yam_yam tarafından postalanan herşey
-
(SÖYLEŞİ)..İlk Türban, Sumer'den Tevrata, Bugünkü Türban, En çok etkileyen Tanrı, Tufan, Tarihte ilk tek Tanrılı Din,
..... Adem'den bu yana her zaman müslümanlar olmuşmuşmuşmuş.... Breh...Breh...Breh... Delilin ne? Kur'an... Neymiş efendim, Kur'an'a göre İbrahim de müslümanmışmışmışmış... Tarihi delilin var mı sen onu söyle bana. Yahudiler neden müslüman değildi o zaman? Peki ya Hristiyanlar? Üstelik peygamberin vahiyleri (!) sıralarken bu dinler daha bozulmamışlardı... Hal böyleyken onları tukaka ilan etti.. Nerede müslümanlıktan bir eser ? Neden yok? Tanrın İbrahim'e müslümanlığı uygun görmüş de, Musa'ya, İsa'ya neden görmemiş? Onlara namazı neden vermemiş? Uydur uydur söyle... Nasıl olsa bunlara sorgulamadan inanacak yığınla müslüman var.
-
KUR'AN'DA TEKRARLAR LİSTESİ
Sayıklayıp, çocuk gibi mızmızlanıp durma arkadaşım... Söyleyebilecek sözün varsa söyle.. Gerekli olanları yeteri kadar aktardık buraya. Saçma sapan tafralarla uğraştırma milleti...
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Ayşe, peygamberinle evlendiğinde okul çağında bile değildi. Peygamber dediğin kişinin kaç tane cariyesi (Yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın, halayık: TDK) sayısını biliyor musun? Savunulucak tek tarafınız yokken, İslamı en ahlaklı, en adaletli düzen olarak göstermeye çalışmaya, sapkın ideolojilerineze yandaş toplamak için günümüz olumsuzluklarından kendinize pay çıkarmaya utanmıyorsunuz değil mi? Boşuna uğraşmayın... Atatürk'ten yediğiniz tokattan sonra kendinize bir daha gelemezsiniz.. Neyzen ne güzel de söylemiş ; İşgaldeki hali sakın unutma Atatürk'e dil uzatma sebepsiz Sen anandan yine çıkardın amma Baban kimdi bilemezdin şerefs.z
-
KUR'AN'DA TEKRARLAR LİSTESİ
Kur'an'ı savunmak için yaptığınız yorumlara dönüp tekrar bakmanızı öneririm. Kur'an'ın şiirselliği adına tekrarlar yapıldığını ve bunun anlamları kuvvetlendirmek için yapıldığını söylüyorsunuz. Çünkü tanrı kitabında 3-5 defa tekrar olmadığı takdirde anlamlar zayıf olacaktır. Bu mudur?
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Size göre tartışma bitmiş olabilir ancak bazı şeyleri açıklığa kavuşturmak istiyorum.. 1- İslamiyetten önce kız çocuklarının diri diri gömülme hadisesi de rivayetten öte bir şey değildir. Cariyeliğin, birden fazla kadınla evliliklerin sık görüldüğü bir toplumda kız çocuklarının diri diri gömüldüğünü, islamiyetin bunu kaldırdığını iddia etmek, İslamiyet'i hoş gösterme çabalarından öte bir şey değildir. Bu iddianın mantıklı olmadığı söylemlerine karşı savunulan tez, bu fiili tüm islam öncesi arap toplumunun değil de, bazı kavimlerin yaptığıdır. Oysa ki islam kaynaklarında bile bu konu "bazı kavimler" şeklinde yer almış, isim vermekten ısrarla kaçınılmıştır. 2- "İslamiyetten önce kadın hakkı yoktu" demişsiniz... Günümüze göre oldukça ilkel sayılan, tarihin ilk yazılı kuralları olan Hammurabi Kanunları'nda bile (ki 3000-4000 yıl önce yazılmıştır) kadının kocasını boşayabileceğini söyleyen maddelere rastlayabilirsiniz. Kadının boşanması infiale neden olacakmış !!!! "Hiç uygulaması olamayacak ayet" ne demektir yahu ? Kim, kimden ne için korkuyor, ya da çekiniyor? Tanrı, kanunlarını insanların gösterecekleri tepkiyi nazara alarak mı çıkarıyor yoksa? Kusura balmayın ama ciddiye alınabilecek iddialar değil bunlar. Bunları kendinize öyle bir inandırmışsınız ki, bu konuda peygamberinizin karısı Hatice'yi bile görmezden gelebiliyorsunuz. Herhangi bir islami kaynağı açın ve Hatice hakkında bilgi edinin. Size hepsi Hatice'nin oldukça zengin ve asil bir kadın olduğunu söyleyecektir. Hatice gibi bir kadının olduğu toplumda, kadının "yok" sayıldığını iddia etmek abesle iştigalden öte bir şey değildir. İslamı hoş gösterme çabalarınız, sağlam dayanaklarından o kadar yoksunlar ki, bunları çürütmek için çok kafa yormak gerekmiyor. Aynı zihniyet, kaptan Cousteau'nun müslüman olduğunu, Armstrong'un da ayda ezan sesi duyduğunu iddia etmişti. Sen çok yaşa emi... Sen beni güldürdün, tanrında (!) seni güldürsün... Böyle fevkalade bir yorum karşısında saygı ile eğiliyorum...
-
KUR'AN'DA TEKRARLAR LİSTESİ
Bak seennnn.... Bazı şeylerden üşenmekmiş.. Yukarıdaki çalışmanın ne kadar emek ve zaman istediğinin farkında mısın sen? Kur'an'ı tarayacaksın, benzer/mükerrer ayetleri bulup çıkaracaksın, foruma taşıyacaksın.. Sonra da izanı normal seviyenin çok altında olan birine izah etmeye çalışacaksın, linkler vereceksin, tartışma etiğini anlatmaya çalışacaksın. Sonra o izanı zayıf arkadaş, kalkıp seni "üşenmek" le, siteyi sahiplenmekle suçlayacak... Yok artık... Arkadaşım bu forumda sana göre daha "light" forumlarda var.. İstersen sen oralara takıl... Burası sana ağır geliyor, kaldıramıyorsun... Tabii... Zira Kur'an bir edebiyat kitabıdır değil mi? Açıklığa kavuşturulması gereken yığınla konu varken, gereksiz/anlamsız tekrarlara ihtiyaç duymuş. Ne için ? Okunurken şarkı gibi ahenkli olsun diye... Arkadaşım yorumlarınıza biraz daha özen göstermenizi öneririm. Önce yaptığınız yoruma kendiniz inanın. Zira karşınızdakiler, sizden daha az zeki değiller...
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Evet konudan uzaklaştığımız doğru... Hukuk Fakültesi okuyan biriyle rejim tartışmasına (Yasama yetkisinin TBMM tarafından değil de müçtehidler tarafından kullanılmasını istemenin başka bir açıklaması olduğunu sanmıyorum.) gireceğim aklıma gelmezdi. Yasalar konusunda rahatsızlık varsa, Sosyal Demokratik Hukuk Devleti içerisinde bu sorunlar rahatlıkla çözülebilir. Bunu en iyi sizin bilmeniz gerekir. Konuyu çarpıtıyorsunuz. Boşanma konusunda bir çok ayet olacak, ama hepsi erkekleri kapsayacak. Biz "neden kadınlarla ilgili yok" deyince de "örümcek adam" gibi absürd bir örnek verilecek. Boşanma ile ilgili bir ayet olmasaydı bu örneğinizi kabul edebilirdim. Ancak böylesi bir durumda kabul edilebilir değildir. Kur'an'daki hitabın genel olarak erkeklere yapıldığını, kadınlara anlatılmak istenenin ise ya "onlara söyle" ya da "şöyle yapsınlar" gibi ifadelerle gerçekleştirildiğini söyledim. Aksini iddia ediyorsanız buyrun ayetlerle örnek verin. Örnek veremiyor ve söylediklerimi kabul ediyorsanız bunun nedeni üzerine de yorumunuzu bekliyorum. Bunun cevabını sizin vermenizi beklerdim... Bu konuda kadının açtığı davalara rastlamanın olası olduğunu söylemiştiniz. İyi de, tüm o hadisler için hala bir yorum yapamadınız. Müsait olursanız bir yorum da bu konu üzerine rica edeceğim... Kusura bakmayın ama Kur'an bu konuda sizin söylediğinizin aksini söylüyor. Ciddiye alınabilecek (en azından İslam için) bir yorum değil. "Yaradılanı severim yaradandan ötürü" sözünü Muhammed değil, Yunus Emre söylemiştir. Bir de "Ne olursan ol yine gel" var ki, bunu da maalesef Muhammed söylememiştir. Muhammed ne demiştir bakalım : 3/28- Mü'minler, mü'minleri bırakıp inkarcıları dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bir ilişiği kalmaz......" 4/144- Ey iman edenler! Mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah'a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? 4/89- Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı. 5/51- Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. 9/23- Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir. Sizin adınıza üzgünüm... O kadar açık ki, Kur'an bu konuda "kıvırma payı" bırakmamış... Müslümanlar dışında herkes "tukaka" ilan edilmiş... Nasıl bir birlikten söz edebilirsiniz? Hay aksi.... Sen şimdi cariye konusuna bir açıklık getirebiliyor musun, getiremiyor musun arkadaşım? Havanda su dövüyorsun.
-
KUR'AN'DA TEKRARLAR LİSTESİ
Kusura bakmayın... Ciddi bir tartışma yapılabilecek seviyeden gittikçe uzaklaşıyorsunuz. Anlatmak istediğimi açıkça ifade ettim. Bununla ilgili itirazınız varsa belirtin. Mesela şunları diyebilirsiniz : " O ayetler Kur'an'da geçmez. Uyduruyorsunuz." " O ayetler o anlama gelmez." " O ayetler farklı kişi ve olayları anlatır" " Tanrı aynı durum için 3 farklı yerde 3 farklı şey söylediğini iddia edebilir. Bu normaldir Çünkü ..........." Ya da buna benzer şeyler... Ama lütfen yorum ve cevaplarınız buna benzer bir şeyler olsun.
-
KUR'AN'DA TEKRARLAR LİSTESİ
Arkadaşım, daha benim ne demek istediğimi bile anlayamamışsın. O Sureleri olduğu gibi buraya aktarmak gereksiz yer ve zaman kaybına neden olacak. Ta-Ha Suresi için : http://www.diyanet.gov.tr/kuran/meal.asp?page_id=311 Neml Suresi için : http://www.diyanet.gov.tr/kuran/meal.asp?page_id=376 Kasa Suresi için : http://www.diyanet.gov.tr/kuran/meal.asp?page_id=384 Bu linklerden o sureleri görebilirsin. İlgili ayetleri önceki mesajlarımda yazmıştım.. Bir zahmet oraya da bakıver...
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Kusura bakmayın ama yorumlarınız hep kaçamak olmuş. Bir hukukçu olduğunuzu, çıkarılan bazı yasaların kime hizmet ettiğini anlayamadığınızı, müçtehidlerin ortaya koyacağı hükümlerin daha muteber olduğunu iddia ettiniz. Elbette kanunu yapanların hepsi hukukçu olmayacaktır. Tarımsal bir konuda yasa çıkartacaksanız, ilgili tarafın görüşlerini de almadan bunu yapamazsınız. Çıkarılan yasa Anayasaya uygun olmak zorundadır. Kişisel, yasa çıkarılamaz. Demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Çıkarılan yasanın anayasaya uygun olmadığını düşünüyorsanız açarsınız bir dava, iptalini istersiniz. Bu ayrı bir konudur. Sırf bu yüzden yasama yetkisini TBMM'den alıp müçtehidlere mi vereceğiz ? Bu nasıl bir mantıktır böyle ? Sanırım Kur'an'ı bir ceza kanunu kitabı olarak görüyorsunuz ki, tanımlanmayan bir durumun yasak olamayacağını söylemişsiniz. Ancak hala bana, Kur'an'da erkeğe karısını boşayabileceği hakkında yığınla ayet varken kadına da bu hakkın tanındığına dair bir tek ayet bile gösteremediniz. Dahası bununla ilgili net bir yorum yapmaktan da kaçındınız. Kara çarşafa kapanan, erkeklerle aynı ortamda bulunmaları yasaklanan, sokakta bir erkek gördüğünde sırtını dönen Osmanlı kadınlarının, boşanma konusunda sıkıntılarının olmadığını söylemek hukukçu kimliği olduğunu öne süren birine yakışabilecek sözler değildir. Şeriyye sicillerinde kadının açtığı boşanma davalarına rastlamamızın şaşırtıcı olmadığını söylediniz. Bunlardan örnekler sunmak sizin için pek zor olmasa gerek. Yoksa sadece kocanın iktidarsız olması gibi belli bazı şartlara bağlanan davalara mı rastlayacağız ? "Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" diye başladığınız yorumunuz da çok kaçamak olmuş. Vermiş olduğum hadisler ve yorumuma cevap vermek yerine hadisleri kabul etmediğimden bahsetmişsiniz. Sahih hadislere itirazınız olamayacağını söylediniz. Kaldı ki bu noktada benim görüşüm önemli değildir. Ben Kur'an'ın Tanrı kelamı olduğuna da inanmam ama sık sık ayetlerden örnekler verdiğimi görebilirsiniz. Kaldı ki verdiğim hadisler Diyanet Bakanlığından alınmış hadislerdir. Eğer içerik olarak bir itirazınız var ise bu itirazınızı kabul edebilirim. Aksi takdirde bu konu hakkında yapabileceğiniz bir yorum olmadığına kani olacağım. Tüm o hadislerden sonra verdiğiniz "komşusu aç iken tok yatan bizden değildir" hadisinin benim iddiamı çürüttüğünü düşünmeniz, konuyu çarpıtmaktan başka bir şey değildir. Zira "müslümanlardan başka dost edinmeyin" diyen bir dinin komşudan kastının tüm insanlar olduğunu düşünmek saflıktan öte bir şey olmasa gerek... Not : "Cevapların, yorumlarımın bir kısmına olmuş, bir kısmını es geçmişsin. " demişsiniz.. Es geçtiğim kısımları hatırlatırsanız onlara da bir cevap vereceğimden emin olabilirsiniz. Al-i İmran Suresi : 12. İnkar edenlere de ki: “Siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne fena yataktır!” 13. Şüphesiz, karşı karşıya gelen iki toplulukta sizin için bir ibret vardır: Bir topluluk Allah yolunda çarpışıyordu. Öteki ise kâfirdi. (Onları) göz bakışıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da dilediğini yardımıyla destekliyordu. Basireti olanlar için bunda elbette ibret vardır. 14. Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır. Hitap hep erkeklere diyorum ya, buyrun işte.. "İnsan" dan kasıt bile yine erkek...Hitap tüm insanlara ise, "kadın" kadınlara da mı süslü gösterildi. Kadın ne için süslü gösterildi dersin ? Tabii ki cinsellik açısından... Peki cinsellik yalnızca erkeğe mi özgü? Kadınlar cariye pazarlarında mal gibi alınıp satılıyorlardı. Muhammed'in de sayıca fazla cariyeleri vardı. Kadının "mal" olarak görüldüğünü sana anlatabilmek için daha ne yapmak gerekir ?
-
KUR'AN'DA TEKRARLAR LİSTESİ
Hangi cevap ? Sana, "Tanrı aynı durum için 3 farklı yerde, 3 farklı şekilde konuşmuş. Bunlar Tanrının sözleri olamaz" diyorum. Sen bana "konu bütünlüğüne bak" diyorsun... Cevap nerede ?
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Saçmalayıp durma arkadaşım... "Cariye" kavramının ne olduğunu zannediyorsun sen? Bir de sana cevap vermek için zaman harcıyorum... 3/14- Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bak bakalım kadını "mal" olarak gören kimmiş?
-
KUR'AN'DA TEKRARLAR LİSTESİ
Kafanızdaki düşünceye sıkı sıkıya sarıldığınızdan, ona karşı öne sürülenler için kendinizce mazeretler buluyor, o mazeretin geçerliliği konusundan şüphe duymuyor, gösterilmek isteneni görmemezden geliyorsunuz. Sizi anlıyorum sayın arkadaşım... Yıkıcı olduğum ithamınız için, ilgili sıfatın önüne "Dogmatik düşünceye karşı" ibaresinin eklenmesi kaydı ile kabul edebilirim. Bu konu üzerine biraz daha düşünün isterseniz....
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Sorunlar herkesin bilgisinde arkadaşım. Ancak bölye olmakla birlikte şu anki düzen, kadına İslam'ın vereceğinden çok fazlasını vermektedir. Mevzut sorunların çözümünü İslam verememektedir. Size sabırla bunu anlatmaya çalışıyoruz... Dogmatik düşüncelerin, sahibi tarafından objektif bir gözle bakılmasını sağlamaya çalışmanın ne kadar zor olduğunu anlatamam sana...
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Bak işte burada beni çok kızdırdınız. İnanılmaz zorlu eğitimden geçen müçtehidlermiş... Kanunları müçtehidler çıkaracak öyle mi? Memleketim boş yere hukukçular ve toplumbilimciler yetiştiriyor zaten. Ne gereği var ki.... Kapatın hukuk fakültelerini, sıralayın ilahiyat fakültelerini... Beyefendiler açsınlar 1400 yıl önce yazılan bir kitaba baksınlar, bulamazlarsa sünnet'e baksınlar, yine bulamazlarsa Allah rızasını gözetip kanun çıkarsınlar. YOK ÖYLE YAĞMA... Müçtehidlerin hükmü, zerre kadar değeri haketmiyor... Kanun Allah rızası için çıkarılamaz. Toplumsal koşullar, İnsan hakları ve Genel Hukuk doktrinleri gözönüne alınarak çıkarılır. Bunu da 550 milletvekili değil, konunun uzmanlarının oluşturduğu bir kurul hazırlar. Önce nasıl yasa çıkarılır onu öğrenin. Konunun uzmanları tarafından hazırlanan yasa tasarısı meclise sevkedilir. 550 milletvekili hazırlanan yasa tasarısının kabulüne ya da reddine karar verir. Kabul edilirse Cumhurbaşkanının onayına sunulur... "ANAYASA" diye bir tabir var (memursanız duymuşsunuzdur). Cumhurbaşkanı meclisten gelen yasa için, anayasaya uygunluğunu da gözeterek karar verir. Uygunsa onaylar. Resmi gazetede yayımlanır ve yürürlüğe girer. Beğenmediğiniz yasama sistemi böyle işler. Yoksa ömrünü cinlerle, meleklerle, şeytanlarla ve bilimum fizikötesi varlıkları incelemeye çalışmakla geçirmiş bir yığının, 1400 yıl öncesinin toplumsal ve coğrafi şartlarına bakarak hazırladığı yasa Ç-I-K-A-R-I-L-A-M-A-Z... Çok değer verdiğiniz müçtehidler neden karar verememişler acaba? Bu kadar kararsız kalıyorlar da, neden onların yaptığı yasaların en doğru olacağını düşünüyorsunuz? Hüküm için referans alınan hadisin doğruluk derecesinden nasıl emin olabileceksiniz? Yoksa "onlar söylemişse doğrudur" mu diyeceksiniz? Bu bağnazlığın ulaşabileceği son nokta değil midir? Boşanmayla ilgili söyledikleriniz çok saçma... Kur'an'da erkeklerin eşlerini boşayabilecekleri hakkında yığınla ayet varken, neden kadınlar için 1 (Yazı ile "Bir") tane bile ayet yok. Yaptığınız çok saçma ve zorlama bir yorumdan başka bir şey değildir. Lütfen kayda değer örnekler veriniz... Bu hak neye göre verilmiş peki? Tanrı bu hakkı vermemiş de, sen neye göre veriyorsun? Kur'an'da yoksa, sünnette de yoksa neyii referans alıyorsun? O zaman sizin bahsettiğiniz İslam, bir ütopyadan başka bir şey değil. Nedense hiç bir İslam Ülkesi İslam'ı anlayamamış(!). Ne anlaşılmaz bir dinmiş bu böyle yahu... Hangi teist arkadaşla fikir teatisi yapsak aynı şey : "İslam tam anlaşılamamış" - "İslam tam olarak uygulanamıyor" - "İslam tam anlamıyla yaşansaydı böyle olmazdı" Ateizm bir ideoloji ya da bir yaşam biçimi değildir. İnsanlarla olan ilişkileri ateizm belirlemez. Ateizm tanrı iddiasının reddidir. Genel olarak teist arkadaşların düşündüğü gibi "Ateistelerin bir ahlak anlayışı yoktur" iddiası da gerçek değildir. Din dışında sizlerle herhangi bir konuda ortak noktada buluşmamız olasıdır. Örneğin "hırsızlık" konusunda.... Siz "günah" dersiniz, ben "insan hakkının gaspı" derim. Sonuç olarak ikimiz de hırsızlığa karşıyızdır. İnsanların aç kalması konusunda siz dini açıdan değerlendirirsiniz, ben "insanlık adına utanç" olarak değerlendiririm. Konuyu bu açıdan değerlendirirseniz daha doğru olur. %98'i müslüman denilen Türkiye'de bunlar yaşanabiliyorsa, bunu dinsizliğin sonucu olarak değerlendiremezsiniz. Madem dünyada 1-1,5 Milyar müslüman vardı da, hemen hepsi müslüman olan Nijer'de ne diye 10 Milyon insan açlıkla boğuşuyor ? Üstelik sizin dininizde bakın ne diyor : Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz. Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71 Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58 (Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme. Tirmizî, Birr, 58. (Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır. Tirmizî, Birr, 36 (İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu. Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144 Kalın yazılmış kelimelere dikkat edin. Hep müslümanlardan bahsediyor. Halbuki biz din ayrımı yapmadan insanı insan olarak değerlendirelim diyoruz. Hangimizin düşüncesi daha ulvi? Eleştirdiğimiz konu zaten sizin dogmalarınız. Yani bir ifadeyi sırf dini inanç gereği, aklının doğru-yanlış ayrımı yetisini kullanmadan, olduğu gibi kabul etmek. İslam insanların birleşme noktası değildir. Ümmet zihniyetinin birleşme noktasıdır. Bünyesinde diğer insanları barındırmaz. Ne ulvi bir zihniyet (!)....
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Zevk sokaklari en az cariye pazarlari kadar normaldir (!)... Daha önceki yazilarimda da belirtmistim. Fahiselik dünyanin en eski meslegidir. Çözüm ise bunu yasaklamak degil, kontrol altinda tutmaktir. Yoksa erkege 4 kadin ve yiginla cariye izni vererek, bosanmayi erkegin tekeline birakarak kadina verilen degerin yükselecegini mi saniyorsunuz?
-
KUR'AN'DA TEKRARLAR LİSTESİ
Defalarca okudugumdan emin olabilirsin. "Kur'an'da tekrarlar listesi" diye konu açmisim. Alinti olmadiginida ifade etmisim.. Oradaki ayetleri kafamdan uydurdugumu mu saniyorsun? Keske sende en az benim kadar okusaydin...
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Boşanma ile ilgili ayetleri sıralayalım bakalım.... 2/227- Eger (yemin edenler yeminlerinden dönmeyip kadinlarini) boşamaya karar verirlerse (ayrilirlar). Biliniz ki, Allah hakkiyla işitendir, hakkiyla bilendir. 2/229- (Dönüş yapılabilecek) boşama iki defadır. Sonrası, ya iyilikle geçinmek, ya da güzellikle bırakmaktır. (Evlilikte) tarafların Allah'ın belirlediği ölçüleri koruyamama endişeleri dışında kadınlara verdiklerinizden (boşanma esnasında) bir şeyi geri almanız sizin için helal olmaz. 2/230- Eger erkek karisini (üçüncü defa) boşarsa, kadin, onun dişinda bir başka kocayla nikahlanmadikça ona helal olmaz. 2/231- Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman,..... 2/236- Kendilerine el sürmeden ya da mehir belirlemeden kadınları boşarsanız ..... 33/49- Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikahlayıp, sonra onlara dokunmadan (cinsel ilişkide bulunmadan) kendilerini boşadığınızda, ..... 65/1- Ey peygamber! Kadinlari boşamak istediginizde .... Evet ayetler yukarıda... Boşanma ile ilgili hükümler hep erkeklere verilmiş. Bana Kur'an'da, kadının da kocasını boşayabileceğini gösteren bir tane ayet bulup çıkarabilir misiniz? Siz Kur'an'daki hükümlerin tüm zamanlar için olduğunu iddia etmiyorsanız sizi tenzih ederim. (Genelde bunu söyleyebilen bir müslüman pek bulunmaz da...) Ancak bu bir şeyi değiştirmiyor. Değişen toplumsal koşullar karşısında neyi kriter alacaksınız? Nesh hakkında daha öncede bazı başlıklarda görüşlerimi sunmuştum. Açıkçası nesh olayı da tanrı sıfatlarına uygun bir durum değildir. Herşeyi bilen bir tanrı değişecek durumları da bilip hükmünü ona göre vermesi gerekirdi. Bir ayette "biriniz şu kadar kişiye bedelsiniz" deyip, diğer ayette "hayır şimdi bu kadar kişiye bedelsiniz" demek (hele ki melekleri de savaşa dahil ediyorsanız) pek doğru değildir. "Allah birdir" gibi ifadeler biz ateistler için pek bir şey ifade etmiyor. Bu tamamen sizin manevi duygularınız ile ilgili bir durumdur. Hiç bir şeyi de kanıtlamaz Hakim, kanundan aldığı yetkiye dayanarak hüküm verir. Ulemalar bu yetkiyi kimden alıyorlar? Tanrıdan mı? Peki ulemalar Kur'an da bulunmayan bir durum için hükmünü neye dayanarak verecekler. "Sünnet'e göre" diyecekseniz uydurma ile sahih hadisleri neye göre ayıracaksınız? Hadi sahihleri ayırdınız diyelim... Sahih hadislerin içinde bile, akla mantığa ters düşen çokca hadis mevcut değil mi? "Akla-mantığa ters düşenleri de ayıralım" derseniz, dine gerek kalmaz zaten. Kulunu bu durumlara düşürmemek için , ya her coğrafyaya ve her döneme bir peygamber göndereceksiniz, ya da öyle bir kitap göndereceksiniz ki, her toplumu ve her dönemi kapsasın. Şu an için Kur'an'ın böyle bir özelliği yoktur. Öyleyse, "Kur'an her dönem için geçerlidir. Bu değişmez bir gerçektir" gibi iddialarda bulunmak abesle iştigaldir. İçinde bulunulan duruma bir hüküm vermek için, 1400 yıl önceki koşullar ve belli bir coğrafya için getirilen hükümleri(ya da peygamberin o durum için davranışını) kaale almak, hep aynı yerde saymak anlamına gelir ki, Bknz : İslami Devletler.... Saygılarımla....
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Muhammed'in de kölesi (Evet daha sonra azad etmiştir) ve sayıca fazla cariyesi olduğunu da unutuyorsunuz sanırım... Ayrıca Kur'an'da da köleliği yasaklayan kesin bir hüküm bulunmadığını da hatırlatmak isterim size...
-
KUR'AN'DA TEKRARLAR LİSTESİ
Tanrı (!) aynı durum için, farklı ayetlerde farklı şeyler söylediğini iddia ediyor. Siz hala anlam bütünlüğünden bahsediyorsunuz. Yanlışınız olmasın ? Burada Tanrı kelamı olduğu ve hiç değişmediği iddia edilen bir kitabın içeriğinden bahsediyoruz. Bazı şeyleri (kusura bakmayın amiyane tabirle) gözünüze sokuyoruz, hala görmemekte inat ediyorsunuz...
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Kadınları mal gibi alıp satmak (Cariyelik) normaldir. O kul hakkından sayılmaz çünkü. Kölelik de normaldir. Söylesenize kuzum, bunları sizin gibi normal olarak mı değerlendirelim?
-
KUR'AN'DA TEKRARLAR LİSTESİ
Kur'an'ı Muhammed'in hazırladığını düşünen biri olarak, o "Muhteşem" "Eşsiz" dediğiniz Kur'an ayetlerinde gereksiz bir yığın tekrarlar olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Mesela Musa ile ilgili ayetlerden örnek verelim. Tâ Hâ suresinin 9.ile 98. ayetler arası sırf Musa'yı anlatır. Neml suresinde de 7 ile 14. ayetler arası benzer ifadeler ile yine Musa'yı anlatır. Kasas suresinde ise baştan yaklaşık 50. ayete kadar yine Musa vardır. Burada anlatılanlardan, Musa değneğini atıp değnek yılan olduktan sonra Tâ Hâ suresinde; 20/21- Allah şöyle dedi: "Tut onu. Korkma! Biz onu yine eski durumuna döndüreceğiz." Neml suresinde ; 10- .....(Allah şöyle dedi): "Ey Mûsâ korkma! Benim katımda peygamberler korkmazlar." Kasas suresinde ; 31- (Bu sefer şöyle seslenildi:) "Ey Mûsâ! Beri gel, korkma. Çünkü sen güvenlikte olanlardansın." Evet 3 ayrı yerde 3 ayrı anlatım ve 3 farklı anlatım... Bu hikayeleri bir insandan başkası yazmış olamaz... Sanırım yeteri kadar açık...
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Arkadaşım İslam zaten 4 kadına müsade etmiş (boşayıp yenilerini alabilirsiniz), istediğiniz kadar cariyeye de müsade etmiş.. Sen daha hangi zinadan bahsesiyorsun. Bunca kadından sonra zinaya fırsat mı kalır zaten. Neden bunları da dile getirmiyor sunuz?
-
ŞERİHAT VE KURAN'A GÖRE KADIN...
Eğer iletimi dikkatle okusaydınız, bu ayetlerin fikrimi desteklemek için verilmiş örnekler olduğunu anlayabilirdiniz. İfade ettiğim fikir 2 ayete bakarak oluşmuş değildir. Eğer şüpheniz varsa belirtmeniz yeter, size bir çok ayet daha sıralayabilirim. İslam'da boşanma hakkı kadına verilmemiştir. Boşanma hakkı yalnızca erkektedir. Sadece bu durum bile İslam'ın kadına bakış açısını anlamak için yeterlidir. Neden durumu hep erkek açısından ele alıyorsunuz? Kadının bu durumdaki halini düşünebiliyor musunuz? Koca hiddetine yenik düşmüş ve karısını üç talak ile boşamış. Karısının suçu nedir? Basit olarak Tanrınız şöyle de diyebilirdi; "Bu tür boşamalarda yeniden evlenmek için üç köle azad edin-3 deve kesin fakirlere yedirin-90 gün oruç tutun" vs.vs. Amaç caydırıcılık ise ve erkeği hedef alıyor ise kadının suçu nedir? Bunlar durumu kurtarma çabalarından başka bir şey değildir. Bir öyle diyorsunuz, bir böyle... O zaman Kur'an hükümlerinin tüm zamanlar için olduğunu iddia etmeyin.. Kutsal bir kitaptan bahsediyorsanız ve tüm zamanler ve tüm insanlar için geçerlidir diyorsanız, içeriği de tüm zamanlara ve tüm insanlara uygun olmalıdır. "Kur'an bilim kitabı değildir" ya da "Kur'an her şeyi kapsamaz" diyemezsiniz. Eğer tanrı kelamıysa elbet uygun bir yolunu bulurdu. Hükümlerin hiçbirinde gelecek zamanı içerecek imalar yoktur. Hep o dönem baz alınmıştır. Bu da tanrı kelamı olamayacağının en açık göstergelerinden biridir. Eğer bunu iddia ediyorsan (ki Tanrı herşeyi bilmelidir), o zaman "ikişer,üçer,dörder" alın demiyeceksin. Bu kendi içinde bir çelişki oluşturur. "Adaleti sağlayamazsınız. O zaman tek eş ile evleneceksiniz" demelidir. "Gerçeğin" ne ifade ettiği hakkında bir fikir sahibi olduğunuzu sanmıyorum. Değişen toplumsal koşullar karşısında insanlar, tavırlarını dine uydurabilmek için çeşitli arayışa girmektedirler. Cevabını Kur'an'da bulamayınca, kerameti kendinden menkul şahıslardan icazet almak zorunluluğu hissetmekteler. Bu da dinin yozlaşmasındaki en büyük etkenlerden biri olarak karşımıza dikilmektedir. Tüm dönemler için indiği iddia edilen bir kitabın, bunlara zemin hazırlaması düşünülemez...
-
Allah'ı Anladık...Ya ahiret?
Umarım herkes en az benim kadar araştırır...