Taylan Abi

Otomobillerin geri vitesine müzik ekleme hastalığı. Forum ortamında fikir kabul ettirme hastalığı. Bu hastalıkların kendinde olduğunu kabul etmeme hastalığı.

Eski sevgili; Bir kaç kadeh içip de kafamız güzel olduktan sonra bizden "kesinlikle bir SMS mesajı beklediğine inandığımız" kişidir

Eh artık sazı ele alma zamanı geldi, günler geçmesine rağmen ne başbakanlıktan ne cumhurbaşkanlığından konu ile ilgili basına yapılmış bir açıklama yok. Vatandaş olarak hakkımızı kullanalım o zaman. [email protected] Ad ve Soyad..: Taylan ****** T.C. Kimlik Numarası..: 520******** Oturma yeri ya da iş adresi..: Şirinyalı Mah. **** Sk. ***** Sitesi * Blok No:** Antalya Telefon..: 0 242 316****, e-posta: ******@gmail.com Başvurunuzun hangi yolla yanıtlanmasını istersiniz..: Posta yoluyla [ ] E-posta ile [ X] 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Yasası gereğince istediğim bilgi ya da belgeler aşağıda belirtilmiştir..: Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Kral Abdullah'ın ülkemizi ziyareti sırasında hediye alıp almadığı konusundaki iddiaları yazılı basından takip ediyorum. Kendisinin veya eşinin böyle bir hediye alıp almadığı, aldı ise ne gibi işlemler yapıldığı konusundaki bilgileri ve Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kızının düğününde toplanan takıların bir kısmının şehit aileleri yararına bağışlanıp bağışlanmayacağı konusuna açıklık getirilmesini ve eğer bağışlanacak ise şimdiye kadar hangi işlemler yapıldığını -uygun görüldüğü takdirde- makamınızdan rica ederim. Saygılarımla.

Bu Dursun Uyar yakında doğum iznine de çıkarsa hiç şaşırmam... Doğuramazsa da kürtaj için rapor alır. Memleketimde kendisini koruyan bir dünya AKEPEli var nasıl olsa.

Sen hiç sağcıdan, faşistten, dinciden "devrimci" gördün mü? Yani CHP'ye laf söyleyin de, nasıl söylerseniz söyleyin, bunun sevdasındasınız. Sonradan mı sollaştırılmış mıymış, yok artık daha neler! Çok meraklı olsanız, açıp parti tarihini okursunuz, kurucularının hayat hikayeleri ve dünya görüşleriyle birlikte. Ama size bu lazım değil, size laf atacak yer lazım.

Ne biçim bir cevap bu? Ne ÖDP ne İP bizim konumuz değil. Olamaz da. Cevap veremediğiniz yerde, sağa sola laf atmayın. Ayıptır yahu. İzlediğin filmin deşifresini yaz bir kağıda. Oku. Öyle yaz.

Alıntısını özümseyip aktaran bu arkadaşımızı AB-TÜRKİYE VE FRANSA konu başlığına davet ediyorum. İki çift lafı varsa, orada izahat alalım kendisinden. Merak eden takip etsin.

O reklamda bir teyze var. Tarife yumurtlayan sevimli tavuğunuza "evladım" diyor. Dikkat ettiniz mi? Algınızın seçiciliğine forum halkı olarak hayranız.

Benim asıl merak ettiğim bize günlerdir neden cevap yazmıyor bu AKEPE sempatikleri? Ankara Kızılay Meydanı'nı ışıl ışıl aydınlatıp, havai fişek patlatmayı biliyorlardı zamanında. Yaldır yaldır AB üyesiydik ya hani, hatırlayan vardır illa ki. Şimdi noldu? Şiştik mi?

-http://www.youtube.com/watch?v=VepV4Ac_rNM- Bu adamı seçenler mi laik? Bu mu sizin laiklik anlayışınız? %46 bu adama oy vermedi mi? Neyin hesabındasınız ki? İzleyin, hesaplayın, ankete gerek yok.

Tarih bu dersi defalarca verdi, vermeye de devam ediyor. 77 sene önce Kubilay can verdi bu uğurda. 14 sene önce Sivas katliamını gördük. Yetmedi, doymadılar, doymayacaklar. Geçen yıl Mustafa Yücel Özbilgin'di feda ettiğimiz. Ama tükenmeyeceğiz, bir ölüp bin geleceğiz. Bu memleket bizim.

Şimdiki hükümet ve yandaşlarının çok meraklı olduğu bir konu var. Bu onların içdünyasına kazınmış bir duygu aslında. Sürekli birilerini veya kendileri gibi olmayanı afaroz etmekle uğraşıyorlar. Hatırlarsınız, cumhurbaşkanını eleştirdi diye RTE gazeteci Bekir ÇOŞKUN'u memleketten kovaladı. Mersinli çiftçinin anası ve kendisiyle ilgili veciz sözünü de sağır sultan duydu artık. Onu da kovaladı. Sonra anayasa üzerinde çalışmaya başlayıp, bu çalışmaları tüm vatandaşlarla paylaşacaklarını herkesin fikrini alacaklarını söylediler. Derken efendim rektörler bir açıklama yaptı konu ile ilgili. Ne dedi RTE? "Herkes işine baksın" dedi. Ohh, yakışır. Neyse, günler sonra bir sanatçı çıkıp üzerine vazife olan sorumluluk bilinci ile topluma karşı 2 çift laf etti. Demokrasi sevdalısı, canına yandığım demokrat görünümlü ılımlı İslamcılar ne dedi? "giderse üzülmeyiz bile" dediler. Afaroz etmeyeni dövüyorlar bu memlekette çünkü. Birini mi kötüleyeceksin? Hemen kovala. Bakınız bu eda tabana kadar sirayet etmiş bu memlekette. Forum insanları bile birilerine dur-sus diyecek gücü kendilerinde hissediyorlar. Ama kuzum, sorarlar adama; Kimsin, nesin, ne kadarlıksın sen? diye. Zor sorudur, cevaplamaya mangalllllll gibi yürek ister.

Kendim sordum kendim cevapladım gibi oldu .... buradaki numaralar işe yarıyor.

Register etmeden çalışmıyor. Bende de seri numarası yok. Ne yapmalı?

5 gün oldu. Tık yok. Ne Kral ABDullah'ın hediyelerinden, ne bizim ABDullah'ın takılarından, ne de forum halkından. Yazık. Çok yazık.

Öncelikle birbirimizi sabit fikirli kabul etmeyelim, bunun sonu yok çünkü. Bu, fikirlerimizi değiştirmek için ortalığı kırıp geçirmek anlamında değil tabii ki. Dediğiniz gibi daha objektif olalım, olalım ama objektif olmaya çalışırken de belli doğruları bilerek ve hazmederek başlayalım buna. Ülke tarihimizde PKK'nın varlığı veya oluşum nedenlerini yakın geçmişe baktığımızda bir kaç ana başlıkla izah edebiliriz. Ancak bu izah şekli, bu oluşumun hakkaniyetini gerektirmez. Kürtçe yasaklanmadı belki, ama ayıplıydı. Bunun sebebi ise kesinlikle etnik farklılıklardan değil, dış etkilere maruz kalan siyasetin ve hükümetlerin zaafiyetlerindendi. Frozen'in bahsettiği "kazanılmamış haklar"ın edinilmesi konusunda ise, şikayeti olan coğrafyanın bunu hayata geçirme konusunda yanlışları oldu. Bu hususta vatandaş haklarını adaletli şekilde dağıtma konusunda, devletin sıkıntıları olmuşsa, bunun çözümü de silahla olmamalıydı. Yanlışı yanlış ile örtmek kadar sonuçsuz bir durum yoktur. Hem fikiriz sanırım. Arabesk'ten kastım ise tartışmayı kesip, susup, ajitasyon ortamı yaratmanızdandı. Böyle paylaşımlar yaptıktan sonra başımızın üzerinde yeriniz var sayın maviolmayangökyüzü.

281 KD (poşetgiller familyası) Not: Sevgili Jön, sağlıcakla git, unutulmaz anılar ve kıymetli dostluklarla birlikte dön. Hayırlı olsun şimdiden.

Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer, Oturup saymazdım eski yanlışlarımı. Kusursuz olmaya çalışmaz, rahat bırakırdım yüreğimi. Ve elbette çok daha coşkulu olurdu sevdalarım, İçine az buçuk da ciddiyet katılmış. Bu denli titiz olmazdım hiç, öyle bir şansım olsaydı eğer. Korkmazdım daha çok riske girmekten Daha çok yolculuğa çıkar, Gündoğumlarını kaçırmazdım asla; Hele dağlara tırmanmanın keyfini. Hiç bilmediğim yerlere giderdim gidebildiğimce. Doyasıya dondurma yer, boş verirdim kuru nimetlere. Öyle bir şansım olsa idi eğer, Dertlerim de yaşamın gerçeğini taşırdı, Yanlızca düşlerin değil. İşte hani onlardan, Her saniyesini verimli geçirenlerden biriydim. Aynı anlara geri dönebilseydim eğer, Yanlızca iyi ve güzel olanları tatmak isterdim yeniden. Yanında termometresi, bir şişe suyu, şemşiyesi ve Paraşütsüz yerinden kıpırdamayanlardan biriydim. Ama yeni baştan başlayabilse idim eğer, İyice hafiflemiş olarak çıkardım yolculuklara. İlkbahara yalınayak girer, Sonbahara dek unuturdum pabuçlarla yürümeyi. Hiç bilinmeyen yollara dalardım, Tadını çıkarırdım gün ışığının, Çocuklarla daha çok oynardım, Sil baştan yapabilseydim eğer... Ama heyhat, seksen beşimdeyim artık Ve biliyorum ki... Ölmekteyim... jorge luis borges

Eski sevgili, Facebook'ta soyadının yanında başka bir lavunyanın soyadı yazan, eskisinden daha güzel görünümlü, ulaşılmaz sayfanın sahibesidir. Eski sevgili takla atmış araba gibidir. Tamire götürürsün, boyarsın yıkarsın kurularsın, içine dışına kokular sıkarsın. Ama o hala yan yan gider. Eski sevgiliyle beraber olmak demek, aynı filmi 755. kez izleyip katilin uşak olmamasını istemek gibi birşeydir.

Olma mı? Hiç olma mı sevgili Figgaro? Ancak bu davranış şekli sonradan kazanılmış bir durum değildir. Tamamen hayvani içgüdülerine teslim olmuş bir insanın istem dışı yaptığı bir acizliktir. Ne kadar heybetli görünmeye çalışsa da eziktir. Ailesi veya daha genel tanımlarsak, yaşadığı toplumun öğretileri O'nu böyle davranmaya mecbur bırakmıştır. Bu "şekilde" gireceği savaşların galibi olamayabileceğini bildiği halde, kandırmacanın riskine de muhtaçtır. Gücü yoktur çünkü netice için. Demişlerdir ki, "yağmasan da gürle" veya demişlerdir ki "aslan yattığı yerden belli olur" veya "ağır ol molla sansınlar" demişlerdir. vb... Ve ben o kılıçları o adamların ellerinden alıp, çoooook traş yaptığımı hatırlarım. Hele ki sen, daha iyisini yaparsın takma kafanı. Bitirirken, bu yazı için 1,5 sene kadar geç kalmış olabilirim ama yeni gördüm naapayım? Sağlıcakla.

Seni tanımış olmak benim için bir ayrıcalıktan öte büyük de bir şanstı. Ne iyi etmişiz de tanışmışız yahu, bak takdir edesim geldi birbirimizi Nice yıllara.

Önceden TSK'nın yalnızca YAŞ kararları için dil uzatılırdı. Baktılar, bunun sonu yok. Sonucu bu şekilde konuşarak değiştiremeyecekler, bir süreliğine vazgeçtiler. Daha sonra siyasi gelişmeler konusunda TSK'nın kilometre taşlarında uyarılarda bulunmasını Avrupa'ya şikayet ettiler. Bu da pek sökmedi, asker yine söyleyeceğini her zaman söyledi, tankı da yürüttü caddede, paşayı da konuşturdu tv'de. Daha sonra komplo konusunda uzmanlaşmış, iftira konusunda fütursuz, hesapsız insanlar bulundu. Bütün karanlık durumlar TSK'ya ihale edilmek istendi. Hayatında Şemdinli'nin yerini haritada görmemişler, çıkıp ılımlı ılımlı görevlerini yerine getirdiler. Bazıları bu konuda işi abartıp, Mumcu'nun, Üçok'un, İpekçi'nin, Kışlalı'nın failleri olarak da adresi gösterdi, tabii ki TSK. Bunlar da yetmedi, tezkere isteyince hep birlikte Akit-Vakit-Zaman-Yeni Şafak gürledi, asker ne bilirdi!!! Tezkere sonrasında da köşe yazarları bu tezkerenin neden kullanılmadığı konusunda yine TSK'ya yüklendi. Bunlar bilinçli, hepsi bilerek, isteyerek, hedef gözeterek yapıldı. Yapılmaya da devam edecek. Şimdi çıkıp yerinden oynanamış taşları dürtükleyip, altından yeni yeni çapanoğulları arıyorlar. Bu sevda bitmez arkadaşlar, bu gücü temelden sarsmadıkça bu sevda onlar için bitmeyecek. Allah bize o günleri göstermesin, tarih tekerrürden ibarettir. Çok can yanar tekrar.

Ben buraya SUUD KRALINA TC DEVLET ŞEREF MADALYASI başlığında yazdığım "maddeleri" eklemek istedim ama ileti tekrarından uyarı almak istemediğim için bu şekilde söyleyeyim. Merak edenler için kısa başlıklar halindedir, yetersiz bulan olursa yine burada belirtebilir. Onu "madde" manyağı yapabilirim. O kadar söyleyeyim.