Canraşit tarafından postalanan herşey
-
İttifakçılar bir çatı partisi değil liste partisi bulmalı
Efendim, bu da soyut ve izafet yüklenebilir olmadı mı şimdi ? Şimdi, birisi de çıkar Atatürk sömürüsüne veya yoksulluk üzerinden sömürü edebiyatına karşı olanlar ne tarafta yer alacak demez mi ? Siz benim gördüğüm kadarıyla tartışmalarda bir türlü kendi pencerenizden bakmaktan kurtulup objektif, üstten bir bakış geliştiremiyorsunuz nacizane eleştirim bu. Ben somut bir karşıtlık üzerinden asgari birleşme noktası tanımladım. Mesela, NATO'ya, ABD'ye derinden bağımlığa karşı olan merkez sağ dediğimiz burjuva demokrasisinden taraf olanlar yok mudur ? Bunları dışlamanın bir mantığı var mı ? Ben birleştirmeye, siz ise ayrıştırmaya çalışmış olmuyor musunuz ? Mesela, Cumhuriyetin burjuva demokrasisi anlamında belli kazanımlarının korunup, üstüne sağlıklı bir demokrasi geliştirilmedikçe emeğin sömürüsünü de ortadan kaldırmak için bir zemin oluşturulabilir mi ? Saygılar sunarım.
-
İttifakçılar bir çatı partisi değil liste partisi bulmalı
Efendim, asıl gülen adam ifadesi konulacak yer şu yazdıklarınız. Ben sizden ısrarla örnek istiyorum ama siz örneği benden istiyorsunuz, bu nedir şimdi ? O kadar basit değil efendim. Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu kuvvetler ayrılığı ilkesini ortadan kaldırmak, muhalifleri bertaraf için hukuku araç yapmak, işine gelmeyenleri yazan gazetecilerin patronlar vasıtasıyla sustrulmasını istemek, sayın y.yılmaz'ın dediği gibi tek bir adamın sözüyle hukuk sürecinin durdurularak heykellerin, bunu o yörede istemeyen MHP'lilerin gönlünü kazanmak için yıkılmasına karar verilmesi, Cumhurbaşkanı'nın tarafsız olması gerekirken tatmin olması, kefil olması, 12 Eylül'ün budadığı işçi haklarını daha da budanması, özerk olması gereken diyanetin ele geçirilmesi, meclis başkanının, sağlık bakanının azarlanması ve şu an aklıma gelmeyen onlarca, yüzlerce örnek. Yani, '' Sivil Darbe '' sürecinin gerektirdiği, alt ve üst yapı kurumlarıyla devletin rejiminin dönüştürülmesi için zemini oluşturmak için atılan adımların bir de ileri demokrasi diye yutturulmaya kalkılarak kamufle etmeye çalışmak ve böylece tam bir mutlak hakimiyet için AKP'nin ezici çoğunluğu oluşturduğu iki partili meclis için bu seçimlerde MHP'nin barajın altında kalması için geliştirilen stratejileri nasıl yorumlamak lazım sizce ? ABD, Nato Solun da içini oyuyor,istediği şekli veriyor, istediği gibi yönlendiriyor manasını nereden çıkardınız. Dediğim şu; 1950'den beri içi boşaltılmış olarak Atatürkçülük diye pazarlanan devletin temel felsefesi olan Milliyetçi ideoloji, '' Sivil Darbe '' sürecinin sonunda, artık, hatta belki de yine Atatürkçülük adı altında, '' Ilımlı İslam '' rejimine dönüştürülecek. Bu dönüşüm için de arada mutlaka bir dikta dönemi göreceğiz. Madem gökkuşağının yedi rengini de biliyorum diyorsunuz o zaman '' Muhafazakar din eksenli kesim '' demek de ne oluyor ? '' Muhafazakar din eksenli kesim '' hiç bir zaman yekpare olmamıştır. Milli Görüş ve Nur cemaatinin arasındaki temel fark ABD ve NATO'ya bakıştadır. Ters bir mantık olmuş, CHP'nin üzerine giydirilmeye çalışılan '' darbeci, askerci '' yaftasını fırlatıp atmak için söylenen bir ifadeyi, AKP '' Sivil Dikta''sının olmaması için de bir garanti olarak düşünmenin bir mantığı var mı ? CHP'ye AKP'ci diyen var mı ? Saygılar sunarım.
-
İdam Cezası
Pekela, bakalım hemen : Kendi kelimelerinizle, çocuk tecavüzleri ve ölümleri davranışları sergileyen insanların normal olmadığı psikolojik olarak hasta oldukları için ceza almaları -idam gibi- olanaksızdır demişsiniz. Yani, bunları Psikoz hastası sınıfına sokup, cezai ehliyetleri yoktur demeye getirmişsiniz. Fakat, güzel, araştırıp doğruyu bulup, dediğime geldiğinize memnun oldum. Düşündük efendim, hatta düşünmekle kalmayıp yazdık da : Bunu da söyledik, yazılanları okumuyorsanız ben napayım efendim ? Saygılar sunarım.
-
DİN, DOGMALAR VE BİLİM
Nereden böyle bir sonuca ulaştınız anlaşılır değil. '' Dogmalar yıkıma yol açabilecek şekilde kullanıldığında, dogmaları doğru kabul edenler, doğrular istismar ediliyor sanırlar '' deseniz bu doğru olurdu ama... Evet, '' Din dogmatik olmazsa kullanılamaz, istismar edilemez diye bir şey var mı ki, bilim istismar edilemesin, kötüye kullanılmasın ? '' dedim. Yani, hem dinin hem de bilimi istismara açık hale getiren dogmatik olup olmamaları değil, insanların bunları dogmatik algılayıp algılamamalarıdır diyorum. Ne din ne de bilim istismar edenlerin varlığı nedeniyle suçlanamaz diyorum. Siz ise, din yamuk ve dogmatik o yüzden her şart ve koşulda istismara açıktır diyorsunuz. Bilim için ise, sayın demirefeye katılarak dogmatik ve yamuk olmadığı için her şart ve koşulda istismara açık değildir diyorsunuz ama öte yandan '' Anlamı sömürmek, iyi niyeti kullanmak olan bu fiil, bilim'in kanıtlanmış doğrularına uygulandığında istismar olur gerçekten." diyerek belli koşullarda onun da istismara açık hale getirilebileceğini söylüyorsunuz, işte ben bu çelişkiden bahsetmiştim. Sanırım daha net anlatabildim. Saygılar sunarım.
-
NATO 'nun ne işi var Libya da?
Efendim, anti emperyalist kampta bir araya gelmiş olanların hepsinin solcu olduğu söylenemeyeceği gibi, Yaşar Okuyan gibi geçmişinin özeleştirisini yapan eski MHP yöneticileri de bu kampta yer almaktadır. Diğer taraftan, kişiler üzerinden değil de ilkeler üzerinden düşürürsek, bakın bir başka başlıkta sizin ifadeniz : Yani, temelde bunu sorgulayan genel anlamda solcudur. Saygılar sunarım.
-
NATO 'nun ne işi var Libya da?
Kaddafi'yi diğer diktatörlerle bir tutmak yanlış olur. Beğeniriz veya beğenmeyiz ama Kaddafi iktidarı ele geçirirken, diğerleri gibi emperyalist güçlerin desteğini almadığı gibi, uygulamaları ile de emperyalist ülkelerin çıkarlarına aykırı davranmıştır. Saygılar sunarım.
-
Tanrı Egoisttir...
İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıklar da '' bu... '' diye işaret edilerek belirtilir. O nedenle, hakaret demedim ama bir hanımefendi için '' bu '' sözcüğünü kullanmanın nezaketsizlik olduğu kesindir. Ve üstelik hakaret olarak da algılanabilir, bu da kişiden kişiye değişir. İnsanlara saygı göstermek de bir insan hakkıdır unutmayalım, raif bostan ! Saygılar sunarım.
-
Ahiret'te kimlere özel muamele var?
Efendim, çoklu ilişki hakkı evrensel doğru değildir ki. Tamam bu bir haktır ama herkesin bu davranışı doğru kabul etmesi gerekmez. Herkes kırmızıyı sevmek zorundadır denilememesi, kırmızıyı sevmenin bir insan hakkı olması gerçeğini değiştiremeyeceği gibi. Saygılar sunarım.
-
Ahiret'te kimlere özel muamele var?
Efendim, bu iki ifade çelişmiş. Bu çelişkiyi gidermek için, ilk cümleyi; '' Bir davranışın, evrensel doğru olması için herkesin o davranış konusunda aynı düşünmesi, doğru demesi gerekir'' şeklinde değiştirmek gerekir. Saygılar sunarım.
-
DİN, DOGMALAR VE BİLİM
Tabii ki '' dualist mantık '' batı felsefesine ve dinlerine özgüdür. Saygılar sunarım.
-
DİN, DOGMALAR VE BİLİM
Gösterdiğim çelişki anlaşılmamış. Din dogmatik olmazsa kullanılamaz, istismar edilemez diye bir şey var mı ki, bilim istismar edilemesin, kötüye kullanılmasın ? Kaldı ki, Bilim de kendisi dogmatik olmasa da dogmatik olarak algılanabilme durumu da vardır. Saygılar sunarım.
-
İttifakçılar bir çatı partisi değil liste partisi bulmalı
Sayın Fuzuli ben eskiden her şey güllük gülistanlıktı, demokrasi mükemmeldi diye bir şey dedim mi? Asla ! Ve bugünkü rejimin de dikta olduğunu söylemedim ama gidişatın demokrasi yokluğuna, diktaya doğru olduğunu söylüyorum. Neye dayanarak ? Somut delillere göre. Efendim, bu ülkede devlet eliyle devletin istemediği hiçbir siyasete izin vermeyenler, NATO'ya girişimizden itibaren AKP zihniyetinde olanlar dersem şaşırırsınız değil mi ? Nedir AKP zihniyeti ? Türkiye'nin çıkarlarının ABD'ye, NATO'ya bağımlılıkta gören, bir zamanlar Sosyalizmi düşman gören zihniyet değil mi ? Hani, 6. Filoyu protesto edenlere M.Şevki EYGİ'nin kışkırtmaları ile baltalı, bıçaklı saldırılarda bulunanlar gibi. NATO eskiden darbelere zemin hazırlayan paramiliter güç olarak ülkücüleri, Nur cemaatini, şimdilerse ise sürece yaydığı Sivil Darbe zemini oluşturmak için her darbede yol verdiği FG cemaatini kullanıyor. Bu mu devlette hep var olan CHP zihniyeti ? CHP zihniyetini Atatürkçülük olarak tanımlarsak, 1950'den sonra bu zihniyetin NATO-ABD eliyle içinin boşaltıldığını göremeyecek miyiz ? Ne demişti, Agah Oktay Güner 80 sonrası yargılandığı davada, '' fikrimiz iktidarda, kendimiz hapiste '', değil mi? Ha gelelim 28 Şubat sonrası, ABD çıkarlarına aykırı biçimde devlette yerleşen '' ulusalcılık''ın temel Cumhuriyet değerlerine sahip çıkış üzerinden ürettikleri statükocu, eksik vizyonlu, ideolojik temelden yoksun siyasete derseniz o başka. Fakat, '' Cumhuriyet'in kurulduğu yıllara kadar gitmiyorum özel bir dönem bir nebze olsun normal karşılanabilir yapılanlar '' diyorsanız, tamamlanmamış bir devrim sürecinin tekrar rayına sokulması adına yapılmaya çalışılanları da normal karşılamanız gerekir. Elbette ki, bu zihniyetin ürettiği AKP'ye oy verenleri '' bidon kafalı,göbeğini kaşıyan ve bilinç yoksulu '' sayan bakış açısı elbette çok ama çok yanlıştı. Ve gerçek CHP zihniyeti de, gerçek Atatürkçülük de bu değildi. Bu kadar ak-kara diye okunmaz ki efendim tarih. Sizin deyişinizle '' değişkeni ziyadesiyle fazla olan bir konu '' değil mi tarih de ? Ve CHP'nin dikta rejimi ile ilgili bir örnek göremedik henüz onu da tekrar hatırlatmış olayım. Saygılar sunarım.
-
İdam Cezası
Efendim, 10 ay olur mu hiç ? 10 haftadır o. Saygılar sunarım.
-
İttifakçılar bir çatı partisi değil liste partisi bulmalı
Efendim, öncelikle, 1978'de yanılmıyorsam %42 ile iktidar olan CHP'yi atlamışsınız. Tabii o zaman şimdiki gibi değil, nisbi temsil vardı, ki doğru olan da budur, ayrı konu. Ayrıca, 82 Anayasasını %92 gibi ezici bir çoğunlukla onaylayan halkımızın demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, cumhuriyeti sevmediğini söyleyebiliriz değil mi ? Ve CHP'nin dikta rejimi ile ilgili bir örnek göremedik henüz onu da hatırlatmış olayım efendim. '' AKP'ye benzemek '' Hangi anlamda ? Bunu biraz açmak gerekir kanatimce. Efendim, CHP'nin dikta rejimi ile ilgili bir örnek göremedik demiştim, hangi ayıp ? Saygılar sunarım.
-
İttifakçılar bir çatı partisi değil liste partisi bulmalı
Rica ederim sayın Fuzuli, bilakis çok güzel ironi yapmışsınız da, '' vatan elden gidiyor '' olmasa da, ki bu tartışmalı bir konudur, ileride bir konfederatif yapının olamayacağı garantisi yoktur, '' demokrasi elden gidiyor '' denebilir yani, gidişat o yönde... Efendim, güçlü ekonomi olmasa da bağımsız politika izlenebileceğini başka başlıkta ifade etmiştim. AK Partisi de, yükselen ABD, İsrail karşıtlığını manüpüle etmek için tripler atmıyor mu ? Bu imajı üzerinden sıyırmak için her fırsatı değerlendirmiyor mu ? Saygılar sunarım.
-
İttifakçılar bir çatı partisi değil liste partisi bulmalı
Mesela ? CHP'nin '' faşist soslu dikta rejimi ''nden bir örnek rica edelim. Hem diyelim ki öyle olsun. Arada 60-70 sene fark var değil mi? 2011'de '' faşist soslu dikta rejimi '' kurmaya çalışmak biraz ayıp olmuyor mu ? Yani; '' Yok aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız '' mantığı hem yanlış hem mesnetsiz... Saygılar sunarım.
-
İttifakçılar bir çatı partisi değil liste partisi bulmalı
Efendim, şuna Bağımlılığı Savunanlar-Savunmayanlar, NATO'ya, ABD'ye karşı olanlar-olmayanlar dedik miydi taşlar yerine oturur, olay netleşir, izafet yüklenecek bir durum kalmaz. Saygılar sunarım.
-
İdam Cezası
Efendim, 10 aydan sonra kürtaj yapan tabib yargılanamaz mı yani ? Saygılar sunarım.
-
İdam Cezası
Efendim, 90'larda idam da vardı, her türlü yargısız infaz olanakları da vardı. Ne oldu ? Terör pik yaptı. Ne zaman ki Susurluk çetesi ifşa oldu ve Özel Tim lav edildi. İşte o zaman terör minimize oldu. Onun için, 2003'ten sonra terörün azmasını, yeniden hortlamasını AB uyumlu yasalara değil, siyasi iradenin tavrına bağlamak gerekir. Öcalan'ın yakalanması önemli bir fırsattı. Öcalan kullanılarak terör örgütünün koşulsuz ateşkes ilan etmesi sağlanabilirdi. Tabi bunun çaresi cezaları arttırmak ile birlikte bu gibi suçluların yetişmesine olanak sağlayan sosyal ortamın, düzenin de ıslahıdır. Saygılar sunarım.
-
İdam Cezası
Konu okunmadan öylesine bir şeyler yazmak amacıyla ortaya karışık bir şeyler yazmaya kalkınca yazılanları anlamamak, entellikle suçlamak kolay olur tabii. Düzgünce tartışan, ortaya bilgi koyan insanları entellikle suçlamak da bir avam davranışıdır. Bu davranış da doğru kabul edilmeli midir ? Siz bu yazıyı nasıl yorumlarsınız peki ? Hiç alakası yok. Öncelikle size ceza vermek istemiyoruz, tartışmak karşı tarafı cezalandırmak değildir bir, ikincisi adalet duygusunu inkar etmemiştik : Sizin anlayacağınız, kıssadan hisse sayın Ramazan Davulcusu, tartışmalara katılıp yorum yazmak için öncelikle biraz kendimizi yorup neler yazılmış diye okuyup anlamış olmak gerekir. Saygılar sunarım.
-
İdam Cezası
Efendim, tabii birilerinin Determinizmi kendine yontarak yorumlamasına bakarsak öyle. Ama mesela sayın demirefe'nin de belirttiği gibi Farabi ve İbni Sina gibi bilginler de determinizmi keşfetmişlerdi. Hatta meşhur determinist değerli matematikçi, fizikçi Laplace'ın kadere bakışı, İslam Kelamı mezheplerden Cebriyye mezhebi'nin ulaştığı Fatalizm görüşüne benzerdir. Saygılar sunarım.
-
İdam Cezası
Efendim, bu sonuca nasıl vardınız ? Somut dayanaklarınız var mı ? Saygılar sunarım.
-
İdam Cezası
Fakat sizin savunduğunuz İdam cezası değil '' Linç ! '' Üstelik, toplumda yalnızca idam gerektiren suçları işleyenlere karşı değil, kendi subjektif liyakat ölçünüze göre oldukça kalabalık bir listeye karşı cezalandırmaya yönelik bakış açınız var. Bir eğitimci olarak çocuklara da bunları öğretiyorsanız gerçekten vay halimize ! Saygılar sunarım.
-
İdam Cezası
N'apıyoruz şimdi efendim, adamlar bekliyor, işleri var, İdam olsun mu olmasın mı ? Sonuç çıkmadı mı hala ? Yine konu önce bilime sonra determinizme gelmiş. Neden acaba ? Neyse, yine başlayacağız anlaşılan : Doğru yoktur demek indeterminizm değildir. Felsefe ile Bilim her alanda bağımsız değildir. Mühendislik Etiği, Tıp etiği gibi uygulamalı etik yani ahlak felsefeleri, ilgilendiği uygulamalı bilimlere yön verir, karışır, dikte eder. Bu felsefeler, uygulamalı bilim uygulamacılarının yani teknolojiyi üretenlerin, insanların zararına çalışmaması için üretilen kuralları içerirler. Sömürü olgusu bu kurallara her zaman ters davranmaya zorlar tabii, burada tartışılan da sayın Evrenselin dediği gibi, o. Fakat, sayın y.yılmaz çok anlaşılır cümleler yazmış ama '' söylenene değil söyleyene odaklı tartışma mantığı '' işi buraya kadar getirmiş : Ve bu arada sayın y.yılmaz'a sormak gerek '' hangi kapıya ? '' diye... Saygılar sunarım.
-
Ahiret'te kimlere özel muamele var?
Efendim, insan hakkı olan bir davranışın, yani çoklu ilişki hakkının, bunu isteyen insan için bir hak olması manasında savunmak başka bir şeydir, bunu zorunlu tutmak, yani çoklu ilişkiyi dayatmak, herkesin böyle yapması, yapanları sevmesi gerektiğini söylemek, savunmak başka bir şeydir. Sizin yaptığınız ikincisidir ve yanlıştır. Saygılar sunarım.