i'tezele

o şey dediklerini vahy ve hadisler olarak baz almam çok doğal. parantez içi eklemelerle toparlayamayız konuyu.

inceleme ve araştırmaya terfi ettik bakıyorum. İyidir. Ancak yanlış hedef...Benim karşı çıktığım nokta ilahiyatçıların kur'an'ın Allah kelamı olduğunu kanıtlamaya çalıştıklarının söylenmesiydi. Hiç bir ilahiyatçının alanı bu olamaz. Kur'an'da adelet, dinler ve tebliğ metodları vahyin gerçekliğini kanıtlama amacıyla yazılmamaışlarıdır. Bunu anlamak niye bu kadar zor?

Onlar da bilim adamıyız demiyolar sevgili yarasa; Elhamdülillah müslümanız diyolar... Ben de büyük düşünür, filozof ve ilahiyatçı vasıflarıma bilim adamını eklemeği uygun bulmam doğrusu.. İmaj zedeleyici olur...

Dikkat.. Mehdi sizi yaşar nuri gibi merkez ilahiyatçılarıyla aldatmasın. Dikkat edin Mehdi deccalin kendi olmasın. Mehdi cennetten kovuldun.. Mehdi sen kendinden oldun.. Mehdi uyanırken uyuma.. Mehdi merkezden sakın.. Mehdi mücadele haydi! Mehdi hicret! Mehdi dünyadan bihaber.. Mehdi insanlar biçare.. Mehdi nerede? Sana Mehdi sana.. Sana yazıldı hakikat.. Mehdi oldu ki zindanda.. Gereğinde zinada.. Mehdi Mehdi ki sıfırı bilir. Mehdi Mehdi ki sonsuzu bilir. Mehdi kendini yaratır. Mehdi bir ve yalnızdır Mehdi pir ve yalındır. Mehdi yığındır. Mehdi döner, dünya döner. Mehdi susar, evren boğar. Mehdi yaşar, Sevgi yaratır. Mehdi kim, Mehdi bilir. Ama Mehdi, bildiği yok gördüğü yok görüngü yok görüşü yok efendisiiiiiiii çok. Mehdi Adnan hocayı bilir. Mehdi odur ki redd-i peynir cemaatinden. Mehdi bilir harun'u yahya'yı cavit'i yalçın'ı.. Mehdi bilir inkarını. Mehdi Adnan nerede? İçkisine ilaç koyan senken vicdanın nerde? Kaçakcısı, Mehdiii... ilaçcısı Mehdiii.. Günah keçisi Mehdiii... Harun senden evladır Mehdi.. Harun turkish media'da eğilmez Mehdi. işin senin Mehdi.. Susmak, Sus Mehdi..

3/103. Topluca Allah'ın ipine tutunun ve ayrılamyın. Allah'ın size olan nimetlerini anın! Sizler düşmandınız, Allah gönüllerinizi uzlaştırdı ve o'nun nimeti sayesinde kardeş olsunuz. Ateş çukurunun kıyısında idiniz, sizi oradan kurtardı. Doğru yola giresiniz diye Allah ayetlerini size böyle açıklıyor. 49/10. Sizler kardeşsiniz; öyleyse dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeştin; Allah'ı sayın ki size merhamet etsin. 49/13. Ey insanlar! Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanıyasınız diye sizi milletler ve kabileler haline koyduk. Allah katında en değerliniz, en çok saygılı olanınızdır. Allah bilendir, haberdardır. 28/54. işte onlara, sabırlarından dolayı ecirler iki defa verilir. Onlar kötülüğü iyiikle savarlar. kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarfederler. 42/43. Ama sabredip bağışlayanın işi, işte bu yaptığı, üzerinde durmaya değer işlerdendir. 2/263. Uygun bir söz söylemek, birşey veremediği için özür dilemek, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha iyidir. Allah muhta. değildir, halimdir. 3/134. Bunlar, bollukta ve darlıkta verirler, öfkelerini kontrol ederler, insanların kusurlarını affederler. Allah iyi davrananları sever. 73/10. putperestlerin yanından iyilikle ayrıl. onların söylediklerine karşı sabret! 55/13. O halde rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/16.O halde rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/21. O halde rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/25. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/28. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/30. O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? 55/32. Hal bu iken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? 55/34. Öyleyse rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/36. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/40. O halde rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/ 42. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/45. Şimdi rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/47. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/ 49. Öyleyse rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/51. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/53. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/55. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/57. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/59. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/61. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/63. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/65. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/67. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/69. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/71. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/ 73. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/75. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/77. Öyleyken rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

sn. yarasa burada neyin tartışmasını yapıyoruz anlamış değilim? Müsadenle forumdaki diğer arkadaşlarıma şaka yapabilme hürriyetine sahibim. Saygılar

Yalnız ben burada peşin hükümlülük görüyorum. Gerçekten soruları olan insan bu soruları, danışmak adı altında çizgisi belli bir forumda dile getirmez. Alıcağı cevaplar bellidir. Bu sorular soru mahiyetinden çıkar, taraf sloganı işlevi görür. Bu benim islami bir forumda; ''bir takım sorularım var.. acaba ben neden dünyadyım?, Evrenin başlangıcı var mı? eğer yoksa sonu da mı yok? Bu döngünün dışında başka bi düzlem var mıdır? Döngü nasıl bu kadar sistematik?'' vb. sorular yazıp ne gibi cevaplar alacağımı bilmem kadar açıktır. saygılar

evet, o yüzden büyücü deği sihirbaz denilmiştir ve sihrin gerçek olmadığını bilip yine de sihirbaz demekle, vahyin gerçek olmadığını bilip yine de Allah'ın elçisi anlamına gelen peygamber demek aynı olamasa gerek. bunu demogoji tanrısı mı söylüyor....

davul zurna az.. saygılar

Gözlerim yaşardııııııı....

vahye peygamber düşüncesi demiş ya, peygamber kelimesinin terim anlamı vahy alan kimse olduğundan; seçtiği kelime ile onu yanlışladığımı söyledim. Ancak bunun bir şaka olduğu o kadar açık kiiiii, ünlü demogog yarasa hazretlerinin bu konuyu gülümseyerek geçiştireceğini düşünerek rahatça hareket edebilmiştim. Ancak, sn. yarasadan kurtulmak ne mümkün.. Kendisinin 21. y.y.'ın bilim ve demogoji tanrısı olduğunu unutmuşuz.. Affınıza sığınıyoruz..

Yarasa, sakin sakin iletileri okursan konuya nereden geldiğimiz bilgisine mazhar olabilceksin, biiir... gerçekliğin gerçeklik olduğunu senin ilginin tayin edemeyeceğini emin ol ala biliyorum, ikiiii... Sembolik akıl faal aklın tanımıydı, faal akıl ilahi kudreti temsil ediyordu ve konunun bu olduğunu farketmemen ilginç, bu üüççç.. Varolman için şarttır elbet, bu dööört.. Akıl akıldır, faali aktifi olmaz diyerek konuya zemin hazırlayan zat-ı alinizdir efendim, bu beeeşş.. Saygılar (6)

Konusunun temeli 'elektrik akımı' olan bir tezin, sadece elektrik akımını ispatlamak için yazılacağını düşünmüyorsanız, vahyler konusunda da gördüğünüz her tezin ispat mahiyetinde olmadığını da oldukça net görebilirsiniz sanırım. Vahyin anlaşılmasında ve hatta yorumlanmasında bile bu kadar çok görüş varken, kimse ''dur bakalım.. önce şu vahyi bir kanıtlayalım...'' diye kolları sıvamaz. Konunun vahy olması normaldir. Bildiğimiz kadarıyla islam, vahy üzerinde yükselir. Ancak bu sadece temeli oluşturur. İlahiyatında içinde, islam tarihi ve islam sanatları, felsefe ve din bilimleri, temel islam bilimleri, dünya dinleri, yaygın din öğretimi ve uygulamaları gibi bir çok alt bölüm vardır. Ancak bu bölümlerin hiçbirinde Allah'ın varlığının delilleriymiş, vahyin gösterdiği mucizelermiş asla konu olmaz. Çünkü inanın bunlarla yalnızca sizler uğraşıyorsunuz.

Sn Yarasa, faal akl'daki akıl olgusu semboliktir. Tüm bunlar bir yana akılın derceleri, derece olmasa bile aşamaları olduğunu yatsıyamazsınız. Tabi bu sizin ilginize kalmış.

Karmaşık ve dolaylı bir anlatım olsun istemedim. ''kalbur saman nedir?'' diyeceklerdi bu sefer; düşünmedim değil hani... Sonu o değil ki, dahası var. İblisin cariyeleri, eşleri..

şöyle yanlışlayalım; vahy dediğimiz şeyin ilahi kaynaklı olmadığını savunan insan kardeşlerim, vahyin peygamberlerin değil düzenbazların düşünceleri olduğunu savunurlar. Seçtiğimiz kelimelere dikkat edelim, böyle yanlışlanırız sonra..

Hepsi.. ilginç.. sn. vale, hiçbir ilahiyatçı vahyi ispatlamak için tez hazırlamaz. Konu ile ilgili en ufak bir fikrinizin bile olmadığı açık.

Mehdi Pîr Gerçek Velî (Bay, 35), kerevetine çıkarayak kendini farketti. ''Yaş 35 yolun yarısı eder. Bu ****** anca yolun yarısında tecelli eder.''

İblis birgün ölümle karşılaştı. Pelerinini savurarak karanlığı kuşatıyordu ki ölüm onu kuşattı. iblis, bir yandan arkasına bakarak ölümden kaçtı; öyle ki önünü göremiyordu. Girdiği bir odada aynaya dönük oturan çirkin bir yaratık gördü. Ölümle onun yerine bu çirkin yaratığı alması için pazarlığa koyuldu. Aniden bu çirkin yaratık iblisin önünde secdeye durdu. İblis ölüm'e döndü ve; ''bu yaratığı al, adı insandır.'' buyurdu. ölüm bu yaratığı inceledi ve geri döneceğini tebliğ ederek izafiyete yükseldi. Yalnız kalan insan ve iblisinin aynaya dönük yüzleri birbirini bulup tek renk haline geldi. Bu renk tüm odayı boyadı. Oda kendi ekseninde dönmeye başlayınca bu renk teklemeye başladı. iblisi odadan sıyrılırken anlamaya çabalıyordu; kaçtığı ölüm, oda, aynaya bakan çirkin yaratık, hepsi onda onun gördüğü kadarıyla varoluyordu. Hepsi iblisti aslında. Yaşayan! iblisle karşılaşırsan ondan kaç! seni kendi rengine boyayarak yok eder. Senden geriye yalnız iblis kalır. o da dünyadan geriye. Hoppa! İblis bana tapıyor. Sen onda boyanırsın ben yükselirim. İblis bende tecelli ediyor ve insanları kandırma; benim peygamberim sen değilsin.

faal akl sn. maraba, insan aklı olarak değerlendirilen akıl kavramıyla eş değildir. saygılar hakim kesim derken hangi kavmi kastediyorsunuz? ibranileri mi? göç etmek zorunda kalan mekkelileri mi? kim bu hakim kesim? Bilakis, toplumun ezilen kesiminin 'la ilahe illallah' demelerinin sebebi, yeryüzündeki tüm sultaları reddetme, başkaldırma istekleridir.

Hadi işin pratiğine gelelim; Aklın olmasaydı vahyi bilecek miydin? Vahyi bilmeseydin, onun varlığı sende etki ya da değişim yaratabilecek miydi? Etki ve değişim yaratmayan vahy sana göre var olur muydu? O halde bugün hiçbir etkisi olmayan trilyonlarca ihtimali akıldan üstün tutabilirsin. Üstelik vahyin amacı vahy olmak değil yol göstermektir. Yol gösterdiği muhatabı akıldır. Burada vahy sadece bir araçtır. Gelgelelim, vahyin menşei akıldır zaten. Faal akl kavramını incelemelisin. Tabi ondan önce vahyi varoluşsal olarak analiz etmeli, bunun için de sakin sakin akl kavramını anlamaya çalışmalısın. Emeğine haksızlık etmek istemem. Peyamber kiminle evlenmiş, kimi boşamış gibi konularla uğraşacağımıza bu tür iletileri okuyup değerlendirmeye gayret ediyoruz.. Alanın ve açılımlı başlığın için teşekkür ederim. Yalnız hazırlıklı ol, birkaç ileti sonra konu Lut'un eşlerine gelebilir. Konunun magazin kısmı olarak değerlendirilebilecek bu kısıma bir de huri, cariye, ayşe, zeynep de karışabilir. Daha da sonra yaşadığından bile şüphe ettğimiz insanların aşk hayatı konuya dahil olur. Ama sen, vahyden, her ne kadar yanlış yada geliştirilebilir de olsa akıldan bahsetmekten vaz geçme, zira foruma ender de olsa anlamlı iletiler eklenmesi bana güç veriyor. kolay gelsin.

Pusulanın icadından coğrafi keşiflere -yeni pazar keşifleri-, atomun parçalanmasından atom bombasına, kazılarda yardımcı olması için düşünülen dinamitten savaşlara giden sürece diyorum. Bu örnekler çoğaltılabilir. Tehdit çok da biz bunlarla oyalanıyoruz..

Bilim kendini sorgulayabiliyor mu? Başlangıçtan sona doğru başa ilerleyip, başlangıcı keşfetme aşamaları... Bunu yaparken sebep olduğu katliamlardan haberdar mı? demiştim.. cımbızlama yapmayalım lütfen.. Yazarsan yaz..Ama sonuçlarına katlanırsın.

Gören de sorgulayanlar bir tek bilim ehli olanlardır sanacak. Bilimi koleksiyona indirgeyip, bilgeliği amaçlayan filozof tayfası bu pek sorgulamayan ninegillere dahiller mi acaba? Bilim kendini sorgulayabiliyor mu? Başlangıçtan sona doğru başa ilerleyip, başlangıcı keşfetme aşamaları... Bunu yaparken sebep olduğu katliamlardan haberdar mı? Tüm bilim dallarının birbirine bağlı olduğunu gözönünde bulundurursak, kendi kuyruğunu yiyerek büyüyen şahmeran gibi karşımıza sorgulayan, bilen diye çıkardıkları günümüz bilimadamalarının önde gelenleri neden açlığa çare bulamamaktadırlar acaba? Bilim insanı ezber yapmıyor sanki..Bilimin evrenselliği de, birikimselliği de bu ezbere dayalıdır. Not; Sevgili bilimadamı, saygıdeğer Yarasa, Okuyunca kızacaksın biliyorum ama lütfen yorum yapma.

Evet Hz. muhammed hem nebi (önder) hem de resul (elçidir) ve bu tüm peyagamber için aynıdır. Kutsal kitap dediğiniz şey aldıkları vahydir. Adem'den Muhammed'e kadar tüm önderlere vahy gelmiştir. Zaten peygamberlerin vasfı vahy alıyor olmaladır, dolayısı ile önder olurlar. Ezcümle kutsal kitap dediğiniz vahyi almayan önderlere filozof ya da düşünür denilir. Son olarak peygamberlere kutsal kitap verilmemiştir, zira kutsal kitap olmaz. Vahy de bizler gibi bir mahluktur. Bunun dışında yazılarınızı keyifle takip ediyıorum sn. Muallim-i Ali. Sevgiler