hakanaytac tarafından postalanan herşey
-
AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
arkadaşlar iyi söylüyorsunuz, hoş söylüyorsunuz, yeter artık bunların yaptıkları tamam da çözüm deil ki parti kapatmak. ne olacak parti kapatılırsa, bir yenisi kurulacak. biz bu filmleri yeterince izlemedik mi ? adnan menderes in partisi kapatıla kapatıla demokrat parti haline geldi erbakanın partisi kapatıla kapatıla saadet e kadar geliverdi. ondan kopanlar da akpyle iktidara geldi. akp kapatılırsa ne olacak, yeni parti kurulacak ve ***** bir başbakanla yeniden iktidara gelerek istedikleri her şeyi bu ***** başbakana yaptıracaklar. sonuç ne ? bir hiç. benim görüşüme göre kişilerin yani siyasetçilerin yaptıkları kurumlara yani siyasi partilere mal edilemez. recep tayyip erdoğan, abdullah gül, bülent arınç ve diğerlerine istedikleri kadar siyaset yasağı versinler ama partiyi kapatmasınlar. zaten anayasayı ihlal eden kişilere siyaset yasağı getirmek doğrudur ve yerindedir. ama partiyi kapatmayalım...
-
Fidel Castro Küba Devlet Başkanlığına Geri Dönmeyeceğini Açıkladı
fidel castro gibi abd emperyalizmine karşı savaşmış ve büyük bir zafer kazanmış olan devrimcinin devlet başkanlığı görevini terk etmesi çok üzücü. onun gibi bir cesaret abidesini bir faha ne zaman görürüz bilemem. ancak görevi bırakması bir açıdan bırakıldığında tek kişilik yönetimin bitmesi ve biraz daha demokrasiye değer verilmesi açısından sevindirici. bir dikdatör değildi ama her tek adam yönetimi demokrasi açısından biraz kötüdür. onun küba üzerindeki görüşleri o ölene kadar ve hatta öldükten sonra etkili olacaktır. ancak tek adamla yönetilen bir ülkede, bu şekilde yönetirken ölmesi pek hoş olmazdı. iyi oldu ama seni özleyeceğiz fidel!!!
-
Fethullah Gülen "nurculuk" Dinini ilan Etti
özgürlük ve demokrasinin zirvede olduğu ülke diye nitelendirdiğin ülkedeki sandığın özgürlük hayalden başka bir şey değildir. tam tersi tam bir faşizm hakimdir. geçenlerde haberlerde bush karşıtı tişört giyen bir adamı uçağa bindirmediler. sadece bir tek haber değil tabi ki binlerce örneği var. siyahlara yapılan zulüm, katliamlar hala daha güncelliğini koruyor. siyahi siyasetçi martin luther king 'i katledenler bizzat devlet tarafından görevlendirilen katillerdi. ne kadar güzel bir özgürlük anlayışı değil mi ? eğer arayabilirsen bulursun o haberi ve dediğin şeyleri umarım bir daha gözden geçirirsin !!!
-
Kosovanın Tanınması 'KKTC' ye mi emsal olur 'Kürdistan'a mı
dünyadaki birçok ülke kosova nın bu haklı veya haksız bağımsızlığına kendi çıkarları ve kendi ülkelerini verecekleri kararın nasıl etkisi olacağı konusunu gözden geçirerek tanıdılar veya tanımadılar. örneğin yunanistan ve kıbrıs rum kesimi, böyle bir tanımanın kktc için de aynı şekilde olacağı için bunu reddettiler. ispanya ise barcelona kentinin durumunu göz önüne alarak kosovayı tanımadığını söyledi. biz ise yine iki arada bir derede olmak durumunda kaldık. hem kktc nin tanınması için tanımamız hem de sözde kürdistana emsal olabileceği açısından tanımamamız gerekiyordu. ancak sonunda fikrimce doğru olanı yaptık ve kosovayı tanıdığımızı açıkladık. ancak bu durumun kürdistanla emsal olabileceği bir gerçek. bu gerçekle ileride yüz yüze kalacağız ve belki de kosova olayından dolayı iki yüzlülükle suçlanacağız. çok tehlikeli gözüken bu durum için iyi siyaset yapmak gerekiyor. sadece sınır ötesi operasyonlarla değil, yapılacak yatırımlarla da oradaki halkın teröre desteğini yok etmemiz gerekiyor. yoksa 10-15 veya 20 yıl sonra güneydoğu topraklarımızın elimizden çıktığına dehşetle tanık olabiliriz
-
Önce Hepimiz Ermeniydik Simdi Hepimiz Hristiyan Olduk
mesele ermeni veya hristiyan olmakta değil. orada herhangi bir partinin olup olmaması da önemli değil. orada tkp, ip gibi partiler de olabilirdi. orada atılan sloganlar biz türk değiliz ermeniyiz anlamına gelmiyor. orada denmek isteniyor ki biz de onun düşüncelerindeniz bizi de öldür. ayrıca hrant dink davası da çok ayrı birşey. adamcağız resmen linç edildi toplum tarafından. onun söylediklerini lütfen okuyun, iyi tahlil edin ve ondan sonra bu adam hakkında yorum yapın. hrant dink ermeni diasporası taraffından aforoz edilmiş bir kimse. ermeni soykırımı hakkındaki düşüncelerinden dolayı. ayrıca bir makalesinde de "türkün pis kanı ermeninin temiz kanıyla temizlenecek" ifadesi de kendisinin görüşü değildir. o bu görüşte olanları eleştirmektedir. katılıdığı televizyon programlarında hep bunu dile getirmiştir. düşüncesi böyleyken neden bir anda çark etsin. asıl konuya dönecek olursak ermeni olmak ve hristiyan olmak bu kadar koymamalı. evet hepimiz türkiye cumhuriyeti devleti üzerinde yaşıyoruz ve hepimiz türküz. bu bir gerçek ama orada atılan sloganlar türk olmayı reddetmek anlamına gelmiyor. bunu iyi ayırmak gerekiyor.saygılar.
-
Saddam, Hitler’in oğlu!
valla doğru olabilir ama bunu saddamı öcü gibi gösterip abdnin ıraktaki katliamlarını haklı göstermek için de yapıyor olabilirler.
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
öncelikle şuna açıklık getirmek istiyorum çünkü birçok yerde yanlış anlaşılmış. ilhan selçuk inancı gereği başını örtenlerden değil bunu flamaya, bir parti sloganına getirenlere laf ediyor. zaten akpye yaranmak için örtünen çok kişi var. öünkü akp den torpil bulmanın baş şartı kendinizin veya eşinizin başının türbanlı olmasıdır ve bu bir gerçektir kimse aksini iddia edemez.
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
İlhan Selçuk/Cumhuriyet Kuranıkerim ve Türbancılar... Bugün cuma değil.. Pazar.. Ama olsun, ben Kuranıkerim'deki tesettüre, türbana, kadına ilişkin kutsal ayetleri sizinle paylaşmak istiyorum... İyi bir Müslümanın rehberi doğrudan Kuranıkerim'dir... Aymaz kişilere, çokbilmişlere, kendisinde bir hikmet görüp ulema geçinenlere boşverin... Müslümanlıkta papazlık yoktur... Kendi aklınıza güvenin... Allah'ın kitabı Kuranıkerim'i bilmeyen, Müslüman değil, Müslüman mukallidi olur... * Bugün Çankaya Köşkü'nde bir türbanlı hanım var... Başbakanlık Konutu da bir türbanlı hanımın elinin altındadır... Peki, türban devletin ve de hükümetin doruklarına tırmandı diye Türkiye eskisinden daha çok mu Müslüman oldu?.. * Bu soruya yanıt vermeden önce Kuranıkerim'in kadınlara ilişkin buyruklarından birkaçını anımsamak iyi olacaktır... Nur suresinden: "Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler kötü kadınlara yakışırlar..." Ey Müslümanlar!.. "Kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin!.." "İffetli olmak isteyen cariyelerinizi, dünya hayatının geçici menfaatını elde etmek için, fuhşa zorlamayın..." Ahzap suresinden: "Kadınların; babaları, oğulları, erkek kardeşleri, (...) hizmetçi kadınları ve cariyeleri hakkında bir sorumluluğu yoktur..." Nisa suresi: "Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin mallarından sarf etmelerinden dolayı, erkekler kadınlar üzerine hâkimdirler (egemendirler)." "Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün..." * Görüldüğü gibi Kuranıkerim'de kadın-erkek eşitliği olmadığı gibi, cariye ve köle düzeni vardır... Demek ki İslamın anayasasında çağımızın insan haklarını benimsemek yolu kapalıdır... Önce bu gerçekler herkes tarafından biline!.. * Şimdi gelelim bizim türbancı Müslümanlara; Kuranıkerim'in kadınlar hakkındaki tüm yasalarına sırt çevirip türbancılığı politikada meslek edinenlere... Nur suresinde bu konuda şu kural konuyor: "Ey Muhammet , Mümin kadınlara söyle... Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar..." Kuranıkerim'de türban ya da sıkmabaş yoktur; boyun sarıp sarmalanmayacak, başörtüsü göreneksel usul üzerine yakaların üzerine salınacaktır... * Atatürk devrimi Anadolu Türklüğüne ve Müslümanlığına çağdaşlığın, uygarlığın, insanlığın yolunu açmıştır... Türbanı bir flamaya dönüştürüp siyaset sahteciliğinin en büyüğünü yaparak Müslümanlık taslayanlar ikiyüzlü yalancılardır... Bunlar Müslüman değil, kutsal Müslümanlığı kullananlardır... **********; çünkü Anadolu insanına en büyük kötülüğü yapıyorlar...
-
işte rezalet bu
"Bacağınızı pergel gibi açmayın, erkeklerin cinsel dürtüsünü uyarıyorsunuz" diyen kadın müdire Tütüncü sözlerini savundu.. OLAY OKULDAN KARELER Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde "Bacaklarınızı pergel gibi açmayın, erkeklerin cinsel dürtülerini uyarıyorsunuz" sözleriyle ilçeyi karıştıran kadın lise müdür vekili Hikmet Tütüncü, toplantı talebinin öğrenci velileri ile bazı kadın ve erkek öğretmenlerden geldiğini söyledi. Sabah gazetesinin haberine göre, bir velinin "Kızımı köprü altında bazı erkeklerle yakaladım. Ne olur bir konuşsanız. Kızım elden çıktı" dediğini anlatan Burhaniye Kaymakamı Bekir Şahin Tütüncü'nün eşi Hikmet Tütüncü, şunları söyledi: "Bazı öğrenciler tepki verdi, damarıma basan şeyler söylediler. 'Burayı İran'a, Malezya'ya mı çevirmek istiyorsunuz' dediler. 'Pergel gibi bacaklarınızı açıp oturmayın' dedim. Teşbihte hata olmaz. Bunun sapıklıkla ne ilgisi var. Ben modern, Atatürkçü bir öğretmenim, asker kızıyım. Namuslu, iffetli çocuklar yetiştirilmesini istemem suç mu?" İsmini vermek istemeyen kadın öğretmen ise toplantıyı şöyle anlattı: "7 kadın öğretmen ve yaklaşık 150 kız öğrenci katıldı. Ben tepkimi göstererek toplantıyı terk ettim. Öğrenciler de 'Niye böyle konuşma yaptınız' diye tepki göstermişler." VELİLERDEN SUÇ DUYURUSU Kızları lisenin ikinci ve üçüncü sınıfında okuyan veliler Nejdet Küçükçetin ve Kemalettin Şanlı ise, "Şoka uğradık. Veliler olarak pazartesi günü (bugün) yüz yüze görüşüp salı günü savcılığa suç duyurusunda bulunacağız" dediler. Burhaniye İlçe Milli Eğitim Müdürü Yakup Şağban, pazartesi günü araştırmalara başlayıp, gerekeni yapacaklarını söyledi. işte tehlike burda. daha önce bu kafadakiler bu ********* düşüncelerini söylemeye cesaret edemezken şimdi bu iktidardan cesaret alarak herşeyi söyleyebiliyorlar. yakında etek giymeyi de yasaklarlar sonra istedikleri her şeyi yaparlar. unutmayın iran hep şeriatla yönetilen bir ülke değildi ancak yavaş tavaş bu gibi gelişmeler onlarda da hümeyni zamanında yaşandı ve sonunda böyle bir ülke haline geldi. inanmayanlar veya inanmak istemeyenler her iki ülkedeki gelişmeleri takip edebilir benzerlikleri görebilir.
-
DTP'yi kapatma davasına 141 gerekçe
parti kapanırsa ne olacak yenisini açacaklar. sonra.. yeniden kapanacak yeniden açılacak yeniden kapanacak .... bu böyle bir kusur döngü halinde devam edecek. bence kapatmak çözüm değil hem de hiç değil dtp liler pkklıları temsil etmek mi istiyorlar etsinler hodri meydan güçleri yeterse. zaten mecliste yapabildikleri birşey yok bunun hakkında. sonra ağlamalarını dinleriz hep demokratik hakkımızı elimizden aldınız diye. tamam onları seçen halk da ülkenin bölünmesini mi istiyor onlar da bölmeye çalışsınlar. hem halkı da temsil etmiş olurlar. bölünmesini istemiyorum tsabi ki yanlış anlamayın ama dtpnin gücü buna yetmez. biz ilk önce teröre destek veren sözde " müttefiklerimizden" hesap soralım, bunu durduralım ondan sonra bu tip şeylerle uğraşalım derim ben. saygılarımla.
-
Erdal İnönü'yü kaybettik
hala daha insanları karalamaya çalışıyorlar. kendilerinin başında tayyip erdoğan gibi biri olmasına rağmen. bir kere o zamanki düşünce kürt kökenli vatandaşlarımızın da yönetimde bulunması idi. bu o amaçla yapıldı. ama teröristleri meclise sokmak değildi amaç. zaten bu tip hareketler yapmaya başlayınca (kürtçe yemin etmek vs. ) ipler tamamen koptu. erdal inönü sosyal demokrasinin gereği olarak her kesimin temsil edilmesi gerektiğini düşünmüştür. şimdi sakın kurtuluş savaşı kahramanlarından biri olan ismet inönünün oğlu erdal inönünün teröre destek verdiğini söylemeyin, komik olur. kendisi son derece iyi bir insandı. onun kadar demokrasiye ve eşitliğe bağlı bir lider daha geleceğini sanmıyorum. hoş gelse de bizim halkımız demokrasiden nasibini almamış *************** sözde demokrat olarak başa geçiriyor ya neyse...
-
Son dakika 8 askerimiz selbes bırakıldı
nedense tam da bushla erdoğan ın görüşecekleri sırada oluyor bu. ne kadr büyük tesadüf değil mi. yoksa tesadüf değil de bilinçli olarak tam bu anda yapılan birşey mi (tabi ki öyle) bizi yumuşatacaklarını düşünüyorlar tabi ki. Zaten bizim başbakanımız bu konuda çok fazla yumuşak, herşeyden memnun davranıyor. içeride kaplan kesilen, astığı astık kestiği kestik olan, eleştiri kaldıramayan, kıyameti koparan başbakan dışarıda süt dökmüş kediye dönüyor. dememm o ki bu askerlerin serbest bırakılması da abd nin bir oyunudur. tam görüşmeden önce böyle bir şeyin olması ancak böyle açıklanır. bizimkiler de pkk ya bizzat silahı veren abd ye hala daha posta koymaz hatta ona yaranmak için hala daha yanıp tutuşurlar. maalesef öyle
-
DTP den şok bildirge
arkadaşlar konu ile ilgili değil ama son zamanlarda size fark ettiğim birşeyi söylemek istiyorum. akp ile dtp hemen her konuda görüş birliği içindeler ve bu da benim aklıma ister istemez şunu getiriyor *******
-
İstanbul'a duadan sonra yağmur yağdı!Bu olaya ne diyecesiniz
biz inanmıkyor değiliz ve dua olayıyla da dalga geçiyor değiliz.. ama bu kadar da bağnaz olmamak lazım.. suyu israf edecek ve sonunda onu tüketecek herşeyi yapıp da sonra çareyi Allah'tan aramak kadar komik birşey olamaz.. dua edilmesine karşı değiliz ancak ortada bilimsel bir gerçek var.. eğer siz belirli önlemleri almazsanız ne kadar yağmur yağarsa yağsın susuzluğa muhtaç olursunuz.. o yüzden ben diyorum ki Allah'a yağmur yağdırması için dua etmekten önce elimizi Rabbimize açıp şunu demeliyiz : Ey güzel Allah'ım.. Ne olur bizi yöneten şu avanaklara, kendi ceplerini doldurmak yerine suyumuzu tasarruf etmeleri için ve bilinçli önlemler almaları için akıl ihsan eyle Yarabbim.. Amin !! " sonuçta siz Allah'ın bize verdiği nimetleri bencilce tükettikten sonra ona dua etmeniz ********** başk bir şey değildir.. Tanrı bize suyu veriyor ama biz hiç umursamadan, suyumuz varken israf ediyor ve bizden kaynaklanan nedenlerle su kalmayınca duayı akıl ediyorsak Tanrı bize değil su, hiçbir nimetini vermez... bu yüzden önce bilinçlenmek lazım...
-
CHP
arkadaşlar bu tartışma biraz fazla uzamadı mı ? bu tartışmanın bir yere vardığı yok.. tabi ki hiçbir konuyu tartışmaktan kaçmayacağımız gibi bu konudan da kaçmamalıyız. ancak bu konuda şöyle bir soru sormak lazım : Bu ülkeyi yöneten siyasi partilerin hangisinde demokrasi var ? demokrasi bahanesiyle başa gelenlerin, darbe korkusu yaşatıp insanlara yalancı demokrasi vaatleri verenlerin demokrasiyi özümsediklerini söyleyebilir miyiz ? bakın, chp nin demokrasi konusunda yeterince iyi olmacığını söyleyenlere şunu sormak istiyorum: acaba iktidar partisi akp de ne kadar demokrasi var ? parti içindekiler ne kadar kendilerini ve fikirlerini parti yöneticilerine kabul ettirebiliyorlar ? bakın bu partinin genel başkanı ülke açısından her türlü konuyaa tek başına karar veriyor.. cumhurbaşkanın kim olacağı konusu, meclis başkanlığı konusu, yok bilmem ne konusu falan... bu tek adam yönetimi değil mi ? dikdatörce bir yönetim değil mi ? demokrasi açısından son derece yanlış ve demokrasiyi katleden bir yaklaşım değil mi ? peki bu partiyi tutanlar, kendi partilerinin genel başkanları bunu yaparken bir başka partinin demokrasi açısından ne derecede olduğu konusunda nasıl yorum yapabilirler ? bunları iyice düşünüp cevap vermej en doğrusu...
-
İstanbul'a duadan sonra yağmur yağdı!Bu olaya ne diyecesiniz
onlar da kendi dinlerinde, kendi tanrılarına dua ediyorlardır canım bunda anlamayacak ne var !? bu suyu israf edip de tekrardan yağmur için tanrıya yakaran toplum sadece bizimki değildir yani !!! (yoksa öyle mi ??)
-
İstanbul'a duadan sonra yağmur yağdı!Bu olaya ne diyecesiniz
tabiki u dünyayı bu evreni yaratan bir tanrı var. ve onun etkisiyle bu dünyada ihtiyacımız olan şeylere kavuşuyoruz. su da bunlardan biri tabi ki. ancak acaba biz bunları talep ederken ve o bize verirken (bolca ) biz hiç onun verdiği bu nimeti doğu dürüst kullanmayı öğrenebildik mi ? tam tersine dünya üzerindeki her türlü kaynak gibi onu da sonuna kadar kullandık.. ta ki ona muhtaç olduğumuzu anlayana kadar. bu andan sonra biz hemen hepimiz çevreci kesildik.. aman suları tasarruflu kullanalım dedik.. ne kadar mantıklı bir toplumuz değil mi !!! yağmur duasına çıkanlara bir şey demiyorum.. sonuçta yine tanrıdan talep edilen bir şey... o bize bunu yine armağan edebilir de etmeyebilir de... ancak suyu israf edip de yağmur duasına çıkanlar sahtekarlık yapmıyorlar mı ?? bu aynen şuna benziyor... din ve türban istismarı yapıp da bu konuyu hiç gündemine ile almayanlara... düşününce hemen hemen aynı gibi gözüküyor.. hatta bariz bir şekilde... yine yağmur duasına çıkanlar (tabi ki bazıları ) suyumuz bollaşınca yeniden onu israf etmeye kalkacaklardır... bu da sahtekarlıktan başka birşey olmayacaktır... bu bir de şuna benziyor... su için dua edenler gibi, dünyada bir sürü, tanrının emri olduğu için değil de cennete gitmek için ibadet eden ikiyüzlü yaratıklara !!!!
-
Atatürk'ün Bursa Nutku
"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır.Yine düşünecek; “Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.” Diyecek. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir." İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği! bakın Atatürk ne diyor. Elle taşla, silahla sopayla, elinde ne varsa onunla kendi yapıtını ortaya koyacaktır diyor. akp li olmayanları darbecilikle suçluyorlar. eğer cumhuriyet devrimlerinin ve kazanımlarının herhangi bir tanesine en küçük bir saldırı olduğu zaman şahsen ben taşımı, sopamı, silahımı alır bu saldırıyı engellemek ve cumhuriyet değerlerini savunmak için elimden gelen herşeyi yaparım. ve birçok kişinin de benim gibi yapacağına inanıyorum. eğer siz demokrasiyi bahane ederek cumhuriyet değerlerini yok etmeye çalışırsanız karşınızda laik cumhuriyet terbiyesiyle yetişmiş ve " militan Atatürkçü " olan ve bundan gurur duyan Türk gençlerini karşınızda bulursunuz !!!
-
nickinizin anlami
vallahi adım soyadım işte başka bişey değil. ama adımın anlamını söylemem gerekiyorsa hakan; sultan, padişah, hükümdar falan demekmiş. aytaç ın ise ne olduğunu bilmiyorum taç şekline benzeyen ay mı demek ne demekse işte
-
Yabancı dilimiz Türkçe
ne açıdan ***** dostum olacağına akıllı düşmanım olsun diyorsun ve kime diyorsun ?
-
Devlet Bahçeli Nereye Koşuyor.!
vallahi yapar. ben ondan böyle birşey beklerim. çünkü kendisi akp ye demediğini bırakmadı ama hemen çark etti. mhp dediğimiz parti her zaman çıkarı neyse onu yapan partidir ve belki bundan büyük bir çıkarları olursa kürdistan eyaletinin de kurulmasına destek verirler. neden olmasın ? olmaz demeyin, olmaz olmaz !!!
-
Zana'yı Köşk'e Çıkartın
2006'da ABD Senatosu'na adaylığını koyan, Irak ve Kürtler üzerine kitapları olan ABD'li Kürt yazar Steve Tafaii, bir köşe yazısında Başbakan Tayyip Erdoğan'a "Leyla Zana'yı Cumhurbaşkanı yapın, AB kapıları açılsın" önerisinde bulundu. Tafaii, ekurd.net sitesindeki yazısında Erdoğan'a Zana önerisini dikkate almaları çağrısı yaptı. "Türkiye'nin Avrupa yolculuğuna fazla gayret sarfetmeden barış içinde başlayabileceğine" değinen Steve Tafaii, "Önerim kabul edilirse, Leyla Zana da tarihte Türkiye'nin ilk Kadın Cumhurbaşakanı olma teklifini kabul eder" dedi. wallahi ben bu habere yazacak yorum bulamıyorum. abd li bir yazar neden erdoğana böyle bir teklif götürsün ? demek ki erdoğanın böyle bir eğilimi var !! yoksa başka bir lider olsa böyle bir öneri getirebilir mi ? tabi ki adam gördü öcalana af çıkarmaya çalıştıklarını.. bunu yapan adamlar pkk nın en büyük temsilcilerinden olan birini cumhurbaşkanı olarak da gösterebilirler dedi kendi kendine peki yparlar mı böyle birşeyi ? vallahi ben böyle birşey olursa hiç şaşırmam onu söyleyeyim.
-
Ben Halk Düşmanıyım !
Tuncay ÖZKAN daha önce 15 yazı yazmıştır. Okumak için Tıklayın ELMALAR, ARMUTLAR Ben bir halk düşmanıyım 23 TEMMUZ 2007 Tuncay Özkan'ı Takdimimdir Gelincikleri çağırıyorum Ben gönlümü üç güzele düşürdüm Tuncay Özkan'dan Başbakana Açık Mektup Tuncay Özkan'ın Milli Gazete Yazarı Mehmet Şevket Eygi'ye Cevabı Çoğalmak çok olmak için Erken Seçim Bahara: Haydi İnin Meydanlara Bu böyle gitmez, gidemez... Mustafa Kemal'i Sevmek Yeni bir medya anlayışı, yeni bir medya Yarın artık bugündür Kusmak istiyorum... Tuncay ÖZKAN :: Ben bir halk düşmanıyım Zamanımız, bilgi kirliliğinin insanlık onurunu ve gerçeği karartmadaki maharetine dudak ısırtacak kadar pirim verdiği bir dönemi gösteriyor. Medyası özgür olmayan toplumlar asla karar mekanizmalarını demokratikleştiremiyorlar. Despotizm medya kanalıyla her yerde var olabiliyor. Demokrasiler eriyor. Ne söylerseniz söyleyin, ne kadar anlattığınızı varsayarsanız sayın, nereye kadar ulaştığınız ve ulaştığınız yerde fikirlerinizin ne kadar kaldığıyla ilgili bir süreci yaşıyoruz. Sizin önünüzde, sonranızda kirleticiler, karartıcılar hemen yerlerini alıyorlar. Para; namus , onur, şeref gibi kavramların içini boşaltmada, bunları karartmada kullanılan etkin bir araç oldu. Kendi kasabasının zenginliğinin kaynağı olan hamamları incelemekten dolayı suçlanan Dr. Thomas Stockmann'ın yaptıkları geliyor aklıma. Doktor suyun kirletildiğini ortaya çıkarır. Çocuklar bu yüzden ölmektedir.Rüşvet, baskı, korkutma sonucunda susmayı reddedince, kasabanın güç odakları tarafından halkın düşmanı ilan edilir. Henrik Ibsen 'in yazdığı oyun, 1882'de "En Folkefiende" adıyla basılmış ve ilk kez 1883'te oynanmış: Bir Halk Düşmanı. Peki ama yaşamın karşımıza çıkardığı o büyük yol ayrımında nereyi tercih edeceğiz? Gerçekleri mi yoksa bireysel çıkarlarımızı ve buna bağlı kabul görmemizi mi? Ben kısa zamanda çok büyük zararlara yol açsa da Türkiye'nin "gerçekleri" değil, bireysel çıkarlar ve çokluğun kabulünden yana oy kullandığını görüyorum seçimlerde. Partiler halka gerçekleri anlatamadılar. Anlatmakta kendi iç sorunlarının yanı sıra globalizasyonun karşılarına çıkardığı sorunlar da büyük rol oynadı. AKP ezici bir çoğunlukla iktidarı elinde tuttu. Türkiye için hayırlı olmasını dilerim. Ama olmayacağını da görüyorum. Çünkü sorunlar kör dövüşüne çevrilen seçim dönemi propagandalarının çok daha üstünde. Seçimden önce hangi doğrulara inanıyorsam şimdi onlara daha çok inanıyorum. Doğrularım ve yanlışlarım seçim sonucuna göre değişmedi. Şimdi ben, artık bir "HALK DÜŞMANIYIM"… Bana göre AKP sorunları katlayacak, Türkiye çok şey kaybedecek. Bunun için Türkiye'de toplumsal barış ve uzlaşma konusunda her kes elinden geleni yapmak zorunda. Toplumun kutuplar arasında gerilimini yok etmek ve Türkiye'nin çıkarlarını savunacak yeni bir siyaset belirlemek gerekiyor. Burada artık iki kişiden birinin oyunu alan AKP ile değil alamayan CHP ile ilgilenmekte ve yeniden yapılandırmakta fayda vardır. Türkiye'nin savunulması her alanda yeniden inşa edilmek zorundadır. Çoğunluklar çoğunlukla atlar gibi davranır. Uzakta çok uzakta var olan karaltıları görür, ama ayaklarının içine gireceği çukurları fark edemezler. Bugün Türkiye'de yapılması gereken Türkiye'nin savunulmasıdır. Bunun için AKP'liye de , CHP'liye de MHP'liye de DP'liye de, ÖDP 'liye de ihtiyaç var. Yeni bir Türkiye için çalışacağını vaat edenlerin yorulmaya hakları yoktur. Halkla kavgaya hakları yoktur. Anlatmak ve yeniden inşa olmak zorundayız. Her şey yeniden başlıyor. 23 temmuz'u konu alan yazımın girişinde şöyle demiştim: "Umut… Korku… Risk… Belirsizlik… Endişe… Değişim… Seçime giden Türkiye'de herkes bu duyguların karmaşası içinde . Hepimiz kimden kurtulmamız gerektiğini biliyoruz, ama kurtulmak için adım attığımızda bize zarar verecekler diye korkuyoruz. Oysa bize en büyük zararı sadece korkumuz veriyor. Herkes AKP'den kurtulmak gerektiğini söylüyor, ama yaa? Ama yaaa, demek ABD ve AB'nin Türkiye'deki işbirlikçi medyayı kullanarak halkın üzerinde yürüttüğü psikolojik savaşın etkileri demek. " Sonuç ortada. Türkiye'de her iki kişiden birinin oyunu almayı başaran AKP artık sorun değildir. Sorun Türkiye'nin yeni bir alternatif üretebilmesi sorunudur. Bunun için CHP de özeleştiri yapılmalı ve sonuçları halkla paylaşılmalıdır. Bunun kavgasız gürültüsüz yapılması çok önemli. CHP Türkiye için önemlidir. Bunu yönetenlerin ve yönetmeye talip olacakların göz ardı etmemesi şarttır.
-
CHP'YE OY VERENLER NİYE VERMİŞTİR
biz chp ye oy verdik çünkü türkienin laik cumhuriyetini başka koruyan bir tane bile parti yoktur. ne akp ne mhp ne dp ne bilmem ne partisi. biz chp ye oy vermemek için baykalı bahane edenlerden değiliz. baykal tamam chp için iyi bir genel başkan olmamıştır ama siz chp içindeki meselelere bakarak mı baykalı eleştiriyorsunuz. baykal için muhalefet yapamıyor diyenler, baykal konuşunca onu korku tacirliği yapmakla şuçaldılar, darbeci dediler. be kardeşim siz değil miydiniz baykala muhalefet yapamıyor diye. şimdi de şikayet ediyorsunuz. sizin amacınız baykalı doğru şey yapmaya yönelendirmek değil asıl sizin amacınız bir şeyleri yok etmek bir şeyleri zayıflatmak. neyse madem öyle siz oy vermeyin baykalı bahane ederek !!!
-
Devlet Bahçeli Nereye Koşuyor.!
mhp dediğimiz parti zaten türk-islam sentezi olan bir devlet istemektedir. sonuna kadar ırkçı sonuna kadar anti laik bir devlet istediklerini anlatır bu tanımlama. ee hani türkiyenin laikliği ? onların da laiklik gibi bir problemleri yok ki. onlar dünden razı islam devletine aksini iddia edenin aklından şüphe ederim vallahi. biz mhp nin vatana sahip çıkması açısından destklenmesini istedik. yoksa islam devleti gibi bir hedefleri olduğunu unutmuş değiliz. akp ile islam devleti konusunda her türlü şeyi yapacaktır mhp. hani tayyip erdoğan demişti ya chp ve mhp konusunda : " al birini vur ötekine " diye. islam konusunda da ben akp ve mhp için şunu diyorum : " al birini vur ötekine "