Zıplanacak içerik

LostsouL

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

LostsouL tarafından postalanan herşey

  1. acıklamaların icin tesekkur ederim serdar ama benim sorum İslam'da Mezhep nedir olacaktı. Acıklamaya calıstıgın gibi ve verdigin orneklerdeki gibi ozde aynı ama yorumlamada farklılık oldugunu az cok biliyorum. Ama bana verdigin orneklerle din konusunu kıyas yapamassın gibi geliyor. Demokrasi, sosyalist görüş ve laiklikten bahsetmissin mumkunse siyaset tartısmayalım bu konu baslıgı o yuzden acmadım. Populerlik yapmak icinde acmadım. Basit bir soru sordum sadece Kuran'da hangi ayetlerde mezheplerden bahsediliyor? Hz. Muhammed hangi mezheptendi bizim hangisinden olmamızı ister gibi basit sorular. Mumkunse sorularıma cevap verin. Sanırım sizin verdiginiz yada vermekten kacındıgnız cevaplar bunların cevapları olacaktı... Mesela demokraside ve laiklikteki mezheplerden bahsetmişiniz. Bana sırf farklı mezhepten oldukları icin can alanlarada örnek verebilirmisiniz bu iki konuda? Örnegin İslamiyette en buyuk suclardan biri can almaktır. Peki Kuran'da hangi ayette farklı mezhepten bir Müslümanın katlinin olabilecegi yazar? Zormu sorular bunlar? Benim cevabını bulamadıgım sorular bunlardı. Lutfen siyaseti karıstırmayın. Amacım inananlar inanmayanlar arasında bir tartısma baslatmak değil. Arkadasların fikirlerini yada bilgisi olan arkadasların bilgilerini ogrenmek istiyorum eger paylasmak isterlerse...
  2. belkide sözde inanan cok kişiyi dinden ayırdıgım icin tanrının sevmedigi kul olurum... mezhep diye bir kavram yok.. şeyhler ve tarikatlar yok... türbandı imam hatipti camiydi oydu buydu diyanet işleriydi diye kavramlar yok... Allah ve İnsan arası var.. gerisi yalan.. gerisi birilerinin kendi cıkarları icin dini kullanmasıydı... aksini ispat eden iddia eden varsa buyursun yazsın... değişmeyen tek din İslam... onu kendi emelleri icin alet edende en cok müslümanım diye raklam yapan... ne benim zekam Allah'ı bulamıyacak kadar yetersiz, nede Allah'ın ihtiyacı var tuhaf birilerinin yol gostermesine.. Mademki diger dinlerden ayıran İslam'ı arada aracı olmaması Nerden cıktı bu mezhepler? Alevisi sünnisi şiisi hanefisi müslüman deilmi... kim böldü bu Müslümanları?
  3. her gidisinle yarım kalan varlıgım sen gittiginden beri ne kadar yazdım tamamlanmıyor bu isyanlarım üstünü örtüyorsun ortbas edilmiyor cinayetlerim sen gittiginden beri canını aldıgım ben varlıgım gelmedigin her gun yeniden yargılayıp astıgım satırlarım ne acık bıraktıgın kapıların ne amansız susmaların ben senden sonra konusamadıgım her sözü yalanladım senden sonra aldıgım her nefesi inkar ettim simdi aklıma düşüyorsun diye yüzüm kızardıgım elimde değil sordular diye adın verdigim dağa cıkıp aklımda sakladıgım senin aşkın simdi işkence sandalyesinde titrerken sayıkladıgım adın baska bir söz bilseydim eger anımsamazmıydım... üzgünüm..unut beni... damarımdan süzülen kanın dudaklarımn arasından cıkan son nefesin hatrı varsa eğer...
  4. çok bilinmeyenli sevda gibiydi bizimkisi bi sürü cevap şıkkı olan ve istedigin kadar yanlıs yap dogrusunu bu ugurda harcamayan bu kadar özverili ve guclu bir aşk senin dizlerinin uzerinde savastıgın benim ise bir turlu bunu idrak edip sana saygı duyamadıgım her yanlısımda yuzume vurmayan sen ve ben senden aldıgım bu cesaretler her yeni gune kendimi adam sanıp sımsıkı uyandıgım simdi alkole yayıp aklımı tarifini tasarladıgım bu bir turlu olmyor diyerek yırtıp attıgım sararmıs sayfalarım ugrunda ne cok kelime harcadım uyuyorsun simdi nasılda icim yanıyor teninin kokusu var diye tenimde beni öptün diye ölümsüzlügümü ilan edişim simdi tanrı alsa canımı alamaz damagımdaki tadını.. belki de bu yuzden üzgün benim seni sevdigim kadar sevemedi hicbir tanrı kadını...
  5. Zaten mumkun oldugunca basit ve mantıklı acıklamalar arıyorum.. Bundan binlerce yılönce peygamber rtbesi verilenler Allah'ı nasıl buldu? Sorarak ve cevap bularak.. Simdide ben bugunu yasayıp sormak ve ogrenmek istiyorum.. Mademki İslam'dininde Kuran'da yeri yok, Hz. Muhammed zamanında da yoktu, ve madem İslam Dini ilk gunden bu gune kadar değişmeyen tek dindir bu mezhepler nerden cıktı.. Hanefilik, Şiilik, Sünnilik, Alevilik ne demektir? Hangisi daha Müslüman hangisi daha az Müslüman.. Allah hangisini cennete alır hangisni almaz.. Almassa nie almas alırsa nie alır? Lutfen basitce benim anlayabilecegim dilde acıklayın bunları... Sanki ilk defa İslam dinene girecekmişim gibi... ilk defa Müslüman olacakmısım gibi.. İslam dininde dine birini kazandırmanın mukafatı buyuktur diye duydum.. Bunu kazanın.. Bana izah edin... Ama acıklayamıyorsanız lutfen tartısmak icin yazmayın... sorularım basit...
  6. LostsouL şurada bir başlık gönderdi: Dini Konular - Din - Dinler
    İslam dininde hangi mezhepler var. Hz. Muhammed zamanında hangi mezhepler vardı? Kuran'da hangi sure ve ayetlerde mezheplerden bahsediliyor? Hangi mezhepten olursak İslam dinine göre cennete daha yakın oluruz? Bu soruların yanıtları hakkında fikriniz varsa lutfen paylasın benimle...cunku bu sorulara yanıt verecek kimseyi bulamadım bugune dek... Hz. Muhammed hangi mezheptendi? Mezhep ayrılıkları nerden ileri geliyor? Allah bir, Kuran bir, Hz. Muhammed onun kulu ve elçisi oda bir ama bizim kac mezhebimiz var? Şeyhler ve tarikatlar ne işe yarar? Zikr nedir bir gece yarısı kalkıp ellerimi acıp dua etsem Allah'a yetmezmi? illaki trans halinde kendimden gecmelimiyim? İslam dininde Allah ve kul arasında hicbir aracı yoktur ne demek? Yatırlara gitmenin anlamı nedir? Din buyukleri denen kişilerden şefaat beklenir mi? İslamda zorlama yoktur ama İslam adına öldurmek neden mukafatlandırılır? Bu tür gayet basitce acıklanabilecek sorularım var ama ben cevaplarını bulamadım. Bilgili bir arkadasım varsa ve bana yardımcı olursa sevinirim. Aldıgım cevaplar yeni soruları aklıma getirirse de bunları sizinle paylasmaya devam edecegim...
  7. LostsouL şurada cevap verdi: LostsouL başlık Güncel Konular
    belkide cok saygı deger hukumetimiz söyle dusunuyordur.. BUnları galeyana gelip birbirine düşüp olay cıakrtmakla suclarsak hukumeti eleştirmelerine engel oluruz boylce rahat nefes alırız.... Bu milleti meydana cıkmayın meydana cıkarsanız olaylar buyur, ulke bolunur, kafanızı kuma gömün ve sesiniz cıkarmayın diye korkutursak hukumet işledigi gunahlardan afmı olur? bu millet zamanında meydanlara cıkartılıp provokatö edildi canı yandı, simdi bizde bu can yanmıslıgını hatırlatıp onları susturalım, ulkeyi bildigmiz gibi yonetelim kimse karısmasın diyemi dusunuyor.... teröre tepki verin, ama yalnızca teröre... hukumetin bekledigi ve umut ettigi gibi Kürt komsunuzai arkadasınıza sevgilinize değil... bu hukumetin, abnin abdnin ve pkknın oyununa gelmeyin... ayrılmayın daha sıkı sarılın dostlarınıza... biz birarada olursak eğer bu ulke varolur... icerden ve dısardan bölmeye calısanlara inat...
  8. LostsouL şurada cevap verdi: LostsouL başlık Güncel Konular
    Yazmak ve konusmak... Dilin kemiği yok derken atalarımızın kastettiği aslında neydi... Bazen kurdugunuz bir cümle, kullandıgnız bir kelime ona yuklemek istedigniz anlamın ötesine geçip baska kulaklarda baska beyinlerde farklı anlamlara ulasabiliyor... Belkide bir akdeniz ulkesi oldugumuz icin, sıcak kanlı insanlar toplulugu oldugumuz icin cabuk galeyana gelişimiz, cabuk parlayıp cabuk sönüşümüz ama parladıgmz zaman hem kendimizi hem de en yakınımızı yakışımız... Ülke olarak kritik gunlerin arefesindeyiz... yasadıgımız terör olayları, bu terör olaylarının sorumlulugunun icimizdeki insanların bir kısmına yuklenmesi, canın yanan halkımızın diger kısmının gözünü karartıp acısını komsusundan, arkadasından hatta sevgilisinden cıkartabilecek diye korkumuz... Peki gercekten öylemi... Gercekten bir terör örgutu oyle yaptı diye, bir terör orgutu cıkıp ben filanca kesim adına bunu yapıyorum diye o filanca kesim sorumluluk altına alınmalımı? Yan binada oturan filanca kesimden komsunuzun bu olayla ne ilgisi var, ya dun gece birlikte sakalastıgınız sohbet ettigniz filanca kesimden arkadasınız ne kadar sorumlu? ya filanca kesimden bir sevgiliniz varsa? Bu insan sıfatındaki tuhaf yaratıklar öyle dedi diye sevdanızdan vazmı gececeksiniz? Ben o sevdam icin bin kilometre yol aldım, gunlerce hasret cektim, aşkından sayfalarca yazdım hala doyamadım.. Simdi birileri kalkıp öyle diyor die oyle istiyor diye Kürt sevgilimden vazmı gecmem gerekiyor? Asıl midemi bulandıran aslında bu düşünce değil. Ben ve cevremdeki bir cok insan pkknın bir terör orgutu oldugunun ve Kürt asıllı vatandaslarımızın pkkyla ilgisi olmadıgının bilincinde. Şehit sayıları artmaya basladıgı ilk gun hukumetimizden acıklamalar geldi. Herkezin sakin olması gerektigni ve gerekenin yapılacagı bu arada Kürt asıllı vatandaslarımıza karsı tepki vermememiz gerektigi soylendi. Ana muhalefet partisi lideride aynı sekilde acıklama yaptı. İyide zaten biz böyle bir tepki vermedikki vermiyordukta.. Vermeyi dusunmedim ben aklı basında kimse kalkıp pkknın yaptıkları icin yan komsusundan hesap sormaz. Neden hukumet ve ana muhalefet partisi boyle bir acıklama yapar ki? Sonra ulkenin her yanında teröre lanet mitingleri duzenlenmeye baslandı. Teröre lanet yuruyusleri, her Şehit cenazesine onbinlerce insanımız katıldı. Hukumet uyelerimiz acıklama yapmaya devam ettiler sakin olalım provakosyona gelmeyelim diye. İyide nerdeyse butun illeerde yuruyurs yapıldı tek bir provokatif bir eylem olmadı, kimse Kürt asıllı bir vatandasımıza saldırmadı maddi yada manevi zarar vermedi aksine halkımız bir butun olarak tepki gosterdi. Ama hukumet acıklamalara devam etti. Ben ve benim gibi dusunen arkadaslarım hukumet aleyhine yazılar yazıp halkın tepki vermesini gerektigni soyledikce diger hukumet yanlısı arkadaslar kalkıp verilecek tepkiden halkın galeyana gelecegini soylemeye basladılar. Bu tepkinin abartılıp halk icinde bölunmeye yol acagını soylemeye ve yazmaya bu yuzden abartmamamız gerektign soylemeye basladılar. İyide meydanlara cıkan hirbici aklı basında insanımız durumu abartmadan terörü lanetlediler sadece birlik icinde oldugumuz gosterdiler. Sonra bugun bir durum dikkatimi cekti. Hukumetin kontrolundeki tmsf yonetiminde bir gazetenin birinci sayfasında onlarca provakatif eylem oldugu haberleri bardı. Bursadan erzuruma kadar teröre lanet yuruyusu yapılan yerlerde onlarca olay cımıs ve Kürt asıllı vatandaslarımıza ait işyerlerine saldırılmıs, bazı olaylarda yaralanmalar olmus.. Bu haberler hukumete yakınlıgıyla bilinen diger gazetelerinde mansetlerinde vardı... Toplam dort yada bes olay... BUtun ulke capında yapılan yuzlerce yuruyus ve ortaya cıkan bir kac olay gazete mansetlerinde birinci sayfadan veriliyordu. Peki bu kadar buyuk ve önemliyse bu olaylar neden hukumete yakın medya kurulsları tarafından verildi de ne yabancı basın nede cok satan gazetelerimiz gormedi, neden cok izlenen haber kanalları bu haberleri kacırdı? Yoksa hukumetin beklentisi halkın bölünüp kendi icinde catısmaya girmesimiydi? ki kendine yakın kurulsları harekete gecirip haberleri abartıp, Kürt halkına bakın size saldırdılar mesajı verirken bir kısım kendine yakın muhafazakar kesime bakın baska yerde Kürtlerden hesap sordular sizde sorun demekmidir? Bu iki halk arasında bölücülük yapıp ulkeyi kaosa surukleyecek haberleri mansetlerden verilmesi abartılmasının maksadı aslında nedir ve neden bunu özellikle hukumete yakın basın kurulusları ve bizzat hukumetin kontrolundeki medya kurulsları yapar? Asıl amacı nedir hukumetin.. Bekledigi bölünme yasanmadıgı icin hayal kırıklıgımı yasanıyor? BUtun dunya ve bizzat hukumetimz bizden birbirimize dusmemizi beklerken dusmedik ve sukunet icinde yasamaya devam ediyoruz diye hayal kırıklıgınıma ugradılar.. Bu yuzden hala zaman kazanmaya calısıp, tek bir adım atmadan bekliyoruz, sabrımz tassın birbirimizin bogazına sarılalım diyemi bekliyorlar? Ben Kürt sevgilime sırılsıklam aşıkken ve onun teninin kokusu icin sayfalarca yazarken hangi hukumet bu aşka engel olacak merak ediyorum? Ve ulkemin idarecilerinin bu yondeki politikaları midemi bulandırıyor... Bin yıldır kardeş ve sevgili gibi koyun koyuna yasayan halklar siz istiyorsunuz diye düşman olurmu sanıyorsunuz... Eğer böyle dusunuyorsanız sizden ***********...
  9. “Operasyon” da “devalüasyon” da yapılamaz... Yukarıdaki cümleyi açmadan sizlere bazı tespitleri maddeler halinde aktarmak istiyorum; 1- Bugün Türkiye’deki finansal yapı tamamen sıcak para üstüne kurulmuş ‘dışarıdan akan paranın yüksek bir şekilde nemalandığı’ ve ‘kendi yararına’ sistemin patlamasına yani ‘cari açık, siyasi risk’ gibi unsurların algılanmasına izin vermeyen bir dinamik üzerine oturmuş durumda. Son dönemde öne çıkan riskler algılanmıyorsa, bu ‘sistemden aşırı getiri sağlayanların’ yapının bozulmasından duydukları kaygının ’gerçekleri’ örtmesinden-ötelemesinden kaynaklanıyor. 2 - Sıcak para tabanlı sistemlerde ’dalga boyu’ düşer ama ‘içerideki birikim’ yani ‘yerli tasarruf sahiplerinin varlıkları veya çalışanların katma değer ve ödedikleri vergileri’ yurt içinden-yurt dışından gelen ‘sıcak para’ tarafından emilir. 3 - Sistem ’aşırı uçlara’ kaymadan tanımlanmış aralıklar içinde salınırken, ’düşük dalga boyunu’ istikrar sanan sade vatandaşın ’normalde elde etmesi’ gerekenler ’sıcak para’ tarafından kendi hesabına transfer edilir. Bir örnek vereyim: Yunanistan’dan gelen bir emeklilik fonu 2003 Mart ayında Türkiye’de ’1 milyon dolar’ satmış (avro olarak da aynı hesap yapılabilir) ve karşılığında Hazine bonosu almış. Kur, 1.30’lara gelince pozisyonunu kapatmış veya hâlâ pozisyonunu koruyor 1,18’den kapatmayı düşünüyor. Kur farkı ile dolar bazında getirisi o günden bugüne yüzde 100 üzerinde. Bu paranın dolar bazında elde ettiği yüzde 100’e yakın getiri nereden geliyor? 4- Makro dengelerin bozulduğu ortam rağmen “sıcak para” uluslararası konjonktürü pazarlayarak “kuru aşağı” basıyor, kârını katlıyor ve o ülkenin “otoritesi”, sınırlarını geçip “halkının maddi birikimlerini vuran finansal terörizme” dur diyemiyorsa, bu saldırının “terör” saldırısından “doğası” açısından “farkı” olmasına rağmen “bundan yararlanan odaklar” açısından farkı yoktur. Aşağıdaki grafik üzerinde “finansal terörist saldırıyı” görebilirsiniz; Bu tespitler sonrası soralım: Üreticinin, ihracatçının, aklı başında ekonomistin “bütün çağrılarına” rağmen “kurun düşmesini engelleme” yolunda adım atılamaması ile “ABD-İngiltere-İsrail” onayı alınmadan “Kuzey Irak’a” operasyon yapılamaması arasında fark var mı? Sonuç: Sıcak para ülkenin varlıklarını “her şeye rağmen” finansal saldırı sonucu süren bir dinamik içinde “transfer ediyor” ve kimse “dur” diyemiyorsa, aynı ülke topraklarına “fiziki saldırı” olup, yetkililer “piyasa ne olur” kaygısı içinde “kavrulurken”, “sıcak pozisyon” gereği “karşılık” verilemiyorsa; ikisi de aynı sebeplerden, aynı odaklara karşı hayata geçirilemiyordur... İşin özü: Devalüasyon da operasyon da yapılamaz!.. Yiğit Bulut-27/10/2007 Bir Ekonomi yazarı sizce ülke iç işleriyle ilgili bir konuda fikir yuruterek haklı cıkabilir mi?
  10. Yiğit Bulut son bir kac aydır takip ettiğim değer verdiğim ekonomi yazarlarından biridir. Genel olarak ekonomi ahkkında akademik bilgiye sahip olmadıgım icin Yiğit BUlut gibi Ekonomi Yazarlarını okuyarak gunumuz ekonomisi hakkında fikir sahibi olmaya ve dusunmeye calısıyorum. Eğer imkanınız varsa sizde takip edin. Herhangi bir siyasi partiyle baglantısı yok. Siyasi bir kaygısı yok. Gayet guncel ve akedemik bilgilerle dolu yazıları var ve hic bilgi sahibi olmasanız bile anlayabiliyorsunuz. Gerçekci ve bir suredir yaptığı öngörüleri dogru cıkan bir yazar. Belki de gunumuzde ulkemizdeki siyasi durumların neden böyle geliştigini sonrasında neler olacagının en temel acıklamalarını yapıyordur. Bunu zamanla ögrenecegiz. Fırsat buldukca bazı yazılarını buraya eklemeye devam edeceğim.
  11. Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamaya “hakkımız var mı” sizce ? Bayram coşkusu güzel de “acaba gerçekler” bayram etmemizi gerektirecek cinsten mi? Veya başka bir soru soralım; bayram etmeyi hak edecek bir ülkenin en önemli özelliği ne olmalı? Hemen arz edeyim; coşkuyla bayram edilecek bir ülkenin en önemli özelliği “bağımsızlığı” olmalı... Peki son yaşanan gelişmeleri de dikkate alırsak sizce; Türkiye tam bağımsız mı? Cevabı aramaya geçmeden ’bağımsız ülke’ kavramını tarif edelim: Ekonomik anlamda ’içeriden dışarıya açılan’ ve ’dışarıdan içeriye akan’ dinamiklerin iç siyasi ortamdan izole edilebildiği, iç ve dış siyasetin gereklerinin ekonomik, globalist hatta neo globalist etkilerden arındırılarak yerine getirilebildiği ve en önemlisi normal şartlar altında birlikte devinen iç ve dış çarkların, olağanüstü durumlarda ayrı dönme yetisine de sahip olduğu toprak ve üstünde kurulan siyasi birlik... Bu noktada bir daha soralım; sizce “Türkiye ekonomik ve siyasi olarak bağımsız mı?” Cevap: Türkiye bağımsız değil, hatta maalesef bağımlı... Peki dünya üzerinde bağımsız ülke var mı? ’Bağlantısız ülke’ neredeyse yok ama, yukarıdaki tanımı yerine getirebilen ülkeler var... Sevgili dostlar, kavram tartışmasını bu noktada dondurmak ve birbirinden tarihsel olarak uzak ama ilişkili birkaç tabloyu özellikle bugünün Türkiye’sinin gittiği yolu da dikkate alarak, sizlerle paylaşmak istiyorum. Tablo 1: Tarih Ekim 1875... Sadrazam Mahmud Nedim Paşa Osmanlı’nın kurtuluş yolunda en önemli adımı olan ‘faizde tenzilat’ kararını açıkladı. Yabancı ve ‘bıyıklı yabancıları’ tuzağına düşmüş Osmanlı Devleti faiz borçlarının beş yıl süreyle ancak yarısını ödeyeceğini ve ödeyemediği kısım için yüzde 5 faizli tahviller vereceğini açıkladı... Bu açıklama yapıldığı yıl bütçe toplamı 25 milyon, iç ve dış faiz ödemesi 30 milyon liraydı... Tablo 2: Tarih Mart 1876... Osmanlı Devleti, borç ödemelerinin tamamını durdurduğunu açıkladı. ‘Ödemekle bitmeyen faiz-borç sarmalında’alınmış en doğru karardı... Yok edilme süreci Osmanlı sanayi yapısını tamamen çökerten 1839 Baltalimanı Anlaşması ile başlamıştı. 1838 yılında Reşid Paşa, ilk olarak Lord Stratford ve sonrasında Avrupa’nın diğer devletleriyle serbest ticaret anlaşmasını imzalamış, Osmanlı devletçi ekonomiyi rafa kaldırarak gümrük vergilerini İngiltere ile birlikte saptamayı kabul etmişti. Bu adım ile Osmanlı, ucuz mallar cenneti haline gelirken, üretmediğini tüketen bir toplum haline de gelmiş ve en verimli alanlar yabancı sermayenin eline geçmişti. 1814 yılında bir sterlin 23 kuruş iken, 1839’da 104 kuruş oldu... Avrupa devletleri, mali sorunlarına çözüm arayan Osmanlı’ya ‘hemen dış borçlanmaya gitmelisiniz’ diyerek baskı yapmaya başladı. Osmanlı, Avrupa piyasasına tahvil satarak borçlanmaya başladı. Bu arada dünya petrol servetlerinin’ hazırlığını yapmış ve Osmanlı süratle borçlandırılırken, topraklarındaki petrol yatakları ise yabancılar tarafından paylaşılmaya başlanmıştı. Tablo 3: Tarih Mayıs 1876... Borç ödememe kararı ilk sonuçlarını vermeye başladı. ‘Başkaldıran boyunduruk altındaki Osmanlı’ya ilk isyan kışkırtmalar sonucu Balkanlar’da başladı. Bulgarlar ve Sırplar isyan ettiler. Aynı günlerde İstanbul’da medrese öğrencileri ayaklandı ve borç ödememe kararını alan Sadrazam Nedim Paşa azledildi... Ayaklanma Harbiye öğrencileri arasında da yayıldı, Dolmabahçe Sarayı sarılarak Sultan Abdülaziz tahttan indirildi... Sonuç: 1878-1881 Osmanlı Hazinesi Düyun-u Umumiye’ye teslim oldu... Tablo 4: Türkiye’de halen de süren hâkim politikaların temeli, 1978’in Temmuz ayında, Dünya Bankası’nca hazırlanan raporla atıldı. Raporun imzalayıcıları Kemal Derviş ve Sherman Robinson idi. Hükümetler bu rapora uymayı kabullenmezken, 1980 darbesiyle uygulamaya konulan bu raporla, Türkiye’nin 1978’e kadar başarıyla süren kalkınmacı, bireysel ve küçük ölçekli sermaye birikimlerine dayalı yapısı, büyük ölçekli çokuluslu sermaye ilişkilerinin kontrolünde serbestleşmeyi savunan bir dinamiğe dönüştü. Ekonomide uygulanan bu yanlış programın izlenmesiyle verilen yüksek faiz, sıcak para girişi gibi ödünler Türkiye’nin varlıklarının yurtdışına kaçmasına sebep oldu... 1977 yılında düşünülen kalkınma hamlesi böylece engellenmiş ve ‘Cumhuriyet ile yırtılan borç gömleği’yeniden Türkiye’ye giydirilmiş oldu. İşin kötüsü 1876’da Osmanlı’yı ayaklanarak Düyun-u Umumiye’ye teslim eden, ülkesini sevdiklerinden şüphe etmediğimiz güçler, 1980 yılında bir kez daha bilmeyerek bu işe alet oldular... Tablo 5: 1980’de yok denecek kadar az olan borç stokumuz, her yıl bütçemizin yüzde 40-50’sini vermemize rağmen 300 milyar dolara dayandı... Türkiye, 70 milyonu ile çalışıp 3-5 bin gerçek tüzel (iç dış) kişiye gelirinin yüzde 50’sini aktarır hale geldi... 2001 yılında borsa ve kurdaki hareket sonrası, Türkiye IMF tarafından atanan ’1977 raporu yazarına’teslim edildi ve dünya üzerinde görülmemiş bir dolar faizini tefecilere aktarmaya başlarken, IMF’ye en borçlu üç ülkeden biri oldu... 1839 Baltalimanı Anlaşması ‘Gümrük Birliği’ adı altında yeniden hortlamıştı ve cari açık hızla artarken nedense kimse Gümrük Birliği’ni sorgulamayı akıl edemedi... Tablo 6: 2001-2007 arasında “Türkiye finansal olarak tam kontrol” altına alındı. Derviş’in “dizayn ettiği” sistem “sıcak para uyumlu” olarak “varlıklarımızı transfer etmeye” başarıyla devam etti. Sonuç: Bu tablolardan ve girişte yaptığımız tanımlardan sonra Cumhuriyet Bayramı öncesi bir daha sormak istiyorum; sizce “Türkiye bağımsız mı?” Son söz: Yollarda yürüyelim, her yere bayraklar asalım, marşlar söyleyelim ama “yukarıdaki gerçekleri” asla unutmayalım! Bayramınız kutlu olsun! Yiğit Bulut-Vatan Gazetesi/28/10/2007
  12. BUndan aylar önce hatta. ilk yazmaya basladıgımda 2006 yılı ortalarındaydı yanlıs hatırlamıyorsam... Sadece gazete ve tvlerden. internet aracılıgıyla haber sitelerinden, yarım yamalak ingilizcemle yabancı haber kaynaklarını incelerim fırsat buldukca.. Bazen gunlerce haftalarca gündemden uzak kalır kendimi soyutlarım... Ama ne zaman bu ulkede olmaması gerektigine inandıgım birseyler olsa, birileri kalkıp açık ve alenen kendi lehine işler yaparken bu ulke menfaatlerine ters düşüyor dahası kimsede buna ses cıkarmıyorken farkettim ki bir cok kişi opnları destekliyor. Bundan rahatsız oldum... Oysaki sıradan bir vatandas olarak cok basit sorularım vardı benim bir turlu kimsenin cevaplayamadıgı, ben sordukca bana baska soruların cevaplarının verildigi, ama kimsenin benim soruam cevap vermeye yanasmadıgı sorularım vardı. Bu ulkenin yonetimine dair, bu ulkedeki düzenin/düzensizligin işleyişine karsı, bugune kadar aldıgım eğitimin ve ogrendiklerimin bana sordugu benim aklımın bir turlu tutarlı yanıtlar veremedigi sorularım oldu. Ben yazmaya basladım. Kimi zaman öfkeyle kimi zaman alaycı, kimi zaman yıkıcı hatta cogu zaman yıkıcı, nadiren de olsa yapıcı yazılarım oldu... Bazen geriye dönüp kendi yazdıklarıma göz atıyorum. Cunku eğer bir konu hakkında fikir yurutuyorsanız, vardıgnız sonucların dogrulugu zamanla ortaya cıkıyor.Bundan bir sen önce yazdıgım yazıları okuyup bugun yasadıklarımı gördükce muthiş canım sıkılmaya basladı.Her söyledigim, her yazdıgım, her fikrim dogru cıkmasada bu kadar buyuk oranda haklı olmak belki de hayatımda ilk defa canımı sıktı. Oysaki ben ne politika eğitimi almıstım, ne ekonomi nede üst düzey yönetim becerilerini geliştirebilecek herhangi bir uzmanlık eğitimi. Sıradan bir tamirciydim ben. belki de cok konusan... Bazen yazdıklarım ve düşündüklerimi kafamda toparlayınca, yapılan bana göre bariz hataları gördükce mutlaka bilmedigim konular var diyorum kendime. Mutlaka sıradan bir vatandas olarak benim bilemeyecegim, ama üst düzey burokratlarımızın bildigi, bu yuzden öyle hareket etmek durumunda kaldıgını düşünüyorum. Cunku bir ulke bu kadar bariz ve acık sekilde, bize yılardır kan kusturan bir terör orgutune yardım, yataklık ve silah destegi veriyorken biz nasıl oluyorda altı yıldan beri o ulke uzerinde tek bir yaptırım uygulayamıyoruz. Kaldıki sözkonusu olan ulke tam bir ulke bile değil... bölgeye hakim olan aşiretler, peşmergeler vs.. Meşhur hale gelen bir laf var artık. Bir zamanlar bizim pasaportumuzla saddamın kılıcından kacanlarla, bizim uşaklarımızla bugun karsılıklı masaya bile oturamıyoruz. Onların karsısında maskaraya dönüyoruz. Yalan mı? Dunya üzerinde gerilla savası denen taktikle savasan bir terör orgutne karsı zafer kazanan tek düzenli ordu bizim silahlı kuvvetlerimiz. Ve bizim pkk karsısında kazandıgımz bu zafer amerikadaki subay okullarında ögrencilere son altı yıldır ders olarak okutuluyo. Bunu aranız da kac kişi biliyor merak ediyorum? Her kurumda, her işyerinde hatta her ailede olacbilecegi gibi ordumuzun icinde de yanlıslar yokmu. Elbetteki var. Ama kalkıp son bir ayda otuz sehit verdik tek suclu ordu denmesine izin veremem kusura bakmayın. İhmaller varsa zaten ordumuz gerekeni yapar. Sayın Cyrano'nun da dedigi gibi ordumuzda en kucuk farklı/yanlış/abartılı hareketin bile sorgusu suali yapılır. Bir coguna sacma gelsede bu kadar disiplinli baska ordu dunya uzerinde yok. Sanırım ordumuzun bu disiplini ve taviz vermemesi özellikle akp li arkadasları cok sıkıntıya sokuyor olmalı. Kusura bakmasınlar bizde böyle... Bazı arkadaslar akpli yakıstırması yapmamıza kızıyorlar. Akp etiketi verdigmiz zaman itici oluyormusuz. Kusura bakmayın ama eger akpnin biledigi ve bizim bilmedigmiz cok özel durumlar konular yoksa, bugune kadar akpnin uyguladıgı tüm politikalar ya cok buyuk beceriksizliktir yada vatana ihanettir. Dedigim gibi belki bilmedigim cok özel durumlar vardır bunuda zamanla ogreniriz umarım hersey icin cok gec olmadan. Akp ne yaptıda vatana ihanet etti diye merak eden arkadasılarım varsa bugune kadar yazdıgım yazıları, baska yazarlardan aldıgım alıntıları okuyarak neden böyle dedigimi anlayacaktır. Ve sunuda duzeltmem gerek. Asla bir arkadasımız cıkıpta ben akpliyim kardesim sonuna kadar da akpyi yonetimini politikalrını destekliyorum dememiştir yada ben görmedim. Benim canımı sıkan akpye bu kadar alkıs tutarken her söze ''ben akpli degilim ama...'' bu ikiyuzluluktur bu riyakarlıktır.... Eger kalkıp bir siyasi partinin dusunclerinden hoslanıyorsan, sana uygun geliyorsa acıkca soyle, yoksa belirtme bana karsı ben akpliyim diye... sen bunu belirttigin zaman bu reklama girer.. Mademki bir siyasi fikrin yok sadece dusuncelerini yaz. İnsanlar seni dusuncelerini okusunlar. Dusuncelerinden neye inandıgın savundugunu anlasınlar. Sanırım aramızdaki her arkadas yazdıklarımzı okuyunca kimin hyangi siyasi dusunceye sahip oldugunu anlayacak kapasiteye sahiptir. Ben akpli değilim diyerek insanların zekasına hakaret etmeyin.. Mademki akp li değilsin neden bunu belirtme geregi duyuyorsun? Akp iktidara geldiginden beri akpya yalakalık yapan, alkıs tutan, akpnin hegamonyasındaki butun yazarlar, medya kurumlarında calısan satılmıs ve kiralanmıs basın mensuplarının ilk sözü her zaman bu olmustur...: '''...ben akpli değilim ama....''' Değilsen zaten biz aksini anlamayız merak etme... akpli olmaktan rahatsız oluyorsan neden onlar gibi dusunuyorsun, yok akpliysen neden acıkca soylemiyorsun... bu dupeduz uckagıtcılıktır.. Hangi siyasi orgute inandıgnız savundugunz önemli değil. Ben bugun hukumetteki bir partinin yaptıgı yanlısları konusuyorum. Bana yanlıs diyorsanız sorularıma cevap verin. Benim yanlıs budur dedigimde beni duzeltin. Burda parti catısması yapmıyoruz. Burda fikir catısması yapıyoruz. Basit sorularım var benim, derdiniz ulke meseleleriyse buyrun bunlara cevap verin. Yok amacınız parti propagandasıysa kusura bakmayın. Eger bir ulkenin idarecisi durumundaysanız ve ulke sizin yonetim biciminiz yüzünden her gun daha kötüye gidiyor kaosa surukleniyorsa bu ya sizin beceriksizliginizdendir yada bizzat o ulkeye ihanetinizdendir.. SOnuc olarak iksinin birbirinden farkı yoktur. Son altı yıldır bu tur politkaları ureten akp değilde chp olsaydı yazdıklarım değişmeyecekti. Yada baska bir parti. Siz son bir aydaki otuz şehidin hesabını sormakla mesgulsunuz. Ben son altı yıldır verilen yuzlerce sehit, yapılmayan işlerin hesabını soruyorum. Siz hala kalkıp parti kavgası yapıyorsunuz ben son altı yıldır nasıl oluyorda bir ulkenin özgurlugu yabancıların eline verilip ekonomisi yuzunden sömürge haline getirilip, ulke butunluguyle ilgili kararları bile alamayacak kadar aciz hale getirildigini sorguluyorum... Şimdi siz size buyukleriniz tarafından sovunun diye ogretilenleri savunmaya devam edin. Ben buyuklerinizin canını sıkacak yazılar yazamaya devam edecegim... Son olarak bütün arkadaslarımın Cumhuriyet Bayramını kutluyorum. Bazılarımız içten içe bu bayramdan rahatsız olsalar bile onların bayramınıda kutluyorum...
  13. Eğer konu hakkında bilgisi olan arkadaslar varsa bende bir soru sormak istiyorum İslamiyet'te mezhep inancı tam olarak nedir? Hz. Muhammed zamanında hangi mezhepler vardı? Ve Kuran'da hangi surelerde ayetlerde mezheplerle ilgili acıklamalar var?
  14. Acılmıs olan konu baslıgına ve altında yazılan yorumlara ve benim yazdıklarıma dikkat ettiyseniz sanırım neden alındıgmıda anlayabilrsiniz umarım... Bu arada size ithafen yazdıgım yazımıda tam olarak okumadınız sanırım.. Demişsiniz ki şehit verene dek kimin aklındaydı bu olanlar.. Oysa yazımda demiştimki aylar once, yıllar once biz bugun olacakları anlattık... Şehitler verilmeden once önlem alınması gerektigni defalarca soyledik... Zaten kızgınlıgımda burdan eileri geliyor... Siz simdi kalkıp kendi yakınınızdaki bir iki muferit olayı örnek verip boyle olmaz, bunlar sözde tepkiler gunluk tepkiler diyorsunuz... Biz yuzbinlerce kişi meydanlara dolduk bir insanımızın burnu kanamadı, tek bir taskınlık olmadı.. Siz bir kac kişi ornek verirseniz ben yuzbinleri örnek veririm.. Birde sunu anlamıyorum.. Sizde demişsinz akpliler de cok sık tekrarlıyor... Gencler arasındaki bilincsizlikten bahsediyorsunz.. halkımızın galeyana gelip kontrolunu kaybedeceginden bahsediyorsunz.. Hatta halkımızın şuursuzca davranmasından korkuyorsunuz... Aynı gencler ve aynı halk akpyi secinde gayet şuurlu ve bilincli olurken nasıl bir anda butun şuurunu ve bilincini kaybediyor anlamıyorum... Akpye oy verirken ileri goruslu cagdas ve ulkesine hizmet ediyor, ama bugun teröre tepki verirken şuursuz bilncsiz ne yaptıgını bilmez halde davranıyor... Ya akpye oy verenleri iyi tanıyorsunuz ki boyle bir beklentiniz var, yada boyle beklentilerinizle yanlıs dusunuyorsunuz.. Kararı siz verin.. Sizin adınıza uzuldum.. Saygı durusunun manasını bile bilmeyen şuursuz bir kac kişi arasında bulunmanız nedeniyley oysa benim yasadıgım şehirde teröre lanet mitingi duzenlendiginde mitinge katılmayan insanlar bile gozyaslarını tutamadılar...
  15. LostsouL şurada cevap verdi: LostsouL başlık Güncel Konular
    Nasıl olur? Terör sorunları Anayasa Mahkemesi’ndeki seçime hak ettiği dikkatin verilmesini önledi. Oysa Haşim Kılıç’ın başkan seçilmesi yargı çevrelerinde itirazlara sebep olmuştu. Ve bu itirazların tümü, eşinin başörtüsü takması ve kendisinin laikliğe karşı suç işlediği gerekçesiyle haklarında kapatma kararı verilen partilerle ilgili kararlara muhalefet etmesi gibi sebeplere dayanıyor değildi. Mesela İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan “Mahkemenin Yüce Divan görevi de yürüttüğü düşünülürse hukukçu olmayan (Eskişehir İTİA mezunu) Kılıç’ın başkanlığa getirilmesi bir hukuk devleti için inanılır şey değildir” diye açıklama yaptı. Avukat Kazan açıklamasında Turgut Özal’ın Haşim Kılıç’ı mahkeme üyeliğine atarken Sayıştay Yasası’na geçici madde eklettiğini, bu maddenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği halde “iptal kararları geriye yürümez” denilerek Kılıç’ın üyeliğinin sürdürülmüş olduğunu hatırlatıyor. Bu hatırlatma neyi aydınlatıyor? Anayasa Mahkemesi, anayasaya aykırılık kararına konu olmuş bir kişiyi yıllarca üye olarak taşıdıktan sonra şimdi bir de başkan yapmıştır! Peki şimdi ne olacak? Başkan Kılıç’ın Anıtkabir ziyaretine kendisine oy vermeyen mahkeme üyeleri katılmadılar. Bu protesto mahkemede bölünmeyi işaret ediyor. Bakacağı davaların sonucu önceden tahmin edilecek bir yüksek mahkeme?.. Olmaz!.. Buna çare bulunmalı! Güngör Mengi-Vatan...26/10/2007 Bu tarihi ve bu yazıyı unutmayın... Onumuzdeki aylarda sayın Mengi'nin ne demek istedgini cok daha açık bir sekilde yaşayarak anlayacaksınz..!!!!!
  16. PKK'nın kaçırdığı er Beyaz'ın babasına Başbakan'dan başsağlığı mesajı HAKKARİ’de 12 askerin şehit edildiği saldırıda kaçırılan 8 askerden er İrfan Beyaz’ın babası Halil Beyaz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ve Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’ndan gelen başsağlığı telgrafıyla şoke olduğunu söyledi. Halil Beyaz yetkililere, “Oğlumun kaçırıldığına mı inanalım, yoksa oğlumun şehit düştüğünü söyleyip başsağlığı dileyen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına mı?' diyerek bu skandala tepki gösterdi PKK tarafından kaçırıldığı belirtilen oğlu İrfan’ın kurtarılması amacıyla avukatları aracıyla DTP Diyarbakır Milletvekili eski İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Akın Birdal’la görüştüklerini anlatan Halil Beyaz, bu konuda yetkililerin duyarsızlığından yakındı. İki gün önce kendisine postacı aracılığıyla Başbakan Erdoğan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker ve Devlet Bakanı Başesgioğlu’ndan taziye mesajı geldiğini belirten baba Halil Beyaz, “İki gün önce evimize postacı geldi. Bana ‘Şehit babası sen misin’ dedi. Ben de ne olduğunu öğrenmek için ‘evet’ dedim. Başbakan ve iki bakandan gelen ve ‘Oğlunuz şehit oldu başınız sağ olsun’ denilen telgrafı okuduğumuzda aile olarak yıkıldık. Biz oğlumun kaçırıldığını ve halen yaşadığını biliyoruz. Şimdi biz buna mı, yoksa Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na mı inanalım?' diye konuştu. Halil Beyaz ayrıca Başbakan’a hitaben şunları söyledi: “Bir baba olarak Başbakan’a oğlu için ‘Amerika’da şehit oldu’ diye haber verilseydi acaba ne yapardı, ne ederdi, ne düşünürdü? Sonradan da böyle bir şeyin olmadığını kendisine söyleselerdi o zaman ne yapardı? Kendisinini de evlat, bizimki de. Onunki Başbakan çocuğu olabilir, bizimki de bir inşaat işçisinin çocuğu. Sonuçta biz de insanız. Bana göre insan insandır.' ŞEHİT AİLESİNİ ZİYARET ETTİ Halil Beyaz, oğlunun kaçırıldığı saldırıda şehit edilen Mehmet Cücük’ün Şehitkamil İlçesi’ne Aktoprak Beldesi’ne bağlı Göksuncuk Köyü’ndeki ailesine başsağlığı ziyaretinde bulundu. Oldukça duygusal anların yaşandığı ziyaret sırasında konuşan Halil Beyaz, “Çocuklarımız Isparta’da acemi birliğinde de Dağlıca’da da birliktelerdi. Kader birliği yapmışlardı' dedi. Şehit er Mehmet Cücük’ün babası Cebbar Cücük de “İnşallah İrfan da diğer kayıp askerlerimiz de kurtarılır. Eğer devlet kurtarmayacaksa ne yapılması gerekiyorsa yapalım. Biz gidip evlatlarımızı alalım' diye konuştu. Cebbar Cücük, şehit oğlunun teröristlerin elinde rehin olarak bulunan İrfan Beyaz ile birlikte çektirdiği fotoğrafı anımsatarak, “Çocuklarımız beraber fotoğraf çektirmiş, biz de çektirelim' diyerek elini Halil Beyaz’ın boynuna atıp fotoğraf çektirdi. Kaynak:DHA İşte sayın başbakan konuyla bu kadar yakında ilgili...
  17. Sevgili Melkor oncelikle su cumleni kurmandan cok rahatsız oldugumu söylemek istiyorum..: -''Bakın arkadaşlar size bir şeyden bahsetmek istiyorum... İktidarı destekliyen bir vatandaş değilim bu beliretyim öncelik ile....'' Son altı yıldır en atesli akp savunucularını her konusmaya yazmaya baslarken kurdukları cumle buydu... Simdi diger yazdıklarına gelirsek, demişsinki 1 şehit verildiginde neden tepki vermedik diye.. Sen sanıyormusunki Yapılan Cumhuriyet Mİtingleri sadece laiklik icin, sadece türban Çankaya'ya cıkmasın diye, yalnızca akp eleştirilsin sol partilerin propagandası olsun diye yapıldı... Aylarca akp elindeki medya sayesinde yapılan mitinglerin bu yönleri ortaya cıkarıldı.. O mitinglerde en cok eleştirilen hukumetin pkk konusundaki beceriksizligiydi.. O gunlerde tek tuk sehit haberleri alınıyordu ve biz bu mitinglerde en cok bu konuda tepkimizi ortaya getirdik.. Kim yazdı? Kimin haberi oldu bundan? Zamanın bundan aylar once yıllar once biz tepkimizi ortaya koydugumuz zaman bizi cekememezlikle, akp dusmanlıgıyla sucladılar, bizi dinlemediler önemsemediler.. Sİmdi soyledigmiz hersey, yaptıgımız butun eleştiriler haklı cıktı.. O mitinglerde hukumetimzin nasıl amerikan kuklası oldugunu soyledik sesimz yettigince.. butun dunya duydu yazık siz burda duyamamıssınız.. Ama duyamamanız normal, siz sadece sizden duymanızı isteyenleri duyup, sizden söylemenizi istediklerini soyluyorsunuz... Biz aylar once kuzey ıraka elektrik verilmesin, su verilmesin ambargo yapılsın dedik bizi devlet dusmanı ilan ettiler... Biz aylar once talabani ve barzaninin ortak oldugu işletmeler kapatılsın kontrol altına alınsın dedik, yabancı sermaye dusmanı ilan edildik, biz aylar once abdyle pkk konusunda masaya oturulsun taviz verilmeden anlasmalar yapılsın dedik bizi ciddiye almadılar.... Simdi kalkıp diyorsunuz daha once neden birsey yapmadınız... Yaptık guzel dostum benim... Biz elimizden geleni yaptık Siz Neden, bizi bir kez olsun dinleyip ciddiye almadınız?
  18. Türkiyenin .... olmasıyla cok ilgilendiklerini sanmıyorum. Abd gözgore gore vakit geciryor diye dusunuyordum ki, aslında vakit geciren bizim basbakanımız bakanlarımız hukumetimiz... Abd nin yardımıyla bizi oyalıyorlar, ondan sonra delikanlılık yapacak ya mahalle kabadayısı gibi, toplamıs gazetecileri biz kimseden icazet almayız karar alırız diyor. al artık ne alıcaksan hala ne bekliyorsun diye hicbir şerefli gazetecimiz soramıyor, neme lazım agzından köpükler sacark abdye kafa tutan sayın basbakan orda bir tukurukte bogar gazeteciyi... Sayın basbakan adam gibi adam dimdik duruyor objektiflerin karsısında ne gurulu ne heybetli... yan gelip yatanlar kimin umrunda? Sayın savunma bakanımız diger ulkelerin savunma bakanlarıyla bir araya gelmiş, keyifli keyifli gulumseyerek poz veriyor.. Yanındaki diger ulke savunma bakanları bile daha endişeli gozlerle bakıyor.. Sanki bir yanlıslık var..onlarca şehit veren biz değiliz.. Sahi bundan bir kac yıl once terör yüzünden hayatını kaybedenlerin Şehit olarak kabul edilemeyecegi tartısılmaya acılmıstı, akpye yakın kimseler tarafında.. Azaba hala oylemi dusunuyorlar merak ediyorum...? Onlar icin sadece din ugruna ölenler şehit olarak kabul goruluyor olmalı kimbilir... Cok saygıdeger rtükümüz ve devletimizin elindeki atv televizyonunda şehitler veridmgiz saatlerde yayınlana eglence programlarını pek umursamadan sadece bir nezaket mektubu gonderip ricada ve telkinde bulundu.. Bugun kalkmıs haber kanalları dahil butun basın kuruluslarını sansürledi... Sonra KanalTürk televizyonun mahkemeye basvurmsaıyla bu karar ortadan kaldırıldı.. Nasıl ki sayın basbakanın gücü şehit yakınlarına, köylülere, memurlara yetiyorsa, rtukunde gucu zavallı Türk Basınına yetiyor olmalı... Türkiye tarihi boyunca , en gucsuz oldugu dönemlerde bile ne icerde ne dısarda bu kadar beceriksizce ve basiretsizce yonetilmemişti. Ama sorun kimde biliyormusunuz. Türk ordusunda, son baskında buyuk ihmali var... belki de ordumuz kendisi özellikle izin vermiştir buna.. Akpnin hicbir konuda sucu yok hakkını yemeyin simdi. Hem kötü bir iş yapmıs olsaydı sayın dısişleri bakanımızı Cumhurbaskanı secermiydik? Sahi sizin cumhurbaskanınızı kim secti/atadı? Simdiki Dış işleri bakanı kim bilen var mı? Ya içişleri bakanımızın son yaptıgı acıklamayı duyan varmı? Sayın basbakanımız hangi ulkede bugunlerde temaslarda bulunuyor? Sayın cumhurbaskanımız köşkteki tadilatla cok mesgul olmalı... Kac milyon dolar fazladan para istedi bilen varmı? Sayın Sezer'in döneminde yapılan butun tasarruf bu yılki butce arttırımıyla havaya gitmiş oldu... Köşke sizce ne yapılacak? Yeni bir saray insa edilebilir mi acaba.. bu arabistandaki şeyhlerin sarayları gibi... Durmak Yok Yola Devam...!!! Bİr kac asker ölmüş... ee ne olmus yani... ekonominiz dogru yolda, borsanız yukseliyor, dolar dusuyor, enflasyon düştü daha ne istiyorsunuz? bölücü örgüt ulkeyi bölmek icin hem icerden hem dısardan calısıyor...size ne kardesim son elli yılın refah düzeyi en yuksek zamanlarını yasıyoruz... Bölünün sizde ne olucakki.. hem artık kızlarınız universitelere turbanla girebilecek... imam hatipli cocuklarınız univeristelere sınavsız alınacak daha ne istiyorsunuz? .... oluyormuşuz... hadi canım siz de... Ne demişler: -Dünyada mülk, ahirette iman....bu iktidar bize ikisini de veriyor.. Alamıyorsunuz diye simdi şikayet edip durmayın..Bakın isteyen nasıl alıyor... Begenmiyorsanız cekin gidin...!!!!!!!(Bu son söz sayın basbakandan alınmıstır..)
  19. Okullardaki cocuklarınız akpli beleidylerin yada bakanların yaptıgı acılıslara mudurleriyle birlikte ders saatlerinde gidince sorun yok... okullardaki cocuklarınız akp mitinglerinde manga manga yer alırken sorun yok okullardaki kucucuk kız cocukları turbanlı ve carsaflı akp gösterilerinde yer alınca sorun yok ama okullardaki cocuklarınız vatan icin canını vermiş birinin cenazesine gitmek isteyince ders var egitim var ogretim var... hadi canım sizde... kimi kandırıyorsunuz? işinize gelince cocuk, işinize gelince propaganda aracı...!!!! Herkes işini gucunu bıraksın her gun sehit cenazesine gitsin bu olur mu demişsin.. Ne kadar kolay bu cumleyi kurmak dimi.. Hergun Şehit vermek öyle basit bir olayki elbetteki kimse işini gucunu aksatmasın, kimse tepki vermesin, kimse umursamasın... İŞte akp zihniyetinin amacı budur, Verdiğimiz şehitleri kanıksamamız, sıradan bir olaymıs gibi davranmamız fazla ustunu eşelemememiz.. Zaten akpnin elindeki butun kiralık ve satılık kalmeler medya kurulusları, hatta bu ulkenin devlet televizyonu bile bunun icin yayın yapmıyor mu durmadan.. Arkadaş haklı her gun şehit cenazesine katılırsak işler durur, ogrenciler egitim alamaz, devlet hizmet veremez...O zaman bosverelim arkadaslar neyi tartısıyoruz? BUndan altı yıl önce tek tük pkklılar yakalanınca umursamıyorduk.. Sonra ayda bir pkk baskınlarıyla zarar gören devlet binaları yada trenlerin haberlerini aldık umursamadık. SOnra ayda bir Şehit vermeye basladık.. BUnada alıstırıldık.. Artık haftada 15 şehit veriyoruz arkadas cıkmıs bu dogal birseymiş gibi tepki vermeyin diyor... Kusura bakma arkadasım. Benim midem artık bu tür politikaları ve sözleri kaldırmıyor...
  20. sahi merak ediyorum dunku şampiyonlar ligi macından sonra Beşiktaşa kac mac seyircisiz oynama cezası verilecek Rtuk tarafından? belki de Beşiktaşı ligden düşürürler neden olmasın... Akpyi muthis şekilde protesto ettiler cunku macta... Hiç düşündünüz mü bundan seneler once bir dönem daha bu şekilde yasaklar ve sansurler yapıldı ulkemiz de... Ne zaman ve kim tarafından hatırlıyormusunuz?
  21. Akpli belediyeler Şehitlere saygısızlık olmasın diye Cumhuriyet Bayramını kutlamama kararı aldılar... Bizim askerimiz neden Şehit oldu? BU ulke icin değil mi? Peki bu ulkenin doğum günü sayılan 29 Ekim Şehitlerimiz Anısına daha coskulu, daha birlik icinde kutlamamız gereken bir gun olması gerekmiyor mu? Şehitlerimizin Ruhunu Yüceltmek icin simdiye kadar olmamıs buyuklukte kutlamalar yapmamız gerekmez mi? Böyle bir ulkeye sahip oldugumuz icin dogum gunumuzu en iyi sekilde kutlamamız gerekmez mi? Tv ve radyoları yasaklar, okullarda ogrenci ve ogretmenlerin konusmasını tepki vermesini yasakla, yarın git memurlarını yasakla, Mİlli Bayramları yasakla... Yönetmekten anladıkları bu mu? Milli bayramlardan ne akdar cok rahatsızlık duydukları ilk gunden beri bariz şekilde sırıtan akpliler, boyle bir durumu hemen kendi amacları icin kullanıp takiyye yapmaktan kacarlar mı? Neden boyle bir Mİlli Bayram Kutlamama fırsatı varken kacırsınlar ki?
  22. mtmtk5 dostum benim umudum var hala... Durmadana yola devam edenlere inat umudumu yaşatacagım.. Umudumun bittigi yer, sözümün de yazımın da nefesimin de bittigi yer olacak... Ben hala bu Cennet Vatanda yaşıyor olmakla, bu vatan üzerindeki insanlarımla birlikte yaşıyor olmakla gurur duyan, mutlu olan biriyim. Bizi cekemediklerini, bizi bölmek istediklerini, bizi sindirip yoketmek istediklerini biliyorum.. Korkmuyorum dersem yalan olur, bazen ölesiye korkuyorum ama her gün korkmak alıştırır insanı bir sure sonra hissetmemeye baslarsın... diyorsun ya birbirini seven saygı duyan insanlar nerde? hayal kuran plan yapan genclik nerde... İşte onlarda her gun bu yozlaşmış hayatı yasamaya mahkum edildikleri icin, hergun düşünmemeleri, tartısmamaları, arastırmamaları ve ögrenmemeleri icin uyuşturuldukları icin bir sure sonra dediğin gibi oluyorlar.... Sadece onlara verilen afyonun azalması icin bile, baslarına sarılan duman bulutunun bir an icin dagıtılması icin bile elmden birsey gelirse ne mutlu bana... Ben bir ışık yakabilrsem solukta olsa, baska biri daha yakar.. Nasıl ki bu tolum, düşünmemeye, fikir uretmemeye, günlük yasamaya, maddi degerleri manevi degerlerin uzerinde tutmaya alıstırıldıysa akside olabilir. Dün kaybettiklerimiz, bugun bizim için savasanlar bunun için savasıyorlar... Biz bu ulke uzerinde rahat huzur ve mutlu bir bütün olarak yasayalım diye... Simdi biz susarsak eğer, biz seyreder ve yanlısları görüp tepki vermezsek eger, biz umudumuzu kaybedip sürüye dahil olursak eger Şehitlerimiz de ölmez mi?
  23. akpli belediyeler Şehitlere saygısızlık olmasın diye BU seneki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını yapmama yada sadece resmi törenlerle kısıtlı kalacak sekilde kutlama kararı almıslar... Aslında Şehitlerimizin ruhunu yüceltmek icin bu sene bayramı her sene oldugundan daha coskulu kutlamamız gerekmiyor mu? Şehitlerimiz bu ulke birlik ve bütünlüğü icin can vermişlerdir. 29 Ekim bu ulkenin kuruluş gunudur. O halde ugruna can verdigmiz bir gunu tum dunyaya örnek olacak şekilde birlik ve beraberlik içinde her zamankinden daha coskulu kutlamamız gerekmiyor mu? Akp iktidara geldiginden beri Milli bayramlarımızdan özellikle uzak durmusdur. 6 Yıldır incelerseniz Milli bayramlar zamanında bakanlarımızın nerdeysa tamamamı ya secim bölgelerinde, ya memleketlerinde yada yurt dısında, tursitik gezi, hac umre ziyaretlerinde olmuslar, özellikle ANkarada yapılan türenlere katılmamıslardır. Tuhaf birsekilde rahatsızlıkmı duyuyorlar anlamıyorum bizim Mİlli bayramlarımızdan, yada Anıtkabir ziyaretlerinden... Akpli belediyeler böyle bir olayı bayramı kutlamamak icin kullanıyor olabilirler mi? Onlarca şehit verdigmiz gece devletin elindeki televizyonda eglence programlarını durdurmayı aklına bile getirmeyen bir zihniyet, en coşkulu olmamız gereken günde neden bunu engeller anlamıyorum.... Nede bu kadar rahatsız olurlar Milli Bayram kavramından.....
  24. Ayıp arkadaslar yaa utanmasanız kalkıp Türk Ordusu kendi askeirni öldürdü diyeceksiniz.. Siz sanıyormusunuz ki ihmali olanlar hakkında sorusturma acılmadı.. Sİz sanıyormusunuz ki ordu kendi icinde bu olayın birinci sorumlulularını ve nedenlerini arastırmıyor. Siz sanıyormusunuz ki Ordu bu olayda ihmali olanlar varsa konunun ustunu kapatp oldu bittiye getirdi.. Elbetteki kendi icinde gerekenler yapılacaktıtr.. Asiye kardesim kalkıp demişsin ordu gereksiz sacma sapan işlerle ugrasıyor. Sana göre ordunun akp karsısında durup akp zihniyetini onunde duvar gibi engellemesi, laikligin teminatı oldugunu, Atatürk Türkiyesinden taviz verilmeyecegini defalarca soylemesi senin gibiler icin gereksizlik ve sacmalıksa kusura bakma sanırım ben ve benim gibi dusunun bir cok arkadasım boyle bos işlerle ugrasıp duruyoruz işte.. Ozellikle akp iktidara geldiginden beri en cok şakşakcılık yapan, akp iktidarıona en cok yalakalık yapan basta gazetelerdeki köşe yazarlarının konusmaya baslarken kurdukları ilk cumle şu olmustur..: -'Ben akp'li değilim ama....' sitemizdde de baslıca akp zihniyetine sahip arkadasların nerdeyse tamamı akpli değildir ama her fırsatta akpy övmek akpyi eleştirenlerin sözlerini yermek icin ellerinden geleni yaparlar.. Akpnin yaptıkları ve yapmadıklarını kendileri mantıkla acıklayamadıkları icin ellerinde sadece eleştirileri yalanlamak, yada eleştiri getirenlerin haklılıgını bildikleri icin eleştirenlerin hatalarını bulup ortaya cıkarmakla ugrasırlar.. O kadar merak ediyorsanız pkk sorunundaki en buyuk hatalar kime ait diye benim acmıs oldugum konu baslaıklarına ekledigim yazıları inceleyebilrsinz.. Sıradan bir vatandas olarak kendi izlenimlerim ve dusuncelerimi defalarca yazdım. Derdini gercekten pkk sorunu uzerinde cözüm uretmek, sorunları ortaya cıkartıp birlikte fikir catısmasına girip, bize farklı pencereler acmaksa bunu yapın. Kalkıp akpyi korumak adına ordumuza saldırıp durmayın.. Sıradan bir vatandas olarak iki yıldır edindigim izlenimlerle vardıgım sonucları bugun birebir yasıyor olmaktan dolayı ne kadar uzgun oldugumu izah edemem. Akpnin nerdeyse vatana ihanet edercesine yapmıs oldugu ihmaller, almadıgı önlemler, kafasını din propagandasına gömüp ulkenin diger can alıcı konularında tek bir adım atmaması simdi bizim bugun oldugumuz yerde bulunmamızın en buyuk nedenidir.. Eger amacınız akp şakşakcılıgı deilde, din sömürüsü din uzerinden reytin toplayıp, akp zihniyetindeki insanlara şirin görunmek değilse, buyrun yazılarımızı okuyun. İşaret ettigmiz noktalara dikkat edin. Yaptıgımız yorumlarda hatalar varsa onları duzeltin. Duzeltemiyorsanız, bize farklı pencereler farklı cözümler bulamıyorsanız lutfen susun. Haklılıgımızı, en önemli kurumlarımıza camur atarak bastıramazsınız... Simdi gelmiş son baskında 13 şehit verdik sorumlusu ordu diyorsunuz. Belkide gercekten ordunun icinde hainler var, belkide ihmaller var.. Bunu ordumuz ortaya cıkartacak.. Ama size gore son 6 yıldır sorunu cözmek icin tek bir adım atmayıp, her defasında köstek olan, kapanmıs bir yarayı durmadan kaşıyarak en sonda kangrene ceviren akpnin hicbir sucu yok... Kafanızı gömdügünüz kum cukurundan cıkartın, size ezberletilenleri bir kenara bakıp düşünmeyi deneyin.. Altı yıldır akp hukumeti nerdeydi? Altı yıldır, bölgeye neden hic yatırım yapılmadı? altı yıldır barzani ve talabani sirketlerine nasıl ticaret yapma izni verildi altı yıldır bolgenin elektrik ve su ihtiyacı neden bizim tarafımızdan karsılandı hala karsılanıyor altı yıldır dış işleri bakanlıgı pkknin terör örgutu olarak dunyada kabul eidlmesi icin neden tek bir adım atamadı? altı yıldır gunden gune buyuyen ve guclenen terör orgutu icin yurdumuz icnde neden önelm alınmadı? altı yıldır bu konuda akpyi elestiren herkez haklı cıktı. zaman haklılıgımızı ortaya cıkardı, neden akp bir kez olsun dikkate almadı altı yıldır bu kadar cok hata yapılması ihaml değil, bu kadar cok hata yapılması kasıt değil, bir baskında 13 şehit verdik butun pkk terörünün tek sorumlusu ordu oldu... tebrikler arkadasım.. sizin gibiler yuzunden biz boyle yonetiliyoruz bugun... kendinizi acıkca ortaya cıkartıp burdayım dediğiniz icin tesekkur ederim.... Hic dikkat ettinizmi. 15 gun önceki baskında 12 Şehit verdigimizda sayın cumhurbaskanı gül bir acıklama yaptı...yanlıs hatırlamıyorsam şöyleydi: ''-Bu olay pkkdan bagımsız gelişmiş bir olaydır. Munferit bir olaydır. pkk icinden ama pkkdan bagımsız bir grubun işi demişti bu...'' O gunlerde pkkdan bir acıklama gelmemişti,hatta ne barzani nede talabani konuyla ilgili acıklama yapmamıstı. O gunlerde bizim guvenlik guclerimizde de herhangi bir istihbarat acılkaması gelmemişti. Ama sayın cumhurbaskanı boyle bir acıklama yaptı.. Olaydan 15 gun sonra gecen gun pkk elindeki yayın organlarından bir acıklama geldi. 15 gun onceki olayın nedeni askeri timle pkklı bir grubun karsılasması uzerine gerceklesmiştir diye... yani pkk planlı bir sekilde o gun catısmamıs... Peki sayın cumhurbaskanımız olaydan bir gun sonra o acıklamayı yaparken bunu nasıl biliyordu? yani planlı bir olay değilde munferit bir olay oldugunu nasıl ögrendi? tahmin mi etti? Neden tek bir gazeteci böyle bir ayrıntıya dikkat edip ustune gitmedi... Sizce de garip bir durum değilmi? benmi abartıyorum bu konuyu? Simdi esir olan 8 askerimzin yeri nerde kim biliyordur?
  25. unut beni özlem aklımda kalan sana dair gelecek korkulu planlarım seni cıkart geriye kalanı sıfıra eşitle üstü kalsın unut beni özlem sana dair sevgi dolu sözlerim seni cıkart geriye kalan baska bir kadında kullanılacak aldatma sözlerim olmuyorsa olmuyor oluyorsa tenin bayramıdır baska bir bedendeki... unut beni özlem simdi damarlarımda gezen gecenin heyecanı sabah olunca aklıma dusen sen sabah olmuyorsa hatırlayamadıgım senin işine gelmeyince anımsamadıgın ben unut beni özlem şimdi hosuna gitmedigi icin bedeni arzulamadıgın ben dün hayalini kurdugun ben yarın yetmediginde baska bir beden aclıgını bastırmak icin geri gelecegin ten benim unut beni özlem simdi yandıgım sen bunu önemsemeyip beni bagımlayıp kendine idam fermanımı imzalayan sen boynu kırılırken pişmanlık duymayıp son orgazmında seni hayal eden ben...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.