Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

yam_yam

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

yam_yam tarafından postalanan herşey

  1. Al işte.... Kendi mantalitelerine uymayan bir durum hasıl olduğunda, hemen kötüleme refleksi devreye giriyor... Erkeklerle aynı haklara sahip olmak isteyen kadın = ******* kadın Oldu mu şimdi?
  2. 18 numaralı mesajda buna değinmiştim sayın bekir...
  3. Hayır sayın berker18... Siz "sevgili yam yam bi dakika,o cenaze namazının arka saflarındaki erkekler cenazeden başka herşey görmüş oluyorlar " diyerek açıkça kadınların orada tahrik unsuru olduğunu ima ettiniz... Yazdıklarımın da bu cümle üzerine kurulu olduğunu bilmenize rağmen, sanki bu cümleyi hiç kullanmamışsınız gibi görmezden geliyorsunuz... Bu sadece bir cümleden çıkartılan bir mana değil sayın berker18... Bu, günümüz toplumunda genel olarak erkeklerin kadına bakış açısını gösteren bir portreydi. Ve siz bu portrenin oluşmasına neden olan mantalitenin izlerini taşıyorsunuz... Cenaze namazında ön saflarda duran kadınların arkasındaki erkeklerin cenazeden başka her şeyi göreceği imasında bulunan sizdiniz... Bu "herşey"den ne kastettiğinizi açıkça söyleyin, ben de yanılıp yanılmadığım konusunu tekrar gözden geçireyim...
  4. Eminim, senin yaşın kadar camide vakit geçirmişliğim vardır... Zira yazdıklarınızdan pek olgun biri olmadığınız sonucu çıkıyor... Birisi hakkında bir yargıya varacaksan, o kişiyi iyi tanımanı öneririm...
  5. Sayın anakonda ; bakın islam iyi kadını nasıl tanımlıyor : Önce; 4/34- Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur.... diyerek erkeklerin kadınlardan üstün olduğunu, ayetin devamında da; "Iyi kadinlar, itaatkârdirlar." diyerek iyi kadının itaat eden, boyun eğen kadın olduğunu söylüyor. Yine ayetin devamında da (çokça tartışılan) kadının dövülmesine dair ifadeler yer alıyor. Yalnızca bu ayet bile kadının yerini belli etmeye yetiyor. Aslında ben kutsal olduğu iddia edilen bir metinde gördüğüm "İyi kadınlar itaatkârdırlar" ifadesinin hemen arkasından "iyi erkekler de eşlerine sadıktırlar" gibi bir ifade beklerdim. Ancak Kur'an bunun tam tersini söyler. "İkişer, üçer, dörder tane alın" der. Hayır... Tamamen İslamı ve öğretilerini bildiğimden, sosyal şartlanmaların müsebbibinin de islam olduğunu görmemden kaynaklanıyor... Demek kadının aleyhine değil öyle mi? Ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Neden mi ; İslam'da kadına boşanma hakkı yoktur. Kur'an'da erkeklerin eşlerini boşayabileceklerine dair pek çok ayet olmasına rağmen, kadının böyle bir hakkı olduğunu gösteren tek bir ayet yoktur. İslam kadına itaatkar olmasını emrederken, erkeğe sadakati emretmez. Erkeğin 4 hür kadın ve sayısız cariyeye sahip olma hakkı vardır. İslam, kadına buna itiraz hakkı göstermemiştir. Bilakis kadın itaatkar olmalı, boyun eğmelidir. Sadece bunlar yeterli değil mi? Miras ve şahitlik konularına ise hiç değinmiyorum... İslam'ın klasik kadın ayrımlarından biri... Bu ifadelerden sanki benim kadın olduğum gibi bir anlam çıkıyor. Hemen söylemeliyim, ben bir erkeğim. "Mantıklı değil" dediğiniz yaklaşımın dini gerekçelerini ayet ile gösterdik... Cenaze namazını erkekler kılarlar ve cenazeyi de camiden erkekler alırlar. Neyse ki bu kaygıyı medeni kanun kısmen ortadan kaldırmıştır. Yoksa iş İslam'a kalsaydı.....
  6. Ne görüyorlar sayın berker18? Erkekler arkada ne görüyorlar? Cenaze namazı ayakta kılınır. Rüku ve secdesi yoktur. Siz böylesi bir durumda bile kadını tahrik unsuru olarak görüyorsanız, sokaklara kadın salmayalım. Siz yolda normal kıyafetli bir kadının arkasından yürürken neresine bakıyorsunuz sayın berker? Siz bakmayasınız diye kadınları eve mi kapatalım? Yoksa çarşafa mı bürüyelim? Hoş, çarşafa bürümek bile kadının tahrik malzemesi olmaması için bir neden değildir. Bir kadının omzunu görmeyi tahrik sebebi sayan bir kişi için, kadının oradaki varlığı da bir tahrik sebebidir. En iyisi kadınları kapıdışarı salmayalım.... Sizlerin derdi ne biliyor musunuz? Kadınlardan her türlü faydalanmaya çalışmak (etinden,sütünden, yününden) , ama belli bir noktada da kadını pasifize etmek. Kendi içgüdülerinizi baskı altına almamak için, bu yükü kadına yüklemek. Cenaze namazında omzu açık bir kıyafetle namaza durmak ........ sebebidir ama, ibadet halindeki bir erkeğin, yine ibadet halindeki bir kadının orasına burasına bakması ........ değildir. Çünkü kadın sizin için sadece kocaman bir V.....dır..
  7. O cenazedeki kadınların ne yapmaya çalıştığını anlayamadınız değil mi? O cenazede bundan daha azını beklemek yanlış olurdu. Yıllarca kadınların varoluş mücadelesinin öncüsü olmuş bir ismin arkasından o kadınların gösterdikleri bir tepki, bir mesajdı. Kadının toplumdan soyutlanmasının baş aktörlerinden dinin, "kadınlar cenaze namazı kılamaz" ya da "kadınlar başörtüsüz namaz kılamaz" söylemleriyle, hala kadınlara olan bakışına gösterilen bir tepkiydi bu. "Hayır bu ülkede kadınlar da var. Kadınlar erkeklerden beri değildir " imasının, hem bu söylemin öncülerinden olan bir kadının ardından, hem de karşı oldukları durumun baş müsebbibi dinin bir ayininde yapmaları kadar doğal bir şey olabilir mi? "Erkekten farkım yok. Din ne derse desin" denilecek ve bu sesi tüm Türkiye'ye duyuracak bir ortam için bundan daha uygunu bulunabilir miydi? Sanmıyorum... İşte gördük bu hareket için gösterilen tepkileri. Bu tepkilerin "Kadınlar haddini aştı" söylemi olduğu aşikar. Peki kadınlar ne yapmışlar da, hadlerini aşmışlar? 1- Örnek gördükleri, saygı duydukları birinin cenaze namazına katılmışlar. 2- Bu namazda en ön saflarda yer almışlar. 3- Başı, omzu açık namaz kılmışlar. 4- Tabutunu kendileri taşımak istemişler. Oysa ne kadar doğal, ne kadar da güzel bir durum. Ama bu duruma bile gösterilen tepkiler, kadınların yaptıklarının ne kadar doğru ve haklı olduğunu gösteriyor bize. Bu başlık altında dini savunmak adına bayan arkadaşların gösterdiği tepkiyi de anlamakta zorluk çekiyorum. Dinin kendilerine gösterdiği "yer"i kabullenerek, bu "yer" i kabullenmeyenlerin verdiklere mesaja tepki göstermeyi anlayamıyorum. Üzüldüğüm konu da burası. Zira biliyorum ki, cenazedeki kadınların hemcinslerinin büyük çoğunluğu, bu kadınları haksız görüyor... Ve biliyorum ki bu haklı mesaj iki gün sonra unutulacak... Ve kadınlar dinin kendilerine gösterdiği "yer"de kalmaya devam edecekler... Ve İslam'ın kadına ne kadar değer verdiğinden dem vuracaklar... Ah ah ah...
  8. Şimdi rakamlara tekrar bakıyorum da, hemen hepsi inanılmaz abartılı ve gerçeği yansıtmaktan çok uzak görünüyor. Her 10 cinayetten 9'unda katilin alkollu olduğu iddia edilmiş. Bence tamamen abartı... Bakın size asıl sebepler : "Emniyetin verilerine göre, cinayet sebepleri kan davası, kız alıp verme, aile içi uyuşmazlık, cinsel taciz, yasak ilişki, tecavüz ve namus. 2000 yılından bu yana 1.190 kişinin ölümüyle sonuçlanan cinayetlerin 322'sinin sebebi "namus" olarak gösterildi. Cinayetlere karışanların 1.413'ü erkek, 180'i kadın. Bunlar 19-25 yaş aralığında. Olaya karışan şüphelilerin, yüzde 24'ü doğum yeri itibariyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden." http://www.trt.net.tr/wwwtrt/hdevam.aspx?hid=144457&k=1 Tüm bunların yanında borç-alacak kavgasına dair cinayet haberlerini de sıkça duymaktayız. Her 10 boşanmanın 8'inin alkol yüzünden olduğu iddia edilmiş. Bence burada da abartılmış. Yani aldatmanın, ekonomik sebeplerin, uzun süreli mahkumiyetlerin, uzun süreli hastalıkların, kültür ve inanç çatışmalarının, eşlerin ailelerinden kaynaklanan problemlerin, yetki ve rol paylaşımındaki çatışmaların, evlilik beklentilerinin gerçekleşmemesinden kaynaklanan sorunların hiç bir etkisi yokmuş gibi görünüyor. Bence bu rakam tamamen uydurma.. Bu istatistikleri kim hazırlamış bilmiyorum ama (dahası diyanetin sitesinde de bu istatistikleri gördüm) tamamen taraflı ve yanıltmaca olduğu aşikar. Burada alkolün savunmasını yapacak değilim. Ancak toplumu bu şekilde yanıltmak da pek doğru olmasa gerek...
  9. Dikkatimi çeken bir şey var. Trafik kazalarında alkolun etkisi %70 olarak verilmiş... Bana son derece abartılı bir rakam gibi geldi. Tamam alkolün trafik kazalarındaki etkisi herkesin malumu, ancak rakamın gerçeği yansıtmaktan çok uzak olduğunu düşünüyorum. "Ülkemizde hemen her yıl yaklaşık 470-500 bin trafik kazası olmakta ve ortalama ölüm sayısı 4-5 bin kişi arasında değişmekte, 100-150 bin kişi yaralanmaktadır. Trafik kazalarının oluşmasında en önemli etken, insandır. Yaklaşık olarak insan faktörü genelde yüzde 68, sürücü faktörü yüzde 27, yolcu faktörü yüzde 1, araç faktörü yüzde 5, yol faktörü de yüzde 1 nispetinde rol oynamaktadır." http://www.traport.org/tk_uzman.php?yID=13 Şimdi de yine aynı linkteki şu paragrafa bir bakalım ; "Zira bilimsel olarak ve istatistiklere göre alkollü sürücünün 0,5 promil değerinden sonra kaza yapma ihtimali yüksek bir eğilim göstermektedir. Bunun sonucu olarak, kanında 1.00 promil alkol bulunan sürücülerin yüzde 70’inin kazalara sebep olduğu saptanmıştır." Sanırım bu istatistiğe dayanarak trafik kazalarının %70'ine alkolun neden olduğu yazılmış... İlgililerin dikkatine...
  10. Şimdi de göklerin direksiz yaratılması ve göğün dünya üzerine düşmesi meselesi için yapılan "komik" açıklama(!)lara bir göz atalım... Suat Yıldırım : Göklerin yükseltilmesi cümlesi iki şekilde anlaşılmaya müsaittir. Birincisini mealde yazdık. İkincisi: Allah gökleri, sizin göremediğiniz birtakım direklerle yükseltti. Bu anlama göre âyetin, gök cisimleri arasındaki çekim kuvvetine işaret ettiği söylenebilir. Süleyman Ateş : Bu âyette cisimler arasındaki itme ve çekme yasasına işâret vardır: Allah'ın, gökleri, bizim görebileceğimiz bir direk olmadan yükselttiği belirtilmektedir. Demek ki göğü yükselten, gök cisimlerini birbirinden uzakta tutan bir direk vardır ama bu direk gözümüzle görülür türden bir direk değil, bir güçtür. Bu direk, cisimler arasındaki itme yasasıdır. "Göğü tutup yer üzerine düşmesini önlüyor. Ancak O'nun izniyle düşebilir" (Hac: 65) âyeti de gök cisimlerinin yer üzerine düşme eğiliminde olduğunu, fakat Allah'ın bu düşmeyi engellediğini bildirmektedir. Gök cisimlerinin birbiri üzerine düşme eğilimi ise, cisimler arasındaki çekim yasasıdır. Bu suretle Kur'ân, cisimler arasında itme ve çekme güçlerinin bulunduğuna işâret etmiş olmaktadır. Cisimler arasındaki çekim gücü, itme gücünden fazla olsa, gök cisimleri birbiri üzerine düşerdi. Şayet itme gücü daha fazla olsaydı, gök cisimleri birbirinden belli uzaklıkta duramaz, sonsuzca uzaklaşırdı. Cisimlerin birbirinden belli uzaklıkta, ölçülü durabilmesi için iki gücün birbirine denk olması gerekir. "Allah göğü yükseltti, dengeyi koydu" (Rahmân: 7) âyetiyle de bu iki gücün denk olduğu bildirilmiştir. Şüphesiz bu, Kur'ân'ın bir mu'cizesidir. Durumu kurtarma çabalarını gördünüz mü?
  11. Ben size bu konuda yardımcı olayım sayın inançlı.... Yıldızlarla şeytan taşlanması meselesi için Diyanet vakfı ayet açıklaması : "Bazı tefsirlere göre burada, havada parıldayan, bir ateş tanesi gibi hızla ve tek istikamette hareket edip sönen «şihâb»lar kasdedilmektedir." Peki "şihab" nedir? O konuda da yardımcı olayım.. Şihab : Parlak yıldız. * Kıvılcım. * Yıldızdan fırladığı zannedilen ve dünyanın atmosferinde bir an görünüp kaybolan gök taşı. Bir de Suat Yıldırım'ın ayet açıklamasına bakalım... "Cin şeytanları yüce gayb âlemini dinleyip, haber çalarak onları dünyadaki yoldaşları kâhin ve falcılara vermek isteyince onlar şihaplarla (alevlerle) kovalanırlar [37,8-10]. Şihaplar meteorlarla ilgili olabilir. Gayb âleminde cereyan eden hadiselere, görünen âlemde alâmet koymak Cenab-ı Allah’ın âdetinde bulunan bir şeydir. " Gördüğünüz gibi sayın inançlı, çeviriden kaynaklanan bir anlam karmaşası yok.
  12. Demek uzayın yıldızların bulunduğu kısmı.. İlahi kralx, sen beni güldürdün , tanrın da seni güldürsün...
  13. Yukarıda kalın ve altı çizili kelime ne ifade etmektedir sayın inançlı ?
  14. Sizin de yazmış olduğunuz ayete bakarsanız eğer, göklerden kastın atmosfer olamayacağını anlamanız gerekirdi sayın inançlı... Zira tanrı yakın göğü yıldızlarla donattığını söylüyor ve yıldızlar atmosfer tabakaları arasında değildir. Bu bağlamda reddiyeniz geçersizdir...
  15. Bize "Kur'anı okuyun" diyenler, ömrü hayatlarında bir defa açıp da okumuşlar mıdır acaba? Onlar için Kur'an, ufak yaşlardan itibaren kafalarına kazınan kutsallıktan öte bir şey değil. Ben 4-5 defa okudum, hala da okuyorum. Tek gördüğüm, 1400 yıl önceki arap bedevi toplumuna önderlik etmeye kalkışan birinin, yirmi küsür yılda oluşturduğu bir kitap. Belki edebi bir değeri olabilir ama, kutsallıktan söz edemeyiz. Bunu anlayabilmek için Kur'an'a önyargısız bakmak yeterlidir. Ancak Kur'an'a bakan bir teist tamamen önyargı ile yaklaştığından Kur'an'daki absürdlükleri göremez. Görse bile bunda bir hikmet aramaya çalışır. Örnek mi ? Bakın aşağıda bir kaç tanesini gösteriyorum... 67/5- Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık. Astronomi bilgisinin çok kısıtlı olduğu bir dönem için normal sayılabilecek sözler. Sanırım halk arasında "yıldız kayması" diye tabir edilen olay için kullanılan bir söylem. Yoksa yıldızlarla şeytan taşlamak da neyin nesi? 13/2- Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş'a kurulan, güneşi ve ayi buyrugu altina alandir.... Peki bu ifadeler ne tür bir astronomi bilgisi ile açıklanabilir? Yani gökyüzünü direkli ya da direksiz nasıl yükseltebilirsiniz. Bunu yapmanın tek yolu, gökyüzünün bir tavan olduğunu düşünmek. Zaten Kur'an'da da 21/32- Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. denilerek bu eski inanç biçimi açık seçik gösterilmiş. Anlayacağınız, Kur'an bir mucize değildir. Kendi döneminin ihtiyaçlarına cevap vermek adına, toplumuna önder olma girişiminde bulunan bir adamın yirmi küsür yılda hazırladığı bir öğretidir. Biz bunu biliyoruz da, size bir türlü anlatamıyoruz. Siz de önyargısız açın okuyun, sonucu göreceksiniz. Mucize mi arıyorsunuz ? Jules Verne kitaplarını deneyin...
  16. yam_yam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Sevgili taurusmutis ; samimi görüşlerin ve içten dileklerin için sana teşekkürlerimi sunuyorum.. Emin ol, din dışında pek çok konuda ortak fikirlerimiz var. Ama ne demişti Aşık Veysel ; Koyun kurt ile gezerdi, fikir başka başka olmasa...
  17. Mustafa Kemal'i beğenmeyenler, şimdi içlerinden bir Mustafa Kemal çıkabilmesi için neler vermezlerdi acaba?
  18. Peki aynı toplumda yaşayan insanlar olarak bizim hiç mi suçumuz yok? Bu insanlar bizim insanımız değil mi? Bu insanlar bu cinayetleri bir utanç vesilesi nedeniyle toplum baskısı görecekleri zannıyla yapmıyorlar mı? O zaman demek ki biz toplum olarak onlara bu işin yanlış olduğunu hissettirememişiz. Demek ki alttan alttan destek vermişiz ki, bu insanlar hala "töre" diyerek adam kesebiliyorlar. Bugün bu toplumda ufak yaşlarda kızlara tecavüz suçunda bulunanlar toplum içinde rahat rahat dolaşamıyorlar ama, töre cinayetinden hüküm giyenler cezaevinden çıktıktan sonra "Namusumu temizledim" diyerek daha bir kasılarak dolaşabiliyor. Bu söz size hala masum mu görünüyor? Hadi çekinmeyin söyleyin... Aramızda hala "Namus için cinayet işlerim" diyenlerin sayısı çok mu az? Peki ya, "Haklısın ağabey, ben olsam ben de vururdum" diyerek arka çıkanların sayısı? Hadi çekinmeyin söyleyin... Bugün hala toplumumuzda gazetede çıkan "Aldatıldığını öğrenince katil oldu" haberlerinde, aldatılanı haklı bulanların sayısı çok mu az? Görün işte arkadaşlar.... "Değişmez" denen kuralların insanları ne hale getirdiğini görün. Yıllardır kafalarına çakılan tabuları sorgulayamayanların, insanı insanlıktan nasıl çıkardığını görün. Bu ülkede yıllarca "Kısas size farz kılındı. Kısasta sizin için hayat vardır" anlayışı ile kan davalarında binlerce insanın kanı dökülmedi mi? Bu zihniyet için kan dökenlerin sırtı sıvazlanmadı mı? Ne için? "Değişmez" denen kurallar için... Töreniz de sizin olsun, insanlığınız da... Hak olan, insanlık olan buysa, ben insanlıktan istifa ettim... Biz ateistlere ......... diyenler unutmasınlar ki, maymunlar yukarıdaki zihniyete sahip insanların yanında çok asil varlıklardır. Bu insanlarla (!) yaşamaktansa, maymunların arasında yaşamayı tercih ederim...
  19. Sevgili Dipnot o kadar güzel bir noktaya değinmişsin ki, sanıyorum herkeste bir tokat etkisi yarattı.
  20. http://haber.mynet.com/detail_news/?mainPa...te=27Temmuz2006 Yeter artık... Bıktım haberlerde her gün töre cinayetlerine rastlamaktan. Ne oluyoruz, nereye gidiyoruz arkadaşlar? Nedir bu canilik, nedir bu insanı insanlığından utandıran vahşet? Şu an öfkeden gözlerim yanıyor, yutkunmakta zorlanıyorum. Ellerim titriyor, yazmakta zorlanıyorum. Yazık değil mi bu canlara? Bu kadar kolay mı bir insanın canına kıymak? Hangi devirde hangi çağda yaşıyoruz arkadaşlar? Teyzesinin oğluna kaçtı diye insan kardeşini öldürülür mü yahu? Söyleyecek daha fazla kelime bulamıyorum... Töreniz, insanlığınız batsın...
  21. Ben kesinlikle Admin değilim.... Hatırlıyorum da, daha önce de bazı arkadaşlara admin yakıştırması yapılmıştı... Gün gelip bana da admin yakıştırması yapılacağı hiç aklıma gelmemişti...
  22. Sevgili sardunyam ; İsrail'e karşı haklı tepkinizin farkındayım. İsrail için benim de söyleyecek pek olumlu şeylerim yok açıkçası. Ancak bunu bir cola markası üzerinden yürütmek de hiç doğru değil. Özellikle bu marka ABD menşeili ve çok ortaklı bir firma ise. Coca Cola firmasının, karının belli bir bölümünü israil'e bıraktığı yönünde bazı söylemler yapıldı. Öncelikle şöyle söylemeliyim ki, şirketler kâr dağıtımı ile ilgili kararlarını genel kurul toplantılarında ortakların da katılımı ile alırlar. Coca Cola firması tek bir şahsa ait değildir. Pek çok ortağı vardır ve halka açık bir şirkettir. Dolayısı ile kar dağıtım kararı alınabilmesi için, ortakların bu kararı oy çokluğu ile almaları gerekir. Şimdi söyler misiniz bana; halka açık ve pek çok ortağı olan bir şirket, tamamen ideolojik ve politik sebeplerle karının belli bir kısmını bir devlete bırakabilir mi? Hangi ortak kendisini ilgilendirmeyen ideolojik ve politik bir neden için alacağı kârdan feragat etsin? Üstelik kârını bağışlayacak olan şirket değil, hissedardır. Zira kârlar hisseler oranında dağıtılır. İşin özü, ben böyle bir iddianın gerçek olabileceğini düşünmüyorum. Şu ana kadar da bu iddianın gerçekliğiyle ilgili tek bir ciddi kaynağa ulaşamadım. Üstelik gazetelerin birinde Coca-Cola'nın bu iddiayı yalanladığına dair ufak bir haber olduğunu da hatırlıyorum. Biraz duygusal bir milletiz. Araştırma, inceleme huyumuz yok. İlk duyduğumuz şeyi, arkadaş ortamında "Bak duydun mu falanca şöyleymiş" gibi yaymaya da meraklıyız. Hatırlarsanız Can Dündar'ın köşesine de konu olan uydurma bir elementin Türkiye'de bolca olduğu, fakat bundan faydalanamadığımız yönünde iddialar dolaşıp durmuştu. Herkes bu haberin doğruluğunu araştırmadan tepkilerini koydular. Bana hala "x firması" şeklinde mailler geliyor ve firmanın sahibinin ermeni/pkk yandaşı olduğu, tepki için alışveriş yapılmaması şeklinde mailler geliyor. Eğer iddianın kaynağı belirtilmemişse hepsini de çöp kutusuna yolluyorum. Zira kimsenin çirkin emellerine alet olmaya, kendimi "koyun" yerine koydurmaya niyetim yok. Coca-Cola iddiası ile ilgili sağlam bir kaynak görene kadar bunun asılsız bir iddia olduğunu düşünmeye devam edeceğim...
  23. Ben de tam onu söylemeye çalışıyordum. Hatta yukarıdaki ilk mesajımda "gereksiz" bir içerik olduğundan bahsetmiştim. Siz "niye bu kadar tepki veriyorsunuz" diye sorunca açıklama ihtiyacı hissettim o kadar...
  24. Yazının üzerinde oynamalar yapıldığı çok açık. İstenilen anlamın çıkarılabilmesi için bazı değişiklikler yapılmış. İddia edilen, bu yazıdaki arapça anlamın "Allah yok, mekke yok" şeklinde olduğu. İslam'ın tanrısı da zaten yahudilerin tanrısı ile aynıdır. Öyleyse bir yahudi ne diye "Allah yok" desin? Bunu yapanın bir ateist olduğunu söyleseniz hadi neyse... Üstelik "Mekke yok" gibi bir ifade de anlamsızdır. Eminim ki pek çok logo için farklı dillerde farklı anlamlar çıkarabilirsiniz. Yeter ki isteyin...
  25. Her ne kadar bu başlığın ve içeriğinin çok gereksiz olduğunu düşünsem de, kolanın pek sağlıklı olmadığı konusunda hemfikirim...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.