Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

yam_yam

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

yam_yam tarafından postalanan herşey

  1. İşte "tespit" diye ben buna derim...
  2. Ho ho ho... Aç biraz gözünü kralx... Kaldır artık kafanı şu H.Y saçmalıklarından. Biraz bilim dünyasına bak bakalım neler oluyor...
  3. Cevabı zannettiğin gibi "acayip" değil kralx... Cevabını verelim de, kafana takılan şey seni daha fazla rahatsız etmesin... "Bundan yaklaşık 1.5 milyar yıl öncesine kadar canlılarda erkek ve dişi kavramı yoktur, çünkü böyle bir ayrım yoktu. Her hücre ayrı bir bireydi ve mitoz ile bölünerek çoğalmaktaydı. Bunlarda kalıtım aynen aktarılmakta ve böylece aynı hücreye ait klonlar oluşmaktaydı." .............. "Bir gün, hücrelerde yaşamsal öneme sahip bir proteini yapan genetik materyalin bir kısmı bir hücreye bir kısmı ise diğer hücreye geçti. Bundan sonra artık bu yaşamsal proteinin yapılabilmesi için genetik bilginin tamamlanması, yani genetik materyalinin dağıldığı 2 hücrenin yan yana gelmesi, böylece genetik materyallerini birleştirmeleri gerekti. İşte ilk defa bu olay ile iki farklı eşem yani erkek-dişi ayrımı ortaya çıktı." Devamı için : http://www.androloji.info/volvox.php
  4. Emin olun, yarı açık boyalı saçlar herhangi bir dini simge niteliği taşıyor olsaydı o da yasaklanırdı.
  5. Ben boşuna söylemiyorum "Asıl hedef laiklik ilkesidir" diye... Sağolsun sayın bekir söylediklerimi haklı çıkaracak kadar açık seçik ifade etmiş. Elbette halkın %90'ı türbanın serbest bırakılmasını isterse laiklik engeliyle karşılaşacak. Tıpkı halkın %90'ının şeriat hukukuna geçmek istemesinin, bu iş için yeterli olamayacağı gibi... Doğu'da yaşayan insanlar bağımsız kürt devleti istiyorlar diye orayı kürtlere mi vereceğiz? O zaman orada da halk plebisit istesin ve bağımsız ya da özerk bir bölge olsunlar... Sap ile samanı karıştırmayalım sayın bekir... Dini dayatmalar devletin üzerinde yer alamaz. Laiklik bunun için vardır...
  6. Aslında bu başlığa bir şeyler yazmayı gereksiz görüyordum. Zira daha önce de teist arkadaşlar tarafından buna benzer fotoğraflar getirilmiş, biz de karşılığında Atatürk ve sair objelere ilişkin fotoğrafları gösterip bunlar nedir diye sormuştuk. Konu neticelenememişti tabi. Zira çok gereksiz bir konuydu. Ancak bazı yaklaşımları görünce de cevaplamadan olmuyor. Öncelikle yukarıdaki iletiyi yazan arkadaş sanırım kendisine "müslo" diye hitap etmemden gocunmayacaktır. Zira aynı yaklaşımı kendisi de göstererek "ate kafa" gibi 5.sınıf kelimeler kullanabiliyor. O zaman Mars'ı Allah yaratmamış... Zira Mars'ta başka birinin imzası, hatta suratı var. Bknz: http://www.ntvmsnbc.com/news/12321.asp Ya da bu surat Allah'a aittir ne dersiniz? Kendi ismini sağa sola yazan, yüzünü de sergileyebilir değil mi? Ama neyseki sonradan çekilen fotoğraflar, işin aslının farklı olduğunu gösterdi. Onu da buradan görebilirsiniz: http://antwrp.gsfc.nasa.gov/apod/ap010528.html Teist arkadaşlar pek meraklıdır tanrılarını kuşta-çiçekte-böcekte aramaya... Bilimselci arkadaşım sen de kırma şu teist arkadaşların şevkini... Bırak onlar her yerde "Allah" yazısı aramaya devam etsinler, bazıları da dağdaki Atatürk silüetine bakarak O'nu peygamber ilan eder... İkinci linkte verdiğim fotoğrafı görmeyenler marstaki insan yüzünü uzaylılara kanıt olarak gösterir falan filan... Biz de hafif tebessümle birlikte Aziz Nesin'i saygıyla anmaya devam ederiz...
  7. Senin için buna da ayrıntılı bir yanıt hazırlayacağım kralx... Gerçi sen yine kabul etmeyeceksin ama ben yine de hazırlayacağım... "Şıracı-bozacı" ifadelerin çok yakışıksız ve münasebetsizce olmuş... Keşke bu ifadeleri kullanmasaydın... Sevgili Dipnot; güzel ifadelerin için teşekkür ediyorum. Düşüncelerin benim için çok değerli....
  8. Hayır.... "Ancak aklı ve alet kullanma yeteneği sayesinde bunu avantaja dönüştürmeyi başarmıştır. " Bunu kastediyorum...
  9. Bunu yazımın başında belirtmiştim zaten kralx... "Akıl" ı yukarıda yazdıklarımdan ayrı görmeye çalışmak, yazının içeriğini kavrayamamış olduğunuzu gösterir...
  10. Elbette mümkün.... Bir kere insan şahane falan değildir. İnsanın biyolojik ve fizyolojik açından diğer hayvanlara göre belirgin dezavantajları vardır. Ancak aklı ve alet kullanma yeteneği sayesinde bunu avantaja dönüştürmeyi başarmıştır. Yoksa bugün bile insanlar, bazı hayvanların besin listelerinde bulunabiliyorlar. İnsan, aletsiz bir hiçtir. Aleti olmadan ne besinini sağlayabilir, ne de tehlikelerden korunabilir. Alet olmadan tarım yapamaz, et ihtiyacını sağlayamaz. Alet olmadan besin listesinde bulunduğu hayvanlardan ya da diğer tehlikelerden korunamaz. Zira kaçmak için bir aslandan hızlı koşamadığı gibi, yakalamaya çalıştığı bir ceylandan da hızlı koşamaz. Ceylanı yakalasa bile onu yemek için pişirmesi gerekir. Zira insanın avını parçalamak için pençeleri, ya da buna uygun ağız yapısı olmadığı gibi, sindirim sistemi de çiğ et için uygun değildir. Yalnızca bu durum bile insanın şahane olmadığının kanıtıdır. İnsanın bugün bulunduğu noktanın müsebbibi yine insandır. İnsanlığın gelişimi aşamasında insana, yine insandan başkası yardımcı olmamıştır. Ne bir tanrı, ne de başka bir şey. İnsanoğlu bugüne deneme/yanılma yöntemiyle geldi. Hangi bitkiyi yemesi, hangisini yememesi gerektiğini öğrenene kadar kim bilir ne sıkıntılar çekti. Ya da hangi bitkiyi yetiştirmesi, hangisini yetiştirmemesi gerektiğini öğrenene kadar ne çabalar sarfetti. Her gün öğrendiklerinin üzerine yeni bir şeyler koyarak geldi bugünlere... İşte biz bu birikime bugün "bilim" diyoruz. İnsanın varolma savaşında yanında olan yalnızca bilimdi. Yoksa insanın işi tanrıya kalsaydı, biz bugün mağaralarda yaşamaya devam ediyor olacaktık. Bilimden başka yol gösterici aramak doğru olmadığı gibi, buna gerek de yoktur.
  11. Büyükanıt ile ilgili çirkin iddialara ben de rastgelmiştim. Üstelik bu idialar için hususi bir site bile açmışlar. Neyse ki, bu çirkin iddialar ile bir yere varamadılar. Onlar düşünsün artık...
  12. Yani çocuklara ve sivillere dokunmadıktan sonra herşey mübahtır öyle mi? Osmanlı'nın "devşirme" diyerek ana kucağından ayırdığı yavrular ne olacak ? (Kimse aileler kendi istekleriyle veriyorlardı gibi söylemlerde bulunmaya kalkmasın) ...
  13. İyi de, bu saydıklarınız yalnız bugün için geçerli değildir. Hangisini insanlık dışı olarak kabul edeceğiz; İsrail'in Filistin ve Lübnan'da yaptığını mı, yoksa Emeviler'in dini yaymak adına yaptıkları katliamları mı? Bugün ABD ve İngiltere'nin konumunda düne kadar Osmanlı vardı. Ondan da önce Roma... Birileri her zaman için Dünya'yı egemenliği altına almak istemiştir. Bu istek için atılan her adım, ortaya konan her eylem de maalesef hiç insanca olmamıştır. Ne ABD'nin, ne Osmanlı'nın, ne de Roma'nın... Bugün bir savaş olsa ben Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi bir direniş olacağından eminim. Zira bizden başka hiç bir toplum evladını askere davul ve zurna ile göndermiyor. Vatan savunması yapmak için, vatan sevgisinden başka manevi bir değer aramaya gerek yoktur. Pekala da böylesi bir durumda ateistler de teistlerle yan yana savaşacaklardır.
  14. yam_yam şurada cevap verdi: editor başlık Editör
    Sanırım "tesadüf" olayını anlayabildin. Gelelim bilinç meselesine... İki hidrojen ve bir oksijen atomu bir araya gelirse su meydana gelir kralx. Bunun bilinçle bir alakası yoktur. Bu atomlar "hadi birleşelim de su oluşturalım" demezler. Ama birleşirlerse ortaya su çıkar. İsteyen istediği kadar "bu olamaz, imkansız" falan desin... Bunun bir önemi yok. İstersen bu konuya daha fazla vakıf olabilme adına aşağıdaki linkte yazılan makaleyi bir oku. Ondan sonra yine bir değerlendirme yaparsın... http://www.geocities.com/wankeragnostic/yaratilmayis.htm
  15. İyi de, yukarıdaki iletimde saydıklarımı İslam gibi göstermeye kalktığımı da nereden çıkardınız? Konuyu tam kavramadan savunma refleksine geçmeniz anlamsız olmuş... Biraz daha açık ifade etmeye çalışayım... Ülkemizin kurucusu, devletin yapısını değiştirerek hedefi muasır medeniyet seviyesi olarak koymuş, bunun için de yüzünü batıya çevirmiştir. Bazı teist arkadaşlar da, özlemini çektikleri sistemin uyguluyacısı olarak örnek bir ülke gösterememekte, bilakis bu sistemi uygulayan ülkeler kendi aleyhlerine örnek olarak gösterilmektedir. İşte bu eziklik altında karşıt bir savunma refleksi geliştirerek batı medeniyetini kötüleme derdindeler. Ancak dikkate almadıkları bir şey var ki, kötülemek için kullandıkları yargılar yalnızca batı toplumu için değil, tüm toplumlar için geçerli. Aslında burada sayın bekir'e kısmen katılıyorum. Daha medeni bir toplum olabilmek adına yalnızca iyiyi, güzeli örnek almak gerekir. Ancak tüm insanlık için geçerli olan bazı yargıları belli bir topluma yüklemek de pek doğru olmasa gerek. Bunun için önce kendi gözündeki merteği görmek gerekiyor...
  16. Klasik, "Yaşasın İslam, kahrolsun batı" sloganı olmuş... Sanki hainlik, kalleşlik, düzenbazlık batı insanına özgüymüş, diğer insanlarda bu özellikler yokmuş gibi... İnsan kılığına girmiş hayvanlar yalnızca batıda varmış da, kameralar önünde masum insanların kafalarını bedenlerinden ayıranlar insan kılığına girmiş hayvanlar değillermiş gibi... Ya da bir otobüs dolusu masum insanı havaya uçuranlar, kontrolsüz güç kullanarak yüzlerce sivilin ölümüne neden olanlardan daha az masummuş gibi... Ya da inanca tahammülsüzlüklerini budha heykelini bombalayarak gösterenlerin yaptığı, bir karikatüristin bir dinin peygamberi hakkında çizdiği karikatürlerden daha insancılmış gibi... Siz tam olarak nereye bakıyorsunuz yahu? Bu arada, bu sefer "vampirleşmiş mongol" esprinizi tuttum sayın bekir. Pek bir hoş olmuş...
  17. yam_yam şurada cevap verdi: editor başlık Editör
    Sana biraz daha açıkça ifade edeyim kralx... Belki bu defa anlarsın. Evinde televizyonun karşısına geçmiş dinleniyorsun ve birden bire gürültüyle tavanı delerek odanın ortasına bir şey düştüğünü görüyorsun. İlk şaşkınlığını atlattıktan sonra bir de bakıyorsun ki,odanın ortasında karpuz büyüklüğünde bir göktaşı. Şimdi acaba o göktaşının senin evine düşme ihtimali nedir? Düşünsene, Dünya'da düşecek o kadar yer varken (Hatta Dünya'dan önce kimbilir kaç gezegen geçti) kalkmış da senin evinin çatısına düşmüş.. Buyur yap bakalım ihtimal hesabını. O zaman diyeceksin ki, "Hayır böyle bir ihtimal yok, olsa olsa bunu bana Allah göndermiştir) Oysa ki değil... O göktaşı Dünya'nın çekim alanına giriyor, ve düşmeye başlıyor. Bu kaçınılmaz... Göktaşı atmosferi geçerek yeryüzüne düşüyor. Ama tesadüf ki, düştüğü yerde senin evin bulunuyor. Şimdi buradan anlayacağın ; o göktaşının Dünya'ya düşmesi kaçınılmaz. Bu bir tesadüf değildir... Dünya'nın çekim alanına girmiştir ve düşmüştür. Tesadüf olan orada senin evinin olması. Belki orada başka birinin evi olacaktı. Ama senin evin vardı. Dünya'da yaşam da öyledir. Yaşam için uygun şartlar Dünya'da oluştu, ve canlılık da bu yüzden Dünya'da varoldu. Bunun ihtimal hesapları ile alakası yok. Umarım bu sefer anlamışsındır.
  18. Bilim konularını yalnızca H.Y sitelerinden takip ettiğinizden "evrim teorisini yerle bir eden" gibi abuk subuk şeyler söylemenizde doğal... Oysa ki bilim sitelerinin hiç birinde evrim aleyhine bir şey göremezsiniz... Yukarıdaki sorular bile gözünüzü açamıyor ise yapacak bir şey yok... Karaya ak demekten başka bir şey yapmıyorsunuz....
  19. Yahu bu şeytan, cin değil miydi? Bu cinler de ne menem şeylermiş öyle... İnsanı çarpabiliyor, insan kılığına girebiliyor, tanrı katından bir şeyler çalmaya yeltenebiliyor, yıldızlarla taşlanabiliyor.... En önemlisi de, insan zihnine müdahale edebiliyor. Böyle söylenince de aklıma hep aşağıdaki fıkra geliyor. Bir gün 'kadı' nın huzuruna tecavüz zanlısı bir adam çıkarmışlar. Kadı sormuş: "Anlat bakalım neden yaptın?" Adam cevap vermiş : "Vallaha şeytana uydum kadı efendi.." Kadıdan cevap : "Ulan şeytanın işi gücü yok da sana P.....lik mi edecek? Bu arada bu nasıl bir şeytandır ki, aynı anda 7 milyar insanın aklına fitne sokabiliyor, suça teşvik edebiliyor?
  20. Bir türlü anlatamadık derdimizi... Bu konu, devletin laiklik ilkesine giriyor. Türkiye'nin hassas olduğu konuların başında da laiklik geliyor. Devletin laik olmasından hoşlanmayan bazı insanlar ve din üzerinden siyaset yapmaya çalışanlar da, bu konuyu sürekli kaşıyıp gündemde tutmaya çalışıyorlar. Türban laik bir devletin uygulamalarına terstir. Devlet kurumları devletin temsil edildiği yerlerdir. Devletin dini olmadığı için de bir dine taraf olması söz konusu olamaz. Bu taraf, ülkenin büyük çoğunluğunu oluşturan nüfusun tarafı olsa da... İşte birileri sürekli bunu kullanıyor. Devletin laik yapısından ödün vermesi bekleniyor ya da beklemese bile bu konu üzerinden siyaset yapıyor, çıkar peşinde koşuyor... Seçim zamanı "türban da türban" diyenler, iş başına geldiklerinde suçu başkalarına atıyorlar. Halkımız da hala bu din tacirlerinin peşinden koşuyor. Ne de olsa en kolay suistimal edilecek konuların başında din geliyor....
  21. "aile, eşlerin karşılıklı bağlılık ve fedakarlığıyla yürütülen kutsal bir kurum" Buna hangi kadının itirazı var? Ama sizin kastettiğiniz bu değil. Siz karşılıklı fedarlığı değil, genel olarak kadının fedakarlığını kastediyorsunuz. Yoksa feminist bir kadının bile buna bir itirazı olacağını sanmıyorum. Ancak hepimiz biliyoruz ki, bugün kadınlar erkeklerden çok daha fazla fedakarlık göstermek zorundalar. Bugün boşanma olaylarında ikinci kadın vakalarının payı büyükken, İslam erkeğin 4 tane birden alabileceğini hükmediyor. Üstelik kadın rızası da gözetilmiyor. Erkeğin adil davranacağına inancı bu iş için yeterli oluyor. Sonuç itibariyle kadın itaat etmek zorunda. İtaat etmek : Söz dinlemek, boyun eğmek, verilen buyruğa uymak TDK İşte dinin istediği bu... Kadının itaat etmesi. Erkek "sus" diyecek susacak, "otur" diyecek oturacak... Eğer karşı gelirse bundan vazgeçmesi için öğüt verilecek, olmazsa yataklarında yalnız bırakılacak, yine olmazsa dövülecek. Sonuç itibariyle kadın itaat edecek. Eğer itaat etmezse de, çıkacak sorunlardan kadın sorumlu tutulacak. Siz kasıtlı olarak kadınlarının derdinin "Kendi hayatımı canımın istediği şekilde yaşamak hakkımdır!" olarak sunarak, bu anlayıştan kaynaklanacak sorunları dillendirmişsiniz. Güya kadın itaat etmezse böyle sorunlar yaşanırmış, o yüzden kadın fedakar davranmak zorundaymış. Yani tamamen hedef saptırma. Türkiye'de hiç bir kadının böyle bir derdi yok.
  22. F.Gülen hakkındaki iddiaları ve dayanaklarını aşağıdaki linkte bulabilirsiniz... http://www.belgenet.com/dava/gulendava_01.html
  23. H.Y'nin bileği bükülememişmiş... Adamın araştırmalarıymışmış.... Biz H.Y cilere gerekli yanıtları verdik de, H.Y.ciler aşağıdaki sorulara yanıt veremediler... http://www.anap.org.tr/basinda.asp?id=1090
  24. Öyle olmadığından emin olabilirsin... Arkadaş alıntı yaptığı kaynağı yazmamış. Ancak bu alıntı, yine aynı arkadaşın bir başka başlık altında sunduğu yanıltmaca istatistiklerin kaynağı ile aynı. Yani Zafer Dergisi.... Kendi fikirlerleri ile uyuşması için yanıltmaca istatistikler vermekten çekinmeyen bir kaynak, gerçekleri de çarpıtmaktan çekinmeyecektir. Atılma nedeninin 14 yıl önce yazılan bir kitap olduğu iddia edilmiş. "Peki YÖK bu şahsı atmak için neden 14 yıl beklemiş?" sorusuna da cevap verilmesi gerekiyor. Bence yine tamamen yanıltmaca bir haber. Bu çevrelerin YÖK'e karşı aldıkları tavır biliniyor. YÖK'ü kötülemek için yapmayacakları şey yok...
  25. Sayın bekir; esprilerle süslenmiş yazıları okumak hoşuma gider. Zaman zaman ben de yazılarımın içine espri katmayı denerim. Lakin sizin espri tarzınıza bir türlü ısınamadım. Sanırım benim espri anlayışımdan olsa gerek. Yanlış anlamayın, bu söylemimin herhangi bir amacı yok. Bir ima da değil. Samimi bir beyan olarak görün lütfen. Neyse... Biz konumuza dönelim. Din soyut bir kavramdır. Uygulayıcısı yoksa, dinin varlığından da söz edilemez. Dinden kaynaklanan bazı sıkıntılar varsa (ki hiç bir teist bunu kabul etmez. Bu sıkıntıların dinden bağımsız olarak uygulayıcılarından kaynaklandığını savunurlar), her ne kadar müsebbibi din olsa da, faili dinin uygulayıcılarıdır. Dolayısıyla bir tepki gösterilecekse, tepkiyi görecek olan soyut bir kavram olan din değil, bu dine riayet edenlerdir. Cenazedeki kadınlar da, dinde olmayan bir geleneği kullanarak tepkilerini dile getirmişlerdir. Önceki iletimde kullandığım "Erkekten farkım yok. Din ne derse desin" ifadesi bunu anlatmak içindi. Yoksa oradaki kadınlar "Siz dini yanlış biliyorsunuz, kadınlar da ön saflarda yer alabilirler" demek istemiyorlardı. Toplum içinde haketmedikleri bir noktada olmalarının müsebbibi olan bir dinin ritüelini kullanarak seslerini duyurmak istediler. Ancak her zamanki gibi tepkiye tepkiyle karşılık gördüler. Bu tepkiyi neden gördüklerini de, gördükleri bu tepkinin nedeninin, yaptıklarının ne kadar haklı olduğunu gösterdiğini de yazmıştım. Kadın erkek ayrımına gösterdikleri tepki, yine kadın erkek ayrımı temelli bir mantalite yüzünden tepki aldı.. İşte bu yüzden yaptıklarının ne kadar haklı olduğu anlaşılmış oldu. Bir de dikkatimi çeken bir şey var. Bazı arkadaşlar "Duygu Asena ateist ise neden cenazesi bir camiden kaldırıldı?" gibi sorular sormuşlar. Duygu Asena'nın ateist olup olmadığını bilmiyorum ama, ben kendi açımdan buna bir cevap vermeye çalışacağım. Ateistin bir inancı yoktur. Dolayısıyla, öldükten sonra kendisi için yapılacak olan ritüllerin de onun için bir önemi yoktur. Şahsen benim için cenazemin bir camiden kaldırılması, bir kiliseden alınması ya da cesedimin yakılıp küllerinin savrulmasının bir önemi yok. Büyük ihtimalle camiye uğramadan mezarlığın yolunu tutacağımdır. Eğer Duygu Asena bir ateist idiyse büyük ihtimalle onun için de bir önemi yoktu. Arkasında kalanlar, onun arkasından müslüman usulüne uygun bir ritüel seçmiş olabilirler. Ancak islami açından müslüman olmayan için cenaze namazı kılınamayacağını da unutmamak gerekir....

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.