Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

dünyahepimizin

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

dünyahepimizin tarafından postalanan herşey

  1. Sn Taylan Abi malesef siz mseleyi "dür mantikla" anlamissiniz. Benim anlatmaya calistigim sizin anladiginiz gibi her dönem böyleydi simdi ne var yani bunda degil bilhassa her dönem secimlarde sike oldugu ve bugün yakinanlarin dün kendilerinin yaptigi. Dolayisiyla sikeden sikayetci siyasilerin ve partilerin tümünün aslinda sikeci olduklari ve sadece baskalarinin yaptiklarini gördükleri. Sike istemiyorsak sikeyi ortadan kaldiracak unsurlari ortadan kaldirmaya calisalim. Bu gün sikeden sikayetci olanlar gecmiste sikenin olmamasi icin neler yapmislarki? Hirsizin hirsizdan sikayetci olmaya hakki yok derim, var diyorsaniz siz bunun mantigini önce bize aciklayin. Yorumlari anlmak istedigimiz gibi okursak ortaya bu durum cikar.
  2. Sn kaplan, öyle anlamasak herhalde cevabini degisik yazardik. Eger sizi yanlis anladiysak biraz daha aciklayin tam anlayalim derim. Yoksa isimize gelmeyen yorumlari dogru anlamassin diye gecistirmeyemi kalkiyoruz acaba? Ben size Apo'yu idamdan kimlerin kurtardigini acikladim, katilirsiniz, katilmazsiniz o sizin sahsi görüsünüz. Eger siz dogrusunu biliyorsaniz ve bizim aciklamamiza katimiyorsaniz lütfen bizi aydinlatin. Basliginiza bakarsaniz koskoca bir soru isareti var? Bizde bu soru karsiliginda cevap vermeye calistik. Birde unutmadan sizin bana vermis oldugunuz sözünüzü hatirlatayim. Lütfen o sözünüzü en yakin zamanda tutun. Merak ettigim iddanizi isbatlayamayinca ne diyeceksiniz acaba? Benzeri soruyu sizde bana sordunuz hatirlarsaniz.
  3. Sn Yazicioglu gercekten cok dogru konusmus. Bakarsak TBMM catisi altina belirli dönemlerde bir cok insanin katili oldugu saptanan kisiler orada cirit attilar ve halada atiyorlar. Sonrada kalkip bazilari buradan ahkam keserek bizlere demokrasi ve özgürlük dersi vermeye calisiyorlar.
  4. Sn demirefe, siz buna tokatmi diyorsunuz? Birakin lütfen, etmeyin eylemeyin, görelim su gercekleri. Tokati yiyen devamli muhalefet. Yanlis anlasilmasin, ben AKP'nin yükselisine veya kazanmasina sevinmiyorum,a ma gercekleri görmek gerek. AKP'nin alternatifi yok ve olmadigi sürecede tokati yiyen devamli muhalefet olacak. Bakim muhalefete kim var, birisi Baykal digeri Bahceli. Bunlarmi bizi AKP'den kurtaracak? Güldürmeyin beni lütfen aksam aksam. Önce mesela CHP yillar önce Ankara ve Istanbul'u neden kaptirdiginin arastirmasini yapsinki hatasini görsün. Tokati yiyen yemis zamaninda ve o tokat öyle bir tokat olmuski Osmanli tokati onun yaninda az kalir, cünki hala kendilerine gelememisler.
  5. Birisi buradan Türkiye'de cok sistemli döneme gectigimizden günümüze kadar olan secimlerde yapilan secimlarin saibesiz yapildigini söyleyebilirmi acaba? Her dönem ve her partiden duydugumuz suclamalar, ama nedense bugüne kadar ne bir secim ertelendi nede baska durumlar oldu. Dünki secime bakiyorsunuz, CHP mesela Ankara ve Istanbul icin saibe yapildi derken AKP'de Driyarbakir'da saibe oldugu iddasinda bulundu. Buradan anlasilan ya gercekten ülkemizde secimler saibeli yapiliyor, ama her partininde bu saibede parmagi var, yada gercekten sadece secimi kaybeden partilerin cigirtganligi var. Her iki ihtimal durumunda burada kimsenin cigirtganlik yapmaya hakki yok derim. saibe varsa sikayet edende yapiyor, cünki o da ya kendisi iktidardayken yapti yada belirli sehirlerde. Secimlerde saibe aramak aslinda bizim demokrasi ve cogulculuk kültürümüzde var. Her parti kendi iktidari döneminde ya direk olarak yada belediyeler üzerinden secmenlere rüsvet vererek oy avina gitmislerdir. bakin bir cok sehirdeki gecekondulasmak ve carpik alt yapi bu secim sikelerinin sonucundandir. Su anki tüm partiler sikenin icerisindeler. Ülkeye yeni, dürüst ve seffah partiler gerekli. Bu kafayla bizler hem calariz hemde calindi diye sikayet ederiz. Demokrasi isteyenlerin bir cok antidemoktarik eylemleri destekledigi gibi. Sadece kendileri icin istenir her sey.
  6. Sn suheda, devrimci görüse sahip olmak ve o durusu göstermek demek herkesle her konuda aynin görüste olacagiz anlamina gelmez. Devrimcilik bir evrenselliktir. Ülkemizin özel sorunlari var ve bu konulara bakis acisindan cok yönlü olarak tartismak ve görüs bildirmek kadar ne iyi olabilirki. Yoksa sizin icin devrimcilik bazi milliyetci gecinenlerin ´devletin hatalari karsisindaki durusu gibi teslimiyetcimi olmak acaba? Evet burada bazi kendilerini demokrat tanimlyayan arkadaslarla fikir ayriliklarimiz var, ama asla onlarla tartisirken birbirimizi yok etmek gibi bir amacimiz yok, tehdit hic yok. Tekrar söylüyorum, ülkemize sorunlari asabilmek ve önümüzü acabilmek icin devrimci görüslere ve siyasete ihtiyac var. Onlarin disindaki görüslere sahip olan siyaset zaten yillardan beri ülkeyi yönetmekteler ve su anki durumuyla geldigimiz nokta hicte icler acici degil. Kendileri iktidardayken yapmis olduklari yanlis politikalar sonucu ülkemizi seriat tehdidiyle bas basa getirdiler ve simdide kalkmislar AKP'den yakiniyorlar. Ülkeyi düzgün yönetseydinizde AKP'nin önünü acmasaydiniz. Her dönem imamhatip okullari acmakta ve imamhatip ögrencilerini üniversite devletin yüksek mertebeli makamlarini kapilarini acmakta yarisa gittiniz. Atatürkcülükten bahserken seriatcilik ve dincilik yaptiklarini herhalde unuttunuz.
  7. dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    CHP'nin basindan Baykali'in derhal gitmesi gerekli. Bundan sonraki baskanliga secilecek sahsin secim kaybetmesi durumunda da derhal geri cekilmesi gerekli. Türkiye'de artik siyasette saltanatlik devrinin son bulmasi ve demokratiklesmenin gelmesi gerekli. Baykal'in alternetivi yok diyorsak bu durumun tek sorumlusu gene Baykal ve kurmaylari cünki, onlar kendilerine alternatif olacak beyinleri devamli partiden dislamislardir. CHP'nin gercek sosyaldemokrasiyi savunan ve hazmeden, demokrasiden yana olan, irkciliga ve asimilasyona karsi gelen dürüst ve valiskan bir baskana ihtiyaci var. Simdiki CHP'nin siyasi cizgisine ve kadrosuna bakarsaniz benim saydiklarimin bir tanesi bile yok.
  8. dünyahepimizin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Her toplum hak ettigi sistemle ve siyasilerle yönetilir. Kimsenin burada yakinnmaya hakki yok derim. Ülkemizin insanlarini öyle bir duruma getirdikki, secimlerini yaparken hizmete göre degil, dine, verdigi hediyelere (rüsvet), irka, Ergenekoncumu yoksa Deniz fenerindenmi, Türkcümü, Kürtcümü, cetelerle ve derin devletle ne kadar iyi iliskileri var, TSK'ne sadikmi yoksa elestirenlerdenmi, seriatcimi yoksa laikmi gibi görüslere bakarak oy veren bir toplum olduk. Biraz agizini acanlar ise solcu denilerek kücümseniyorlar. Evet biz bu sistemi ve politikacilari hak ettik!!!!!
  9. 30 mart Kizildere devrimci sehitlerini saygiyla aniyorum. O devrimci ruhun ve temiz yürekliligin bu günki Türkiye'sinde ne kadar gerekli oldugu her gecen gün dahada gözler önüne serilmekte. Günümüz Türkiye'sinin gencligi malesef berduslasmis, siyasetten uzak, kendine güvenmeyen, olan kötülüklere gözlerini yuman ve neredeyse irkciliga kadar degen söylemleriyle ne kadar kötü durumda olduklarini aciyla görüyoruz. Bu anlamda kendilerini sadece vatanin ve halkinin iyiligi icin siper eden tüm devrimcileri saygiyla aniyorum ve onlarin bizler icin yaptiklarini asla unutmayacagim. "KIZILDERE’NİN ‘KAN ÇİÇEKLERİ’ ANILDI 14:00 29 Mart 2009 Devrimci 78’liler Federasyonu üyeleri, düzenledikleri eylemle, 30 Mart 1972’de Kızıldere Katliamında yaşamlarını yitiren Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Ertan Saruhan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz ve Ahmet Atasoy’u andı. Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde yapılan eylemde “Gün gelecek devran dönecek darbeciler halka hesap verecek”, “Yaşasın Kızıldere direnişimiz”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm” şeklinde sloganlar atıldı. Üyeler adına konuşan Hüseyin Yılmaz, “12 Martlar, 12 Eylüller, Ergenekonlar gösteriyor ki, darbe düzenini ayakta tutan en önemli saç ayaklarından biri, yaptığı katliamlardır. Biz de Kızıldere’nin kan çiçeklerini, katledilişlerinin 37. yılında özlemle ve minnetle anıyoruz” dedi. Kızıldere direnişinin, Denizlerden, Mahirlerden, İbrahimlerden bugünlere uzanan ortak devrimci mücadelenin kilometre taşlarından biri olduğunu söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti: “Kızıldere, halkların kurtuluşunun devrimde ve sosyalizmde olduğunu kavramış çelikten bir iradenin özgürlük yürüyüşüydü. Mahirler, Denizleri idamdan kurtarmak için, Karadeniz yollarına, dağlarına, Kızıldere’ye çıkmışlardı. Onlar, devrime adanmış bedenler ve eylemci ruhlarıyla tarihimizin ihtilalci damarını kucaklayıp soluksuz yolculuğa çıkışın adıydı.” Bu arada, Mahir Çayan ve arkadaşları 30 Mart 2009 Pazartesi günü saat 12.30’da Karşıyaka Mezarlığı’nda düzenlenecek bir törenle de anılacak." Alinti: -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1238324437&year=2009&month=03&day=29-
  10. "Vatansever" gazetelerimiz faili mechul sekilde öldürülen "vatanhainlerinin" haberlerini mümkün oldugu kadar minumumda tutuklari icin bu "vatanhainlerinin" yakinlarinin acilarini paylasan haberleri dogal olarak "vatanhaini" gazeteler, mesela bu sefer "BIRGÜN" yainliyor. habere bir göz atalim isterseniz: "İŞTE HAYATIMIZI YUTAN KUYULAR 13:59 29 Mart 2009 Şırnak Cizre’de yapılan kazılarda çıkarılan kemiklerin ardından tutuklanan Albay Cemal Temizöz ve emrindekiler tarafından 14 yıl önce babasının öldürüldüğünü söyleyen Şahin Kalenderoğlu, babasının kemiklerini bulmak için başlattığı yargı mücadelesini, “Devlet kemiklerimizle ve kendisiyle yüzleşsin istiyorum” diyerek anlatmaya başlıyor. ‘KEMİKLERİMİZLE YÜZLEŞECEKLER!’ Yakın zamana kadar çarşısında kahkahalı sohbetlerin edildiği Şırnak’ı fırtına önceki sessizliğe boğulmuşken buluyoruz. Cizre’nin eski Belediye Başkanı ve emekli korucubaşı Kamil Atak ile oğlu Temel Atak’ın tutuklanmasını televizyonlarından izlerken kendilerini biraz daha güvende hisseden Cizre halkındaki umut, akşam saatlerinde bölge korucularının öfkelerinin havaya sıkılan mermilere dönüşmesiyle hapsoldukları evlerinde belki bir kez daha bu ülkede Doğu ve Batı'nın hiçbir zaman aynı şarkıyı çalamayacağı düşüncesinin karamsarlığına boğuluyor. Son birkaç haftadaki yaşananlarla belki de Türkiye’de yerel seçim telaşının tek girmediği yer olan Cizre’yi arkamızda bırakarak, Irak’a en yakın olan yerleşim birimi Silopi’ye doğru gidiyoruz. Silopi’de randevulaştığımız kayıp yakını bizi, acılarına rağmen gülümsemeye çalışan bir misafirperverlikle ağırlıyor ve en az devlet kadar ‘derin’ bir sohbet başlıyor. Kalenderoğlu’nun yarı Tükçe, yarı Kürtçe konuşmasını ilk başta çok anlamasam da, konuşmasını Şırnak muhabirimiz Emin Kınay’ın yutkunarak ve düşünerek çevirmesinden ‘hoş geldin’ sohbetinin ‘ölüm’e doğru kaydığını anlıyorum. BABASININ CESEDİNİN PEŞİNDE Şahin Kalenderoğlu 44 yaşında. Bize, onu ‘kayıp yakını’ yapan hikayesinin başladığı 1995 yılını anlatarak başlıyor geçmişe yolculuğunu. Bize ‘kaybettiği’ babasını anlatırken gözleri parlayan Kalenderoğlu; köyün muhtarı ve ‘başının tacı’ olan babasının son yolculuğunu şöyle anlatıyor: “Babamı gördüğüm son gün 2 Şubat 1995’ti. Babam her gün 73 AF 236 plakalı araçla köyle Silopi arasında gidip gelirdi. Söylediğim tarihte ise dönüşü olamadı. O gün babam, köylülerimizden Mehmet Dansık ve onun 14 yaşındaki oğlu Ahmet ile yine aynı yola koyulmuştu. Bir daha da onlardan haber alamadık. Babam ve diğer iki yolcu gideceği istikamete varamamış, 3 tane askeri arama noktası arasında kaybolmuştu.” Şahin Kalenderoğlu’na 14 yıl önce kaybettiği babasıyla ilgili ne yaptığını sorduğumuzdaysa acı acı gülerek anlatıyor: “O zaman heyet topladık ve bölük komutanı olan Abdullah Belge’ye gittik. Jitem’den kod adı Cengiz olan Mahmut Bey’e, Özcan uzman çavuşa, Bekir asteğmene, kod adı muhtar olan Ali binbaşıya, ve Cemal Temizöz’e gittik. Diyarbakır Asayiş Komutanı'na kadar gittik. Onlar ‘biz takip edeceğiz’ dedikçe, biz karanlık bir yola girdiğimizi daha çok hissettik. Bize PKK’nin onları kaçırmış olabileceği ihtimalini söyleyip durdular ama 3 arama noktası arasında PKK’nin babamları kaçırmış olma ihtimalinin, arabanın da kaybolduğunu düşündüğümüz de mümkün olmadığını biliyorduk. Babamı sorma ziyaretlerini sıklaştırdığımızda bizi tehdit edercesine konuşmalarından anladım ki, bir daha babamı göremeyecektim ve bunun sebebi benim çok uzağımda değildi.” Acılı adam, bunca yıl hukuka başvur(a)mamasını bize açıklamaya çalışırken, rütbelilerden aldığı tehditleri ve ailesinin can güvenliğinden dolayı duyduğu endişesini anlatırken takındığı mahcup tutumunu konuşmasının sonundaki inançlı sesiyle tersine çeviriyor: “Biliyorum ki babam için açtığım davadan ötürü çok büyük bir risk aldım. Biliyorum ki yarın öbür gün devletin dengeleri değiştiğinde (Jitem buraya tekrar aynı güçte yerleştirilirse) ilk hedeflerden biriyim. Ama artık korkmuyorum, bir insanın en korktuğu şey ölümdür ama onlar, bir gün bizim kemiklerimizle bile olsa cezalarını çekecekler!” Ölüm kuyuları olarak tanınan ve yöre halkının “devletin bile giremediği yer” olarak bildiği BOTAŞ kuyularına götürdüğümüz Kalenderoğlu’nun kuyuya fırlattığı “acaba burada O’na ait bir parça var mıdır?” bakışı çok şey anlatıyor. “Hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan bahseden şiirler yazmak istiyorum” derken Nazım Hikmet, bu yörenin insanları belki de yakınlarının kemiklerini aramak yerine sadece dua edebilmek için bir mezar bulduğu günleri düşlüyor. ŞIRNAK BARO BAŞKANI UMUTLU Muhabirimiz Emin’in özel görüşme yaptığı Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi ise konuyla ilgili şöyle konuşuyor: "Gelişmeler sevindirici ama çok sayıda kayıp yakını hala korktukları için gelip dilekçe vermiyor. Tam olarak aşılamayan korku duvarlarına rağmen yine de sesini yükseltenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Ölüm kuyularının açılmasını sağlayan başvuruların sayısı azımsanmayacak rakama ulaştı. 1990'da başlayan faili meçhullerin bulunması için daha önce girişimlerde bulunan aile sayısı bir elin parmaklarını geçmezken 23 Ocak 2009'dan bu yana Şırnak Barosu'nun verilerine göre sadece Silopi'den yapılan başvuru sayısı 70'i aştı. Cizre'de 10, Şırnak'ta 9, İdil'de ise 3 vatandaş, kayıplarının cesetlerinin bulunması için savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Bunların yanı sıra Urfa, Bingöl ve Bitlis'te de bazı yurttaşlar, savcılıklara giderek yakınlarını kaybettiklerini düşündükleri kişiler hakkında dava açılmasını istedi. Özellikle Sinan Lokantası ile Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi, BOTAŞ'taki kuyuların açılmasından sonra bulunan kemikler ve ipuçları bölge insanını daha da cesaretlendirmiş gözüküyor. Önceleri Emniyet ve Jandarma karakollarının kapılarından geçmekten bile korkan Silopi ve Cizreliler, kayıp yakınları artık içlerine gömdükleri acılarını haykırıyor.”" Bu "vatanhaini" gazetelerde islerini güclerini birakip "vatanperver" devlet destekli katillerin yakalanmasi icin elllerinden geleni yapiyorlar.
  11. Sn sadunyam burada firsattan istifade gibi bir durum yok. Konuyu duygusallastirmaya ve dveltin bir brimine sizin söylemleriniz normal olurken bizim söylemmeiz neden firsattan istifade oluyormus acaba anlayamadim. O bahsettiginiz yöneticiler ile TSK beraber calisiyorlar, hemde yeni degil taaki Türkiye cumhuriyetinin kurulusundan beri. Tekneloji üretemeyen ve evrensel düsenemniyen yöneticilerimizin oluyorda benzerleri neden TSK'de olamiyormus acaba? Biz buradan tam da bu noktada TSK'nin tekbelojiden uzak kaldigini ve dolaysiyla bu sebebten dolayida terörün bitirilemeyisine sasilmamasi gerektiginin üzerini ciziyoruz. Kimse dil falan uzatmiyor, sadece eksikliklere dikkat cekiliyor. Ama sadece savunmak amaciyla yapilan tüm elestirileride dil uzatmak olarak gördügümüz taktirde, elestirdigimiz evrensel düsünemeyen ve teknelijiden uzak olan yöneticilerden bir farkimiz olmaz. Onlar zaten bizim aynamiz. Biz malesef sadece aynenin diger tarafinda gördügümüzü söylüyoruz, oysa o gördügümüz aslinda kendimiziz.
  12. Umarim sn Yazicioglu Nasuh Mitad'in tahmin ettigi gibi devrimcilerin vatanhaini olmadigini, bilhassa vani gönülden sevdiklerini anlamistir. Aradan o kadar yillar gecmesine ragmen daha hala sayisiz insanlar devrimcileri vatanhainligiyle sucluyorlar ve gercekleri ya göremiyorlar yada kasitli sekilde manupule ediyorlar. Devrimciler Türkiye'nin gercek savunucularidir. Onlari digerleriden ayiran nokta ise Türkiye'yi sevmek demek demenin ülkemizde yapilanlara kayitsiz sartsiz devamli dogru dememeleridir ve Türkiye'nin tüm insanlarini ayni sekilde kucaklamalardir.
  13. Taziye vermek zorunda hic kimse yok. Verenlar var ve vermeyenlere de saygi gösterecegiz. Kimseyi zorlamaya hakkimiz yok. Önce Hirant Dink'in ailesine taziyelerimizi sunalim. Onlara hala bu borcumuz var.
  14. Sn kaplan, neden hala sorumlular belliyken baska isimler aramaya calisiyoruz. Meclisteki oylama sadece bir göstermelik oylamaydi. Siz gercekten inaniyormusunuz Apo'nun idam edilmemesi Türkyie'de mecliste tartisildiktan sonra karara baglandigini? Yapmayin, etmeyin birda biz ne amacliyoruz bu sorularla? Koskoca devlet erkani ve TSK Amerika ve AB ve PKK, yani Apo ile anlasarak bize bir senaryo yazdilar bizde bu senaryoda hangi parti daha milliyetci veya vatanperver gibi lüzumsuz konulará kafa yoruyoruz.
  15. Almanya'nin hukuk disi uygulamasi asla kabul edilecek bir durum degil ama benim sahsi görüsüm Almanya'nin bu hukuk disi uygulamayi kimden güc alarak yapmis olmasi. Bu konuda gene bana bazilari kizacak ama önemli sorumlulugu Tükiyeyi temsil eden hükümetlerde görüyorum. Türkiye kendi vatandaslarina uygulanan hukuk disi davranislara yillardan beri suskun duruyor ve ona karsi bir tetbir almiyor. Türkyie aslinda yillar öncesinden bu konunun üzerine gidebilirdi ama gitmemeyi tercih etti , neden acaba? Bunun cevabida bana göre Türkiye'nin kendi vatandaslarina verdigi degerden kaynaklaniyr. Bu aynen suna benziyor, sen kendi öz cocuguna üvey evlat muamelesi yaparsan komsun herhalde o cocugu hic kabul etmez. Umarim ne demek istedigim anlasilmistir.
  16. Köpeklerde canli ve biz nasil kizip bagiriyorsak onlarda kizdiklari icin havliyorlar.
  17. O soruyu yorumu yapan arkadasa sormak daha mantikli olur herhalde. Anladigim kadariyla yorumdan anlasilan TSK'nin bu tip konularda fazla bir teknige sahip olmadigi ve dolayisiyla kötü teknikle tabiiki daglardaki terörüstlerin de sonunu getiremiyorsun ve 30 yil bunun bir isbati.
  18. Bugünki Gazetevatan'da TSK nin düsen halikopter ile ilgili arama konusundaki aciklamalariyla ilgili ilginc bir yorum okudum ve bu yorumu sizinle paylasmak istedim: "TSK nın artık hiçbir inandırıcılığı kalmadı. İki gün boyunca sınırlar dahilindeki düşen helikopteri bulamayan TSK dan sınırlar dışında operasyon ve savunma becerisi beklemek hayalcilik olur. PKK ile mücadelenin 30 yıldır sürmesinin nedeni de bu olsa gerek. PKK da beceriksizmiş ki bir sonuç elde edememiş allahtan başımızda İRA gibi bir örgüt yok, yoksa hepimiz yanmistik."
  19. Ülkeyi bu hale getirenler zaten her iki tarafinda milliyetcileri ve hatta sizin kelimenizle rassistleri. Bunlar icin ne Kürt ne de Türk halkinin gelecegi önemli. Önemli olan illiyetci ve rassist düsüncelerini tatmin edebilmek.
  20. Yoksa dostumuiz bir kendimize soralim hele sebebi ne acaba?
  21. Bu tür düsünceler bizim kendi hüsnü kuruntumuz. Olaylari bu kadar basite indirgeyerek ne elde edebilecegizki. Kimse asker katil ve terörüst ve dagdaki terörüst ise kardesimiz demiyor. Askerde kardesimiz, dagdaki de kardesimiz. Kardesleri birbirine düsüren zihniyeti kiniyorum, buna PKK'mi dersiniz, devletmi dersiniz veya ikiside mi dersiniz fark etmez.
  22. Ergenekon davasinda yeni gelismeler. "bölücü gazete" Evrensel'in "bölücü" haberini hep beraber okuyalim. Ergenekoncular ve irkciler vatansever ama yurtseverler bölücü oluyorlar. "ERGENEKON’A MÜEBBET iSTEMi 2. ERGENEKON İDDİANAMESİ’NDE ERUYGUR ‘1 NUMARA’ OLARAK GEÇİYOR. İKİ EMEKLİ ORGENERAL İÇİN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS İSTENİYOR. Ergenekon davasının 1909 sayfadan oluşan ikinci iddianamesi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianame 19’u tutuklu, 37’si tutuksuz 56 sanığı kapsıyor. 5 bölümden oluşan iddianamede, partiler içinde operasyon yürütmek, cumhuriyet mitinglerini organize etmek, darbe hazırlığı, uyuşturucu ticaretinin de aralarında bulunduğu pek çok suç bulunuyor. ‘Yakamoz’ ve ‘Eldiven’ kodlu darbe planlarına da yer verilen iddianamede emekli orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon, gazeteciler Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan ile Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz öne çıkıyor. İddianamede savcının öne çıkan iddiaları şöyle: * AKP’yi ve MHP’yi bölme planları yapıldı, çeşitli takip notlarıyla bunlar net şekilde anlaşıldı. * MHP’nin de yönetim kadrosunda değişiklik yapma çalışmaları yapıldı. * Ergenekon, CHP içinde çeşitli operasyonlar yürüttü ve operasyonların da tek amacı CHP lideri Deniz Baykal’ı devirmekti. * CHP’nin üst yönetimi de değiştirilmeye çalışıldı. * Zanlıların ve sanıkların telefon dinlemelerinde Deniz Baykal’a yönelik, yoğun bir şekilde devirme çalışmaları olduğu saptandı. * Cumhuriyet Mitinglerinin organizasyonlarının Ergenekon ile bağlantıları var. * Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme * Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma * Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme * Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine Karşı Silahlı İsyana Tahrik Etme * Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme * Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama * Yargıç üzerinde nüfuz kullanmak 1 NUMARA ERUYGUR İddianamede, 1 numaralı sanık olarak eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur görülüyor. Eruygur’un değişik suçlamalarla birkaç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Tolon da, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanacak. Son gözaltılar sırasında bilgisayarından çıkan günlükleriyle tartışılan“Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs ve silahlı terör örgütü üyesi olmak”la suçlanan Balbay da ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenenlerden. Balbay, gazetesi Cumhuriyet’e gönderdiği ve yayınlanmış olan yazısında, günlük tutmadığını, bilgisayarından çıkan notların işlemeler yapılarak birleştirildiğini ve bu işleme sırasında bazı bilgilerin de ‘monte’ edildiğini öne sürmüştü. Ümraniye’de bir gecekonduda ele geçirilen patlayıcılar nedeniyle başlatılan ve “Ergenekon” adı verilerek genişletilen soruşturma kapsamında hazırlanan ikinci iddianamenin kabulüyle, ikinci dava da açılmış oldu. Mahkeme, görülmekte olan “Ergenekon” davası ile ikinci davanın birleştirilmesi talebini daha sonra değerlendirecek. Duruşma tarihi 20 Temmuz 2009 olarak belirlendi. (İstanbul/EVRENSEL) -------------------------------------------------------------------------------- TOLON VE ERUYGUR’A UYUŞTURUCU TİCARETİ SUÇLAMASI Ergenekon’un ikinci iddianamesinde, Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Emekli Orgeneral Şener Eruygur’a, “Uyuşturucu ticareti yapma”, “Silahlı terör örgütü kurma” “Yargıç üzerinde nüfuz kullanma” gibi bir çok suçlama yöneltildi. Emekli Orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması eylemlerinden de sorumlu tutuldu. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca 56 sanık hakkında hazırlanan yeni iddianamede, Tolon ve Eruygur “örgütün üst düzey yöneticileri olmak”la suçlanıyor. İddianamede, bu nedenle Tolon ve Eruygur, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması eylemlerinden de sorumlu tutuluyor. İddianamede Tolon ve Eruygur’a yöneltilen suçlamalar şöyle: *l2863 Sayılı Kanuna Aykırılık * Askerleri İtaatsizliğe Teşvik Etme * Açıklanması Yasaklanan Gizli Bilgileri Açıklama * Açıklanması Yasaklanan Gizli Bilgileri Temin Etme * Bir adet Ateşli Silah ve Mutat Sayıdaki Mermileri Bulundurma * Devletin Güvenliğine İlişkin Belgeleri Tahrip Etme Amacı Dışında Kıllanma Hile ile Alma Çalma * Devletin Güvenliğine İlişkin Gizli Belgeleri Temin Etme * Hukuka Aykırı Olarak Kişisel Verileri Kaydetmek * Pek Az Sayıda Mermi Bulundurma veya Taşıma * Resmi Belgede Sahtecilik * Ruhsatsız Ateşli Silahlarla Mermileri Satın Alma veya Taşıma veya Bulundurma * Sayı ve Nitelik Bakımından Vahim Olan Silah veya Mermileri Satın Alınması Taşınması Bulundurulması * Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme * Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma * Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme * Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme * Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine Karşı Silahlı İsyana Tahrik Etme * Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme * Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama * Yargıç Üzerinde Nüfuz Kullanmak * Örgüte Bilerek İsteyerek Yardım Etme * Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etmek -------------------------------------------------------------------------------- KİM NEYLE SUÇLANIYOR Mustafa Balbay: Devletin güvenliği ile ilgili bilgileri çalmak Erol Mütercimler: Silahlı terör örgütüne üye olmak Tuncay Özkan: TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs Adil Serdar Saçan: Silahlı terör örgütü üyeliği Ferda Paksüt: Terör örgütüne bilerek yardım Gürbüz Çapan: Terör örgütü üyeliği, silah bulundurma Levent Ersöz: Hükümeti ortadan kaldırma ve silahlı isyana teşvik Turhan Çömez: Hükümeti ortadan kaldırmak Ercüment Ovalı: Terör örgütü üyeliği Levent Temiz: Terör örgütü üyeliği -------------------------------------------------------------------------------- FERDA PAKSÜT DE SANIK Ergenekon’un ikinci iddianamesinde Ferda Paksüt’ün de bulunduğu sürpriz sanıklar var. Sanıkların isimleri şöyle: Levent Temiz, Hakan Şanlı, Adnan Türkan, Süleyman Solmaz, Hatice Bahtiyar, Emcet Olcaytu, Adil Serdar Saçan, Hamza Demir, Fatma Sibel Yüksek, Erol Mütercimler, Mahir Akar, Mesut Özcan, Sinan Aydın Aygün, Mustafa Ali Balbay, Emin Şirin Osman Gürbüz, Ufuk Mehmet Büyükçelebi, Ercüment Ovalı, Muhammed Murat Avar, Ahmet Tuncay Özkan, Birol Başaran, Adnan Bulut, Selim Utku Gümrükçü, Ertaç Giray, Mehmet Ali Çelebi, Merdan Yanardağ, İlker Güven, Siyami Yalçın, Halis Yavuz Işıklar, Kemal Aydın, Murat Ağırel, Tunç Akkoç, Arif Doğan, Gürbüz Çapan, Neriman Aydın, Hasan Atilla Uğur, Barbaros Hayrettin Altıntaş, Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet Şener Eruygur, Durmuş Ali Özoğlu, İbrahim Özcan, Levent Ersöz, Turhan Çömez, Doğukan Yorulmaz, Muzaffer Öztürk, Tanju Güvendiren, Eren Mumcu, Hasan Hüseyin Uçar, Noyan Çalıkuşu, Yaşar Tozkoparan, Evrim Baykara, Önder Koç, Hüseyin Nazlıkul, Yüksel Dilsiz, Hüseyin Keskin. -------------------------------------------------------------------------------- ‘ŞEMDİNLİ DE DAHİL EDİLSİN’ Hakkari eski Milletvekili Esat Canan, Şemdinli dosyasının da Ergenekon davası kapsamına alması gerektiğini söyledi. Canan, Yüksekova Çetesi davası kapsamında Şemsettin Yurtsever isimli şahsın verdiği ifadede Yüksekova Tabur Komutanlığı’nın bahçesinde cesetlerin gömülü olduğunu iddia ettiğini, ancak bununla ilgili bir soruşturma yapılmadığını belirtti. HAKKARİ -------------------------------------------------------------------------------- BÜYÜKANIT VE TÜRKERİ’NİN ÜZERİNİ ÇİZMİŞLER Ergenekon’un ikinci iddianamesinde yer alan bir şemada örgütün ‘güvenilir’ bulmadığı için Org. Büyükanıt ve Org. Türkeri’nin üzerini çizdiği iddiası yer alıyor. Eldiven Kod adı ile bahsedilen darbe planının şemalarında kuvvet komutanlıkları, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı ve ordu komutanlıklarında alınacak tedbirlerden bahsediliyor. İddianamede ordunun darbe planı çerçevesinde kuvvet ve ordu komutanlıklarıyla ilgili değerlendirme şemalarında 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve 2. Ordu Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri’nin üzerilerinin çizildiği belirtiliyor. İddianamede örgütün “güvenilir” bulmadığı için iki komutanın yerine korgeneral atanması için çalışma yapılması kararı aldığı da vurgulanıyor." Alinti: -http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=48118-
  23. Hz. Muhammet tabiiki Türk, hemde bizim köyde dogdu. Aslinda biraz bana akrabaligida var ama, fazla sevmedigim icin o kadar önemsemedim. Onun torunlari ve akrabalari hala bizim köyde yasamaktalar ve onlarda aynen onun gibi en azindan 200 er tane hanimlari var. Akrabalarida koyunculukla ugrasirlar, canlari istedikce yeni ayetler uyduruyorlar. baska bilmediginiz varsa gelin bizim köye kendi gözlerinizle görün. Köyümüzün ismi Erenköy!!!
  24. Sn kaplan, hala anlayamadinizmi Apo'nun idaminin kdirilmasinin TBBM'deki milletvekilleri ile alalasinin olmadigini. Yapilan oylama sadece bir demokrasi geregi yapilan bir oylamaydi. Idam edilmeyecegi zaten Apo yakalanmadan önce bu isin icindeki tüm aktörlerle beraber anlasilan bir konu. Kimdi bu aktörler? Bu aktörler PKK, TSK ve hükümet partileri. MHP'nin yapmis oldugu sadece bu isin icinden nasil yaptiklarini saklayabilmekti. Bizlere burada anlatilan hikayelerden baska bir durum degil. Apo anlasma yoluyla yakalandi ve bu anlasmada onun idam edilmeyecegi kararlastirilmisti. Su anki hücresinden PKK'yi yönetmeside anlasma icerisinde malesef. Eger ileride beyefendiye af verilirse bunada sasmayin veya baska bir cözüm önerisiyle hapisten kurtulusu saglaniraa bunada sasmayin, cünki tüm olanlar önceden aktörler ile anlasma sonucu olmustur. Türk halki aldatilmaktadir, hemde kendi devleti ve hükümet eden partileri tarafindan. Günümüze kadar olan olaylar bu kaniyi malesef dogru gösteriyor.
  25. Sizin iyetiniz ve arzulariniz gercekten acikca gözler önüne serilmis durumda. Sizin yorumlariniz aslinda bir itiraftan baska bir sey degil, sadece yakindiginiz konu, yapanlarin isi iyi yapamadiklari. Evet ülkemizdeki demokrasi anlaysi bu malesef!!!!!

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.