 

Her şeye hoşgörü ile bakarak hasır altı etmeye alıştık. Umursamadık, önünümüzü göremez hale geldik.

Muğlak gösterip insanları uyutmaya çalışıyoruz. Bu konuyu açıklığa kavuşturalım savsaklayıp üstünü örtmeyelim. Söz veriyorum diğer çelişkilerini de bütün çıplaklığıyla sıralayacağım.

 

Bu tartışmayla ya ben anlamayı öğreneceğim, ya da seni çelişkilerden kurtarmaya çalışacağım. Kelime cımbızcılığı anlam ifade etmeyen cümleleri almakla olur. Benim alıntı yaptığım cümle şu. Tek başına anlamlı ve görüş odağı:

 

Ben İslam örtüyü emretmiştir diyorum,bunu sadece tek ayete dayandırıyorum ve buna inanıyorum.Ama bunun emir olup olmaması da beni ilgilendirmez söz konusu hak olunca.

 

Tam da türban için hak ve hukukun aydınlanacağı bir odak cümle.

 

Cımbızcılığı yukarda "olsada" kelimesini kaldırıp "olmasa"yı koyarak sen yapmışsın, ama devam edelim. Şimdi net cevaplar ver bana:

 

1- Türbanın hak hukuk olması için, yazındaki gibi "emir" olması seni ilgilendirmiyorsa?

 

Bu soruma "evet ilgilendirmiyor diyorsun" ama, ilgilendirmiyor diyen inançlı ilk defa görüyorum. Demekki inanıyorsun ve inançların seni ilgilendirmiyor. O halde bu denklem senin inançsızlığını ortaya koyuyor.

 

2- Eğer "emir" ilgilendirmiyorsa, sen veya türbancılar, bu "hak" taleplerinizi neye dayandırararak yapıyorsunuz?

 

Bu çelişkini kabul edersen okuyanları sıkmamış olur, diğerlerine geçeriz. Ben iyi niyetliyim.

 

Benim yaşamımdaki en büyük değerim. Çelişkileri, çelişkileriMİ su yüzüne çıkartıp yok etmek.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Simalyıldızı,

 

[

sizi kutluyorum.Ne kadar da sloganik :excl:

 

buyursun herkes,üniversitelerimiz birer bilim yuvası ve herkese açık!

 

Ayrıca türbanın emir olup olmaması beni ilgilendirmiyor,buna inananların mağduriyeti beni bağlayan kısmı.

 

Hah! Neymiş? "bilim yuvası"ymış değilmi?

 

Kaşla, gözle, dışla değil; içindeki bilgiyle, akılla yol alınması gereken bir yermiş değilmi?

 

O halde bana izah edin; türbanlı türbansız, sağcı solcu, şucu bucu, gibi ayrımlar neden yapılır?

 

 

********

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

oysa ki halkımız şehitlerine o kadar iyi sahip çıkıyor bağırlarına basıyor ki bunu televizyonlardan görüyoruz.

 

Keske herzaman dediginiz gibi sayin hakanaytac sahip cikilsa, gerci baslik ile ilgisi yok tabi ki fakat dediginiz gibi malesef herzaman da olmadigini size göstermek istedim..

Hangi gazeteden di bilemiyorum fakat 24.04.2008 tarihinden elimde bulunan bu yaziya isterseniz bi göz atalim..

 

Saygilar

 

Şehitlerimizin kemikleri sızlıyor

 

 

Bugün Çanakkale Savaşları'nın 93. yıl dönümü. Binlerce kilometre öteden gelen Anzaklar, Ata'larını anmak için geliyor

 

Çanakkaleye...

 

Anzaklar, ölen Ataları için bir çıkartma düzenlediler. Anma görüntüleri için bölgede bulunan Kanal D Haber ekibi yürekleri

 

sızlatan görüntülere sahne oldu.

 

Şehitler Abidesinde bulunan Kanal D Haber öyle görüntüler ekranlara taşıdılar ki... Bu görüntüler, şehitlerimizin

 

kemiklerinin sızladığını gösterdi. Ayrıca bizim şehitlerimize verdiğimiz değerinde ne kadar düşük olduğunu göstergesi

 

oldu.

 

Çanakkale savaşında, en şiddetli savaşın yaşandığı yer olan küçük Anafartalar'da dehşet görüntüler vardı.

 

Şehit mezarlıkları görenleri şaşkına çevirdi. Çünkü şehitlerimizin kemikleri adeta yollara saçılmıştı.

 

BÖLGE HALKI UTANÇ DUYUYOR

 

Orada bulunan bölge halkı da bu durumdan epey utanç duyduğunu dile getirerek, "Şehit kemikleri bölgenin her tarafına

 

saçılmış... İnsanların tüylerini diken diken eden görüntüler için yetkililere sesleniyoruz... " dediler.

 

Kanal D Haber kameralarına yansıyan görüntüler şöyleydi, Bir şehit mezarından kemikler dışarıya çıkmış, bacak

 

kemikleri ve kalça kemiği toprağın üzerinde. Baş tarafı ise çalıların altında kalmış.

 

 

YETKİLİLERE UYARI!

 

Kanal D muhabiri, eline yerde bulduğu bir şehit kafatasını alarak "Her adım atışımızda bir şehit kemiğiyle karşılaşıyoruz,

 

lütfen şehitlerimize sahip çıkın" dedi.

 

 

KÖPEKLER CİRİT ATIYOR

 

Bunlar da yetmiyormuş gibi Anafartalar da şehitlerimizin kemikleri köpeklerin de oyuncağı olmuş... Mezarlıkların üzerinde

 

köpekler resmen cirit atıyor...

 

Başlık BU UTANCIN SAHIBI KIM ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.