Istanbulian tarafından postalanan herşey
-
İslam dininin '11 Eylül zaferi'
Merhaba , kinanmasi gereken terör eylemi, asdigim yazida , ne yüceltiliyor ne de "müslümanlarin" zaferi olarak bir niteleme geciyor. Baslik "Islamin zaferi" 11.09. beklenenlerin haricinde , Islam dinine olan ilgi artmakla beraber , Islam dinine girenlerin sayisi batida %300-400 oldugu konusu isleniyor. Makale , bu ara kaynak vermeyi unutmusum , haber7 yer aldi , bir tercümeden ibaret olup Asil makale "newstime7.com adli internetsitesinde orjinal haliyle okunabilir. Orjinal basligin aslinda " 11.09. den sonra Islam ivme kazandi" olmasi gerekirdi. Bence 11.09. terör eylemini kim,ne icin yapti mechul. Sadece sonradan olanlardan yola cikarak kimin kazancli cikti , kim kaybetti ortada. "Müslümanlar yapti" kolayciligi yillardan beri yasiyoruz , ama bugün "Mumcunun Ergenekon tarafindan Mossad öldürtüp bunu müslümanlarin üzerine atilmasi vakasi ile karsi karsiyayiz ... ve bunlar artik "teori" degil. Danistay da ayni ve bir sürü toplumu sarsan,travma gecirten cinayetler de ayni ... 11.Eylülden kalan bir sürü cözümlenmeyen hadiseler var. Belki ileride ne tür karanlik iliskiler oldugunu,ayni bugünlerde Ergenekonla ilgili gibi, ögreniriz. 11. Eylülü gerceklestirenlerle müslüman olarak bir isimiz olamaz. Tasvibi de mümkün degil , mesrulastirilmasi da ancak paranoyak bir beynin eseri olabilir. Öküzün altinda buzak aramaya gerek yok ... Bu makale ancak bir makale ... Ilgimi cekti o kadar ... 11.Eylül konusunda bir makale de Harun Yahyadan: TOZLU DUMANLI BİR FİTNE Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takip edecek... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26) Peygamberimiz (sav)’in bildirdiği ahir zaman alametlerinden biri olan bu hadiste, Mehdi'nin çıkışından önce, tozlu ve dumanlı, karanlık bir fitnenin görüleceğinden söz edilmektedir. Fitne, "insanın akıl ve kalbini doğrudan doğruya hak ve hakikatten saptıracak şey, savaş, azdırma, karışıklık, ihtilaf, kavga" gibi anlamlara gelen bir kelimedir. Hadiste bu fitnenin ardında toz ve duman bırakacağı belirtilir. Ayrıca bu fitnenin "karanlık" olarak nitelendirilmesi, nereden geldiği belli olmayan, umulmadık bir olay olduğuna işaret kabul edilebilir. Bu açılardan bakıldığında söz konusu hadisin, 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin New York ve Washington şehirlerinde meydana gelen, dünya tarihinin en büyük terör olayı olarak nitelendirilen saldırıya işaret etmesi muhtemeldir. Televizyon ekranlarında ve gazetelerde de şahit olunduğu gibi, bu iki büyük terör olayının ardından büyük bir toz bulutu ve duman çevreyi sarıp kuşatmıştır. New York'ta Dünya Ticaret Merkezi'ne ve Washington'da Pentagon binasına çarpan uçakların yakıtlarının sebep olduğu patlamalar sonucunda büyük bir duman oluşmuş ve bu duman tüm şehirden ve hatta civar kentlerden görülebilecek kadar yükselmiş ve yayılmıştır. Patlamalar sonucunda çöken binalar ise, daha büyük bir toz bulutunun oluşmasına neden olmuş, hatta çevredeki insanların üzerleri tamamen bu tozla kaplanmıştır. Bu olay, hem dünya tarihinin en büyük terör saldırılarından biri olması, hem diğer alametlerle yakın dönemlerde vuku bulması ve ayrıca hadiste yapılan tarife benzer özellikler taşıması sebebiyle son derece önemlidir. Dolayısıyla binlerce masum insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olan, insanlık tarihinin bu en elim terör olaylarından biri, hadiste haber verilen ve ahir zaman alameti olarak bildirilen "tozlu dumanlı, karanlık fitne" olabilir. EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR HY...
-
ZEKİ İNSANLARIN TANRI'YA İNANMA İHTİMALİ DAHA AZ!... Bilim ve ilahiyat dünyasını karıştıracak bir araştırmanın çıkardığı sonuç büyük yankı uyandıracak
Ilginc bir iddia , ama ancak bir iddia ... Ayrica bu iddia hadisenin yarisi bana sorarsaniz ... Tamami söyle olmasi lazim : Zeki insanlarda inanma ve akilli insanlarda inanmama ihtimali daha azdir ... Zeka yerine her zaman akillli olmayi tercih ederim acikcasi ... Kendilerini zeki ilan edenlere duyrulur ... hehehe Not olarak da : belli bir zeka seviyesinden sonra inama ihtimali yükseliyor dememle katkimi nihayetlendireyim ... Ehhh , size hak verdim , simdi de bana hak vermeniz lazim , degil mi? 2006dan bir makale : Bilim Allah’ın varlığını kanıtlayacak. Dünyanın en önemli gen uzmanı olarak tanınan eski ateist Dr. Francis Collins “Genetik yapımızın mükemmelliği sadece Allah’ın eseri olabilir. Bilimin ilerlemesi Allah’ın varlığının kanıtlanmasını sağlayacak. İnsanların inançlı olmasını sağlayan genlerin sadece mucizevi bir şekilde aktif hale geldiğini kanıtlayacağız” dedi. ABD’nin en önemli haber dergileri olarak gösterilen Time Newsweek ve Wired bu haftaki sayılarında din konusuna ayırdı. Time “Bilim ile din rasındaki mücadelenin 21’inci yüzyıla damgasını vuracağını” belirtirken Newsweek “Dinin siyaset üzerindeki gücü artacak. Laiklik bir çok Batılı ülkede yeniden masaya yatıralacak” yorumunu yaptı. Wired ise dini akımların güçlenmesinin yeni bir ateizm hareketi doğurduğunu ve inanan ile inanmayanlar arasında ciddi bir çatışma yaşanacağını savundu. ARAŞTIRMA BAŞLADI Din konusuna ilişkin en tartışma yaratcak haber dosyası Time dergisinde yayınlandı. Time’a konuşan ünlü ateist Richard Dawkins evrim teorisini savunarak “Bilimsel ilerlemeler insan vücudunu hatta duygu ve davranışlarını genlerin belirlediğini gösterdi. Genetik yapımızdan milyarlarca yıllık bir süreçte değişti ve sonuçta tesadüfen modern insan ortaya çıktı” dedi. Dawkins’in iddialarına yanıt dünyanın en önemli gen uzmanlarından biri olarak gösterilen Dr. Francis Collins’ten geldi. Eskiden bir ateist olan Dr. Collins 1993’ten bu yana Human Genome Research Institute’un direktörlüğünü yapıyor. Dr. Collins’in öncülüğündeki 2400 kişilik bir ekip 3 milyarlık bir dizilimden oluşan insanın genetik yapısını çözmüştü. Dr. Collins Time’a yaptığı açıklamalarda Allah’ın varlığını bilimsel olarak kanıtlayacak bir araştırma başlattıklarını belirterek şöyle konuştu: * Evrimi savunanlar insanın genetik yapısının yüzde 99’unun maymunlarla aynı olduğunu vurgulayıp duruyor. Ancak farelerle ve yüzlerce farklı türle de yüzde 90 oranında aynı genetik yapıyı paylaşıyoruz. * DNA ve genetik dizilim üzerine yaptığımız yüzlerce araştırmanın sonucunda “İnsanlar neden Allah’a inanıyor?” sorusunun cevabını bulamadık. Mükkemel genetik yapımızda bizi Allah’a inanmaya iten biyolojik bir yapı bulunmuyor. * VMAT2 adlı gene sahip olanların daha inançlı olduğu ortaya çıktı. Buna “Allah geni” adı verildi. Bu geni aktif olmayanların ise inançsız olduğu ifade edildi. Fakat şimdiye kadar yaptığımız araştırmalarda VMAT2’nin aktif hale gelmesini sağlayan dış bir etken bulamadık. Ne çevrede olan değişiklikler ne de kalıtsal nedenler VMAT2 üzerinde etkili oluyor. Allah geninin mucizevi bir şekilde aktif hale gelip insanlarda inanç olgusunun meydana geldiğini düşünüyoruz. Yani ancak Allah’ın isteğiyle inanç geni harekete geçiyor. VMAT2’nin gizemini çözeceğiz. Böylece Allah’ın varlığını ilk kez bilimsel olarak kanıtlamış olacağız. Ateistler birlik oldu Wired dergisine konuşan Dr. Richard Dawkins dine karşı yeni bir hareket başlattıklarını açıkladı. Dawkins “Yeni Ateistler” adı verilen oluşumun üye sayısının 30 milyonu bulduğunu belirterek “Dinin kamusal hayat üzerindeki rolü arttıkça tepki de artıyor. Bilime dayalı yeni bir inanç sistemi kurmak istiyoruz. Dinler arasındaki çatışma radikalizmi besliyor. Dinler tüm medeniyeti yok edebilir” dedi. Dindarlar giderek güçleniyor Newsweek dergisi ABD ve Avrupa’da dinin siyaset üzerindeki etkisinin giderek arttığını demokratik yapıların tehdit altında olduğunu vurguladı. Newsweek’te yayınlanan Londra Üniversitesi’nin araştırması ise dini grupların daha da güçleneceğini demografik verilerle ortaya koydu: * Avrupa’da nüfusun yüzde 53’ü laik yüzde 47’si dindar. İbadet edenlerin sayısı azalıyor. * Fakat dindar ve muhafazakar aileler daha fazla çocuk yapıyor. Muhafazakar kesimdeki doğum oranları yüzde 40 daha fazla. * Sonuç olarak 2045 yılında dindarların oranı laikleri geride bırakacak. Eğer trend böyle devam ederse 2075’te nüfusun yüzde 63’ü dindar yüzde 37’si laik olacak. Vatan 2006-11-07 08:51:14
-
Selam,aslinda ...
Istanbulian şurada bir başlık gönderdi: Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalım... kendimi tanittigimi sanmistim , ama öyle degilmis. Onun icin kusura bakmayin ... : Ismim Halil , 44 yasinda, Almanyadan katiliyorum. Serbest meslek,yani ticaret ile ugrasiyorum. Evli ve bir cocuk babasiyim. Bu kadari yeter sanirim ... Halil
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Hayret bir sey ... Aynisi seriat icin de gecerli dedi biri gecenlerde . Seriat istemeyen,ondan korkan "bir haltlar karıştırmış olacaklar ki bu denli korkuluyor " Darbeden kim korkar mantigi yürütmek yanlis. Bu buhrandan kapatma davasi sonra kurtuluruz. Kapansin , kapanmasin fark etmez ... Ulusalcilarin "kaos" planlari bosa cikti , ve aymsinde ulusal tellalar isbasinda olsa da kaos yasanacak kehanet cigliklari bosuna. Kapatma davasi acilmis olmasi , Türkiyeyi duraklatti bir nebze. O kadar ....
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Iddia ettiginiz seylerin delilini tabi ki. Diger konuda tam lakabiniza uygun davrandiniz ... Kendiniz delil getireceginize , ki yokdur demekdir, mevcut olan delilleri "düzmeci" oldugunu ima ediyorsunuz ... Simdi bamteline bastiniz. "ideolojik inadla illede birilerini suclu görme fobisi" ulusalcilarin sayesinde son yillarin yogun olarak gündemi isgal etti ve etmeye devam ediyor. "Tehlikenin farkinda misiniz" kampanyasi , kin ve nefret dolu uygulama ve aciklamalar,pes pese kimler tarafindan yapilarak , parlamentoyu yipratmaya yöneldi? Herseye ragmen AKP su an orduyu koruyor. Farkinda olun , olmayin ... Hic de öyle görünmüyor acikcasi ... Iki,emekli de olsalar, generalin tutuklanmasi "milat" oldugu konusunda ittifak var. Yani aslinda askerin dokunulmazligi var ve simdiye kadar bu "tikir tikir" isledi. Hapisde olan Veli Kücük Susurluk meclis komisyonuna ifade vermedi ve bu meclis komisyonu ifadesini alamadi. Yani meclisi "takmadi" ... Saglam deliller olmasa bu yapilanlar imkansiz ... Mahkeme delil olmadan tutuklama karari cikartmasini düsünmek abes ... Haberdar edilse ne olur , edilmemisse ne olur? Usulsüzlük olmus olsaydi yeni AB patentli CMUK sayesinde serbest kalabilirdi. Savci Öz gecenlerde "yetkilerimi sonuna kadar kullanirim" dedi , demek bu yetkisi dahilinde bir sey ... Ergeneconcular degil de kim? A.Arslan tekbir getirebilmis oldugunu söyledi,Cölasan suikastdan hemen sonra katilin "tekbir" getirdigini söyledi,ama diger taniklar böyle bir sey yok dediler. A.Arslanin cebine koydugu Vakit gazetesi de,verdigi ifade de elde edilen bulgularla hic bir ilgisi yok. Cinayetden hemen sonra ailesi onun dindar olmadigi, tersini "aksamci ve kumarbaz" oldugu,borclarin bulundugu ifade edildi. Arabasindan cikan 2. Glock marka silah da,ki ayni silah tipi Santoros cinayetinde kullanildi, bu isin arkasinda baska seyler oldugunu kanitliyor! 15-20.000 Liralik silahlar borca batmis bir kumarbazda ne gezer? Ayrica ayni sahis Cumhuriyet Gazetesini bombalamakla suclaniyor ... Geldik elbombalarina. MKEK cikisli evrak ile bu el bombalarin askeri bir depodan oldugunu belgeledi. 7 Şubat Hayal yeni ifadesinde azmettiricinin Erhan Tuncel olduğunu ve planı MİT mensubu İlhan Güler ile beraber yaptığını söyledi. Mc Donalds eylemini de Tuncelin yaptığını ifadesine ekledi. Dink cinayetini soruşturma komisyonu, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrahın soruşturulması için içişleri bakanlığından izin aldı. Bu ayri bir tartisma konusu olabilir ama bölünecegimizi hic sanmiyorum. Bölünsek de ancak icimizdeki ulusalcilar yüzündendir. Görmediniz mi Apoyla Perincekin kol kola girislerini,Yalcin Kücükün Apoyla olan samimiyetini, Veli Kücük ve Cevik Bir´in Pkkya silah sattiklarini,görün artik kapatma davalarla GDyu Ankarayla olan baglarin zayiflatilmasi,üretilen kin ve nefret ile bölünmenin esigine getirildigimizi? Hayal bunlar ... Nice arnavut,cerkes kökenli tanirim ... annemde lazdir ... Bir hayal dünyasinda yasiyorsun ... Türkiyenin huzurunu bozan bu tutumdur ... Ve Türkiyenin huzurunu bozan bu tutumun gercek ile bagdasmasi icin ulusalcilar Pkkya silah satar ... Sizin kahramanlariniz da "maasallah" Pkk ile isbirliginde Ermenilerden,yani Tasnaklardan da cok geri kalmiyor. Diyorum ya ... Asil hedefleri bizi bölmek bu "derin ulusalcilarin".
-
CENNETTEYİM KEYFİM GICIR..
Sen rahatsan bu dünyada , öbür dünyada ne olacagini bilmene ragmen , oraya girebilenler neden rahat olmasinlar? Elbette ruhlar gelmeyenlere,gelemeyenlere üzülebilirler ... Ama bu sorunu düsünmek bile en azindan benim aklima hic gelmedi Baskalarinin hallerini ve o hallerdeki durumlarini düsünecegime , müslüman olarak kendi halimi düsünmem gerekir ... Kaldi ki ameller degil Allahin rahmeti ancak kurtarir ...
-
İslam dininin '11 Eylül zaferi'
İslam dininin '11 Eylül zaferi' 22 Temmuz 2008 12:13 İngiltere İçişleri Bakanı Jackoi Smith geçenlerde BBC’ye verdiği demeçte İslam’ın Avrupa’da akıllara durgunluk veren yayılma hızıyla ilgili ilginç bilgiler verdi. Cengiz TANIK'ın haberi İngiltere İçişleri Bakanı Jackoi Smith’e göre, İngiltere’de her yıl 50 bin İngiliz İslam dinine giriyor. Bakan, 11 Eylül 2001 olaylarından beri toplam 400 bin İngilizin Müslüman olduğunu söyledi. İngiltere’de iki milyondan fazla Müslüman olduğunu ve Hıristiyanlıktan sonra ikinci din haline geldiğini bildiren İngiliz bakan, aynı zamanda Müslümanların ihtiyacını karşılayacak bir İslam Üniversitesi kurulması gerektiğini söylüyor. İslam dininin Avrupa’da yayılma hızı, Avrupalı politikacıları, dini liderleri, araştırmacıları ve basını şaşırtıyor. Avrupalıların İslam dinine girmeleri 11 Eylül olaylarından sonra akılları hayrette bırakacak şekilde bir ivme kazandı. Araştırmacılar, bunun başlıca sebebinin Batı toplumundaki dini ve kültürel değerlerin erozyona uğraması sonucu, İslam’ın daha kapsamlı ve doyurucu olması; sağlam sosyal ve aile yapısını sunmasına bağlıyorlar. ABD’nin saygın dergilerinden olan Time dergisi geçenlerde yayınladığı bir raporunda, Batı’da yüzlerce caminin yapıldığını ve artık Avrupa şehirlerinin çoğunda günde beş kez ‘ezan’ duyulmaya başlandığını yazdı. Geçenlerde yayınlanan BM raporuna göre Avrupa’da 21 milyon Müslüman yaşıyor. Ancak, Avrupa Müslüman Azınlıklar Yönetim Kurulu Başkanı Dr Mahmud Sıddık Said bu sayının 50 milyon olabileceğini söylüyor. Avrupa’da Müslüman sayısının artması ile birlikte, cami ve İslam merkezlerinin de sayısı hızla artıyor. 1963’de İngiltere’de sadece 13 cami bulunuyordu. Şimdi ise 600 cami ve 1400 İslam organizasyonları var. 6 milyon Müslümanın yaşadığı Fransa’da 1300 cami ve İslam merkezi ile 600 civarında İslam organizasyonu bulunuyor. Almanya’da 4 milyon Müslüman yaşıyor. 1400 cami ve İslam merkezi var. İtalya’da ise 1 milyon Müslüman yaşıyor ve 450 cami ve İslam merkezi var. Roma’da 30 milyon dolara mal olacak büyük bir cami yapılıyor. Kanada’da İslam dinine giren Kanadalı sayısı 1991 ile 2001 arasında yüzde 130 arttı. İsviçre’de de 11 Eylül olayından sonra 6 bin Hıristiyan Müslüman oldu. San Diego Üniversitesi’nde çalışan araştırmacı Jan Wax, 2020 yılına kadar her dört Avrupalı’dan birinin Müslüman olacağını söylüyor. Yine araştırmalara göre, yakın bir zamanda Müslümanların Avrupa işgücünün yüzde 20’sini oluşturacağı ve Avrupa’nın siyasi geleceğini etkileyeceği belirtiliyor. En çarpıcı haberi ise İtalyan The Journal dergisi veriyor. Önümüzdeki 200 yıl içinde bütün Avrupa’nın İslam dinine gireceğini ve İslam’ın tek din olacağını yazıyor.
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Türkiye yazgisini ABD ile birlestirirken , Erdogan daha dogmamisti ... Gerisi öcü hikayesi ... asil mesele cikarlar,hortumlar ...
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Evet , kim bunu diyor , yalanciligi kesin delillerle sabit olan dezenformasyon merkezi ... Cinayet ve yalanlarla milleti birbirine düsürmeyi hedef edinmis bir terrör örgütü mensubu ... Tessekkür ederim bizi Cine satmis olan IP ulusal,ergenekoncu,marksist,"atatürkcü",leninci,pkkci,apocu lideri hatirlatdiniz ya ... Bu siparis naylon makaleyi de artik kara mizahdan öte bir sey olarak göremiyorum. Ve bu "amerikanci" suclamasi yok mu? Elbette bir tercih yapacaksin. Tam istiklal bu halimizle hayal. Bunu "tam istiklalciler" de biliyor. Onun icin Rusya,Cin ,haliyle Irana yanasmakdan yana idiler. Yani ulusalci terimle , bizi Rusya ve Cine satacaklardi ... 12Eylülde "our boys did it" ne demek , haberin var mi? Gladio,dolayisiyla Ergenekonda aslinda amerikanci ... Bu islerin bu kadar ileri gitmesi , yani dogudaki binlerce! faili mechul cinayetler, PKKya satilan yine binlerce silah, bizzat ulusalci,darbeci vatan hainleri tarafindan organize edildirken,batida siyasi cinayetler,toplumu geren seri cinayetler, askeri cinayetler, yargic cinayetleri bizzat isleterek , bunu da toplumu bir daha bölmek icin , müslümanlara fatura edilmesi Amerikanin haberi disinda mi oldugunu saniyorsun? Simdi Amerikanin isine geliyor ve bu "türkish neocon sahinleri" tasfiye ediliyor. En azindan bunu I.Karagül bugünkü makalesinde ileri sürüyor. Evet su son günlerdeki "zigzag"lari böyle de okunabilinir : Türk neoconlar, Hizbullah ve PKK ile bağlantıları, PKK-Hizbullah çatışmaları, mezar evler, domuz bağı ile öldürülen dindar insanlar, cinayetler sonrası İran'ı hedef alan rejim tartışmaları, binlerce insanın sokaklarda “Kahrolsun Şeriat” sloganları ile yürütülmesi, ABD'li neoconlardan çok daha önce “İslamcı terör”ü keşfetmeleri, İsrail aşırı sağı ile “İslam tehdidi”ne karşı ortak savaş ve post modern darbe, güvenlikten ekonomiye ve dış politikaya kadar koca Türkiye'nin dar bir ideolojik grubun oyun alanı haline gelmesi, bölgesel çatışma senaryolarında dar ve ufuksuz çevrenin ihtiraslarına kurban gidişimiz ve şimdi; Türkiye'nin, bütün bu kirli, karanlık örtülü yapıdan kurtulma yönünde büyük mücadelesi… Bugünlerde en çok tartıştığımız İran meselesinde bile benzer bir durum söz konusu. Nasıl mı? Önce genel bir değerlendirme yapalım: Bu hafta itibariyle ABD ve İsrail'in İran'a saldırma ihtimali ortadan kalktı mı yoksa savaş çok mu daha yakınlaştı? Aynı soruyu İran açısından da sormak lazım. Tahran, meydan okuyan tutumundan geri adımı atıyor, varoluş meselesi olarak gördüğü nükleer politikasında değişikliğe mi gidiyor yoksa diplomasinin son oyunlarını mı oynuyor? Peki bütün bölgeyi sarmasından korkulan, bölgesel savaş olarak nitelenen çatışma ihtimalinin zayıflatılmasında Türkiye nasıl bir rol oynuyor? Ankara, tıpkı İsrail-Suriye görüşmelerindeki rolü gibi, arabuluculuk rolü oynarken barış sağlamaya mı yoksa savaşı engellemeye mi çalışıyor. Belki de kriz tehlikeli noktalara ulaştığı için, tıpkı Irak işgali öncesi dönemi andırdığı için Türkiye konuya bu kadar önem veriyor. Bu sorular çok önemli. Tabii cevapları da. Çünkü İran-ABD arasında diyalog kapıları hiçbir zaman bu kadar açılamamıştı. Çünkü iki ülke arasında savaş tehdidi hiç bu kadar yakınlaşmamıştı. Ancak; bugün diyalog sağlanabiliyorsa, çatışma ertelenebiliyorsa bu ABD'nin kendi içinde yaşadığı ikilemden kaynaklanıyor. İran'ın hemen her hafta yeni bir füze denemesi yapması, hemen her hafta yani bir askeri tatbikat başlatması, ABD ve İsrail'den aldığı tehdit sinyallerinin fazla yükseldiğine işaret ediyor. Mesela ünlü neocon John Bolton, The Wal Street Journal'da, “İsrail ile çok yoğun işbirliği sağlamak zorundayız. ABD, saldırıdan önce, saldırı sırasında ve saldırı sonrasında İsrail'le birlikte olacak. Saldırı yüzünden suçlanacağız, negatif sonuçlarına katlanacağız ancak bizim için ne kadar başarılı olacağımız önemli” diyebiliyor. Bolton bunları söylerken, Bush yönetimi tam tersi bir tavır alıp, 1979'dan bu yana ilk kez İran'la diyalog kuruyor. Neoconların savaş çağrılarının tersine bir yaklaşım sergiliyor. Geçtiğimiz hafta tanık olduğumuz gibi, Tahran'la yüksek düzeyde diplomatik ilişkine zemin hazırlıyor. Türkiye'de olduğu gibi ABD'de de bir kesimin azgınlığının önüne geçme çabası bu. Çünkü asıl kriz Washington'da yaşanıyor. Bir taraf hemen saldıralım çağrısı yaparken, sonuçlarını hiç de düşünmezken ve bu niyetinden vazgeçme eğilimi göstermezken diğer taraf saldırının sonuçlarını az çok görüyor olacak ki, tedirgin, temkinli ve sabırlı hareket etmekten yana. İran-ABD-İsrail krizinde iki keskin hat aynı anda kendini gösteriyor. Hem ABD içinde, hem İsrail'de hem de İran'da bu iki cephe önce kendi içinde çatışıyor. Kimler galip gelecek, bilmiyoruz ama çatışmanın sonuçları hem Türkiye üzerinden derin izler bırakacak hem de bölgeyi kendi istikametinde dönüştürecek. Mesela Tahran, ateşli meydan okumalar arasında ABD'ye sempatik mesajlar da gönderiyor. Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, ABD'nin Tahran'da “menfaat ofisi” açmasına yeşil ışık yaktı. Bu mesajda, Tahran'ın; “Bush ya da Obama'nın masaya koyduğu her hangi bir öneriyi tartışmayı istekli olduğu” belirtiliyor. Öyleyse durum şu: ABD içinde sertlik yanlılarıyla ılımlılar çatışıyor. İran politikasını bu çatışmanın sonucu belirleyecek. Aynı çatışma İsrail'de de var. Bir kesim bir yıl içinde saldırının gerçekleşmesi gerektiğini, aksi takdirde İran'ın nükleer silaha ulaşacağını söylerken diğer kesim olası bir müdahalenin bölgenin bütününde derin sarsıntılara yol açacağına ve bunun üstesinden gelinemeyeceğine inanıyor. İran'da da aynı çatışmayı görüyoruz. İsrail'i haritadan silme, ABD'yi bile vuracak füzeler yapma, Basra Körfezi'ni kapatma, bölgedeki 58 ABD üssünü vurma tehditleriyle pazarlık açıklamaları aynı anda yapılıyor. Ağustos-Aralık aylarında saldırı olacağına dair son iddiaları bu açıdan ele almak lazım. Not etmek istediğim şey, Türkiye'nin pozisyonu. Lübnan barışına katkıda bulunan, İsrail-Suriye görüşmelerinin mimarlığını yapan, Irak'taki iç çatışmaya müdahil olan, Bağdat'la her alanda “entegrasyon” anlaşmaları imzalayıp bir çok alanda “tek devlet” gibi hareket etme niyeti olan Türkiye, bölgenin en karmaşık ve zor konusu olan ABD-İran krizinde de arabuluculuk yapıyor. PKK'ya karşı operasyonlarda İran ve ABD ile aynı anda işbirliğini sağlamayı başaran Türkiye'nin rolünü iki taraf da kabullenmiş görünüyor. Ankara'ya gelen Stephan Hadley ile İran Dışişleri Bakanı Manucehr Mutteki'nin temasları, Cenevre'de ABD'nin de katıldığı pazarlıktan dönen İran Güvenlik Konseyi Sekreteri Said Celili'nin Tahran'a dönmeden önce Türkiye'ye uğrayıp bilgi vermesi bunun kanıtı. Türkiye'nin bölgesel ölçekli oluşumlara yelken açtığı ve bütün krizlere müdahil olduğu, geleneksel ölçeğinin çok ötesinde projelere yöneldiği bir dönemde içeride Cumhuriyet tarihinin en keskin hesaplaşmalarından biriyle yüzleşiyor oluşu bir rastlantı olabilir mi? Bence hayır! Kesinlikle rastlantı değil. Bu bir güvenlik operasyonu da değil. Bu bir çetenin tasfiyesiyle sınırlı da değil. Aynı dönemde bir çok ülkede benzer iç çekişmelerin yaşanmasının rastlantı olmadığı gibi. Soğuk Savaş'ın son kalıntıları tasfiye ediliyor. Zihinsel bir tasfiye bu. Türkiye'nin neoconları tasfiye ediliyor.
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Bunu söylemek yetmez. Delillendirmek gerekir ... Herkes hersey söyleyebilir ... Hani deliller? Hala darbe ürünü sistemin devam ettiginden. Bunu anlamak zor degil ... Mahkemeler ve hakimler bunun icin var ... Ama ortaya atilan ifadeler,iddialar yakin tarihimizle bire bir örtüsüyor, ve dahasi maddi delillerden gecilmiyor ... Böyle düsünebilirsiniz. Ben farkli düsünüyorum. Ilk defa bir siyasi parti "kafa" tutuyor "darbeci zihniyete. Millet olarak yavas yavas resit oluyoruz ve bunu hazm edemeyenler var. Hadise bu ... Asil "dürüstlük, ahlak, namus, şeref, itibar, güvenlilirliğin" eseri Ulusalcilarda yok. Katil ruhlu insanlari hala nasil savunulur anlamiyorum ... Evet suclari "Atatürkü sevmekmis" ... Güleyim mi aglayim mi? Danistay cinayeti Atatürke olan sevgisinden dolayi mi islendi? Sonra da Ergenekon medya ayagiyla bunun "islamcilara" fatura edilmesi de Atatürk sevgisinden mi? Siz öyle zan edinde , bunlar yandas ergenekoncu cizgisidir ... "Olmamasi gereken olamaz" saglikli bir yaklasim degil. Sahi ulusalcilar degil de , dinci pasalar böyle suclansaydi ne olurdu acaba? Mesela dinci subaylar gerginlik yaratalim diye "Vakit" gazetesini bombalayip, bunu "ulusalci,laikcilere" mal etselerdi ve dahasi danistaya suikasti bunlar yapmis olsaydi ve bu cinayeti Atatürke olan sevgimden isledim dedirtselerde gönüllü katile , ne olurdu ? Abes degil mi,hatta surreal ... Aynen bu surreallik duygusunu biz aylardan beri yasiyoruz ....
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Dediginiz gibi bu ancak yeni bir anayasa ile mümkün, yani yargilanmasi ... ama yeni anayasaya karsi direnis var ... 12Eylülü "Evrene" indirgemek bence yanlis. Kaldi ki bugün ile gecmisteki darbeler arasinda baglar var ... 71de ismi gecenler bugün yine sahnede ... 12Eylülü mümkün kilan toplumdaki catismalar , ayni kaynak tarafindan yönlendirildigi biliniyor. Aslinda darbelerle hesaplasmak istersek , cok daha gerilere gitmek gerekir. Zamaninda "kazan kaldiranlar" , "seriat isteriz" diye ayaklanip , kelle alirlardi ... Bugün seriat degil "laiklik isteriz" bahanesiyle kazan kaldiriliyor ... Amac ne serait´di zamaninda,ne de bugünlerde laiklik. Ama degismeyen bir sey var , o da darbeci zihniyetdir ... Darbeci zihniyet halkdan cekinir,kücümser,hor görür. Halk icin ne iyidir,darbeci bilir. Halk bilmez , ********. Biraz daha ilerisinde , kendisi "aydinlandigindan" yönetme hakkini kendisinde görmesidir ve bunun gerceklesmesi icin her türlü yolu mübah görür. Yalan,iftira,cinayet ... Aymatov Mankurt tipi bunu güzel tarif eder. (Mankurt bazı işlemler sonucu öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren düşmanının ******* haline gelmiş bir zavallı insan tipidir.) Evet sanki darbeci,ulusalcilar tarif edildi bununla ... Ve Evren cok mu uzakta bu tarifden?
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Üc kisi mi?Benim bildigim 60-80 civari bir sey ... ve daha dur bakalim , nerelere ulusilacak ya da ulasilmiyacak. Cevik Bir, meshur 28.Subat "darbecilerden", ismi "Egenekonun" cercevesinde duyulmaya basladi ... O 28.Subat kudretlisi Erbakanin Malaysia verdigi 7milyar usd f16 ihalesini iptal edip 14milyara israele vermisti ... Hain Ayni Ecevit son iktidar günlerinde 300milyonluk bir ihaleyi , ihalesiz! 600milyona israile vermesi gibi ... Nedense bu ulusalcilar vatana ihaneti pek severlermis , öyle ya , tek sermayeleri vatana ihanet ederken baskalarini ihanet ile suclamak ... Güney şu bilgileri verdi: “Bence Irak'a, PKK'ya giden silahlar o kadar önemli değil. Veli Paşa, Karadeniz'den Elçibey'e (Azerbaycan) ve Çeçenistan'a giden silahlardan korkuyordu. TİKA olayı patlamıştı. Bu darbe olayı (Azerbaycan'da) patlamıştı. Veli Paşa'nın üzerine geleceklerdi. Ondan korkuyordu. Irak'takinden korkmaz çünkü Irak'ta ortalık çok karma karışık her şey birbirine girmiş. Ama Azerbaycan'da bu olmaz. Çünkü Elçibey'den sonra gelen Aliyev'le anlaşamıyorlar.” Güney, patlamayı Küçük'ün talimatıyla “Çevik Paşa yaptırdı” diye haberleştirdiklerini öne sürdü. Polisin “Diyelim ki Veli Küçük senden böyle bir talepte bulundu. Sen ne yapıyorsun” sorusunu Güney, “Aydınlık'a gidiyorum Doğu Bey ve Adnan Akfırat'a söylüyorum. Adnan hemen redakte edip kullanıyor. Sonra da basına servis yapıyoruz.” Polis bunun üzerine, “Peki patlama senaryosu nasıldı. Nasıl gerçekleştirildiğini yazdınız” diye soruyor. Güney'in cevabı şöyle oluyor: “Çevik Bir Albay, Lübnan'da PKK'lılarla Taşnak aracılığıyla masaya oturdu. Silahları sattı. Depodaki kaybın anlaşılmasını önlemek için de silah fabrikasına sabotaj yaptırdı.” Pkkya yiyecek veren ,yataklik yapan suclu oluyor. Peki PKKya silah satmak ne oluyor? Evet arkadas Simalyildiz 80 darbesini görenleri soruyor. Yani "darbe olmadi" demeye getiryor ... Evet darbe olmadi , darbe yapmak gibi bir hedefleri de olamaz zaten ... Ergenekon bin Gladionun islevi darbeye zemin olusturmakdi bunu da pkkya silah satmakla, siyasi ve etnik cinayetlerle, ve bu cinayetleri "islamcilarin" üzerine yikip , medya kampanyalarla, gerginligi had safhaya ulastirip , darbenin yapilmasini genis halk kitleleri tarafindan KABUL edecek bir atmosfer olusturmak. Iddianamede ama yalniz Ergenekon-PKK bagi degil diger bir sürü baglar da kuruluyor. "Örgütte 'sağcı, solcu, radikal dinci' diye birçok grubun yer aldığı ve bunların birbirinden habersiz olduğuna dikkat çektiği" Danistay cinayeti de öyle. Bunu artik Milliyet bile kabul ettigine göre.Tamer Korkmazdan bir alinti : İddianamede, darbeci Ergenekon örgütünün Danıştay saldırısının “azmettiricisi” olduğunun vurgulanması, ilmin başından beri “2006 Model Ağca” Alparslan Arslan'ı kamuoyuna “dinci katil” olarak sunanları zor urumda bıraktı. “Laikçi” savların aksine, Arslan'ın “Ulusalcı Ergenekon örgütünün tetikçisi” olduğuna dair birçok kanıt daha önce ortaya çıkmıştı. Dünkü manşeti, Arslan'ın “köktendinci bir katil” olduğu tezinden Milliyet gazetesinin bile kuşkulanmaya başladığını gösteriyor! Milliyet'teki Ergenekon Analizi'nin spotunda bakın ne yazıyor: “Arslan saldırıyı türban için düzenlediğini anlatsa da, Ergenekon tutuklusu emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin'le daha önce defalarca görüştüğü ortaya çıktı. Tekin'le bağlantılı bir şirketin sahibi olan Ayhan Parlak'ın da saldırıdan önceki 12 gün içinde 56 kez görüştüğü Arslan'a 20 bin YTL'lik çek verdiği anlaşıldı.” Neydi adamin ismi , bir alman yazar ... Kestner sanirim ... demisti ki "yalan cok büyürse , görünmez olur" Ama bir yere kadar artik ... 80lerde degiliz artik ... ve Türkiyenin 30larina dönmesini de hic istemem.
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Darbeci ve antidemokratik cikislarindan ötürü katilamadi ... Dogu Perincek hadisesi farkli ... Dogu Perincek darbecilerin tam ortasinda yer aldigini , Isci Partisi hüvetiyle üniversiteleri de karistirdigi ortada, bunla da kalmadi ... Darbeci koalisyonun üyesi süphesiz ... Hala ergenekon ne alaksi var diye soranlara hayret ediyorum , sagir sulatn bile duyduktan sonra ...
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Dogu Perinceki hic sevmedigimi burdan ilan edeyim ... Nedeni su : takribi 10 yil evel bir tivi programinda "Türklük" konusuluyordu ... Yani "Türkiye vatadas bagi olmaksizin Türk olanlar" konusunda , Dogu Türkistana israla "sinkiang" demesiydi ... Acik oturumda diger katilimcilar Dogu Türkistan demelerine karsin , Perincekin bu isarari mandardir ... Sinkiang Cinlililerin Dogu Türkistan bölgesine verdikleri isimdir. Manasi da "yeni toprak" ... Eh , "büyük abinini" agziyla konustu yani ... Sonradan takindigi ulusalcilik falan ayaklarini hic ciddiye almadim ... Kim oldugu belli de , ne oldugu da belli bence de ... Hayret ettigim bu tür sahtkarlara nasil insanlar aldanabiliyor ...
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Azinligi sormadim ... Cogunlugun kimligini sormustum ... Günümüzün Türkiyesinde kim kimi düsman,hain,satilmis,isbirlikci zirt pirt ilan ediyor malumumuz. Erbakan ile ne alakasi var bilemiyorum. Islam ve müslüman konusunda kin,nefret dolu tahrik ve hakaretleri kimler yapiyor da ortada ... Size göre bu böyle de , bana göre degil ... Türk kelimesi etnik kök ile ilgili bir kavram. Problem de burada basliyor ya ... Etnik bir kavrami milletlerin üstünde "catikimligi" haline getirme kismen basarali oldu. Lazlar boyun egdi,Cerkez,Cecen,Bulgar,Yunan vs büyük ölcüde assimile oldular, ama Kürtlerde bu ters tepti. Dedigim gibi , size göre ... Hic bir insan tek kimlikli degil ... Elbette farkli ... Bu kadar basit degil de , neyse ... Azinligin darbesini yani destekliyorsunuz Darbecilerin niteliklerine baktigimizda katil,cani,psikopat bir tabloyala karsi karsiyayiz ... Darbeci diye anilan anli sanli pasalar , devletin bir kisminin destegi ile, PKKya , Hizbullahi,DHCKPyi yönlendirenlerdir ... Yüzlerce faili mechul cinayetleri isletenlerdir. Dezenformasyon,yalan haberler,cadi avlari bunlarin kontrolünde siyasi gerginligi had safhaya cikartip, darbe yaptirmak istediler ... Paksüt gibilerin yargida olan ergenekon uzantilari ... Amaclari ülkeyi kaosa itmekdir ... Hayret ... Hesapda göz ardi edilen DTPnin oylaridir %4 civari ... yani 30milyondan takribi 1.2milyon eder ... Belirtiginiz %15 de toplam oyun %7si yapar. %7 de 30milyonda 2.1milyon eder ... Yani siz diyosunuz ki PKKnin 3.2milyon yandasi var ... Öyle mi? Hic sanmiyorum ya ... PKK da aslinda bu ergenekoncularin isi .. Sakik daha evel de aynisini söylemsti ... Simdi ergenekon cercevesinde bu "söylentilerin" delileriyle gün isigina cikiyor ... Ulusalci liderlerden Dogu Perincek , ulusalcilarin hocalari Yalcin Kücük de , Apoyala olan samimi pozlari unutulmaz. Ne kadar suclarsaniz suclayin ... Gercekler görmek istediginizden cok farkli ... Selam Halil
-
ERGENEKON'DAN VEKİLLERİMİZE....
Gecmis 60 yilda "dokunuldu" ve hatta idam bile edilenler oldu ... Bu darbeler gelismemizi "on yilda bir" kesintiye ugratti ... Evet Ergenekoncular bizi Rusya,Cin, Iran olusuma cekmek istiyorlardi ... Suriye vari bir rejim hayallerinde ... Buraya ulasmak icin de terör estirdiler ... Ve bu is cok daha fazla büyeyebilir ... Bunu su siralar ibretle,hayret ve saskinlikla seyir ediyoruz ... AB cercevesinde kanunlar degismeseydi anli,sanli pasalar idam ile yargilanacakti. "Amerikaya satildik" meselesine gelince ... Sanilir ki DP ile baslamistir. Halbuki bizi Natoya sokan Inönü ve CHP´idi ... Bunu da pek yadirgamamak lazim. Malum2.DS sonra Stalin Kars vilayetini ister ve bunun üzerine Türkiye ABDye siginir. ABDye kaymanin sebebi ise , Rusyanin yayilmasi toprak üzerinden oldugundandir. Öyle deniliyor ... Diger Türk cumhuriyetlerine baktigimizda , onlarin gibi bir kaderimiz de olabilirdi ... Mustafa Armaganin bu konuda bir makalesi : Menderes mi Amerikancıydı İnönü mü Tarihini unutmaya yatkın bir toplumuz. O yüzden Adnan Menderes ve DP’nin Amerikancılıkla suçlanması karşısında sormamız gereken soruları sormuyoruz Türkiye’de sağ ve sol kesimlere mensubiyet, oyuncuların film icabı aldıkları isimlere benzer. Solun tohumlarını atanların (mesela Nazım Hikmet) Avrupa’da sağ kabul edilen kesimden, yani Osmanlı aristokrasisinden, buna mukabil sağın öncüsü kabul edilenlerin önemli bir kısmının alt ve orta sınıftan gelmiş olmaları (mesela Mehmed Akif) yeterince açıklayıcıdır. Bu açıdan bakılırsa Türkiye’nin siyasî yelpazesindeki sol partiler ile sağ partiler arasında su geçirmez bölmeler bulunduğu varsayımının manasızlığı daha net olarak görülür. AMERİKA’NIN ACENTESİ Geçenlerde kapım çalındı. Kargocuymuş gelen. TBMM Yayınları’ndan sipariş verdiğim kitapların içinden İsmet İnönü’nün TBMM’deki Konuşmaları adlı üç ciltlik derleme çıkınca az daha çığlığı koyuverecektim. Ne de olsa ‘İkinci Adam’ın çizdiği fuleli zikzakları bizzat kendi konuşmalarından takip etmenin keyfi bambaşka olacaktı. Bu kitapta bir araya toplanan konuşmalar sayesinde görüyoruz ki, ikide bir Türkiye’yi küçük Amerika yapmakla suçlanan ve sanki ABD’nin Türkiye’deki acentesiymiş gibi bir muamele gören DP, meğer bu işte pek masummuş, hatta CHP’nin ve İnönü’nün eline su dökemezmiş. Yine kitaptan görüyoruz ki, TBMM’de açık açık Amerikan dostu olduğunu, Türkiye’nin çıkarlarının mutlaka ABD’nin yanında olmakta yattığını haykıran kişi de İsmet Paşa’dan başkası değilmiş. Diyeceksiniz ki, bunu yeni mi öğrendin? Ağustos 1944’den itibaren tornistan ederek savaşı kaybedeceğini kör sultanın bile anladığı Almanya’yla ilişkileri aniden kesen ve hatta ona savaş ilan eden, ardından 25 Nisan 1945’te San Fransisko Konferansı’na temsilci gönderirken kendisi de boş durmayıp Tek Parti idaresini bitireceği demecini veren, böylece ABD ve müttefiklerine göz kırpıp el sallayanın İnönü olduğunu biliyordum kuşkusuz. Hatta 1948’de Türkiye’ye gelen ABD’li uzman Max Thornburg’un TC’nin belli başlı kurumlarını ve evrakını baştan ayağa didik ettiğini ve ulaştığı sonuçları bir rapor halinde ABD yetkililerine sunduğunu da okumuştum bir yerlerde. Yine de Paşa’nın üstelik Meclis çatısı altında, üstelik muhalefetteyken bu denli net bir dille ABD yanlısı olduğu itirafında bulunduğunu yeni öğrendim. Şimdi vakit kaybetmeden geçelim İnönü’nün itiraflarına ve bakalım gerçek Amerikancı kimmiş, o anlatsın bize. Tarih: 25 Şubat 1960. İnönü coşmuştur. Bakın neler döktürmüş TBMM kürsüsünden. Beraber okuyalım: ‘Birleşik Amerika NATO’dan evvel yardımcımız, NATO içinde müttefikimiz, CENTO içinde ittifakın teşvikçisi ve bunlardan başka iktisadi, mali alanda kuvvetli desteğimiz olmuştur... Siyasi partilerin hiçbirinde Amerika münasebetlerini kıymetli tutmayan bir telakki yoktur. Biz, CHP ise, bu yeni münasebetlerin 15 sene evvelki kurucusu ve 15 seneden beri sadık taraftarıyız. Bizim kanaatimizce ABD dostluğunun temelini Hükümetten Hükümete bir münasebet manzarasının ötesinde, milletten millete münasebet kaidesinde sağlam olarak muhafaza etmek lázımdır.’ Demek ki neymiş: İnönü’ye göre ABD yardımcımız, müttefikimiz, iktisadi ve mali alanda destekçimizmiş, bir. 1960 yılında, yani 27 Mayıs’tan 3 ay önce partiler arasında zaten farklı düşünen de yokmuş, iki. 15 yıl önce, yani 1945’te ABD ile ilişkileri başlatanın CHP olduğundan gururla bahsediyormuş, üç. ABD ile ilişkiler öyle hükümet politikalarıyla ilgili olmayıp bizzat iki millet arasındaki kalıcı bir ilişkiymiş, dört. Bununla de yetinmiyor İsmet Paşa; ABD ile ilişkilerin o kadar sağlam tutulmasını istiyor ki, onu sakın ola ki, iki milletin dostluğuna değil, sadece çıkar hesaplarına dayamak şeklinde anlamayın. Çünkü Paşa’ya göre Amerika Devleti kadar halkı ve kültür alemi de Türkiye’nin iyiliğini istemekte ve dostluğu milletten millete olarak benimsemektedir. Partiler, iktidarlar gelip geçicidir ona göre, ancak ABD ile dostluğumuz kalıcıdır. RULET MASASI İnönü son söz olarak şunları söylemekten alamaz kendisini: ‘Amerika emin olmalıdır ki, kendisi için en sağlam müttefik Türkiye, demokrasi ile idare edilen bir Türkiye olacaktır.’ Hiçbir yoruma açık kapı bırakmayan bu net ifadelerden sonra Türkiye’yi ABD politikalarına teslim edenlerin sözüm ona sağcılar ve DP olduğunu, buna karşılık CHP’nin anti-Amerikan bir duruş sergilediğini hálá tekrarlayan olacak mı, bilmiyorum. Olur bence. Zira hafızası ve süreklilik fikri tahkim edilmemiş bir toplumda her 5-10 yılda bir herkes rulet masasında yer değiştirir ve bir süre sonra kimse kimsenin daha önce nerede durduğunu hatırlayamaz ve sorgulayamaz olur. Ama rulet oyunu devam etmektedir bu arada. Önemli olanın oyunun devam etmesi olduğuna inanmışızdır. 14 Mayıs 1990 günü ‘Silahlı Kuvvetler’in işbirliğiyle Türkiye’yi hiçbir yere götürmek mümkün değildir’ diyen Deniz Baykal’ın bugün apoletli e-muhtıraya can havliyle sarılmasındaki farkı çelişki olarak mı yoksa takiyye olarak mı değerlendirmek gerektiğine karar veremeyişimizin sebebi budur.
-
Yalçın Küçük'ten Atatürk'e ağır sözler
Merhabalar , gercekten kanal kanal gezen bir sahis , bagiracak cagiracak , ki aslinda ulusal uslubun karikatürüdür,sonradan PKK ile ne kadar icli disli oldugu gün yüzüne cikacak. Bir tanesi burada : Digerlerine asagidaki linkden ulasabilirsiniz! Ilginc olan su : "Sehit Hasan Akbas Egitim bilmemnesinde" Apo dahil, YK hoca sanki ders veriyor gibi ... Orada da bagirip cagirdigini sanmiyorum bu ara ... Evet, bircok Ergenekoncular nedense PKK ile icli disli ... Yalcin Kücük ile Apo resimlerinden evel , Perincekin Apoyala olan resimler hala hafizalarda. Evet , anlasilan YK pkkya ders verdikten sonra , Türk halkina da ders vermesi uygun görüldü ... Zaman gazetesinin haberi : Geçtiğimiz günlerde kitaplarında 'kardeşim' diye hitap ettiği terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'la oldukça samimi fotoğrafları ortaya çıkan Yalçın Küçük'ün, 'Emperyalist Türkiye' kitabında Mustafa Kemal Atatürk'e ağır hakaretler yer alıyor. Ergenekon'un savunuculuğuna soyunan ve kendisini 'sıkı bir Atatürkçü' ilan eden Yalçın Küçük, kitabında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunu 'sevgisiz ve acımasız' diye nitelendiriyor. Küçük, kitabında Atatürk'ü kompleksli ilan ediyor ve şu cümlelere yer veriyor: "Eğer bir kimse Mustafa Kemal'i 'sevecen' gösterirse bir başkasının filmini yapmış olur. Mustafa Kemal çok vesveseli, hep kıstırılmışlık kompleksi içinde yaşayan, sevgisiz bir insandır. Annesini sevmez... Annesinin cenazesine gitmiyor. Sevgisiz ve acımasızdır. Maliye Nazırı Mehmet Cavit'i astırdığı akşam bir balo düzenlemeye dikkat ediyor." Atatürk, aydınlanmamacı bir despot! Daha da ileri giderek Atatürk'ü, 15. yüzyılda Rusya'da yaşayan ve 20 yıl boyunca halkına zulüm çektiren, bu uğurda oğlunu dahi öldüren Korkunç İvan'a benzeten Küçük, bir de 'aydınlanmamacı despot' benzetmesi yapıyor: "Sevgiyi bilmeyen, acımayı bilmeyen, kimseye güvenmeyen, herkesi kendine karşı komplo hazırlayıcısı olarak gören, bir 'aydınlanmamacı despot' olan Mustafa Kemal'i hiçbir romancı ya da yönetmenin sevimli yapabileceğine ihtimal vermiyorum. En gerçekçi film, müthiş İvan'ın başarısız bir kopyası olabilir." Atatürk'ün İngiliz yanlısı olduğunu iddia eden Küçük, "Kemal, çok küçük istisnadan birisidir ve ordu içinde İngiliz politikasını temsil ediyor. Londra bu dönemde, bu bölgede, en büyük tehlike olarak birbirleriyle iç içe saydığı Bolşeviklerle İttihatçılığı görüyor. Kemal Paşa bunlara karşı misyonla ve gayet açık olarak, Büyük Britanya işgal kuvvetlerinden vize alarak gidiyor. Örnek olsun, İngilizlerin kendilerine karşı direnen Altıncı Ordu Kumandanı Ali İhsan Sabis'i görevden alarak yerine Mustafa Kemal'i atamak istedikleri belgelerle kesindir." ifadelerini kullanıyor. Küçük, bu hakaretine bir de Amerikan mandacılığını ekliyor ve, "M. Kemal, kurtuluş vekaletini Amerika'ya verme kararı alıyor." diyor. Zaman - makale
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Hamasi,delikanli ve dogru gibi görünse de, bu görüs darbeyi mesrulastiran ana zeminini olusturyor. Halki kücümseyen de, bu yaygin görüsün, halkin karsisina TSKyi konumlandiryor.Ve hatta TSKyi halkin üzerinde tutuyor. TSKya halk üzerinde bir nevi velayet izafe ediliyor. Bu kabul edilibilir bir sey degil. Ayrica CHP belki dünyanin en zengi partilerinden biri. AKPnin bir verdigine on verebilirdi. O kadar basit degil bu hadiseler ve bu savin temelinde halki kücük,hor,kendini bilmez görme de oldugunu kayit edelim. Darbe yanlisin "anasi" oldugundan ileri geliyor. Darbe neden olsun? Yanlis siyaset yüzünden mi? Yanlis siyaseti demokrasilerde de , demokrasi olmiyan yerlerde de , hatta darbelerde de bilhassa görüldü.Tek fark,darbecileri cinayet de isleseler yargilayamazsiniz. Kaldi ki , "yanlis siyaset" izafi bir kavram. Birine göre dogru olan,digeri icin yanlis olabilir. Demokraside bunun tercihini halk yapar. Haricinde gözü kara olanlar yapar. Mesrulugun ana kistasi "anayasa" ve buna bagli diger "yasalardir". Darbe de bütün bunlarin disindadir. Mesela : Menderese anayasayi ihlal ettigi gerekcesi ile darbe yapildi. Darbeciler sonra bu anayasayi komple ihlal ederek yeni anayasa yaptilar. Evet ... O konuyu incelemenizi tavsiye ederim. Bakin bakalim , Lozan anlasmasinda azinlik kimlerdir.Ona göre cogunluk kimlerdi kolayca anlasilir. Ayrica resmi tarihin disindaki kaynaklara da müracat etmek faydali,zira "tek göz ile" iki, "iki göz" ile üc boyutlu görüyoruz ... Yok, bölücülük niteliklerini , ya da emare ve delilerini göremiyorum ... Tam tersine.Bugün bir tane Türkiye partisi var. O da AKP ... CHP,MHP,DTP vd bölgesel partiler düzeyindeler ... Hic süphesiz din Türkiyenin "cimentosudur" ... Onun icin MGK "doguya imamlar" tavsiyesinde bulundu ... Yalcinkaya bunu da kapatma iddianamesine dahil etmesine ne denmeli? Yok sn. politika. Türkiyeyi bölmenin esigine getiren bu ulusalci,darbeci zihniyetdir. Yillarca yasaklandi Kürtce Türkiyede. Hapisde yatan, dayak yiyen,devletde isi görülmeyenler oldu ... Simdi de AKP,DTP kapatilirsa , Dogu halkin Ankaradan siyasi olarak tamamen kopmasi anlamina geliyor. Kendinden farkli herkesi,herseyi düsman olarak görmekden kurtulmak lazim ... saygilarla Halil
-
Dink cinayeti yok, paşalar daha sonra.....
Ifadesi uygun degil bence. Gayri mesru bir örgüte nasil "devlet cetesi" denilir hayret .... Daha dur bakalim ... Ek iddianame ilk günden beri dillerde ... Belki akillilik etmis olabilirler ... Daha evel de benzeri bir yargilama isteminde, askeri yarginin isidir diye , davayi neticesiz biraktilar, yani askeri savcilik takipsizlik karari almisti. Darbe suclamalari olmamasina ragmen, "askeri meselesidir" tezini isleyenler var bugün. Hatta sivri zekali bir laikci hukucu üstad, suc islenmedi bile diyebiliyor. Yani bomba atacaksin,sayisiz cinayetler islenecek, büyük cinayetleri de müslümanlara fatura edeceksin, bunlari kullanarak ülkeyi mitinglerle,kampanyalarla askervari operasyonlarla kamplara böleceksin ve bunlar , bazi hukuculara göre "suc olmiyacak". Adalet dedigin sey , ona göre buna göre olmaz ... Zaten böyle düsünmek adaleti yok eder ... Baykal "367 cikmazsa,catisma cikar" diye aym karar arefesinde alenen tehdit edecek ve bu suc olmiyacak ama Gül "Basörtülü ve basörtüsüz kizlarimiz el ele vererek ..." bir temennide bulunmasi siyasi yasak isteyecek kadar agir bir suc teskil edecek ... Bu gözaltina alinanlar "laikci" degil de "dinci" olsalardi, acaba neler derdi bir kisim hukukcular ... ?
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Basligin , yazilanla ne alakasi var acaba. Ne demek istiyorsunuz,anlayamadim .... : Darbe ile degil, bununla "mesgul" olun mu , yoksa darbeden daha kötü bir sey bu mu? Holdinglerle ilgili suclamalara bir tane anektot da benden : Ilk ve son 98/99 yillarinda 20bin ad. Celik Halat hisselerini satin almistim. Borsadan. 1.200 Mark döviz bozdurmustum onun icin. Bir,iki hafta sonra satdim. Her dakka borsa kurunu takip etmekten gina gelmisti ... Neyse ... Malum 99 kriz sonrasi ayni evraklarin degeri 50 Marka düsmüstü. Tabi yalniz benim hisse senedlerim degil,borsadaki tüm hisse senedleri %90 deger kaybetti ... Kim gikini cikartabildi? Kim bunlara "kökü dolandirici" dedi, diyebildi? Holdingler arasinda bir cok dolandirici oldugu gibi , holdingler adina kendi hesbabina calisan dolandiricilar da oldu ... Ayrica "hisse senedleri" satin alindigi göz ardi ediliyor. Hisselerini satmaya imkanlari var. Bulsunlar bir alici, satsinlar ... Bunun haricinde , yazinizda verdiginiz "hükümet yargiya mutlak hakim" hava , tamamiyla bir saptirma. Öyle olsaydi "kapatma davasi" olmazdi ve "Sari" yerine "Yalcinkayalar" devrilirdi ...
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Darbe ile nasil yüzlesilir? Simdi "darbe ile yüzlesmek" ancak "olmus olan bir sey ile yüzlesmek" ile olur. Yani tarih ile. Biz tarihimizle ,ki buna darbeler tarihi tabi dahil, yüzlesmiyoruz ,sistem geregi yüzlesemiyoruz ... Yüzlesmek meydan okumakdir ... Sorgulamakdir ... Darbenin övülecek bir tarafi olmadigini, meclisde asili sözün bos olmadigini ... Yüzlesmek , tarafini belli etmekdir ... Yüzlesmeyi istemek , resit olmak demekdir ... Toplumlar da ayni ...
-
Nihat GENÇ:"Taraf Gazetesi Türkiye'nin yeni Ergenekon'udur"
Sayin Taylan , kafayi kuma sokmakla bir yere varilmiyor. Ergenekon davasini "yakistirilmis bir sorusturma" olarak nitelemeniz, gerceklerden ne kadar uzak oldugunuzu gözler önüne seriyor. Hic mi görmediniz "ordu göreve" mitinglerin düzenlenmelerini ... Ön ayak olanlar bir kismi tutuklu artik ... Hayret ediyorum Ergenekon davasini bu kadar hafife alanlari ... Sanki C4 , TNT , Elbombalari , özel suikast silahlari , tabanca vs her eve lazim olan seyler gibi algilanmasi. Iddianamenin "hala" hazir olmasi sasirtici degil ... Öyle ya , "google"den toplama yalanlarla düzmece bir "iddianame" düzenlenmedi ... Gece gündüz calisarak,baskin aramalar,tutuklamalar yaparak,iftiracilarla buralara gelindi ... Bugün hapisde olanlar , zamaninda susurluk komisyonuna getirilemeyen askerler ... Mesnedsiz,delilsiz iki en üst düzeyde görev yapmis generalleri kodese koyamazsiniz ... Demek ki delil´ler cok güclü ve ikna edici ... Ergenekon kapama davasina karsi bir dava degil ... Olsa,olsa tam tersi dogrudur ... Ergenekonun üzerine gidildigi icin kapatma davasi acildi ... slm Halil
-
Nihat GENÇ:"Taraf Gazetesi Türkiye'nin yeni Ergenekon'udur"
Mustafa Kemal de , Ismet Inönü de osmanli pasalari degil miydi? Bunun haricinde darbeciler darbe yedi , ******* bas bas bagiryorlar ... Gerisi hikaye ... Ulusalcilik millet düsmanligin kod ismidir ... Suriye gibi bir yönetim olsun istediler ...
-
GENELKURMAY’IN “YENİ DÜŞMAN” TANIMI
Ne söylediyse, yalan oldugunu ertesi gün ögrendik ... Ulusalci yalanlarindan bir tanesi ...
-
islam Alemi demokrasiye yasam hakkı neden tanimaz?
@cenk basaran Cevabim biraz gecikti : "Müslüman bu" diyebilecegin kimdir ? Irandaki Fars ve Türkleri saymiyorsun ,angolada ki olasi müslümanligi kücümsedigin bir tarafa, simdi "kendinizden" haric hicbiri müslüman degil mi? Yada Iran ve Angola ve "falandaki" müslümanlar Kuran ve Sünnette göre "söylemiyorlar" mi? Peki nasil kendini ayarlamasini isterdin? Din hesab´dir ... Evet yukarida yaptigin Iran,Angola ve "Falanistan" müslümanlar tarifi acaba hangi kategoriye girer? Evet , milliyetcilik/ulusalcilik kavramina daha yakin ... Evet , aynen dem vurdugun gibi ... Sen bundan berisin ... Sen kaynakdan aliyorsun her seyi ... yani hadislerin original metni esas alarak mesela ... Yalniz bunu anlamadin. Neyse bir daha anlatayim ... Evet "temsili" dedik.Demokrasi dedik ve sen bunlari red edip "Sura" olacak dedin. Bak bu senin yazdigin "mesela temsili demokrasi derler, neymis, is,te temsil yetkisi verirmis,, kendisine ne olmus,sa, hastam? ki temsil veriyor." Herhalde ne yazdignin farkinda degilsin ... Hani yalniz Kuran ve sünnet" bagliyordu ... Bilmem , "temsililigi" islama aykiri görenler var. Islam esnek de , sen pek esnek degilsin ... Anladigim kadar Islamin degil , senin demokrasiye karsi dayatmada bulunuyorsun. Aynen ...