Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

dünyahepimizin

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

dünyahepimizin tarafından postalanan herşey

  1. Benim arastirmama göre Adem ile Hava elmayi bizim bahceden calip yediler. Allahindan bulsunlar dedim ve onlari sikayet etmedim.
  2. Hos geldiniz aramiza. Sizede bir koskoca MERHABA!!!
  3. Bir günlügüne Admin olsaydim en azindan bir günlükte olsa tüm yasaklari iptal ederdim!!!! Cok cekiyorum bu yasaklardan vallahi. Her harfe dikkat etmeye calisiyorum ama genede bir yerden yakalaniyorum. 12 Eylül yasaklarindan daha beter desem yanlis olmaz.
  4. Asagidaki habere göre bir grup Laz vatandas basbakandan anadillerinin gelismesi icin Lazcanin anayasa korumasi altina alinmasini istemisler. Ben buradan bu istege gönülden destek veriyorum ve diyorumki Türkiye'de bir cok milletten insanlarimiz var ve bu insanlarimiz bizim icin bir kazanctir. Insanlarimizin ihtiyaclari olan kültürlerinin gelismesini desteklememiz gerekli. Hatta onlar bölgelerinde bir cok yerlesim yerlerinin Lazca dan Türkceye degistirildiginden yakiniyorlar ve geri istiyorlar. Türkiye asimilasyon politikasindan vazgecmeli ve azinliklarimizdan korkmamali. Biz nasilki anadilimiz olan Türkcenin gelismesini istiyorsak ve hatta yabanci ülkelerde bile yasayan insanlarimizin anadillerini unutmamalari icin bazi önlemler aliyorsak ve yasadiklari ülkelerden onlara yardimci olunmasini bekliyorsak, bizlerde ülkemizde yasayan kendi insanlarimizin dillerini ve kürltürlerini gelistirmelerine izin vermemiz gerektigi gibi onlara her türlü kanuni kolayligi ve destegi göstermemiz gerekli. Türkce bizim icin nasil degerliyse, Lazca da Laz'lar icin, Kürtce Kürt'ler icin,.... degerli. "Lazlar da Erdoğan’dan anadil istedi Almanya’da yaşayan bir grup Laz kökenli Türk vatandaşı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazarak, “En temel insan haklarından biri olan anadili kullanmak ve geliştirmek, anayasal koruma altına almak ülke demokrasisinin göstergesi olacaktır. Lazca ve Anadolu’da konuşulan diğer diller de anadil tanımına ve statüsüne alınıp evrensel normlara uygun hale kavuşturulmalıdır” talebinde bulundular Almanya’da yaşayan bir grup Laz kökenli Türk vatandaşı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazarak, “En temel insan haklarından biri olan anadili kullanmak ve geliştirmek anayasal koruma altına almak ülke demokrasisinin göstergesi olacaktır. Lazca ve Anadolu’da konuşulan diğer diller de anadil tanımına ve statüsüne alınıp evrensel normlara uygun hale kavuşturulmalıdır” talebinde bulundular. Yurtdışında yaşayan Laz kökenli bir grup vatandaş Başbakanlığa gönderdikleri “Demokratik Hak olarak Anadil ve Lazcanın geleceğiö konulu Lazcanın tarihçesinin anlatıldığı mektupta, “Lazca Güney Kafkas dil ailesine mensup Anadolu’nun yaşayan en eski dillerinden biridir. İstatistik bilgiler olmamakla beraber Lazca bugün başta Rize’nin Pazar (Atina), Ardeşen (Artaşeni), Fındıklı (Vitse), Artvin’in Arhavi (Arkabi) Hopa (Xope) ilçelerinde ve 93 Harbi sırasında Doğu Karadeniz’den Marmara bölgesine göç edenler olmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşayan yaklaşık 250.000 ile 500.000 kişi tarafından konuşulduğu tahmin edilmektedir. Lazca, kesinlikle ’tehlikede olanlar diller’ grubunda değerlendirilmektedir” denildi. DEMOKRATİK HAK OLARAK ANADİL Mektupta, “Türkiye’de vatandaşlık statüsü ile yerel halkların kültürel kimliklerinin farklı olabileceğine dair belirsizlikler giderilmeli ve bu konuda anayasada net bir düzenleme yapılmalıdır“ denilerek, Başbakan Erdoğan’dan şu talepte bulundular: “Bizler anadilimiz Lazcanın yok olmasını istemiyoruz. Bu nedenle Lazcanın varlığını sürdürebilmesi ve yok olma tehlikesinden kurtarılabilmesi için herhangi bir dilin ihtiyaç duyduğu azamı? yaşam ortamı’nın oluşturulması gerekir. En temel insan haklarından biri olan anadili kullanmak ve geliştirmek anayasal koruma altına almak ülke demokrasisinin göstergesi olacaktır. Lazca ve Anadolu’da konuşulan diğer diller de anadil tanımına ve statüsüne alınıp evrensel normlara uygun hale kavuşturulmalıdır. Türkçede zaman zaman uygulanan, okuma yazma kampanyası, Anadolu’nun tüm yerel dillerinde de uygulanmalı, bu konudaki yasal engeller kaldırılarak bu kampanyalar bütün yerel dillerin yanı sıra Lazcanın yoğun olarak konuşulduğu bölgelerde Lazca okuma yazma etkinliklerinin düzenlenmesi ve bu tip çalışmaların desteklenmesi gerekir.“ LAZCA YER ADLARININ GERİ ALINMASI 1950’lerden sonra Anadolu’nun birçok yöresinde olduğu gibi Doğu Karadeniz bölgesinde binlerce yıllık Lazca yer adları değiştirilerek, Türkçe isimler verilmiştir. Lazca, Doğu Karadeniz bölgesinde hala konuşulan bir dildir ve doğal olarak halk arasında eski tarihi yer adları günlük yaşamda kullanılmaktadır. Bir halkın hafızasından tarihine, atalarına tanıklıklarının göstergesi olan bu isimlerin silinmek istenmesi büyük bir haksızlıktır. Bu haksızlığın bir an önce düzeltilip eski Lazca yer adlarının resmi olarak iade edilmesini istiyoruz. (anka) Almanya’da yaşayan bir grup Laz kökenli Türk vatandaşı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazarak, “En temel insan haklarından biri olan anadili kullanmak ve geliştirmek anayasal koruma altına almak ülke demokrasisinin göstergesi olacaktır. Lazca ve Anadolu’da konuşulan diğer diller de anadil tanımına ve statüsüne alınıp evrensel normlara uygun hale kavuşturulmalıdır” talebinde bulundular. Yurtdışında yaşayan Laz kökenli bir grup vatandaş Başbakanlığa gönderdikleri “Demokratik Hak olarak Anadil ve Lazcanın geleceğiö konulu Lazcanın tarihçesinin anlatıldığı mektupta, “Lazca Güney Kafkas dil ailesine mensup Anadolu’nun yaşayan en eski dillerinden biridir. İstatistik bilgiler olmamakla beraber Lazca bugün başta Rize’nin Pazar (Atina), Ardeşen (Artaşeni), Fındıklı (Vitse), Artvin’in Arhavi (Arkabi) Hopa (Xope) ilçelerinde ve 93 Harbi sırasında Doğu Karadeniz’den Marmara bölgesine göç edenler olmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşayan yaklaşık 250.000 ile 500.000 kişi tarafından konuşulduğu tahmin edilmektedir. Lazca, kesinlikle ’tehlikede olanlar diller’ grubunda değerlendirilmektedir” denildi. DEMOKRATİK HAK OLARAK ANADİL Mektupta, “Türkiye’de vatandaşlık statüsü ile yerel halkların kültürel kimliklerinin farklı olabileceğine dair belirsizlikler giderilmeli ve bu konuda anayasada net bir düzenleme yapılmalıdır“ denilerek, Başbakan Erdoğan’dan şu talepte bulundular: “Bizler anadilimiz Lazcanın yok olmasını istemiyoruz. Bu nedenle Lazcanın varlığını sürdürebilmesi ve yok olma tehlikesinden kurtarılabilmesi için herhangi bir dilin ihtiyaç duyduğu azamı? yaşam ortamı’nın oluşturulması gerekir. En temel insan haklarından biri olan anadili kullanmak ve geliştirmek anayasal koruma altına almak ülke demokrasisinin göstergesi olacaktır. Lazca ve Anadolu’da konuşulan diğer diller de anadil tanımına ve statüsüne alınıp evrensel normlara uygun hale kavuşturulmalıdır. Türkçede zaman zaman uygulanan, okuma yazma kampanyası, Anadolu’nun tüm yerel dillerinde de uygulanmalı, bu konudaki yasal engeller kaldırılarak bu kampanyalar bütün yerel dillerin yanı sıra Lazcanın yoğun olarak konuşulduğu bölgelerde Lazca okuma yazma etkinliklerinin düzenlenmesi ve bu tip çalışmaların desteklenmesi gerekir.“ LAZCA YER ADLARININ GERİ ALINMASI 1950’lerden sonra Anadolu’nun birçok yöresinde olduğu gibi Doğu Karadeniz bölgesinde binlerce yıllık Lazca yer adları değiştirilerek, Türkçe isimler verilmiştir. Lazca, Doğu Karadeniz bölgesinde hala konuşulan bir dildir ve doğal olarak halk arasında eski tarihi yer adları günlük yaşamda kullanılmaktadır. Bir halkın hafızasından tarihine, atalarına tanıklıklarının göstergesi olan bu isimlerin silinmek istenmesi büyük bir haksızlıktır. Bu haksızlığın bir an önce düzeltilip eski Lazca yer adlarının resmi olarak iade edilmesini istiyoruz. (anka)" Alinti: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=924856&Date=06.03.2009&CategoryID=78-
  5. Savcidan ilginc bir durdurma karari!!!! BOTAS kuyularinin acilmasini durduran savci acilma tarihini belirsiz birakti. Neden acaba savci acilmamasi tarafi? Tesadüfe bakin, bazilarimizin bölücü dedigi Evrensel bu haberi veriyor ama vatansever gatelere göz attim ve hicbirinde bu haberi göremedim. Vatansever gazeteler de herhalde savci gibi düsünüp acilmasini istemiyorlar gibi anlasiliyor. Lafta faili mechule karsi gelmek buna denir. Insanlarimizi duyarli haberler vereceklerine kimin eli kimin cebinde, kim kiminle dans ederken yakalanmis, hangi parti daha cok sanatci getiriyor gibi bos ve gereksiz haberler vererek insanlarimizi uyutmaya calisiyorlar ve bizlerde buradan asagidaki haberi yayinlayan geázeteleri ya bölücü yada Türkiye düsmani ilan ederiz. Haberin devami; "SAVCILIĞIN KAZIYI ERTELEME KARARININ ARKASINDA NE OLDUĞU MERAK EDİLİYOR Tarihin aydınlatılması ertelendi!BOTAŞ kuyularını açma konusunda şimdiye kadar çok kararlı davranan savcılığın son anda kazıyı bilinmeyen bir tarihe ertelemesi dikkat çekti. SAVCILIK, JİTEM cinayetlerini ortaya çıkartacak BOTAŞ kuyularını dün açmaktan vaz geçti. Kazı “ belirsiz bir tarihe” ertelendi. Birçok faili meçhulü ve gözaltında kayıpları aydınlatması gereken, yakınlarını kaybeden onlarca ailenin umutla yanıt beklediği söz konusu ölüm kuyularını açmaktan son anda vazgeçilmesi dikkat çekti. Duruma tepki gösteren Şırnak Barosu Başkanı Nuşerivan Elçi, “Yarası olan yarasını saklar” dedi. Şırnak Barosu, konuya ilişkin dün Silopi Grant Otel’de bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi ve baro üyesi avukatlar katıldı. Baro Başkanı Elçi, uzun bir dönem bölgede yaşanan hukuksuzlukların bitirilmesi ve Türkiye adına demokratik bir ortamın oluşturulması için Şırnak Barosu’nun gereken hassasiyeti gösterdiğine dikkat çekti. Baronun, olayların tüm aşamalarını delillerin karartılması ihtimaline karşı tüm Türkiye ile paylaştığını dile getiren Elçi, dün akşam Silopi Cumhuriyet Savcılığı tarafından BOTAŞ kuyularının açılmasının ertelenmesinin, olaylara taraf olanların rahatsız olduğunu gösterdiğini belirtti. BİZ DEVAM EDECEĞİZ Kuyuların açılmasını karanlık bir dönemden çıkış olarak değerlendiren Elçi, kuyulardaki çalışmamın bu şekilde gölgelenmesi ve sudan bahanelerle ertelenmiş olmasının hukuka olan inancın sarsılmasına neden olduğunu söyledi. Elçi, “Savcılık tarafından verilen karar, olayların yaşandığı döneme ilişkin kaygılarımızın haklılığını açıkça ortaya koymaktadır. Biz bölgede yaşayan ve acı çekmiş insanlar olarak, ödenmesi gereken bedelleri ödeyerek yolumuza devam edeceğiz” dedi. YARASI OLAN SAKLAR! Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Elçi, Silopi’nin demokrasiye en uzak yer olduğuna dikkat çekti. Elçi, kararın bu şekilde iptal edilmesinin anlamsız olduğuna işaret etti. Mahkemenin ayın 11’ine kadar kuyuların açılmasına dair karar aldığını söyleyen Elçi, bunun bir an önce hayata geçmesi için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti. Şırnak Baro Başkanı Elçi, “Bedeli ne olursa olsun Türkiye geçmişiyle yüzleşecektir. Aydınlık bir geleceğin oluşabilmesi için bu kuyuların açılması şarttır. Ve kamuoyu önünde söz veriyoruz. Ailelerin acılarını dindireceğiz. Ama şunu da belirtmek gerekir ki, kuyuların açılmasına yönelik soruşturmaya olan inancımız sarsılmıştır. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, yarası olan yarasını saklar” diye konuştu. (ŞIRNAK -------------------------------------------------------------------------------- BAKAN ‘ÜZERİNE GİTMEZSEK ELEŞTİRİN’ DEMİŞTİ! Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, ocak ayında TBMM Genel Kurulu’nda kuyularla ilgili konuşmasında, “Üzerine gitmezsek eleştirin” demiş ve DTP’li vekillerle Şırnak baro başkanını suçlamıştı. Şahin, “Delil getirin de açalım” diye de eklemişti. Sürecin sonuna gelindiği bir zamanda kazının ertelenmesi üzerine Bakan Şahin’in de bir açıklama yapıp yapmayacağı merak ediliyor. Bakan Şahin’in Meclis’te sarf ettiği sözler ise şöyleydi: “Bana verilen bilgide de BOTAŞ’ın alanının çok geniş bir alan olduğu, eğer gerçekten bu konuda bilgisi, görgüsü olanlar varsa, Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurup kendilerine yardımcı olunması halinde, bu fiziki mekanların kazılarak, iddiaların doğru olup olmadığını araştırabileceklerini ifade ediyorlar. Ama siz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, adli makamlarını, yetkililerini, delilsiz ve mesnetsiz isnat ederseniz, bu sözlerinize bizim verebileceğimiz, söylediğim ifadelerin dışında başka bir cevap olamaz. Sayın Bayındır, ‘Asit kuyularında insanlar yakıldı’ diyorsunuz. ‘Yakıldı’ demek, bunu yakinen biliyor anlamı taşır. Eğer nerede, kim ve kimler, asit kuyularında yakılmışsa, lütfen adli makamlara yardımcı olun. Savcılarımıza, hakimlerimize, ilgili mercilere yardımcı olun. Bunların üzerine gitmezsek, o zaman gelin burada eleştiri getirin.”" Alinti: -http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=46863-
  6. Devrimci ruhundan uzaklasan malesef CHP sn Efendi Türkler. Daha 1980 12 Eylül cuntasina kadar agizlarindan devrimcilik, esitlik ve özgürlük laflarini birakmiyorlardi ve hakli olarak dinci ve millietci eyilimlere karsi duruyorlardi, en azindan öyle gözüküyorlardi. O dönemlere bakarsaniz Türkiye'nin dört bir yerinde devrimci hareketlerin cig gibi büyüdügünü göreceksiniz ve bundan tabiiki CHP'de payini almisti. Oysa 12 eylül sonrasi CHP'ye bakarsaniz tam 180 derece bir dönüs yapmislar ve burada tabiiki 12 Eylül cuntasinin büyük bir önemi var. 12 Eylüs sonrasi yaratilan CHP acilimci, ilerici, özgürlükcü ve cohulcu degil aynen digerleri gibi ssözde milliyetci ve sözde vatansever bir parti egilimi gösteren bir parti. zaten onsanlarin onlara tepkisi bu noktadan kaynaklaniyor. Bir dönemler onlara tas atanlar oylarini veriyordu. Neden acaba simdi tasliyorlar dersiniz? Oylarini alirken bölücü olmuyorda, taslanincami bölücü oluyorlar. Ha sunu diyebiliriz, bir siyasi parti taslami protesto edilmeli? Bence hayir asla, bu noktada tabiiki yapilanlar dogru degil, yani taslamak. Ama CHP'ye tepki dogru ve haklidir. Bu gün CHP dün fasist diye nitelendirdigi partilerle is birligi yaptigi gibi onlarin söylemlerinide üstlendiler. Gecmisle bugün arasinda neler degistide fasit bir parti oldu demokrat? Dolayisiyla benim dedigim halk gercegi varken neden sahteseine ve sonradan olmaya oy versin, bu milliyetcilik konusunda da ayni, dini konuda da. CHP özüne geri dönmeli, ancak döndügü zaman devrimci ruhuna geri kavusur. Yoksa su an CHP,AKP, MHP, ANAP, DY,... arasinda hic bir fark yok. O yüzdende her gecen gün secmen kaybediyor.
  7. Sizin sorunuza gene kendiniz cevap vermissiniz bakin gazi mahallesindeki olay iyin ne yazmissiniz; "Hangi örgütlerin bu tarz eylemler yaptığını bilmiyoruz, duymadık da şimdi hikaye anlatalım. Dediğim gibi gazi mahallesinde oturan, ya da ne bileyim esnaflık yapan kime sorsak bize bu eylemi kimin yaptığını söyler. Gazi Mahallesi'nde otobüs yakan, molotof kokteyliyle işyerlerini ateşe veren, korsan gösteriler düzenleyen örgütlerin faaliyet gösterdiğini, bunların kimler olduğunu biz bilmiyoruz. Oturup yeniden amerika'yı keşfedelim." Trabzon, Sivas ve diger sehirlerde olan olaya bakisla Gazi'ye bakisinizin farkindan kaynaklaniyor. Ben Sivas'ta ve Trabzonda yapilanlar vatan adina vatanseverlerin yaptiklari bir olay diyecegim artik. Hrant Dink'in katilide bir vatansever, cünki polisler bile onunla gurur duydular. ayni polisler gazi mah. gelecek bir tutukluyu iskence yapmak icin ellerinden geleni yapaprlar. Siz önce birbiriyle alakasin olmayan konulari bzúrada kiyaslamakla büyük hata yapiyorsunuz. Gazi mah. yasayan insanlar hakkindaki ön yargilariniz ne zaman sona ererse o zaman gercekleri görebileceksiniz. Gazi mahallesinde insanlar sirf dini farkliliklarindan ve milliyetlerinden hic bir zaman ne yakildi nede bogazlarindan kesildi. Onlarin tepkisi gene onlari her dönem aldatarak oylarini alip ve sonra yari yolda birakan siyasetcilere. Aradaki fark bu. Söyledimya 12 eylülün nesillerinden dogru bir ayrim yapmak ve olaylari irdelyip elestiri beklemek dogru olmaz. Onlar icin neyin dogru ve yanlis oldugunu gene onlara devlet erkani söylemistir. Dolayisiyla tekrarlayayim, Sivas, Malatya ve Trabzon katliamlari vatan adina ve vatanseverler tarafindan yapilan müdafa ve gazide oportünistlik yapan bir partinin siyasi calismalarini engelleyenler ise bölücüdür. Olay bu kadar basit.
  8. dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Her gelen gideni arattigi icin umudum hic yok ve olmadida.
  9. Itiraf ediyorum, muhaliflerimi cok seviyorum, cünki onlarin yorumlarini okudukca gülmekten dört köse oluyorum. saolsunlar beni güldürdükleri icin.
  10. Gercekten de cok dogru söylüorsunuz. Bana göre bunun aciklamasi sadece 12 Eylülün yetistirdigi yeni nesillerdir. Onlar sadece neyin dogru ve yanlis oldugunu devlet erkanindan ögrenirler. Dolayisiyla Gazi onlar icin devamli bölücüdür.
  11. Cok güzel bir delil. Bu video bize su gercegi gösteriyor. Ülkemizin siyasetcileri her dönem muhalefette siyah dedigine iktidarda beyaz diyor. Nasilki günümüzüm muhalefet partileride aynen Gül'ün muhalefetteki tutumuna benziyor.
  12. Sn Yakisikli, sorun baska yerde, Gazi mahallesi genelde devrimcilerin yasadigi bir semt olarak biliniyor ve dolayisiyla onlarin eylemleri derhal bölücülüklerinden kaynaklaniyor. Bodrum'da ise Gazi mahallesi gibi öne cikan bir grup yok. Bodrum'daki saldiriyi bir vatanperverde yapmis olabilir anlayacagin, onlar Gazi halki gibi fislenmis degiller.
  13. Sn mavi olmayan gökyüzü öyle bir ortama geldikki Türkiye'de insanlara sadece iki secenek birakilmis durumda, ya bölücüsün ya vatanseversin. Ben aslinda bu duruma hic sasmiyorum, cünki 12 Eylülün eseri bunlar. 12 Eylül'ün amaci zaten yeni nesilleri sorgulayan ve irdeleyen bir nesil olarak degilde sadece devletin ve arganini her dedigine ve yaptigina amen diyen sahislar olarak yetistirmekti ve basariyada ulastigi cok acik ve net. Madem gazi mahallesinde CHP'ye sadece "bölücüler" , yani halktan kopuk sadece bir kac cakal diyelim, saldirdi da neden cogulugu "bölücü" olmayan vatandaslar CHP'ye sahip cikmadi? Benim görüsüm gazi mahallasinde yasayan insanlarin, yani Gazi halkinin büyük cogunlugu CHP'nin ne kadar oportünist bir parti oldugunu biliyorlar ve artik onlarin bos laflarina karinlari tok. 12 Eylülün yetistirdigi nesillerden ben her zaman ayni tepkiyi gösrmüsümdür, yani agzini acan vatanhaini ve bölücüdür.
  14. Aleviler sadece secim zamaninda degil sonrasinda da hatirlanmak istiyorlar ve eger siyasete alet edilmesini istemiyorsak derhal onlara verilmesi gereken degerleri verelim ve kurtulalim.
  15. Haberi okuyunca insanlarin nasil canilesebildigini tekrar gördüm. Bu cinayet sebebi ne olursa olsun bir caniliktir. Umarim siyasi bir sebebpten dolayi olmamaistir, cünkü öyle bir durum caniliginde ötesindedir.
  16. dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Ne gecmisteki secimlerde ne de bu secimde Türkiye icin hic bir beklenti ve umudum yok. Gecmis secimler malesef beni yaniltmadi, büyük ihtimalle bu secim sonunda da yanilmam. Beni yaniltacak bir secim sonucunu bekliyorum, ama belki bir 100 yil beklerim herhalde. Aday ve partiler bana göre birbirlerinden fazla farkli defiller ve amac olarak ta her dönem yasadigimiz gibi sadece vatandasin cebinde gözleri var.
  17. Dogru bir secenek. Umarim secimlarde basarili olurlar ve halka alternatif bir belediyecilik ve anlayis oldugunu positif sekilde yasatabilirler.
  18. Neden sasiriyoruzki? Bizler cumhuriyetin kurulusundaan beri okullarda verilen tarih derslerinde Osmanlidan ve yaptiklarindan devamli iyi bahsedilir ve halada öyle. Sen vatandaslarina Osmanlinin gercek yüzünü saklarsan herhalde onlaarda Osmanli hayranligi devam eder ve kendilerine uygun birisini görünce sevinclerinden onu osmanli padisahi bile yapar. Erdogan'in iktidara gelisi olsun ve onun Osmanli padisahi yapan malesef cumhuriyet döneminin yanlis politikalaridir. Cumhuriyet döneminin en büyük hatasi cumhuriyetin bas düsmani olan saltanatciligin, yani Osmanliligin, gercek yüzünü vatandaslarindan saklamasidir. Kendi düsen aglamaz derler.
  19. "Bir numara yine kurtuldu" baslikli haberi okuyunca bu sahte Atatürkcü ve vatanseverlerin cigirtganliklarini daha da iyi anliyorum. Bizler sadece özgürlük, kardeslik ve insan haklari istedigimiz icin bu beyefendieler tarafindan bölücü ve Türkiye karsiti ilan ediliyoruz, ama davadaki iddanameye bakarsaniz PKK'nin bile onlarin saf ve temiz diye ilan ettikleri ERGENEKONCULAR tarafindan yönetildigi söyleniyor. Iclerinde kim yokki, mafya elemanlarindan tutun, eski katil ülkücülere, ajan provekatür Perincek, Susurluk saniklarindan JITEM'cilere, itirafcilare,...... kadar herkes var. Evet bunlarin tümü en iyi vatansever ve Atatürkcü, ama bizler vatanhainiyiz!!!!! Ben onalrla ayni saflarda olmadigimdan cok memnunum. Benim yerim ezilenlerin yaninda. "‘Bir numara’ yine kurtuldu Ergenekon Davası’nın ikinci iddianamesinde, çetenin PKK’yı yönetip yönlendirdiği tezine yer verilirken tepedeki isim yine saklı tutulacak. Bin küsur sayfalık yeni iddianame, emekli orgeneraller Tolon ve Eruygur hakkındaki suçlamaları da içerecek. MİT’in Ergenekon şemasında ismi kapanan “1 Numara” ise yine gizli tutulacak. İddianamede, PKK, DHKP-C ve TİT gibi örgütlerin Ergenekon tarafından yönlendirildiği tezinin yanı sıra Hablemitoğlu ve Sabancı cinayetleriyle Gazi ve Sivas olayları da yer alacak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Ergenekon soruşturmasında, ikinci iddianamennin yazılmasına devam ediliyor. Ergenekon davasının ilk iddianamesinde olduğu gibi ikinci iddianamesinde de Ergenekon örgütünün “1 Numarası”nın isminin yer almayacağı öğrenildi. Gazi ve Sivas olayları da var Ergenekon soruşturma kapsamında tutuklanan emekli Albaylar Arif Doğan, Atilla Uğur, emekli Tuğgeneral Leven Ersöz, Gazeteci Tuncay Özkan, eski İstanbul Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ile tutuksuz yargılanan emekli orgeneraller Hurşit Tolon ile Şener Eruygur’un aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 56 şüpheli hakkındaki iddianamenin önümüzdeki haftalarda tamamlanması bekleniyor. Soruşturma kapsamında ele geçen belge ve dokümanlar nedeniyle soruşturmanın uzun süreceği belirtilerek emekli orgeneral Kemal Yavuz, eski Özel Harekat Dairesi Başkanı İbrahim Şahin, Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek’in de aralarında bulunduğu diğer şüpheliler hakkında ise ek iddianamenin hazırlanacağı açıklanmıştı. İddianamede Sabancı cinayeti, Hablemitoğlu suikastı, Gazi olayları ve Sivas katliamının yer alacağı belirtiliyor. Muvazzaflar da iddianamede 1 Temmuz-19 Eylül ve 23 Eylül 2008’de yapılan üç operasyonla gözaltına alınan şüphelilerle ilgili iddialar ikinci iddianamede yer alacak. Emekli Org. Hurşit Tolon, emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Osman Gürbüz, Barbaros Hayrettin Altıntaş, İbrahim Özcan, Birol Başaran, Durmuş Ali Özoğlu, Kemal Aydın, emekli Orgeneral Şener Eruygur, ATO Başkanı Sinan Aygün, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ve Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi, eski Ülkü Ocakları İstanbul Başkanı Levent Temiz, gazeteci Tuncay Özkan, Gürbüz Çapan, Emcet Olcaytu, Adil Serdar Saçan, emekli hâkim Albay Tanju Güvendiren, Hüseyin Nazlıkul, JİTEM’ci emekli Albay Arif Doğan ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkında dava açılması bekleniyor. Ergenekon soruşturması kapsamında bir ilk de yaşanacak. Soruşturma kapsamında tutuklanan ve Hasdal Askeri Cezaevi’nde tutulan muvazzaf teğmenler de iddianamede şüpheli olarak yer alacaklar arasında. 69 kişilik şema Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu 86 sanıklı Ergenekon iddianamesenin ek delilleri arasında Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından hazırlanan Ergenekon örgütüne ilişkin şema da yer almıştı. Örgütün “1 Numara”sının üstünün kapatıldığı şemada, örgütün oluşumunda yer alan 14 politikacı, 13 basın mensubu, 19 işadamı, üç itirafçı, dokuz mafya ile bağlantılı olduğu ileri sürülen eski ülkücü, dokuz TSK mensubu, bir yazar ve bir emniyet mensubu ile hayatını kaybeden Eşref Bitlis ve Gülçin Telci’den oluşan 69 kişinin isimleri yer alıyordu. Önümüzdeki günlerde açıklanacak olan ikinci Ergenekon iddianamesinde şemada adı geçen ancak soruşturmanın gizlilği nedeniyle üstü örtülen “1 Numara”nın isminin yer almayacağı öğrenildi. Bu defa ezber bozulacak Ergenekon’un ikinci iddianamesiyle ilgili gelişmeleri ilk olarak dün CNN Türk duyurdu. Edinilen bilgilere göre ikinci iddianame ezber bozacak nitelikte. İddianamede, “Cumhuriyet mitingleriyle hükümet düşürülmeye çalışılıyor”, “Bu mitinglerin beyin takımını da emekli Orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon oluşturuyor” deniyor. Bir diğer önemli başlık da, PKK kadrolarını Ergenekon’un yönettiği iddiası. Ergenekon yapılanmasının Türkiye’de faaliyet gösteren birçok yasadışı örgütü de amaçları doğrultusunda kullandığı ileri sürülüyor. PKK ve DHKP-C örgütleri başta olmak üzere, El Kaide, Hizbullah, Hizbüt Tahrir, TİT ve Devrimci Karargah sıralanan örgütler arasında. Bu örgütlerin Türkiye’de son yıllarda meydana gelen bir çok saldırda Ergenekon adına taşeronluk yaptığı ileri sürülüyor. Edinilen diğer önemli bir ayrıntıyı da çok sayıda PKK’lının gizli tanık olarak Ergenekon savcısına ifade vermesi oluşturuyor. Bi ifadelerin bir çok önemli eylem ve olaya ışık tuttuğu belirtiliyor. Devlet kurumlarında önemli görevlerde bulunan bazı yetkililerin de PKK ve diğer örgütler ile Ergenekon terör örgütü arasındaki bağlantıları kurduğu da yer verilen iddialar arasında." Alinti: -http://www.taraf.com.tr/haber/28933.htm-
  20. Ülkemin güzel sairi ve yorumcusu idi. Hele onun siirlerini kendi sesiyle okumasi varya, o ses insani aglatan bir sesti. Tüm sevenlerinin basi saolsu. O asla unutulmayacak bir usta.
  21. heyecanlandigimi kim söylemis? gene özel tesbitler yapiliyor galiba. Insanlarin yaninda olmadan bile heyecanliligini anlanabiliniyor oldugunu ilk defa sizden duydum. Ama genede yaniliyorsunuz!!!! Dolayisiyla sorunuzun muhattabi ben olamam, belki siz kendi hayal gücünüzle o soruyada dogru cevabi verirsiniz.
  22. Gercekten cok gözel ve yerinde bir soru. Bende sorunuzun cevabini cok merak ediyorum.
  23. dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    90 yili askin kendi öz evlatlarina üvey muamelisi yapan devletimizden ümidini kesen Alevilerin baska secenegíde kalmadi aslinda. Her dönem siyasetcilerin yalanlariyla devamli oyalanan ve hatta mahkeme kararlarina bile uymayan bir devletten umudu kesmek yanlsida olmaz. Ama gene aramizda bazilari neden kendimiz bu basit sorunu cözemedik diye öz elestiri yapacagina ve gene bu sorunun yegane suclusu devleti ve yetkililerini elestirecegine AB ye atifta bulunacaklar ve isin icerisinden AB dayatmasi diye siyrilmaya calisacaklar. Bizler bu devlet anlayisiyla daha cokkk Ab veya baska yerlere basvurmak zorunda kalacagiz.
  24. Cuntaci Evren hak, hukuk ve kardeslikten bahsediyor, ama kedisinin yargi önüne cikmasini engelleyen kanunlar cikartiyor. Mademki yaptigi cunta, iskenceler, idamlar, hapisler tümü hak ve hukuka aykiri degildir, mademki yaptigi her türlü eylem vatan ve millet icindi neden Pinochet gibi kendisini yargidan kaciriyor? Bu günki durumumuzun yegane sorumlusu Evrendir. Terörün ve PKK nin tek sorumlusu Evrendir. Seriatcilarin yükselisinin tek sorumlusu bu sahte Atatürkcü cuntaci Evrendir. O insankani dökmeyi seven ve hatta cocuk yastaki insanlari delil bile olmadan idama yollayan bir canavardir.
  25. Sn mavi olmayan gökyüzü, benimde anlamadigim ve sasirdigin nokta buydu. Alevi vatandaslarin haklarinin ihlali ve onlara verilmemesinde dayatilmasi sadece AKP dönemindemi oldu da arkadas atifta bulunuyor. Ben aklim yeteli Alevi vatandaslarin sorunlari ve istekleri ayni. Onlarin tek yapmadiklari sey haklarini silah yoluyla alma cabalari. Cumhuriyete ve Atatürk'e bagliliklarin mükafati olarak kendi öz vatanlarinda ikinci sinif bir vatandas muamelesi görmeleri, tabii yillardan beri baslarina gelen kiyimlardan bahsetmeye hic gerek yok. Bu ülkede haklarini demokratik yoldan aramak bile bazilarimizin haz edemedigi bir olay.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.