Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Istanbulian

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    192
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Istanbulian tarafından postalanan herşey

  1. Inanmayan beklesin görsün diyorsun yani ... Senin kiyametine birkac onyil daha en fazla var ... Bahse girebilirim yani ... Peki olursa ne yapacaksin? Uzaydan gelen istilacilar tabi ki hikaye ... O kadar teknolojin olacak ve isin kalmiyacak bu dünyayi istila edeceksin. Devrimcilerin psikolojik hastaligi bu iste ... Rusyada müslümanlarin basina bu gelmisti iste. Duvara dizilip kursunlandilar,acliktan öldüler,Gulaglarda süründüler ... Evet komünistlik nasil insanlari canavarlastirdigini gördük ... Gerci "ferdiciligin" merkezi olan Bati da cok masum degil ... Islam bunlarin arasinda ... Mutedil ... Akildan ziyade vicdan ile ilgili bence ...
  2. Bu yalniz Voltran icin gecerli degil ...
  3. 'Rusya Müslümanların olacak' ABD’li Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği uzmanı Paul Goble, ilginç bir tespitte bulunarak 25 yıl sonra ülkenin Müslümanların eline geçeceğini söyledi. 26 Ocak 2007 16:42 ABD’li Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) uzmanı Paul Goble, ilginç bir tespitte bulunarak Rusya’da 25 yıl sonra Müslüman nüfusun öne geçeceğini iddia etti. Paul Goble, Rusya’nın bu tarihten sonra Müslüman bir devlete dönüşebileceğini ileri sürdü. Amerikanı Sesi Radyosu’nda yer alan açıklamasında Goble, Rus nüfusunun giderek azaldığını ve buna karşılık ülkedeki Müslüman nüfusunun ise istikrarlı bir şekilde artış gösterdiğini hatırlatarak, Müslümanlığı seçen Rus nüfusu göz önünde bulundurulduğunda 25 yıl sonra bu ülkede dengelerin değişeceğine işaret etti. Goble, Rusya’nın şimdiden Avrupa’da en çok Müslüman halkın yaşadığı Hıristiyan bir ülke konumunda olduğunu ve 2030 yılına kadar Rusya’daki Müslüman nüfusunun, Rus nüfusunu katlayacağını kaydetti. SSCB uzmanı, Rusya’da her yıl 1,5 ile 2 milyon dolayında kadının çocuk aldırttığını, toplumda çok çocuklu aile anlayışının ilgi görmediğini ve bunun yanında aile yapısının giderek tehlike sinyalleri verdiğine işaret etti. RUSLAR HER YIL 700 BiN AZALIYOR Rusya’da yerli Müslüman sayısının dışarıdan gelenlerle birlikte 30 milyona yaklaştığı belirtiliyor. Ülkede 1991 yılında 300 olduğu belirtilen cami sayısı ise şu anda 8 bin. 140 milyonluk Rus nüfusu her yıl 700 bin azalıyor. Kaynak: Bugün gazetesi
  4. Arkadaslarin bir türlü anlayamadigi sey su ki , ortak kullandigimiz kavramlar ayni olsa bile , onun tanimlamasi cok farkli olabilir ... Din mesela ... Dinin alternatifi de dindir ... Var mi ötesi , ama ararsan bazi ögeleri ... Tanri adi konulmamissa da , hamleler buna isaret ediyor ... Bak "tanri uludur" "ezan dayatmasinda" ve "ulu önder" ile sifatler müsavi hale getirildi ... Peygamber Bayar iste ... Kitab Nutuk ... Ibadetlerden bazilari : Anitkabir farizasi ,orda aglamak, ikonyalar ve heykeller ile her an onu görmek , bununla onu anmak ve hatirlamak, ona kesinlikle karsi gelmemek ,cünkü koruyucu kuvvetleri var , onu cok sevmek ... Raki icmek , basi acmak ve actirmak ... Benim bay Atatürk ile bir alip verecegim yoktur ... Yasadi , öldü ve cürüyüp gidiyor iste "naciz vücudu" ... Herkesin basina gelecek ... Yamadigina göre senin icin bay Atatürkün bir ilah oldugunu teyid ediyorsun ...
  5. Al bir tane daha ... Biri muhtac oldugunu söyledigimizi , diger ihtiyac dedigimizi söyler ... Yazilanlar ortada ... Konuyu saptiran ya da yazilana tam anlamdan okuyanlar belli ... Bir daha oku : ""Bilinmek istemek" acizligin degil kudretine,kabiliyetine inanan kimselerin "ihtiyaci" ... Acizler saklanir,gizlenir,utanir ..." Bak "ihtiyac" kelimesini insanlar icin bile tirnaklar icine almissim ... Yani gercek degil izafi bir "ihtiyac" ...
  6. Iyi bir soru , ama seni tatmin edecek bir cevabim yok.Benim buna cevabim beni tatmin eder , seni etmeyebilir Övülmesini seviyor anlasilan ... Ve övülmeye de layik yani ... Bir baksan muhtesem zenginlige , zerrelerden galaksilere kadar akil almaz seviyedeki dengeye ... Bilim mühtis ilerledi , ilerledikce cevab yerine yeni onlarca sorularla karsilasiyor ... Benim icin basit bir yerde. Alemlere,kendime baktigim zaman "mekanik tesadüflerin" eseri oldugumuz imkansiz. Bilim de oraya dogru gidiyor aslinda ... Mekanik tesadüflerin eseri olmadigima göre ,buna yürekten inandim, Soru bunun müsebibi kim ya da ne olabilir. Saft maddecilik cok yavan ... Kaldi ki cok basit bir soru : mümkün olan en düsük "sicaklik" , gündelik hayatta "soguluk" denilir eksi 273,15 °C Bundan düsügü yok ... Nedeni ise atomlarin titremesi , hareket halinde olmalari ... Peki bilimsel olarak milyarlarca sene var olmus olan maddeyi ne hala titrettiryor ... Biliyorsunuz mutlaka ... Enerji kaybolmaz , sekil degistiri ... Isi olabildigi gibi harekete dönüstürebilinir enerji ... Peki madde enerjisini nereden aliyor , milyarlarca yildan beri .... Iste "samed" sifati gectigi zaman bunlar aklima gelir ... O var , hic bir seye muhtac degil , bilakis her sey ona her an! muhtac. Istemediginden Bak biraz akaid bilgisi olsa "Iman" ve "Küfür" kisinin hangisini ihtiyar (secerse) ederse yaratilir ... Mantigin almamasi istemediginden , baska bir sey degil ...
  7. Tam bir kavramlar oyunu sergileniyor ... KIM muhtac dedi ki simdiye kadar? Piramitler,devasa mezarlar,devasa yapilar kisler,krallar vs niye yaptirir ki? Neden sonraki nesillerin ismini unutmamasini istiyor ki güclü ,nüfuzlu yalniz zamanimizin degil , Iktidar sahibleri?? Tarihe gecmek isteyenler cok , ama bunlarin icinde "aciz" olanlar olacagini sanmiyorum ... Gerci bu demek degil acizler tarihe gecmez ... Acizler acizligini teshir etmek söyle dursun, saklamak ya da saklanmak icin elinden geleni yapar ... Cok basit bir mantik yürütmesi ... Cevab vermeyenlerin cevabi yok aslinda , ama olsun olmayan cevab da bir cevabdir bilenler icin ...
  8. Evet Islam kardeslik dini , ama bundan kast elbtte iman edenler kardesdir ... Yoksa iman etmeyenler kardesimiz degil elbette ... Bu dini yönü ... Biolojik olarak elbette tüm insanlar kardesdir , ama bu kardeslerin icinde Hitlerler,Stalinler,Taklamakanlar,hakanaytaclarda var ... Bunlar beni ya da bizi ne kadar kardes görüyor ki? Sifir! Ellerinden gelse bir kasik suda bogarlar ... Zaten tüm haklari gasp etmek onlar icin ahlaklarin geregi , ********** Ama konusurlar iste ... Sistem bu ... Bir elestiri olur , cevap verirsin , baska bir elestiri gelir, yine cevap , yine baska bir elestiri , yine cevaplarsin , bu sefer bastan bir daha ayni elestiriyi hatta ayni kisi getirir ... Imansizlar böyle ... Iclerinde bir sey kaldi ki , iman edenlerle ugrasiyorlar ... Imandan cikartip kendilerini hakli ve kararlarin dogru oldugu hususunu teyid ettirmek istiyorlar ... Allahin yokluguna inanmak , iman etmek , insani önce hür oldugu zan ettirir ... Her sey mübah , kontrol yok ... Istedigini yap ve vicdanla ugrasma ... Cal ,carp,yalan dolan , cinayet isle vicadani olarak hic bir problemen yok ... Üstünde bir ahlak vaaz eden de yok , ahlak ancak diger insanlara karsi maskeden ibaret ... Tabi tüm "Allahin yokluguna iman etmis olanlar" hirsiz,ahlaksiz" degil , hatta tam tersi "ateist abideler var" (gerci Türkiyede yok ayri) ... Günümüzün ateistleri dini degerlerle gelistiler ... Onlardan sonraki nesiller dini degerlerle hic tanismiyacak belki ... Iste öyle bir nesil nasil canavarlasabildigini , Ateistligin zirvesi olan toplu katliamlar , dünyanin cesitli yerlerinde gözler önüne serildi ...
  9. Hatali olan sensin yine ... Takmissin ya , illa ki inanmak istedigine uygun yorumlayacan , dimi? "Bilinmek istemek" acizligin degil kudretine,kabiliyetine inanan kimselerin "ihtiyaci" ... Acizler saklanir,gizlenir,utanir ... Hayret, her seyi ters yüz etmek nasil normal geliyor insana ...
  10. Papaza kizip oruc bozmak gibi bir sey oldu seninki de ... Bu ara dünyanin tepsi oldugunu savunan kac tane Islam alimi var acaba? Ayrica hiristiyan kilisesi dünya tepsidir anlayisini yüzyillar boyu Islama muhalefet oldugundan ayakta tutmustur ... Korktular ki Islamin hak oldugunu teyid edecekler ... Bugün de gel tam tersini,hemde inanarak bu ülkenin cocugu olarak ,iddia et ... ****
  11. Simdi Hakancigim , bu senin buraya astiginlarla bizim ile , yani Islam ile ne alakasi var? Hic bir alakasi olmadigi gibi , alakasi varmis gibi göstermek , birkac yanlis ... Bir defa bunlar "batili aydinlarin"(ateisti,deisti,agnosti,pagani neyse artik) hiristiyanlik ve yahudilik hk. (cogu da hakli) elestirileri ... Neden ki? Kiyaslama sonucu komünist olmadin mi? Öyle oldugunu varsayarak, hangi degerleri üstün görerek komünist oldugunu ve bu degerleri arz edip,tenkide ugrayinca savunmasini beklerim acikcasi. Müslüman olsan bunu bizimle paylasman vacib derdim de , ateist oldugundan senin icin "vazife" olmasi gerekiyor. Ateistlere Kant´in Vazife ve Ahlak konusundaki kitablarini okumalarini tavsiye edeyim , bu konuda bir acik gözlenebiliniyor ... Ve yanlis anlasilmasin ... Deger ve fikirlerden ziyade benim elestirdigim,hatta kizdigim "degerlerin suistimalidir" ... Kommunizimin iyi ve güzel degerleri olabilir ... Nedir o degerler ... ? Bak , bir aday bile var ... Mesele bir kac yanlis ya da yanlis yapanlar degil ...
  12. Buna eyvallah da .... bu hadisden mi cikartiyorsun yaziya döktüklerin hepsini ? Hayret , ne cekiyorsun acaba?
  13. Alakasi yok ... sen,ben böyle bir sey desek ne olur ... ama 50li yillarda Türkiyede Cumhurbaskanin bunun söylemesi cok farkli. Bunu lafda birakmayarak,Atatürkcülügün resmi bir din haline gelmesinin temeli Bayar döneminde atildi ... Anitkabirden tut , her kamusal alana ,paralarin üzerine Atatürk resimleri konuldu , koruma kanunu cikartildi ... Hülasasi devletin resmi dini Atatürkcülük oldu ... Bu nasil görünmez , hayret ...
  14. Atatürkcülerin ne fikri var ki? Yipranan Atatürkcülük oldu ... Aynen bu , onbinlerce ölüm listeleri , silah üzerine yeminler , toplumu sarsan cinayetler, zihiniyet,kanat,vicadan sorgulamalari , Mustafa Kemali bir tanri olarak empoze etmeleri ... Eksik olan "toplama kamplari" ... "Özlenen darbe" ertesi o da olurdu Evet insan bir sey kavrayamadigi zaman bu tür tepkileri gösteriyorlar ... Benim bahsettigim kisilerin din ile , ideoloji ile bir dertleri yok. Bu tipler icin "hangi maske" fark etmiyor ... Ayrica aleni küfür etmek var , arkasindan küfür etmek de var ... Arkasindan küfür eden ,aleni küfür etmezler hesabi ile aleni (staline) küfür edenler gizlice cok seviyor olmasin Kes : Yıl 1944. 3 Mayıs; Türkçüler tek, tek gözaltına alınıp tutuklanır. Ankara’da Osman Yüksel Serdengeçti’yi yakalayıp Arnavut asıllı Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın huzuruna çıkarırlar. Vali, Serdengeçti’yi şöyle bir süzer “******* Anadolulu sizin Milliyetçilik’le Komünizm’le ne işiniz var. Milliyetçilik lazımsa biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi çiftçilik yapıp mahsül yetiştirmek. İkincisi askere çağırdığımızda askere gelmek. Alın bu *** götürün” der. Tabii var ,olmaz mi ... Sizden olan bir saire göre öyle degil ama ... Dedim ya "gizlice cok seviyor olmasin": Moskova Radyosu dün akşamki yayınlarında Kızıl Şair Nazım Hikmet'in Moskova'ya vardığını ve hava alanında beyanatta bulunurken "beni yaratan Stalindir" diye bağırdığını bildirmiştir. Gene Moskova Radyosu'na göre, kızıl şair, Stalin'i göklere çıkaran şu sözleri de sarf etmiştir:" Gözlerimin ışığını Staline borçluyum, her şeyimi ona borçluyum, o beni yarattı, o beni yaşatıyor." (Cumhuriyet, 30 Haziran 1951) Ehhh , dinsiz degil mi ? ******** Konuya bir katkin oladigi gibi , kisilestiryorsun ... Fikire demek ki fikirle karsilik veremiyorsun ... Birak Stalini , Atatürkü sevmek ibadet konusunda bir sey söyle .... Atatürkcüler baska ibadet yapar mi? Yani ikonyalarina asmaktan ve "yüce,ulu, Önder Gazi Mustafa Kemal pasa hazretlerinin" kabrini ziyaret etmekden haric : Yeri gelmisken ... Bir baska forumdan bir alinti ... Atatürkcülügü ezberlemekten ziyade icsellestiren bir kisinin ruh halini izah etmek icin , (parantez icinde yorumum) : Evet büyü oldugunun farkinda bu samimi atatürkcü yazar. Enerjiyi yani "Atatürkü" hissediyor ... Hakketen "rahat uyu" diye yazarlar ara sira ... Atatürk yok olmadi mi ateist Atatürkcülere göre , ve ateistler bunun bir din halini neden görmek istemiyor acaba? Evet benzeri seyler Medine ve Mekke ben de yasadim ... Bu bir secde türüdür ... Nedense hic sasirmadim ... Tabi ki "onu sevmek ibadet" ise elbette "huzurunda secde uygun" ... O agaclari kesmeye kalk bakalim ne olur.
  15. Aslinda baslikdaki söz "mason olduğu bilinen 3. Cumhurbaşkanı ve eski Başbakan Celal Bayare" ait ... Ona ve onlara Türkiye Cumhuriyetin cebri olarak uyguladigi Atakültü borcluyuz ... Atakült Türkiye Cumhuriyetin resmen ve resmi dini´dir ... Atatürkcülük,Laikcilik,Ulusalcilik iyice yiprandi. O maskeler arkasinda vatana ihanet sebekeler besleniyormus ... Yiprandi ki Tufan Türenc hala "Görüntüyü" kurtarma pesinde ... Cikmayan candan umut kesilmez ya ... Tufanin ’Bak delikanlı! Atatürk’ü sevmek bir ibadettir...’ makalesi insani hangi cagda yasadigini düsündüryor. Düne takilakalmis insanlar bunlar ... Gerici , ******** ... Stalinizimi istiyorlar , bu da "sorgusuz ve sualsiz sevgiyile",bir seye inanarak ancak mümkün olabiliecegini biliyorlar ... "Diyanet Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, Türenç’e “Atatürk’ü sevmenin hangi dinin ibadeti olduğunu” sormus gerci de , "Onu sevmek ibadet ise" KIMEDIR BU IBADET diye sorulmamis. Vakitin haberi : Türenç inançlı insanları hedef aldı! [aslinda hic hedef olmaktan cikartmadi ki] Hürriyet yazarı Tufan Türenç, Atatürk düşmanı olmakla suçladığı inançlı insanları hedef alarak 3. Celal Bayarın sözünden yola çıkarak, Atatürkü sevmenin ibadet olduğunu öne sürdü. Türenç inançlı insanları hedef aldı! Türenç’in bu ifadelerine din görevlileri ve ilahiyatçılardan büyük tepki geldi. Diyanet Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, Türenç’e “Atatürk’ü sevmenin hangi dinin ibadeti olduğunu” sordu. Aydın Doğan’ın Hürriyet gazetesinin yazarı Tufan Türenç, “Atatürk düşmanı olmakla” suçladığı inançlı insanlara cevap verme adına, mason olduğu bilinen 3. Cumhurbaşkanı ve eski Başbakan Celal Bayar’ın sözünden yola çıkarak, Atatürk’ü sevmenin ibadet olduğunu öne sürdü. Milliyet’te muhabirken mitinglerini takip ettiği dönemde DP adına seçim gezilerine çıkan Celal Bayar’ın bir sorusu üzerine kendisine, "Bak delikanlı! Dikkat et! Atatürk’ü sevmek bir ibadettir..." dediğini aktaran Türenç, dünkü yazısında şöyle devam etti: “Ben yobazların, siyasi İslâmcıların Atatürk’ten nefret ettiklerini biliyorum. Ellerinden gelse Atatürk adını beyinlerden kazıyacaklarına da eminim. AKP iktidarında buna dış odakların güdümündeki bir kısım elit zibidilerin de katıldığını görüyorum. Bilmiyorlar ki onlar, o küçücük akıllarıyla karalamaya, yıpratmaya çalıştıkça Atatürk daha da büyüyor. Atatürk bu toplumun vazgeçilmez ortak değeridir. O nedenle bu toplumun yıkılması, bölünmesi için Atatürk sevgisini yok etmek gerekir. Bunu çok iyi biliyorlar ve onun için Atatürk’ü ortak hedefleri olarak seçtiler. ‘Atatürk tepeden inmeci, diktatör, devletçi, din düşmanı. Hâlâ onun arkasından gitmek anlamsız’ diyecek kadar küçülüyorlar. Onlara yanıt olarak rahmetli Bayar’ın sözünü yineleyelim: ‘Atatürk’ü sevmek bir ibadettir.’ " HANGİ DİNİN İBADETİ? Türenç’in bu ifadelerine din görevlileri ve ilahiyatçılardan büyük tepki geldi. Diyanet Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, Türenç’e “Atatürk’ü sevmenin hangi dinin ibadeti olduğunu” sordu. “O zaman Diyanet'i kaldıralım. Her şeyimize Hürriyet gazetesi ve yazarları karar versin” diye tepki gösteren Yıldız, “İbadet konusunda herkesin konuşması, atıp tutması tehlikelidir. Neyin ibadet olup, neyin olmadığını kitabımız Kur’an belirtmiştir” diye ekledi. Kimsenin ibadet ekleyip çıkarma gibi bir hakkının olmadığına vurgu yapan Yıldız, “Diyanet Başkanlığı bize Kur’an’da ne yazdığını söyler, aktarır. Ancak Diyanet’in de ne ibadettir, ne değildir ekleyip çıkarma hakkı yoktur, hele Hürriyet gazetesinin hiç hakkı yoktur. Bu sözler dini eksikliklerden dolayı ortaya çıkar” diye konuştu. Yıldız, Türenç’in bu yazısının gazetelerde din danışmanı olması önerilerinde ne kadar haklı olduklarını bir kez daha ortaya koyduğunu da kaydetti. KİŞİLERİN KUTSALLAŞTIRILMASI İSLÂM’A AYKIRI Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi İdris Şengül de, kişileri sevmenin bir ibadet olduğu hakkında İslâmiyet’te bir kural olmadığını belirterek, “Sadece Atatürk değil ulemadan bir zat bile olsa kendi zatlarının kutsallaştırılması İslâmiyet’in onaylamadığı bir şeydir. Eğer Allah emretmişse, Kur’an-ı Kerim’de belirtmişse, ancak o zaman birisini sevdiğinizde ibadet etmiş olursunuz. Celal Bayar ve Tufan Türenç, bu sözü söylerken hangi ayete dayanarak söylemiş, sormak lazım” diye konuştu. MÜSLÜMANLAR, ALLAH VE RESULÜ’NÜN YOLUNDA GİDENLERİ SEVERLER Laikçi çevrenin dini işine geldiği zaman kullandığını, işine gelmediği zaman dine saldırdığını söyleyen Şengül, “Kimi sevip kimi öveceğimizi, kimi yereceğimizi belirleyecek kadar despotluk bir zihniyet tehlikelidir. İnsanlar istediklerini severler. Müslümanlar Allah ve Resulü’nün yolunda gidenleri severler, gitmeyenleri sevmezler” diye konuştu. Bilimsel olarak, “Atatürk’ü sevmek bir ibadettir” sözünün hiçbir değeri olmadığını da vurgulayan Şengül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz ilahiyatçı olarak bu sözü değerlendirmemiz, ciddiye almamız mümkün değildir. Bu söz, söyleyen için temenniden öteye geçemez. Bu söze dini değer atfetmek kişilerin ve nesnelerin kutsallaştırılması olmuş olur ki İslâmiyet’te bunun yeri yoktur. Ayrıca iman açısından da tehlikeli bir sözdür. Allah’ın vermediği bir yetkiyi kullanmak ilahlık iddiasıdır. Şer’i hükümlere dayanmazsanız yeni bir din türetmiş olursunuz. Pozitivist çevrelerin hedefleri de İslâm’a karşı laikliğin bir din haline getirmektir. Demek ki onlar da böyle bir şey istiyorlar.” Vakit
  16. ********** Önce cümlesi acikliga kavustu. Arkadas Allah lafzinin müsrik Araplarinda kullandigini kesf etmis ... Iyi , güzel de, tarihde "Arap Miteolojisine" kadar gitmek yeterli degil ... arkadasin tespiti ... Putlardan evel de Allah (lafz olarak da) vardi ve Hz. Ibrahim ogluyla burayi insaa ettikden sonra "etrafina dönerlerdi" ... Yani süphelendigin sey , aslinda Hz. Ibrahime kadar geri gider ... Onun icin biz kendimze "Milleti Ibrahime" de deriz ... Ve dahasi putlar , müsrikler ve aleni küfür kaabede sacilirken , yine de AllahuTeala "Ebabil kuslari" ile "evini" korudu ... Ac Kurani oku ... Dilbilimciler hakli ki , Allah lafzini arap Hiristiyanlar da kullanir. Hic fark olmaksizin. Amin de bu mesela baska , onlar amen der ... Onun icin bundan malzeme cikartmaya calismak beyhude ... El Ilah´dan türedigine ezici bir delil bu ... Farkli iddialar ciddi seyler degil. Bunu gecemiyecem : Valla islam ögretisine göre bu söz küfür ... Onun icin "Bestamiden" oldugunu da sanmiyorum ... Ebu Cehil bugün görülse seriatci biri derler ... Evet , hatta Araplardan da evel namaz vardi ... Ne ögreniyoruz bundan? O farki bilmiyorsan daha ne diyeyim ... ----
  17. Hic acmasa daha iyi bence de ... Peygambere Allah mi demis oldu , yoksa bana mi öyle geldi?
  18. Kimse Cumhuriyet düsmani degil ... Su yalanlardan vaz gecseniz artik iyi olur düsman ilan eden kardesim ... Kaldi ki bu topragin cocugu olmak icin önce müslüman olman lazim , en azindan müslüman kültür,hava almis olman lazim ... Müslüman,Islam düsmanligi ile bu topragin cocugu olamazsin ... Bu böyle ... Zira bu Cumhuriyet Islam Cumhuriyeti olarak kurulde ve amaci isgale ugramis vatani kurtarmak. Islam düsmanlarini , Müslüman Türk düsmanlarini denize BIZ döktük ... Mustafa Kemal de o zaman bir Osmanli askeri ... Emir altinda Sultana,Halifeye hizmet ediyor ... Atatürkcülük de yok , Laiklik de yokdu Cumhuriyet kuruldugunda ... Nihat Gence cevap : Arkadaş! Yurduma ..... uğratma, sakın! Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda! Değmesin mabedimin göğsüne na-mahrem eli! Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal; Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal! Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal! Bak gördün mü? Cumhuriyetin ruhu bu ... Var mi itirazin?
  19. [YORUM - MUSTAFA AKYOL] 'Akıllı tasarım' hakkında doğrular ve yanlışlar Darwinizm-yaratılış tartışması son günlerde hızlandı. "Yaratılış" fikrinin bilimsel karşılığı olan "akıllı tasarım" teorisine karşı da pek çok itiraz yükseldi. Bu teorinin bir savunucusu olarak, iki ayrı kanattan gelen bu itirazları karşılamamda yarar var. Birinci kanat, "ne gerek var Darwinizm'le uğraşmaya" diye soran bazı Müslüman yorumcular. Bu yorumcuların bir kısmı, "evrim fikri İslam'la çelişmez, Allah evrimle de yaratmış olabilir" diyorlar. Aslında bu fikir doğru: Evet, canlıların evrim yoluyla da yaratıldığı savunulabilir ve nitekim böyle düşünen Müslüman ilahiyatçılar vardır. Ancak böylesi bir "yaratılışçı evrim" ile Darwinizm'i paralel sanmak büyük bir yanılgı olur. Darwinizm herhangi bir "evrim teorisi" değil, "doğal seleksiyon yoluyla evrim teorisi"dir. Doğal seleksiyon ise kör ve amaçsız bir mekanizmadır. Bunu kabul ettiğinizde, neyi kabul etmiş olacağınızı, 'Darwinist teori'nin 20. yüzyıldaki en büyük isimlerinden biri olan George Gaylord Simpson'un "The Meaning of Evolution" (Evrimin Anlamı) adlı kitabındaki ünlü sözünden görebilirsiniz. "İnsan," der Simpson, "kendisini hiç de hedeflememiş olan amaçsız ve doğal bir sürecin ürünüdür." İnanmak için kanıt "Ne gerek var Darwinizm'le uğraşmaya" diye düşünen bazı Müslüman yorumcular da 'akıllı tasarım' teorisini eleştiriyor ve "Allah'a inanmak için doğadan kanıt bulmaya ne gerek var, Allah'a zaten 'iman' edilir" diyorlar. Böylesi bir "fideist" inanç (yani "inanıyorum; çünkü inanıyorum" düşüncesi) da mümkündür elbette... Ama İslam'da öngörülen bu değildir. Allah'a inanmak kuşkusuz bir "iman" meselesidir; ama bu imanın akılcı delilleri vardır. Kur'an'da insanlar Allah'a inanmaya davet edilirken, O'nun yarattığı evren ve doğa birer "ayet" (yani kanıt) olarak gösterilir. Bu nedenledir ki, başta İmam Gazali ve Bediüzzaman Said Nursi olmak üzere İslam kelamcılarının büyük bölümü "isbat-ı vücud", yani Allah'ın varlığını göstermek için doğadaki düzen, ahenk ve tasarım üzerinde durmuşlardır. İşte "Darwinizm'le, Tasarım'la ne işimiz var; biz zaten inanırız, inanmak için kanıt mı olur" diyen Müslümanlar, bu kritik meseleyi ıskalıyorlar. Dahası Allah inancının rasyonel bir gerekçesi olmadığını varsayarak, onu "irrasyonel" sayan materyalist felsefeye bilmeden koz vermiş oluyorlar. Materyalist itirazlar Oysa materyalizme karşı böylesi bir teslimiyetçiliğe hiç gerek yok. 'Akıllı tasarım'a yönelik materyalist itirazlara baktığımızda bu "kâğıttan kule"nin zaten titremekte olduğunu görebiliriz. Gelin birlikte görelim... 'Akıllı tasarım', dinî kaynaklara değil bilimsel kanıtlara, özellikle de yaşamın kompleks yapısına dayanan bir teori. Radikal gazetesinde yayımlanan "Bilim, öğretilen derste (yaratılış) okutulamaz" başlıklı yazısıyla bu teoriyi eleştiren Prof. Celal Şengör ise şöyle demiş: "Yaşamın Darwin'in veya Mendel'in veya Hugo de Vries'in sandığından karmaşık olduğu doğrudur; ancak bu, karmaşıklığın yalnızca tesadüfî evrimle açıklanamayacağı anlamına gelmez". İyi ama, bunun salt bir iddia olarak kalmaması için yaşamın karmaşıklığının yalnızca tesadüfî evrimle açıklanabileceğinin Prof. Şengör gibi materyalistlerce gösterilmesi lazım. Peki bu gösteriliyor mu? Hayır!.. Sözgelimi ilk hücrenin veya hücredeki kompleks mekanizmaların rastlantısal bir evrimle nasıl açıklanabileceği sorusu tümüyle cevapsız. Bakın, Darwinizm'e hararetle inanan, 'akıllı tasarım'a da şiddetle karşı çıkan dünyaca ünlü fizikçi Paul Davies, 2002 basımı "The Origin of Life" (Yaşamın Kökeni) adlı kitabında şöyle diyor: "Araştırmacıların çoğu yaşamın kökeninin bir sır olduğunu kamuoyu önünde açıklamak istemiyor. Sadece kapalı kapılar ardında kabul ediyorlar bu konudaki çaresizliklerini. Bu rahatsızlıklarının iki nedeni var. Birincisi, bunun köktendincilerin sahte-açıklamalarına kapı açacağını sezmeleri. İkincisi ise, bilgisizliklerinin samimi bir itirafının, bilimsel çalışmalara verilen devlet fonlarının azalmasına neden olacağından korkmaları." (s. XXIV) Bu alıntıda sözü edilen "köktendinciler", yaşamın yaratıldığını savunanlar. "Sahte-açıklama" ise aynı jargona göre, 'akıllı tasarım' teorisi olmuş oluyor. Peki ama niye "sahte"? Aksini gösteremediğiniz bir açıklamanın "sahte" olduğuna daha ilk baştan nasıl karar verebiliyorsunuz? Ya da "yeni bilimsel kanıtlar yakında bizi haklı çıkaracak" diye şimdiden nasıl kehanette bulunabiliyorsunuz? Bu soruların tek bir cevabı var: Materyalizme iman... 'Akıllı tasarım' karşıtı bilim adamları, maddeden başka bir gücün var olmadığına, maddesel dünyanın kendi içinde kapalı bir sistem olarak işlediğine ilk baştan iman ettikleri için, bunun dışında kalan bir açıklamayı, tartışma gereği bile duymaksızın reddediyor ve hatta susturmaya çalışıyorlar. Ama tabii bu işin bir "usturubu" var: Materyalizmi bilimin kendisi gibi göstermek... Darwinistlerin sıkça kullandığı "Akıllı tasarım bilim dışıdır, yakında bilim yaşamın kökenini açıklayacak" gibi sözleri doğru okumak için, "bilim" kelimesinin yerine "materyalizm"i koymak lazım. Oysa bilimin materyalist olmak gibi bir zorunluluğu yok. Sadece objektif olup gerçeği araması gerekiyor. Yanlışlanabilirlik kriteri 'Akıllı tasarım'a karşı çıkmanın bir yöntemi de, "bu teori yanlışlanabilir değildir" demek. Oysa 'akıllı tasarım' ile Darwinizm "yanlışlanabilirlik" kriteri açısından tamamen aynı düzlemde. Sayın Celal Şengör, "Dünyada yaşamın akıllı bir tasarımcının eseri olduğu hiçbir gözlemle yanlışlanamaz" derken, savunduğu Darwinist teorinin de, ünlü bilim felsefecisi Karl Popper tarafından tam da aynı nedenle eleştirildiğini unutuyor. Problem şurada: Yaşamın kökenini tartıştığımızda, milyonlarca yıl önce yaşanmış olayları ele alıyoruz. Yeryüzündeki ilk hücrenin, ilk balığın, ilk kuşun kökenini irdeliyoruz. Bunları gözlemlemek de, test etmek de imkânsız. Tek yapılabilecek şey, eldeki kanıtlara bakarak, "tasarım" veya "doğal süreçler" açıklamalarından hangisinin daha tutarlı olduğuna karar vermek. Doğal süreçlerin canlılığı açıklaması mümkün değilse -ki değil- varılması gereken sonuç tasarım. İslam'a uygun 'Akıllı tasarım' teorisine karşı bir de Hıristiyan ve ABD kökenli olma eleştirisi var. Hatta materyalist bilim dergisi "Bilim ve Gelecek", "Amerikan Malı Safsata: Akıllı Tasarım" diye başlık da atmıştı. Sanki kendi savunduğu Darwinizm, Anadolu'nun bağrından kopup geliyor... İşin doğrusu şu: Bugün Batı dünyasında bir ateizm-teizm (Allah'ı inkar-kabul) çatışması sürüyor ve bunun en önemli "cephe"lerinden birisi de yaşamın kökeni. (Amerikan Ateistler Birliği her yıl boşuna "Darwin Günü" düzenlemiyor.) Bu çatışmada Müslümanların Batı'nın teistleriyle (inançlı Hıristiyan ve Yahudilerle) ortak noktalar keşfetmesi hiç de garip değil. 'Akıllı tasarım' bunlardan biri. Bu teorinin İslam'a son derece uygun düştüğü ise, "Islam & Science" dergisinin 2004 yaz sayısında, Malezya'daki Uluslararası İslami Düşünce ve Medeniyet Enstitüsü'nden Adi Setia'nın imzasıyla yayımlanan bir makalede detaylı şekilde anlatılmıştı. Yayın kurulunda Seyyid Hüseyin Nasır gibi büyük İslamî otoritelerin bulunduğu söz konusu dergi, İslam ve bilim konusundaki en önemli uluslararası akademik yayın sayılıyor. Kısacası 'akıllı tasarım' bilime de uygun, İslam'a da. Aykırı düştüğü tek şey, materyalizm. Materyalist olmak, bu fikri savunmak ise elbette serbest. Ama bu felsefeye uygun düşen bir teoriyi (Darwinizm'i) bilime ve eğitime egemen kılarken, Allah inancına uygun düşen bir teoriyi (akıllı tasarım'ı) sansürlemeye kalkmak yanlış. Ülkemizde "devlet materyalizmi" değil de objektif eğitim istiyorsak, her ikisini de çocuklara öğretmeli, seçim hakkını onlara bırakmalıyız. INTELLIGENT DESIGN NETWORK YÖNETİM KURULU ÜYESİ MUSTAFA AKYOL
  20. Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Özcan, eserlerin izine İngiltere'de ulaştı. "Fatiha Tefsiri" adlı eser kitaplaştırılarak dağıtıma hazır hale getirildi, "Kırk Hadis" isimli eser için de çalışmalar sürüyor. Anadolu'nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında önemli görev üstlenen Hacı Bektaş-ı Veli'nin bulunamayan iki eserine ulaşıldı. Bektaşilik üzerine araştırmalarıyla tanınan Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Özcan, uzun süren çalışmaları sonucu Hacı Bektaş-ı Veli'ye ait iki önemli eserin nüshalarını gün yüzüne çıkardı. Özcan, Türkiye'de ve İngiltere'de sürdürdüğü çalışmalarla Fatiha Tefsiri ve Kırk Hadis adlı eserlerin orijinal metinlerini buldu. Fatiha Tefsiri, Horasan yayınları tarafından kitaplaştırılarak dağıtıma hazır hale getirildi, Kırk Hadis adlı eserin çalışmaları ise sürüyor. Hacı Beştaş-ı Veli'nin hayatıyla ilgili çalışmalarda Fatiha Tefsiri adlı eserinin bulunduğunun anlatıldığını belirten Özcan, sözlü gelenekte de bu bilginin var olduğunu kaydetti. Daha önce Baha Said, Fuat Köprülü gibi araştırmacıların da bu eserin varlığından bahsettiklerini aktaran Özcan, "Esad Coşan ve son dönem Bektaşi dedelerinden Bedir Noyan da bu eserin Tire Kütüphanesi'nde bulunduğunu söylüyorlardı. Orada yapılan araştırmada esere ulaşılamadı. Bugüne kadar da bu kaynakların dışında Hacı Beştaş-ı Veli'nin bu eseri hakkında fazla bilgi yoktu. Varlığı biliniyordu ama metnine ulaşılamıyordu." diye konuştu. İngiltere'de bulunduğu sırada Hacı Beştaş-ı Veli ile ilgili kaynakları araştırdığını anlatan Özcan, "İngiltere'de kütüphaneleri araştırdım. British Museum Library adlı kütüphanede Hacı Beştaş-ı Veli'nin eserlerini inceledim. Hacı Beştaş-ı Veli'nin 'Makalat' adlı eserini incelerken son tarafında Fatiha Tefsiri'nin ek olarak konduğunu fark ettim. Yani ayrı bir kitap olarak bulunmuyordu. Bizim Süleymaniye Kütüphanesi'nde de aynı eserin ikinci nüshasına ulaştım. Bu nüshaları karşılaştırdığımda aynı olduğunu gördüm. Ancak İngiltere'dekinde son sayfasının bulunmadığını ve Türkiye'deki nüshanın farklı bir hatla yazılmış olduğunu gördüm. Fatiha Tefsiri, Hacı Beştaş-ı Veli'nin Besmele Tefsiri ile de üslup olarak benzeşiyor." dedi. Aynı şekilde Kırk Hadis eserini de İngiltere'deki kütüphanede bulduğunu aktaran Özcan, "Bu eserin de Hacı Beştaş-ı Veli'ye ait olduğunu ilk olarak Abdulbaki Gölpınarlı ifade etmişti. Bu eser de ortada yoktu. İngiltere'deki kütüphanede bulduk." şeklinde konuştu. Özcan bu çalışmalar ile Hacı Beştaş-ı Veli'nin tüm eserlerinin günyüzüne çıkarılmış olduğunu ifade etti. ANADOLU'DA BİRLİĞİ TESİS ETTİ Hacı Beştaş-ı Veli'nin karışıklıkların yaşandığı 13. yüzyılda Anadolu'ya geldiğini hatırlatan Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Özcan, onun, isyan hareketlerine karşı halkı birliğe davet ettiğini söyledi. "Bir olalım, diri olalım" ve "İlimden gitmeyen yolun sonu karanlıktır" diyerek cehaletle savaştığını anlatan Özcan, "Yeni eserleriyle birlikte Hacı Beştaş Veli daha çok tanınacaktır. UNESCO tarafından 2009 yılı Hacı Beştaş Veli yılı olarak belirlendi. Bu sayede daha çok gündeme gelecektir. Bugün Anadolu ve Kafkaslar olmak üzere dünyanın pek çok yerinde fikirleri yaşamaktadır." dedi. Vakit
  21. Ölcü yalniz Maslov mu? Ölcü tek senin kabul gördügünler mi? Maslov dedikleri "ayet" mi , senin icin? Maslovun piramidi eksik , o bir tarafa,Maslov bizi baglamaz ... Bizce inanma ihtiyaci var tabi,sana göre olmamasi gercegi degistirmez .. Lenin,Stalin ve bizde hala bir Atakültün devam etmesi , laikligin dinsizlik algilanmasinin dayatmasi ile din toplum hayatindan tedric edilirken onun yerini bir baska kült/inanc getirilip bosluk doldurulmaya calisildi. Yeri gelmisken Nazim Hikmet konulu zemanin bir haberi : Moskova Radyosu dün akşamki yayınlarında Kızıl Şair Nazım Hikmet'in Moskova'ya vardığını ve hava alanında beyanatta bulunurken "beni yaratan Stalindir" diye bağırdığını bildirmiştir. Gene Moskova Radyosu'na göre, kızıl şair, Stalin'i göklere çıkaran şu sözleri de sarf etmiştir:" Gözlerimin ışığını Staline borçluyum, her şeyimi ona borçluyum, o beni yarattı, o beni yaşatıyor." (Cumhuriyet, 30 Haziran 1951) Sen bunu aslinda Nur Sertere sorman lazim ... O sizin takimdan degilmi? Benden ne cevap bekliyorsun? Ruh hk. biligimiz cok kisitli ... Kara madde gibi ... varligi kesin,agirligi var ama ölcülemiyor ,görülemiyor ... Ruh bir agirlik arzettigini sanmiyorum , olmaz da demiyorum ... Ölümden sonraki agirligin eksilmesinin farkli nedenleri olabilir. Bunu ruha baglamak tamamen spekulatif ve suistimale acik ... Öldükten sonra bizi kaplayan enerjiagin cildin gecirgenligini düsürep gaz cikmasina sebeb olabilir ... Bence yararsiz bir tartisma ... Onun icin girmedim ,girmiyecektim ... Israrli sorulariniza cevap olsun ... Demi? Belki verir ya ...
  22. Insan bir seyi anlamadigi zaman , kendi kücük dünya algilayisi ile celisen bir sey duydugunda , gülmek de bir savunma psikolojisinden baska bir sey degil ... Inanma ihtiyac degilse neden dinler,inanlar olsun ki? Kaldi ki , alisagelmis dinlerin haricinde,tanri ve din mefhumundan arinmis bati toplumlarinda bile esoterik,diyanetik,nlp gibi "bilimselci hurafeler" milyarlar seviyesinde ciro yapiyor. Tabi ki , dinlerin aksine bu tür din ya da "kültler" , Tanri yerine kendine inanmayi vaaz eder ... Islam ögretisi bunlara "kendi nefslerini Rab edinenler" olarak tarif eder ... Aynen de öyle , baksana neye inandigini bile net olarak söyleyemiyor ... Sen neye inaniyorsun tengeri? Neyi savunuyorsun? Neden senin gibi düsünmemizi,bunun icin zaman ayirip tartisiyorsun ? Söyle bakiim ...
  23. Yine de baya bir seyler yazmissin , öyle degil mi? Insan neye inandigini bilirse , bunu ifade etmek icin en fazla üc cümle yeterli ... Bu kadar yazi yazan , yazilari da hacimli tutan birinin , bu cevabi kacamak oldugu asikar ... Kaldi ki , söylediginizi nasil anlayim? Inancin nedir dieye 3000 ileti mi okumam gerek? Konuyu saptirmak icin yine bir sürü seyler yazdiniz bakiyorum ... Evet ... Siz akil olmaksizin mi bunlar hepsi olustu diyorsunuz? Irade gerekmedigi ispatlandi mi , yoksa bu da sallama mi? Irade olmadan nasil herhangi bir sey olabilir ki? Senin inandirma ihtiyacin cok acik görülüyor ... Bu nerden kaynaklaniyor ki? Güzel ... ama bu ihtiyaclar görüldügü gibi tedrici ve yalniz insanlari tarif etmez ... Insandan anladigim biolojik bir nesneden ziyade bir toplumun bir ferdi ... Haliyle insani insan yapan ailesi ve toplumu ... Inanma ihtiyaci elbette var ... Mesela senin inandirma ihtiyacin kaynagi tam da bu ... Bizi bir seye inandirmaya calismiyormusun? Tesbihte hata var , yani örneklemeniz yanlis. Duygularin öncülükleri var ... Aclik ve susuzluk ihtiyacini giderme temel duygudur ... Bu saglandiktan sonra güvenlik duygusu hakim olur .... Yani örnek su sekilde olmasi lazim. Bir adam magarada ,disarisi güvenli degil. Aclik baskin gelirse , güvenli yerini terk edip , aclik ihtiyacini giderimek icin kendini tehlikeye atar. Ya da aclik ile karsi karsiya kalan insan , suc da isleyebilir ... Baska temel duygular da var ama ... Inanma ihtiyaci elbette var ... Mesela senin inandirma ihtiyacin kaynagi tam da bu degil mi? ... Bizi bir seye inandirmaya calismiyormusun? Birde geciyorsun insanin karsisina böbürlenip duruyorsun mesnedsiz ,mesnedsiz ... Simdi emir verme sirasi kendinde yani ... Kac cümle yazdiz acaba bu cevabinizda ? Ama neye inandiginizi yazmadin , yazamadin ... Müslümanlar asil nasil inandiklarini bu kadar heycanla dile getiren,kendi inanci hk. pek acik vermemesini samimi bulmak mümkün degil ... Bana öyle geliyor ki , neye inandiginizi bilmedigin icin basit bir soruyu cevaplayamiyorsun ...
  24. Istanbulian

    UZAYDA Yaşam

    Vahiy indiginde "klonlama" olmadigindan bu konuda kesin bir hüküm yok ... dolaysiz kiyas da cok zor oldugundan ancak aklimizla hüküm verebiliriz ... Bir insanin (Islamda) hakki nedir ? Mesela nesebini bilmek hakkidir insanin. Yani annesi , babasi kimdir ... Bununla "velayet" kimindir sorusu da gelir ... Bunlar dikkate alindiginda , insan klonlamanin mantikli hic bir gerekcesi yok ... Kaldi ki "insani" insan olmaktan cikartir , ticari meta haline getirir ... Kalsin , ben sahsen almayim Hayir celiski yok ... : "Süleyman'ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tâbi oldular. Halbuki Süleyman büyü yapıp kâfir olmadı. Lâkin şeytanlar kâfir oldular. Çünkü insanlara sihri ve Babil'de Hârut ile Mârut isimli iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek, herkese: Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın yanlış inanıp da kâfir olmayasınız, demeden hiç kimseye öğretmezlerdi. Onlar, o iki melekden, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa büyücüler, Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine fayda vereni değil de zarar vereni öğrenirler. Sihri satın alanların ahiretten nasibi olmadığını çok iyi bilmektedirler. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu anlasalardı!" (Bakara Suresi /102) Biraz sasirdim dogrusu ... "Allah insanligi yok etmeye karar verecek,biz de "klonlamayla" mi kurtulacagiz" ... saygilar
  25. Cevap veremiyorsun , bas edemiyorsun mesele bu ... Anlattigniz hikayeler biraz incelendigi zaman fos diye sönüyor ... Laikcilik bitiyor , hadise bu ... Olsa olsa bir bes , on yil daha ... Millet uyaniyor ,uyandikca da ulusalci,laikci ekmeginden oluyor ... Milletde mevcut olan yetistirilmis isbirlikcileri de buna cok üzülüyor ...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.