Zıplanacak içerik

LostsouL

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

LostsouL tarafından postalanan herşey

  1. hayatımda bir cok ilk icin gec kaldın sen üzgünüm elinde olmadıgını biliyorum bunun ama simdi ne geri dönebilirim yasadıklarıma nede silip atabilirim aklımdakileri hayatımdaki bir çok ilki hakeden sendin belki üzgünüm içimde yetiştirip ihmalimdem kuruttugum cicekleri yeniden yeşertmek görevi sana kaldı yada toprak atıp üzerlerine son duasını okumak hayatımın en kötümser zamanlarına tanıklık ettigin icin üzgünüm keşke sabahlarına uyanabildigim dunyamın icinde olsaydın ne ben tutsaydım kendimi nede sen bu kadar kırılıp yorulsaydın... şimdi bu filmin sonunu beklemeden cıkıp gitmek istiyorsan sen bilirsin kalırsan eğer bu filmin sonunda çekim hatalarını izleyip gülümsemeni garanti edemem yada bu salondan cıktıktan sonra hatırlayıp baska yerde kullanacagın tecrubeler olmayacak soranlara cevap veremeyip susacaksın sanki hicbirsey olmamıs gibi... dijital çağın soytarısıyım ben iyi yanları cerrahi mudahalelerle alınmıs geri kalanıyla yetinmeyi bilenlerin masasında meze bitince masadaki yenisiyle tazelenen... elimi tut yanında olmanın kanıtlarını bırak üzerimde aklımda teninin yansıması bu üzerimdeki kokun cıkmasın diye senden sonra sarılmadıgım hicbir kadın seninle yasayamadıgım ilklerimin senden sonra yasanmasın diye üzerini mühürledim gelirsen diye birgun hayalini kurmadıgım listesi seninle birlikte yapılacakların şimdi beni aklında tut vadem doluncaya dek ilk öptüğüm değilsen bile en tatlısı dudaklarımın tattığının en sıcağı koynunda bu öpmeye doyamadıgın ben dokunulmaktan nasıra dönmüş tenimden utanan büyüyüp adam olamamıs ben çoçuk kalamadıgı icin salya sümük aglayan durmadan bu ben agladıkca öpen sen ilklerimi baskasıyla heba ederken ben bilsem seni sana saklanmazmıydım kapatıp gözlerimi başka gözlerin rengine...
  2. Kimbilir belki de kategorize edilmiş bir dunyada yaşadıgımız icin hayatımızın her dönemini kategoriler halinde yaşıyoruzdur. Dunyaya geldigmiz anda rengimizi koyuyorlar mavi yada pembe… bazılarının sadece ten rengi oluyor cunku dunyaya gelmeden once yoksul ve zengin kategorisinde yoksulun favori rengi oldugu icin…. bazıları ise zamanla girdigi kategorinin rengini begenmedigi icin baska renklere kullanmaya calıssada cogunlukla tepki gorurler yada dıslanırlar… Derken okul sıralarında kümelere ayrlıyoruz eğitsel kolların eğitmesi gereken beyinlermidir her zaman merak etmişimdir. Yoksa ilerleyen yıllarda hayatın sorumluluk alabilecekler kategorisine girip girmeyeceğimize dair erken ipucları alabilmek icinmi bu bu eğitsel kollar kategorisine dahil oluruz? Elbetteki dayanılmaz kategorilerin basında rekabet durumu gelmektedir… Derslerine çalışabiliyor olma, ve kafanızın bu calıstıklarınızı alma kapasitesi… Bu yüzdenmidir kafasının alma kapasitesi en üst duzeyde olan ogrenciler en ön sırada oturanlar kategorisindedir? bazılarımızın kafası basmadıgı icin yada kafasının bastıgını belli etmek istemedigi icin bırak okul sıralarını hayatın heryerinde hep geride ve köşelerde durma, minibüs ve otobuslerde cam kenarlarını seçmesi nasıl bir kategori oluyor? Birde yakısıklı, iyi giyinen, mumkunse arabalı, son secenegi yeniden dusununce ilk ikisi o kadarda gerekli değilmiş gibi durduğu aslında oldukca bariz. Hangi kadın bir halk otobusunde romantik bir öpüşme hayal ederki? Peki siz hangi erkek kategorisine giriyorsunuz? Arabalılarmı yoksa halk otobusleri olanlar mı? Kadınlar icin durum sanki biraz daha basit gibi… Biraz bakımlı olmak bir erkek icin yeterli bir neden olabilir seçmek için.Kadınların girebilecegi kategoriler o kadar fazla değil. En azından bizimki gibi toplumlarda bazı bölgelerde kadınların sadece bir eşya olarak kabul edildiğini düşünecek olursak, bu kategorize bölgelerle sınrlı olabiliyor. Kadının adını koymak icin bölgesine bakmak… tuhaf… Daha dunyaya gelmeden once dahil edildigmiz kategoriler birbirleriyle sıkı sıkıya baglantılı bir şekilde butun hayatımız boyunca devam ederken bu zincirleme reaksiyon, aynen bize oldugu gibi bizim cocuklarımıza yada beraber oldugumuz insanlarada geçiyor. Bir şekilde bu zincirlemeden hosumuza gitmesede cıkamıyor sadece bir sure sorna kabullenmeyi ögreniyoruz. Sanırım buna verilen en yaygın isim kader oluyor. Kaderlerin dahil oldugu bu kategoriler icinde varolusumuzun dayanılmaz hafifliği/ağırlıgı, kimbilir belkide adanmışlığımız inandıklarımıza tüm bu olan bitenin temeli, başlangıc noktası gibi… Belkide omurgası bu bedenin.. omurganın bir eklemi bile yerinden oynadıgı taktirde bozulmak, dağılıp yok olmak… Bu yazıyı ekleyebileceğim bir kategori bulamadıgım icin yazmaktan vaz mı gecmeliyim yada silip atmalımıyım emin değilim.. Hayatımız boyunca kendi basımıza hicbir kategoriye giremiyecegimiz, asla bunu yapamıyacagımız bize ogretiliyor. Okullardaki eğitsel kolların amacı belkide boslukta kalamamayı, uçamamayı ve özgür düşünememeyi ogretmektir. Cunku özgür bir beyin, kategorilere sokulamayan bir yaşam butun bir omurganın tek bir ekleminin düzgün calısmamasının butun bedeni felc etmesi gibi bir etki yaratabilir toplum uzerinde. Kim böyle bir durum ister ki? Asıl merak ettiğim bu üzerinde yaşadığımız dunya hangi kategoriye giriyor?
  3. Hindistan’ı korku sardı sıcak paraya ‘dur’ diyor Hindistan, son 1 yılda ülkeye giren 50 milyar dolarlık yabancı portföy girişini durdurmak için önlem almaya karar verdi. Hindistan, son 1 yılda ülkeye giren 50 milyar dolarlık yabancı portföy girişini durdurmak için önlem almaya karar verdi. Bu haberle morali bozulan Hint Borsası yüzde 9 düştü. Rupi ise son 1 ayın en düşük seviyesine indi Hindistan’da borsa düzenleyicisi kuruluş peş peşe rekorlar kıran piyasaların yükselişini sınırlandırmak için yabancı portföy girişini durdurmayı teklif etti. Bu teklifin duyulmasının ardından Hint Borsası yüzde 9’u aşan değer kaybetti. Ani düşüş sonrası işlemlere ara verilmek zorunda kalındı. Hindistan para birimi Rupi de son bir ayın en düşük seviyesine geriledi. Hindistan Maliye Bakanı Palaniappan Chidambaram, önerinin Hindistan piyasalarına dolaylı enstrümanlarla giren sermayeyi durdurmak için düşünülen bir dizi önerinin bir parçası olduğunu belirtti. Bakan, bu önlemlerin bir yasak olmadığını, sadece gelen sermaye miktarına getirilen bir sınırlama olduğuna dikkat çekti. Hindistan halen yüzde 4’lük enflasyona rağmen yüzde 7.75 faiz uyguluyor. Hindistan’a son 1 yılda giren sıcak paranın 50 milyar doları bulduğu belirtiliyor. Türkiye 103 milyar dolarda Küresel finans piyasalarında yaşanabilecek bir dalgalanmada Türkiye’den kaçarak ciddi bir krize yol açma olasılığı nedeniyle risk oluşturan sıcak para hacmi, Eylül sonunda Türkiye’de 103 milyar dolarla yeni bir rekor seviyede bulunuyor. Tek parti hükümetinin sağladığı siyasi istikrar, uluslararası finans sistemine entegrasyonun artması ve yüksek faiz getirisinin cazibesiyle son beş yılda hızla artan sıcak para stoku, Ağustos ayındaki 5.4 milyar dolarlık azalmanın ardından, Eylül’de 12 milyar 465 milyon dolar genişledi. Sıcak para stokunda Ekim ayında da artışın devam ettiği gözleniyor. Tahminlere göre Ekim’de de sıcak para stoku 5 milyar dolar daha genişleyecek ve 110 milyar dolara yaklaşacak. 18/10/2007 Hic merak ettiniz mi? Başka ülkeler yabancı sermaye gelmesin, yabancı sermaye artmasın diye önelmeler alırken biz neden yabancı sermayenin ulkemize gelmesiyle gurur duyuyoruz? Bizim yöneticilerimiz mi daha akıllı baska ulkelerin yoneticilerinin bilmediği birseyler biliyor, yoksa bizde mi bi sorun var, kötü bir durumla gurur duyuyor bizi buna mahkum edenleri yeniden seçiyoruz? Sizce sorun kimde? DURMAK YOK YOLA DEVAM...!!!!
  4. Yanlış bilmiyorsam eğer yasalarımza göre ormanlara zarar vermek vatana ihanetle aynı cezayı gerektirir. Zamanın Necdet Sezer tarafından veto edilen bu yasa bugun değil bir milyon 50 milyon imza toplansa bile engellenirmi sizce? Bu yasayı cıkartarak kendilerine muazzam bir rant kapısı acacak olanlar bu ulkeyi aslında ne kadar düşünüyor? Cıkarılmak istenen yasaya göre cıkan her orman yangınından sonra arazilerin tamamı imara acılacak... Yani her yaz yanan milyoonlarca hektarlık ormanlık alan bir daha agaclandırılmayacak... Sizce artık ulkemize neden eskisi kadar yagmur yagmuyor? Küresel ısınma tek basına bizim ulkemizi etkiliyor olabilir mi? Peki basit bir örnek vermek istiyorum... Neden çöllere yağmur yağmaz? Yada afrikadaki bazı ormanlara neden yağmur ormanları adı verilmiştir.... Simdi yeniden sormak istiyorum: -Neden artık ulkemize eskisi kadar yağmur yağmıyor ve biz susuzluk yüzünden bu kadar zor gunler yaşıyoruz? Birde bu yasa cıktıktan sonra neler olacagını düşünün.... Durmak Yok Yola Devam...!!!
  5. LostsouL şurada cevap verdi: arman başlık Anı Defteri - Defterleri
    Üzgünüm... Benim için açılan bu sayfayı bu kadar geç farketmiş olmaktan... Açan ve yazan arkadaslarıma saygısızlık yapmıs olmaktan dolayı üzgünüm... Umarım bu hatamı bağışlarlar... Güzel sözlerinizden dolayı teşekkür ediyorum... Sanırım biraz fazla gömüldüm içimdeki dunyaya, zaman zaman dışarı cıkıp baktıgımda herşey icin gec olmus gibi geliyor... Ucundan tutup yakalamak, yetişmek istyorum sanırım artık bunu bile beceremiyorum... umarım yazdıklarımla paylasabildiklerim, bana iyi geldigi kadar sizede iyi geliyordur... Destek oldugunuz icin teşekkür ederim...
  6. paydos edipte eve dönerken bir akşam vakti otobusun camındaki yuzunun yansımasına bakıp silerken makyajını küçük bir cocuga yakalanan palyaço gibiyim, gülen yüz cizgileri birbirine girmiş bir elimde kağıt mendil gülümsemeye calısırken ansızın baskına ugramıs bir kanun kacagı gibi telaşlı ört bas edilemeyen yüzümdeki ihtiyarlık cizgileri belirginleşirken bir çocugun gözlerinde anlamını yitirirken çocukluk hayalleri bir kac dakikada büyüyüp koca bir adam olurken aksam üstü gülümseyen bir palyacodan soğuk bir heykel gibi boşluğa bakan gözleriyle yol almak... nerden bilebilirdim ki... karşısında gardımı indirdigim ilk kadından nakavt yumrugu yiyecegimi... ve kalkmak icin zorlarken bedenimi, köşemdeki bir elden atılan havlunun düşmesini izlemek... sanki fişinin cekilmesi gibi baglı oldugun makinanın, silerken yüzümden gülümseme cizgilerini...
  7. LostsouL şurada cevap verdi: LostsouL başlık Güncel Konular
    Sizin de internetiniz sürekli kopup duruyormu şu sıralar? yada cok yavaşladımı? Sahi dunyanın en pahalı internetini kullanmıyormuyduk biz? Ödediğimiz bu paralar nereye gidiyor? Sizin de ev telefonunuz ve cep telefonunuz bugun sık sık kesildimi? En acil durumlarda ihtiyacınız olan insanlara ulasmadıgnız bu yuzden cok zor durumda kaldıgınız oldumu? Sahi dunyanın en pahalı iletişimini kullanmıyormuyduk biz? Bugun neden boyleyiz? Biz telekomu neden satmıştık? Devlet eliyle özel birini tekel haline getirip dilediğini gibi bizi sömürsün diyemi? Geçen yağan yagmurda istanbulda yasayıpta evini işyerini su basan ve bu yuzden zarar gorenlerimiz var mı? İstanbul belediye baskanı bir kac ay önce cıkıp cok buyuk hizmet yaptık dereleri islah ettik bilmem kac milyon dolara sorunu cözdük demedimi? Sayın basbakanda bu cözümü ballandıra ballandıra anlatıp dunya uzerinde baska yok demedimi... Peki ne olduda yagan ilk yagmurda bu büyük cözümümüz su altında kaldı? Verilen paralar nereye gitti? Bu ihale hangi firmaya verildi? BUndan onceki akp yonetimleri zamanında ihale alan firmaların basında kim geliyordu? Önceki cozumleri ureten ve bundan para kazanan ve urettigi cözum her yagmur yagdıgında bozulan ve yeniden ihale acılıp yeniden aynı ihaleyi alıp para kazanan, son buyuk cözümüde kendisi yapıp ordanda köseyi dönen ve bu cözümünde su altında kalmasından sonra bir kac milyon dolar daha cebe indirecek olan bu firma kime ait? Ya uretilen cözümde bir hata var, her yagmurda suya teslim oluyoruz... Bunu değiştirin... Ya ihaleyi alan firma malzemeden calıyor birseyleri eksik yapıyor bu yuzden suya teslim oluyoruz onu değiştirin... yada bu yonetimin hizmet etmekten cok yandaslarını ihya etme gibi bir misyonu var siz onlara ellemeyin onlar dindar insanlar haramda gözleri yoktur, onumuzdeki secimlerde yine onlara oy verin... Onlarda sizin bu takdirinizi değerlendirip aynı adamları aynı sekilde ihya edeceklerdir.... Siz su altında kalmıssınız, malınızı yitirmissiniz, canınızı yitirmissiniz kimin umrunda... Hic merak etmiyorsunuz dimi? İstanbulda hangi ihaleyi kim alıyor, yapılan yanlıslıkların bedelini kim öduyor? Kimler köseyi donuyor, köse donenler borclarını ne zaman nasıl geri oduyor... BUnlar bize nelere mal oluyor... Siz keyfinize bakın, evinize barkınıza işyerinize dolan lağam suları altında yasamanıza devam edin... BOyle agır konularla ilgilenmeyin, size söylenince gidin evet deyin, size soylenince gidin oy verin.. gerisini ellemeyin.. Dinden cıkarsınız sonra... yabancı sermayede kacar giderse ac kalırsınız neme lazım..!!! Bide sayın başkanın ne dusundugu onemli. onumuzdeki ay RTE gidip sayın baskandan randevu alırsa bu konuların sayın baskanla gorusup fikir alacak... Bu ülkenin basbakanı kim? Durmak Yok Yola Devam...!!!!!
  8. teşekkür ederim sardunyam... kelimelerimin tükendigini hissettigim bugunlerde yazmak yasamaktan daha zor gelirken ve belkide yaşamak zor oldugu icin sıgınırken kelimelerin şefkatine paylaşımın ve beni anlıyor oldugunu bilmemin huzurunu yasattıgın icin ve diğer dostlarımın toplayıp cıkarmadan varoldugumuz icin bir arada olmanın gururuyla kimi zaman farklı ses tonlarıyla konusuyor olsakta herseyin basında insan olmanın onuruyla Edip Canseverin sözüyle nasıl gül kokacagız Birlikte bu guzel kokular icin minnettarım... her girdiğim bu ağır koma durumlarından ayılmamda basrolu üstlenen bu site ve burdan edindiğim dostlarıma bazen yazmak zor söylemek zor susmak daha zor anlatamıyorum farklı hayatları aynı satırlarda paylasıyoruz farklılıgımız bir olmamıza engel değil sonunu baglayamıyorum belki de ucu acık bırakılmalı dostlukların bitmesin diye değil huzur icinde uyuyabilmek gibi bilince varlıgını dostlarının...
  9. sizin gibiler icin halkın yararına olan etkinliklerin basında iftar cadırları kurmak geliyor, ikinci sırada kızınıza oglunuza kralları özendirecek buyuk dügün törenleri duzenlemek, daha sonra yakın es dost akrabaya ihaleleri peşkeş cekip bunu törenlerle kutlamak geliyor, sonrada kameralar eşliginde fakirlere yemek dagıtmak... haklısınız sayın Sezer bunların hicbirini yapmadı... Sizin gibiler bu ulkeyi soymasın diye, soygun amaclı butun yasaları veto etti.. sanırım bu icinizde öyle buyuk bir yara bıraktıki, Atatürk'ü unutamadıgnız gibi Sezer'ide uzun sure unutamayacaksınız... O'nun da acısı gecince nasıl olsa biz burada olacaz efendim.. bekleriz...
  10. Refarandum Trajedisi...!!!! Refarandumda neyi oylayacagımızı ve oyladıktan sonra nelerin değişecegini kim biliyor? Doğru dürüst bilgi sahibi bile olmadığım için o gun gelince sandığa gidip ne oy atacagımdan emin değilim. Ve gunlerdir okuyorum, arastırıyorum ve evet oyu verin diyenlerin konusmalarını dinleyip mantıklı izahatlar arıyorum. Bu refarandumda değiştirilmesi planan bir kac anayasa maddesi var. Bu anayasa maddeleri mevcut yururlukteki anayasanın maddeleri değilmidir? Peki zaten akp bir kac adamını toplayıp bu anayasayı toptan değiştirmeyecekmi? Bir ay sonra tamamen ortadan kalkacak bir anayasanın değişiklik oylamasını yapmamızın ne anlamı var? Bu refarandumda oylama yapılmaya baslandıktan sonra, oylanan bazı maddelerde değişiklik yapıldı. Peki değişiklik yapımadan once oy kullanan bir vatandas oylama bittikten sonra kalkıp itiraz ederse, ben oy kullanırken farklıydı sonra farklı oldu derse bu nasıl acıklanacak? Düşünün bir sözleşmeye imza atıyorsunuz, siz imzaladıktan sonra sözleşmedeki maddeler değişiyor ve cıkartılıyor bu ne kadar demokratik ve adil? Demokrasiden anladıgımız bu muydu? Bu refarandumda halkın oyuna sunulan bazı maddeler var. Mesela Cumhurbaskanın halk tarafından secilmesi maddesi... Mesela toplantı ve karar yeter sayısının 3/1 olması... mesela milletvekilliği süresini dort yıla indirilmesi gibi... Eğer bir evet oyu verirseniz bunların hepsini onaylamıs olacaksınız. Mesela ben cumhurbaskanını halk secsin ama meclisteki karar yeter sayısı 3/1 olmasın istiyorsam ne yapmam gerekiyor? Bu refarandum ne kadar saglıklı bir refarandum olacak... İnsanlar bes ayrı madde icin tek bir oy kullanacaklar... ve taviz vermek durumunda kalacaklar... Mesela istemesenizde bir madde icin diger dort maddeyide onaylacaksınız.... Sayın erdogan çıkıp acıklama yaptı... halkımız refaranduma alıssın diye... anlasılıyor ki yarın öbür gun akp sıkıstıgı her konuda refarandum yapıp halka gidecek. Peki bu ne kadar saglıklı? surekli refarandum olacaksa 550 milletvekili ne işe yarayacak? Tayyib bey bir yasa cıkarsın kardesi ve hocasıyla, refaranduma sunsun halk kabul ederse kabul olsun... Zaten mevcut düzende böyle değil mi? Tayyib bey istiyor kac kişi karsı cıkıyor? Karsı cıkmak bir işe yarıyor mu? Her yanından antidemokratik ve sacmalıklarla dolu bir refarandum neden yapılmakta ısrar edilir? Bu inat neden ve kime? Kİmin eline ne gececek bu refarandumdan sonra... gecen hafta akaryakıttaki ötv miktarı arttırıldı,suya ve elektrige yuklu zamlar yapıldı cunku butcede açık var... Neden bütcede boyle bir acık varken ve surekli biz vergilerle bunu kapamaya calısırken boylesine masraflı bir refaranduma gerek duyulur? BU sadece bir inatlasma cabasımıdır yoksa akp aklı sıra güven tazeleme yolunamı gidiyor.. Refarandumdan kendi beklentileri gibi yuksek oranda evet oyu cıktıgı takdirde bu onlar icin bir güvence olacak, ve sonraki adımlarını daha kararlılıkla atabilecek... Akp icin 400 trilyon harcamaya değecek kadar önemli... Ve sonraki refarandumlara daha hazır olmalarını saglayacak... Yukarıda bahsettigim refarandum yanlısları ve sacmalıkları konusunda aylardır tek bir düzgün acıklama gelmedi. gelmesini de beklemiyorum acıkcası. Sırf birileri öyle istiyor diye kalkıpta öyle davranacagımı sanmıyorum. En azından düşündükleri gibi bir koyun değilim. Bunu göstermek icin duzenledikleri refarandum komedisinde rol almayacağım ve oy kullanmayacağım...!!!!
  11. Hedef şaşmıyor, biri ipleri tutuyor digeri ipin ucundaki... abisinin sözünden cıkmıyor biri, diğeri kardeşine makam veriyor... biz zamanında bataklığı kurutalım derken, ikiside sinekleri önce öldürelim demişlerdi, bugun kalkmıslar bataklığa asker gömelim telaşındalar... aslında yok birbirlerinden farkları... ikiside dügünlerini fuar merkezlerinde yaparlar, ikiside dügünlerdeki takılardan servet sahibi olurlar, ikiside makam sahibi olmayı efendi olmakla karıstırılar... Abd.gül ve Erdoğan arasında cok fark olmadıgını kendileri acıklıyorlar... Kuklayı eleştirmek ne kadar mantıklıysa, tayyib erdoganla gülü ayrı tutmakta o kadar mantıklıdır... Aslında haklısınız gülün yaptıkları icin gülü değil, ipleri elinde tutanı eleştirmek gerekli.. düzletmeniz icin teşekkür ederim..
  12. Necdet Sezer ve A.gül karsı karsıya koymak ve karsılastırmak gerek bence... Sezer'in gorev suresince veto ettigi yasalar ve atamaların nedenleride açıklanmıştır. Bu acıklamalar icinde bir tane mantıksız, keyfi yada ulke menfaatlerine ters dusecek acıklama yoktur. Sayın gül goreve geldiginden beri son bir ayda yuzlerce atamayı onayladı... Şimdi kalkıp ikisini karsılastıramassınız diyorsunuz. Haklısınız Sezer ulke meseleleriyle ve akpnin kendi menfaatleri dogrultusunda yasalarla oynayıp durmasıyla öyle mesgulduki o koltuktan bir gun olsun kalkıpta minnet ziyaretlerinde bulunmadı, cünkü kimseye minnet borcu yoktu... Ulke sorunlarıyla öyle mesgulduki yanına aile efradını, parti ileri gelenlerini, tarikat mensuplarını alıp devletin ucagına atlayıp devletin imkanlarıyla butun dunyayı gezmedi... Ahmet Necdet Sezer ulkemize verilmiş en son ve büyük şanstı. Bazılarının işine gelmemesi normal karsılanmalı. Ama her gecen gun Sezer'in ne kadar buyuk bir devlet adamı oldugunu görüyoruz... Neymiş sayın gül dugundeki takıların buyuk kısmını Şehit yakınlarına bagıslayacakmıs... Aklı sıra zavallı fakir ve ezilmiş halkına yardımda bulunacak... Seni görevin insanlara sadaka vermek değil bulundugun makamın geregini yapıp ulkene hizmet etmek..!!! Akp zihniyeti iktidara geldiginden beri bir sadaka kültürü türetti... İnsanlara iş sağlayacaklarına yaşam kosullarını duzelteceklerine durmadan birilerine ayni yada nakdi yardımlarda bulunuyorlar.. İnsanları açlığa alıstırıp, ceplerindekini alıp, gunde bir ögün yemekle ayda bir cuval erzakla minnetlerin satın alıyorlar... Siz hala kalkmıs gülün dugunundeki takılar şehit yakınlarına gidecek diye hava yapıyorsunuz...!!! O düğünün bu ulkeye ne kadar mal oldugunu kimse konusmuyor..!!! O dügünde takı takanların, o dügüne gelipte yalakalık yapanların yarın öbür gun bunu kendi lehlerinde kullanacaklarını kimse konusmuyor..!!! Allah evlenen çifti mesut etsin, ama ne olurdu sanki bu dügün fuar ve kongre merkezinde yapılmasaydı... ne olurdu sanki binlerce polis gunlerce sırf bu dügün icin calıstırılmasaydı, ne olurdu sanki binlerce davetli yerine aile yakınları gitseydi, ne olurdu sanki insanların akıllarına bunlar gibi yuzlerce soru takılmasaydı..!!! Bu kadar gösteriş ve şaşaya değermi? Biz o kadar zengin ve güclü bir ulkeysek neden yala onmilyonlarca aç insanımız var? Neden dunya uzerindeki en yuksek vergi oranları hala arttırılıyor? ve birileri kalkmıs bu olan biteni normal karsılıyor... haklısınız, daha yeni başladınız... Durmak Yok Yola Devam..!!!!!
  13. bir karsılık yazabilmek satırlarının yansımasına okudukca baska bir iklimi hissetmek üşümek belkide yanıp kavrulmak bozkırın ortasında kıvrımlarından süzülen bu hayatın özü değilse eğer bu satırlardan süzlüp duran kırmızı renk nedir? altına bir not düşmeli ve ikinci defa okutulmamalı yazılanlar bağımlılıkların da iyisi var ama burdaki başka bir sevdanın enkazı ve bazı enkazlar dokunulmadığı zaman huzurludur eşeleyip durmadan üzerini kendi halinde bırakıldıgında ama bu rahatsız eden ruhumu her satırında meydan okuyan görmezden gelinemeyecek bir başkaldırı gibi ne yazık yazıldıgı halde kendisine bunu okuyamayan gözlere...
  14. acılır inceden müzigin sesi o caglar oncesinden gelen tutkunun eseri gibi simdi damarlarımda akıp duran şeytana uydugum değil şeytanın bile aklının ermedigi bu erteleyip durdugum yıllardan beri içimde biriken seni buyuten bu sevda seni buyuturken beni eriten sana tutuldukca beni uzak tutan sana yaklastıkca avuclarımın arasından süzülüp akan başımı arasına verdigim ellerin nerde simdi kokun diye içime cektigim bu karanlık gecelerin yoksun diye uyanamadıgım sabahlarının bu metrelerce yukseklite hayalini kurdugum dizlerinin dibinde dilimin baglandıgı kadınım yazarken ki utanmazlıgım karsında kızarıp gozlerini kacıran kücük cocuk benmiyim? hayatıma girdiginden beri sakınıp kelimelerimi sana özel olsun diye değil sadece seni olsun diye gunlerdir kimseye heba etmedigim icin sözlerimi susuyorum suclu sanıyorlar suskunlugumu üstlendigim sadece senin gunahların aşkımın tarifini yapamıyorum ne söyliyebiliyor nede duyabiliyorum kanıma karısan bu zehrin bir tedavisi yok artık kafiye diye uydurduklarım varsın diye bu kadar şımarttım kendimi seni alırsan icimden aksini ispatlayamadım diye değil sensizligi kabul edemedigim icin bu kadar sucu üstlenişlerim içimde yanıp duran ateslerim senden oncesinide bilirdim ben buz gibi ellerimin arasından gecti kadınlar simdi caresizligim kucuk bir kız cocugunun avuclarında sen susuyorsan bu benim korkaklıgım yaşayamıyorsak eğer bu benim bencilligim senin bana dokundugun gunden beri tenimde hüküm süren senin baharların gitme ihtimallerinin gölge düşürüp mutluluguma görmezden geldigim yenik kaderim ayrılık süsü veriliyor cinayetlere ve intihara yelteniyor yoklugunda sana alınamayan tüm cicekler içimde yanıp duran ateş tenime dokundugundan beri ve öptügünden ve sevdiginden beri aynaya bakıp adam sandıgım bu sokaga cıkmadan kendine ceki duzen veren ihtiyarlıgım sanki ölmeyecekmiş gibi meydan okumalarım küçük bir kızın avucları arasından medet ummalarım kollarının arasından uzakta hayatta kalamıyacak kadar gücsüzüm artık baglandıgı makinanın merhametine muhtac bir hasta gibi belkide sarıp kurtulmalısın beni bir derde üstüme bir avuc toprak atıp iyi bilirdik dersen kafi demessen canın sagolsun sevgilim dedigin adam olmak bile birşeydir senden önceki sefilligimden utanıp senden sonra omuzlarıma işlenen rutbelerim kayda değebilmesi icin anılarımın icinde olman gerekliligi kanun maddesi gibi şimdi gidiyorsan bile beni bağlayıp bıraktıgın bu hayat icin tesekkur ederim, iyi günler sevgilim...
  15. eyvallah dostum..sanada iyi bayramlar...
  16. o gunlerde..işten cıkıs saaatlerimiz nete giriş saatlerimiz.. seninle paylasabilecegimis surelerin planlaması.. sanki bes yıllık kalkınma planları gibiydi koca bir ulkenin.. biz kendimize yeticek kadarını >istiyorduk.. cok bişi deildi bu..seninle iki dakika fazla konusabilmek.. ve biz masumca evlilik hayalleri yapıcak kadar cok kapılmıstık birbirimize.. ve ben o gunlerde yeniden şiir yazmaya baslamıstım.. haddim olmayarak.. sen belkide bunu bile bile bu kadar tatlı ve guzeldin.. belkide senin bekledigin ilhamın ismi benimkiydi nasıl kaybettik ki bunu..bu kadar ucuz olduguna inanmıyorum.. sanki bir ressam gibiydin sen..beni dusunerek ciziyordun ama benim goremiyecegimi bildigin zaman butun buyu bozuluyordu.. ve ben ne zaman seni dusunerek şiir yazsam en buyuk destegi hayalinden alıyordum.. sanırım bunu sana hic soylemedim.. sabahları uyanır uyanmaz benim maillerimi bekledigin zamanlar.. bu nasıl bir sihirdiki..nasıl bu kadar tutulmustukki birbirimise.. sen beni hic gormedin.. ben senin sesini bile duymadım.. bu kadarmı aynı dili konusyorduk biz? benden mail alamadıgın zaman uzuldugunu soylemissin.. özur dilerim.. uzunca bir sure üzdüm seni..bişi yazmayarak.. bunu bir telafisi olurmu bilmiyorum..yada nasıl olur emin deilim.. hani basen insan suyun userindeki yansımaları gerceginden ayırt edemiyor..belkide ayırt etmek işine gelmiyor.. biz gercektik..belkide bu yuzden ayırt etmedik suyun userindeki yansımalarımıs gerceklerinden. bu yusden o kadar baglanmıstık birbirimise.. birbirine aşık iki kalp kadar uzaktık biz.. yanyana yurumesekte o yolların kokusu tadı ellerini tutabilme cabası.. seni dusunuce hissetttigim kalp carpıntıları.. iki kelimeyi yanyana getirip cumle kuramama acizligi.. ve soluklarımın soluklarına karısması.. belki sana hic dokunamadım ben ama... sana dokunsaydım o kadar yakınn olurmuydum emin deilim... -büyümek konusuna gelince: SÖZ DAHA FAZLA BÜYÜMİYCEM (SEN OLDUĞUN SÜRECE)... demiştin...- uzgunum.. hayatında, buyumene engel olacak kadar uzun sure olmadıgım icin... 15/08/2005
  17. -Kendini en azından iyi hissetirebilecek birseyler bulabiliyorsan sorun yok demektir. geriye kalan zamanın gecmesinden ibaret. son bir kac ay yasadıklarımdan sonra, eskiden ogrendigim ama uzun suredir anımsadıgım birseyi yeniden hatırladım. bazen akısına bırakınca hayatı yarın ne olacagını tam olarak kestiremiyorsun. farkına varablirsen olanların ve dogru yerde mudahale edebilrsen oldukca eglenceli olabiliyor. belki de yeni birilerini hayatına katmalısın eger hala katmadıysan... yasadıkların ve yasadıklarından ogrendiklerinle bu her gun daha zor biliyorum ama kaybedecek ne varki elinde? -olacaklar zaten olacak... biliyor olman değiştirmeye yetmiyor.. bazen sanki sen mudahale ettikce olmasından korktukların ustune geliyor gibi hisediyorsun... son bir kac aydır hicbirsey yapmamayı seciyorum... sorulan sorulara karsı sessis kalmayı... coktan secmeli cevapları olan sorular geliyor surekli önume ve ben boş bırakıyorum... dahamı iyi oluyor, yada birseyler değişiyormu diye soruyorsan, hayır... birlikteliginin tadını cıkar... cunku bazen karanlıktan bunalınca elindeki tek ışık o oluyor.. soluk bir mum ısgı gibi olsada, her esen ruazgarda titreyip dursada... yada benim gibi yapıp kendini anlık zevklere alıstırırsın, boylece daha az farkına varıp olanların cekcegin acıyı azaltırsın...pardon acı azalmıyor, hissettiklerini azaltıyor... bekle ve izle ve görduklerini degerlendir.. gorduklerin hosuna gitmiyorsa gozlerini kapa ve beklemeye devam et... iyi bişi yakalarsan yaşa... sonrasını dusunme sonra nasıl olsa bitecek... onunde durmak olan bitenin bir halta yaramıyorsa kenara cekil... kısır bir döngü gibi oldugunun farkındayım ama su an icin elimden daha iyisi gelmiyor... -yasadıklarım... sadece isimler, yerler ve zamanlar farklı digerlerinden... yıllardır teoride kendime ogrettiklerimin uygulamalı derslerini alıyor gibiyim... yada daha once izledigin bir filmi yeniden izliyor gibiyim.. artık bilmek değiştirmeye yetmiyor cunku film coktan bitti... yasadıklarım... bir kadının kollarındayken anlık zevklerle, anlıkuzaklasmak gerceklerin dunyasından... yada kapayıp duyularını hayata minumuma indirmek yasam gereksinimlerini... kaybettiklerini ne kadar az farkında olursan o kadar çok seviniyorsun, kazandıkların icin.. -farkında olmak bir halta yaramıyor.. eger farkedersen ve onceden yasadıgın bir acıyı bu defa yasamassan daha buyuguyle yuzlesiyorsun... sanırım doğamızda var bu... daha buyuk acıların farkına varmamak icin belkide durup durup aynı hataları yapıyor olmam... kaybettiklerimin farkındayım.. bu kaybedeceklerimin acısına ve agırlıgına dayanabilrim.. bununda farkındayım... bazen bu farkındalıgı kullanıp hayatımda farklılık yaratmaya baslıyorum ve ne zaman acık denizlere dogru yol alsam daha buyuk bir fırtına kayalıklara carpıyor gucsuz bedenimi... bana kızma nolur... ben senin gibi derinlere dalmayı göze almıyorum. sığ sularımda da yeterince yoruluyorum hayatta kalmak icin...
  18. Eğer siz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskanıysanız. bu elinizdeki gucu kullanıp kızınıza dügün yapıyorsanız, ve bu ulkede 10 milyon ac insan varsa, kusura bakma arkadasım bzim adetlerimize gelenek ve göreneklerimize göre boyle dugun yapamassın.. Bir kac gun once onlarca askerimizi şehit vermişken, yurdun her yanında acılı insanlar bayram yapamazken kusura bakma arkadasım benim adetlerimde gelenek ve göreneklerimde böyle şaşalı dügün yoktur... Benim dinimde de buna izin yoktur sizinkini bilemem..!!! Dügün yapacaksınız tabiki, imkanınız elveriyosa istedigin kadar gösterişli dugun yapacaksın bu senin özelindir kimseyi ilgilendirmez. Ama sen bu dügüne aileni tanımayanları cagırıyorsan, sırf sen kendin tanıyorsun diye 1200 kişiyi davet ediyorsan, bu ulkenin en buyuk sehrinde yolları kapattırıyorsan, 7000 tane polisi gorevlerinden alıp kendi özel işin icin kullanıyorsan, bu dugune katılanların buyuk cogunlugu bu dugunda takacakları takıları senin ailen icin, kızın ve damadın icin değilde senin makamını dusunerek takabilecegi gibi bir söylentiye neden olacaksan,kusura bakma arkadasım bu benim dinimede, inancımada, insanlık anlayısımada ters geliyor... Sen yada bir baskası diledigi sekilde dugun yapabiilir. Ama artık Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskanıysanız ulkenizin Cumhurbaskanına yakısır hareketler icinde bulunmanız gerekir. Ama kendinizi cumhurbaskanı değilde bir kukla gibi goruyorsanız, yada o cok özendigniz sözde şeriatla yonetilen ulkelerin şeyhleri, kralları, ulemaları gibi goruyorsanız bugunku dugunden daha dogal hicbirsey olamaz.. sizin gibi muritlerde eleştirleri gorunce oldukca sinirlenir... Sahi sizin umrunuzda olmuyor dimi yan komusunuzun oglu şehit dustukten iki gun sonra buyuk bir dügün duzenlemek? Diger komsunuz aclıktan iftar cadırlarının onunde her aksam saatlerce sıra beklerken, milyarlar harcayıp dugun dernek yapmak... Durmak yok yola devam...!!!!
  19. LostsouL şurada bir başlık gönderdi: Ego - Ben Felsefe
    Bazen kötü olaylar üstüste geldiginde, zaman yavaşlayıp yuzler soluklaştığında ve anlam yüklemek zorlaştığında olan bitene bir sorumlu ararsın. belki de sadece butun olan bitenin hayal olduğunu, izlediğin bir film olduğunu düşünür ve yerinden kalkıp bir pencere acıp nefes almak istersin. Senaryoda olmasada yada mantıklı bir açıklaması olmasada butun bu karmaşanın icinden cıkıp gitmek... Sadece birşey olsun, anlamaya gerek yok yada mantıklı bir açıklama sunmaya gerek yok. Kendi kendine sözler verirsin sormayacağım yada kurcalamayacağım bu düşünceyi. Yeter ki icinde oldugun bu karabasandan uyanabilesin.. Bunun için kimle pazarlığa soyunabilirsin? Kim seni ciddiye alıp dinler ve sana bir çıkış yolu sunabilir... Ama kurallar böyle değildir. En azından sana hayatla ilgili ögretilenler icinde böyle bir imkanın yoktur. BUnu bilirsin cunku ilk ögretilenlerden biri de budur insana. Zaman gecer, hayatını yasarsın. Zaman gecer, yaşaman gerekenleri yaşarsın. Zaman biter, alır basını gidersin. Yada hayatınızdaki insanların zamanları sizinkinden önce biter ve kendinizi bir sorgulamanın icinde bulursunuz. Karanlıgın icinde bir masanın basında, tepenizde soluk sarı bir lamba, sigara kokan bir ağzın sorduğu sorularla ayılırsınız. O gitti artık, şurda söyle yapsaydın yada yapmasaydın bu gitme zamanını ne kadar erteleyebilrdin? Yada erteleniyormuydu bu zaman? Ertelenemiyorsa ne anlamı kalıyor yaşıyor olmanın... Ertelenebiliyorsa eğer bize ogretilenlerdeki anormallik nerden geliyor. Bir filmin fragmanından bir söz aklımın içinde uçuşup duruyor gunlerdir...: Herkes Cennete gitmek istiyor ama kimse ölmek istemiyor..!!! Ve kendimi bildim bileli tanrıma sorduğum soruların başında gelen baska bir soru suyun uzerine cıkıyor, suyun içinde durmaktan şişip, karaya vurmak üzere olan bir ceset gibi...: Ölmek iyi birşey olsaydı, önce tanrılar ölmezmiydi?
  20. Padişahlar yada arabistandaki krallar böyle törenler düzenlermiydi tarih bilgisi iyi olan arkadaslara sormak istiyorum... Bu dügün icin devlet butcesinden ne kadarlık harcama yapıldı? Bu dügünde ne kadarlık takı toplandı? Bu kadar abartmanın İslamiyetteki yerini merak ediyorum, Allah boyle dugunlerde dahamı cok sevap yazar kullarına? Belki de bu bile azdır ne dersiniz? Daha buyuk bir tören olmalıydı bence... Belkide Sayın tayyib bey hazretlerine ayıp olmasın diye fazla abartılmamıstır bu tören... Birde Sayın Ahmet Necdet Sezer bir dügün yapmıstı hatırlayanınız var mı? Hani o hic sevilmeyen, bu ulkeye yarardan cok zarar vermiş olan bir cumhurbaskanı vardı... O istese böyle bir tören yapamaz mıydı? Neden yapmadı? Ama eminim cogu kişi adamların bunu hakettigni dusunuyordur... En azından %47 öyle dusunuyor... Allah daha cok versin ne diyelim... Bu arada bir atasözümüz vardır: Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmıs... Daha cok yoruluruz biz onumuzdeki gunlerde.. Durmak Yok Yola Devam...!!!!
  21. LostsouL şurada cevap verdi: LostsouL başlık Güncel Konular
    Sahi yeri gelmişken sorayım.. Bu düğünün masraflarını kim karsılıyor? Erkek tarafımı yoksa Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası mı? Sizce Sayın abdullah gülün kazandığı para bu masrafları karsılamaya yeter mi? yetiyorsa bu parayı nasıl kazandı devletten aldıgı maaşlamı? yok yetmiyorsa neden ben cebimden ödüyorum bu düğünün parasını.. gidip diger %47 den alsınlar....!!!! onlar cok zengin onlar refaha kavusmus onların cennetteki yerleride garanti altına alınmış ya... efendilerinin düğününün masraflarınıda onlar ödesin...!!!!
  22. LostsouL şurada cevap verdi: LostsouL başlık Güncel Konular
    Nikah için 1910 davetiye gönderildi İstanbul (AA)- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kızı Kübra Gül ile Mehmet Sarımermer'in yarınki nikahı için 1910 kişiye davetiye gönderildi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezinde yarın gerçekleştirilecek nikah törenine, ''geçmişe dayalı tanışıklık'' ölçüsü dikkate alınarak 1910 kişi davet edildi. Davetiyeler eşli olarak gönderildi. Nikah töreninin ardından Adile Sultan Yalısı'nda verilecek yemek için de tek ölçü ''akrabalık'' olacak ve yemeğe 200 kişi katılacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün gösterişten uzak, "sade" bir tören olmasına özen göstermesini istemesi dolayısıyla nikah töreni bu şekilde gerçekleştirilecek. Çiftin nikahını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş kıyacak. Nikah şahitliklerini ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç yapacak. Nikah törenine çiçek gönderilmeyecek. İsteyenler Kayseri'de oluşturulan ormana kendi adına ağaç dikebilecek. Bu arada, nikah töreni dolayısıyla Aksaray-Havalimanı arasında çalışan hafif metro, seferini, İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezinin bulunduğu istasyonda durmadan gerçekleştirecek. 13/10/2007 Bir düğün düşünün, fuar ve kongre merkezinde düzenlenecek.. dügüne katılacaklar bin ytller dolayında davetiye parası ödeyecek, ve bu düğüne 1900 davetiyeli aile katılacak... Bu düğün nedeniyle bir toplu ulasım aracının seferlerinde değişmeler yapılacak, belkide son yüzyılın en buyuk kutlamalarından biri olacak... Sayın cumhurbaskanı gösterişten uzak olmasını istemiş...!!! Benim Cumhurbaşkanım Ahmet Necdet Sezer'de bir düğün yapmıstı... Nasıl bir tören oldugunu hatırlayanınız yada bileniniz var mı? Durmak Yok Yola Devam...!!!!
  23. İstanbul'da su baskınları İSTANBUL (İHA) - İstanbul'da gün boyu devam eden sağanak yağışın etkisini artırması üzerine bazı semtlerde su baskınları meydana geldi. İstanbul'da sabah saatlerinde başlayan sağanak yağışın akşam saatlerinde etkisini arttırmasıyla birlikte bazı semtlerde su baskınları meydana geldi. Kağıthane, Alibeyköy, Gaziosmanpaşa gibi ilçelerde etkili olan yağış nedeniyle sürücüler zor anlar yaşadı. Trafik durma noktasına gelirken, bazı sürücüler yolda kaldı. Topbaş, su zammını savundu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul'daki su tüketiminin yüzde 65,5'ini, aylık 10 metre küp veya altında kullananların oluşturduğunu belirterek, bu kullanıcıların zamdan önce aylık 17,10 YTL ödediklerini, zamla birlikte 20 YTL ödeyeceklerini bildirdi. İstanbul İtfaiye Daire Başkanlığı ile Zabıta Müdürlüğü personeliyle ayrı ayrı bayramlaşan Topbaş, yağan yağmurun bayrama sevinç kattığını belirterek, toplamda metre kareye 50 kilogramlık yağış beklentisi olduğunu, bunun da barajları etkileyeceğini umut ettiğini söyledi. Suya yapılan zam konusunun yanlış değerlendirildiğini ifade eden Topbaş, 2004 yılında su bol olduğu için su fiyatlarında ciddi bir indirim yaptıklarını söyledi. Topbaş, şu anda yüzde 134 artış olarak ifade edilen rakamın, 20 metre küpün üzerinde tüketim yapan kullanıcılara uygulanacak olan oran olduğunu, bu kullanıcıların oranının genel kullanıcılar içinde yüzde 4'te kaldığını dile getirdi. Topbaş, ''2004'te hiç indirim yapmasaydık bugün İSKİ daha fazla para toplayabilirdi ve 3 yıldan beri de topluyor olacaktı. Demek ki imkanınız vardı. Biz su bol olduğu için indirim yaparak rahat kullanılsın dedik. Ama şimdi bir şey ortaya çıktı. Bir zam yapılması gerekiyor'' dedi. Kademeli fiyat uygulaması yaptıklarını belirten Topbaş, 10 metre küpe kadar olan fiyatın ayrı, 10'dan 20 metre küpe olanın ayrı, 20 metre küpten sonrakine ayrı uygulama yapıldığını söyledi. AA-13/10/2007 Hiç düşündünüz mü? Neden her yağmur yağdıgında istanbulu su basar? Barajları dolduramayan bu yağmur nasıl oluyorda evlerimizi işyerlerimizi haddinden fazla dolduruyor ve zarar veriyor? Bir şehre yağan yagmur suyu neden yerlesim alanlarımızı işgal eder? Hiç düşündünüzmü bir sehri su basarken barajları neden suyla dolmaz? Neden barajlarının olduğu yere yağmur yağmaz? Yağsa bile bu su nereye akar? Evlerimiz ve işyerlerimize mi? Bunun bir çözümü varmı yoksa bu takdiri ilahi oldugu icin bizim gucumuz yetmez mi? Yoksa Allah bize bunu revamı göruyor? İstanbulun altyapısı düzeltilse ve yagan yagmur suyu kanallar yardımıyla evlerimiz yerine barajlarımıza aksa nasıl olur? Peki yerel yönetimden sorumlu insanlar bu konuda bir calısma yapıyormu? Yerel yönetimizin üretebildigi tek çözüm suya zam yapmak. Böylece daha az su tüketip tasarruf yapacagız boylece azalan suyumuz bize usun sure yetecek... Peki sudan tasarruf yapmak demek ne demek hic dusundunuz mu? Ayda birmi yıkanmalıyız artık? peki gunde bes defa abdest almamız gerektigi dinimizce bize buyurulmusken bunu bir defayamı indirecegiz? ne yapmalıyız? Sehrin heryerine asılan zaten her ilincli insanın yaptıgı tavsiyelerden bahsetmiyorum ben. Zaten kendini bilen her insan gereksiz yere suyunu harcamaz. Harcıyorsa kendini bilmiyor demektir oraya buraya afiş asmakla o insana o bilinc aşılanmaz.. Pankart yapımcısı bir yakınınızı zengin etmekten baska birsey değildir bu... İstanbulun trafik sorunu var , çözüm olarak otoyol ve köprülere zam yapmayı dusnuyorlar... İstanbulun su sorunu var cözüm olarak suya zam yapmayı dusunuyorlar... Yakında dogalgaz ve elektrik sorunu olacak muhtemelen cözüm olarak ikisinede yüklü oranda zam yapacaklar... Zam yapmak bir sorunun cözümümüdür yoksa sorundan menfaat cıkarmakmıdır? Durup duruken köprü ve yollara ve suya zam yapamazsın. Cunku sen kendin diyorsun ekonomi iyi yolda diye.. sen kendin diyorsun ulkede refah seviyesi arttı diye... zaten dolar da yukselmiyor artık petrol fiyatı arttı diye zam yapasın, ee senin hesapladıgın enflasyon surekli eksi cıkıyor... Peki nasıl zam yapacaksın? Tükürdügünümü yalayacaksın? Hayır trafik sorunu var dersin köprülere zam yaparsın, su sorunu var dersin suya zam yaparsın, dogalgaz sorunu var dersin dogalgaza zam yaparsın.. ama ekonomi iyi, enflasyon düştü hersey yolunda... Trafik sorunun cözmek icin kopru ve otoyollardaki gişeleri kaldırmayı düşünme, su sorunu cözmek icin altyapıyı guclendirip sehri agaclandırma,dogalgaz sorunu icin alternatif cözumler uretme... yoksa boylesine saglam ve guclu bir ekonomiyi zam yapmadan nasıl ayakta tutabilrsin ki? İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının %76 sı yabancı sermayenin kontrolundeymiş... Bunun ne anlama geldigi hakkında bir fikriniz var mı? Sanırım yok, eğer varsa son secimlerde akpye oy vererek vatana ihanetten yargılanmanız gerekicek... Borsa bir gun yuzde 20 düşerse ne olur bir fikriniz var mı? Düşmez dimi? cünkü tayyib bey hazretleri bir ay sonra baskan bushun huzuruna cıkacak... Sizce istanbulun yada türkiyenin bu kadar basit cözümleri olan sorunları cözülür mü? yoksa her sorun icin yeni bir zammı gorecegiz? Durmak Yok Yola Devam..!!!!
  24. LostsouL şurada cevap verdi: LostsouL başlık Güncel Konular
    AKP MYK’da Baykal’ın sözleri eleştirildi ANKARA (ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MYK toplantısında, milletvekillerine, “PKK'yı bitirme noktasında kararlıyız. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağız. Kurumlara, psikolojik maddi ve manevi destek vereceğiz” dedi. Başbakan Erdoğan başkanlığında toplanan AKP MYK'da, ana gündem maddesi Şırnak'ta meydana gelen ve 13 askerin şehit olduğu terör saldırısı oldu. Başbakan Erdoğan'ın toplantıda, “Artık, PKK'yı bitirme noktasında kararlıyız. Bunun için ne gerekiyorsa yapılacak. Kurumlara her türlü psikolojik, maddi ve manevi destek verilecek. Meclis'ten tezkere çıkacak. Bu konuda çok kararlıyız” dediği öğrenildi. Bunun üzerine bazı MYK üyelerinin tezkere konusunun aceleye getirildiğini söylediği ve Başbakan Erdoğan'ın da “Tezkere gerekiyorsa çıkacak” şeklinde yanıt verdiği belirtildi. Bu arada toplantıda, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Meclis'teki Grup toplantısında terörle ilgili Hükümet'e yönelik eleştirilerinin ahlaki bulunmadığı görüşlerinin de ifade edildiği kaydedildi. 09/10/2007 -Sayın basbakan pkkyı bitirme konusunda kararlıymış. 2002 senesinden beri yenimi karar vermiş bunu bitirmeye? -Sayın basbakan pkkyı bitirme konusunda kurumlara gereken psikolojik, maddi ve manevi destek verecekmiş... 2002 senesinden beri vermiyormuydu bu desteği? vermiyorsa neden vermedi bunun için bir şehit kontenjanımı vardı? bugun o kontenjan doldu ve sayın basbakan destekleme kararımı aldı? Sayın basbakan 2002 yılından beri kuzey ıraka verdigi psikolojik, maddi ve manevi desteğin onda birini bizim kurumlarımıza verseydi ne kaybederdi? -Sayın basbakan meclisten tezkere cıkartacakmıs, bu konuda cok kararlıymış... Bir kac ay önce kendisinden yetki istendiginde neden kararsızdı? Bugun nasıl oluyorda karar kıldı ne değişti? Artık tezkere cıkarmanın bir anlamı varmı? Mesela guney doguya yatırım yapmayı, ordaki insanlara iş saglamayı, bölgeyi kalkındırmayı neden düşünmüyor? neden ordaki insanı kazanma yoluna gitmiyorda bugun köşeye sıkılınca. pardon abd ve Türkiye Cumhuriyeti Halkı arasına sıkılşınca öne orduyu sürüyor? Bunu neden kimse sormuyor? -Bazı akp myk uyeleri kararı aceleye getirmeyelim demiş sayın buyuk cok kahraman basbakan karsı cıkmıs onlara.. waavvv buyuk fedakarlık yapmış..!!!! Kime yapıyor bu cengaverliği merak ediyorum? 2002 senesinden beri basbakanın agzından cıkan her kelimeyi kayıtsız sartsıs kabul edenler bunlar değilmiydi? simdi nasıl oluyorda böyle bir konuda sayın basbakana karsı cıkabiliyorlar? Sayın basbakanın işine gelince bu uyeler şakşakcı oluyor gelmeyince ne oluyor? -Sayın basbakan chp nin yaptıgı eleştirilerin ahlaki olmadıgnı söylemiş... Sayın basbakanın ahlak anlayısını merak eidyorum. Şehit yakınlarını azarlamak, şehitlik makamını küçük görmek ve dalga gecmek ahlaklı bir yaklasımsa eger chpnin eleştirilerinin neresi ahlaksız keşke bunuda acıklasaydı... Sayın basbakanın ahlakına sığan bir eleştiri nasıl oluyor onuda merak ediyorum... Sayın basbakanın her söyledigini alkışlamıyoruz, onaylamıyoruz, sayın basbakanın her söyledigine başımızı eğip yalakalık yapmıyoruz diye bizdemi ahlaksız oluyoruz simdi? ne zamandır ahlak kavramı,sayın basbakanın tekeline girdi? BUnun icinde refaranduma gitmeyi düşünürmü acaba sayın basbakan..!!!! Nasıl olsa bu halk ona neyin ahlaklı neyin ahlaklı olmadıgına karar verme yetkisinide verecektir...
  25. LostsouL şurada cevap verdi: LostsouL başlık Güncel Konular
    RTÜK üyesi Sevinç'ten Tatlıses'e mektup Ankara AA- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Şaban Sevinç, sanatçı İbrahim Tatlıses'e bir mektup göndererek, Şırnak'ta 13 askerin şehit edildiği 7 Ekim Pazar akşamı programına ''aynı formatta devame etmesinin doğru olmadığını'' ifade etti. Sevinç, mektubunda, 13 askerin şehit edildiği 7 Ekim Pazar akşamı yaptığı programın toplumda derin üzüntü yarattığını belirterek, şunları kaydetti: ''13 askerimizin şehit edilmiş olmasına rağmen, program formatında herhangi bir değişiklik yapılmadan, öncekilerde olduğu gibi devam etmek ve dansöz oynatmak doğru olmadı. Bu kalleşçe saldırı karşısında sizin de yüreğinizin yandığından eminim. Türkiye'nin önde gelen sanatçılarından birisi olarak halkımız, sizden de duyarlılık göstermenizi ve acılarını paylaşmanızı bekliyor. Sayın Tatlıses, yasa ve yönetmeliklerle düzenlenmemiş olsa da toplumun önünde olan kişiler ve sanatçılar olarak ülkemizin böyle büyük acıları karşısında tavır takınılması gerektiğini sanırım takdir edersiniz.''Düşüncelerini RTÜK üyesi olarak değil, bir vatandaş ve Tatlıses'in bir izleyicisi olarak dile getirdiğini kaydeden Sevinç, ''Eminim ki, farkında olmadan yaptığınız bu yanlışı önümüzdeki programda en güzel şekilde telafi edip, bu halkın bir büyük sanatçısı olduğunuzu göstereceksiniz'' dedi. 09/10/2007 Akpnin emirindeki rtukün olaylara bakış açısı bu. Sayın rtuk baskanı bir spor programında hakemleri eleştiren birine çok kızıyor ve hakemlere sahip çıkmak için canlı yayına bağlanıyor. Konusmacıyı tehdit ediyor hakmelere sahip cıkıyor. 13 Şehit verdiğimiz gün kanallarda dansözler oynatılıyor, eğlence programları tam hız devam ediyor, aradan 3 gün gecince rtuk uyesi ilgili programa yazı yazıyor ricada bulunuyor... Akp emrindeki rtuke göre verdiğimiz şehitlerin futbol sahasındaki hakemler kadar değeri yokmuş... Hakemlere hakaret edilince saygısızlık yapılınca tehdit telefonları acılıyor birinci agızdan, Şehitlere saygısızlık yapılınca üçüncü elden bir rica yazısı gidiyor...Peki akp hukumeti için durum farklı mı? Tek bir kanıt varmı farklı olduguna dair? Bu arada rtuk baskanı nerde haberiniz var mı?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.