dominik tarafından postalanan herşey
-
'Bunlar Türk kanı taşımıyor'
Sorularınızın cevabı çok basit. PKK 84 döneminde faşist cuntanın derin güçlei trafından kendilerine haklı zemin hazırlamak için kurulan bir terör örgütüdür. Amacı asla Kürt halkını savunmak değildir. yaptıklarıda asla tasvip edilemez. Amaçları Kürt halkının haklı mücadelesini baltalamaktır ve Türkiye'nin derin güçlerizle ortak çalışmaktadır. En son dört yol olayları bunu çok net bir şekilde göstermektedir. Ama tabii her şey anlamak istezen için.
-
Türkiye Ve Özerklik Üzerine
Senaryo falan yok. Türkiye'de olan bitenleri artık herkes kabul ediyor. Bu derin devletin sonu gelmeli ve ne asker ne de sivil diktatörlük olmalı. Türkiye ne TSK nin ne de iktidarların tapulu malı. Herkes haddini bilecek. O kadar karanlık olaylar oldu bunları uzaydanmı yönettiler. O kadar savundugun 12 Eylülcülerin dahi nasıl geldikleri ortada iken daha kalkıpta yok şu senaryo bu hikaye demeze kalkışıyorsunuz. Kürt de , ermeni de , Çerkezde, ..... biz türkler gibi bu ülkenin sahipleri. Hırant Dink boşuna öldürülmedi, Malatya katliamı ve digerleride boşuna yapılmadı. Son dört yol saldırısına bakın oradada nelerin tezgahlandığı ortada. PKK ve devletin derin güçleri iş birliği ile ülkeyi kaosa götürmek istiyorlar. Bunun adınada Türkiye sevdalısı diyorlarş milliyetcilik diyorlar,..... Bu resmen faşizmdir.
-
'Bunlar Türk kanı taşımıyor'
Hele sen o ülkelerin terörüstlerini destekle bak sana nasıl savaş açıyorlar görürsün. Adamların neredeyse ellerini öpüyoruz ve ayaklarına kapanıyoruz, tabiiki savaş açamayız. Madem savaş açamızoruz ehh biz bu terörü nasıl bitireceğiz? Savaşı kimlerin minder güreşi sandıği son 30 tılda yaşananlardan belli.
-
HATAY OSMANİYE VE İNEGÖLDE GERGİNLİK
Hatay Osmaniye saldırısı kimlerin kimler ile ortak çalıştığını çok net göstermesine rağmen hala buradan ahkam kesenler var. Daha ne kadar zamana ve katliamlara ihtiyaç var terör ile devletin belirli kesimlerinin ortak çalıştığını görmemiz için? Adamlar her saldırıyı çok soğuk kanlılıkla yapıyorlar çünki, askalarında devlet güçleri var. Amaç sadece provakasyon ve demokrasinin önünü tıkamak. Kimse bana burada PKK'nın dış güçler tarafından ülkeyi bölmek için desteklendiği hikayezi anlatmasın artık. Şapka çoktan düştü ve kel gözüktü. Devlet içerisindeki demokrasi karşıtlarının kurbanıyız. Olan gençlerimize oluyor. Tabii nasılolsa 'şehitler ölmez' demekle kimsenin ağzı yorulmuyor. Ama her gün yeni ölümler ekleniyor .......... Uyanın artık, yeter 30 yıla yakın uyuduğunuz!!!!!
-
Misyonerlerin Yeni Hedefi: Kürtler
Gene birilri Hiristiyan misyonerleri hedef gösterme çabasında. Kardeşim bizler başka ülkelerde İslam misyonerliği yaparken kendimizle övünürken, başarımızı kutlarken ve o ülkeler tepki göstermezken bu Hiristiyanlık düşmanlığını nereden geliyor??? Hiristiyanlarla evlenirken dahi onları müslüman olmaya zorlayan biziz. Bakın her yıl avrupa ülkelerinde İslama geçenlerin sayılarına. Bu ülkelerde İslamı yaymak asla bizdeki gibi kafa kesmekle cezalandırılmızor. Bırakın ülkemizde de Hiristiyan olmak istezen varsa olsun. Ne bu tahammülsüzlük???? Yeter artık yaaaa. Neymiş efendim Misyonerler Kürtleri hiristiyan yapacaklarmış bizi ne alakadar ediyor? Birileride kalkızor ve Kürt düşmanlığının önüne geçemediği için 'onlar zaten müslüman olamadılar, belki hiristiyan olurlarsa düşmanlarını iyi ranırlar' gibi ırkçı ve faşizan söylaemlerde bulunuyor.
-
'Bunlar Türk kanı taşımıyor'
O halde Türkiye AB/D ile savaşması gerekir. Bunuda yapmadığına göre demekki verilen mücadele sadece göz boyama adına yapılıyor. Lafla AB/D ile savaşılmaz bunun askeri ve siyasi kanadı olur. Ama bakiyoruz ne askeri kanat ne de siyasi kanat AB/D ile savaş halinde. Sakin bunu AKP yapmıyor demeyin çünki digerleride yapmadı. Yani hepsi aynısı. Hikaye ve hayallere son vermek daha sağlıklı olur ama hayalperest bir toplum için hayalsiz yaşamaak düşünülemez.
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Benim inanmala alakası yok. Kurumlar bu yapılanların hala arkasındaysa ve bizde hala bu kurumları Atatürkçü olarak savunuyorsak olay böyledir. Atatürk adına kim ne yapmadıki? 12 Eylül için TSK kurum olarak yapılanlardan kendisini soyutladımı, halktan özür diledimi? Cevap koskoca bir hayır!!!!!!
-
İyi Kürt-ölü Kürt teorisi
Size tavsizem 'Kürtlere sormak istiyorum' baslık altındaki başlık yazısını ve ona destek veren yorumları okumanız. Kimse insanları burada balık akıllı sanmasın. O başlıkta tüm kürtlerı genel olarak şöyledir böyledir gibi ırkçı söylemlerde bulunulurken neredezdiniz?
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Ne alaka simdi canim. TSK Atatürkcü degilmi ve ne yaptiysa Atatürk adina yapmadimi? Hangi siyasi parti iktidari Atatürkcü degilim dedi? En azindan CHP (SHP), DSP gibi partiler sanki hic iktidara gelmemis gibi soru soruyorsunuzda ona sasiyorum. Size göre Atatürkcü bir siyasi parti iktidara gelmediggine göre bize Atatüprkcü parsi hangisi onu söylermisiniz?
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Güzel bi taktik dogrusu, önce siz susunuz busunuz diye karsi ataga gecin, sonra yok efendim ben su degilim deyin ve bizde hadi bakalim madem milliyetci degilsen nasil atatürkcü oluyorsun diye sunca ve isin icerisinden cikamaz hale gelince bakin illada bir örnek gösterin dedimde arkadas gösteremiyor, hep ayni seyleri takrarliyor falan filan diye ekleyip sonunda tartismaya nokta koymak. Bu taktik yeni degil. Tabiiki kimseyi zorla tartisma ortamina cekemeyiz. Buyurun sizde bu taktik hakkinizi kullanin derim. Devletin yanlislarini görmemezlikten gelmek, devlete, Atatürke, TSK'ne karsi yapilan elestirileri ciddiye alipta cevap vermek yerine saldiriyorsunuz, yipratiyorsunuz demek sadece milliyetci zihniyetlerin yapilarinda vardir. Siz hala milliyetci oldugunuzu dahi inkar ediyorsunuz birde kalkip bizlerden yazilanlari tersen okuyr diye yakiniyorsunuz. "Gecekusu" arkadasin yazdiklarini iyi kavramis olsaydiniz önce kendinizi elestirirdiniz. Bakin kim baslatmis sen sucun bucusunu: Siz burada "Gecekusu" arkadasin söylediklerini bire bir uygulamissiniz. Sonrasindada kardesim ben Kürt degilimki Kürt milliyetcisi olayim diyenede su cavabi yaziyorsunuz: Yani siz burada kendi milliyetciliginizi öyle ön plana cikartiyorsunuzki, benim gibi bir Türk'ün Kürt'lerin haklarini savunmasi bile size göre en büyük felaket ve celiski oluyor. Hala benim bir milliyetci yazimi göster diyorsunuz. Bakin bu sadece bir örnegi. Ben demisimki sizin tüm yorumlariniz burum burum Milliyetcilik kokuyor. Evet madem "Gecekusu" arkadasin isaret ettiklerini gercekten ciddiye aliyorsaniz önce kendinizi bir irdeleyin derim.
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Bakin sayin Rua, ben dikkat edersen tirnak icerisine alarak sunlar , bunlar sorumlu diyorum. Ne anlatiulmak istendigini kavrayamiyorsaniz, yani tirnak icerisine alinmanin manasini anlayamiyorsaniz yapacak bir sey yok. Bu ülkeiy yönetenler degilmi bu hale getirenler? O halde kimdi bunlar? "Atatürkcüler, milliyetciler ve dinciler" degilmiydi? Tarihimizde sosoyalist bir iktidar olduda benimmi haberim yok? Hatta bunularin icerisine TSK'nide ekleyebiliriz, cünki onlarda ne yaptilarsa darbeleriyle tümünü "Atatürkcülük" adina yaptilar. Yoksa yaniliyormuyum sayin Rua. Herhalde simdi diyeceksiniz onlarin hicbirisi ne gercek Atatürkcü ne de gercek Milliyetciydi. Demezseniz sasarim zaten. Aynen dincilerin seriati savunurken, örnek rejimleri gösterince, onlarinda o rejimlerin seriati dogru uygulamiyorlar iddasi gibi.
-
pkklılılar köylülere saldırdı...
Sanki Askerler köylüler ile savas halinde de uyarmasina gerek yok. Ama bir gün adalet hepimize gerekli olacak, o zaman 180 derec dönüs yapanlarida cok yasadik.
-
pkklılılar köylülere saldırdı...
Ben "Türk askerinin gördügü herseye PKK'li diye atas acar" iddasini asla duymadim ve okumadiumda. Duydugum ve okudugum aynen bu basliktaki gibi olmustur. Böyle hatalarida konusmak neden sizi rahatsiz ediyor anlasilir degil Askerde sonucta bir insan ve hata yapabilir. Irak savasinbda dahi ABD askerleri birbirini yanlislikla vurmuslardi. Her yanlisida savunmaya gerek yok.
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Kimmis o ruhlarini baskalarina vermis olanlar? Kusura bakmayin ama ülkeyi gecmiste ve günümüzde yönetenlerden haberiniz yok galiba. Gelmis gecmis tüm iktidarlar "Atatürkcü, Milliyetci ve dinciydi". Ehh artik onlarda ruhlarini baskasina verdiyseler daha ne diyelim. Bu saatten sonra sunu söylemek gerekli. Ülkeyi bu hale getirenler "Atatürkcüler, Milliyetciler ve Dinciler" olmustur. Onlarda artik ellerini halkin yakasindan biraksinlar.
-
KÜRT KIZLARINI KUMA YAPALIM OLUR BİTER
Rize belediye baskani da Türk toplumunun ve devletinin yetistirdigi sahsiyetlerden oldugu icin güney doguda cereyan eden olaylari sahislar düzeyine indirgemesi yillarca devam eden Kürt halkinin mücadelesini aynen devlet gibi gösmemezlikten gelmesidir. Sayin baskan ve diger inkarcilar sunu iiy bilsinlerki, ne Kürt halkinin Türk halkiyla ne de Türk halkinin Kürt halkiyla bir hasimligi vardir. Kürt'lerin hasimi olan devlet, fasitler ve irkcilardir, ama asla Türk halki degildir. Baskanin haberi yok olsa gerekki Kürt ile Türk'ün ezelden beri birbirleriyle akraba olduklarini bilmiyor. Diger taraftan ikinci bir bayanla evlenmek "cagdas" Türk'e yakismaz. Türk'ler "cagdas" ama Kürt'ler "feodal" diyenlere duyurulur. Sayin baskan gibi "cagdas" Türk olacagima bir hic olayim daha iyi.
-
Endonezyaya Vize kaldirilmis hurra :)
Istisnasiz her Türk genci hemen hemen bir Alman bayandan cocugu varmis. Neden bir Türk bayanindan olmuyorda Alman bayanindan oluyor acaba? Neye dayanarak tüm Türk'leri icin ayni kefeye koyarak "her Türk gencin ....." diye basliyorsunuz. Genellestirmekten vaz gecin lütfen. Diger taraftan milyonlarca nüfusa sahipiz Avrupa ülkelerinde ama sizin bahsettiginiz, ögretmenlerin, mühendislerin,... sayisi Türk nüfusunun oranina vurdugunuz zaman ne kadar gülünc bir rakam ciktigini göreceksiniz. Malesef cocuklarimizin cogu 10 yillik mecburi egitimi tam olarak dahi bitiremiyorlar. Ama tabii bazilarimizin burada her seyi güllük gülüstanlik gibi göstermesiyle bu gercekler gene degismeyecek. Kimse burada belirli bir kitlenin ögretmen, akedemisyen, is veren,.... oldugunu inkar etmiyor. Ama demin de söyledigim gibi nüfüsa orantilamak gerek. Benim akrabamdan birisi doktor, digeri ögretmen, en samimi arkadasim profesör, ehh ama bunlar ortalama 100 tanidigimdan sadece 3 tanesi. Burada büyüyüpte, okulu bitiremeden ve meslek sahibi olamadan yasayanlarin sayisinida versem herhalde yalan söylüyur dersiniz bana. Malesef meslek egitimi dahi alamadan evlenmis ve cocuklari dahi oluslarin sayisi bayagi fazla. Bu sadece benim tanidiklarim. Gündüz dahi kahvehaneler dolu oluyorsa herhalde bunlar mühendisligi orada yapmiyorlar demi? Kendimizi oldugumuzdan degisik göstererek ancak kendi kendimizi aldatiriz. Keske Türk göcmenleri burada egitime önem verselerde ilerideki konumumuzu positif etkileseler. Bundan hepimiz gurur duyariz. Ama malesef gururlanacak fazla bir ilerleme yok.
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Neymis o "Atatürk Milliyetciligi" ile "Türk Milliyetciligi" arasindaki fark? Simdi siz bana Atatürk'ün ve onun sevdalilarinin gercekten Millyietciligi, Türk milliyetciligini kabul etmediklerinimi iddaa ediyorsunuz? Anlasilan bir kac türlü millyietcilik var sizin anlayisinizda, önüne Atatürk getirilince positif, ama Türk, Kürt, vs getirilince negatif oluyor. Hic birisinin digerinden bir farki yok, bosuna kendinizi aldatmayin. Millyietciligin iyisi , kötüsü, sucusu bucusu diye bir tanimi olmaz. Milliyetcilik hangi simi önüne getirisen getir degismez ve sonuc olarak negatiftir. Sizin tüm yazilariniz bürüm bürüm Türk millyietciligi kokuyor, bunu anlamak icin dahi olamya ne gerek var. Biz burada bilmece cözmüyoruz. Ülkeyi bu hale getiren zihniyetten nasil bir positiv degisiklik beklenirki?
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Bu ülkede herkes kedisini özgürce ifade edene kadar yazacagiz ve bikmayacagiz. Siz okumaktan biktiniz diye biz yazmaktan vazgecmeyecegiz. Ates olmayan yerden duman cikmaz derler. 90 yili askin hala duman cikiyorsa ve siz de hala ya efendim ortada ates falan yok o gördügünüz duman degil toz diyorsaniz ve öylede diyorsunuz bu ülkede mücadele asla son bulmayacak. Sanki resmi dil olarak türkceye karsi cikiliyorda birde ondan bahsediyorsunuz. Siz ve sizin gibi düsünenler yillardir insanlara siz susunuz busunuz demekten bikmadiniz, yok efendim Türk kimligi vatandaslik bazindaymis. Neden o halde ne mutlu Türk vatandasiyim diyene denmiyorda ne Mutlu Türküm diyene deniliyor? Neden Türk vatandasiyim, dogruyum, caliskanim,..... denilmiyorda Türküm, dogruyum,..... deniyliyor? Birde kalkip kim milliyetcilik yapiyor diye bana soruyorsunuz. Kendi yaptiginiz milliyetciligi dahi göremeden, ben milliyetci degilim diyorsunuz. Bu hikayelere artik kimse inanmiyor. Yumurta tavuktan neredeyse cikmak üzere. Millyietcilerin, inkarcilarin, özgürlük ve kardeslikten yana olmayanlarin son nefesleri ve cirpinislari yasaniyor. O yüzden son gücleriyle saga sola carpmalari hicte yadirganacak bir durum degil. Millyietci degilim ama Atatürkcüyüm diyenin cümleleri nasil ciddiye alinirki?
-
Türkiye, Türk ve Atatürk
Sizde herhalde bu sartlarin gercekten uygulandigina inaniyorsunuzdur. Türkiye'de milletvekili olamin sartlarindan en önde gelenleri rüsvetci olacaksin, memleketini satacaksin, kendi ve cevrenin cebini dolduracaksin, devletin kasasini bosaltacaksin. Bu 100 yil öncede böyleydi sonrasinda ve günümüzde de. Ülkenin geldigi nokta ile aslinda sizin yukarida yazdiklariniz asla örtüsmüyor. Sadece millyietci duygularla gercekleri göz ardi eden ajitasyon ve propaganda amacli maddeler.
-
Psikolojik savaşın son aşaması:
Hayalperest ve senaryo düsncesini asamamis malesef. Orsu peygamber degil, yanlislari olmustur ve oldugu zamanda elestirilmesi gerekli. 30 yili askin "üc bes capilcuyu" daha duruduramadiysa her yil binlerce kayip veriyorsa demekki bir yerlerde yanlis yapiyor. Sayisiz büyük rütbeli askerler kim vurduya öldürüldü ve hala gercek suclular bulunamadi, daha dogrusu bilindigi halde bulmuyorlar. Neden diye sormak orduyu yipratacaksa yipratsin derim ve böyle kendi evlatlarini ölüme yollayan ve elemanlarinin öldürülmesine göz yuman bir ordu olamaz. Her ülekeye ordu gerekli, kimse korkmasin ülkemiz icinde ordu gerekli. Ama düsrüst ve seffah bir orduya ihtiyac var. Artik ordunun her yaptigina amin demekten vaz gecin ve olaylara tüm ciplakligiyla bakin.
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Kim diyorki bu ülkede sadece iki halk var Kürt ve Türk? Ama bu ülkede bazi halklari inkar edenler ve herkesi zorla Türk ilan edenler var. Türkiye'de bir cok halklar vardir ve tümünede saygili olmamiz gerkli. Tabiiki ülkenin egitim dili tek olmalidir ama onun yanisira secmeli ve istege bagli olarak yörelere göre diger halklarinda dilleri ögretilmelidir. Bu saygi ve ciddiye almak demektir. Onlarda bu ülkeye vergi veriyorlar ve diger katkida bulunuyorlar. Ama bizler birakin dil konusunu inanc konusunda dahi herkesi kendi inandigimiz yolda olamlarini istiyoruz, Cem evlerini ibadet yeri kabul etmememiz, Alevi'lere müslümanlik konusunda ders vermeye calismamiz ve onlara ibadet yerlerinin illada Camii oldugunu vurgulamaya calismamiz bizim ne kadar hos görülü ve biz gibi düsünmeyenlere, inanmayanlara, konusmayanlara ne kadar saygili oldugumuzu gösteriyor. Birileri bu yorumu okuyunca gene kasiyorlar diye kizacak, ama kizanlara cevabimiz her u´zaman aynisi olacak, soruznlari artik hasir alti yapmak istemiyoruz ve tüm sorunlari cözmek istiyoruz.
-
SIVAS'I UNUTTURMA
Madımak YILDIRIM TÜRKER Daha sonra İstanbul Başsavcılığı’nda ifadesine başvurulan Aziz Nesin, şöyle demişti: “Başsavcı soruyor bana; kimden şikâyetçisin? Şöyle yanıt bekliyor benden: Efendim, itfaiye merdivenlerinden inerken beni döven itfaiye erinden şikâyetçiyim. Başka? Beni yere atıp sürükleyen, başımdan yaralayan ve bindirdikleri arabada döven polisten... Başka? Beni döven encümen üyesi o sakallı adamdan. Böylece figüranlık oyunu tamamlanmış, oynanan oyun bitmiş ve perde kapanmış olacak. Ama benim derdim, bu kanlı senaryoyu yazmış olanlarla. Bu senaryoyu kim yazdı?” 2 Temmuz 1993 günü, 35 kişinin Sivas’taki Pir Sultan Şenliği’ne 35 şair-yazar-müzisyen, kaldıkları Madımak oteli, önünde toplanan göstericiler tarafından tekbirler eşliğinde ateşe verilerek öldürülmüştü. Günün anılması, gösterilerle hatırlanıp hatırlatılması kimilerini rahatsız ediyor. Sivas’ın artık bu kara lekeden arındırılması, katliamıyla anılarak ekonomisinin baltalanmasına izin verilmemesi çağrıları yanı sıra “Kaşımayın, tesis edilmiş barış ortamını bulandırmayın” çizgisinde çok alışılmış uyarılarla da tembih ediliyoruz. Oysa Sivas katliamının üstünden geçen 17 yıl içinde böyle bir katliamın yeniden yaşanmaması için toplum olarak bir adım atabilmiş miyiz? Katliamcıların yüce Türk adaletiyle sınavına bir bakalım. Gazeteci Belma Akçura, çok güzel özetlemişti: “Olaylarla ilgili olarak 124 sanık hakkında dava açıldı. Sekiz yıl süren hukuk mücadelesinden sonra dava 2001’de sonuçlandı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin onadığı karar uyarınca, ‘Cumhuriyete karşı örgütlü kalkışma’ girişiminde bulunan sanıklardan 33’ü TCY’nin 146/1. maddesine göre idam cezası aldı. Bu müebbet ağırlaştırılmış hapse çevrildi, geri kalan sanıklar değişik cezalara çarptırıldı. 13 yılda içeride kalan sanık sayısı beraat ve tahliyelerle 33’e düştü. 8 sanık ise Yargıtay’ın 1997’deki bozma kararından bu yana firarda. Tutuklama kararı bulunan sanıklardan, başta Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak olmak üzere sekiz kişinin Almanya ve Suudi Arabistan’a sığındıkları öğrenildi. Davada kilit isim Cafer Erçakmak hiç yakalanamadı. Sivas katliamı sanığı Muhammed Nuh Kılıç’ın yıllardır Almanya’da Mannheim’da eşi adına açtığı dönerci dükkânını işlettiği ortaya çıktı”. Vahşilerin cezalandırılmalarının ağrılı bir süreç olduğu, yargının da bu konuda biraz hevessiz davrandığını düşünmüyor musunuz? Bir sonraki hükümetin Adalet Bakanı, gelmiş geçmiş en ürkütücü Adalet bakanlarından Şevket Kazan, sanıkların avukatlığını üstlenmekle kalmamış, bakanlığı sırasında da onları hapisanede ziyaret etmişti. Ama o kadarla kalsa, Şevket beyin, öncesinde ve sonrasında hiçbir siyaside rastlamadığımız gözükaralığına verir, işin içinden çıkardık. Oysa, o vahşetin hemen ertesinde muktedirlerin ve kanaat liderlerinin hatırı sayılır bir bölümü, açıkça, imayla ya da sadece kaş kaldırarak suçluyu bulmuş işaret ediyordu: Aziz Nesin. Sözgelimi marifetleri yanına kâr kalmış emekli darbeci ressam Kenan Evren, elbette hiç çekinmeden Sivas katliamı ile ilgili fikirlerini dile getiriyordu: “Gereksiz bir konuşma sonunda çıkan olay, solcularla dinciler arasındaki çekişmeye dönüşüyor. Bunu önlemek lazım. İnsan dinsiz olabilir. Ama bunu ilan etmenin gereği yok.” hayatımızda en iyi bildiğimiz, Türk halkının tahrik-tahriş-tahrip üçgenine provokatör, yani tahrik eden, kışkırtan olarak yazılan isim, gerçekten de oydu. sistemin yine tıknefes olduğu, hoyratça vites değiştirmeye çalıştığı şu dönemde laik Türk evlatları olarak yeniden gündeme gelen siyasetçi eskilerinin tepkilerini hatırlıyoruz kaçınılmaz olarak. Baba hayaleti olarak ufkumuza gerilmiş Süleyman Demirel, dönemin Cumhurbaşkanı’ydı. Tahrik olmuş katliamcı halkına sahip çıkıyor, “Halkla polisi karşı karşıya getirmeyin” uyarısında bulunuyordu. Daha sonra da “Olayda ağır tahrik var. Çatışma yok. Otel yangınında can kaybı var” diyordu. şimdilerde neredeyse şefkatle anılan Susurluk baronesi Tansu Çiller, dönemin Başbakanı idi. Onun açıklaması da tarihe geçecek nitelikteydi. Halkın kaygılarına su serpiyordu: “Otelin etrafını saran vatandaşlarımıza bir şey olmamıştır. Ölenler de çıkan yangın sonucu boğularak ölmüştür.” Muhalefet lideri Mesut Yılmaz’ın katliam sonrası demeci de gerek insan gerek siyasetçi olarak tıynetini yansıtıyordu. Olayın büyütülmesini doğru bulmayan Yılmaz, “Bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilirdi” deyivermişti. kim karşı? Katliamını hatırlanmasını, bu vahşetin anılmasını toplumsal barışa darbe vuracak bir eylem olarak görenler karşısında kimsenin şaşırmamasının sırrı, işte yukarıda andığım demeçlerde açıkça kendini aşikâr ediyordu. Orada halk olarak, vatandaş olarak görülen, kışkırtılmış, ‘talihsiz’ açıklamalarla tahrik edilmiş katliamcı güruhtur. Onlara verilecek destek hiçbir zaman yadırganmayacak, onlara anlayışla yaklaşıp başlarını okşayıp sırtlarını sıvazlamak siyasetin tartışılmaz gerekliliği olarak algılanacaktır. Sivas katliamını anmanın, unutulmasın diye emek vermenin büyük önemi vardır. Çünkü bu memleket bir türlü linç ikliminden çıkamamakta, asla korunmayacakların listesi her daim el altında hazır tutulmaktadır. 2 Temmuz 1993 günü askerin ve polisin gözleri önünde binlerce kişi bir olup bir oteli kundaklamış, şeytan taşlamış gibi ruh huzuru içinde evlerine dönmüşlerdir. Polis ve askeri güçlerin bu vahşeti engelleme konusundaki isteksizliği, yine polis ve itfaiyecilerin kurtarmaları gereken insanlara yönelik nefreti unutulmamalıdır. İkide bir TAYAD üyesi gençleri linçe yeltenen ve oranın tarafından sırtları okşanan Türk-İslâm sentezi de günün birinde amacına nail olduğunda dizimizi dövmedik mi? Üniversitelerde polisin gözleri önünde dışarıdan gelen yine aynı marka yiğitler tarafından öldüresiyle dövülen solcu gençlerin hayatını yeterince umursadık mı? Hayatın her alanında lince giden bir ayrımcılık damarını besleyen karşı uyanık olmak zorundayız. Maraş’ta, Malatya’da, Çorum’da aynı tezgâhı kurup aynı yoldan kan döken güçlerin desteklendiğini, birçok muktedirin gözünde halk gibi durduğunu biliyoruz. Referans alarak politika yapan hükümet partisi ve yandaşlarının ‘demokrasi mücadelesi’nin bir anlam kazanabilmesi için Aleviler konusundaki ayrımcı yaklaşımlarına bir son vermeleri şarttır. Birkaç yıl önce Ahmet İnsel, bir zamanlar hayatımızın ve insanlığımızın sığınaklarından gördüğümüz Mazlum-Der’in o zamanki başkanı Ayhan Bilgen’in Düzel söyleşisinden yola çıkarak durumu mükemmel özetlemişti. Tekrar okumakta yarar var: “Ayhan Bilgen cemevleri konusunda Sünnilerin, Alevilerin cemevi talebini kıskandığını açıkça belirtiyor... Sünniler cemevlerine de para verilecek, Diyanet İşleri Bakanlığı’ndaki tekelci konumlarını kaybedecekler diye korkuyorlar. Size Türkiye’de Müslüman çoğunluğun demokrat bilinci. Sünni çevrelerin, Osmanlı İmparatorluğu’ndan beri hiçbir zaman kendilerini gayrimüslimlerle, Alevilerle, ‘ötekilerle’ eşit olarak görmemiş olmaları üzerine de düşünmeleri gerekiyor. Bununla yüzleşmeden, bu zihniyetle, bu zihniyetten türeyen pratikleri teşhir etmeden, bunları karşınıza almadan Türkiye’de ucuz bir mağduriyet söylemi üzerinden demokrat gömleği giyemezsiniz.” Ama giydiler işte. Bu yıl orayı ziyaret edip karanfil bırakan Bakan Çelik ‘ayrımcılığa karşı’ çıkıyor aklısıra. Orası 5 katlıymış. Müze olur muymuş? Yoksa her yeri müze yaptırmak gerekirmiş. Bir Alevi şenliği için Sivas’ta toplanmış barışçı insanlardan bir kitle tarafından katledilmiş olmasının artık unutulmasını isteyenleri iyi tanıyoruz. Onlar, örtbas edilmiş, unutturulmuş, hesabı sorulması imkânsız kılınmış katliamlar üstüne inşa etmeye çalışırlar toplumsal barış dediklerini. Linç tehdidiyle sürdürdükleri sıkıyönetimin adıdır, barış. Haydi tekrarlayalım: Biz katliamcıyla, işkenceciyle, darbeciyle barışmak istemiyoruz. Alinti: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=1006259&Yazar=YILDIRIM&Date=05.07.2010&CategoryID=97-
-
Türkiye, Türk ve Atatürk
Yasal olmayan bir vakaya devletin görevlileri karisir. Her önüne gelen yasayi uygulamaya kalkarsa ortalik savas haline döner. Ne olursa olsun yasal olmayan bir vakayi gene yasal olmayan bir vakayla yok edemeyiz. yani saniklarin Alman vatandasinin bahcesine giripte bayragi indirmeleri yasadisidir ve suctur. Alman vatandasinin durumunu yetkililer kanun cercevesinde degerlendirir kimse burada kovboyculuk oynamasin. O kovboyculuk oynayanlar önce vergilerini düzgün ödesinler, kacak calismasinlar, vergi kacirmasinlar, cevreyi kirletmesinler,..... her seyi bitirdik simdi sira bayraga geldi.
-
İRANDA ZİNA SUÇUNDAN HÜKÜM GİYEN KADINA RECM CEZASI
Tahminime göre siz herhalde Gazza'daki Hamas rejimini, Suidi Arabistan rejimini, Taliban'i vs tümününün uygulamalarini töre, gelenek ve kültür olarak niteliyorsunuz. Yoksa yanlismi düsünüyorum? Ne komiktir bu saydiklarimin hepsi istisnasiz ne yapiyorlarsa tümünü islama ve dolayisiyla seriata dayandiriyorlar. Ya onlar islami iyi kavrayamamis ya da siz.
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Tabii ülkemizdeki milyonlarca Alevi nerede ibadet edeceklerini bilmiyorlar siz ve ben onlara ögretecegiz. Iste yillarca ülkemizde süren mantik bu. Kardesim Alevi'ler ibadet yerimiz Cem evi diyorsa daha ne sorusu soracagiz? neden kabul etmiyoruz. Alevi'ler Hz. Ali'ye sevgi gösteriyorlarsa illada Hz. Ali Camiide ibadet etti diye orayami gittmek zorundalar? Neden Cem Evi demek yangina körükle gider gibi oluyoirmus? Ülkemi bölünür gene yoksa? Nedir bu tahammülsüzlük? Insanlari zorla kendi inanclarindan vazgecirip bizim istedigimiz inacami baglayacagiz? Zaten devamli siz iyi bildiginiz iicn milyonlarca Alevi vatandasin bilgisini hice sayip onlara yöngösteriyorsunuz. Bu zihniyet devlet zihniyeti oldugu icin devletin savunucularininda ayni zihniyete sahip olmalari beni sasirtmiyor. Önce kendin gibi düsünmeyene, dini inanc olarak kendinden farkli olanlara saygili olmak gerek ve onlara akil verme gibi bir yanlisliga düsmemek gerekli. Ama tabii bunu yapabilmek icinde önce insana saygi göstermek gerek.