Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

dominik

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

dominik tarafından postalanan herşey

  1. Sizin müslümanliginiz veya gayrimüslümlügünüz veya ateistliginiz ile kendisini laik olarak tanimlayan bir devletin ne alakasi olabilir? Nüfus cüzdanlarina laik bir devlette vatandasin hangi dine mensup oldugu veya dinsiz oldugu yazilmaz. Mesela ben ateistim ama ona ragmen "islam" yazili. Yani beni olmadigim bir sifatla tanimladigi gibi birde kendi ilkelerine ters düsüyor "laik" devletimiz. Siz elestirilen meseleyi anlamamisa benziyorsunuz, vermis oldugunuz cevaplardan bu anlasiliyor.
  2. Asla hata kabul etmeyen bir mantik dogrusu. Baktim cevap veremiyorum karsi tarafa dönemi bilmiyorsun der isin icinden siyrilirim. Alevi vatandaslarin isteklerini hemen hemen hepimiz burada dogru ve hakli olarak görüyoruz ve hatta derhal onlara haklarinin verilmesini istiyoruz. Tabii iktidarda AKP varya, birden Alevi dostu ve demokrat kesiliriz AKP'den derhal Alevi vatandaslarin haklarini tanimasini isteriz. Ama son 85 yilda enden yapilmadi sorusuna gelince, 1950 ve 1938 den önceleri dahi neden verilmedi diye sorunca kosullari bilmemis oluyuruz birden. Alevi vatandaslarin dogru buldugumuz haklari o kadarmi karmaikta mesela 1930 da Atatürk kosullar olusmadigi icin veremedi? Sanki Atatürk'ün böyle bir niyeti vardida, uygulayamadi. Ici bos söylemlerle ancak yapilanlarin üzerien tuz basmis oluyoruz ama onu dahi anlamiyoruz. Alevi vatandaslari devlet kurulusundan günümüze dek esit vatandas olarak tanimamamistir ve dolaysiylada istedikleri haklarini hala alamamislardir. Olay bu kadar net.
  3. Isterseniz tekrar hatirlatayim, neden halaa gercek katiller ve arkalarindaki gücler bulunamadi dersdiniz? Kimin neden arastirdigini birakalimda katillerin ve arkasindaki güclerin neden saklandigini irdeleyelim lütfen.
  4. Yan cizmelr nasil belli oluyor. Diyaneti kim kurdu arkadaslar? Laik devlet, laik Atatürk nasil olurda doyaneti kurabilir ve hemde sadece sünni ulemayi düsünerek yapabilir bunu? Diger taraftanda yan cizmak adina devlet aleviler adina kanun cikartmazmis, yok efendim baska etnik kökenliler icin kanun cikartmismi sorulari ile konuyu sil bastan degistiriver. Yok öyle kacamaklik. Sünni kesime verilen tavizler ve olanaklar varken Alevi vatandaslarin hala inanc özgürlügü istemeleri bizim cin bir utanc tablosuyken hala burada atip tutuyoruz. Haa tekrar sorayim Diyaneti kim kurdu?
  5. Sorun hükümet sorunu degildir sistem sorunudur. Sorun hükümetten kaynaklanmis olsaydi önceki hükümetler tarafindan ortadan kaldirilirdi, ama onlarda el atmadilar. Elma ile armutu birbirine karistirmayalim. Türkcüler ile seriatcilar arasindaki bagnazlik catismasina demokratlarida ortak yapmaya gerek yok.
  6. dominik şurada cevap verdi: S&S başlık Politika Bilimi
    Arkadaslar lütfen Türkiye'de bölgeler ayrimi yaparak bilmeyerekte olsa bölge milietciligi yaparak konu basligi olan "CHP'yi parcalayacaklara" bilgi acisindan hic bir etkimiz olmaz. Bölge-milliyetciligini birakalim lütfen. Her bölgede irkcida var, fasistte var, demokratta var, dincide, ateistte var, hirsizida, canavarida, dürüstüde,..... var. Bunlari bölgelere göre ayirmak bilmeyerekte olsa bir bölgesel irkciliktir.
  7. Siz bana Atatürk zamaninda Alevi vatandaslar iicn yapilan kanunlardan bahsedebilir misiniz? Diyanet Atatürk'ten sonra mi kuruldu? Alevi vatandaslarimizin rizasi ile mi diyanet kuruldu? Umarim nelerden bahsettiginizden haberiniz vardir. Aleviler Atatürk'ü taniyorlarmista ben tanimiyormusum. Tanisak kac yazar, tanimasak kac yazar? Türkiye'nin geldigi noktaya bakinca kimlerin tanidigini ve kimlerin tanimadigini cok iyi görüyoruz. Her lafimizin arkasina Atatürk'ü alarak gelecegimiz nokta bugünkü Türkiye. Atatürk'ün eksikligini görmekte bir erdemliktir.
  8. Tabiiki islam yaziyor sayin yilmaz. Sadece gayrimüslüm isen islam yazilmiyor. Size tavsiyem nüfüs cüzdaniniza bakmaniz.
  9. Atatürk Alevilerden gördügü destege ve sevgiye karsilik amlesef onlarin en dogal haklari olan inanc özgürlüklerini vermedi. Camiilere verilen haklari Cem evlerine vermek cokmu zordu acaba? Türkiye'de ic savasmi cikardi Atatürk Cem evlerine esit hak verseydi? 85 yili askin Aleviler kücücük haklari olan din ve vijdan özgürlüklerini istiyorlar ama bizler onlari sadece oyaliyoruz. Cokca seslerini cikardiklari vakit, durun sadece sizin degil sünnilerinde sorunu var diyoruz ve derhal susturuyoruz. Alevilerin hakkni ödeyemeyiz, onlardaki sabir ve insana sevgi hepimizde olsaydi Türkiye bugün belkide dünyada en önde gelen ülkeler arasinda olurdu. Biz ise hala oyalama taktikleriyle Ali Kemal oyunu yapiyoruz. Evet Aleviler Atatürk'ü severler ama konumlari itibariyla sanki Atatürk düsmalarida cezalandiriliyorlarmis gibi.
  10. bazilarimiz hala yorumlari tersinden okumaya calisiyor ve sadece görmek istedigini görüyor. "onun icin sadce Taraf'tan alinti yapiyorsunuz" cümlesi benim alintilarimi zerre kadar arastirmadan baliklama atlayarak yazildigini bir isbatidir. Isteyen benim tüm yorumlarimdaki alintilara bakar ve diger kaynaklarida görür. Diger taraftan ben AIHM sadece isime gelenine degil tüm kararlarina saygiliyim ve alfabe konusunda bu görüsümü acikca söylemisim, ama burada da gene tersten okuyunca baska manalar cikiyor. Konunun özü tartisilacagi yerde kaynak tartisiliyor ve bu davranisda bizim ciddiyetimizi gösteriyor. Verilen haber yalansa buyurun söyleyin, dogruysa görüsünüzü bildirin. Yoo efendim AIHM baska konuda da karar vermiste bu kaynak bu karardan bahsetmemis, diger kararida baska kaynaktan siz gösteriin ve beraber paylasalim ney ani. tarafin verdigi bilgileride bazilari vermiyor ama o vermeyenlere kimse agzini acmiyor. Ama konu Traf ise her konuda bekleneni vermesi gerekiyor.
  11. Bu saydiklariniz zaten sahsin özel hayatina ait konular. Kimse kanun cercevesinde sakal biraksin veya kiyafet giysin demiyor. Özel hayatta din ile ilgili yasanitin serbst ve o sadece kendini ilgilendirir. Neden hala anlamamzliktan geliyoruz anlasilir degil. Türkiye kendisini laik bir devlet olarak tanimliyormu? Evet. Laik devlet ne anlama geliyor? En azindan insanlarin dini görüslerine etkilemez ve onlara direktifte bulunmaz. Ehh o halde, nüfus cüzdaninda "islam" yazilmasi ile lailigin ne iliskisi var? Diger taraftan konuya sadece Aleviler acisindan bakmamak gerek. Ülkemizde ateistlerde var, sünni olmalarina ragmen rahatsiz olanlarda var. Bu insanlari neden yok sayiyoruz? Bir atesisti hangi hakla islam dininden olarak niteleyebiliyoruz? mesele burada. Yoksa kimsenin dinine karismak gibi bir düsüncemiz yok, ama bazilari zorla herkesi kendi dinine bagliyor sorun burada.
  12. Tebrik etmekten baska bir secenegim yok. Koskoca bir Tebrik, kaleminize saglik.
  13. Acaba demek aklima geliyor?? Aleviler gecmiste hic ayrim görmemisler, duyunda inanmayin. Siz ne alevileri taniyorsunuz ne de Türkiye gerceklerini. Osmanlidan günümüze dek Alevi vatandaslarimizin baslarina gelen hic bir toplumun veya miletin basina gelmemistir ama halaa gözlerimizi yumuyoruzya ben ona sasiyorum. Evet Alevi vatandaslarimiz ilerici ve barisci olduklari icin baslarina ne geldiyse ayni yanlislarla cevap verecekleri yerde acilarini iclerine atmislardir, düsmanlarina her dönem kucak acmislardir. Dertlerini türkülerde bulmuslardir. Daha düne kadar Alevi vatandaslarimiz aciktan alevi olduklarini dahi sakliyorlardi, ancak cogunluk olduklari , yani emin olduklari yerlerde kendilerini bildiriyorlardi. Bir cok vatandaslarimizin "Alevinin kestigi yenmez, onlar mum söndürüyor, aile ici iliskileri var, alevi olacagina gavur ol" demeleri nasilda birden unutuverdik yaaaa. Evet alevilerin ne derdi varda istekte bulunuyorlarki? Neleri eksikki? Herhalde onlarda büyük bir ihtimalle Türkiye düamani ve bölücüler. Allahim ne insanlarimiz var halaa bizim yaaaa!!!!
  14. Arkadaslar ben haberi hangi gazetenin verdigine bakmam, benim icin önemli olan verilen haberlerin dogruluk payi. AHIM bir cok konularda karar veriyor ve her gazete her kararida burada yayinlamiyor. Taraf gazeteside anlasilan bäyle bir secenek yapmis, ama o benim sorunum degil ve ben her haberi okuduktan sonra baska kararda varda onuda yayinlamismi diye bakamam. Haberin icerigi bana göre cok dogru. Türkiye kendisini laik bir devlet olarak tanimliyor ama nüfüs cüzdanlarinda dini yaziliyor. Bu davranis kendisiyle celiskilidir ve derhal kaldirilmasi gerekli. Cok gec kalinmis bir karar, keseke türkiye bu yanlisini yillar önce kendisi görüpte kalsirsaydi daha hos olurdu. Benim dinim benimle ilgili ki birde ülkemizde sadece Alevi veya sunni vatandaslarimiz yok kimliklerinde islam yazili milyonlarca dinsiz vatandasimiz var. Yapilan saygisizliktir. Alfabe konusuna gelirsek, bende verilen karari sahsen dogru buluyorum. Bu ancak kendi icimizde uzlasmayla cözülebilecek bir olaydir. Kürt sorununu ciddi sekilde cözme amacimiz oldugu vakit alfabemizin icerisine kendi vatandaslarimizin kullandigi harfleri almakta herhalde gayet dogal bir durum olacak. Kimlige din ibaresini yazmak ise ülkenin kendisini tanimiyla zit bir durum olduguni icin verilmis bir karardir ve yerindedir.
  15. Nüfus cüzdanı laikliğe aykırı Avrupa Mahkemesi, nüfus cüzdanındaki din hanesine ‘İslam’ yazılmasını istemeyen Alevi’yi haklı buldu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), nüfus kağıtlarında din hanesinin sonunu getirebilecek bir karara imza attı. Strasbourg Mahkemesi, Sinan Işık adlı Alevi Türk vatandaşının açtığı davada, resmî nüfus sicil ve kağıtlarına vatandaşların dini inançlarının kaydedilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu sonucuna vardı. Sinan Işık, nüfus kağıdındaki din hanesine İslam yerine Alevi ibaresinin yazılmasını istemiş ancak Türk mahkemeleri, Alevilik din değil mezheptir diyerek bu talebi geri çevirmişti. Sinan Işık, Türk mahkemelerine yaptığı başvurunun reddedilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı olduğunu öne sürerek 2005 yılında Strasbourg Mahkemesi’ne başvurmuştu. Tarafsız devletle bağdaşmaz AİHM davayı konuya herhangi bir din veya mezhep yorumuyla değil, din hanesinin resmî kimlik belgelerindeki varlığı çerçevesinden ele aldı. Strasbourg yargıçları, Türk yargısının, davacının talebini reddederken, Diyanet İşleri’nin görüşü temelinde hükümde bulunmasının da tarafsız devlet anlayışıyla bağdaşık olamayacağı sonucuna vardılar. Bu saptamalardan yola çıkan Strasbourg Mahkemesi, AİHS’nin din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili 9. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti. Ancak AİHM, din ve vicdan özgürlüğü ihlalinin, nüfus kağıdına davacının inancının eklenmesi talebinin reddinden değil, nüfus kağıdında din hanesinin varlığından kaynaklandığına hükmetti. Mahkeme, nüfus kağıdındaki din hanesinin bireyin inancını açığa vuracağı ve özellikle resmi kurumlar bünyesinde ayrımcılığa neden olabileceğine de vurguda bulundu. Mahkeme, esas ihlalin “Alevi” yazılıp yazılmamasından değil, bizzatihi dini ibare taşıyan bir kimliğin kendisinden kaynaklandığını belirtti. Türk hükümetinin karara üç ay içinde itiraz etme ve AİHM’nin 17 yargıçlı büyük dairesine götürmek için başvuruda bulunma hakkı var. Ankara bu hakkını kullanmazsa karar kesinleşecek ve içtihat haline gelecek. Bu da Türkiye’nin nüfus cüzdanlarındaki din hanesini kaldırmasını veya alternatif çözümler üretmesini gerektirecek. Sessiz devrime eşi de karşı Davayı AİHM’e taşıyan Alevi Türk vatandaşı Sinan Işık, sessiz bir devrim gerçekleştir-diğine inandığını belirterek, şunları söyledi: “Laik bir yurttaş olarak benim isteğim din hanesinin tamamen ortadan kaldırılmasıydı. Ancak devlet eğer bunu yazmakta ısrar ediyorsa, o zaman benim din haneme Alevi yazılmasını istedim. Bu konu Aleviler arasında ciddi tartışmalara neden oldu. Benim eşim dahi bana bu konuda tepki gösterdi. Ama davamdan vazgeçmedim. Devlet şimdi AİHM’nin kararını yerine getirmelidir. Nüfus cüzdanlarındaki din hanesi kaldırılmalıdır.” Kaynak: -http://www.taraf.com.tr/haber/46857.htm-
  16. Çobanı taradılar sonra patlattılar “Soysuzlar Çetesi” filmindeki vahşet 1995’te Hakkâri Yüksekova’da yaşandı: Askerler bir çobanı gözaltında tarayıp mayınla patlattılar Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde 1995’te çobanlık yaparken kaybolan oğlu Nezir Tekçi’nin izini süren baba Halit Tekçi’nin karşısına Yüksekova Tabur Komutanlığı çıktı. Acılı babanın ısrarlı aramalar sonucu ulaştığı ve 15 yıl önce Yüksekova Tabur Komutanlığı’nda er olarak görev yapan Yunus Şahin, tanık olarak savcılığa verdiği ifadede Nezir Tekçi’nin bölgede bulunan Bolu Dağ ve Komando Tugayı tarafından gözaltına alındığını ve öldürüldüğünü iddia etti. Savcı babayı kovdu 1988’de Dağlıca’ya bağlı Demir (Mıdı) köyünde yaşayan Halit Tekçi, evlerinin boşaltılması sonucu önce Üçkardeş (Zeri) köyüne, ardından da Güngör Mahallesi’ne yerleşti. Baba Tekçi, 16 nüfuslu ailenin geçimini sağlamak için çocuklarını da çevre köylere çobanlık yapmaya gönderdi. Ancak, Tekçi ailesi 28 Nisan 1995 tarihinden sonra çocukları Nezir Tekçi’den bir daha haber alamadı. Cemil Kırmızıtaş adlı bir tanıdıkları sayesinde oğlu Nezir Tekçi’nin Bolu Dağ ve Komando Tugayı tarafından gözaltına alındığını öğrenen baba Halit Tekçi sonrasındaki gelişmeleri şöyle anlatıyor: “Bunun üzerine Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundum. Cumhuriyet Başsavcısı dilekçemi yüzüme fırlatarak, ‘Sen nasıl Türk askerine iftira atarsın’ dedi ve beni makamından kovdu.” 15 yıl sonra gelen tanık Oğlunun peşini bırakmayan acılı baba Yüksekova’da görev yapan Vanlı bir asker sayesinde 1995 yılında Çanakkale’den Yüksekova Tabur Komutanlığı’na geçici görevle gelen er Yunus Şahin’e ulaştı. Tanıklık yapmayı kabul eden Şahin, geçen ağustos ayında Yüksekova Cumhuriyet Savcılığı’na ifade verdi. Şahin, tutanaklara yansıyan ifadesinde gözaltına alınan Nezir Tekçi’yi de beraberinde operasyona götürdüklerini kaydetti. Operasyona katılan rütbelileri, “1. Bölüğün Komutanı Yüzbaşı Ali Osman Akın, 2. Bölük’ten Kemal Teğmen ve 2 Bölüğün Komutanı bir yüzbaşı” olarak sayan Yunus Şahin şöyle devam etti: “Aşağıya köye doğru yaklaştığımız tepelik bir yerde durmamızı emrettiler. Fakat olduğumuz yerden köy görünmüyordu. Ali Osman Akın adlı Yüzbaşı, Nezir’e ‘Bize PKK’nın yerini ve silahlarını göster’ dedi. Nezir, onların yerini bilmediğini söyledi. Bunun üzerine Ali Osman, ‘Seni öldüreceğim’ deyince Nezir ‘Benim bir suçum yok, ben ne yaptım ki’ diye söylendi. Sonra Ali Osman, Nezir’i alıp bizden 10 metre kadar ileriye götürdü. Nezir öldürüleceğini anladığı için koşup bizim tarafa doğru geldi. Bunun üzerine Ali Osman adlı yüzbaşı bize hitaben ‘Aranızda hangileri Kürt ise parmak kaldırsın’ dedi. Yaklaşık 20 kişi parmak kaldırdı. Ali Osman, bize Nezir’i göstererek ‘ Kürt olanlar üzerine doğru ateş etsin’ dedi. Orada olan Kürt askerlerden bir kısmı ‘Sadece biz ateş etmeyiz’ deyince kimse ateş etmedi.” Teğmen kopmuş kafasını getirdi İfadesinde Kemal isimli bir teğmenin “Komutanım isterseniz ben vurayım. Emir komutayı bana verin, ben vurayım” dediğini ve yüzbaşının bunu kabul ettiğini anlatan Şahin şunları kaydetti: “Kemal Teğmen, Nezir’in kolundan tutup bizden on metre uzağa götürüp orda G-3 ile kendisine bir veya iki el ateş etti. Bu arada Ali Osman bize dönerek ‘Hepiniz ateş edin’ dedi. Herkes Nezir’e doğru ateş etti. Ben de bütün bölük gibi o tarafa doğru ateş ettim. Fakat isabet etmesin diye kenara ateş ettim. Bu sırada bölükte 70’e yakın rütbeli ve asker vardı. Herkes de o tarafa doğru ateş etti. Nezir, yere düşmüş ve ölmüştü. Ali Osman bize ‘Geri çekilin’ deyince geriye doğru çekildik. Bu sırada Kemal Teğmen ‘Mayıncı yanıma gelsin’ dedi. Bir müddet sonra mayının patlama sesi geldi. Bizler ölen Nezir’in elbiselerinin havaya uçuştuğunu gördük bir süre sonra da Kemal Teğmen elinde Nezir’in gövdesinden kopmuş kafasını saçlarından tutarak getirip bize gösterdi. Ve Ali Osman bize ‘Bölük yola devam etsin’ dedi. Biz köydeki çadırlara geri döndük. Birkaç gün sonra ben köye geri döndüm.” Fotoğraftan teşhis etti O gün yakalanan ve kendileriyle dağa operasyona götürülen kişiyi savcının karşısında fotoğraflarından da teşhis eden Yunus Şahin, “Anlattığım gibi Kemal Teğmen bu kişinin vücudundan kopmuş kafasını getirip bize gösterdiğinden beri bu olayı ve adamın yüzünü hiç unutmadım. Zaten kendisine çay vermiş ve konuşmuş olduğum için de yüzünü biliyorum. Kısacası öldürülen kişinin, fotoğrafını gösterdiğiniz kişi olduğundan hiçbir kuşkum yoktur” dedi. Ailenin avukatı Davut Uzunköprü ise konuyla ilgili davanın AİHM’e gittiğini, yeni tanıkla birlikte soruşturmanın yeniden başlamasını talep ettiklerini söyledi. Kaynak: -http://www.taraf.com.tr/haber/46860.htm-
  17. 1961, 1997 ve 12 Eylül darbeleri cokmu zor olmustu sayin Efendi? O darbelere karsi önceden halktan olsun TSK'den olsun veya baska kurumlardan olsun büyük bir direnismi olduda bizlere "darbe yapmak o kadar basitse...." gibi söyzlerle darbenin kolay yapilamadigini anlatmaya calisiyorsunuz. Darbe yapmak cok kolay, yeterki bunun ortami hazirlansin ve konjuktür müsaade etsin. Ülkemizdeki tüm darbeleri dogru incelediginiz zaman söyledigim sartlar cercevesinde darbelerin ne kadar kolay yapildigini göreceksiniz.
  18. Aynen katiliyorum yorumunuza. Vermis oldugunuz linkte tüm alinztiniz var ve gercektende ülkemizde yasadigimiz gercekleri bir bir acikliyor, ama tabii anlayana ve gözlerini acmak isteyenlere.
  19. Kilicdaroglu bence bos konusuyor. Özelestiri böyle yapilmaz. Ne güzel, özelestirini yap ama her sey aynen devam etsin. Sendika agaligindan bahsediyor ama ne hikmetse kendi genel baskani olan Baykal'in koltuk saltanatligindan bahsetmiyor, bahsetse dai ne ise yararki bu saltanatciliga son vermek icin adim atmadiktan sonra? Cok yakinda Kilicdaroglu kendi partisi hakkinda söylediklerini aynen Dersim katliamindaki Öymen'in hatali konusmasina cikis yapipta ertesi günü 180 derece döndügü gibi bu söylemlerinide zamani gelince hic söylememis gibi tutum icerisine girer. Basari gercektende iktidara gelmek ile ölcülür, bu anlamda aslinda CHP icerisindeki tüm üst düzey yöneticiler basarisizdir, bunlarin icerisinden dogal olarak Kilicdaroglu'da olmalidir. CHP parti olarak vatandasin güvenini coktan kaybetmistir, kendi secmenini sirtindan hancerleyen tek parti diyebiliriz. Hala barajin üzerinde oy alabiliyorsa bunu sadece vatandaslarin onlara kehren oy verdigini bilmeleri gerekli, ama anlayana tabiiki. CHP secmeninin büyük cogunlugu oylarini sadece vijdanen veriyor cünki, oylariyla demokrasi ve özgürlük adina görevlerini yapmis hisediyorlar, ama isteklerininde bu partiyle olamayacagini biliyorlar. Cumhuriyetin kurucusunun partisi olarak kendilerini överler ama neden bu hallere geldiklerini, yani secmenin 80% inin onlara güvenmedigini, diger 20% ninde gene cogunlugunun onlari kehren sectigini görmemezlikten gelirler ve asla gercek nedenlerini irdelemezler.
  20. Anlasilan sorun Türk devletinden kaynaklaniyor. Yillarca onlar hem kurbetcilerimizi hemde yurt disina cikan Türk turustleri sadece para kaynagi olarak gösrüler ve gösrmeye devam ediyor. Konut fonu gibi cag disi uygulamalar herhalde sadece Türkiye gibi ülkelerde yasaniyordur. Kendi vatandasini 2. sinif gören bir ülkenin pasaportuda yurt disinda itibar göremez.
  21. Gercekten hukuka sayginizdan dolayi Ergenekon davasindan dolayi iceri alinanlari bu derece savunmus olsaniz neden son 20 yilda 17 binden fazla insan evlerinden, is yerlerinden alindiktan ve kacirildiktan sonra hic mahkemeye cikarilmadan yargisiz infaz edilerek öldürüldügünüde sorgulardiniz. Ergenekon davasindan iceride olanlarin en azindan akibetleri belli ve hakim önüne cikariliyorlar ve sucsuz görülenlerde tahliye ediliyor. Ama 17 bin insanin sucunu hakimmi tesbit etti ve faili mechul olarak öldürülmesine karar verdi dersiniz? Cifte standartlik ile hukukun üstünlügü savunulamaz.
  22. dominik şurada cevap verdi: S&S başlık Politika Bilimi
    Onun icin Baykal icin en iyi lideiyorsunuz. Hicte inandirici degilsiniz malesef.
  23. dominik şurada cevap verdi: S&S başlık Politika Bilimi
    Ne alaka canim, 1980 dönemine kadar bahsettiginiz bölgeler CHP'nin yikilmaz kalelerindendi. Önce biraz arastridiktan sonra yazsak daha saglikli olur. Ic anadoluya bakalim gene aynisi. Mesela Corum'da 80 öncesi her dönem en az 2 milletvekiliydi ve belediye baskanida her sene CHP'nindi ama simdi 1 milletvekili zor cikardigi gibi yillardir belediye secimlerinde birakin cogunluk oylari almayi, karsi tarafa dogru dürüst bir agirlik koyacak kadar dahi oy alamiyor. CHP oy kaybedince vatandas dinciler tarafindan kandirilmis oluyor. CHP oy aldigi secmenlerini arkadan hancerleyen bir parti oldugu iicn insanlar ona sirtini cevirdiler. Öz elestiri yapmayi bilmeyen bir parti ve onun sempatizanlari asla kendilerini yükseltemeyecekler.
  24. dominik şurada cevap verdi: S&S başlık Politika Bilimi
    Herkes hak ettigi cevabi aldigi gibi, hak ettigi rejimle yönetilir ve parti olarakta hak ettigi oyu alir secmeninden. Bunu sorgulamadan bir adim ileri gidilemez.
  25. Kaynak: -http://www.taraf.com.tr/haber/46800.htm-

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.