Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

dünyahepimizin

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

dünyahepimizin tarafından postalanan herşey

  1. Her ülkelerde oldugu gibi almanya'da da dernekler kanunua uygun kuruluslar destek alabilmek icin gerekli sartlari yerine getirdikleri taktirde basvurup alabilirler, ama sizin bahsettiginiz gibi "Apocular Merkezi" ismi altinda bir dernek olmadigi gibi, olsa bile böyle bir dernek hayatta bir maddi yardim almis olamaz. Almanya'da Alman düsmanligi yapan bazi Türk ve diger yabanci derneklerde ayni yardimi almislardir, yeterki kanuna uydursunlar ve onlarda hic bir zaman tabelalarina "biz Alman düsmaniyiz" diye yazmamaislardir. Metin Kaplan örnegi aynen buna benzer. Bilgi kirliligiyle bir yere varamayiz. "Kaynak:Alman Dernekler KOORDINE MERKEZI Berlin(DEUTSCHE VEREINS REGISTRATUR ZENTRALE BERLIN)" vermis oldugunuz bu kaynak üzerinde Internette yukarida saymis oldugunuz para miktarlarini ve dernek ismi olan "Apocular Merkezi"ni bulamadim. Lütfen bize kaynagin, yani Linkin kopisini burada yayinlarsaniz, bizde rahatca girip görebiliriz. Aksi taktirdebalon iddaa sayilir.
  2. TCK yi her gün acip okuyalim, ne degistirirki? Kitaptaki kanuna göre degil yasananlara göre yorum yapmak gerek derim. Biz zaten kanunlari sadece göstermelik olarak bir yerlerde yazili sekilde bulunduruyoruz ama is o kanunlari uygulamaya gelince tümü rafa kaldirilir. AB komisyonlari bile dile getirdi ve Türkyie'den sadece reform yapmakla yetinmemelerini yapmis olduklari reformlari, yani kanunlari uygulamalarinida özenle istedi ve yorumlarini kanunlarin islemesine göre yapacaklarini söyledi. O yüzden bende tekrar sorayim, hukuk varmi bu ülkede? yani uygulanan hukuktan bahsediyoruz!!!!
  3. Amacimiz nazikce bilgi kirliligini önlemeye calismak. Almanya'da devleti soyanlarin tümünü ilticaci Kürt'ler olarak niteleyen kim acaba? Bu iddaayi yaparken hangi kanita göre söylüyoruz? Diger taraftan binlerce Türk vatandasinin merkez bankasi olayinda haksiz yere sosyal yardim aldiklarini savunan kim acaba? Iste bunlar bilgi kirliligidir. Sosyal yardim kanununu tanimadan yorum yapmaktir, bir de kötü amacla sadece Kürt vatandaslarimizi kriminal göstermektir.
  4. Daha düne kadar Kemalist ordu diktatör bir ordudur diyen Dogu Perincek dünki Ergenekon savunmasinda dün söylediklerini yutarak 180 derece bir dönüs yaparak TSK hakkinda övgü yagdiriyor ve kendisini savunacagi yerde ölen subay üzerinden savunma yapmaya calisiyor. Ne ilginc. Perincek her dönem bilgi kirliligi yapmistir ve bunu mahkemede de devam ettiriyor. Apo'ya dokunan yaniyordiyor, ya siz neden yaniyorsunz? Apo'ya sizdemi dokundunuz acaba? Yanina gidip gül vererek ve terörüstlerle el SIKISARAK ve onlari selamlayarakmi dokundunuz Apo'ya? "Perinçek'ten zehir zemberek savunma 22 Ocak 2009 Belma ALTUNCU - İSTANBUL DHA "Ergenekon" davasının 40'ıncı duruşması Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunda yapılıyor. Duurşmada İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek savunmasını yaptı. Sorgu sırası kendisinden olan tutuklu sanıklardan Serhan Bolluk, savunmasının hazır olmadığını belirterek daha sonra ifade vereceğini belirtti. Bunun üzerine sıradaki sanık İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, kürsüye çağrıldı. "KIRCI DEĞİL BİR DEVLET İNTİHAR ETTİ" Perinçek savunmasına intihar eden emekli albay Abdülkerim Kırcı'ya ilişkin beyanlarıyla başladı. Perinçek, "Kahramanların intihar eden ordu savaşma yeteneğini kaybeder. Kahramanları intihar eden ülkenin yargısı başka büyük devletin infaz memuruna dönüşür. Türk yargısı ABD'nin infaz memuruna dönüşmektedir. Bir kahramana yaşamayı zindan etmişiz, Türk milleti kahramanlarını ölüme zorluyor. Zor dönemler kahramanlar ile geçilir. Şimdi kahramanları köpeklere boğduruyorlar" dedi. Bu sürece sessiz kalınarak kalkıda bulunulduğunu ileri süren Perinçek, Abdülkerim Kırcı'nın değil bir devletin intihar ettiğini söyledi. "NATO'DAN ÇIKALIM IRAK HALKINA EN BÜYÜK KATKIDIR" Abdullah Öcalan'a dokunanın yandığını iddia eden Perinçek, "Apo'yu yakalayan Levent Göktaş albayı içeri tıkacaksınız. Sonra kapalı kapılar arkasında görüşeceksiniz. Apo'ya dokunan yanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri hergün futbol topu gibi tekmeleniyor" diye konuştu. Tuncay Güney'in ve Danıştay saldırısına ilişkin davada ceza alan Osman Yıldırım'ın beyanlarının ciddiye alınmasının savcıların kendi samimiyet ölçülerini ortaya koyduğunu ifade eden Perinçek, bu davanın Türkiye'nin en temiz insanlarına açıldığını söyledi. Gladyo temizlenmek isteniyorsa, NATO'dan çıkılması gerektiğini belirten Perinçek, "NATO'dan çıkalım Uğur Mumcu'lar katledilmez, Madımaklar yakılmaz, PKK'nin kökü kazınır. NATO'dan çıkalım Irak halkına en büyük katkıdır" diye konuştu." Alinti:-http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10833113.asp?gid=229-
  5. Kürt halkinin bazi haklari PKK sayesinde bile alinmis olsa ve bunu da dile getirmis olmak asla PKK'nin hakli oldugunu syölemek anlamina gelmez ve onu destekleme anlamina da gelmez. benzeri hatayi coh´gu yapiyor ve diyorlarki, Kürtlerin istedigini PKK da istiyor, o zaman hepiniz terörüstsünüz falan filan suclamalari gibi.
  6. dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    iskence ile öldürdükten sonra, iskencenin insanlik sucu oldugunu kabul ederek öldürdükleri tutuklunun ailesinden birde özür dilemeye kalkiyorlar. "22/01/2009 Yaptıkları insanlık suçuymuş! Ceren Saran / Duygu Söylemez Engin Ceber’i işkenceyle öldürmekten yargılanan gardiyanlar mahkemede nedamet getirdi Engin Ceber’i Adli Tıp Kurumu raporlarıyla da kanıtlanan işkenceyle öldüren gardiyanlar, hakim karşısında işkenceye lanet okudu. Ceber’in ailesinden başsağlığı dileyecek kadar ileri giden gardiyanlar ve cezaevi müdürü, masum olduklarını ileri sürerek sorumluların yargılanmasını söyledi. Bir cezaevi müdürü ve 3 gardiyanın “işkenceyle adam öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı dava işkence değil “eziyet ve kötü muamele”den açılmış, istenen ceza aza indirilmişti. Dün sabah Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 10.40’ta başlayan yargılama, yarın devam edecek. Müdahillik taleplerine ret Yoğunluk nedeniyle daha büyük bir salonda başlayan duruşmaya katılmak isteyen 200’ü aşkın avukatın yaklaşık 60’ı içeri girebildi. Gazetecilerin ve izleyicilerin de birçoğu dışarıda kalırken, avukatların daha büyük bir salona alınması talebi reddedildi. 800 avukatın Ceber’in vekaletini üstlendiği davaya; İstanbul, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Bitlis, Şırnak, Van ve Mersin Baroları ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubeleri ile KESK müdahillik talebinde bulundu. Ancak devleti ilgilendiren tüm davalarda olduğu gibi, bu davada da müdahillik talepleri “suçtan doğrudan zarar görmediği” gerekçesiyle reddedildi. Suçsuz olduklarını ileri sürdüler 6’sı tutuklu 41 sanığın katıldığı duruşmada kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından tutuklu sanıklar, cezaevi ikinci müdürü Fuat Karaosmanoğlu, başgardiyan Yavuz Uzun ve sanıklar Murat Çise, Nihat Kızılkaya, Selahattin Apaydın, Sami Ergazi ifade verdi. Masum olduklarını ileri süren sanıklar, işkencenin de insanlık suçu olduğunu söyleyerek kendilerini savunma yoluna gitti. Daha da ileri giderek Ceber’in ailesinden başsağlığı dileyen sanıklar, masum olduklarını ve gerçek sorumluların yargılanması gerektiğini öne sürerek kendilerini temize çıkarmaya çalıştı. Ancak hiçbiri Ceber’in neden öldüğünün cevabını veremedi. İfade veren gardiyanlar, sayımlara giren gardiyanların isimlerini verdi. İfadelerde başgardiyan Yavuz Uzun’un üzerinde durulması dikkat çekti. Ayrıca duruşmada Ceber’in avukatları, salonda jandarma istihbaratından 2 kişi bulunduğunu ve bu kişilerin, avukatların tarafında durmamasını istedi. Duruşma, tutuksuz sanıkların dinlenmesi için 22 Ocak’a (bugün) saat 10.00’a bırakıldı. Adliye önünde adalet nöbeti Duruşma öncesi DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, KESK Genel Başkanı Sami Evren ve avukatlar, adliye önünde basın açıklama yaptı. İşkence sonucu ölümlerin Türkiye’nin bir gerçeği olduğunu ifade eden Çelebi, “Biz artık insanların işkenceden öldürülmemesi için buradayız” dedi. Ceber’in öldürülmesinin, yetkilerin kötüye kullanımının en çarpıcı örneklerinden olduğunu söyleyen Çelebi, artık yaptırımı olan cezalar verilmesi gerektiğini vurguladı. Ceber’in işkenceden dürülmesinin utanç verici bir suç olduğunu söyleyen KESK Genel Başkanı Sami Evren, “Bu utanç verici manzaranın bir de mahkemesi olacak. Umarız adalet yerini bulur” dedi. Sabah saatlerinde Bakırköy Adliyesi’ne gelen Halk Cephesi üyeleri, çevik kuvvetin engellemesiyle karşılaştı. Adliye bahçesinde açıklama yapmasına izin vermeyen kalabalık, araç girişine geçti ve öğle saatlerinde basın açıklaması yaptı. “Özür değil adalet” isteyen Ceber’in arkadaşları, yetkililerin özür dileyerek suçlarını örtemeyeceğini vurguladı. Açıklamanın ardından İdil Kültür Merkezi, Ceber’in “Ferhat Gerçek’i vuran polisin cezalandırılmasını isterken ölümüne ilişkin bir oyun sergiledi. Açıklamaya KESK MYK üyesi Adnan Şimşek, Tekstil Sen Genel Başkanı Ayşe Yumli Yeter ve çeşitli siyasi parti ve kitle örgütleri katıldı. (İstanbul/EVRENSEL) -------------------------------------------------------------------------------- Özrü kabul etmiyorum! Ceber'in ailesi ve avukatları, duruşmanın ardından Bakırköy Adliyesi önünde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Sanık polislerin duruşmaya gelmediğini söyleyen avukat Taylan Tanay, bu durumun işkence davalarında yaşanan gerçekliğin devam ettiğinin göstergesi olduğunu dile getirdi. Ceber'in babası Ali Tekin, "Özür değil adalet istiyorum" dedi. Ceber'in ablası Şerife Ceber'e "Salondan çıkarken neden ağladınız" sorusu üzerine, "Kardeşimin katillerini gördüm. Nasıl ağlamayayım? Hepsinin çocukları var, 'biz yapmadık' diyorlar, özrü kesinlikle kabul etmiyorum" diye konuştu." Alinti: -http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=44117-
  7. Vermis oldugunuz kaynakta bahsettiginiz Tüprk ajanlarinda siyasi görüsleri belrilenmismi? Neye dayanarak o ajanlarin cogunun "özürcülerden" oldugunu iddaa ediyorsunuz? Aciklamanizi ve isbatlamanizi bekliyorum.
  8. Sanki JITEM ve Konturgerilla resmi bir kurulusta yaptiklari tüm eylemleri acikca kamu oyu ile paylasiyorlar. Sn. Efendi Türkler sizde adiniz gibi biliyorsunuzki, ülekmizde devlet tarafindan kurulan böyle bir gizli yapilanma var, kirli isler yaptirmak icin kurulan bir yapilanma. Bunlarin yaptiklarini da herhes biliyor ülkemizde, siz de dahil herkes biliyor, ama nedense inadina kabul etmiyoruz ne varligini nede yapmis oldugu cinayetleri. Diger taraftan seiz kendinizi demokrat olarak tanimlayan bir arkadassiniz ve kendinizi öyle tanitmaniza ragmen ülkemizdeki demokrasi disi yapilanmalara ve onlarin yapmis oldugu cinayetlere tepki yerine destek veriyorsunuz itibasi birakiyorsunuz ve cok sasilacak bir durum.
  9. ????? Alevilikle ne alakasi var simdi? Ne demek istediginizi neden acikca söylemiyorsunuz? Burada anlasilan Alevilerin Türkiye karsiti oldugu oluyor ve sizin Alevilere bakis aciniz da bu sayede belli olmus oluyor. Bu kadar da olmaz yani derim. Nelere göre kiyaslama ypiliyor anlasilir degil. Bu bizim demokrasi anlayisimiz. Sira herhalde Alevi düsmanligi yapmaya ve onlari hedef göstermeye geldi galiba. Nasil olsa her dönem bazilarini düsman ve hedef gösteriyoruz. Demekki bu tip davranis icimize iyice yerlesmiski, aciktan bile söyleyebiliyoruz artik.
  10. Büyük ihtimal salla basini al maasini demek istemistir, hani Almanya'da sosyal yardim dairelerini dolandiranlar varya, aynen onlar gibi. Bilirsiniz kimlerin nasil dolandirdiklarini, paralari merkez bankasinda iken sosyal yardim alanlari. O kanun sizin bilgi alaninda oldugu kanisindayim, o yüzden bir hatirlatayim dedim.
  11. Balon bir aciklama. Örnek vermis oldugunuz deyim malesef Türkcüler icin gecerli, cünki onlar sorunum var diyen insanlara zorla hayir senin sorunun yok diyorlar. yani Türkcüler Nuh deyip peygamber demiyorlar. sagir Sultan bile artik duyup Kürt sorunu oldugunu kabul etti bu cihanda ama su Türkcüler inadina Nuh diyor peygamber demiyorlar.
  12. Demokrasi karsiti cete mensubuydu!!!!! Bes para etmez dedigimiz itirafci terörüstlerle devlet ortaklasa isler yaparken vermis oldugu bilgiler icin yalan falan denilmiyordu? Zaten o bes para etmez dedigimiz insanlarla devlet ortak calistigi icin binlerce insan süpheli sekilde öldürüldü, hemde mahkemeye cikarilmadan. Hani nerede o cok bahsettigimiz hukukun üstünlügü? Kimler icin gecerli hukukun öüstünlügü? Sabahlara kadar Ergenekon zanlilari icin suclari sabit olmayana kadar sucsuzdur diye herkese derse verenler neden o yargisiz infazlarda öldürülenler icin söylemiyorlar? Neden onlar kendilerine karsi olanlari ve itirafcilarin vermis oldugu isimlere göre herkesi terörüst yapip mahkemeye cikartmadan infaz ettiler? Yok öyle bedavaya.
  13. Daha düne kadar "benim ismim Yesil" yazan arkadasin simdi Abdulkerim Kırca'nin resmini yapistirmasi hicte sasilacak durum degil, cünki herikiside derindevletin mensuplari ve bir cok yargisiz infazlarda ortak parmaklari var. Asagidaki habere bakalim: " Cem Ersever'in Ankara'ya tayin olmasından sonra JİTEM'in başına atanan Abdulkerim Kırca bu gün sabah saatlerınde Ankarada'ki evinde ölü bulundu.Haber kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre intihar ettği öne sürülen Kırca.Kürdistanda İşlediği cinayetler ve A.Aygan'ın açıklamaları nedeniyle son günlerde basında öne çıkan isimlerden biriydi. Abdülkadir Aygan'ın Kürdıstandaki faili meçhullerin sorumlusu olarak gösterdiği asit kuyularına insanları atan kişi olarak işarete ettiği Jitemci Emekli Albay Abdülkerim Kırca, Ankara Güvercinlik'te askeri lojmanlarda bu sabah intihar etti. Hakkında üç kez müebbet hapis ceyası istemıyle dava açılan ancak Eskı Türk Cumhurbaşkanı Sezer tarafından "Devlet Övünç Madalyası" ile ödüllendirilen Kırca uzun süredir Ankara'da tekerlekli sandalyeye mahkum bir şekilde yaşıyordu. A.Aygan'ın dün bazı basın yayın organlarında çıkan açıklaması: Aygan, Ergenekon sanıkları Ersöz ve Uğur’un görev yaptığı dönemde onlarca kişinin infaz edildiğini ve cesetlerin Diyarbakır-Şırnak hattındaki ölüm kuyularına atıldığını söyledi. Ergenekon sanığı Veli Küçük’ün yok dediği JITEM’de çalıştığını maaş bordrosuyla ispatlayan eski JİTEM’ci ve PKK'li Abdulkadir Aygan’ın itirafları ile Ergenekon sanığı Tuğgeneral Atilla Ersöz ve Albay Atilla Uğur’un da jandarma komutanlığı yaptığı bölgedeki JİTEM’in ölüm kuyuları ortala çıkıyor. Daha önce iki ölüm kuyusunun yerini google üzerinden göstererek açıklayan Aygan yeni krokilerde 15 cesedin daha atıldığı yerleri tek tek gösterdi. O KOMUTAN ŞİMDİ YATALAK Aygan, Binbaşı Cem Ersever’in Ankara’ya tayin olmasından sonra JİTEM’in başına atanan Abdulkerim Kırca döneminde cinayetlerin arttığını iddia etti. JİTEM komutanı Kırcı hakkında da bilgi veren Aygan ‘Kendisi Sivas’ın Suşehri’nden. Şu an Ankara’da malulen emekli. Antalya Serik’teki bir çatışmada yaralandı. Felç geçirerek tekerlekli sandalyeye mahkum oldu’ dedi. İşte Aygan’ın ağzından o infazlar: BABAYA, ‘KIZIN PKK’LI İNFAZI 18 Kasım 1996’da Diyarbakır Ziya Gökalp Lisesi civarında yürüyen Hakkı Kaya JİTEm tarafından alındı. Kaya, Gülüstan adlı bir PKK’lının babasıydı. Muhsin Gül adlı itirafçı Kaya’nın kızının dağda olduğunu ve kendisinin de irtibata girdiğini, yardım yataklık yaptığını söylemişti. Kaya, JİTEM’de sorgulanarak öldürüldü. Cenazesi çuval içerisinde Diyarbakır’dan Silvan’a giderken Karaçalı köyünü geçince sol taraftaki toprak yolun 5 ile 10. km arasındaki Han Köyü’ne doğru gidilirken virajda atıldı ve üzeri toprakla örtüldü. KÖY YOLUNA GÖMDÜK DEP’li Fethi Yıldırım 1 Ocak 1994 günü Viranşehir Özal Mahallesi Yükseller Tesisleri arkasında bulunan evden alındı. Diyarbakır’da JİTEM’e getirilen Fethi Yıldırım, Saraykapı’da sorgulandıktan sonra kaybedildi. Karaçalı Köyü’nden Hani İlçesi’ne giden toprak yoldan 2-3 kilometre gidince yol hafif tepelik bir yerden geçiyor. Orada yolun sol yanı batı tarafına (yolun 2-3 metre yakınına) gömüldü. KAFALARINA SIKTI JİTEM Diyarbakır Grup Komutanı Binbaşı Abdulkerim Kırca’nın üç kişiyi infaz ettiğini gözlerimle gördüm. Bu kişiler Sağlık- Sen Diyarbakır Şubesi’nden Necati Aydın, Mehmet Ay ve Ramazan Keskin’di. Bu kişiler mahkemece serbest bıraktığı için Kırca infaz etti. Sonra Silvan yolunda Kağıtlı Karakolu’nu geçince gündüz gözüyle bunlar dizüstü çöktürüldü. Kırca, yakın mesafeden kafalarına sıktı. Daha sonra bunları toprağa gömdük. JİTEM ALINCA SAĞ KOMAZ Abdulkadir Çelikbilek kaçakçılık yaparak PKK’ya finans desteği veriyor suçlamasıyla Diyarbakır Postanesi civarında ben, Kemal Emlük, Apo kod adlı uzman çavuş Abdulkadir Uğur, Şehmuz kod adlı Uzman Çavuş Uğur Yüksel onu alarak Toros arabaya bindirdik. JİTEM’e götürdük. Buradaki sorgusunda üzerinden hiç para çıkmadı, yoksul bir adamdı. Ama bir defa almıştık. JİTEM alınca sağ bırakmaz. Şehmuz Uzman Çavuş, onu boğarak öldürdü. Beyaz station arabasının arka kısmına Çelikbilek’in cesedi atıldı. KIRCA DÖNEMİ İNFAZLARI İDRİS YILDIRIM: Silopi’den alınıp Elazığ timine götürüldü, orada boğularak öldürüldü ve çuvala konuldu. Elazığ-Baskil yolu kenarında bir ufak dere içerisinde yakıldı. Bu olayda ben de vardım. SERVET ASLAN: Siirt’in Eruh ilçesinden olan Servet Aslan’ın babası Diyarbakır’daki Kredi Yurtlar Kurumu’nda bekçiydi. Bu kişi de yine aynı yöntemle alınarak infaz edildi. EDİP AKSOY, SIDDIK ETYEMEZ: İnfaz edildikten sonra Silopi ile Cizre arasında bir dere yatağında gömüldüler. Cesetleri çobanlar buldu. AHMET CEYLAN: Diyarbakır’da Yenişehir içerisinden alındı. İşkenceyle bilgi alındıktan sonra infaz edildi. ŞAHABETTİN LATİFECİ: JİTEM’de Şehmus kod adlı uzman çavuş tarafından boğuldu. Cenazesi çuval içinde Silvan-Diyarbakır yolu üzerindeki bir süt veya yoğurt fabrikasının arkasına atılmıştı. M. SALİM DÖNEN: JİTEM’de üzerinden 7 bin Mark çıktı. Parayı Abdulkerim Kırca aldı. JİTEM’e televizyon alındı. İşkenceyle öldürüldükten sonra cesedi atıldı. İHSAN HARAN: JİTEM’de sorgulandı ve infaz edildi. Nasnamenews/haber (H.A)" Alinti: -http://www.nasname.com/tr/2762.html-
  14. 1. Intihar falan hepsi yalan. Kendiside ölümlerine sebeb oldugu insanlar gibi yargisiz infaz edildi. 2. Ya yargisiz infaz ettikleri PKK'li degilse ne olacak? Kim verecek bunun hesabini? Kimin bilgilerine göre yargisiz infaz ettiler? Cevap: Itirafcilarin bilgilerine göre. Eger itirafcilar o dönem dogru bilgiler vermisse, simdide Abdulkarim Kirca hakkindaki iddaalarida dogrudur. 3. Umarim yargisiz infazlari destekleyenlerin basinada aynisi gelmez derim. ********
  15. Sn Suheda ben mesela asagidaki bir habere göre yargiliyorum? Ya siz neye göre destekliyorsunuz? "Abdülkerim Kırca kimdir? Eski JİTEM Diyarbakır Grup Komutanı Albay Abdülkerim Kırca’nın adı Güneydoğu’da faili meçhul cinayetlerle anıldı. Kırca, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım ile aynı davada 8 kez müebbet hapis istemiyle yargılandı ancak 13 yılın ardından bir sonuç çıkmadı. Mahmut Bozarslan NTV Güncelleme: 09:21 TSİ 20 Ocak 2009 Salı DİYARBAKIR - Eski JİTEM Diyarbakır Grup Komutanı Albay Abdülkerim Kırca’nın adı Diyarbakır’da 1990’lı yıllarda kaçırılıp öldürülen 8 kişiyle ilgili soruşturmada geçti. Kırca, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım ve PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan’ın da aralarında bulunduğu 7 zanlı bu cinayetlerle ilgili 13 yıl süren bir soruşturmanın zanlılarıydı. Eski PKK itirafçısı ve bir süre JİTEM’de de çalışan Abdülkadir Aygan’ın bazı yayın organlarında yer alan beyanları 13 yıllık soruşturmanın sonunda davanın başlamasını sağladı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 dosyayı birleştirerek dava açtı. Özel yetkili ağır ceza mahkemesinde görülen dava, görevsizlik kararı verilerek askeri mahkemeye gönderildi. Avukat Habibe Danışman, dava ile ilgili şu bilgileri verdi: “Askeri mahkeme 3 asker sanıkla 5 itirafçını dosyalarını ayırdı. İtirafçılarınki 2 ağır ceza mahkemesine gönderildi ancak bu mahkeme tekrar görevsizlik kararı vererek 6. ağır cezaya gönderdi. Burada da görevsizlik verilince dosya birkez daha uyuşmazlık mahkamesine giti. Dosya top gibi bir oraya bir buraya gidip geliyordu. Biz bu arada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduk. Başvuru kayıt alıtna alındı. Şimdi bu davaların sonucu bekleniyor.” Dava için şimdi uyuşmazlık mahkemesinden gelecek karar bekleniyor ancak taraflar bu davadan çoktan umudunu kesti. Avukat Danışman, “Açıkcası biz bu davadan bir şey beklemiyoruz. Çünkü gelince yeniden görevsizlik verilecek” diye konuştu. Evinde ölü bulunan Kırca’nın da aralarında bulunduğu 8 sanık hakkında, 8’er kez müebbet hapis cezası isteniyor." Alinti: -http://www.ntvmsnbc.com/news/472739.asp#storyContinues-
  16. Askerin göz dagi verdigi cenaze töreni. Ben intihar ettigine inanmiyorum. Su testisi su yolunda kirilir derler. Kirli silerle ugrasan'in sonu devamli böyle bitmistir. Bakin Susurluk'un tasviye edilmesi gerekenlerin sonuna, mercedes arabada can verdi. Sonrasi bir cok teskilat ici benzeri temizleme olaylari oldu. Herkes hak ettigi cezayi söyle veya böyle bir sekilde buluyor. "21/01/2009 Hassas nokta JİTEM Genelkurmay, Kırca için medyayı tehdit etti. Kırca’nın ölümü ise bir başka JİTEM komutanı Ersever’i hatırlattı Ergenekon soruşturmasına ses çıkarmayan Genelkurmay, sıra JİTEM’e gelince sert tepki gösterdi. JİTEM davasında yargılanan eski Diyarbakır JİTEM Komutanı Abdülkerim Kırca’nın cenazesine tam kadro katılan Genelkurmay, yaptığı açıklama ile de medyaya gözdağı verdi. Açıklamada askerin kullandığı ifadeler, Şemdinli sanıklarına “iyi çocuklar” diyen Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın tavrını hatırlattı. Ordunun sahip çıktığı bombalı eylem sanıkları tahliye edilmişti. Genelkurmay, JİTEM’ci albayın cenazesinde İntihar ettiği ileri sürülen eski JİTEM Diyarbakır Grup Komutanı emekli Albay Abdulkerim Kırca için dün Kocatepe Camii’nde tören düzenlendi. Törene Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve tüm kuvvet komutanları katıldı. Kırca’nın eşi Meriç Kırca, cenazede “onursuz üç beş çapulcu utansın. Çok kahramanlar vardı, teki de oydu, onuruyla gitti benim kocam” dedi. Cenaze namazının ardından Kırca’nın TC bayrağına sarılı tabutu, merasim mangasınca omuzlarda taşınarak top arabasına konuldu. Kırca’nın cenazesi Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. Öte yandan, cenaze sırasında Kırca ailesi adına yazılı bir açıklama dağıtıldı. Açıklamadaki şu sözler dikkat çekti: “Bazı şer odaklarının yaygınlaştırdığı olumsuz havanın, milletine sadakatle ve cansiperane hizmet etmiş insanları hayatından vazgeçer hale getirdiğinin canlı bir örneği ile karşı karşıyayız. Bu sorumsuzluk, vatansever duygularla çalışan, fedakar, feragat sahibi insanların gelecekte bulunmasını zorlaştırabilir. Unutulmamalıdır ki Kerim Kırca’lar kolay yetişmiyor.” Sansür ve soruşturma talep ettiler Genelkurmay’ın cenaze öncesinde yaptığı yazılı açıklama ise gazetecilere tehdit niteliğindeydi. “Son zamanlarda, bazı basın ve yayın organlarında, ‘sözde bir itirafçı’nın ifadelerine dayanarak, 10 Nisan 1998’de Serik/Antalya’da teröristlerle girdiği çatışmada bakıma muhtaç malul gazi olan, emekli Jandarma Albay Abdulkerim Kırca ile ilgili olarak suçlayıcı haberlere yer verilmiştir. Dün emekli Jandarma Albay Abdulkerim Kırca’nın, evinde intihar ederek vefat ettiği öğrenilmiştir” dendi. Geçtiğimiz cuma yapılan basın bilgilendirme toplantısında “hassasiyet” istendiğini hatırlatan açıklamada, “Yargılama sürecinde sorumlu ve duyarlı olması gereken kesimlerin özen ve hassasiyet göstermesi gerekirken, kişi ve kuruluşların adeta yargısız infaz edilerek suçlu ilan edilmesi, temel insan haklarına aykırı olduğu gibi hiçbir hukuki ve ahlaki kuralla da bağdaşmamaktadır. Artık, yetkili ve sorumlu makamlar ile sağduyulu medyanın üzerlerine düşen görevleri yerine getirmek üzere söylem yerine gerekli tedbirleri alma zamanıdır” denildi. Askeri endişelendiren iddialar Genelkurmay’ın sözde itirafçı dediği Abdulkadir Aygan ise ilk itiraflarına 2004 yılında başladı. Aygan’ın itirafları, JİTEM’in öldürdüğü kişiler ile ilgili savcılık araştırma yapmış. Ceset bulunmuş ve yargı itirafların doğruluğunu kabul ederek, JİTEM elemanları ve Abdulkerim Kırca hakkında dava açmıştı. Yıllardır uyuşmazlık mahkemesinde bekleyen dava sonunda geçtiğimiz aylarda başlamıştı. Ancak Abdulkerim Kırca hiçbir duruşmaya gitmemiş, avukatlar onun hakkında dava ile ilgili hiçbir bilgiye ulaşamamıştı. JİTEM davasının üçüncü duruşması 3 Şubat’ta Diyarbakır’da görülecek. Genelkurmay’ı kızdıran iddiaları ise Abdulkadir Aygan, Evrensel İsveç muhabiri Murat Kuseyri’ye 4 Ekim 2008’de yinelemiş ve Abdulkerim Kırca hakkında şunları söylemişti: “Grup Komutanı Abdulkerim Kırca’nın yaşamım boyu unutamayacağım bir katliamına şahit oldum. Kırca kendi başına buyruk, MİT’e ve emniyete kafa tutan biriydi. Sivaslıdır ve ülkücü gelenekten gelmedir. Sağlık Emekçileri Sendikası, SES’ten Necati Aydın, Mehmet Ay ve Ramazan Keskin adındaki üç genci DGM’den bırakılmalarından sonra gözaltına almamızı emretti. Bunları aldık ve JİTEM’e götürdük. Orada sorgulandıktan sonra Silvan yoluna götürdük. Kırca, gözleri kapalı olan bu gençlere arazide diz çöktürdü ve çok yakın mesafeden enselerine kurşun sıktı. O manzara bana Vietnam’da bir gerillanın şakağına silah dayayan generalin olduğu resmi hatırlattı.” Bu iddiaların doğru olup olmadığını, savcı ya da mahkeme heyeti Şemdinli’de olduğu gibi görevden alınmazsa Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi açığa çıkartmaya çalışacak. (İstanbul/EVRENSEL) -------------------------------------------------------------------------------- Şemdinli’nin iyi çocukları Genelkurmay’ın JİTEM elemanı olduğu ileri sürülen askerleri koruyan açıklamalar yapması ilk değil. 9 Kasım 2005 günü Şemdinli’de bulunan umut Kitabevi’ne bırakılan bombanın neden olduğu patlamanın ardından halkın yakaladığı iki astsubay Ali Kaya ve Özcan İldeniz için zamanın Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, “tanırım iyi çocuktur” sözlerini sarf etmiş, bu sözler üzerine Genelkurmay hakkında soruşturma isteyen savcı Ferhat Sarıkaya görevden alınmış ve sanıklar suçüstü yakalandıkları halde tahliye edilmişlerdi. -------------------------------------------------------------------------------- Av. Tahir Elçi: Cem Ersever de ölü bulunmuştu JİTEM davası müdahil avukatı av. Tahir Elçi, konu ile ilgili çok dikkat çekici iddialarda bulundu. Abdulkerim Kırca ve diğer sanıklarla ilgili birçok soruşturma ile ilgili yıllardır ilerleme kat edilemediğini dile getirdi. Kırca’nın ölümünün doğal olarak kimi şüpheler oluşturduğunu belirten Elçi, “Cem Ersever’in JİTEM’in kurucusu ve bu bölgede işlenen birçok suçun faili olduğu iddiaları vardı. 1993 yılında Ankara sınırları içerisinde kuşkulu bir biçimde ölü bulundu. Dolayısıyla Ankara’daki bu ölümler yeni değil. Bu anlamda geçmişteki olaylarla bağını kurmak insanın aklına geliyor. Bu örgütün kendi içinde birtakım infazlara gittiği yansıdı, kamuoyu biliyor. Bizim elimizdeki dosyalarda da buna benzer bilgiler var. Örneğin Cem Ersever’in JİTEM’in kuruluş aşamasında Şırnak ve Silopi’de kendi üyeleri olan bazı yerel kişileri infaz ettiği yönlü bilgiler var. Bunların hepsi insanı kuşkulandırıyor” şeklinde konuştu. “Ben açıkçası Kırca’nın Antalya’da çatışmada yaralanması olayını da şüpheyle karşıladım” diyen Elçi, “Biz bugüne kadar PKK’nin Antalya’da gruplar halinde dolaşıp, çatışmalara girdiğine tanık olmadık. O yaralama olayı da örgütün kendi içindeki bir infaz girişimi olabilir” iddialarını gündeme getirdi. Ergenekon olmayabilirdi Av. Elçi, Ergenekon ve JİTEM davası ile ilgili ise şunları söyledi: “Ben Arif Doğan ve Levent Ersöz’ün yakalanmasıyla birlikte özel yetkili İstanbul cumhuriyet başsavcılarına ve Ergenekon savcılarına iki kapsamlı dilekçe gönderdim. Diyarbakır, Silopi ve Şırnak’ta hâlâ bu nitelikte soruşturmaların sürdüğünü, bunlarla Ergenekon soruşturması arasında bir bağ olduğunu, Ergenekon’da adı geçen bir kısım kişinin aynı kişiler olduklarını, soruşturmanın bu yönüyle genişletilmesi gerektiğini söyledim. Savcılara bu örgütün Güneydoğu’da son 15-20 yıl içinde işlediği suçlara ilişkin bilgi ve belgeleri sunduk. Eğer isterlerse, en azından bu bölgedeki suçlara yönelik de soruşturmayı genişletme olanağı var. ‘Bizim elimizde bilgi yoktu, biz elimizdeki bilgileri değerlendirdik, bu kadar bilgi vardı’ diyemezler. Arif Doğan, Levent Ersöz ve Kırca hakkında yıllardır iddialar, suç duyuruları, soruşturma dosyaları, çok somut bilgi ve belgeler vardı. Yargı bugüne kadar bunlarla ilgili olarak adil davranıp hukuk devleti olmanın gereğini yapsaydı, yasaları uygulasaydı belki de Ergenekon örgütünün bugün açığa çıkan yapısı, üyeleri, bu kadar rahat, bu kadar pervasız olamazlardı.” (İstanbul/EVRENSEL)" Alinti: -http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=44084-
  17. Türk milliyetcisi olsa ne olur olmasa ne olur? Hic bir anlami yok aslinda. Önce insan olmak gerek, ben o sifatlari ararim. Diger taraftan ülkemizdeki kendilerini milliyetci niteleyen kesimler, yani onlarin önder siyasileri, devamli Amerikan emperyalizminin taseronlugunu yapmislardir. Deniz Gezmis ve arkadaslari 6. Filoya def ol derken millietci gecinenler Deniz Gezmis ve arkadaslarini taslamislardir. Hikayelere karnimiz tok.
  18. Banada biraz söylediginiz gibi geliyor olayin olusumu. Iliskisi olmasa neden (kendisini öldürsün) öldürülsün? Konturgerillanin ne zaman ne yapacagi belli olmaz, dünki en iyi dostu bugün veya yarin en kötü düsmani olabilir. Baktilarki bu subayda sorgulanacak ve belkide bildiklerini anlatacagindan korkarak adami etkisiz hale getirdiler. Iste sözde vatanseverlerin, Türkcülerin kendi aralarindaki hesaplasmasi. Bekleyelim ilerde daha neler ögrenecegiz.
  19. Alintidaki cevap sizin sahsi cevabiniza tam uygun yani? Okey anlastik ozaman.
  20. Gelismeyi takip ediyoruz ve görecegiz diyorum. Dikkatimi ceken devamli soruyorsunuz ama kendi düsüncelerinizi yazmiyorsunuz. Ben beklemedeyim diye cevap verdim, sizinkisinid e öygrenirsek sevinirim.
  21. Ciddiye alinacak bir söylem olmadigina göre cürütecekte bir sey yoktur. Yoksa sorunlu bir toplumuz dermiydim?
  22. Anlatmaya calistik ama anlasilmamis hala, bana göre bunlar tasviye edileceklerin icinde degiller, en azindan su anki durumuyla öyle gözüküyorlar. Ilerideki gelismeler gösterecek. Diger taraftan size göre neden, faili mechulleri yapanları 'devlet için kurşun atanlar'a sahip çıkan Tansu Çiller yillar önceden de tutuklanmadi?
  23. Olur ögreniriz, artik irkciligida baskalarinin üzerine attik. Kürt sorunu terörmüs, onuda ögrendik. malesef bir defada olsun haksiz cikmadim yaa, defalarca söyledim, biz sorunlu ve inkarci toplumuz, öyle yetistirlimisiz, kendimizi dev aynasinda ve digerlerini devamli haksiz görürüz. Biz her zaman her yerde hakliyizdir, demisimdir. her seferinde bir kezde olsun yanilayim demisimdir ama olmadi. Bakiyorum devam bu halimizeeeeeeeee
  24. Dogu Perincek konusu Almanya'daki sosyal hizmetler kanuna fazla benzemedigi icin bizden bu kadar, ama siz onu herhalde aynen Almanya sosyal kanunlarini bildiginiz gibi iyi taniyorsunuzki hapse girmesiyle Türk milletini karanliga gömmüs oluyoruz. Birazda perincek iceridekileri aydinlatsin, cikinca gene bahsettiginiz millet, tahminim 10 kisiyi gecmez, tekrar karanliga gömülmekten kurtulur. Perincek'in nasil olsal devamli bir ayagi iceride bir ayagida disarida olmustu, aynen bir eliyle prti yönetirken diger eliylede ajan provekatörlük yaptigi gibi, o alsik bu tür tutuklamalara, bence 10 tane arkasindaki "millet"te artik alissin bu duruma.
  25. Sn Dogrucudavut, siz benim fikrimi sordunuz, bende ileride görecegiz diye yazdim ve en iyi cevabida sn Perincek'ten alirsiniz diye yazdim. Onun disinda size göre alintilarda da baskalari tarafindan sizi tatmin edici cevaplar varsa sevinin. Bana sordungunuz icin alinti yerine kendi düsüncemi ve birde birinci elden cevap alin diye tavsiyede bulundum size. Ama anlasilan sizin amaciniz sadece sorguya cekerek kendinizce acik aramak galiba. Merak etmeyin okumadan hic bir sey yapistirmam, aklimin ucundan bile gecmediydi, ama aklima getirdiniz, herhalde bayagi tecrübeniz var okumadan yapistirmakta.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.