Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

yam_yam

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

yam_yam tarafından postalanan herşey

  1. Sayın Bilimselci ve sayın lena; öncelikle hakkımdaki güzel ifadeleriniz için teşekkür ederim. Uzun sayılabilecek bir süredir bu forumda fikirlerimi yazıyorum. Hemen her yazdığım fikir için de bir kaynak, bir kanıt göstererek yazdıklarımı desteklemeye çalışıyor, boş ve anlamsız ifadelerden olabildiğince uzak durmaya çabalıyorum. Zaman zaman burada düzeyli tartışmalarda bulunsak da, maalesef en büyük sıkıntım, benim gösterdiğim özeni karşımdakinden görememem oluyor. Fikire fikirle karşılık vermek yerine, dogmatik kalıplaşmış cümleler ya da içinde hemen hiç yorum bulunmayan uzun copy-paste ler yapılıyor. Bunlara bile sabırla karşılık verdiğimde de, cahillik, aptallık ve ukalalık gibi ithamlara maruz kalıyor, ya da bir başka uzun copy-paste ile karşılaşıyorum. Hiç bir zaman "en iyisini ben bilirim" in imasında bile bulunmadığım halde, bununla bile suçlanabiliyorum. Arkadaşlar; düşünce yapımızdaki en büyük sorunumuz fikir üretememek. Hep kendi düşüncemize uygun hazır fikirleri kullanmaya alışmışız. Halbuki olması gereken, yeni fikirler üretmek ya da benimsenen fikri kendi fikirlerimizle birleştirip bir adım öteye götürmek olmalı. Ne zaman bunu anlayıp uygulayacağız, işte o zaman üretken olacak, kısır tartışmalar yerine kendimizi faydalı paylaşımların içinde bulacağız. Aklımızı küçümsemeyin arkadaşlar... İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğimizdir çünkü. "İnsan" sak, aklımız olduğu için insanız. Kendimizi bizden çok güçlü bir varlık olduğuna inandırıp da, o varlığa ulaşılamamasının nedenini de ufacık beynimize yüklemek, ona yapılabilecek en büyük haksızlık olacaktır. Çevrenize bir bakın... Diğer canlı türleri ile kendinizi bir kıyaslayın. Atalarımızın mağaralarda yaşadığı, ucu sivriltilmiş taş mızraklarla avlanarak beslendiği dönemi düşünün. Avlanma tekniği dışında diğer hayvanlardan bir farkımız olmadığı dönemlerden, insanlığın geldiği noktayı görün. Neden kendimizi ulu bir varlığa inandırıp da, insanlığımızı aciz kılalım? Mağara dönemlerinden bu güne o varlığın insanlığa ne katkısı olmuş? İnsanlığı bu günlere getiren tanrı mı, yoksa küçümsediğiniz aklımız mı? Ahlaksızlığı öne sürüp de, gelinen noktayı da küçümsemeyin. Ahlak dediğimiz olguyu da oluşturan toplum ve toplumsal şartlardır. Toplumsal şartlar sürekli değişim/gelişim gösteriyorsa, ahlak ve görgü kuralları yapısının da değişmesi kaçınılmazdır. Çatalın, kaşığın olmadığı bir ortamda elle yemek yemeyi yadırgayamazsınız. Kuralları oluşturan nesneler ve olgulardır. Nesnelerin/olguların varlığı ya da yokluğu kuralla doğrudan ilişkilidir çünkü. Kuralın değişebileceği en kolay şey nesne olduğu halde, en zoru da kafamızdaki olgulardır. Sokakta mayoyla dolaşan birini yadırgarsınız da, deniz kenarında mayo giyen birini yadırgayamazsınız. Yadırgayanlar da, kafalarındaki olgu yüzünden yadırgarlar. İşte burada değişmesi gereken mayo değil, düşünce yapımızdır. Gelişen toplumsal koşullar karşısında düşünce yapımızda değişiklik yapamadığımız için bocalıyoruz. Fikir üretmek yerine, binlerce yıl öncenin toplumsal koşulları için üretilmiş fikirleri bugüne uyarlamaya çalıştığımız için bocalıyoruz... İnsanlığın varoluşundan bu güne gösterdiği değişimin nasıl ve nedenlerini göz ardı ettiğimiz için bocalıyoruz... Sonuç : Bu bocalama içerisinde de kanlar döküyoruz, göz yaşları döküyoruz, ölüyoruz/öldürüyoruz... İnsan olarak olmamız gereken noktanın çok uzağında kalıyoruz. Bilmem anlatabildim mi?
  2. Aklederim.... Fakat benim aklım kalbimde değil, beynimde...
  3. Yine mi "bla bla bla bla" ?
  4. Kur'an'ın evrensel olduğunu, tüm dönemlere hitap ettiğini iddia eden sizlersiniz. Biz ise artık İslam'da yer eden bazı uygulamaların çağdışı kaldığını anlatmaya çalışıyoruz. Şeriat kanunları,cariyelik,kölelik, kadınlar ile ilgili hükümler vs.vs. Günümüzde artık kölelik yok (!) ama, bunun nedeni de islam değildir. İslam, insan onuruna yakışmayan uygulamaları kaldıramamıştır, köleliği yasaklayamamıştır. Bunu kaldıran yine insanın kendisidir. Hem de dine rağmen....
  5. Umarım artık İslam'da köleliğin olmadığı, ya da İslam'ın köleliği kaldırmaya çalıştığı gibi iddialar ortaya atılmaz. Bir arkadaş foruma veda hutbesini aktarmış.. Ne demiş orada Muhammed ; "Zina edenin çoçuga sahip olma hakki yoktur.Babasininkinden baska bir soy idda eden soysuz,yahut efendisinden baskasina baglilik öne süren nankör,Allah'in gazabina,meleklerin lanetine ve bütün müslümanlarin ilencine ugrasin!" Veda Hutbesi'nde bile kölelik kurumu meşrulaştırılmış... Bunun oradan öyle, buradan böyle görülmesiyle alakası yok. İşinize gelsin, ya da gelmesin...
  6. Meryem... Hem böyle diyorsunuz, hem de Meryem'in ilişki yaşamadan hamile kaldığına inanıyorsunuz. Ya inanmayın, ya da böyle bir soru sormayın...
  7. Ayetler bazılarının tekeline mi bırakılmıştır? Ayetleri yorumlamaktan neden bu kadar çok korkuyorsunuz? Yoksa Kur-an apaçık değil mi? Yine aynı nakarat... O zaman bakalım uzmanlar nasıl açıklamışlar... "Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: Mülkiyetiniz altında bulunan köleler içinde, size verdiğimiz rızıklarda -birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekineceğiniz derecede sizinle eşit (haklara sahip)- ortaklarınız var mı? İşte biz ayetlerimizi, aklını kullanacak bir kavim için böylece açıklıyoruz" (Rum Suresi 30) Diyanet Vakfı Meali 28. Ayet Açıklaması Âyette, insanların, kendi cinslerinden ve aynı yaratılış evsafına sahip olan kölelerini bile kendilerine denk tutmaya, geçici dünya mülklerine ortak etmeye rıza göstermedikleri gerçeğine işaret edilerek; eşi ve benzeri olmayan Yüce Allah’a şirk koşmanın, O’nun mutlak mülkiyetine ortaklık atfetmenin ne kadar akıl almaz bir iş olduğu temsil yoluyla anlatılmakta ve kölenin efendisine ortak olamayacağı gibi kulun da Allah’a ortak olamayacağı vurgulanmaktadır. Ayrıca Kur’an âyetlerinin, düşünen kafalara hitap ettiği de özellikle belirtilmektedir. İslam'ın kölelik konusunda savunulabilir tek tarafı yoktur... İslam köleliği yasallaştıran bir kurumdur. Gerisi laf, gerisi hikaye...
  8. Hiç bir zaman ayetleri cımbızla çekmek gibi bir niyetim olmamıştır. Sanırım yine o ayet o anlama gelmez gibilerinden yorumlar yapılıyor... Açık açık söyler misiniz, aşağıdaki ayet öncesiyle ve sonrasıyla ne demek istemiştir? 75- Allah, özgürlüğünden yoksun, hiçbir şey yapmaya gücü yetmeyen, bir köle ile kendisine bağışladığımız güzel nimetlerin bir bölümünü başkalarına veren kimseyi size örnek veriyor. Hiç bunlar bir olur mu? Allah'a hamdolsun ki, gerçek meydana çıktı. Fakat onların çoğu bunu bilmez. "İslam kölelere ayrım yapmak yerine var olan ayrımı en aza indirmiştir,, " demişsiniz. Peki İslam köleliği neden tamamen kaldırmamıştır sorusuna verilebilecek bir cevabınız var mı?
  9. Nereyi çarpıtmışım? Sizin yazdıklarınız benim söylediklerimi doğruluyor. Hiç köle ile zengin bir olur mu?
  10. Aslında söylediklerim gayet açık ve netti. Kendinizce görünmeyen, algılanamayan varlıklara olan inancınıza bir kanıt aramaya çalışıyorsunuz ama boşuna uğraşıyorsunuz. "Aklımızı da göremiyoruz, ama var" ifadesi algılanamayan varlıklar için bir örnek teşkil etmez. Nihayetinde akıl da maddeye bağlıdır. Yukarıdaki sorularınız felsefeye giriyor, konuyla alakalı değil... Cehenneme odun lazım değil mi? Üzüldüğüm tek nokta, öldükten sonra inandığınız şeylerin boş olduğunu anlayamayacak olmanız... Neyse, size iyi uykular... 1400 yıl geçti, kalbin düşünme ile ilgili herhangi bir işlevinin olmadığı gerçeğini konuşmalarımıza dahi yansıtamıyoruz... Anlayın artık gerisini...Hz. Davud ha? Hem de peygamber...
  11. Devem edelim.... Konu biraz dağıldı sanırım.. Ben ödediğim vergilerden imamlara maaş dağıtılmasından rahatsız olduğumu söylemiştim, siz danıştaya geldiniz. Danıştay bir hukuk kurumudur. Bazı konularda bazı kararlarını beğenmeyebilirsiniz. Ancak bunun konumuzla alakası olduğunu sanmıyorum. Türkiye Bilimler Akademisinin (TUBA) açıklaması için tıklayınız... http://www.tuba.gov.tr/duyurugoster.php?yil=98&duyuru=2 Bugün bilim adamları evrim teroisini kabul etmişlerdir. Yaratılış konusunda ısrar edenler ise tamamen dini görüşlerinden dolayıdır. Bakın ne diyor TUBA : "Dogmalara dayanarak evrim teorisinin geçerliliğini yitirdiği ve bilimsel yönden yanlışlığının gösterildiğini ileri süren propaganda tümüyle gerçek dışıdır. " Siz kabul etseniz de, etmeseniz de... Evet...Halka karşı, halka rağmen demokrasi.. Ya ne olacaktı? Teokrasi mi? Emin ol ki, cumhuriyetin ilk yıllarında başlatılan eğitim seferberliğinden ödün verilmemiş olsaydı, bugün sizinle bunları konuşuyor olmayacaktık... Ülkemizde uygulama açısından hala sıkıntıların yaşandığı doğrudur. Ancak bunun sebebi de hala halkımız tarafından demokrasinin özümsenememiş olmasındandır. Şu an bana demokrasiden daha iyi bir rejim gösterebilir misiniz? Neden her konuyu dogmatikleşmiş dini inançlarınıza göre yorumlamaya çalışırsınız ki? Faizsiz bir ekonomi düşünülemez. Şirketler bile kanunen kendi ortaklarına faizsiz borç veremezler. Faiz, ödünç alınan bir paranın kullanma bedelidir. Ama siz dini inancınız gereği faize hep bir öcü gibi bakıyorsunuz. Zira dine göre faiz haramdır. Dış borçlanmaya örnek veriyorsunuz da, iç borçlanmaya neden örnek vermiyorsunuz? Devlet, tahvil ve hazine bonusu ile ne kadar para döndürüyor biliyor musunuz? Sizin verdiğiniz olumsuz örnekler ekonomik bağımsızlık anlayışından sapılmış olmasındandır. İsterseniz ayrıca tartışabiliriz. Ama şöyle düşünün, bugün bankaların vermiş olduğu krediler ile kaç kişi mal-mülk sahibi oluyor, kaç kişi işyeri sahibi oluyor, ya da işini genişletiyor haberiniz var mı? Olduğundan eminim ama nedense örneklerinizi hep tefecilik üzerinden veriyorsunuz. Faizi geniş bir perspektiften değerlendiriniz. 39/52- Bilmediler mi ki, Allah rızkı dilediğine bol bol verir ve (dilediğine) kısar. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette ibretler vardır. Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için çalışmak... Yok öyle bir şey islam'da... Sadece her an ölecekmiş gibi öteki dünya için çalışacaksın. Kur'an'da bir kaç yerde dünya hayatının oyun ve eğlenceden ibaret olduğu söylenir. Paraya, mala-mülke, kadınlara, oğullara önem vermeyeceksin. Yalnız Allah için çalışacaksın... Bu İslam'a özgü bir anlayış değil midir? Doyurucu cevaplara ulaşabilmek için bazen, karşılıklı olarak saatler boyu konuşmak, tartışmak gerekebilir. Burada saydığımız yığınla konu için 2-3 satır size yeterli gelmemesi normaldir. Olabildiğince öz yazmaya ve anlaşılır olmaya çalışıyorum. Yoksa sadece faiz konusunda bile size onlarca sayfa yazabilirim.
  12. "örnek" diyerek isimlendirdiğiniz şahsiyetler (Muhammed esed hariç. O yahudi idi) hristiyanlıktan müslümanlığa geçmişlerdir. Dolayısı ile zaten bir din etkisi altında yetişmişlerdir. O yüzden ha müslüman olmuş, ha hristiyan... Sizce neden insanlar genel olarak bağlı oldukları toplumun dinini kabul ediyorlar? Sakın öyle yetiştirildikleri için olmasın? Sanırım bu konuda anlatmak istediğimi anlayamadınız... Ben cami için gösterilen hassasiyetin, konu eğitim olduğunda gösterilmediğini anlatmaya çalışıyorum. Her mahalleye 2 tane cami yapmaya kalkarsanız tabii ki imam ihtiyacını karşılayamazsınız... Şu an en önemli eksiklik eğitim eksikliğimizdir. Neden "önce eğitim" diyoruz ? Şu an halkın en son ihtiyacı ibadet yeri ihtiyacıdır. İnsan ibadetini pekala evinde de yapabilir. Ama cami yapımına katkıda bulunmak, eğitime katkıda bulunmaktan daha sevaptır değil mi? Kurban derisi toplama görevi TSK'ne değil, Türk Hava Kurumu'na aittir. Bunu da hatırlatayım. O zat-ı alinizin kuruntusu. Felsefe bilinmeyene karşı fikir yürütmedir. Dolayısı ile tanrı da bir bilinmez olduğundan, felsefe konuları arasına girmektedir. Siz felsefeyi kendinize yontuyorsunuz o kadar. Sizinle Musa'nın denizi ikiye yarması, ya da Muhammed'in Miraca çıkması konusunda neyi tartışabiliriz ki? Ancak zararları yanında, çözüme ulaştırdığı sorunların lafı bile edilemez. Sonuç olarak dini inancın getirdiği bir cehalet ve din simsarlarının bu cehaletten faydalanmasıdır. 1400 yıldır değiştirilemediyse, bundan sonra da değiştirilmesi için yapılacak tek şey eğitimdir. Anlayın artık neden cami-okul kıyaslaması yaptığımızı.. Bu konu siyasete malzeme yapılırken neredeydiniz? Neden ninelerimiz türban takmıyorlar? Neden kırsal kesimde rastladığım insanlarda türban yok da belirli bir kesmin başında türban var? Takiyye yapan bizler miyiz? Yoksa sırf türbanla okula sokamadığı kızını, "onlarla dostluk kurmayın" emrine rağmen abd deki üniversitelere gönderenler mi? Yani Kur'an'da yazan şer'i hükümler dışında caydırıcılığı olan herhangi bir uygulama söz konusu olabilir mi? Yoksa sadece hakedene şer'i cezalar verilsin, mazereti varsa verilmesin mi? Tedbirsizlik ayrıca tartışılması gereken bir konudur. Bahsettiğimiz nokta din adına nelerin yapılabileceğini göstermektir. Peki islam adına yapılanlara islam dünyası neden tepki göstermemiştir? Osmanlı da bazıları tarafından örnek gösteriliyor ama Osmanlı'nın ihtişamı İslam'dan değildir. Medine İslam devletine de bu açıdan ayrıca değineceğim... Devam edecek.....
  13. Tabii canım... Köleler de bütün insanlarla eşittir. Ama senin tanrın bile seninle aynı fikirde değil.. Bknz :Nahl 75 "75. Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile, kendisine güzel bir rızık verilen ve o rızıkdan gizli ve açık olarak harcayan hür bir insanı misal verdi. Hiç bunlar eşit olur mu? Bütün hamd Allah'a mahsustur. Doğrusu insanların çoğu bilmezler. " "Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. " (Bakara 178) Köleliğin ne demek olduğunu iyi biliyorum.. Karşınızda kandırabileceğiniz saf bir müslüman yok. Tanrın neden köleliği ve cariyeliğin kaldırılmasını emretmemiş? Kureyş mi? Sen benimle dalga mı geçiyorsun ? Sallayacaksan , hakkını ver de adam gibi salla.. Kureyşmiş.. Kureyş, arapların en asil kabileleri arasında sayılır. Kureyşin kız çocuklarını diri diri gömdüğünü iddia eden kaynağı merak ettim (!) doğrusu.. Yoksa ilk aklınıza gelen kabile ismini mi yazdınız? Sanırım bu ifade de elinizde kaynak olmadığından bahane olarak yazılmış... Kürtaj ile, diri diri gömmenin aynı şey olduğunu iddia etmeniz gaflettir. Bugün bile bazen ana-babalar'ın bebekleri çöp varillerine attıklarına rastlayabiliyoruz. Bu yaygın bir uygulama ve toplumun olağan karşıladığı bir durum mudur? Yoksa akli melekelerinin yerinde olmadığı anlaşılan bazı insansıların istisnai uygulamaları mıdır? İslam'da yapılan, en iyi ihtimalle buna benzer durumları cahiliye diye tabir edilen dönemde olağan ve sık karşılaşılan bir durum olduğunu iddia edip, İslam'ın bunu yasakladığından dem vurarak prim yapma çabasıdır. Aksini iddia ediyorsanız, bana o dönem kadınların neden erkek nüfusa oranla önemli ölçüde az olmadığını açıklayın. Bu arada bana neden kız çocuklarını diri diri gömme gibi bir vahşeti yasaklayıp da, insan onuru ile bağdaşmayan köleliği ve cariyeliği yasaklamadığını da açıklarsanız memnun olacağım... Tabii tabii... Hatice zengin ve asil bir aileden geliyordu, zenginliğinin ailesinin zenginliği ile hiç alakası yoktu değil mi? Hem Hatice'nin ticaret yapacağını iddia edeceksiniz, hem de o ticaret için gereken sermayenin miras dışında nereden gelmiş olabileceğini sorgulamayacaksınız... Acaba o dönemde de piyango falan mı vardı acaba? Tabii kadının saçının telini bile göstermesinin yasak olmasının seks ya da şehvet ile ne alakası olabilir ki? Kesin bilimsel bir açıklaması vardır. Mesela kadın saçı ve teninin erkeğe oranla havadaki oksijenden daha fazla etkilenmesinden olabilir değil mi? O yüzden bu yasak konmuş olabilir. Ama bu konular H.Y'nın uzmanlık alanı. Tavşana koş, tazıya tut... Hem erkeğe şehvet vereceksin, hem de kadına bu şehvet için gereken malzemeyi.. Ondan sonra da, kadına kapanmasını emredeceksin, erkeğe de bakmamasını. Emin ol ki, benimde 4 tane eşim ve yenileyebileceğim onlarca cariyem olsaydı, ben de kimseye bakmazdım(!).. O zaman erkeğin şehveti yüzünden kadını kara çarşaflara mahkum etmeyeceksin. Amaç imtihan ise, yasaklarsın erkeğe bakmamasını, bakarsa günahkar olur, bakmazsa kazananlardan. Hem "kadının kapanmasını erkeğin şehveti için" diyeceksin, hem de "kadının seks objesi olması ile ne alakası var" diyeceksin. Sen önce kendi içindeki çelişkilerini çöz. Mazerete bakar mısınız yahu? Hırsızın hiç mi suçu yok yani? "Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kadınlar arasında adaleti yerine getiremezsiniz. Öyle ise (birine) büsbütün gönül verip ötekini (kocası hem var, hem yok) askıda kalmış kadın gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir. " (Nisa 129) Hem "adaleti sağlayamazsınız" diyecek, hem de "adalet konusunda emin isen 4 taneye kadar alabilirsin" diyeceksin. Yok öyle şey... O cümleden kadın için sadece "ata binmek ve savaşmak" hakkını algılamanız çok yazık.. Erkekler ile bir arada bulunamayacak olan kadının ne çeşit bir sosyal statüsü olmasını bekliyorsunuz? Daha kadın ile erkeğin yan yana namaz kılmasına bile tahammül edemiyor iken, İslam'ın kadına ne tür bir sosyal yaşam öngördüğünü düşünüyorsunuz? Önce bunlara cevap bulun, ondan sonra kadın-erkek eşitliğinden dem vurun... Sırf şu "feminizm" ile ilgili görüşleriniz bile kadına bakış açınızı göstermeye yetiyor. Demek feministler sorumsuzdur ha? Size göre kadın sadece aile ile ilgilenmeli,vefakar olmalı, kocasının rızasını almaya çalışmalıdır. Aksi olursa o kadın "kötü"dür (!)... Tabii canım, kadın ile erkek hiç eşit haklara sahip olur mu? Ben bu konu hakkında ne demişim, sen konuyu hangi noktaya getirmişsin... "Senin peygamberin sırf dini inancı yüzünden diğerleriyle (hem de aynı tanrıya inandıkları halde) dost olunmamasını emretmiştir. Bu yüzden hümanizmin yanından geçmez" demiştim. Büyük çoğunluğu... Bununla ilgili bir arkadaşımız daha önce forumda rakamlar vermişti. Forumu araştırırsanız bulabilirsiniz. Hiç bir zaman "en çok ben biliyorum" iddiasında bulunmadım.. Neden böyle düşündüğünüzü de anlayamadım.. Saçmaladığım konusunu ise şimdilik ciddiye almıyorum. Ta ki karşıt fikirleriniz ile beni ikna edinceye kadar...
  14. Bazı kendini bilmezler yine beni cahillikle suçlamaya kalkmışlar... Hem de kendi kısır bilgilerine dayanarak.. Muhammed döneminde işçi sınıfını oluşturan kimlerdi? Köleler ve cariyeler ne iş yaparlardı? Muhammed ticaret ile uğraşın demiştir, çünkü nasıl olsa halihazırda köleler ve cariyeler vardır. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğünü tarih kitapları neye göre yazıyorlar dersin? Tabii ki islami kaynaklara göre. Eğer bu bilinen bir gerçek ise neden bir çok kabileye ayrılmış arap toplumunda kabile ismi verilemedi? Neden hep "bazı kabileler" diye anıldı? Kadınların sayısı neden erkeğe oranla çok daha az değildi? Ama siz kim, bunları düşünmek kim... Hiç bir toplum kadına miras hakkı tanımıyormuşmuş...Hatice'nin zenginliği nereden geliyordu? Kadınlar seks objesi olarak görülmüyorlar ise neden saçının telinin bile görülmesini yasaklıyor? Neden 4 tane kadına kadar izin veriliyor? Neden peygamberine tanrın tarafından (!) harem bağışlanıyor? Kur'an kadının sosyal yaşamı adına neyi emretmiştir söyleyebilir misiniz bana? Kadına erkeğine hizmet ve ibadet etmek dışında neyi emretmiştir? Sosyal yaşam adına ne vadedmiştir? Bakın eski türklerde kadının yeri nasılmış.. "Gökalp’e göre İslâm öncesi Türk toplumunun en önemli özelliklerinden biri feminizmdir. Eski Türklerde kadın ve erkek arasında mutlak bir eşitlik söz konusudur; kadınlar da at binebilir ve kahramanca savaşabilirler. Eski kavimler arasında sadece Türklerde kadınlar her alanda erkeklere eşit olmuş ve saygı görmüşlerdir; yani bu millî bir özelliktir. Gökalp’e göre bozulmuş İslâm’ın olumsuz etkileri Türklerin aile yapısına ataerkil yapıyı, ve dolayısıyla eşitsizliği getirmiştir. Gelecekte hem demokrasinin hem de feminizmin ilk defa Türklerde görüldüğü kabul edilecektir demektedir." Muhammed hümanistmiş... Hadi oradan be... Sırf dini inancı için karşındakini aşağılayacaksın, ondan sonra da ben hümanistim diyeceksin... Hümanizm o kadar alçalmadı daha. Önce kavramları öğrenin... Daha benim ne anlattığımı bile anlamaktan uzaksınız, kalkmış beni cahillikle suçluyorsunuz. O kadar saçmalamışsınız ki, o kadar olur... Kur'an'ın hangi bölümünde hristiyanların farklı bir Allah inancı olduğunu yazar? Neden o zaman hristiyanları da cennetine alacağından bahseder? Madem öyleydi de, Muhammed'i neden İncil'i koruyucu ve gözetici olarak göndermiştir? Demek hristiyanlar İsa'nın tanrı olduğunu düşünüyor öyle mi? "Sapmış insan" demişsiniz... Neye göre sapmıs insan?Sırf sizin inandığınıza inanmıyor diye mi? Ve hala hümanizmden bahsedebiliyorsunuz... Batı dünyasının %80 ateist değil, hristiyandır... Daha neyin ne olduğunun farkında dahi değilsiniz... Birisi de kalkmış "Ya ateist gençlerin kurban ettiği kediler(hayvan sevgisi!!) ve genç kızlara ne demeli?" demiş... Biz de bu adamla burada fikir tartışması yapmaya kalkıyoruz. Muhterem daha ateizm ile satanizmi birbirine karıştırıyor, sonra da beni cahillikle suçluyor... Peah...
  15. Sayın suheda; yukarıdaki yazınızda pek çok yanlışlıklar mevcut. Muhammed'in serbest piyasa ekonomisini ilk savunan kişi olduğunu neye dayanarak söylüyorsunuz. "Rızkın onda dokuzu ticarettedir. Ticaret yapın ve cesur olun" hadisine dayanarak mı? Peki herkes ticaret yaparsa, işçi sınıfını kim oluşturacak? Malum, günümüzde Muhammed dönemindeki gibi köleler ve cariyeler yok. Eşitliği savunan kişinin kendi düzeninde kölelerin ve cariyelerin de bulunması ne kadar doğrudur? Bir defa kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesi hadisesi, islam'ın bunu kaldırdığını iddia ederek sempati toplaması için abartılmış bir durumdur. Bu güne kadar hiç bir kaynakta bu işi yapan kabile ismine rastlamadım. Hemen hepsinde "bazı kabileler" diye geçer. Aksini iddia eden varsa açıklasın da biz de öğrenelim. İslam'da kadın yüceltilmemiştir. Kadın hep bir mal olarak görülmüş, sosyal hayatta ikinci plana itilmiştir. Kocalarına "tarla" görevi yapmak, en büyük görevleridir. Hiç bir İslam ülkesinde kadınlar olması gereken yerde değildir. Çünkü sadece seks objesi olarak görülürler. İlk hümanist Muhammed mi? Sanırım siz hümanistin anlamını bilmiyorsunuz. Hümanizm insancılıktır. Muhammed hümanizmin kıyısından geçmez. Sırf başka dinden oldukları için (üstelik aynı tanrıya inandıkları halde) onları aşağılayan, dost olunmamasını emreden öğretinin müsebbibidir. Üstelik her yıl hayvan boğazlanmasını emreden de o dur. Üstelik kan akıtılmasından başka geçerliliği yoktur.Bu nasıl hümanizm, bu nasıl hayvan sevgisi? Hiç bir tarih kitabı Osmanlı'nın çöküşü için İslam'dan uzaklaşmasını sebep olarak göstermez. Ama siz din dışında kaynakları okumadığınız için bunları bilmiyorsunuz. O kaynaklarda da sizlerin sıkı sıkıya İslam'a sarılmanız için böyşe uyduruk şeylerden bahsediliyor.Halbuki elinizin altında dünyanın en büyük kütüphanesi var. Açın bakın Osmanlı neden çökmüş... Aslında buraya o çok savunduğunuz şeriat hükümlerinden birinin uygulandığı linki ibret olması için verecektim. Ancak daha sonra uygun olmadığı için vazgeçtim. İsterdim ki bir şeyi körü körüne savunmayın. Hiç eli ve ayağı çarpraz olarak kesilen birini gördünüz mü? Onun o an yüzündeki korku ifadesini ve çaresizliğini gördünüz mü? Siz diyeceksiniz ki "İşte efendim adam eşine kızına tecavüz etmiş, onları öldürmüş ne yaparsın?" Evet bir insan çok kötü bir suç işlemiş olabilir. Ancak buna mukabil vahşet uygulandığında o suçu işleyenden ne farkın olacak? Kısasa kısas en ilkel infaz şeklidir. Üstelik hiç de pratik değildir. Ne yani 3 tane şahit değil de, 2 tane bulursanız ceza vermeyecek misiniz? Bugün için en ideal infaz şekli hürriyeti kısıtlayıcı cezadır. Geri dönüşü de, daha kolaydır. Hiç bir hümanist ne olursa olsun insana fiziksel şiddet uygulanması taraftarı değildir. Söylediklerimi bir düşünün isterseniz...
  16. Sayın bekir; neden böyle provokatif bir ileti yazdığınızı anlayamadım.. Basit bir şekilde tatilden döndüğünüzü, tartışmaya devam edilmesini ve bunun için mesaj beklediğinizi belirtebilirdiniz. Uzun bir zamandır bu forumdayım ve bugüne kadar da hiç bir tartışmadan kaçmadım. Açıkçası nazik sayılabilecek uslubunuzun arasına, tartışmadan kaçtığımı ima eden ifadeleriniz oldukça seviyesiz olmuş. Buna rağmen, ilk fırsatta (malum yazışmalarımızın uzunluğu ortalamadan biraz yüksek) yeni iletimi göndereceğim. Biraz daha dikkatli olmanızı temenni ederim. Sayın feneriumx ; HY denen ve başını Adnan Oktar'ın çektiği grubun, bilimsel gerçekleri din adına (kendi çıkarları için) nasıl çarpıttıklarını, gencecik beyinleri nasıl aldattıklarını ve sahtekarlıklarını her fırsatta buraya aktarmaya çalıştığım halde, hala nasıl olur da bana "Yam yam hayatinda lütfen bikere bi faydali bisey yap. HY sitesine gir ve düsüncelerinin nekadar sacma oldugunu gör" diyebilirsiniz ? "ISPATLI" dediğiniz şeyleri bir kere olsun birinci kaynaklardan kontrol ettiniz mi? Size tavsiyem, kim yazarsa yazsın, kim söylerse söylesin başkaları ile paylaşmadan önce doğruluğunu kontrol edin, kafanızda tartın ondan sonra paylaşın. Sayın suheda da, aşağılayıcı bir tavırla da olsa bana teşekkür nezaketini (!) göstermiş. Ne diyelim... Herkes kendine göre bir şeyler alacaktır...
  17. Yok artık daha neler.... Kusura bakmayın ama, yağmurun o şekliyle nasıl yağdığını değil 1400 sene, 3400 sene önce de biliyorlardı.. Bunu bilmek için uygun zamanlarda gökyüzüne balmak yeterli zaten..
  18. Soruma net bir cevap alamadım... Türkiye'ye karşı cihat ilan edilirse hangi safta yer alacaksınız? Dinin yanıda mı, vatanın yanında mı? Arkadaşın biri de çıkmış "bir savaş olsa 1.5 milyar insan gözünü kırpmadan yardım eder "demiş. I.Dünya Savaşı'nda en büyük kazığı müslüman araplardan yediğimizi unutmuş galiba. Irak işgal edilirken neredeydi bu 1.5 milyar insan? Filistinde her gün onlarca müslüman öldürülürken neredeydiler? Peah...
  19. Kafatasını açıp bakman yeterli... Zira akıl dediğimiz şey, beynin düşünme,anlama,kavrama gibi yetilerine verdiğimiz addır. Akıl tek başına değildir,bir maddeye bağlıdır. (Bunu kavrayabiliyor musunuz?) Beynin bu faaliyetleri yürüten kısımlarına zarar verirseniz, akıl diye bir şey de kalmayacaktır. Her duyduğunuz şeyi düşünmeden kabullenmeyin. Önce kendiniz bir tartın, sonra argüman olarak sunun..
  20. Siz görmüyorsunuz diye yok mu yani? Türkiye'de 2001 yılında her gün 3.660 bebek doğuyordu. Bu sayıyı bu gün için 4000 olarak belirleyelim ve istatistiklere vuralım. Kabaca bir hesapla Türkiye'de doğumların %70'ının 25 yaşına kadar %30'unun da 30 lu yaşlarda olduğunu varsayalım. 4000/100*70 = 2800 / 1250 = 2,24 4000/100*30 = 1200 /1000 = 1,2 Türkiye'de kaba bir hesapla her gün 3-5 tane mongol çocuk doğuyor. Bu da yılda 1095-1825 arası mongol çocuk doğuyor demek... Ortalama 1500 diyelim. Aslında onları bir görüşte tanırsınız. Çünkü hepsi sanki kardeşmiş gibi birbirlerine benzerler. Hiç görmemiş olmanız bana pek inandırıcı gelmedi doğrusu. Öyle bile olsa onları yok sayamazsınız. Sonra da konuyu imtihana getirmişsiniz. O zaman düzenden bahsetmeyin...
  21. Teveccühünüz.... Ayrıca yarasa da bir kuş değildir. Yarasa kuşu diye bir şey yoktur. Hayvanlar omurgalı ve omurgasız diye ikiye ayrılır. Omurgalılar da sürüngenler, memeliler ve kuşlar gibi sınıflara ayrılır. Yarasa memeliler sınıfındadır. Ya çok nur risalesi okudunuz, ya da rüya tabirlerine fazla ilginiz var... (belki de her ikisi)
  22. Sayın sardunyam; belli bir noktadan sonra bazı canlılar evrime devam etmiş, bazılarında da ilerleyişi farkedilemeyecek kadar durmuştur. Lütfen evrim hakkındaki bilgilerinizi birinci kaynaktan alın... Ensest ilişki sizin inancınızın temelinde var. Siz insanlığın ensest ilişki ile ürediğine inanıyorsunuz. Madem bu çok kötü bir şey de, tanrınız neden baştan 2 farklı çift yaratıp buna engel olmamıştır? Ensest ilişki bir ahlaksızlıksa, tanrınız neden kendi eliyle hiç gereği yokken böyle bir ahlaksızlığa izin vermiştir? İşte tıkandığınız nokta : "Allah'ın hikmetinden sual olunmaz." Pedofilin de toplumumuzda ahlaksızlık konusunda ensestten aşağı kalır yanı yok. Ama bunu ana-babanızdan üstün tuttuğunuz peygamberiniz yapınca normal karşılıyorsunuz. Muhammed, Aişe 9 yaşındayken onunla gerdeğe girmiştir. Bugün medyada böyle bir haberle karşılaştığınızda en ağır hakaretleri eden, lanetler yağdıran sizler değil misiniz? Bu nasıl bir riyakarlıktır böyle? Önce kendi değer yargılarınızı gözden geçirin. Ya pedofiliye karşı olun ve bunu kim, ne için yaparsa yapsın lanetleyin, ya da bunu ahlaksızlık olarak nitelemeyin.
  23. Kurtuluş mücadelemizde can veren bütün insanlarımıza minnet borcumuz vardır. Ancak o savaş özgürlük için yapılmıştır, islam için değil... O savaşlarda can verenlerin müslüman olması bu gerçeği değiştirmez. Düşman devletler senin dinini değiştirmek için girmediler o savaşa. Vatanı işgal etmek ve ülkeyi sömürmek için girdiler. Bunu pekala ülkenin dinini değiştirmeden de yapabilirlerdi. Hatta senin dinini kullanarak daha kolay yapabilirlerdi. Bunu bugün bile pek çok kötü emelin, dinin alet edilerek gerçekleşmesinden de anlayabilirsin. Üstelik İslam'da vatan-millet kavramından daha çok ümmetçilik kavramı vardır. Irk kardeşi değil, din kardeşi vardır. Karşındaki senin dininden ise sendendir, değilse değildir. Bu konu için ana-babadan bile vazgeçilir. Dini, ulvi bir değer olarak gösterme çabanız nafiledir. Alın size soru : Müslüman ülkelerden biri bugün Türkiyede İslam'ın gereği gibi yaşanmadığını iddia edip İslam'ı getirmek için savaş açsa hangi tarafta yer alacaksınız? Vereceğiniz cevabı bizimle de paylaşın da, görelim vatan-millet-bayrak anlayışınızı...
  24. Değil mi ya... Sistem öyle mükemmel işliyor ki, bir tane bile mongol insan dünyaya gelmiyor. Ne de olsa biz mongol ya da sakat doğmamışız, o halde başkaları da doğmamıştır. Mongol çocuk doğurma riskinin anne yaşı ilerledikçe arttığı bilinen bir gerçektir. Bu risk kadınlarda 25 yaşında 1250 gebelikte bir, 30 yaşında 1000 gebelikte bir, 35 yaşında 400 gebelikte bir, 40 yaşında 100. gebelikte bir görülür. Ve dahi özürlü doğan milyonlarca insan...Demek ki, tanrı da arada bir ıskalayabiliyormuş... Yukarıdaki istatistiklere baktığımızda da, tanrı 25 yaşındaki kadınları daha çok seviyormuş ki, onlara özen gösteriyor, kadın yaşlandıkça gösterdiği özen daha bir azalıyor. Üstelik tanrı bazılarına öyle bir kızmış ki, onlara verdiği hastalıkları nesillerce sonraki torunlarına bile yansıtabiliyor.. Bu da sistemin ne kadaaar mükemmel olduğunun bir göstergesidir değil mi?
  25. Toplumda yer edinememiş olduğum iddianız tamamen sizin hüsnükuruntunuzdur. Karşı fikir olmayınca zavallı, acınacak biri olmakla itham etmek dışında yapabileceğiniz bir şey kalmıyor değil mi?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.