Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

dominik

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.844
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    9

dominik tarafından postalanan herşey

  1. TSK icerisinde cok ayrimciligin ve yanlislarin yapildigini söylerken bizlere kiziyordunuz. Erbaslarin cilesini hangi kumandan veya gelelkurmay destekliyorda bizleri sucluyorsunuz? Sikayetinizi yanlis adrese yapiyorsunuz. Onlari kullanipta ortada birakanlardan hesap soralim. Ama gercek sorumlulari sorgulamaya yürek ister. Vatan millet sakarya ile vatandas uyutuluyor, mali götüren köseyi dönüyor.
  2. 11/02/2010 Agos’ta yazıyorsan katlanacaksın! Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink hedefe koyuldu, yıllarca yürütülen propaganda sonucu gazetesinin önünde katledildi. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink hedefe koyuldu, yıllarca yürütülen propaganda sonucu gazetesinin önünde katledildi. Türkiye yıllardır bu cinayeti tartışırken, Yargıtay skandal bir karara imza attı. Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Baskın Oran’a ‘satın alınmış’ dediği için Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ve Ergenekon tutuklusu Mustafa Balbay’a verilen cezayı bozdu. Kararın gerekçesi ise tam bir skandal: Agos’ta yazıyorsan katlanacaksın! BÜYÜK SKANDAL Skandal kararın altında Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin imzası var. Daire, Prof. Dr. Baskın Oran’a yönelik “satın alınmış” ifadesini kullanan Balbay’a verilen 3 bin 500 TL tazminat cezasını, tartışma yaratacak bir gerekçeyle bozdu. Daire, Oran’ın Hrant Dink’in genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinde, Ermeni sorunu üzerine yazılar yazdığına dikkat çekerek, bu yüzden ‘bu açıklamalara katlanmak zorunda olduğuna’ karar verdi. Kararda şu akıl almaz sözler yer aldı: “Yazılara tepki olarak ve gündeme uygun biçimde yapılmış konuşma...” BALBAY’DAN ORAN’A HAKARET Oran, araştırma yapmak ve karşılığında Türkiye üzerine 6 konferans vermek üzere Ekim-Aralık 2006 tarihlerinde St. Anthony’s College tarafından Oxford Üniversitesi’ne davet edildi. Oran İngiltere’deyken, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi ve Ergenekon sanığı Mustafa Balbay, bir televizyon programında konuştu. Balbay, “Bu çok önemli bir durum… Türk aydınlarının, Türk gazetecilerinin, Türk yazarlarının ruhen satın alınması, maddi ve manevi olarak satın alınması çok ciddi bir strateji… Şu anda İngiltere’de özel eğitim görmekte olanlardan biri, adını da vereceğim gerekirse, ben polemik sevmiyorum ama adını da vereceğim, Prof. Dr. Baskın Oran. Şu anda İngiltere’de özel eğitim görüyor. Dönüşte ben de sormak isterim nasıl?” diye konuştu. 3 BİN 500 TL TAZMİNAT Oran’ın açtığı davada Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, Balbay’ı, 3 bin 500 TL manevi tazminata mahkum etti. Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Balbay’ın sözlerini, Oran’ın Agos gazetesinde Ermeni sorunu hakkında yazdığı yazılara bir ‘tepki’ olarak değerlendirdi ve manevi tazminat kararını bozdu. Yargıtay’ın gerekçesinde şöyle denildi: “Davacının Agos gazetesinde Ermeni sorunu hakkında yazılar yazdığı, yurtdışında akademik çalışma yürüttüğü anlaşılmaktadır. Dava konusu yayın bir bütün olarak incelendiğinde, davacının Agos gazetesinde yayınlanan yazılara tepki olarak ve gündeme uygun biçimde yapılmış konuşmanın bir bölümünün dava konusu edildiği sonucuna varılmaktadır. Davacı, bir öğretim üyesi olarak özgürce düşüncelerini açıklayabildiğine göre bu düşünceler aleyhine yapılan açıklamalara, sert de olsa, katlanmak zorundadır.” AKP HRANT DİNK’E KARŞI ERGENEKON Caddesi’nin adının Hrant Dink olarak değiştirilmesiyle ilgili öneri AKP’li üyelerin oylarıyla reddedildi. AKP’den Ergun “Caddelerin isimlerini değiştirmek gereksiz” derken, Önergenin sahibi Nama bu kararı eleştirdi. İstanbul’da Hrant Dink’in öldürüldüğü Şişli’deki Ergenekon Caddesi’nin isminin Hrant Dink Caddesi olarak değiştirilmesi teklifi, Büyükşehir Belediyesi Meclisi tarafından oy çokluğuyla reddedildi. DAHA DOĞAL NE OLABİLİR? CHP’li üyelerin verdiği önergede, Hrant Dink için ‘Sevilen, Türkiye’ye olan bağlılığıyla örnek bir aydın, gerçek bir yurtsever ve bu ülkenin kardeşliğine, bütünlüğüne ve demokrasi mücadelesinde hayatı boyunca kalemi ve zihni ile emek vermiş, sadık bir yurttaş’ vurgusu yapıldı. İsminin dünyanın birçok kentinde meydanlara, caddelere ve kültür merkezlerine verildiği belirtilerek, “İsminin, yaşadığı kentte, son nefesini verdiği caddeye verilmesinden daha doğal ne olabilir?” denildi. OYLAMA NASIL YAPILIYOR? Büyükşehir Belediyesi’nin 300 meclis üyesi var. Belediye Başkanı Kadir Topbaş’la birlikte oylamaya 301 kişi katılıyor. AKP’nin 170, CHP’nin 112 üyeyle grup oluşturabildiği meclisin kalan sekiz üyesi MHP, Saadet Partisi ve DSP üyelerinden oluşuyor. Her ayın ikinci haftası toplanan Belediye Meclisi üyeleri o haftanın ilk pazartesi günü toplantı için gündem önerilerini sunuyorlar. Ardından yapılan oylamanın ardından kabul edilen öneri toplantı gündemine alınıyor. NAMA TEPKİLİ CHP Sancaktepe Meclis Üyesi ve önerinin sahibi Özgen Nama “Bu ülkenin bütünlüğüne, kardeşliğe ve demokrasi mücadelesine hayatını adayan Hrant Dink’in bu caddeye isminin verilmesinden daha doğal ne olabilir ki. AKP’liler demokrasi konusundaki ikiyüzlü tavırlarını bir kere daha göstererek öneriyi reddettiler” diyerek tepki gösterdi. AKP: GEREKSİZ AKP Büyükşehir Meclis Grup Başkanı Mehmet Ergun “Caddelerde isim değişikliğinin ‘gereksiz’ olduğu için ret oyu kullandıklarını” söyledi. Barış İçin Sanat Girişimi, bu yıl Dink’in öldürüldüğü 19 Ocak’ta Agos gazetesinin önündeki anmanın ardından Ergenekon Caddesi’ne gelerek caddenin adını Hrant Dink olarak değiştirmişlerdi. (İSTANBUL) Kaynak: -http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=64866-
  3. Sizin yanlisiniz 12 Eylül'ü irdelerken karsina AKP'yi örnek getirmeniz. AKP 12 eylülü elestiriyor diye 12 Eylül'ü ve yapanlari savunmak mi gerekli. 12 Eylül'ü ve darbecileri de AKP'yi de demokrasi karsiti oldugu icin elestirmek en dogrusudur. AKP... A'ya karsi geliyor diye neden hemen karsi savunmaya gecipte A'yi destekliyoruz? 12 Eylül'ün ve cuntacilarin desteklenecek neleri var? Onlar degil mi AKP ve yandaslarinin iktidara gelisinin temellerini atanlar?
  4. Övdügünüz zihniyeti 86 yildir ülke yasiyor ve gelinen nokta gözler önünde olmasina ragmen göklere cikartmaya devam ediyorsunuz.
  5. Arkadaslar siyasi islama iyi dikkat edin lütfen. Bas örtüsünün arkasinda hangi gercekler yatiyorsa minarenin arkasinda da ayni gercekler yatiyor. Bu oyuna gelmeyelim. Siyasi islamcilar her alanda bizleri birbirimize düsürmeye calisyorlar. Minare meselesinin arkasinda yatan tek gercek ülkedeki siyasi islamcilarin seriat amacli yönlendirmelerinden kaynaklaniyor. Almanya'da herkes istedigi dine mensup olabildigi gibi inancinida serbestce uygulaybiliyor. Almanya'yi minare konusunda elestirmek bizim icin büyük celiski olur.
  6. Yorumlarimi iyi okuyun lütfen. Ben sadece kendilerini "Atatürkcü" nitelendirenlere ve yaptiklarininida Atatürk'e baglayanlara söylüyorum. Birde tabiiki Atatürk'ü kendi zamani icerisinde yaptiklariyla irdeliyorum. Her savunmayi Atatürk ile cevaplayana bizde karsiligini veriyoruz.
  7. 12 Eylül öncesi tabiiki hatirladiginiz gibiydi, bende o dönemi iyi hatirlarim. Ama bu gün biliyoruzki 12 Eylül öncesi olaylarin belirli gücler tarafindan yönlendirildigi bir gercek. Bu gücler ülkede demokrasinin gelismesini önlemek isteyenler ve her dönem cuntanin gelmesinin zeminini hazirlayanlardir. Ülkücülerin elindeki silah bir gün sonra solcularinda elinde oldugu artik herkes tarafindan bilinen bir gercek. Abdi Ipekci olayi, 1 Mayis, Maras ve Corum olaylari tümüyle birer planli olaylardi. Söyle bir düsünün sag ve so gercekten bizlere anlatilan gibi cok güclü olmus olsalardi 13 eylül 80 de derhal tümüyle silahlarini birakmazlardi. Onlari yönlendiriliyordu ve yönlendirenler 13 Eylül günü islerinin son buldugunu bildirdiler. Aralarinda bagimsiz olanlarda zaten bilindigi gibi askeriye tarafindan acimasizca öldürüldüler. Bakin TSK ülkede yasadigimiz tüm cuntayi tümüyle destekledi, yani tek tük kumandanlarin eylemleri degil yasadiklarimiz. Öyle olmus olsaydi TSK icinde bir direnis olurdu veya en azindan mesela günümüzde gecmiste yapilan hatalari elestirirlerdi. Ama TSK birim olarak ülkemizde yasanmis hic bir cuntayi ne kiniyor nede yargiya veriyor, bilakis savunuyor. Icinde az da olsa gercek demokratlar vardir ve varda, ama onlar kuruma karsi gelemiyorlar muhakkak. 12 Eylül gelirken ne demisti fasizan, komunist ve dinci egilimlere karsi halki savunmakti, ama neler yapti? Ülkeye dinci nesiller yetistirdi ve ülke su an seriatcilarin eline gecti. En 1980 dönemi azili katil ve fasit cete mensuplarini dolayli yollardan hapishanelerden ve ülkeden kacirarak yasa disi görevler verdiler. Bunlarin sonununda Susurluk ile ögrendik. Ülkede gercek anlamda sadece sol görüslü insanlar sindirildi. Ve öyle sindirildilerki halaa bellerini düzeltemiyorlar.
  8. Alevilerde hayal kırıklığı ve öfke Kaynak: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=979365&Date=09.02.2010&CategoryID=77-
  9. CiNAYETiN SIRRI DEVLETTE! Kaynak: -http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=64744-
  10. Yukaridaki sorunuza katilmamak elde degil. Gercekten cok yerinde bir soru. TSK gecmiste sayisiz anti demokratik eylemlerde bulunulmustur ve bende bunlari sonuna kadar kiniyorum. Ama sizinde bahsettiginiz gibi AKP'nin amaci gercek demokrasi olmadigi icin TSK'nin anti demokratik eylemlerini degilde sadece seriatcilara karsi yapilanmayi masaya yatiriyor. TSK'nın icinden cuntacilar cikmistir, ama bu demek degilki seriatcilar onlardan iyidir. Asla her ikiside birbirinden kötüdür. AKP demokrasi icin asla bir seyle yapmiyor sadece kan davasi güdüyor. Demokrasi yanindakiler AKP'ye de TSK'nin cuntaci eylemlerinede karsi olur. 12 eylülün genarelleri hala serefli TSK mensuplari olarak nitelendiriliyorlar, AKP bu fasist cuntacilari yargi önüne cikartmaliki gercekten demokrasi istedigi inandirici olsun.
  11. Birakin Atatürk'ü yerinde rahat kalsin, kendi yaptiklarimiza neden bakmiyoruz. Türkiye'nin geldigi nokta ile asla köklü bir devrimin yapilmadigi ve sonrasinda da devleti sadece seriatci ve irkcigüclerin yönettigi ortada. Devlet derken tabiii tüm birimlerini kast ediyorum, devlet dairelerinden, valilerden, TSK'nden tutun polisine, basbakanina ve cumhurbaskanina daiir tümü. Irkciliga, sövenizme ve seriata karsi gelen herkesin önce bu devleti sil bastan yapip gercek demokratik bir sitemin gelmesi icin caba harcar. Statücüclükle asla bir sonuc elde edemeyiz.
  12. Yazilanlari tersten okupta tersten anlayinca cevabida ona uygun oluyor. Elestirilen devletin yaptiklari ve bu devletin yaptiklarina göz yumanlar. Atatürk'te yapilanlara göz yumduysa ve yapilanlari savunduysa onuda elestirecegiz herhalde.
  13. Yukaridaki aciklamayi, daha dogrusu itirafi okuyunca bizlere anlatilan Atatürk'ün "büyük devriminin" icinin ne kadár bos ve fos oldugunu görüyorum. TC kurulusundan günümüze kadar her alanda dincilerin ve fasist zihniyete sahiplerin büyük etkisinde ve gölgesinde var olmustur. Gecmiste ve günümüzde yasadiklarimiz bunlarin bir belgesidir. Her dönem demokrasi icin ugrasanlarin baslari ezilmistir, haklarini isteyen azinliklar katledilmislerdir, Alevi vatandaslarimiz hala bu gerici dincilere verilen tavizlerden dolayi eziliyorlar ve haklarini alamiyorlar. Tüm iktidarlar imamhatiplere sayisiz haklar verdi. Hatta TSK 12 eylül döneminde dinci nesil yetistirmek adina mecburi din derslerini getirdi ve halada devam ediyor. Övdügümüz cumhuriyetin ici gercektende bosmus. Bazilarimiz icinin bos oldugunu coktan görmüstü ama cogumuz hala bizlere anlatilan yalanlara inaniyoruz.
  14. Tabiiki salon az gelir. 85 yili askin zamandir bizlere laik devletiz diye hikayeler anlatildi. laik devlet kendi eliyle diyaneti kurdu ve sayisiz "laik" politikacilari, askeri ve basbakanlari din tüccarlarina her türlü firsati verdi. Kendi düsen aglamaz derler.
  15. Benim icin acikcasi seriatci Arinc ile seriatcilarin gelisinde yillardir yaptiklari taviz siyaset ile hala bizlere gazel okuyan baykal ve digerleri arasinda hic bir fark görmüyorum, gördügüm sadece makyaj farki, o farkta derhal kayboluyor. Al birini vur digerine, aralarinda halkin ve ülkenin cikarlari cercevesinde zerre kadar fark yok, yöntem haric. Umarim sorunuzu cevaplandirabilmisimdir. Ama aslinda beni tanimadiginiz, yani yorumlarimi arastirmadan sordugunuz belli. Tanisaydiniz sorunuzun cevabinida ayni anda bilirdiniz. Ama önemli degil, herkes beni tanimak zorunda da degil.
  16. Tamam arkadasim ben pes ediyorum bundan sonra. Artik nüfüs cüzdanlarimizdaki islam ibaresini dahi kaldirmamamizi "ayrilikciliga" bagliyoruzya daha ne diyeyimki. Bizler sorunlarimiza cözüm aramamak icin her firsatta ayrilikcilik, bölücülük gibi tabirlerle karsilik veriyoruz. Cok basit bir sekilde dini inanclarin sahsi oldugunu ve laik bir devletin resmi evrak olan nüfüs cüzdanina böyle bir tabir yazmasinin celiskili oldugunu anlatmaya calistik ama anlamak istemeyince kirk dereden su getiriyoruz. Siz haklisiniz, her sey oldugu gibi devam etsin. Bizim hic bir derdimiz, eksigimiz ve sorunumuz yok. Bizden iyi, sorunsuz ve hosgörülü toplumda yok. Herkes bizi kiskandigi icin olmadik yerde sorun cikartiyorlar. Umarim mutlu etmisimdir sizi.
  17. Herkesi zorla Türk yaparsak, dinini islam edersek herhangi bir zana sonra mecburen bu bir yerden patlayacaktir. irak örnegi ülkemizdkine benziyor. Yillarca insanlar baski altinda yasadilar. Kusura bakmayin ama gene avrupadan örnek vermek zorunda kalacagim, Avrupa ülkelerinde de benzeri ayriliklar olmasina karsin nedense hic bir bölünme ve kavga yasanmiyor. Nedenide onlarin farkliliklarini bir zenginlik olarak görmeleri ve birbirlerinden korkmamalari. Benim ateist olusumumdan rahatsiz olan varsa yapacak bir sey yok. Bende digerinin islam veya baska dininden rahatsiz oluyorsam orada da yapacak bir sey yok. Demekki toplumumuz aydin degil, hos görülü degil. Gercekler bunlar.
  18. Ehhh bizim toplumda artik biraz hos görülü olmayi ögrensin canim. Cok gec bile kaldik. Ne yani eskiden yobazdik diye halaa yobazmi kalacagiz? Toplumu hos görülü olmaya yönelik politikalar üretmek gerekli.
  19. Arzunuz üzerine bir haber daha sayin Gecekusu. Kaynak: -http://www.stargazete.com/politika/cubbeli-yi-tv-de-keyifle-izliyorum-haber-242680.htm-
  20. Ne alakasi var canim simdi söylemlerinizin konuyla? Din özel hayata mahsustur ve herkese ne göstermek zorunlulugum var ne de baskasinin bilmesine gerek var. Din ibaresi resmi kayit olan nüfus cüzdanina yazilmamasi gerekli. Hiristiyan toplumlarda en azindan avrupa ülkelerinde böyle, diger ülkeler hakkinda fazla bilgim yok. Simdi avrupa ülkelerinin insanlari kendilerini hiristiyn olarak görmüyorlarmi sizce? Mesela Almanya'da bir kisinin hangi dine ve mezhebe bagli oldugu sadece vergi karnesinde belirlenir, amac burada kim hangi dine ve mezhebe bagli ise bagli bulundugu kiliseye vergisini verir. Eger hic bir dine ve mezhebe bagli degilse bos birakilir. Bu sistemin neresi kötü? Ben ateist olarak dinim islam olarak gözüküyorum ve gene vergim ile diyanete para akiyor. Akil isi degil. Ben kimsenin dinine laf etmiyorum ve kimseyide zorlamiyorum, ama ben ateist olarak bir guruba mensup olmaya zorlaniyorum. Neden anlamakta zorluk cekiyorsunuz?
  21. Cok dogru sayin yilmaz, o kadar büyük sorunlarimiz varki neden bununlada ilgileniyoruz diye soruyorsunuz. Devletimizin ve milletimizin aliskanligidir, sorunlari ya inkar etmisizdir ya da hali altina süpürmüsüzdür yillardir. Genelde disaridan zorlama ile sorunlarimiza el atmisizdir. Ne yapalim biz böy bir toplumuz ve devletimizde bizim aynamiz. Etnik kökenlilerimiz sorunumuz var diyor ve biz onalra gene ayni yaklasimla , sanki Türk'lerin sorunlari yokta sadece sizin var deyip onlara siz susun diyoruz. Alevi vatandaslarimiz sorunlarini ifade edip cözüm bekliyorlar ve onlarada son dönemlerde ne yani sunni vatandaslarimizinda sorunu var, yani onlarada susun diyoruz. Isciler sorunumuz var diyor, onlarada bu kadar sorunun icinde birde sizinkiylemi ugrasalim, isiniz varya yatin kalkin dua edin diyerek onlarada susun diyoruz. Hangi sorundan baslamamiz gerekli sayin yilmaz sizce?
  22. Kaynak: -http://www.taraf.com.tr/haber/46933.htm- Umarim sadece bir idaa olarak kalmaz, arastirilip gercek sorumlular bulunur.
  23. Kaynak: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=978899&Date=06.02.2010&CategoryID=78- Muhalefet partisi olarak iktidar partisinin eksiklerini dile getirmek ve halkin isteklerine cözüm sunmak bir muhalefet partisinin en dogal hakki ve görevidirde. Bu anlamda tabiiki sayin Kılıçdaroğlunu tebrik etmek gerek, ama bu elestirileri ve cözüm önerilerini yaparken biraz olsun düsünmek gerek ve kendi kazdigi kuyuya kendisi düsmemesi gerek. Bakin bir örnek ile sayin Kilicdarolglu'nun bana göre yapmis oldugu yanlisi göstereyim. ne demis sayin Kılıçdaroğlu: "Cemevlerinin yasal güvenceye bağlanması konusunun uzatılmasına gerek olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Cemevlerinin ibadethane olarak kullanılması günlerce üzerinde düşünülecek bir durum değil. İnsanlar istedikleri yerde istedikleri gibi ibadet yapabilir. Ne var bunda anlamış değilim. CHP’nin kanun teklifini kabul edersiniz olur biter. İnsanların nerede ve nasıl ibadet yapacağına siz karışamazsınız....." Simdi tabiiki ona sormak gerekir, CHP gecmiste asla iktidar olmadimida bugünki hükümete göstermis oldugunuz hakli tepkiyi ve basit cözüm önersini zamaninda siz uygulamadiniz? Siz derken CHP'yi kast ediyorum. Aleviler icin isteklerinizi 1924 ve sonrasinda aynen sizin söylediginiz gibi basit bir degisiklikle yapilamazmiydi? Bana göre CHP takkiyecilik yapiyor. Ben burada asla AKP'yi savunmuyorum ve aynen AKP'ninde takkiyeci oldugunu söylüyorum. Aleviler üzerinden siyaset yapmayi birakin sayin Kilicdaroglu. Kendi partinizin 85 yili askin bir zaman birimi icerisinde yapmadigini seriatci bir partiden beklemeniz sizin sadece oy toplamak amaciyla yaptiginizin bir belgesidir.
  24. Sayin gecekusu, dikkat ettiyseniz baslik soru isaretiyle bitiyor. Yani ben burada sadece okuyucularin bilgisine sunarak görüslerini yazarlar umudum vardi. Türkiye siyasetinde politikacilari hemen hemen tümünün istisnasiz tarikat liderlerinin desturunu aldiklarini biliyoruz ve almayanlarda zaten fazla basari gösteremiyorlar. Türkiye'nin geldigi nokta itibariyle baktigimizda gelmis gecmis tüm siyasilerin ve iktidarlarin dini siyasette kullandiklari ve her dönem onlara taviz verdiklerini de görüyoruz. En son sayin Ecevit ile Fehtullah hoca arasindaki iliskileride kamuoyundan önmistik. Bakin bir gazetenin verdigi haberde Baykal cübbeli hocaya gecmis olsun syöledigini itiraf ediyor ama tabiiki gecmis olsun söyleme zamani ve olusumu sayin Arinc'in imaa ettigi gibi degil. Ama sizde gündemi yakindan takip eden birisi olarak degisik kaynaklardanda arastirip bize aktarabilirsiniz.
  25. Kaynak: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=978873&Date=06.02.2010&CategoryID=77- Bu soruşturmanın benzer bir sonuçla tamamlanacağı zaten biliniyordu. Defalarca Hrant Dink'in avukatları ve sevenleri tarafından gerekçeleriyle söylenmişti bu. Yakında E. Tuncel Samast'ın gardiyanı olarak atanır ve Türkiye'nin faili meçhul cinayetleri siciline bir yenisi eklenir. İpekçi, Mumcu, Kışlalı, Dink...Adalet hersene yapılan anmalarla yerini bulur ve halkımız huzur içinde devam eder yaşamına...Güldürmeyin adamı Rapormuş...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.