Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Sayin dipnot benim anlamadigim nokta neden baskasinin inancina siz ondan fazla karisiyorsunuz...Yani kadinlar icin utanmaniza gerek yok cunku onlar bundan utanmiyor hatta bunun icin direniyor...Bir insanin dusunme gucu korelmeyegorsun, bir daha ozgur dusunemez!.. Hayatta yikilmasi en zor sey "kesin" gozuyle sarilip kafaya kazinan paradigmalardir...zaten bir seye kesin deyip yapistinizmi mi bitmissinizdir ama korelmenin dini dusuncesi olmaz, kisilik sorunudur. Herseyi bir tarafa birakin, bir ogrencinin dini bir sembolle okula gidip gidemeyecegini tartismak bile etik disidir, ahlaki degildir... Evet utanıyorum... Çünkü; Kendilerini böyle zavallı, değersiz insan konuma sokturan kişilere boyun eğdikleri ve aciz oldukları için onlar adına utunıyorum. Ve Kalben Müslüman olmayıp, Müslümanlığı siyasi oyunlara karıştırdıkları ve bu oyunun parçası oldukları için utanıyorum. Son olarak; Bugün türban'a izin veren zihniyet, yarın onu dayatacağından hiç kuşkum yok ve bu nedele kadınlar ve ülkem adına hem utanıyor, hem saçma buluyor ve hemde basiretsizce buluyorum... Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Çünkü; Kendilerini böyle zavallı, değersiz insan konuma sokturan kişilere boyun eğdikleri ve aciz oldukları için onlar adına utunıyorum. evet utanmanıza saygı duyarım belkide haklısınız onu bilemem ama, herkes sizin gibi yaşamak,düşünmek ve davranmak zorunda değil, kendi düşüncenizi başkalaına aktarabilirsiniz ama dayatamazsınız ! sebebide, hiç kimse tek başına, dünyanın felsenin ve ideolojinin merkezi değildir saygılar, sevgiler Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 evet utanmanıza saygı duyarım belkide haklısınız onu bilemem ama, herkes sizin gibi yaşamak,düşünmek ve davranmak zorunda değil, kendi düşüncenizi başkalaına aktarabilirsiniz ama dayatamazsınız ! Tarafsız (diyorum ama bence artık ismini değiştir!) Biraz zaman geçsin göreceğiz dayatmayı... Dönüp ardına düşündüğünde "neden böyle oldu" diye, kendi payını da unutma! Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Tarafsız (diyorum ama bence artık ismini değiştir!) neden ? Biraz zaman geçsin göreceğiz dayatmayı... dayatmayı şimdiki zamandada görüyoruz tarafınızdan, dini anlamda ise (kanun olarak) bugüne kadar hiçbir dayatma olmamıştır tarihimizde, çünkü cumhuriyetimiz laiktir, devlet, dini dayatmaz hele AB hayali kurarken hiç olmaz ! boşuna senaryo yazmayınız ! Dönüp ardına düşündüğünde "neden böyle oldu" diye, kendi payını da unutma! birşey olduğu yok, anlamsız bir yasak kalkacak o kadar, diğer bahsettiğiniz bütün sorunlar her zaman vardı zaten ve olmayada devam edecek ! saygılar Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Söylediklerim teori değil, senaryo bile değil, sadece ham hayal tabii ki. Çünkü izin vermeyeceğiz. Çünkü "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." Ancak bu senaryoların kurgulandığından kuşkunuz olmasın. Şimdi burada bir çok argüman öne sürdük. Hiç birine en küçük yanıt verilmedi. Söylenen sadece şu: "Çoğunluk böyle istiyor, böyle olacak." Bu tabii ki bir argüman değil. Bu dayatmanın ta kendisi. Konu dinci basının aralıksız kamuoyuna pompalamaya çalıştığı gibi "bakın cici cici açıkla kapalı yan yana, hiç bir sorun yok, ne dayatması?" biçiminde değildir. Bu adımın amacı, hemen ardından kamuya da yayıp sonra "eşi kapalı" "namaz kılan" "oruç tutan" ayrımlarını gündeme getirmenin adımlarını atmaktır. Başını kapatan bayanların hiç ama hiç önemi yok. Onlar sadece piyon. Ayrımı bir kez kabul ettirdiniz mi, gerisi çorap söküğü. Tabii artık tarafsızlığına inanmadığım, çünkü daha savunduğu iktidar sahipleri telaffuz etmeden şimdiden "tüm kamuda" lafını eden kişiler bu planın farkındalar ve amaçları da bu. Peki bu ikiyüzlü ve düzenbazca olduğu sırıtıp duran planı daha fazla deşifre etmenin bir gereği var mı? Adamlar o kadar sabırsız ki, seksen küsür yıldır sabırları öyle tükenmiş ki, bir sonraki adımlarını açık etmekten kendilerini bile alamıyorlar. Bir fikriniz varsa, argümanlara yanıt verin. Yoksa, size yakışan sinsi planlarınıza, takiyyelerinize sessizce devam edin... Artık tarafsızlığına inanmadığım için savunuculuklarına soyunanlara da tekrar soruyorum: Tanrının emri olduğu için örtündüğü söylenen başörtüsünü daha Kur'anda gösteremediniz bile... Temelden sakat olan varsayımlarınızın daha nesini çürütelim? Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 evet utanmanıza saygı duyarım belkide haklısınız onu bilemem ama, herkes sizin gibi yaşamak,düşünmek ve davranmak zorunda değil, kendi düşüncenizi başkalaına aktarabilirsiniz ama dayatamazsınız ! sebebide, hiç kimse tek başına, dünyanın felsenin ve ideolojinin merkezi değildir saygılar, sevgiler Hımm... Evet hiç ama hiç kimse dünyanını merkezi değildir doğru... Sevgili tarafsız bizler demorkasiye gönülden inanmış insanlarız.. Bu nedenledir ki endişemiz; geleceğimizi kararartmaya çalışan ve felsefi olarak dine bağlı olanların hiçbir zaman dinin ve kapatmalarının sonu gelmeyeceğidir. Hatta türbanla yetinmeyen bir çok özgürlük düşkünü kadınlarımız,” bu da yetmez bize, daha kara çarşaf giyip haremlik selamlık dönemlerine döneceğiz” diyebileceklerdir... Haydi biz diyelim ki düşünsel anlamda kendimizi dünyanın merkezi sanıyoruz... Eywalla... Peki bu oluşumlar ve dayatmalar böyle sürüp giderse ve arkası gelmez ise durum çok daha ciddi boyutlara girer ki sonuçta dandik bir Ortadoğu ülkesi olarak yaşamaya devam eden bil ülke durumundan farkımız kalmaz, O zaman da zaten başörtülü olsanız da olmasanız da kimse sizi hiçbirzaman ciddiye almayacaktır. Sonuç; siz bizden iyi bilirsiniz sadece kendisi tarafından ciddiye alınan insanlar, ülkeler ne olur... Tek kelimeyle... Trajikomik! İşte bu redenlerde ötürü... Biz demokrasiye inanan insanlar asla kendimizi dünyanın merkezi görmedik/görmeyizde.. Ancaaaak... Bunu gören tek bir zihniyet var... Politikaya bulaşmış, dinini akılcı bir kafa ile donatmayan, 700 yıllardaki öğretilerle yetinen ve şekille, kıyafetle bu işi bu dayatmalarla insanları zincirlemeye çalışan Doğmanın ta kendisidir... Biz değil? Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Üniversitelerdeki Türban yasağının kaldırılmasından yana olanlarda iki slogan ve temelinde iki farklı bakış açısı görüyorum. Evet aynı anda, aynı kişiler tarafındanda kullanılıyor olabilir. Ama soruna farklı bakış açıları bunlar. Birincisi, "İnanç Özgürlüğü" penceresinden bakış. İkincisi, "Eğitim Özgürlüğü" penceresinden bakış. Mesele "inanç özgürlüğü" sloganının üstüne oturtulunca iş içinden çıkılamaz hale geliyor. Bizzat yasağı kaldırmak için kolları sıvayanlar için. "Bu genç kızlar inançlarını yaşamak için örtünüyorlar" dan hareketle serbest bırakılması, peşinden başka açmazları getiriyor, yahudi kippası, ortodox başlığı, papaz cüppesi yada daha gerçekçi olan alevilerin dinsel kıyafetleriyle üniversiteye gelmesi ihtimalini göz önüne alıp bunları engelleyecek önlemler araştırıyor, tartışıyorlar. Tabiki bu imkansız. Laikliğin kendisine özünden karşı olup "Yani devletin dinsel tarafsızlığına" işte "şu laiklik anlayışı, bu laiklik anlayışı" gibi argümanları geveleyenler bu gerçek karşısında bir şey söyliyemiyorlar. Neden ? Çünkü siz meseleye inancı gereği örtünüyorlar ve bu yüzden yasaklanamaz noktasından yaklaşınca. Peşinden diğer inanç gruplarının kendi dinsel sembollerini kullanmalarınıda engelleyemezsiniz. Çünkü laikliği neresinden alırsan al, neresinden çekiştirirsen çekiştir. Net olan bir şey vardır. Laik bir devlet tüm dini inançlara eşit mesafededir. Bir inanç yada mezhebin dinsel sembollerini bir kurumda serbest bırakıp, öbürünü yasaklayamaz. "İnanç özgürlüğü" penceresinden bakışla yapılan eylemliliklerde gördüğüm kimi manzaralar. Gerçekten "özgürlük" anlayışını bu konuda sorgular nitelikte. Siz 8-12 yaşındaki kızların başını türbanla örtüp ve hatta kara çarşaf giydirip. ellerine sloganların yazılı olduğu dövizleri vererek neyi anlatmaya çalışıyorsunuz ? Bu çocuk inancı gereği mi örtünüyor yani. Anlattığınız şeyle verdiğiniz resim arasında dağlar kadar fark var. Bir yanda inancı gereği örtünüyorlar penceresi. Öbür yanda ilkokul çağında başları örtülmüş çocuklar. el kadar çocuklara çarşaf giydirip. Ardından inanç özgürlüğü teması absürd kaçar. Türban sorunu gibi başka bir sorun daha vardır. Aile baskısı ile genç kızların veya çocukların örtünmesi. Bizzat Emine Erdoğan'ın da, bugün "Şulebaş" denilen türban modelinin mucidi Şule Yüksel'in de abilerinin baskısıyla örtündüğünü. Hatta Emine Erdoğan'ın "Abimin türban baskısı yüzünden intihar etmeyi bile düşündüm" dediğinide unutmayalım. Toplumun bir kesiminde böyle kaygılar varken. Çarşaflı ilkokul öğrencilerini, Atatürk posterinin önünde sahneye çıkarmak. "İnanca özgürlük" mitinglerin türbanlı çocukları en ön saflara dizerek poz vermek. Neyi anlatmaya çalışıyorsunuz ? İnanç özgürlüğü iki yönlü bir konudur. Birincisi bireylerin inançlarını yaşaması. İkincisi bireye bir inancın emrettiklerinin dikte ettirilmesinin engellenmesi. Bir ilkokul öğrencisinin dini inançları gereği örtündüğünü söylemek. Yada 14 yaşında liseye başlayan bir kızın dini inançları gereği örtündüğünü söylemek mümkün mü ? ailesinin isteği doğrultusunda örtünüyordur o birey. Devlet ailesi öyle istiyor diye buna riayet etme mecburiyetinde mi? Böyle bir şeyde mümkün değil. O halde neden ilkokul ve lise öğrencileri için türban serbestisesi istemek ve bunu "inanca özgürlük" temasına büründürmek ? daha bluğ çağına erişmemiş çocukları örtmek inanç özgürlüğü mü ? Üniversiteler, "inanca saygı" teması üzerinden dinsel sembollerin serbestisesi. Eminimki yarın bugün bu serbestiseyi isteyenlerin önlem ve yasaklama isteyeceği sonuçlar doğuracaktır. Bunu bilen iki siyasi parti. Şimdi kedinin ip yumağında takılması gibi çırpınıyor. İşi dahada içinden çıkılmaz hale getiriyor. Ne yardan geçerim ne serden geçerim mantığıyla. İnanç ve mezhep gruplarına mensup öğrencilerin tüm dinsel sembolleriyle kampuse geldiği bir üniversitede bir yerden sonra ayrışma ve çatışmalar mutlaka olacaktır. Bunu bilmek için kahin olmaya gerek olmadığı gibi. Yasayı hazırlayanlarda son derece farkındadır. İkinci bakış "Eğitim özgürlüğü". doğru bakış açısı budur. Meseleye, dini semboller, dini inançlar ve laiklik tümdenliğinden değil. Bireyin eğitim alma özgürlüğü yönünden bakıştır sorunu çözecek ve başka sorunlar yaratmayacak olan bakış. Türbanlı genç kızları, laiklik, ılımlı islam tartışmalarının subjesi haline getirmeyecek olan bakış budur. O genç kızları iki cephenin hesaplaşmasının neticesine göre hareket edecek, "gel" veya "git" denecek subjeler olmaktan çıkarıcak bakış açısıdır. Alıntı
Φ Mouchette Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Dediğin gibi İnanç Özgürlüğü açısından bakıldığında olaya sadece İslami objelerin serbestliği gündemde şu an için. Laikliği sadece İslamiyeti devlet işlerinden ayırmak olarak algılyan kesim diğer dinlerin de talepleri gelmeye başladığında nasıl bir yol izleyecek merak ediyorum. Aynı azmi gösterebilirmi o zaman serbestlik olsun diye Eğitim Özgürlüğü açısından baktığımda ise ; benim aklıma türbandan önce nedense parasız eğitim geliyor. Çoğu genç harç paralarını ödeyemediğinden ve barınma olanakları olmadığından dolayı okullarını yarıda bırakıyor ve hiç üniversite bile kazanamıyor. Bununla ilgili öğretim görevlileri, hükümet ve eğitim özgürlüğü isteyen arkadaşlar ne düşünüyor acaba? Bu yönde de talepleri oldu mu? Olacak mı? Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Ancak bu senaryoların kurgulandığından kuşkunuz olmasın. bundan şüphem yok ! başörtülülerin hakları kısıtlanamaz, demokratik bir durumdur bu ama bundan rant elde etmeye insanlar tabiki vardır ! ondan şüphem yok, ama bu sadece türbanla sınırlı değil, çünkü dini semboller dışındaki düşüncelerden daha çok zarar gördü ülkemiz, halkımızda her defasında onları tahtından indirdi ! Şimdi burada bir çok argüman öne sürdük. Hiç birine en küçük yanıt verilmedi. Söylenen sadece şu: "Çoğunluk böyle istiyor, böyle olacak." Bu tabii ki bir argüman değil. İnsanlar, argümanlara göre yönetilmez, gerçeklere göre yönetilir, gerçeği görürsünüz ve gereğini yaparsınız ! bunun en büyük delili tarihimizdir, argüman geliştirip kanun koyuyorsunuz ama argüman şimdide gördüğünüz gibi fos çıkıyor ! (istisnalar kaideyi bozmasın) işe yaramıyor, 80 yıllık tarihte sabır taşı gelip bir yerlerde çatlıyor ! Ayrıca ben çoğunluk istediği için türbanı onaylamıyorum, yani sebebi çoğunluk değil, evet çoğunluk böyle istiyor ama asıl neden bu değil, sayfalarca yazdım, bütün argümanlarınıza cevap verdim ! Artık tarafsızlığına inanmadığım için savunucularına soyunanlara da tekrar soruyorum: Tanrının emri olduğu için örtündüğü söylenen başörtüsünü daha Kur'anda gösteremediniz bile... Temelden sakat olan varsayımlarınızın daha nesini çürütelim? Ben hiçkimseden taraf değilim (neden hep ismime takılırsınız anlamam), dinlere ve özelliklede başörtüsüne tamamen karşıyım, ama ben dünyanın merkezide değilim ! benim gibi düşünmeyen insanlarla birlikte yaşıyoruz ! Başörtüsü yasağının Kur'anla ilgisi yok, Kur'anda geçsede geçmesede milyonlarca insan başörtülü ve eğitim + iş hakları başları açtırılarak kısıtlanıyor (dayatılıyor) ! Ayrıca bu fetvalar resmi olarak diyanet işleri başkanlığından verilmekte, başörtüsü bir emirdir bu başkanlığa göre ! yüzlerce ilahiyat profesörünün oluşturduğu bir kuruma insanlar tabiki inanacaklar. Sevgili tarafsız bizler demorkasiye gönülden inanmış insanlarız..Bu nedenledir ki endişemiz; geleceğimizi kararartmaya çalışan ve felsefi olarak dine bağlı olanların hiçbir zaman dinin ve kapatmalarının sonu gelmeyeceğidir. Hatta türbanla yetinmeyen bir çok özgürlük düşkünü kadınlarımız,” bu da yetmez bize, daha kara çarşaf giyip haremlik selamlık dönemlerine döneceğiz” diyebileceklerdir... Geleceğimizi karartmaya çalışan herkese bende karşıyım senin gibi, ama onların kim olduğunu bilmiyoruz, teorilerle argümanlarla kimseyi potansiyel suçlu yapamayız ! ama tabiki karanlık planlar yapan insanlar bulunmaktadır ! En basitinden, Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkeyi batırmaya karanlığa götürmeye çalışan biri olduğunu bilemeyiz, başbakan belkide göründüğü konuştuğu gibi biridir, belkide değildir ! yani kesin bi hüküm koyamayız. Ama karanlık düşünceli kimsele yok mu ? tabiki var Peki bu oluşumlar ve dayatmalar böyle sürüp giderse ve arkası gelmez ise durum çok daha ciddi boyutlara girer ki sonuçta dandik bir Ortadoğu ülkesi olarak yaşamaya devam eden bil ülke durumundan farkımız kalmaz Bakın ne dediniz ? " sürüp giderse ! " olmamış bir şey için insanlara ceza uyunlanmaz mantık olarak saygılar, sevgiler Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Ben hiçkimseden taraf değilim (neden hep ismime takılırsınız anlamam), dinlere ve özelliklede başörtüsüne tamamen karşıyım, ama ben dünyanın merkezide değilim ! benim gibi düşünmeyen insanlarla birlikte yaşıyoruz ! Evet, hiçbirimiz dünyanın merkezinde değiliz ama, siz türbanı destekleyen, çoğunun erkek olduğu şakşakçıların merkezine oturuverdiniz. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Tarafsız (diyorum ama bence artık ismini değiştir!)Biraz zaman geçsin göreceğiz dayatmayı... Dönüp ardına düşündüğünde "neden böyle oldu" diye, kendi payını da unutma! Şimdi bu arkadaş başörtüsüne karşıyım dese sizin tarafatan olsydı tarafsızmı olacaktı? Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Bakın ne dediniz ? " sürüp giderse ! "olmamış bir şey için insanlara ceza uyunlanmaz mantık olarak saygılar, sevgiler Aaa anladım... O zaman koministler, faşistler, şerihatçılar, bölücüler vb. gibile için de böyle düşünelim o zaman ne dersiniz.. Nasıl olsa olmamış birşe; BağzılarıNazi elbiseleri giyislin, bağzılarıbereler takısın, bazıları takke giysin, veee cübbeler kol gezsin... Herkes düşünce dilediği gibi politik amaç eylemleri sonucunda istediğini istediği şekilde haraket etsin, *********** Geriye doğru bir akış ve parçalanma eveslileri istedikleri gibi at koştursunlar, Irsız bile yapsın etsin, Ve buna sürüp gitme/ ya da özgürlük densin... Arkadaşım... Türkiye'de özgürlükler de anayasal ve hukuksal anlamda güvence altındadır ve kimsenin bunun dışında bir arayışa girmeye ne hakkı olur, ne de isteği... Yani hukuk devleti içinde problemlerimizi çozmek zorundayız... Ki hukuk herşeyden çok hepimizin istediği tek seçenektir... Bakıyorum birde Türban konusunda çok önemli bir durumu gözden kaçırıyorsunuz; Türkiye'de türban ya da başörtüsü bir özgürlük sorunu değil, bir baskı sorunudur. Çünkü örtünme, örtünenler açısından bir özgürlük değil... Onların inancına göre dinsel bir emirdir... Bu emre bağlılık ne derece yaygınlaşırsa, başını örtmek istemeyenler üzerindeki baskı da o derece artacaktır. Yanlışmı?... Ne dersiniz?... Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Evet, hiçbirimiz dünyanın merkezinde değiliz ama, siz türbanı destekleyen, çoğunun erkek olduğu şakşakçıların merkezine oturuverdiniz. türbana onay vermesem bu seferde sizin merkezinize oturmuş olacağım size göre, ama durum öyle değil, yani ben kimsenin merkezine oturmak için yorum yapmıyorum, kendi düşüncelerimi söylüyorum ve tabiki benim gibi düşünenler olacaktır veya olmayacaktır, buda beni otomatikmen taraf yapıyor, yani taraf tuttuğum için değil öyle düşündüğüm için istem dışı oluyor ! saygılar, sevgiler Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Bakın ben bana düşeni yapıp teori, senaryo deyip geçilen think-tank kuruluşlarınca son derece ciddi biçimde kurgulanan varsayımları deşifre edeyim: Türkiye büyük bir ülke ve Ortadoğu'dan sonra kuzeye, Kafkasya'ya kaymaya başlayacak olan jeopolitik enerji alanlarının önünde bir köprü konumunda. Bu ülkeyi etkin bir aktör durumuna gelmekten uzak tutup boyun eğen ve izin veren bir konumda tutmak için bölmek gerekiyor. Bu bölme işini ne sadece mezhep bazında, ne sadece etnik bazda yapmanın bir yolu olmuyor. Bunların birleşimini kullanmak şart. Alevileri dini bir kimliğe kaydırmak, Kürtleri PKK değil din eksenine almak ve her sorunu din merkezli tartışmak bu planın bir parçası. Din başka hiç bir etkenin yapamadığını yapabilir: İki öz kardeşi birbirine düşürür. Bu akıl alır değildir ama, hiç bir alıp veremediği olmayan iki kardeş, sırf dine bakış bakımından birbirine düşman kesilebilir. Bu ülkede bu potansiyel yüksek. Dünyanın en saçma soruları bu ülkede müftülere sorulan sorulardır. İnsan mantık, akıl bu kadar nasıl iflas edebilir diye hayrete düşer. Kulağımla duydum, adam "mevtaya telkin verilirken kabirde bir titreme olur mu?" diye soruyor yahu! Kardeşim sen hiç kabirin titrediğini gördün mü? Duydun mu? Böyle bir olay ağzı olanın söylemesi dışında belirlenebilmiş mi? E o halde niye soruyorsun? Bunun titremesinin filan sözkonusu olmadığını bal gibi bilirsin. Çünkü tilkinin yattığı yerden haberin var! Zekandan şüphe edilmez. Alacaklını atlatmanın elli çeşit yolunu biliyorsun. Ey millet, bakın din böyle bir şeydir. Bu din, devletin içine sokulacak bir şey değildir. Aklı, mantığı, kanıtı, bilimi bir kenara atan bir virüstür. Menenjit virüsü vücudunuzda, kanınızda yaşasın, bir şey yapmaz. Ama kan-omurilik bariyerini aşıp beyne girerse beyni felç eder. Laiklik ilkesi bu nedenle vardır. Laiklik bilimden köken alır. Bilimin yuvası üniversitelerdir. SONRASI ÜLKENİN BEYNİDİR! Sayısız kere uyardım, bir kez daha uyarmış olayım. Bu oyuna kimi bilerek, kimi bilmeyerek alet oluyor. Onların işi tuzağı kurup beklemek. Bizim işimiz tuzağı bozmak. Bu senaryoları anlatmak "bunlar aynen gerçek olacak, bekleyin göreceksiniz" demek değildir. Bunlar olmayınca ben haksız çıkmış olmam. "Think-tank" bunlar... Kurgula da, olsun olmasın. Olmayıncaya kadar yaratılan tartışmalar, vakit kayıpları, çekişmeler, asıl sorunların gözardı edilmesi de tezgahçılar için bir kazançtır... Mehter marşı gibi iki ileri, bir geri... Hatta mümkünse bir ileri, iki geri... Ceddin deden ceddin baban... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 "dinlere ve özelliklede başörtüsüne tamamen karşıyım" ?????? "Başörtüsü yasağının Kur'anla ilgisi yok" ?????? "bu fetvalar resmi olarak diyanet işleri başkanlığından verilmekte, başörtüsü bir emirdir bu başkanlığa göre" ?????? Söz bitti... Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 O zaman koministler, faşistler, şerihatçılar, bölücüler vb. gibile için de böyle düşünelim o zaman ne dersiniz..(Nazi elbiseleri giyislin, bereler takılsın, takkeler giyilsin, cübbeler kol gezsin) Herkes düşünce dilediği gibi politik amaç eylemleri sonucunda istediğini istediği şekilde haraket etsin, (demirefe içinde cevap niteliğindedir) üniversitelerde koministler var faşistler var şeriatçılar var bölücüler var türbana zorlayan erkekler var vs. vs. vs. bunların girmesi serbest biz türbanlı bayanlarında girmesini serbset yapalım, bu bayanlar onların yanında aslanın kucağındaki ceylan gibi kalır ! yani hibir zararı olmaz ve hiç olmazsa bilimsel eğitim alırlar Çünkü örtünme, örtünenler açısından bir özgürlük değil...Onların inancına göre dinsel bir emirdir... Bu emre bağlılık ne derece yaygınlaşırsa, başını örtmek istemeyenler üzerindeki baskı da o derece artacaktır. Yanlışmı?... Ne dersiniz?... Bakın ne güzel söylediniz, "Onların inancına göre dinsel bir emirdir..." (gerçi diyanet işleri başkanlığına görede öyle) eğer inancına gerçekten bağlı olan bir insan,zaten buna kendini mecbur hissedecektir, yani sizin türbanı yasaklamanız bunların inancına etki etmez. dolayısıyla başı açık bir bayanın türbana kapanması için kriter, devletin yasası değildir ! saygılar Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 türbana onay vermesem bu seferde sizin merkezinize oturmuş olacağım size göre, ama durum öyle değil, yani ben kimsenin merkezine oturmak için yorum yapmıyorum, kendi düşüncelerimi söylüyorum ve tabiki benim gibi düşünenler olacaktır veya olmayacaktır, buda beni otomatikmen taraf yapıyor, yani taraf tuttuğum için değil öyle düşündüğüm için istem dışı oluyor ! saygılar, sevgiler O zaman sizin düşünceleriniz ileriyi görmeyen, göremeyen düşünceler desek. Türban konusunda onca yazılan, onca yaşanan şeyleri görmüyor veya göremiyorsunuz. Bunlar yerel kıyafetlerimizmiş TEKİRDAĞ’ın Çorlu İlçesi’nde, 2006’daki 23 Nisan Bayramı kutlamalarında, kara çarşaflı ve fesli Hanife Celep İlköğretim Okulu öğrencileri Türban masum bir başörtüsü değil! Türkiye ve gelecek! Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Bakın ne güzel söylediniz, "Onların inancına göre dinsel bir emirdir..." (gerçi diyanet işleri başkanlığına görede öyle) eğer inancına gerçekten bağlı olan bir insan,zaten buna kendini mecbur hissedecektir, yani sizin türbanı yasaklamanız bunların inancına etki etmez. dolayısıyla başı açık bir bayanın türbana kapanması için kriter, devletin yasası değildir ! saygılar Sayın tarafsız... Birşeyleri savunmak ve taraf olmak gerekiyorsa öncelikle Türkiye Cumhuriyeti yasalarının tarafını tutmanızı öneririm.. Tabiki saygı duyuyorum ama maalesef söylemlerinizi takip ediyorum geneli felsefi bir düşünceden öte taraf niteliğindedir... Türban ve giyi ile söylebileceklerimi ise şöyle toparlamak istiyorum; Özgürlükleri yıkmak için özgürlüklerden yararlanılması: ''Dersliklerde ve ilgili yerlerde dinsel inançları simgeleyen belirtilerden uzak kalınması zorunluluğu nedeniyle yükseköğrenim kurumlarında dinsel gereğe bağlanan başörtüleri laik bilim ortamıyla bağdaştırılabileceğini düşünmüyürum. Çünkü; Özgürlükleri yıkmak için özgürlüklerden yararlanılmasını ise pekte ahlaklı bulmuyorum... Özellikle da Özelde korunması gerekli görülen LAİKLİKLE bağdaşmayan özgürlüe taraf olunamaz, savunulamaz ve korunulamaz.'' Son söz: Anayasa Mahkemesi, anayasanın kendisine verdiği yetkiyi kullanarak ''Laiklik nedir ve nasıl tanımlanır'' sorusunun yanıtını açık, kesin ve herkesin anlayacağı bir anlatımla vermektedir. Okunamızı tavsiye ederim(***) Kaynak: Resmi Gazete, 5 Temmuz 1989, sayı: 20216, sayfa: 15 ''Ek Madde 16- Yükseköğretim kurumlarında, dershane, laboratuvar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıyafet ve görünümde bulunmak zorunludur. Dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılması serbesttir.'' (***) Anayasa Mahkemesi'nin, 5 Temmuz 1989 gün, 1989/1 Esas ve 1989/12 sayılı kararında, Ek Madde 16 anayasaya aykırı bulunmuş ve bu madde ''iptal'' edilmiştir. Bu kararla, Anayasa Mahkemesi de türbana geçit vermemiştir. Bundan 17 yıl önce, 1989 yılında verilen bu karar, bir mahkeme kararı olmanın çok ötesindedir. Bu kararla, türbanı ''özgürlük simgesi'' olarak görenlere ve anayasada laikliğin tanımının yapılmadığını söyleyenlere de hukuk ve laiklik dersi verilmektedir. Saygılar.. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Adımı gördüğüm iki ileti var; Dipnot isimli üye zaten kendini anlatmış her zamanki gibi, fikirlerini biliyorduk; sayın gece kuşu ise beni birilerinin destekçisi saymış, ben kişiyi desteklemiyorum ben insani ve mantıki olanı destekliyorum... Özgürlük-baskı ikileminizi yukarki iletilerde çözdüm aslında ama hala direniyorsunuz... Bu insanların üzerinde baskı varsa ki olan var, zaten okumaktan ya da iş hayatından geri bırakılıyorlar; noluyor??? Al sana ***** bayan kitlesi, yıldırmakla bir yere varılmıyor sevdirmekle varılıyor... Madem bu kadınları çok dert ediniyorsunuz, bırakın kendileri olarak okusunlar ve kendilerini geliştirsinler de kendi inançlarının gereğini yapabilsinler baskıdan uzakça; yoksa siz bizzat karşı olduğunuzu iddia ettiğinize sebebiyet vermeye devam edersiniz... Siz samimi değilsiniz, ben size son derece mantıki ve insani bir açılım sunuyorum insan psikolojisi de sosyoloji de mantık ilmi de tarih de benim sözlerimi destekler nitelikte verilerle dolu, etki=tepki; insanları modern Türkiye Cumhuriyetinden uzaklaştırmak istiyorsanız onları modern Türkiyeli olmaya zorlarsınız, Hristiyanlık-Roma ilişkisine bakınız; birbirine bu kadar zıt iki kurum nasıl da kaynaşmış ve bu günlere gelmiş... Şimdi denilebilir ki : e bunları söyledin o zaman sen İslamın zayıflamasını mı istiyorsun??? Hayır, tam aksi İslam zayıflamaz ***** kalmış insan zayıflar ve bu zayıflık tüm topluma zarar verir... Ama bize sorun İslam olarak değil onu alet diye kullananlar olarak gösterildi, hadi o zaman bu eğitim işini engellemeyin de kim samimi kim siyasi İslam anlayışına sahip belli olsun, insanlar başkaları için değil kendileri için dine inansın... He siz İslama karşıysanız doğrudan; ilk iletide söyledim daha anti-İslamcılarla bu konuları konuşacak değiliz... Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Sayın tarafsız...Birşeyleri savunmak ve taraf olmak gerekiyorsa öncelikle Türkiye Cumhuriyeti yasalarının tarafını tutmanızı öneririm.. Tabiki saygı duyuyorum ama maalesef söylemlerinizi takip ediyorum geneli felsefi bir düşünceden öte taraf niteliğindedir... Türkiye cumhuriyeti yasalarını halkın seçtiği kişiler belirler, Türkiye Cumhuruyite'nin %90 ı müslümansa ve siz bu potansiyele kendi isteğinizi dayatırsanız, hemde yasayla, benim bu cumhuriyetin bu ilgili yasasını kabullenmem mümkün değildir ! Avrupa halkının %10 u müslüman değil ve başörtüsüne izin veriliyor Türk halkının %90 ı müslüman ve başörtüsüne izin verilmiyor * * * arkadaşlar, artık benim bu konuda yazacak yeni düşüncelerim azalmaya başladı, o kadar çok yazdımki kendime şaştım kaldım ve buna rağmen muki şöyle demişsin Türban konusunda onca yazılan, onca yaşanan şeyleri görmüyor veya göremiyorsunuz. * * * benim kalem bu konu için tükenmiştir arkadaşlar, siz söylemek istediklerinizi söylediniz, bende söylemek istediklerimi fazlasıyla söyledim, artık bu durumda okuyucular karar versinler derim ben umarım misafirlerimiz, bende dahil bu konuya yazan tüm arkadaşlarımızdan istifade etmişlerdir saygılar sevgiler Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Avrupa halkının %10 u müslüman değil ve başörtüsüne izin veriliyor Avrupa İnsan Hakları mahkemesi kararı açık ve net... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Adımı gördüğüm iki ileti var; Dipnot isimli üye zaten kendini anlatmış her zamanki gibi, fikirlerini biliyorduk; sayın gece kuşu ise beni birilerinin destekçisi saymış, ben kişiyi desteklemiyorum ben insani ve mantıki olanı destekliyorum... Özgürlük-baskı ikileminizi yukarki iletilerde çözdüm aslında ama hala direniyorsunuz... Bu insanların üzerinde baskı varsa ki olan var, zaten okumaktan ya da iş hayatından geri bırakılıyorlar; noluyor??? Al sana ***** bayan kitlesi, yıldırmakla bir yere varılmıyor sevdirmekle varılıyor... Madem bu kadınları çok dert ediniyorsunuz, bırakın kendileri olarak okusunlar ve kendilerini geliştirsinler de kendi inançlarının gereğini yapabilsinler baskıdan uzakça; yoksa siz bizzat karşı olduğunuzu iddia ettiğinize sebebiyet vermeye devam edersiniz... Siz samimi değilsiniz, ben size son derece mantıki ve insani bir açılım sunuyorum insan psikolojisi de sosyoloji de mantık ilmi de tarih de benim sözlerimi destekler nitelikte verilerle dolu, etki=tepki; insanları modern Türkiye Cumhuriyetinden uzaklaştırmak istiyorsanız onları modern Türkiyeli olmaya zorlarsınız, Hristiyanlık-Roma ilişkisine bakınız; birbirine bu kadar zıt iki kurum nasıl da kaynaşmış ve bu günlere gelmiş... Şimdi denilebilir ki : e bunları söyledin o zaman sen İslamın zayıflamasını mı istiyorsun??? Hayır, tam aksi İslam zayıflamaz ***** kalmış insan zayıflar ve bu zayıflık tüm topluma zarar verir... Ama bize sorun İslam olarak değil onu alet diye kullananlar olarak gösterildi, hadi o zaman bu eğitim işini engellemeyin de kim samimi kim siyasi İslam anlayışına sahip belli olsun, insanlar başkaları için değil kendileri için dine inansın... He siz İslama karşıysanız doğrudan; ilk iletide söyledim daha anti-İslamcılarla bu konuları konuşacak değiliz... Anti islamcıyız öylemi... Pekala... Şunu da unutma olurmu.. ''Yaptığınız ve yapmaya çalıştığınız Devletimizin tekil yapısına, ulusal birliğimize yapılan saldırıdır ve bu ço üzücüdür... Türkiye Cumhuriyeti, laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti ilkesini benimsemiştir... Demokrasi, ayrıştıran değil, evrensel haklar düzleminde bireyleri birleştiren bir yönetim biçimidir... Demokrasinin getirdiği özgürlükleri yasalar çerçevesinde kullanmak her bireyin hakkıdır... Ancaaak hiçbir ÖZGÜRLÜK, ulusal birliği bozmak, rejimi yıkmak ya da zayıflatmak için kullanılamaz... Herkesin devletin kurumlarına ve temel niteliklerine saygı göstermesi demokrasinin ve yurttaş olmanın gereğidir... Dünyada hiçbir devlet temel düzenine karşı olan saldırılara izin veremez, hoşgörü gösteremez/gösterilemez...'' BU DİN BİLE OLSA... Bunu böyle bilin... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Üniversitelerdeki Türban yasağının kaldırılmasından yana olanlarda iki slogan ve temelinde iki farklı bakış açısı görüyorum. Evet aynı anda, aynı kişiler tarafındanda kullanılıyor olabilir. Ama soruna farklı bakış açıları bunlar.. . . İkinci bakış "Eğitim özgürlüğü". doğru bakış açısı budur. Meseleye, dini semboller, dini inançlar ve laiklik tümdenliğinden değil. Bireyin eğitim alma özgürlüğü yönünden bakıştır sorunu çözecek ve başka sorunlar yaratmayacak olan bakış. Türbanlı genç kızları, laiklik, ılımlı islam tartışmalarının subjesi haline getirmeyecek olan bakış budur. O genç kızları iki cephenin hesaplaşmasının neticesine göre hareket edecek, "gel" veya "git" denecek subjeler olmaktan çıkarıcak bakış açısıdır. Bana göre inanç özgürlüğü penceresinden de belirli şartlar altında bakılabilir; yani yahudi kippasını giyebilir bana göre... Yaş konusunda da ben resmen ergin olmaktansa ayırt etme gücünün yeterli sayılabileceğini düşünüyorum, hatta ailenin çocuğu üzerindeki bazı hakları da düşünülebilir sonuçta ayırt etme gücüne sahip küçükler sınırlı ehliyetsiz olsa da bu konuda aklın yetkinliği yeterlidir, olmasa da ailenin çocuğunu kendi kültürü ile yetiştirme hakkı göz ardı edilemez ama bunun için her şeyden önce karşısındakine saygı duyan aile büyükleri ve çevre gerekir ki bilginin olmadığı yerde çok zor; o zaman aşağıya da bağlayabiliriz: eğitimsiz özgürlük olmaz, bilgi güçtür herkes gücü oranında mücadele eder... Dediğiniz gibi şu an için bu konuyu en sağlamca konuşabileceğimiz düzlem eğitim özgürlüğü... Bununla birlikte kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı olmayıp aksine toplumdan gelen bir giyimi kılık-kıyafet özgürlüğü içinde başlı başına da ele alabiliriz, aynı zamanda eğer bu simge olarak görülüyorsa ifade özgürlüğü kapsamına da girer... Bu arada katkı kredisi, öğrenim kredisi ve burs gibi desteklerle öğrenciler rahatlatılmaya çalışılıyor zaten; tabii ki daha iyi şartlar da oluşturulabilir... Saygılar... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Anti islamcıyız öylemi...Pekala... Şunu da unutma olurmu.. ''Yaptığınız ve yapmaya çalıştığınız Devletimizin tekil yapısına, ulusal birliğimize yapılan saldırıdır ve bu ço üzücüdür... Türkiye Cumhuriyeti, laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti ilkesini benimsemiştir... Demokrasi, ayrıştıran değil, evrensel haklar düzleminde bireyleri birleştiren bir yönetim biçimidir... Demokrasinin getirdiği özgürlükleri yasalar çerçevesinde kullanmak her bireyin hakkıdır... Ancaaak hiçbir ÖZGÜRLÜK, ulusal birliği bozmak, rejimi yıkmak ya da zayıflatmak için kullanılamaz... Herkesin devletin kurumlarına ve temel niteliklerine saygı göstermesi demokrasinin ve yurttaş olmanın gereğidir... Dünyada hiçbir devlet temel düzenine karşı olan saldırılara izin veremez, hoşgörü gösteremez/gösterilemez...'' BU DİN BİLE OLSA... Bunu böyle bilin... Size anti-İslamcısınız demedim; ben iman ölçer değilim... Ben sadece anti-İslamcı anlayışa karşı konuşma gereği bile duymayacağımı vurguladım bir kez daha ve "siz" dedim zaten, yani bana konuşacak herhangi bir insan anti-İslamcıysa eğer falan filan... Bu yanlış anlaşılmayı giderelim önce... Laiklik, demokrasi, sosyal devlet ve hukuk devleti kimseye kendince kavramları doldurup birilerini devlet düşmanı ilan etme hakkı tanımaz!!! Ben laiklik açısından bu yasağa karşı olmanın durumunu da belirttim zaten, laikliği bizlerden çok daha iyi bilen çok büyük hukukçular da var bu yasakları kabul etmeyen... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 evet utanmanıza saygı duyarım belkide haklısınız onu bilemem ama, herkes sizin gibi yaşamak,düşünmek ve davranmak zorunda değil, kendi düşüncenizi başkalaına aktarabilirsiniz ama dayatamazsınız ! sebebide, hiç kimse tek başına, dünyanın felsenin ve ideolojinin merkezi değildir saygılar, sevgiler Evet doğru hiç kimse felsefenin ve ideolojinin ve hatta dinin merkezi değildir... Ancak şu ayrıntıyı gözden kaçırıyorsunuz gibi geliyor "inancım gereği" mazeretinin sonu gelmez, nereye varacağı önceden kestirilmez, siz nerede dur diyeceksiniz? Ya da dur diyebilecek misiniz? Eğitim almak herşeyden daha önemlidir biz bunun farkındayız ama kurallarda önemlidir öyle ise eğitim almak isteyen kurallara uymak zorunda... Eğitime inanç karıştırılmaz bunun neresi laik, demokratik bir hak? Sırf söz konusu din olduğu için vicdanen baskı altında düşünüyorlar oysa hiç bir inanç mantık dışı açıklanamaz. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.