ftoyd

Yurtdışında yaşayan nice Türk var.Örneğin bi Almanya da çalışan nice Türk var.Hatta Kürt var.Kimse buralarda onların diline saldırmıyor. Türkler ,rahat rahat Türkçe konuşup anlaşıyor. Kürtte öyle.Tıpkı çevremdeki Kürt arkadaşlarımın Kürtçeyi rahat rahat konuştuğunda,baskı görmediği ya da tutuklanmadığı gibi. Ama soruyorum size, sırf atıyorum Almanya da Türkler inanılmaz derecede türedi diye(çünkü nedense her ırkın üreyişi aynı olmuyor) ve yeni nesil oralarda doğup büyüdü diye,Almanya yı bölüp bir bölgeyi Türkistan mı yapmak gerekiyor?Bana bunun cevabını açık ve net verir misiniz? Dağdan gelmek bağdakini kovmak olmuyor mu bu? Bunun adı da özgürlük hak .. Niye?Adamlar ülkelerinin kapılarını açtı,iş imkanı sağladı,maaş verdi diye. Ha pardon ,bizim ülkede doğuda yok bu imkanlar öyle mi? Memleketimin her yanında Türkler lüks içinde,tıpkı dizilerdeki muhteşem hayatlarda saltanat sürüyorda bi doğudaki Kürtler imkanlardan yoksun değil mi?Ya biz Ankara nın göbeğinde, bütün eğitim ve sertifikalarımıza rağmen, branşımızla alakası olmayan alanlarda ekmek parası derdine kimlerin altında çalışıyoruz.Ama yok, bi Kürtler zor durumda. Bunların hepsi ama hepsi kandırmaca. Bence(arkadaşım olan ve bayrağıma sahip çıkan nice Kürdü tenzih ederim), pkk yanlısı kürtlerin tek sorunu,Türk anayasalarını, laiklik demokrasi olgularını sindirememiş olmalarıdır. Onlar sadece kendi aşiret sistemlerinden,törelerinden anlarlar.Bu ülkenin anayasası onların asıl sorunu.Şu an hızla türemeleri sağlanan o meşhur haritaları da ,sadece illuminati nin rahatça yönetmek istediği böl parçala küçült köleleştir yönet modelinin bir yansıması. Türkiyede eyaletlere bölünsün,bir yerde kürtler, bir yerde şeriat isteyenler, bir yanda laikler, bir yerde ermenisi bir yerde lazı falan filan. Böl ,parçala ,küçült ve yönet. Ne diyorlar sürekli her yerde "new world order" "yeni dünya düzeni".Tv de dikkat edin bakalım ne sıklıkta geçmeye başladı bu cümleler. Neyse, şu bölmeler parçalamalar bi yana,ha Türklük ha Kürtlük ha Alman ha İngiliz ha Ermeni. Hepsi insanoğlunun çıkar için, hırs için ürettiği kavramlar. Ben ,farklı ırklardan yeni doğan bebekleri yanyana koyduğumuzda, bi sorun göreceğimi zannetmiyorum anlaşmalarına dair. Hepsi beyinlerimizin bölücü üretimleri. Irk bahane.Kardeş kardeşi bile yok etmiyor mu çıkar zincirinde. Hadi varsın maksat sırf vatan topraksa, hepimiz Kürt'üz deyip adımızı Kürdiye koyup aynı sınırları koruyalım ya da Türkçeyi çok çok iyi anadili gibi kullanabilen Kürtler,varsın hepimiz Türküz deyip buyursunlar Türkiye nin vatandaşı olarak Türkiyenin sahipleri olsunlar. Dedim ya, maksat bölünmek olunca ırk kadar komik bir ayrımı insanoğlu ne güzel kullanıyor. Hadi hepsinden vazgeçelim, bu ülkenin adı İnsaniye olsun ,hıh, merak ediyorum bölmek için neler üretirler?yok yok merak etmiyorum, sağ-sol-alevi-sünni-müslüman-hristiyan-bayan-erkek ..... konu mu yok bölünmeye. Kısacası bölücülük "in", insan olmak "out".

Dinler değil tek dinin kaynağından bahsedilirken,bu konu tam benlik deyip bi kaç gündür yazacaklarımı düşünürken,konunun sonuna doğru bir yerde takıldım.Aştığım an bikaç sözüm olacak inşallah..

http://www.youtube.com/watch?v=iB8kI96vZlc

Muhammet2272, bir sene önce tartışılan bir konuyu yeniden gündeme getirmen güzel olmuş. "Bu dine bişey eklemeye kalkmayın,Allah izin vermeyecek" demişsiniz ama malesef kasdettiğiniz sünnet hadisler ile neredeyse Kuran unutturulacak hale geldi.Başörtüsü konusu Kuran'da değil ama İncil'de açık ve net olarak belirtilmiştir.Yinede okuduğum kadarıyla, ibadet esnasında gerekli gördüğüm,özellikle ve özellikle hayatını dine adamış insanlara uygun gördüğüm bir kavram artık başörtüsü.Bu anlamı ile de malesef ülkemizdeki başörtüsü takan bayanlarımızın çoğuna yakıştırmadığım ve yanlış bulduğum bir olgu(kendim dahil).Nice Kuran okumamış(anladığı dilde) ama başı kapalı kadın görmek ,durumun tezatlığını yeterince ortaya koyuyor bence. Ve Kuran dan sonra önce sünnet sonra hadis sıralamanızda tabi bana aykırı geldi.Çünkü Kuran imanım gereği ,Kitaplarımızın hiçbirini ayırt etmem.Kuran da bulamadıysam aradığım bir sorunun cevabını,ben bakarım İncil e olmadı Tevrat'a.İllaki bulurum sorularıma cevap. Konu başlığınada gelince,zaten başa ne geliyorsa şu çevirilerden geliyor nasılsa.Dikkat ediyorum ,bazı arkadaşların takıldığı hemen her ayette çeviri hataları var ,cehennem kavramını saymazsak.Kadın dövmek, huri anlatımları, memeli gılmanlar,leheb,örtünme...uzayıp gidiyor

Anneannem 90 ı aştı ve hayatı boyunca oruç kaçırdığını hiç bilmem. Hasta iken bile diretirdi oruç tutmayı,tıpkı dedem gibi.Ve siz hangi beyin hücresinden bahsederseniz bahsedin,son nefeslerine bir hafta kalıncaya kadar aklı yerinde olan bu insanların ,o yaşa gelinceye kadar ölen beyin hücreleri sıkıntı olmamış demek ki. Oruç tutmak eziyetli değildir inanmazsanız tutana sorun desemde her cevap farklı olacak şüphesiz.Ama kendi adıma söyleyebilirim ki, ne açlık hissi ne susama,tam bir keyif dönemi benim için.Yazın en sıcak en bunaltıcı anlarında bile bizler serindik hatta.Bu senede nice faydasını ,nice güzelliğini gördüm ama zararını görmedim trafik dışında Bu kadar hızlı artan araba sayımızla ve hiç bir elle tutulur yanı(düzeni) olmayan yol anlayışımızla sorun dinin mi insan vasıflarımızı değerlendirememek mi ,orasına siz karar verin.

Orucun şuuru üzerine söyleminiz dikkatimi çekti.İnsanların taklidi imanına nasıl hüküm verdiniz biraz açar mısınız?

Geçenlerde,televizyonda bir yaratıktan bahsediyorlardı.Yüzü de insan yüzünü andırıyordu. Bende bu yaratığa yorabilirim. Bilgisayardan daha yakın geldi. Bence gerek yok nasıl olduğunu düşünmeye. Öyle ya da böyle, çıktığı zaman onun ne olduğunu bileceğiz en azından. Şüphesiz çok kişi ölecek,hem de çooook..

Nahl Sûresinin 124 . Ayetinde Cumartesi gününe saygı, ancak onda görüş ayrılığına düşenlere farz kılındı. Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düşmekte oldukları şeyler konusunda kıyamet günü aralarında hüküm verecektir. Gusül ile alakası yok ama Rabbimiz ,görüş ayrılığına düşülen bazı konuları üzerimize farz kılabilmektedir. Yani benim anladığım, ortada tereddütlü,açık olmayan bir anlam varsa,bu konuda görüş ayrılıkları varsa,dini anlamda ibadetsel yönü uygulamak üzerimize farz kılınabilir.Kısacası,bilmediğimiz bu konuda,abdest almamaktansa abdest almak üzerimize farz kılınabilir.Şüphesiz yine doğrusunu yalnızca Allah bilir.

Maide 6 gereği , cinsel ilişki esas alınmasına karşın(yani işin farz kısmı tam bir cinsel ilişki),, diğer mevzu yani sevişme konusunda buna farzdır ya da farz değildir diyerek bilmediğimiz konuda yanılgıya düşmek, dinimize aykırıdır. Bazen bilmediğimiz konuyu bilmediğimizi itiraf etmek,aslında dinimizin farzıdır. Ben şahsım adına , cinsel deneyimlerdeki kasılma , tahrik olma ve sağlıklı bireyler isek doğal olan sıvı salgısı sebebiyetiyle,hiç koşulsuz en ufak tereddüt etmeden abdest almayı uygun görürüm. Çünkü cinsel ilişki durumu, sadece bir birleşme değil, birleşmeden dahi ,sadece beyinsel olsa dahi(çok rahat bir bakirede yaşayabilir), vücutta ki elektiriğin bir bölgede toplanıp,o bölgeden çıkışını sağlayarak rahatlamadır.Bu konuda kaynak olarak Wilhelm Reich in "Bedensel Boşalmanın İşlevi" kitabını tavsiye ederim. Bu tarz bir tereddütü olan bir müslümanın, terddüt içinde kalması durumu bile olayı farz haline getirebilir. Bu konuda da cumartesi yasağı ile ilgili ayetin okunmasını tavsiye ederim.

Müzzemmil Sûresinin 20 . Ayetinde (Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde, Kur’an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Üç vakit diyen arkadaşlar biraz bilgi verirse sevinirim. Sabah namazı, orta namaz ve güneş batarken yani akşam namazı Kuranda yüzde yüz geçerken(etti bunlar 3),bir de yatsıyı ibadetle geçirmek kavramının farzlığı bu sayıyı 4 e çıkartmış olmuyor mu? İkindi için yorum yapamıyorum ama hissettiğim Allahımın, yatsı namazını kılıp kılmamama bağlı olarak hayatıma müdahale ettiğini çok iyi biliyorum.Arapçasını araştırmamama bağlı olarak, namaz,salat şu bu,,,hangi ayetlerde hangi kelimeye dayanarak sadece 3 vakit olduğunu bilgi anlamında yzarasanız çok sevinirim. Eşcinsellikle ilgili tartışmalara gelince, Kitaplarımızda biyolojik olarak ,hormonel olarak yapısı farklı kişilerden değil, sağlam bir erkek olmalarına ve normalde bayanla birlikte olmaları gerekirken, farklı sebeple,illa ve illa erkekle birlikte olmak isteyen erkekler azaba uğratılmıştır. Onlar sağlıklı erkeklerdir ama daha farklı bi sebeple olsa gerek(bazen bayanlardanda talep ettikleri sebebiyetle) erkek istemektedirler. Sardunyam ın sorusuna gelince, elbette Kutsal Kitaplar korunmuştur. Elbette Allah tek bir din indirmiştir ve Kitapları bunun parçalarıdır. İnsanlar farklı sebeplerle bölünmektedir.Bunun en güzel kanıtı,aynı Kitap ehlinin bile mezheplerle bölünmesidir.Oysa hepimizin Tanrısı olan, bizim her zaman birlik olmamızı ,bölünmememizi, iyilikte yarışmamızı tavsiye etmektedir. Kuran da tahrif gibi konulara gelince, bu sadece ,diğer Kitaplarımızda olduğu gibi ,çevirilerde sorun olarak karşımıza çıkmakta. Mesela, ne olduğunu bilmediğimiz Huriler üzerine destanlar yazılırsa, Muhammed in amcasının adı olmayan Ebu Leheb(ateş babası) kelimesi,amcası olarak tanıtılırsa, darb etmekten yola çıka çıka sadece dövmek anlamında kullandıkları kelimenin anlamı , uzaklaştırma,örtme, konuyu kapatma gibi anlamlara gelirse,, kısacası erkekler isteklerine göre cirit attırırsa dünyada her alanda,eh biz böyle daha çoook bölünürüz. İnanç dışı arkadaşlarımız, malesef Kuran ve diğer Kitaplarımıza,sadece cezalar boyutunda yaklaşırken,cehennem kavramına takılıp kalmışken, aslında din anlamında yasak olan şeylerin, bu hayatta yüzde yüz dikkat etmememiz gereken şeyler olduğunu, toplu yaşamanın gereği olduklarını hep atlamaktalar.Dinimiz aldatmamayı yani zina etmemeyi,evlilik bağını kutsamayı, hırsızlık yapmamayı, başkaları hakkında kötü düşünmemeyi,kötülüğü iyilikle savmayı,yardımlaşmada yarışmayı, hayırda yarışmayı, öfkeyi yenmeye çalışmayı, sabırlı olmayı,anne babaya iyi davranmak şartı kadar, anne babaya da evladında öfke uyandıracak harekette bulunmamaları tavsiyesini ve ve ve nice kavramı bünyesinde bulunduran yasadır .Bir yerde taşlama uygulamasından bahsedilmiş.Tevratta zine eden(aldatan) taşlanacak, İncil de günahı hiç olmayana(ki dinimizce mümkün görünmüyor) bu yetki verilirken, Kuranda sopa cezasının getirilmesi çelişki değildir. Her Kitap birbirini tamamlar. Mesela bir yerde şarabın haramlığı ve helalliği mevzusu da vardı. İncilde ,yemekle birlikte su yerine şarap tavsiyesi(mide için) varken ,Kuranda şeytan işi ...... denilmesi, Kuranda şarabı haram yapmaz aslında. Şarap, Allahı anmaktan alı koyduğu takdirde yasaktır,onu yasak eden ne amaçla içtiğinizdir yani.Allah, eksizsiz bir şekilde haramları bildirmiştir ve bunlar arasında içki sayılmamıştır.Ha domuz eti Tevratta haramdır ve Tevrata değişmemiştir diyerek sahip çıkan İncil ehlinin, bu haramı dikkate almaması, Allahın çelişkisi değil, Kitap ehlinin çelişkisidir. Kuran ehli ise,Kuran a dayanarak, neden köpek kedi gibi hayvanları yemediğini asla açıklayamaz. Oysa bunları yememesinin kökeni yine Tevrata dayanmaktadır ama sanırım çoğu bunu hiç düşünmez ve bilmez.Kısacası,hepimiz biriz,hepimiz kardeşiz.Dinimiz müdahale için güneşe tapanları,puta tapanları öne sürmüş ama asla Kitap Ehlini birbirine düşürmemiştir. Dinimizde bizi Yahudilere düşman tanıtmamış, Yahudilerin bize düşmanlık edeceğine dair uyarıda bulunmuştur. Sanırım günümüz bazı detayları haksız çıkarmamaktadır. İsrail için değil, dünyaya hükmeden İlluminati gerçeği için düşünebiliriz belki.

Sevgili Radya,yaşlılıkla birlikte gelen bu haller(babamda bir hasta), benim bile kafamı defalarca kurcalamıştır. Ama görünen o ki, yaşlılıkta ki bu hallerin başa gelişinde bile,öncesinden birikimler,eserler var.Belki bu konuda detaylı araştırmalar,farklı olarak dini taraftan da yürütülmeli.Ben , en azından namaz hareketlerinin ve özellikle secde hareketinin ,nelere sebebiyet verdiğine dair detaylı bir bilimsel araştırma olmasını isterdim. Konunun açılış ve gelişimine bakınca ise, malesef müslüman olmama karşın, müslüman arkadaşımı bu konuda destekleyemeyeceğim. Biz inanırlar,Kuran ın Allah tan olduğuna inandığımız için zaten bu kavramları da kabulleniyoruz ve iman ediyoruz.Zaten onların önüne dünyasal, bilimsel kanıt koysak, atıyorum çıkan ruhları görüntülesek, cinleri falan görüntülesek ya da Allah kendini gösterse,zaten hepsi imanlı olacak.Fakat ,onların imanlı olmamaları için gerekçeleri var sadece,bizler gibi imanlı olmak için gerekçeleri yok. Yani bizim metafiziksel hislerimiz ile onların bakış açısı zaten bambaşka. Bu yüzden bilimsel olarak önlerine koyamadığımız hiçbir konuda onlarda tartışmamakta zaten fayda var. Ha bizim güzel algıladığımız bir ayet onlara çok çok kötü geldiğinde , elimizden geldiğince kendi bakış açımızı anlatırız belki.Ama metafiziksel hiçbir olguda ,asla ve asla bağdaşamayız.Bir kuluna iman nasip eden sadece Allahtır. Allah dilediğini yoluna iletir.Biz sadece bu dünyada , bize zarar verilip verilmediği, etrafta bozgunculuk yapılıp yapılmadığı noktasında karşı karşıya gelebiliriz.Yoksa bi insan inançsız,ama kendi halinde sana sataşmıyor, zarar vermiyor,kutsalına sövmüyor karışmıyor. Bizde ona karışamayız. Bize düşen her zaman, selamın en güzelini vermek ve gülümsemek ve yardıma hazır bulunmak. Sadece bu. Müslüman alemi kendi hayatını Allahın dinine uygun yaşamaktan bu kadar uzakken, bu tarz konularla inanmayanlarla uğraşmak ,yine bana artık garip geliyor. Biz müslümanlar bi kendimizi düzeltelim ilk önce. Çünkü adına İslam ülkeleri denenlerin uygulamaları oldukça, ben dinim için çabalamaya korkar oldum.

o kadar aranızdayım ki, bu mesajı yeni gördüm Çok çok teşekkürler arkadaşlar..

Ne tuhaf.Ben de Kur'an okuyunca başımı kapatmıştım..Ama sonradan , bunun öyle olmadığını anladım.Çeviriler üzerine nice farklılıklar çıktı.En sonunda İncil de anlamına vardım.Bu seferde ibadet dışı günlük yaşamımda,iş hayatımda gerekli olmadığını düşündüm.Öyle ya, ben bu ülkede kendini dine adamış bir din görevlisi bayan değilim,rahibe gibi değilim yani.. Açık ya da kapalı,herşey kararında olsun,insanlarda şekilciliği malzeme edinmesin,hele hele siyasete hiç bulaştırmasın.Ama yok ..gidişat belli.Ya artık bayanlığından çıkmış ,sadece bir malzeme olan aşırı açık hatunlar, ya da saç teline bilmem kaç yıl yanacak olan ve kendi gibi olmayanı hepten yanacaklar listesine sokan kadınlar.

İslamda!!! Allah rızası için biri bu adama Kur'an okutsun,okusun.. yetmedi İncil, yetmedi Tevrat okutsun..Bulsunlar 9 u, bulsunlar sırf yatak muhabbetini. Yok yok, bulsunlar,Allahımdan bulsunlar.Allah ıslah etsin... Şerlerinden de Allahıma sığınırım.

işte bu yüzden, kadın olunmasını hazmedemeyen erkekler açısından bence bu ağır cümleleri kullanmış.Eleştirileri,kadını hiç eden bir düşünce sistemine karşı,yazdıklarında sadece bu tepki var. "GERİCİ, özgür kadını istemez. Çünkü özgür kadın onun sonudur." Bu söze yüzde yüz katılıyorum,bu yüzden zaten kadınlar gelişmesin diye elden gelen yapılıyor. Ve bu gidişle, gerici kadınlar zaten erkeklerden daha hızlı sonumuzu getirecek.Neye dayanarak mı konuşuyorum, mescitlerde camilerde edindiğim deneyimlerimle.Bir müslüman olarak ,çeşit çeşit bölük börçük çeşitlere ayrılmış müslümanlara bakarak. Sevgili Suheda,,Anadolu kadını dediklerin ki nedense anneannem aklıma geliyor en çok, erkeğine kök söktüren kadın onlar. Onlar asla silik olmadılar tarihler boyunca. Anadolu kadını, bir türk kadını olmak bambaşkaydı her zaman.Ama tarikat kadınları için aynı duruşa sahip olduklarını düşünmek,malesef fazla iyimserlik olur.

İsra 95 te, meleklerden peygamber olmayacağını nasıl çıkardınız açar mısınız? İnsanlara insandan resul gönderilmesi, meleklerden peygamber olmadığı anlamına mı gelir mutlaka? İsra 111 veli Ve kulilhamdü lillahilleziy lem yettehız veleden ve lem yekün lehu şeriykün fiylmülki ve lem yekün lehu veliyyün minezzülli ve kebbirhü tekbiyren Yunus 62 evliya Ela inne evliyaallahi la havfün aleyhim ve la hüm yahzenune ve kıvranma konusunda.. bal yaratır yaratmaz.. ağaçtır ,odundur ,tahtadır, varlıktır ,şu dur bu dur.. insanlar ,hala günümüzde bir bölgede güneşe tapıyor ve güneş önünde namaz kılıyor.. Yaratanların en güzeli olan Allah bırakılıyor ve insanlar güneşe ineğe tapıyor.. Ya niye kendisini bırakıp ona buna tapan insanlara,yaratanların en güzelini bırakıp ineğe mi tapıyorsun derse, ineği illa ilah saymış oluyorsunuz onu anlamadım.. Allah ,insanların ilahı olduğunu söylüyor, insanlar ilahım başkası diyor. Allah bir tek ilah var diyor, insanlar sürü sürü ilah ediniyor.. Bu durum, ortada sadece bir İlah olduğu gerçeğini değiştirmiyor biz inanırlar gözünde.Bunun nesine kıvrılıyım.. İnancım tek İlah inancı..O ayetten nasıl bal denilince ilah oluyor şimdi onu açın iyice.. Tarihte öğretilen antlaşmalar gibi.. Bi milletle bi karşılıklı antlaşma yaptığında ,o milleti var saymış olursun.. Bu hesap mı algı onu anlamadım. Ayette bal adı geçince Allah, bal in varlığını tanıyıp onu ilah mı ilan etti.. Siz ayetleri inanmamak için okuyorsunuz zaten, işte bu da benim sizden algıladığım ..

yaratanların en güzeli? siz hayatınızda, elinizdeki imkanlarla neler yarattınız? ben bişeyler yaratıyorum.. Malum resim şu bu.. Peki bunları nasıl yapıyorum?Beni yaratanın bende uygun gördüğü sistem ile.. Kuran söz konusu olduğunda her kelimeye dikkat lütfen.. Yaratanların ... birşeyler sürekli bişeyler yaratıyor.. Doğa bile bünyesinde bişeyler yaratıyor durmadan.Ama ,onların en üstünde, onlara o yetenekleri ya da gelişimi ya da yaratmayı ya da her ne derseniz onu sağlayan , üstün bir ve bir tek yaratıcı var

yaratanların en güzeli? siz hayatınızda, elinizdeki imkanlarla neler yarattınız? ben bişeyler yaratıyorum.. Malum resim şu bu.. Peki bunları nasıl yapıyorum?Beni yaratanın bende uygun gördüğü sistem ile..

Bu kadar Kuran-ı Kerim i detaylı incelediğinize göre, cehennemin 7 kapısından bahsedildiğini, 7 gurubun bulunduğunu da hatırlarsınız umarım. 43. Şüphesiz cehennem, onların hepsinin buluşacağı yerdir. 44. Onun yedi kapısı vardır ve her kapıya onlardan bir grup ayrılmıştır Mesela ateş çeşitleri var, haviye... hutame.. demek ki ,guruplar ve o guruplara ait farklı yiyecek ya da ateş çeşidinden bahsedilebilmekte.... Bir gurup dari den başka yemez, bir gurup zakkumdan başka yemez.. Olmaz mı, olabilir.. İkisi de... Haramlar ile,,, Tevrat ehli ve Kuran ehli arasındaki farklar gayet açık ve net defalarca tekrarlanmıştır.. Yinede ben Tevrat a da uymayı ve deve eti yememeyi tercih ederim.. Tıpkı domuz eti konusunda ayrımımız olmadığı gibi.. At eti yemememizi dayandırdığımız geçmiş nedenler kadar deveyide dayandıracağımız bir temel vardır elbet,Tevrat gibi..

Alevilerinde kendi içinde bir sürü çeşidi var.. Bir gurup şunu yapıyor diye genelleme yapmak yanlış olur. Onlardan camiye giden alevi tanıyorum ,namaz kılan da biliyorum,Kuran a inanan da ama farklı olarak dedesinin(artık kimse dua eden dedeleri) önüne secdede giden,duvardaki rsimleri öpenleri de biliyorum,Kuran a değişmiştir diyen de.. İyisi mi cidden karıştırma..

Haberi senden duyduk Rua ve eğer doğruysa ben başlığa eşlik ettim bile..

Zamanla, bizim ülkemizin getirilmeye çalışıldığı durum aynı değil mi ? Ama yine de bizim kültürümüz açısından ,bu sandıkları kadar kolay olmayacak İnşallah. Gerçi tamamen tesadüf eseri çok çok acayip tarikatları görme şansım oldu son günlerde. Dedesinin huzuruna secdeye kapana kapana varanlar, şeyhine şişli gösteri yapanlar falan filan. Öğrendikten sonra internette araştırdığım ve videolarını izlediğim nice böyle gurubun,küçümsenemeyecek kadar kalabalık olmaları ,gerçekten düşündürücü.. Büyük bir tehdit altındayız aslında,ama herkes sorun yokmuş gibi yaşıyor.. İnternet ehli hariç

Diyanetin kaldırılması düşüncesi ,okullar(ki diyanet kadar reforma ihtiyacı var) da kaldırılsın demek gibi bişey benim gözümde.. Sorun Diyanet değil, Diyanetin şu an ne tür bir amaca hizmet verdiği.. Diyanet,ciddi anlamda dinlere eşit yaklaşamayan, etrafında dolaştığı Kuran a ise arada hadislerle hurafe sokmaya devam eden,işine geldiğinde soktuğu hadisleri işine gelmediğinde tekrar çıkaran(millete ezberlettikten sonra) bir kurum olmuştur. Bu ülke dilenenler, şeyh şıh peşine gidenler ülkesi olmaya başladı. Halbuki hiç bir Kutsal Kitap bunu kabul etmez. Jön ün söyledikleri,yani tarikatların bunu dört gözle beklediği doğru,ama Diyanetinde zaman içerisinde amacından çıkıp bu Tarikatlara alttan alta destek verdiği de doğru. Kısacası.. Diyanet gereklidir ama şu anki diyanetin acilen elden geçirilmesi gerekmektedir. Acilen ülkemizdeki her alanda olduğu gibi, diyanetinde asıl amacına kavuşturulması gerekmektedir. Gelgelelim ,bunları konuşmak ,bunları düşünmek,gidişatta fazlasıyla ütopik gelmekte. Resmen bir hayal gibi. Her geçen gün kötüye gidiliyor bu ülkede..Bunun devam edeceği de siyasetten belli zaten. Tutuklamalar,sindirmeler,kazalar ölümler.. Bu ülke malesef iyiye gitmiyor. Laiklik demek din düşmanlığı ile özdeşleştirildi,din demek geri kalmışlık simgesi haline getirildi. Gündemin son uğraşılan ve internette hakkında yığınla hakaret yazılarına denk geldiğim,çirkin videolara denk geldiğim konusu Atatürk.. Gerek eğitimle, gerek tarikatlarla, gerek medya ile ince ince uğraşmaya hız kazandırdıkları konusu Atatürk oldu.Kendilerince bu sorunu da kıyı bölgelerinden dolayı olsa gerek bi türlü tam anlamıyla aşamadılar. Hala bir çoğunluk hem dindar hem laik. Bu dengeyi oturtan insanlar azaldığı anda gerisi artık kaba kuvvet ve tam sindirmeyle susturmayla hızla aşılır.

Bizi bırakında,orada sindirilmiş nice genç kızımız bile ,uygulananların İslam olmadığını vurgulayıp gerçek İslama saygı duyuyor.Bence ateist kanallarda İslam ülkeleri denilenlerdenden İslam ı suçlayana kadar,insan hakları adına nolacak şu erkeklerin halleri onları konuşun. Bazen dinli dinsiz hiç farketmiyor. Ne geliyorsa bayanların başına, erkeklerden geliyor.

Enfal 65 geçerlidir.. Peygambere sadaka olayını ayetle sorarsanız ,cevap yazmaya çalışırım.. Allah müsade etmeseydi,hiç kimse cehennemlik olmazdı . Herkes hidayette olurdu. Kan dökecek bir halifede olmazdı Allah izin vermeseydi,yaratmasaydı. Yeryüzünde kan dökecek bir halife yaratıldı. 12- Ve ümirtü lien eküne evvelelmüslimiyne. "Keza umurunu Hak'ka tefvîz edenlerin, O'nun vahdâniy-yetine teslim olanların evveli olmakla da emrolundum." enam 163 ve zümer 12 de,çeviriler "müslünların ilki" olarak yapılsa da , o esnada yani Peygamberimizin döneminde yaşayanlardan teslim olanların, yani müslüman olanlardan önde davrananın Muhammed olduğu yani ayetin müslümanların ilki anlamını vermediğini anlıyoruz.Peki nerden kanıtlıyıyoruz bunu, Âl-i İmrân(*) Sûresinin 67 . Ayetinde İbrahim ne Yahudi idi ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah’ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi. Tevrat ehli Yahudi ise, Musa dan önce müslüman varmış demek ki.. Kuran bir bütündür. Nisa suresine göre paylaştırma yapılır. Bakara(*) Sûresinin 180 . Ayetinde Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya meşru bir tarzda vasiyette bulunması -Allah’a karşı gelmekten sakınanlar üzerinde bir hak olarak- size farz kılındı. Bu ayette ,parantez açıp "hayır" yanına "mal" eklemek diyanetin işi olunca ortalık karışabilir. Biz yine de vasiyetin anlam açılımına yeniden bakalım. Bakara(*) Sûresinin 240 . Ayetinde İçinizden ölüp geriye dul eşler bırakan erkekler, eşleri için, evden çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler Bakara(*) Sûresinin 132 . Ayetinde İbrahim bunu kendi oğullarına da vasiyet etti, Yakub da öyle: “Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâm’ı) seçti. Siz de ancak müslümanlar olarak ölün” dedi. kısacası "ben ölünce çiçeklerimi ihmal etmeyin" "ben ölünce çocuğum size emanet" falan gibi her söz (ya da belki hayırlı her iş) bir vasiyettir. Hadi diyelim ki vasiyet denilince orada kasdedilen mal olsun..