dominik tarafından postalanan herşey
-
ILYAS SALMAN'IN YALANI ORTAYA CIKTI
İlyas Salman'ın yalanı ortaya çıktı Kamuoyunun Ordu Göreve kapağı ile yakından tanıdığı Türk Solu Dergisi, yeni sayısının kapağında 'kanlı urgan' kullanmıştı. Kapakta, kanlı urganla beraber 'Dağa çıkanı da, dağa çıkartanı da dağdan indireni de, hepsini asacağız!' ifadesine yer veriliyordu.Sabah Gazetesi'nden Sevilay Yükselir bu kapağın fikir babasını ve yalanını ortaya çıkardı. Yazı Boyutu 10 12 14 16 Sen koca bir yalancısın İlyas Salman! Hani, şu "Türk Solu" adını verdiğiniz dergideki köşende, geçmişe atıfta bulunup, "Tokatlı Alevi, Karslı Sünni arkadaşına, 'Sen hangi mezheptensin?' diye sormuyordu. Ömer'le Ali yan yana, dünyanın en kutsal birlikteliği olan emek eksenli ahbaplıklarını sarmaş dolaş sürdürüyorlardı" diye yazmışsın ya... İşte sadece bu bile senin ne kadar yalancı olduğunu ortaya koyuyor İlyas Salman! Niye biliyor musun? Çünkü, o, "Güllük gülistanlık" diye öve öve bitiremediğin yıllarda ben senin neler yaşadığını çok iyi hatırlıyorum... Daha küçücük bir çocuktum... Sense genç bir delikanlıydın... Devrimciydin sözüm ona... Pis provokatörler tarafından yaratılan ve Malatya'yı kan gölüne çeviren Alevi-Sünni çatışmasının tam orta yerindeydin... Okuduğun Turan Emeksiz Lisesi'ni kafatasçı faşist saldırılardan korumak için lobi yapıyordun Alevi gençler arasında... Hani bir öğretmen okulu vardı kentin merkezinde... Karşısında da Sümerbank çalışanlarının oturduğu lojmanlar... İşte ben seni ilk kez o lojmanlardan birinde görmüştüm... 1977'ydi sanırsam... Evimize gelmiştin bir aile dostumuzun oğluyla... Bugün gibi hatırlıyorum söylediğin o Kürtçe Arguvan ağıtlarını... Mesela hiç unutmam etrafına toplanan gençlere, "Arkadaşlar... Bu faşistlere ödün vermeyeceğiz... Ben bu itin köpeğin baskısıyla ne Kürtlüğümden, ne de Aleviliğimden vazgeçerim!" falan diyerek propaganda yapışını... Ve Hamido'nun evinde patlayan bombadan sonra, "Yaşatmayacak bu kafatasçılar beni!" diyerek nasıl arazi olduğunu... Ee peki şimdi niye böyle yazıyorsun? Çünkü etrafında kalan ahali, "Bu durumda böyle bir tavır almak daha doğru" diyor da ondan... Özetle senin derdin durumun gerektirdiği gibi bir pozisyon almak! Oportünizm yani... Türkçesi döneklik! Neyse ben senin bu dönekliğinin ya da yalancılığının üzerinde daha fazla durmayacağım... Ama önemli bir detayın altını çizeceğim... Hani dergide Deniz Gezmiş'in, Mahir Çayan'ın adını da anıyorsunuz ya... Hem yazık, hem de çok ayıp ediyorsunuz! Çünkü onlar bugün hayatta olsalardı eğer... Sizin gibi bu ülkenin barışı için çözüm arayan insanların boynuna kanlı urgan atmak, ülkenin yeniden kan gölüne dönmesi için kışkırtıcılık yapmak yerine, sokak sokak gezinip insanlara hâlâ faşizmin ve kafatasçılığın ne büyük insanlık suçu olduğunu anlatma derdinde olurlardı! O nedenle... Ne o oğluma adını verdiğim, Deniz'in, ne de Mahirlerin adını kullanarak ırkçı propaganda yapmak sizin hiç haddinize değil! SEVİLAY YÜKSELİR-SABAH 30.10.2009 12:03:39 Kaynak: -http://www.samanyoluhaber.com/h_324862_ilyas-salmanin-yalani-ortaya-cikti.html-
-
İzmir Nedir ve İzmir'den Ne İsterler?
Tehlikenin ciddiyetini anlamak ve dogru tesbitler yapmak en güzelidir.
-
İzmir Nedir ve İzmir'den Ne İsterler?
Mehmet Agar hakkinda cok az bildiginiz acik. Bizde zaten onu sorguluyoruz, Baydemir suc isleyince yargi devreye giriyorda digerleri yaparken neden girmedi? Bunlarin en kötüsünü Agar yapmistir, suc olarak. Agar cete kurmaktan suclaniyor ama ne hikmetse ifadesi bile alinamiyor. Arkasi bayagi güclü olmasi gerek diye düsünüyorum. Veya devletin bir numaralarindan ldugu icin, ne yaparsa yanina kar kaliyor. Bizler bazilarini yaptiklari suclari normal karsiladigimiz icin dogal olarak iliski kuramiyoruz günümüzdeki olaylarla.
-
GANDI KILICDAROGLU'NUN GÖZÜNDEN KACANLAR
Sayin Kilicdaroglu evrakta sahtekarlik yapan siyasilerin, hele hele bu siyasiler birde AKP'den ise, üzerine devamli mertce gitmistir ve hepimizinde taktirini almistir. Ama tabii Kilicdarolglu'un evrakta sahtekarlarin üzerine giderken keske ayrim yapmadan tümünün üzerine gitseydi. Asagidaki gazete haberine göre kendi partisinin önde gelenlerine benzeri suclamalar yapiliyor. Acaba gandi Kilicdaroglu kendi partisine gözlerini kapatiyormu diye bir soru aklima geliyor. Inandirici degilsiniz sayin Kilicdarolglu. Zaten ne kadar tutarsiz oldugunuz son Öymen'in Dersim gafletine karsi tutumunuzdan belliydi. "CHP'li Gürsel Tekin'e 2.5 yıl hapis 30/12/2009 09:40 CHP'li Tekin, belediye başkan yardımcısıyken yıkılması gereken sinemaya ruhsat vermekle suçlandı ve “resmi evrakta sahtecilik” yapmak suçundan 2.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı Son yerel seçimdeki çalışmasıyla kamuoyunun dikkatini çeken CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, “resmi evrakta sahtecilik” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına göre Tekin, Kadıköy Belediyesi’nde Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemde, Suadiye’deki Movieplex Sinema Salonları’nın bulunduğu binaya belediyesinin yıkım kararına rağmen işletme ruhsatı vermiş. Tekin’e hapis cezası verilmesine yol açan olay şöyle: Suadiye’deki Moviplex Sinemaları’nın olduğu Suadiye Mahallesi Plaj Yolu Sokak’ta Mehmet Ergin Soyarslan tarafından yapılan binanın bir bölümünün ruhsata aykırı olarak inşa edildiği şikayeti üzerine Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Hazırlanan iddianemede, binaya mevzuata aykırı olarak ruhsat verildiği, içkisiz istirahat ve eğlence yeri ruhsatında imzası bulunan Tekin’in görevini kötüye kullandığı belirtildi. Mühre rağmen izin Mahkemenin atadığı bilirkişilerin raporuna göre olaylar şöyle gelişti: 2 Kasım 2004’te belediye “yapı tatil tutanağı” tutup, inşaatı mühürledi. Kadıköy Belediye Encümeni 10.03.2005’te, ruhsata aykırı olarak 319.5 metrekare ilave yapıldığı gerekçesiyle yıkım ve para cezası verdi. Encümen, ayrıca 07.03.2006 tarih ve 17/12 sayılı kararıyla Kadıköy Kaymakamlığı tarafından Mehmet Ergin Soyarslan adına tanzim edilen izin belgesini de iptal etti. Ancak, Soyarslan 12.05.2006’da ruhsat başvurusunda bulundu ve başvuru dosyası o dönem Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Tekin tarafından onaylandı. 26.05.2006’da işyerine sinema ruhsatı verildi. Bilirkişi raporunda, Tekin’in “ek imzayla tarih ve sayısı olmayan ruhsat denetleme raporu hazırlayarak, ‘faaliyeti uygun görülmüştür’ ibaresi yer alan bir ruhsat imzaladığı” iddia edildi. Siyaset yasağı Raporda, “Sanık Tekin’in Encümen’e ait ruhsat verme yetkisini Belediye Encümenini baypas ederek mevzuata aykırı işyeri açma ve çalışma ruhsatı vermesi nedeniyle görevini kötüye kullandığı” belirtildi. Tekin, görev yaptığı dönemde 9 bin dosyaya imza attığını, dosya üzerinde incelemede eksiklik görmediğini söyledi. 24 Aralık’taki karara göre Tekin’e 3 yıl hapis cezası verildi. Bu ceza iyi halden 2.5 yıla düşürüldü. Tekin’e hapis yattığı süre boyunca siyaset ve ticaret yasağı getirildi. TEKİN’DEN SAVUNMA: Karar siyasi Tekin, şu açıklamayı yaptı: “Siyasi bir karar, sipariş bir dava. İBB Müfettişleri verilen ruhsatla ilgili olarak ben il başkanı olduktan sonra bir suç duyurusunda bulundu. Madem bu bina usule aykırı, niye 2 yıl beklediler ve yerel seçimlerden hemen önce dava açıldı? Yine görevde olsam yine bu suçu işlerim. Yine ruhsat veririm. 10 yılda Kadıköy’de 4 bin ruhsat vermişim. Bir tane davam, suç duyurum yok. Burası da iskânlı bir bina. 20 yıllık işletme. Her ruhsatı var. Halen de açık, madem ruhsatı aykırı niye iptal etmiyorsun, bana dava açıyorsun? İtiraz edeceğim. 2 yıl değil, 200 yıl hapis verseler yine davamdan vazgeçmem.” CHP’li Gürsel Tekin ile Movieplex yönetimi binanın yasal olduğunu savundu ve “Eğer bina kaçaksa neden şimdiye kadar yıkmadılar?” diye sordu. Movieplex: Kıymık kadar aykırılık yok Movieplex Sinemaları’nın Teknik Müşaviri Nuriye Berberoğlu da şunları söyledi: “Yaklaşık 20 yıl önce açılan sinemalarımızın kaymakamlık ruhsatı vardı. Bu ruhsatların 5 yıllık süresi var. Encümen 2006’da ‘ruhsat süreniz doldu’ uyarısı yapınca yeni başvuru yapıldı. Son derece yasal, kıymık kadar imara aykırı bir durumu yok. Encümen kararı, eksi üçüncü katımız ve bir salonumuzla ilgiliydi, madem aykırıydı baştan niye iskân verildi. Biz projelerimizle ispat ettik. Sinemanın yeri belediyenin satışıyla alındı, Büyükşehir’in imarıyla yapıldı. İnşaat ruhsatı da var, iskân belgesi de var.”(Milliyet)" Kaynak: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=971910&Date=30.12.2009&CategoryID=78-
-
İzmir Nedir ve İzmir'den Ne İsterler?
Burada kimse sayin Baydemir'e karsi islem yapilmasin demiyor, yorumlari iyi irdelemekte fayda var. Sadece cifte standartin acikca uygulandigina dair sikayette bulunuyoruz. Hicmi sikayet etmeyelim canim? Diger taraftan sayisiz askerimizin ölümünden sorumlu TSK mensuplarinin yargiya hesap vermesini isteyenleri derhal TSK'ne karsi esimetri b simetri savas aciyorlar diye kirk dereden su getiriyoruz. Sayin Baydemire isleyen hukuku neden TSK'ne islemesi icin cagrida bulunurken destek vermiyorsunuz? Kimin suclu oldugunu ve ya temiz oldugunu seíz veya bengil sadece yargi verebilir. O halde madem gercektende bagimsiz yargiya inaniyorsunuz, ülkemizde hukukun üstünlügünden bahsediyorsaniz hodri meydan diyorum ve bu kanunlari herkese karsi isletelim diyorum. Baydemir'e de, Ciller'e de, Baykal'a da, Genelkurmya ve diger görevlilere de, Agar'da,..... bagimsiz yargiyi uygulayalim. Ama zor biraz!!! Biz sadece kendi anladigimiz bicimdeki bagimsiz yargidan bahsederiz ve hukuk sadece benim icin var olmalidir. Ben varim diyorum, ya siz veya baskalari?
-
Vatan nasıl satılır?
Bu kadarinada pes dogrusu. Alevi vatandaslarimizin haklarini gasp etmeyi birakmak o kadarmi zor yani? Ve bu sorunlari Alevi vatandaslarin cogi dert etmiyormus. Hala olayi dis mihraklara getiriyoruz ya sasiyorum dosgrusu. Isi kacamak laflarla 85 yildir götürüyüoruz masallah. Yok efendim Alevi vatandaslarimiz tüm isteklerinde haklilarmista, tahrike falan gelmezlermis. Tahrikten kim bahsediyorki? Neden hala devlet ve toplum olarak Alevilere gereken samimiyeti göstermiyoruz? Evet ortama iyi göz atiyorum ben. Devlet Alevi vatandaslari katliamlarla bitiremeyecegini anlayinca simdi Aleviligi katlederek bitirmek istiyor. Bunu en güzel örnegi sözüm ona Alevi aciliminda yasananlardan gözüküyor. Alevi vatandaslarin katillerini calistaya cagriyor hükümet, Alevi toplumu icerisinde saygi görmeyen sözde Alevi Dede'leri diyanetin etrafinda toplayarak yurt disina yolluyor. Alevi vatandaslara öneri olarak, yerlesim yerlerine "güler yüzlü imam" yollayalim diyorlar. Iste bu Aleviligi katletmektir, baska bir anlamida olamaz. 1950 lere kadar CHP tek basina iktidardaydi, o dönem neden Alevilerin haklarini vermediler? Bu anlamda CHP ile digerleri arasindaki fark neki? Bunlar sadece oyalama ve zaman icerisinde asimile etme politika ve taktikleridir. CEm evlerini ibadet yerleri olarak tanimak, madimak otelini müze yapmak, Alevi yerlesim bölgelerine zorunlu camii yapimini ve imam yollamayi durdurmak, mecburi din derslerini kaldirmak o kadarmi zor bir is koskoca Türkiye cumhuriyeti icin? Yapmayin artik, karsinizdakiler her seyi görüyor. Konu Aleviler olunca "dogmatik" oluyoruz ve 85 yil yetmiyormus gibi hala onlardan sabir ve anlayis bekliyoruz. Dis mihraklar laflariylada onlari sindirmeye calisiyoruz. Yolun sonu görzüküyor artik. Asimilasyon ve baski politikasi buraya kadarmis. Yeter artik demenin zamani geldide gecti bile. Birazda haklari gasp edenler arka pilanda kalsinlar canim. Onlari anneleri kadir gecesindemi dogurdu? Bu sorunlar cözülmedigi sürece mücadele dev edecek. Dis "mihraklara" firsati da veren gaspci zihniyettir. Hele birimiz camiilerin kaldirilmasini teklif edelim ve görelim neler oluyormus. Aninda linc. Ama Alevi vatandaslarin iyi niyetini, bariscil tutumlarini kendi kötü emellerimize alet ederek, halaaa susmalarini ce sabirla beklemelerini isteriz. Birde kalkmisiz Laiklikten bahsediyoruz. Atatürkcüyüz diyenlerin sayesinde okullara mecburi din dersleri getiriyoruz,..... Yani ne syölüyorsak ve ne sitiyorsak sadece yarim yamalak. Sonrada sorunlar büyüyor ve kafamiza cig gibi düserken, kendi yaptiklarimizi sorgulayacagimiz yerde, derhal olayi "dis mihraklara" yüklüyoruz. Acayip bir milletiz vallahi.
-
İzmir Nedir ve İzmir'den Ne İsterler?
Ha yani emsali olsaydi, mesela önceden bu tip bir cikisi herhangi bir baska miletvekili veya belediye baskani yapmis olsaydi, durum gayet normal karsilanacaktimi? Bir küfrün emsali veya baska bir aciklamasi olmaz. Burada cifte standart uyguladigimiz cok acik ve net görülüyor. Bu yüzden inandiriciligimiz hic mi hic yok. Olaylari isimize geldigi gibi degerlendiriyoruz. Hukuk anlayisimiz desen keza aynisi. Sadece kendi düsüncemize yakin isnanlara yapilan uygulamalari hukuk disi buluyoruz, ama digerlerine yapilan gayet normal. Bakin ülkenin bir cok belediyelereinde yolsuzluklar yapiliyor, hükümette bakanlik yapanlarin cogunun ismi yolsuzluklara karisti ve hatta bazi basbakanlar ve bakanlar yüce divana gönderilmek istendi ama nedense hic biri yakalanmadi. Daha kötüsü mesela Mehmet Agar yolsuzluktan ve cete kurmaktan suclaniyor ama mahkemeye de cikmiyor ve buna kimse agzini acipta sen nasil devlete karsi bu terbiyesizligi yaparsin demiyor ve hatta milletvekilligini düsürüpte dokunulmazlik zirhicdan cikartmiyor. Tabii Mehmet Agar gibilerinin yaptiklarini emsali ülkede cok fazla oldugu icin yaptigi yanina kar kaliyor. Ve DTP'lbelediye baskanininkinin emsali olmadigi icin sansi yok ve cezasini cekecek. Matiga bakin yaa, cok güzel bir hukuk anlayisinin göstergesi.
-
Aktütün’ü itiraf edin demiştik... Biz açıklıyoruz
Haklisiniz bir yorumumda bahsetim, ama buradaki anlatilmak istenilen her yaptiklarini Atatrürke veya digerlerininde islama mal etmeleri ve kendilerine kalkan yapmalari. Diger taraftan kim neyi nasil tanimlarsa tanimlasin deyimler ve tanimlamalar yasanan gercekleri degistirmez. Konunun icerigine bakalim ve nelerin elestirildigini irdeleyelim. Agzini acan Atatürk ile vaslayip Atatürk ile bitiriyorsa ve ne yaptiysa tümünü Atatürk'e bagliyorsa, diger taraftan Islam ila baslayip Islam ile bitiriyorsa ve her yapilani ve istenileni islama dayandiriyorsa artik siz söyleyin bunun ismini. Söyledigim gibi isimlendirmek hic te o kadar önemli degil, bilakis yapilanlar önemli.
-
Aktütün’ü itiraf edin demiştik... Biz açıklıyoruz
Dikkat ettiyseniz ben herhangi birisine "tapmaktan" veya "putpereslikten" falan bahsetmedim. Ama tapiyo olarak göstersekte evya abska bir sekilde tarif etsekte gercekler degismiyor. Dolayisiyla cevabinizi keske beni bahsettigim noktalar üzerine yogunlastirsaydiniz daha saglikli olurdu. "tapmak" veya "putperest görmek" sizin kendi kendinize cikardiginiz hir konu ve bunlar benim icin sadece yüzeysel. Ben yorumumda seriatcilar ile Türkcülerin amansiz savasindan ve bunu yapanlarin hangi degerleri kendilerine kalkan yaptigindan bahsediyorum. Katilmadiginiz noktalari bu noktadan cevaplarsaniz sevinirim. Bana benim söylemedigim iddalarla itham yapmaniza gerek yok. Ama söyledigim gibi "tapmak" veya "putperest" olarak görmek yasanangercekleri saklayamaz. Seriatcilar kendi siyasi düsüncelerini hayata gesirmek icin her zaman Íslami kendilerien kalkan yapmislardir ve Türkcülerde Atatürkü. Kou bu kadar acik ve net. unun neresinde tapmak veya putperestlik iddaasi var?
-
İzmir Nedir ve İzmir'den Ne İsterler?
Tabiiki küfrü bir milletvekili dahi yapsa sorusturma acilmalidir. Bu gercek demokrasinin isledigi ülkelerde böyledir. Genelde o tip ülkelerde zeten herhangi bir milletvekili, sarhos yakalaninca polis falan dövmez, vatandasa, gazeteciye küfürde etmez cünkü, edenler bir daha ki secimde asla secilemezler, tabii secime kadar parlemontoda utancindan kalabilirse. Bu anlamda sayin Baydemir hakkinda acilan sorusturmayi dogru buluyorum. Simdi gelelim ülkemizin genel haline. Türkiye'de miletvekilleri her dönem ya sarhos yakalandiktan sonra polise dayak atar veya ucakta hostesi hirpalar, ya vergi vermemekten ismi duyulur ya da kendine soru soran vatandasa veya gazetecilere küfür eder. Ama ne hikmetse bunlar hakkinda bugüne kadar hic bir sorusturma ve yaptirim yapilmamistir, taaaki bunu yapan bir Kürt kökenli ve de tabiiki DTP'li bir milletvekili veya belediye baskani ise. O noktadan sonra akan sular tamamen durur ve birden hukukun varligi ve ahlak kurallari aklimiza gelir. Ülke olarak derhal lince geceriz ve herkese dogruluk ve dürüstlük ögretmeye baslariz. Türkiyenin gercekleri böyle. Sen bir Kürt kökenli ve Kürt vatandaslarin haklarini savunan bir milletvekili veya belediye baskaniysan sana karsi tüm hukuk kurallari isler digerleri icin derhal askiya alinir. Sayin Baydemir'in yargilanmasini isteyenlerin akillari gecmiste neredeydi? Neden bu kadar aciktan cifte standartlik?
-
Tabanın sesine kulak vermişler (!)....
Gercek atatrükcüler ile Atatürkün posterinin altinda oturan Ataürkcüleri karistiriyorsunuz diye soran kimdi acaba? 12 Eylül cuntasinin bas rollerindeilerin hicbirisinin gercek Atatürkcü olamadigini yillarca haykiriyoruz, ama TSK hala kendisini bu cuntacilardan soyutlamamistir, bilakis sahip cikmaktadir. 12 Eylül cuntasini yapanlar tabiiki Yunan silahli kuvvetleri degildi, Iran'in kiside degildi. Bunuda biliyoruz, sorunun arkasinda yatan sadece madem bu fasist cuntayi yapan TSK ise nasil Atatürkcü olarak lanse edebiliriz? Diyeceksinizki, her olayi tümüyle TSK'ne mal edemeyiz. Evet dogru edeemyiz, ancaaakkkk TSK'de kendisini bu tip fasist eylemcilerden soyutlamali, yapilanlari kinamali ve bir daha olmamasi icin gereken önlemi almali. Bunu disinda tabiiki dönemin TSK mensuplari ne derecede bu fasist cuntaya karsi koydular evya desteklediler, bunuda iyi irdelemek gerek. Bilinen bir gercek var, o da dönemin TSK komutanlari Evren ile beraber hareket etmislerdir ve simdiilerde onlari sonuna kadar desteklemektedir. Madem gercek Atatürkcü bir TSK arzuluyoruz o halde Atatrükcü karsiti tüm eylemleri masaya yatirarak sorumlulardan hesap sorup koltuga gercek Atatrükcüleri getirmemiz gerekli. Bana göre TSK'nin komutanlari gercek Atatürkcü degiller, sizin bahsettiginiz sadece posterini duvarlara asanlardanlar. 12 Eylül ülkeyi seriatcilarin kucagina atmistir ve RTE'in basimiza basbakan olmasini saglamislardir. ben buun böyle oldugunu acikca söylüyorum ve kacamak cevaplardan kaciniyorum. 12 Eylülcülerin gercek atatürkcü olmadiklarini ve günümüzdeki yasananlarin sorumlusu oldugunu dolayli yoldanda olsa söylüyorsunuz. Ama o günden günümüze hangi degisimler olduki TSK'nde simdi onlari gercek Atatürkcü olarak kabul edelim? Umarim dolaylida olsa bir cevap alabiliriz.
-
Vatan nasıl satılır?
Dikkatli olkuduysaniz benim dis kaynakli kiskirtmalari inkar etmedigimi göreceksiniz. Ben dis kaynakli provakasyonun insanoglunun var olusundan itibaren yaandigi kanisindayim. Ben ülkemizin bu dis kaynaklara firsat vermemesi gerektigi düsüncesindeyim. Kürt vatandaslarimiza olsun, Alevi vatanadslarimiza olsun veya herhangi bir sahsin veya toplulugun haklarini gasp etmesek veya etmeye devam etmesek dis mihraklara firsat vermeyiz. Dis ücler her dönem her ülke icin sorun olmaya devam edecek. Bu bir gercek. Diger gercek te ben evlatlarim arasinda hic bir ayrim yapmadan ysamimi sürdürürsem kimse benim huzurumu öyle kolayca bozamaz. 85 yildir hakki gasp edilen Alevi vatandaslar degilde develtin artik insafa gelemsi gerekmezmi? Devletin artik bu insanlara esit vatandaslik haklarini vererek dis güclerin eindeki kozlari alamazmi? Biz her türlü hassasiyeti vatandastan bekliyoruz, ama o kadar sorunlarin sorumlusu olan devlete neden artik dur demiyoruz? Artik bu sorunlari yaratanlar iyi niyetlerini göstermek zorunda. Yoksa halkin sabri kalmadi. Kendisinin hakkini gasp eden devletide hic bir halk dis güclere karsi dahi olsa bir noktadan sonra desteklemez. Dis güclerin karismasindaki en büyük faktör devletin hatalaridir.
-
Vatan nasıl satılır?
Yorumunuzdan iyi niyetli ve gercekten bir cözüm isteyen birisi oldugunuzu cikardim. Ama benim sahsi görüsüm eksiklerinizin oldugu. Sizinde bildiginiz gibi cumhuriyet öyle kuralim demekle olmadi, yani bunun bir tarhi ve gercek ysami var. Ben Cumhuriyet kurulurken gecmiste ve günümüzde yasadigimiz olaylarin temeli bilerek veyaa bilemyerek atildi. Insanoglunun varolusundan günümüze kadar toplumlar arasinda, devletler arasinda hisimlik olmustur ve iliskileri sadece cikarlari dogrultusundadir. Dolayisiyla artik basimizdaki belalarin yegane sorumlularini devamli disarida aramamiza gerek yok. Birde vatan satmak gibi gerceklerin üzerini ört bas eden sloganlardan kacinmamiz gerekli. Demin söyledigim gibi vatanina karsi ihanet icerisinde olan insanlar her dönem ve her ülkede vardi ve hala da var. Cumhuriyet kurulmadan önce kurtulus savasi döneminde ülkedeki hemen hemen tüm azinliklarla, dini mensubu farkli olanlarla ve diger farkli toplumlarla kaósensüs saglandi. Mesela Atatürk'ün Haci Bektasi Veli'yi ziyareti ve onun destegini aldigi gibi. Örnekleri cogaltabiliriz, benzeri örnekelri Kürt veya baskalari icinde verebiliriz. Hatta dindar kesim icin dahi söyleyebiliriz. Dolayisiyla Atatürk meclisin ilk acilisini dualarla actiysa ev Hz. Muhammed'e övgülerden bahsettiyse buu herhalde bir sebebi vardi. Bakiniz ilk komunist partisini kurduradna Atatürk, ama Mustafa Suphi ve arkadaslarini Karadeniz'de bogduranda kendisi. Ortaklasa alinan kararlar ve mücadeleler zamanin birinde hice sayilip sadece benim dediklerim gecerli olursa dogal olarak 85 yili askin devam eden bir cumhuriyet'te olaylar durmaz, kargasaliklar ve düsmanliklar bitmez. Haci bektasi veli'nin destegini aliyorsun ve istisnasiz tüm Alevi vatandaslarin destegini aliyorsun ama kurulan yeni cumhuriyette bu kesim aynen osmanli'da oldugu gibi birinci sinif vatandas olamiyor, daha dogrusu olmalarinin yolunu kapatiyorlar. Gelinen noktada Alevi vatandaslarin ibadet yerleri olan Cem evleri hala kabul görmüyor ve onlari zorla kabul etmedikleri Diyanete teslim ediyor devlet, birde son 30 yildir bahsettigimiz kesimin cocuklari dahi kendi razilari olmadan mecburi din derslerine katilmak zorunda kaliyorlar. Son 85 yilda yasamis olduklari katlimlari, horlanmalari ve kendilerine yapilan haksizliklari saymakla bitiremeyiz. Simdi biz bu ve benzeri haksizliklari vatandaslarimiza yapiyoruz ve haklarini ararkende "vatan satiyorlar", "dis destekli",.... gibi suclamalar yapiyoruz ve derhal karsi müdaafaya gecip sorunu cözmek yerine dahada derinlestiriyoruz. Ben Alevi vatandaslari örnek verirken isteklerinin hakin ezici cogunlugu tarafindan dogru bulundugunu ve Cumhuriyetin teminati olarak görüldügü icin verdim. Ama onlarin böyle sadik olmalari dahi haklarini almalarina yetmiyor. Kürt vatandaslarimizin durmu zaten herkes tarafindan biliniyor. Dolayisiyla sorunu yaratan biziz, ama nedense devamli disarida ariyoruz kökünü. Olay burada basliyor. Biz hala beyazi siyah görmekte direnirsek basimiza geleceklerden bizden baska hic bir kimse sorumlu degildir.
-
Aktütün’ü itiraf edin demiştik... Biz açıklıyoruz
Seriatci ve Türkcü kavgasi son hiziyla edvam ediyor. Al birini vur ötekine. Her ikiside bizlere masumu oynuyorlarya.600 yil seriatcilarin neler yaptigin biliyoruz, 85 yildirda Türkcüleri taniyoruz. Aralarindaki tek fark taptiklari. Birise her konusmasinin dini kalkan yapar ve onun icin din elestirilemez bir tabudur, digeride kendisine Atatürkü kalkan yapr ve onun icinde Atatürk elestirilemez ve sirf dogrular icerendir.
-
Aktütün’ü itiraf edin demiştik... Biz açıklıyoruz
Yaniliyorsunuz bu konuda hepimiz hemfikir degiliz. Öyle olsaydi daglica olsun, Aktütün olsun, 33 erin ölüme yollanis olayi olsun bu konuda acikca TSK'nin olayin üzerine gitmesini talep ederdik ve gidenleri de TSK'ne karsi teget veya beget bir sekilde saldiri yapiyorlar diye elestirmezdik. Aradan kac yil gecmis hala bahsettigimiz olaylardan sorumnlu TSK mensuplari gereken hesabi vermediler. Genel kurmay hala sorumlulari savunuyor. Bu nasil hem fikirlikmis. hangi bir yorumunuzda acikca tüm sorumlularin , bu soru´mlular TSK'nin yüksek rütbelileri dahi olsa, hesap vermesini talep etmisssiniz? Sözde degil özde talep etmemiz gerekli. Eger TSK bu olaylari aydinlatmiyorsa suc ortagidir ve kuruma mal edilir. Bu her yerde her birim icin gecerlidir. nasil Daglica'da ölmeyipte esir olan askerler mahkeme önüne cikartilip ceza alabiliyorlarsa ölümlerinden sorumlu komutanlarinda yargi önüne cikarilmasi gerekir, hemde hic vakit kaybetmeden. Sorumlulari yargi önünen cikartmayanlarda art niyet arayacagimiza hesap soranlardan art niyet umuyoruz.
-
Tabanın sesine kulak vermişler (!)....
hala kacamak cevaplar veriyorsunuz. 12 eylülün geli sebebiniden bahsetmiyoruz. 12 Eylülün mimarlari "gercek Atatürkcümü" yoksa sizin bahsettiginiz "Atatürkün resminin altinda oturan" Atatürkcülerdenmi? Madem Atatürkü iyi okuyunca gercek Atatürkcüleri taniyabiliyorsak 12 eylülcülerin de ne kadar Atatürkcü olduklarin tesbit etmek o kadar zor olmamasi gerekli. Madem bugünkü yasadiklarimizin temelinde 12 eylül var ise, dönemin 12 eylülcüleri Yunan silahli kuvvetlerindenmiydi, yoksa Iran silahli kuvetlerindenmiydi? Sartlanmisliklara karsi cikiyorsak önce kendi sartlanmisligimiza bakmamiz gerekli.
-
33 ERIN ÖLÜMÜNDE HATALI OLAN TSK MENSUBLARINDAN KIMSE HESAP SORAMADI
Siz neye dayanarak o kadar emisnsiniz TSK'nin suc islemediginden? Sartlanmisliktan bahsederken madalyonun her iki yüzünede bakmak gerekmezmi? Suc islemis diyenler sartlanmis olurken hayir TSK asla suc islemez diyenler neden sartlanmamis oluyorlar? Yoksa onlarda sartlanmista bizmi anlayamadik yorumunuzu?
-
33 ERIN ÖLÜMÜNDE HATALI OLAN TSK MENSUBLARINDAN KIMSE HESAP SORAMADI
Benim yorumlarimdan yukarida yazdiklarinizimi anladiniz? Pes dogrusu daha ne diyeyimki?
-
GENEL KURMAY BASKANININ ORUC REIS FIRKATEYNDEKI KONUSMASI
Zamani coktaaannnn geldide gecti bile, ama hala sorundan beslenen güclerin varligi ülkemizde agir bastigi icin gelismelerin aynen yasandigi gibi devam etmesini arzuluyorlar ve ellerinden geleinide arkalarina birakmiyorlar. Ülkede teröröden ve cözümsüzlükten beslenen güclere sarilmak kadar hatali bir davranis olamaz. Ben kendi adima teröre ve cözümsüzlüge son verilin diyorum!!!!
-
Tabanın sesine kulak vermişler (!)....
Herkez sizin sectiginiz yoldan gercek Atatürkcüleri bulamayabilir. Dolayisiyla siz cevap verdiginiz yorumdaki soruya bir cevap verirseniz daha saglikli olur. Yani 12 eylülcü TSK mensuplari "gercek Atatürkcümü" yoksa sizin bahsettiginiz "Atatürk posterinin altinda oturan" Atatürkcülermi? ne söylemek istedigimizi dogrudan yazarsak daha iyi ve dogru anlasiliriz.
-
33 ERIN ÖLÜMÜNDE HATALI OLAN TSK MENSUBLARINDAN KIMSE HESAP SORAMADI
Burada herhangi bir seyi isbatlamaya gerek yok cüni, benim söyledigim anlatilanlar gibi yasanan olaylarin suc oldugu. Dagda carpisan insan degil diyerek güvenlik güclerinin kendilerine verilen yetkinin disina cikip yargisiz infaz etmeleri suctur diyoruz. Ha dersinizki tabiiki kanunsuz yapilan her türlü yaptirim suctur ama, güvenlik gücleri asla böyle bir suc yapmazlar diyorsaniz diyecek bir lafim olmaz, tabii güvenlik güclerininde gercekten kanunsuz is yapmadiklarini isbatlamak sartiyla. Dolayisiyla konuyu saga sola sündürmemize gerek yok. Güvenlik gücleri köyleri basip savunmasiz köylüleri hakim önüne cikartmalari gerekirken öldürmeleri veya bahsdildigi gibi teslim olmus veya yakalanmis bir terörüstü gene hakim önünen cikartmadan kendi kanunlarini isletip öldürüyorlarsa sizce bu sucmudur yoksa hukuk cercevesindemi görüyorsunuz? Olay budur, baska yönlere cekmemeize gerek yok. Bunlari sorarken kimsede terörüstü veya herhangi bir sucluyu masum gösterilmiyor.
-
33 ERIN ÖLÜMÜNDE HATALI OLAN TSK MENSUBLARINDAN KIMSE HESAP SORAMADI
Savas dahi olmasa yukarida bahsedilen bicimde öldürülme olaylari bir suctur. En azindan demokratik devletler icin gecerli bu kisas. Köylüyü yakalarsin götütürsün mahkemeye ve sucu sabit bulunursa alir cezasini. Yakalanan terörüst icin de aynisi gecerli. Hic zaman güvenlik gücleri dogrudan catismalar disinda bir sucluyu, bu terörüst dahi olsa, öldürmeye , cazalanmdirmaya hakki yok. Hukukun üstünlügünü sadece Ergenekon davasinda yatanlar icin degil herkes icin istersek inandirici oluruz.
-
33 ERIN ÖLÜMÜNDE HATALI OLAN TSK MENSUBLARINDAN KIMSE HESAP SORAMADI
Ehhh önce bu duruma nasil geldik iyi irdelememiz gerekli. Devletin kurulusundan itibaren ucurumun temelleri atildi ve bizler olan bitenler yalan yanlis anlatildi. Köklü bir devlet anlayisi bizi ucurumun esigine asla getirmezdi. Kendi düsen aglamaz derler. Ülkeyi inkar ve red politikalariyla ucurumdan kurtaran bir devlet gösterin. Inkar ve red politikasi buraya kadarmis. 85 yildir aklimiz neredeydi? Sunu inkar et, bunun hakkini gasp et, sunu yasakla bunu düsman ilan et. Böylemi saglam bir devlet kurmayi pilanladik?
-
33 ERIN ÖLÜMÜNDE HATALI OLAN TSK MENSUBLARINDAN KIMSE HESAP SORAMADI
Tamamda isbatlayamayiz, cünki onlar cok deneyimli ve güclü, diyerek olan bitene amenmi diyelim, yoksa madem devletin ve TSK'nin yaptiklarini isbatlayamiyoruz atalim birisinin üzerine , nasilolsa onlar develt kadar güclü degiller ve isbatlamasi daha kolay olurmu diyelim? Ben sadece 33 erin ölüme gönderilmesindeki sorumlu komutanlarin hesap vermesi taraftariyim, siz bunu ister karalama olarak görün iste baska bir sey olarak, hicte önemli dgil. Bakin size bir haber yayinliyorum, Daglica'da esir düsen askerler hakkinda. Buyurun onlardan hesap soruyorlar, neden ölmedin diyorlar ve hatta verdikleri mahkumiyet yetmiyormus gibi silahlarin parasini dahi istiyorlar. Bunlarda TSK mensubu ama komutanlarda TSK mensubu. Er askerden hesap sormak dogal ama üst rütbelilerden hesap sormak karalamaya yönelik oluyor. Herkes kendi niyetini sorgulasin daha saglikli olur. "Dağlıca’da ‘niye ölmedin’e 34 ay hapis Taraf / ADEM TAYAN-SELİM KEMALOĞLU/VAN - Istanbul - 26.12.2009 Hakkari’nin Yüksekova ilçesindeki Dağlıca Taburu’nda 21 Ekim 2007’de, 12 askerin şehit olduğu PKK baskınında fatura, örgüt tarafından kaçırılan sekiz askere kesildi. Van Askerî Mahkemesi’nde görülen davada PKK tarafından kaçırılan erlerden Ramazan Yüce ‘Alenen askerleri emre itaatsizliğe teşvik etmekten iki yıl altı ay hapis cezasına çarptırırken, diğer yedi asker için görevi ihmal suçlarından verilen cezalarının ertelenmesine karar verildi. Bir yıl sekiz ay ile bir yıl üç ay arasında değişen sürelerde ceza alan yedi askerin, beş yıl içinde suç işlememeleri gerekiyor. Neden ölmediniz de kaçırıldınız Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde görülen davanın son oturumunda Mahkeme Mardinli er Ramazan Yüce’yi ‘Alanen askerleri itaatsizliğe teşvik’ suçundan iki yıl altı ay hapis cezasına çarptırdı. Karar Askeri Yargıtay tarafından da onaylanırsa Er Yüce aldığı cezanın üçte ikisi oranında yatacak. Yüce’nin yattığı süre aldığı cezaya sayılacağından yaklaşık 18 ay cezaevinde kalması sözkonusu. Mahkeme, Yüce için ‘görevi ihmalden’ verdiği bir yıl sekiz ay hapis cezasını ise beş yıl süreyle erteledi. PKK tarafından Kuzey Irak’a kaçırılan Yüce’nin ‘yurt dışına firardan’ beratine karar veren mahkeme, esirken Roj Tv’ye çıkıp konuştuğu için ‘basın yayın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak” suçundan ise görevsizlik kararı verdi. Uzman Çavuş Halis Çağan’a ise ‘görevi ihmal’den bir yıl sekiz ay ceza verildi. Kaybolan silahların parasını istedi Mahkeme, Çavuş Mehmet Şenkul, erler Fuat Başoda, İlhami Demir, İrfan Beyaz, Özhan Şabanoğlu ve Fatih Atakul için ise ‘görevi ihmal suçundan’ bir yıl üç ay hapislerine karar verdi. Fakat bu cezalar beş yıl süreyle ‘suç işlememek’ şartıyla ertelendi. Mahkeme, kaybolan silahları için de askerlerden adam başına 1208 TListedi. Erler bu parayı iki yıl içerisinde aylık taksitler halinde ödeyecek. 12 asker şehit olmuştu Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’ndeki Dağlıca Taburu’na, 21 Ekim 2007 gecesi PKK ‘lılar tarafından baskın düzenlenmiş, 12 asker şehit edilmiş, sekiz asker de kaçırılmıştı. Saldırı Türkiye genelinde büyük gösterilerle protesto edilmiş, yeni bir milliyetçi bir dalganın yükselmesine neden olmuştu. Daha sonra hükümet üyeleri demokratik açılım kararının Dağlıca Baskını sonrası yaşanan gelişmeler üzerine alnıdığını açıklayacaktı. Dağlıca baskınıyla ilgili Taraf’ın ısrarlı haberleri sonucunda askeri ihmaller ortaya çıkmış, buna rağmen baskının hemen ardından karakol komutanı Onur Dirik’e dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız tarafından ödül verilmesinin fotoğrafları da Taraf’ta yayınlamıştı. Kaçırıldıktan sonra Türkiye’ye döndüklerinde tutuklanan erler 1 Şubat 2008’de yapılan ilk duruşmada tahliye edilmişti." Kaynak: -http://www.taraf.com.tr/haber/45967.htm-
-
Tabanın sesine kulak vermişler (!)....
Bakin bu noktaya iyi dginmissiniz. Gelin hep beraber gercek Atatürkcüler ile Atatürkün resminin atinda oturanlari ve kendilerine kalkan yapanlari beraberce tesbit edelim. Simdi birincisi malesef ülkemizde herkes Atatürkün resminin altinda oturdugu icin kiminkim oldugunu ayirmamiz hicte o kadar rahat olmuyor. Ben yaptiklariyla karsilastiriyorum. Mesela TSK sadece Atatürkün resminin altinda kararlar almiyor birde her aldigi karari Atatürke bagliyor. O halde simdi sormak gerek yazidada belirtildigi gibi kim kast ediyliyor "uniformali Atatürkcülerden"? 12 Eylülcüler Atatürkcümü yoksa Atatürk karsitlarimi veya sadece Atatürkün resmininaltinda oturanlarmi?