dominik tarafından postalanan herşey
-
Tabanın sesine kulak vermişler (!)....
Yazidan anlasilan ülkenin bölünme durumuna nasil geldigi ve kimlerin rolünün oldugu. Basta uniformali yani Evren ve diger yardimcilari "Atatürkcüler" olmak üzere, irkci, fasit ve dinci zihniyete sahip olanlar. Bunlarin sayesinde Kürt halkida aynen Türk halkinin yasadigini yani irkci, gerici ve fasitlerin agirliginda yönetilmeleridir. Bu durma son diyebilmek icin önce ülkedeki tüm fsist, irkci, isbirlikci, uniformali sahte "Atatürkcüleri" saf disi birakmamiz gerekli. Türk ve Kürt irkcilari birbirlerini karsilikli besliyorlar ve halklara zarar veriyorlar.
-
KURBAN KESİLMELİ Mİ?
Ne alakasi var simdi konuyla. Siz kurban kesimi yerine dogrudan yardim yapilmasi tarafimisiniz yoksa 1400 yil önceki gibi hala hayvan kesilmesinden tarafmisiniz. Hayvanlara yapilan iskenceden kimlerin zevk aldigi veya üzüldügü her kurban bayrami öncesinde caddelerede yasananlari görüyoruz. Hayvani direge baglayip ayaklarina satirla vuranlar büyük ihtimal üzülüyordur. Oruc tutmayan ögrencinin üzerine satirla saldiran zihniyet zavalli hayvanlara hic cekinmeden gider ve satir matir tanimadan eline ne geciyorsa iskence eder. Bunlari yaparkende Allah adina yaparlaya ona sasiyorum.
-
KURBAN KESİLMELİ Mİ?
Demekki bazi arkadaslarimiz kendilerini belirli kaliplardan kurtarabilmisler. Ama diger taraftan kurban kesmeyi neden sadece Islam'a bagliyorsunuzki? Bazi toplumlarda dine dayali olmayan kurban kesimleride var ve diger bazi dinler de kurban olayi var. Ama burada kimse "Kurban" a özünde karsi degilki, sadece yasanan olaylar cercevesinde hayvanlara karsi uygulanan vahseti gözler önüne getiriyorlar ve diyorlarki, Kurban meselesini "hayvan kesmek" yerine mesela degisik bicimlerde para vererek, yoksul birinin egitimini veya cocuguna alamadigi okul kitap veya elbise masrafini üstlenilse daha saglikli olur deniliyor. Neden milyonlarca insan egitim göremezken, evi barki yokken, hastaneye gidemezken, cocuguna bir ekmek satin alip götüremezken milyonlarca hayvani kesip ona buna dagitacagimiza bahsettigimiz insanlara yardim amaciyla bir kurulusa verilmesini syöleyenler islama karsi oluyorlarmi?
-
33 ERIN ÖLÜMÜNDE HATALI OLAN TSK MENSUBLARINDAN KIMSE HESAP SORAMADI
Bu aciklamalariniz devletin ve TSK'nin masumlugunu isbatlamiyorki. Söylemlerinizin dogrulugu isiginda aciklamalariniz dahada vahim. Demekki devletin ve TSK'nin o kadar cok yaptigi yasadisi olaylar varki cok profesiyonel yaptiklari icin hala gün isigina cikmamis. O yüzden 85 yildir yasanan bir cok katliamlarin, yasadisi eylemlerin, öldürme olaylarinin, suikastlarin ve faili mechullerin socrumlulari bulunamiyor. Ama sizin biulgilerinizi dogru kabul edersek aslinda yasanan tüm karanlik olaylari aydinlatmis oluyoruz. Sorumlular belli.
-
DERİN DEVLETİN SIRLARI
Önyargilarin devreye girdigi cok dogru. Yanlis olan "daha objektif bakmalisiniz olaylara ..." yazmaniz. Dogru olani "olaylara daha objektif bakmamiz" dememiz, yani hepimizi iceren bir arzu. Kimse kendisini objektiflerin sultani saymasin.
-
33 ERIN ÖLÜMÜNDE HATALI OLAN TSK MENSUBLARINDAN KIMSE HESAP SORAMADI
Demokrasi isteyen ve sahiplenen hic kimse herhangi bir askeri cuntayi dogru ve gerekli bulmaz. 12 eylüyü ve öncesini yasamdigimi nereden biliyorsunuzda cuntanin hangi sebeblerden gedigini bilmedigimi idaa ediyorsunuz? 12 Eylül cuntasi ülkemizde kurulusundan itibaren demokrasinin yerlesmedigini gösteriyor. Cuntacilara bu kadar sahip cikan bir toplumda baska bir ülkede göstermezsiniz. Bu tutum dahi yillarca halkimiza demokrasi yerine totaliter rejimler iyi gösterildigini kanitliyor. Ama gene de biz konumuza gelelim. "yesil kusak" projesini sadece bir "yanlis" olarak görmemizde dogru degil. 12 Eylül fasist cuntasinin gelisi hct sizin bahsettiginiz sebeblerden dolayi degildi. Her dönem oldugu gibi o dönemde de cuntanin gelmesinin sartlari gecmis yillarda yavas yavas olusturuldu ve bunu kimler yapti acaba? Tabiiki derin devlet, yani o dönem Ecevit´'in bahsettigi Konturgerila. 12 eylül cuntasindan önceki gelismelere bakrsak olayi daha da saglikli anlayabilecegiz. Maras katliami, Corum katliami, Abdi Ipekci cinayeti, 1 mayis katliami, 7 Tip'li ögrencinin öldürülmesi,..... Bu olaylar tek bir merkezden yönlendirilip ülkede demokrasi güclerini bastirmak icin cuntanin gelmesine zemin hazirlayan güclerdir. Benzeri gelismeleri sonraki yillarda da yasadik ve halada yasiyoruz. 12 Eylül'ün gelmesinin zeminin hazirlayanlar ile gelenler zaten belirli ortak konuda anlasmislarki o dönem neredeyse sadece ülkedeki demokratik ve özgürlükcü düsümceleri susturdular. Ayni zaman icerisinde "yesil sermaye2 nesilleri yetistrimenin zeminlerini hazirladilar ve günümüze kadar geldik. Yeri gelince hic toz kondurmuyoruz ve daima Atatürkün yokunda oldugunu söylüyoruz TSK icin. Böyle önemli ve "Atatürke en sadik" bir birim nasil olurda neredeyse intihar anlamina gelecek bir "yanlislik" yapabilirler? Ben yapilani "yanlislik" olarak degil bilhassa bilerek yapilan bir gelisme olarak görüyorum. Siz bir "yanlisliktan" bahsediyorsunuz ama günümüzün TSK genel kurmayi hala bir yanlis yapildigindan bahsetmiyor ve "atatürkcü" Evren'i sonuna kadar savunuyorlar. Biz TSK'ni bildigimiz ve inandigimiz gibi görmek istedigimiz icin onlara karsi yapilan her elestiriye karsi savunma kompleksiyle karsilik veriyoruz. Hic bir demokrat ve baris yanlisi insan demokratik sistem icerisinde demokrasinin, barisin ve huzurun garantisi olan TSK'ne karsi olmaz ve olamazda. Ama TSK malesef ne demokrasinin ne de baris ve huzurun garantisidir ülkemizde. Her iktidara geldigi dönemde ne baris ne de huzur saglanabilmistir ve gecmisi aratan duruma getirmistir ülkeyi. AKP'nin iktidara gelisinin temelleri 1980 döneminde "atatürkcü TSK" mensuplari tarafindan itinaca atilmistir. Simdiki durum aynen ABD'nin basina gelene benziyor. TSK kendi yetistirdigi nesil tarafindan yok edilmeye calisiliyor, aynen El-Kaide ve diger seriatci güclerin ABD'ye karsi actiklari savas gibi. TSK koynunda bilerek yilan besledi, onun disinda teröre karsi mücadele adi altinda sayisiz kanun disi örgütlere kendi icerisinde müsaade etti ve kurulmasinda yardimci oldu. "Yesil sermaye" ve TSK icerisindeki kanunsuz is yapan cevreler TSK'ni sarmislar ve yutmaya calisiyorlar. Ben sadece kendi düsen aglamaz ve herkes ektigini bicer derim.
-
Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik Kulübü’ne Saldırı
Sadece Islam degil aslinda tüm dinler de hosgörü yoktur. Bazi dinler mesela Hiristiyanlik kendisini reform yaptigi icin hosgörüsüzlügü islamdaki kadar göze carpmiyor. Madem Islam dini hosgörülü ise neden genelde Islama her yönüyle sarilan insanlar hosgörüsüz oluyorlar? Neyi kimden sakliyoruz? Islam aleminde neredeyse hayatin her alani sorgulaniyor. Giyimnden tut, konusmana, yemene, icmene, yatmana ve kalkmana kadar her sey sorgulaniyor ve günah olup olmadigi belirleniyor. Gören köy klavuz istemez derler. Sadece lafta hosgörülüyüz demekle olmuyor, uygulamakla olur. Insanlar kararlarini okuduklarina göre degil yasadiklarina göre verirler.
-
Muş'ta esnaftan göstericilere ateş: 2 ölü
Bölge halki hakkinda cok az bir bilgiye ve bu bilgilerinde cogu malesef resmi ideolojinin ve bölke halkina düsmanlik yapanlarin yalan yanlis bilgileri. Bölge halkini elestirebilmem icin önce kendi bölgeme biraz baksam ve kimler tarafindan etkilendigimi ve yönetildigimi kavrasam daha saglikli olacak. Ben söyle diyeyim. Türkiye'de cogunluk seyh ve tarikatlara bagli ve secilen siyasiler tarikattan destur almadan asla ilerleyemiyor. Kendimiz cok gelismisiz ve tüm görüslerimizi bagimsiz sekilde aliyoruzda kalkiyoruz Kürt vatandaslarimiza olur olmadik ithamlarda bulunuyoruz. Siz bana Türkiye'de tarikatlardan bagimsiz calisan bir parti gösterin.
-
Muş'ta esnaftan göstericilere ateş: 2 ölü
Kimseyi zorla görüslerime ve samimiyetime inandirmak gibi bir düsüncem yok. bazilari icin agzimizla kus tutsak degisen hic bir sey olmuyor. Niyet ve zihniyet önemli. Herkes önce kendisi bir aynaya baksin ve digerleri icin yorumda bulunsun.
-
33 ERIN ÖLÜMÜNDE HATALI OLAN TSK MENSUBLARINDAN KIMSE HESAP SORAMADI
TSK'nin kim oldugunu yeni ögremniyoruz. Basimiza kac defa darbeile vurduler ve en son darbe zaten nasil bir "Atatürkcü TSK" oldugunu gözler önüne sürdü. "Atatürkcü" TSK 12 Eylül 1980 de silah zoruyla iktidari ele gecirdikten sonra ilk yaptigi is dindar yeni nesillerin yetistirilmesinin tamellerini atmakti. Kimi kime tanitmaya calisiyoruz?
-
DERİN DEVLETİN SIRLARI
Beni eski yeni Sovyetci veya mollaci falan hic olgilendirmez. Ben yasananlara bakarim. Türkiye'de 85 yildir devam eden bir kavga var ve bu kavga genelde kendilerini Atatürkcü ve cumhuriyetin sahipleri görenler günümüzde bunlar genellikle Türkcü, Milliyetci, mafyaci, ceteci, irkci, cuntaci,... olarak karsimi cikiyorlar ve diger tarafta ise herzamanki gibi seriatci ve dinci kesim. Her ikiside halkin ne rafahini nede özgürlügünü düdsünen kesimler. Bu iki kesim 85 yildir iktidari herhangi bir sekilde paylasiyorlar ma her dönem uygulanan siyaset ve politika kan, baski ve zulüm olmustur. Birini digerine tercih edemeyiz cünki, her ikiside halk düsmanidir.
-
Türkçe İletişim Kuran..!
"Türk Solu" dergisini iyi irdeleyince niyetlerinin ne oldugunu bilmek icin kain olmaya gerek yok.
-
BULGARISTAN'DA TÜRKCE REFERANDUMU
Buyurun size Canakkale'nin Bayramic ilcesinde yasanan olaylarla ilgili haber ve kaynagi. Varsa elinizde degisik haber ve kaynak buyurun bizleri aydinlatin. Sadece kendimizin görmek istedigi ile olmuyor gercekler. Evet haberi ve kaynagini bekliyoruz. Türkiye'de hele hele Canakkale gibi bir bölgede kimin Kürt, kimin Türk veya baska azinliktan oldugunu bilmek icin ne müneccim olmaya gerek var ne de vatandaslarin alinlarina kim olduklarini yazmasina gerek var. Tahminim Türkiye gercegine cok uzagiz, eger böyle sorular soruyorsak. "27/11/2009 Saldırı var, gözaltı yok! Merve Yıldırım Başbakan ve Cemil Çiçek’in İzmir’de yaşanan saldırının ardından DTP’yi suçlaması ve adeta saldırganları onaylayan tutumları, yeni bir linç girişimine davetiye çıkardı. Bu açıklamalara bir de kolluk güçlerinin önlem almaması eklenince, Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde 2 bin 500 kişi Kürtlerin evlerine saldırdı. Başbakan ve Cemil Çiçek’in İzmir’de yaşanan saldırının ardından DTP’yi suçlaması ve adeta saldırganları onaylayan tutumları, yeni bir linç girişimine davetiye çıkardı. Bu açıklamalara bir de kolluk güçlerinin önlem almaması eklenince, Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde 2 bin 500 kişi Kürtlerin evlerine saldırdı. Saatler süren saldırıya rağmen linç girişiminde bulunan tek bir kişi bile gözaltına alınmadı. İzmir’de DTP konvoyuna saldırının yankıları sürerken, Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde yaklaşık 2 bin 500 kişi, Kürtlere linç girişiminde bulundu. Kürtlerin yaşadığı Harmanlık Mahallesi önünde toplanan binlerce kişi, Kürtlerin ilçeyi terk etmesini istedi. ‘‘Bayramiç halkı buraya’’, ‘‘Kürtler dışarı’’, “Kahrolsun PKK’’ sloganları atan kalabalık, evlere saldırdı. Silah seslerinin duyulduğu mahalle ablukaya alındı. 2 BİN 500 KİŞİLİK LİNÇ GİRİŞİMİ Bayramiç otogarı önünde bir grup genç arasında çıkan tartışmaya müdahale eden polis, 4 Kürt gencini gözaltına almak istedi. Bunun üzerine başlayan tartışma, çevredekilerin katılımıyla bir anda linç girişimine dönüştü. Tamer Demir, Timur Özkan, Mehmet Başaran ve Ceyhun Görmüş isimli üç Kürt genci gözaltına alınırken, olayı duyan yüzlerce kişi, kısa sürede emniyet müdürlüğü önünde toplandı. EVLERE SALDIRDILAR 2 bin 500 kişilik grup, gözaltına alınan Kürt gençlerinin kendilerine verilmesini istedi. Emniyete giremeyen kalabalık grup, Atatürk Caddesi üzerinde toplanarak “Bayramiç halkı buraya”, “Kürtler dışarı”, “Şehitler ölmez vatan bölünmez”, “Burayı Kürtlere mezar edeceğiz”, “Sizleri burada yaşatmayacağız” şeklinde sloganlar attı. Kürt vatandaşları beldeden gitmeleri yönünde tehdit eden kalabalık grup, tekbir getirerek Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Harmanlı Mahallesi’ne doğru yürüyüşe geçti. Kürtlerin yaşadığı evlerin camlarını kıran kalabalığın saldırısı uzun süre devam ederken, saldırılar sırasında mahallede silah sesleri duyuldu. KÜRTLER EVLERİNDEN ÇIKAMIYOR Bayramiç polisi kalabalığı dağıtmakta yetersiz kalınca, İlçe Jandarma Komutanlığı’ndan takviye geldi. İlçeye, Çanakkale Emniyet Müdürlüğü’nden de takviye olarak 50 kişilik Çevik Kuvvet polisi çağrıldı. Sabah saatlerine kadar süren olaylarda, Kürtlerin yaşadığı mahalle abluka altına alındı. Saldırılarda çok sayıda Kürdün evinin çamları kırılırken, yaralı olup olmadığı konusunda herhangi bir bilgi alınamadı. Kürt vatandaşlar, bütün gece devam eden olayların ardından dün can güvenlikleri olmaması nedeniyle evlerinden çıkamadı. Gözaltına alınan Kürt gençlerinden ikisi dün serbest bırakılırken, linç girişiminde bulunanlardan hiç kimsenin gözaltına alınmaması dikkat çekti. POLİS ÖNLEM ALMADI Evleri saldırıya uğrayan Taner Demir gazetemize yaptığı değerlendirmede, beldede yaşanan olaylarda polisin ihmali olduğunu söyledi. Demir, 3 ay önce de saldırıya uğradıklarını, ancak Çevik Kuvvet ekiplerinin müdahale etmesi üzerine olayların büyümesinin engellendiğini dile getirdi. Linç girişimine maruz kalan Taner Demir, gözaltına alınan 4 kişinin emniyette de darp edildiğini iddia etti. Taner Demir, “Emniyete gittim. İlgilenen kimse yok. Hastaneye götürülüp götürülmediklerini dahi bilmiyorum. Doğru dürüst görüştürmediler. Çok kötü dövülmüşler” dedi. (Çanakkale/EVRENSEL) HALK TEDİRGİN İlçe sakini Murat Baydo: Biz mahallemizde mahsur kalıyoruz. Kadınlarımıza küfrediliyor. Emniyet bu olayla hiç ilgilenmedi. Bayram alışverişimizi dahi yapamadık. İlçe sakini Nezahat Demir: Çocuklarımızı korkuyla büyütmek istemiyoruz. Bu olaylar isimleri bile belli olan kişilere müdahale edilmediği için yaşanıyor. Biz bu kişilerin ve onlara öncülük edenlerin yakalanmasını istiyoruz. Ne olursa Kürtlerden biliyorlar. SORUMLU HÜKÜMET Emek Partisi Çanakkale İl Başkanı Kenan Erkul durumla ilgili açıklama yaptı. Erkul “Bayramiç’teki linç girişimi Türkiye’deki barış ortamını bozulmasını isteyen karanlık güçlerin provakatif bir eylemidir. Be saldırıların en önemli sebebi AKP hükümetinin açıklamalarıdır. Hükümet linççileri cesaretlendiriyor. Bu olaya sebebiyet verenleri kınıyor, Bayramiç Halkının provokatörlerin oyununa gelmemelerini istiyoruz” dedi. Tahrikler linçleri getirdi KÜRTLERE yönelik linç girişimlerinin son örneği İzmir’de yaşandı. AKP, CHP ve MHP’nin kışkırtmaları sonucu son 4 yılda pek çok kez linç girişimi meydana geldi. Bu saldırılar sonrasında yapılan açıklamalar ise hep ‘vatandaş hassasiyeti’ olarak nitelendirildi. İzmir’de yaşanan saldırının ardından Başbakan Erdoğan ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, DTP’yi suçladı. Başbakan, açıklamasında saldırganlara gerekçeler üretirken, Çiçek ise bir adım daha öteye giderek “olayların büyümesi konusunda ‘duyarlı’ davranan vatandaşlara teşekkür etti!” Kürtlere yönelik saldırıların AKP Hükümeti’nin işbaşına gelmesinden sonra artması ise başka dikkat çekici bir olay. SALDIRGANLARA İLK DESTEKLERİ DEĞİL DTP’yi suçlayan Erdoğan, 2008 yılında İstanbul’da Kürtlere yapılan pompalı saldırıyı savunmuş ve vatandaşın kendini müdafaa etme hakkı olduğunu söylemişti. 2005 yılında yine Bursa’nın Bozüyük ilçesinde yüzlerce Kürdün yaralandığı linç girişimini, o dönem adalet bakanlığı yapan Cemil Çiçek, ‘Vatandaş tepkisi’ olarak yorumlamıştı. ORGANİZELİ LİNÇ GİRİŞİMLERİ Hükümet yetkililerinin açıklamalarıyla teşvik ettiği linç saldırılarının bilançosu ise korkutucu boyutlarda. Kışkırtmalar sonucu son 4 yıl içerisinde farklı yerlerde meydana gelen 40 civarındaki linç girişimlerinde ve kürtlere yönelik saldırılarda, yüzlerce kişi yaralandı. Ölüm olaylarının da yaşandığı saldırıların bir çoğunda saldırganlar gözaltına alınmaması ya da ciddi bir yaptırımla karşılaşmamaları linç girişimlerini teşvik etti." Kaynak: -http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=61619- Baska bir olay (zaman ve yer degisik) ve gene baska bir kaynak: "Çanakkale’de Kürt vatandaşlara saldırı 25.09.2009 - 10:40 YazdırYazdır Arkadaşına gönderArkadaşına gönder Çanakkale’nin Biga ilçesinde bir düğünde Kürtçe müzik çalındığı gerekçesiyle faşist bir grup sopalarla düğünü basarak etrafı savaş alanına çevirdi. Çanakkale’nin Biga ilçesinde geçtiğimiz akşam Sivas’tan Biga’ya göçen Kel ailesinin düzenlediği nişan töreninde Kürtçe müzik çalındığı gerekçesiyle düğün alanı bir grup faşist tarafından saldırıya uğradı. Düğün sahipleri ise yaptıkları açıklamada polisin olayları körüklediğini söyledi. Düğün alanındaki 50-60 kişilik Kürt kökenli vatandaşa "Biga Kürtlere mezar olacak" sloganlarıyla saldıran 200 kişilik grubun Ülkü Ocakları bağlantılı oldukları ve günler öncesinden bu saldırıyı planladıkları öğrenildi. Olaya polis ekipleri müdahale edemeyince ilçe jandarma komutanlığına bağlı askerler ve Çanakkale’den gelen çevik kuvvet ekipleri bölgeye sevk edildi. Çıkan olayda görgü tanıklarının ifadelerine göre çok sayıda yaralının olduğu öğrenilirken yetililer kimsenin yaralanmadığını iddia ettiler. Alanda jandarma çemberine alınan Kürt kökenli vatandaşlar jandarma araçları ile bölgeden uzaklaştırıldıktan sonra faşist grup İstiklal Marşı okuyup sloganlar atarak alandan ayrıldılar. Önceki sabah gösteri yapmak amacıyla sabah saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan ırkçı bir grup yaklaşık iki saat sonra dağıtıldı. Düğün sahiplerinden Şükrü Kel yaptığı açıklamada şunları söyledi: ‘Eğlencede her şey güzel başlamıştı. Nişandan sonra otogar tarafından sloganlar atarak düğün alanını bastılar. ‘Biga Kürtlere mezar olacak’ diyerek yüzlerce kişi üzerimize yürüyerek düğünü dağıttılar.’ Düğün esnasında Kürtçe müzik çalınmadığını ifade eden Kel ‘Düğünde aynı zamanda akrabamız olan erkek tarafı, müzisyenleri Zonguldak Ereğli'den getirdi. Müzisyenler Kürtçe dahi bilmezler. Buradaki kavganın nedeni, ilçenin bizi kabullenememesi.17 yıldır Biga'da esnaflık yapıyorum, bu gibi olaylarla daha önce de karşılaştık.” Olayların yaşandığı Biga Şoförler ve Otomobilciler Odası lokalinde, işletmecilerin verdiği bilgiye göre, eğlencede Kürtçe şarkı çalınmadı. “Polis olayları körükledi” Gelin Meryem Kel'in diğer ağabeyi Kenan Kel ise, olaylı gecede polisin Bigalı gruba destek verdiğini öne sürdü. "Polis olayları körükledi, olayların büyümesinde polisin etkisi var. Polis geldikten sonra olaylar daha da büyüdü. Ama jandarma geldiğinde olaylar yatıştırıldı" şeklinde konuşan Kenan Kel, düğünde kadın ve çocukların çoğunlukta olduğunu, yaşanan gerilimin çocukların psikolojisini olumsuz etkilediğini söyledi. İlçede birçok etnik kökenden vatandaşın düğünlerinde kendi dillerinde şarkılar söylemesi hiçbir tepkiye yol açmazken Kürt kökenli vatandaşlara Ülkü Ocakları bağlantılı kişiler tarafından yaşatılan etnik ayrımcılık dikkat çekiyor. Gerginliğin devam ettiği ilçede çevik kuvvet ekipleri güvenlik önlemleri aldılar. (soL-Çanakkale)" Kaynak: -http://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/canakkale-de-kurt-vatandaslara-saldiri-haberi-18487-
-
BULGARISTAN'DA TÜRKCE REFERANDUMU
PKK, kürtcülük ve bunlari bir görmek veya görmemek? Yorumlar artik öylesine yaziliyor galiba. Ben hic bir yorumumda kürtcülükten veya PKK ile kürtcüler ayni gibi sözerde bulunmadigim gibi, bir tavrimda olmamistir. Canakkale'deki olayi iyi incelemenizi tavsiye ederim. Saldiriya ugrayanlarin ellerinde ne DTP ne de PKK bayragi veya posterleri vardi.
-
Türkçe İletişim Kuran..!
Su tesadüfe bakin, ben Türkce, Arapca ve Farsca bildigim icin, Kürtceyide cok basit bir sekilde cözdüm. Birisi yanimda Kürtce, yani Türkce, Arapca ve Farscanin karisimini konusurken Kürt olmadigim halde ve bu dili özel bir okulda da öygrenmedigim halde tümünü anlayiverdim. Kürt vatandaslarimiza ve onlarin dillerine ne kadar tahamülsüz oldugumuz her halimizle günde güne artiyor. Aynaya bakmayanbir millet olarak belirli komplekslerimiz olacak tabiiki. Simdiki komplekslerimizde Kürtcenin olmadigini isbatlama cabalarimiz. Dün Kürcceyi yasakladik olmadi, simdi de inkar ederek deniyoruz. Ama bosuna bu taktikte tutmayacak. Nasrettin Hocanin göle maya atmasina benziyor.
-
Türkçe İletişim Kuran..!
Güzel bir aciklama yapmissiniz. Keske hepimiz sizin söylediginiz gibi Kürtcenin veya baska bir dilin konsulmasini hazmedebilsek. Ne kadar acayip bir is bu bizim yaptiklarimiz. Kallariz Kürtce dilini arastiririz ve cok hizli bir bicimde aslinda Kürtcenin olmadigini, sagdan soldan toplama ile "ne idiü belrisiz bir lehce" oldugunu "blimsel" olarak tesbit dahi ederiz. Sanki KürtLerin dilleri bizi cok ilgilendiriyorda, onalra yardimci olmak amaciyla belirli tesbitlerde bulunuyoruz. Kürtce dili varmi yokmu, Kürt'ler dillerini konusabiliyormu konusamiyormu gibi bizi ilgilendirmeyen sorularla kendimizi oyalayana kadar bizler gercekten Kürtce veya baska etnik bir dilin konusulmasina tahammül ediyormuyuz bu soyruyu kendimize yöneltip cevap aramamiz gerekli.
-
KURBAN KESİLMELİ Mİ?
Umarim cok yakinda Türkiye'de kurban kesimlerine son verilir. Kurban yerine kimsesiz cocuklara dogrudan yardim yapmak daha faydali olur. Kurban kesimi caga uygun degil. Hayvanlarin caddelerdeki halini görünce insanlarin ne kadar vahsi ve acimasiz oldugunu bir kere daha görmüs oluyoruz. Bu dünya sadece biz insanlara ait degil bilakis tüm canlilara. Sadece ihtiyac karsiligi hayvan kesimi gerekli. Hayvanlar aleminde dahi bizim yaptigimiz israfin 1% yapilmiyor. Onlar dahi sadece ihtiyaclari dogrultusunda ava cikiyorlar, ama biz insanlar doymak bilmiyoruz ve birde isin icerisine para girince hic bir sinir tanimiyoruz.
-
YILBAŞI ÇAM AĞACI VE KUTLAMALARI TÜRK GELENEĞİDİR
Madem öyle neden halaa yapmiyoruz? Veya ne zamandan beri ve ne sebeble yapmiyoruz? Ya nasil bir durumsa düynyada uygulanan bir cok kutlamar öncelikle biz Türk'ler ile baslamis ve sonra baskalari üstlenince bizde birakmisiz, aynen son yillarda Nevroz kutlamalarininda aslen Türk milletinin kutlamasi oldugunu iddaa ettigimiz gibi. Yakinda hiristiyanlarin bayrami olan "Ostern" yani yumurta bayramininda hiristiyanlara cok önceden Türk'lerden gectigini duyarsak sasmayalim, belkide Afrikali'larin dini bayramlarininda önceden biz Türk'lerden gectigini cok yakinda ögrenebiliriz.
-
Türkçe İletişim Kuran..!
Demekki Türkiye asimilasyon politikasinda bayagi yol almis ve basiraya erismis diyede yorumlayabiliriz. Bosuna Kürt halki Kürtce egitim hakkini istemiyorlar. 85 yildir kac nesil gecmis ve bu insanlar kendi ana dillerini sadece kulaktan duyma biciminde ailelerinden ögreniyorlar. Birde bir cok Kürt köylerinin Türk bölgelerine (zorla) göclerini düsünün. Anadoluda yüzlercesine sahitiz. Gecmiste zorla göc ettirilen Kürt'lerin varligini. Bizler buradan devamli bu politikanin asimilasyon oldugunu ve zaman icerisinde yeni Kürt nesillerin dogal olarak dillerini Türkce gibi rahat ve akici konusamayacagini söylemistik. Ne güzel bir yaklasim, önce insanlara dillerini konusmasini ve gelistirmesini yasakla, önüne kanuni engeller koy, dahada yetmiyormus gibi belirli bir kismini zorla Türk bölgelerine göce zorla (38 döneminde Anadoluya dagitilan Kürt'ler), simdide kalk yok efendim bunlar kendi dillerini kendileri konusamiyorlar ve birde zorunlu Kürtce egitim istiyorlar diye cikis yapalim. Bunun ismi sark kurnazligidir.
-
DERİN DEVLETİN SIRLARI
Hükümet ile Ordu ve diger kesimler arasindaki yasadigimiz akil almaz mücadeleni aciklamasi bence sadece seriatcilar ile Türkcü ve irkci kesmin amansiz bir karsilikli mücadelesi var. Birisi digerinden ne iyi ne de kötüdür. Her ikiside ülkeye sadece zarar vermektedir ve amaclari ülkeye demokrasinin yerlesmemesidir. Ben burada ne AKP tarafini ne de Türkcülerin tarafini tutuyorum cünki, her ikiside özde aynidir. Tek istegim ülkemdeki tüm karanlik güclerin gün isigina cikartilmasi ve ülkeye gecek demokrasinin gelmesi. Türkiye halki icin ne seriat ne de irkcilik bir kazanctir.
-
33 ERIN ÖLÜMÜNDE HATALI OLAN TSK MENSUBLARINDAN KIMSE HESAP SORAMADI
Söylemlerinizde gercek payi olduguna inaniyorum, ama eger bu insanlar sadece uyusturucunun gücüyle dagda kaliyorlarsa ve carpismaya giriyorlarsa kusura bakma ama ben 30 yil ayakta kalan bu terör örgütüne 100 binlerce askere ve her türlü olanaga sahip olan bir orduya karsi savsip ayakta kalabildikleri icin terbrik etmek zorunda kalacagim. Düsünün koskoca TSK'nin daglarda sadece ve sadece uyusturucunun etkisiyle yasayan ve savasanlara karsi bu kadar kayip vermesi ve bu terörüstlerin sonunu getirememesi dahada cok vahim. Dolayisiyla ne söyledigimize dikkat etmemiz gerekli cünki, söylemlerimiz bize mizrak olup geri dönebilir. Düsünün 100 binlerce askeri ile, her türlü silah, tank, helikopter, gecekamarasi, ucagi ile karsinda sadece bin veya 6-7 binlerle ifade ettigimiz, ucagi, tanki olmayan ve savascilarinida sadece uyusturcunun etkisiyle tutabilen bir terörö örgtüne karsi savasan koskoca TSK 30 yilda binlerce kayip veriyor ve hemde terör örgütünün gücünü hic kiramiyor. Ne kadar dhset verici bir durum demi. Dolayisiyla lafimizin nereye gidecegini iyi bilmemiz gerekli, aksi taktirde cok gülünc bir duruma düseriz.
-
33 ERIN ÖLÜMÜNDE HATALI OLAN TSK MENSUBLARINDAN KIMSE HESAP SORAMADI
Ne amacla sordunuz? Mesela Türk bayanlari askerlik yapmiyorlar, onlara hangi soruyu soracagiz bu baslikta yazabilmeleri icin?
-
DERİN DEVLETİN SIRLARI
Temz toplum ile PKK arasinda zerre kadar bir iliski yok. PKK terör örgütü ve Türkiye toplumu iicn hic bir cabasi yok. Temiz toplumu biz, yani tüm Türkiyeliler ve devlet olarak yapabiliriz. Temiz toplumda ne yazikki hukuk disi eylemlerle ve mafya iliskileriyle olmaz. Bu anlamda ülkedeki mafya, cete ve devlet iliskilerini mesrulastiran zihniyet asla temiz toplumdan yana olamaz. O zihniyet temiz toplum isteyen kitlelere karsi gecmiste oldugu gibi günümüzde de her türlü saldirilarda bulunuyorlar. Temiz toplum ancak Susurluk cetelerine karsi cikan insanlarin kararliligiyla olusabilir. Ibrahim Sahin, Yesil, Veli Kücük, Kerincis, Perincek,..... gibi sahislardan her dönem temiz toplum taraftarlarina karsi inanilmaz savas acilmistir. Zaten bu saydiklarimizin tümü büyük bir suclamalarla karsi karsiyalar. Tahminim önce bizim temiz toplumu iyi irdelememiz gerekli. Pinochetlerin, Saddamlarin, Polpotlarin, Evrenlerin tarif ettigi temiz toplumumu istiyoruz yoksa hukukun üstünlügün+n gecerli oldugu, insanin insan olarak deger gördügü, ayrimciligin ve irkciligin olmadigi bir temiz toplummu istiyoruz.
-
33 ERIN ÖLÜMÜNDE HATALI OLAN TSK MENSUBLARINDAN KIMSE HESAP SORAMADI
Benim icin asgari müsterek önce insana deger vermektir. 33 askerin ölüme yollanasini "terr bir batakliktir ve hataya zorlar" diyerek aciklayip TSK'nin parali kumandanlarini haklamaya calisiyoruz, ama diger traftan catisma sirasinda PKK'lilarin eline gecerek teslim olan askerer hakkinda vatanhainliginden tutun ajana suclamasina kadar sölemeiklerimizi birakmadik. Ve gene bu TSK her ne hikmetse 33 askeri silahsiz ve korumasiz sekilde sevk edenleri savunurken diger teslim olan askerlerimizi tutukladir. Son durumlari ne tam olarak bilmiyorum, ama umarim serbest birakilmislardir. Asgari müsterek burada basliyor, birileri ne yaprsa yanlarina kar kalirken catismaya gönderilen genc askerler esir düsünce derhal tutuklaniyor. Celiski burada basliyor. Konuyu dagitmamiza hic gerek yok. Olay cok basit. Bilerek veya bilmeyerek görevini kötüyekullanan ve himayesindeki askerlerin ölümüne sebeb olan TSK mensuplarindan hesap sormak istiyormuyuz yoksa onlara dokunlmamazlik cübbesimi giydirmek istiyoruz? A veya be simetrik savas gibi hikayeler anlatarak kamuoyunu aldatmaya calisiyoruz. Bence TSK laskalasmistir. Bu 30 yillik teröre karsi mücadele ediyorum derken yasa disi örgütlenmelere basvurmustur ve simdi bu hatalarinin cemereseni cekiyor. Yasa disi örgütlenmelere devlet icerisinde müsaade edersek o yasadisi girisimler sonra silahi devlete cevirir. Ben bu anlamda esrarengiz sekilde göz göre göre ölüme gönderilen askerlerin TSK icerisindeki yasadisi örgütlenmeye artik hakim olamayisinin göstergesi. Genel kurmay baskanida bataga düsen kurumunu kendi yaptiklari hatalardan dolayi savunarak dahada batakligin icerisine itiyor. TSK ancak kendi icerisindeki batakligi kurutursa, tabii bu kurutma isi öyle kolay oamaz cünki, bataklik gene TSK'nin talimatiyla kurulmustu (JITEM, Yesil gibi mafya mensuplariyla, itirafcilarla ve Hizbullah gibi islami terör örgütleriyle beraber faili mechullerin yasanmasina neden olusu)Batakligi temizlemek icin tüm bu pis islerin de itirafi gerekli oldugu icin, genel kurmay batakligi savunma karari veriyor.
-
DERİN DEVLETİN SIRLARI
Benim iktidarim asla olmadi ve bu sistem icerisinde aslada olamaz. Devletten ve yetkililerden 17 bin faili mechullerin hesabini soruyoruz, ama sorakende vatanhaini damgasini yiyoruz. Demekki 17 bin faili mechulleri savunanlar var ülkemizde, sorumlularin bulunmasini istemeyenler var ülkemizde. ha bu hükümet ha gecmisteki hükümetler aralarinda zerre kadar fark yok, tümü faili mechulleri saklayan zihniyet. Gecmistekiler yaptirdi günümüzdekide sakliyor.