-
İçerik Sayısı
2.202 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
9
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
yam_yam tarafından postalanan herşey
-
Hangi delil ? Ben delil melil göremiyorum... Sadece bir zırva yumağı görüyorum... Bir başka başlık altında da buna benzer saçmalıklara rastlamış ve gerekli cevabı vermiştim.
-
Vaayyyy bea... Ben neymişim de haberim yokmuş... Baksanıza beni tanrı zannetmeye başladılar... Sen hiç "çekim gücü" diye bir şey duydun mu? Ya da fizik kanunları ? Peki anatomi ? Biyoloji ? Önce senin tanrın güneşi ters istikametten doğurtsun, rakibimi (!) bileyim , ondan sonra sen gel bunları benden iste olur mu güzel kardeşim...
-
Rahatsız mı oldunuz? Sanırım bazı şeyleri görmek sizde rahatsızlık yarattı ki, beni susturmaya çalışıyorsunuz... Doğu, ya da batının başlangıcı diye bir şey yoktur arkadaşım... Yoksa siz hala dünyanın tepsi gibi düz olduğunu mu zannediyorsunuz? Bir vadi içinde yaşıyor iseniz, doğu ile batı arasındaki farkı metre cinsinden yüzlerle mi ifade edeceksiniz? Böyle saçma şey olur mu?
-
Hayır... Yalnızca kabullenmemek için kendi kendinize bahaneler üretiyorsunuz... Batının ve doğunun başlangıcı neresidir? Örtü meselesi ise bulut için değil, gece içindir... Bknz ; 25/47- O, geceyi size bir örtü, uykuyu istirahat zamanı ve gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır. 39/5- Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor...... 78/10- Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık. Yani gecenin hiç yaşanmadığı bir yer anlatılmak isteniyor... Ama maalesef öyle bir yer yok. (Bazı akıllı arkadaşlar kutuplar diye atlamasınlar... 1- Orada da gece ve gündüz yaşanır 2- Doğuya giderek kutuplara ulaşamazsınız... ) İşte size Muhammed'in, dünyanın yuvarlak olduğunu bilmediğinin kanıtı...
-
Ne zamandır güneş batarken olduğun yeri ifade etmek için "Güneş batarken varınca" ifadesi yerine "Güneşin battığı yere varınca" ifadesi kullanılmaya başlandı. "Güneşin dogdugu yere ulaşinca onu, kendileriyle güneş arasina örtü koymadigimiz bir halk üzerine dogar buldu." Kalın yazılı kelimeler size ne ifade ediyor ? Ya da ; 43/38- Sonunda bize geldiğinde, arkadaşına, "Keşke benimle senin aranda dogu ile bati arasi kadar uzaklik olsaydi! Ne kötü arkadaşmişsin!" der. Doğu ile batı arasındaki uzaklık ne kadardır acaba? Ben bilmiyorum... Bana bu uzaklığın ne kadar olduğunu söyleyebilir misiniz? Yoksa iki tarafa da gidersen aynı noktada mı buluşursun? Muhammed'in cinsel hayatı ile ilgili ayetleri yeteri kadar yazdık... Ama yine de "ben bilmiyorum" dersen, zaman ayırır yazarım...
-
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
yam_yam şurada cevap verdi: niyogara başlık Dini Konular - Din - Dinler
Size her türlü hurafenin kaynağının din olduğunu bir türlü anlatamıyoruz... Hep mazeretler üretiyorsunuz...Hurafeler dinin birer parçasıdırlar... Sen hiç hurafelere inanan bir ateist gördün mü? "inanç hususunda hadisin bağlayıcılığı yoktur. " demişsiniz. Dininizdeki pek çok uygulamanın sünnet olduğunu, ve bu sünnetin de hadisler yoluyla aktarıldığını size öğreten olmadı mı? 2/102- ........ Böylece (insanlar) onlardan kişi ile karısını birbirinden ayıracakları sihri öğreniyorlardı. Halbuki onlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle hiç kimseye zarar veremezlerdi...... Kendisine büyü yapıldığına inanan birine, "büyü bozdurmak için büyücülere gitmeyin" demek, hasta olan birine "hastaneye gitmeyin" demeye benzer... Zira inanana göre her ikisi de tanrının isteği ile tanrı tarafından gönderilmiştir. "büyücü ya da cincilere gitmek günahtır." demişsiniz... Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz ? Kur'an'a göre ise, ayet gösterebilir misiniz? Yok hadislere göre ise, hani hadislerin bağlayıcılığı yoktu ? Bu paragrafın üzerine başka söz etmeye gerek yok... Tamamen beni haklı çıkaran ifadeler. Demek din ayrılığı dostluk için bir engeldir. Yazık... Çok yazık... Siz isteseniz de hümanist olamazsınız... Demek ki Kur'an evrensel olarak değil, dönemsel olarak indirilmiş ki her döneme uygunluk gösteremiyor... Size sormazlar mı; "Sen kim oluyorsun da '48/23- Allah'ın öteden beri gelen kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın' ayeti var iken Allah'ın hükümlerini değiştirmeye kalkıyorsun?" Yeterli bir cevap bulamayınca konuyu saptırmaya çalışmışsınız. Besin ihtiyacı için hayvansal gıda tüketimine karşı olduğumu hangi ifademden çıkardınız? "Ehliyetsiz, beceriksiz, amatörce eline bıçağı alıp hayvanları eziyet içinde hunharca boğazlıyorlar." ifadesi size ne anlatıyor ? Spor ya da başka isimler altında hayvanlara eziyet edilmesini tasvip ettiğimi nereden çıkardınız? Ya da bunları yapanlar teistler değil de, ateistler mi? Böyle bir genellemeyi neye dayanarak yapabiliyorsunuz? Konu saçmalamaya geldiğinde üzerinize yok doğrusu... Araştırmalar için labaratuvarlarda kullanılan hayvanları örnek göstermeniz pek hoş olmamış. İkisi arasında amaç ve nicelik bakımından dağlar kadar fark var. Kendi pisliğinizi örtmek için sağa sola çamur atmayın... -
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
yam_yam şurada cevap verdi: niyogara başlık Dini Konular - Din - Dinler
Hazret, "Osmanlı'da toplam 6 kez hırsızlık yapılmış" diyor, sonra da bizi saçmalamakla itham ediyor... Gözü arap ve bedevi kültüründen başka bir şey görmeyen, toplumsal yaşam şartları ve gerekliliklerinden bihaber kişilik örneği sergiliyor... Aloo uyan artık... 1400 yıl öncesinde yaşamıyoruz... -
Daha önemli konuların daha çok geçtiğini neye dayanarak söylüyorsunuz? Bunun için kıstasınız, ya da istatistiki verileriniz var mı? Muhammed'in cinsel hayatı önem bakımından üst sıralarda mıdır?
-
Dünya'nın yuvarlak olduğunu bilmiyormuş... 18/86- Güneşin battığı yere varınca , onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. "Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın" dedik. 18/90- Güneşin dogdugu yere ulaşinca onu, kendileriyle güneş arasina örtü koymadigimiz bir halk üzerine dogar buldu. Hangi peygamberlerin hayatı ? Sağdan soldan duydukları ve kendi uydurdukları... Parmak uçları konusunu Kur'an Mucizesi diye yazdıysanız, o iddiayı çürütmüştük...
-
Yahu bu Allah'ı idrak etmek nasıl bir şeydir? Her şeye gücü yeter ?????? Hem her yerde, hem hiç bir yerde ?????? Sonsuz merhamet sahibi ????? Zamanın dışında ?????? Kusura bakmayın ama, böyle kavramlar idrak edilemez... Zira bu tanımlara uyabilecek hiç bir şey yoktur... Yaşadığımız dünya bunun en büyük kanıtıdır...
-
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
yam_yam şurada cevap verdi: niyogara başlık Dini Konular - Din - Dinler
"Hurafelerin kaynağı din değildir" mi demek istiyorsunuz? Bilmiyor iseniz söyliyeyim. Bu hurafelerin büyük çoğunluğu hadislerden gelir. Büyü, sihir gibi inançların İslam'da olmadığını mı söyliyeceksiniz? Kendi dini, büyü ve sihir gibi absürdlükleri içinde barındırıyor iken, kendine büyü yapıldığına inananıp büyücülere gidenleri hurafe ile mi suçlayacaksınız? Ya da kendisine cinlerin musallat olduğuna inanıp cinci hocalara gidenleri hurafe ile mi suçlayacaksınız? Senin dinin değil mi ki, "hristiyan ve yahudileri dost edinmeyin" diyen? Ya da "din yalnızca Allah'ın olana kadar onlarla savaşın" diyen? Hadi bakalım söyle şimdi... Açık seçik ayet var iken, gayrimüslimleri dost edinebilir misin? Lafa gelince sallamasını biliyorsunuz... "Dinime küfreden müslüman olsa" diye bir lafınız vardır... Kendi bağnazlığınızı görmezden gelip bizi mi bağnazlıkla suçlayacaksınız? Neye göre algılayacağız yahu? El-kol kesmenin daha neresini savunabiliyorsunuz? Sizin zina anlayışınız ile, bizim zina anlayışımız aynı değil. Biz, çiftlerden en az birinin evli olması durumunda "zina" deriz. Bunu biz de tasvip etmiyoruz. Ancak siz, evli olmayan iki kişi arasındaki ilişkiyi zina olarak değerlendiriyor, buna karşılık da onların 100 sopa darbesine maruz bırakılmasına ses çıkaramıyorsunuz. Zira dininizin bağnazlığı vicdanınızın önüne geçiyor. İnsanlık, ahlak kurallarına aykırılığa ceza olarak fiziksel şiddet kullanmaktan vazgeçeli yüzlerce yıl oldu. Ama bizim müslümanlarımız, "insan olmanın" ne demek olduğunu daha kavrayamadı. Bu zihniyetle daha da kavrayamayacaklar. Kurban ibadetinin amacı fakirlere et yedirmek değildir. Eğer amaç bu olsa idi, kasaptan alarak dağıttığın etin de ibadetten sayılması gerekirdi. Olması gereken de budur. Ama sizin tanrınız kan istiyor. Binlerce yıl öncesinin ilkel inancı... Tanrı için "kan" akıtmak. Ehliyetsiz, beceriksiz, amatörce eline bıçağı alıp hayvanları eziyet içinde hunharca boğazlıyorlar. Ama siz bunları da görmezden gelebiliyorsunuz... Ne dedik: "Dininiz, vicdanınızın önüne geçiyor" İnsanlar elbette hayvanlardan faydalanacaklardır. Ama onları dini inancı için göz göre göre işkenceyle öldürmek hangi vicdana sığar? Gözlerinizi öyle bir kapamışsınız ki, kendinizin de aslında "düşünen (!) birer hayvan" olduğunuz gerçeğini bile kabullenemiyorsunuz... Kendini canlıların en üstünü görerek topraktan yaratıldığını düşünen sizlere, gorillerle aynı tip ve sayıda kemiklerinizin olduğunu, dna yapınızın birbirine çok benzediğini, onlarla akraba olduğunuzu hatırlatmak isterim? İster kabul edin, ister etmeyin... -
İslami reform ancak bilimle mümkün...
yam_yam şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
............... Hala insanın maymundan geldiğini söyleyenleri gördükçe H.Y'yı hürmetle (!) anıyor, saygımdan (!) adını defalarca zikrediyorum(!)... Aynı zamanda Bu "Kur'an Mucizeleri" .............. da sorumlusudur kendisi. Yukarıdaki bilimsel açıklamaları, hangi İslam alimi Kur'an'dan bulup da çıkarmış acaba ? Efendim ? Kur'an'a bakarak çıkarılmamış mı? Çok yazık... Yağışların oluşum mekanizmasını 1933 yılında Norveçli bir "gavur" olan meteorolog Tor Bergeron açıklamış.. Peki sonuç ? O zaman aklıevvelin birisi bilimsel açıklamalara bakıp Kur'an'daki yuvarlak ifadelere atfen "İşte yüzlerce yıl evvel Kur'an'da yazıyormuş.. Bu bir Mucize" deyip sizi kekliyor. Siz de "Yahu, o zaman müzlümanlar neden gavurlar bulduktan sonra öğreniyor bunları" diye düşünmüyorsunuz... Gelelim ayrıntılara ........ Hicr Suresi 22 "Rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik; yukarıdan su indirdik de sizi onunla suladık. Yoksa siz onu toplayamazdınız" (Diyanet) Buradaki "aşılayıcı" ifadesini neye dayanarak bitkilerin aşılanmasına yorabiliyorsunuz ? "Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa siz onun hazine-koruyucuları değilsiniz." (Ali Bulaç) Bakın burada "böylece" ifadesi var... Bu ifade ne anlama geliyor sizce? "Rüzgarları, aşılayıcı olarak gönderdik de gökten su indirdik, böylece sizi suladık. Onu depolayan siz değilsiniz. " (S.Ateş) Peki buradaki "de" ifadesini ne anlatıyor? Ben size söyliyeyim... "Böylece" ve "de" ifadeleri, kendinden önce gelen ifadeleri sonuç bakımından sonraki ifadeye bağlıyor. Yani "Rüzgarı aşılayıcı olarak gönderdim, bu aşılama sonucunda gökten yağmur indirdim" anlamında... Sonuç : "Aşılayıcı" ifadesinin bitkileri aşılamakla uzaktan yakından alakası yoktur... "Mucize" diye yutturulmaya çalışılan diğerlerinde olduğu gibi, bir kelime cımbızlanıp yaldızlı ve bilimsel kelimelerle süslenerek servis ediliyor... Gelelim rüzgarın bulutları aşılaması konusuna... Rüzgarların bulut ile etkileri değil 1400 sene önce, 3000 yıl önce de biliniyordu. Bunu anlayabilmek için kafanızı kaldırıp gökyüzüne bakmanız yeterli. Bulutların hareket ettiklerini görebilirsiniz. Bu hareketi sağlayanında rüzgar olduğunu bilmek için ders kitaplarına bakmaya da gerek yoktur. Kur'an'da bu yüzeysel olarak anlatılmıştır. İşte size bir örnek : 30/48- Allah rüzgarları gönderendir. Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah onları dilediği gibi, (bazen) yayar ve yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Onu kullarından dilediklerine uğrattığı zaman bir de bakarsın sevinirler. Kur'an'da mucize diye bir şey yoktur... Bilimsel gelişmelerin bir tanesi bile referansını Kur'an'dan almamıştır. -
Bu kadar çok tekrarın olması, Kur'an'ı Muhammed'in yazdığının göstergelerinden biridir. Musa ile ilgili ayetlere dikkat edin... Aynı olay için 3 ayrı ayet,3 ayrı anlatım ve 3 ayrı ifade... Tanrı tarafından geldiği iddia edilen bir kitabın içinde bu kadar tekrar olması beklenemez.
-
Mucize diye gösterilmeye çalışılan şeyleri, "Kur'an Mucizeleri" başlığı altında delilleriyle gösterdik. Bir de oraya bir göz atın..
-
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
yam_yam şurada cevap verdi: niyogara başlık Dini Konular - Din - Dinler
Teist arkadaşların her defasında ateistlere karşı kullandığı argüman : "Ben inanarak bir şey kaybetmem.. Ama ya varsa? " Halbuki öyle değildir. Din bir yaşam biçimidir. İbadetiyle, düşünce sistemiyle, korkularıyla ve beklentileriyle... İnanan biri, dinin tüm emirlerini yerine getirmek zorundadır. Aksi takdirde günahkar olacaktır. Bu, inananın omzuna yüklenmiş bir ağırlıktır. İbadetini tam yerine getirememenin verdiği sıkıntılar yaşar.. İnanan birisi hurafelere açıktır. Büyüye inanır.. Cinlere ve meleklere de.. Pek çok teist absürd ötesi hurafeler içinde geçirir hayatını. (Gece tırnak kesmemek, gece sakız çiğnememek, yapılan bir fiil için meleklerin kaçacağını düşünmek, kadınların muayyen günleri için kendilerini pis görerek bebek ya da mezar ziyaretine gidememeleri, muska ve üfürkçülerden medet umma ve daha sayılamayacak binlerce hurafe) İnanan birisi ümmetçidir...Hümanist olamaz. Kendi dininden olmayanı dost edinemez. Hele ateistlere karşı Kur'an'dan gelen önyargıları vardır. İnananın gözünde ateist, "helak edilesi canlılar" dır. İnanan birisi, inancı gereği çağ dışı hükümleri, barbarlığı savunmak zorunda kalır.. Onlar için el-kol-ayak kesmek olağandır. Ayrıca nikahsız reşit 2 insanın isteyerek cinsel ilişkide bulunmaları da inançlıları alakadar eder. Böylelerinin dövülmeleri gerekir. Kimileri için ise taşlanmaları... İnanan birisi dünya için egoisttir. Dünyadaki her canlı ve cansız maddenin kendisi için yaratıldığına inanır. Her yıl on binlerce hayvanın işkence edilerek "kurban" edilmelerinin müsebbibidirler. Ve daha burada sayamadığım onlarca madde... Tüm bunlardan sonra acaba inananlar hiç bir şey kaybetmiyorlar mı? -
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
yam_yam şurada cevap verdi: niyogara başlık Dini Konular - Din - Dinler
Anlayan anlıyor arkadaşlar....Anlayan anlıyor.... -
"Hiç şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız." (Hicr 9) Ibn Ömer diyor ki: "Hiçbiriniz, Kuran'ın tümünü aldım (elimde bulunduruyorum) demesin. Bilemez ki, Kuran'ın çoğu yok olup gitmiştir. 'Ne kadar ortada varsa o kadarını elimde tutuyorum' desin yalnızca." (Bkz.Suyuti, el İtkan, 2/32.) Yorumsuz....
-
Hala anlamamakta ısrar ediyorsunuz sayın sedelina... Elinizde kıyaslama yapabileceğiniz ve " işte! Kur'an değişmemiştir" diyebileceğiniz bir veri yok... Siz sadece mevcut Kur'anlar'a bakarak "değişmemiştir" diyebiliyorsunuz... Üstelik, bunu sadece Türkçe meallere bakarak yapıyorsunuz. Halbuki Kur'an'ın orjinali yoktur. Bunu kavramak çok mu zor? Sence Kur'an'ın ilk işlendiği deri/kemik parçaları neden yakıldı ? Sence Ebu Bekir döneminde derlenen ve kitap haline getirilen Kur'an neden yakıldı ?
-
Bu, elbette Muhammed'in bir taktiği idi. Ama ne yazık ki iyi kurgulanamamış, arkası iyi düşünülememiş bir taktik... Tanrı, (sözde) kimini hidayete erdirmiş, kimini de doğru yoldan saptırmıştır. Kiminin kalbini mühürlemiş, kimin gözünü perdelemiş... Sonra da "vay sen misin yoldan sapan" . Helak etmiş (!) , olmadık hakaretler yağdırmış, tehditler savurmuştur. Muhammed kendisine inanmayanlar için yandaşlarına bir bahane bulması gerekiyordu, buldu da... Sözde, tanrı istediğini doğru yola ulaştırırdı.. Muhammed'in buna yapabileceği bir şey yoktu. Ama bu durum tanrının insan iradesine karışmadığı iddiası ile tamamen çelişiyor. "Ama nasıl olur" sorusuna da cevap hazır : "Allah'ın hikmetinden sual olunmaz"... Kısaca "Kurcalamayın kardeşim.Ne diyorsak o. Sen Allah'tan daha mı iyi bileceksin..."
-
Söylediklerim çok açık değil mi? Muhammed döneminde deri,kemik vs maddelere yazılan Kur'an ayetleri yoktur. Çünkü yakılmıştır... Ebu Bekir döneminde derlenerek kitap haline getirilen Kur'an yoktur. Çünkü yakılmıştır... Şu an Topkapı Sarayı'nda bulunan Kur'an'ın da Osman döneminden kaldığı iddia edilir (ki bildiğim kadarıyla sadece bir iddiadır. Kesinliği yoktur)... Şimdi hangi veriye dayanarak "Kur'an değişmeden kalmıştır" diyebiliyorsunuz ? Elinizde kıysalama yapabileceğiniz ne var? Osman, peygamber miydi ki, onun döneminden kaldığı iddia edilen Kur'an'ı göstererek "değişmemiştir" diyebiliyorsunuz? Sizler Tevrat ve İncil'in de tanrı kelamı olduğunu iddia ediyordunuz ama, bakın tanrınız onları da koruyamamış. Tıpkı Kur'an'ı koruyamadığı gibi...
-
Kur'an, Muhammed zamanında derilere, kemiklere ve bilimum maddelere yazılmıştı. Daha sonra Ebu Bekir'in halifeliği döneminde kitap olarak bir araya getirildi. Daha sonra da Osman tarafından bir daha derlendi. 1- Kur'an'ın ilk yazıldığı deri, kemik vs parçalar nerede ? 2- Ebu Bekir döneminde derlenen Kur'an nerede? 3- Sizin Kur'an'ın değişmediğine dair kanıtınız nedir? 4- Tevrat ve İncil değişmiştir. O halde Tevrat ve İncil tanrı kelamı değil midir?
-
Başaramamıştır... 14/32- Allah, gökleri ve yeri yaratan, gökten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri emrinize veren, nehirleri de hizmetinize sunandır. 2/22- O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır. Öyleyse siz de bile bile Allah'a ortaklar koşmayin. **************************************** 16/65- Allah gökten su indirdi de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti. Şüphesiz bunda dinleyecek bir toplum için bir ibret vardır. 29/63- Andolsun, eger onlara, "Gökten yağmuru kim indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti?" diye soracak olsan, mutlaka, "Allah" diyeceklerdir. De ki: "Hamd Allah'a mahsustur." Fakat onların çoğu akıllarını kullanmazlar. 30/19- Allah, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzünü diriltir. Siz de (mezarlarınızdan) işte böyle çıkarılacaksınız. 30/24- Korku ve ümit kaynağı olarak şimşeği size göstermesi, gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi, onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir toplum için elbette ibretler vardır. 30/50- Allah'ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor. Şüphe yok ki, o ölüleri de elbette diriltecektir. O her şeye hakkıyla gücü yetendir. 35/9- Allah, rüzgarları gönderendir. Onlar da bulutları hareket ettirir. Biz de bulutları ölü bir toprağa sürer ve onunla ölümünden sonra yer yüzünü diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir 36/33- Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler 43/11- O gökten bir ölçüye göre yağmur indirendir. Biz onunla ölü araziyi canlandırdık. İşte siz de, böyle diriltileceksiniz. 45/5- Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah'ın gökten rızık (sebebi olarak yağmur) indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgarları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için deliller vardır. 50/9,10,11- Gökten de bereketli bir su indirip onunla kullar için rızık olarak bahçeler ve biçilecek taneler (ekinler), birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları bitirdik ve böylece onunla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte (dirilip kabirlerden) çıkış da böyledir. 57/17- Bilin ki Allah, yeryüzünü ölümünden sonra diriltmektedir. Düşünesiniz diye gerçekten, size âyetleri açıkladık 7/57- O, rüzgarları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgarlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde (yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz. *************************************** 7/57- O, rüzgarları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgarlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde (yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz. 30/19- Allah, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzünü diriltir. Siz de (mezarlarınızdan) işte böyle çıkarılacaksınız. 35/9- Allah, rüzgarları gönderendir. Onlar da bulutları hareket ettirir. Biz de bulutları ölü bir toprağa sürer ve onunla ölümünden sonra yer yüzünü diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir. 43/11- O gökten bir ölçüye göre yağmur indirendir. Biz onunla ölü araziyi canlandırdık. İşte siz de, böyle diriltileceksiniz. 50/9,10,11- Gökten de bereketli bir su indirip onunla kullar için rızık olarak bahçeler ve biçilecek taneler (ekinler), birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları bitirdik ve böylece onunla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte (dirilip kabirlerden) çıkış da böyledir. ****************************************** 24/43- Görmez misin ki Allah, bulutları sevk eder. Sonra, onları kaynaştırıp üst üste yığar. Nihayet yağmurun, onların arasından yağdığını görürsün. O, gökten, oradaki dağ (gibi bulut)lardan dolu indirir de onu dilediğine isabet ettirir, dilediğinden de geri çevirir. Bu bulutların şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri olacak. 30/48- Allah rüzgarları gönderendir. Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah onları dilediği gibi, (bazen) yayar ve (bazen) yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Onu kullarından dilediklerine uğrattığı zaman bir de bakarsın sevinirler. Fırsat buldukça tekrarları aktarmaya devam edeceğim...
-
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
yam_yam şurada cevap verdi: niyogara başlık Dini Konular - Din - Dinler
Bu sorularının yanıtlarını "BİR DOGMA OLDUĞU SÖYLENEN DİNİMDEN FEVKALADE MEMNUNUM" başlığı altındaki iletilerimden bulabilirsiniz. Herkese ayrı ayrı mı yazayım ? -
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
yam_yam şurada cevap verdi: niyogara başlık Dini Konular - Din - Dinler
Hangi apaçık delil ? Eskiden insanlar gökgürültüsünü tanrının kızmasına, yıldırımları da tanrının gazabına yorarlardı. Bknz: 13/13- Gök gürlemesi O'na hamd ederek tespih eder. Melekler de O'nun korkusundan tespih ederler. O yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar. Onlar ise Allah hakkında mücadele ediyorlar. Halbuki O, azabı çok şiddetli olandır. 2/55- Hani siz, "Ey Mûsâ! Biz Allah'ı açıktan açığa görmedikçe sana asla inanmayız" demiştiniz. Bunun üzerine siz bakip dururken sizi yildirim çarpmişti. Ama artık yıldırımların neden ve nasıllarını biliyoruz. Doğa olaylarından Mikail'in sorumlu olduğunu sanıyorlardı. Halbuki artık doğa olaylarının da neden ve nasıllarını biliyoruz. Yağmurun, dolunun, rüzgarın, depremin, volkanların oluşumunda Mikail'in bir payının olmadığını biliyoruz. Duaların da bir faydası yok... Bu Levh-i Mahfuz inancına da terstir. Edilen duların hepsi kabul olmadığı gibi, dua edilmeden de istenenler elde edilebilir. (Misal : Ben ) Güneşin her gün doğup batışında da tanrının bir parmağı yok. Hepsinin fizik kuralları dahilinde hareket ettiklerini biliyoruz. Fizik kuralları varsa, zaten bir tanrıya ihtiyaç yoktur. Zira tanrı kendisini fizik kuralları ile sınırlandırmış olur ki, bu da tanrının tanımına terstir. Rızkımı da bir tanrı vermiyor... (Eğer işverenim bir tanrı değilse ) Rızkım tamamen kendi elimde. Çalışırsam kazanırım, yatarsam batarım... Bunun için bir tanrıya ihtiyacım yok... Kısacası arkadaşlar; "apaçık deliller" dediğiniz hiç bir şeyin tanrı ile bir bağlantısı yok. "Kim yaratmış, fizik kurallarını kim koymuş?" sorularının direkt cevabı da "Allah" değildir... Kur'an bir delil değildir. Kur'an çelişkilerle, kendinden önceki boş inançların taklitleriyle, bir yığın tekrarlarla doludur. Bunların örneklerini pek çok defa buraya getirdik. Hemen hiç birine de sağlıklı bir cevap alamadık. Yıldızlarla şeytan taşlanması, göklerin yeryüzüne düşmesi, güneşin doğduğu/battığı yere varmak, 7 kat gök inancı, gökkubbe inancı, göklerin dünyadan sonra oluşması gibi konuların cevaplarını alamadık. Tek söylenebilen "O ayet o anlama gelmez.." Peki hangi anlama gelir ? İşte size (belki herhangi bir tanrının değil ama) Allah'ın olmadığına dair kanıt... 1- Gökler yeryüzünün üzerine düşemez.. 2- Güneşin doğduğu/battığı yere ulaşamazsınız.. 3- Yıldızlarla şeytan taşlayamazsınız... 4- Dünya evrenden önce yaratılmamıştır... 5- Gökyüzünde çatlak oluşturamazsınız... 6- Fizik kurallarının dışına çıkamayan bir tanrı anlayışı olamaz... 7- Tüm canlıları bir gemiye doldurup tufandan kurtulamaz, canlılığın yeniden oluşmasını sağlayamazsınız.. 8- Dağların depremleri önlemesi diye bir şey sözkonusu değildir... 9- Dağlar yeryüzüne dama tahtasına konan bir piyon gibi konulmamıştır... 10-Gökyüzünü direkli, ya da direksiz yaratamazsınız.. Ve dahi çağdışı hükümler, sosyal hayatla ilgili düzenlenmesi gereken yığınla konu varken peygamberin cinsel hayatını düzenleyen hükümler, kendinden olmayanı aşağılayan, hakaretler yağdıran ifadeler, kölelik, cariyelik, kadına ikinci sınıf insan muameleleri.... Tamamen 1400 yıl öncesinin bedevilerine yönelik yaşam ve inanç tarzı... Bunlar tanrı kelamı olamaz. Elinizdeki tek şey sorulardır arkadaşlar... Şu an yanıtını veremediğimiz sorular. O sorularda size ancak deizm, ya da agnostisizme yetecek kadardır. Daha fazlası değil... -
BİR DOGMA OLDUĞU SÖYLENEN İNANCIMDAN FEVKALADE MEMNUNUM.
yam_yam şurada cevap verdi: bekir başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sorun değil sayın bekir , sorun değil....