Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

dünyahepimizin

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.434
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    4

dünyahepimizin tarafından postalanan herşey

  1. Yalcin Kücük'ü savunanlar onun iliskilerine de sahip cikmalidirlar. PKK ile carpisan askere ve pasaya kim, ne zaman PKK ile anlasmali demis? Konulari carpitmayalim ölütfen. Her zaman söylemisizdir, bu kirli savasta olan sucsuz insanlara olmustur diye, binlerce askerimiz sehit edilmistir diye ve bazilarida gene derindevlet ile PKK arasindaki isbirligi sonucu olmustur. Hatirlayalim askerligi biten askerleri asker kimliklariyle kara yolundan yollamalari ve birden PKK'lilar tarafindan önüne gecilip sehit edilmeleri. Bunlar devamli derindevletin planlariydi, cünki onlar terörün sona ermesini istemiyorlar. Bir cok yüksek rütbeli askerin ve polisin süpheli öldürülmüs olmalarida kimlerin parmagi oldugunu iyi gösteriyor. Yalcin Kücük ve benzerleri de bu isin icindeler. Neden onun PKK ile iliskilerini sorgulamiyoruzki? Baskasi olsa hemen deriz, o zaten terörüstlerle beraberdi, onun lafina inanilmaz gibilerden. Ama konu Kücük ve Perincek olunca, sadece onlarin sahsi hatasi oluyor. Bizde inandiydik.
  2. Ugurlar olsunda, onun katilleri büyük ihtimalle Ergenekonun bilgisinde, neden detayli bir arastirma yapilmiyor dersiniz.
  3. Neden konu sapmaya devam etsinki? Ülkemizde para yiyenler ve devletin kasasini soyanlarin tümü dini kesimdenmi geliyorlar? Mademki paranin etkisini konusuyoruz, o zaman etki alanina giren herkesi ele almamiz gerekmezmi? Ülkede bu güne kadar gelmis gecmis tüm iktidarlar ve Belediyeler, ister dinci olsun, ister sosyal demokrat, ister milliyetci ne olursa olsun tümünün ortak paydasi kendi ve yandaslarinin cebini doldurmak, devletin kasasini bosaltmakti. "Devletin mali deniz yemiyen domuz" deyimini bizlere gene devlet erkanimiz ögretmistir. O yüzden konu sapmamaistir, sadece genislemistir.
  4. Faili mechulkleri aydinlatmak isteyenler ve egrcekten Ugur Mumcu'yu sevenleriin asagidaki soruyu sormalari gerekli diye düsünüyorum. "Niye kimse bu soruyu sormuyor? Uğur Mumcu suikastının hemen ardından hiç Özel Kuvvetler elindeki C 3 ve C 4 patlayıcıların envanterine bakıldı mı? Umur Talu / Sabah Sora sora... Böyle bir soru hiç soruldu mu, tam hatırlamıyorum. Böyle bir araştırma hiç yapıldı mı; sanmıyorum. Beni o dönem bu konulara "biraz içeriden yakın" bir kişi henüz yeni dürttü. Dediği şu: Eğer bu konu araştırılırsa, yıllar sonra, belki bir tuğlaya ulaşılır. Bunun araştırılması zor. Ancak o dönem için bu sorular tekrarlanır. Ve bu dönemde görev yapanlar ile "o dönemde" görev yapmış olanlar belki bir şey der. Belki demez. Uğur Mumcu suikastının hemen ardından hiç Özel Kuvvetler elindeki C 3 ve C 4 patlayıcıların envanterine bakıldı mı? Soru bu. Savcılık ve Emniyet bu soruyu hiç sordu mu? Kendine yahut ilgilisine. Bilgilisine. Çünkü; daha o günden birçoğumuz şunu yazıp haber yapıyordu: Bu patlayıcılar ya NATO malıdır; kayıtlıdır... Yahut Çek yapımı. O da muhtemelen kayıtlı. Tabii ki dünyanın herhangi bir yerinden de getirip sınırın herhangi bir yerinden de sokabilirdiniz bunları. Ama bir de "sınır içindekiler" mevcuttu. Bunların da "olağan şüpheli" olması gerekirdi. Gerekebilirdi yani. Belki Mehmet Ağar'ın, o gün Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'ya söylediği "Bir tuğla çekerseniz..." hikâyesi böyle bir şeydi. Belki dünkü Sabah'ta Erhan Öztürk'ün haberinde eski Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı Avundukluoğlu'nun aktardığı üzre, "Mumcu'nun katillerini gören kişiyle konuşmak istiyoruz" dediğinde, İçişleri Bakanı Menteşe' nin "Karıştırma bu işleri" demesi böyle bir şeydi. Bir soru şu: Suikastın hemen öncesinde herhangi bir görevli yahut bir ekip Özel Kuvvetler elindeki bu tür patlayıcılardan aldı mı? Belki olmamıştır böyle bir şey; belki de... "Mumcu'ya suikast" günlerinin Özel Kuvvetler Komutanı, lakabını ben bilmiyordum, "Tilki Kemal" namıyla da anıldığı söylenen Tuğgeneral Kemal Yılmaz. Yılmaz, 1990'da, tam da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay istifa ettiği sırada, "Özel Harp Dairesi" üstüne basına ilk brifingi vermekte olan iki komutandan biri. Brifingin ana fikri, "Özel Harp Dairesi'nin ordu içinde gizli bir ordu olarak askerler ve vatansever kişilerden oluştuğu, bir Komünist işgale karşı örgütlendiği" idi. 12 Eylül darbesinden önce, kendisi de suikast girişimleri ve ihbarlarına maruz kalmış, "Kontrgerilla" varlığından söz etmiş Bülent Ecevit de, daha sonra susmasına rağmen yine de "ABD bu birliği finanse etmiş. Milliyetçileri görevlendiriyorlarmış" demişti. General Yılmaz, o günlerde bir plastik patlayıcı sayımı yaptırtmış mıydı? Burada da yazmıştım geçen gün. O suikast günlerinin "Özel Harekâtçı Polis Amiri" İbrahim Şahin de, sadece Emniyet mensubu değil, daha Polis Akademisi mezuniyetinden beri ilginç görev yerlerinde bulunmuş ve sonra "Özel Harp... Özel Kuvvetler" tarafından yetiştirilmiş bir kişiydi. Onda bulunduğu söylenen belgelerden hem polis hem asker kişilerin isimlerine ulaşılması, bunların şimdi tutuklanması, Şahin'in kendini alamayıp "Benden daha yeni 300 kişilik bir ekip oluşturmam isteniyordu" demesi hep bir nevi "tuğla" kokulu hareketler. Esas soruya gelirsek; Sadece Savcılık'ta değil, Meclis'te de (tabii medyada da) bu soru belki sorulabilir: Uğur Mumcu suikastının hemen ardından hiç Özel Kuvvetler elindeki C 3 ve C 4 patlayıcıların envanterine bakıldı mı? Bunu Güldal Mumcu'nun mensup olduğu CHP de sorabilir! " Alinti: -http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=107382-
  5. Hirant Dink'in katledilisi ve olayin Ergenekon ile iliskisi. "İkinci yılında Dink Suikastı Yazar : Tamer KORKMAZ Yorum Sayısı : 0 Tarih : 20 Ocak 2009 17:25 Hrant Dink Suikastı'nın üzerinden iki yıl geçti. Bu süre zarfında, Türkiye'yi sarsan provokasyonun perde arkasını gizleyebilmek uğruna ciddi bir çaba sarf edilmiş olduğu açığa çıktı. Önceden istihbarat alınmasına rağmen, Emniyet ve Jandarma'nın “ağır ihmalleri” sonucu cinayetin işlendiği Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından da saptandı. Dink'in hayatını kaybetmesine yol açan “ihmaller zinciri”nin tam manasıyla üzerine gidilebilmesi, suikastın arka planının deşifre edilebilmesi için hayati önem arz ediyor. * En başta Trabzon Emniyeti ve Jandarması'nın ihmalleri var… Suikastın azmettiricisi Yasin Hayal'in 2004'teki Mc Donald's bombalamasını Trabzon polisinin ve savcılığın terör suçu kapsamında görmeyişi Dink Suikastı'na giden yolda ilk ciddi ihmaldi. Böylelikle, Yasin Hayal'in bağlantıları gerektiği gibi araştırılmadı… Hayal, Trabzon'daki bombalama olayını Erhan Tuncel'le birlikte düzenlemişti. Erhan Tuncel'in üzerine gidilmedi, savcılığa dahi sevk edilmedi; dahası Tuncel olaydan üç hafta sonra Trabzon Emniyeti tarafından “yardımcı istihbarat elemanı” yapıldı. Yasin Hayal, bombayı Tuncel'in imal ettiğini Dink cinayetinden sonra anlatmıştı. Erhan Tuncel o süreçte yargılanmadığı için Dink Suikastı'ndaki rolü de engellenemedi. Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda “Tuncel'in Mc Donald's olayındaki işlevi çözülseydi suikast önlenebilirdi” deniliyor. Hrant Dink Suikastı'nda azmettirici olduğu iddiasıyla yargılanan Erhan Tuncel “Cinayeti Emniyet'e haber verdiğini” söylüyor. Püf noktası tam da burada: Tuncel yalnızca muhbir değildi. Cinayeti organize eden kadroyla birlikte çalışmıştı. “İstihbarat vermiş olması” onun suikasttaki rolünü ortadan kaldırmıyor. Verdiği istihbaratın itina ile göz ardı edilmiş olduğuna dikkat ediniz: O istihbarat, suikastı engelleyebilecekken neden kullanılmamıştı? İhmalin ötesinde “vahim bir durum”dur, bu… Erhan Tuncel'in muhbirliğinin öne çıkarılması, onun suikasttaki rolünün üzerini örtebilmek içindir. * Hadisenin diğer ayağında ise dönemin Trabzon Jandarma İl Alay Komutanı Albay Ali Öz'ün “ihmalleri” yer alıyor. Yasin Hayal'in eniştesi Coşkun İğci'nin cinayetten altı ay önce yaptığı ihbarları sumen altı eden Ali Öz'den başkası değildi. Dahası, Albay Öz -Dink Suikastı'ndan üç gün sonraki- Jandarma brifinginde “İhbarı yapan Coşkun İğci ile görüşülerek sağda solda kendilerine bu istihbaratı getirdiğini söylememesinin sağlanması” yönünde emir vermişti. Öz'ün yardımcısı yarbay dahil emrindeki askerler mahkemede Albay'ı suçladılar… Albay Öz ise “Hiçbir şey hatırlamıyorum”u oynadı! Neticede… Jandarma ve Emniyet teşkilatındaki vahim “ihmaller” zincirinin izini sürmek suretiyle “o kurumlardaki kimi derin kalıntıları” kullanan “ana mekanizma”ya ulaşmak mümkün olabilecektir. * Dink Provokasyonu, Türkiye'nin Çankaya seçim sürecine girdiği bir dönemde gerçekleştirilmişti. Kaos oluşturmayı hedefliyordu. Türkiye'yi sarsan cinayetin, “EMASYA Tatbikatı” kapsamında “Çağlayan Meydanı'ndan tankların geçirilmek istendiği” günlerde işlenmiş olması da son derece dikkat çekicidir. Dink Suikastı'nın Danıştay Provokasyonu ile “yakın akraba” olduğunu her defasında ısrarla vurguluyorum. Her iki suikast da Ergenekon patentlidir… Bu gerçek de “eninde sonunda” ortaya çıkacaktır." Alinti: -http://www.mansethaber.com/yazar.asp?yaziID=11378-
  6. Yalcin Kücük'ü iyi taniyalimki Ergenekon cetesinin PKK ile iliskilerini de iyi kavrayabilelim. Gene bu sayede terörün kaynagini ve neden bitirlmedigini iyi görelim. "Yalçın Küçük festivalde PKK'ya övgüler dizmiş Ulusalcıların akıl hocası Küçük, bakın kimlere hizmet ediyor, kimleri yere göğe sığdıramıyor. FacebookDiggDel.icio.usredditMixxStumbleUponGoogleYahooCumartesi, 15 Kasım 2008 22:41 Kanal 7 televizyonuna verdiği röportajda Abdullah Öcalan'ın PKK'nın başı olmadığını ve Ergenekon Örgütü'nün yöneticisi olduğunu söyleyen Selim Çürükkaya, ulusalcıların akıl hocası Yalçın Küçük'ün PKK bağlanıtlarını anlattı. Terör örgütü PKK’nın eski yöneticilerinden Selim Çürükkaya'nın, Kanal 7 Haber Saati’ne yaptığı açıklamalar gündeme oturdu. Bölücü örgüt başının tutuklu bulunduğu İmralı cezaevini inşa eden komutanın Ergenekon davasından firarda, yöneten komutan ve Öcalan’ın ifadelerini alan albayın şu anda tutuklu olduğunu söyleyen Çürükkaya, Öcalan'ın kendi iradesi olmadığını Ergeenkon ne derse onu yaptığını söyledi. Ergenekon ve PKK terör örgütleri arasında önemli bağlantılar olduğunu iddia eden Selim Çürükkaya, bu bağlantıları sağlayan isimlerin başında Profesör Yalçın Küçük’ün geldiğini iddia etti. Yalçın Küçük'ün örgütte kendilerinden daha etkili olduğunu söyleyen PKK'nın kurucularından Selim Çürükkaya'nın akıllara durgunluk veren sözleri şöyle; "Yalçın Küçük Öcalan'ın yanına gider gitmez Öcalan’ı yönlendirmeye başladı. Yalçın Küçük tek başına değildi. Bizden daha fazla yetkiliydi. Ben PKK’dan çıktığım zaman merkez komite üyeliği yaptım, basın temsilciliği yaptım ama Yalçın Küçük benden daha yetkiliydi. Yalçın Küçük Öcalan ile sürekli temas halindeydi. Ona ev tutulmuştu Paris’te. Yaptığı şey Öcalan’ın kitlesini yönlendirmekti" Çürükkaya’nın bu sözleri ortaya çıkan bir görüntüyle de paralellik gösteriyor. Bu görüntüde Yalçın Küçük, 1992 yılında Almanya’nın Bonn şehrinde terör örgütü PKK’nın düzenlediği bir festivalde terör örgütü yandaşlarına seslenirken görülüyor. On binlerce PKK yandaşına hitap eden Küçük konuşmasına, "Hep yüksek olan insanın başı. Hep yükseklerdeki insanın başı. Başını kaldıran insanın başı. Budur güzel olandır diyorum. Bugün diyorum bugün diyorum� Dünyada en güzel baş Kürt başıdır. Çünkü Kürt başını kaldırıyor." diye başlamıştı. Yeşil gömlek üzerine giydiği sarı-kırmızı yelekle, terör örgütü PKK’nın sözde bayrağı altında teröristlere seslenen Yalçın Küçük, az önce Türkçe yaptığı konuşmayı bu kez elinde yazılı olan kağıttan Kürtçe okumuş, konuşmasının sonunda dağlardaki teröristlere ve terör örgütü elebaşına selam göndermeyi de ihmal etmemişti; "Selam baş kaldıran Kürde. Selam Kürdistan dağlarına. Selam Kürdistan dağlarındaki kardeşlerime. Selam kardeşime!" Yalçın Küçük’ün bu sözleri üzerine Selim Çürükkaya’nın yaptığı yorum çok çarpıcı; "Yalçın Küçük ve Öcalan aynı örgütün üyeleridir. Bazı kişiler bunu ben Türk halkının yararına yaptım diyebilir. Değil, sen terörü geliştirdin. Böyle olmasaydı PKK bir terör örgütü olarak böyle şey olabilir miydi? Niye siyasi bir örgüt olmasın ki? Kürtlerde siyasi mücadele verecek kafa yok mu? Vardır ama Ergenekon Kürt sorununun çok demokratik çok adil bir biçimde çözümüne karşı olduğu için olayı bir terör, kaos aracı haline getirdi. Örgütü ortalığı karıştırma örgütü haline getirdi" Ergenekon sanıklarının sözcülüğünü üstlenen ve her fırsatta bu kişilerin koruyuculuğuna soyunan Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün bu konuşmasıyla ile birlikte bir bölücü örgüt kamlarında çekilmiş olan yüzlerce fotoğraf karesi basına yansımıştı." Kaynak: -http://www.timeturk.com/Yalcin-Kucuk-festivalde-PKKya-ovguler-dizmis-35089-haberi.html-
  7. Siz inanciniza devam edin, benim icin hayalden baska hic bir sey degildir. Türkiye asla emperyalistlerden bagimsiz bir politika uygulayamamistir ve uygulayacagada hic benzemiyor. Ikinci sorunuzun nedenini ve konuyla iliskisini anlayamadim.
  8. Hirant Dink'i ve öldürülen hiristiyanlari kimlerin hedef gösterdiginide lütfen yazarmisiniz. Balon laflara karnimiz tok, tek tarafli olarak hedef gölsterilmeye karsi olunmaz. Ben hic bir insanin hedef gösterilmesini dogru bulmuyorum ve derhal son bulmasini istiyorum. Ama diger taraftan Ali'nin hedef gösterilmesini elestirirken Hasan'in hedef gösterilmesine göz yummam benim ne kadar samimi oldugumu gösterir.
  9. Eger tesbitiniz dogruysa, hayali düsman üretmeyi bizlere yillardan beri devlet erkanimiz ögrettigi icindir. Forum basliklarini takip ederseniz hangi hayali düsmanlarin ve senaryolarin üretildigini görürsünüz, benimkisi onlarin yaninda bir hic sayilir. Arastirmalarinizi birazda o yönlere kaydirin lütfen.
  10. ???? Yorumumun hangi satirlari duygusal ve fanatikligin bir ifadesi? Neye dayanarak bu tesbitinizi yapiyorsunuz? Duygularla yaklisiyorum dediginiz yorumu ben bir baska yorumcunun yazisina karsilik cevap niteliginde yazdim. Umarim cevap verdigim arkadasin yorumunu da okuduktan sonra bu tesbitinizi yapmissinizdir.
  11. Ne oluyor onlar? Kim belirliyecek kimin milliyetci ve Atatürkcü olduklarini? Bahsettiginiz siyasetcilerin tümü kendilerini Milliyetci ve Atatürkcü niteliyorlar. Yoksa sadece ismi Milliyetci parti olan MHP ve baskanimi millietci ve atatürkcü oluyor? Konu sapmadi. Konuyu sadece din bazinda bakanlari rahatsiz etti galiba. Soyguncunun dini, imani, Atasi ve vatani olmaz dedik ve halada gecerli.
  12. O bir cevap degil!!! Emperyalizme karsi bagimlilik ve bagimsizlik sadece A veya B hükümetinin iktidarina göre belli olmaz. O bahsettiginiz dönemlere bile iyi bakarsaniz iktidarin sahipleri devamli ABD'ye gidip destur almislardir. Herhangi bir konuda karsi gelmis olmasi bagimsizligini göstermez. Almanya'da Irak savasi baslangicinda Almanya'nin Sosyaldemokrat-Yesil koalisyonuda ABD'ye karsi gelip Irak savasini red ettiler, ama onlarda halaa bagimli. Ben size net olarak söylüyorumki Türkiye asla Emperyalistlerden bagimsiz olmamistir ve bagimsizlikta öyle sosyaldemokratligi bile tartisilan bir iktirala olacak bir is degil. O yüzden de yok efendim tekrar bizler Emperyalizmin kölesi yapilmaya calisiyoruz laflari hikaye ve gerceklerden uzak. Amac demokrasiyi geciktirmek!!!
  13. Namazin anlami eger varsa öteki dünyaya yatirim yapmaktir. Bu bir rant isidir. Öteki dünya da rahat yasamak isteyenlerin ranti namaz. Baska bir aciklamasi olamaz namazin. Resmen eger varsa Allah'ya yagciliktan baska hic bir sey degil. Yoksa insanoglu namazdan sonra tekrar adam soyarmi? yalan söylermi? harac yermi? katil olurmu? tecavüzcü olurmu?, ???
  14. 1. Ne anlam cikar? 2. Türkiye Emperyalistlerin kölesimi ve cevap evetse ne zamandan beri?
  15. Sn Dogrucudavut sn Yakisikli tartismayalim falan demiyor, sadece sn politika'nin sn.Sarigö'le vermis oldugu cevaba atifta bulunuyor. Bastan bir tekrar takip edin anlayacaksiniz ne demek istedigimi.
  16. Alinganlik falan degil, net cevap alamadim. Sorumu tekrar alintiliyorum size: "Gecmiste hangi dönemde Türkiye Emperyalistlerin kölesiydi ve ne zamandan beri biz kendimizi onlarin köleliginden kurtardik?" Birde yorumunuzdan anlasilan biz hala Emperyalistlerin kölesi degiliz ama siyasi gidisat tekrar bizi onlarin kölesi yapmaya calisiyor diyorsunuz. O anlamda biz hala Emperyalistlerin kölesi degiliz olmuyormu? Ve biz ne zamandan beri böyle bagimsiziz? Benim istedigim bu sorulara cevap, yorum ve karsi bir soru degil.
  17. Sn Dogrucudavut sorularima ciddi sekilde cevap vermek istiyorsaniz, sorularimi tektrar okuyun ve net bir sekilde teker teker cevaplandirin lütfen. Benim haberim var yok, o cok önemli degil.
  18. Pranin dini imani olmaz derler. O yüzden para icin dindar gecinenlerde memleketi satabilirler Atatürkcü ve milliyetci gecinenlerde.
  19. ????? Alevilikle ne alakasi var simdi? Ne demek istediginizi neden acikca söylemiyorsunuz? Burada anlasilan Alevilerin Türkiye karsiti oldugu oluyor ve sizin Alevilere bakis aciniz da bu sayede belli olmus oluyor. Bu kadar da olmaz yani derim. Nelere göre kiyaslama ypiliyor anlasilir degil. Bu bizim demokrasi anlayisimiz. Sira herhalde Alevi düsmanligi yapmaya ve onlari hedef göstermeye geldi galiba. Nasil olsa her dönem bazilarini düsman ve hedef gösteriyoruz. Demekki bu tip davranis icimize iyice yerlesmiski, aciktan bile söyleyebiliyoruz artik.
  20. Lütfen kiyaslamayi yaparken dogru yapalim. Deniz Gezmis Ergenekoncular gibi derindevlet ile ortaklasa calismiyordu. Deniz Gezmis Ergenekoncular gibi Kürt, Ermeni ve diger azinliklarin düsmanligini yapmiyordu. En önemliside Deniz Gezmis Emperyalistlere karsi söyde degil özde savas veriyordu ve faili mechul cinayet yapanlarla el SIKISMIYORDU. Daha neler duyacagiz, Deniz Gezmis'i mezarinda bile rahat birakmayacakmiyiz. Dün asarken vatanhainiydi, simdi en büyük Atatürkcü yaptik. Resmen dalga geciliyor.
  21. Gecmiste hangi dönemde Türkiye Emperyalistlerin kölesiydi ve ne zamandan beri biz kendimizi onlarin köleliginden kurtardik? Yazinizdan anlasilan su an hala emperyalistlerin kölesi falan degiliz ama, gidisat onlara köle olacagimizin gösteriyor, yani Türkiye simdi Emperyalizimden bagimsiz bir ülke, ama birile demokrasi ayaklariyla tekrar bagimli yapmak istiyor. Türkiye'nin Emperyalistlerden bagimsiz oldugunu bilmiyordum dogrusu, sayenizde ögrenmis olduk.
  22. Sn politika sizde benim gibi iyi biliyorsunuzki Ugur Mumcu'nun ölüm olayinda MIT ve derindevletin parmagi var ve o yüzdende (gercek) katillerin yakalanmasi su asamada olamyacak bir durum. Ve malesef sizin korumaya aldiginiz gibi sadece bir kac MIT elemaninin isi degil. 30 yildir kirli savas var diyoruz, niye, cünki daniiskli dögüs yapiliyor ve her iki taraftanda en fazla olaylarla alakasi olamyanlar can veriyor. Olayla alakalari olanlar keyflerine bakiyorlar ve baktilarki herhangi bir gazeteci veya yazar bu isin sirrini anliyor bir bakiyorsun bir suikast ile yok oluyorlar. hemen arkasindan yok efendim su gizli örgütün parmagi var, yok efebdim su terör örgütü yapmis olabilir vs. Bu hikayeler yillardan beri duyuyoruz ve artik karnimiz tok. madem derindevletin ve MIT'in parmagi yok ise neden bir cok deliler ve taniklar mahkemeye sunulmuyor ve bazi deliller bilerek yok ediliyor? Yapmayalim artik bunlari lütfen. Kendi siyasi düsüncelerimize tersi düsüyor diye inadina gerceklei carpitmayalim veya görmemezlikten gelmeyelim. Ugur Mumcu gibi yüzlercesi var, faili mechuller, koskoca türkiye bu zanin altinda nasil kalabiliyor? Koskoca Türkiye faili mechulleri inadina neden aydinlatmiyor? Bu durus o devletin ne kadar demokratik sistemle yönetildiginin bir göstergesidir. Sizin bahsettiginiz gibi sadece bir kac elemanin yapmis oldugu hata olsa coktaaannnn aydinlatilirdi. Öyle degil gercekler. Ugur Mumcu'ya ve diger faili mechul ölümlere karsi biraz saygimiz varsa bir dakika oturup iyi bir düsünelim ve kimseye alet olmayalim.
  23. Mesela hangi insan haklari ihlalleri Türkiye'de yasanmistir ve hala yasanmaktadir?
  24. Peki lütfen söyleyin Ugur Mumcu'yu kimler öldürdü, amaclari neydi ve devlet neden hala katillerini bulamadi? MIT'i o kadar savundugumuza göre herhalde sorularimizinda bir cevabini aliriz.
  25. Gercek terörüstler, PKK disindakiler yani, Catli ve Yesil'ler, ama onlar devletin kendi terörüstü olduklari icin iyi olarak lanse ediliyorlar. Türkiye'ye 1970 lerden sonra Deniz Gezmis ve arkadaslari gibi yurtsever ve vatanseverler gelmemeistir. Bunu böyle bilelim. Yakinda onlarin degerlerini cok iyi anlayacagiz ama insallah is isten gecmis olmaz.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.