Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

dünyahepimizin

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.434
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    4

dünyahepimizin tarafından postalanan herşey

  1. Gündem anlasilmistir umarim.
  2. Yazimi iyi okursaniz ben azinlik olarak görmedigimiz grup olarak demisim ve cerkezlerden bahsetmisim. Diger taraftan Cerkezlerin talebi yok diyorsunuz, olanlari zaten bölücü ilan ediyoruz. Önemli olan bizim cogunluk olarak azinliklarimiza ilgi göstererek onlarin talebine gerek kalmadan yapmamiz. Azinlik olarak kabul ettiklerimizin genel durumuna bakarsak Türkiye'de onlar icin nasil bahsediliyor oda büyük bir tartisma konusu. Ayak oyunlarina hicte gerek yok, anladigim kadariyla sizin herhangi bir etniik guruba zaten kültürel hak vermeye niyetiniz yok.
  3. Gündemde Almanya'daki sosyal sistemi ögrenmek var derim. Tabii ögrenmek isteyenler icin.
  4. Sn Dogrucudavut, burasi ciddice tartisilan bir Forum ortami. Dalga gecmek istiyorsaniz burada yanlisssiniz. Ciddiyete davet ediyorum sizi.
  5. PKK'nin eylemleri Türkiye'deki siyasi yörüngeye göre sn Dogrucudavut cünki, onlar eylemlerini bagimsiz degil belirli siyasetin yönlendirilmesiyle yapiyorlar. Size bir ip ucu, gecen sene bahar aylarinda cogalmisti, hatirlarsaniz o dönem cumhurbaskanligi secimi vardi ve bakirsunuz gene 2008 temmuz secimleri öncesinde de bir terörö yükselmsi vardi. Cumhurbaskanligi ve parlemento secimlerini etkilemek icin, Türkcülerin isine yarasin diye yapilan bir terördü. Türkcüler PKK sayesinde gene yollara dökölmüstü ve oy avina cikmislardi, ama umduklari bosa cikti. Birde tabii Türkcüler PKK yi askeri cunta icinde kullaniyorlar, aynen faili mechulleri yaptiklari gibi. Yani bu derin devlet meselesi dostum, anlayalim artik.
  6. O baslik altinda sizinle yazistik, tekrar okuyun derim. En son kendi yorumunuzda tamam kabul, haklisiniz dediniz. Burasi dogru baslik degil. Sorarsin dogru baslik altinda tartisiriz.
  7. Biz önce AB'nin veya baska bir ülkenin bize azinlik dayatmasini bir kenara birakalim ülkemizde kendi tanimladigimiz etnik gruplara ve etnik saymadigimiz guruplara bakalim ve onlara gereken ilgiyi gösterip göstermedigimizi sorgulayalim. Mesela Cerkez'ler, neden bunlarin bir tv si ve kendi kültürlerini gelistirmeleri icin okullari yok? Neden devletten bir fon almiyorlar? Onun disinda mesela Aleviler, onlar azinlik olmadigi halde, kendilerine sordugun zaman ayrimciliga maruz kaldiklarini defalarca dile getiriyorlar. En son somut dedil ise TRT'in bir ilki yaparak Alevilerin kutsal ayi olan Muharrem ayinda özel programlar düzenlemeye basladi ve bunu baslatirken de eskiye dönük ufakta bir öz elestiri yaparak Alevilere haksizlik yapildigi tartisildi. Örnekleri cogaltabiliriz. Biz pekihala AB dayatmadan da cok önceleri kendi vatandaslarimiz olan etnik kökenleri degisik toplumlara kültürel haklarini verebilirdik ve hemde destek vererek, yani okullarini acarak vs. Bizimkisi sadece zaten istemedigimiz bir konuda baskalarinin baskisina karsi kendimizi hakli göstermeye calismaktan baska bir sey degil.
  8. Siz bildiginiz yolda devam edin. Umarim Almanya'daki sosyal yardim kanunu nuda bu arada dogru sekilde ögrenmisizdir. Orada azten belliydi kimin sapla samani birbirine karistirdigi ve karistirirkende ne kadar zevk aldigi.
  9. Siz burada istihbater servisiyle resmi ama yasa disi olan devletin örgütlenmesini birbirine karistiriyorsunuzki, o yüzden CIA, Mossad ve KGB gibidevletin gizli servisinin kadirlmasini soruyorsunuz. Biz derin devletten bahsederken siz demekki sadece MIT'i anladiniz. Burada MIT tartisilmiyor. Türkiye'deki derin devlet malesef rayindan cikmistir ve devletin basini bayagi belaya sokuyor.
  10. Sn Efendi Türkler malesef gene siz bazi konulari karistirmissiniz ve aynen Almanya daki sosyal yardimlar konusundaki gibi bilmeden yorum yapmissiniz. Kim seriata oynamak istiyor? Benmi? Gülerim sadece böyle bir iddaaya. Sayiz defalarca anlattik ama herhalde okumuyorsunuz vveya gerek duymuyorsunuz, cünki siz zataen belkide insanlari sucu veya bucu diye etiketlemissiniz. Türkiye'de sadece Türkcülerle sriatcilar yok, bunu iyi bilin. Illada siz istiyorsunuz diye bizler ya Türkcü yada seriatci olmak zorunda degiliz. Ne güzelki ülkemizde milyonlarca gercek demokrat ve devrimci insanlar var. Benim neye bahane blacagimi ve ne icin arkadasa isbatla dedigimi yzinizdan cikaramadim. Lütfen biraz daha acik yazalimki en azindan okudugumuz zaman ne demek istediginizi anlayalim. Sizin iddaalariniz bana malesef devamli Almanya örnegini hatirlatiyor.
  11. Tam aciklarmisiniz lütfen ne demek sitediginizi sorunuzla? Anlayamadimda.
  12. Size o zaman Meclis arastirma komisyonunun raporlarini okumanizi tavsiye edirim. Onun yanisira eski Susurluk arastirma komisyonunda görev alan Fikri Saglar'in aciklamalarini dinleyin veya okuyun derim. Göreceksiniz Susurluk'ta nasil mafay siyasetci iliskileri varmis. göreceksiniz nasil derindevletin calistigini. Ama bugüne kadar bunlari görmemezlikten geliyorsak ben sadece art niyet görüyorum.
  13. Aslinda ne Türkcüler nede PKK Kürt halkinin yanindadir ve onlarin refahi icin calisirlar. Türkcüler Kürt halkinin kültürel bazda yillardan beri istediklerini bölücülük diyerek red etmislerdir ve onlari devamli potansiel vatanhaini ilan etmislerdir. PKK ise Kürt halkinin hakli davasini kendi terör ve uyusturucu ticareti icin sadece propaganda olarak kullanmistir. Aslinda Türkcüler ile PKK Kürt halkina karsi ortaklasa mücadele ediyorlar derim.
  14. Biz hala topraklarimizin öz evlatlari olan etnik kökenli vatandaslarimizdan dillerini konusuyorlar diye korkarken ve onlarin tümünü potansiyel bölücü olarak görürken bakalim mesela Almanya ülkesindeki bir azinlik icin neler yapiyor? Azinligin ismi Sorblar. "Dil ve yerleşim alanları Sorblar, Yukarı Sorb dili (Sorbça: ''HornjoserbÅ¡Ä?ina'') ve Aşağı Sorb dili (Sorbça: ''DolnoserbÅ¡Ä?ina'') olmak üzere iki ayrı yazılı dile sahiptir. Ancak Aşağı Sorb dili tarihe karışma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yukarı Sorbça Çek, Aşağı Sorbça ise Leh diline yakındır. Sorb Enstitüsü ve Domowina'nın hesaplamalarına göre günümüzde Sorb dilini aktif şekilde konuşanların sayısı 20.000-30.000 arasında bulunmaktadır. Bir başka kayda göre Aşağı Sorb dilini konuşanlar 7 bin, Yukarı Sorb dilini konuşanların sayısı ise 15 bin dolayındadır. Birçok Sorb kuruluşu Sorbların sayısını 60.000 olarak belirtmektedir. Bu rakamın üçte ikilik kesimi Saksonya'da Oberlausitz'de yoğunlaşmıştır. Bautzen, Hoyerswerda ve Kamenz Sorblar'ın Saksonya'da yaşadıkları yerleşim yerleri arasında öne çıkmaktadır. Ayrıca Brandenburg eyaletinde Niederlausitz Sorblar'ın yoğunlukta olduğu bölgeler arasında sıralanmaktadır. Almanya dışındaki Sorblar Yukarı Sorb dilinin bir ağzı, Amerika Birleşik Devletleri'nin Texas eyaletine bağlı Serbin'de konuşulmaktadır. 1848-1860 yılları arasında Avustralya'ya 400 dolaynda Sorb aile göçmüştür. Polonya'da Sorau (Leh dili: Å»ary) kenti çevresinde bulunan Sorblar'ın büyük kısmı İkinci Dünya Savaşı sonrasında Alman olarak kabul edildiklerinden Batı'ya göçmek zorunda kalmış, kalanlar ise Polonya'nın asimilasyon politikası sonucu etnik özelliklerini kaybetmişlerdir. Sorb azınlığı koruyup geliştiren kurumlar Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesini öngören 31 Ağustos 1990 tarihli anlaşmada Sorblar'ın durumuna da açıklık getirilmiştir. Anlaşmanın 35'nci maddesinin 14'ncü fırkasında, "Sorslar'ın Almanya sınırları dışında bir anavatana sahip olmadıklarına dikkat çekilerek Sorb halkına karşı Alman devletinin destek yükümlülüğü" vurgulanmıştır. Bu çerçevede Sorb Halkının Vakfı (Sorb dili: ''ZaÅ?ožba za serbski lud'') önemli bir işlev üstlenmektedir. Vakfa federal devlet ile Brandenburg ve Saksonya eyaletleri maddi kaynak sağlamaktadır. Sorb Halkının Vakfı bu kaynakla Sorb kimliğini ifade eden dil, kültür ve gelenekleri koruyup geliştirme, teşvik ve yayma faaliyetleri yürütmektedir. Alman federe devleti, Brandenburg ve Saksonya eyalet yönetimleri 2006 yılında Sorsb azınlık için toplam 15,6 milyon Euro kaynak ayırmıştır. Bu rakamın 7,6 milyonu federe devlet, 5,5'i Saksonya, 2,6 milyonu ise Brandenburg tarafından karşılanmıştır. Bunun dışında, kamu bütçesinden Sorb azınlık için 5,6 milyon Euro ödeme yapılmaktadır. Sorb Halkının Vakfı, resmi web sitesinde maddi kaynaklarının bütün kalemlerini açıklamaktadır. Bautzen (BudyÅ¡in) ile Cottbus (ChoÅ?ebuz), Sorb kültür dünyasının merkezleri olorak kabul edilir. Bu kentlerde birçok kreşin yanı sıra bir düzineye yakın orta öğretim seviyesinde eğitim veren Sorb okulu bulunmaktadır. Ancak giderek düşen talep nedeniyle okullar kapanma tehlikesiyle yüz yüzedir. Bautzen ve Cottbus'da ayrıca Sorb dilinde eğitim veren lise faaliyet göstermektedir. Sorb dilinde vatan anlamına gelen ve 1912 yılında kurulan Domowina (Resmi adı Lausitz Bölgesi Sorbları'nın Birliği; Sorbça: ''Zwjazk Åužiskich Serbow z. t.'', Almanca: ''Bund Lausitzer Sorben e. V."), Sorb azınlığın merkezi örgütlenmesidir. Domowina, toplam 5 bin 800 üyesi olan 12 derneğin çatı örgütü konumundadır. Merkezi Bautzen'de bulunan bir Sorb Enstitisü (''Serbski Institut'') bulunmaktadır. Bu kuruluş, 1951 yılında kurulan Sorb Halk Araştırmaları Enstitüsü'nün (''Institut za serbski ludospyt'') devamı niteliğindedir. Enstitü, tarihe karışan Doğu Alman Cumhuriyeti döneminde Bilimler Akademisi'ne bağlıydı. Sorb Enstitüsü, Sorb dil ve kültürünü bilimsel yöntemlerle ele alan araştırmaların yanı sıra Lausitz bölgesinde Sorp dili ve kültürüne destekleyen programlar hayata geçirmektedir. Bautzen, kitap, gazete ve dergi gibi Sorb dilinde yapılan bütün yayınları basan Domowina yayınevine (Sorbça ''Ludowe nakÅ?adnistwo Domowina'') de ev sahipliği yapmaktadır. Bautzen'de bir Sorb Müzesi (''Serbski muzej BudyÅ¡in'') bulunmaktadır. Müzüde 6'ncı yüzyıldan günümüze Sorb tarihinin yanı sıra Sorbların kültür ve hayat tarzı aktarılmaktadır. Düzenli sergilerde Sorb sanatçıların eserleri sergilenmektedir. Sorb Müzesi, maddi kaynağını yerel yönetimin yanı sıra Sorb Halkının Vakfı ve Oberlausitz- Niederschlesien kültür bölgesinden de sağlamaktadır. Leipzig Üniversitesi'ne bağlı Sorb Dili Enstitüsü'nde Sorbça öğretmenler yetiştirilmektedir. Kökleri 10 Aralık 1716'da Sorb üniversite öğrencileri tarafından kurulan Sorb derneğine kadar uzanan ensititüye son yıllarda talep artış kaydetmiştir. Enstitü'nün genel müdürlüğü 19 Ocak 2004'ten bu yana Prof. Dr. Eduard Werner tarafından yapılmaktadır. Basın-yayın kuruluşları thumb|200px|Serbske Nowiny'nin kapağı â? Serbske Nowiny?, Sorb dilinde yayın yapan bir günlük gazetedir. Yukarı Sorb dilinde çıkan günlük gazetenin yanı sıra Aşağı Sorbça'da â? Nowy casnik? (Almanca: ''Neue Zeitung'') isimli bir haftalık gazete yayımlanmaktadır. Kültür alanında çıkan, aylık â? Rozhlad? (Almanca: ''Umschau'') dergisi, çocuk dergisi â? PÅ?omjo? (Almanca: ''Flamme''), Katolik yayın yapan â? Katolski PosoÅ?? ve Protestanların dergisi â? Pomhaj Bóh? kayda değer diğer yayınlar arasındadır. Sorb Radyosu'nun yayınları, kamuya ait birer radyo-TV kuruluşu olan MDR ve Berlin-Brandenburg Radyosu'nda üretilmektedir. Sorbça, Cumartesi dışında her gün birkaç saat olmak üzere yine MDR ve Berlin-Brandenburg Radyosu'na ait vericiler üzerinden yayın yapılmaktadır. Berlin-Brandenburg Radyosu, Sorbça yayınları ayrıca podcast olarak da sunmaktadır. Sorb gençleri hedef alan aylık "Bubak" ve iki saatlik "Radio Satkula" hazırlanmaktadır. Berlin-Brandenburg Radyosu, 1992 Nisan ayından beri Aşağı Sorb dilinde 30'ar dakikalık â?Åužyca? (Almanca: ''Lausitz'') isimli TV programını hazırlamaktadır. MDR ise 18 Eylül 2001'den bu yana 30'ar dakikalık â?Wuhladko? (Almanca: ''Aussicht'') isimli TV programını yayınlamakta, Sorb dilindeki program uydu üzerinden Almanya genelinde izlenebilmektedir. MDR, ayrıca her pazar yayınlanan "Sandmí¤nnchen" isimli çocuk programını Alman ve Sorb dillerinde aktarmaktadır. Siyasi kuruluşları thumbs|right|150px|Sorb bayrağı 2005 Mart'ında Cottbus'da bir grup Sorb Wend Halkının Partisi'ni (Sorbça: ''Serbska Ludowa Strona'') kurdu. Sorblar siyasi partiyi kurarken, Schleswig-Holstein eyaletinde Almanya'daki Danimarkalı azınlığın haklarını savunan SSW'yi örnek aldılar. Ancak Sorb azınlık Wend Halkının Partisi'ne halen temkinli yaklaşmaktadır. Sorbların genel eğilimini yansıtan Domowina'da, Sorb halkının çıkarlarının bir azınlık partisi yerine tüm partilerle işbirliği yapılarak korunması görüşü ağır basmaktadır. Azınlık hakları right|thumb|Cottbus'da Almanca ve Sorbça sokak levhaları Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesini öngören 31 Ağustos 1990 tarihli anlaşma (Almanca: Einigungsvertrag), Sorblar'ın durumuna şöyle açıklık getirmektedir. <ol type="a"> <li>35'nci maddesi 14'ncü fırka: â?Almanya Federal Cumhuriyeti ve Demokratik Almanya Cumhuriyeti, anlaşmanın 35'nci maddesiyle bağlantılı olarak şu noktalar kararlaştırılmıştır: # Sorb halkı ve kültürüne aidiyet beyanı özgürdür # Sorb kültürü ve Sorb geleneklerinin korunup geliştirilmesi güvence altına alınacaktır. # Sorb halkının mensupları ve Sorb örgütleri Sorb dilinin kamusal alanda korunup desteklenmesi özgürlüğüne sahiptir. # Anayasada federal devlet ve eyalet yönetimleri arasında belirlenen görev dağılımında bir değişiklik yapılmayacaktır. </li> <li>Yine sözkonusu Birleşme Anlaşması uyarınca Sorb dilinin mahkemelerde kullanımı da güvence altına alınmıştır: â?Madde 184 uyarınca Sorb halkının yaşadığı bölgelerde Sorblar'ın mahkemede ana dillerinde konuşma hakkı dokunulmazdır.?</li> <li>Federal İçişleri Bakanlığı'nın 14 Nisan 1993 tarihli yazısında, Birleşme Anlaşması'nın 35'nci maddesinin 14'ncü fırkasının geçerlilik süresine şöyle açıklık getirilmiştir: â?Anlaşmada, ilgili düzenlemenin belli bir süre sonra yürürlükten kaldırılacağına dair bir ibare bulunmamaktadır.?</li></ol> " Alinti:- -http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/Sorblar- Görüyoruzki Sorblar Almanya nüfüsunda 1% bile yoklar, ama ona ragmen birakin dillerini konusma haklarini, devletten kültürlerini korumalari icin kaynak bile ayriliyor. Biz ise Kürt'lerin nüfusu eskiden kültürel hak alacak kadar yeterli degildi diye aslinda ne kadar aciz oldugumuzu gösteriyoruz. Birde kalkiyoruz, yok efendim Kürt'ler Türkiye nüfusunun 8% ini, yok 10% nu yok efendim aslinda belkide 3% olusturuyor gibi yalan yanlis bilgiler verdigimiz gibi, aslinda bu bilgilerin arkasinda Kürtce konusmayi red etmek ve tahammülsüzlük geliyor.
  15. Bahsettiginiz zihniyet sözümona cok dürüs, kimseyi asagilamayan ve hele hele hayatta irkcilik yapmadiklarini iddaa eden sözümona en büyük vatanseverler. Türkiye sadece onlardan sorulur ve korunur. Türkiye zaten bu zihniyetin elinde kaldigi icin vatandaslarimiz olan Ermeni ve Yahudi'leri köpekten bile asagi görüyorlar. bahsettiginiz o zihniyet, yani Türkcüler, Türk vatandaslari icin yabanci ülkelerde her türlü hak isterler, ama kendi ülkemizdeki ve vatanin bir parcasi olan azinliklarimizi devamli düsman görürler. Dost gördükleri an sadece o azinligin hak istemedigi andir.
  16. Fikri Saglar'da herhalde seriatci olduki AKP gibi o da Ergenekonun üzerine gidiyor. Türkcülerin saga sola carpmalarindan baska bir sey olamaz. Gercek devrimci ve demokrat her zaman ve her yerde kontrgerillaya karsi gelir. Fikri Sağlar'dan Ergenekon için ilginç öneri Eski Kültür Bakanları'ndan Fikri Sağlar, Susurluk ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonları'nın raporlarının Ergenekon soruşturmasına yol gösterici olabileceğini söyledi. Sağlar, yaptığı açıklamada, Susurluk ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonları'nın raporlarının Ergenekon soruşturması kapsamında değerlendirilmesini istedi. Meclis'te Susurluk Komisyonu üyeliği de yapan Sağlar, "Her iki raporda da derin devletle ilgili bilgiler ve izler var. O izler sürülebilirse Ergenekon'dan amaçlanan derin devleti çökertmekse ona ulaşabilir. Bu iki rapor incelenmeli. Bu raporlar yol gösterici olabilir" dedi. Ergenekon soruşturmasının ilk başlarda "derin devlet, kırmızı kitaplar ve gizli anayasalar"la mücadele için ortaya çıktığını düşündüğün söyleyen Sağlar, "Ergenekon davasının ilk başlarında böyle bir iddia ile ortaya çıkıldığını görmekten mutluluk duymuştum. Ancak geçen sürecin geldiği nokta aynı derecede bu dosyaya büyük umutlarla bağlanmış değilim" diye konuştu. İddianamenin açıklanmasının ardından pek çok şeyin netleşeceğini ifade eden Sağlar'ın değerlendirmeleri şöyle: "Aslında Susurluk Komisyonu'nun ortaya koymuş olduğu raporla, Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu'nun ortaya koymuş olduğu raporun savcılar tarafından incelenmesi Ergenekon'un dosyası diye adlandırılan ve toplumda ben de dahil olmak üzere büyük umutlarla baktığımız hedefin bulunmasında önemli katkı sağlar. Her iki raporda da derin devletle ilgili bilgiler, izler vardır. O izler sürülebilirse amaçlanan Ergenekon'dan derin devleti çökertmekse ona ulaşabilir. Bu iki rapor incelenmeli. Bu raporlar yol gösterici olabilir." Alinti: -http://www.hurriyet.de/?navi=sonarticle&banner=0&docid=9427905&cat=3206-
  17. İddianameden Şok Edici Notlar İDDİANAMEDE, firari şüpheli olarak gösterilen Tuncay Güney’in videoya kayıt edilen ifadesinin deşifresi de yer aldı. Tuncay Güney, 'Veli Küçük’ün mutemediyim, Veli Küçük Ergenekon bünyesindeki hükümet sözcüsüdür' dedi. Tuncay Güney’in Ergenekon ve Veli Küçük hakkındaki iddiaları şöyle: 1992 yılında beri Veli Küçük’ün yanında bulundum. Veli Küçük adına birçok görüşmeye katıldım. Bilgi ve belgeleri Veli Küçük’e ilettim. Doğu Perinçek, Lobi ve Ergenekon’nun yeniden yapılanma teorisi var. Veli Küçük, 'Mustafa Kemal bu ülkeyi çetelerle kurdu' diyerek örgütlenmesini savundu. Sedat Peker gibi grupları kontrolü altında tuttu. İş adamlarını örgütledi. Soldaki örgütleri kontrol altına almaya çalıştı. Veli Küçük grup içinde bir şahsı kendine bağlayarak diğerleri hakkında istihbarat alır. Lobi çalışmasını Veli Küçük’ün talimatı ile Doğu Perincek, Ümit Oğuztan, Adnan Akfırat ve benim katıldığım bir ekip yaptı. Son şeklini Veli Küçük verdi. Ergenekon’un yeniden yapılanması ilgili tezi Veli Küçük’ün talimatı ile Doğu Perinçek, Hasan Yalçın, Deniz Bilge, Emekli Albay Suphi Karaman ile birlikte Bilecik’te hazırladılar. Veli Küçük hücre yapılanmasını çok iyi bilir. Çok temkinlidir. Korkmaz Yiğit gibi birinden bir şey almayı düşündüğü de Sedat Peker ve beni şahsın üzerine saldırtarak para koparırdı. Örgütün Sedat Peker, Ali Yasak (Drej Ali), Sami Hoştan ve Mahmut Yıldırım (Yeşil), Aydınlık Dergisi, Akşam Gazetesi, Cumhuriyet Gazetesi, Ulusal Tv, Hizbullah, DHKP / C, uyuşturucu kaçakçılığında JİTEM, ve Mesut Barzani, Amerikan CAT şirketi ile bağlantısı var. Diger notlar icin okumak isteyen: -http://fotogaleri.haberler.com/iddianameden-sok-edici-notlar/resim-1/-
  18. ELKATMIŞ: SUSURLUK'TA KONTRGERİLLANIN ÜZERİNE GİDİLEMEDİ, ERGENEKON ÖNEMLİ BİR FIRSAT Ankara Gölbaşı'ndaki Kazılarda Çok Sayıda Çeşitli Bomba ve Silahların Bulunması Devlet İçerisindeki Çetelerin Tasfiyesine Yönelik Umutları Artırdı. Son Gelişmeleri Haber Kanallarındaki Canlı Yayınlarda Değerlendiren Uzmanlar, Kimsenin Dokunulmazlığının Olmadığını Vurgulayarak Şüphelilerin Avukatlığına Soyunulmaması Gerektiğini Belirtti. Ankara Gölbaşı'ndaki kazılarda çok sayıda çeşitli bomba ve silahların bulunması devlet içerisindeki çetelerin tasfiyesine yönelik umutları artırdı. Son gelişmeleri haber kanallarındaki canlı yayınlarda değerlendiren uzmanlar, kimsenin dokunulmazlığının olmadığını vurgulayarak şüphelilerin avukatlığına soyunulmaması gerektiğini belirtti. Eski Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, komisyonun faaliyetleri kapsamında kayıp silahları soruşturduklarını, fakat 'devlet sırrı' denilerek araştırmaların önünün kesildiğini söyledi. Ergenekon Soruşturması kapsamında söz konusu silahların ortaya çıkarılmaya başlandığını belirten Elkatmış, "Geçmişte faili meçhul cinayetlerin hangilerinde bu silahlar kullanıldı. Bunların tek tek araştırılması, silahların bulunup ortadan kaldırılması gerekiyor. Yoksa devlet her zaman şaibe altında kalır, vatandaşlar korku içerisinde yaşar, faili meçhuller de devam eder." dedi. Ergenekon Soruşturması'nın faili meçhullerin aydınlatılması açısından bir fırsat olduğunu vurgulayan Elkatmış, "Soruşturma sürecini görünce umutlanıyorum, fakat gösterilen tepkilere de bakınca ümitsizliğe düşüyorum. Bu süreçte kimse avukatlığa soyunmamalı. Kimsenin de devletin üst kademelerinde uzun yıllar görev yaptı diye dokunulmazlığı olamaz." diye konuştu. AVNİ ÖZGÜREL: ÇETELER 28 ŞUBAT'TAN CESARET ALDI Gazeteci Avni Özgürel de Elkatmış gibi Susurluk soruşturmasının tam olarak yapılamadığını ve sorumluların yargılanamadığını hatırlattı. Özgürel, çete ve organize girişimlerin Susurluk'un ardından yaşanan 28 Şubat sürecinden cesaret aldığına dikkat çekti. Eski Susurluk Komisyonu üyesi Fikri Sağlar da adam öldürme yetkisini kendisinde bulan bir yapının ortaya çıkarılmasına doğru gidildiğine dikkat çekerken, bu süreçte siyasilerin avukat ya da savcılık yapmaması gerektiğini belirtti. TÜRKÖNE: CHP İLE ERGENOKON'UN İDEOLOJİSİ AYNI Yazar Mümtaz'er Türköne ise bu süreçte Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Atatürk ve Cumhuriyet'i kendisine kalkan olarak kullanmak suretiyle "Yavuz hırsız misali, suçu bastırmak amacıyla, can havliyle" Ergenekon'u savunduğunu öne sürdü. Türköne, CHP ile Ergenekon arasında ideolojik bakımdan hiçbir fark olmadığını da savundu. Siyasilerin daha dikkatli ve özenli bir üslup kullanmaları gerektiğine dikkat çeken Türköne, "Kimsenin yargıçları baskı altına almaya hakkı yok." dedi. BİLİCİ: İKİ EL BOMBASIYLA BİLE DARBEYE ZEMİN HAZIRLANABİLİR Gazeteci yazar Abdülhamit Bilici ise bulunan silahların darbe yapmaya yeterli olup olmadığının sorgunmasını eleştirdi, "Dumanı tüten silahlar varken soruşturma sulandırılmaya çalışılıyor" dedi. Darbeye zemin hazırlamak ve buna uygun psikolojik ortamı oluşturmak için iki el bombasının bile yeterli olabileceğini vurgulayan Bilici, ulusalcı çevrelerin bir süredir toplantılarında direniş ve halk ayaklanmasından bahsettiğini hatırlattı. (CİHAN) Alinti: -http://www.haberler.com/elkatmis-susurluk-ta-kontrgerillanin-uzerine-haberi/-
  19. PKK ile devletin ne kadar iliskide oldugu umarim ilerki günlerde daha da isiga cikar. Gecmiste yapilan operasyonlarda bile bazen insan kendisine sormak zorunda kaliyordu, bu kadar gizli operasyonu PKK nasil ögrendi diye. Veya bir cok ölümleri PKK araciligiyla yapilmasi falan. Susurluk davasinda bunlar apacik ortaya cikmisti. Simdi gene bir yerden patladi teker ve görecegiz nereye kadar aydinlatilmak isteniyor. Kontur gerilla ülkemizde devamli demokrasiye darbe vurmustur ve faili mechulleri yaratmistir. Size soruyorum, neden ülkemizde o kadar faili mechuller var? Ugur Mumcu bile PKK ile Kontur gerilla arasindaki baglantiyi cikarttigi iicn öldürüldü. PKK öldürseydi hemen bulunurdu, ama derin devlet yaptigi iicn, mahkemelerde de görüldügü gibi bir cok deliller ya yok edildi yada bilerek mahkemeye sunulmuyor. Ve hatta bazi görevliler mahkemeye bile cikmiyorlar.
  20. Bazen bilmece sorulur bazende isine gelmeyince cevap verilmez. Bunun adida bilimsel tartisma oluyor, aynen sadece lafta bilimsel arastirmalardan bahsedilipte kaynak gösterilemedigi gibi. Etrafimizi iyi tanimak gerek dostum.
  21. Mademki sadece Kürt'lere ayricalik yapiliyor diye Kürtce tv ye karsiysaniz, tüm etnik kökenlilere verelim derim. Herhalde buna o zaman kabul edersiniz umarim.
  22. Susurluk cetesi ortaya ciktiginda eminimki burada Ergenekon icin hikaye diyen yorumcularin cogu demokrasi icin Susurluga karsi cephe almislardir. Susurlukla alakasi olanlarin cogu milliyetci gecinen mafya ve cetecilerdi. Ergenekon davasina bakildiginda kendisini sol ve hatta sosyalis diye niteleyenler bile var ve hükümet te AKP oldugu icin Susurlukta yollara dökülenler birdebire Ergenekon da ceteleri savunmaya basladilar. Inanilacak gibi degil dogrusu. Cetecinin, derindevletin sagida olmaz soluda olmaz seriatcisida olmaz. O yüzden olaya birazda cetelere ve derindevlete karsi olma acisindan bakalim ve görecegizki o savunduklarimiz hicte iyi inssanlar degilmis.
  23. Susurluk cetesi mensuplarina da bakarsaniz tümü güya vatansever ve Türkiye adina eylemlerde bulunanlardi. Ama orada da devlet icerisindeki yasadisi cetelesmenin oldugunu ve buna kimlerin bilastigini gördük. Yani laik olmak, kendisini vatansever ilan etmek bunlarin cete kurmayacagi anlamina gelmez. Diger taraftan görünen oki su an yargilanan ve yakalananlar tasviye edilmek istenenlerdir, yani ömrü bitmis olan kontur gerillayi tasviye meselesi. Ibrahim Sahin kendisi o kirokileri cizmemis ve bahcesinde de saklamamis olabilir ve yapanlar da gene kendi eski arkadaslari olup tasviyesi icin hazirlanmis bir pilanin da parcasidir. Detaylari ileriki zamanda görecegiz. Gercek suki ates olmayan yerden duman cikmaz. Yani ülkemizde cete, mafya ve derin devlet yokmuda böyle konusuyoruz. Derin devletin bir ic hesaplasmasidir ve bu hesaplasmada herhalde demokrasi kurallarina göre yapilmayacak, cünki kurulus ve var olus sekliyle zaten demokrasiye karsiydi.
  24. Apo'nun Ergenekon baglantisi zaten bir cok haberlerde verildi ve hatta PKK icerisinden olupta bu konuda demec verenler vardi. Baglantisi Perincek ve Yalcin hocanin PKK ile iliskileri ile de ortaya cikiyor. Diger taraftan Apo'nun yakalanis sekli, zamani ve sonrasi gelismeler bende bu kaniyi uyandiriyor. Ben sade bir vatandas olarak Türkiye'nin demokratiklesmesi ve devlet icindeki tüm yasadisi faaliyetlerin son bulmasi ve sorumlularin hesap vermesi taraftarayim. Sonuna kadar, ipin ucu kime giderse gitsin, her olayin aydinlatilmasi taraftariyim. baska türlü seffakligimiz inandirici olmaz. Daha hala aramizda devlet adam öldürmez ve öldürtmez diyenlerimiz cok, onlarin yanisira öldürebilir ve öldürtmesi de gerekli diyenler de cok. Bu arkadaslar tüm bu iddaalarini vatanperverlik adina yaptiklarini iddaa ediyorlar. Bu davranis bizi daima karanlika götürdü ve böyle devam ederse dahada karanliklara gidecegiz. Sunun bunun aleti olacagimiza kendimize kardesce sarilarak güzel bir hayat sürdürebiliriz, ama bu kötü emelli devlet icerisindeki yasal olmayan calismalar ve örgütler yillardan beri bizlere hayati zehir zembelek ettiler ve birbirimize düsürdüler. Gecmiste ve halaa günümüzde neler yasadigimizi cok iyi biliyoruz. Ben her seyi bilecek durumda degilim. Görüslerim sahsi siyasi görüsüm, yasadiklarim ve haber yayinlarindan. Ama en azindan benim icin bugün itibariyla süphelerim dogrulaniyor. Türkcüler (kontur gerilla ve onun destekcileri) bizi karanliga dogru götürüyorlar.
  25. Benim sahsi görüsüm, toplumca uyani olup ne eski kontur gerillayi koruyalim nede islamlasmayi kabul edelim. Bunun yolu da olaylara part göz etmeden yaklasmak ve taraf tutmadan tüm olaylarin aciklanmasi icin mücadele etmek. Yoksa bazilarinin su anyaptigi gibi kontur gerilla ile AKP arasinda bize secim sunmalariyla olmaz. Her ikiside birbirinde kötü.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.