LostsouL tarafından postalanan herşey
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
avazım cıktıgı kadar susuyorum hepinizmi sagır oldunuz.. alıntıydı dimi bu daha once birileri soylemiş olmalı alkol oranı dusuk bir icecekle vakit kaybediyorum daha sertleri olmalı bu uyuşmanın aklımın icinden gecenlerle oynuyorum susturmanın bir yolu olmalı bu ötüp duran horozların cigerleim cektigim hava yetmiyor birileri gidip oksijen tüpü almalı rafinerinin birinden alınmıyorsa bir cözümü olmalı para gerekli bir ask icin para yoksa baska bir adama varılmalı baska adam yoksa sorun değil parayla adam olunmalı olunamıyorsa sorun değil para varsa sorun olmamalı ya yoksa unut gitsin sevda satırların arasında kalmalı aşk zenginlerin tekelinde artık biz soytarı şair müsvetteleri yazdıklarımızla tatmin olurken en guzel sevilesi kadınları hep gucu olanlar alıyor gucu olanların parası parası olanların adamlıgı biz hala kapısında birer kul gibi köşkün hanımefendisine platonik bağlı...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
kayıt zamanı şimdi simdi yazılıyor bunlar sonrası yalan oncesi anımsama aklımın ucundan gecenleri tutmaya calısıyorum aklımdan gecmeyenleri özledigim gibi seni simdi özluyor olmam aglamıyorum eski bir ezber sen yaşadıklarımdan birer alıntı en guzel yerlerinden belkide fragmanı gibi bu filmin her karesinde senden bir iki söz gorenler gelip izlesin diye cekiciligim yok senden baska... seni de cıkarınca hayatımdan n'olur sonunu soyleme bu filmin yoksa kimse gelip izlemez...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
gelip okuyormusun simdi yazıklarımı yokse benden vazgecince yazdıklarımdanda vazgectin mi her gece gelip kontrol ediyormusun beni yoksa zaten kaybetmişmiydin umudunu hazır deilim seni kaybetmeye nasıl olurdu yarın uyanınca sen yokmussun gibi yoksun gibi ... benzetemiyorum bunu baska birseye nasıldı? senden onceki hayatım ne zaman bu kadar içime işledin... özledim seni gitmene bir kac saat kala ya gidersen unutulmus özlem sarkılarını anımsayamıyorum ayrılık şiirleri eski birer ezber kaybedecegim bunlarmı ilk once mutluluktan yazamadıgım kafiyeler senden sonra daha iyi bir şair olurmuyum acın beni alır gotururmu buyuk ozanların diyarına apoletlerime işlenecek yeni rutbeler ya senden sonra? yoklugun gibi ... yıkıldıgım yerden ayaga kalkabilirmiyim yoksa sigorta policemde seninle ilgili maddeler beni guvence altına alırmı kapsamına ne kadar girer bu hayat sigortamın nefes alıyor olmak sensiz bir dunyada yaşıyor olmak gibi kabul edilebilir mi? sigorta mufettislerinin sorularına nasıl yanıt verilir evet burdayım evet hayattayım hayat hala gormek duymak konusmak ve yazmak gibi hayat hala her sabah yeniden uyanmak gibi yaşamak kapsamına girmiyor bu sigorta policesinin cunku yasamak hala benim sensiz tek basıma bir turlu beceremediğim...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
bir kac satir daha vardı aklımda susmadan once aleyhimde kullanılsın diye değil baskası lehimde tanıklık etmeyecek diye hayal kırıklıgım değil tahmin ediliyordu bu durum ve bahis siteleri oranları dusuk tutuyordu zarar etme olasılıgına karsı... her dakikasında hayatımın uzaklasıyorum senden bekledigin belkide razı oldugun kadarını bile bulamıyordun mutlu son yok bu hikayede elimizdekilerle yetinmeliyiz belkide bırak gitsin yetmedigi yerden kopar gibisinden ölüyor olmaktan cok canımı yakan ölüyor oldugumu bilmek yasıyor olmaktan daha agır gelen yaşarken seni bulup kaybetmek...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
bircok giden memnunki yerinden cok seneler gecti dönen yok seferinden... ne guzel söylemiş şair ve sarkıcı ne iyi etmişte müzik eklemiş uzerine dinleyenin katkısı bu kadar işte takdir etmek şairin ve sarkıcının buna ihtiyacı yok biliyorum yinede teşekkür ediyorum tüm guzel dizeler ve notalar için...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
konusamıyor olmak ruhumu istila ediyor anlatamamak bir zamanlar kelimelerin efendisi ben simdi nerden baslayacagını bilemeyen ürkek ve cekingen cevaplarını bildigim icin belkide simdi sorularımı soramıyor oluşum sonunu kestirebiliyor olmak değiştirebilmeye yetmiyor caresizlikmidir bu kadar canımı yakan bilmeseydim belki de hic dusunmeseydim canım yanarmıydı? avuclarımın arasından süzülüp gidiyorsun bir turlu tutamıyorum seni tutmak istedikce daha cok kırıp döküyorum ne cok yazdım sana bir turlu postaya veremedigim gibi simdi söylemek istediklerimi türkceye ceviremiyorum baska bir dil daha bilseydim bir halta yararmıydı bilmiyorum... nasıl söyliyebilrdim ki sana beni secerek kaybettigni... nasıl anltılabilirdi bu sırılsıklam tutulurken bana cırıpcıplak bir aşka dirsekleri yamalı cok fazla masa üstlerine dayamaktan belkide cok dusunuyor olmaktan yorgun dusunmedigi zaman dusuncesizlikle suclanan akıl yetmeyince ruhani varlıklardan medet uman bir sevgilin var senin ordanda yanıt alamayınca kendini içine kapatan nasıl söyliyebilrdimki sana söylemesi ne kadar zorsa bir doktorun ameliyat cıkısında masada bıraktıgı hastasının yakınlarına başaramadıgını öyle zor simdi türkceye cevirmeye calısmak yanlıs adamı sevdigini neleri kaybettigni cok calısıp bu sınava ikinci geldigi icin bir yerleri kazanamadıgını yenildik ama ezilmediklere yenisini eklerken üzgünüm hem yenildik hem ezildik biz bu hayatın çarkları arasında nasıl söylenir gozleri ışıl ışıl yanan bir kız cocuguna umutlarının karsılıksız cıkacagı? karsılıksız düzenlenen bir çek gibiydi varlıgım düzenlerkende altını imzlarkende bunun farkındaydım belki ama öyle guzeldiki umut etmek bir yalanda olsa sana dokunup seni öperken kollarının arasında sanki hic bitmeyecekmiş gibi iliklerime kadar yaşadıgım... vadesi gelince bozdurmaya gideceksin bu çeki ve sende ogreneceksin karsılıksızlıgını bir sevdanın nasılda yorgun ve bitkin duseceksin icini cekerken belkide ilk gordugun limana bırakacaksın kendini kayalıklarında parcalanmaktan cekinmeden belkide ilk sana tutulan adama vereceksin kendini aklının bir kösesinde benim oldugumu unutmaya calısarak... haketmedigim icinmi böyle oldu bilmiyorum ama haketmek icinde birsey yaptıgımı soyliyemem ama bu haksızlık repliklerinden sıkıldım en zor olanıda simdi söylemeye calısmak yanlıs adamın ustune oynadıgını bu kumarı ve masada kalacağını tek umabiligim hayatın devam etmeli sanki ben hic olmamısım gibi...
-
ABDullah GÜL Cumhurbaşkanı.
sayın gül goreve gelediginden beri kac tane yasa yada atamayı veto etti? sıkıysa etmesinde gorelim... sayın unakıtan yök baskanı icin soylemişti... cunku yok baskanını sayın erdogan hazretleri atamıstı... cumhurbaskanını kim atadı? şehit vermişiz, canımız yanmıs, ulke icin feda olmusuz, sayın gül harekatın ilk gunu kimi ulkeye davet etti? aranizda mide bulantısına iyi gelecek bir ilac bileniniz var mı? benim midem artık bunları kaldırmıyor... durmak yok yola devam...!!!!!
-
Tekel satıldı
devletimizin elinde kar eden satılmadık ne kaldı? özelleştirme iyi birseyse ve ulke menfaati icinse neden tek bir zarar eden kamu iktisadi teşebbüsü satılmadı? arastırmayın, ekonomi proffesöru olmanıza gerek yok. basit bir hesap yapın. Sizin bir işyeriniz var ve ayda 100 ytl kazanıyorsunuz. Siz bu işyerini 200 ytl karsılıgında baska birine satarmısınzı? Simdi bana devletin boyle bir işyerini satmasını mantıklı bir dille acıklayın lutfen... İki aylık kazancı karsılıgında baskasına satıyorsunuz. Elinizde tutup bu kazancla borclarınızı ödemek varken neden satıyorsunuz? Devlet kuculmeliymiş devlet ticaretten el cekmeliymiş. BUna tamam ama sizin bu kadar borcunuz varken borcunuzu ödemenize yardımcı olacak kazanclı bir kurulusu satmanın mantıgı ne? Devlet elindeki karlı işletmeleri yok pahasına satıyor, burdan alacagı geliri kaybediyor peki bu kaybettigi geliri nerden tahsil edecek? Arkadaslar, sayın hukumet yandası arkadaslar bunu bana acıklayın. Elinize borcunuzu ödemenize yardımcı olabilecek karlı bir iş yeri varken bunu simdi satmanın mantıgı nedir? Siz borclarınızı bitirin sonra istedginisi satın. Bittimi borclar? peki bu borcları odemek icin yeni vergi koymak yerine bu işletmeleri kullanmak kötü yada yanlıs bir fikir mi? Ama bu işletmeleri alıp yok pahasına stmak, kısa vadede nefes almak önemli olan.. Here bundan 10 yıl sonra bu ulke tamamen batmıs kimin umrunda... o zaman sömürgesi olarak baglandıgmız buyuk bir ulkeden yardım alırız... vatana ihanetin karsılıgı nedir? durmak yok yola devam...!!!!
-
ÜNİVERSİTELERİMİZİN, AFFEDERSİNİZ YÜKSEK LİSELERİMİZİN HALİ!
Ben üniversiteyi kucuk bir ilcenin düğün salonunda okudum. Ders yaptıgımız odalar hafta sonlarında gelin ve damat odası olarak kulanılırdı. Tiyatro yada seminer yapılan salona amfi derdik, yemekelrimiz de orda yer, yemekten sonra salanu biz temizler sinen yemek kokularının arasında ders yapardık.vize ve finallerde okulun aşcıları gozlemci olurdu. bölum ogretmenimiz altı dersimize girerdi, bazı derselere baska illerdeki universitelerden hocalar gelirdi. Yerli halktan bazı cocuklar okulda ogrenciydi ve sınıfta kalmamak icin bazı ogretmenleri tehdit ederler yada rusvet verirlerdi kimse ses cıkaramazdı. Sonra diplomalarını alırlardı. Bahsettigim okul turkiyenin sayılı universitelerinden birnin yuksekokuluydu. Bizim ders gecme notumus 70'ti. Neden altmıs yada bazı okulalrdaki gibi 50 olmadıgnı sordugumuzda bize okulun ogretim kalitesi nedeniyle boyle oldugu soylenirdi. Aksi taktirde diplomalarımzın hicbiryerde gecerliligi olmayacagı soylendi Bİzim okudugumuz yerde devletin bir yurdu yoktu ama bazı vakıfların yurtları vardı. İşin ilginc yanı bu yurtlarda kalmak icin para vermiyordunuz. Onların kurallarına uymanız gerekiyordu. mesela 5 vakit namaz kılmak ve aksamları etüd adı altında yurdun sözde ogretim gorevlileri tarafından verilen vaazları dinlemeniz gerekiyordu. belli saatlerde girip belli satlerde cıkıyordunuz yurttan. Hatta kurallra uyarsanız size maddi yardımda bulunuyorlardı. Tutucu bir cevremiz vardı ve mesela okuldan bir kız ve erkek elele gezemezdi sokaklarda. Baskı had safhadaydı kalkıp buyuk sehirden gelmişseniz ve o cevreye gore farklı bir hayata alısmıssanız hapiste olmak gibi birseydi okumaya calısmak. Bir cok konuda size yasaklar vardı ama aynı yasaklar o yore halkı gencleri icin gecerli olamazdı. Oyle veya böyle bir sekilde okulu bitirdim. Aradan yılar gecti ve simdi yeni hukumetmiz 20 tane daha universite actı. Muhtemelen ellerindeki univeristelerin durumunu duzeltmeden acılan yeni okulların benimkinden farklı olduguna inanmıyorum. Ellerindeki egitimi iyileştirmek yerine kızların basındaki ortuye takan hukumet bunu duzeltti. Simdi neyi duzelticek merak ediyorum. Herkes istedigi kıyafetle girip egitim alabilir.. Ama turbanlı yada turbansız nasıl olursa olsun zaten alacakları egitimin bir anlamı yoksa o ortunun ne anlamı var? Ama tabiki bu önemli değil önemli olan o ortu değil mi? Sayın yök baskanı acıklama yapıyor sonra acıklamasına acıklama getirmek icin bir acıklama daha yapıyor. Sıkıysa yapmasın. Bir laf vardır halk arasında köpek kendine ekmek veren eli ısırmaz diye... Kimse alınmasın ben sayın unakıtandan alıntı yaptım sadece... siz elinzideki okulalrın sayısnın egimtin kalitesini arttırmak yerine turbanla kuran kurslarıyla ve benzerleriyle ugrasın, imam hatip mezunarını univeristeler sokmanın yollarını arayın.. elinizdeki yuksek ogretimin hcibir gecerlilig yok ama kimn umrunda.. din uzerinden siyaset yapacaksanız amac buysa durmak yok yola devam... yazık.. hala birileri iktidar şakşakcılıgı yapıyor... merak eidyorum hangisi hangi okulda yuksek ogrenimini tamamladı yoksa kuru sıkımı sallıyorlar... kiralık kalemlerin iktidar yalakalıgı yapması gibi birsey bu... neresinden yasıyorsunuz bu ulkenin... arkasında yuzde elli halk destegi oldugu soylenen bir hukumetin baskanı Bir Şehit Cenazesinde protesto edilip lanetler okunuyorsa o liderin soyledigi her sozden yaptıgı her davranıstan suphe duyarım ben... okullarmız egitimimiz kalitesizmiş.. kimin umrunda.. bu halk ne kadar cahil olursa o kadar kolay yonetilir... halk ne kadar cahilse din bezirganları o kadar cok iş yapar... tarih bunu defalarca yazdı... ama nerden bileceksiniz.. siz savundugunuz egitimi almıssınız... kör olmanızı tabi karsılamamız gerek... sizi eğitmek gerek ama once bunu kabul etmeniz gerek... yada cehalet mutluluktur.... basınıza saralım türbanı mutlu ruyalar görün.... durmak yok yola devam...!!!!
-
2B arazilerinin satışı
Bir toprak parcası orman olma vasfını nasıl yitirebilir? Hangi toprak parcasında ağaç yetişmez? Ulkemiz cografyasında agac yetişmeyecek orman olamayacak toprak parcası var mı? Ekerseniz ağacın buyumeyecegi bir toprak parcası var mı? Peki bu yasayla yapılmak istenen nedir? Midem bulanıyor artık bu hukumetin yaptıklarından yada yapmaya calıstıklarında.. sizin oldukca sağlam mideniz varmıs sanırım... kimse tepki gostermiyor.... Durmak Yok Yola Devam...!!!!
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
kutusuz kasetlerim ucu körelmiş yontulmaya muhtaç kara kalemlerim çekmecelerine anılarımı tıktıpım dolabım şimdi bir isgara daha yaksam üstüne yaşadıklarımın hangisi kadar değer biçilecek ömrüme söylediğim sözlerin toplamı kadarmı yoksa sustuklarımın ağırlığı kadarmı ne kadarını bilebilirsin itiraflarımı ya söylediğim yalanlarım aşkın sözü gecmiyor artık hayatım üzerinde bir zamanlar nasılda bar tabureleri üstünde kur yaparken acemiliğim cekiciliğim kadar etkili cekiciliğim yeni şiirlere gebe seviştigim her kadın daha derinine sapladıgım bir bıcak ruhumun sırtına sırıtıp dururken simdi bakıp kafiyesine neden illede aynı sarkıyı calar radyo istasyonları inadına üstüne gelir gibi durmadan içine gömüp kactıkların tutulamıyor artık hesapları bu yüzleşmenin oysa yeter diyordun bir kucuk sevgi parcası seni seven baska bir insan yetmiyormus sorun yanlıs yerde aranmıs ve yanlış teshisler konmus bu yalnızlığa şimdi neresinden geriye dönebilirsin yanlışlarının dönsende ne kadar dogru olacak yeni baştan yasayacakların... anlasılmaz sözlerimi tercume etmeye calıstıkca türkceye olan ihanetim buyuyor baska bir dil varmı anlatabilecegim yoksa yasadıklarım bu gune kadar hicbir dilde söylenemeyenmi durup durup ıslanmadıgı icindir belkide yanaklarım bu kadar kuru ve yaralar içinde bir kız cocuguna sevdirmedigim icindir içimdeki et parcasına kalp diyemiyor oluşum... satır başı yapınca öteleniyormu yasayacakların gunu gelmiş borcların daha dibe inebilirmisin yoksa en derinde içine cektigin bu duman geri vermeden once arasına canını ekleyebilirmisin... aklı selim bir insan olamadıgım icin akla zarar işlerle meşguliyetim paramparca bir hayat ne kadar elini bastırsanda ustune durduramassın o kanamayı gözlerimin icine bakıp durma artık hayata dair en son ışıltılarım içimdeki karanlıga tutulsun yaklas dudaklarıma fısıltılarım senin olsun...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
ruhumu istila eden bu vurdumduymazlık aklımı uyusturmak icin belkide içimi kapatışlarım içime.. ölüyorum tanrım... bunu zaten biliyordun... gorevimi yerine getiremedigim icin üzgünüm sanırım bunuda biliyordun... bana sundugun nimetler için şükürler olsun sunmadıkların icin seni affedermiyim emin değilim.... bari hic bahsetmeseydin... iyi bir insan oldugumdan emin değilim ki iyi bir kulun oldugum icin içim rahat olsun... mümkünse acısız olsun beni biliyorsun dayanıksız bir beden fazla alıngan bir ruh izleyemedigim butun guzel filmleri yanımda almak istesem gidecegim yerde canım sıkılmasın diye değil anımsayıp gulumseyebileyim uyarılarını almıyorum sanma zaten bunuda biliyorsun... şimdi fiyakalı bir laf savurup bitirmek vardı ya bitmiyor işte iznin olmadıkca gecmiyor zaman durdugu yerde o kadarda kötü değilmiş bir kaç ömrü ufaltıp kucultup aklıma sıgdırdım geriye ne kalır emin değilim bir kac satırım kafiyelerim ve benzetmelerim kendimi bir yerine koyamadıgım icin belkide hayatımın kırılan kalemlerim infaz saatine ne kadar kaldı? gerçi ne önemi var cok mutlu ölmekle üzgün olmek arasındaki farkı kim nasıl anlar? adam gibi bir kardes anne gibi bir anne ve aşkım icin bir kadın verdigin icin bana teşekkür ederim gerisini zaten biliyorsun... uzun zamandır konusmuyoruz seninle aslında susan benim sanırım suskunlugumu bir tek sen anlıyorsun...
-
KRAL DEGIL BAKAN GELIYOR!
Bunda şaşıracak birsey yok. Sayın çankırılılar işin sırrını çözmüşler.. Siz bunların karsısında el pençe divan duracaksınız, onlerinde eğilip eteklerini öpeceksiniz, ağam paşam hazretlim diyeceksiniz ondan sonra dileyin ne dilerseniz.... Eskiden di o... Halka hizmet icin gorev alıp, halka hizmet etmek icin kendlerini feda eden devlet adamları.. Artık halk bu adamlar icin var.... Mesela halkın size verdiği sıfatları cocuklarınıza ucuz gemi almak icin kullanacaksınız, cocuklarınıza fabrikalar acıp yasaları onlara gore duzenleyeceksiniz, adamlarınızı istedigniz yere atayabileceksiniz... Halkta size yetki verecek oy verecek... sizde sadakaya alıstırıp onunuzde eğilmelerini saglayacaksınız.... Hoşunuza gitsin yada gitmesin artık düzen böyle... Durmak yok yola devam...!!!!!!
-
Unutturmayın...!
-Sayın arınc yeni yaptıgı yasa teklifiyle muhalefet partilerinin vekillerinin meclisteki konusma surelerinin kısıtlanmasını istemiş... 2. Dunya savasından hemen onceki Nazi Almanyasında Adolf Hitler ve arkadasları iktiara gelip cogunlugu ele gecirdikten sonra ilk yaptıkları işlerden biri Yeni bir yasa cıkartıp meclisin yetkilerini kendilerine devretmek ve meclisi tatile cıkartmak olmustur. Boylece butun ulke kontrolunu ellerine almıslar ve muhalefetin sesini tamamen kesmişlerdir.. Arada benzerlik yokmu? Yoksa butun bunlar sadece tesaduf mu? Evet hersey benzemiyor mesela bıyıkların şekilleri biraz farklı... Belki de sayın akpliler ve onlara oy veren vatandaslar icin bu şekil ayrılıgı yeterlidir... Durmak Yok Yola Devam...!!!!
-
İcraatın İçinden...
Midemdeki bulantı hergun katlanarak artıyor... Kuzey ıraktaki hareketın baslamasını fırsat bilen yuce meclisimizdeki yuce vekillerimiz emekli maaslarina yuzde elli zam yaptı... Aynı harekatın golgesinde dikkat cekmez diyerek sayın yuce cumhurbaskanı hazretleri, abisinin kendi onune koyup imzala dedigi yasa duzenlemelerini imzaladı.. Hemen imzalarsa dikkat ceker diye sanırım bir hafta bekledi.. Avrupa kupalarındaki takımlarımız anlı şanlı zaferler kazanamadıgı icin mecburen hafta sonu beklendi bu sırada sayın cumhurbaskanını imdadına ordumuz yetişti. Kuzey ıraga nihayet bundan 5 yıl once yapmamız gereken harekatı baslattık. Sayın cumhurbaskanıda fırsattan istifade imzalayıverdi.. -Sayın cumhurbaskanı goreve gelediginden beri kac tane yasa yada atamayı veto etti? Bu arada sosyal guvenlik kurumları hakkındaki yeni yasalarla birlikte memurların ve işci emeklilerinin aldıkları emekli maasları her yıl kademeli olarak dusurulecekmiş. Bu yasa tasarısıda caktırmadan geciverdi... Bu arada yapılan yeni vergi yasalarındaki duzenlemelerle bazı aflar cıkarıldı. tahmin edin bu aftan kim yararlandı? Yimpaşın hapisteki patronu, bazı avrupa ulkelerinde dolandırıcılık yapmaktan hakkında tutuklama emirleri cıakrtılmıs, bizim ulkemizde spk'ya karsı yanlıs işler yaptıgı gerekcesiyle yargılanmıs ve suclu bulunmus yuce patron hazretleri.. Sayın basbakan ve bakanlarının ve vekillerinin cok yakın samimi arkadası bu af sayesinde serbest kaldı... Tmsf elindeki sabah gazetesi ve yayın gurubu sayın cok yuce basbakan hazretlerinin damadının müdürlük yaptıgı çalık holding tarafından satın alındı... Bu arada tekel satıldı. Merak ediyorum yuce devletimiz elindeki en karlı işletmeleri neden bir yıllık karına satar? Sanırım yuce devletimizin paraya ihtiyacı yok. Zarar eden işletmelerin basına surekli birileri atanır, ama en karlı işletmelerin hepsi yok pahasına satılır. Bana bunu birisi mantıklı bir şekilde acıklayabilr mi? Sahi sizin kafanıza türban gecirmiştik biz o yuzden gormuyor, duymuyor ve konusmuyor olabilirsinz.. Saygı duyarım... Midemdeki bulantı hergun katlanarak büyüyor..... Durmak yok yola devam...!!!!!!!!!
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
yıllar onceydi cokta guzeldi simdi dusununce..benimsin demiştim bende senin...renkli ruyalar hotelinde... sarhos olamadıgım icin bu kdar mutsuzum belkide bir turlu kaybedemedigim bilincimin durup durup icimi kanatmasından yorgun durup durup içimi yakmasından muzdarip makdulu benim bu cinayetin fail diyerek hakkında sorusturmalar acılan yorgunum bir turlu kaybedemedgim bilincimin durup durup aynada yuzume bakmasından... akıl almaz kurgularım arasında kelimelerim ve aşkım ve sevdam ve sen kadının sözlüğümdeki karsılıgı aklımın icindeki yansımaların bir telefon cıglıgıyla yanımdan kopup giden bir otel odasında tek basına bırakılan olmaktan yoruldum dagınık bir yataktaki dagınık bir beden aklımın bana oynadıgı en guzel oyunlardan biriydin sen gittiginden beri yorgun bilincimi yitirememekten dolayı umutsuz ölmek istiyorum ama bunun nasıl oldugunu bile bilmeden... coktan öldüm belki senden sonra dagınık bir yatakta üstü örtulme geregi bile duyulmamıs bir beden... acık kalan gozlerimi hangi parmaklar kapayacak ve hangi gazete sayfasıyla ortecekler üzerimi... yakmalısın belki de yeni bir aşk doğmamalı benden sonra küllerimden...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
cevap ver dünya.. avazım cıktıgı kadar bagırıyorum cekmiyor burda telefonlarım oysaki yuzde 93ü kapsama alanındaydı bu nufusun yuzde yedilik sanssızlığımın sorumlusu kim? cevap ver dunya... bitiş dudugu kimin elinde? yaptıgımız imla hatalarını duzeltmekle sorumlu tutulan kim avrupa insan hakları mahkemesine taşımalı bu davayı ölüyorum ve sorumlusu benim kendimi idamla yargılamak istiyorum tazminatım ruhum olmalı yaptıgım pazarlıkların sonuna geldim ve blöflerimi yemiyor artık şeytanım... ırzına gecilen bir bedenin sahibi olmakla ırza gecen olmak arasındaki yedi farkı kim gosterebilir? cevap ver dunya... sabrım tukeniyor vaat edilen uyusturucuların yetmedigini gordukce daha bir sıkılıyorum olan bitenden kapadım butun alıcılarımı ruhani varlıklardan medet umuyorum ilahi bir guc cigerlerimdeki küfrü söker alır belki almassada canı sagolsun koyu kahverengi bir takım elbise icinde yeni traş olmus soluk benizli ceketinin sag ic cebinde konyak şişesi sol ic cebinde vesikalıkları yasarken bu dunyaya ait bıraktıgı son izleri cevap ver dunya uzun suredir yanıt alınamıyor ve bir sehir efsanesine donuyor umut dolu şiirlerim aklımın ucundan bile gecmezdi kapatıp aklımı kendi icime gömecegim kayıp bir ruhun yakıldıktan sonra ruzgara savrulması gereken küllerini...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
genctik o zaman iki yeni yetme aşık gibi simdi ise sustukjca daralıyor daraldıkca nefes alamıyoruz surekli yeni eeeelerle gecistiriliyor aklımıza gelenler söze cevirecek kadar degerli bulmuyoruz hatırlasana yeni tanıstıgımız gecelerde sabahlardık ne cok anlatırdık ne cok dinler tahammulsuz değildik simdiki gibi durmadan birseyler mırıldanır sonra birbirimize bakıp guolumserdik ne gunlerdi o gunler senin gencligin benim kendini bilmez ukalalığım bir hollywood filmindeki ikili kadar yakısırdı birbirine zamansız cıkarıldık bu senaryodan yerimizi dijital sesler ve goruntuler aldı biz ise hala hayalini kuruyoruz eski siyah beyaz turk filmlerinin hani sonunda genc kızla genc adam birbirine sarılır ve ardından tek bir kelime akardı ekrandan SON
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
Sevdigim.. guzel sevgilim... satırlarımı özlediginin farkındayım ne zamandır konusamıyoruz... cıkardıgımız sesler ne kadarını anlatıyor yasadıklarımızın... sevdiğim... küçük sevgilim ne cok yıldönumleri biriktrimişis farkına bile varmadan... kayıtlarında tutuluyor dijital bir dunyanın kavgalar edipte silmeye tesebbus ettigimiz kullanıcı isimlerimiz pişmanlıkla durdurmaya calısıp yenilenen sayfayı zamanı geriye alma cabalarımız... sevdigim... satırlarına tutundugum aklımın icinde bagımsızlıgını ilan eden seni ilk okudugum günden beri kendi rejimime isyan edip dağa cıkan benim bir gun dağa kaldırıcam diyerek yeminler ettigim sen... kafiyelerini özledim beni beklerken o soluk monitör ısıgında nasılda dudaklarını ısırırdın ojelerin dökülür tırnaklarından uykularına teslim olmamak icin bana uyurdun olurda ben gelirim diye ansızın acık bırakır kollarını dalıp gittiginde birden uyanır konusmaya calısırdın... şimdi yanındayım yanımdaki sevdigim kadın ne cok söyledim ne cok yazıldı bu sevdam satırlarıma ben hicbirine şimdiki kadar baglanmadım... vaktiimiz dolduysa eger yeni bir canlı baglantıya imkanımız kalmadıysa ve son konturuysa bu bize bahsedilen dijital sevdanın sevdigini söyle öptügünü ve sımsıkı sarıldıgını... suya yazılmıs bir sevdaydı bizimkisi ve dalgalara karıstı sözlerimiz fırtınasında bir kaybolusun bırakma beni öptüğümüz ve dokunduklarımızın hatrına al beni... bin kilometrelik bir yolun sonunda bile olsa değerdi senin tarafından sevildigimi bilmeye...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
Alıntıladıklarım var.. bazen bir söz bazen bir iki satır, bazen buğusu başka bir aşkın...ama genellikle kendi yazdıklarım.. cogu zaman gecenin bir yarısı gelip sayfama aklıma estigi gibi bişiler karalıyorum..bu yuzden imla hatalarım ve dikkatsizliklerim.. özür dilerim Türkçe'mden.. yaşar gibi yazıyorum.. nasıl zamanı durdurup hatalarını duzeltemiyorsun ya.. burda da aynı.. duzeltebilsem bile asla eskisi gibi kalmıyor.. bu yuzden ellemiyorum bitince hersey... Yanıt ekleye dokunuyorum ve ekleniyor birseyler... katlanılası buldugunuz ve okudugunuz icin tesekkur ederim...
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
isyan gozlerimde, sözlerimin anlatmaya yetmedigi... yanımda olmasını istedigim olmadıgı icin seytanla pazarlıklara oturdugum.. bir gun gelse bile anlatamassın icinde buyuttugun cicekler guneste solmasın sakınır saklarsın farkına vardıgında dokunmadıgın icin soldurdugundur... umutları ve hayalleri gercekleriyle karıstırıdgın bir hayatı özlersin kıyıya vurdukca yalnızlıgın onsuzluğa isyan edersin kollarında uyanabilmek dusuncesi varken aklında nasıl buz gibi bir yatakta tek basına uyanabilrsin? aklına her geldiginde tebessüm ettigin sevgilim dedigin sevgilin dusuncesi hangisi daha zor gelir insana? sevmek mi? sevildigini bilip örtbas edememek mi bu acizliği... her aklına düşüpte sevdigin dokunamadıgında....
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
kafamın icindeki karıncalanmadan kurtulamıyorum sözlerim kelimelerim yazdıklarımın ihnaetine ugruyorum sırtımdaki her hancer kadar ihtiyarladım iltihabtan sorumlu devlet bakanı gibiyim ama bir turlu gorevini yerine getirmeyen hakkında acılmıs sorusturmalardan dokunulmazlık sayesinde kurtulan ayak bileklerinden baglanıp asılan bir tutsak gibiyim bu dunyada tersinden bakıyor olmak düzeltmiyordu yanlıslıkları seni kıskanıyor olmamın yetmemesi gibi ve seviyorumlar baska yorumlara yol acıyordu içime cektigim bu hava iliklerimdeki bu hırs öfke nöbetleri ekseninde bir dunyanın kopmak isteyipte kopamamak gibi topuklarından vurulmus bir borclu ölmesine izin verilmemiş cunku ölürse borcunu ödeyemez kadar mantıklı yaşaması gerek ama yaşamak artık kazanmaya yetmiyor kadar acizce üstü kalmasın o paranın cunku ustuyle hayır işlenmekten daha mühüm yerlerde kullanılabilir tekrar gelecekmiyiz bu lokantaya? hangimiz secti yiyecegi yemegi simdi sikayetci olanlar kimler? hesabı veren bir turlu mutlu olamayan karnı doymayan kim? iliklerimdeki bu afyonun asıl sahibi kim? ve hangisi medet umar benim dibe vuruslarımdan? aklımın ucundaki susma birsey söyle biraz olsun yardım et... gelemiyorum üstesinden tek basıma derken sen kanımı donduran bu sogukta nerden cıktı ne cok zenginligim seni dusunupte icebilmelerim özgürlük bumu? sensin diye beyaz tenli bir kadının kollarında ayılabilmelerim.. Anlayamadıgım nasıl bir ruya bu bir sonmu? davetsizligim yüzsüzlüğüm bu teninle yetnimeyip ruhuna sahip olma tesebbuslerim susma birsey söyle kanımdaki toksin miktarının fazlalıgı ne kaddarını ispatlar aklımdaki senin varlıgını? en cok seni seviyorumlarla yorumlananlar mesafelerlemi ölcülüyor bu askın buyuklugu yoksa cektigin acıylamı orantı kuruluyor? sustuklarımı nasıl tasıyorum bir bilsen susma birsey söyle ben yeterince susuyorum hem sana hem bana yetecek kadar...
-
Unutturmayın...!
Almanya ilk dunya savaşını kaybedince halkın içine düştüğü sefalet iyice artmıştı.Aşağılanma, açlık ve ağır barış sartlarıyla iyice zor gunler yasamaya baslamıslardı. Ortam populist ve sözde vatan kurtarıcları için en uygun ortamdı. tam bu yıllarda katıldıgı orduda aradgını bulamayan Adolf Hitler Alman işçi, partisi isimli gizli bir olusuma katıldı. Ateşli ve birazda öfkeli konusma gucu sayesinde zamanla bu olusumun liderliğine yukseldi. Bir sure sonra bu partini adı Nazi partisi oldu. Partinin en belirgin politikalarından biri yalnızca Alman kanı tasıyanlara Alman vatandaslıgının verilmesi, sermayenin devletleştirilmesi gibi, ulkedeki yahudiler basta olmak uzere yabancı varlıgını tamamen ortadan kaldırma calısmalarıdır. Bu yolda yurumeye baslayan Hitlerin en buyuk yardımcıların biride Josef Goebbels'dir. Goebbels partinin gazetesinde Hitlerin ateşli konusmalarını yazıyor , bunları propaganda aracı olarak kullanıp kitleleri costuruyordu. Daha sonrada Nazi Almanyasının propaganda bakanı olarak yaptıklarıyla bugun bile propaganda biliminin babası olarak anılmaktadır. Hitler ve arkadasları bir an once kendi amaclarına ulasmak icin, kendilerince en gecerli yolda karar kıldılar ve darbe yaptılar. Ama bu darbe girimi basarısız olunca hepsi hapse atıldı. Bu hapsedilme suresinde nazi dusuncesini kutsal kitabı olarak anılacak 'Kavgam', 'Mein Kampf isimli kitabını kaleme almıstır. Bu darbe basarısızlıgı esnasında kendisini savunan kisisel korumalarından etkilenerek nazi rejiminin terör odagı olan SS (Schutz Staffel) birliklerini kurma kararınıda almıstır. Hitler her ne kadar söylemleriyle populer bir lider olsada asıl buyuk patlamasını 1929 yılındaki Buyuk Ekonomik Buhran döneminde yapmıstır.TUm dunyayı sarsan bu buhran Almanya'yı daha kötu duruma getirmiştir.Alman halkı yasadıgı zorluklar artınca Hitlere daha sempatiyle yaklasmaya baslamıstır. 1930 Seçimlerinde 2. parti olarak cıkan Naziler, toplumun en düşük kesimlerinin umudu olarak göruluyordu. 1932 yılında hicbir parti mecliste yeterli cogunlugu saglayamadı. Ama naziler aldıkları yuzde 37lik oy oranıyla en fazla sandalyeyi almıslardı.Bu arada Hitler politikasını sanal tehditler uzerine kurmaya baslamıstı. Örnegin 'Almanyada Kominist devrimin eli kulagında' söylemile kitleleri kendine baglamanın planlarını yapıyordu. Bunu basarması fazla uzun sörmeyecekti. Ülkede kriz ve iç savas cıkacagından endise eden Cumhurbaskanı Paul Von Hindenburg Hitleri basbakan olarak atamak durumunda kaldı. ama gerekli cogunlugu olmadıgı icin hukumeti kuramayan hitler yeniden secime gitti. belkide dunya tarihinde ilk defa bir lider, kendi diktatörlüğünü kurmak icin demokrasiyi kullanacaktı... 27 Şubat 1933 Aksamı Alman parlemento binasında (Reichstag) yangın cıktı. Hitler bu olayı koministlerin üzerine atarak kendie artı puanlar almakta gecikmedi. Daha sonra bu yangını konularla alakası olmayan bir meczupun cıkardıgı ortaya cıksada iş işten gecmişti. Yangın sayersinde kaos ortamını körukleyen Hitler, anayasadaki kişi hak ve özgurluklerini kısıtlayan maddeler askıya aldıran kararnameleri cumhurbaskanına imzalattırdı. Nazi partisi ve milliyetciler dısındaki butun siyasi olusumlar yasaklandı. 5 mart 1933 günü yapılan genel secimlerde yuzde 44 oranında oy alan Nazi partisi milliyetcilerle birlikte parlementoda cogunlugu saglamıs oluyordu. Zaman kaybetmeden hitler meclisin butun yetkilerini kabineye devretmiş, ardından meclisi tatile cıkarmıstı. Kanun cıkarmak icin tek basına butun gucu eline almıs oluyordu. Artık Almanyada Büyük ALmanya ve üstün ALman ırkı adı altında faşist bir düzen kurulmustu.Cıkardıgı yasalar ve duzenlemelerle ulkeyi silahlandırmaya basladı. Ulkedeki işsizlik sorununu cözdü, bugun bile kullanılan devasa otobanlar insa ettirdi. Bu arada Hitler sahip oldugu yahudi dusmanlıgını ortaya cıkarmıstı. Ulkedeki butun yahudileri kamplara toplayıp varlıklarına el koymustu. İkinci dunya savasının baslamasıyla bu uygulama soykırıma dönüşmüştü... ulkede Alman kanı olmayan butun yabancılarda bundan nasibini almaya baslamıstı... Bir kac sene icinde butun dunyanın içine girecegi bir savas ve yıkımla Almanya yerle bir olmus, Hitler ise bir odada kendini öldürmüştür... Geçenlerde okudugum bir kitaptan aklımda kalanlar kısaca bunlardı... Siyasetini ve politikasını din ve ırkcılık üzerine kuran siyasetcilerin ulkelerini nasıl yonettigi ve nerelere surukledigi konusunda tarihten en carpıcı örneklerden biridir. Bazı ayrıntılar size de biraz olsun tanıdık gelmiyor mu? Benim dikkatimi cekenler kısaca şöyle: 1- Bir halk hitler gibi gözü dönmüş hasta ruhlu bir adamın pesine dusmesi icin gercekten cok zor durumlarda olması gerekiyor. Mesela açlık gibi, sefalet gibi ekonomik olarak zor durumda kalmak gibi. İşte o zaman halk yılana sarılıyor. Cunku onun yılan oldugunu goremiyor. Alman halkıda zaten savastan yeni cıkmıs, yenik sayılmıs ustune birde butun dunyayı etkileyen ekonomik kriz gelince tamamen yıkılmıstır. Bizim ulkemizdeki en buyuk ekonomik kriz ne zaman yaşanmıstı? 2-Biraz ateşli ve öfkeli yani halk deyimiyle dobra bir konusmacıysanız, insanlara duymak isteyeceklerini söylemeye baslarsanız, bir anda sivrilebilirsiniz... Cunku halk zaten onceki liderlerinden bıkmıstır. 3-Bedel ödemek zorunda bırakılan ve zaten iyi durumda olmayan Alman halkını uyusturmak icin bir afyon gerekiyordu. hitler bunu Alman ırkının ustunlugu olarak kullandı. Alman ıskının diger insanlardan ustun oldugunu ve butun yasadıklarını haketmedigni söylemeye basladı. Bunu yaparken de propaganda araclarını sonuna kadar kullandı. Bunun gibi bir toplumu uyusturmanın en iyi yollardan biride çoğunlugun ortak olarak paylastıgı dini inancları kullanmaktır. Almanyada hitlerin tanıdıgı Alman ırkına mensup vatandaslar cogunlugu olusturuyordu. Bir ulkede örnegin bir dine mensup insanlar o ulkede cogunlugu olusturuyorsa sizde pekala hitler ırkcılıgı kullanması gibi, o dinin inanclarını, kurallarını kullanarak o cogunlugu ele gecirebilirsiniz.... Bunun icin elbetteki cok iyi propaganda silahlarınızın olması gerekmektedir.... Örnegin medya gücü gibi... 4-Hitler arkasındaki halk destegini arttırmak icin, sahip oldugu propaganda gucu yardımıyla en kucuk toplumda infial yaratacak olayları bile rakiplerinin üzerine yıkmaya baslamıstı. Örnegin parlemento binasınnı yanması gibi. Daha sonrada olayların gercegini anlasılması hitlerin secimlerden tek parti olarak cıkması gercegini değiştirmeyecekti. Eğer sizde secimlere girip iktidar olursanız, ulkedeki belli baslı yolsuzlukları, cete olusumlarını, en kucuk catlak sesleri bile siyasi rakiplerinizin üzerine yıkmayı basarabilirseniz sonraki secimlerde arkanızdaki halk desteği artar... 5-Ülkenin kaos ortamında bulunmasını fırsat bilen ve bunu körükleyen iktidardaki nazi partisinin ilk yaptıgı anayasada guvence altına alınmıs hak ve özgürlükleri askıya alması olmustur. Boylece nazi partisi ve milliyetci partiler dısındaki butun partilerin yasaklanmasını saglamıstır. İktidarda oldugunuz zaman sonraki secimlerde karsınıza cıkacak muhtemel siyasi olusumları ortadan kaldırmak icin bazı gucleri elinizde bulundurmanız yeterlidir. ve bunu yaparken de ihtiyac duyacagınız gecerli sebeplerden en buyugu ulkenin kaos ortamında bulunması olabilir. 6-En sonunda hitler amacına ulasmıs, meclisteki cogunlugu ve yasaları değiştirme gucuyle, arkasına aldıgı milliyetci diğer partilerinde destegiyle meclisin butun yetkilerini kabinesine ve dolayısıyla kendisine almıstır. tek adam olarak istedigi yasaları cıkarmıs, ülkeyi gecici bir refah seviyesine ulastırmıs, bu sayede halkının desteginide almıstır. Dunya tarihinde demokrasiyi kullanarak diktatörlüğünü ilan eden ilk lider olmustur... Örnegin siz mecliste cogunlugu ele gecirmiş bir partiyseniz, cumhurbaskanını atayabilir meclis baskanını secebilirsiniz. Ulkenin yonetiminde söz sahibi olan kurumlarda kendinize yakın olan isimleri gorevlendirebilirsiniz. Bunları yaparken meclisteki azınlıkta olan baska partileride arkanıza alırsanız toplum icinde cıkabilcek catlak sesleride susturmus olursunuz. Gercek amaclarınıza ulasma yolunda karsınızda cıkanlarıda, kaos ortamıyla yada ekonomik kriz tehditleriyle sindirirseniz kendi diktatörlüğünüz ilan edebilirsiniz. Bu öyle bir diktatörlüktür ki kimse adını koyamasada vardır, kimse itiraf edemesede hizmet etmekte geri durmaz.... Ya sonra...?
-
İcraatın İçinden...
Bugün mecliste yapılan oylamalarla birlikte anayasada gerekli duzenlemeler yapıldı. Yüksek ögrenim kurumlarda türban takan ögrencilerin ögrenim alması yönundeki yasaklar kaldırıldı. (Türban takan ögrenciler- kadın yada erkek ayrımı yok. Artık turban takan erkek ogrencilerde rahatlıkla girip egitim alabilirler) Buyuk ihtimalle sayın cumhurbaskanı bu yasayı onaylıyacak. Sonra chp nin itirazıyla devreye anayasa mahkemesi girecek. Burda anayasa mahkemesinin onceki yıllarda aldıgı kararlar ortada dururken bu yasalarla ilgili ne gibi bir karar varacak yakında hepimiz göreceğiz. Bazı akpye yakın hukukcular dahil olmak uzere bir cok hukukcu, anayasa proffesorleri bu yasaların mahkeme kararıyla yürütmesinin durdurulacagını söyluyor. üniveristelerde türban yasaklanması daha once anayasa mahkemesi kararıyla sabitlenmiştir. Hatta bu yasak Avrupa insan hakları mahkemesine bile götürülmüş, ancak o mahkemede Türkiye Cumhuriyeti Devlet'ini bu yasaklamada haklı bulmustur. Yasaklama gerekcelerinin basında, turbanın siyasi simge oldugu ve zamanla turban takmayan ogrenciler uzerinde baskı aracı olarak kullnılacagı, diger ogrencilerin bu yuzden hak ve özgurlukleri kısıtlanacagı gösterilmiştir. Zaten Anayasadaki bu ilgili yasalardaki duzenlemelerin ne gibi sorunlar ortaya cıakrtacagı tam olarak kestirilemiyor. KAldıki bu duzenlemelerin bile meşruiyeti tartısılıyor. Peki bu kadar cok soru işareti varken neden göz göre göre böyle bir duzenleme yapıldı, iki parti acıkca ucuncu parti ise dısardan buna izin verdi? Bu akp icin bir secim yatırımı olarak kabul edilebilirmi? Onceki secimlerde eşimizin bası ortulu diye bize haksızlık yapılıyor türünden bir magduriyet siyaseti ureten ve turbanı bizzat dini simge olarak kabul edip bu simgeyi kendi siyasi cıkarları icin kullanan akp bu kartını yeniden kullanmak istiyor olabilirmi? Gecen secimde aldıgı yuzde 47 oy oranını turban magduriyetine bagladıgını dusunecek olursak, bugun geldigmiz yerde yasalar bir sekilde hicbir kurumdan geri dönmeyip turbanlı bir kac bin ogrenci universitede egitim hakkını alırlarsa, biz sözümüzü tuttuk ozgurlukcu ve demokratik bir partiyiz diyerek meydanlara cıkacaklar muhtemelen bu sahip oldukları oy oranını koruyacaktır. İkinci sekilde eger bu yasalar Anayasa mahkemesinden dönerde üniversitelerde turbanlı egitim yasagı devam ederse bu defa akp meydanlarda bakın biz halkın isteğiyle buraya geldik, halka ragmen bizim onumuzu kesiyorlar söylemleriyle oy oranını arttırabilir. Yani akp turbanı yani dini siyasete alet etmenin faydasını her sekilde gorecek gibi bir durum ortaya cıkıyor. Tabi bunun yanında mhpde hasılattan pay alacaktır. Ama işin farklı yönleride var. Bu yasalar kabul edilse bile anayasa mahkemesinden dönse bile farklı duzenlemelerle universitelerin kendilerine bırakılabilir bu yasak.. yani bir üniversite rektörü bu yasağı uygulamada yada uygulamamada serbest bırakılabilir. İşbu halde universitelerde kutuplasmalar ve kamplasmalar baslıyacaktır. Turban yanlıları ve turbana karsı olan ogrenciler okullarında karsı karsıya geleceklerdir. Sağ-sol catısmalarının yasandıgı zamanlarda kucuk bir cocuktum ama o yıllardaki catısmaların neden ve nasıl basladıgnı az cok biliyorum ve bu son durum en çok korktugum durumlardan biridir. Peki akp boyle bir riski göze alabilir mi? bazı söylentilere göre akpnın yaptıgı bu son anayasa duzenlemeleri, Anayasanın değiştirlemez hukumlerini değiştirmeye tesebbus gibi ele alınıp parti hakkında kapatma davası acılabilir. Bu durumda akp kapatılacak olursa cok daha guclu olarak geri gelirler. Bunu bilen akp bile bile toplumun hassas oldugu konuları kaşıyarak durumu bu noktaya getirebilir mi? sanırım o zamanda akp bundan buyuk oranda fayda saglıyacaktır. Durum onu gosteriyorki ulke icinde kargaşa ve kaos ortamı olması akpnin işine gelmektedir. yapılan son uygulamalar ve söylemlerde bunu destekliyor. Akp sahip oldugu medya ve maddi gucleri sonuna kadar kendi cıkarları icin kullanmakta. Bunun faydasını son bes yılda fazlasıyla gordu bundan sonrada vazgececegini sanmıyorum. Bugun geldiğimiz bu noktada, tüm bu bölünmeleri ve kutuplasmaları göze almak, belkide en birlik butunluk icinde olmamız gereken zamanlarda turban kullanılarak gerilime suruklenmenin ulkemize ne faydası var merak ediyorum? keşke butun bunlar benim kendi kuruntularım ve abartmalarım olsa ve zaman beni haksız cıkarsa demekten baska birsey gelmiyor elimden... Umarım yanılıyorumdur ve akp ulkeyi bölmekten medet umuyor olmasın.... Ve umarım yasalar cıktıktan sonra halkımız ve buyuk medyamız yaklasan buyuk ekonomik tehlikelere turbana gosterdikleri kadar büyük önem gostersinler... Cunku aç insanların basını örtmekle aclıgını gideremessiniz....
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
bir bayan köşe yazarı basit bir soru sordu.. Paylasmak istiyorum izninizle...: -Türban eğer gercekten bir kadın için özgürlük anlamına geliyorsa, dunya uzerindeki en özgur kadınlar şeriatla yonetilen ulkelerdeki kadınlar olması gerekmiyor mu? Bende haddim olmayarak bu soruya bir ekleme yapmak istiyorum. Turban kadın icin özgurlukse, kara carşafa burunen, peçe takan kadınlar özgürlük timsalleri olarak neden gosterilmezler? Daha öncede bu baslık altında bir isteğimi dile getirmiştim. Mümin ve inanclı bir erkek olarak, bana namahrem olan saçı bası acık, beni tahrik edebilecek kadınlarla aynı oda icinde kalıp gunaha girmek istemiyorum. Lutfen yuksek ogrenim kurumlarındaki bu durum duzeltilsin.... Ben ve benim gibi dini inancı geregi magdur olan erkeklerin sorunu cözülsün.... Eminimki eylem yapmasada, bu konu yuzunden buyuk vicdan azabı ceken erkek arkadaslarım kadınlara tanınan bu buyuk özgurlukten sonra haklarını aramak icin meydanlara cıkacaklardır... İnsan olarak dini inanc özgurlugumu yasamak benim de hakkım.. neden kadınlara bu kadar taviz veriliyor...? Lütfen bekleme yapmayalım, yola devam edelim.. daha yolun başındayız....!!!