İNTERLOCK

bi daha yapmam efendim.. affediniz@@Tinkerbell G

@@Tinkerbell ve aşk günleri

.. kanayan kalpler..

talika

tandır kebab

Doğruyu ezmemek için yola bakarak yürüyenler kimlerse, Çiçeği dalında kimler seviyorsa, Çocukların başını sevgi ile kimler okşuyorsa, Kimler sıcak bir gülümseme , gözlerinde sevgi ışıltıları Yüreğinden günaydın diyorsa sana, ve sabahları gökyüzüne mutluluk serpiyorsa… İşte onlar, güzel insanlar. Çetin Bayramoğlu

.. THEN SAID ALMITRA, bunun üzerine Almitra, "bize aşk'tan bahset" dedi.. ve o başını kaldırdı insanlara baktı üzerlerine sinmiş olan derin dinginliği duyumsadı sonra yüksek bir sesle konuşmaya basladı: "aşk çizi çağırınca onu takib edin yolları sarp ve dik olsa da ve kanatları açıldığında bırakın kendinizi telekleri arasında saklı kılıç sizi yaralasa da ve sizinle konuştuğunda ona inanın kuzey rüzgarının bir bahçeyi harap edişi gibi sesi tüm hayallerinizi darmadağın etse de çünkü aşk sizi yücelttiği gibi çarmıha da gerer ve sizi büyüttüğü ölçüde budayabilir de en yükseklere uzanıp güneş ile titreşen en hassas dallarınızı okşasa da köklerinize de inecek ve onları sarsacaktır toprağa tutunmaya çalıştıklarında mısır biçen dişliler gibi sizi kendine çeker çıplak bırakana kadar döver harmanlar kabuklarınızı çöplerinizi ayıklar eler bembeyaz olana kadar öğütür sizi esnekleşene kadar yoğurur ve Tanrı'nın İlâhi sofrasına ekmek olasınız diye sizi kendi kutsal ateşine savurur aşk bütün bunları kalbinizin sırlarını bulasınız diye yapar ve bu biliş hayat'ın kalbinin bir cüzünü yaratır ancak korkunun kıskacında salt aşkın huzurunu ve hazzını ararsanız o zaman örtün çıplaklığınızı ve aşkın harman yerine adım atın adım atın kahkahaların tümünün olmadığı sadece gülebileceğiniz mevsimsiz dünyaya ve ağlayın ama tüm gözyaşlarınızla değil aşk hiçbir şey sunmaz sadece kendisini hiçbir şey kabul etmez kendinde olandan gayri aşk sahip çıkmaz sahiplenilmez de çünkü aşk aşk için yeterlidir tümüyle aşkı duyumsadığınızda 'Tanrı benim kalbimde' yerine şöyle deyin 'ben kalbindeyim Tanrı'nın' ve sanmayın yön verebilirsiniz aşkın akışına çünkü aşk yolunu kendi çizer sizi değer bulduğunda aşk bir şey istemez tamamlanmaktan başka fakat aşıksanız ve ihtiyaçların arzuları varsa bırakın bunlar sizin de arzularınız olsun erimek ve akmak geceye şarkılar sunan bir dere misali şefkatin fazlasının verdiği acıyı bilip kendi aşk anlayışınla yaralanmak ve kanamak yine de istekle ve coşkuyla şafak vakti kanatlanmış bir gönülle uyanmak ve bir aşk gününe daha teşekkürle uzanmak sessizce çekilmek öğle vakti aşkın vecdini duymak akşamın çöküşüyle birlikte eve huzurla dönmek ve uyumak kalbinde aşk dolu bir dua ve dudaklarında bir şükür şarkısıyla.." The Prophet Khalil Gibran ..

.. ..

.. KITA Kalbine işlediğin nakışlar, Tanrı'yı dilediğin içindir. Ariflerin üflediği nefirin nefesleriyle ona can ver: Gönlün, tabiatın kımıldanmalarından sarsılırsa; gönül sahibi erenlere ait hikâyelerin şerhiyle onu yerinde tutmaya çalış. Herat ulularından Abdullah Ansarî (Tanrı ondan hoşnud olsun..) yoldaşlarına tavsiye etmiştir ki; "Her Pîrîn en az bir sözünü hatırda tutun; eğer bunu yapamazsanız onları anın ki, bir fayda bulasınız. RUBÂÎ Sen,ününden aşk yağmuru yağan Tanrı'sın; Haberlerinden, kitaplarından aşk damlaları sızar. Âşık o kimsedir ki, senin dergâhına gelir; Evet, senin kapından ve damından aşk çağlar. """"""""""""""" Peygamber buyurmuştur ki: "Ulu Tanrı, kıyamet gününde, müflisliğinin ve yoksulluğunun utancını çeken bir kuluna sorar: 'Falan semtte, falan bilgini yahut falan ergini tanırmısın?" Kul cevab verir: "Evet Tanrım." Tanrı'dan german gelir: "Seni O'na bağışlarım." KITA Senin âşıklarının sırasında benim değerim, o müflisten daha aşağıdır. Halbuki tanrı'ya kavuşma menzillerinde adım atmak diliyorum. Senin kapındaki dilencilerin ünü gönlüme işlenmiştir. Şu halde benim amellerimin yazısı da kabul damgası ile mühürlenir. Serî-i Sakatî (Sırrı kutlu olsun) Cüneyd'e iş buyurdu. O da şeyhin isteği gereğince yapmaya başladı. Şeyh, Cüneyd'e bir kâğıt parçası attı. İçinde şu sözler yazılıydı: "İşittim ki bir deveci çölde giderken şu ezgiyi mırıldanıyormuş" NAZIM "Ağlıyorum. Niçin ağladığımı senden ne saklıyayım. Senden ayrılacağım korkusuyla ağlıyorum. Belki ipimi keser beni uzaklaştırırsın diye ağlıyorum." RUBÂÎ "Kan ağlıyorum. Senden niçin gizleyeyim. Ağlayan bu iki gözü niçin taşıyorum? Her ne kadar yâre kavuşmak umuduyla çırpınan bir gönlüm varsa da ona ayrılık korkusundan yüz dağ vurulmuştur." ..

.. PEKİ..

.. Rüyada uyanmak namı diğer Lücid Rüyada uyanmak, yani lücid rüya görmek herkesin yapmak istediği birşey. Hani bazı şeyler açıktan bazı şeyler gizliden karalanır ya toplumda, lücidin üzerinde böyle bi gölge yok, uyan uyanabildiğin kadar! Benim merak ettiğim bu hayattan ne farkı kalıyor o rüyanın? YENİ’den DOĞAnlar Kulubü yıllardır rüyalarında uyanabilen biriyim. uyanmakla kalmayıp, rüyanın içindeki kişilere, benim rüyamda olduklarını söylerim ve rüya mekanının dışında gezinebileceğim, yapabileceğim şeyleri araştırırım. bikaç gün önce birdenbire, uyanık rüyaya dair oluveren şeylere dünya gerçekliğimizle kıyaslamayı düşündüm:) şu yukarda yazdığım cümlelerde bile, rüya kelimesinin yerine dünya yada yaşamım kelimelerini koyduğunuzda ortaya çok çarpıcı bir durum çıkıyor. dünyanın olağan gerçekliğinde, yani dünya uykusunda uyanabiliriz, dünyada olduğumuzun farkına varabiliriz, çevremizdeki insanlara ben dünya rüyasındayım, sen de benin dünya rüyamın içindesin diyebiliriz, dünya rüyasının sahnelerini değiştirebilir, mevcut durumlarımızın arkasındaki şeyleri görebiliriz..çok heyecan verici öyle dimi? YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Biz tanrının düşünceleriyiz ,tasarımlarıyız ya . i ki aynayı karşı karşıya koyarsanız sonsuza uzayan görüntüler sunar ya , Rüyalarda öyle . Rüyanın Rüyası rüyanın rüyası şeklinde uzar. Yada uyanmanın uyanması şeklinde . Rüyayı gören kim ? Aslında rüyayı gören tek . Bakanda tek . Şuursuz bir görme içinde mi olmalıyız yoksa görenin/bakanın gözlerinde ki idrak mi olmalıyız esas soru bu . O anda bizim vasıtamızla biliniyor demektir. Yine burda aklıma Gülşeni Raz geliyor . ” Orda Benimle görür ve benimle işitir ‘der . YENİ’den DOĞAnlar Kulubü ben de hep dünya bir uyku halidir, uyanmak lazım der dururdum ama ilk kez gerçek bir farkındalıkla, rüyalarda uyanabilmek/rüyada olduğunu bilmekle, dünyada uykuda olmak ve burada da uyanabilmek arasında tam ve içsel bir bağ kurabildiğimi düşünüyorum. kavrayışlarımız ve aymalarımız, zihinsel olanın ötesine pek sıklıkla geçemiyor ve ne yazık ki, zihinsel olanları gerçek bir algı durumu zannetme yanılgısına çok fazla düşüyor-um-uz.. YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Anda gören biz isek kendine bizden dolayı baktığı için ona uyanma diyoruz . Bizimde gördüğümüz aslında o . Göz göze gelmek anının yakalanması gibi . Bir idrak anı yakalıyoruz veya tekrar dünyanın Mayası içinde kayboluyoruz . ( Teşbihte hata olmaz küçük anlayış dalgaları ,sonra tekrar okyanusa karışıyor . Asılı kalmasına imkan yok . Herşey durmadan deviniyor . YENİ’den DOĞAnlar Kulubü ‎”küçük anlayış dalgaları ,sonra tekrar okyanusa karışıyor . Asılı kalmasına imkan yok . Herşey durmadan deviniyor .” şahane Sibel Atasoy ..

.. woodoo sizsiniz efendim.. sizin ritminizde.. karşıtların dansı başlar.. sizi ilk tanıdığımda öyleydi.. şimdi de.. ne güzel.. merhaba.. .. ..

,, günaydın büyük ustam.. ve herkese merhaba.. ..

.. kim anladı? ..

.. işkembeden attım salladım türkülerdende çaldım sahnelere çıkıp içtim oynadım ben gönülden inandım şarkını seç gel benimle beraber bağıralım daldanı geç sen benimle en güzel günüm gecem sizinle bu nasıl sevgidir böylee en güzel günüm bu geceee çalarım söylerim keyifle elimi verdim sıkmadın boynundan sarıldım tekme tokat öne geçtim bıkmadım ben gönülden inandım şarkını seç gel benimle beraber bağıralım dalganı geç sen benimleee en güzel günüm gecem sizinle çalarım söylerim keyifle en güzel günüm bu geceee çalarım söylerim keyifle ..

.. bi önerme: halloween wishes may some friendly sprite or genie make your halloween hours bright

.. Makam: Nihâvend Usûl: Sofyan Beste: Yesâri Âsım Arsoy Güfte: Yesâri Âsım Arsoy Biz Çamlıca'nın üç gülüyüz Aşk bahçesinin bülbülüyüz Dillerde gezer söyleniriz Gamsız yaşarız eğleniriz Yalnız gezene söz atarız Naz eyleyene biz çatarız Bin bir kokulu gül satarız Vallahi cana can katarız

..

.. "era fîl menam" olarak rüya; Öncelikle bu seviye rüyaların görülmesine; ortaya çıkmasına neden olan husus doğru anlaşılmalıdır: Kişinin bugününe önceden getirdiği yerleşik bilgileri; dünden bugüne intikâl eden ananevî ve kişisel kabullerden doğan eksik bilgileri ve bu sabit durumunu değiştirmeye inat ile ve kibir göstererek yanaşmaması sonucunda görülen rüyalardır.. Traditionalist Community/Gelenekçi Toplum ortak-yaşarlarına verilmek istenen mesajlar, bilinmeyen'den, rüyaya benzer/dreamlike halde; illusion/delusion olarak ve vizyonlar/ tablolar biçiminde zihinde oluşur/ortaya çıkar. Bu tür rüyalar; kaba, kalitesi düşük sanrılar olarak anlaşılmalıdır ve sadece bir itham ve ikaz olarak kabul edilmelidir. Bahsini ettiğim durum kişide devam ettiği sürece, ara ara bu nevi rüyalar görülmeye -şekil ve konu değişimleri göstererek- devam eder.. Zamanla karabasan'lara dönüşebilir. Anlaşılan şudur: "Menam" türü rüyalar, en alt tabaka insanlık için değil, orta seviye yanî belli bir bilgiyi almış- örn: üniversite okumuş, doktora yapmış, herhangi bir konu üzerinde ihtisas sahibi olan- kişiler için bir lütuf, bir ihsan olarak durumlarını düzeltmelerine yardımcı olmak üzere, beyinde kullanımlarına açılmış bir üst-programdır.. Eğer bilinen bir örnek vermek gerekirse; Tevrat ve Kur'an da bahsi geçen, "İbrahim ve kurban etmek istediği oğlu" imajinatif kurgusu gösterilebilinir. Burada, İbrahim gördüğü rüyayı doğru olarak çözümleyememiş/te'vil edememiş ve fakat bir yardım olarak koç gönderilerek hatası giderilmiştir. Eğer İbrahim bu ikaz ya da itham rüyayı aynen uygulasa idi oğlunu kurban eder ancak hiç bir kabul gören eylem olmazdı.. tamamen kişisel bi yorum olup, tartışmaya açıktır.. ..

Yönetmen: Thomas Vinterberg Oyuncular: Jamie Bell, Bill Pullman, Michael Angarano Tür: Dram , Psikolojik Ülke: Fransa/ABD/İngiltere/İspanya/İtalya Almanya/ Hollanda /Danimarka Vizyon Tarihi: 28 Ekim 2005 Süre: 1 45 ** ** Konu: Dünyanın en sakin yerleşim yerlerinden birinde/ soyut bi zaman ve mekânda/kıt'a-i muhayyel bi belde'de yaşayan genç Dick, çevresindeki herhangi birinden farklı değildir çünki buradaki yaşamı küçük gündelik rutinleriyle geçip gitmekte ve varlığı herhangi biri için önemli olmamaktadır. Ne var ki tesadüfen bir Silâhla/Wendy tanışması onu bambaşka birine dönüştürür. Silahı edinmenin ve ona özel bi yakınlık duymanın ardından küçük ve çevresine karşı uyumsuz olan ögelerden oluşmuş bi çete/socialize and converse kuran Dick, kimi kuralları da (örn: silâh tutkusu ve özel onur kodları..) bu yapının içerisine yerleştirmiştir. The Dandies/Oralı olmayıp, kendini bi turist gibi gören snob'lar.. isimli bu grup, barıştan yana ya da pasifist/nonviolent olduklarını ifade ederek silahları ateşlemeyeceklerine dair söz verseler de zamanla ve iç çatışmaları nedeniyle kendi kurallarını yerle bir edeceklerdir. Aykırı yönetmen Thomas Vinterberg imzalı kurdelâ'nın senaryosu bir başka aykırı isim olan Lars Von Trier'e ait. ** ** Kişisel Yorum: Yaşadığı toplum ile uyum sağlayamamış bi kişinin endişe ve korkuları nedeniyle kendisine yapıldığını düşündüğü haksızlıklar ile savaşmayıp, duyduğu öfkeyi baskılaması sonucu- ki bu baskılamayı korku değil sadece iyi niyet ve olgunluk olarak niteleyiş- zaman içerisinde daha büyük.. çok daha büyük öfke patlamalarına neden olacağı.. Yetersiz bilgi ile, sorunları çözebileceğini düşünmek ve bunu savunmak; bi anlamda Don Quixote-varî yel değirmenleri ile savaşmak örneği.. ** ** Me-ti, Lai-tu'ya şöyle dedi: Haksızlık karşısında yeterince öfkelenmiyorsun. Oysa bu öfkeyi duymadan doğru bir düzenin gerçek bir yandaşı olmak olanaksızdır. Haksızlık karşısında öfkelenmek, haksızlığı suçlamaktan ya da haksızlık yapmaktan korkmaktan çok daha öte bir şeydir. Kendisine yapılan haksızlık karşısında öfkelenemeyenin savaşabilmesi çok zordur. Başkasına yapılan haksızlık karşısında öfkelenemeyenin ise Büyük Düzen uğruna savaşım verebilmesi çok zordur. Duyulacak bu öfke, bir anda parlayıp sönen, çaresizlik dile getiren bir öfke değil, uzun süren ve uygun araçları seçmesini bilen bir öfke olmalıdır. Bertolt Brecht me-ti özdeyişler

.. tragically absurd delusions canımıza can katan hayat veren kanımız niçün ve nedendir ki damarlarımıza baktığımız zaman bize maî görünmektedir? halbuki kanımız asla ve kat'a maî olmamaktadır kanımız kırmızı olmaktadır zira biyerimiz kanadığında kanımız kırmızı kırmızı akmaktadır peki damarın dışından bakınca maî görünmesi nedendir? cevap: damarın cidarı öyle bi yanılsamaya sebeb olmaktadır eğer bi suç varsa bu jacketten ileri gelmektedir o vakit damarlarımıza dikkat elzemdir bilhassa şarttır yemindir koşuldur neuzübillah bi vesile üşüttüğünde özellikle pariste bi konforlu tam teşekkülatlı tımarhaneye yatırılmalıdır şu konuya da bu bâbda nazarınızı celb etmek bana vacib olmuştur meselâ örneğin lobster heyvanatımız olan istakozlarımız esesen maî bi direyimizdir kımıldak bol antenli hoş bi böcek olup bu heyvanattan mülhem olaraktan dinleme gözleme teçhizatlarımız icad ve teşekkül ettirilmiştir hatta bug adlı bi sinematografik film bile çekilmiştir bendeniz de seyrettim biraz endişe duymama ramen eylenceli idi sevimliydi sizlere tavsiye etmemekteyim işte mezkûr ve maî heyvanımızı da sıcak suyumuza hoşurttanak attığımızda aa bi bakarız kırmızı olmuştur bu sorunsal böylece anlaşılır ki kabuğun altından ölle görünmektedir bu noktada yeterli bilgi muhtevasını tebliğ ettiğim inancıyla son noktayı bilvesile arz etmeyi muvafık buldum şöyle ki: "ışık niçün köşe dönemez?" çünkü ışık doğru ve dürüst bi azim-çalım ve görkemli laurel-hardy bişidir yalan dolanmak olmadığı'çün hep garip gureba kalmıştır rişvet yemeyen bu atılgan gözlerinden ateş çıkaramaz ve köşe de dönemez dinç seviyyesinde statik ve passif durmuş pırıldak şey leylâyı da gürbüz izcimize terk suretiyle ülkemizde boyskutluk pişdarlığını kadük bırakmış olupdur bu tosunun maceranın sonucunda intişarı her istikamete yayılmıştır mefat etmiştir lâkin mefat etmemiştir her daim yürekte bi yare olaraktan ayinelerden yansımaktadır.. şu anda keravide'mize gökten üç elma düştü neriye? biri he-denizin biri she-denizin üççüncüsü bu zırtavus kamşalok dahi ne idüğü belürsüz ithafı okuyanunuzun kellesine eyvallah forumcu yoldaşlarım merhaba..

.. @@TekKorkumsun merhaba.. ..