Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

EĞER MESELE KURSATOTCU GİBİ DÜŞÜNÜLÜRSE


adba

Önerilen İletiler

eğer kader meselesini kurstotcu gibi düşünülecek gibi olursa bu bir filmi 2.kez seyretmek gibi olur ki bu saçmadır çünkü ikinci bir kez seyredilen filmin sonucu zaten bellidir şudur saçmalığı eğer onun dediği gibi olmuş olsaydı şu anda insanların bir kısmı cennete bir kısmıda cehennemde olması dünya hayatının kalmaması gerekliydi oysaki dünyaya ilk defa geldik ve hayatımız şu an için sona ermiş değildir.kıyamet henüz kopmuş değildir.levhi mahfuzdan bahsederek kendini haklı göstermeye çalışmakta levhi mahfuzda yazılıdır doğrudur.orda allah c.c yapacağı yaratacağı yazılıdır bunlardan bir kısmı yaratıldı bir kısmı henüz yaratılmadı .şimdi soruyorum sizin önceden tasarlayıpta yapmak istediğiniz işleriniz olur bu tasarlayacağınız işleri yapmayada bilirsiniz öylemi caya bilirsiniz yapıp yapmamak sizizin kendi elinizdedir şu anda allah daha kıyameti koparmadığına göre şu andan sonrasını yaratmadığına göre insan allahü c.c birebir görüşme halindedir herkez allahı razı etmenin yollarını aramalı buda peygamberimizin yolundan gitmekle olur habibim kim beni seviyorsa sana uysun buyurmakta gerisini hepimiz düşünelim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 51
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

dedi ki: "şimdi soruyorum sizin önceden tasarlayıpta yapmak istediğiniz işleriniz olur bu tasarlayacağınız işleri yapmayada bilirsiniz öylemi caya bilirsiniz yapıp yapmamak sizizin kendi elinizdedir "

cevap: ancak allahın değişmeyen ilminde zaten ne yapacağı bellidir bunlardan başkasını yapamaz ve yaptığı şeyi de başka türlü yapamazdı zira ilminde bunun böyle olacağı belliydi. "bu böyle olmayabilirdi, yani allah başka türlü de yapabilirdi " demek allahın ilmi yanlış da çıkabilirdi manasına gelir.

size bir sır vereyim: dikkat : aslında ben eskiden kelamcılar bu işi iyi bilir sanırdım, ama artık şunu diyorum kelamcılar da bu işleri bilmez. zira onlar: "allah yaptığından başkasını da isteseydi yapabilirdi" derler . ilk bakışta bu söz çoğu için garipsenmeyecek bir ifadedir ve bundan kuşlu duyulamayacağını söylerler ama dikkatle bakınca şu görülmüyor mu? yukarıda yazdıım: madem allahın öncesiz değişmez bir ilmi var ve her şey bu ilme göre olacaksa ve allah ilmine göre varediyorsa, "bu yaptıklarını istese başka türlü de yapabilirdi" demek ancak masaldır. zira bu Onun cahil olmasını gerektirir. yani önceden bilgisinde olacağı belli olan şey olmayabilirdi demek olur yani şunu diyorum: gazali, razi , eşari, maturidi dahil olmak üzere tüm kelamcılar bu inceliği anlayamadı ve allahın iradesi var dediler. oysa bir kişi allahın değişmez ve öncesiz ilmini kabul ettiğinde allahın iradesini kabul etmek o kişi için artık imkansızdır zira zaten Onun ilminde olacaklar bellidir ve allah bile bunu değiştiremez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

degiştiremez degil kursat degiştirmez

ikiside farklı bir şey

gelin hayal edelim

ALLAH planını degiştirdi diyelim

sizin gibilerin inkarı dahada artmazmı

hem O eksik yanlış bir şey yaratmadıki (burda yaratma izafi yoksa ondan başka bir şey meydana gelmedi

O kimseden olmadı mutlak varlık O )

degiştirsin

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

zamana sonradandır ve bunu sonradan allah yaratmıştır diyenere sorular : bu soruları alaaddin ali tusinin kitabuz- zuhr adlı tehafüt serisi kitabından aldım.

not: bu deliller aleme başlangıçsız diyen filozofların delilidir.

- zaman şayet zorunlu olarak hadis (sonradan) olsaydı yokluğu varoluşundan önce olurdu.

- zaman konusundaki önce geliş zamanla olsaydı zamanın yok olduğu farzedildiği durumda var olması gerekirdi

- alem eğer hadis (sonradan) olsaydı yaratıcısı ittifakla ondan önce olurdu. bu önce oluşta ya sonlu bir miktardır. bu da yaratıcının hadis olmasını gerektirir, zaten Onun sonlu olacak bir şekilde önce oluşunun bu miktardan önce var bulunmadığından başka bir anlamı yoktur,( ikinci şıkkı söylüyor peşine ve alem kadimdir, ezeldir, başlangıçsızdır diyor , zira zaman ezelidir ve zaman hareketin ölçüsüdür yani hareket madde ile olur o halde alem ezelidir yani başlangıçsızdır diyor , ama bunu diyenler filozoflar. ibn sina gibi .

benim yorumum: bakın burada dehşet derecede beni donduran durum şudur: dikkat edin ki ehli sünnet ve bir çoğu alemi allah sonradan yarattı diyor ve filozoflar sordukları sorularda onların alında allahın varlığının başlangıcını savunduklarını gösteriyorlar. ama şu nokta yüzyıllardır es geçiliyor ve hala geçilmektedir olay şu: bu filozoflar aleme başlangıçsız diyorlar. allahtan zaman olarak sonra değil alem diyorlar. ancak bunu derken önlerinde iki seçenek vardır bikincisi: ya tesesül batıldır yani olayların geçmişe doğru gidildiğinde başlangıcı vardır diyeceklerdi. ancak bunu deyince de suduru( alemin allahtan zaman olarak sonra olmaksızın taşması, çıkması) kabul ettikleri için yani alem allahtan zaman olarak sonra olmadı, birlikteydi diyen görüşü savunduklarından; nasıl alemin başlangıcını kabul edeceklerse allahın varlığının başlangıcını da kabul etmek durumunda kalacaklardı. ancak onlar birinci şıkkı tercih ettiler. o da şu: direkman allahı başlangıçsız kabul ettiler ve suduru kabul ettiklerinden dolayı alemi ezeli, başlangıçsız kabul etmek durumunda kaldılar. halbuki yüzyıllardır şu anlatılır kitaplarda: teselsül batıldır denir. olaylar geçmişe doğru sonsuz gider görüşü batıldır denir. hatta ibn sina, ibn rüşdde bunu kitaplarında bazen söylerler. yani ne oldu? bunlar çelişki içinde kaldılar. aslında aleme ezeli demekle yani başlangıçsız anlamını kasdederek ezeli dediklerinden direkman teselsülü kabul etmiş oldular. yani olayların başlangıcı yoktur, geçmişe doğru bu silsile böyle gider demiş oldular. anlatabildim mi..

zor bir durumda kaldım yani: kısaca insanın önünde iki seçenek var bu konuda: ya allah başlangıçsızdır deyip teselsülü kabul edecek ya da teselsül batıldır deyip (nasıl savunma yaparsa yapsın: ister filozoflar gibi suduru kabul etsin; isterse diğerleri gibi alemin hudusunu yani sonradan varlığa geldiğine inansın ) mecburen allahın varlığının başlangıcı olduğunu kabul edecek. ben teselsül batıl dediğim için ikinci şıkkı tercih etmek zorunda kaldım.

beni anlayan yokmuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sana güçlü bir soru soracağım bakara 6 ve 7 nci ayetlere bak ve bana söyle allahın kalplerini mühürlediği insanlar var mı? evet dersen şunu soracağım bu insanların kalpleri mühürlenme anında da iman etmekle mükellef tutuldular mı? (bak araf 158) evet dersen soruyom: hem mühürlenme var hem de iman teklifi. peki mühürlenen şahıslar mühürlenme anında iman edebilir mi? mühürlenme anını soruyom sonrasını değil. bana "hayır o anda iman edemezler" dersen şunu diyom: o halde iman edemeyecekleri halde iman etmeleri teklif edilmiş olmadı mı? buna evet dersen şunu sorarım: bu ise onlara kaldıramayacakları yükü yüklemek olmaz mı? buna "öyle olur" dersen bak bakara 286. ayet. ancak şunu diyorum: her ayetin direkt olarak manası alınamaz. bunu gösterdim sana. ve bu mühürlenen şahıslar zorla kafir yapılmış olmadı mı?

yunus 100, ve özellikle şu ayetin yorumunu bekliyorum senden nahl 93.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bak 1400 sene evvelki ayetlerin anlamlarını günümüzdeki anlamlara çevirmeye ve anlamaya çalışmaktayız, bu yüzde yüz garanti deyil. Dünya çapındaki her lisan hece dil 50 senede bir deyişiklğe uramaktadır günümüzde bile böyledir, bunu göz önüne alarak evelki dinlere gitmeden bir yorum yapalım.

Tanri kendi yarattigi kullarini tereddüde düsürmekten ya da ürkütmekten çekiniyor ise bu taktirde güçsüzlügünü aczini itiraf etmis oluyor demektir, eyer onları ürkütebilecek emir vermekten çekiniyor da bu emri bazılarının anlayamayacağı bir dilde veriyor ise bu taktirde kullarindan korkuyor demektir. Neden bu böyle yapıcaksınız denmiyor 1400 sene evvel aynı anda mayalar insan kurban ediyorlar yani.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 6 ay sonra...

Bak 1400 sene evvelki ayetlerin anlamlarını günümüzdeki anlamlara çevirmeye ve anlamaya çalışmaktayız, bu yüzde yüz garanti deyil. Dünya çapındaki her lisan hece dil 50 senede bir deyişiklğe uramaktadır günümüzde bile böyledir, bunu göz önüne alarak evelki dinlere gitmeden bir yorum yapalım.

Tanri kendi yarattigi kullarini tereddüde düsürmekten ya da ürkütmekten çekiniyor ise bu taktirde güçsüzlügünü aczini itiraf etmis oluyor demektir, eyer onları ürkütebilecek emir vermekten çekiniyor da bu emri bazılarının anlayamayacağı bir dilde veriyor ise bu taktirde kullarindan korkuyor demektir. Neden bu böyle yapıcaksınız denmiyor 1400 sene evvel aynı anda mayalar insan kurban ediyorlar yani.

 

yorumumu buraya yazdım..

kursatotchu

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

yahu bu **** kardeş kendini felsefede sarsılmaz bir yere sahip bişymi sanıyor anlayamadım...merak ediyorum ...bence sadece klışe ezbercisi bu vatandaş .kusura bakmasın.

 

merhabalar; bir şey daha ilave etmem gerekiyor.arkadaşlar burda konuşulan konular her ne olursa olsun biraz daha dikkatli olunmalı diye düşünüyorum . bazı kelimeler hakkında ki Allah ve O yüce zatını kastediyorum,burada çok galiz ifadelerle felsefe yapan arkadaşlar var, bence herşeyden evvel bunu düşünsünler.ellerinde sonradan vucuda gelen bir akıldan başka sermayesi olmayan kimselerin , kaldırıpta aklı vucuda getiren zatı (ki ilmin ve aklın kendisinde sonsuz olduğu zattır) tenkit etmeleri ne derece akla uygundur sorarım size...lütfen biraz daha derin düşünelim, dar aklına sığıştıramadığı mevzuları inkar eden arkadaşlarada tavsiyem , karşınızdaki insanların kutsalları hakkında konuşurken kelimeleri seçerek kullanın... her şeyden evvel hepimiz insanız ve saygıyı her ortamda göz önünde bulundurmalıyız...kolay gelsin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

peki her şeyi zorla yaptırdıysa bizi bu oyuna niye alet etti kürsatcım..istemedenmi....?

 

cevap: istek yok çünkü ilminde olacaklar öncesiz olarak belliydi bunu allah da değiştiremezdi ilahlık budur .

 

 

kÜRşat abim, yaw sen bunnara inanarkmı yazıyon,valla ben çiddi çiddi merak etmeye başladım.

Abim sen nası bi ALLAHa inanıyon,*-ben annamadım.

ALLAHın bi şeyi isteyip*-istememesi önemli deil-* diyosun.

İstesede istemesede bunu yapmaya mecbur*-diyosun.

Neden deniştiremezdi?

Çünkü ilminde vardı,

ilminde olanı ALLAH deniştiremez*- diyon..

 

Allah allahhh... ya abim bu nası ALLAH- ve bu nasıl ilim..

bu öle bi ilimki ALLAHı yönetiyo..

....haaa..burdan şu sonuç çıkıyo..ALLAHında bi yöneteni var..buda ilim denen meret..

yanim İLİM.....ALLAHdan büyük..ölemi oluyo yani..**????

 

Kürşat abi- valla sen adamı çıldırttırırsın abim.Bu nası ALLAH inançı abi..

ALLAH aciz..ilimi onun önüne ne koyuyosa..ona basıyo imzayı..

Yaw ALLAhı sen imza tastik memuru-noterlik yaptın abim..

olurmu böle bi ALLAH..abim ,kusura bakmada sen ALLAHI yannış deerlendiriyon..Senin annadıın gimi bi ALLAHlık olmas.Ne eşari ne cebrici-* ne geometrici..bu kafayla ALLAH bulunmaz.

Kusura bakma abim ama,bak cahil kardeşin ne diyo..

Senin Allah inançın yannış.

ALLAHı ne eşari annar ne yaşari...

**haa cEMal bravo sene..bi tek sen annamışın..şak şak sana dersen-

biz bu ittada deiliz.ama görünen bi şey var:sen ALLAhı doru deerlendirmiyon..

Allah güzellikte*-sevgide-düzgünnükte....

çirkinlikte-zorlamada ALLAH olmaz.

yok küfrü ALLAH yaratmış..

yok ALLAH yaptıını yapmaya mecburdu..

başkasını yapamazdı..ilmi ona bunu yaptırdı..

kusura bakmada..

sen ALLAHı ilahlıkdan çıkattın..

(haşa-) ilah yerine uşak yaptın..ilim efendi emrediyo..Allah beyde yapıyo..

yok böle bi ALLAH kardeşim..

bu muhabbet ALLAHın kudretiynen külliyen alakasız..

 

cml.

(bu seferlik imzaya bakmayın..)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yav kursat konusmamak için kendimi ne kadar zorlasamda senin sacmaliklarin karsisinda kendimi tutamiyorum.. Allah neden birseyi degistirmesin yauf? sen Kur'an da sadece Levhf-i Mahfuz ayetlerine bakip gerisini boslayanlardansin hani Al-i İmranda seni anlatan bir ayet var.. "Vay onlarin haline ki kitabin yarisini alir yarisini almazlar" diye... Allah in iradesi yok demissin? madem iradesi yok seni beni evrenleri kendi istegiylemi yaratti? yoksa zorladilar mi zorlami yapmak zorunda kaldi? dersin ki levf-i mahfuz degismes yalan edersin.. cünkü Erzurumlu Ibrahim Hakkı mağrifetnamesinde derki: Allah hergün kitapa bakar ve her baktiginda birini siler baskasini yazar (Kaza olarak)...saadeti ebediyede ise derleki: Allah ecel gelince bir saniye bile atlamaz ama hemen ilave ediyorlar bir cok kisinin ömrünü kendi istegiyle uzatmistir ... bir örnekte vermisler ve demisler ki

Hz. Davutun yanina iki kisi gelmis tartisiyorlarmis tam o sirada azrail gelmis ve demiski bunlarin 2 hafta ömrü kaldi aslinda 2 yil önce ölmeleri lazimdi.

Hz.Davut sasirarak ömrü uzatilirmi? demis

Azrail :Evet o kisi kac yildir konusmadigi kirgin oldugu akrabasini ziyaret ettigi için Allah Tealada ömrünü uzatti..

ve senin güvendigin levf-i mahfuz konusda senin gibileri tuzaga düsürmek için kullanilmis ha bunu ben degil bizzat Kur'an da Allah diyor.. bir kisim ayet var gercek ayetlerdir onlari anlayan herseyi anlar. bir kismida var inanmayanlar onlara dalip dinden imandan olur. diye tefsir edilmistir tabii ben kisacasini aldim buraya... üstelik bak Allah Levf-i Mahfuza da güvenmeyin esasinda diyor ki: Gercek kitap Allah katindadir. yani Allah levf-i mahfuza yada baska biseye bagli degil.. hersey O'na bagli Allah rizasi için kaç kere İhlas Suresini okudun merak ediyorum valaha? sen kilise köselerinde sarki söylerken Kelam ilimcileri Allah in sifatlarini ve Allah i tanimaya calisiyorlari.. iki tane kitap okuyup karsima cikmis lakluk ediyorsun yav sen kimsin ki? bu kıt ve kisir aklinla Allah'i sorgulamaya kalkisiyorsun. Msn de sesli konusmadada hatirlarsan senin hatali oldugunu kanitlamistim ve hemen Msn den cikmistin.. uyan uyan Cehm Cebriyye firkasini kurarken Emmevi devletine karsi kurmustu.. gerceklik payi olmadigini kendide biliuyordu. birde Gazzali ye cebriyeci deyip durma acikca Cebriyyeci olmadigini kanitladim ama sen anlayamadigin için daha dogrusu kafan almadigi için anlayamadin... ama sana Gazzali konusunda bir örnek daha vereyim.. Gazzali İmam-i Safii ye hayrandi cok ama cok severdi bütün kitaplarinida hemen hemen ezbere bilirdi.. ve imam-i safii nin Ayetlerin yarisini alip yarisini almanayn ve hadisleri carpitan benden degildir mezhebimden degildir ve öteki tarafta hakkimi helal etmem. sözünüde biliyordu ve Gazzali sevdigine asla ihanet etmezdi. İhyasinida iyice bir oku istersen Orjinal dilinde oku yada gidip birilerine tercüme ettir cünkü ben öyle yaptim se snin yalan attigini anladim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnkar edenlere gelince, sen onları inkarlarının akibetiden sakındırsan da birdir, sakındırmasın da. (Bakara Suresi: 6.)

ayettte geçen (inne) herhangi bir cümlede bulunursa, o cümlenin damını deler, hakikate nüfuz eder. Ve o davayı veya hükmü aşağıya indirir. Hakikate yapıştırmakla, o hükmün hayali veya zanni veya mevzu veya hurafe hükümlerden olmadığını ve ancak hakaik-i sabiteden olduğunu ispat eder. Bu cümlede (inne)’nin hususi nüktesi, bu ayetin muhatabı olan Hazret-i Muhammmed’e (a.s.m.) şek ve inkar bulunmadığı halde şek ve inkarı ref(kaldırmak) etmek şe’ninde olan ile karşılanması, onların iman etmesi için peygamberin (a.s.m.) şiddet-i hırsına işarettir.

 

buradan başlayıp devam eden bölümde işarat-ul i'caz tefsirine müracaat ederseniz doyurucu cevaplar bulacağınıza inanıyorum.burda hepsini tek tek yazmayı gereksiz gördüğümden merak eden arkadaşlara tavsiye ederim bir baksınlar...risalei nur: işarat-ul i'caz tefsiri...bakaranın 6. ve 7. ayet

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

sana güçlü bir soru soracağım bakara 6 ve 7 nci ayetlere bak ve bana söyle allahın kalplerini mühürlediği insanlar var mı? evet dersen şunu soracağım bu insanların kalpleri mühürlenme anında da iman etmekle mükellef tutuldular mı? (bak araf 158) evet dersen soruyom: hem mühürlenme var hem de iman teklifi. peki mühürlenen şahıslar mühürlenme anında iman edebilir mi? mühürlenme anını soruyom sonrasını değil. bana "hayır o anda iman edemezler" dersen şunu diyom: o halde iman edemeyecekleri halde iman etmeleri teklif edilmiş olmadı mı? buna evet dersen şunu sorarım: bu ise onlara kaldıramayacakları yükü yüklemek olmaz mı? buna "öyle olur" dersen bak bakara 286. ayet. ancak şunu diyorum: her ayetin direkt olarak manası alınamaz. bunu gösterdim sana. ve bu mühürlenen şahıslar zorla kafir yapılmış olmadı mı?

yunus 100, ve özellikle şu ayetin yorumunu bekliyorum senden nahl 93.

mühürlenme olayı na gelince allah zaman Üstü mekandan konuştuğu için onların tüm hayatlarından ve bu hayatı küfr üzere tamamladıklarından bahseder

birebir isim vermiyorki,yani artık küfürde ileri gitmiş,deliller gözünede sokulsa ,ay gözleri önünde parça parçada olsa inanmayacak yapıda herşeyi maddi olarak algılayan ve peygamberi sırf çekememezlikten yalanlayanların artık demekki kalbi ,idraki ki ordaki kalpten kasıt biyolojik kalp değil

kalp sürekli çevrilen şey demektir beyin gibi (beyindede düşünceler sürekli değişir ya)işte kafirlerin beynini sabit bir inkar üzere takılı kaldığından haber verir ALLAH.cümleler biraz devrik oldu ama kusura bakma

adeta dert yanar inanmadıkları için birde mühürlenme meselesi şöylede olabilir,dikkat!

-"allah onların kalplerini mühürlemiştir" cümlesiyle işaret edr derki;hayatı,sevinci,süruru,kemalatı iman nuru vasıtasıyla olan ilahi hakikatle rile canlanan kalp ve vicdan,onların küfrü seçmelerinden sonra vahşileşir,mamur olmayan,zararlı şeyler ve haşerat ile dolan bir bina gibi olurlar .onyun için kalbe kilit vurulur vemühürlenir ki kimse ona yaklaşmasın.yani bu küfürde ısrar edip her ne olursa olsun iman cevherini kaybettikleri,artık imana istidatları kalmadığı için mühürlenmiş bir kalptir ki tanınsın bilinsin ve zrarından kaçınılsın,tıpkı bir yılandan kaçar gibi

ne ile tanınır ,işte ayetin bir mucizesi,kalplerinden ,kulaklarından ve gözlerinden diyor,

yani güzel bir şey duymaz herşeyi çirkin görür ve hakkat manada sevemezler...

sonra yine birşeyler yazarım ,şimdilik bu kadar

selametle

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 10 ay sonra...

kursat otcu cem667 nikiyle ..beraber okuyalım..

 

<duazen> evet ben sana aynı soruyu yoneltiyorum

<duazen> zina allahtanmı gelir???

<duazen> eger allahtan gelirse...zina edenleri cezalandıracagını soyleyen o halde bize zulmediyor

<duazen> bana cevap ver

<duazen> bekiyorum

<cem667> geldim

<cem667> ekle

<cem667> kursatotc

<duazen> tamam

<cem667> demin konuşan bendim atılıyom

<duazen> bele konuş

<cem667> eklicenmi

<duazen> neyi

<cem667> kursatotc

<cem667> adresişte

<cem667> m

<cem667> s

<cem667> n

<duazen> burdan yaz

<cem667> ok

<duazen> sorua cevap bekliyorum

<cem667> bide aklındabulunsun daha çok bilgi için googleden ara

<cem667> kursatotcu o benim forumlardayazdım

<cem667> alalh zalimdir cevap bu

<duazen> ben onu biliyorum,

<duazen> sen iktibasta yazıyosun

<cem667> neyi biliyon

<cem667> haaaaaaaa

<duazen> bırakalım bunları

<duazen> cevap ver bana

<duazen> zina alalhtanmıdır

<cem667> çok yerde yazdım atıldım

<duazen> o halde allah bize neden zulmediyor..o zulummu ediyor bize..

<duazen> çunku zina edene azap edecek

<duazen> cevabını bekliyorum

<duazen> alalh zalimmi o halde

<duazen> ,

<duazen> ?

<duazen> ?

<duazen> senden duymak istiyorum

<duazen> kısa cevap ver

<duazen> ?

<duazen> ?

<duazen> ?

<duazen> *

<duazen> niye sustun

<duazen> ??

<cem667> hey madem

<cem667> öle

<cem667> zulüm ediyo

<cem667> hey balantı sorunlu ekle adresi konuşalım

<cem667> zalim

<cem667> zalim

<cem667> ekle kursatotc

<cem667> ekledinmi

<cem667> zalim diyom ya

<duazen> yani alalh zalimdir oylemi

<cem667> evet

<duazen> ama bana deki ""yeryuzunu yaratan allah zalimdir"" tam boyle yaz

<cem667> yeryüzünü yaratan allah zalimdir

<duazen> tamam

<duazen> bende bileyim kimle konuştugumu

<duazen> şimdi bana dinini anlat

<duazen> bana tebliğ et

<duazen> dinliyorum

<cem667> ok

<cem667> ama m

<cem667> s

<cem667> n

<cem667> yokmu

<duazen> var

<cem667> ssöle

<duazen> niye

<cem667> ordakonuşalım

<cem667> belki sesli olur

<duazen> niçin ama burda yazsana

<cem667> o kolay

<duazen> yaz sen ben anlarım

<duazen> eraketme

<cem667> sen yinedeekle

<cem667> kursatotc

<duazen> niçin beni eklemek istiyosun

<duazen> buadar onemlimi

<cem667> sen beni önemsedin

<duazen> hot

<duazen> mu?

<cem667> evet

<duazen> bu iyiye işaret degilmi

<cem667> açimmi

<duazen> aç

<cem667> bence önemli bişe

<cem667> peki ben ortaya soru sorduğumdaben oldumu anladınmı

<duazen> yo

<duazen> kurşat deyince hatırladım

<cem667> ok

<cem667> adım kürşat otçu

<cem667> 20.000

<cem667> den fazla insanla bunu tartıştımk

<duazen> iyi

<duazen> guzel

<cem667> herşey apaçık

<cem667> inan çok dolap dönüyo

<duazen> şimdi duzeldiyse burdan devam edelim

<duazen> acamıyorum

<cem667> ok

<duazen> evet sei dinliyorum

<cem667> önce şöle diyim yaş kaç

<duazen> seni anlıycak yaştayım

<cem667> ölemi

<cem667> bak sen ehli sünnetim diyonmu

<duazen> yo

<duazen> ben muslumanım

<duazen> anlat

<cem667> sence insanların hareketlerini allahmı yaratır

<duazen> evet

<duazen> bu yaratış yoktan varediş degildir

<duazen> vucuda getirmedir

<duazen> yoktan veradiş temizdir

<duazen> katıksızdır

<duazen> yani insanın aklını şer ile yaratmamış

<cem667> peki biri hırsızlık yapsa bu hareketleri onda allahmı yarattı yani

<duazen> yaratma burda alimler tarafından sıfırdan diye anlatılmamış

<duazen> sadece ona o işi yapmada musade etmesi

<duazen> ve

<duazen> vucuda getirmesi

<duazen> vucuda getirmsinden kasıt ne biliyormusun??

<cem667> hangi alimlerden bahsediyon

<cem667> ehli sünnetmi

<duazen> yo

<duazen> alim işte

<duazen> isminin onemi yok

<duazen> vucuda getirme ile yaratma arasındaki farkı biliyormusn

<cem667> ölemi

<cem667> neymişş

<duazen> yaratma yoktan..

<duazen> ama vucuda getirme yoktan degil

<duazen> eger vucuda getirme yoktan olsaydı sen haklıydın

<cem667> vardanmı

<duazen> ama yaratma ve vucuda getirme farklı

<duazen> anlat

<duazen> okuyorum

<cem667> pekü düşüncelerimiz sence onlar yaratılmışmı

<duazen> duşuncelerde akılla olur

<duazen> alkıl ise duşunmekten daha once yaratılmış

<duazen> yani akılla dusunursun

<duazen> o yuzden aklında şer olsaydı evet allah sucluydu

<duazen> ama dusuncede şer varsa aklı kullananda suc var

<duazen> devamet

<cem667> ok

<cem667> balantı kopuyo galiba

<duazen> anlıyorum

<duazen> beklerim sorun yok

<cem667> açamıyonmu m

<cem667> s

<cem667> n

<duazen> gerek yok

<duazen> ben surekli burdayım akşamları

<duazen> gelirsen konuşuruz

<cem667> şimdi biri hırsızlık yapmak istese bu düşünce değilmi

<duazen> evet

<duazen> bu duşuncedir

<duazen> yani akıldan sonraki merhale

<cem667> peki insandaki bu düşüncenini sebebi alalh değilmi

<duazen> yo

<duazen> sebeb başka şeydir

<duazen> sebeb o şeyin ortaya cıkmasının illetidir

<cem667> peki o düşünce sebepsizmi meydana geldi yoksa sebeplimi

<duazen> eger duşuncenın ortaya cıkmasında sebeb alalh olsaydı suclu alalh olurdu

<duazen> sebeb o duşuncenin sahibinin ihtiraslarıdır

<duazen> o bazı şeyleri elde etmek için onu duşundu

<cem667> o ihtiraslas sebeplimi sebepsizmi

<duazen> kendi yani

<duazen> ihtirasın sebebi var

<cem667> ihtiraslar

<duazen> sebebi ise şudur

<duazen> istemenin sebebi kendi için fayda elde etmek

<cem667> peki kulların yaptıkları allahın dilmesiylemi olur

<duazen> yani cıkış noktası kendi duşuncesi

<duazen> dilemek ile musade etmek farklıdır

<duazen> dilemek o işin bizzet olmasını istemektir

<duazen> musade etmek ise farklıdır

<cem667> ben dilemeyi sordum

<duazen> musade edilen şey istenmeyen şey yada istenen şey olabilir

<duazen> dilemek alalhın o işi istemesidir

<duazen> alalh dilerse olur

<cem667> peki kulların yaptıklarıda allahın dilediği şeylermi

<duazen> allahın her dilediğine rızası vardır

<duazen> ama allahın her musade ettiği şeye rızası yoktur

<duazen> musade etmesinde rızası olmadıgı anlaşılınca o fiilin kaynagınında o olmadıgı anlaşılır

<cem667> bak sorum şu

<duazen> buyuır

<cem667> kulların günah işlemeleri alalhın iradesiylemi yoksa iradesi dışındamı olur

<duazen> kulların yaptıhı fiiller alalhın dilediği şeyler değildir

<duazen> son sorunun cevabı ise şu

<duazen> irade etmesinden kasıt nedir

<cem667> istemesi

<duazen> irade istemek unutmayalım inş.

<duazen> şimdi sorunun cevabı şu

<duazen> kulların işlediği GUNAHLAR allahın istemesi dışında olan şeylerdir ama musade ettiği şeylerdendir

<duazen> ben yınede iradeyi kullanmadım

<duazen> kulun işlediği fiillerre alalhın musadesi vardır

<duazen> ama istegi yoktur

<duazen> ,

<duazen> musadesi vardırdan kasıt ise

<duazen> rıza ile beraber degil

<duazen> rızası olmaksızın musade si vardır

<duazen> izin vermek ilal rıza gostermek anlamına gelmez

<cem667> allah kulunun napcanı önceden bilirmi

<duazen> evet

<cem667> yani kulun cenetlikmi cehennemlikmi oldu önceden belli demi

<duazen> belli derken

<duazen> alalh bilir

<cem667> allahın ilminde belli demi

<duazen> allah bildigi için cennete yada cehenneme gitmez

<cem667> cevapver

<duazen> allahın bilmesinin kadere etkisi yok

<cem667> sen bi yanıtver

<duazen> o oyle olursa alalhın istemesininde etkili olması gerekir

<duazen> alalh herkesi cennette ister..

<duazen> ama allah istiyor diye kimse cenente girmiyor

<duazen> o halde sorunun cevabı şu

<cem667> hey yanıt ver

<cem667> ilminde önceden bu belliş demi

<duazen> alalhın ilminde bellidir

<duazen> bilir yani

<duazen> bu konu ise şoyle degerlendirilmeli

<duazen> allahın yaratması ile yapması farklı şeylerdir

<cem667> peki böle bişi için imtihan denebilirmi

<duazen> tupkı başta dedğim gibi

<duazen> alalk aklı yaratır ama duşunceye gelen şeyi ise yapar

<duazen> anladınmı bu konuyu

<duazen> ,

<duazen> imtihan kavramı bizler içindir..cunku biz alalh gibi bilemiyoruz..

<duazen> o yuzden kullar imtihan dunyasında denir

<duazen> alalh için imtihan degildir

<cem667> alalh senin benle yazışcanı biliyodu demi

<duazen> evet

<cem667> şu andayani

<duazen> biliyordu

<duazen> evet

<cem667> peki

<duazen> ve bu allahın yaptıgı işlerdendir yarattıgı degil

<cem667> sen benle yazışmaayabilirmiydin

<duazen> ne anlamda

<cem667> hani

<duazen> alalhın ilmi noktasında yazışmamam imkansız

<cem667> önceden yazışcamızı biliyodu ya

<cem667> ha onu sordum

<duazen> çunku O ilerde yaşanacak olayları biliyor

<cem667> yazışmaman imkansızsa yazışman zorunlu olmadımı

<duazen> eger alalhın ilmi noktasında yazışmayabilirdim dersek "alalh yanlış bildi demek zorunda kalırız

<cem667> öle

<duazen> yo olmadı

<duazen> sana yazdım iyi oku yazıları

<duazen> bidaha yazayımmı?

<cem667> bak bişeyin olmaması imkansız ise onunolması zorunlu olmazmı

<duazen> alalh sonradan meydana gelecek olayları bildigi için bu imkansız

<duazen> bidaha yaz anlamadım

<cem667> bak

<cem667> birşeyin olmaması imkansız ise

<cem667> hani sen dedin ya

<cem667> allahınilmi yanlış çıkmaz diye

<cem667> alalh biliyodu yazışcamızı

<cem667> şöle sorim

<duazen> allah bildigi için biz bunları yapmıyoruz burayı ayırdet..

<duazen> biz bunları yapıcamız için imkansız dedim

<cem667> olaylar allahın bildiği gibi olmak zorundamı yoks abaşka türlüde olabilirmi

<duazen> evet şimdi daha acık

<duazen> olalar alalh oyle biliyor diye oyle olmaz

<duazen> bilmek nedir?

<duazen> bilmenin işe etkisi olurmu

<duazen> senin bi ii bilmen

<duazen> o işin kendiliğinden hallolmasımıdır

<duazen> ??

<cem667> bak

<cem667> o konuya gircem

<cem667> girimmi

<duazen> yo vaktim azaldı

<duazen> daha sonra

<cem667> şunu iiiiiiiii bil ki

<duazen> ben burdayım akşamkları

<duazen> ben burdayım aksamları dedim

<cem667> allah önceden bilmesi kulları zorlamaz deyip

<cem667> yaptıkları izahlar yalandır

<duazen> şimdi sen bildigin içinmi ben buraya giricem

<duazen> ???

<cem667> 10 yılımıaldıbunları keşfetmek

<cem667> hepsi yalan

<duazen> şimdi sen bildigin içinmi ben buraya giricem yarn

<cem667> onları i tanırım ben

<cem667> bak

<cem667> kısa yanıt vercem

<duazen> soruma cevap vermedin

<cem667> inceliği ayırdet

<duazen> soruma cevap vermedin ama

<duazen> ???

<duazen> sen bildigin içinmi ben yarın buraya giricem?*

<duazen> ??

<cem667> benim senin yarın girme konusunda tahmin mi edebilirimyoksa kesin olarak bilebilirmiyim

<duazen> cevap ver

<duazen> lkaçamak yazma

<cem667> veriyom

<duazen> ya evet ya hayır

<cem667> şimdi alcan cevabı

<duazen> sen komiksin

<cem667> farkı göstercem

<duazen> ama seni sevdim

<cem667> sana

<cem667> cevapver

<cem667> veya şöle diyim

<cem667> benimbilgimde hataolurmu

<duazen> sendenmi alahtnmı bahsedşyoruz

<cem667> benden

<duazen> hem buraya gşricemi bilmekten bahsediyoruz

<cem667> bak

<duazen> girip girmiycemden degilki

<duazen> ayırdetsene

<duazen> şimdi sen biliyosun

<duazen> peki benim yarın girmeme yada girmemme etkisi varmı

<duazen> yok

<duazen> bilmenin işle alakası yok anlasana

<duazen> ayırdet

<cem667> ben senin girip girmiceni şimdiden bilebilirmiyim yoksa tahmin mi edebilirim

<duazen> hala bilmeyi fiille ilişkilendiriyorsun

<duazen> ayırdetsene

<cem667> bu sorum ayanıt ver cevabı alcan

<duazen> bilmenin fiille alakası yok

<duazen> yok

<duazen> sen burda takıldın işte

<duazen> demek senin sınırın da bukladarmış

<duazen> neyse

<cem667> peki şöle diyim insan geleceğe dair tahminde bulunurmu

<duazen> soruma cevap vermeden sana nasıl yazayım..

<duazen> bu manntıklımı sence

<cem667> ısrarediyom

<duazen> tıkandık

<duazen> burayı gecmeden nasıl ilerliycez

<duazen> erl hasıl

<cem667> kul tahmin edermi

<duazen> yaratılanla yaradanın vucutları--işleri--bilgisi-ve herşeyı farklıdır

<cem667> cevap vermicenmi

<duazen> yo

<duazen> tıkandık

<duazen> cevap vermem manasız olur

<cem667> bi dene

<duazen> yo

<cem667> kul tahminde bulunurmu

<duazen> çunku bu meselelerde silsileyi kacırdınmı işin içinden cıkamazsın

<duazen> tahmin nedir

<duazen> ?

<duazen> once onu yaz

<cem667> geleceğe dair

<cem667> şöle olabilir diye fikir yürütmek

<duazen> fikri yuruttugun an oda ilim olmuş olur

<duazen> tahminin gelecege etkisi varmı

<cem667> bak acele etme

<cem667> dinle

<duazen> neden kendi kendini sıkıştırıyorsun

<duazen> neyse

<duazen> bu konuyu gecmeyecem inş.

<cem667> kul tahmin eder demi

<duazen> bunu hallet

<duazen> tıkanıklıgı gider

<duazen> bidakka

<cem667> cevap vergiderecem

<duazen> tamam

<duazen> bukadar yeter

<duazen> sıkışıklıgı gidermedin

<duazen> gidiyormusun

<duazen> evde degilmisin

<duazen> neyse

<duazen> galiba hepsi buadar

<cem667> geldim

<cem667> kul tahmin edermi

<cem667> söle

<duazen> sen soyliycektin bana neden soruyosun

<duazen> bu akşam bu kadar yetre

<duazen> yukardaki yoktan yaratma ve yapma meselesini iyi duşun

<cem667> allah tahmin edermi

<duazen> yaratış saftır

<duazen> bu konulara girmem.

<cem667> etmez

<duazen> bu benim aklımın sınırı

<cem667> bilir

<duazen> aklım buraya kadar calışıyor

<duazen> ama şunu bilki

<cem667> kul ise tahmin edeer ve yanılabilir

<duazen> o tum eksik sıfatlardan beridir

<cem667> işte fark budur

<duazen> yanılma şin sonucu acısındandır unutma

<duazen> ama tahmini bilmek acısından ayırdetsene

<cem667> dolayısıyla alahın olacanı bildiği olayların varlığa gelmesi zorunlu gelmemesi imkansızdır

<cem667> ve alalh bile mecburdur

<duazen> cunku iş onun duşundugu gibi olmayınca yanılma sozkonusu olur

<cem667> çünkü olacanı bildiği bi olayı meydana getirmese cahil olurdu

<duazen> sana katılmıyorum

<cem667> olabilir

<duazen> mecbur kısmına

<cem667> ama bunları gören gördü

<duazen> neyse benım aklım buraya kadar calışıyor

<cem667> filozoflardananlayanvar

<cem667> görüşürüz

<duazen> daha ileri gitmek allahın zatını tahayyul etmektir

<duazen> evet

<duazen> anladılar

<cem667> son bişi sölim

<duazen> felsefi kurallarla dunya ve maddeyi tam anlamıyla yorumlayamazsın unutma

<cem667> peygamberin kader hadislerine bakarsan şunu görcen

<duazen> felsefe yorum yapar

<duazen> netyse eger bi gun tıkanıklıgı acarsan yıne gel

<cem667> insanın hür iradesinini olmadını anlattı

<cem667> inanmazsan araştır

<cem667> hep inkarettin bu hadisleri

<duazen> sen vahdeti vucuttan da ote gitmişsin

<duazen> o nhadşsleri sen ole yorumluyosun

<duazen> onlar bizde alalhtan bi parcayız diyorlardı

<duazen> siz ise

<duazen> alalhın iradesini kendi cisminize indirgeöişsiniz

<duazen> ee bu işin en guzel tarafı ne biliyomusun

<cem667> ne

<duazen> ikimizde bi gun gercekleri ogrenecez..işte en cok bu yanını seviyorum

<duazen> ya sen

<duazen> sende seviyomusun

<duazen> ben en cok bu yanını severim..

<duazen> sorun degil

<duazen> sence

<duazen> şimdi ise bana ne amacladıhını soyle

<cem667> bence örenmek gerekir geç olmadan

<duazen> sadece alimleri kotulemekmi

<cem667> amacım insanlaruyarmak

<duazen> olsun ha bugun ha yarın ne farkeder

<cem667> onlaraldatıldı

<duazen> neye karşı uyarıyosun

<duazen> ateşemi cennetemi neye

<duazen> yoksa hiçbirinemi

<duazen> neyin dacvetcisisin

<cem667> kadareinanmıyo insanlar

<duazen> neden

<cem667> ama inandını düşünüyo senini gibi yani

<duazen> senin kader anlayışını hala bilmiyorum anlatsana

<cem667> çünkü bu işine geliyo

<duazen> bana anlat

<cem667> herşeyi allah zorla yaptırır

<cem667> günahıda sevabıda

<duazen> işine gelmesi işine gelmeyenide bilmesi anlamına gelmiyormu

<cem667> düşünceleri alah yaratır

<duazen> yaratmaz

<duazen> yapar

<duazen> vucuda getirir

<cem667> olaylar ilminden hariçolmaz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

"dua etmek doğru değildir. "

"Peki ama ezeli bir irade kabul edildiğinde bu duanın ne manası kalır ki? Çünkü zaten ezeli olarak, ne meydana gelecekse onun irade edilmiş olduğuna inanılıyor. Ezeli olan şey ise değişmez; demek ki, duayı edenlerin çoğu farkına varmadan Allah?a hadis bir irade ispat ediyorlar."

 

"Dua etmenin bir mahzuru da şudur ki; zaten meşhurdur. Allah?ın ilminde bir değişmenin olabileceğini ihsas ettiriyor. Zaten Allah?ın ilminde değişme olmaz, o halde bu duanın bir manası yoktur. Dua etmemek gerekir.Ama sorulursa Kuran da ayet var, ?Dua edin ki size icabet edeyim? buna ne dersin? Cevap: Yukarıda da izah ettiğim gibi bu Allah?ın kullarını aldatmasına bir örnektir. Çünkü dua edildiğinde ortaya çıkan mahzurları anlattım; buna karşılık böyle bir ayet var. İşte burada kullarını aldatıyor Allah. Evet peygamberlerin de dua ettikleri Kuran?da vardır. O halde onlar da bu inceliklerin farkına varamamışlardır demek gerekir. Denirse ki, o halde bu ayetin manası nedir? şöyle diyorum: Yukarıda nedensizlik prensibini anlatmıştım. Yani Kuran ayetleri de Allah?ın ezeli ilminde vardır ve bu yönüyle nedensizdir, dolayısıyla manasızdır demek gerekir. Ancak Kuran okurken bu gibi dua ile ilgili ayetleri de elbette okuyacağız. Ancak ayet oldukları için ve bir mana kasdetmeyeceğiz, manası yok, nedensiz diyeceğiz. Yani Allah?ın ezeli ilminde bilinmesi hasebiyle nedensiz diyeceğiz yoksa elbette ki bu ayetlerin nedeni Allah?ın ilmidir yani Allah?tır. "

 

"Cüzi İrade yoktur, Cebr vardır."

Kursat Otcu

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kürşat, aslında sorduğun soruların cevabı soruların içinde. Sen aklını doğru kabul edip, nasslardan aklına uymayanı "bu bozuktur" deyip inkar ediyorsun. İşin tuhaf tarafı aklın da sürekli değişiyor. Aslında yapman gereken nassları doğru kabul edip, aklındaki bozukluklukları düzeltmeye çalışmandır.

 

Birinci düzeltme: "Dua etmek doğru değildir, duanın bir manası yoktur, dua etmemek gerekir." diyorsun. Kuran'da da birçok dua etmeyi teşvik eden ayet olduğunu kabul ettiğin halde. ******** haşa "Allah kullarını aldatıyor" diyorsun. Şimdi bu yaptığın çok yanlış, Kuran'daki ifadeler ise çok doğrudur. Senin akli delilini çürütmeye gelince; "Allah'ın ezeli ilmi değişmez, dua gereksizdir" diyorsun. Burada yaptığın şuna benziyor, terazinin bir kefesini elinle sabit tutuyorsun, diğer kefesine bişeyler koyuyorsun, bakın bunların ağırlığı değişmedi diyorsun. Kardeşim sen Allah'ın ezeli ilmine sahipmisin ki böyle diyorsun? Allah'ın ezeli ilminde senin dua edip etmeyeceğin zaten var. Otobüs örneğinde dediğin şey, ezeli ilminde senin dua edeceğin ve Allah'ın da bunu kabul edeceği yazıyorsa, sen zamanı gelince dua edersin, Allah ta duanı kabul eder. Yani, sen şimdi dua edersen bu kaderde de varmış demektir ve Allah ta ona icabet eder. Sen zaman mefhumunda hata ediyorsun. Ezeli ve değişmez kader vardır. Fakat orada senin dua edip etmeyeceğin de yazılıdır. Şimdi anladın mı?

Bir de şu ayet var;

"Deki; Eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var. (Furkan 77) "

Allah Kuran-ı Kerim'de diyor ki: "Eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var.". Kürşat Efendi diyor ki "Duanın ehemmiyeti yoktur." . Hadi canım sende!

 

İkinci düzeltme: "Cüzi İrade yoktur, Cebr vardır." diyorsun. Şimdi sana cüzi iradenin olduğunu ve Cebr olmadığını ispatlayacağım. Şu anda sen yaşıyorsun ve aklın başında. Kuran'da (Bakara 132)(Fe la temutünne illa ve entüm müslimun / Siz de ancak müslümanlar olarak ölün) diye bir ayet var. Duanın ehemmiyetine ve Allah'ın dualara icabet edeceğine inanıyoruz (Bunu yukarda izah etmiştim). Şimdi sen Allah'tan seni müslüman olarak öldürmesini, ve ateşin azabından korumasını isteyebilir misin, isteyemez misin? İsteyebilirsin. (Tabi Allah istemeni istemişse ki sen onun isteyip istemediğini şu an bilmiyorsun, ama bir dakika sonra öğreneceksin, çünkü sen istersen ve bu yönde kalpten dua edersen, bu demektir ki Allah ta senin istemeni istedi.) Ee iste o zaman, seni tutan nedir? Bak, işte bu içindeki isteme senin cüzi iradendir. Tamam Allah'ın külli iradesinde yoksa sen de isteyemezsin.

Ve ma teşaune illa en yeşa allahu rabbül alemin.

Alemlerin rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

Burada Allah'ın meşietinden bahsediliyor, evet, ama kulun meşietinden de bahsediliyor, o da mevcut.

Buradaki incelik şudur, sen dilediğini yaptığını görüyorsun, istersen oturuyor, istersen zıplıyorsun. İşte bu senin cüzi iradendir. Ama "Allah dilemedikçe sen dileyemezsin." o zaman senin cüzi iraden yok hükmünde mi olacak? Hayır, çünkü sen Allah'ın senin ne isteyeceğini istediğini baştan bilmiyorsun. Sen dilediğini yapıyorsun. Buradaki incelik şudur, sen "Alemlerin rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz." ayetine inanıyor musun, inanmıyor musun? İnanıyorsan, onun senin hakkında hayır dilemesini dilersin yani o yönde dua edersin, Allah ta seni boş çevirmez. Yok eğer inanmıyorsan, o zaman özgür (sandığın) iradenle ya Kuran'ı çürüteceksin ki bu imkansızdır, ya da Kuran'daki tehditlere gönül rızasıyla katlanacaksın, başına gelince itiraz etmeyeceksin.

 

 

(Fatiha 6) Bizi doğru yola ilet.

(Bakara 128) "Rabb'imiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen, evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın."

 

(Bakara 201)"Onlardan, ?Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru? diyenler de vardır."

 

(Ali İmran 8)"(Onlar şöyle yakarırlar): ?Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.?"

 

(Furkan 65) "Onlar, şöyle diyenlerdir: ?Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı sürekli bir helâktir!?"

 

Bak şimdi, sen ne yapıyorsun, Levhi mahfuz'daki yazılı kader metni elinde ve sabit olarak farzediyorsun. Sonra da ben dua ederek bunu değiştiremem diyorsun. Fakat şunu unutuyorsun, sen şimdi dua edersen, kaderde de dua edeceğin yazılmış ve o gerçekleşmiş demektir. Ve kaderde senin dua ettiğin yazılmışsa, ona Allah'ın verdiği cevap ta yazılmıştır. Çünkü Allah bütün dualara icabet eder. Dolayısıyla sen bundan sonraki kaderini bir nevi değiştirmiş gibi olursun. Dua et, Allah ta icabet etsin. Sanki herşey şu anda oluyormuş, ezeli olarak belirlenmemiş gibi. Sen ezelde, şimdi dua etmeyi isteyip istemeyeceğini Allah'ın istediğini bilmiyorsun. Senin bildiğin, şu anda istersen dua edebileceğindir. Etsene, ne duruyorsun. Sen şunu mu diyorsun; Ezeldeki kaderde, senin şu anda dua etmek isteyeceğini Allah istemiş, mesela uzun ömür istiyorsun diyelim, bunu dua ile isteyeceğini Allah istemiş, fakat ondan bir süre önce senin ne zaman öleceğini sabitlediği için senin duana icabet edemeyecek. Bunu mu diyorsun? Bu yanlış. Allah senin ne zaman öleceğini sabitlerken senin filanca an gelince dua edeceğini biliyordu, onu da dikkate alarak ne zaman öleceğini sabitledi. Yani dua'na icabet etti. Senin yanılgın şurada, Kürşat sen çoğu zaman aynı yanılgıya düşüyorsun, o da şudur: Terazi meselesi. Terazinin bir kefesini elinle sabit tutup, sonra öbür kefesine bişeyler koyup, "bakın bunların ağırlığı değişmedi" diyorsun. Dua konusuna bunu tatbik edersek, sen diyorsun ki "Allah ezeli ilmiyle kaderi, olup olacakları yazdı, ecelinin ne zaman oduğunu bile yazdı, bunlar dua ile değiştirilemez." Bunu diyorsun değil mi? Hayır efendim öyle değil. Sen duayı yani dua etmeyi niye Allah'ın yazdıklarından ayrı bir yere koyuyorsun? Sanki, herşey yazıldı bitti, orada dua edeceğin yazılmadığı halde dua ediyoruzmuş gibi düşünüyorsun. Hayır. Alakası yok! Yazılan şeyler içinde dua edeceğin de yazılı. Şimdi anladın mı? Ve Allah'ın ona nasıl icabet ettiği de yazılı. Sen Allah'tan hidayet, hidayete erdirdikten sonra kalbini eğriltmemesini, uzun ömür, bol rızık, bu Dünya'da iyilikler, öbür dünyada iyilikler, ateşin azabından korumasını ve ne istiyorsan isteyebilirsin. İşte bence cüzi irade de bu oluyor. Yani dua kabiliyeti! "Deki; Eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var. (Furkan 77) " Demek ki neymiş, duamız olmasa Rabbimizin katında ehemmiyetimiz yokmuş, yani duamız varsa Rabbimizin katında ehemmiyetimiz var demektir.

(Tekvir 81:29 Ve ma teşaune illa en yeşaallahu rabbul'alemiyne.)

Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

Bence kaderin sırrı şu; Şimdi bu (81:29) ayetine inanıyor musun?

"Evet" ise ne yapman lazım? Demin bahsettiğim duaları yapman lazım. Yani Allah'ın seni salih kullarından eylemesini Allah'tan dua etmen lazım.

"Hayır" ise, o zaman iradenin özgür olduğuna inanıyorsun ve Allah'ın Kuranını yalanlıyorsun demektir. O zaman yapman gereken, ya Kuran'ın benzerini getirerek ya da başka bir şekilde Kuran'ı çürütmen lazım. Ya da kendi içinde çelişkili olduğunu kabul ederek, eğer Allah ve Ahiret varsa "özgür" iradenle yaptıklarının cezasına gönül rızası ile katlanacağını beyan etmen lazım. Zaten bazıları diyor ki, "bu durumda bütün arkadaşlarım cehennemde olacak, Jimi Hendrix bile cehennemde olacak, onlarla sıcak bir ortamda vakit geçirmeyi yeğlerim." diyorlar.

 

Tüfek meselesine gelince. "Adam tüfeği ateşlemeseydi de öbür adam ölecekti, çünkü ecel sabittir" diyorsun. Yine terazi hatası. Bak şimdi doğrusunu açıklayayım: Bir kere bu soruda bir yanlışlık var, o da şudur:"Adam tüfeği ateşlemeseydi" ne demek? Sorun burda. Anladın mı? Yani kaderde ateşleyeceği yazılmışsa "ateşlemeseydi ne olurdu" denmez, çünkü ateşlemek zorunda. Ha sen eğer şunu sormak istiyorsan, "Allah kaderinde ateşleyeceğini istemiş ve yazmış, ezelde, fakat Allah ateşlemesini istemeseydi ne olurdu?", bunu soruyorsan eğer, işte bu ayrı bir soru oluyor, yani soru şuna döndü; "Allah filanca şeyi istemiş, ama istemeseydi ne olurdu?". Dikkat edersen sen şimdi kaderde yazılı olan bişey başka türlü olsaydı ne olurdu? diyorsun. İşte Bediüzzaman'ın dediği şey bu, Allah bunu istemeseydi ne isterdi? bizce meçhuldür. Çünkü saçma bir sorudur. Belki adamın bir sene evvel zatürreden ölmesini isterdi, ya da o anda kalp krizi geçirmesini isterdi, ya da 15 sene sonra trafik kazasından öleceğini isterdi. Yani kaderde sabit olan iki şey var birisi tüfek atılması, diğeri adamın ölmesi. Sabitlerden biri olmasaydı ne olurdu saçma bir soru. O zaman şu da sorulabilir. "Adam tüfeği ateşledi, sabit olan eceli bir yıl ileri atalım diyelim, o zaman ne olur?". Deminki soru da bu soru gibi saçma. Adamın kafası parçalanacak ama biZ eceli bir sene sonraya attığımız için yaşayacak! İşin özeti; "kader böyle olmasaydı, kaderdeki ecel nasıl olurdu, yani kaderin yeni hali nasıl olurdu? " saçma bir soru, cevabını da Ancak Allah bilir, çünkü isteyen ve irade eden O.

 

VeyselicNumbers

**

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

herşeyin bir başlangıcı var demiş bir arkadaş ve kürşat beyde allahında mı demiş.. şöyle açıklamak mümkündür.. bize öğretilen bilgilerde herşeyin bir başlangıcı var.. herşey başka bir şeyden dogar.. herşey sebep sonuc ilişkisine baglıdır.. bi defterin yapımasını saglayan ustadır..ustayı ve ustanın kullandıgı malzemeyi yaratan allahtır.. allahı yaratan kimdir peki? derler hep.. bu mantıga uymaz derler.. herşey bir sebeb sonuca baglıysa.. hani? usta oldugu için defter oldu.. agaç oldugu için usta defter yaptı.. allah agacı yarattıgı için usta defter yaptı.. peki allah?..

işte bu öğretilere karşı geliyor değilmi..

Amaa...

yine öğretilenlerden yola çıkarak.. siz 4 ayaklı bir oturak düşününn..oturagın iki arka ayagı yok..ama oturak devrilmemiş.. çünkü onu tutan başka bir oturak var.. ve bu oturagında iki arka ayagı yok..ama bu oturakta ayakta çünkü onuda tutan ve iki arka ayagı olmayan başka bir oturak var.. vee bu böyle devam ediyo.. gözünüzde canlandırın bunuu.. aynı şekilde devam ediyolar.. hep birinin iki ayagı yok ve hep biri digerini tutuyor.. siz ilk gördüğünüz iki ayagı kırık olan oturagın önündesiniz.. şöyle bir kafanızı kaldırıyorsunuz.. o kadar çok arka ayagı kırık olan ve birbirine dayanan oturak varki.. göremiyorsunuz en baştakini.. ve bu noktaya dikkat.. her oturugın iki ayagı kırık hepsi birbirini tutuyo.. ama bunlar ayaktalar.. demekki.. bu oturakların sonunda senin göremediğin 4 ayagıda olan bir oturak var.. kii bunlar ona dayanarak ayakta duruyorlar.. sen durdugun noktadan o 4 ayaklı oturagı göremiyorsun.. ama bunun sonunda 4 ayaklı bir oturak oldugunu mantıken kabul ediyorsun..

işte bizelere öğretilen bilgi ile allahın başlangıcının olmadıgının kanıtı.. allah o 4 ayak oturaktır.. bizler yani insanlar, hayvanlar, bitkiler ve dogadaki heer şey ise iki ayagı olmayan ve birbirine baglı olan oturaklar.

 

ayrıca kader konusu:

allahın varlıgını yukardaki delille kabul eden biri kader sorgusuna düşer.. kaderr.. kader.. kader.. heryerde herşeyede heryazıda.. her türküde geçen kader.. ne ki acaba.. kaderi allah koyar.. derler.. derimizi allah koymuş.. o haldeee.. biz neden imtihan oluyoruz..allah bizleri seviyormu..bizim iyiliğimizi istiyormu.. neden allah bizi direk cennete almıyorda biz imtihan ediyor..

bunu da şöyle açıklayabiliriz.. bir öğretmeniniz var.. sizi çok seviyorr.. hepinizin çok iyi olmasını istiyor.. çok iyi yerlere gelmenizi istiyor.. madem hepinizin iyiliğini istiyor.. hepinizin sınıfınızı geçmenizi istiyor.. o halde neden sizi yazılı yapıyor..?? bunu düşünün arkadaşlarr..

aynı zamanda öğretmeniniz öyle bir öğretmenki.. öyle bilgilii.. öyle mükemmel bir öğretmenkii sizi görür görmez geçer mi geçmez mi bilir.. başarılı olur mu olmaz mı bilir.. cinsten bir öğretmen (allahta bizim kaderimizi bildiği için..direk cennete veya cehenneme gönderir.. diyebilir.. o şekilde karşılaştıralım..) öğretmenimiz başladıgı bizi geçirip geçirmemeye.. salih sen geçtinn.. ahmet sen kaldın.. (sen geçtin dediklerinin gerçekten başarılı bir öğrenci oldgunu sınav mınav yapmadan geçiriyor.. başarısız oldugunu bildiği öğrenciyi de bırakıyor.. aynı bizim kafamızda allah bizim kaderimizi biliyorsa direk cennete cehenneme göndersin dememiz gibi) ve ahmet itiraz ediyor.. hayır öğretmenim.. ben başarılı bir öğrenciydimm.. ama siz bana başarısız diyorsunuz.. bunu bildiğinizi söylüyorsunuz.. ben nasıl buna inanayım.. bunu yaşamadann.. başarısız olup olmadıgımı görmeden inanmamm.. ve öğretmen bu uygulamayı kaldırıp sınav yapıyor herkese.. ahmet kalıyor.. salih geçiyor..(yani burdan çıkaracagımız.. diyelim ki ben dünyada yaşamadan "imtihan" olmadan cehenneme gönderilseyim.. nerden bileyimm.. ben bunu yaşamadaım.. belki yaşasaydım cennete gidecektim derimm.. yaşamadan inanmam derim.. buna itiraz ederim.. salih için bir problem yoktur.. o zaten cennete gitmiştir.. ama ahmet cehenneme gittiği için itiraz eder.. yaşamadan inanmam der.. belki cennetlik olacaktım..der..bunu ihtimalli konuşmuyorum.. kendinizde böle bir durumda aynen bunları söylerdiniz).. şimdi iyice düşününn..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yeni üye olma sıfatımla boşboğazlık etmeyle karışık her türlü tartışmaya müdahale hakkını da edinmiş oluyorum sanırım.

Okuyabildiğim kadarıyla bu tartışmada dikkatimi çeken bir şey var, şöyle ki, gerek felsefi, gerek dini, gerek siyasi, bilimsel tartışmalarda temel gerek şart katılımcıların aynı kelimelere aynı anlamları yüklemiş olmaları gerçeğinde yatmaktadır. Katılımcılar aynı kelimelere aynı anlamları yüklemiyorlarsa o tartışmanın yapılmasının anlamsızlığı açıktır.

 

Benim bu tartışmada dikkatimi çeken husus kullanılan temel kelimelerin birçoğunun, mesela irade, kader, zaman, vesairenin üyeler tarafından farklı anlamlarda kullanılıyor olması. Hele iki kelime var ki kader ve zaman, bu iki kelimenin anlamı bilinemeyeceğinden ötürü üzerinde konuşulmasının anlamı da yoktur bence. Kader diye bir şeye inanılmaz, bu akla ve mantığa aykırıdır. Dolayısıyla inanılamayacak bir şeyin üzerinde de tartışılamaz. Dinsel formun ifade ettiği şekilde iman edersiniz ya da etmezsiniz.

İkincisi tanrı ve zaman konusu, tanrı varsa tanrıyla zamanı ilintilendirmek kadar saçma bir düşünce olamaz, çünkü zaman bilinmez olsa da mekanın çoçuğudur ve mekan varsa zaman vardır. Dolayısıyla tanrı ve zamanı birlikte düşünmek tanrıya otamatik olarak fiziksel varlık yüklemek anlamına gelir ki yine dinlere baktığımızda tanrının bu şekilde tasvirlere hıristiyanlık ve özellikle de musevilik de pek yaygın olsa da islamda buna çok katı ve sert bir karşıtlık vardır. Daha çok uzar bu mesele, ama izleyebildiğim kadarıyla bu tartışma musevilerde, hıristiyanlarda, müslümanlarda yüzyıllarca, binyıllarca sürmüş ve hala da sürüyor ve her üç dinde de sayısız mezhebin oluşmasının en temel nedeni olan irade, kader, zaman kavramlarının üzerinde tartışmak çok da mantıklı gelmiyor bana.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah'ın varlğının mantığa uymadığını söylemedim, mesajım yeterince nettir zannediyorum. İkincisi kader meselesi ne olduğu bilinmeyen bir şeydir, Kuran'da da zaten istenilen inanılması değil, iman edilmesidir kadere. Bir şey inanılabilecek halde olsaydı iman edilmesi istenilmezdi şüphesiz ki, bir şeye iman edilmesi isteniliyorsa şayet bu istek o şeyin insanlar tarafından akıl ve mantıkla kavranılamayacak bir şey olduğu anlamına gelmez mi acaba? Akıl ve mantık dediğimizde kendi akıl ve mantığımızdan söz ediyoruz ki bu da kişiden kişiye değişse ve sınırları değişken olsa da her bir bireyde sonunda mekanın, zamanın, şartların dışına taşması çok mümkün olmayan bir şey

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet kadere iman deniliyorr.. ama insan mantıgına, aklına uymayan şeye inanmaz..inanmadıgınıza iman etmezsiniz. bu baglılık inanç olmaz.. nasıl ki kadere iman edilmesi istendiği halde, karşınızdaki kişi aklına ve mantıgına uymadıgı için iman etmiyorsa.. bizlerinde mantıgına uymasa bizlerde iman etmeyiz..

ayrıca her hangi bir konu üzerine yürütülen mantık, doğuştan gelen bir şey değildir.. olaylar üzerine düşünmekle mantık bulunur. onun için "Bir şey inanılabilecek halde olsaydı iman edilmesi istenilmezdi" diye birşey söyleyemezsiniz.. çünkü inanılabilecek şeyler insanın bilgisiyle, mantıgıyla paraleldir.. tekrar söylüyorum ki kader konusunu mantıga uyan verdiğim ilk örnekte kavradıysanız..inanılabilecek bir şey oldugunu göstermişsinizdir...mantıga uyan şeyleri kabu etmemek gibi komik bi düşünceniz yoksa tabi..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünya aleminin ahiret için sınav mekanı olarak iman-kader nazarında düşünülmesinde bu durumun öne sürülen iman bağlamındaki mantıki açıklamasında kullanılan ''öğretmenin öğrencilerini sınav yapması'' örneği bende mantıki şüpheler, yanlışlar uyandırıyor.

 

Şöyle ki kaderle ilintili olarak öğretmenin öğrencilerinin sınav sonucunda ne sonuçlar alacağını bilmesine rağmen sınav yapmasının öğrencilerin itirazını geçersiz kılmaya bağlamak ''öğrencinin öğretmenine itiraz'' durumunu öne çıkarıyor ve bu durum iman-kader ve Yaratıcı balamında düşünülmesi gereken bir durum.Bu bağlamda şunu düşünebiliriz.Verilen ''öğretmen-öğrencileri sınav'' örneğinden çıkan sonuçlardan biri öğretmenin öğrencilerin itirazlarını ciddiye alıyor olması ve bundan hareketle oluşabilecek itiraz durumunu ortadan kaldırma durumu ortada varmış gibi görünüyor.

 

Yüce Yaratıcı bağlamında düşünecek olursak bizim herhangi bir konuda bizi Yaratan'a itiraz edebilme bağlamında bir hakkımızın bir gücümüzün olduğu düşünülebilir mi?Allah'ın sınavı yaratma olgusunda bizim hangi itiraz gücümüzün dahili yönlendirmesi olabilir.Yani Allah için bizim itiraz hakkımız Allah'ın dışında başka bir güçten mi gelmektedir ki Allah bu noktaya dikkat ederek sınavı bizim irademiz nazarında hazırlasın?

 

Eğer sınav yapılmadan gelecek itirazı Allah önemsiyor ve bu durumun dahilinde bildiği her şeyi bizim de yaşayarak görmemizi istiyor sınavı bu önerme üzerine bina ediyorsa yani itiraz etme hakkımız bu noktada öne çıkıyorsa sadece bu konuda mı itiraz etme hakkımız vardır?

 

Örneğin günahı çok olan birinin öbür tarafta bu kişinin günahının çokluğunu yetiştiği, topluma,kendine verilen zeka düzeyine, aldığı eğitime, yaşadığı şartlara, doğduğu topraklara, mensup olduğu ırka bağlaması yönünde bir itirazı olabilir mi?Adam kalktı bunları bunları bana seçme hakkı vermeden yaptın Allah'ım diyebilir mi?

 

Eğer sınav kurgusu itiraz etme dahilinde önemli bir etken olarak öne sürülürse bu bağlamda itiraz edilecek bir çok konu, durum ortaya çıkmaz mı?

 

Her insanın bu dünyada faklı yaşamsal, biyolojik,fiziki özellikleri var değil mi?Nerde, nasıl, ne şekilde hangi şartlarda doğacağımız küll-i iradeyle ve seçim hakkımızın olmadığı bir durumla açıklanır değil mi?

 

Öğretmen öğrenci örneğine dönersek gerçekçi bir yaklaşımla bütün öğrencilerin eşit şartlarda o sınava girdiğini düşünebilir miyiz?Ya da sınava giren öğrencilerin hepsinden de aynı başarıyı bekleyebilir miyiz?Öğrencilerin faklılıkları aynı düzeyde başarı elde etmeye etki sebepler dahilinde değil midir?

 

Bu bağlamda iradeyi bütün hayati etmenlerden soyutlayıp aynı başarıyı sağlamada sınavda tek ve güçlü unsur olarak görebilir miyiz?

 

Evet herkeste irade vardır ama sınav örneğinde herkes eşit şartlarda o sınava aynı sonucu verecek iradeyle hazırlanmıyordur.Eğer ki herkes birbirinin kopyası iradeye, zeka düzeyine, aile şartlarına daha diğer bütün etkileyicilerin eşit olduğu bir topluluk ancak sınav yapıldığında çıkan sonuçlarda doğru bir yargılama olabilir.

 

Tabi Allah'ın bu bağlamda nasıl bir yargılama yapacağını bilemeyiz.Ama itiraz etme noktasında da Allah'ın bizim itirazımıza ehemmiyet verip sınavı bu şekilde kurgulamasına örnek olarak sunulan öğretmen-öğrenci sınavı sınavının çok mantıklı(inancın kendi bilgilerinin mantığından hareketle), doğru bir kurgu olduğunu düşünmüyorum...Benim mantığım da bu şekilde algılıyor ne olacak şimdi?İrade bende de var ama bu algıyla yukardaki algının iradeye yansıması aynı mıdır?

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Eğer sınav yapılmadan gelecek itirazı Allah önemsiyor ve bu durumun dahilinde bildiği her şeyi bizim de yaşayarak görmemizi istiyor sınavı bu önerme üzerine bina ediyorsa yani itiraz etme hakkımız bu noktada öne çıkıyorsa sadece bu konuda mı itiraz etme hakkımız vardır?"

Allah'ın bizi bu dünyaya göndermesinin daha milyonlarca sebebi olabilir..(mantığa uyan bir örnek verdim.) Allah yarattıklarına değer verir.. onun için itirazdan kasıt bizi önemsediği noktasıdır.. yani şöyle ki o öğretmen bunu bilerek yani ben sınav yapmassam, ahmeti sınıfta bırakırsam, ahmet bu duruma itiraz eder.. ben bunu yaşamadan bilemem der..onun için ahmete 'itiraz etme hakkı' olmadan adaletli davrandığınıda göstererk sınav yapıyor.. ahmete bunu gösteriyor.. ve ahmetin itiraz etme hakkı olmuyor.. bizlerde şuanda bir sınavın içindeyiz.. ve allah bize bak sen böle böle yaptın dediğinde :evet..ben bunu yaşadım..dersin ve itiraz etme hakkın olmaz.. aynı zamanda allahın adaletinide ap açık görmüş olursunuz.. anlatabildim umarım..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.