Zıplanacak içerik

LostsouL

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

LostsouL tarafından postalanan herşey

  1. bir insan ne kadarını bilebilirki hayatına giren insanların ve zamanlamalarının dogrulugunu? kaybın büyüklüğü zamanla anlasılmaz aslında aklın bunu kabul etmesi zaman alır... özlemek acı verir...bir süre sonra hatırlamak acı verir... ama en acısı hatırlanmayı ummaktır.... bir süre once hayatımızdan cıkarttıklarımız tarafından... anlamak her zaman çözmeye yetmez... yetmiyor... anlamak içindeki acıları katlamaktan baska bir halta yaramıyor aslında... ve biz insanoglu delice ögreniyor okuyor izliyor düşünüp tasınıp anlamaya calısıyoruz olan biteni...
  2. teninin her bir kıvrımını ezberlemek isterdim.. sonra bana istedigin yerden sor... cevaplayamazsam eger bu kağıdı boş bırakır altına imzamı atar giderim...
  3. yoksun sen solmus monitor ısıgında gozlerimi yorup duruyorum sorularım üst üste geliyor sanki cevaplayamıyor olusuma inat belli etmemeye calıstıkca kendime gucsuzlugumu inatla calısmadıgım yerden geliyorlar yoksun sen gücümü sınıyor gibi simdi bu yoksunluk en son sana ne alacagımı sormustun sana verebilecegim ne vardıki kendimden baska... yoksun sen ne zaman yazmak istesem sesini duysam gecer dedigim artık sesini duyma lüksüne bile sahip olamadıgım yoksun ya sıradan bir güne bile baslarken bu kadar zorlanıslarım... yoksun sen cok zaman gecti değiştirilemeyecek bir kadermiydi bu en mutlu anında bile gözlerini kacırdıgın gözlerimden cunku biliyordun cunku seziyordun cunku bekliyordun dizlerimin üzerine düşecegimi yoksun sen kelime oyunlarım ukala kendini bilmez tavırlarım hic gitmezsin diye nasıl olsa gecerim diye zamanında calısmadıgım simdi soruları gorunce karsımda ne kadar az bildigimi yazmaya calısırken nasıl da cırpınıslarım nasıl olsa yanımdaydın sen'lere guvenip kışlara hazırlayamadıgım bu kalbimin agrıları yoksun sen bomboş son anda yetişip kacırmamak için ucagını kosturdugumuz koridorlar sabahın köründe uyandırabilmek icin seni yaptıgım şaklabanlıklar canın yanmasın diye dokunmaya kıyamadıgım dokunamadım diye içimde susturamadıgım cıglıklar yoksun simdi sesini duymak icin durup durup karnıma agrılar girmesi sesini duysam ne olucak buz gibi kalıcam bir telefon kulubesinin ışıgında yoksun sen topu topu bir kac kalp agrısından ibaretti yasadıgmız bir kac satıra konu oldu sustuklarımızın tamamı ertelendi zaman gectikce susamaz olduk söylecek kimsemiz kalmamıstı avuclarımızın teriyle ıslandı sımsıkı tutarken sevda şiirleri dolu kagıtlar usulca yanından gectigimiz bir cöp kovasına bırakıldı....
  4. ağrı kesici takviyelerle uyanılan sabahların edilen tövbelerin hükmü ertesi geceye kadar akla her geldiginde bu kaybın üstünü örtmek icin kısa cumleler kuruyorum artık virgüllerim üç noktaya dönüyor... alıntıladıklarım hüzne öyle kolayki sabah olması simdi basımı yastıga koyar koymaz sızmak bir o kadar zor yatagın tamamına yayılıp uyuma düşüncesi... sonra diyerek geciştirip baska bir konuya gecilebilir cinsinden değil bu anlatamadıgım önce calıp duran telefona bir göz atmalı gecenin bu saatinde yada telefonu sessize alıp uyuyor gibi yapmalı ekonomik olsun diye edinilen hatlardandı bizimkiside birbirimiz dısında kiminle konussak dokunuyordu kanımıza.... şimdi yanlıs aramalara meze oluyor numaralarımız bazen yanlısta olsa karsısındaki konusmak istiyor insan sesi farklı tadı farklı gülüşü farklı biriyle sonra calıp duran hareketli sarkıları silip listenden daha sakin birseyler dinlemek istiyorsun icinde kopup duran fırtınalara inat için geciyor biraz daha içini çekerken durmadan bogazındaki bu tıkanıklık ileriki tarihlerde bulusmak uzere not dusuluyor ajandalara ve bir dipnot...: terslik olmazsa... sonra tarihide not dustugun ajandayıda unutuyorsun bir cekmecenin tozlu derinlerinde tanımadıgın kadınlara kur yaparken suc ustu yakalıyorsun kendini rol yaparken oynarken yalanlar soylerken utanıyorsun ansızın susup gozlerini kacırıyorsun baska bir maviliğin büyüsünden... sonra iki resim arasındaki yedi farkı arar gibi sen ve o kadınla arandaki farkları belirliyorum tek tek.... sanki hepsini bulursam cekilişle kazanıp telafi edicem bu kaybı... baska bir mesaj daha dusuyor telefonuna... baska bir yalnız insan baska bir yarım hayat dört işlemden hangisini kullanırsan kullan hala iki yalnız bir aşka etmiyor.... hala bir bosluk baska birininkiyle doldurulmuyor...
  5. sen oglum,kızım,kardesim,abim,ablam kazandı diye seviniyorsun ya bu sınavı.... aslında sevindigin diğer cocukların kaybetmesinden baska birsey değil....
  6. ne cok mutsuz cocuk var... ne cogu vazgecmiş agzına bir parmak bal calınmıs hayat avuclarının arasından alınırken izlemesi icin mecbur bırakılmıs ne cok cocuk var ağır bakıslarında sorumluluk bosalmıs butun parklar doldurulmus saguk rutubet kokan sınıflara yaz ortalarında nasıl da yorulmuslar yasları onüç ondört nasır tutmus dusunmekten akılları sırtlarında kitap yüklü cantalar sınavdan sınava kosturulmus safkan atlar gibi... ve her yarısın sonucunda kazanan bir tane kaybeden milyonlar... bu kadar üzgün cocuk hangi cografyaya nasıl sığar?
  7. küçük gergin yüzler boş bakıslar arasından gecerken nasılda baglanıyordu ömürler 120 dakikalık bir zaman dilimine bölüştürülüyor tamamı coktan secmeli sorular karar veriyor artık kimin daha zeki olduguna en fakirler arasında... küçük gergin yuzler ürkek bakıslar arasından gecerken cıglık cıglıga bir gokyuzu ama bu haksızlık fısıltıları arasında nasılda bir yarısa sokuluyordu terlemiş avuclarında yumusak uclu kursun kalemleri silerken iz bırakmayan silgileriyle sınava giriş kagıtları.. resimli birer kimlikleriyle akıllarında bir dunya bilgi birikimi ama ilgi fakiri en fakirler arasında... yıllardır yapılan yatırımların geri ödemesi yada karsılıksız cıkması gibiydi ve öyle farkındayki kücük gergin yüzler olan bitenin belki de sırf bunun icin yetiştirilmişler gibi... kim karar vermişti? kac kontenjan ayrılmıstı okuma hakkına... bir elinde cikolatalı gofret digerinde kucuk bir sise su ac değildi belkide ama nasılda zorluyordu kendini acılsın diye zihni butun bir ömru 120 dakikaya sıkıstırılmıs bir kavşakta durdurulmus ehliyet ruhsat kontrolu yapılmıs gidecegi guzergah bir devlet memurunun insafına bırakılmıs... boş bakıslı cocuklar... hakettigi bir egitimi alması icin o ailenin gayri safi milli hasıladan payına dusen miktar ne kadar olmalıydı... ya o pay yanlıs dagıtılmıssa kac 120 dakika daha kosmalıydı? belediye otobuslerinde yolculuk ederken aktarma yapıp daha fazla ödememeyi hesaplamaktan vazgecmek icin ne kadar zenginlik gerekirdi? 120 dakikayı en önde bitirmenin hatta o dort seneyi en onde bitirmenin bile bir halta yaramadıgını anlamak icin kac hayat harcanmalıydı? bu bir uyusturucumuydu? yoksa sakinlestiricimi hayatı sonuna dek hep birilerine gore geride duracagı bilgisi enjekte edilirken aklına daha az acı ceksin diye 120 dakikalık kosusturmacayla oyanılırdı... gergin yuzler ve bos bakıslar arasından geciyorum... ne cok fakir insanın cocugu onlara lutfedilen egitim hakkına sahip olsunlar diye kendi aralarında yarıstırılırdı kac hayal kırıklıgı yasanacaktı 120 dakika sonra kac hayat kararacaktı... kac tanesini kazandım diyerek sevdiklerinin boynuna sarılacaktı... kaybeden kimin cocukları?
  8. bu bir imtihansa kaldım ben önmdeki bos kagıda imzamı atar cıkarım bu bir soruysa cevabım ben üstelenirse susar kabullenirim... bu bir suclamaysa üstlenirim ben butun suc aletlerinde parmak izlerim bu bir gunahsa işleyenim ben yasadıgım hayat en buyuk cehennemim... bu bir yalansa tek gercegim ben gormezden gelindikce kendine içlenen... bu bir ruyaysa ayıgım ben gozlerimin kapandıgına aldanma sen bu bir komploysa plan dısıyım ben beklentilerinin ötesinde bu bir yaraysa irin doluyum ben kesip alsan acımam bu bir kabussa uyanıgım ben sarsıp durma yakalarımdan bu bir sevdaysa kafiyeyim ben devrik cumlelerin en ukalası bu bir meydan okumaysa asiyim ben cıkılacak butün dagların efendisi bu bir yenilgiyse en sereflisiyim ben tarih boyunca unutulmayacak efsanesi bu bir tedaviyse iflah edilemeyeniyim ben zincir tutmaz boynum bu bir çözümse kabul edilenemeyenim ben matematik dahileri yeniden kursun bu bir itirafsa sucluyum ben cezam idam olsun
  9. eksilmiyor her gun hayatından.. zaten borclu oldugun icin alınmakta senden zaman üstü kalsın diyemezsin üstünde bir sey yok isyan etsen adını koyamazsın sus alkolun etkisi geciyor artık damarlarından en agır yerinde kabusunun ayılma ihtimalin var... sus agzını acmadıgın surece kazanma sansın var....
  10. yagmur yagdıda acıldı hava... bunalımlarım azaldı.. yagmurun ardından gelen bir telefon cagrısımıydı etkili olan yok ıslanmakmı asflatla birlikte bilmiyorum ama sankim ben sıkılınca koca istanbulda sıkılıyor gibi... ben derin bir nefes alınca serinliyor ve toprak kokuyor sokaklar... bir gun baska bir sehre gidersem eger bu istanbul beni mahkemeye verirmi diye merak ediyorum onu aldatmak suçundan..
  11. ``Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala, Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.´´ Bir Ankara gazesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntularla, bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un 66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti,120 milyon lira. 'Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.´´ Evet, vatan hainiyim, siz vatanperversiniz, siz yurtseversiniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, vatan tınaklarıysa ağalarınızın, vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, ben vatan hainiyim. Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.
  12. isterdimki bu konu baslıgında sadece şiir olsa.. sadece nazım olsa... ucuz tartısmalar olmasa... cekememezlik haset olmasa... kelime olsa kafiye olsa... anlam olsa agır gelse insan durgunlassa... isterdimki burda sadece mavi gözlü bir dev olsa.. devin sözleri olsa... birileri onu cekemesede sevmesede saygı duysa sessiz kalsa... devin yüreği gibi buyuk bir sevda olsa sonra sabah olsa sanki o dev hep aramızdaymıs gibi yazmaya devam etse... sonra aksam olsa karsılıklı kadeh kaldırsak ben istanbulda o moskovada o olsa mavi gozleriyle iri iri baksa gulumsese biz biraz nefeslensek kurtulsak ucuz pazarlama hikayelerinden onunla olsak sözleri olsa biz okuyup içlensek koynunda yasarken bir ulkenin onun gibi özlesek.. kurtulup icimizdeki hapishaneden tek derdimiz etrafımızı saran duvarlar olsa... üzülme diye şiirler yazsak karımıza....
  13. rusgar yavaslar sular durulur.. yagmur azalır ve sokağa cıkmayı göze alabilrsin artık... sessizlik baslar... susmak buyuk erdem gibi sen en erdemlisi gibi insanların... gozlerini acıp etrafa bakmanın zamanıdır simdi... toprak kokar sokaklar ıslak asfalttan bir ekmek kamyonu gecer ince bir korna sesi uyanmanın zamanıdır simdi hayata verdigin aradan kurtulup yol almanın seni hatırlatan her bir sarkının hükmü zayıflar yavas yavas ve yazılan her söz, toz tutmaya baslar bundan sonra tutulacagı raflarda sıradan bir hayatın ilk izleridir bunlar sabah kalkıp aksamdan hazırladıgın giysileri giymek gibi koyu demli bir bardak cay kıvamında yola cıkarsın ve yol eski yol değildir artık ve ben nem tutan duvarın kazınması gibi kazırken icimdeki izlerini yeni bir boyama için esyaların yeri ve rengi o kadar önemli değildir artık ardından birlikte izlenen filmlerden alınan mesajların önemi kalmaması gibi... birlikteyken tutulan notların bulundugu defterler cekmecelerde geriye dogru itilir anılar aklın uzagına birlikte yurunen yollar eski yollar degildir artık ve artık bir kız cocugunu dudaklarından öpmek heyecan değildir ihtiyarlayan bedenime... ne sevişmenin tadı var dudaklarımda nede yazmanın kışkırtan cekiciligi afili sözlerim ve ben zamanlaması ertelenmiş bir kaosa dogru yol alırken aksiyon filmlerinden anlam cıkarmaya calısan anlamı yoksada bari vakit oldurse denilen sonra sabah olan aksam olsada eve gitsek denilen ustune ustluk bu dilegin gerceklesince yetinmeyip sabah olsun işe gitsek denilen bu söylentilerin arasına sıkıstırılan bir hayat ve alışmak gibi rezilce bu oldu bittilere bir havalanı bekleme salonunda yapılan rotarları bile özluyor insan beklemeyi özlemek gibi tercih etmek gibi gönüllü bir köleliği mecbur tutulan bir özgurluge.... sonra ıslak asflattan bir ekmek kamyonu gecer ruzgar yavaslar hırsını alıpta sakinleşmiş bir ihtyar gibi baska bir gun baska bir kız cocuguna hazırlar kalbini adam sanki daha once hic tutulmamıs gibi kokusunu boynunda bırakmamıs gibi baska bir kadının acemice ne eski yoldur artık o birlikte yurunen nede eskir bekledikce hatırlanmamak icin cekmecenin arkasına ittirilen anıların kayıt tutuldugu o defterler bir dokunus yeter bazen... dokunan sensen eğer...
  14. LostsouL şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    bugun geldigmiz yerde zaman gibi aynı zihniyette olmayan kac tane gazete yada tv kanalı kaldı sanıyorsunuz? siz hala özgür basın oldugunumu dusunuyorsunuz? akp aleyhinde yada onların onayını almadan tek kelime yazanların basına neler geldigni gormuyormusunuz işinize mi gelmiyor? peki akp icin kalem oynatanların sozde habercilik yapanların basına neler geliyor? evet bu haberi mansetine tasıyan bu haberi abarta abarta sayfalarına tasıyan, bu haberi bu siteye getirp konu acan ve bu konuda arkadası destekleyenlerin hepsi aynı zihniyetin mahsulleridir... Soru:En iyisiyle en kötüsü arasında cok küçük fark olan şey nedir? Cevap: ****...!!!!! Durmak Yok Yola Devam...!!!!!
  15. sevdaya baslarken plan yapmayan, damdan duser gibi bir kız cocuguna vurulan, toplamasız cıkarsıs seven adamlardanım ben... yanlıssa yanlıs eyvallah... ben böyleyim.. sonunda yıkılmak ve bir daha ayaga kalkmamak varsa bile böyle işte... kaybetmekse en buyugu.. yenilgiyse en sereflisi... kazanmak icin girmedimki bu yola... aglıyorsam simdi onun canı sagolsun... beni sevsin diye sevmedimki ben... marketten alısveris yapmadımki simdi karsılıgını alamadım diye isyan edeyim... sevda bu ne kadarını kestirebilrsinki yasayacaklarının... iyisimi salla gitsin.. sabah olur uyanırsın hayat devam eder.. bir gun baska bir kız cocuguna tutulursun buda gecer....
  16. elimdeki en degerli varlıgı seni aldın benden nasıl susabilrimki artık... nasıl kabullenir aklı basında bir insan bu kaybı tebrikler... yarattıgın yıkımın buyuklugu karsısında secde ediyorum böylesini ben bile tahayyul edemezdim... lanet olası icki yine zamansız bitti... sabah olurmu bu gece zaman durmasa olmazmı canı yanarken insanın bu kadar ileriye sarma dugmesi yokmu bu hayatın yada bir sonraki bölüme gecsek artık bu kadar huzun fazla hicbir yenilgimde bu kadar düşmemiştim ben bu kadar kopmamıstım bedenimden tutunacak bir yer bul ruhum ben bıraktım gidiyor bu caresizliklerden yoruldum...
  17. LostsouL şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    cıkıp turban islamın geregi diyorlar... islamiyetten yuzyıllar once puta tapanlar sart kosmus kadının bası ortulecek diye.. sonra yahudiler sart kosmus ondan sonra hristiyanlarda sart kosmus.. cunku korkmuslar kadından.. ******* diye kadınları ortmeye baslamıslar.. simdi neymiş otele bası ortulu diye kadın alınmamıs.... siz bası acık diye kadınlara saldırmayı sevap olarak goruyorsunuz kimsede ses cıkmıyor... sizin buyukleriniz subyan sayılacak kız cocuklarına sarkıntılık ederken sorun yok ama kadın bası örtulu diye otele alınmayınca yaygarayı koparıyorsunuz... namus ar dediginiz kadının sacından ibaretse din iman islam dedigniz sırf kadının sacından ibaretse o benim dinim degildir.... bundan 5 yıl once bursada bir konfeksiyonda kacak olarak calısan basını örten bes tane kadın, cıkan yangında diri diri yandı bir allahın kulu muslumanda cıkıp noluyo demedi ama simdi bir kadın bası ortulu diye otele alınmadı diye yaygarayayı koparıyorsunuz... hadi canım kimi kandırıyorsunuz.. derdiniz kadınların ozgurlugu değil derdiniz kadın uzerinden din uzerinde bezirganlık yapmaktır.... utanıp sıkılmadan basını ortmeyen kadına namussuz damgası vurdunuz, her gecen gun sokaklardaki kara carsaflı kadınların sayısnı arttırıp ortunmeyen kadınları rahatsız ettiniz simdide otele giremiyoruz diye gidip gavurlara el pence divan yalvarıyorsunuz.... insaf yahu.... ne denir insana.... bu kadarmı acsınız kadına? bu kadarmı korkuyorsunuz cekiniyorsunuz tarih oncesindeki putperest erkekler gibi... yahudiler gibi hristiyanlar gibi... öyle takiyyeci zihniyetiniz varki kalkıp Atatürk'ün eşi bile turban takıyor diye bas bas bagırdınız... birazcık arastırdınız mı? Atatürk'ün eşi normalde türban takmazdı ama anadoluda sizin gibi yobaz zihniyetteki ulkeyi bolmek isteyenler cahil halkı kıskırtıp, Atatürk'ün yanında kadın basını ortmuyor namussuzdur sizinde karınz kızınız basınızı ortmek istemeyecek diye insanları galeyana getirdikleri icin Atatürk'ün eşi basını örtmustur... o zamanki devleitn kuralları bunu gerektirdigi icin kadın buna uymus basını örtmustur.. bugune bakın... devletin kuralları geregi kadının basını acmasını soyler... toplumda bolunme olmasın diye, bu halk kaosa suruklenmesin diye hangisinin karısı basını acmıs? amac bu ulke icin calısmak bu ulkeyi ileri goturmek bu ulkeye faydalı olmak değil.. amac sizin gibi yobazları kıskırtıp onlara ornek olup insanları bölmektir siz hala bunu goremiyorsunuz... aslında işinize gelmiyor.. siz istiyorsunuz ki almanyadaki gib diger avrupa ulkelerindeki gibi tarikatlar olsun tarikatların camileri olsun muslumanlar tarikatlara bölunsun filanca tarikatın camine baska musluman gitmesin... insanları dinsiz olucaksınız cehennemde yancaksınız namussus olacaksınız diye korkutup onların uzerinden kendi menfaatlerinizi kovalıyorsunuz.... ****************** Durmak yok yola devam...!!!!!!!
  18. LostsouL şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    özel sektorden bahsediyoruz dimi? yani özel sektordeki bir otel... yani bu otelin sahibi kendi kurallarını koyabilir.. bu kurallar baska hicbir oteli yada kurumu yada ulkeyi baglamaz... eger otelin uygulaması hosunuza gitmiyorsa.. eger otelin hizmetinden memnun değilseniz ne yaprsınız? bir daha o otele gitmezsiniz... ve tanıdıgnız herkese o oteli anlatıp gitmemelerini tembih edersiniz öyle değil mi? boylece otel musteri kaybeder... peki bu olayı abartıp özel bir oteldeki kuralları gosterip turkiyede din ozgurlugu yoktur demenin mantıgı nerde? hadi canım gidin istanbul fatih semtinde sokakta bası acık kadın gezince taciz ediyorlar işte baskı budur.. siz ulkenizdeki, vatandası oldugunuz ulkede, ahlak ve edep kurallarına aykırı olmadan sırf basınız acık diye özgurce yuruyemiyorsanız işte baskı budur.. cunku o sokak özel sektorun yada birlerinin emrinde calısan bir işletme deildir...!!! haberi veren gazeteye bakaın, sonra bu haberi buraya tasıyan arkadasa bakın... fark gorebiliyormusunuz? özel sektorde kendi kurallarını kendisi belirleyen bir işletmenin uygulamasına bakıp ulkeye mal ediyorsunuz sonra bunu gidip avrupa devletlerine sikayet ediyorsszunuz.. ayıp yahu... insaf yahu.. begenmiyorsan gitmezsin o otele... o otel amme hizmeti yapmıyor ki.. o otelin halkın ihtiyaclarını karsılamak gibi bir durumu yok tamamen ticari bir işletmedir... byle bir ornegi alıp buyutup mansetlere veryorsunuz... yarında halka acık bir yuzme havuzunda kara carsaflarıyla havuza girmek isteyen bir kadın cıkıncada, elbiseleriyle, hacuza girmenin kurallarına uymadan havuza girmek isteyen bir kadın cıkınca, mayo giymiş kadınların yanında havuza girmek istemiyorum bu kadınların hepsini dısarı atın diyen bir kadın cıkıncada sanırım bu arkadas ve bu gazete o kadını mansete tasıyacaktır ne kadar haklı oldugunu.... bu kadarına da pes yahu... neymiş adamın karısı basortulu diye otele alınmamıs... demekki bu ulkede hicbir kadın basortusu takamıyor hemde hicbir yerde.... nerde yasıyorsunuz siz? gidip istanbul buyuk sehir belediye baskanlıgına bir tane bası acık kadın yok.... gidin istanbul fatih semtine sokaklarda yuruyemiyor artık bası acık kadınlar.. ama bu normal dimi... cunku kadın sacından tahrik olup kendini kaybeden insanların sayısı öyle arttıki neme lazım tacavuz vakkaları artar o yuzden butun kadınları kara carsafa sokalım hatta eve tıkalım.... komiksiniz... komikten öte acınacak haldesiniz.... neymiş turkiye tunusa benziyormus... tunusta kadınlar basını örtemiyormus... kac tane kadın gordunuz sokakta bası ortulu diye tacize ugramıs? kac tane kadın gordunuz halka acık plajlarda kara carsaflarıyla denize girdi diye tacize ve baskıya ugramıs... ama bunlar önemli deil.. önemli olan kendini bilmez, ticari kaygısı olmayan bir otel sahibinin kendi otelinde yaptıgı uygulama önemli... adamın oteli değilmi kardesim istedgini alır istedgini almaz.. işine gelmiyorsa gitmezsin bu kadar basit... boylesine bir olayı bu kadar buyuttugunuze gore siz istanbul lalelide yada taksim tarlabasındaki otellere hic gitmemiş orda kimlerine kaldıgına hic dikkat etmemişsiniz... mademki kıstas budur, mademki bu oteller butun turkiye zihniyetini temsil ediyor bir zahmet kafanızı gömdugunuz kum cukurundan cıkarında lalelideki herhangi bir otele gidin ve gorun turkiye nasılmıs.... neden bu adam lalelideki yada tarlabasındaki herhangi bir otelde karısıyla birlikte kalmayı denememiş... kimbilir o zaman ne buyuk yaygaralar kopartılırdı.... neyse nasıl olsa bu soyledigimide pek anlayacagınzı sanmıyorum sizin... cunku size farklı acılardan bakmak yasaklandı.. sakın seyhlerinizin sozunden cıkmayın.. devam edin bu yolda... Durmak Yok Yola devam..!!!!!
  19. alkış tuttugunuz benim yıkımımdan baska birsey değildir hayranlığınız, tanıklıgınızdır en buyuk kayba birazdan cıkıp gideceksiniz hayatımdan ve yıkıntıları toplaması gereken yıkılırken etrafı kirleten benim salona girerken elinde feneriyle size yer gosteren cocuk benim film baslarken salon kapılarını kapatan film bittikten sonra gozyaslarınızı silip yere attgıgınız kagıttan mendilleri toplayan ben beyaz ekranda okuyup cok begendiginiz kimi zaman dudaklarınızdaki tebessumlere engel olamadıgınız belkide son vazifenizi yaparken size nasıl bilirdiniz diye sorulacak benim aslında hicbir fikriniz olmadıgı halde iyi bilirdik diyeceğiniz ben...
  20. sığmıyorum bana biçilen kabuklara artık acının en şiddetli oldugu anda neden illede durmak zorunda zaman seni kaybetmekten ölesiye korkuyorum bunu yazmam mı gerekiyor sayfalarca sesim titriyor seninle konusurken anlamıyormusun? ben sana tutulup baglandıkca sen beni aklından cıkarmıssın ben kalan ömrümü seninle planlamaya calısırken sen coktan cizmissin yolunu her zaman söylemiştin sen ben inanmak istemedim simdi son bir kez daha söyle ve kurtul benden biraz olsun deger verdiysen yaralı bırakma beni sapladıgın bıcagı daha derine ittir seni seviyorum...
  21. LostsouL şurada cevap verdi: LostsouL başlık Güncel Konular
    istanbulda ekmeğe zam yapıldı.. sizce bu enflasyonu ne kadar arttırır? yuzde 0,001? halkın umrundamı ekmege zam yapılması? akp bir an önce anayasa mahkemesi karar versinde kapatılalım istiyor. bunun tek bir nedeni var... yaklasan krize karsı dayanamıyacaklarını , satacak baska bir sey kalmadıgını biliyorlar.. sorumlulugu yine baskalarının üzerine atıp magdur edebiyatı yapıp hem krizin sorumlulugundan kurutulacaklar hemde sonraki secimlere daha guclu girecekler... türk halkı bunu yermi? )) coktan yemiş durumda sadece bitiş düdüğünü bekliyoruz.... Durmak Yok Yola devam...!!!!
  22. sevgi bitmişse eğer artık acıda cekmezsin.. senin icin sevindim en azından birmiz cabuk kurtulmuş bu acıdan... bir sözün yeterdi bitmemesi icin ya sevdiğin olayım yada unut gitsin hepsini içinde tutma beni...
  23. LostsouL şurada cevap verdi: LostsouL başlık Güncel Konular
    istanbulda toplu tasıma ucretlerine zam yapıldı... sizce bu enflasyonu etkilermi? sizce bu bizim insanımızı ne kadar ilgilendiriyor? Durmak yok yola Devam...!!!!
  24. en guzel yanıttır belkide ayrılalım mı sorusuna verilen sessizlik cevabı...
  25. LostsouL şurada cevap verdi: LostsouL başlık Güncel Konular
    dogalgac ulkemizde kullanılmaya baslandıgından beri ne zaman yaz aylarına girsek indirim olurdu.. sonra kısa girerken katmerli bir zam gelirdi.. 1 haziran dogalgaza yuzde 7 zam geldi... kısın ne kadar daha gelicek? sayın erdogan hazretleri acıkladı elektrige 1 temmuzdan itibaren yuzde 20-30 arası zam gelcek... sizce bu zamlardan sonra enflasyon yukselirmi? bugune kadar sudan ekmege kadar hersey zam yapıldı.. benzine son bir ayda 4 defa zam geldi enflasyon arttımı? siz hala akp yalanlarınımı dinliyorsunuz:)))) Durmak Yok Yola Devam:)))))

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.