-
İçerik Sayısı
2.083 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
2
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
kaplan-200 tarafından postalanan herşey
-
Yorgun demokrat ile şaşkın demokratın farkı varmı sizce?
kaplan-200 şurada bir başlık gönderdi: Politika Bilimi
Özgürlük hak hukuk gak guk düşmez ağzından Muhabbetin esir eder haberin var mı Sol elinde kısa Camel sağ elde votka Dilin damağın karışmış anlayan var mı Şaşkın demokrat Yaşı kırkı aşkın demokrat Gözü bozuk değil gözlük takıyor oysa Ben de trenim üçten fazla kitap okuduysa Dünyayı değiştirecekmiş kötüymüş gidişat Çorabın değiştirmekten aciz demokrat Uzaktan gören seni adam sanıyor Senle sohbet zaman kaybı herkes anlıyor Hiçbir lafın altında kalmaz bulur bir yorum Eskiden kızardım şimdi çok gülüyorum Kızma sakın dinleyince bizim bu şarkı Başka şarkılardan anam yoktur bir farkı Senin için ne söylesek lafta kalırdı Oduna anlatsak inan adam olurdu Kov bostancı, kov zalım danayı Yemesin, öldürmesin lahanayı Özgürlük kokan çiçek tarlalarında Gül fidanlarının dibinde Yanında diğerleriyle Kendi gibileriyle Özgürlük çığlıkları atarak açabilsin Açabilsin gül yüzlü lahanalar Zalım danaların o kokuşmuş ayaklarının altında ezilmesinler Ezilmeyecekler..... Aklı lahanalarda yaşayacaksa bu yürek Diyarbekir karpuzu gibi çat diye çatlasın daha iyi! Nede güzel yazmış grup vitamin. Okuyunca liseli yıllarımızdaki devrim adına kürtçülük yapan ve çorabında MARLBORO sigarası saklayan, beyaz gömleğin cebinde BİTLİS-BİRİNCİ-SAMSUN sigarsı bulunduran sözde abd ye karşı devrimci görünen üstelik kürtçülüğün temelini oluşturmaya çalışan bir kuşak büyük abilerimizi hatırladım. Okulu şartsız kurulla bitiren kendi ders kitaplarını dahil okumayan, ömründe belki hiç kitap okumamış , devrim adına okuduğunu sandığı üstelik okuduğunu anlamamış yarım yamalak analdıklarını bizlere empoze etmeye çalışan abilerimiz, bizlere devrimi anlatmaya çalışırken bugün Grup vitaminin bu sözleri beni yaklaşık 15-20 yıl geriye götürdü bu şarkıyı defalarca dilememe rağmen olayın farkına yeni vardım.- 7 cevap
-
- 1
-
-
AKP'li Arslan: PKK'lıların hiçbiri keyiften dağa çıkmadı
kaplan-200 şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
Evet sn politika İhsan Arslan son olarak, sınır ötesi operasyona olanak tanıyan hükümet tezkeresine karşı olan tek millet vekiliydi. Operasyonların durdurulmasını istediğini açıkça beyan etmiştir. Milliyet gazetesinde yaptığı açıklamada ise asıl zihniyetini ortaya koymaktadır. İşte vatan sever İhsan aslan'nın açıklamaları. Başbakan’a yakın isimlerden Arslan, önerilerini de şöyle sıraladı: - Dağlardaki “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazısının sosyal tedbir çerçevesinde silinmesi gerekir. Bunlar daha önce başçavuşun talimatıyla yazılmış yazılardır. Bugün de başçavuşun talimatıyla silinir. - (Köylere Kürtçe isim verilmesi konusunda) Yasal düzenlemeyi gerektirmeksizin yine ildeki amirin talimatıyla çözülür, uygulanır. Özel televizyonlarda Kürtçe yayın serbest bırakılabilir. - (Abdullah Öcalan’ın yanına hükümlü gönderilmesi) O da planlandı zaten. Orası bir tip haline dönüştürülüyor, orada birden fazla mahkûm söz konusu olacak. - Talebimiz koruculuk sisteminin ıslah edilmesi. Bir kısmının silahsızlandırılması, bir kısmının emekli edilmesi, bir kısmının başka kurumlarda istihdamı anlamına gelebilir. - Vatandaşlıktan çıkarılan varsa, bir kanlı olaya karışmadıysa mutlaka onların da vatanlarına dönmelerinin temini gerekir. Bunlar benim bireysel düşüncelerimdir. - DTP tarafıyla zımnen de olsa mutabakat şart. Tek taraflı dayatma ile asla ilerleme olmaz. DTP’yi yok sayarak iyileştirme yapsanız bu DTP tarafından kabul görmedikçe karşı tarafta karşılık bulmaz. Yeni adımlar atılacağını da kaydeden Arslan, “Takvim şu anda yok. Ama iyi bir fırsat var deniliyor. Dediğim şey kapalı kapılar ardında görüşülerek adım adım mesafeler alınarak yapılacak şeydir” dedi -http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=4&ArticleID=1095395&Date=16.05.2009&b=Ne%20Mutlu%20Turkum%20Diyene%20yazisi%20silinmeli- -TBMM nin en önemli yerinde söz sahibi olan vekil daha türklüğün tanımını kavrayamamış “Ne Mutlu Türküm Diyene” denilmesinden rahatsızlık duyuyor. -Köylere Kürtçe isim verilmesi konusunda yasal düzenlemeye bile gerek duymuyor vekil efendi..Bu tür sinsi planların ardında w-x gibi harflerin alfabeye girmesini sağlamak ve Türkçe olmayan isimleri resmileştirmek .Gerisi malum! -Abdullah Öcalan’ın yanına hükümlü gönderilmesi buda zaten planlanmış.Vatan sever vekil 35 bin insanın katili için düzenleme yapıyor. -Talebimiz koruculuk sisteminin ıslah edilmesi. Bir kısmının silahsızlandırılması diyor vekil efendi . Onlara göre koruculuk sistemine gerek yok.Kimi kimden koruyor'ki mantığı var! Koruculuk sistemi olmasın pkk teröristleri daha rahat hareket etsin. -DTP tarafıyla zımnen de olsa mutabakat şart diyor vekil efendi. Oysa dtp'nin pkk nın siyasai uzantısı olduğunu görmezden geliyor ve dtp nin mütabakattki isteklerini çok iyi biliyor.Buna rağmen asıl amacına ulaşmaya çalışıyor. -
AKP'li Arslan: PKK'lıların hiçbiri keyiften dağa çıkmadı
kaplan-200 şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
vatan severler çok net olarak gözüküyor . Her fırsatta herşeyden devleti sorumlu tutan, pkk teröristlerine hak vererek aynı zamanda terörden yana olmadığını söyleyen vatan severler. Pkk teröristlerinin sözcülerine her fırsatta alkış vatan severlerdir. Bu devran böyle malesef . -
DTP’li Ayna-ayna assolist gibi döktürüyor!
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Politika Bilimi
bunlar ucuz politik sözler değilmis sn Tengerin boşig .Bunlar kendilerini başka düşüncelere karşı haklı göstermek için buldukları orta yollu ucuz politikadıri Biz ucuz politikayı yemeyiz fakat bu yola meyilli olanların işine gelmektedir... Demekki '' iye '' olmasaymış terörde olmazmış ,herşeyde güllük gülistanılık olurmuş .Ayna- ayna söyle bana öylemi ? öyle diyor.. -
DTP’nin bülbülü yine şakıdı Cumhurbaşkanı Gül’ün ’açılım’ rüzgarından etkilenen DTP Eşbaşkanı Emine Ayna’nın dili tam çözüldü: Türkiyelilik kavramı olmalı, Türk değil AKP ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sözde Kürt sorunuyla ilgili açıklamalarından cesaret alan DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, yine haddini aşan açıklamalarda bulundu. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen 9. Diyarbakır Kültür Sanat Festivali’nin kapanışında bir konuşma yapan Ayna, “Birlikte ve beraberlik içerisinde yaşamanın ön koşulu karşılıklı eşitlik, hakların ve özgürlüklerin tanınmasıdır. Sen bensin dediğin zaman birlik ve beraberlik olmaz ” ifadesini kullandı. DTP’li Ayna, şunları dile getirdi: Anayasal güvence istedi “Biz hakların ve özgürlüklerin siyasetini yapıyoruz. Bugün Türkiye’de çok kimlik var ve çok kimlik yaşıyorsa, bu ülke bunu Anayasal güvenceye almak zorundadır. Bu kimlik siyaseti değil. Kimlik siyaseti başka kimliği reddetmektir. Bu ülkede kimlik siyaseti yapan DTP dışındaki tüm siyasi partilerdir. Ben Cumhurbaşkanı’nın Başbakan’ın söylediklerini değil, kamuoyunun söylediklerini önemsiyorum. Kamuoyu çok ciddi tartışıyor Kürt sorununun çözümünü. Türkiye kavramı olmalı, Türk Milleti değil. Türkiye Ulusu olmalı, Türk Ulusu değil. Türkiyelilik kavramı olmalı, Türk değil. Bunlar değiştiği zaman çözümün yolu açılır.” 01/06/2009 01:20 yeniçağ Ayna nın bu sözlerini okuduğumda nasılda Sn mavinin kürt sorunu açılımına benziyor diye aklımdan geçirdim.
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
kaplan-200 şurada cevap verdi: mavi olmayan gökyüzü başlık Güncel Konular
Sn mavi Siyasi partilerin Örgütlenme ve çalışmalarına ilişkin yasaklardan biride Türk devletlerine ait topluma mal olmuş bayrak,amblem flamalar siyasi partilerce kullanılmaz diyor. Ayrıca Kominist,anarşist,faşist vs gibi adlarda alamazlar denilmektedir. Oysa bugün mhp topluma mal olmuş 3 hilal'i kullanmakta Türkiye kominist partiside ''kominist'' ismiyle parti ismini kullanmaktadır. MHP nin altında faşizm olsaydı bunu neden kullanmasın? Ayrıca hiç bir yasal gerekçesi olmayan yeminleride bile ... Allah'a , Kur-an'a , Vatana , Bayrağa yemin olsun. Şehitlerim , Gazilerim emin olsun ülkücü Türk Gençliği olarak , Komunizme , Kapitalizme , Faşizme ve her türlü emperyalizme karşı mücadelemiz sürecektir. Mücadelemiz son nefer , son nefes , son damla kana kadardır. Mücadelemiz milliyetçi Türkiye'ye turana kadardır. ülkücü Türk Gençliği olarak , Yılmayacağız , Yıkılmayacağız , Başaracağız , Başaracağız , Başaracağız . Allah Türk'ü Korusun ve Yüceltsin. Allah Türk'ü Korusun ve Yüceltsin derkende Türkiye topraklarında yaşayan ve bu topraklara bağlı olan herkesi,yani diğer ırklarıda dahil olmak üzere söylemiştir. Çünkü mhp teşkilatının içinde binlerce kürt ve diğer ırklardanda insanlar varken ermeni kökenli vatandaşlar hatta yanlış hatırlamıyorsam birde ermeni asıllı millet vekili vardı. Bu durumdan rahatsız olanlar elbette mhp ve chp gibi gibi partilere faşist yada kominist damgası vuracaktır. MHP kendisini faşist bir parti olarak görseydi bu yemini ne diye kendilerine mal etsinler sizce ?... Çıkaracağınız mantığıda merak ediyorum. Daha önce söylediğim gibi, abilerinizden öğrendiğiniz doğrulardan başka doğru görmesiniz. Bu kadar araştırmacısınız ve gerçekleri görmeye çalışan bir insanız birgün mhp genel merkezine yada mhp'nin yetkili biriyle görüşüp kendisinden bu konudaki düşünceleri almayı düşündünüzmü? Düşünmediyseniz düşünün derim. -
Sayenizde mhp'yi gerektiğinden fazla tanıdım. neresine bakarsanız bakın sizin söylediklerinizle yakından uzaktan alakası yok, yine söylüyorum siz kendinizi bu konuda şartlandırmışsınız her zaman doğruları es geçiyor görmezden geliyorsunuz. örn .Mhp genelbaşkanının yaptıklarını doğru görmüyorum,bana göre çok kötü bir lider.Buna rağmen mhp nin yetkili ağızlarından kürtleri inkar eden herhangi bir açıklamlarını duydunuzmu? Şimdi siz vicanınıza sorun ve cevabını verin . Bugün kendisini mhp çatısında gösteren birçok kürt vatanadaşı var üstelik pkk terörüne en büyük darbeyi vuran insalarda kürt kökenli vatandaşlardır. Hakkari ve şırnakta ismini vermek istemediğim aşiretlerde aynı şekilde. Siz önce pkk nın yaptıklarını kürtlerin adına yaptığına inanmaktan ve bütün kürtlerinde pkk dan yana olduğuna o teröristlerin kendileri için mücadele etmediğine inandırmanız gerekir siz inanmadıktan sonra bu ön yargıdanda vaz geçemesiniz. Her seferinde ben pkk ve dtp yi onaylamıyorum diyorsun.Defalarca, ısrsrla söylememe rağmen, kınamıyor ve politik cevaplar veriyorsun ,bunun adıda objektiflik oluyor !
-
Elbette insan kendini nasıl görmek istiyorsa öyledir ,kendilerini ne görürlerse görsünler beni ilgilendirmez fakat bir gerçek vardır hiç bir zaman gerçeklerden kaçılmaz. Zaza ve Kürtlerin ayrı olduğunu tarihte -kültürde doğruluyor zaten. Sizin örnek verdiğiniz Kırgız, Özbek benzetmesine gelince sanırım bu aradaki farkı anlayacak kapasitede olduğumuzu düşünüyorum çünkü böyle bir durum olmasa bu konuyu burda tartışamazdık. Türk dilleri, Altay dilleri ailesinin bir alt kolunu oluşturur ve 10. yüzyıldan itibaren İslam dinini kabul etmeleriyle beraber diğer dinleri’de kabul etmiştir. Farklı coğrafyalarda Yıllar boyu başka bir devletin Egemenliğinde olan Kırgız, Özbek vb devletlerin hem dil hemde kültür olarak değişiklik olması kadar doğal bir durum olabilirmi. Oysa Asırlardır beraber yaşamış aynı coğrafyada olan hatta aynı köyde yaşayan Zaza ve Kürt olan iki aile biri birlerinin dillerini anlamıyor. Arasındaki farkı umarım anlamışsınızdır. Saygılar.
-
Osman baydemir ve pervinin buldanın tahrik dolu zehir açıklamları
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Politika Bilimi
Fazla uzağa gitmeyelim trt 6 kanalından ne anlıyorsunuz siz çünkü zaza ile kurmanci arasında hiç bir benzerlik yoktur... zazalar kurmacilerin dilinden anlamazlar ve dil tamamen farklı . Buna şive yada değişim demeyin çünkü benim olduğum yer kurmanci dilini konuşur azda olsa bilirim. Hatta sizin gibi zaza olan bir iş arkadaşım kendisini kürt olarak tanımlıyordu, gittiğimiz yerlerde konuşup anlaşamayınca kendisinin farkına vardı. şimdi oda kendi derdine düştü. -
ii madem söylediniz sorayım o zaman. Siz kendinizi kürt olarak görüyormusunuz? zaların ve kürtlerin hem dil hemde kültür farklılığından haberin varmı? hükümetin trt 6 kanalından siz ne anlıyorsunuz? dtp ve pkk sizce neden bu trt 6 kanalından rahatsızlık duydu? Daha sormamı istyermisin? fazla kelimeye gerek duymuyorum Ev:Mal Baba:Baw Oğul:Kurr Kadın:Jin gülmek:Kenin söylemek : Gotin vs. Kelimelerini zaza olarak yazarmısınız hep beraber göreelim ve öğrenelim ortak dilinizi.
-
Osman baydemir ve pervinin buldanın tahrik dolu zehir açıklamları
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Politika Bilimi
Zihniyet sorunur. Senin köyünü durup duruken kimke yakmaz,meydanı boş buldunuz aklınıza geleni yazıyorsunuz.Bende doğuluyum benim köyümü neden yakmıyorlar yıkmıyorlar. bende doğuluyum hakkari, diyarbakır gibi bölgelerde görev uzun süre yaptım 10 yıldan beri halen işim gereği her 2 ayda bir doğu ve güneydoğu bölgesine gidip gelirim. Senin köyünü yakmaya gelen,dilini yasaklamaya gelen kimliğini inkar etmeye gelen kim?kim sizin kardeşiniz olamaz?O bölgenin namus bekçileri olan vatani görevini yapan askermi? Açıkça söyleyin. Yanlış hatırlamıyorsam siz zaza olduğunuzu söylemiştiniz.... ünüversiteli Genç zazaların çalışmalarından haberin varmı?bence siz kendi kimliğinizi kurtarın önce. genç zazalar ;bizi asimile etmeye çalışıyuorlar diye dtp ve pkk yı aihm ye veriyor. Siz hangi kimliğin peşindesiniz? -
Bu iddaları neye dayanarak yapıyorsunuz Sevgili mavi ?Bakın mhp teşkilatında binlerce kürt kökenli insanlar var . mhp nin tüzüğünü ,ilkelerini kaç defa okudunuz ? Kulakdan duymalardan başka nasıl bilgiye sahipsiniz? Benim bu partilerle falan uzaktan yakından ilgim yokken sizin gibi art niyetli ön yargılı arkadaşların sayesinde mhp li olacağım ! Artık bu zihniyetlerin her kötütüdür değini araştırdığımda hep iyi olduğunu görüyorum. Sanırım bu durumda bu zihniyetlerin politikayı iyi beceremediğndendir. Örneğin bu zihniyetlerin ön yargılarından yola çıkarak mhp nin tüzüğüne baktım ilkelerinde ne faşizm var nede şiddet. Ülkücülük yeminide bile faşizme karşı olduğu açıkça görülüyor. Problemi kendinizde arayın bence Sn Tengeriin boşig dediği gibi Önce aynda kendinize bakın ve suçladığınızla yüzleişin! Sonra suçladığınızı tanıyın . . KURULUŞ, AMAÇ VE İLKELER KURULUŞ MADDE 1- Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve ilgili diğer mevzuata göre faaliyet göstermek üzere kurulmuş bir siyasi partidir . Genel Merkezi Ankara'da olan Milliyetçi Hareket Partisinin kısaltılmış adı "MHP" olup, özel işareti kırmızı zemin üzerine beyaz üç hilâldir. AMAÇ MADDE 2- Milliyetçi Hareket Partisinin temel amacı; Türk Milleti'ne mensubiyetin gurur ve şuuruna sahip, manevi ve kültürel değerlerimiz ile birlikte evrensel değerleri de özümsemiş, dış dünyaya, yeni düşünce ve gelişmelere açık, bilim ve teknoloji üretimine yatkın, inançlı, yüksek ahlâklı ve sağlam karakterli nesiller yetiştirmek, Yatırım ve istihdam kapasitesi yüksek, ileri teknolojiyi ve teşebbüs hürriyetini esas alan, uluslar arası rekabet gücüne sahip bir ekonomiyi hâkim kılmak, Bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltacak dengeli ve adaletli bölüşüm sistemine dayanan bir gelir dağılımını tesis etmek, Vatandaşların müreffeh bir hayat sürdürmesi kadar, geleceğe güvenle bakabilmelerinin de önemli olduğu dikkate alınarak, sosyal güvenlik sistemini bütün vatandaşları kapsayacak şekilde genişletmek, Her türlü terör ve anarşinin giderilerek toplumsal barış ve huzurun hâkim kılındığı, vatandaşların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerinde sevgi ve saygı ile insan hak ve hürriyetlerinin ve hukukun üstünlüğünün esas alındığı bir toplum yapısını oluşturmak, Ülkemizin coğrafi, stratejik ve jeopolitik konumunu dikkate alan, bölgesel ve uluslar arası barışa katkı yapacak güven verici, şahsiyetli ve istikrarlı bir dış politika uygulamak, suretiyle milletimizi çağın kudretli, itibarlı ve önder toplumlarından biri yapmak ve tarih sahnesinde ebedi kılmaktır. TEMEL İLKELER MADDE 3- Milliyetçi Hareket Partisi, dünyada "Bilgi Toplumu"na geçişin sür'atle gerçekleştiği günümüzde, Türk Milleti'ni; bilim ve teknoloji üretimi ile bu üretimin ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürülmesine ilişkin yapısal değişim sürecinin tamamlanması suretiyle sosyal, siyasi, askeri ve ekonomik alanda küresel bir güç olarak, milletler camiasının en ileri safında yer almasını sağlayacak, Türklüğe yakışır bir var oluş mücadelesine ve yeniden yüceliş hareketine çağırmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi bu çağrıyı millet ve devlet olarak gönül seferberliği ile "yeni ufuklara ve güvenli yarınlara doğru" diye niteleyerek, başlattığı milliyetçi, ülkücü hareketi beş temel ilke ile hedefe ulaştırma azim ve kararındadır. a. Meşruiyetçilik Milliyetçi Hareket Partisi, her türlü siyasi faaliyetini, hukuk kuralları çerçevesinde ve meşruiyetçi bir çizgide, dürüstlük ve ahlâk kurallarına uygun yürütmeyi esas alır. b. İnsan Haklarına ve Haysiyetine Saygı Milliyetçi Hareket Partisi, insan haklarına ve haysiyetine saygı zihniyetini tüm düşünce ve davranışların, siyaset anlayışının temeli sayar. Bu sebeple insanlık dışı davranış olarak nitelendirdiği zulüm ve işkenceyi insanlık suçu olarak görür ve reddeder. c. Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü Milliyetçi Hareket Partisi, hukukun üstünlüğünü esas alan, çok partili, demokratik ve hür parlâmenter rejim içinde siyasi faaliyetlerin yürütülmesi gereğine inanır. d. İlkeli, Seviyeli ve Temiz Siyaset Milliyetçi Hareket Partisi, sağlıklı bir demokrasinin ancak hoşgörü, dürüstlük, tutarlılık ve samimiyet gibi ahlâki değerlerle bezenmiş bir siyasi kültür zemini üzerinde yükselebileceğine inanır ve ilkeli, seviyeli ve temiz siyaseti demokrasinin teminatı kabul eder. e. Gönül Seferberliği Milliyetçi Hareket Partisi, her insanı mukaddes bir varlık ve emanet olarak kucaklamak ve onların gönlünü, sevgisini ve saygısını kazanmak suretiyle bir gönül seferberliği anlayışı içerisinde hedefine ulaşmak ister. Bu anlayışı aynı zamanda yurt ve dünya barışına katkı sağlayacak, vicdani bir sorumluluk olarak kabul eder.
-
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke Türkiye olmuştur. İki ülke birbiri için birçok bakımdan büyük önem taşımaktadır. Yeni bağımsızlığını kazanan Azerbaycan, genç bir ülke olarak karşılaşacağı güçlüklerin üstesinden gelebilmek için Türkiye’nin destek ve yardımlarına ihtiyaç duymaktadır. Geçen sene Sn Hulki CEVİZOĞLU'nun Sunduğu CEVİZ KABUĞU progamında Azeri bir bakan davet edilmişti. Bakan Türkiye bizimle bir çok anlaşmları kabul etmiyor,biz türkiyeyi devletimizin abisi olarak görüyoruz ve yapacağımız anlaşmlarımızı türkiyeye danışıyoruz fakat türkiyedeki yetkililerden her zaman olumsuz cevaplar alıyoruz. Azerilerin diğer devletlere eş olabilmesi için güçlü olması gerktiğini ve türkiyeninde destek vermesini beklemektedirler ve bunuda inkar etmiyorlar açık yüreklililikle söylüyorlar. Türkiye anlaşmayıncada avrupa ülkeleriyle anlaşma yapmak zorunda olduklarını açıkıyor. Yapılan anlaşmalarda ise İLK ŞART olarak TÜRKİYE İLE ANLAŞMA YAPMAYACAĞI şartı knulduğunu belirtiyor. Mümin Sekman'ın Anlatımındaki gibi- Bizimkiler tırtıl sendromundan kurtulup kafasını bir kaldırabilseler gerçeği görebileceler fakat !
-
Aşağıdaki mektup Siverek''ten geldi. Siverek Güneydoğumuzda Şanlı Urfa''ya bağlı büyük bir ilçemizdir. Herkes bu mektubu okumalı ve düşünmelidir: "Merhaba Arslan Tekin Bey, Ben sizin köşenizin sıkı takipçilerinden biriyim.Yazılarınızda etnikçiliğe ve siyasi kürtçülüğe dair çok yerinde tespitleriniz var. Ben sizlere bu tespitlerinizi destekleyecek bir olayı ve gerçekliği anlatmak istiyorum. Size şunu öncelikle belirteyim: Ben ''Zazaca'' konuşan bir Türk vatandaşıyım. Ailem ve çevremiz terörün en yoğun olduğu dönemlerde bu memeleketin bölünmemesi için PKK ve diğer bölücü gruplara hep karşı olmuş ve mücadeleden de kaçmamıştır. 17 Aralık''tan evvel AB''ye mesaj yollamak amacıyla dtp''ın düzenlediği ''Farklılıklara evet ayrılıkçılığa hayır'' mitingi çerçevesinde bastırılan Türkiye haritasının üzerinde ülkemizde yaşayan alt kültür unsurlarının adlarını bölge bölge yazmışlardı. Kimler yoktu ki; Arap, Süryani, Çerkez, Rum, Kürt, Ermeni, Laz, Sünnî, Alevî velhâsılı kelâm sayıları onbinleri bile bulmayan alt kültür unsurları bile bir millet olarak gösterilmişti. Bu haritada sayıları milyonu bulan ''Zazalar'' yoktu; çünkü, bu bölücü etnik çevreler Zazaları da Kürt kabul etmektedirler. Benim diyeceklerim başka.. Bu bölücü çevreler kendilerini Türk''ten ayrı görürler ve buna binaen bir sürü etnik söylemlere başvururlar: ''Vay efendim biz farklı dil konuşuyoruz, bizim farklı tarihimiz var, farklı kültürümüz var, farklı coğrafyamız var.'' diye... Madem siz kendinizi Türk''ten bu nedenlerle ayrı görüyor ve iddia ediyorsunuz; o hâlde neden Zazaları zorla Kürt''ten sayıyorsunuz? Zazaların da farklı dili var, farklı töreleri ve coğrafyaları var. Bu inkâr söylemini neden kullanıyorsunuz? Sizler ısrarla ''Türk''üm'' demekten kaçınıyorsunuz da neden bizlere karşı ırkçı davranıyorsunuz? Kendi çapınızda asimile politikası güdüyorsunuz. Bu söylemleriniz siz ''siyasî Kürtçüler''in ne kadar ırkçı olduklarının apaçık ispatı değil mi? Sorarım sizlere... Ama Zazalar bunların oyunlarına hiçbir zaman gelmemiş, PKK''nın en etkili olduğu yıllardaki terör olaylarına bir bakın…En sakin, olaysız yerler nerelerdir?Zazaların yoğun olarak yaşadığı yerlerdir: Elazığ, Bingöl, Adıyaman, Siverek, Çermik, Çüngüş, Eğil... Zazalar genel olarak kendilerini Türk''ten ayrı görmemişlerdir. Hem ayrı görmeyi gerektirecek ne var. Hepimiz bu topraklarda yıllardır kardeşçe yaşamadık mı? Kız aldık kız vermedik mi? Aynı olaylara sevinip aynı olaylara üzülmedik mi? ******* Bu yabancılar bizim kara kaşımıza kara gözümüze mi hayran. Siz hiç bu emperyalist, sömürgecileri menfaatlerinin olmadığı bir yerde gördünüz mü? Evet ben Zaza''yım ama bu benim Türk'e düşman olmamı, ona ihanet etmemi gerektirmez. Ben Zaza olarak Anadolu''da var olan kültürel zenginliğin, o eşsiz çiçek bahçesinin nadide bir gülüyüm sadece...Ve ben Zaza kökenli bir Türk vatandaşı olarak görüyorum kendimi ve bunu gururla söylüyorum: ''Türk olmak güzel şeydir sevgili Kürtçü kardeşlerim!'' Selâmlar sunuyorum. Allaha emanet olun, Allah (c.c.) yâr ve yardımcınız olsun! " A. K. Mektubu yazanın açık adı ve adresi bende… Başına iş gelmesin diye vermedim. Daha önce de benzer birçok mektup geldi… İnsanlarımıza "Sen farklısın!" demek onları tehlikeye atmak, yalnızlığa atmak, cemiyetten uzaklaştırmaktır. Farklı kimliğin anlamı, kendini bul demek değil; sen başka ol, kardeşlerinden uzaklaş demektir. "Türk''üm" demekle kimse "ana" kimliğinden uzaklaşmıyor… Zaza da, Kürt de alt kimlik olarak göğsünü gere gere "Ben Zaza''yım", "Ben Kürt"üm" diyebiliyor. Ama birliğin mayası "Türk''üm" demektir. Ortak duygu için bu şarttır. Başkalaşmak isteyenlerin ve başkalaşlaşmaya imzayla, yayınla, şununla, bununla destek verenlerin Kandil Dağına kadar yolu var! Gazetecisi gitsin Kandil Dağında gazetesini çıkaırsın… Politikacısı gitsin Barzanî''nin veya Talabanî''nin partilerinde söyleyeceğini söylesin. Yazarı, tiyatrocusu, şarkıcısı, türkücüsü aramıza nifak sokmasın… PKK kamplarında ne yapacaklarsa yapsın… PKK''lı olmayan politikacılara büyük iş düşüyor… Şimdiye kadar gördüğüm, Güneydoğu''ya gidenler PKK''nın taleplerini dillendiriyorlar. dtp''lılar gibi konuşuyorlar… Onlar böyle konuştukça, dtp ve PKK kendilerine hak çıkarıyor. Bu yanlışlığın önü alınmalıdır; birlik ve kardeşlik anlatılmalıdır. Bunlar da gazeteci olacak: Sapla samanı karıştırıyorlar "Bunlar da gazeteci olacak!" dedirten yazılar çıkıyor gazetelerde… "Hürriyet" gazetesinde gazetesinin başındaki kişi o kadar sık yanlış yorumlar yapıyor ki… Son yanlışlıklarından biri: "Türkiye''nin artık 28 Şubat iklimini çok gerilerde bıraktığına inanıyorum. Çünkü, 28 Şubat''la birlikte Türkiye''nin, ''aşırılıklarını makul çizgiye çekme'' projesi sonuçlanmıştır. 12 Eylül ''milliyetçi sağ'' ile ''Marksist solun'' eli silahlı ihtilalci zihniyetinin iktidar olma umudunu tarihe gömmüştür. 28 Şubat da ''dinci sağın'' kendi felsefesini iktidar yapabilme umudunu yok etmiştir." (22 Aralık 2004) Her cümlesi yanlış… Ama yalnız bir cümle üzerinde duracağım. "Milliyetçi sağ"ın eli silâhlı ihtilalci zihniyet olarak gösterilmesi kadar abes bir Şkir düşünemiyorum… "Milliyetçi sağ" demekle ülkücüleri kastettiği açık… Çünkü, 12 Eylül öncesi komünist diktatörlüğün kurulmasının önüne ülkücüler geçmişlerdir. 12 Eylül Cuntası da sapla samanı birbirine karıştırmış, ülkesi için vuruşanlarla, istilâcıların iç uzantılarını bir tutmuş, memleketimin insanlarını zindanlarda çürütmüştür. Hâlâ da çürütüyorlar… Komünist diktatörlük heveslileri ise çoktan çıktılar. E Özkök gibi birçok kişi aynı değerlendirmeyi yapıyor ve kolaycılığa kaçıyor… Orta yolu bulduklarını sanıyor. Sol silâhlı gruplar hiçbir zaman "İhtilâl yapmayacağız." demediler. Onun için askere ve polise silâh çektiler. Ülkücülerden bir kişi dahi gösterebilir misiniz askere ve polise kurşun sıkan? Gösteremezsiniz. İddianızı çürüten en büyük delil budur. İhtilâl yapmak isteyen, askerle polisle çatışır… Komünistler ihtilâl yapmak istedikleri için asker, polis ve halkın öncüleriyle vuruşmuşlardır. ****** geçmişte kime düşmanlık gütmüşler ve kimin yanında yer almışlarsa bu çizgileri zihniyet olarak fazla değişmeden devam ediyor. Sadece eylem noktasında geri duruyorlar ve grupların içinde yer almıyorlar. Bu tiplerin en tehlikeli tarafları da istikrarsızlıkları… Bir "dönen" birkaç defa daha dönmekte, bugün savunduğunu yarın inkâr etmekte mahzur görmüyor… Abdullah Öcalan yakalandığında ve muhakeme edildiğinde gazetesinde Öcalan''ı katil diye gösteren ve PKK kurşunlarıyla hayatını yitirmiş minik bir yavrunun fotoğrafını yayınlayan E. Özkök''tü… Daha yeni, bu minik yavruyu ve binlerce insanımızı katleden PKK''nın Kandil Dağındaki kampını gitar çalan kızların eğlendiği izci kampı gibi gösteren de E. Özkök''tür. Allah, çizgisini yitirenlerin şerrinden Türk milletini korusun! Arslan TEKİN
-
Yalçın Topçu, 507 Oyla Büyük Birlik Partisi'nin Genel Başkanı Seçildi
kaplan-200 şurada bir başlık gönderdi: Politika Bilimi
Büyük Birlik Partisi (BBP) 4. Olağanüstü Kurultayı sonuçlandı. Atatürk Spor Salonu'nda yapılan kurultayda, 3. tur oylamaya tek aday olarak giren Yalçın Topçu, 507 oy alarak BBP'nin yeni genel başkanı oldu. 3. turda, 2. turda adaylıktan çekildiğini açıklayan Tuna Koç'a 1 oy çıktı. Toplam 516 oyun kullanıldığı 3. turda, oylardan 8'i geçersiz sayılırken, 508 oy ise geçerli olarak değerlendirildi. Yalçın Topçu, konuşmasında, Anadolu il teşkilatlarını yarından itibaren dolaşmaya başlayacağını ifaden etti. Topçu, "Siyasi emaneti devam ettirin diye maşeri vicdan bize emir verdi. Biz de maşeri vicdanı dinledik. Şimdi artık ebedi liderimizin bize işaret ettiği hedefi gerçekleştirmektir." diye konuştu. Yalçın Topçu Kimdir? 1957 Ardahan doğumluyum. Dedelerimiz Ahıska’dan 93 muhaciri olarak Ardahan’a gelmişler. Ardahan`da Halil efendi Mahallesi`ne yerleşmişler. Rus işgali sırasında o büyük dedelerimizden Rüstem, Halit ve Mevlüt isimli dedelerimiz, -üç kardeş bunlar- ciddi mücadeleler vermişler. Babamın dedesi olan Mevlüt dedemiz o civarda Şehr-i Mevlüt diye anılır. Rüstem dedem ise Zaloğlu Rüstem diye bilinir. Diğer Halit dedemiz de pehlivanmış. Sonuçta bizimkilerin bir kısmı Osmanlıya, bir kısmı Tokat Zile’ye, bir kısmı Kırşehir Mucur`a, Gürcistan taraflarına gelmişler. Rahmetli babamla Hacettepe`ye yerleştiğimizde ben 3-4 yaşındaymışım. Şimdi Başkan’ın kabrinin bulunduğu Taceddin Dergahı`nın bulunduğu yere yerleşmişiz. Birinci sınıfı şimdi yıkılmış olan Dumlupınar İlköğretim Okulu`nda okudum. Daha sonra Mitatpaşa İlkokulu`na devam ettim. Ortaokulu Atıf Bey Ortaokulu`nda bitirdim. Bu arada Tacettin Dergahı`nın karşısındaki bir evde oturduk. 1969 yılında Abidinpaşa’ya yerleştik. Abidinpaşa, bir dönem sağ sol çatışmalarının en yoğun yaşandığı ve kurtarılmış yer olarak anılır. Ünlüdür. Hani Kurtuluş Savaşı`nda kurtarılmış memleketler nasıl anılıyorsa Abidinpaşa`da öyle ünlüdür. Biz 16 -17 yaşındaki çocuklardık. Kendimizi ülkücü olarak tanımlıyoruz. Bayrak diyoruz, devlet diyoruz; Siyasal Bilgiler Fakültesi`nin o meşhur tipleriyle boğuşuyoruz. Abdullah Öcalan`larla gecekonduda tartışıyoruz. Abdullah Öcalan’ın Siyasal`da okuduğu dönemler. Onlar bizi devrimci yapmaya çalışıyor; biz onları ülkücü yapmaya çalışıyoruz. Devletin gözü önünde liseli çocuklarla Siyasal`dakiler çatışırlardı. Abidinpaşa o yüzden o dönemki mücadeleleri ile çok ünlüdür. Bu süre içinde Abidinpaşa Lisesi`ni bitirdim. Ortatepe’nin başkanlığını yaptım. Daha sonra Eskişehir Eğitim Enstitüsü matematik bölümünü kazandım. Orada disiplin kurulu başkanlığı ve yurt başkanlığı yaptım. 12 Eylül öncesi öğretmenlik yapıyordum; sonra bu memuriyetimize son verildi. 3.5 ay kadar öğretmenlik yaptım. Uzun yıllar özel sektörde çalıştım. Üst düzey yöneticilikler yaptım. Mali koordinatörlükler, muhasebe müdürlükleri, personel müdürlükleri yaptım. 1986’da rahmetli Özal döneminde bizim haklarımız iade edildi; ama bir şartla iade ettiler. O şartta; ortaöğretim ve lisede hak iddia etmeyeceksin, ilköğretim öğretmenliğini istersen atanacaksın. Şereflikoçhisar`ın Kederli Köyü`ne matematik öğretmeni olarak tayinimi istedim. İçimizde bir ukde kaldığı için inatla istedim. Orada 3.5 ay öğretmenlik yaptım. O günkü yönetimle geçinemedik. Sonuçta ideolojik yapınız da arkanızdan geliyor. Geçinemedik. Bu arada Türkiye’nin çok önemli mühendislik müşavirlik firmalarından birisi rahmetli babamın çalıştığı yer olması hasebiyle bize o kısmı devretmek istedi. Biz de o firmanın ortaklığını üstlenerek 4 mühendis arkadaşla birlikte tekrar özel sektöre döndük. Ne zamana kadar? Genel Başkan`ın MÇP’ye girdiği zamana kadar. Tam hatırlamıyorum, 1989-1990 dönemleriydi. MÇP, İDP, Millet Partisi ittifakı dönemleriydi. Onun öncesinde Genel Başkan evlendikten sonra Milliyetçi Hareket Partisi`ne genel sekreter yardımcısı olarak girdi. Bize de ilçelerde, bulunduğunuz yerlerde "partiye yardım edin" dediler. Zaten o güne kadar dışardan yardımcı oluyorduk; ama Genel Başkan`ın bu emriyle, -kendisi Sivas’tan milletvekili adayı olmuştu- orda işte Sivas`ta hizmet ettik, çalıştık, çıkmasına katkılarda bulunduk. 1992 yılında ayrıldık. Ondan bir sene bir buçuk sene evvel MHP Mamak ikinci başkanı oldum. Genel Başkan -Abidinpaşa`da bizim rahmetli Üzeyir Bayraklı var. Almanya’da PKK tarafından şehit edildi. O`nun kardeşi Ulu Bayraklı’nın evinde- bizzat bize "bu işin aktifinde olun" diye talimat verdi. İşte o zaman aktif olarak girdik siyasete yaptım. 1992’deki ayrılık sonrası Genel başkan bana Milli Mutabakat`ın Ankara koordinatörlüğünü verdi. 7-8 ay sürdü. 1992 Ağustosu`nda ayrıldık ve BBP`yi 1993 Ocak`ında kurduk. Bu süre içinde Ankara`daki bilgilendirme toplantılarının organizasyonunu ben yaptım. Parti kurulduktan sonra Genel Başkan`ın kendi emri ve direktifi ile parti kurucular kuruluna, -99 kişinin arasına- seçildim. Genel Başkan benden Ankara İl Başkanlığı`nı yürütmemi istedi. Bende 1993’te Ankara İl Teşkilatı`nı kurdum. 1995`in ilk yarısına kadar, yaklaşık 2,5 sene Ankara İl Başkanlığı yaptım. O kurultayda Genel Başkan bizatihi kendisi büroma gelerek divana girmemi, partiye girmemi istedi. 1995`te Anavatan Partisi ile ittifak yapmıştık. O zaman bende milletvekili adayı idim. Parti`nin o zamanki divan şekli bugünkünden farklıydı. Genel sekreter yardımcısı olarak 1.5 yıla yakın görev yaptım. Yine Genel Başkan`ın emriyle, o dönem Başbakanlık Basın Halkla İlişkiler Basın Müşaviri olarak Başbakanlık`ta göreve başladım. 96’nın aralığı idi işte. Başbakanlık`ta basın halkla ilişkiler müşavirliğinin yanı sıra aşağı yukarı her hükümetin bakanıyla; -örneğin Hasan Gemici Bey`le sosyal riski azaltma projesi altında mali analistlik yaptım- çalıştım. Çünkü Başbakanlık`ta muhasebe belgesi olan vatandaş ben çıktım. O zaman Sosyal Yardımlaşma formundaydım. Sayın Bakan bizi uygun görmüş. Bize böyle bir görev verdi. Biz de "başüstüne efendim" dedik. Devlete, millet hizmet için nerede ne olursa yaparız dedik. Orada çok da iyi hizmet verdik. Örneğin bugünkü Sosyal Yardımlaşma Vakfı`nın genel müdürlük olmasıyla ilgili o kanun metninin hazırlanmasında, sosyal riski azaltma projesindeki süt ismi "lıkır lıkır" bizim o ekibimizin buluşudur. Daha sonra Metin Gürler devlet bakanı iken onun danışmanlığını yaptım. Başbakanlığa bağlı Mevzatı Geliştirme Genel Müdürlüğü var. Resmi gazetede yayınlanacak kanunların tashihinin yapıldığı, gözden geçirildiği yerdir. Oraya geçtim. 1.5 yıl müsahirlik yaptım. Başbakanlık Basım Evi, resmi gazetelerin çıktığı yer. İşletme müdürlüğü oranın tasfiye edilmesiyle ilgili bir proje düşünmüş. Orada da bir muhasebeciye ihtiyaç duyulduğunda beni Başbakanlık Basım Evi İşletme Müdürlüğü`ne işletme müdür yardımcısı olarak tayin ettiler. Allah’a hamdolsun orada da çok güzel hizmetler yaptık. Orada işletme müdürülüğündeki arkadaşımız da şu an bir bakanlıkta müsteşar yardımcısı. Cumhuriyet tarihinde resmi gazete, abonelerine dürülüp bükülüp gönderilirdi. Biz "niye bu böyle oluyor" dedik ve kafa kafaya verdik. Bize -hiç unutmam- "efendim burada daha evel fizibilite çalışmaları yapıldı; şu kadar trilyon tuttu ve vazgeçildi" dediler. Ama biz oradaki üç atölye şefi arkadaşımızın arkasında durarak, organize sanayide yaptırğımız 400-450 liralık bir demir parçasıyla bu olayı çözdük. Şu anda resmi gazete, tıpkı bürokrasinin önüne gittiği gibi kesilip, biçilip, dikişlenerek gidiyor. Bunu biz başardık. Orada yaklaşık 3 yıl çalıştım. 1997’deki 22 Temmuz seçimlerinde Genel Başkanımız bağımsız aday oldu. Biz bu süre içerisinde genel başkanla 2-3 bin km yol yaptık. Parti`nin kurucularından biriydim ve Genel Başkan`ın sevgisine -Allah’a şükür- mazhar olmuş diğer kardeşlerimden biriydim. Genel Başkan, "Evet, baba ocağını sana teslim edeceğiz" dedi. Şarkışla, Altınyayla Geverek üçgenini bize emanet etti. Yaklaşık 50 gün, o üçgende çalıştık. Allah’a hamdolsun Genel Başkanımızı bilindiği gibi orada bağımsız olarak seçtik, getirdik. Meclise girdi. İlk yapılan kongreyle partiye dönme gereği hasıl olunca bizden emekli olmamızı istedi. O`nun emrini yerine getirerek emekli oldum. Şahsen bana genel sekreterlik verebileceğini de hiç düşünmüyordum. Bizim tüzüğümüze göre genel sekreterlik seçimle oluyor. Kendisi bizzat beni aday gösterdi. Arkadaşlarımız da uygun gördüler. O günkü ilk kongrede genel sekreterliği aldım. Yine bu 9 Kasım`da yaptığımız kurultayda da kendileri beni genel sekreterliğe aday gösterdi. Kendisiyle 22 temmuz 1997’den şehadetine kadar beraber görev yaptık. Bu süreç içerisinde bizim kendilerinin önünü koydumuz sosyal içerikli projelere inandılar ve güvendiler. İşte bu GÖR’dür, Büyük Aile’dir, mecliste verilen kanun tasarılarıdır. Ben, birkaç arkadaşımızla birlikte toplumun beklentilerine cevap veren, -üniversiteden herhangi nedenlerle okuldan uzaklaştırılanların okuma haklarının tekrar verilmesi noktasında o meşhur, piyasada öğrenci affı diye bilinen, "sonuçta dağdaki adamı affetmiyorsun, okumak istiyorum" diyen bir insana okuma hakkı kazandırılması ile ilgili yapılan kanun, 657’ye 4c nin özlük haklarıyla ilgili düzenlemeler, uzman çavuşlar, trafik polisleri, öğretmenler, bunlarla ilgili çok ciddi meclis çalışmaları oldu. Onları bu 9 Kasım`da bir kitap haline getirdik. 25 Mart’ı da zaten tüm Türk-İslam aleminde, büyük Türk milletiyle, camia olarak hep birlikte yaşadık... Şehadetiyle birlikte arkadaşlarımız O`nun siyasi emaneti olan bu hareketi kurultaya götürme görevini bana verdiler. Onun çalışmalarını yaptık, bitirdik. 24 Mayıs’ta Atatürk Spor Salonu’nda -inşallah- yine kurultayın tüm sürecinin genel başkanımızın ruhaniyetinin kapsayacağı, O`nun söylediği sözlerin, O`nun ülke ve millet için düşündüklerinin yer alacağı ve herkesin gerçekten kaçırmaması gereken bir kurultay olacak. Görselliğiyle, sunumuyla burada da bir prosedür yerine getirilecek. O kurultayda hareketimizi taşıyacak kadrolar belirlenecek. Bu noktada -benim hep söylediğim- hareketi milletle buluşturacak, Genel Başkanımızın misyonuna, hareketin misyonuna ters düşmeyecek, Genel Başkan`ın 40 yıllık dava süreci içinde Genel Başkan`la teması olmuş olan, backroundu olan, fikri olan, milli duracak ama milliliği ile millete ters gelmeyecek, maneviyata önem verecek ama bu maneviyat ile milletin amelini, imanını ölçmeyecek, demokrat olacak ama bu milletin tekliğine, devletin birliğine, vatanın bölünmez bütünlüğüne helal getirmeyecek, bizi milletle buluşturacak birisi... Bunu kurullar bulacak. Ben bu kurulların çalışmasına zemin hazırladım. Genel Başkan`ın zamanında okul arkadaşları, eski MYK üyelerimiz, eski divan üyelerimiz, Alperen ocaklarımız, Avrupa-Türk Birliği Federasyonumuz, Selçuklu Vakfımız, Yüksek İstişare Kurulumuz gibi... Parti hukukuyla bu hukuku eşitledim, alışılagelmişin dışına çıktım. Sonuçta ne yapılabilirdi? Parti burada. Partinin kurulları var ama bu olağanüstü durumu ve bu şehadeti milat kabul ederek çekirdeğimizin derlenip toparlanmasına bir vesile olması amacıyla da camiamızın mahşer-i vicdanına da bu vesile ile biri fırsat verdim. Çok şükür.... -
Osman baydemir ve pervinin buldanın tahrik dolu zehir açıklamları
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Politika Bilimi
Her fırsatta askere polise ve savunmasız insanlara saldıran hanin mayın tuzaklarıyla kan ile beslenen bir terör örgütü olduğu sürece silahsızlanmalıyız demenizin samimiyetle uzaktan yakından alakası yoktur. Siz önce terörün olmamasını dileyin ve masum insanları katletmesinini kınayın . Terörle mücadelede kulanılan silahlarıda kardeşlerine karşı kullanılıyormuş gibi göstermenizinde bir faydası olmayacağını da biliyorsunuz sanırım. kardeş kanı diyerekde masumlaştırmayın. Ne kardeşi? teröristten kardeşmi olur-kimin kardeşi? Bu gün terörün olduğu yerde silahında olması lazım hemde en gelişmiş teknolojileriyle.Silahsız bir ordu düşünüle bilirmi?yada düşünenlşerin zihniyeti ne olmalı! silahın teknolojin varsa terörle mücadelende o kadar kolay olur. Devlet güçlü olmalıdır en teknolojik silah ve donanıma sahip olmalıdır... -
6 Mayıs 1972... Deniz Gezmiş Yusuf Aslan Hüseyin İnan
kaplan-200 şurada cevap verdi: phantom_lord başlık Güncel Konular
***** Yusuf ve denizlerin yoldaşı YAŞAR KAYA.pkk sözcüsü pkk gazetesinin sorumlusu...denizleri ve yusufları kendi sitelerinde çok net bir şekilde anlatmaktadır...Yine masum senoryosu çizmeyin yemezler. -
Osman baydemir ve pervinin buldanın tahrik dolu zehir açıklamları
kaplan-200 şurada bir başlık gönderdi: Politika Bilimi
Uçak alacağına teröre karşı araç/gereç alsana İhaneti ‘sorgulamaya’ kalkışanların yasadışı soruşturmalarla baskı altına alındığı, ihanete ‘çanak tutanların’ yasal düzenlemeler ile önlerinin açıldığı ‘puslu ortamı’ fırsat bilen bölücü terör örgütü, ilan etmiş olduğu sözde ateşkesi bir kenara bırakarak yeniden saldırıya geçti. Diyarbakır’ın Lice ilçesinde pusu kuran teröristler, yola döşedikleri ‘amonyum nitrat’ destekli mayını, kablolu ateşleme sistemi ile patlattı. Havaya uçan araçta bulunan 9 asker şehit oldu. Saldırının ardından düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, şöyle dedi: - “Şunu hiç bir zaman unutmamalıyız ki, terörle mücadelede karamsarlığa yer yok. Buna girdiğiniz an kaybedersiniz. Güvenlik kuvvetlerimiz, polisimiz, terörle mücadeleye dünden daha kararlı, daha azimli olarak devam edecektir.” Eminiz ki, her zaman olduğu gibi yine şehit cenazeleri için törenler düzenlenecek, yüreği yanık vatandaşlar yine “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye haykıracak, iktidar temsilcileri yine “Döktükleri kanda boğulacaklar” diye nutuklar atacak. Sonra yine herşey unutulacak. * * * Herkes teröristleri ‘dağlarda’ arıyor. Oysa teröristler yeri biliniyor. DTP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, 8 Ocak 2009 tarihinde yaptığı bir konuşmada aynen şöyle diyordu: - “Bu halkın dilini, kültürünü ve kimliğini kabul etmeyenler, 20 yıl içerisinde verilen mücadele sonucu bunu kabul ettiler. Eğer böyle devam ederse, yakında bu toprakların adını da kabullenecekler.” DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ise 27 Nisan 2009 tarihinde Hakkari’de yaptığı konuşmada aynen şu ifadeleri kullandı: - “29 Mart 2009 seçimlerinde Türkiye içerisindeki Kürdistan sınırlarını belirledik. Yani Van’ı aldık. Siirt’i aldık. 86 yıllık geleneği bozarak Iğdır’ı aldık. Hakkari’de yüzde 90’lara varan oy oranına ulaştık. Bu coğrafya Kürdistan coğrafyasıdır. Bugün bu ülkede sayın Abdullah Öcalan, bu halkın iradesidir. Gücünüz varsa önce bize dokunun.” Peki bu konuşmanın ardından, “Ne diyorsun sen ******” diye birisi ortaya çıkıp da kendisine ‘dokunmaya’ kalkıştı mı? Bir Cumhuriyet Savcısı çıkıp yakasına yapıştı mı? Ne yazık ki hayır. * * * ‘Teröre karşı mücadele eden’ kurumun başındakiler, işi gücü bırakmış, malum ‘yıpratma kampanyalarına’ cevap vermekle uğraşıyorlar. ‘Teröre karşı etkin tedbir alması gereken’ iktidarın başındakiler ise, işi gücü bırakmış, o ‘yıpratma kampanyalarına’ çanak tutuyorlar. Ülke kaynaklarını har vurup harman savuruyorlar. ‘Başbakana’, içerisinde ‘her türlü konforu’ barındıran, ‘son teknoloji ile donanmış’ yeni özel uçaklar satın alıyorlar. ‘Cumhurbaşkanının’, ‘Meclis Başkanının’, ‘bakanların’, ‘milletvekillerinin’, ‘bürokratların’ altına lüks otomobiller çekiyorlar. Makam odalarını ‘yurtdışından’ ithal ettikleri özel yapım mobilyalar ile yeniliyorlar. Bir Allah’ın kulu da çıkıp yakalarına asılmıyor: ‘Başbakan’a uçak almak için bir çırpıda ‘50 milyon doları’ gözden çıkarmayı biliyorsunuz da, peki ‘terörle mücadelede’ kullanmak üzere geliştirilmiş olan son teknoloji ürünü araç ve gereçleri satın almayı niçin aklınıza hiç getirmiyorsunuz? Milletin parasını ‘yerli yerinde’ kullanmak yerine, neden ‘kendi rahatınız’ için harcıyorsunuz? Hiç mi Allah’tan korkmuyorsunuz? İsrafil K.KUMBASAR- 21 cevap
-
- 1
-
-
1 MAYIS TÜCCAR AKP'YE KARŞI ÇIKMA GÜNÜ
kaplan-200 şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Güncel Konular
Siz ancak yandaş medyanın ağzıyla onun zihniyetiyle cevap veriyorsunuz. Bahsettiğiniz olayda bölücüleinr polisi tahrik ettiğini ve polisin barikat noktasını ısrarla delmek istediklerini görmüyor duymuyorsun. Oradan geçen masum insanlar bile o bölücülerin yüzünden problemler yaşadılar. Vatandaşlar bile sözde işçiyim diye geçinen bölücülere saldırdılar....bırkın polisi vatandaş bile bu bölücülerin tahriklerine karşı gelerek saldırdılar, olayları yine polis engelledi . suçu olmayan vatandaş bile bölücüler yüzünden polis ile karşı karşıya getirildi. Tabi siz bunları görmesiniz duymasınız. Medayda zaten bu haberler yapılmadı-yaılsada siz zaten görmesiniz duymasınız. -
1 MAYIS TÜCCAR AKP'YE KARŞI ÇIKMA GÜNÜ
kaplan-200 şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Güncel Konular
Güvenlik güçleri babalarının hayrına durup dururkenmi saldırıyor ,siz karşınızda kim var sanıyorsunuz? Bakın ve görün ortlaığı nasıl yağmalayacaklar....terör örgütünün pankartları nasılda ortlarda gösterilecek. Böyle bir durumda güvenlik güçleri ne yapacak? oturup ortalığın yağmalanmasınımı bekleyecek..! Güvenlik güçleri kayıtsız kaldığı zamanda'da polis görevini yapmadı,polis seyirci kaldı dersiniz. Israrla taksim diyenlerin derdi Üzüm yemek değil Bağcıyı dövmektir. Geçin bu ucuz propagandaları. -
1 MAYIS TÜCCAR AKP'YE KARŞI ÇIKMA GÜNÜ
kaplan-200 şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Güncel Konular
Bayramın acılımı sevgı ıle kucaklasmak ,gulmek, mutlu olmak vs ....bayram adına devletın yaptığı ıle bırde sözum ona sözde işçi ve emekcılerın yaptıklarına bır bakalım istanbul'da adeta OHAL havası var ınsanlar madur bu nasıl bayram ıste bugune daır istanbul ve 1 mayıstan bazı görüntüler... METRO VE OTOBÜSLER Metro hattının Taksim-Mecidiyeköy arası seferleri iptal edildi, Kabataş-Taksim arası işleyen füniküler sistem de çalışmayacak. İDO SEFERLERİ İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) Bostancı-Kabataş/ Kabataş-Bostancı deniz otobüsü seferleri iptal edildi. Bostancı-Kadıköy-Kabataş-Bakırköy-Avcılar hattı ile Pendik-Kartal-Maltepe-Bostancı-Kabataş-Bakırköy-Avcılar hattında çalışan deniz otobüsleri Kabataş’a, Boğaz hattında yolcu taşıyan deniz otobüsleri de Beşiktaş ve Kabataş’a uğramayacak. ŞEHİR HATLARI Kadıköy-Eminönü/Eminönü-Kadıköy şehir hatları vapurlarının seferleri sabah Kadıköy iskelesinin durumuna göre belli olacak. Şehir hatlarında çalışan Karaköy-Kadıköy/Kadıköy-Karaköy, Kabataş-Kadıköy/Kadıköy-Kabataş, Beşiktaş-Kadıköy/Kadıköy-Beşiktaş, Beşiktaş-Üsküdar/Üsküdar-Beşiktaş ve Kabataş-Adalar vapur seferleri iptal edildi. Haliç Hattı Karaköy’e uğramayacak. Beşiktaş-Küçüksu/Küçüksu-Beşiktaş hattı Ortaköy-Küçüksu/Küçüksu-Ortaköy olarak yapılacak. Boğaz hattı Beşiktaş yerine Ortaköy’e uğrayacak. Adalar-Kabataş vapuru, Kabataş yerine Eminönü’ne uğrayacak, Kadıköy’e uğramayacak. EĞİTİME ARA VERİLDİ Beyoğlu’nda 41, Şişli’de 19, Kağıthane ilçesinde de 6 olmak üzere, toplam 66 okulda bugün eğitime ara verildi. eğıtımden tutalım ekmek paramıza kostuğumuz yollara kadar hepsı ısgal altında devletın tören,gösterı ve mıtıng alanları bellıdır bu taksım dayatması neden bırde ona bakalım.... 01:32- Beyoğlu'nda, hazırlanmış durumda 17 adet molotofkokteyli ele geçirildi. Gözaltına alınan Muharrem D., Haliç Polis Merkezi'ndeki işlemlerinin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi Müdürlüğü'ne götürüldü. 02:05- İstanbul'daki 1 Mayıs kutlamalarına katılmak için farklı şehirlerden gelen işçiler, DİSK Genel Merkezi önünde toplanmaya başladı. 02:13- Beyoğlu'nda DİSK ve KESK'in kafilesine katılıp, eylemde bulunmak için molotof hazırlayan 3 kişiden 1'i yakalandı. Bir okulun bahçesinde hazırlanan 3'ü hazır toplam 10 adet molotof kokteyli ele geçirildi. 02:26- 1 Mayıs kutlamalarında İstanbul polisine destek vermek ve güvenliğe yardımcı olmak amacıyla Türkiye'nin 12 ilinden sevk edilen polis kafileleri Atatürk Havalimanı'na gelmeye başladı. 260 Çevik Kuvvet Polisi'nden oluşan ilk kafile İzmir'den geldi. 06:29- 1 Mayıs kutlamaları öncesi Taksim ve civarındaki güvenlik hazırlıkları saat 05.00'te başladı. Çevik Kuvvet polisi ve jandarma, Taksim'de geniş güvenlikleri alırken, Mecidiyeköy, Halaskargazi Caddesi, Talimhane, Dolmabahçe ve Tarlabaşı polis gözetimine alındı. 07:04- Şişli'de, 1 Mayıs kutlaması için Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Merkez binasının önünde toplanan gruba polis müdahale etti. Bu sırada göstericilerle polis arasında grginlik yaşandı. 08:48- Şişli'de, 1 Mayıs'ı kutlamak amacıyla Taksim Meydanı'na yürüyüş başlatmayı planlayan gruba polislerce müdahale edildi. 08:50- DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, konfederasyonun Şişli'deki genel merkezi önünde bu sabah gerçekleştirilen polis müdahalesini kınadığını belirterek, ''Bu ülkeyi germeyin, işçilerin 1 Mayıs kutlamalarını engellemeyin, hukuk ve yasa dışı iş yapmayın'' dedi. 09:41- DİSK Genel Merkezi önünde toplanan grup, konfederasyon binasında bulunanlarla birlikte bir süre sloganlar attı. Bu gruba polislerce saat 09.15 sıralarında su sıkılarak müdahalede bulunuldu. Bunun üzerine kaçmaya başlayan gruptakiler, polis tarafından bir süre izlendi. Grup, Abide-i Hürriyet Caddesi'ndeki İskete Sokak'a girerek dağıldı. 10:30- DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ve parti yönetimi DİSK'le birlikte 1 Mayıs İşçi Bayramı için Taksim yürüyüşüne katıldı. Hükümet'in 1 Mayıs için aldığı önlemleri eleştiren ve bunların güvenlik önlemi olmaktan çok 1 Mayıs özgürlerini engellemeye dönüştüğünü belirten Sezer, DİSK ile yürüyüşü tercih etti. 10:38- DİSK önünde bekleyen gruba dördüncü kez müdahale edildi. Tazyikli su ve biber gazı sıkılan grup polis tarafından dağıldı. Kaçan göstericileri polis ara sokaklarda takip etti. 10:49- 1 Mayıs işçi bayramını kutlamak için sabahın erken saatlerinde Halasgargazi ve Osmanbey toplanan gruplar Taksim meydanına girebilmek için ara sokaklarda toplanmaya devam ediyor. Yaklaşık 200 kişilik bir grup da Taksim'e doğru yürütüşe geçmek için Dolapdere'ye doğru harekete geçti. Polis Dolapdere'de yoğun güvenlik önlemleri alırken, cadde tek yönlü olarak trafiğe kapatıldı. 10:58- CHP Şişli ilçe binası önünde toplanan grubun Taksim'e doğru yürüyüşünü engellemek için önlem alan polise ara sokaklardan gelen bir grup taşlarla saldırdı. taşlandı. Halaskargazi Caddesi üzerine ara sokaklardan inen yaklaşık 50 kişilik grup CHP binası önündekileri engellemeye çalışan polise taş attı. İki polis hafif yekilde yaralanırken ara sokaklara kaçan gruba biber gazı ile müdahale edildi. 11:00- 1 Mayıs'ı Taksim Meydanı'nda kutlamak amacıyla Şişli ve Beyoğlu'nun çeşitli bölgelerinde toplanmaya çalışan gruplara polisin müdahalesi sürüyor. 11:05- DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, İstanbul Emniyet Müdürlüğünden yetkililerle görüştü. Görüşmede, grupların, Taksim'e gitmesine izin verilmeyeceği, ancak sendika yöneticileri ve milletvekillerinin, Cumhuriyet Anıtı'na çelenk koyabileceklerinin söylendiği öğrenildi. Görüşmenin ardından bir araya gelen sendikacıların son durum için karar verme ve açıklama yapmaları bekleniyor. 11:28- DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, sendika ve sivil toplum örgütleri olarak Taksim'e yürüyüşü can güvenliklerinin olmadığı gerekçesiyle iptal ettiklerini açıkladı. 11:35- 1 Mayıs kutlaması için Şişli Ergenekon Caddesi'nden Taksim Meydanı'na çıkmak isteyen yasa dışı gruplara polis sert müdahalede bulundu. Maskeli olan, yollara barikat kuran ve polise kaldırım taşları atan marjinal grup üyelerini, çevik kuvvet polisleri gaz bombalarıyla dağıtmaya çalıştı. 11:37- Polis ablukasında olan Halaskargazi Caddesi'nde bekleyiş sürüyor. Mecidiyeköy-Şişli arasındaki caddenin tüm sokaklarında geniş güvenlik önlemeleri alan polis, grupların birbiriyle buluşmasına izin vermiyor. 12:04- Halaskargazi Caddesi'nde toplanıp sloganlar atmaya başlayan ve halay çeken bir gruptaki bazı kişiler, caddeden geçen polis midibüsüne taş atmaya başladı. Taşların isabet ettiği araçta küçük çapta hasar oluştu.Bunun üzerine panzer desteğindeki çevik kuvvet ekipleri grubun bulunduğu alana geldi. Panzerden su sıkılarak ve biber gazı atılarak gruptakilere müdahalede bulunuldu. 12:12- DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, Türk Tabipler Birliği Başkanı, yaklaşık 100 kişilik bir grupla Şişli'ye geldi. 12:27- İstanbul'da 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak isteyen Dolapdere'deki grupla polis arasında Kurtuluş Yokuşu'nda çatışma yaşandı. 12:49- Dolapdere'den, Taksim'e doğru ilerlemeye çalışan yaklaşık 100 kişilik grup barikat kurdu. Kurtuluş Yokuşundan Taksim'e ilerlemeye çalışan grup yapı malzemeleri satan bir mağazanın önünde mağazanın malzemelerini kullanarak barikat oluşturdu. 12:49- Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) Taksim Meydanı'nda gerçekleştirmek istedikleri 1 Mayıs kutlamaları için yaklaşık 100 kişiyle başlattıkları yürüyüş CHP Şişli ilçe binası önünde sona erdi. 13:15- MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, İstanbul'da 1 Mayıs kutlamaları dolayısıyla yaşanan olayların dehşetle izlediklerini belirterek, 1 Mayıs gününü işçilere zehir, İstanbullulara ise zulmettiğini ifade etti. 13:18- Kurtuluş'tan Taksim Meydanı'na gitmek isteyen gruplara polis müdahale etti. "Dağılın" çağrısına uymayan grupları polis biber gazı ile dağıttı. Gruplar kaçışırken çevreye de zarar vererek Dolapdere'ye doğru dağıldı. 13:18- Demokratik Sol Partisi (DSP) Genel Başkanı Zeki Sezer Taksim Atatürk Anıtına geldi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı, Taksim Meydanı'na 13.00 sıralarında gelen Sezer, bir grup Türkiye Komünist Parti (TKP) üyesi tarafından protesto edildi... evet bunun adı bayram elbıselerı tek tıp kırmızı pecelı pacavralar...bırbırlerıne sundukları molotof_!!!ıscı hakları dıyorlar ne dukkanı acık emekcı ınsanların mallarını yağmalamaktan gerı kalmıyorlar,nede emekcı polıslere tas atmaktan...ne oldu Taksım,Taksım dıyordunuz yaa yurusenıze_!!!buradan cok basarılı bır önlem alan istanbul valılığı ve Cerrah faktorlu istanbul emnıyet mudurluğunu kutluyorum...bence acıklamaları ıle polıse sıtem edenler esasında polıse dua etmelerı gerekmektedır sayet o topluluklar bulussa ve Taksım'e cıkarak her provekeye acık bır ortam olussaydı bunun onunu kımse alamaz hesabını kımse veremezdı_!!!!! -
1 MAYIS TÜCCAR AKP'YE KARŞI ÇIKMA GÜNÜ
kaplan-200 şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Güncel Konular
Bu görüşüme katılmayacağınızı biliyordum Sn politika zaten bizim görüşlerimizide ayıran nokta burası sizinle çoğu zamah hem fikir olmuşuzdur lakin iş ergenekona gelince görüşlerimizde değişiyor. Öncelikle derin devlet anlayışını kavramak gerek,kimilerine göre derin devlet ergenekon,kimilerine göre çatlılar,yeşiller ve ağarlar. Kimilerine görede dış güçler. Sizce hangisi derin devlet? Derin devlet eğer devletin derini ise devletin çıkarları için çalışır.Asla ve pkk ile mücadele edenlerdir,şimdi birileri çıkıp bu mücadeleyi kürtlere ve ermeniler karşı yapılan sistemli plan gibi gösteriyorlar. Onlarda gerçeği biliyor fakat kabul etmek işlerine gelmiyor. Diğer arkadaşların derin devlet diye tanımladığı dış güçler ise derin devlet değildir. Bahsettiğiniz 1 mayısı ise dış güçlerin yaptığını kabul edemeyenler derin devlet diye devletin gerçek sahiplarine yıkmaya çalışıyorlar. Asıl kendileri adına derin dediği derine hizmet ediyorlar.Kendileride bu derinin içerisindeler ! -
1 MAYIS TÜCCAR AKP'YE KARŞI ÇIKMA GÜNÜ
kaplan-200 şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Güncel Konular
1 mayıs olaylarında ergenekonun parmak izi olduğundan haberin vardır sanırım. Sizce neden ortaya çıkmadı kim yaptı bu olayları. Eski haberlere göz atın ergenekonun izlerini göreceksiniz. Ayrıca 1977'deki kanlı 1 Mayıs olaylarının mağdur ve avukatları, davanın Ergenekon'la birleştirilmesini istedi.