Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

dünyahepimizin

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

dünyahepimizin tarafından postalanan herşey

  1. Arkadasim neden halaa dedigimiz deik yapiyoruz anlasilir degil. Siz önce benim sorularima cavap verin. Ben 46 yasindayim ve Türküm ama Nevruz falan kutlamadim ve bulundugum bölgede de kutlanmadi. Siz dogru söylüyorsunuzda benmi yalan söylüyorum? Nevruz'un Türk bayrami olup olmadigini sizin veya benim kutlamama göremi baz alacagiz? Ben resmi kurumlardan bahsediyorum, siz hala kendi yasadiklarinizdan bahsediyorsunuz. Türkcü veya kürtcü her ikisde ayni kapiya cikiyor, cünki her ikiside irkciliktir. Newruz'un (Türkiye bazinda soruyorum) Türk bayrami oldugunu ve Kürt bayrami olmadigini siz resmi kaynaklara dayanarak gösterseniz daha inandirici olacak. 100 tane Türk#e sorsaniz en azindan 80 tanesi Newroz icin Türk bayrami falan demez. Siz lütfen benim bir önceki sorularima cevap verin saygilar
  2. "23/03/2009 AKP ALEViLERi DiYANET?E iSTEMiYOR Sultan Özer ALEVİ ÖRGÜTLERİYLE GÖRÜŞEN BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK: ?DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI BÜNYESİNDE BİR ÇÖZÜME TARAFTAR DEĞİLİZ.? Yerel seçimler yaklaşırken AKP, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek eliyle Alevilere çengel atmaya çalışırken, Alevileri Diyanet?te istemediğini de net ortaya koydu. Aleviler, Diyanet İşleri Başkanlığı?nın kaldırılmasını isterken, buna yanaşmayan AKP?nin, Alevileri Diyanet?te istemediği de Bakan Çiçek?in, ?Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde bir çözüme taraftar değiliz? sözleriyle açığa çıktı. AKP Hükümeti, Alevi milletvekilleri aracılığıyla başaramadığı Alevileri yakın takibe alma görevini, bu kez Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek?e verdi. Çiçek, daha önce Su TV?nin sahibi Yalçın Özdemir?i devreye koyarak, Alevi örgüt temsilcileriyle kahvaltılı toplantıda buluşmak istedi. Ancak Alevi örgüt temsilcileri bu buluşmaya sıcak bakmadı ve buluşma yerinin ?resmi bir kurum? olmasını istediler. Çiçek, AKP?nin Çankaya Belediye Başkan Adayı Bülent Akarcalı?yı da alarak bir heyetle Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı?nı (HBVAKV) ziyaret etti. Randevulu ziyarette, HBVAKV Genel Başkanı Ercan Geçmez, Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Tekin Özdil ile yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu. Geçen hafta gerçekleşen bir saatlik ziyarette Özdil, Alevilerin beklentilerini ve taleplerini içeren bir sunum yaptı. Eşit yurttaşlık taleplerine vurgu yapan Özdil, ?Hükümet kendi tasarruflarını sağlar, kullanır ama tarafların içinde olmadığı çözüm, çözüm olmuyor. Bu ziyaretinizi bir vesile olarak kabul ediyoruz? dedi. ÇİÇEK?TEN ?GEÇ KALINDI? İTİRAFI Çiçek de Alevilik ile ilgili ortada çözülmesi gereken bir konu olduğunu kabul ettiklerini söyledi. ?Alevilik bazıları tarafından sorun olarak adlandırılıyor. Ortada bir konu olduğu kesin ve konunun çözülmesi gerekiyor. Bu, hükümetten öte, Türkiye Cumhuriyeti Devleti?nin çözmesi gereken bir konu? diyen Çiçek, çözümde geç kalındığı itirafında bulundu. Çiçek, ?Bu konuda geç kaldığımız ortada. Bunu isterseniz bir itiraf olarak nitelendirin ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak geç kaldığımız açık? diye konuştu. Ziyaretin bir başlangıç olarak alınmasını isteyen Çiçek, ?Aleviliği yeteri kadar bilmediklerini, bu nedenle bilen insanlarla bir araya gelinmesi ve çözüm aranması gerektiğini? ifade etti. ?İFTAR? SAVUNMASI Örgüt temsilcilerinin AKP?nin ?Alevi İftarı? düzenlemesini eleştirmeleri üzerine Çiçek, ?İftarlar bizim başlattığımız bir şey değil. Konuyu bildiğini kabul ettiğimiz arkadaşlarımız bizi iftara davet ettiler. Siyaseten davet edildik ve iyi niyetle katıldık? savunmasını yaptı. Çiçek, Ehlibeyt Vakfı Başkanı Fermani Altun?la da görüştüklerini, ama onun bu kesimi ne kadar temsil ettiğini bilmediklerini de sözlerine ekledi. Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan?la, devlet bakanları Mehmet Aydın ve Said Yazıcıoğlu?nun da katıldığı bir değerlendirme toplantısı yaptıklarını belirten Çiçek, İzzettin Doğan?ın temsil durumunu bilmediğini de ifade etti. ?AKTÖRLERİNİZİ DEĞİŞTİRİN? ÖNERİSİ HBVAKV Genel Başkanı Ercan Geçmez ise çözümde diyalogdan yana olduklarını söylemekle birlikte, ?Alevilik problem değil, biz problem değiliz. Problem başka yerlerde aranmalı? dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı ile oluşturulacak çözümü çözüm olarak görmediklerini belirten Geçmez, Yazıcıoğlu ve Çamuroğlu?nun aracılığıyla gerçekleşecek bir diyalogu kabul etmediklerini dile getirdi. Doğrudan Başbakan Erdoğan ile görüşmek istediklerini de ifade eden Geçmez, ?Aktörlerinizi değiştirin? önerisinde bulundu. Devletten beklentilerinin Aleviliği kabul etmeleri olduğunu belirten Geçmez, ?Biz mücadelemizi eşit yurttaşlık adına verdik? dedi. Bakan Çiçek de, ?Aleviliğin orada (din dersi müfredatı) Sünni anlayışa göre anlatılması doğru değil, ama nasıl anlatılacak? Bir araya gelinse, gerekirse koordinasyonu biz sağlayalım? önerisinde bulundu. Zorunlu din derslerinin kaldırılması talebine değinmeyen Çiçek?in, Alevilerin Diyanet İşleri Başkanlığı?nın kaldırılması talebini de geçiştirdi. Ancak Çiçek?in, ?Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde bir çözüme biz de taraftar değiliz? sözleri, AKP?nin Alevileri Diyanet?te istemediğini de gösterdi. ÇAMUROĞLU?NUN ZİYARETİ Çiçek?ten birkaç gün önce HBVAKV?yi AKP?li Alevi kökenli Milletvekili Repa Çamuroğlu da ziyaret etti. Ziyarette örgüt temsilcilerinin Çamuroğlu?na ?Sizin Aleviler nezdinde krediniz bitti, bitirdiniz? dedikleri ve kendisini aracı olarak kabul etmediklerini bildirdikleri öğrenildi. Örgüt temsilcileri, Yazıcıoğlu?nun devrede olduğu bir görüşmeyi de kabul etmediklerini Çamuroğlu?na ilettiler. (Ankara/EVRENSEL) -------------------------------------------------------------------------------- YAZICIOĞLU DA KARŞI ÇIKMIŞTI Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu, geçtiğimiz haftalarda bir gazetede yaptığı röportajda, Alevilerin Diyanet?te yer almasına karşı çıktı. ?Alevilerin Diyanet?teki temsiline sıcak bakmıyorsunuz değil mi? sorusana Yazıcıoğlu?nun cevabı şu oldu: ?Asla doğru bulmuyorum. Yani, ondan bir sonuç çıkacağı kanaatinde değilim, o başka tartışmaları da beraberinde getirir. Hiç akla gelmedik, temsil talepleri olabilir. Hanefiler, Safiler, başka tarikatlar da isteyebilir.? Yazıcıoğlu, zorunlu din derslerinin kaldırılmasına da karşı." Alinti: -http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=47913-
  3. Ne yazdığınızı anlamıyorum... Önce yazilanlari iyi anlamak gerek.
  4. Sn gelincik, siz önce su soruya cevap verin. Sadece Türkiye bazinda soruyorum. Nevruz Türkiye acisindan Türk'lerin bahar bayramimidir? Eger evet se neden son 10 yila kadar ne insanlarimiz nede devlet erkani kutlardi? Yok Nevruz Türk'lerin bahar bayrami degil diyorsaniz, neden simdi kalkip bizim bayramimiz diyoruz? Türkiye'de nevruz deyince ilk akla gelen kürt vatandaslarimiz degilmi? Bunlari syölemek neden irkcilik olsun?
  5. Bilmiyorum bu yorumunuzbana cavabanmiydi ama, eger öyleyse linkinize tekrar baktim ama herhangi bir kanit göstermemeissiniz benim yorumlarimdan dolayi. Acik yazmiyorsaniz buda bizim sorunumuz degil. Siz en iyisi benim en son yorumumdaki sorulara cevap verin görüsleriniz daha net anlasilir.
  6. Hangi yorumum irkcilik görüyorsunuz lütfen gösterin de bizde anlayalim yanlisimizi. Nevruz'un Türk'ler ile alaksi yok dememizmi isrkcilik oluyor acaba? Eger öyleyse ben sormustum, neden Türkiye Cumhuriyeti devletinin son 10 yila kadar akli neredeydide bu "Türk'lerin bahar" bayramini kutlamiyordu. Neden Türkiye'de Nevruz tüm bölgelerde hele hele TürkÄler tarafindan hic kutlanmiyordu? Önce buna bir cevap vermemiz gerekli. Yoksa sü Türki cumhuriyetlerinde kutlaniyor demekle isin icinden siyrilamayiz. Bana göre Türkiye Nevruzu icine sindirmis bir ülke degil.
  7. Icinizde olmazsa zaten böyle yazmazdiniz, duygu sömürüsünede hic gerek yik. neden benim yazdiklarim irkcilikmis bunu aciklamiyorsunuz. Ben sormustum ve gene sorayim. 90 li yillara kadar neden bizim tarihimizde veya devlet erkanimizin dilinde Nevruz sözü yoktu? Neden 90 li yillara kadar devletimiz ve onun organlari Nevruz Türk bayramidir ve bizim de kutlamamaiz gerekli demiyordu? Isine geldigi zaman kabul et yok gelmeyince inkar et ve herkeste söylediklerini kabukllensin, saygi duysun. Türkiye'de okudugum sürece ne bir tarih kitabinda nede baska bir sosyal kitaplarda bizlewre Nevruzun Türk bayrami oldugunu ögretmediler. Her türlü bayramlarimizi ve fetihlerimizi bize ögretiyorlarda Nevruzu neden ögretmediler bilemiyorum. Tahminime göre siz biliyorsunuzdur, aciklamanizi rica ediyorum.
  8. 90 li yillara kadar Türkiye neden Nevruz bizim bayramimiz ve kutlamaliyiz demiyordu? 90 dan sontarami abi oldugunu hatirladi dersiniz? Önce kardeslerinin bayramini hatirlayamadi galiba Türkiye.
  9. Kendi inandiginiz dogrulari buradan genel dogruymus gibi gösteremezsiniz. Söylediklerinizin dogruluk payi neredeyse sifir. ** Türkiye'de yanlis yapan herkesin hesap vermesi gerek, bu asker de olsa, yazar da olsa, yok efendim ulusalci da olsa fark etmez. Kimsenin ayricalik görmeye hakki yok. Hic kimsede bazi degerleri kendilerine kalkan yaparak dokunulmazlik zirhina giremezler. Saga sola bagirarak, duvara at izi kalsinmantigiyla hele hele hic bir sey cözülmez.
  10. Ehhh demekki Almanya kendi azinliginin dilini ve kültürünü gelistirmesinde yardimci oluyormus. Isterseniz bir yanlisinizi daha arastirarak düzeltin derim, yasadiklari eyaletlerde onlar icin radyo programlari var, Alman kaynaklari söyölüyor. Ama konunun özüne geri gelmek istersek, sizin dediginiz gibi efendim hic bir ülke etnik azinliklarinin dilini ve kültürünü korumuyorda neden Türkiye yapsin demenizin ne kadar yanlis oldugu en azindan Almanya'nin kendi azinliklarindan olan sorbis dili konusanlara yaptigi destekle isbatlanmis olmuyormu? Türkiye kendi etnik kökenlilerinin dilini ve kültürlerini korumak icin onlara yardimci olsa ne kaybederki? Bana göre birakin bir seyler kaybetmeyi cok seyler kazanir!!!
  11. Devlet erkaninin nevruz bayrami konusundaki son 85 yila bakin ve sonra söyleyeceklerinizi söyleyin. Madem Nevruz biz Türklerin bayrami ve bizler bunu devamli kutlkadikta neden bu resmi kaynaklarca söylenmedi, dahja dogrusu neden bizler bunu tüm Türkiye olarak devletimizle ve milletimizle beraber kutlamiyorduk? Ben Kürt'lerin bayrami derken Türkiye sinirlarini kastettim ve Türkiye sinirlarinda genelde Kürt bayrami olarak bilinir. baska ülkelerde de kutlanmiyor veya onlarin bayrami degil falan sözler sarfetmedim.
  12. "biz Türkler" ve "biz Kürtler" diye ne zaman ve nerede yazdim lütfen gösterin. Ben Türküm ver bunu söylemektende cekinmiyorum. Benim icin Türk, Kürt, Cerkez veya baska milletten olmak o kadar önemli degil, önemli olan insanlik. Ben nevruz kutlamalarindan bahsederken resmi devlet tutumundan, ülkemizdeki su veya bu kökenli vatandaslarin tutumundanbahsetmedim.
  13. ******* Bakin almanca bidiginizi kabul ederek size buradan okumaniz icin bir link veriyorum. Lütfen arastirin bir sey söylemeden önce. Almanlar SORBEB azinligindan bahsediyor, siz onlarin söylemesini de inkar ediyorsunuz. Hadi ülkemizdeki azinliklarin inkarini anlamaya calisiyoruz, ama ya baskalarinin azinliklarini neden inkar ediyoruz anlasilir degil. bakin okuyacaginiz link: -http://de.wikipedia.org/wiki/Sorbische_Sprachen#Sorben_in_Deutschland-
  14. Sn kaplan, arkadasim düsürüldü falan demedim, düsenlerden bahsettim. Siz isi yokusa sürmekte israrlisniz galiba. Benim bu konuyla ilgili soruma, yani bu ucaklarin akibeti ile soruma, siz yanit vermediniz. Eger hala TSK'nin kullandigi ucaklarsa herhalde bileceksinizdir. Tesadüfe bakin, googleye girince bu tip ucaklarin mesela Almanya'da cogun un düstügünü okuyabiliyorsunuz ve hatta AB ülkelerinin sonradan bu ucaklari Türkiye'ye verdigini de okuyabiliyorsunuz, ama akibeti ne olmus, trafikten alindiysa sebebi nnedir falan göremiyorsunuz. Bu size hicmi soru isareti yapmiyor. Tekrarliyorum, biz burada sadece ülkemizdeki yapilan rüsvetlere dikkat cekmek istiyoruz ve rüsvetler yüzünden bir cok vatan evladi gitmistir ve milyonlarca dolarda paramiz. Peki sizin amaciniz ne acaba, devamli rüsvetcileri savunarak? Bumu vatanseverlik? Türkyie'deki yolsuzluklari, rüsveti, hirsizligi sirf "vatanhainlarimi" yapiyor zannediyorsunuz? Ucan tabutlari sorun birde o size gülen asker dostlariniza?
  15. Cumhuriyet döneminin son 80 yilina bakarsak Nevroz diye ne bir bahar bayrami nede kardeslik icin yakilan atesler vardi. Nedense son 5 yildir Nevruzu kesf ettik ve hmende sahiplendik. Neymis efendim Nevruz Türk'lerin bayramiymis, Kürt'ler ve diger ulustan insanlar kutlayincami aklimiz basimiza geldi. 5 yil öncesinde neredeydi aklimiz? Ben aklim yeteli Nevruzu Kürt'lerin bayrami olarak biliyorum. Bu bayram biz Türk'lerinde olsa üstlenmeye hakkimiz yok derim, cünki yillarca red etmisiz ve kutlayanlari hapislere atmisiz. Bu bayrami Türkiye'de hep beraber Kürt kardseslerimizin bayrami olarak kutlamamiz gerekli. Dolayisiyla Türk'ler, Kürt'ler ve diger milletten insanlarimiz Kürt'lerin Nevruz bayramlarini beraberce kutlamalidirlar. Ama benim gene umudum yok cünki, gene türkcüler Nevruzu sadece Türk'lerin deyip gercek sahiplerinin elinden almaya calisacaklar. Ne yapsin türkcüler, baktilarki Nevruzu yok edemediler ve engelleyemediler, en azindan gercek sahiplerinin ellerinden alip kendimiz kutlayalim diyorlar.
  16. Sn mavi olmayan gökyüzü, bilirsiniz Musa eroglu'nun da bir tprküsü var ve müfreze daglari sarar diye baslar o türkü. Musa eroglu'nun bu türküsü icinde PKK türküsü diye cok duydum. Anlayacaginiz ülkemizdeki sorunlari inkar etmek icin kendine bir terörö örgütü buluyorsun ve diyorsunki bak senin dediginin aynisini terör örgütü de söylüyor, o halde sende yanlis yoldasin. Türkiye'de bir Kürt sorunu var ve bu sorun malesef sadece PKK ile devletin arasinda olan bir dava degil. Bu sorun devlet ile Kürt halki arasindaki bir sorun ve PKK gibi terör örgütleri kendilerine malzeme ediyorlar. Kürt sorununu cözmüs olsaydik, ne PKK kalirdi nede daglarda savasanlar. Ahmet Kaya Kürt bir sanatci ve kendi halkinin yasadiklarini sergilemsinden dogal bir sey olabilirmi. Biz akilli olalimda ne Ahmet Kaya'lari nede daha yeni dogmus bir Kürt cocugunu teröristlerin eline atmayalim. 30 yili askin devam ediyor bu kirli savas. Söyle bir düsünürseniz o dönemden bu günlere kadar kac nesil cocuklarimizin daga gitmelerini engelleyememisiz. Bunun nedenlerini arastirana kadar, kim ben Kürdüm diye aciktan söylüyorsa bunu yuhlayarak bir seyler elde ettigimizi zannediyoruz. Ahmet kaya icin kim ne derse desin, o Türkiye'nin gelmis gecmis en büyük özgün sanatcilarindandi. Onu yuhlayan meslektaslarina bakarsaniz göreceksinizki Ahmet Kaya'nin eline su bile dökemeyecek kadar kalitesizler. Bunlar sadece kiskancliklarini yenemedikleri icin Ahmet Kaya'yi sahnede yenemedikleri icin milliyetcilig duygularini ön plana getirerek kiskirtma usuli ile ayagina celme atmak istediler ve bu konuda da bsarili oldular. Ama genede Ahmet Kaya bir tane.
  17. "Bölücü" gazete Birgün'ün haberine göre Ergenekon Silopi'ye kadar uzanmis. Begenmedigimiz gazeteleri bölücü yapariz, haberleri hayal ve yalan olarak niteleriz, verilen bilgileri uydurma ilan ederiz, ama hic bir zaman kendimize sormayiz, bu kadarda uydurma söyzlerle ölen insanlarin kemikleri bulunurmu diye. Ne yazikki uydurma dedigimiz iddaalar sonucu katledilmis insanlarin kemikleri bulunuyor. Istedigimiz kadar inkar edelim (inkarcilik zaten iligimize kadar islemis, cünki inkar etmedigimiz bir suc ve hata yokki) gercekleri saklayamayacagiz. Simdi "bölücü" gazetenin haberini okuyalim: "ERGENEKON SİLOPİ’YE UZANDI 11:54 19 Mart 2009 Ergenekon operasyonu ile Silopi’de 8 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında JİTEM tetikçileri Koçero Saluci ve Lokman Gündüz de var. Zanlılar İstanbul’a gönderildi… EMİN DİLOVAN KINAY Şırnak’ın Silopi ilçesinde yapılan eşzamanlı operasyonlarda 8 kişi Ergenekon operasyonu kapmasında gözaltına alındı. Operasyonun Ergenekon soruşturması kapsamında olduğuna dair bilgi, resmi makamlar tarafından doğrulanmadı. Ancak gözaltına alınanlar sorgulanmak üzere İstanbul’a gönderildi. Operasyonun bir itirafçının ifadeleri doğrultusunda başlatıldığı bildiriliyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı doğrultusunda Şırnak Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Silopi’de 8 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında Şırnak il merkezinde ikamet ettiği belirtilen bir kişi ise aranıyor. Gözaltına alınanların ilk ifadeleri Şırnak Emniyet Müdürlüğü tarafından alındıktan sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na çıkarılmak üzere İstanbul'a gönderildi. ‘CESEDİNİ PETROL TANKERİNE ATTI’ İtirafçı Abdülkadir Aygan'ın, JİTEM tetikçisi olduğunu söylediği Koçero Salluci'nin Silopi'deki evine emniyet özel harekat timleri ve İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından yapılan operasyon ile birlikte birçok mahalle ve köyde de değişik adreslere operasyon düzenlendi. Operasyonlarda çok sayıda silah ve bir adet el bombasının bulunduğu bildiriliyor. Ev baskınlarında Hasan Saluci, İzzet Erkan, Ramazan Erkan, Sadık Düzgün ve Ramazan Altay, JİTEM tetikçileri olduğu iddia edilen Koçero Saluci ile Lokman Gündüz adlı kişiler gözaltına alındı. Abdülkadir Aygan, Koçero Saluci hakkında şu bilgileri vermişti: "Silopi merkezde ikamet eder. Hali vakti yerinde bir ailenin oğludur. Ailesi çiftçilikle uğraşır. Kortik köyünden Hasan adlı kişinin JİTEM'ce yasadışı yollarla kaçırılıp infaz edilmesini bu şahıs sağlamıştır. Daima lüks arabalarla gezer ve sık sık Silopi JİTEM Tim Komutanlığı’na uğrar. Ayrıca Silopi merkezden JİTEM tarafından kaçırılan bir gencin kafasını tahta ile parçalayacak kadar cani bir kişiliğe sahiptir. Bölgedeki JİTEM faaliyetlerinde aktif rol oynar. Cizre-Silopi karayolundan Habur Gümrük Kapısı'na doğru giderken, Silopi'nin içinden geçiliyor. Hac Konaklama Tesisleri'ne varmadan, askeriyenin karşısında olacak. Yani orada sol tarafta askeriye var. Askeriyenin karşı tarafında yani yolun Güney tarafında sağ tarafında ekili arazilerin içerisinde giden bir toprak yol var. Habur Çayı'na doğru gidiyor o yol. O yoldan 200-300 metre gidilince o toprak yolun sol tarafında atılmış bir petrol tankeri var. Bu çöplük gibi orada duruyor.Yani bir hurda gibi. Bir kişinin cesedi bunun içerisine atıldı ve Koçero isimli bir şahıs tarafından Tahta ile kafasına vurulmak suretiyle tanınmasın diye parçalanarak oraya atıldı. Şahsın ismini hatırlamıyorum.” ’GÜNDÜZ’E SİLAHI ERSEVER VERDİ’ Lokman Gündüz hakkında,1988-1996 yılları arasında ‘adam öldürmek, araç bombalamak, suikast, adam kaçırıp infaz etmek, fidye almak’ gibi suçlardan ömür boyu hapis cezası istemiyle hakkında dava açılmıştı.1989'da Silopi'de muhbirlik yaptığı öne sürülen Hacı Ahmet Zeyrek’in, öldürülen istihbaratçı Cem Ersever'in temin ettiği bir silahla Lokman Gündüz tarafından vurularak öldürüldüğü öne sürülüyor. SAVCI ÖZ BİLGİ İSTEMİŞTİ Ergenekon soruşturmasının savcısı Zekeriya Öz bir süre önce, Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yıllardır tutuksuz yargılanan PKK itirafçıları İbrahim Babat, Adil Timurtaş, Recep Tiril, Ali Ozansoy, Hüseyin Tilki, Hayrettin Toka, Fethi Çetin ve Abdulkadir Aygan ile jandarma istihbarat elemanları Mehmet Zahir Karadeniz, Lokman Gündüz ve korucu Faysal Şanlı ile ilgili olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı göndermişti. Yazıda, dava dosyasının yargılamanın yapıldığı mahkemeden alınarak incelenip Ergenekon soruşturmasına esas olabilecek bilgi ve belgelerin ivedi olarak gönderilmesi istenmişti." Alinti: -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1237456453&year=2009&month=03&day=19-
  18. Zihniyet önemli degil eger yazilanlar dogrulari yansitiyorsa. Basta söylemistim yazarin siyasi görüsünüze ters düsecegini, ama ona ragmen kitabi sonuna kadar okursaniz göreceksiniz yazilanlarin bir zihniyetten kaynaklanmadigini, bilhassa gene Türkiye'de yapílan arastirmalar kaynak oldugunu. Ne zaman su zihniyet iyidir ama digeri zihniyet kötüdür ve dolayisiyla ne söylerse yalandir mantigindan vazgececegiz acaba?
  19. Sn kaplan-200, neden kontrgerilla konusundaki yanlis bilgilerinize israr ediyorsunuz anlam veremiyorum. Kontrgerila ile pkk'ye karsi daglarda verilen gerilla tipi savasin arasinda zerre kadar bir iliski yok. Sizin bahsettiginiz Yesil ve benzerleri pkk'ya karsi daglarda mücadele vermemistir. Onlar sehirlerde, köylerde ve kasabalarda kendilerine göre belirledikleri pkk sempatizanlarini ve destekcilerini yargi önüne cikartmadan öldürmüslerdir. Yesil ve benzerleri gene güneydoguda bir cok faili mechul katliamlar yaparak provakasyon yapmislardir, amaclari güneydogu halkini bu sayede devlet tarafina cekmek. iste böyle yapilan eylemlerin ismine kontrgerilla denir ve bu sadece güneydogu ile sinirli da degil. Gecmisi cok öncelere dayanir, 1980 öncesi bir cok sag sol öldürmelere katilarak provakasyonlar yapmislardir, günümüzde de yapildigi asikar.
  20. Sn kaplan kaza haberini yanilmiyorsam Cumhuriyet gazetesinden aldim, yani sizin o kadar cekindiginiz bölücü gazeteler olan Evrensel ve Birgün'den degil. Diger taraftan bu ucak kazasi ile ben sadece ülkemizde askeriyeye ucaklarin nasil alindigi ve gene söyledigim gibi F-104 lerin akibeti ü´zerine dikkat cekmek istedim. Illada her ucak kazasi alim satim sekline bagli degil, ama genede ülkemizde nasil rüsvetin dolandigini ve bu rüsvetler sayesinde kac tane vatan evladini kaybettigimiz de bir gercek. Arastirdiginizi söylüyorsunuz, o halde herhalde F-104 lerin su an Türkiye'deki funktionunu da biliyorsunuz demektir. Evet sayi nerede bu F-104 ler dersiniz?
  21. Neden Meclis arastiirma komisyonunu belge olarak gösremezmisiz? Onlar taraflimi arastirdi dersiniz? F-104 S ucaklarini isterseniz tekrardan iyi arastirin derim. Size gülende olsa siz arastirin. Onlarin gülmeleri sizin bilgisizliginiz anlamina gelmez. O ucaklari alalarda elestirenlere gülüyorlardi, ama tek bir F-104 S kalmadi. Neredeler acaba dersiniz? Benim TSK'leri ile fazla aram yok, dolayisiyla bana onlar cevap vermiyorlar. Belki size veririler, hani vatanperversiniz ya. Diger taraftan baske yerde buldugum benzeri bir yorum daha: "o zamanlar abd ve alman tonadolari.almanlarda para bol olsa bunlarda süper ucak yapar,dünyada ilk bombardiman ucagini Prof. Dr.-Ing. Wilhelm Messerschmitt,yapti bu ucaklari almanlar icad etti.yani bunlarda kafa var ama para yok proje icin,benim icin almanlar cok iyi ucak yapar cünkü adamlarda 100sene tecrube var,tabii ki mesele para olunca kayyip ediyorlar. -http://www.adlertag.de/willi/willi.htm- abd ye bakalim eski hali. F-104 Starfighter Uçaklarına Neden "Uçan Tabut", "Katil Uçak" vs. Denilmektedir ? Yaklaşık 40 yıl önce Amerikan uçak yapımcısı Lockheed Martin firmasının imal ederek piyasaya sürdüğü F-104 Starfighter (Yıldız Savaşçısı) uçakları hem dizaynı hemde satışı ile ilginç olaylara sahne olmuştu. Lockheed Marttin firması iflas etmek üzere iken aniden Almanya?nın verdiği 700 uçaklık F-104 uçağı siparişi firmayı zor durumdan kurtarmıştı. Lockheed sadece 1970 yılında 25 milyon dolara yakın rüşvet dağıtmış, Almanya, İtalya, Japonya ve Hollanda?da bir çok devlet adamının başı aldığı rüşvetten yanmıştı. Bu sırada Almanya Milli Savunma Bakanı olan Franz Josef Strauss?un adıda bu dedikodulara karıştı. Ama Strauss?un rüşvet aldığı kanıtlanamadı. Çünkü Strauss, araştırma komisyonu göreve başlamadan önce bürosundan bu dosyaların çalındığını açıklamıştı. F-104?ler Amerikan standartlarına göre yapılmıştı. İyi birer hava keşif uçağı olmalarına karşın Almanya?nın yağmurlu ve puslu havası için planlanmamış olmaları bir dezavantajdı. En büyük sorun ise; Almanya bu uçağı bir bombardıman uçağı olarak kullanacak olmasıydı. İmal edilmiş uçak üzerinde revizyonlar yapıldı. Bu revizyonlar uçağın özelliğini, ağırlığını ve dengesini bozdu. Lockheed bu revizyonlar içinde ek ücret almıştı. Sonunda başka bir model haline gelen bu uçaklar Almanlara teslim edildi. Tek motorlu olan uçak bir motor arızasında neredeyse yok denecek kadar az olan kanatlarıyla süzülemiyor ve pilota zaman kazandıramıyordu. Bakım için normalin üzerinde teknik personel ve uzun süreli kurslar gerektiren uçaklar için Alman halkı pek iyi puan vermemişti. İlk uçuş töreninde Strauss?da hazır bulunmuştu. Biri Amerikalı 4 pilot, 4 uçakla kalkıştan hemen sonra düştüler. Bunu diğer kazalar izledi. Bunlar öylesine arka arkaya geldiki iki yıl içinde 33 uçak düşmüştü. Alman halkı çetere tutmaya başlamıştı. 34, 35, 36..... Amerikalı pilotlar bu uçaklara alaycı bir isim takmışlardı; "Güzel ölüm". Alman meslektaşlarının taktığı isim daha hüzünlüydü; "Dul Bırakan". Bu sırada ölen pilotlardan birisi bu uçağın alımını yapan, rüşvet aldığı ispatlanamadığı halde en büyük sorumlu olan Strauss?un oğluydu. Sadece Temmuz 1983?e kadar Almanya?da 700 F-104?ten 250?si düşmüştü. Ölen pilot sayısıda 100?ü geçmişti. Almanya, Tornado uçaklarına geçince bu uçakları Türkiye?ye hibe etti (Yedek parçalar ücrete tabii idi). Türkiye, uçuştan çoktan kalkmış olması gereken F-5?lerin yerine bu uçağa tabiri yerindeyse balıklama atladı. Kısa sürede bu uçağa yeni bir isim de Türk pilotlardan geldi "Uçan Tabut". Katil uçaklara takılan bu isimlerin hikayesi kanla yazılmıştır. F-104?ler arkalarında kahramanlık hikayeleri yerine maalesef hüzünlü aileler bırakmış olmakla isim yaptılar."
  22. Sn demirefe, en azindan siz yanlis bilgi vermeyin burada. kontrgerilla ile pkk'ya karsi verilen gerila tipi savasin hic bir alakasi yok, lütfen iyi arastiralim. Kontrgerilla deyince herhalde isminden kaynaklanarak gerilla savasi veriyor zannediyorsunuz, ama yaniliyorsunuz. Kontrgerillanin görev alani cok degisik ve pkk teröründen öncede vardi. ben saymistim onlarin eylem alanlarini ama gene de tekrarlayayi, 1977'de 1 Mayis taksim meyadani, 1979 Maras, 1980 Corum, gene 80 li dönemlerde bir cok ögrenci katliamlari, 1993 Sivas madimak oteli, Gazi katliami, ...... saymakla bitiremeyiz.
  23. 12 Eylül cunta görevlilerinin yargilanacagi günü umarim Türkiye halki olarak hepimiz görürüz. Bende 12 Eylülcüleri kiniyorum.
  24. Aleviler ve Sünniler bir irk degillerki azinlik falan olsunlar. Ama burada söylenmek istenen Aleviler'in din bazinda ugradiklari haksizliklar. Anlaismistir simdi umarim.
  25. Size kendinizin biule yüzlerce bulacagi örneklerden sadece bir tanesini göstereyim. Almanya'nin belirli bölgelerinde yasayan ve "sorbisch" dilini konusan azinligin anayasa'da kendi öz kimliklerini koruma ve gelirtirme hakki veriyor. Almanca bilenler icin link: -http://www.3sat.de/3sat.php?http://www.3sat.de/nano/news/42881/index.html- Istersek dünyanin her bölgesinde buna benzer örnekler bulabiliriz. Türkiye'de tabiiki resmi dil Türkce ve burada bir sorunda yok zaten. Istenilen sadece mesela Süryani'lerin dillerini koruma ve gelistirme haklari,y ani bu ülkenin vatandaslari olan ve herkes gibi vergilerini ödeyen Süryani'lerinde Almanya'daki sorbis dili konusan azinlik gibi devletten yardim alabilmesi. Bunlari istemek neden devletin üniter yapisini bozsunki. Süryani'ler veya baska isteyenler Türkceyi red edipte tüm yasam alanlarindami kendi dillerini istiyorlar? Onlarin istedigi sadece dillerinin ve kültürlerinin unutulmamasi icin vatandasi oldugu devletin onlara elini uzatmasi. Bizde Türk olarak baska ülkelerde benzeri isteklerde bulunuyoruz ve bu gayet normal. Kendime hak gördügümü neden kendin ülkemdeki digerlerine hak görmüyorum?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.