Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

EĞER MESELE KURSATOTCU GİBİ DÜŞÜNÜLÜRSE


adba

Önerilen İletiler

  • Cevaplar 51
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Çok mütevazisiniz Sayın nurbanı_01 söylemeden geçemeyeceğim.Anlattığınız olayı sizin algıladığınız bir düşünsel temelde algılamıyor olmamın kavramak-kavramamak bağlamında bir değerlendirilmeye tabi tutulup bir yargıya bağlanmasının gerçekliği sizin algınız veya bir başkasının algısının dışında nesnel bir gerçekliği yoktur.

 

Verdiğiniz örneği kavrayamadığımı mantıksal önermelerle anlatabilir misiniz ki anlatırsanız nereyi kavrayamadığımı da görmüş olurum bel ki...

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet kadere iman deniliyorr.. ama insan mantıgına, aklına uymayan şeye inanmaz..inanmadıgınıza iman etmezsiniz. bu baglılık inanç olmaz.. nasıl ki kadere iman edilmesi istendiği halde, karşınızdaki kişi aklına ve mantıgına uymadıgı için iman etmiyorsa.. bizlerinde mantıgına uymasa bizlerde iman etmeyiz..

ayrıca her hangi bir konu üzerine yürütülen mantık, doğuştan gelen bir şey değildir.. olaylar üzerine düşünmekle mantık bulunur. onun için "Bir şey inanılabilecek halde olsaydı iman edilmesi istenilmezdi" diye birşey söyleyemezsiniz.. çünkü inanılabilecek şeyler insanın bilgisiyle, mantıgıyla paraleldir.. tekrar söylüyorum ki kader konusunu mantıga uyan verdiğim ilk örnekte kavradıysanız..inanılabilecek bir şey oldugunu göstermişsinizdir...mantıga uyan şeyleri kabu etmemek gibi komik bi düşünceniz yoksa tabi..

 

Nereden başlayayım, nasıl sürdüreyim, gerçekten bilemiyorum, ama sanırım şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki ilk mesajımda bahsettiğim kelimelerin anlamları konusundayız hala. İman dediğiniz şey anlamı belli olan bir şey değildir, dolayısıyla anlamı belli olmayan bir şey hakkında inanmadığınız şeye iman etmezsiniz demek bence pek mantıklı değil, tıpkı mantığa uymayan şeye iman edilmeyeceği önermenizin aynı sebeple mantıklı olmadığı gibi.

 

İkinci ayrılık noktamız ben mantığın doğuştan var olan bir şey olduğuna inanırım, hatta ve hatta şartlanmanın temel öğesi olarak hayvanlarda da vardır mantık. Bilirsiniz ki, bir hayvana çok kere bir sesin ardından belli bir yerde yem vermişseniz daha sonra siz o sesi her çıkarttığınızda o hayvan yem verdiğiniz yere koşar. Bu mantıktır, yani öyleyse öyle, böyleyse böyle, bunu söyleyen mantıktır, zil çaldı, yemek gelecek. Burada düşünce yoktur, hiçbir hayvan kalkıp da ya acaba bu herif beni kandırıyor olabilir mi diye düşünüp gitmemezlik yapmaz veya kalkıp da yemi oraya atsın, ben sonra gider yerim de demez, çünkü şartlanmayla oluşturulan kodeksin dışına çıkabilecek olanı düşünce oluşturur ve bu hayvanlarda yoktur. İnanılabilecek şeylerin de "yalnızca" insanın bilgisi ve mantığıyla paralel olduğuna inanmıyorum ve bu konuda bilginin ve mantığın reddettiği sayısız şeye inanan insanlara dair sayısız örnek verebilirim size, ama bu da ne sizde, ne de başka birinde hiçbir şeyi değiştirmez. Çünkü inanmak sadece bilgi ve mantıkla, verilerin gösterdiğiyle bağlantılı değildir. 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

o zil çaldıgında yemeğin geleceği hayvana doguştan verilen bir özellik deil.. öğretilerek verilen bir özellik.. bunu ilk yaptıgınızda anlamaz.. ama sürekli tekrarlarsanız anlar.. ve kandırıldıgını düşünmez..bu da doğuştan olmadıgının ispatı. yani cevap kendi yazdıklarınızda birazda..ayrıca ben inamak, "sadece" bilgi ve mantıkla olur demiyorum.. bilgi ve mantık dogrultusunda açıklanırsa, kafada soru kalmaz. "inanmadıgınız şeye iman etmezsiniz" edersende neye göre iman ettiğini bilmessin.. bu mantık dışı bir şey değil.. açıkcası bu zamana kadar ilk defa biri bana bunun mantıksız oldugunu söylüyor..

 

Ve Sayın Fuzuli isimli üye: benim en son yazdıgıma deilde.. yorumunuzdan sonra yazdıgım yani 1. sayfada bulunan yoruma odaklanırsanız, başta sordugunuz sorunun cevabını bulmuş olursunuz.Eğer okuduysanız ve yinede cevap bulamadıysanız takıldıgınız noktayı belirtmeniz ve o konu üzerinde durmamız daha iyi olucaktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

o zil çaldıgında yemeğin geleceği hayvana doguştan verilen bir özellik deil.. öğretilerek verilen bir özellik.. bunu ilk yaptıgınızda anlamaz.. ama sürekli tekrarlarsanız anlar.. ve kandırıldıgını düşünmez..bu da doğuştan olmadıgının ispatı. yani cevap kendi yazdıklarınızda birazda..ayrıca ben inamak, "sadece" bilgi ve mantıkla olur demiyorum.. bilgi ve mantık dogrultusunda açıklanırsa, kafada soru kalmaz. "inanmadıgınız şeye iman etmezsiniz" edersende neye göre iman ettiğini bilmessin.. bu mantık dışı bir şey değil.. açıkcası bu zamana kadar ilk defa biri bana bunun mantıksız oldugunu söylüyor..

 

Ve Sayın Fuzuli isimli üye: benim en son yazdıgıma deilde.. yorumunuzdan sonra yazdıgım yani 1. sayfada bulunan yoruma odaklanırsanız, başta sordugunuz sorunun cevabını bulmuş olursunuz.Eğer okuduysanız ve yinede cevap bulamadıysanız takıldıgınız noktayı belirtmeniz ve o konu üzerinde durmamız daha iyi olucaktır.

 

:) bir canlıya öğretilerek bir özelliğin verilmesi için o hayvanda bu öğrenmenin gerçekleşmesini sağlayacak bir şey olması gerekir. Yani şöyle düşünün, zili çaldınız yemi attınız, zili çaldınız yemi attınız, üçüncü zili çaldığınızda yemin atılacağına şartlanabilmesi için öyleyse böyle önermesini uygulayacak bir şey gerekir ve bu da mantıktır. Bunun için birkaç kere tekrarın gerekmesi ki sayısı hayvandan hayvana değişir, bunun doğuştan gelmediği anlamına gelmez, aksine öyle bir şeyin, yani zil sesiyle yiyeceğin arasındaki ilişkinin kurulabilmesi tamamen mantığın ürünüdür. Bakın, akıl hastaları denilen kişilerle uğraşırsanız onların içinde olan bir gruba bu tür bir şartlanmayı hiçbir şekilde yapamazsınız, oysa akıl hastaları da düşünürler, ama onlarda sorunlu olan kısım düşünce değil, mantıktır.

 

Bunu ilk defa duymuş olmanıza şaşıyorum, şöyle düşünün, bu ülkede sayısız insan müslümandır, ateisttir, marksisttir, sünnidir, alevidir, kapitalisttir, liberaldir,vesaire. Bu insanlar bu aidiyetleri 18-20 yıllık bir eğitim sürecinde mi edinirler, yoksa bazı kişilerin X'e yöneleceği, bazı kişilerin Y'ye yöneleceği ve daha sonra bu yönelişin argümanlarını edineceği öğretim sürecinden geçeceği önceden belli midir? Değildir deme ihtimalinize karşı ben size zahmet vermeden bir sonraki adımda dile getireceğim şeyi de söyleyeyim. Tamamen öyledir, aksi halde belli illerin belli bölgeleri topyekün A, B, C olmazlardı. Burada derdimiz A, B, C değildir, hem o yüzden, hem de gereksiz açılımlara sebep olmaması için örneklerle bunu açıklamayı gereksiz buluyorum.

Şimdi bir A bölgesinde yaşayan insanlar topyekun A oluyorlarsa buradan sizin görüşünüze göre bu insanların topyekun A'yı bilgi ve mantık doğrultusunda inceleyip ona inandıkları gibi bir sonuca varırız ki bu hiçbir şekilde mümkün değildir. Yani sözün özü, insanlar gerek aile, gerek içinde büyünülen çevre, gerek başka birtakım aidiyetlerin etkisi altında öncelikle bir şeye iman ederler, daha sonra o şeye inanırlar :)

Bunun dışına çıkan insan tipi de vardır, ama inanın ki bu insanların sayısı hem çok azdır, hem de o insan bunu gerçekten yapıyorsa o süreç müthiş sancılı bir süreçtir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

insan düşünmeye başladıkça ailesinin, bulundugu çevrenin inanışını sorgulamaya başlar.. acaba dogrumu yanlış mı diye..;) ayrıca mantık konusunu kendi kendinize yazılarınızla açıklarken bir sonraki kelimelerinizde nasıl oluyorda tersini idda eden cümleler kuruyorsunuz anlamak zor..mantıgın direk beyinde bulunmayan yavaş yavaş beyinde bi yere sahip oldugunu anlatıyorsunuz.. sonrada bak benim dediğim gibi yani dercesine savunuyorsunuz.. gerçekten sizi anlamıyorummm.. ayrıca altını çizmek isterim tekrar tekrar.. sadece mantık üzerinden açıklanmalı demiyorummmm.. ama mantıkla açıklanırsa öğretilere de uymuş olurki bu da şeytanın sizinle oynamasında ki payı azaltırrr.. siz mantıgın nasıl birşey oldugunu benle tartışmaktan vazgeçin.. çünkü gerçekten hiçbirşey anlamıyoruz birbirimizi. siz ilk verilen örneği düşünün ve karşılaştırın gerçek hayatla.. yok eğer örnek hiçde gerçekçi deil diyosanız da yapacak bir şeyim yok.. çünkü burdan anlıyorum ki bu konu birdenn mantık kavramının taştışma konusuna dönüştü.. bir başka sorunuzda da asıl konudan çok kenar köşe cümlelere kayacak aklınız.. belkide eksik bi nokta oldu gibilerinden bakılmasındandır.."öncelikle bir şeye iman ederler, daha sonra o şeye inanırlar" demişsiniz.. ama ben şunuda çok iyi biliyorumki inanmadan iman etmek gerçek bir iman değil.. sadece ortama ayak uydurmaktır..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yazıyı birde böyle ikisini birden okuyun..Fuzuli isimli üye siz itiraz etme konusu sormuştunuz bende cevap verdim.. lütfen "sadece" bu konu üzerinde varsa sorunuz onları tartışalımm.. mantık konusunun nasıl başladıgını fln konuyu dagıttı.. ya da şöyle yapalım.. bu önerme size saçma geldiyse ve amaç hakikati bilmek değilde görüşünü savunmaksa hiç tartışmayalım..

öğretmeniniz öyle bir öğretmenki.. öyle bilgilii.. öyle mükemmel bir öğretmenkii sizi görür görmez geçer mi geçmez mi bilir.. başarılı olur mu olmaz mı bilir.. cinsten bir öğretmen (allahta bizim kaderimizi bildiği için..direk cennete veya cehenneme gönderir.. diyebilir.. o şekilde karşılaştıralım..) öğretmenimiz başladıgı bizi geçirip geçirmemeye.. salih sen geçtinn.. ahmet sen kaldın.. (sen geçtin dediklerinin gerçekten başarılı bir öğrenci oldgunu sınav mınav yapmadan geçiriyor.. başarısız oldugunu bildiği öğrenciyi de bırakıyor.. aynı bizim kafamızda allah bizim kaderimizi biliyorsa direk cennete cehenneme göndersin dememiz gibi) ve ahmet itiraz ediyor.. hayır öğretmenim.. ben başarılı bir öğrenciydimm.. ama siz bana başarısız diyorsunuz.. bunu bildiğinizi söylüyorsunuz.. ben nasıl buna inanayım.. bunu yaşamadann.. başarısız olup olmadıgımı görmeden inanmamm.. ve öğretmen bu uygulamayı kaldırıp sınav yapıyor herkese.. ahmet kalıyor.. salih geçiyor..(yani burdan çıkaracagımız.. diyelim ki ben dünyada yaşamadan "imtihan" olmadan cehenneme gönderilseyim.. nerden bileyimm.. ben bunu yaşamadaım.. belki yaşasaydım cennete gidecektim derimm.. yaşamadan inanmam derim.. buna itiraz ederim.. salih için bir problem yoktur.. o zaten cennete gitmiştir.. ama ahmet cehenneme gittiği için itiraz eder.. yaşamadan inanmam der.. belki cennetlik olacaktım..der..bunu ihtimalli konuşmuyorum.. kendinizde böle bir durumda aynen bunları söylerdiniz)..Allah'ın bizi bu dünyaya göndermesinin daha milyonlarca sebebi olabilir..(mantığa uyan bir örnek verdim.) Allah yarattıklarına değer verir.. onun için itirazdan kasıt bizi önemsediği noktasıdır.. yani şöyle ki o öğretmen bunu bilerek yani ben sınav yapmassam, ahmeti sınıfta bırakırsam, ahmet bu duruma itiraz eder.. ben bunu yaşamadan bilemem der..onun için ahmete 'itiraz etme hakkı' olmadan adaletli davrandığınıda göstererk sınav yapıyor.. ahmete bunu gösteriyor.. ve ahmetin itiraz etme hakkı olmuyor.. bizlerde şuanda bir sınavın içindeyiz.. ve allah bize bak sen böle böle yaptın dediğinde :evet..ben bunu yaşadım..dersin ve itiraz etme hakkın olmaz.. aynı zamanda allahın adaletinide ap açık görmüş olursunuz..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

insan düşünmeye başladıkça ailesinin, bulundugu çevrenin inanışını sorgulamaya başlar.. acaba dogrumu yanlış mı diye..;) ayrıca mantık konusunu kendi kendinize yazılarınızla açıklarken bir sonraki kelimelerinizde nasıl oluyorda tersini idda eden cümleler kuruyorsunuz anlamak zor..mantıgın direk beyinde bulunmayan yavaş yavaş beyinde bi yere sahip oldugunu anlatıyorsunuz.. sonrada bak benim dediğim gibi yani dercesine savunuyorsunuz.. gerçekten sizi anlamıyorummm.. ayrıca altını çizmek isterim tekrar tekrar.. sadece mantık üzerinden açıklanmalı demiyorummmm.. ama mantıkla açıklanırsa öğretilere de uymuş olurki bu da şeytanın sizinle oynamasında ki payı azaltırrr.. siz mantıgın nasıl birşey oldugunu benle tartışmaktan vazgeçin.. çünkü gerçekten hiçbirşey anlamıyoruz birbirimizi. siz ilk verilen örneği düşünün ve karşılaştırın gerçek hayatla.. yok eğer örnek hiçde gerçekçi deil diyosanız da yapacak bir şeyim yok.. çünkü burdan anlıyorum ki bu konu birdenn mantık kavramının taştışma konusuna dönüştü.. bir başka sorunuzda da asıl konudan çok kenar köşe cümlelere kayacak aklınız.. belkide eksik bi nokta oldu gibilerinden bakılmasındandır.."öncelikle bir şeye iman ederler, daha sonra o şeye inanırlar" demişsiniz.. ama ben şunuda çok iyi biliyorumki inanmadan iman etmek gerçek bir iman değil.. sadece ortama ayak uydurmaktır..

 

Dili aynı şekilde kullanmakta sorunlar yaşıyoruz sanırım, ben de aynı şeyi söylüyorum, insan düşünmeye başladıkça ailesinin, bulunduğu çevrenin inanışını sorgulamaya başlar ve bu çok uzun sürecek sancılı bir süreçtir. Ancak bu süreci yaşarken ki bu süreci yaşamayan insan sayısı yaşayan insan sayısından çok fazladır, insanlar ait olmaya devam ederler. Sorum da tam olarak budur, bu insan düşünmeden, irdelemeden, eğrisini doğrusunu tam olarak ortaya koyamadan zihninde bir forma ait oluyorsa bu inanış mıdır iman mıdır? İmanın gerçekliği, değilliği benim ilgi alanıma girmez, neticede İslamın Peygamberinin dediği gibi kalbini açıp bakma gibi bir lüksüm yok, oyum diyorsa odur beni bıyık altından gülümseten tüm tutarsızlıklarına rağmen.

 

Mantık konusunuysa aşamayacağız sanırım, ama şöyle ifade edeyim, şartlanma ve düşünme birbirine çok yakın gibi görülse de ve şartlanma düşünmenin neticesi gibi görülse de aslında değildir. Şöyle ki her ikisi de somut verilerden hareket ederler, şartlanma bir tekrarın neticesinde gerçekleşir ve mantık verilerden birini neticiye bağlar. Düşünme de benzer şekilde hareket eder gibi görünse de düşünmenin öncelikle tekrara ihtiyacı yoktur ve ne kadar tekrar ederse etsin düşünce somut verinin gösterdiğinin çok dışında sonuçlara varabilir. Yani mantıkla zil çalıyor yem gelecek sonucu mutlaklaşırken, düşünceyle zil çalıyor, bugünlerde çok kilo aldım, yemesem mi artık sonucu çıkabilir :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yazıyı birde böyle ikisini birden okuyun..Fuzuli isimli üye siz itiraz etme konusu sormuştunuz bende cevap verdim.. lütfen "sadece" bu konu üzerinde varsa sorunuz onları tartışalımm.. mantık konusunun nasıl başladıgını fln konuyu dagıttı.. ya da şöyle yapalım.. bu önerme size saçma geldiyse ve amaç hakikati bilmek değilde görüşünü savunmaksa hiç tartışmayalım..

öğretmeniniz öyle bir öğretmenki.. öyle bilgilii.. öyle mükemmel bir öğretmenkii sizi görür görmez geçer mi geçmez mi bilir.. başarılı olur mu olmaz mı bilir.. cinsten bir öğretmen (allahta bizim kaderimizi bildiği için..direk cennete veya cehenneme gönderir.. diyebilir.. o şekilde karşılaştıralım..) öğretmenimiz başladıgı bizi geçirip geçirmemeye.. salih sen geçtinn.. ahmet sen kaldın.. (sen geçtin dediklerinin gerçekten başarılı bir öğrenci oldgunu sınav mınav yapmadan geçiriyor.. başarısız oldugunu bildiği öğrenciyi de bırakıyor.. aynı bizim kafamızda allah bizim kaderimizi biliyorsa direk cennete cehenneme göndersin dememiz gibi) ve ahmet itiraz ediyor.. hayır öğretmenim.. ben başarılı bir öğrenciydimm.. ama siz bana başarısız diyorsunuz.. bunu bildiğinizi söylüyorsunuz.. ben nasıl buna inanayım.. bunu yaşamadann.. başarısız olup olmadıgımı görmeden inanmamm.. ve öğretmen bu uygulamayı kaldırıp sınav yapıyor herkese.. ahmet kalıyor.. salih geçiyor..(yani burdan çıkaracagımız.. diyelim ki ben dünyada yaşamadan "imtihan" olmadan cehenneme gönderilseyim.. nerden bileyimm.. ben bunu yaşamadaım.. belki yaşasaydım cennete gidecektim derimm.. yaşamadan inanmam derim.. buna itiraz ederim.. salih için bir problem yoktur.. o zaten cennete gitmiştir.. ama ahmet cehenneme gittiği için itiraz eder.. yaşamadan inanmam der.. belki cennetlik olacaktım..der..bunu ihtimalli konuşmuyorum.. kendinizde böle bir durumda aynen bunları söylerdiniz)..Allah'ın bizi bu dünyaya göndermesinin daha milyonlarca sebebi olabilir..(mantığa uyan bir örnek verdim.) Allah yarattıklarına değer verir.. onun için itirazdan kasıt bizi önemsediği noktasıdır.. yani şöyle ki o öğretmen bunu bilerek yani ben sınav yapmassam, ahmeti sınıfta bırakırsam, ahmet bu duruma itiraz eder.. ben bunu yaşamadan bilemem der..onun için ahmete 'itiraz etme hakkı' olmadan adaletli davrandığınıda göstererk sınav yapıyor.. ahmete bunu gösteriyor.. ve ahmetin itiraz etme hakkı olmuyor.. bizlerde şuanda bir sınavın içindeyiz.. ve allah bize bak sen böle böle yaptın dediğinde :evet..ben bunu yaşadım..dersin ve itiraz etme hakkın olmaz.. aynı zamanda allahın adaletinide ap açık görmüş olursunuz..

 

 

Sayın nurbanu_o1 biraz önce ''Allah bizi sınava sokarken sordu mu?'' başlığı altında Hz. Adem'le Havva'nın Cennet'ten kovulmasından ve bu bağlamda işlediğimiz günah sebebiyle bizim dünyada belli bir mühlet sınava tabi tutulmamızdan bahsettim.Bu bahiste Allah bizi bu dünyaya sınav olmak için gönderirken şeytana ve bize belli bir mühlet verirken dünya hayatını yaşıyor olmamız bizim yaşamadan Cennet ve Cehennem'e gönderilmemiz konusundaki itiraza ehemmiyet verme durumunu bu noktada nereye bağlayabiliriz?

 

Siz vermiş olduğunuz ''öğretmen ve örencileri sınav'' örneğinden Allah'ın bize ehemmiyet verdiği yargısı üzerine hareket ederek Allah'ın adaletine bu bağlamda vurgu yaptınız.Yukarda söylediğim başlıkta palaman arkadaşımızın sorusundan oluşuyor.''Allah bizi sınava sokarken sordu mu?'' diyor ve bu bağlamda bir adalet sorgulaması tezahür ediyor.Allah bu bağlamda da bizi önemsemeli mi?Sınavı bize yaşatmadan Cennet ve Cehennem'e gönderme durumunu siz adalet olgusuna bağlarsanız Allah bize neden sınava girmeden önce sormadı önermesininin de adalet bağlamında adil bir cevabını bulmalı ve vermelisiniz.

 

 

Ben palaman arkadaşımızın başlığına bu durumun sorgulanabilir, adalet açısından bizim değerlendirebileceğimiz bir durum olmadığını yazdım.

 

Allah bu bağlamda haşa kime karşı sorumlu ki yarattığı varlıkların kendi verdiği iradesinin bir yargısını önemseyerek fiil oluştursun.Yani bize itiraz etme hakkı verilmişse verilmiştir, verilmemişse verilmemiştir.Allah'ın direk Cennet'e koyup koymama fiilini bizim itirazımız düşüncesi üzerine verdiğiniz bir örnekle açıklarsak her konuda itiraz etme hakkımız vardır o zaman bu örnekle ortaya çıkan adalet dahilinde.

 

 

Şurası da ilginçtir ki Tasavvuf'ta ''Ben gizli bir hazineydim bilinmek istedim.'' hadisi tasavvufun bu dünyanın Allah tarafından niçin yaratıldığı konusunda öz düşüncesini oluşturur.Bu düşünceyi bizim bu dünyada yaşıyor olmamıza temel aldığımızda bambaşka bir kurgu çıkar ortaya.Neyse uzun mesele...

 

Kader mevzuhu çok çok çetrefilli algılaması çok zor bir konu hakikaten.Kaderin ayrıntılarının ne olabileceği konusunda bilgimiz bize öğretilen kader kavramı ve yaşantımız sayesinde öğrendiğimiz bilgilerle, bizatihi yaşantımızın kendisiyle bunların akabinde bu iki durumu karşılaştırdığımızda ortaya çıkan kişisel algımız kadar...

 

Muhabbetle...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar, bu kader konusu tartışılıyor, iyi, hoş, tartışılsın da bu arada lütfen tartışmacılardan birisi kaderin ne olduğunu ağyarını mani efradını cami bir şekilde açıklayabilir mi?

Bu eleştiri değildir, gerçekten de bu kelimenin ya da kavramın ya da neyse artık, o şeyin ne olduğu konusunda kesin bir tanıma ihtiyaç var gibime geliyor, yani en azından benim ihtiyacım var :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar, bu kader konusu tartışılıyor, iyi, hoş, tartışılsın da bu arada lütfen tartışmacılardan birisi kaderin ne olduğunu ağyarını mani efradını cami bir şekilde açıklayabilir mi?

Bu eleştiri değildir, gerçekten de bu kelimenin ya da kavramın ya da neyse artık, o şeyin ne olduğu konusunda kesin bir tanıma ihtiyaç var gibime geliyor, yani en azından benim ihtiyacım var :)

_1. Yaşamın başında her şeyin belli olduguna ve insanların her yerini yırtsa da bunları değiştiremeyeceğine inanarak sığındıkları kavram.   

 

_2. Kader bir unix makine, root'unsa kim oldugu konusunda bir sürü rivayet var ortalıkta.

İnsan belki root degil, ama en azindan bir user ve çoğu şeyin icinde, bir çok şey de kontrolünde.

Aynen unix gibi; sadece bakılacak yerleri bilmek, zamanlamayı dogru yapmak gerekiyor...

Ancak bir yerden sonrasına da razı olmak gerektiğini düşünüyor bir çoğumuz...

Neden mi?... 
Her şeyin elinde olmasıyla oluşacak sorumluluklarından yırtmak için...
 

 

_3.  Her şeyin belli oldugu belirsizlik, özgür irade ile çelisen kavram. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

_1. Yaşamın başında her şeyin belli olduguna ve insanların her yerini yırtsa da bunları değiştiremeyeceğine inanarak sığındıkları kavram.   

 

_2. Kader bir unix makine, root'unsa kim oldugu konusunda bir sürü rivayet var ortalıkta.

İnsan belki root degil, ama en azindan bir user ve çoğu şeyin icinde, bir çok şey de kontrolünde.

Aynen unix gibi; sadece bakılacak yerleri bilmek, zamanlamayı dogru yapmak gerekiyor...

Ancak bir yerden sonrasına da razı olmak gerektiğini düşünüyor bir çoğumuz...

Neden mi?... 
Her şeyin elinde olmasıyla oluşacak sorumluluklarından yırtmak için...
 

 

_3.  Her şeyin belli oldugu belirsizlik, özgür irade ile çelisen kavram. 

 

Teşekkürler, ama kavram dinsel bir kavram olduğuna göre ben daha fazlasını istiyorum, yani bu şekildeki açıklamayı biliyoruz her birimiz zaten. Benim istediğim dinsel metinlerden alıntılarla delillendirilmiş bir açıklama ve net bir anlam, böyle açık bir anlam var mı dinsel metinlerde?

Benim okuduğum ve en fazla açılmış olan anlam sanırım Hz. Ali'ye sorulduğunda verdiği cevaptır, Allah'ın emri ve hükmüdür. Şimdi Kuran'ı ayet ayet hatırlamam, ama hatırladığım bir bölümde siz kendi hakkınızdaki hükmü (ya da kendinizdekini) değiştirmedikçe Allah da sizin hakkınızdaki hükmünü değiştirmez diye bir şey var, ayet demiyorum, çünkü anlamı buna geliyor, kelime kelime bu şekilde olmayabilir. Ancak buradan şu çıkıyor ya da çıkabiliyor, biz kendi hakkımızdaki hükmü ya da kendimizdekini (artık o neyse, onu da bilmiyorum) değiştirirsek Allah da bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirecek şeklinde de okunabilir bu metin. Yani kader Allah'ın emri ve hükmüyse ve biz o hükmü değiştirebiliyorsak değişmez olmama ihtimali ortadan kalkmış olmaz mı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

adem ile havva olayı ve bir sürü sebeplerden dolayı.. bizim bile şuan bilemeyeceğimiz sebeplerden dolayı allah bizi sınav yapıyor.ben sadece bir örnek verdim.. Allah bizi önemser.. ve o adaletlidir.. bana bir kimsenin itiraz etme olasılıgında allah böle böle yapıyor ve haklı oldugu halde itiraz kabul etmiyor diyebilirmisiniz?yani insanın itiraz etmesi için itiraz etmesine sebep bir şey olması lazım.. hee..siz daha önce allah bir çocugu müslüman olmayan bir aile içinde yaratsa, çevreside islama karşı olsa.. o çocugunda itiraz etme hakkı yok mu?..diye bir şey söylemiştiniz.. tam olarak böyle demediniz ama bunu kastettiniz sanırım.. bakın bundan dolayı itiraz etme hakkınız yoktur. çünkü bizler biliriz ki hayır sanılan işde şer, şer sanılan işte de hayır olabilir.ayrıca böle kötü koşullara ragmen islamı seçen bir kimse yine buna katlandıgı zorluk derecesine göre mükafat görecektir öte tarafta."Allah bize neden sınava girmeden önce sormadı" diye itiraz edemezmiydik.. burda itiraz edecek bir şey yoktur.sonuçta öğretmenlerde öğrencilerini önemser.ancak sınav yaparlar.. bunun sebebinide sizin verdiğiniz örnekle bile açıklamak mümkündür.(adem-havva olayı.. şeytanın karşı gelmesi ve kıyamet kopana kadar insanları kötülüğe götürmesi)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"SİZ KENDİ İÇİNİZDE OLANI DEĞİŞTİRMEDİKÇE , ALLAH SİZİN HAKKINIZDA OLAN HÜKMÜ DEĞİŞTİRMEZ ." ( RA'D :11 - ENFAL .53 )

olacak dogrusu.. eğer sizin dediğiniz şekilde olsaydı bu ayet.. evet gerçektende sizin yorumladıgınız gibi bir sonuç çıkardı ortaya.. ama burda kendi içinizde olanı derken kalpten..kalpteki imandan bahsetmektedir.. yani bahsedilen kader konusuyla pek alakası yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"SİZ KENDİ İÇİNİZDE OLANI DEĞİŞTİRMEDİKÇE , ALLAH SİZİN HAKKINIZDA OLAN HÜKMÜ DEĞİŞTİRMEZ ." ( RA'D :11 - ENFAL .53 )

olacak dogrusu.. eğer sizin dediğiniz şekilde olsaydı bu ayet.. evet gerçektende sizin yorumladıgınız gibi bir sonuç çıkardı ortaya.. ama burda kendi içinizde olanı derken kalpten..kalpteki imandan bahsetmektedir.. yani bahsedilen kader konusuyla pek alakası yok.

 

Kaderle alakası var demedim zaten, bahsedilen kader tanımıyla alakası olabilir mi dedim :) Bakın bahsedilen kader tanımı attığımız her adımın belli ve değiştirilemez olduğundan bahsediyor

Ancak mesela rad 11 şöyle, İnsanı önünden ve arkasından izleyen (melekler) vardır, onu Allah'ın emri ile gözetlerler. Herhangi bir toplum tutumunu değiştirmedikçe Allah onun konumunu değiştirmez. Allah, bir toplumun herhangi bir kötülüğe uğramasını dileyince, onu hiç kimse önleyemez. İnsanların Allah'dan başka hiçbir koruyucusu, kayırıcısı yoktur.

Toplum tutumunu değiştirirse Allah da onların konumunu değiştirir sonucu çıkıyor buradan, yani toplum ve de insan çaresiz, değişmez bir döngünün içinde değildir, bulunduğu konumu, şartları değiştirebilir anlamı vardır burada.

 

Enfal 53 de benim okuduğum tanımda şöyle, Bu böyledir. Çünkü bir toplum, sahip olduğu ïyi bir niteliği değiştirmedikçe, Allah da o topluma vermiş olduğu nimeti değiştirmez. Hiç şüphesiz Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir. Burada sorun var biraz, çünkü benim okuduğum bir metinde kendinde olanı değiştirmedikçe Allah da hükmünü değiştirmez yazıyordu, ama çok da aykırı şeyler değiller birbirine o değişmez kodeksin içinde hareket etme zorunluluğu bağlamında düşündüğümüzde. Burada da aynı şey var, yani her şeyin önceden kesinkes belli olduğu ve değiştirilemeyeceği yorumunu aşan anlamlar yüklü bunlar.

Yani burada ister verilen nimetten, ister sizin dediğiniz gibi kalbinde olandan diye geçsin fark etmez, sonuçta insana ve topluma bir şeyleri değiştirebilirsin sen mesajı var gibi geliyor bana, tabii yanlış anlıyor da olabilirim :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Yazan KALEM İNSAN bu gezegende.. :) silen silgide.. :)

 

KADER(kadar,ne KADAR..ölçü yani)üzere var ettim her şeyi..Bir ''kader''üzere..bir ''ölçü''ile.. :)

 

Kader(ölçü)bu gezegende var..bu evrende var..karayollarında var,bu viraja 80 ile gir..90 ile girdin kaderi aştın,ölçüyü bozdun..sende bu virajdan tek parça halinde çıkamassın..savrulur parçalara daha ufak ölçülendirmelere tabi olursun..yersen tabii.. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Yazan KALEM İNSAN bu gezegende.. :) silen silgide.. :)

 

KADER(kadar,ne KADAR..ölçü yani)üzere var ettim her şeyi..Bir ''kader''üzere..bir ''ölçü''ile.. :)

 

Kader(ölçü)bu gezegende var..bu evrende var..karayollarında var,bu viraja 80 ile gir..90 ile girdin kaderi aştın,ölçüyü bozdun..sende bu virajdan tek parça halinde çıkamassın..savrulur parçalara daha ufak ölçülendirmelere tabi olursun..yersen tabii.. :D

 

bakın bu daha mantıklı, hiç olmazsa eylemlerin sahipliği ve sorumluluğu konusunda daha makul görünüyor :) yenebilir yani :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Araba var 70'le girer viraja çıkışta toplarsınız parçalarını, araba var 120'yle girerseniz viraja hayran kalırsınız yol tutuşuna...smile.gif

 

Kullandığımız arabaya gireceğimiz viraja dikkat etmeliyiz galiba.Bilmeliyiz kullandığımız arabayı ki girdiğimiz virajdan sağ salim çıkalım öyle mi?laugh.gif

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Araba var 70'le girer viraja çıkışta toplarsınız parçalarını, araba var 120'yle girerseniz viraja hayran kalırsınız yol tutuşuna...smile.gif

 

Kullandığımız arabaya gireceğimiz viraja dikkat etmeliyiz galiba.Bilmeliyiz kullandığımız arabayı ki girdiğimiz virajdan sağ salim çıkalım öyle mi?laugh.gif

 

Muhabbetle...

 

Evet..aynen öyle sn.FUZULİ.. :)

 

Hepimizin ''arabası''altında..doğduğundan beri..tanıması için belli bir zaman gerekli..nerde durur nerede yürür..değilmi.. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bakın bu daha mantıklı, hiç olmazsa eylemlerin sahipliği ve sorumluluğu konusunda daha makul görünüyor :) yenebilir yani :)

 

 

RAB öğretmediklerinden sınav yaparmı.. :)

 

Quantum Fiziği Mekaniği Felsefesi ile pek uğraşan bir Prof.abla şöyle demişti bana..Bu felsefe bütün sorumluluğu tanrıdan alıp İNSAN,ın kucağına bırakıveriyor.. :D al başına iş.. :D bütün sorumluluk sende.. :D ne gerek vardı şimdi buna..nasıl olsa bir sorumlu vardı..adıda Allah,tı.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

RAB öğretmediklerinden sınav yaparmı.. :)

 

Quantum Fiziği Mekaniği Felsefesi ile pek uğraşan bir Prof.abla şöyle demişti bana..Bu felsefe bütün sorumluluğu tanrıdan alıp İNSAN,ın kucağına bırakıveriyor.. :D al başına iş.. :D bütün sorumluluk sende.. :D ne gerek vardı şimdi buna..nasıl olsa bir sorumlu vardı..adıda Allah,tı.. :)

 

yok, bem kibirliyimdir, başarıdan pay almak isterim, e bunu isteyince de mecburen başarısızlıkların da sorumluluğunu yüklenmem gerekiyor. Yani kibirlenebilmek için rahat rahat sorumluluk almayı tercih ederim :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

adem ile havva olayı ve bir sürü sebeplerden dolayı.. bizim bile şuan bilemeyeceğimiz sebeplerden dolayı allah bizi sınav yapıyor.ben sadece bir örnek verdim.. Allah bizi önemser.. ve o adaletlidir.. bana bir kimsenin itiraz etme olasılıgında allah böle böle yapıyor ve haklı oldugu halde itiraz kabul etmiyor diyebilirmisiniz?yani insanın itiraz etmesi için itiraz etmesine sebep bir şey olması lazım.. hee..siz daha önce allah bir çocugu müslüman olmayan bir aile içinde yaratsa, çevreside islama karşı olsa.. o çocugunda itiraz etme hakkı yok mu?..diye bir şey söylemiştiniz.. tam olarak böyle demediniz ama bunu kastettiniz sanırım.. bakın bundan dolayı itiraz etme hakkınız yoktur. çünkü bizler biliriz ki hayır sanılan işde şer, şer sanılan işte de hayır olabilir.ayrıca böle kötü koşullara ragmen islamı seçen bir kimse yine buna katlandıgı zorluk derecesine göre mükafat görecektir öte tarafta."Allah bize neden sınava girmeden önce sormadı" diye itiraz edemezmiydik.. burda itiraz edecek bir şey yoktur.sonuçta öğretmenlerde öğrencilerini önemser.ancak sınav yaparlar.. bunun sebebinide sizin verdiğiniz örnekle bile açıklamak mümkündür.(adem-havva olayı.. şeytanın karşı gelmesi ve kıyamet kopana kadar insanları kötülüğe götürmesi)

 

 

Sayın nurbanu_01 öğretmen de öğrencilerini önemser ama sınav yapar senaryosunda öğretmenin iradesi dahilinde olan isteseydi yapmazdı durumu bir seçenek olarak önünde durmuyor.Yapmak zorunda öğretmen şartları belirleyen kendi değil çünkü.

 

Bu noktada birçok cevabını bilmediğimiz soru türetebiliriz işimize yaramayan belki de.Neden mi? Allah şeytana önem vermeseydi şeytanın karşı gelmesini önemsemeseydi, HZ. Adem'le Havva şeytana uymuş olsa bile HZ. Adem'le Havva'yı Cennet'ten çıkarmayabilir şeytanın karşı gelmesine önem vermeyebilir bizi de dünya aleminde sınava tabi tutmayabilir en başta Cehenneme gitme olasılığımızı yaratmayabilirdi.Öğretmenin durumundan çok farklı bir durum bu değil m?Öğretmen örneğinde, öğretmen şartlarla sınırlandırılmış bir güce sahip,diğer tarafta bu noktada tek hüküm sahibi, tek güç sahibi Allah var.

 

''Allah'ın hikmetinden sual olmaz.'' derler, ne güzel söylemişler değil mi?Haydi bu soruyu sorduk diyelim nasıl bileceğiz hikmetini, var mı inanmaktan başka çaresi?Burdaki mantık, adalet görünen o ki bizim cüz-i irademizin üstünde.Eeee cüz-iradeyle ne mümkün küll- iradeyi anlamak, algılamak, sorgulamak.

 

Dünya örnekleriyle küll-i iradeyi anlatmak için kelime mi yeter, hangi örnek karşılık gelir her şeyin sahibinin sıfatlarını anlatmaya değil mi?

 

Bu bağlamda sizin verdiğiniz örneklerin mantığı önce inanmaya sonra bu mantığı kabule dayanır.Öğretmen öğrencisini önemser ama sınav yapmakla yükümlüdür gelecek itirazı saf dışı bırakmak için ayrıca öğretmenin elinde güç olsa kimsenin sınavdan başarısız olmasını istemez gücü yetse bütün öğrencilerini başarılı kılardı.

 

Dediğim gibi Allah isteseydi adaletini bizi hiç Cennet'ten çıkarmadan da gösterebilirdi, şeytan hakkındaki hükmü de başka olabilirdi, bu şekilde de bizi önemserdi; dünyayı yarattı bizi sınava tuttu bu da Allah'ın adaleti bizim itirazımız ne ki?

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.